Vikipedi:Günün maddeleri/Ekim 2020

Vikipedi, özgür ansiklopedi

1 Ekim
Nüfus belirli bir zamanda sınırları tanımlı bir bölgede yaşayan insan sayısıdır. Kelime, çoğunlukla insan sayısını belirleyen bir kavram olarak kullanılır. Nüfus bir ülkede, bir bölgede, bir evde belirli bir anda yaşayanların oluşturduğu toplam sayıdır.

Nüfus, sayımlar yoluyla belirlenir. Nüfus sayımları seçmenlerin belirlenmesinin yanı sıra başka pek çok amaç için de yapılmaktadır. İlk nüfus sayımlarının temel amacı askeri gücü belirlemek, vergilendirme için kolaylık sağlamaktı ve yalnızca erkekler dikkate alınıyor, kadınlar ve çocuklar göz ardı ediliyordu. Nüfus sayımlarındaki diğer amaçlar da şunlardır: Erkek-kadın nüfusu belirlemek, kırsal-kentsel nüfusu belirlemek, nüfus yerleşim yerlerine göre dağılımını belirlemek, okuma-yazma oranını belirlemek, eğitim durumunu belirlemek, nüfusu belirlemek, nüfusun yaşlara göre dağılımını belirlemek ve daha birçok amaçtan dolayı yapılır. Düzenli sayımlar yakın tarihlidir. 14. yüzyılda İskandinav ülkelerinin uygulamaları ile başlamıştır. Nüfus sayımları yoluyla bir yerleşim birimindeki insan grubunun demografik özellikleri ortaya konur. Yaş ve vücut yapısı, ekonomik ve sosyal durum gibi. Düzenli sayımlar, nüfusun artış hızı, ölümler, doğumlar ve göçler gibi demografik göstergelerin gidişatının belirlenmesine olanak tanır ancak bütün Dünya'da, her ülkenin farklı nüfus sayım uygulamaları (yineleme süresi, güvenirlik v.s.) olması sebebiyle bütün Dünya nüfusu hakkında sağlıklı verilere ulaşmak güçtür. (Devamı...)


Elfriede Jelinek (d. 20 Ekim 1946) Avusturyalı feminist oyun yazarı ve romancı. 2004 yılında Nobel Edebiyat Ödülü'nü almıştır.

Jelinek Avusturya'nın Steiermark eyaletinin Mürzzuschlag kasabasında doğdu. Babası II. Dünya Savaşı'ndan sağ kurtulmayı başarmış Çek asıllı bir Yahudi'ydi. Annesi varlıklı bir Viyana ailesindendi. Küçük yaşlardan itibaren piyano, org, gitar, keman, viyola dersleri aldı. Viyana konservatuvarından orgçu olarak mezun oldu. Aynı zamanda Viyana Üniversitesi'nde sanat tarihi ve tiyatro okudu. Genç yaşta şiir yazmaya başladı. İlk eseri Lisas Schatten adlı derleme oldu. 1970'lerin başında Gottfried Hüngsberg ile evlendi. Nobel Ödülü'nü almadan önce Jelinek Almanca konuşulan ülkelerin dışında pek tanınmıyordu. Yazı tarzında geleneksel Avusturya edebiyatı derinden hissedilir ve Avusturyalı yazar Robert Musil'in etkisi görülür. (Devamı...)


2 Ekim
2002 UEFA Kupası finali 8 Mayıs 2002'de, Hollanda'nın başkenti Rotterdam'daki Feijenoord Stadyumu'nda oynanan ve UEFA Kupası'nın 2001-02 sezonunun şampiyonunun belirlendiği maçtır. Hollanda ekibi Feyenoord ile Alman Borussia Dortmund takımları arasında oynanan maçı 3-2'lik skorla Feyenoord kazandı. UEFA Kupası'nın otuz birinci finali olan bu maç, 1998'de UEFA Kupası'nda tek maçlı final sisteminin uygulanmaya başlamasından bu yana, bir final maçının finalist takımın sahasında oynandığı ilk maç oldu.

Feyenoord bu maçın öncesine kadar, Tottenham Hotspur'u yenerek UEFA Kupası'nı kazandığı 1974 yılından bu yana bir UEFA müsabakası kazanamamıştı. Son Bundesliga şampiyonu Borussia Dortmund ise, 1997 UEFA Şampiyonlar Ligi finalinden bu yana ilk kez bir UEFA müsabakası finalinde mücadele etti. Feyenoord'un elde ettiği bu zafer, 1995'teki Ajax'ın UEFA Şampiyonlar Ligi şampiyonluğundan 7 yıl sonra bir Hollanda kulübünün UEFA müsabakalarındaki ilk zaferi oldu. (Devamı...)


Araguaia nehir yunusu veya Araguaian boto (Inia araguaiaensis), Güney Amerika nehir yunusu. 2014 yılında, Amazon nehir yunusu ile benzer olarak tür tanımlaması ayrı yapılmıştır. Brezilya'da yer alan Araguia Nehri ve Tocantins Nehri doğal yaşam alanıdır.

Ekim 2014 itibarıyla I. araguaiaensis "Deniz Memelileri Komitesi" tarafından ayrı bir tür olarak kabul edilmemektedir. Komitenin yayınladığı taksonomiye göre I. araguaiaensis bağımsız bir tür değildir. I. araguaiaensis'' ayrı bir tür olarak ilk kez 22 Ocak 2014 tarihinde tanımlanmıştır. Bu tanınmada temel nükleer mikrosatelit ve mitokondriyal DNA verileri rol oynamıştır. Ayrıca benzer canlılar olan Amazon nehir yunusu ve Bolivya nehir yunusu'na göre diş sayısının farklı olduğu tespit edilmiştir.

Cinsin üyeleri gri-pembe bir renge sahip olup 1,53 - 2,6 m (5,02 - 8,5 ft) arasında vücut uzunluğuna sahiptir. (Devamı...)


3 Ekim
Nil Deltası (Arapçaدلتا النيل) Nil Nehri'nin Kuzey Mısır'dan Akdeniz'e döküldüğü bölge. Batıda İskenderiye'den, doğuda Port Said'e kadar yayılan delta, dünyanın en geniş deltalarından biridir. Akdeniz kıyısında doğu-batı yönünde 240 km, kuzey-güney yönünde 160 km kapsayan bu delta, tarımsal etkinlikler açısından oldukça işlek bir alandır. Delta, Kahire'den sonra yavaş yavaş akış-aşağı duruma geçer.

Delta kimi zamanlarda Batı ve Doğu bölümü olarak iki grupta sınıflandırılır. Nil Nehri, deltadan sonra Damietta ve Rosetta adındaki iki kola ayrılarak, yine bu isimlerdeki liman kentlerinden Akdeniz'e dökülür. Geçmişte deltanın daha çok kolu mevcuttu, ancak bu kollar sel kontrolü ve alüvyon birikimi gibi nedenlerden dolayı yok oldu. (Devamı...)


Ignazio Silone (1 Mayıs 1900 - 22 Ağustos 1978), İtalyan yazar. Asıl adı Secondo Tranquilli olan yazar, Ignazio Silone takma adıyla eserlerini yayınlamıştır. Annesi, babası ve küçük kardeşini depremde, sağ kalan diğer bir kardeşini Faşizm zindanlarında, karısını da bir ayaklanmada kaybetti. Toplumcu Gerçekçilik akımına yönelik yazdığı romanları Mussolini İtalyasında özellikle güneyli fakir köylülerin hayatını anlatır. Abruzzo bölgesinin kurak coğrafyası, köylülerin batıl inançları ve faşist polisin baskıları sıkça kullandığı ana temalardır. Kendisi de aktif olarak komünist olan yazar, romanlarında komünizmin idealleri ve başarısızlığını da irdelemiştir. Ayrıca yazarın, komünizmi savunduğu dönemlerde Mussolini için bilgi taşıyıp muhbirlik yaptığı iddia edilmiştir. (Devamı...)

4 Ekim
Kırım Hanlığı veya Kırım Yurdu (öz adı قريم يورتى‎ - Qırım Yurtu; Kırım Tatarcası: Qırım Hanlığı; Rusça: Крымское ханство - Krımskoye hanstvo; Ukraynaca: Кримське ханство - Krims'ke hanstvo) 1441-1783 yılları arasında Kırım'da hüküm sürmüş Kırım Tatar devletiydi. Altın Orda'nın yerini alan dört Hanlıkların en uzun süre hüküm süreni idi. 1475'ten 1774 yılında Küçük Kaynarca Antlaşması'nın imzalanışına kadar Osmanlı İmparatorluğu'na bağlı kaldı.

13. ve 14. yüzyıllarda Rusya'nın içlerine ve Kıpçak Bozkırı (Deşt-i Kıpçak)'na ilerleyen Tatar kabileleri, göçebe yaşamlarını bırakarak Kırım'a yerleşiyordu. Altın Orda'nın yıkılmasından sonra bu bölgede başlayan hakimiyet kurma yarışı Cengiz Han'ın oğullarından Cuci'nin küçük oğlu Toka Temür soyundan gelen ve Tatarları yöneten Hacı Giray tarafından kazanıldı. Litvanya'da; 15. yüzyılın başlarında bir grup Tatar'ın Kral Vitold'un yönetimindeki Litvanya'ya sığındığı dönemde doğmuştu. Büyüdükten sonra, "Şirin" kabilesinin yardımıyla Kırım'da hakimiyet kurdu. 1441 tarihinde kendi adına para bastırdı. Hanlığın kuruluş tarihi bu yüzden 1441 kabul edilir. Hacı Giray ölünce oğlulları Mengli ile Nur Devlet arasında taht kavgası yaşandı. 1475'te bölgeyi alan Gedik Ahmet Paşa ile Osmanlılar duruma el koydu ve Mengli Giray, han ilan edildi. Kırım kuvvetleri, bir Osmanlı savaşına ilk defa, Sultan II. Bayezid'in, 1484'teki Akkerman Seferi'nde katıldılar. 1502'de ise Mengli Giray Saray'a hücum etti ve Altın Ordu Hanlığı'na son büyük darbeyi vurdu. Bundan sonra Kırım Hanlığı, Altın Ordu topraklarında hakimiyet kurmaya başladı, Kazan ve Astrahan Hanlıkları da ele geçirildi. Bu ise Moskova Knezliği ile rekabete sebep oldu. (Devamı...)


Edward Emerson Barnard (16 Aralık 1857 - 6 Şubat 1923), Amerikalı astronomdur. Yaygın olarak E. E. Barnard ismiyle, yetenekli bir astromomi gözlemcisi olarak tanındı. Özellikle 1916 yılında keşfettiği Barnard Yıldızı ile tanınır ve adı verilerek onurlandırılmıştır.

1876 yılında 130mm'lik bir mercekli teleskop satın aldı ve 1881'de ilk kuyruklu yıldız keşfini yaptı. Fakat bu keşfi duyurmakta başarısız oldu. Daha sonra aynı yıl içinde ikinci ve 1882'de de üçüncü kuyruklu yıldız keşfini yaptı. 1880'lerde Hulbert Harrington Warner, keşfediceği kuyruklu yıldız başına 200 dolar teklif etti. Bu dönemde Edward, toplam beş adet kuyruklu yıldız keşfetti ve bu parayı yeni bir ev inşa etmek için kullandı. 1887 yılında Lick Gözlemevi ekibine katıldı. 1889'da Dünya perspektifinden Lapetus uydusunun Satürn'ün halkaları arkasından geçişini gözlemledi. 1892 yılındaki bir nova gözleminde, gaz emisyonlarına dikkat çeken ilk bilim insanı olmuştur. Aynı yıl, Jüpiter'in beşinci uydusu Amalthea'yı keşfetti. 1609'da Galileo Galilei'den beri Jüpiter'de yeni bir uydu keşfeden ilk kişi oldu. Bu, görsel gözlem yoluyla keşfedilen son uydu olmuştur. 1895 yılında astronomi profesörü olarak Chicago Üniversitesi'ne katıldı. Böylece Yerkes Gözlemevi'ndeki 40-inç (1,000 mm) teleskobu kullanması mümkün oldu. Bu dönemdeki pek çok işi Samanyolu'nu fotoğraflamak oldu. Max Wolf ile birlikte, gökadanın bazı karanlık bölgelerinin aslında gaz ve toz bulutları ile arka planda gizlenmiş çok uzak yıldızlar olduğunu keşfetti. 1916 yılında, özdevinim hızı diğer yıldızlara göre çok yüksek olan Barnard Yıldızı'nı keşfetti. Ayrıca öncü bir astronomi fotoğrafçısıydı. Tıpkı Messier kataloğu'ndaki gibi sayısal belirtmelerle bir karanlık bulutsu kataloğu oluşturdu. Bu bulutsular, Barnard 1 ile başlar ve Barnard 370 ile sona erer. (Devamı...)


5 Ekim
Erozyon diğer adıyla aşınım, yer kabuğunun üzerindeki toprakların, başta akarsular olmak üzere türlü dış etkenlerle aşındırılıp, yerinden koparılması, bir yerden başka bir yere taşınması ve biriktirilmesi olayıdır.

