1963 Suriye askerî darbesi
1963 Suriye Darbesi إنقلاب الثامن من آذار | |||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|
Arap Soğuk Savaşı | |||||||
Başarılı olan darbe girşimini kutlayan Askerî Komite üyeleri; Selim Hatum (solda), Muhammed Ümran (ortada) ve Salah Cedid (sağda) | |||||||
| |||||||
Taraflar | |||||||
Komutanlar ve liderler | |||||||
Nazım el-Kudsi (devlet başkanı) Halid el-Azm (başbakan) |
Ziyad el-Hariri Muhammed Ümran Salah Cedid Hafız Esad Raşid el-Kuteyni Muhammed es-Sufi Casim Elvan Emin el-Hafız | ||||||
Kayıplar | |||||||
820 ölü |
Şu madde dizisinin bir parçasıdır: |
Baasçılık |
---|
1963 Suriye askeri darbesi ya da Suriye hükûmetinin adlandırmasıyla 8 Mart Devrimi (Arapça: ثورة الثامن من آذار), Arap Sosyalist Baas Partisi'nin Suriye Bölgesel Şubesi Askerî Komitesi tarafından 8 Mart 1963'te gerçekleştirilen askerî bir darbeydi. Planlamada ve bu planın uygulanmasında, partinin Irak Bölgesel Şubesinin Şubat 1963'te gerçekleştirdiği askerî darbeden esinlenilmişti.
Darbe, Baas Partisinin sivil liderliğinden ziyade Askerî Komite tarafından planlanmıştı ancak partinin lideri Mişel Eflak darbeye rıza göstermişti. Planlama süreci boyunca ve iktidarı ele geçirdikten hemen sonra Askerî Komitenin önde gelen üyeleri, azınlıktaki Nusayri topluluğuna mensup Muhammed Ümran, Salah Cedid ve Hafız Esad'dı. Komite, Nâsırcı Raşid el-Kuteyni ve Muhammed es-Sufi ile bağımsız Ziyad el-Hariri'nin desteğini aldı. Darbe aslında 7 Mart'ta planlanmıştı, ancak hükûmetin darbecilerin nerede toplanmayı planladığını keşfetmesinin ardından bir gün sonraya ertelendi.
Başarıyla gerçekleşen darbe sonrası Suriye'de parlamenter demokrasi yok olurken Baas Partisinin günümüze kadar devam eden egemenliği başladı. Darbe sonrası ülkeyi yönetmesi için bir Ulusal Devrim Komutanlığı Konseyi kurulsa da esas güç Askerî Komitedeydi. Yönetimdeki ve askeriyedeki Nâsırcılar, tasfiyelerle görevlerinden uzaklaştırıldılar ve bu durum Baasçıları ülkenin tek hakimi hâline getirdi. Darbeye katılanlardan Nâsırcı Casim Elvan'ın 18 Temmuz'daki başarısız karşı darbe girişimi sonrası, Suriye'nin Mısır'la birleşme olasılığı ortadan kalktı.
Darbeden sonra Baasçı Askerî Komite, Suriye Silahlı Kuvvetlerinin yapısını değiştiren bir dizi tasfiyeyi başlattı ve bu kapsamda subayların %90'ı Nusayrilerle değiştirildi. Ülke yönetimi konusunda da Eflak liderliğindeki ılımlılar ile ordudaki Neobaasçı radikaller arasında anlaşmazlıklar çıkmaya başladı. Bu anlaşmazlıklar üç yıl sonra yeni bir darbenin yaşanmasına yol açtı.
