Kullanıcı:Bödöŋtıl/Atölye1

Vikipedi, özgür ansiklopedi
Bödöŋtıl/Atölye1
Türkiye Türkçesi
TelaffuzTürkçe telaffuz: [ˈtyɾct͡ʃɛ]
Konuşan sayısı[1][2]
96.743.349
Dil ailesi
Diyalektler
Irak*
*: Sınırları tam kesinleştirilmemiş ağız bölgesi.
Resmî durumu
Resmî dilTürkiye Türkiye
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Kuzey Kıbrıs
Kıbrıs Cumhuriyeti Kıbrıs Cumhuriyeti
BölgeselKosova Kosova
Kuzey Makedonya Makedonya
Irak Irak
Tanınmış azınlık diliRomanya Romanya
DenetleyenTürk Dil Kurumu
Dil kodları
ISO 639-1tr
ISO 639-2tur (B)
[[ISO639-3:|]] (T)
ISO 639-3
Dilbilimci listesiTurkic%3A%20Composite Éva Á. Csató, Lars Johanson
Linguasphere44-AAB-a parçasıdır
Önemli oranda Türkçe konuşuru olan ülkeler
Bu sayfa UFA fonetik Unicode semboller içerir. Doğru bir görüntüleme desteğiniz bulunmadığı takdirde, soru işaretleri, kutular veya diğer Unicode karakterleri görebilirsiniz. IPA sembolleri ile ilgili rehberi okumak için, bakınız Yardım:IPA.

Türkçe veya Türkiye Türkçesi, batıda Balkanlar’dan doğuda Hazar Denizi sahasına kadar konuşulan Altay dillerinden biridir. Yaşı, en pinti hesaplara göre 8500 olan Türkçe bugün, yaşayan Dünya dilleri arasında, en eski yazılı belgelere sahip olan dildir. Bu belgeler, çivi yazılı Sümerce tabletlerdeki alıntı kelimelerdir.[3] Türk yazı dilleri içinde Oğuz sahası yazı dillerinden Osmanlı Türkçesinin devamını oluşturur. Başta Türkiye olmak üzere, eski Osmanlı İmparatorluğu coğrafyasında konuşulan Türkçe, dünyada en fazla konuşulan 15. dildir. Türkçe sondan eklemeli bir dildir.[4] Bundan ötürü, kullanılan herhangi bir eylem üzerinden istenildiği kadar sözcük türetilebilir.[5] Türkiye Türkçesi bu yönünden dolayı diğer Türk dilleriyle ortak ya da ayrık bulunan onlarca eke sahiptir.[6] Türkçe çok geniş kullanımıyla birlikte zengin bir dil olmasının yanı sıra, genel itibarıyla “özne-nesne-yüklem” biçimindeki cümle kuruluşuna sahiptir.

Türkiye Türkçesi, batıdan doğuya doğru Balkanlar, Ege Adaları, Anadolu, Kıbrıs Adası, Orta Doğu olmak üzere Avrupa ve Asya kıtalarında yazı dili ve çeşitli ağızlarıyla konuşulmaktadır. Aynı grupta yer aldığı diğer Oğuz grubu yazı dilleri de bu sahanın doğu ve güneyinde; Kafkaslar, Azerbaycan, İran, Hazar Denizi’nin güneydoğusunda konuşulmaktadır.

“İstanbul ağzı”, Türkiye Türkçesi yazı dilinin kaynağı olarak kabul edilir; yazı dili bu ağız temelinde oluşmuştur. Anadolu ağızlarında ve Türk yazı dillerinin bazılarında bulunan "açık e" (/ǝ/), "hırıltılı h" (//) ve "öndamaksıl n" (/ŋ/) sesleri, İstanbul ağzı dolayısıyla yazı dilinde de yoktur. Ayrıca, yine diğer Türk lehçe ve ağızlarında bulunan /q/, /w/ gibi fonemler de bulunmaz.

Bugün yirmi yazı dili, bir o kadar da konuşma dili ile Türk dil ailesini oluşturan Türk soylu toplulukların dili, geniş anlamda Türkçe veya Türk dili olarak adlandırılır. Dar anlamda ise Türkçe, Türkiye’de konuşulmakta olan dilin adıdır. Kimi dillerde bu ayrımın yapıldığı görülmektedir. Geniş anlamda Türk dili, İngilizcede Turkic language, Almancada Turksprachen, Rusçada Tyurkskiy yazık olarak adlandırılırken; dar anlamdaki Türkçe terimi için İngilizcede Turkish, Almancada Türkei Türkisch, Rusçada Turetskiy yazık kullanılmaktadır. Türkiye’deki Türkoloji araştırmalarında da bu anlamda tercih edilen terim ise Türkiye Türkçesidir.[7]

Sınıflandırma[değiştir | kaynağı değiştir]

Türkiye Türkçesi, dünya dilleri sınıflandırmasında Ural-Altay Dil Ailesi’nin Altay dilleri kolunda bulunur. Ural-Altay dil birliği temelinde yapılan daha derinlemesine araştırmalar, bu iki grubu aynı dil ailesi içinde birleştirme bakımından gittikçe zayıflayan sonuçlar vermiştir.[8] Bu sebeple Türkçe, bazı sınıflandırmalarda Altay dillerinden biri olarak belirtilmekle yetinilir; sınıflama buradan başlatılır.

Ünlü Türkolog Reşit Rahmeti Arat’ın “Türk Şivelerinin Tasnifi” makalesinde ayrıntılıca anlatıldığı gibi, Türkiye Türkçesinin de yer aldığı Türk yazı dillerinin sınıflandırması konusunda geçmişten bugüne kadar çeşitli bilimsel görüşler ortaya atılmıştır. Bütün sınıflandırma çalışmalarından da hareketle Arat’ın yaptığı sınıflandırmaya göre Türkiye Türkçesi, “Türk şive grupları ”nın “VI. daġlı grubu (Cenup)” içinde yer alır.[9] Türk dil ailesi, Doğu Avrupa, Orta Asya ve Sibirya’da konuşulan 30 kadar yaşayan dili kapsar.[10] Türk dili konuşurlarının % 40 civarında bir kesimi Türkiye Türkçesi konuşurudur.[11]

Resmî durum[değiştir | kaynağı değiştir]

Kosova'da Türkçenin resmî dil statüsünün Prizren’de tabelalarda Arnavutça ve Sırpça ile beraber kullanımı

Türkiye Türkçesi, Türkiye, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Kıbrıs Cumhuriyeti, Irak, Makedonya, Kosova, Romanya ülkelerinde çeşitli düzeylerde resmî kimliğe sahip bir dildir. Resmiyete sahip olduğu coğrafya, Türkiye Türkçesinin yayılım alanı içindedir; batıda Balkanlar’dan (orta ve kuzey) doğuda Orta Doğu’ya kadar bir alanı kapsar.

1982 T.C. Anayasasına göre Türkçe, Türkiye Devleti'nin dilidir. Bu yasa anayasanın Birinci Kısmının, Genel Esaslar Bölümünde, 3. Maddede geçer. Aynı zamanda, ilgili bölümde bulunan 4. Maddeye göre bu madde asla değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez.[12]

Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir.- T.C. Anayasası[12]

Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde bu dil ülkenin resmî dilidir.[12][13] Irak’ta Kerkük ilinde resmî dildir.[14] Kıbrıs Cumhuriyeti’nde (diğer adıyla Güney Kıbrıs Rum Yönetimi) anayasal olarak Türkçe, Yunanca ile beraber resmî dil olarak geçer ancak Türkçenin resmiyetinin uygulanmasında sorunlar vardır.[15] Makedonya’nın başkentindeki belediyelerden Çayır Belediyesi’nde, batısında yer alan Gostivar, Merkez Jupa, Plasniça ve Mavrova ve Rostuşa Belediyesi sınırları içinde Türkçe resmî kullanımdadır.[16][17][18][19][20][21] Kosova’da Prizren, Mamuşa, Gilan, Mitroviça, Priştine ve Vıçıtırın Belediyesi kapsamında Türkçe resmî dil statüsüne sahiptir.[22][23] Prizren Belediyesi sınırları içinde Türkçenin resmiyeti ise ayrıca herhangi bir ölçütün dışında, Kosova Cumhuriyeti “Dillerin Kullanımı İçin Yasa” kapsamında yasa koruması altındadır.[24] Romanya’da Türkçe, devletin ilgili bölge veya bölgeler için resmî olarak kabul ettiği azınlık dillerindendir.[25]

Resmî olmayan kullanımlar[değiştir | kaynağı değiştir]

Avrupa ve Asya kıtasındaki bazı ülkelerde Türkiye Türkçesi için günümüzde geçerli olan resmiyetin dışında ciddi konuşurlara sahip olunsa da bu dilin çeşitli sebeplerle resmî dil statüsü kazanmadığı ülkeler de vardır. Bulgaristan nüfusunun %10 kadarının anadili olarak Türkçe için Bulgaristan devlet televizyonunun Türkçe programları vardır. Kırcaali belediyesi ise iki dilde hizmet verir.[26] Deliorman ve Doğu Rumeli'de okullarda seçmeli anadili dersidir. Yunanistan'da ise İskeçe ve Gümülcine'de seçmeli anadili dersidir ve dinî işlerde de kullanılmaktadır. Rodos'taki 2500-3000 kişilik Türk azınlığı ise Lozan Antlaşması kapsamı dışında kalarak Yunanistan’ın ana karasında Türklerin sahip oldukları haklardan yoksun olmuşlardır.[27]

Kurumsal yapı ve kullanım[değiştir | kaynağı değiştir]

Türkçe, Türkiye'nin ve Türkiye Türklerinin kurumsal dilidir. Türkiye'de Türk Dil Kurumu, Türk Dili Tetkik Cemiyeti adıyla 12 Temmuz 1932'de Atatürk'ün talimatıyla kurulmuştur. Cemiyetin kurucuları, hepsi de milletvekili ve dönemin tanınmış edebiyatçıları olan Sâmih Rifat, Ruşen Eşref, Celâl Sahir ve Yakup Kadri'dir. Kurumun ilk başkanı Sâmih Rif'at'tır. Türk Dili Tetkik Cemiyetinin amacı, "Türk dilinin öz güzelliğini ve zenginliğini meydana çıkarmak, onu yeryüzü dilleri arasında değerine yaraşır yüksekliğe eriştirmek" olarak tespit edilmiştir. Atatürk'ün sağlığında, 1932, 1934 ve 1936 yıllarında yapılan üç kurultayda hem Kurumun yönetim organları seçilmiş, hem dil politikası belirlenmiş, hem de bilimsel bildiriler sunulup tartışılmıştır. 26 Eylül-5 Ekim 1932 tarihleri arasında Dolmabahçe Sarayı'nda yapılan Birinci Türk Dili Kurultayı sonunda Kurumun "Lügat-Istılah, Gramer-Sentaks, Derleme, Lenguistik-Filoloji, Etimoloji, Yayın" adları ile altı kol hâlinde çalışmalarını sürdürmesi kabul edilmiştir. Sonraki kurultaylarda bu kollardan bazıları ayrılmış, bazıları tekrar birleştirilmiş; fakat ana çatı değiştirilmemiştir. 1934'te yapılan kurultayda Cemiyetin adı, Türk Dili Araştırma Kurumu; 1936'daki kurultayda ise Türk Dil Kurumu olmuştur.[28]

Türk Dil Kurumu, Türkiye Türkçesinin imlasının standartlarını belirleme, dil hakkında çeşitli düzeyde çalışmalar yapma gibi konularda faaliyetler yürütür. Günümüzde bu kurum, sadece Türkiye değil, dünya çapında Türkçe ve Türkoloji ile ilgili çeşitli çalışmalarda kurumsal yüzü veya akademik mensuplarıyla yer almaktadır.

Türk Dil Kurumunun yapısıyla ilgili ilk önemli değişiklik 1951 yılındaki olağanüstü kurultayda yapılmıştır. Atatürk'ün sağlığında Millî Eğitim Bakanının Kurum başkanı olmasını sağlayan tüzük maddesi 1951'de değiştirilmiş; böylece Kurumun devletle bağlantısı koparılmıştır. İkinci önemli yapı değişikliği 1982-1983 yıllarında gerçekleştirilmiştir. 1982'de kabul edilen ve şu anda da yürürlükte olan Anayasa ile Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu, bir Anayasa kuruluşu olan Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu çatısı altına alınmış; böylece devletle olan bağlar yeniden ve daha güçlü olarak kurulmuştur.[28]

Tarih[değiştir | kaynağı değiştir]

Türkiye Türkçesi, uzun Türk dili tarihi içinde bu dilin belli kolları üzerinden doğrudan gelişerek bugünkü hâlini almıştır. Aşağıda, Türkiye Türkçesinin tarihî sürecine dair genel dönemler gösterilmiş, yakın tarihte etkileşim içinde olduğu Göktürkçe gibi dallar da belirtilmiştir.