Tarımda kullanılan alanların %70'i özelliklerini kaybederek dünya genelinde toplam kara üzerinde %30 civarında çölleşmeye sebep olmuştur. Dünyada erozyon sebebiyle çölleşme tehlikesi bulunan 110 ülke bulunmaktadır. Bu çerçevede Birleşmiş Milletler Çevre Programı tarafından yapılan hesaplamalarla, dünyada çölleşme ve erozyonun önüne geçebilmek için yılda 42 milyar dolar harcanması gerektiği bulunmuştur. Türkiye topraklarının ise, %90'ı su erozyonu, %1'i de rüzgâr erozyonuna maruz kalmaktadır. Tarım topraklarında bu oran su erozyonu için %75 civarındadır. Türkiye'deki erozyon sonucunda yılda 500 milyon ton verimli toprak kaybedilmektedir. (Devamı...)


Nicolas Poussin (15 Haziran 1594 - 19 Kasım 1665) Fransız klasisizm tarzında resim sanatçısı. Çalışmalarında ağırlıklı olarak duruluk, mantık ve düzen ön plana çıkarılır ve hatları, renge yeğler. Çalışmaları, 17. yüzyılın baskın Barok tarzına karşı bir alternatif olarak görülür. 20. yüzyıla kadar, Jacques-Louis David, Jean-Auguste-Dominique Ingres and Paul Cézanne gibi klasik odaklı sanatçılara ana ilham kaynağı olmuştur.

Kardinal Richelieu emriyle Premier peintre du Roi olarak hizmet etmesi için Fransa'ya geri döndüğü kısa bir dönem dışında kariyerinin çoğunu Roma'da geçirmiştir. Nicolas Poussin'nin erken dönem biyografi yazarı, arkadaşı Giovanni Pietro Bellori'dir. Poussin'nin Les Andelys, Normandiya yakınlarında doğduğunu ve daha sonra kariyerine büyük ölçüde yardım edecek Latince'nin de dahil olduğu bir eğitim aldığını anlatır. Poussin'in ilk çizimleri, yerel bir ressam olan Quentin Varin'in dikkatini çekmiştir ve onu yanına çırak olarak almıştır, ancak Poussin, on sekiz yaşında geldiğinde kariyerinin ailesi tarafından onaylanmaması gibi nedenlerle Paris'e kaçmıştır. Orada, daha sonra Poussin'in ustaları olarak hatırlanacak Flaman ressam Ferdinand Elle ve Georges Lallemand'in atölyesine katılmıştır. (Devamı...)


6 Ekim
Kahverengi pelikan (Pelecanus occidentalis), pelikangiller (Pelecanidae) familyasından 8 pelikan türünün en küçüğü olan bir su kuşu türüdür. Amerika'da yaşayan bu kuş türü ABD'nin güney ve batı sahillerinde en iyi bilinen kuş türlerinden biridir. Batı Yarımkürede bulunan üç pelikan türünden biri olduğu gibi balıkları denize dalarak avlayan iki pelikan türünden biridir.

Diğer kuşlara göre oldukça iri bir kuş olan kahverengi pelikan, diğer pelikan türleri arasında en küçükleridir. Uzunluğu 106 ila 137 cm., ağırlığı 2,75 ila 5,5 kg., kanat açıklığı da 1,83 ila 2,5 m. arasında değişir. Yaşadığı bölgelerde çok kolay tanınabilien ve diğer kuşlardan ayırt edilebilen bir türdür. Tüm pelikanlar gibi çok uzun bir gagası ve avlanırken kepçe gibi kullandığı boğaz kesesi vardır. Gaga uzunluğu 28 ila 34,8 cm. arasındadır. Başı beyaz renklidir ama genellikle erişkin kuşlarda hafif sarıya çalar. Gaga grimsi renktedir ancak üreme döneminde boğaz kesesi kızılımsı renge döner. Sırtı, arkası ve kuyruğu gri ve koyu kahverengi çizgilidir ve bazen paslı bir tondadır. Erişkin pelikanlarda göğüs ve karın siyah-kahverengi arasındadır ve bacaklar ile ayaklar siyah renklidir. (Devamı...)


James Brendan Connolly (28 Ekim 1868; Boston, Massachusetts - 20 Ocak 1957; Brookline, Massachusetts), Amerikalı atlet, muhabir ve yazar. 1896 Yaz Olimpiyatları'ndaki atletizm müsabakaları kapsamında yapılan üç adım atlama etkinliklerinde birinci olarak tarihteki ilk Olimpiyat şampiyonu olmuştur.

28 Ekim 1868 tarihinde, Amerika Birleşik Devletleri'nin Massachusetts eyaletinin başkenti Boston'da, İrlanda'ya bağlı Alan Adaları'ndan gelerek ABD'ye yerleşen dokuz çocuklu ailenin altıncı çocuğu olarak dünyaya geldi. Babası balıkçılık yapan John, annesi ise Ann Connolly (kızlık soyadı O'Donnell) idi. Liseye kadar eğitim gören Connolly, Boston'daki bir sigorta şirketinde kâtip olarak çalışmasının ardından merkezi Georgia eyaletindeki Savannah şehrinde bulunan ABD Ordusu Mühendisler Birliğinde görev aldı. Çalışması sebebiyle yarım bıraktığı eğitimine ekim 1895'te kabul edildiği, Harvard Üniversitesi'ne bağlı Mühendislik ve Uygulamalı Bilimler Okulu'nda devam etti. (Devamı...)


7 Ekim
[[Dosya:|sağ|150px]] Who's That Girl, Amerikalı şarkıcı-söz yazarı Madonna'nın aynı adlı filmin müziklerine yer verdiği, 21 Temmuz 1987'de Sire Records etiketiyle yayımlanan film müziği albümü. Albümde Madonna'ya aynı müzik şirketiyle çalışan Scritti Politti, Duncan Faure, Club Nouveau, Coati Mundi ve Michael Davidson gibi isimler eşlik etti. Albüm bir Madonna albümü olarak hazırlansa da, albümde yer alan dokuz şarkının sadece dördü kendisi tarafından seslendirildi.

Çılgın Madonna (Desperately Seeking Susan, 1985) filminin başarısından sonra Madonna, yanlışlıkla cinayetle suçlanan bir kadın olan Nikki Finn'in anlatıldığı Slammer adlı bir başka komedi filminde daha oynamak istedi. Warner Bros. Madonna'nın macera filmi Şangay Bonita'nın (1986) parasal ve sanatsal açıdan gösterdiği başarısızlıktan dolayı projeye ilk başta yeşil ışık yakmakta isteksiz davrandı. Madonna tarafından ikna edilen şirket, sanatçının film müziklerindeki başarısından para kazanmayı da düşünerek teklifi kabul etti. Aralık 1986'da albümün üzerinde çalışmaya başlayan Madonna, daha önce üçüncü stüdyo albümü True Blue'da (1986) yapımcı olarak görev alan Patrick Leonard ve Stephen Bray ile sözleşme imzaladı. Albüm için bir yüksek tempolu bir de düşük tempolu şarkıya ihtiyaç olduğunu düşündü. Leonard yüksek tempolu şarkının müziğini bestelerken, Madonna melodiyi ve sözleri hazırladı. Şarkıcı parçanın adını "Who's That Girl" koydu ve bu adın Slammer'dan daha iyi olduğunu düşünerek filmin adını da değiştirdi. Madonna ve Leonard birlikte ayrıca düşük tempolu balad "The Look of Love"ı hazırladılar. Madonna film için Bray ile birlikte ilki dans melodisi "Causing a Commotion", diğeri ise Sixties Motown ve Martha and the Vandellas grubundan etkilenen "Can't Stop" olmak üzere iki şarkı daha yazdı.

Yayımından sonra Who's That Girl, eleştirmenlerden çoğunlukla olumsuz tepkiler aldı. Bazı değerlendirmelerde albüm gösterişsiz ve tamamlanmamış olarak tanımlanırken albüme adını veren parça ve "The Look of Love" öne çıktıkları için övüldü. Ticari bir başarı yakalayan albüm, ABD, Avusturya, Birleşik Krallık, Fransa, İtalya, Kanada ve Yeni Zelanda'da albüm listelerinde ilk ona girerken Avrupa ve Almanya albüm listelerinde bir numara oldu. Albüm dünya çapında altı milyon kopya sattı. (Devamı...)


Percy Bysshe Shelley, (4 Ağustos 1792, Horsham, Sussex – 8 Temmuz 1822, Livorno), İngiliz yazınının ve Romantik Dönem'in en önemli şairlerinden biri.

Eton'da eğitim gördü. 1811'de yazdığı "Ateizmin Gerekliliği" adlı makalesinden dolayı Oxford'dan atıldı, babası tarafından da reddedildi ve Londra'ya gitti. Orada Harriet Westbrook ile evlendi. İrlanda'da ayaklanmayı kışkırttı. 1815'te Godwin'in kızı Mary (Frankenstein'in yazarı) ile tanıştı. Evli olmasına rağmen onunla beraber oldu. Godwin'in bu ilişkiye sert tepkisi üzerine İngiltere'yi birlikte terk ettiler. İsviçre'de Lord Byron ile tanıştı. Eşinin ölümünden sonra İngiltere'ye dönüp evlendiler fakat 1816'da İtalya'ya yerleşmeye karar verdiler. 1816-1818'lerde The Revolt of Islam ve 1820'de Prometheus adlı yapıtlarında kadın ile erkeğin beraberliğini, kurtarıcı bir ilişki olarak kutsadı ve umudunu "Doğu"ya bağladı. Ayrıca bu yüzyılda hızla yayılmaya başlayan vejetaryen'liğin, gönüllü avukatlığını Leo Tolstoy ile birlikte yaptılar. 1822'de boğularak ölmüş ve İtalya'da sahile vurduğu yerde yakılmak suretiyle kendisi için bir cenaze töreni düzenlenmiştir. Törende, Lord Byron, arkadaşının kafatasını hatıra olarak saklamak istemiş, ancak yine bir yazar olan aile dostları Edward Trelawny buna izin vermemiştir. Fakat, tören sırasında Trelawny, Shelley'nin kalbini ateşten çalmış ve Percy'nin dul eşi Mary Shelley'ye vermiştir. Kalp sonunda, oğulları Sir Percy Florence Shelley öldüğü zaman, onunla beraber gömülmüştür. Mezarında Latince Cor Cordium ("Kalplerin Kalbi") yazmaktadır. (Devamı...)


8 Ekim
Yassı solucanlar ya da Platyhelminthes, üç embriyonik tabakadan oluşmuş, bilateral simetrili, çoğunlukla yassı yapılı hayvanlar şubesidir.

Parazit yaşayanlarda döldeğişimi ve başkalaşım görülür. Sindirim kanalı tek bir açıklığa sahiptir. Vücutlarında sölom, yalancısölom ve dolaşım sistemi yoktur. Merkezi bir beyin içeren sinir sistemi vardır. Boşaltım sistemi olarak alev hücreleri görev yapar. Çoğalmalarında hermafroditizm görülür. Yaklaşık 13.000 türü bilinmektedir.Bilateral simetri ilk defa bu filumda ortaya çıkar.Bilateral simetride duyu organlarının ve sinir sistemi merkezlerinin vücudun ön kısmında toplanmasıyla baş bölgesinin oluşumu görülür.Bilateral simetrili canlılarda sesil(hareketsiz)yaşam görülmez. (Devamı...)


William Gilbert (veya Gilberd) (d. 24 Mayıs 1544 – ö. 30 Kasım 1603); İngiliz doktor, fizikçi ve doğa filozofu. William Gilbert yaygın olan Aristotelesçi felsefeseyi ve üniversite eğitiminin skolastik metodunu tutkuyla reddetmiştir. Bugün, büyük ölçüde De Magnete (1600) isimli kitabıyla hatırlanmakta ve elektrik teriminin ilk kullanıcılarından biri olarak bilinmektedir. Elektron terimini ilk kullanan kişidir. Bazıları tarafından elektrik mühendisliğinin veya elektrik ve manyetizmanın babası olarak düşünülür.

Günümüzde genel olarak William Gilbert olarak söz edilse de, aynı zamanda William Gilberd ismiyle de tanınmaktadır. Colchester kayıtlarına göre William Gilberd hem kendisinin hem de babasının mezar taşında yazan isimdir. Bu isim De Magnete ’de rastlanan biyografide ve Colchesterdeki Gilberd isimli okulda da kullanmaktadır. Manyetik potansiyel olarak da bilinen mıknatıslı devinim kuvvetinin bir kısmı da W. Gilbert'in onuruna Gilbert olarak isimlendirilmiştir. Gilbert, kasaba yetkilisi Jerome Gilbert’in oğlu olarak Colchester’de doğdu. Cambridgedeki St.John okulunda eğitim gördü. Yüksek öğrenimini 1569’da Cambridge tamamlayıp burada kısa bir süre veznedar olarak çalıştıktan sonra tıp eğitimi almak üzere Britanya’ya gitti. 1573’te Royal College of Physicians üyeliğine kabul edildi. 1600’de ise bu birliğin başkanı seçildi. 1601’den I. Elizabeth’in 1603’teki ölümüne kadar onun doktoru olarak çalıştı ve daha sonra I. James’in de doktoru oldu. Robert Norman’ın eski çalışmalarından fazlasıyla esinlendiği başlıca bilimsel çalışması 1600 yılında yayınlanan De Magnete, Magneticisque Corporibus, et de Magno Magnete Telluredir. O, çalışmasında, deneylerinin çoğunu terrella isimli Dünya modeli ile açıklamaktadır. Bu deneylerden Dünya’nın kendi başına bir manyetik olduğu ve pusulanın kuzeyi göstermesinin nedeninin de bu olduğu sonucuna varmıştır. Dünya’nın merkezinin demir olduğunu ilk kez doğru bir şekilde öne süren de William Gilberttir ve mıknatısın önemli ve ilişik kısımlarının her birinin yeni bir kuzey ve güney kutbu oluşturabildiği kesilebilir kısımları olduğunu düşünmüştür. (Devamı...)