Arka plan
[değiştir | kaynağı değiştir]Darbe sürecine giden olaylar
[değiştir | kaynağı değiştir]Modern Suriye ilk olarak 1920'de, Kral I. Faysal yönetiminde Suriye Arap Krallığı olarak kuruldu. Sadece Suriye değil yeni bir Arap krallığı olması planlanan devlet, Arap milliyetçisi ve ümmetçi politikaları benimsiyordu. Ancak I. Dünya Savaşı'ndan sonra devletin kurulmasına yardımcı olan İngilizler, Fransa ile gizli bir anlaşma yaparak Fransız Suriye ve Lübnan Mandası'nı kurdular. Bölge, böylece Fransa'nın sömürgelerinden biri olarak işlev gördü. Yeni kurulan devlet, çoğu Suriyeli tarafından olumsuz karşılandı ve birçoğu bu devleti Avrupa emperyalizminin bir vasalı olarak görüyordu.[1] Bu aşamada başta Suriye Sosyal Milliyetçi Partisi olmak üzere bazı hareketler bir Suriyeli kimliği oluşturmaya çalıştı ya da komünizm ve İslamcılığın savunucusu oldular. Suriye halkının çoğunluğu kendilerini Suriyeliden ziyade Arap olarak görmeye devam etti.[2]
Manda yönetimi feodal karakterdeydi ve yarı liberal oligarşik bir toplumsal temele dayanıyordu. Bu sistem Birleşik Arap Cumhuriyeti'nin (BAC) kurulmasına kadar değişmeden kaldı ve kentsel-kırsal yaşam kalıplarını yansıtan sınıflı bir toplum yarattı. Tahminen üç bin aile, Suriye'deki toprakların yarısına sahipti. Orta sınıf, küçük ve orta ölçekli mülklerin çoğuna sahipti. Köylülerin üçte ikisi topraksızdı.[3] Tarımsal gelirler oldukça çarpıktı - nüfusun en üstteki yüzde ikilik kısmı gelirin yüzde 50'sini alırken, nüfusun yüzde 18'ini oluşturan orta sınıf (tüccarlar veya toprak sahibi orta gruplar) tarımsal gelirlerin yüzde 25'ini elde ediyordu. Alt sınıfı oluşturan halkın yüzde 80'i ise gelirin geri kalanına sahipti.[4] Toprak sahibi - köylü ittifakı, sınıf farklılıklarına ve aralarındaki sosyal karşıtlığa dayanıyordu. Bu durum toprak sahiplerinin düşüşüne yol açacaktı.[5]
Manda, 1946'da İngilizlerin Fransa'ya verdiği ültimatom nedeniyle feshedildi ve Suriye 17 Nisan 1946'da bağımsız bir ülke oldu. Manda döneminde Suriye'yi yöneten aynı seçkinler iktidarda kalmaya devam etti ve aynı şekilde yönettiler.[6] 1948 Arap-İsrail Savaşı'ndaki başarısızlık, geleneksel seçkinlerin düşüşüne ve ordunun siyasette yükselişine yol açtı. Hüsnü Zaim 1949'da Suriye'nin ilk askerî diktatörü oldu, ancak aynı yıl Edib Çiçekli perde arkasında iktidarı ele geçirdi ve 1953'te başka bir askerî diktatörlük kurdu. Ordunun Suriye siyaset sahnesine girişi, oligarşiyi yok etti ve orta sınıfın Suriye siyasetine katılmasını sağladı. Geleneksel seçkinler güç kaybetmelerine rağmen üretilen zenginliğin çoğunluğunu ellerinde tutmaya devam ettiler.[7]
Baas ideolojisi bu ortamda ortaya çıktı. Arap Baas Hareketi 1940'larda Mişel Eflak ve Selahaddin el-Bitar tarafından kuruldu, Baas hareketinin ilk aşamalarında dikkate değer bir rol oynayan diğer kişiler de Zeki el-Arsuzi, Vahib el-Ganim ve Celal es-Seyyid'di. Ekrem el-Havrani 1953'te Arap Sosyalist Partisini (ASP) kurdu. Arap Sosyalist Baas Partisi, ASP ve Arap Baas Partisinin birleşmesiyle kuruldu.[8] Arap Baas Partisinin 1947'deki kuruluş kongresine katılan 150 delegenin çoğunluğu ya orta sınıf çalışanlar ya da entelektüellerdi. 1950'lere gelindiğinde parti, kentli bir orta sınıf tabanı elde etmeyi başarmıştı.[9] Bununla birlikte Baas Partisi salt orta sınıf bir parti değildi ve en başından beri, yeni üyeler kazanmak ve yeni parti örgütleri kurmak için parti kadrolarını kırsal alanlara gönderdi.[10] 1956'da Baas Partisi, Suriye tarihindeki ilk işçi protestosunu düzenledi.[11] Baas Partisi güçlüyken, toplumun her kesiminden üye toplama kararı parti içinde aşiretçiliğe ve kayırmacılığa yol açtı. Parti liderleri daha sonra demokratik normları ve prosedürleri göz ardı etmeyi tercih ettiler.[11]
