İçeriğe atla

Zegani Kilisesi

Koordinatlar: 41°16′00″K 43°05′14″D / 41.26667°K 43.08722°D / 41.26667; 43.08722
Vikipedi, özgür ansiklopedi
Zegani Kilisesi
Zegani (Zaki) Kilisesi, 1902. Dmitri Yermakov
Harita
Temel bilgiler
KonumDirsekkaya, Çıldır
Koordinatlar41°16′00″K 43°05′14″D / 41.26667°K 43.08722°D / 41.26667; 43.08722
İnançDoğu Ortodoks Kilisesi
MezhepGürcü Ortodoks Kilisesi
DurumYıkılmış (1970 yılında dinamitlendi)
Mimari
Mimari türGürcü mimarisi
Tamamlanma10. yüzyıl
Özellikler
MalzemelerTaş

Zegani Kilisesi (Gürcüce: ზეგანის ეკლესია) veya Zaki Kilisesi (Gürcüce: ზაქის ეკლესია), tarihsel Cavaheti bölgesinde, günümüzde Ardahan ilinin Çıldır ilçesine bağlı Dirsekkaya köyünün sınırları içinde Orta Çağ'da Gürcülerden kalma bir kilisesidir. Kilisenin iki adı da ortadan kalkmış olan Zaki veya Zegani köyünden gelir.[1]

Zegani Kilisesi veya Zaki Kilisesi'nin bulunduğu Zaki köyü, tarihsel Gürcistan'ı oluşturan bölgelerden biri olan Cavaheti'de yer alıyordu. 1578 yılında Osmanlıların eline geçen köy, 1595 tarihli Osmanlı mufassal defterine göre 12 Hristiyan haneden oluşan bir Gürcü yerleşimiydi.[1][2] Zaki Kilisesi, bundan birkaç yüzyıl önce, 10. yüzyılda inşa edilmiştir. Gürcü tarihçi Ekvtime Takaişvili'nin 1902 yılındaki araştırma gezisi sırasında kilise neredeyse bir bütün olarak ayakta duruyordu.[3] Ancak bu yapı 1970 yılında dinamitlenerek yıkılmıştır. 2014 yılında yapının sadece güney kolu ve güneydoğu tarafındaki küçük depo, batı kolunun küçük bir bölümü, yıkılmış duvar parçaları ve kabartmalı taşlar kalmıştı.[4][5]

Büyük ölçüde yıkılmış olan Zegani Kilisesi'nin yıkıntıları, Dirsekkaya köyünün 3 kilometre güneydoğusunda, Akkiraz köyünün sınırları içinde yer alır. 1902 yılında kiliseyi tanımlamış olan Ekvtime Takaişvili'nin verdiği bilgiye göre Zegani Kilisesi, yerleşim yerlerinden uzakta bulunduğu için sağlam kalmıştı. Kubbeli ve dört kollu bir yapı olan kilise, moloz taşlarla inşa edilmiş ve düzgün kesme taşlarla kaplanmıştı. İki kademeli bir taban üzerinde yükselen yapının sunak kısmı çökmüştü. Kiliseyi güneyden ve batıdan çevreleyen şapel o tarihte neredeyse tamamen yıkılmıştı. Kilisenin plaka taşlarla örtülmüş olan çatısı önemli ölçüde zarar görmüştü. Kubbenin sadece üst kısmı hafif hasar görmüş, ama kubbe kasnağı çok iyi korunmuştu. Kilisenin geri kalan kısımları aşağı yukarı sağlam durumdaydı.[3]

Zegani Kilisesi, tek nefli ve üç apsisli bir yapıydı. Kilisenin batı kolu içindeki bu nef, kemerlerle ikiye bölünmüştü. Batı kolunu güneyden ve batıdan, 1902 yılında yıkılmış olan bir şapel çevreliyordu. Şapelin güney cephesinin batı tarafında, şapelin apsisine yakın yerde bir giriş kapısı vardı. Şapelin bu kısmından kilisenin nefinin doğu bölümüne de bir kapı açılıyordu. Şapelin batı cephesinde de bir kapının olduğu tahmin edilmektedir. Bu kısımda şapelin içinden bir kapıyla kilisenin nefinin doğu kısmına giriliyordu. Kilisenin kısa kollarında yer alan üç apsisin açıldığı alan kareye yakın bir dikdörtgen plana sahipti. Kilisenin kubbesi bu mekân üzerinde yükseliyordu. Her üç apsiste de birer pencere açıklığı bulunuyordu. Doğu apsisin iki yanında birer oda vardı. Güney apsise açılan oda yarım dairesel bir forma sahipti ve bu yarım dairesel kısmı da kilisenin apsislerini andırıyordu. Kuzey apsise açılan diğer oda ise köşeli bir plana sahipti. Güney ve kuzey apsisleri dışarıdan düz bir duvarla sınırlanırken, doğudaki apsis dıştan beşgen bir duvarla çevrelenmişti. Doğu apisis ile güney ve kuzey apsisleri arasında dıştan birer üçgen niş bulunuyordu. Zegani Kilisesi’nin güney ve doğu cepheleri diğer iki cepheye göre daha zengin dekoratif kabartmalarla bezenmişti. Kilisenin dört kolu da cephelerin üst kısmında üçgen oluşturan çatı örtüsüyle kapatılmıştı. Kubbe içeriden yarım dairesel bir forma sahipken, dıştan konik bir yapıdaydı. Kubbe kasnağında kabartmalarla dekore edilmiş pencere açıklıkları ve süsleme amaçlı yalancı sütunlar bulunuyordu. Kilisede, atın üstünde atının ayakları dibindeki ejderhaya mızrağını saplamış halde Aziz Giorgi kabartması, ayrıca kanatları açılmış kartal ve güvercin motifleri bulunuyordu. Ekvtime Takaişvili kubbe kasnağında Gürcü alfabesinin Hutsuri karakterleriyle kabartma bir yazı tespit etmiş, ancak uzaktan okuyamamıştır.[3]