9 Ekim
Kaju (Anacardium occidentale ), sakız ağacıgiller (Anacardiaceae) familyasından bir tropikal iklim bitkisi. Brezilya'da yetiştirilip Portekizliler tarafından dünyaya tanıtılmıştır. En yoğun bulunduğu bölge Ekvator çevresidir.

16. yy başlarında Portekizliler Brezilya'yı istila ettiklerinde kaju ağacını da keşfettiler. Portekizli denizciler kaju tohumlarını Brezilya'dan batı Afrika kıyılarına taşıyarak bu topraklara ilk yerleşen Portekizlilerin orada yetiştirmelerini sağlamışlardır. Kaju ağacının yayılımı için yağışlı ve nemli ekvator iklimi çok elverişlidir. İklimi dolayısıyla kaju ağacı batı Afrika kıyılarına kolayca adapte olup hızla yayılmaya başlamıştır. Afrika'nın batı kıyısında Gabon, Angola ve Namibya gibi ülkelerden de doğu Afrika'daki ülkelere, Mozambik, Kenya ve Tanzanya'ya da yayılmıştır. Kaju ağacı Brezilya ve Afrika dışında Hindistan'da da yetiştirilmektedir. Günümüzde dünyanın en büyük kaju üreticisi ve ihracatçısı Hindistan'da Kerala Kaju Birliğidir. Brezilya ise kaju üretimi ve ihracatında dünya ikincisi, Afrika ise bu sıralamada üçüncü sırada yer alır. Hindistan'ın hasat zamanı Mayıs, Brezilya'da ise Ekim ayıdır. Kaju meyvesi çabuk çürüdüğünden ekonomik değere sahip değildir. Kaju fıstığının diğer fıstık çesitlerinden daha pahalı olma nedenlerinden biri her iklimde yetiştirilememesi ve her kaju elmasından ancak bir adet kaju fıstığı üretilebilmesidir. Toplanan kaju elmalarından çekirdekleri ayrılarak üzerlerindeki kabuk çıkartılıp kavrularak yenilir. (Devamı...)


Igor Stravinsky ya da tam adıyla Igor Fyodorovich Stravinsky (Rusça: Игорь Фёдорович Стравинский) (d. 17 Haziran 1882 Oranienbaum, Rusya - ö. 6 Nisan 1971 New York, ABD), Rus kökenli ABD ve Fransa vatandaşı besteci, piyanist ve orkestra şefi. 20. yüzyıl müziğinin en etkili ve önemli bestecilerinden biri olarak kabul edilir.

Stravinsky, 17 Haziran 1882'de Oranienbaum'da (bugün Lomonosov) Fiodor Ignatjevic isimli bir bas ile Sankt-Peterburg Kraliyet Operası'nda çalışmakta olan bir şarkıcının dört oğlundan üçüncüsü olarak olarak dünyaya geldi. Müziğe yeteneği erken yaşlarda ortaya çıktı ancak ailesinin isteğiyle müzik eğitimi değil, St.Petersburg Üniversitesi'nde hukuk eğitimi aldı; dönemin önde gelen Rus bestecisi Nikolai Rimsky-Korsakov'un oğluyla birlikte okudu. 1902'da babasını kaybeden Stravinsky, müziğe yöneldi ve konservatura gitmek yerine ikinci bir baba olarak kabul ettiği Nikolai Rimsky-Korsakov’dan ders almayı tercih etti. 1903'te başlayan özel dersleri 3 yıl sürdürdü; ilk bestelerinin hocasının desteğiyle yarattı. 1906'da üniversiteden mezun oldu; 1906'da kuzeniyle evlendi ve ardı ardına iki çocukları oldu. Paris'teki Rus Balesi için aldığı siparişler nedeniyle 1910-1914 arası Rusya'da fazla bulunamadı; I. Dünya Savaşı yıllarında İsviçre'ye yerleşti, iki çocuğu daha dünyaya geldi. Stravinsky savaştan sonra ailesiyle birlikte Fransa'ya yerleşti ve yirmi yıl değişik kentlerde yaşadı. Rusya'daki mülklerini yitirdiği için ek gelir sağlamak amacıyla besteciliğin yanı sıra piyanistlik ve orkestra şefliği yapmaya başladı. Avrupa'da, Kuzey ve Güney Amerika'da turnelere çıktı. (Devamı...)


10 Ekim
Türkiye'de COVID-19 pandemisi ilk vakası Sağlık Bakanlığı tarafından 11 Mart 2020'de açıklandı. Ülkedeki koronavirüsü hastalığına bağlı ilk ölüm ise 17 Mart 2020'de gerçekleşti. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, 23 Mart 2020'de yaptığı açıklamada koronavirüs vakalarının tüm Türkiye'ye yayıldığını açıkladı.

9 Ekim 2020 itibarıyla Türkiye'de koronavirüs ile enfekte olmuş toplam hasta sayısının 332.382 olduğu ve mevcut hastalardan 1.398 kişinin yoğun bakımda tedavi görmekte olduğu; şimdiye kadar iyileşen hasta sayısının 291.754 ve ölen hasta sayısının toplam 8.722 kişi olduğu bildirildi. Bu tarihe kadar toplam 11.402.342 test yapıldı.

19 Nisan itibarıyla Türkiye vaka sayısında, salgının ilk başladığı ülke olan Çin'i geride bırakarak Fransa'nın ardından en çok vaka görülen 7. ülke olurken, gerçekleşen ölüm sayılarında ise 185 ülke arasında 13. sıraya yükseldi. Son olarak 10 Nisan'da paylaşılan verilere göre 28 bin vaka ile İstanbul en çok vakanın olduğu şehir olurken onu sırasıyla İzmir, Ankara, Kocaeli ve Konya takip etti. (Devamı...)


Çin nehir yunusu (Lipotes vexillifer Çince: 白鱀豚 pinyin: báijì tún), Lipotidae familyasının tek üyesi olan bazı kaynaklara göre nesli kısmen tükenmiş bir yunus türü.

Her ne kadar Çin’de "Yangtze’nin Tanrıçası" (长江女神 / 長江女神 chángjiāng nǚshén) adı verilen bu yunus türünü korumak için çaba sarfedildiyse de son yıllarda yunus sayısı oldukça azaldı. 2006 yılı sonunda Yangtze nehrinde yapılan yunus araştırması sonucunda bir tane yunus ile bile karşılaşılmayınca soyu kısmen tükenmiş sayılmıştır. Fosil kalıntılarına göre yunusların Büyük Okyanustan Yangtze Nehrine yirmi milyon yıl önce göçettikleri tahmin edilmektedir. Tatlı suyu yaşam alanı olarak seçtiği bilinen dört yunus türünden biridir. Diğer nehir yunusları olan Ganj ve İndus nehir yunusu Hindistan'da Ganj ve İndus nehirlerinde, La Plata Yunusu Güney Amerika'da Rio de la Plata'da ve Amazon nehir yunusu (Boto) Amazon nehirlerinde yaşamlarını sürdürmektedir. (Devamı...)


11 Ekim
Karabatakgiller Suliformes takımına ait bir kuş familyasıdır.

Bilimsel adı Phalacrocoracidae, Grekçe "kel" anlamına gelen φαλακρός (phalakros) ve "kuzgun" anlamına gelen κόραξ (korax) kelimelerinden Latinceleştirilmiştir. Erişkin karabatakların yanaklarında bulunan krem beyazı tüysüz bölgeden ötürü bu adın verildiği düşünülmektedir.

Karabataklar orta ve büyük boyutlarda deniz kuşlarıdır. En küçükleri olan küçük karabatak 45 cm. boyunda ve 340 g. ağırlığında iken en büyük türü olan Phalacrocorax harrisi 100 cm. boyunda ve 5 kg. ağırlığındadır. Soyu tükenmiş Phalacrocorax perspicillatus ortalama 6,3 kg. ağırlığıyla daha büyüktü. Kuzey Yarımküre türlerinin tamamına yakını ile birlikte türlerin çoğunluğu koyu renkli tüylere sahiptir. Güney Yarımküre türlerinin bazıları ise siyah ve beyaz tüylere sahip iken Yeni Zelanda'nın Phalacrocorax punctatus türü gibi çok azı daha renkli tüylere sahiptir. Türlerin çoğunda yüzde gözler ile gaga arasında parlak mavi, turuncu, kırmızı ya da sarı olan ve üreme döneminde daha da parlaklaşan tüysüz renkli deri bulunur. Gagaları ince ve uzundur. Gaganın üst ucu ise aşağıya doğru kanca gibi kıvrıktır. Ayaklarında dört parmağı birleştiren perdeler bulunur.

Açık denizden çok kıyılarda yaşarlar ve bazı türleri kara içindeki sularda koloniler kurar. En eski soyunun yaşam alanına bakıldığında köken olarak tatlı su kuşları olduğu görülür. Pasifik Okyanusu'nun ortasındaki adalar hariç dünyanın tamamına yayılmışlardır. (Devamı...)


Tuncay Şanlı (d. 16 Ocak 1982, Sakarya), forvet mevkiinde forma giymiş Türk futbolcudur.

Futbol hayatına Sakarya'daki Sakaryatekspor kulübünde başlayıp Sakaryaspor'a transfer oldu. Orta saha veya forvet mevkiinde başladı. Sakaryaspor'daki performansıyla dikkat çekmeyi başardı.

2002-03 sezonunda Sakaryaspor’dan Fenerbahçe'ye transfer oldu. Fenerbahçe’deki ilk resmi maçı, 11 Eylül 2002′de Gaziantepspor-Fenerbahçe karşılaşmasıdır ve aynı sezon içerisinde 6 kasım 2002'de Galatasaray ile oynanan 6-0'lık karşılaşmada ilk golü attı. 2004-2005 sezonunda Şampiyonlar Ligi'nde Manchester United maçında 3 gol atarak avrupa kupalarında bir maçta en çok gol atan türk futbolcu unvanını elde etti. Fenerbahçe'nin 100. yılındaki şampiyonluğunda Alex de Souza ile katkısı çok büyük oldu ve bu sezonun sonunda bedelsiz olarak Middlesbrough FC takımına transfer oldu.

Fenerbahçe ile sözleşmesi sona eren millî futbolcu Tuncay Şanlı, 2007 yılında İngiltere'nin Middlesbrough takımıyla anlaştı ve 4 yıllık sözleşmeye imza attı. Bu takımda 70 maçta 17 gol kaydetti. (Devamı...)


12 Ekim
Demokrasi dünyadaki tüm üye veya vatandaşların, organizasyon veya devlet politikasını şekillendirmede eşit hakka sahip olduğu bir tür yönetim biçimidir. Yunanca Bu ses hakkındadimokratia  (δῆμος, yani dimos, halk zümresi, ahali + κράτος, yani kratos, iktidar) sözcüğünden türemiştir. Türkçeye, Fransızca démocratie sözcüğünden geçmiştir. Genellikle devlet yönetim biçimi olarak değerlendirilmesine rağmen, üniversiteler, işçi ve işveren organizasyonları ve bazı diğer sivil kurum ve kuruluşlar da demokrasi ile yönetilebilir.

Ana yurdu Eski Yunan'daki filozoflar Aristo ve Eflatun tarafından eleştirilmiş, halk içinde "ayak takımının yönetimi" gibi aşağılayıcı kavramlarla nitelendirilmiştir. Fakat demokrasi diğer yönetim şekillerinin arasından sıyrılarak günümüzde en yaygın kullanılan devlet sistemi haline gelmiştir. Artık siyasetbilimciler hangi sistemin daha iyi işlediğinden çok hangi demokrasinin daha iyi işlediği tartışmalarına girmişler ve liberal, komünist, sosyalist, muhafazakâr, anarşist ve faşist düşünürler kendi sistemlerinin erdemlerini ön plana çıkarmaya çalışmışlardır. Bu sebeple demokrasinin çok sayıda değişik tanımı ortaya çıkmıştır. Demokrasinin tanımı tartışması günümüzde hâlâ devam eden bir tartışmadır. Bunun sebepleri arasında ülkelerdeki bazı kurumların görüşlerini haklı çıkartmak adına demokrasi tanımını kullanmaları, demokratik olmayan devletlerin kendilerini demokratik olarak tanıtma çabaları ve aslında genel bir kavram olan demokrasinin tek başına kullanılması (Anayasal demokrasi, sosyal demokrasi, liberal demokrasi vb.) gibi sebepler gösterilebilir. Demokrasiye farklı atıflar: (Devamı...)