Türk yazı dilleri ve ağızları hakkında ilk bilgileri söz varlığı verileriyle ve sözlü edebiyat ürünleriyle sunan, Türk dilinin ilk sözlüğü ve dil bilgisi kitabı Divânu Lügati't-Türk’te, Kutadgu Bilig adlı ünlü eserde, Ali Şir Nevai’nin Muhakemetü'l-Lugateyn’inde, Harezm-Kıpçak, Anadolu ve Çağatay sahasında XIX. yüzyıla kadar bu dilin adı Türk tili, Türkî, Türkçe şekillerinde kaydedilmiştir. Bu yüzyıla dek Türk lehçeleri arasındaki farklar çok büyük değildi. Özellikle XVI. yüzyıldan başlayarak klasik gelişimini sürdüren Türk dili, Doğu Türkçesi veya Çağatay Türkçesi ile Batı Türkçesi veya Osmanlı Türkçesi diye adlandırılan iki büyük yazı dili hâlinde Türk dünyasında varlığını sürdürüyordu.[29]

Ana Altay dili[değiştir | kaynağı değiştir]

Dilbilgisi edebiyatında bir ‘dil ailesi’ veya ‘topluluğu’ için kullanılan Altay dilleri adıyla, dar olarak üç (Türk, Moğol, Mançu dahil Tunguz), geniş olarak bunlarla birlikte Kore ve kısa bir süreden beri Japon dilinin de yeniden katılması ile, beş dil kastedilir.[30] Bu teori; Türk, Moğol, Tunguz, Kore ve Japon dillerinin ortak bir kökten çıktığını ve bunların akraba olduğunu kabul eden teorinin adıdır. Teoriye göre bu diller ortak bir ata dilden iniyordu. Ortak ata dil, farazi bir dildi ve tabiatıyla bir adı yoktu. Akrabalık teorisine inananlar bu farazi dile Altay dili (Altayca) adını verdiler.[31] Teorik olarak kurgulanan bu Altay dilinden ayrılmalar sonucunda ortaya çıkan Türk dili ile Türkiye Türkçesinin tarihi başlar.

Ana Türk dili[değiştir | kaynağı değiştir]

Ana Altay dilinden zamanla çıkan kollardan birisi Ana Türk dilidir. Bu dil, Altay özelliklerinin yanında artık kendisine has yapılar kazanmış bir hâlde düşünülmektedir. Türk dilinin bu ilk dönemine dair yazılı belgeler yoktur, görüşler ve belli dil ilkeleriyle dönem tarifi yapılmıştır.

Sümerce-Türkçe ilişkisi[değiştir | kaynağı değiştir]

Sümer zamanı Lagaş kralı Eannatum’a ait bir stel ve buradaki çivi yazısı örneği

Aşağı yukarı MÖ 3500-MÖ 1700 yılları döneminde bugünkü Mezopotamya bölgesinde konuşulmuş olan Sümerce, döneminde büyük bir medeniyetin temsilcisi, yazının kullanıldığı dil olmuştur. 1947-1948 akademik yılı sırasında İstanbul Üniversitesi Türkoloji Bölümünde öğrenci iken, eline geçen tercüme Eti Dili Sözlüğü’nde rastladığı gud “sığır, öküz” kelimesi Türkolog Osman Nedim Tuna’nın Sümerce ile derin ilgisini başlatmıştır. Bu kelime ile Eski Türkçe ud “öküz” kelimesi arasındaki benzerlik dikkatini çekmiştir. Bunun üzerine, Sümerce hakkında çok çeşitli okumalar yapan Tuna, “Sümer ve Türk Dillerinin Tarihî İlgisi ve Türk Dilinin Yaşı Meselesi” adlı eserinde, yaklaşık olarak son kırk yılda tespit ettiği 32 ses denkliğinin, karakteristik olan ve maksada yeter 16’sını sunmuştur.[32] Türkoloji, Sümeroloji ve daha birçok bilim dalında büyük çığır açan bu çalışmadan çıkarılan sonuçlar şu şekilde verilmiştir:

“Sonuç
  1. Sümerce ve Türkçe çok daha eski bir devirde birbiri ile akraba olmuş olabilir veya olmayabilir. Bu konu bizi burada ilgilendirmiyor. Fakat, Sümerlerle Türkler arasında dil bakımından tarihî bir ilgi bulunduğu hususu bu 168 kelime ve gerekli açıklamalarla ispatlanmıştır.
  2. Türklerin en az MÖ 3500’lerde Türkiye’nin Doğu bölgesinde bulunduğu tespit edilmiştir. Bunun Kuzey, Doğu ve Batı sınırlarının ne olduğunu başka bir çalışmamda açıklayacağım.
  3. Türk dilinin zamanımızdan 5500 yıl önce müstakil ve iki kollu bir dil olarak varlığı ispatlanmıştır. Eğer doğuştan, Sümerlerle temasa geldikleri zamana kadarki çözülme hızı sabit ise, İlk Türkçe veya Ana Türkçenin muazzam bir zaman önce yaşamış olması gerekir. Bu sonuç, benim 1978 yılı sonunda tamamlayıp 1983 Ağustosunda yayımladığım Altay Dilleri Teorisi adlı çalışmamda, Türk dilinin, archeology ve glottochronology araştırmalarından hareketle ileri sürdüğüm ‘yaşı, en pinti hesaplara göre 8500’dür’ (s. 52-55) ifademle karşılaştırılabilir. Şimdi, bu rakam doğrulanmaktadır. Çünkü Ana Türkçeden Ana Doğu ve Batı Türkçesine kadar geçen zamanı da hesaba katarsak, bu devreden zamanımıza kadar geçen 5500 yılın ikiye katlanması mümkündür.
  4. Bugün, yaşayan Dünya dilleri arasında, en eski yazılı belgelere sahip olan dil, Türk dilidir. Bunlar, çivi yazılı Sümerce tabletlerdeki alıntı kelimelerdir.
  5. Altay dili teorisindeki en önemli meselelerden biri olan l2, r2/z’ye ait misallerdeki anachronism, bu konuda aksi istikamette bir düzeltme yapılmasını gerektirir.”[3]

Şablon:Sümerce-Türkçe ortak kelimeler listesi (Tuna)

Hun dönemi[değiştir | kaynağı değiştir]

Ana dili Hunca olan en meşhur tarihî şahsiyetlerden Attila’nın bir Orta Çağ madalyonunda şekli ve “Atila, Flagelum Dei” (Tanrı’nın kırbacı) yazısı
Göktürk dönemi eseri Kül Tigin Yazıtı’ndan ayrıntı (MS 8. yüzyıl)

Huncanın Lir Türkçesi veya Şaz Türkçesi aidiyeti konusunda çeşitli çalışmalar vardır. Tabii, bu çalışmalar, tarihî vesikalardaki verilerin yorumlamalarındaki farklar ve verilerin çeşitliliğiyle alakalıdır.

Hunlara ait birçok kelime Çincede, bu dile özgü biçimleriyle tespit edilmiş ve bu kelime biçimleri farklı araştırmacılar tarafından Türkçe olarak açıklanmıştır. Türkolog Talat Tekin, sözü edilen kelimelerde 17’sini görüşleriyle beraber belirtmiştir:[33]

Yukarıdaki sözlerden son dokuzu Tabgaç dönemine (MS 338-557) aittir. Çincede /r/ sesi bulunmadığı için Türkçe sözlerdeki /r/, ya /l/ ile gösterilir veya hiç gösterilmez: çeng-li / tengri, king-lu / kıngrak, wo-lu-to / ordu vb. Çin sülalesi tarihinde, MS 329’da geçen bir olay vesilesiyle, Çin karakterleriyle tespit edilmiş iki cümle vardır. Çin sülalesi tarihi- Çin-şu, 10 karakterden oluşan bu cümlelerin (beytin) Hunca olduğunu belirttiği gibi her karakterin Çince anlamını da vermiştir. Olay Çin-şu’da şöyle anlatılmıştır: “Hükümdar Şi Lo, Hsiung-nu’lara mensup Ho kabilesinden geliyordu. Başka bir Hsiung-nu lideri Liu Yao da Şi Lo’nun rakibi idi. Liu Yao, Kuangçu’nunu on birinci yılında (329) ordusu ile geldi ve Lo-yang’ı kuşattı. Şi Lo, hemen Liu Yao ile savaşmak istiyordu. Fakat buyruğu altındaki kumandanların hiçbiri bu fikri uygun bulmadı. Şi Lo, bunun üzerine çok sevdiği ve saydığı Hintli rahip Fo-t’u-teng’e danıştı. Fo-t’u-teng daire biçimindeki bir çanı salladı ve çıkan sese göre Ho dilince şu kehanette bulundu:[34]

siu-k’i t’i-li-kang puh-koh kü-t’u-tang

Siu-k’i Ho dilinde “ordu”, t’i-li-kang da “çıkmak” anlamındadır; puh-koh Liu Yao’nun unvanıdır, kü-t’u-tang da “tutmak, yakalamak” demektir. Bu sözcükler toplu olarak ‘Ordu savaşmak için çıkacak ve Liu Yao’yu tutacak’ anlamına gelir.” Bu Çince karakterler, iki ünlü Sinolog tarafından aşağıdaki şekilde seslendirilmiştir:

siog tieg t’iei lied kang b’uok kuk g’iu t’uk-tang (B. Karlgren)
sux-keh the-let-kang buk-kok goh-thok-tang (E. G. Pulleyblank)[34]

Şiratori (1902), Ramstedt (1922), Bazin (1948), Gabain (1950), Tekin (1993) gibi Türkologlar, 10 karakterlik bu ibarenin Hun Türkçesindeki biçim ve anlamını bulmaya çalışmışlardır. Tamstedt’in bulduğu biçim ve anlam şöyledir:

Süke talıkıng (talıkang) bügüg (ügeg) tutang = Savaşa çıkın, bügüyü (düşman hükümdarını) tutun!

Talat Tekin’in bulduğu biçim ve anlam şöyledir:

Sü:ke tılıkang bugukgı tuktang = Savaşa çıkın, Buguk’u (küçük geyiği veya liderciği) tutun![35]

Gerek Ramstedt, gerek Tekin, Doğu Huncaya ait bu ibarenin l-r (Bulgar-Çuvaş) Türkçesine ait olduğu görüşündedirler; çünkü Köktürkçedeki taşıkmak (çıkmak) kelimesi burada talıkmak / tılıkmak biçiminde, yani ş yerine l ile geçmektedir. Türkler ve Türk dili için bu ibarenin önemi şöyle belirtilmiştir:

  1. Çinceleşmiş bir söylenişle de kaydedilmiş olsa, bu iki cümle Türkçe olarak tespit edilmiş bulunan en eski (MS 329) cümlelerdir; üstelik kelimelerin anlamları da Çince olarak verilmiştir.
  2. Hükümdar Şi-lo’nun Hyung-nu’ların Ho boyundan olduğu ve cümlelerinde de Ho dilinde söylendiği Çin kaynağında açıkça ifade edilmiştir. Dört kelimelik iki cümle Türkçe olarak okunup açıklanabildiğine göre Hyung-nu’ların Türklüğünden de şüphe etmeye gerek yoktur.
  3. Hükümdar Şi-lo, büyük Hun hanedanı 216’da yıkıldıktan sonra Kuzey Çin’de kurulan küçük ve kısa ömürlü Hun devletlerinden biri olan 2. Cao devletinin hükümdarıdır. Şi-lo, doğu Hunlarından idi. Demek ki büyük Hun hanedanından sonraki küçük Hun devletlerinde de Hun Türkçesi kullanılmaya hiç olmazsa bir süre devam etmiştir.
  4. Bütün Hunların olmasa bile en azından Doğu Hunlarının Türkçesi bir l-r Türkçesi idi. Ş yerine l, z yerine r kullanılması daha sonraki Bulgar ve Çuvaş Türklerinin özelliğidir. Moğolca da bir l-r dilidir. Bulgar ve Çuvaşlar dışındaki bütün Türklerin dili ş-z Türkçesidir.[35]

Şaz Türkçesi[değiştir | kaynağı değiştir]

Bagatur Çigşi adlı bir memurun yazdığı, 9. yüzyıla tarihlenen Orhun alfabesiyle yazılmış bir Türkçe el yazması
(Bulunduğu yer: Dunhuang Mogao,
Arşiv: British Library, Büyük Britanya)
Çin Seddi’nin Juyongguan geçidindeki Bulut Terası’nın batı duvarında Eski Uygur alfabesiyle yazılmış Türkçe metin (14. yüzyıl)

Şaz Türkçesi veya Doğu Türkçesi, Macar Türkologları, lehçeler tasnifi için z > r (=rhotacisme) ve ş > l (=lambdaisme) değişimlerini daha esaslı saydıklarından, Türk lehçelerini bu esasa göre ikiye ayırmışlar ve z-ş esaslı lehçeler grubuna “Doğu Türkçesi” (A. Zeki Velidi Togan’a göre: Şaz Türkçesi), r-l esaslı lehçelere de “Batı Türkçesi” (aynı müellife göre: Lir Türkçesi) demişlerdir.[36] Şaz Türkçesi, günümüzde Türk yazı dillerinin Çuvaşça dışında kalan bütün kollarının çıktığı ana koldur. Nüfus ve yayılma alanı açılarından büyük kesimi oluşturur.

Göktürkçe[değiştir | kaynağı değiştir]

Göktürkçe, Türk dilinin bilinen ve yazılı metinleri ele geçirilebilen en eski dönemine verilen isimdir. Eski Türkçe adlı dönemin ilk kısmını oluşturur. Devamında Eski Uygur dönemi yaşanmıştır. MS 7. yüzyılda Moğolistan'da yaşayan Göktürklerin konuşup yazdığı dildir. Göktürkçe yazılı belgeler 2. Göktürk Devleti döneminden kaldığından Göktürkçe kağanlığın resmî dili hâlinde olmuştur. Kısacası, bu dönem, Göktürk Kağanlığı’nın hüküm sürdüğü dönemin sonuna kadar süren evreyi kapsar.

Eski Uygur Türkçesi[değiştir | kaynağı değiştir]

Türk dilinin eski dönemlerinde konuşulmuş ve yazılmış olan Türk dilinin tarihî dönemlerinden biridir. Eski Türkçe adlı dil döneminin Göktürkçeden sonraki ikinci kısmını oluşturmuştur.