Baas Partisi önemli bir ikilemle karşı karşıya kaldı: Rekabete dayalı seçimlerle ya da zorla devralma yoluyla iktidarı ele geçirmek. Liberal ve demokratik eğilimli kurucu liderler bile, yozlaşmış seçim sürecini gerekçe göstererek zorla devralmaya taraf oldular. Baas Partisi kontrolü ele geçirmeden önce Birleşik Arap Cumhuriyeti'nde (BAC) iktidarın Cemal Abdünnâsır ile paylaşımına izin verilmesine dair bir kumar oynadı.[12] BAC'nin Mısır egemenliğinde olduğu ortaya çıktığında Baas Partisi kendini dağıtmak zorunda kaldıysa da, 1961'deki askerî darbeyle birlikte BAC çöktü.[13] BAC'nin kurulması ve feshedilmesi Baas Partisi için bir felaket oldu çünkü parti, BAC'yi destekleyenler ve BAC'ye karşı çıkanlar ile partinin geleneksel liderlerine karşı çıkanlar ve geleneksel liderleri destekleyenler arasında bölündü. Eflak, 1962'de Baas Partisi kongresini topladı ve partiyi yeniden kurdu. Birkaç şube, BAC yıllarındaki emirlere uymamış ve feshedilmemişti. Bunun yerine, Pan Arabist düşünceye derinden düşman olmuşlar ve radikal sosyalistler haline gelmişlerdi. 8 Mart Devrimi'ni başlatacak olan Askerî Komite, bu görüşlerin çoğunu desteklemekteydi.[14]
Ekonomik ve sosyal bağlam
[değiştir | kaynağı değiştir]8 Mart Devrimi genellikle basit bir askerî darbe olarak görüldü, ancak aşağıdan gelen ulusal isyanların birçok bileşenine sahipti. Devrim, radikalleşmiş bir alt orta sınıfın, subay birliklerinin stratejik üyelerinin, marjinalleştirilmiş azınlıkların ve tarımsal çatışma için seferber edilmiş önemli sayıda köylünün oligarşi karşıtı bir ittifakı tarafından yönetildi.[15] Uluslararası bağlamda devrim, Fransa'nın kurduğu devlet sınırlarının yapay olması ve yeni kurulan Suriye'de İsrail'in kurulmasına yönelik düşmanlık nedeniyle gerçekleşti. Ülke bağımsızlığını kazandığında Suriye'de iktidara gelen geleneksel seçkinler, Fransız Suriye ve Lübnan Mandası sırasında iktidara gelmişlerdi. Suriye'ye keyfi devlet sınırlarının dışarıdan dayatılması ve buna karşılık gelen bir halk kabulsuzlüğü, hoşnutsuzluğa yol açtı. Milli mücadele, Arap milliyetçiliği, ümmetçilik ve Büyük Suriyecilik gibi ideolojiler tarafından şekillendirildi. Mücadelenin plebyen karakteri ve radikal ideolojiler, tarım sorununa radikal çözümler üretti.[16]
Suriye'de yeni orta sınıfın büyümesi, geleneksel elitin ekonominin en büyük sektörü olan tarım sektörüne hakim olması ve zenginliğin çoğunu yaratması nedeniyle hoşnutsuzluğu körükledi. Yeni orta sınıf, geleneksel elite karşı çıkan kapitalistler ve girişimcilerden oluşuyordu. Geleneksel elitin gücü tekelinde tutması yeni orta sınıfın radikalleşmesine yol açtı.[16] Birçok ülkede muhafazakâr ve elitist olan ordu, Suriye'de radikalleşti çünkü ordu daha fazla güç istiyordu ve geleneksel elitin ülkeyi savunamayacağına inanıyordu. Askerî personelin önemli bir kısmı yeni orta sınıftan ya da taşradan devşirildi.[16]