Émile Zola ya da tam adıyla Émile François Zola (2 Nisan 1840 – 29 Eylül 1902), Fransa'da natüralizm akımının öncüsü olan ünlü bir yazardır. Zola'nın edebiyat dışındaki şöhreti ise, Dreyfus Davasında takındığı aydın tavrından kaynaklanmaktadır. 1897 yılında Fransız ordusunda Yahudi olması nedeniyle askeri yargının duyarsızlığına kurban giden yüzbaşı Dreyfus’u hükümetin bütün baskılarına rağmen savunan ve Fransa devlet başkanına hitaben “İtham Ediyorum” makalesini yayınlayan Zola, baskılardan dolayı Fransa'yı terkedip bir süre Londra'da yaşamak zorunda kaldı. Çabaları sonucunda Dreyfus Davası'nın yeniden görülüp adaletin yerini bulması sonucu yurduna döndü. Émile Zola, 1902 sonbaharında, kaldığı otelin yatak odasında duman zehirlenmesinden öldü.

“Nana”, “Germinal” ve “Meyhane” en tanınmış romanlarıdır. Tüm romanlarında,doğal ve gerçekçi bir tarzla, hayatın zorluklarından bahsedilir. Örneğin Nana adlı romanda yokluktan dolayı batağa sürüklenen bir genç kızın dramı, büyük bir gerçekçilik ve dramla anlatılır. Natüralizm'in öncülerinden olan Emile Zola’nın romanı olan Thérèse Raquin de natüralizm örneğidir. Romanın baş karakteri olan Thérèse fizyolojik özellikleriyle ele alınmıştır. Romanda Thérèse yaşadığı çevrenin bir ürünü olarak görülmektedir. Yaşadığı çevre gibi ezilmiş bir yapıya sahiptir. Thérèse’in bu yapısı fizyolojik özellikleriyle kitapta şöyle anlatılmaktadır” Basık bir alnın altında dar,uzun ve çelik gibi bir burnu vardı.” Burada basık bir alın derken çevresinden gelen baskılardan ezilmiş olduğu ve çelik gibi bir burun derken de Thérèse’in güçlü kişiliği anlatılmaya çalışılmıştır. Romanda Thérèse çevresinden aldığı baskılar nedeniyle bütün duygularını içine atmıştır. Fakat bir süre sonra içgüdüsel dürtülerine dayanamayarak bütün duygularını açığa vurmuştur. Romanda Thérèse’in duygularını açığa vurması zorla beraber olduğu Camille'yi aldatıp Laurent’le beraber olmasıyla anlatılmaktadır. O zamana kadar Thérèse gerçek kişiliğini hep saklamış, karakterini baskı altına almıştır. Laurent'le olan konuşmalarında da bunu ikiyüzlü olduğunu söyleyerek dile getirmiştir. Thérèse'in şehvetli kişiliğini Afrikalı annesinden aldığı söylenmektedir. Bu da natüralizmin soya çekim özelliğine bir örnektir. Fakat Natüralizm’de de olduğu gibi romanda Thérèse yaptıklarından suçlanmamaktadır; çünkü yaptıkları onun yazgısı olarak görülmektedir. (Devamı...)


13 Ekim
Stamata Revithi (YunancaΣταμάτα Ρεβίθη; d. 1866 - ö. 1896 sonrası), 1896 Yaz Olimpiyatları sırasında 40 kilometrelik maraton koşan Yunan kadın. Organizasyonda sadece erkek sporcular yarışabiliyordu fakat Revithi, koşmasına izin verilmesi konusunda ısrarcı oldu. Erkeklerin koştuğu resmî maratonun tamamlamasından bir gün sonra aynı parkuru yaklaşık 5 saat 30 dakikada bitirmesine ve koşu süresini doğrulayacak şahitleri olmasına rağmen, koşunun sonunda Panathinaiko Stadyumu'na girmesine müsaade edilmedi. Belgelerini, başarısını kabul edecekleri umuduyla Yunanistan Olimpiyat Komitesine sunmayı düşünüyordu ama bunu yapıp yapmadığı bilinmemektedir. Revithi'nin koşusundan sonraki hayatı hakkında bilinen bir kayıt mevcut değildir. Çağdaş kaynaklara göre 1896 maraton yarışını "Melpomene" adında ikinci bir kadın da koştu. Revithi'nin Melpomene ile aynı kişi olup olmadığı konusunda Olimpiyat tarihçileri arasında farklı görüşler bulunmaktadır. (Devamı...)
Füruğ Ferruhzad (Farsça: فروغ فرخزاد, Forough Farrokhzad) (5 Ocak 1935 - 13 Şubat 1967), İranlı şair, yazar, oyuncu, yönetmen, ressam. 20. yüzyılda İran'da yetişmiş en önemli şairlerdendir. Babası Albay Muhammed Ferruhzad ve annesi Turan Veziri Tebar'ın yedi çocuğundan üçüncüsüydü. Mahalle mektebinde 9. sınıfa kadar devam ettikten sonra kız sanat okuluna gitti. Burada resim, dikiş-nakış ve el sanatları öğrendi. Hicivci şair Füruğ, 16 ya da 17 yaşlarına geldiğinde Perviz Şapur ile evlendi. Eğitimine kocasının yanında Ahvaz'da devam etti. Bir yıl sonra tek çocuğu olan Kāmyār'ı dünyaya getirdi. Evliliğinden iki yıl sonra 1954 yılında Füruğ, eşinden ayrıldı. Mahkeme Kāmyār'ın velayetini babasına verdi. Füruğ, Tahran'a geri dönüp şiir yazmaya devam etti ve Esir adını verdiği ilk kitabını yayınladı. 1958 yılında İbrahim Gülistan'la tanıştı ve dokuz ayını Avrupa'da geçirdi. Şair bu dönemde yaşamının esin kaynağı olan şiirlerine devam etti ve hızla iki kitap daha çıkardı. (Devamı...)

14 Ekim
William Shakespeare (26 Nisan 1564 (vaftiz) – 23 Nisan 1616), İngilizce'nin en büyük yazarı ve dünyanın seçkin drama yazarı kabul edilen İngiliz şair, oyun yazarı ve oyuncu. Sıklıkla İngiltere'nin ulusal şairi ve "Avon'un Ozanı" olarak anılır. Günümüze ulaşan eserleri, bazı ortaklaşa yazılanlarla birlikte 38 oyun, 154 sone, iki uzun öykü şiir ve birkaç diğer kaynağı belirsiz şiirlerden oluşur. Oyunları bütün büyük dillere çevrildi ve diğer bütün oyun yazarlarından daha çok sergilendi.

Shakespeare Stratford-upon-Avon'da doğdu ve yetişti. 18 yaşında, Anne Hathaway ile evlendi ve üç çocuğu oldu: Susanna, ve ikizler Hamnet ile Judith. 1585 ile 1592 arası, Londra'da bir aktör, yazar ve Lord Chamberlain's Men (daha sonra King's Men olarak da bilinir) adında bir tiyatro şirketinin sahibi olarak başarılı bir kariyere başladı. Ölmeden 3 yıl önce 1613'te, 49 yaşındayken Stratford'da emekli olarak görülür. Shakespeare'in kişisel yaşamına dair bazı kayıtlar günümüze ulaşmıştır. Fiziksel görünüşü, cinsel yönelimi, dini inançları, ve başkaları tarafından yazılıp ona atfedilen eserler olup olmadığı hakkında önemli tahminler yürütülmüştür. Shakespeare bilinen eserlerinin çoğunu 1589 ile 1613 yıllarında üretti. İlk oyunları çoğunlukla komedi ve tarihîydi, bu türlerle 16. yüzyıl sonunda kültür ve sanatın zirvesine yükseldi. Daha sonra 1608'e kadar trajedilere yöneldi, İngilizce'nin en iyi ürünlerinden bazıları kabul edilen Hamlet, Kral Lear, Othello, ve Macbeth'i bu dönemde yazdı. Son aşamasında, dram olarak da bilinen trajikomedilerini yazdı ve diğer oyun yazarlarıyla işbirliği yaptı. Oyunlarının birçoğu hayatı boyunca değişik kalitede ve doğrulukta basında yayınlandı. (Devamı...)


Domates (Solanum lycopersicum), patlıcangiller (Solanaceae) ailesinden, anavatanı Güney ve Orta Amerika olan, meyvesi yenebilen otsu bitki türü.

10 veya 15 cm boya sahip olan domates bitkisinin hafif odunsu bir gövdesi vardır. 10–25 cm uzunluğunda olan yapraklarının üzerinde 5-9 yaprakçık bulunur. Yaprakları tüylüdür. 1–2 cm uzunluğunda ve genellikle sarı olan domates çiçekleri bir sap üzerinde 3-12 adettir. Genellikle kırmızı, yenilebilen meyvesi yabani bitkilerde 1–2 cm çapında iken, kültür bitkilerinde daha büyüktür. Çoğu vitamin bu meyvede bulunur ve kanseri önleyici yapısı vardır. Bu vitamin ve önleyici mineraller domatesin kabuğunda bulunur. ABD'de 1893 yılında mahkeme sebzelerle birlikte saklanıp yenildiğinden onu sebze diye sınıflandırmıştır fakat gerçekte meyvedir. Domatesin ilginç bir tarihi vardır. Bolivya ve Peru'da yabani sarı renkli bir domates türü bulunmuş ve sonra Meksika'da yetiştirilip, Kristof Kolomb'un Amerika'yı keşfinden sonra Avrupa'ya gemilerle gönderilmiştir. İtalyanlar sarı renginden ötürü onu altın elma olarak adlandırdı, ama çok geçmeden kırmızı türleri ortaya çıktı. Domates ABD'de ilk defa Thomas Jefferson tarafından yetiştirildi. Ama pek çok insan zehirli olduğuna inanarak yemeyi reddetti, ta ki 1900'e kadar. Uzun zaman önce, pek çok Avrupalı için aşk elmasıydı, çünkü insanları romantik yaptığına inanılıyordu. (Devamı...)


15 Ekim
Şiddetli akut solunum yolu sendromu koronavirüsü 2, ya da kısaltmasıyla SARS-CoV-2, Aralık 2019'da varlığını belirten pozitif yönelimli ve tek iplikçikli RNA virüsü olan yeni tip bir koronavirüs. Virüsün insandan insana bulaştığı ve Çin'den başka diğer ülkelerden gelen raporlar sonucu bulaşma hızının Ocak 2020 ortalarında daha da hızlandığı görülmüştür. Virüs, 2019-2020 Vuhan zatürre salgını sırasında zatürre olan bir hastada, pozitif bir örnek üzerinde yapılan nükleik asit testinden sonra genomik olarak dizildi. Virüsün kuluçka dönemi (bulaşmasından semptomların oluşmaya başladığı süre) 2 ila 24 gün arasındadır ve bu dönemde de virüs bulaşıcıdır.

Ocak 2020'de, salgını araştıran sağlık komisyonu ekibi başkanı Zhong Nanshan'a göre Çin'in Guangdong eyaleti'nde, insandan insana bulaşma doğrulandı. Şu anda yeni virüs için spesifik bir tedavi mevcut değildir, ancak mevcut anti-virallerin kullanılabilme ihtimali olabilir.

14 Ekim 2020 itibarıyla Dünya çapında SARS-CoV-2 virüsü nedeniyle yaklaşık 38 milyon vaka, 1 milyon ölüm ve 28 milyon iyileşme kaydedilmiştir. Devamı...


Pandemi veya pandemik hastalık, bir kıta, hatta tüm dünya yüzeyi gibi çok geniş bir alanda yayılan ve etkisini gösteren salgın hastalıklara (epidemilere) verilen genel addır.

WHO (Dünya Sağlık Örgütü) tanımlamasına göre bir pandemik ancak aşağıdaki 3 koşulu sağladığında başlamış sayılır:

  • Nüfusun daha önce maruz kalmadığı bir hastalığın ortaya çıkışı
  • Hastalığa sebep olan etmenin insanlara bulaşması ve tehlikeli bir hastalığa yol açması
  • Hastalık etmeninin insanlar arasında kolayca ve devamlı olarak yayılması

Bir hastalık veya tıbbi durum sadece yaygın olması ve çok sayıda insanın ölümüne yol açması nedeniyle pandemi olarak nitelendirilemez, aynı zamanda bulaşıcı olması gereklidir. Örneğin, kanser, insanlarda çok sayıda ölüme sebep olan bir hastalık olmasına rağmen bulaşıcı olmadığı için pandemi olarak adlandırılmamaktadır. Devamı...


16 Ekim
Filateli veya pulculuk, posta pullarını konu edinen uğraş alanına verilen isim. Posta pulları ile ilgili ilk gün zarfı, özel gün damgası, antiye, posta tarihi ve benzeri maddeler ile de ilgilenir.