Eski Uygur Türkçesi dönemi için asıl fark, Göktürk metinlerinde bozkır yaşayışı, savaşçılık ve devlet düzeniyle ilgili kelimeler ağırlıktadır. Uygur metinlerinde ise Maniheizm ve Burkancılıkla ilgili kelimeler hâkimdir. Bunlar da Sanskritçe, Çince ve Soğdakçadan alınmıştır. Çok defa da kavramlara Türkçe karşılıklar bulunmuştur. Temel söz varlığı ise her iki dönem metinlerinde aynıdır.[37]

Sevgili[38] -
Orijinal:
Kasınçıgımın öyü kadgurar men;
Kadgurdukça
Kaşı körtlem,
Kavışıgsayur men.
Öz amrakımın öyür men,
Öyü evirür men ödü…çün
Öz amrakımın
Öpügseyür men.
Barayın tiser
Baç amrakım;
Baru yime umaz men
Bagırsakım.
Kireyin tiser
Kiçigkiyem;
Kirü yime umaz men
Kin yıpar yıdlıgım
Yaruk teŋriler
Yarlıkazunın.
Yavaşım birle
Yakışıpan adrılmalım
Küçlüg priştiler
Küç birzünin.
Közi karam birle
Külüşüpen külüşügin oluralım.
Türkiye Türkçesi:
Yavuklumu düşünüp dertlenirim;
Dertlendikçe
Kaşı güzelim,
Kavuşmak isterim.
Öz sevgilimi düşünürüm,
Düşünüp dururum…
Öz sevgilimi
Öpmek isterim.
Gideyim desem
Güzel sevgilim;
Gidemem ki
Sadık yarim.
Gireyim desem
Küçücüğüm;
Giremem ki
Misk amber kokulum.
Işıklı tanrılar
Buyursun.
Yavaş huylum ile
Birleşip ayrılmayalım.
Güçlü melekler
Güç versin.
Gözü karam ile
Gülüşüp oturalım.

Karahanlı Türkçesi[değiştir | kaynağı değiştir]

Türk dilinin tarihinde konuşulmuş ve yazılmış olan tarihî dönemlerinden biridir. Türk dilini, eski, orta, yeni olarak üç döneme ayıran Türkologlara göre Karahanlı Türkçesi, Orta Türkçenin ilk dönemini oluşturur. Böyle düşünen Türkologlara göre 10-15. yüzyıllar arası, Orta Türkçe dönemidir. 13. yüzyıldan itibaren Türk yazı dilinin (Kuzey-) Doğu ve (Güney-) Batı olarak iki ayrı kol hâlinde geliştiğini göz önünde bulunduran diğer bir kısım Türkolog, Karahanlı Türkçesini Eski Türkçe içine alır. Bugüne ulaşan metinleri 11. ve 12. yüzyıllara ait olan Karahanlı Türkçesi, Eski Uygur Türkçesiyle çağdaştır.[39]

Harezm Türkçesi[değiştir | kaynağı değiştir]

Türk dilinin tarihinde konuşulmuş ve yazılmış olup Karahanlı Türkçesi sonrasında gelen tarihî dönemlerinden biridir. Ceyhun’un Aral Gölü’ne döküldüğü bölgede yer alan ve 12. yüzyılda bir kültür merkezi olarak sivrilen Harezm’in, Çengizliler ve Altın Ordu çağında da bu durumu devam etti. Altın Ordu çağında (1241-1502) Harezm, Aşağı Seyhun boyları, İdil’in Hazar’a döküldüğü yerde bulunan başkent Saray başlıca kültür merkezleriydi. Harezm Türkçesine ait eserler işte bu kültür muhitinde yazıldı.[40]

Ana Oğuz Türkçesi[değiştir | kaynağı değiştir]

Türk boylarından Oğuzların en önemli eserlerinden biri Dede Korkut Kitabı içindeki Basat depe gözi öldürdügi boyı beyan ider hanum hey (kırmızı yazı) kısmı

Türk dilinin Milat sonrası dönemlerinden günümüze gelen en büyük kollarından biridir. Göktürkçe döneminde, Ötüken’de kullanılan yazı dilinin yanında, onunla beraber henüz yazı dili formu kazanmayan bir hâlde olduğu kabul edilir. Divânu Lügati't-Türk’te Oğuzcaya dair belirtilen görüşler, bu kolun (en azından) Divandan birkaç yüzyıl önceki hâline dair fikirler verir. 10. yüzyıldan sonra Maveraünnehir, İran ve Anadolu sahalarında yaygınlaşmış, yüzyıl boyunca yazı dili olma yönünde aşama kaydetmiştir. Eski Anadolu Türkçesi dönemi, bu sürecin yeni hâli olmuştur.

Eski Anadolu Türkçesi[değiştir | kaynağı değiştir]

Eski Anadolu Türkçesi, Türk dilinin Oğuz koluna dayanan ve Hazar Denizi’nin batısında, Anadolu coğrafyasında 11. yüzyıldan 15. yüzyıla kadar kullanılan bir tarihî yazı dilidir. Anadolu’nun Türkleşmesi ile XIII-XV. yüzyıllar arasında bu bölgelerde Oğuzca temeline dayalı olarak kurulup gelişen yazı dilidir. Eski Anadolu Türkçesinin meydana gelişinde, Anadolu’daki birtakım ağız özelliklerinin zaman zaman metinlere girmiş olması, standart bir Eski Anadolu Türkçesinden bahsedilmesini güçleştirmektedir. Bu güçlük, gramer yazmada kendini iyice gösterir.[41] Dönem içinde, Anadolu’da ve çevresinde yazılan eserlerde farklı kelime ve ek tercihleri, ilgili eserlerin yazar ve müstensihlerinin farklı coğrafyalara ait olmasıyla alakalıdır.

Osmanlı Türkçesi[değiştir | kaynağı değiştir]

13 ile 20. yüzyıllar arasında Anadolu'da ve Osmanlı İmparatorluğu'nun yayıldığı bütün sahalarda kullanılmış olan Osmanlı Türkçesi, Türk dili tarihi içinde geniş sahada ağızlarıyla beraber konuşulmuştur. Alfabe olarak Arap alfabesinin Farsça ve Türkçe için uyarlanmış bir biçimi kullanılmıştır.

XVII. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu’nun dünyada birçok alandaki üstünlüğü ve yaygınlığına bağlı olarak Osmanlı Türkçesi de İmparatorluk sınırlarını aşan bir yaygınlığa sahip olmuştur. İncil’in dili olan Latince başta Fransa olmak üzere Avrupa’da XVII. yüzyıl ortalarına kadar eğitim dili olarak varlığını korudu. Fransa’da anadilde eğitim ancak XVII. yüzyıl sonunda yapılabilmiştir ve yine söz konusu ülkede, Almanca ve İngilizce gibi yabancı dillerin öğrenim ve öğretimi ancak XIX. yüzyılda yaygın olarak gerçekleşebilmiştir. O nedenle Fransa’nın 1670’lerde Türkçenin yabancı dil olarak öğrenim ve öğretimine duyduğu ilgi, yabancı dil eğitimi tarihçileri açısından da dikkate alınması gereken bir durumdur. Fransa için XVII. ve XVIII. yüzyıllar, yoğun olarak Osmanlı medeniyeti ve kültürüne ilgi duyduğu yüzyıllar olarak tarihe geçmiştir. Bu eğilimin kaçınılmaz sonucu ise Osmanlı Türkçesiyle kaleme alınmış el yazmalarının Fransızcaya çevrilmesidir.[42]

Coğrafya[değiştir | kaynağı değiştir]

Türkiye Türkçesi coğrafyası, dünyanın orta kesimi olarak sayılabilir. Bu saha çok genel olarak Hazar Denizi’nin batısındaki Kafkaslar’dan Balkanlar’a kadar olan coğrafi alanı kapsar. XIX. yüzyılda ünlü Türkolog Ármin Vámbéry, Türk dilinin yayılma alanının genişliğini yaptığı gezi sırasında görmüş ve Balkanlar’dan Mançurya’ya kadar yolculuk yapmak isteyen birinin Türk dilini bilmesi durumunda bu yolculuğu en kolay biçimde yapabileceğini, bu coğrafyada en geçerli dilin Türk dilini olduğunu söylemiştir.[1] İşte bu geniş coğrafyanın güneybatı kesimi, Türkiye Türkçesinin asli coğrafyasıdır.

Türk yazı dilleri ve lehçeleri içerisinde en fazla konuşura sahip yazı dili Türkiye Türkçesidir. Ana dili konuşurları dışında Türk dili lehçelerinin birinci dil, ikinci dil veya yabancı dil konuşurları da bulunmaktadır. Türkiye Türkçesi, asli coğrafyası dışında, pek çok ülkede yabancı dil olarak öğretilmektedir ve bu dil, 2008 yılı verilerine göre seksen yedi ülkede en az bir ortaöğretim kurumunda yabancı dil olarak okutulmaktadır. Kırk altı ülkede ise özel kurslarda Türkçe yabancı dil olarak öğretilmektedir. Türkiye Türkçesinin geniş kapsamlı çağdaş coğrafyasında Almanya, Amerika Birleşik Devletleri, Avustralya, Avusturya, Azerbaycan, Belçika, Birleşik Arap Emirlikleri, Bosna Hersek, Bulgaristan, Büyük Britanya (İngiltere), Danimarka, El Salvador, Finlandiya, Fransa, Gürcistan, Hollanda, Honduras, Irak, İran, İsrail, İsveç, İsviçre, Kanada, Karadağ, Kazakistan, Kırgızistan, Kosova, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Makedonya, Özbekistan, Romanya, Rusya, Sırbistan, Suriye, Tacikistan, Türkiye, Ukrayna, Yunanistan ülkeleri yer alır.[1] Bunların yanına, doğal ögeler olarak Arnavutluk, Kıbrıs Cumhuriyeti de eklenir.

Asli ve yeni göçlerle oluşan coğrafya[değiştir | kaynağı değiştir]

Bu dil, Osmanlı Türkçesinden devraldığı coğrafyada, bugünkü yayılım ve özellikleri ile yaşamını sürdürmektedir ve bu saha, batıdan doğuya doğru Rumeli, Ege Adaları, Anadolu, Kıbrıs, Suriye ve Irak topraklarının tamamı şeklinde belirtilebilir. Söz konusu coğrafi alan, doğu sınırında yer alan bir diğer Türk yazı dili olan Azerbaycan Türkçesi sahası ile sınırdaştır. Doğu sınırının kuzeyinde Karadeniz’in doğu kıyılarında ise Kafkaslar’ın batı sahası, Türkiye Türkçesi coğrafyasının kuzeydoğu sınırlarını oluşturur. Burada sayılan bu coğrafya sahasının bazı kısımlarıyla ilgili (özellikle doğu sınırları) ayrıntılı çalışma henüz olmadığı için, coğrafi sınırlar daha genel bir şekilde belirtilmiştir.[43] Rumeli, Ege Adaları, Anadolu, Kıbrıs, Suriye ve Irak coğrafyası içinde çeşitli ülkeler yer alır ve bu ülkelerin ya tamamı ya da ciddi bir kısmı Türkiye Türkçesinin coğrafyası içindedir. Asli coğrafya sayılan söz konusu sahadaki ülkeler şunlardır: Bosna Hersek, Karadağ, Arnavutluk, Sırbistan, Kosova, Makedonya, Yunanistan, Bulgaristan, Romanya, Türkiye, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Kıbrıs Cumhuriyeti, Suriye, Irak. Batıdan doğuya doğru Türkiye Türkçesi coğrafyasında yazı dili olarak bu dil standart kullanımdadır. Bunun yanında, konuşma dili bakımından bu sahada birçok ağız bölgesi bulunur.

Yakın tarihte, başta Türkiye olmak üzere, eski Osmanlı İmparatorluğu sahasından dünyanın bazı ülkelerine çeşitli göçler yapılmıştır. Bu göçler özellikle gelişmiş ülkelere doğru ekonomik kalkınma, siyasi göç, beyin göçü vb. sebeplerle olmuştur. Söz konusu göçlerle beraber taşınan Türkiye Türkçesi konuşurları, gittikleri yerlere ana dilleri olan Türkiye Türkçesini de taşımışlardır.

Nüfus[değiştir | kaynağı değiştir]

Dillerin nüfus sıralaması ana dili (birinci dil), ikinci dil, yabancı dil konuşurları gibi birkaç ölçüt göz önüne alınarak yapılmaktadır. Ana dili, birinci dil, ikinci dil ve yabancı dil olarak konuşurlar bakımından İngilizcenin 2 milyara yaklaşan bir konuşuru olduğu kestiriminde bulunulmaktadır. Ana dili konuşurları bakımından yapılan sıralamada ise Çince, farklı lehçeleri olmasına karşın birinci dil olma özelliğine sahiptir. Birbirinden ses, biçim ve söz varlığı özellikleri bakımından ayrılan sekiz ayrı lehçesiyle Çincenin; pek çok lehçesiyle birlikte Hintçenin dördüncü dil kabul edilmesi karşısında Türk dili de yirmi yazı dili ve lehçesiyle, 200 milyonu aşkın konuşuruyla tek bir dil olarak kabul edildiğinde, 2005 yılı verilerine göre dünyada en fazla konuşuru bulunan diller arasında beşinci sırada yer alır:[1]

  1. Çince (Bütün lehçeleriyle birlikte)
  2. İngilizce
  3. İspanyolca
  4. Hintçe (Bütün yazı dilleri ve lehçeleriyle birlikte)
  5. Türk dili (Bütün yazı dilleri ve lehçeleriyle birlikte)
  6. Arapça (Bütün lehçeleriyle birlikte)
  7. Portekizce
  8. Bengalce
  9. Rusça
  10. Japonca
  11. Almanca
  12. Fransızca

Asli coğrafyası ve yeni göçlerle oluşan coğrafyasının tamamında Türkiye Türkçesi, ana dili olarak 78.943.349 kişilik konuşur nüfusuna sahiptir.[1] Ülke bazlı nüfus verilerinin toplanmasıyla ortaya çıkan bu rakam, başka bazı çalışmalarda yakın şekilde, 72,4 milyon, 73 milyon, 75 milyon gibi nüfus rakamlarıyla belirtilmiştir.[2][44][45] Bu Türk yazı dilinin en büyük konuşuru olan ülke Türkiye’deki ana dili konuşurlarını düşününce (bir de Türkiye dışındaki konuşur nüfusu eklenecek), yukarıdaki rakamların doğru nüfus oranı civarında olduğu varsayılabilir. Ancak, bütün nüfus verilerine rağmen, Türkiye’deki ana dili konuşuru rakamının altında bile kalan bir rakamı (50 milyon dolayı) gösteren kaynaklar da vardır.[46] Ana dili veya birinci dil olarak mevcut olan nüfusun yanında, Türkiye Türkçesini ikinci dil, yabancı dil olarak (L2) konuştuğu belirtilen 17,8 milyon civarı bir nüfus vardır.[2] Bu nüfusla beraber L1+L2 toplam konuşur sayısı 96,8 milyon (96,743,349) dolayındadır.