Suriye'de dini azınlıklar genellikle yoksuldu ve belirli bir etnik köken genellikle belirli bir sosyal sınıfa aitti. Örneğin Nusayriler, Dürzîler ve İsmaililer; Baasçılık gibi Arap milliyetçiliğinin radikal bir biçimini benimsemeye başlayan düşük sosyal sınıfa sahip dini gruplardı.[17] Raymond Hinnebusch'a göre "Köylülük olmasaydı Suriye'de Baasçı bir devrim olamazdı".[17] Yeni orta sınıf tek başına sadece istikrarsızlık üretebilirdi, ancak köylülükle birlikte devrim mümkün hale geldi. Kent ve kır sakinleri arasındaki eşitsizlik, tarım sektörüne kapitalist nüfuz ve geleneksel elitlerin büyük gelir kaynaklarının çoğunu tekelinde tutması, değişim için mücadele eden veya sisteme karşı çıkan köylü hareketlerinin kurulmasına sebep oldu. Arap Sosyalist Baas Partisinin Suriye şubesi, gençleri radikal köylü hareketlerinden devşirmeyi başardı ve böylece nüfusun geniş kesimlerini harekete geçirebildi.[17]
Planlama
[değiştir | kaynağı değiştir]1962'de Arap Sosyalist Baas Partisinin Suriye Bölgesel Şubesinin askerî komitesi zamanının çoğunu geleneksel bir askerî darbeyle iktidarı ele geçirme planları yaparak geçirdi. Askerî Komite, iki askeri kamp olan el-Kisve ve Katana'yı ele geçirmeye, el-Kisve'deki 70. Zırhlı Tugayın, Humus kentindeki Askerî Akademinin ve Şam radyo istasyonunun kontrolünü ele geçirmeye karar verdi. Askerî Komitenin üyelerinin hepsi genç yaştayken, rejim yavaş yavaş çözülmekte ve geleneksel elit etkin siyasi gücünü kaybetmekteydi.[18]
Darbenin başarılı olabilmesi için Askerî Komitenin Suriyeli subayların bir kısmının desteğini kazanması gerekiyordu. BAC'nin çöküşü, isyanlar, tasfiyeler ve tayinlerle birleşince subaylar bir kargaşa içinde kaldılar ve hükûmet karşıtı kışkırtmalara açık hale geldiler. O zamanlar subay birlikleri; Suriye Hükûmetini destekleyen Şam hizbi, Ekrem el-Havrani taraftarları, Nâsırcı hizip, Baasçı hizip ve bir grup bağımsız olmak üzere beş farklı gruba ayrılmıştı.[19] Şam hizbi, Nazım el-Kudsi hükûmetine verdikleri destek nedeniyle Askerî Komitenin düşmanıydı ve Havraniciler de Pan Arabizme karşı duruşları nedeniyle rakip olarak görülüyorlardı. Nâsırcılar, Cemal Abdünnâsır'ı ve BAC'nin yeniden kurulmasını desteklerken bile Baas'ın müttefiki oldular.[20]
Askerî Komitenin Nâsırcılarla ittifakı, askerî istihbarat başkanı Albay Raşid el-Kutayni ve Humus Tugayı Komutanı Albay Muhammed es-Sufi ile gizli temas kurulmasına yol açtı.[20] Askerî Komite, bir grup genç subaya, İsrail cephesinin komutanı olan önde gelen bağımsız Albay Ziyad el-Hariri'yi davalarına dahil etmelerini emretti. Grup başarılı oldu ve el-Hariri'ye "Başarılı olursak, genelkurmay başkanı olabilirsiniz. Başarısız olursak, bizi reddedebilirsiniz" şeklinde bir teklifte bulundu.[21] El-Hariri Komiteyi destekledi çünkü Suriye Başbakanı Halid el-Azm onu görevden almayı planlıyordu.[21]
Darbeyi planlarken, Askerî Komite ve üyeleri, sivil Baasçılar tarafından hoş karşılanmadı. Ordu - parti ittifakının ilk amacı partiyi baskıdan korumaktı. Askerî Komite, BAC yıllarında Baas Partisinin feshedilmesini kabul eden Mişel Eflak liderliğindeki sivil liderliğe olumlu bakmıyordu. Eflak, iktidarı ele geçirmek için Askerî Komiteye ihtiyaç duyarken Komite, Eflak'ın iktidarı elinde tutmasına ihtiyaç duyuyordu - Eflak olmadan, hiçbir destek tabanları olmayacaktı. 8 Mayıs 1962'de yapılan 5. Ulusal Baas Partisi Kongresi'nde partinin yeniden kurulmasına ve Eflak'ın Ulusal Komutanlık Genel Sekreteri olarak kalmasına karar verildi. Askerî Komitenin önde gelen üyelerinden Muhammed Ümran, 5. Ulusal Kongre'de bir delegeydi ve Eflak'a Askerî Komitenin niyetlerini anlattı. Eflak darbeye rıza gösterdi, ancak onunla Komite arasında darbeden sonra gücün nasıl paylaşılacağına dair bir anlaşma yapılmadı.[22]
Darbe