Filateli ile uğraşanlara filatelist denir. Çoğunlukla pul koleksiyonculuğu ile karıştırılır, oysa pul koleksiyonculuğu posta pulları ve posta pulları ile ilgili maddelerin biriktirilmesinden ibaretken, filateli, pulları bir inceleme konusu olarak değerlendirir. Koleksiyonculuk Filateli alanının bir parçası değildir, yani filatelik çalışma yapmak için çalışma konusu malzemeleri toplamak gerekli değildir. Elbette filatelistler arasında aynı zamanda koleksiyoncu olanlar çoğunluktadır. Pullar incelenirken pul maşası ile tutularak zamkın zarar görmemesi sağlanır, ve parmaklardaki yağlardan korunmuş olur. Güçlü bir büyüteç ise pulun kâğıt ve baskısındaki detayların daha iyi görülmesini sağlar. (Devamı...)


Léo Delibes ya da tam adıyla Clément Philibert Léo Delibes (21 Şubat, 1836, Saint-Germain-du-Val köyü, La Fleche, Sarthe, Fransa – 16 Ocak 1891, Paris), özellikle opera, operet ve bale eserleri yaratıcısı olarak tanınan bir Fransız besteci.

Léo Delibes Fransa'nın Pays de la Loire bölgesinde şimdi "La Fleche" şehrinin bir mahallesi olan Saint-Germain-du-Val adlı bir köyde doğmuştur. Babası bir postacı idi ve Delibes küçük yaşta iken öldü. Annesi çok yetenekli bir amatör müzisyen idi ve büyük babası bir opera şarkıcısı idi. Delibes annesi ve dayısı tarafından yetiştirildi. 1847'de Paris'e gidip Paris Konservatuvarı'nda eğitimine başladı ve Adolphe Adam tarafından verilen kompozisyon derslerini almaya başladı. Bir yıl sonra şan derslerine başladı ise de şarkıcılıktan daha çok bir orgcu olarak yetişti. Konservatuvara devam ederken geçimini sağlamak için "Theatre Lyrique"de provalara piyano eşlik sağlama ve koro lideri işlerinde çalıştı. 1864'te Paris Operası'nda ikinci koro lideri oldu. 1865-1871 döneminde "Saint-Pierre-de-Chaillot" kilisesinde orgculuk yaptı. Delibes bir seri operet hazırlamıştır ve bunlardan ilki 1865'te Folies-Nouvelles'de galası yapılan "Deux sous de charbon, ou Le suicide de Bigorneau (İki Şu Değerine Kömür veya Bigorneau'nun İntiharı)" olmuştur. III. Napolyon için Algers (Cezayir) temalı ve aynı adlı bir törensel kantata ile o zamanki Fransız devlet başkanının ilgisini çekti. 1866'da kareografisini Leon Minkus'un yaptığı, hazırladığı "La Source (Kaynak)" adlı bale çok popüler oldu. 1870'te hazırlamış olduğu bir mekanik oyuncağın bir köylü gencini yaşayan sevgilisinden ayırması temasını işleyen Coppelia adlı bale eseri ile sanatının zirvesine eriştiği kabul edilir. Delibes bundan sonra 1876'da "Sylvia" adlı bir diğer bale eseri de hazırlamıştır. (Devamı...)


17 Ekim
Ölüler Adası (Almanca: Die Toteninsel), İsviçreli sembolist ressam Arnold Böcklin tarafından 19. yüzyıl sonlarında çizilen tablodur. Tablodan yapılmış basımlar 20. yüzyıl başlarında Orta Avrupa'da çok popüler olmuştu ve Vladimir Nabokov'a göre "Berlin'deki tüm evlerde bulunmaktaydı". Böcklin 1880 ile 1886 yılları arasında tablonun beş farklı versiyonunu çizdi. Birçok esere ilham kaynağı olan tablonun en bilinen etkisi, Rahmaninov'un 1907 tarihli ve aynı isimli senfonik şiirinde görülür.

Ölüler Adası'nın tüm sürümlerinde, koyu renkli denizin ortasında terk edilmiş kayalık bir adacık görülür. Adanın sahili bir duvarla denizden ayrılmıştır ve duvarda denize inen basamaklara doğru yaklaşan bir kayık vardır. Kayıkçı kayığa kıç kısmından yön vermektedir. Pruvada ise, eşinin çiçeklerle süslenmiş tabutu arkasında dimdik dikilmekte olan, tamamen beyazlar giymiş bir kadın bulunmaktadır. Küçük adanın orta bölümü, yoğun ve oldukça uzun servilerle kaplanmıştır. Geleneksel olarak mezarlıklarla ve yas tutmayla ilişkilendirilen bu ağaçların kapladığı alanın etrafı, sarp ve dik uçurumlar oluşturan kayalarla çevrilidir. Kayaların üzerindeki mezar girişi veya penceresi şeklindeki yapılar da resimdeki cenaze temasını güçlendirir. Resim genel olarak, umutsuz bir terk edilmişlik ve gergin bir bekleyiş görüntüsü oluşturur. Böcklin tablonun anlamına dair belirli bir açıklama yapmadı, ancak bir mektubunda "bir rüya resmi: öyle bir durgunluk hissi yaratmalı ki, resme bakmakta olan kişi kapı çalındığında bile irkilmeli" dedi. (Devamı...)


Oscar Wilde ya da tam adıyla Oscar Fingal O’Flahertie Wills Wilde (16 Ekim 1854, Dublin - 30 Kasım 1900, Paris), İrlandalı oyun yazarı, romancı, kısa öykücü ve şair.

İğneli uslubu ile geç Victoria dönemi Büyük Britanya'sının en başarılı ve ünlü yazarları arasına girdi. Bir dava sonucu fiili livata ve ahlaksızlıktan suçlu bulununca büyük bir düşüş yaşadı ve doğduğu ortamla tam bir zıtlık içinde Paris'te fakir bir otel odasında öldü. Oscar Wilde İrlanda'nın tanınmış göz cerrahlarından olan Sir William Wilde ve başarılı bir yazar, genç İrlandalı devrimcilere örnek bir şair olan Jane Francesca Wilde'ın ikinci çocuğu olarak Dublin'de doğdu. Babası 1864’te tıp bilimine hizmetleri nedeniyle şövalye unvanı almıştı. Haziran 1855'te aile lüks bir bölgeye taşındı. Wilde’ın kardeşi Isola burada doğdu. Jane Wilde burada cumartesi akşamları Sheridan le Fanu, Samuel Lever, George Petrie, Isaac Butt ve Samuel Ferguson gibi isimleri davet ettiği partiler düzenlerdi. Wilde 9 yaşına kadar evde eğitim gördükten sonra Portora Kraliyet Okulu’na kaydoldu. Yazları aileyle geçiren Wilde kardeşler George Moore’la oyunlar oynardı. Portora’dan mezun olduktan sonra Dublin’deki Trinity Kolejinde 1871'den 1874'e kadar eğitim gördü. Sıradışı bir öğrenciydi, Trinity öğrencileri için en büyük ödül olan Berkeley altın madalyasını, ve aynı zamanda Oxford Üniversitesi Magdalen Koleji’nden bir burs kazandı. Burada 1874'ten 1878’e kadar eğitimine devam etti ve en önemli ilkelerinden biri hayatı sanata yaklaştırmak olan estetik akımının bir parçası oldu. Magdalen’deyken 1878 Newdigate Ödülü’nü Ravenna şiiriyle kazandı. Bu şiiri Encaenia’da okuyup kaybetmiş, fakat ödülü daha sonra Tarihsel Eleştirinin Yükselişi makalesiyle almıştı. (Devamı...)


18 Ekim
Bermuda Şeytan Üçgeni geçmişte Atlantik Okyanusunda çok sayıda uçak ve geminin kaybolduğu, eskiden manyetik olduğu sanılan fakat günümüzde okyanus akıntılarının etkisiyle oluşan bir doğalgaz kaynağına ev sahipliği yaptığı düşünülen alanın olduğu bölgenin adıdır. Bu bölge Amerikan sahil koruma örgütünün 7 nolu bölge müdürlüğünün 5720 sayılı sirküler yazısında şöyle tarif edilmektedir: "Bermuda üçgeni ya da şeytan üçgeni diye anılan hayal ürünü yer, Atlantik'te, ABD'nin güneydoğu kıyılarında, açıklanamayan gemi, tekne ve uçak kayıplarının çok yüksek oranda yer aldığı bir alandır. Bu üçgenin köşelerinde Bermuda, Florida'daki Miami, ve Porto Riko'daki San Juan olduğu kabul edilmektedir.

Kimsenin açıklama getiremediği bu esrarengiz fenomen, içinde bilim adamlarının da bulunduğu pek çok insan tarafından "doğaüstü bir takım güçlerin yaptırımı" olarak algılandı ve öyle zannedildi. Bu açıklamalar arasında kayıp kıta Atlantis'in orada bulunup (bu düşünceyle paralel olarak Atlas Okyanusu ismini almıştır.) Kayıp Kıta'nın hiçbir zaman anlaşılamayan teknolojik ve manyetik kayıp aygıtlarından birinin etkisinden veya o bölgenin defalarca Dünya dışı varlıkların ziyaretlerinde orada yarattıkları manyetik alanın bir etkisi olduğu, hatta Kristof Kolomb'un bile tuttuğu günlüklerde, o bölgede gökyüzünde uçan tanımlanamaz cisimlerden bahsedildiği iddia edilmiştir. Öte yandan meydana gelen olayları ani hava değişimleri, metan gazı çıkışı, gel-git dalgaları, sıcak su akıntısı gibi nedenlere dayandıranlar olmuştur. Bu esrarengiz üçgen ile ilgili olarak yapılan son iddia ise uzun yıllardır devam eden araştırmaların birkaç yıl önce bir sonuç verdiğinin iddia edilmesi ile ortaya çıktı. Bu son iddiaya göre tüm bu gizemli olaylar aslında basit bir doğalgaz cilvesi idi. Yer altından fışkıran doğalgazlar, sadece yüksek kara parçalarından değil, deniz ve okyanus tabanlarından da çıkarlar. Çünkü deniz tabanları da üstü suyla kaplanmış alçak kara parçalarıdır. (Devamı...)


Fritz Lang ya da tam adıyla Friedrich Anton Christian Lang (5 Aralık 1890 Viyana - 2 Ağustos 1976 Hollywood) Avusturyalı yönetmen, senaryo yazarı, film yapımcısı. Sinema tarihinin önemli filmlerinden biri olan Metropolis en önemli yapıtıdır.

Mimar bir babanın oğlu olarak Viyana'da dünyaya geldi. Viyana'da mimarlık ve resim eğitimi aldığı sıralarda çıktığı dünya turu ardından eğitimini Paris ve Münih sanat akademilerinde sürdürdü. Gönüllü olarak katıldığı I. Dünya Savaşında yaralandıktan sonra döndüğü Viyana'da film senaryoları yazmaya başladı. Daha sonra Alman UFA stüdyolarında çalışmaya başlayan Fritz Lang, Alman dışavurumcu sinemasının yükselişiyle kısa sürede bu akımın en önemli yönetmenlerinden biri konumuna geldi. İki bölümden oluşan 1922 tarihli ‘’Dr. Mabuse, der Spieler’’ (Doktor Mabuse), insanları hipnoz ederek suç işleyen bir cani olan Dr. Mabuse'un hikâyesini anlatan psikolojik gerilimdi. Film dışavurumcu sinemanın en önemli eserlerinden biri olurken yönetmenin toplumsal sorunlara olan duyarlılığını da gösteriyordu. Ardından Alman halk destanı ‘’Die Niebulungen’’ (Nibelungen) (1924) ve bilimkurgu türünün ilk örneklerinden sayılan Metropolis'i (1927) yönetti. Metropolis, gelecekteki bir şehirde insanların yaşamından kesitler sunuyordu. O dönem için rekor denilebilecek bir masrafla çekilen film, sinema dili açısından birçok yeni teknik kullanarak büyük bir başarı kazandı. Filmin başarısı ve konusunun çekiciliği yükselişte olan Nazi hareketinin de ilgisini çekti. Dr. Mabuse'un ve Metropolis'in Nazilerin hayranlığını bu denli kazanması üzerine Nazi olmadığını açıklamak istercesine yönetmen, Das Testament des Dr. Mabuse (Dr. Mabuse'ın Vasiyeti) (1932) filmini çekti. Film Nazi propaganda bakanı Joseph Goebbels tarafından yasaklanmasına rağmen, Fritz Lang'a hayranlık duymaya devam eden Naziler ona Devlet Sinema Müdürlüğünü önerdiler. Fritz Lang Fransa'ya kaçarak bu öneriyi reddetti. Fakat karısı Thea von Harbou ondan boşanarak Nazi Partisine katıldı. (Devamı...)


19 Ekim
"Underneath It All", Gwen Stefani ve Dave Stewart tarafından No Doubt'ın beşinci albümü Rock Steady (2001) için yazılan şarkıdır. Reggae etkisinde olan parçada DJ Lady Saw konuk vokal olarak yer aldı. Parça, eleştirmenler tarafından karışık eleştiriler aldı.