Ağızlar[değiştir | kaynağı değiştir]

Ağız Bölgeleri[değiştir | kaynağı değiştir]

Türkiye Türkçesi, tarihî Osmanlı İmparatorluğu coğrafyasında günümüzde konuşulmaya devam eden Türk ağızları bakımından bazı gruplara ayrılır. Söz konusu gruplandırma için Anadolu ve Rumeli ağız bölgelerinden söz edilir.

Anadolu Ağız Bölgesi[değiştir | kaynağı değiştir]

Türkiye Türkçesinin kollarından Anadolu kolu ana ağız grupları bakımından Doğu Grubu, Kuzeydoğu Grubu ve Batı Grubu olarak üçe ayrılır.[47] Prof. Dr. Leylâ Karahan'ın Anadolu Ağızlarının Sınıflandırılması adlı çalışması Anadolu ağızları üzerine yapılmış en geniş akademik çalışmadır.

Anadolu ağız bölgesi, Türkiye’nin Anadolu topraklarını içerir.[47] İlk aşamada sınır bu şekilde belirtilmiş ve incelenmiştir.

Doğu Grubu[değiştir | kaynağı değiştir]

1. Grup: Ağrı, Van, Muş, Bitlis, Bingöl, Siirt, Diyarbakır, Mardin, Hakkâri, Urfa (Birecik, Halfeti hariç), Palu, Karakoçan ağızları.[48]

2. Grup: Kars (Ardahan, Posof hariç), Erzurum, Aşkale, Ovacık, Narman, Pasinler, Horasan, Hınıs, Tekman, Karayazı, Erzincan, Tercan, Çayırlı, Kemah, Refahiye, Gümüşhane ağızları.[48]

3. Grup: Ardahan, Posof , Artvin, Şavşat, Yusufeli, Ardanuç, Oltu, Tortum, Olur, Şenkaya, İspir ağızları.[48]

4. Grup: Kemaliye, İliç (Erzurum), Elazığ, Keban, Baskil, Ağın, Harput, Tunceli ağızları.[48]

Kuzeydoğu Grubu[değiştir | kaynağı değiştir]

1. Grup: Trabzon, Rize, Kalkandere, İkizdere, Gündoğdu, Büyükköy ağızları.[49]

2. Grup: Çayeli, Çamlıhemşin, Pazar, Ardeşen, Fındıklı ağızları[49]

3. Grup: Arhavi, Hopa, Borçka, Kemalpaşa, Muratlı, Ortacalar, Göktaş, Camili, Meydancık, Ortaköy ağızları.[49]

Batı Grubu[değiştir | kaynağı değiştir]

1. Grup: Afyonkarahisar, Antalya, Aydın, Balıkesir, Bilecik, Burdur, Bursa, Çanakkale, Denizli, Eskişehir, Isparta, İzmir, Kütahya, Manisa, Muğla, Uşak, Nallıhan ağızları.[50]

2. Grup: İzmir, Sakarya ağızları.[50]

3. Grup: Bolu (Göynük, Mudurnu, Seben, Kıbrısçık hariç), Zonguldak, Bartın, Kastamonu (Tosya hariç), Ovacık, Eskipazar ağızları.,[50]

4. Grup: Beypazarı, Çamlıdere, Kızılcahamam, Güdül, Ayaş, Göynük, Mudurnu, Seben, Kıbrısçık, Çankırı (Ovacık, Eskipazar, Kızılırmak hariç), Tosya (Kastamonu), Boyabat, Çorum, İskilip (dağ köyleri hariç), Bayat, Kargı, Osmancık ağızları.[50]

5. Grup: Sinop (Boyabat hariç), Samsun (Havza, Ladik hariç), Ordu (Mesudiye hariç), Giresun (Şebinkarahisar ve Alucra hariç), Şalpazarı ağızları.[50]

6. Grup: Havza, Ladik, Amasya, Tokat, Sivas (Şarkışla ve Gemerek hariç), Mesudiye, Şebinkarahisar, Alucra, Malatya, Hekimhan, Arapkir ağızları.[50]

7. Grup: Tarsus, Ereğli, Konya merkez ilçesinin bazı köyleri, Adana, Hatay, Kahramanmaraş, Gaziantep, Adıyaman, Darende, Akçadağ, Doğanşehir, Birecik, Halfeti ağızları.[50]

8. Grup: Ankara, Haymana, Balâ, Şereflikoçhisar, Çubuk, Kırıkkale, Keskin, Kalecik, Kızılırmak, Çorum (merkez ilçe ile güneyindeki ilçeler), Kırşehir, Nevşehir, Niğde, Kayseri, Şarkışla, Gemerek, Yozgat ağızları.[50]

9. Grup: Konya (merkez ilçesinin bazı yöreleri ve Ereğli hariç), İçel (Tarsus hariç) ağızları.[50]

Rumeli Ağız Bölgesi[değiştir | kaynağı değiştir]

Türkiye Türkçesinin kollarından Rumeli kolu ana ağız grupları bakımından Doğu Rumeli ve Batı Rumeli olarak ikiye ayrılır.[51]

Batı Rumeli[değiştir | kaynağı değiştir]

Batı Rumeli kolunun özellikleri Gyula Németh’in “Bulgaristan Türk Ağızlarının Sınıflandırılması Üzerine” adlı makalesinde, 8 maddede gösterilmiştir. Sonrasında birçok çalışmada da bu madde açıklaması benimsenmiş, uygulanmıştır. Batı Rumeli sahasının coğrafi sınırları Bulgaristan’da Tuna’nın hemen güneyindeki Lom’dan doğuya doğru Vraça, Sofya, Samokov’dan doğuya doğru ilerleyip Köstendil’e uzanır. Ayrıca Makedonya, Arnavutluk, Bosna Hersek ve Sırbistan’da Adakale’yi uç olarak kapsar.[51] Kosova da Batı Rumeli Türkçesinin içinde yer alır.

Doğu Rumeli[değiştir | kaynağı değiştir]

Batı Rumeli’nin doğusunda kalan bütün alandır. Bulgaristan’da Lom, Vraça, Sofya, Samokov ve Köstendil şehirlerinin doğusundan itibaren ülkenin tamamı, Yunanistan, Makedonya’nın güney kesimleri ve Türkiye’nin Trakya’sı (Doğu Trakya) bu sahanın içindedir.

Örnek Metinler[değiştir | kaynağı değiştir]

Temsilî Şekiller[değiştir | kaynağı değiştir]

Yazı Dili Batı Rumeli
Kuzey Makedonya-Kosova
Doğu Rumeli
Rodoplar (Bulgaristan-Yunanistan)
Karadeniz Güneydoğu Anadolu Ege
gidiyorum gideym/cideym gityirin kitéyrım/cideyrum gidirem gidiveyom
ağladığım kadar agladıgım ka' ağladığım gıda(nı) āladuğum kadar ağladıgım gadar ağladığım gadā
görmüş gürmiş/cürmiş gȫmüş körmiş görmiş görmüş/gȫmüş
güzel kız güzel/cüzel kız güzel gız küzel kiz gözel gız güzel gız
ne yapacakmış? n’yapacak imiş? ni yapçāmış? n'ābaçāmiş? ne yapcahmış? n’apıvēcēmiş?
yağmura mı bakıyorsun? yagmura mi bakaysın yağmıra mı bakyısın? yāmora mi pakayisun? yagmıra mı bagıyorsun yağmıra mı bakıyoñ
koşacağım koşacim/koşacagım kaşçan koşacağum/koşeceem goşacağam goşçem

Not: Şekiller temsilîdir. Seslerde değişiklik olabilir.

Gramer[değiştir | kaynağı değiştir]

İsimler[değiştir | kaynağı değiştir]

Türkçenin Özellikleri[değiştir | kaynağı değiştir]

  • Türkçe söz varlığının bir bölümü; Türkçe asıllı sözcükler, Arapça ve Farsçadan geçmiş sözcüklerden oluşmaktadır. Arapça ve Farsçadan gelmiş sözcüklerin bir bölümü o kadar Türkçeleşmiştir ki Arap veya Fars dilindeki durumundan oldukça farklıdır ve kimi sözcüklerin anlamı da farklılaşmıştır.
  • Türkçede doğru tümce yapısı, özne, tümleç, yüklem biçimindedir. Ancak Türkçe esnek bir dildir.[52] Bu yüzden günlük yaşamda devrik tümceler sıklıkla kullanılır. Örneğin, "Bugün yazılı sınav olacağız." tümcesine eşdeğer "Yazılı sınav olacağız, bugün. tümcesi kurulabilir. Bu tür tümceler daha şiirsel anlatıma sahiptir.
  • Türkçede kısa yoldan anlatım ön plandadır. Örneğin, "sobayı yak" derken "sobanın içindeki odun ve kömürleri yak" anlamındadır. Bunun dilbilgisindeki adı "ad aktarması"dır.[53]
  • Türkçede kişi adılları dört tanedir. Örneğin Türkiye Türkçesinde, ben, sen, o, biz, siz, onlar biçimindedir. Türkçedeki önemli bir başka özellik, "siz" adılının kibar olarak 2. tekil kişiyi (sen) belirtmesidir.

Türkçede ses evrimi[değiştir | kaynağı değiştir]

Türk dillerinde zaman içinde değişen belli başlı sesler vardır. İlk Türkçeden bu yana değişimi olağan olan evrimler olduğu gibi, değişimi olağan olmayanları da vardır.[54]

  • Eski Türkçede ilk ve son sesteki -b- ve -b sesleri -w- ve -w seslerine dönüşür. Buna bir örnek: eb (Göktürkçe) → ew (Uygurca → ev (Oğuzca) Ayrıca burada görüldüğü gibi, -b sesinden gelen -w sesleri zamanla -v seslerine dönüşebilir. Baştaki b- sesleri w- sesine dönüşmez.
  • Türkçedeki en büyük ses değişimlerinden biri d>y değişimidir. Eski Türkçede bulunan neredeyse bütün -d- ve -d sesleri, -y- ve -y seslerine dönüşmüştür, buna rağmen d- sesleri kalmıştır. Bu değişme birçok Türk diyalektinde gerçekleşmiştir. Buna örnek: édgü (Eski Türkçe) → éyü → iyi, adrı (Eski Türkçe) → ayrı (Oğuzca)[54]
  • Türkiye Türkçesinde ŋ>n dönüşümü vardır. Ancak bu dönüşüm yalnızca Batı Türkçeleri içindir. Balkan Türkçesi, Azerbaycan Türkçesi, Türkiye Türkçesi ve diğer batı lehçeler dışında /ŋ/ sesleri korunmuştur ve hâlâ kullanılmaktadır. (örneğin: geliniz (Türkiye Türkçesi), geliŋiz Türkmence) Bu evrime örnekler: biŋ- → bin-, soŋ → son, beŋiz → beniz... Aynı zamanda, yine batı lehçeleri için olan ŋ>m dönüşümü vardır, ancak bu evrim asla kökte olmaz. her zaman türemiş veya birleşik sözcüklerde olur. Örneğin: koŋşu → komşu, toŋuz → domuz, köŋlek → gömlek[54]
  • Türkiye Türkçesinde é>i, i>é, é>e, e>i sesleri birbirine dönüşür. Bu üç ses arasında en açık olanı /é/ (/ɛ/), en kapalı olanı ise /i/ (/i/) Bu dönüşümlerden e>i dönüşümü direkt değildir. Yani ses direkt e>i biçiminde olmaz. Buradaki /e/ sesi önce /é/ daha sonra /i/ sesine dönüşür. Ancak bu evrim çok hızlı olduğundan yazılı kaynaklarda belirtilmez. Bu yüzden böyle geçer. Bu evrime örnekler: éyi → iyi; bir- → ver-; béş → beş; eşit- → işit-[54]
  • Türkiye Türkçesinde k- sesleri g- seslerine dönüşür. Örneğin: kel- → gel- , kit- → git- , kök → gök[54]
  • Türkiye Türkçesinde t- sesleri d- seslerine dönüşür. Örneğin: tag → dağ, til → dil, tök- → dök-[54]
  • Türkiye Türkçesinde b- sesleri v- seslerine dönüşür. Örneğin: bar- → var, bir- → vir- → ver- , bar → var[54]
  • Türkiye Türkçesinde b- sesleri p- seslerine dönüşür. Örneğin: barmak → parmak, büre → pire, buŋar → pınar[54]
  • Türkiye Türkçesinde -g sesleri -ğ seslerine, sonra -v seslerine dönüşür. Örneğin: kog- → koğ- kov-, tög- → döğ- → döv-[54]
  • Türkiye Türkçesinde ü sesleri i seslerine dönüşür. Örneğin: düz- → diz- , büre → pire[54]
  • Türkiye Türkçesinde o sesleri u seslerine dönüşür. Örneğin: oyan- → uyan- , yokaru → yukarı, bodun → budun → buyun[54]
  • Türkiye Türkçesinde ö sesleri ü seslerine dönüşür. Örneğin: közel → güzel, kökerçin → güvercin[54]
  • Türkiye Türkçesinde ü sesleri e seslerine dönüşür. Örneğin: törü → töre, töpü → tepe[54]
  • Türkiye Türkçesinde u sesleri a seslerine dönüşür. Örneğin: boguz → boğaz[54]

Dilbilgisi[değiştir | kaynağı değiştir]

Bir dili doğuş, gelişme, yapılış özellikleri vb. gibi tüm yönleriyle inceleyen ve bağlı olduğu kuralları ortaya koyan bilim. Dilbilgisi, sesten tümceye kadar tüm dilbirliklerini yapı, anlam ve görev bakımından inceler.

