Gök Boğası, Göklerin Boğası, Gökyüzü Boğası, Cennet Boğası veya Cennetin Boğası, antik Mezopotamya mitolojisindekahramanGılgamış'ın savaştığı efsanevi bir canavardır. İlki erken Sümerce bir şiirde geçen, diğeri ise standart Akadcayla yazılmış bir Sümer şiiri olan Gılgamış Destanı'nda yer alan olmak üzere Gök Boğası'na ait hikâyenin iki farklı versiyonu vardır. Sümer şiirinde boğa, belirsiz sebeplerden dolayı tanrıça İnanna tarafından, Gılgamış'a saldırması için gönderilir. Gılgamış Destanı'nın VI. tabletindeki Akadca söylentilerde tanrıça İştar (İnanna'nın Doğu Sami dilindeki karşılığı), Gılgamış'a cinsellik içeren bir teklifte bulunur; fakat Gılgamış teklifi reddeder. Bunun üzerine sinirlenen İştar, babası Anu'ya giderek Gök Boğası'nı ondan ister. Böylece İştar, Gılgamış ile Gılgamış'ın arkadaşı Enkidu'ya saldırması için boğayı Uruk'a gönderir fakat ikili, boğayı öldürür. Boğayı yendikten sonra Enkidu, boğanın sağ uyluğunu İştar'a fırlatarak onunla alay eder. (Devamı...)
Carl Linnaeus, bitki ve hayvanların isimlendirilmesi için ikili adlandırma (binomial nomenklatür); yani 2 sözcükten oluşan (cins adı + epitet adı = tür adı) bir sistem geliştirmiştir.
Kehribar, süs eşyası yapımında kullanılan açık sarıdan kızıla kadar çeşitli renklerde, yarı saydam, kolay kırılabilen ve ağaç reçinesi fosilidir. Kehribara yapışan fosilleşmiş böcek, yaprak ve çiçek kalıntıları diğer taşlarda görülmeyen önemli özelliklerdendir. Bu kalıntıların incelenmesi eski devirler hakkında aydınlatıcı bilgilerin edinilmesine yardımcı olmaktadır.