"Underneath It All", albümün üçüncü single'ı olarak 2002 yılı ortalarında yayınlandı. Şarkı, No Doubt'ın Amerika Birleşik Devletleri'ndeki en başarılı single'ı olmasına rağmen; diğer ülkelerde daha düşük başarı gösterdi. 2004 Grammy Ödülleri'nde En İyi Pop Grup Performansı dalında ödül kazandı. Ayrıca, 50 İlk Öpücük (2004) filminde de kullanıldı. (Devamı...)


Emmelie de Forest, ya da tam adıyla Emmelie Charlotte-Victoria de Forest (d. 28 Şubat 1993, Randers), Danimarkalı şarkıcı, besteci ve şarkı sözü yazarı. İsveç'in Malmö şehrinde gerçekleştirilen 2013 Eurovision Şarkı Yarışması'nda Danimarka'yı "Only Teardrops" isimli şarkı ile temsil etmiş ve birinci olmuştur. Only Teardrops isimli ilk albümü, Universal Music etiketi ile 6 Mayıs 2013 tarihinde yayınlanmıştır. De Forest, şarkı söylemeye dokuz yaşında iken annesi ile birlikte Steve Cameron Gospel Korosu'nda başladı. On dört yaşından sonra İskoç müzisyen Fraser Neill ile müzik festivallerinde sahne almaya başladıve bir ikili olarak, yalnızca yüz kopya satan Emmelié de Forest and Fraser Neill isimli bir albüm yayınladılar. De Forest, on sekiz yaşına geldiğinde Neill ile süren müzikal işbirliğine son verdi ve Complete Vocal Institute'e katılmak üzere Kopenhag'a taşındı. "Only Teardrops" (Lise Cabble, Julia Fabrin ve Thomas Stengaard tarafından yazılan) isimli şarkı ile De Forest, İsveç'in Malmö şehrinde gerçekleştirilen 2013 Eurovision Şarkı Yarışması'nda Danimarka'yı temsil etmek üzere aday olan on şarkıcıdan biri idi ve 26 Ocak 2013 tarihinde gerçekleştirilen ulusal finali kazandı. (Devamı...)

20 Ekim
1995 Başbakanlık Kupası her yıl Türkiye 1. Futbol Ligi (günümüzdeki adı Süper Lig) ile Türkiye Kupası ikincileri arasında oynanan Başbakanlık Kupası maçlarının otuz ikincisidir. 1994-95 sezonunu lig ikincisi ve Türkiye Kupası'nın aynı sezonunu şampiyon olarak tamamlayan Trabzonspor'un Cumhurbaşkanlığı Kupası'na katılması, lig üçüncüsü Galatasaray'ın ise bu kupada Türkiye Kupası ikincisi olarak yer alması üzerine; lig dördüncüsü olan Fenerbahçe, Başbakanlık Kupası'nda mücadele etmeye hak kazandı. İki takım arasında 25 Mayıs 1995'te, Ankara 19 Mayıs Stadyumu'nda oynanan maçın normal süresi 0-0'lık beraberlikle sonuçlandı. Uzatma dakikalarında karşılıklı atılan birer golle eşitliğin devam etmesi sebebiyle yapılan seri penaltı vuruşları sonrasında elde ettiği 3-2'lik skorla galip gelen Galatasaray, kupayı kazanan takım oldu.

Bu maç; Fenerbahçe'nin on dördüncü, Galatasaray'ın ise yedinci Başbakanlık Kupası maçıydı. Daha önce yedi kez bu kupayı kazanan Fenerbahçe bu alanda dönemin en başarılı takımıyken, Galatasaray'ın dört şampiyonluğu bulunmaktaydı. Maçın 90 dakikalık normal süresi 0-0'lık beraberlikle sona erdi. 93 dakikada Kubilay Türkyılmaz'ın attığı golle Galatasaray 0-1 öne geçse de, Kemalettin Şentürk'ün kaydettiği golle 1-1'lik eşitlik sağlandı ve maçın uzatma devreleri de berabere sona erdi. Kazanan tarafı belirlemek için yapılan seri penaltı vuruşlarında Fenerbahçe adına Aykut Kocaman ve Ali Nail Durmuş'un gollerine karşılık, Galatasaray'da Tugay Kerimoğlu, Mert Korkmaz ve Saffet Sancaklı'nın vuruşları golle sonuçlandı. Vuruşlar sonrasında rakibine 2-3'lük üstünlük kuran Galatasaray, kupayı beşinci kez kazanmış oldu. (Devamı...)


La Massana Andorra'nın yedi komününden birisi. Ülkenin kuzeybatısında bulunan La Massana, yüzölçümü bakımından 4. büyük komündür. Ana belediyesi de La Massana olarak adlandırılır.

Oldukça dağlık bir yapı gösteren komünde, ülkenin en yüksek dağı Coma Pedrosa (2,942 m.) yer almaktadır. 65 km2 alan kaplayan La Massana'nın; Ordino, Escaldes-Engordany, Andorra la Vella ve Encamp komünleri ile Fransa ve İspanya ile komşulukları bulunmaktadır. Bulundurduğu 262 hektar tarım arazisiyle, ülkedeki tarım arazisi miktarının yaklaşık %14'ünü oluşturmaktadır. (Devamı...)


21 Ekim
2011 Tōhoku depremi ve tsunamisi (Japonca: 東北地方太平洋沖地震 Tōhoku Chihō Taiheiyō-oki Jishin), 11 Mart 2011'de, Japonya'nın Tōhoku bölgesinde 9,0 Mw büyüklüğünde gerçekleşen depremdir. Merkez üssü Tōhoku bölgesinin doğu kıyısında, yerin 24,4 km derinliğinde olan deprem; yerel saate göre 14:46'da gerçekleşti. ABD Jeolojik Araştırma Kurumu tarafından ilk etapta 7.9 olarak belirlenen depremin şiddeti sonradan yapılan açıklamayla 8.8, daha sonrasında ise 8.9 olarak belirtildi, son olarak ise Japonya büyüklüğü 9.0'a yükseltti. 9.0 büyüklüğünde olan deprem Japonya'da yaşanan en büyük deprem olduğu; dünyada ise en büyük ilk beş depremin arasında olduğu açıklandı. Japon hükümeti, felaketi resmi olarak "Büyük Doğu Japonya depremi" (東日本大震災, Higaşi Nihon Daishinsai) olarak adlandırdı. Deprem sonrasında bölgede yüksekliği 37.9 metreye varan tsunami dalgaları meydana geldi. Tsunami ülkede çok büyük zarara yol açtı. Depremde 15.900 kişi hayatını kaybetti ve 2.531 kişi hâlen kayıp olarak belirtiliyor. (Devamı...)

Ne-Yo veya gerçek adıyla Shaffer Chimere Smith (d. 18 Ekim 1979), ABD'li bir R&B şarkıcısı, söz yazarı, yapımcı, aktör ve dansçıdır. Kariyerinin başlangıcından bugüne, Amerikan Billboard Hot 100 listesinde ilk ona giren beş şarkısı, Billboard 200 listesinde zirveye oturan iki albümü bulunmaktadır. Ayrıca, Ne-Yo'nun diğer sanatçılar için yazdığı parçalar arasında da liste başı olanlar mevcuttur.

Ne-Yo, müzik sanayisine R&B şarkıcısı Mario için yazdığı "Let Me Love You" parçasıyla adım attı. Parçanın ABD'deki başarıları sonucunda, Ne-Yo ve Def Jam şirketinin başkanı arasında, sözleşme imzalamak üzere bir görüşme gerçekleşti. Ne-Yo, 2006 yılında, ABD'de bir numara olan hiti "So Sick"in de içinde yer aldığı In My Own Words adlı ilk albümünü Def Jam şirketi aracılığıyla piyasaya sundu. Ne-Yo, 18 Ekim 1979'da Arkansas eyaletinin Camden şehrinde dünyaya geldi ve Shaffer Chimere Smith adıyla vaftiz edildi. Müzisyen olan babası Afrikalı-Amerikalı ve yine müzisyen olan annesi de Afrikalı-Amerikalı ve Çinli-Amerikalıdır. Anne ve babası, Ne-Yo küçük yaştayken ayrıldı ve Ne-Yo annesinin yanında, Las Vegas, Nevada'da büyüdü. Ne-Yo, Las Vegas temelli Envy grubunun bir üyesiydi. 2000 yılında grubun dağılmasıyla, Columbia Records şirketiyle anlaştı. İlk albümünün kayıtlarını tamamladıktan sonra, albümü yayımlayamadan şirketle ilişkisini kesti. (Devamı...)


22 Ekim
Karayip Korsanları yapımcılığını Jerry Bruckheimer'ın, yönetmenliğini Gore Verbinski'nin, senaristliğini Ted Elliot ve Terry Rossio'nun yaptığı bir macera filmi serisidir. Walt Disney'de bulunan korsan parkı bu filmleri temel almıştır. Üçlemenin ilk filmi olan Karayip Korsanları: Siyah İnci'nin Laneti adlı yapım 9 Temmuz 2003 tarihinde sinemalarda gösterilmeye başlandı. Bu filmin gişedeki beklenilmeyen başarısından sonra Walt Disney, filmi bir üçlemeye dönüştürme kararı aldı. Karayip Korsanları: Ölü Adamın Sandığı ilk filmden üç yıl sonra, 7 Temmuz 2006'da gösterime girdi. Devam filmi, ilk filmin başarısının tesadüf olmadığını kanıtlayarak açılış gününde birçok gişe rekoru kırdı. Film sinemalarda 1.066.179.725 $ gişe hasılatı elde etmişti. Üçlemenin son filmi Karayip Korsanları: Dünyanın Sonu, 24 Mayıs 2007'de tüm dünyada aynı anda gösterime girdi. Sonunda üçleme dünya çapında yaklaşık olarak 2,79 milyar $ kazandı. Serinin dördüncüsü ve ilk 3D filmi olan Karayip Korsanları Gizemli Denizlerde 20 Mayıs 2011'de ABD’de vizyona girdi.

90'lı yılların ortalarında senaristler Ted Elliot ve Terry Rossio günümüzdeki Karayip Korsanları 'nın hikâyesini temel alan bir yapım üstünde çalışıyorlardı. Will Turner "daha önemli" bir roldeydi ve düşman korsanlar için bir hazine arıyordu. Proje ile ilgilendiğini belirten Steven Spielberg, Jack Sparrow rolü için Bill Murray, Robin Williams veya Steve Martin'i istediğini belirtiyordu. (Devamı...)


Ágnes Szávay (d. 29 Aralık 1988, Kiskunhalas, Macaristan) Macar profesyonel bayan tenis oyuncusu. Ülkesinin tenis tarihindeki en yüksek dünya sıralamasına ulaşan oyuncu, 2007 yılında WTA tarafından verilen Newcomer ödülünün sahibi olmuştur. Kariyerinde ulaştığı en yüksek dünya sıralaması; 14 Nisan 2008 tarihinde yükseldiği dünya 13.'lüğüdür. Grand Slam'lerdeki en büyük başarısı ise 2007 yılında Amerika Açık'ta oynadığı çeyrek finaldir. 2004 yılında profesyonel olan sporcunun toplum ödül miktarı 1.202.987 Amerikan dolarıdır. Szávay sırtından yaşadığı sakatlığın devam etmesi nedeniyle 2012 yılında profesyonel tenisten emekliliğini duyurdu.

Szávay, Macaristan'ın Kiskunhalas kentinde dünyaya geldi ve Soltvadkert kentinde büyüdü. Bu süreçte, 6 yaşında tenis oynamaya başladı. Sporcunun ilk koçları Zoltán Újhidy, Levente Barátosi ve Miklós Hornok oldu. Şu andaki koçları József Bocskay ve Zoltán Kuharszky'dir. Szávay'ın kendinden 5 yaş küçük Blanka adında kendisi gibi tenisçi bir küçük kız kardeşi vardır. Raket sponsoru Wilson, giysi sponsoru Fila'dır. Szávay tekler kariyerindeki ilk WTA turnuvasını Temmuz ayında İtalya'nın Palermo kentinde kazandı. Bu galibiyetle 37. sıraya yükseldi. İlk kazandığı çiftler turnuvası ise, Vladimira Uhlirova ile eşleştiği Tier III turnuvası Budapest Grand Prix'i oldu. Ağustos ayında, Szávay New Haven, Connecticut'ta oynanan Tier II turnuvası Pilot Pen Tennis'te final oynadı. (Devamı...)


23 Ekim
Sony (Japonca: ソニー株式会社, Sonī Kabushiki-Kaisha), Japonya kökenli çokuluslu şirketler topluluğu. Topluluğun ana şirketi, Tokyo'nun Minato semtinde yerleşik olan Sony Corporation'dur. Yıllık cirosu yaklaşık olarak 8.871.400 trilyon ¥'dir. Sony üreticilere ve profesyonel marketlere iletişim, video oyun konsolları ve bilgi teknolojisi üretiminde önemli rol oynamaktadır. Adı Latince "ses" demek olan "sonus" kelimesinden gelmektedir. Sony 5 bölümden oluşmaktadır. Bunlar; elektronik, oyun, eğlence, finansal servisler ve diğerleridir. Bu durum Sony'yi Nintendo'dan sonra dünyanın en kapsamlı eğlence ürünleri üreten şirket yapmaktadır. Sony yarı iletken üretiminde dünyada önde gelen 20 şirket arasındadır.