Dilbilgisi, çeşitlerine göre bazı gruplara ayrılır: Bütün dillerdeki ortak ilkeleri ortaya koyan kısmına “genel dilbilgisi”, dil olaylarının aslını ve dilin tarihî durumunu araştıranına “tarihî dilbilgisi”, diller ve lehçeler arasındaki benzerlikleri inceleyerek bu diller ve lehçeler arasında ilgi kuranına “karşılaştırmalı dilbilgisi” denir.

Dilbilgisi, en eski bilimlerdendir. Grekçeden Lâtinceye ve oradan da diğer dillere yayılmıştır. En eski dilbilgisi bilginlerinin İ.Ö. 4. yüzyılda Hintliler olduğu bilinir. Ancak Batı'da dilbilgisinin kurucusu olarak Aristoteles kabul edilir. İlk dilbilgisi kitabını yazan ise İ.Ö. 1. yüzyılda “Dilbilgisi Sanatı” adlı yapıtıyla filolog Dionisos'tur.

Daha sonra Romalı Donatus'un (İ.S. 4. yüzyıl) yazdığı dilbilgisi kitabı yıllarca Batı’da kaynak kitap olmuştur. Türkçenin ilk dilbilgisi kitabı olarak Kaşgarlı Mahmut'un (11. yüzyıl), bugün elimizde bulunmayan “Kitâbu Cevâhirü’n-nahv” adlı yapıtı gösterilmektedir.

Türkçe yazılmış ilk dilbilgisi kitabı Bergamalı Kadri'nin “Müyessiretü’l-Ulûm” (1559) adlı yapıtıdır. Yapıtta örnekler Türkçedir, fakat dil kuralları Arapçanın kurallarına uydurulmuştur. Tanzimat döneminde başta Ahmet Cevdet (1851) ve Fuat paşaların (1865) kitaplarında Osmanlıcanın yapısı gözönünde tutulmuştur. Meşrutiyet'ten (1908) sonra, Hüseyin Cahit’in “Sarf ve Nahiv” adlı eserinin dilbilgisi konusunda önemli bir yeri vardır. Bu kitapta Fransızca dilbilgisinin etkisi görülür. Cumhuriyet döneminin ilk esaslı dilbilgisi kitabı, İbrahim Necmi Dilmen’in “Türkçe Gramer” (1939) adlı yapıtıdır. 1940′tan sonra pek çok Türkçe dilbilgisi kitapları yazılmıştır. Bunlardan önemli olanları: Tahsin Banguoğlu’nun “Ana Hatlarıyla Türk Grameri” (1940), Tahir Nejat Gencan’ın “Dilbilgisi” (1950-1954) ve Muharrem Ergin’in “Türkçe Dil Bilgisi”dir (1958).

Sözcük türeme farkı[değiştir | kaynağı değiştir]

Özelliği gereği sona eklemeli bir dil olduğundan Türkçede basit bir kökten çok sayıda sözcük türetmek mümkündür. Bu özelliğin bulunmadığı Hint-Avrupa Dilleri kolundan gelen İngilizce, Almanca ve İspanyolca aşağıda Türkçe ile karşılaştırılmıştır.

Türkiye Türkçesi İngilizce Almanca İspanyolca
Göz eye Auge ojo
Gözlük eyeglasses Brille gafas
Gözlükçü optician: someone who sells glasses Augenoptiker, Brillenverkäufer óptico, vendedor de gafas
Gözlükçülük the business of selling glasses Das Geschäft des Brillenverkaufes,
Der Beruf des Augenoptikers
óptica, tienda donde se venden gafas

Ve eylemden türeme:

Türkiye Türkçesi İngilizce Almanca İspanyolca
yat- lie down lege (dich) hin, schlafe! acostarse
yatır- lay down [that is, cause to lie down] lege an acostar [a alguien]
yatırım instance of laying down: investment Investition inversión
yatırımcı depositor, investor Kapitalanleger, Investor spónsor, inversor
yatırımcılık to be an investor ein Investor sein ser un inversor

Yeni sözcükler ayrıca var olan iki eski sözcüğün birleşmesi ile de yaratılır. Bu, Türkçe ve Almanca ile İngilizcenin paylaştığı bir ayrıklık benzerliği oluşturur. Altta bazı örnekler:

Eklerle tümce oluşturma[değiştir | kaynağı değiştir]

Diğer yaygın olarak konuşulan dillerle karşılaştırıldığında, daha az sayıda sözcük ve harf ile daha çok bilgi aktarmak olanaklıdır. Diğer pek çok dilde olmayan bir özelliğe göre, bir sözcük köküne ekler ekleyerek, tek sözcüklü tümce oluşturulabilir.

Türkiye Türkçesi İngilizce yeni sözcükleri oluşturan temel sözcükler Açıklama
Pazartesi Monday Pazar ("Sunday") ve ertesi ("after") Pazar'dan sonra
bilgisayar computer bilgi ("information") ve say- ("to count") bilgi sayıcı
gökdelen skyscraper gök ("sky") ve del- ("to pierce") gök delici
başparmak baş ("prime") ve parmak ("finger") birincil parmak
önyargı prejudice ön ("pre/proto") ve yargı ("splitting; judgement") ön yargı
kahvaltı breakfast kahve ("coffée") ve alt
Türkiye Türkçesi İngilizce Almanca İspanyolca Hollandaca
ev house Haus casa huis
evde at home, within the house zu Hause en casa thuis
eviniz your house Ihr Haus vuestra casa jullie huis
evinizde at your house in Ihrem Hause en vuestra casa in jullie huis
evinizdeyiz we are at your house wir sind in Ihrem Hause estamos en vuestra casa wij zijn in jullie huis

Büyük ve küçük ünlü uyumu[değiştir | kaynağı değiştir]

Türkiye Türkçesinde Büyük Ünlü Uyumu ve Küçük Ünlü Uyumu olarak bilinen iki ünlü uyumu vardır. En yaygın ve kapsamlı olan, Büyük Ünlü Uyumudur. Küçük Ünlü Uyumu, Türkiye Türkçesinde genelde geçerli iken, diğer Türk şive ve lehçelerinde bu uyum pek aranmaz zira Küçük Ünlü Uyumu, ileri ve keyfî bir uyum düzeyidir.

Büyük Ünlü Uyumu konusunda kural dışı kalan çok az söz mevcuttur ki, bunların büyük bir kısmı yabancı kökenli sözcüklerdir. İstisna oluşturan birkaç söz de, köken bakımıyla Türkçe olup uyum dışına çıkan sözlerdir: elma (<< alma); ücra (<< uçra) gibi. Bu kurala göre Türkçede bir sözcüğün ilk hecesinde kalın bir ünlü (a, ı, o, u) varsa, izleyen hecelerde de kalın heceler; ince bir ünlü (e, i, ö, ü) varsa, izleyen hecelerde de ince ünlüler yer alır. Küçük ünlü uyumunda sözcüğün ilk hecesi düz ünlüyle başlamışsa (a,e,ı,i) diğer hecelerde düz ünlüyle devam eder.

Örnek:

  • büyük ünlü uyumu : balta - baltalar ; arı - arılar ; top - toplar ; uçak - uçaklar
  • küçük ünlü uyumu : ev - evler ; istek - istekler ; örtü - örtüler ; ünlü - ünlüler

Türkiye Türkçesinde en çok kullanılan deyimlerden örnekler;

  • Kulak misafiri olmak.
  • Yangına körükle gitmek.
  • Yumurta kapıda.
  • Etekleri zil çalmak.
  • Yerin kulağı vardır.

Türkiye Türkçesinde en çok kullanılan atasözlerinden örnekler;

  • Damlaya damlaya göl olur.
  • Bugünün işini yarına bırakma.
  • İşleyen demir ışıldar.
  • Gün doğmadan neler doğar.
  • Sakla samanı gelir zamanı.

Türkiye Türkçesinde bulunan ilginç deyim ve atasözleri;

  • Fakirin parmağına bir kaşık bal bulanmış, yemeden duramamış.
  • Deveye sormuşlar, senin boynun neden eğri diye. Nerem doğru ki demiş.
  • Çingeneye beylik vermişler, önce babasını kesmiş.

Fiil[değiştir | kaynağı değiştir]

Basit zamanlar[değiştir | kaynağı değiştir]

Geçmiş zaman[değiştir | kaynağı değiştir]

Türkiye Türkçesindeki geçmiş zaman işlevi iki ayrı ek ile yapılır. Bunlardan birisi öğrenilen geçmiş zaman olarak belirtilen yapıdır ve -mIş ekinin -mış, -miş, -muş, -müş şekilleriyle yapılır. Diğer yapı, görülen geçmiş zaman olarak belirtilir ve -DI ekinin -dı, -di, -du, -dü; -tı, -ti, -tu, -tü şekilleriyle yapılır. Bu şekil çokluğunun nedeni Türkiye Türkçesinde ileri düzeydeki ünlü ve ünsüz uyumudur. (Örneğin, gel- eylemine -di eklenip geldi oluşturulurken, aynı eylemin geliş- şekline -ti eklenip gelişti kurulur. Bu örneklerin ilkindeki “l” ünsüzü “d”yi kabul ederken, “e” ünlüsü de “i”yi kabul etmiştir. İkinci örnekteki “ş” ünsüzü ise d yerine “t”yi kabul etmekte ve o şekilde eklenmektedir.)

Öğrenilen geçmiş zaman (-mış, -miş, -muş, -müş) tümceye öğrenilmişlik, duyulmuşluk anlamı katmaktadır. Görülen geçmiş zamanda (-dı, -di, -du, -dü; -tı, -ti, -tu, -tü) ise tümceye görülen bir bilgiyi vermektedir. Zaman ekinden sonra kişi eki gelir: de-di-m, yetiş-ti-k, sor-du-lar vb.[55]
Türkçede Geçmiş Zaman Tablosu: (-dı)

Kişi git- gel- ara-
1. Tekil Kişi (Ben) git-ti-m gel-di-m ara--m
2. Tekil Kişi (Sen) git-ti-n gel-di-n ara--n
3. Tekil Kişi (O) git-ti gel-di ara-
1. Çoğul Kişi (Biz) git-ti-k gel-di-k ara--k
2. Çoğul Kişi (Siz) git-ti-niz gel-di-niz ara--nız
3. Çoğul Kişi (Onlar) git-ti-ler gel-di-ler ara--lar

Şimdiki zaman[değiştir | kaynağı değiştir]

Türkiye Türkçesinde şimdiki zamanlı bir tümce kurabilmek için eylem kökünün sonuna “-yor” eki getirilir. Geniş Türkçe coğrafyası içinde yalnızca Türkiye Türkçesinde bulunan bu ek, tarihî nedenlerden ötürü tek şekillidir (sadece -yor): geliyor, bakıyor, düşüyor, soruyor vb.

Bu ek aslında bir ek değildir. İlk Türkçe bu ek "yorı-" eyleminden gelir. Örneğin "geliyorum" demek için "kel-e yorır men" derdiler. Burada "kel-", "gel-" anlamında "men" ise "ben" anlamındadır. Zaman için çok kullanılan bu yapı Türkçenin sondan eklemeli olması nedeniyle ekleşmiştir. Ancak her zaman "-yor" biçiminde kalır.[56]

“-yor” eki, ünsüzle biten eylemlerden sonra gelirken, ekle eylem arasına, kalın-ince durumuna göre bir yardımcı ses alır: gel-i-yor, dur-u-yor vb. Ünlü ile biten eylemlerde, yardımcı sese gerek kalmaz. Bu tür durumda yalnızca ek daralabilir: de-yor > di-yor, başla-yor > başlı-yor vb.