1945 yılında II. Dünya Savaşı'ndan sonra Masaru Ibuka, bombardıman sonrasında harabeye dönüşen Tokyo'da tamir dükkânı açmıştı. Ertesi yıl iş ortağı Akio Morita ile birlikte Tokyo Tsushin Kogyo Kabushiki Gaisya (東京通信工業株式会社; kısaca: Tōtsūkō 東通工) adlı şirketi kurdular. Bu şirket Type-G adlı Japonya'nın ilk kaset çalarını yaptı. (Devamı...)


Kaarlo Juho Ståhlberg (IPA: ˈkɑːrlɔ ˈjuhɔ ˈstoːlbærj) (28 Ocak 1865, Suomussalmi - 22 Eylül 1952, Helsinki), Finlandiya Cumhuriyeti'nin ilk devlet başkanı.

Aslen hukukçu olan Stahlberg, birçok seçimde Fin eyalet meclisine seçilmiş ve mecliste Fin liberal görüşlü parti olan Gelişim Partisini temsil etmiştir. 1908 ile 1918 yılları arasında Helsinki Üniversitesi'nde profesör olarak da görev alan Stahlberg, devlet başkanı olmadan önceki son yılında ise İdare Mahkemesi Başkanlığında bulunmuştur. 1919 - 1925 yılları arasında devlet başkanlığı görevini yürüten Stahlberg, ikinci bir dönem seçilme hakkını kullanmamış ve bu tutumu ile gelecek dönemler için örnek teşkil etmeyi düşünmüştür. Daha sonra hukuki alandaki yeni yasalar için çalışmada bulunan Stahlberg, 1931 ve 1937 yıllarında yine devlet başkanlığına adaylığını koysa da çok az farklarla o dönem seçilen Pehr Evind Svinhufvud (1931) ve Kyösti Kallio'ya (1937) karşı kaybetmiştir. (Devamı...)


24 Ekim
Srebrenitsa ve Jepa'nın düşmesi 1991-1995 Yugoslavya İç Savaşı (Hırvatistan Savaşı ve Bosna Savaşı)'nın en dramatik olayıdır.

16 Nisan 1993'te Birleşmiş Milletler'in 'güvenli bölge' ilan ettiği Srebrenica, 11 Temmuz 1995'te Ratko Mladiç komutasindaki Sırp Cumhuriyeti Ordusu (VRS; Vojska Republike Srpske) tarafından Krivaja 95 Operasyonu sonucu ele geçirildiğini belirtiliyor. Bundan hemen sonra Sırp askerleri yaklaşık 25.000 kadın ve çocuğu ayırarak, otobüslerle Boşnakların elindeki Kladanj bölgesine gönderdi. Srebrenicalı Boşnak erkekleri konusunda çeşitli versiyonlar vardır.

Uluslararası kamuoyunda kabul gören versiyona göre, 13 yaş ile 70 yaş arasındaki yaklaşık 8 bin Boşnak erkek kurşuna dizilerek toplu mezarlara gömüldü. Srebrenica Katliamı, Aliya İzzetbegoviç tarafından "II. Dünya Savaşı'ndan sonra Avrupa'nın gördüğü en vahşi katliam" olarak nitelendirilmiştir. 26 Şubat 2007'de Lahey Adalet Divanı da bu katliamı bir 'soykırım' olarak kabul etti.

Sırp yanlısı versiyon ise, Srebrenica Soykırımı'nın NATO askeri müdahalesini haklı göstermek için İzzetbegoviç ve Clinton tarafından uydurulduğunu, olaylarda ölenlerin sayısının 2-3 kat şişirildiğini, öldürülenlerin çoğunun da aslında Boşnak ordusuna mensup askerler olduğunu iddia etmektedir. (Devamı...)


Kid Cudi (d. 30 Ocak 1984, Ohio), (okunuşu ˌ kid ˈkʌdi) (bazen KiD CuDi olarak biçimlendiriliyor), ABD'li rapçi.

Aşağı Cleveland, Ohio eyaletinde Shaker Heights'ta doğdu. Annesi Afro-Amerikalı, Babasıysa Meksika-yerlisidir. Babası, yedek öğretmendi ve İkinci Dünya Savaşı'da Hava Kuvvetleri'nde görev aldı.Kid Cudi'nin babası o 11 yaşındayken kanserden öldü.Babasının ölümü Kid Cudi'nin yaşamını ve müziğini önemli ölçüde etkilemiştir.Hareketleri ve tavırlarından dolayı beyaz zenci lakabı vardır.

Kid Cudi, 2007 yılında Robin Thicke'nin The Evolution of Robin Thicke adlı albümünde bulunan "Wanna Love U Girl" adlı parçanın remixinde yer alarak müzik dünyasına giriş yaptı.Kanye West'in 2008 yılında çıkan albümü 808s & Heartbreak'de "Welcome to Heartbreak", "Paranoid" şarkılarında yer aldı, "Heartless" ve "Paranoid" şarkılarının yazılmasına yardım etti.

Televizyona ilk defa 2008 MTV Video Müzik Ödüllerinde Travis Barker ve DJ AM ile beraber çıktı. 17 Şubat 2009'da Snopp Dog'un MTV'deki talk show'u "Dog After Dark"ın sonunda "Day 'N' Nite" şarkısını söyledi. İki gün sonra (19 Şubat, 2009), BET'in 106 & Park programına Kanye West'le birlikte Day 'N' Nite videosunun ilk gösterimi için katıldı. NBC'nin Last Call with Carson Daly programında üç şarkı söyledi ve "The Late Show with David Letterman" ve "Jimmy Kimmel Live" gibi programlara konuk oldu.

2009 Şubat ayında Solange'ın "T.O.N.Y." videosunda oynadı ve ardından The Black Eyed Peas'in 'I Gotta Feeling" videosuna katıldı. Aynı zamanda "Complex" (Ağustos-Eylül, 2009) ve "URB" (Ağustos, 2009) dergilerine kapak oldu.Ayrıca David Guetta ile Memories şarkısına katıldı. (Devamı...)


25 Ekim
"Underneath It All", Gwen Stefani ve Dave Stewart tarafından No Doubt'ın beşinci albümü Rock Steady (2001) için yazılan şarkıdır. Reggae etkisinde olan parçada DJ Lady Saw konuk vokal olarak yer aldı. Parça, eleştirmenler tarafından karışık eleştiriler aldı.

"Underneath It All", albümün üçüncü single'ı olarak 2002 yılı ortalarında yayınlandı. Şarkı, No Doubt'ın Amerika Birleşik Devletleri'ndeki en başarılı single'ı olmasına rağmen; diğer ülkelerde daha düşük başarı gösterdi. 2004 Grammy Ödülleri'nde En İyi Pop Grup Performansı dalında ödül kazandı. Ayrıca, 50 İlk Öpücük (2004) filminde de kullanıldı. (Devamı...)


Emmelie de Forest, ya da tam adıyla Emmelie Charlotte-Victoria de Forest (d. 28 Şubat 1993, Randers), Danimarkalı şarkıcı, besteci ve şarkı sözü yazarı. İsveç'in Malmö şehrinde gerçekleştirilen 2013 Eurovision Şarkı Yarışması'nda Danimarka'yı "Only Teardrops" isimli şarkı ile temsil etmiş ve birinci olmuştur. Only Teardrops isimli ilk albümü, Universal Music etiketi ile 6 Mayıs 2013 tarihinde yayınlanmıştır. De Forest, şarkı söylemeye dokuz yaşında iken annesi ile birlikte Steve Cameron Gospel Korosu'nda başladı. On dört yaşından sonra İskoç müzisyen Fraser Neill ile müzik festivallerinde sahne almaya başladı ve bir ikili olarak, yalnızca yüz kopya satan Emmelié de Forest and Fraser Neill isimli bir albüm yayınladılar. De Forest, on sekiz yaşına geldiğinde Neill ile süren müzikal işbirliğine son verdi ve Complete Vocal Institute'e katılmak üzere Kopenhag'a taşındı. "Only Teardrops" (Lise Cabble, Julia Fabrin ve Thomas Stengaard tarafından yazılan) isimli şarkı ile De Forest, İsveç'in Malmö şehrinde gerçekleştirilen 2013 Eurovision Şarkı Yarışması'nda Danimarka'yı temsil etmek üzere aday olan on şarkıcıdan biri idi ve 26 Ocak 2013 tarihinde gerçekleştirilen ulusal finali kazandı. (Devamı...)

26 Ekim
Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu ya da AKÇT, Soğuk Savaş döneminde Batı Avrupa ülkelerini birleştirmesi amacıyla kurulmuş, altı üyeli uluslararası bir örgüttü. Bu örgüt Avrupa demokrasisinin temellerinin atılmasında ve günümüz Avrupa Birliği'nin gelişmesinde rol oynamıştır. Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu uluslarüstü prensiplere göre oluşturulmuş ilk örgüttür. Topluluğun ilkeleri 1949 Mayıs'ında Avrupa Konseyi'nin kuruluşunda, Fransa Dışişleri Bakanı Robert Schuman tarafından Schuman Bildirgesi ile duyurulmuştur.

Avrupa Kömür ve Çelik Birliği'nin oluşturulması önerisi ilk olarak Fransız Dışişleri Bakanı Robert Schuman tarafından başta Fransa ve Batı Almanya olmak üzere üyeleri arasında kömür ve çelik endüstrilerinin yönetimini bir araya getirmesi, dönemin en önemli sanayi hammaddeleri olan kömür ve çelikten doğabilecek herhangi bir uyuşmazlığın önlenmesi ve buna bağlı olarak iki ülke arasındaki olası bir savaşın engellenmesi amacıyla yapıldı. Böylece Avrupa'daki ilk uluslarüstü topluluk 1951 Paris Antlaşması'yla yalnızca Fransa ve Almanya'nın katılımlarıyla değil, İtalya ve üç Benelüks ülkesi Hollanda, Belçika ve Lüksemburg tarafından da oluşturulmuş oldu. (Devamı...)


Eusébio ya da tam adıyla Eusébio da Silva Ferreira (25 Ocak 1942, Maputo - 5 Ocak 2014, Lizbon), forvet pozisyonunda oynayan Mozambik asıllı Portekizli eski futbolcudur. Portekiz millî futbol takımının 1966 FIFA Dünya Kupası'nda 3. olmasında önemli rol oynamış, bu turnuvada gol kralı olmuştur. 1965 yılında Ballon d'Or unvanını almıştır. 16 sezon boyunca Benfica'da forma giyen Eusébio, bu kulübün tarihinde en çok gol atan futbolcudur. 1961-1973 yılları arasında 64 kez Portekiz millî formasını giymiş ve bu maçlarda 41 gol atmıştır.

Lakabı "Kara Panter"dir. Eusébio, özellikle hızı, güçlü ve isabetli şutları ile ünlenmiştir. Benfica ve Portekiz futbolunun en başarılı ve tanınan üst düzey futbolcusu olarak kabul edilir. IFFHS tarafından yapılan bir ankette 20. yüzyılın en iyi 9. futbolcusu seçilmiştir. Pelé tarafından 2004 yılında FIFA için hazırlanan yaşayan en iyi 125 futbolcu (FIFA 100) listesinde yer almıştır. (Devamı...)


27 Ekim
İkili tarama testi ya da 11-14 testi olarak da bilinen ilk trimester tarama testi Down sendromu ve Trizomi 18 adı verilen kromozomal anomaliye sahip bebekleri gebeliğin çok erken dönemlerinde saptamaya yönelik bir tarama testidir. Yaşları kaç olursa olsun tüm kadınlar fiziksel veya zeka engelli bebek doğurma riski taşırlar. Down sendromuna sahip bir bebek doğurma riski 20 yaşındaki bir kadında 1530'da 1 iken bu risk artarak 44 yaşındaki bir kadında 30'da 1'e çıkar.

Tüm tarama testlerinde olduğu gibi bu test de tanı koydurmaz. Sadece hastalık açısından yüksek risk altındaki bebekleri işaret eder ve bu bebeklerde kesin tanıya götüren tanısal testlerin yapılmasını sağlar. Bir başka deyişle testin yüksek risk göstermesi bebekte anomali olduğunun kanıtı olmadığı gibi, riskin düşük çıkması da bebeğin tamamen sağlıklı olduğunu garanti etmez. İlk trimester tarama testinin üçlü test ile karşılaştırıldığında bazı avantajları vardır. (Devamı...)


Harrison Ford (d. 13 Temmuz 1942), Akademi Ödülü ve BAFTA Ödülü adayı, Altın Küre ödülü kazanmış Amerikan sinema oyuncusu. En çok orijinal Yıldız Savaşları üçlemesindeki esprili uzay pilotu Han Solo ve Indiana Jones serisinde canlandırdığı maceracı, azimli arkeolog, Indiana Jones rolleri ile tanınır. Ayrıca Ridley Scott'un 1982 tarihli kült bilimkurgu filmi Bıçak Sırtı, Andrew Davis'in efsane TV dizisi The Fugitive'den uyarladığı Kaçak filmi ve yine yüksek gişe hasılatı kazanmış Air Force One, Tanık, Presumed Innocent ve Gizli Gerçekler gibi filmlerde rol almıştır. Gişeyi altüst eden E.T.'deki küçük rolü filmin son kurgusunda silinmiştir.