Bu şimdiki zaman eki, hem şekli hem kullanım tarzı açısından, Türkiye Türkçesinde ayrıklı bir özelliğe sahiptir. Zaman ekinden sonra kişi eki gelir: seslen-i-yor-uz, dur-u-yor-um vb.[55]

-mekte -makta ekleri de tümceye şimdiki zaman anlamını kazandırır. Ders çalışmaktayım. Seni düşünmekteyim.
Türkçede Şimdiki Zaman Tablosu (-yor):

Kişi git- gel- ara-
1. Tekil Kişi (Ben) gid-i-yor-um gel-i-yor-um arı-yor-um
2. Tekil Kişi (Sen) gid-iyor-sun gel-i-yor-sun arı-yor-sun
3. Tekil Kişi (O) gid-iyor gel-i-yor arı-yor
1. Çoğul Kişi (Biz) gid-iyor-uz gel-i-yor-uz arı-yor-uz
2. Çoğul Kişi (Siz) gid-iyor-sunuz gel-i-yor-sunuz arı-yor-sunuz
3. Çoğul Kişi (Onlar) gid-iyor-lar gel-i-yor-lar arı-yor-lar


Türkçede Şimdiki Zaman Tablosu (-makta):

Kişi git- gel- ara-
1. Tekil Kişi (Ben) git-mekte-y-im gel-mekte-y-im ara-makta-y-ım
2. Tekil Kişi (Sen) git-mekte-sin gel-mekte-sin ara-makta-sın
3. Tekil Kişi (O) git-mekte gel-mekte ara-makta
1. Çoğul Kişi (Biz) git-mekte-y-iz gel-mekte-y-iz ara-makta-y-ız
2. Çoğul Kişi (Siz) git-mekte-siniz gel-mekte-siniz ara-makta-sınız
3. Çoğul Kişi (Onlar) git-mekte-ler gel-mekte-ler ara-makta-lar

Gelecek zaman[değiştir | kaynağı değiştir]

-AcAk -ecek,-acak ek şekilleri ile yapılır. Ünsüzden sonra ek doğrudan gelirken, ünlü ile biten eylemlere eklenmeden önce, yardımcı ünsüz gelir.[55]
Türkçede Gelecek Zaman Tablosu (-acak):

Kişi git- gel- ara-
1. Tekil Kişi (Ben) gid-eceğ-im gel-eceğ-im ara-y-acağ-ım
2. Tekil Kişi (Sen) gid-ecek-sin gel-ecek-sin ara-y-acak-sın
3. Tekil Kişi (O) gid-ecek gel-eceğ ara-y-acak
1. Çoğul Kişi (Biz) gid-eceğ-iz gel-eceğ-iz ara-y-acağ-ız
2. Çoğul Kişi (Siz) gid-ecek-siniz gel-ecek-siniz ara-y-acak-sınız
3. Çoğul Kişi (Onlar) gid-ecek-ler gel-ecek-ler ara-y-acak-lar

Geniş zaman[değiştir | kaynağı değiştir]

Türkiye Türkçesinde geniş zaman eylem sonuna -r, -er, -ar ek şekillerinden biri getirilerek oluşturulur.[55]
Türkçede Geniş Zaman Tablosu (-r):

Kişi git- gel- ara-
1. Tekil Kişi (Ben) gid-e-r-im gel-i-r-im ara-r-ım
2. Tekil Kişi (Sen) gid-e-r-sin gel-i-r-sin ara-r-sın
3. Tekil Kişi (O) gid-e-r gel-i-r ara-r
1. Çoğul Kişi (Biz) gid-e-r-iz gel-i-r-iz ara-r-ız
2. Çoğul Kişi (Siz) gid-e-r-siniz gel-i-r-siniz ara-r-sınız
3. Çoğul Kişi (Onlar) gid-e-r-ler gel-i-r-ler ara-r-lar

Türkiye Türkçesinde birleşik zamanlar[değiştir | kaynağı değiştir]

Türkçede zamanlar çok çeşitlidir ve varlıklıdır. Yalnızca bir zaman belirtmek zorunda olmazsınız. Türkçede bunun için ek eylem yapısı vardır. Türkçede ek eylem dört ayrı çekimlidir. Bunlardan biri ek olarak kullanılan "-dir" diğerleri ise "idi", "imiş", "ise" olmaktadır. Bunların dördü de olmak (İlk Türkçede bolmak) anlamına gelen i- eyleminden gelir. Bu eylemin İlk Türkçede durumu "er-" biçimindedir, zamanla "i-" biçiminde kalmıştır. Türkçede ek eylem için "olmak" eylemi kullanılmaz. Çünkü bu eylem, yardımcı eylem olarak kullanılır, bunun yerine "er-" eylemi ek eylem olarak kullanılır. Bu yüzden kullanılmaz ancak kullanılmazsı anlamsız kalmaz.[57]

Geniş Zaman[değiştir | kaynağı değiştir]

Türkçede herhangi bir zamanın genişini (-dir) eki yapar.
Türkçede Geniş Zaman Tablosu (yaz-):

Kişi Şimdiki Zaman Görülen Geçmiş Zaman Duyulan Geçmiş Zaman Gelecek Zaman Geniş Zaman
1. Tekil Kişi (Ben) yaz-ı-yor-um-dur yaz-dı-m-dır yaz-mış-ım-dır yaz-acağ-ım-dır yaz-a-r-ım-dır
2. Tekil Kişi (Sen) yaz-ı-yor-sun-dur yaz-dı-n-dır yaz-mış-sın-dır yaz-acak-sın-dır yaz-a-r-sın-dır
3. Tekil Kişi (O) yaz-ı-yor-dur yaz-dı-dır yaz-mış-dır yaz-acak-dır yaz-a-r-dır
1. Çoğul Kişi (Biz) yaz-ı-yor-uz-dur yaz-dı-k-dır yaz-mış-ız-dır yaz-acağ-ız-dır yaz-a-r-ız-dır
2. Çoğul Kişi (Siz) yaz-ı-yor-sunuz-dur yaz-dı-nız-dır yaz-mış-sınız-dır yaz-acak-sınız-dır yaz-a-r-sınız-dır
3. Çoğul Kişi (Onlar) yaz-ı-yor-lar-dır yaz-dı-lar-dır yaz-mış-lar-dır yaz-acak-lar-dır yaz-a-r-lar-dır

Görülen geçmiş zaman[değiştir | kaynağı değiştir]

Türkçede herhangi bir zamanın görülen geçmişini "idi" yapar. Ancak bu ekleşebilir de. Örneğin "yazmış idi" yerine "yazmıştı" kullanılabilir. Böyle ekli kullanım günlük yaşamda daha çok kullanılır; ancak yazı dilinde "idi" biçiminde geçebilir.
Türkçede Görülen Geçmiş Zaman Tablosu (yaz-):

Kişi Şimdiki Zaman Görülen Geçmiş Zaman Duyulan Geçmiş Zaman Gelecek Zaman Geniş Zaman
1. Tekil Kişi (Ben) yaz-ı-yor-(du-m) (idi-m) yaz-dı(-y--m) (idi-m) yaz-mış-(-m) (idi-m) yaz-acak-(-m) (idi-m) yaz-a-r-(-m) (idi-m)
2. Tekil Kişi (Sen) yaz-ı-yor-(du-n) (idi-n) yaz-dı(-y--n) (idi-n) yaz-mış-(-n) (idi-n) yaz-acak-(-n) (idi-n) yaz-a-r-(-n) (idi-n)
3. Tekil Kişi (O) yaz-ı-yor-(du) (idi) yaz-dı(-y-) (idi) yaz-mış-() (idi) yaz-acak-() (idi) yaz-a-r-() (idi)
1. Çoğul Kişi (Biz) yaz-ı-yor-(du-k) (idi-k) yaz-dı(-y--k) (idi-k) yaz-mış-(-k) (idi-k) yaz-acak-(-k) (idi-k) yaz-a-r-(-k) (idi-k)
2. Çoğul Kişi (Siz) yaz-ı-yor-(du-nuz) (idi-niz) yaz-dı(-y--nız) (idi-niz) yaz-mış-(-nız) (idi-niz) yaz-acak-(-nız) (idi-niz) yaz-a-r-(-nız) (idi-niz)
3. Çoğul Kişi (Onlar) yaz-ı-yor-(lar-) (-lar idi) yaz-dı(-y--lar) (-lar idi) yaz-mış-(lar-) (-lar idi) yaz-acak-(lar-) (-laridi) yaz-a-r-(lar-) (-lar idi)

Duyulan geçmiş zaman[değiştir | kaynağı değiştir]

Türkçede herhangi bir zamanın görülen geçmişini "imiş" yapar. Ancak bu ekleşebilir de. Örneğin "yazmış imiş" yerine "yazmışmış" kullanılabilir. Böyle ekli kullanım günlük yaşamda daha çok kullanılır; ancak yazı dilinde "imiş" biçiminde geçebilir.
Türkçede Duyulan Geçmiş Zaman Tablosu (yaz-):

Kişi Şimdiki Zaman Görülen Geçmiş Zaman Duyulan Geçmiş Zaman Gelecek Zaman Geniş Zaman
1. Tekil Kişi (Ben) yaz-ı-yor-(muş-um) (imiş-im) yaz-dı(-y-mış-ım) (imiş-im) yaz-mış-(mış-ım) (imiş-im) yaz-acak-(mış-ım) (imiş-im) yaz-a-r-(mış-ım) (imiş-im)
2. Tekil Kişi (Sen) yaz-ı-yor-(muş-sun) (imiş-sin) yaz-dı(-y-mış-sın) (imiş-sin) yaz-mış-(mış-sın) (imiş-sin) yaz-acak-(mış-sın) (imiş-sin) yaz-a-r-(mış-sın) (imiş-sin)
3. Tekil Kişi (O) yaz-ı-yor-(muş) (imiş) yaz-dı(-y-mış) (imiş) yaz-mış-(mış) (imiş) yaz-acak-(mış) (imiş) yaz-a-r-(mış) (imiş)
1. Çoğul Kişi (Biz) yaz-ı-yor-(muş-uz) (imiş-iz) yaz-dı(-y-mış-ız) (imiş-iz) yaz-mış-(mış-ız) (imiş-iz) yaz-acak-(mış-ız) (imiş-iz) yaz-a-r-(mış-ız) (imiş-iz)
2. Çoğul Kişi (Siz) yaz-ı-yor-(muş-sunuz) (imiş-siniz) yaz-dı(-y-mış-sınız) (imiş-siniz) yaz-mış-(mış-sınız) (imiş-siniz) yaz-acak-(mış-sınız) (imiş-siniz) yaz-a-r-(mış-sınız) (imiş-siniz)
3. Çoğul Kişi (Onlar) yaz-ı-yor-(lar- mış) (-lar imiş) yaz-dı(-lar-mış) (-lar imiş) yaz-mış-(mış-lar) (imiş-ler) yaz-acak-(mış-lar) (imiş-ler) yaz-a-r-(mış-lar) (imiş-ler)

Şart[değiştir | kaynağı değiştir]

Türkçede herhangi bir zamanın görülen geçmişini "ise" yapar. Ancak bu ekleşebilir de. Örneğin "yazmış ise" yerine "yazmışsa" kullanılabilir. Böyle ekli kullanım günlük yaşamda daha çok kullanılır; ancak yazı dilinde "ise" biçiminde geçebilir.
Türkçede Şart Tablosu (yaz-):

Kişi Şimdiki Zaman Görülen Geçmiş Zaman Duyulan Geçmiş Zaman Gelecek Zaman Geniş Zaman
1. Tekil Kişi (Ben) yaz-ı-yor-(sa-m) (ise-m) yaz-dı(-y-sa-m) (ise-m) yaz-mış-(sa-m) (ise-m) yaz-acak-(sa-m) (ise-m) yaz-a-r-(sa-m) (ise-m)
2. Tekil Kişi (Sen) yaz-ı-yor-(sa-n) (ise-n) yaz-dı(-y-sa-n) (ise-n) yaz-mış-(sa-n) (ise-n) yaz-acak-(sa-n) (ise-n) yaz-a-r-(sa-n) (ise-n)
3. Tekil Kişi (O) yaz-ı-yor-(sa) (ise) yaz-dı(-y-sa) (ise) yaz-mış-(sa) (ise) yaz-acak-(sa) (ise) yaz-a-r-(sa) (ise)
1. Çoğul Kişi (Biz) yaz-ı-yor-(sa-k) (ise-k) yaz-dı(-y-sa-k) (ise-k) yaz-mış-(sa-k) (ise-k) yaz-acak-(sa-k) (ise-k) yaz-a-r-(sa-k) (ise-k)
2. Çoğul Kişi (Siz) yaz-ı-yor-(sa-nız) (ise-niz) yaz-dı(-y-sa-nız) (ise-niz) yaz-mış-(sa-nız) (ise-niz) yaz-acak-(sa-nız) (ise-niz) yaz-a-r-(sa-nız) (ise-niz)
3. Çoğul Kişi (Onlar) yaz-ı-yor-(lar-sa) (-lar ise) yaz-dı(-lar-sa) (-lar ise) yaz-mış-(lar-sa) (-lar ise) yaz-acak-(sa-lar) (ise-ler) yaz-a-r-(sa-lar) (ise-ler)

Diğer birleşik zamanlar[değiştir | kaynağı değiştir]

Türkçede birleşik zamanlı yapan yapan "i-" eyleminin yanında aynı anlamda "ol-" eylemi de görev yapar. Hiçbir zaman "-yor" ve "-acak" eklerini almayan "i-" eyleminin bu eksikliğini "ol-" eylemi doldurur. Örneğin "gitmiş iyorlar" yerine "gitmiş oluyorlar" kullanılır.[58]

-mış olacak[değiştir | kaynağı değiştir]

Türkçede birleşik zaman yapan "ol-" eyleminin görevlerinden biri "-mış olmak" yapmaktır. Buna göre eylem duyulan geçmiş zamana göre çekimlenir, daha sonra olacak eylemini alır, ki bu yüklem olur, sonra kişi eki koyulur.
Türkçede -mış olacak Tablosu (yaz-):

Kişi Olumlu Olumsuz Soru
1. Tekil Kişi (Ben) yaz-mış ol-acağ-ım yaz-ma-mış ol-acağ-ım yaz-mış ol-acak mı-y-ım?
2. Tekil Kişi (Sen) yaz-mış ol-acak-sın yaz-ma-mış ol-acak-sın yaz-mış ol-acak mı-sın?
3. Tekil Kişi (O) yaz-mış ol-acak yaz-ma-mış ol-acak yaz-mış ol-acak mı?
1. Çoğul Kişi (Biz) yaz-mış ol-acağ-ız yaz-ma-mış ol-acağ-ız yaz-mış ol-acak mı-y-ız?
2. Çoğul Kişi (Siz) yaz-mış ol-acak-sınız yaz-ma-mış ol-acak-sınız yaz-mış ol-acak mı-sınız?
3. Çoğul Kişi (Onlar) yaz-mış ol-acak-lar yaz-ma-mış ol-acak-lar yaz-mış ol-acak-lar mı?

-yor olacak[değiştir | kaynağı değiştir]

Türkçede birleşik zaman yapan "ol-" eyleminin görevlerinden bir diğeri "-yor olmak" yapmaktır. Buna göre eylem şimdiki geçmiş zamana göre çekimlenir, daha sonra olacak eylemini alır, ki bu yüklem olur, sonra kişi eki koyulur. Bu biçimde çekimlenen eylemler "gelecek zaman" anlamı vermezler; ancak gelecek zaman içerisinde yapılıyor olacağını belirtir. Bu da bir iş kılışın, oluşun veya durumun gelecekte yapılıyor olacağını gösterir.
Türkçede -mış olacak Tablosu (yaz-):

Kişi Olumlu Olumsuz Soru
1. Tekil Kişi (Ben) yaz-ı-yor ol-acağ-ım yaz-mı-yor ol-acağ-ım yaz-ı-yor ol-acak mı-y-ım?
2. Tekil Kişi (Sen) yaz-ı-yor ol-acak-sın yaz-mı-yor ol-acak-sın yaz-ı-yor ol-acak mı-sın?
3. Tekil Kişi (O) yaz-ı-yor ol-acak yaz-mı-yor ol-acak yaz-ı-yor ol-acak mı?
1. Çoğul Kişi (Biz) yaz-ı-yor ol-acağ-ız yaz-mı-yor ol-acağ-ız yaz-ı-yor ol-acak mı-y-ız?
2. Çoğul Kişi (Siz) yaz-ı-yor ol-acak-sınız yaz-mı-yor ol-acak-sınız yaz-ı-yor ol-acak mı-sınız?
3. Çoğul Kişi (Onlar) yaz-ı-yor ol-acak-lar yaz-mı-yor ol-acak-lar yaz-ı-yor ol-acak-lar mı?

Fonoloji[değiştir | kaynağı değiştir]

Türk Dili'nde iki adet ses ya da fonem grubu vardır. Bunlardan ilki ağızdan sürekli ve engelsiz çıkan ünlü seslerdir. Türkçede dokuz adet ünlü ses bulunur. Bunlar /ä/, /e/, /ɛ/, /i/, /ɯ/, /o/, /ø/, /u/, /y/ sesleridir. Bunlardan beşi ince, dördü kalındır. Bunlardan, /ɛ/, /e/, /i/, /ø/ ve /y/ sesler, ince seslerdir. Diğer /ä/, /ɯ/, /o/ ve /u/ sesleri ise kalın seslerdir. Türkçede bulunan diğer bir ses grubu ise ünsüz seslerdir.

Ünsüz sesler[değiştir | kaynağı değiştir]

Türkçe Standart Ünsüz Sesler
Dudaksı Dişcil Yarı Dişcil Ön Damaksıl Arka Damaksıl Gırtlaksıl
Genizcil [m] [n] [ɳ] [ŋ]
Süreksiz [p] [b] [t] [d] [t͡ʃ] [d͡ʒ] [kʲ] [ɡʲ] [k] [ɡ]
Sürtünmeli [f] [v] [s] [z] [ʃ] [ʒ] [ɟ] [ʝ] [q] [ɰ] [h]
Sürekli [w] [ɫ] [l] [j]
Titrek [ɾ]

Türk dilleri arasında bazı ses farklılıkları vardır. Örneğin Arka Damaksıl Genizcil n sesi olan [ŋ] sesi Türkiye Türkçesinde, Azerbaycancada ve bazı diğer Türk dillerinde yoktur. Buna rağmen [ŋ] Öz Türkçe bir sestir. İlk Türkçede bu ses /nk/ olarak geçer. Bazı örnekleri şunlardır: menke (baŋa), bunk (buŋ), Tenkri (taŋrı), -nink (-niŋ)... Zaman içinde düşen [g] sesi [ŋ] sesinin de yok olmasını sağlamıştır. Bir başka farklılık ise [ʒ] sesidir. Diğer Türk dillerinde bu ses bulunmaz; ancak Kazakçada bu durum farklıdır. Öz Türkçe /j/ sesleri, yani "y" sesleri [ʒ] yani "j" seslerine dönüşür. Örneğin: yok → joq, yıl → jıl, yay → jay... Aynı durum Kırgızca için de geçerlidir. Türkçede [d͡ʒ] yani "c" sesi olmamasına rağmen Kırgızcada baştaki [j] yani "y" sesleri bu sese dönüşmüştür. Örneğin: yol → col, yıldız → cıldız... Bunun dışında bazı sesler ise yalnızca Türkiye Türkçesi ve Azerbaycanca, Türkmence gibi daha batıda ve Oğuz öbeği içerisindeki dillere özgü sesler vardır. Örneğin ince ünlülerle kullanılan "ğ" sesi /ʝ/ ve kalın ünlülerle kullanılan "ğ" sesi /ɣ/ Öz Türkçede bulunmaz. Buna rağmen Oğuz grubu dillerde bulunur. Bu seslerin tümü "g" yani /ɟ/ sesinden gelir.

Ünlü sesler[değiştir | kaynağı değiştir]

Türkçe Standart Ünlü Sesler
İnce Kalın
Düz Yuvarlak Düz Yuvarlak
Açık i ü ı u
Kapalı e ö a o

Morfoloji[değiştir | kaynağı değiştir]

Söz dizimi[değiştir | kaynağı değiştir]

Söz varlığı[değiştir | kaynağı değiştir]

2005'te yayınlanan Güncel Türkçe Sözlük 104.481 sözcük içerir. Sonraki yeni çalışmalarla 616.767 söz kapsar duruma gelen sözcük ile birlikte yabancı söz oranı da değişmiştir. Bu sözcüklerin %14'ünün yabancı kökenli olduğu TDK tarafından tespit edilmiştir. Ötüken Neşriyat'ın hazırladığı Türkçe Sözlük'te 246.000 kelime bulunmaktadır.[59]

2005'te Almanya’da yaygın olarak kullanılan Almanca "Duden Sözlüğü" 120.000 Almanca sözcük içermektedir.

Şu an için, Türkiye Türkçesinin en gelişmiş sözlüğü Büyük Türkçe Sözlük’te söz, deyim, terim ve isim olmak üzere toplam 616.767 söz varlığı bulunmaktadır. Türkiye Türkçesinin bütün söz varlığını bir araya getiren ve ortak bir veri tabanında kullanıma sunulan Büyük Türkçe Sözlük (TDK), yazı dilinin söz varlığının yanı sıra bütün bilim, sanat ve spor terimlerini, yer adlarını, kişi adlarını, Türkiye bölge ağızlarındaki ve kaynaklardaki sözcükleri, deyimleri içermektedir.[60]

Türkiye Türkçesine geçen yabancı sözcükler[değiştir | kaynağı değiştir]

Her ne kadar Atatürk'ün dil devrimi ile Türkiye Türkçesi, kökeni Arapça ve Farsça olup da dilde eğreti duran sözcüklerden arındırılmaya çalışıldıysa da, dil devriminin politik etkenlerle aksamasından ötürü bu iki dilden sözcükler, Fransızca sözcüklerle birlikte Türkçe sözlüğün önemli bir bölümünü oluşturmayı sürdürmektedir.

Yabancı kökenli sözcüklerden bazı örnekler:

  • Arapçadan: insan, asker, hain
  • Farsçadan: ateş, rüzgar, düşman,
  • Fransızcadan: kuzen, kuaför, hoparlör, detay, anten, tuvalet, polis
  • İtalyancadan: politika, fanila, kundura
  • İngilizceden: pikap, video, çita, medya, sandviç
  • Yunancadan: liman, kiraz
  • Almancadan: şalter, general, panzer

Türkçeden diğer dillere geçen sözcük sayısı[değiştir | kaynağı değiştir]

Türkçe kökenli ya da alıntı sözcüklerden bazı örnekler:

  • bıçak: Macarca "bicska"
  • cacık: Yunanca "tzatziki"
  • çaprak: Almanca "Schabracke"
  • dilmaç (çevirmen): Almanca "Dolmetscher"
  • dolma: İngilizce "dolma", Yunanca "dolmadaki"
  • köşk: Slavca, Almanca "Kiosk"
  • ordu: Almanca, İngilizce ve Fransızca "Horde"
  • yelek: İngilizce ve Fransızca "gilet", İspanyolca "gileco, jaleco, chaleco", Arapça "jalikah"
  • yoğurt: İngilizce "yoghurt", Fransızca "yaourt", Almanca "Joghurt", İspanyolca "yogur"

Ayrıca, Osmanlı İmparatorluğu dönemi veya öncesinden şekillenmiş, Türkçe-Ermenice ortak sözcük dağarcığı, Türkçe-Yunanca ortak sözcük dağarcığı, Türkçe-Bulgarca ortak sözcük dağarcığı, Türkçe-Arnavutça ortak sözcük dağarcığı, Türkçe-Boşnakça ortak sözcük dağarcığı, Türkçe-Romence ortak sözcük dağarcığı mevcuttur.

Türkçe sanılan yabancı kökenli sözcükler[değiştir | kaynağı değiştir]

Bazı Türkçe kökenli kabul edilen sözcük, Sevan Nişanyan gibi çeşitli kişiler tarafından yabancı kökenli oldukları iddia ediliyor. Özellikle Soğdcadan bir takım alıntı gerçekleştiği sanılıyor ya da tersine Türkçeden Soğdcaya. Bu durumda kimin kimden alıntı yaptığı kesinlik kazanmamıştır, başka bir olasılık ise karşılıklı etkilenme de söz konusu olduğudur. Bu durum, Eski Türkler ve Soğdların iç içe yaşadıklarından kaynaklanabilir. Bunun yanında Toharca, Orta Farsça ve Türkçe karşılıklı etkilenme olduğu tahmin ediliyor. Çin’in Uygur Türklerin yaşadığı ve özerkliğe sahip oldukları Sincan (Doğu Türkistan) bölgesinde İranî olan Partça, Orta Farsça, Soğdca ve Sakça dillerinden yazı buluntuları[61] tespit edilmiştir. Bunun yanı sıra Hint-Avrupa dil ailesinin içinde ayrı gruba ait olan Toharcadan da yazılar bulunmuştur.

Türkçe olmadığı sanılan sözcüklerin kökleri hakkında yaklaşımlar:

 Sözcük  Köken  Etimolojik Kaynak
akşam Soğdca: χşām Sevan Nişanyan Süer Eker (sayfa 244)
acun Soğdca: ajūn (oku: acūn) Sevan Nişanyan
bağış Yeni Farsça / Orta Farsça: baχş Sevan Nişanyan
bayram Orta Farsça: paδrām, Soğdca: patrām Sevan Nişanyan
borç Soğdca: pūrç Sevan Nişanyan
esen Yeni Farsça / Orta Farsça: āsān Sevan Nişanyan
kadın Soğdca: χwatēn Sevan Nişanyan (1) Sevan Nişanyan (2) Süer Eker (sayfa 260)
pis Yeni Farsça: pīs, Avesta: paesa- Sevan Nişanyan
öküz Toharca: okso/okäs Sevan Nişanyan
yardım Türkçe,[62][63] Yeni Farsça: yārīdan Sevan Nişanyan

Bu sözcüklerin kökenleri hakkında farklı değerlendirmeler için Hasan Eren'in kökenbilimi çalışmalarına da bakılabilir.

Unutulmuş sözcükler[değiştir | kaynağı değiştir]

Türkiye Türkçesinde çok sayıda unutulan ve daha günlük hayatta kullanılmayan ya da yalnızca özel terimlerde kullanılan saf Türkçe sözcükler vardır. Bu sözcükler TDK tarafından sonradan türetilmiş sözcüklerle karıştırılmamalı. Bunlar Orta Çağda da kullanılmaktaydı ve bugünkü yabancı uyruklu sözcükler için karşılık olarak alınabilir. TDK bu sözcükleri eskimiş olarak tanımlar. Bazı örnekler:

 Yabancılaşmış Türkçe  Öz Türkçe  Etimolojik Kaynak
ateş (Farsça) od TDK Sevan Nişanyan
ayna (Farsça) gözgü TDK
cam (Farsça) sırça TDK Sevan Nişanyan
damat (Farsça) güvey Sevan Nişanyan
hasta (Farsça) sayrı TDK Sevan Nişanyan
hoş (Farsça) yahşi TDK Sevan Nişanyan
rüzgâr (Farsça) yel TDK Sevan Nişanyan
sonbahar (bahar Farsça) güz TDK Sevan Nişanyan

Yazı sistemi[değiştir | kaynağı değiştir]

= Türkçenin eski alfabeleri[değiştir | kaynağı değiştir]

Atatürk 29 harfli Yeni Türk alfabesi, Sivas.13 Ekim 1928 (Fransız L'Illustration dergisi)

Türkler, dünyada en çok alfabe değiştiren kavimlerdendir. Bunun nedenlerinin başında, Türklerin Miladın çok öncesinden beri, dünyanın çeşitli bölgelerinde yaşamaları ve çeşitli kültür çevrelerini oluşturmalarıdır. Türkiye Türkçesi için 1 Kasım 1928 tarihinde kabul edilen Latin esaslı yeni Türk alfabesine gelinceye dek, Türkçe çeşitli alfabelerle yazıya geçirilmiştir. En yaygın kullanıma sahip Türk abeceleri şunlardır:

Orhun abecesi[değiştir | kaynağı değiştir]

Türkçenin bilinen ilk abecesi Orhun yazıtları'nda da kullanılan ve yaygın adıyla Göktürk Alfabesi olarak bilinen abecedir (Köktürk işaretleri, Runik alfabe vb.). Bu alfabe doğu ve batıdaki Hun Kağanlığı’nın devrinden, 1. yüzyıldan beri Göktürkler devrine ve kullanım sıklığı düşse de, Uygur devleti devrine dek (MS. 10. yüzyıl) kullanılmıştır. Örnek:

Uygur abecesi[değiştir | kaynağı değiştir]

Türkçenin bütün yazı çeşitleri içinde en çok kullanılmış olanıdır. Soğut yazısının yakın akrabası olan ve Uygur Türkleri tarafından Türkçeye uyarlanıp yüzyıllarca kullanılan bir alfabedir. Divanü Lügati’t-Türk’te Kaşgarlı Mahmud, Uygur alfabesini, “Türk alfabesi” adıyla anmaktadır.[64]

Arap asıllı Türk alfabesi[değiştir | kaynağı değiştir]

9. yüzyıl civarlarından günümüze dek (Uygur Türkleri hâlen bu alfabeden kaynaklanan bir alfabe kullanmaktadırlar) bu alfabe kullanılmıştır. Müslümanlığı kabul etmeye başlayan Türk boyları, bu yüzyıllar içinde, ardı sıra bu alfabeyi kullanmaya başlamış ve 13. yüzyıl dolaylarında artık bu alfabe, Türk boyları arasında ortak bir alfabe özelliği kazanmıştır.