1997 yılında Empire sinema dergisinin düzenlediği "Tüm Zamanların En Büyük 100 Film Yıldızı" listesinde 1 numaraya oturmuştur. Eylül 2006'da, Ford'un rol aldığı filmlerin gişe hasılatı ABD'de yaklaşık olarak 3.1 milyar $, dünya çapında ise 6 milyar $ civarındadır. Bu rakamlar Harrison Ford'u, Tom Hanks'in ardından tüm zamanların en fazla gişe yapan 2. aktörü konumuna getirmiştir. Yine Empire dergisinin yaptığı "Tüm Zamanların En Seksi 100 Film Yıldızı" listesinde 15. sırada yer aldı. (Devamı...)


28 Ekim
Ökaryot (LatinceEukaryota), hücrelerinde bir çekirdek ve başka organeller içeren bir canlılar grubu olup bilimsel sınıflandırmada arkeler ve bakterilerle beraber tüm canlıları kapsayan üç ana gruptan biridir.

Ökaryotların genetik malzemeleri zarla çevrili çoğunlukla bir, nadiren birden çok çekirdek içinde yer alırlar. Bu nedenle kelime, gerçek (Grekçeeu) ve çekirdek (Grekçekaryon) sözcüklerinden türetilmiştir. Sıfat hâli ökaryotiktir. Bakteri ve arkeler çekirdeksiz olduklarından beraberce prokaryot olarak adlandırılırlar (evvel (Grekçepro-) ve çekirdek (Grekçekaryon)). Çekirdeğin yanı sıra ökaryotların kloroplast veya mitokondri gibi zarla çevrili çeşitli organelleri vardır. Bu tür hücre içi karmaşık yapılar da prokaryotlarda bulunmaz. Ökaryotların ortak bir atası olduğu için bir üst âlem (İngilizcedomain) olarak tanımlanmışlardır. Üst âlem sisteminde ökaryotların prokaryotlara kıyasla arkelerle daha çok ortak özellikleri olduğundan arkelerle beraber neomura kladı içinde gruplandırılırlar. Ökaryotlar genel olarak bitki, hayvan, mantar ve protista olarak dört gruba ayrılırlar. (Devamı...)


Nikita Kruşçev (Rusça: Никита Сергеевич Хрущёв / Nikita Sergeyeviç Hruşçov, 17 Nisan 1894, Kalinovka, Ukrayna, Rusya İmparatorluğu - 11 Eylül 1971, Moskova), Sovyet devlet adamı ve Sovyetler Birliği Komünist Partisi birinci sekreteri. Doğru okunuşu Hruşçyov olan soyadı, Türkçe'de de genellikle İngilizce Khrushchev yazımındaki gibi Kruşçev olarak telaffuz edilir.

17 Nisan 1894'te Ukrayna'nın Kalinovka şehrinde dünyaya geldi. Babası maden işçisiydi. Doğduğu köyde öğrenim gördükten sonra, ailesiyle birlikte Donetsk Kömür Havzasındaki madencilik ve sanayi merkezi Yuzovka'ya geçti. Burada 15 yaşında boru tesisatçısı olarak çalışmaya başladı. 1917 Devriminden önce işçi teşkilatlarında vazife aldı. 1918'de Rusya Komünist (Bolşevik) Partisine üye oldu. Ocak 1919'da Kızıl Ordu'ya girdi. 1922'de Yuzovka'da yeni açılan bir işçi okuluna girerek orta öğrenimle birlikte parti eğitimi gördü. Okuldaki parti komitesinin sekreterliğine getirildi. 1925'te Yuzovka'daki Petrovski-Mariinsk ilçesinin parti sekreteri oldu. Aktif çalışmaları sebebiyle parti ileri gelenlerinin dikkatini çekti. Moskova'da toplanan 14. Parti Kongresine katıldı. 1929'da Moskova'daki Stalin Sanayi Akademisine kabul edilerek metalurji öğrenimi gördü. Parti içindeki çalışmalarına da devam eden Kruşçev 1933'te Moskova Bölge Komitesi İkinci Sekreterliğine yükseldi. 1935'te Moskova parti teşkilatının birinci sekreteri oldu. Komünist Partinin 17. Parti Kongresinde, Merkez Komitesinin tam üyeliğine seçildi. (Devamı...)


29 Ekim
Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü ya da kısaca OPEC, (İngilizce: Organization of Petroleum Exporting Countries) net petrol ihraç eden ve bilinen dünya petrol rezervlerinin üçte ikisini ellerinde bulunduran 12 ülkenin oluşturduğu konfederasyondur.

İngilizce "Organization of Petroleum Exporting Countries" terkibinin baş harflerinden meydana gelen, "OPEC" olarak bilinen Petrol İhraç Eden Ülkeler Teşkilatı, Eylül 1960'ta kuruldu. İlk olarak ham petrol fiyatlarındaki düşüşü durdurmak gayesiyle Venezuela'nın teklifiyle kurulan teşkilata Venezuela, İran, Irak, Suudi Arabistan ve Kuveyt katıldı. Daha sonra sırasıyla Katar, Libya, Endonezya, Birleşik Arap Emirlikleri, Cezayir, Nijerya, Ekvador ve Gabon da katıldılar. OPEC'in başlangıçta Cenevre'de olan merkezi 1965'te Viyana'ya taşındı.

Teşkilatın takip edeceği politikalar üye ülkelerin temsilcilerinin katıldığı, yılda en az iki defa toplanan konferanslarda tespit edilir. Kararlar oybirliğiyle alınır. Üye ülkeler tarafından tayin edilen yönetim kurulunun başkanı konferanslar sırasında seçilir. (Devamı...)


George Gordon Byron FRS (22 Ocak 1788–19 Nisan 1824) Anglo-İskoç şair ve romantizm akımının önde gelen simalarındandı.

Londra'da soylu bir muhafız subayının oğlu olarak dünyaya gelen George Gordon Byron, doğumundan bir yıl sonra Lord unvanını kazandı. 13 yaşındayken Harrow'da eğitim almaya başladı, daha sonra eğitimine Teslis Koleji'nde (Trinity College, Cambridge'de) devam etti. İlk şiir kitabı olan Aylaklık Saatleri'nde yer alan şiirlerini Cambridge'deyken kaleme aldı. Burjuva eleştirisinin reddi yolunda, İngiliz Saz Şairleri ve İskoç Eleştirmenler (English Bards and Scotch Reviewers) adlı eleştirel koşuklu risaleyi yazmasıyla tanındı. 1809'da Yakın Doğu ve Güney Avrupa'ya geziye çıktı. 1811 yılına kadar devam eden bu geziden döndükten sonra dört ciltlik Kanto serisi ile Childe Harold'un Hac Seyahati adlı kitapları yazdı. Dokuz mısralı Spenser kıtalarıyla yazılmış bu kitabın lirik kahramanı İspanya, Yunanistan ve Arnavutluk'un özgürlük mücadelelerini yaşamış olup, toplumsal yoksulluk ile ulusal direnişin sebeplerini araştırır. Tarihi oluşturucu güçlerin millî bilinç üstündeki etkisini bildiği kadar, aristokratik-burjuva toplumla da uzlaşmaz bir zıtlık içinde bulunur. Byron, ezilen halka duyduğu yakınlığı 1809'da katıldığı Lordlar Kamarası'nda yaptığı konuşmalarda da dile getirmiş ve Ludditler ile İrlanda'daki durumun düzeltilmesinden yana olmuştur. (Devamı...)


30 Ekim
Örümcek Eklem bacaklılar şubesinin örümceğimsiler (Arachnida) sınıfının örümcekler (Araneae) takımından türlerine verilen genel ad. Hemen hemen dünyanın her tarafında yaşarlar. 2012 rakamlarına göre 112 familyada ve 3879 cinste toplanan 43.244 türü bilinmektedir. Baş ve göğüs kaynaşmıştır. Karın, göğüse ince bir bel (pedisel) ile bağlanmıştır. Aynı büyüklükte başka bir canlının beli bu kadar ince değildir. İçinden sindirim borusu, kan damarları, nefes boruları ve sinir sistemi geçer. Örümceklerin boyları, birkaç cm'den 35 cm'ye kadar değişir. Ağızlarının önünde iki zehir çengeli (keliser) ve iki his ayağı (pedipalp) yer alır. Göğüslerinde ise, gelişmiş dört çift yürüme bacağı vardır. Uçları, tarak gibi dişli iki çengelle sonlanır. Örümcek bunların sayesinde ağ üzerinde rahatça dolaşır. Bir kısmı ileriye, geriye ve yanlara doğru yürüyebilirler. Çoğunun başında 3 veya 4 çift osel (basit) göz bulunur. Gözlerin dizilişi, sınıflandırmada önemli bir özelliktir. (Devamı...)

Margaret Sanger ya da tam adıyla Margaret Higgins Sanger (14 Eylül 1883, Corning, New York - 6 Eylül 1966, Tucson, Arizona, ABD), Amerikalı doğum kontrolü savunucusu ve Amerikan Doğum Kontrolü Birliği'nin (American Birth Control League) kurucusu.

Kısa süreli öğretmenlik deneyiminden sonra New York'un Aşağı Doğu Yakası'nda (Lower East Side) hemşirelik yapmaya başladı. Burada yoksulluk, denetlenmeyen doğurganlık ve yüksek oranda ana ve çocuk ölümü gibi sorunların birbiriyle yakından ilişkili olduğunu gözlemledi. Her kadının ailesini planlama hakkı olduğunu savunarak, doğum kontrolü yöntemlerini yaygınlaştırmayı engelleyen yasal düzenlemelerle mücadele etti. 1914'te The Woman Rebel (sonradan Birth Control Review) adlı bir dergi çıkarmaya başladı ve Family Planning (Aile Planlaması) adlı bir broşür dağıttı. Postayla doğum kontrolü yanlısı yazı dağıtmak suçundan yargılandıysa da bu dava 1916'da düştü. Aynı yıl Brooklyn'de ABD'deki ilk doğum kontrolü kliniğini açan Sanger, kamu huzurunu bozmakla suçlanarak 1917'de 30 gün ıslahevinde kaldı. (Devamı...)


31 Ekim
Otomobil yolcu taşımaya uygun tekerlekli, motorunu kendi taşıyabilen kara ulaşım taşıtı. Otomobil kavramının ilk ortaya çıktığı zaman göz önüne alınarak hayvan gücü kullanılmadan, itmeden veya çekmeden kendiliğinden hareket edebilen öz itmeli taşıtlardır. Motor kelimesi ayrıca o dönemde atsız taşımayı temsil etmiştir, bu vesile ile "beygir gücü" terimi ile bir aracın gücü ölçülmüştür. Aracı kullanan kişi için bir ve istisnalar dışında, en az bir yolcu için oturma kapasitesine sahiptirler.

Otomobiller yollarda kullanılmak için tasarlanmıştır, bunun yanı sıra yol dışı (Off-road) kullanıma olanak sağlayan otomobiller de vardır (SUV). Yollar diğer trafik öğeleriyle beraber paylaşılmaktadır. Genel olarak otomobiller içten yanmalı motorlarla ve dört lastiğin dönmesiyle çalışır. Ancak 2001 yılı itibarıyla, hibrit motorlu otomobiller satılmaya başlamıştır. Elektrikle çalışan hibrit motorlar için şu an ABD başta olmak üzere, birçok ülke vergilerini minimuma indirmiş ve ücretsiz elektrik dolum istasyonlarını otoparklara ve benzincilere yerleştirmiştir. (Devamı...)


Hernán Cortés (1485 – 2 Aralık 1547), İspanya adına Meksika'yı işgal eden denizcidir. Hernando veya Fernando olarak da bilinir, ancak tüm mektuplarını Hernán Cortés ismiyle imzalamıştır.

Bugünkü Peru olan İnka topraklarını işgal eden Francisco Pizarro'nun ikinci dereceden kuzenidir. Küba'nın İspanyollarca işgal edilmesinde görev almış ve başarısı buradan geniş bir arazi ve yerli köleler ile ödüllendirilmiştir. Yeni Dünya'nın zenginliğini anlamış, Küba valisinden anakıtaya sefer yapmak için yardım istemiştir. Vali, kıtayı kendisi işgal etmek istediği için sadece ticaret yapmasına ve keşif yapmasına izin vermiş, ancak Cortes valiyi kandırarak Meksika'yı işgal etmiştir. Aztek topraklarına çıkarma yapmasından sonra, ordusunda firar olmaması için, tüm gemilerini batırtmıştır. Yanında topçu, zırhlı süvari, zırhlı piyade ve tüfekçi birlikleri dahil, 40.000'e yakın bir ordu topladığı bilinmektedir. Çoğu rivayete göre bu sayıyı yerli kabilelerden topladığı adamlarla 100.000'e çıkardığı sanılmaktadır. (Devamı...)