Osmanlı İmparatorluğu, bu alfabeyi en yaygınlıkla kullanan Türk devletidir. Üzerinde bir takım düzenlemeler ve eklemeler yapılarak Osmanlı alfabesi de denilen alfabe kullanıldı.

Türkçe için kullanılan bu alfabeye Arap alfabesi denmemesinin sebebi, Arapçada bulunmayan “j, ç, ŋ, p” gibi sesleri içermesidir.

Latin asıllı Türk alfabesi[değiştir | kaynağı değiştir]

1 Kasım 1928 tarihinde, eski Arap asıllı Türk alfabesinin yerine, Latin yazısından Türkçe için uyarlanan bu 29 harfli alfabe kabul edilmiştir.

Alfabede 29 harf bulunur. Ancak 1990'lı yıllarda toplanan bir uluslararası Türkçe kurultayında Türkiye abecesi /ŋ/ (genizcil n sesi), /ɛ/ (açık e sesi), /q/ (kalın k sesi), /w/ (sert g, v sesi), /x/ (sert h sesi), /ɳ/ (ön damaksıl, ny sesi) gibi harflerin de katılması ile oluşacak Ortak Türk Abecesinden, diğer Türk Ülkelerinin kendi abecelerini oluşturması ile karara bağlanmıştır.[65][66][67] Şu an, Türk Dünyası içinde, Türkiye, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Azerbaycan, Türkmenistan, Özbekistan, Kosova, Makedonya ve genel Balkanlar’daki Türkçe kullanımları, Latin esaslı alfabelerle yapılmaktadır. Bunlar içinde Türkiye, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Balkanlar’da aynı alfabe kullanılır. Azerbaycan Türk alfabesinde 29 harfin yanında ayrıca x, q, ə harfleri bulunur. Türkmenistan, Özbekistan alfabelerinde de kendi içlerinde bazı eklemeler ve farklı tercihler bulunmaktadır. Temel olarak bu Türk devletlerinin hepsi Latin asıllı alfabeye geçmişlerdir.

Bağımsız Kazakistan ve Kırgızistan ile Rusya'daki Türk boyları, Kiril asıllı alfabeler kullanmaktadırlar.

Türk Alfabesi :

a - A
b - B
c - C
ç - Ç
d - D
e - E
f - F
g - G
ğ - Ğ
h - H
ı - I
i - İ
j - J
k - K
l - L
m - M
n - N
o - O
ö - Ö
p - P
r - R
s - S
ş - Ş
t - T
u - U
ü - Ü
v - V
y - Y
z - Z

¹→ Türkçede, İ harfi I harfinden önce gelir ancak yaygın kullanım şekli, I harfinden sonra İ harfidir.

Ayrıca bakınız[değiştir | kaynağı değiştir]

Notlar[değiştir | kaynağı değiştir]


Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir]

  1. ^ a b c d e Şükrü Halûk Akalın, “Türk Dünyasında Dil”, Yeni Türkiye, Temmuz-Ağustos 2013, Yıl 9, Sayı 53-54, Ankara, s. 370, 375-376.
  2. ^ a b c The 100 most spoken languages on the world World’s Observatory (İngilizce)
  3. ^ a b Osman Nedim Tuna, Sümer ve Türk Dillerinin Tarihî İlgisi ve Türk Dilinin Yaşı Meselesi, Türk Dil Kurumu Yayınları, Ankara 1997, s. 49. ISBN 975-16-0249-1
  4. ^ Prof. Dr. Doğan Aksan, Türkiye Türkçesinin Dünü, Bugünü, Yarını, Bilgi, s. 68.
  5. ^ Nalan Büyükkantarcıoğlu, “Türkçe Sözcük Biçimlenmesinde Düzlemler ve Türetmeler”, Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi, Cilt: 17, Sayı: 1, s. 81-94.
  6. ^ Sevan Nişanyan, Sözlerin Soyağacı, EK I: Türkçe Yapım Ekleri
  7. ^ Şükrü Halûk Akalın, “Türk Dünyasında Dil”, Yeni Türkiye, Temmuz-Ağustos 2013, Yıl 9, Sayı 53-54, Ankara, s. 358-363.
  8. ^ Zeynep Korkmaz, Türkiye Türkçesi Grameri (Şekil Bilgisi), Türk Dil Kurumu Yayınları, Ankara 2007, s. LXVII. ISBN 975-16-1643-3
  9. ^ R. Rahmeti Arat, “Türk Şivelerinin Tasnifi”, Türkiyat Mecmuası, Cilt X, İstanbul 1953, s. 69-149.
  10. ^ Raymond G. Jr. Gordon, Ethnologue: Languages of the World, Fifteenth edition. Language Family Trees - Altaic Ethnologue.com (İngilizce)
  11. ^ Kenneth Katzner, Languages of the World, Third Edition, Routledge, An imprint of Taylor & Francis Books Ltd., 2002, ISBN 978-0-415-25004-7 (İngilizce)
  12. ^ a b c T.C. Anayasası, Birinci Kısım, Genel Esaslar, Madde 3, Devletin Resmî Dili Kaynak hatası: Geçersiz <ref> etiketi: "anayasa" adı farklı içerikte birden fazla tanımlanmış (Bkz: Kaynak gösterme)
  13. ^ Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Anayasası KKTC Cumhuriyet Meclisi
  14. ^ “Kerkük’te Türkçe artık resmî dil!” Haber5 (22.12.2008)
  15. ^ Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı (İngilizce)
  16. ^ “Türkçe Makedonya’da resmî dil oldu” Balkan Dünyası, 16.10.2013
  17. ^ “Makedonya Gostivar’da Türkçe resmî dil” Milliyet (12.06.2005)
  18. ^ “KEİPA heyetinin Makedonya ziyareti…” Haber3 (09.09.2012)
  19. ^ Directory of Municipalities in the Republic of Macedonia: Municipality of Plasnica Makedonya Uluslararası İş Birliği Merkezi (İngilizce)
  20. ^ Directory of Municipalities in the Republic of Macedonia: Municipality of Mavrovo and Rostushe Makedonya Uluslararası İş Birliği Merkezi (İngilizce)
  21. ^ Directory of Municipalities in the Republic of Macedonia: Municipality of Vraneshtica Makedonya Uluslararası İş Birliği Merkezi (İngilizce)
  22. ^ Implementation of the Law on the Use of Languages by Kosovo Municipalities AGİT (İngilizce)
  23. ^ Gilan şehrinde Türkçe resmî dil oldu İHA
  24. ^ Yasa No. 02/L-37: Dillerin Kullanımı İçin Yasa Kosova Cumhuriyeti Resmî Gazetesi
  25. ^ Romania: “The provisions of the Charter shall apply to the following minority languages used on the territory of Romania” Avrupa Konseyi (İngilizce)
  26. ^ Kırcaali Belediyesi resmî internet sitesi
  27. ^ Hasan Kaili, Vassilios Spyropoulos, Marianthi Georgalidou, Aytaç Çeltek, Causative constuctions in the Turkish variety of the bilingual Muslim community of Rhodes: A preliminary research, 14th ICTL (Antalya, 6-8 August 2008), s. 1. (İngilizce)
  28. ^ a b Tarihçe Türk Dil Kurumu resmî internet sitesi
  29. ^ Şükrü Halûk Akalın, “Türk Dünyasında Dil”, Yeni Türkiye, Temmuz-Ağustos 2013, Yıl 9, Sayı 53-54, Ankara, s. 362-363.
  30. ^ Osman Nedim Tuna, Altay Dilleri Teorisi, Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı, İstanbul 1983, s.1. (İlk varyant)
  31. ^ Ahmet Bican Ercilasun, Başlangıçtan Günümüze Türk Dili Tarihi, Akçağ Yayınları, Ankara 2010, s. 17. ISBN 978-975-338-589-3
  32. ^ Osman Nedim Tuna, Sümer ve Türk Dillerinin Tarihî İlgisi ve Türk Dilinin Yaşı Meselesi, Türk Dil Kurumu Yayınları, Ankara 1997, s. 1-3. ISBN 975-16-0249-1
  33. ^ Talat Tekin, Hunların Dili, Doruk Yayınları, Ankara 1993
  34. ^ a b Talat Tekin, Hunların Dili, Doruk Yayınları, Ankara 1993, s. 37, 40, 53.
  35. ^ a b Ahmet Bican Ercilasun, Başlangıçtan Yirminci Yüzyıla Türk Dili Tarihi, Akçağ Yayınları, Ankara 2010, s. 61-62. ISBN 978-975-338-589-3
  36. ^ Agop Dilâçar, Batı Türkçesi, TDAY Belleten (1953), Türk Dil Kurumu Yayınları, s. 75.
  37. ^ Ahmet Bican Ercilasun, Başlangıçtan Günümüze Türk Dili Tarihi, Akçağ Yayınları, Ankara 2010, s. 226, 272-283. ISBN 978-975-338-589-3
  38. ^ Ahmet Bican Ercilasun, Başlangıçtan Günümüze Türk Dili Tarihi, Akçağ Yayınları, Ankara 2010, s. 230-231. ISBN 978-975-338-589-3
  39. ^ Ahmet Bican Ercilasun, Başlangıçtan Günümüze Türk Dili Tarihi, Akçağ Yayınları, Ankara 2010, s. 342. ISBN 978-975-338-589-3
  40. ^ Ahmet Bican Ercilasun, Başlangıçtan Günümüze Türk Dili Tarihi, Akçağ Yayınları, Ankara 2010, s. 369. ISBN 978-975-338-589-3
  41. ^ Gürer Gülsevin, Eski Anadolu Türkçesinde Ekler, TDK Yayınları, Ankara 2007, s. 1. ISBN 975-16-0850-3
  42. ^ Suna Timur Ağıldere, “XVIII. Yüzyıl Avrupa’sında Yabancı Dil olarak Türkçe Öğretiminin Önemi: Osmanlı İmparatorluğu’nda İstanbul Fransız Dil Oğlanları Okulu (1669-1873)”, Turkish Studies, Volume 5/3, Summer 2010, s. 697, 700.
  43. ^ Alpay İgci, “Konuşulan Dil Türkiye Türkçesinin Sahası”, Ufuk Dergisi, S: 21, Ocak-Mart 2013, Üsküp, s. 6-8.
  44. ^ turkiska Nationalencyklopedin Şablon:Se icon
  45. ^ The 30 Most Spoken Languages of the World KryssTal (İngilizce)
  46. ^ Table 3. Languages with at least 50 million first-language speakers Ethnologue (İngilizce)
  47. ^ a b Leylâ Karahan, Anadolu Ağızlarının Sınıflandırılması, Türk Dil Kurumu Yayınları, Ankara 1996, s. 1-2.
  48. ^ a b c d Leylâ Karahan, Anadolu Ağızlarının Sınıflandırılması, Türk Dil Kurumu Yayınları, Ankara 1996, s. 57-58.
  49. ^ a b c Leylâ Karahan, Anadolu Ağızlarının Sınıflandırılması, Türk Dil Kurumu Yayınları, Ankara 1996, s. 99-110.
  50. ^ a b c d e f g h i Leylâ Karahan, Anadolu Ağızlarının Sınıflandırılması, Türk Dil Kurumu Yayınları, Ankara 1996, s. 116-157.
  51. ^ a b Gyula Németh, “Bulgaristan Türk Ağızlarının Sınıflandırılması Üzerine”, Türk Dili Araştırmaları Yıllığı Belleten 1981-1982, Ankara 1983, s. 119.
  52. ^ Asya Kök Dili Kuralları
  53. ^ Ad Aktarması Yapısındaki Öfke Göstergeleri
  54. ^ a b c d e f g h i j k l m n Ses Değişikliği Geçiren Sözcüklerin Yazı Dilindeki Eski Şekilleri, Dr. Jale Öztürk, PDF
  55. ^ a b c d Prof. Dr. Muharrem Ergin, Türk Dil Bilgisi, Bayrak Yayını, İstanbul, 2002
  56. ^ http://turkcesivarken.com/gokturce [yalın URL]
  57. ^ Süleyman Efendioğlu, Birleşik Zamanlar Üzerine, PDF
  58. ^ Süleyman Efendioğlu, Birleşik Zamanlar Üzerine, -yor olacak, -miş olacak bölümleri
  59. ^ Ötüken Türkçe Sözlük KitapAmbarı
  60. ^ Büyük Türkçe Sözlük
  61. ^ http://pom.bbaw.de/turfan/start.php?aufl=1280 [yalın URL]
  62. ^ Güncel Türkçe Sözlük "yardım" TDK
  63. ^ Türkçe Sözlük "yardım" Ötüken Neşriyat
  64. ^ Besim Atalay, Divanü Lügati't-Türk. Türk Tarih Kurumu, Ankara, 2006: ISBN 975-16-0405-2
  65. ^ 2008, Olağan Uluslararası Türkçe Kurultayı
  66. ^ Uluslararası Türkçe Kurultayı Bildirileri Özeti
  67. ^ Dilbilim Kurultayı Oturumlar, Açıklama ve Özetleri

Dış bağlantılar[değiştir | kaynağı değiştir]