[değiştir | kaynağı değiştir]8 Şubat 1963'te Ali Salih es-Sadi liderliğindeki Irak Bölgesel Şubesi, Abdülkerim Kasım'ı devirerek Irak'ta iktidarı ele geçirdi. Kasım, el-Kudsi'den çok daha zorlu bir rakipti ve Irak Bölgesel Şubesi, sadece askerî yetkililerle değil, aynı zamanda orta sınıfın çeşitli kesimleriyle de ittifak yaparak iktidarı ele geçirmeyi başarmıştı.[22] Kasım'ın düşüşü Arap siyasetinin kurallarını değiştirdi. Nâsırcılar BAC'den bu yana Arap milliyetçi hareketini tekellerine almışlardı, ancak iktidar değişimi Baas Partisini dikkate alınması gereken bir güç haline getirdi. Irak Bölgesel Şubesinin aksine, Suriye Bölgesel Şubesi orta sınıfta kitlesel bir desteğe veya önemli bir destek tabanına sahip değildi. Eflak, komplocuları partinin destek eksikliği nedeniyle uyarırken komplocular onun endişelerini paylaşmadılar ve 7 Mart'ta darbeyi başlatmayı planladılar. Ancak o gün askerî istihbarat, komplocuların toplanmayı planladığı daireye baskın düzenledi. Hafız Esad'a darbenin 8 Mart'a ertelendiğini diğer birimlere bildirme görevi verildi.[23]
7-8 Mart gecesi, komploya sadık tanklar ve birlikler Şam'a doğru ilerlemeye başladılar. El-Hariri, Suriye cephesinden İsrail'e doğru konuşlanmış bir tugayı yönetirken, Baasçılar Süveyda'da konuşlanmış ikinci bir tugayın kontrolünü ele geçirmeyi başardılar. Bir kıskaç hareketine yakalanan 70. Zırhlı Tugay Komutanı Korgeneral Abdülkerim, komploculara teslim oldu - Ümran, 70. Zırhlı Tugayın komutan vekilliğini devraldı. Şam'ın güneybatısındaki Katana'da konuşlanmış potansiyel olarak düşman bir birlik, muhtemelen Vidad Başir Şam bölgesindeki iletişimi kontrol altına aldığı için müdahale etmedi.[23] El-Kisve'deki güçlerin yenilgiye uğratılması ve Katana'nın etkisiz hale getirilmesiyle birlikte, el-Hariri'nin güçleri Şam'a yürüdü ve şehirde barikatlar kurmaya ve aynı zamanda merkez postane gibi kritik tesisleri ele geçirmeye başladılar.[24] Bir parti subayı olan Yüzbaşı Selim Hatum radyo istasyonunu ele geçirdi. Savunma Bakanlığı karargahı savaşmadan ele geçirildi ve Başkomutan General Zahreddin tutuklandı. Hem el-Kudsi hem de el-Havrani kolayca takip edildi ve tutuklandı. Salah Cedid o sabah şehre bisikletle girdi ve daha sonra kişisel beyliği haline gelen Subay İşleri Bürosunu ele geçirdi.[24]
Esad, küçük bir komplocu grubunu Şam'ın 40 kilometre kuzey doğusundaki Dumayir hava üssünü ele geçirmeye yönlendirdi - darbeye direnen tek birlikti. Bazı uçaklarına isyancıların mevzilerini bombalama emri verilmişti. Plan, Esad'ın hava saldırılarını önlemek için hava üssünü şafaktan önce ele geçirmesi için el-Hariri'nin tugayından bir birliğe liderlik etmesiydi. 70. Zırhlı Tugayın teslim olması beklenenden uzun sürdü ve Esad güçlerini programın gerisinde bıraktı. Esad'ın güçleri üssün yakınlarına ulaştığında gündüz olmuştu. Esad, komutanlara teslim olmazlarsa üssü bombalamaya başlayacağını bildirmek için bir elçi gönderdi. Esad'ın kendisine göre, güçleri isyancı birliğini savaşta yenebilecek olsa da teslim olmaları için müzakere ettiler.[24] O sabahın ilerleyen saatlerinde darbeciler kutlama yapmak için ordu karargahında toplandılar.[24]
Darbe sırasında 820 kişinin öldürüldüğü bildirildi ve kısa bir süre sonra 20 kişi daha idam edildi.[25] Darbe, halkın genelinin kayıtsızlığıyla karşılandı. Daha sonra "devrimin şairi" olarak anılacak olan Dürzi Saber Falhout, komplocuların ilk bildirisini yazdı ve duyurdu. Dokuzuncu tebliğ, silahlı kuvvetlerdeki Askerî Komitenin beş üyesini göreve iade etti. Yeni kurulan rejimin kıdemli üyeleri Ümran, Cedid ve Esad'dı.[26]
Sonrası
[değiştir | kaynağı değiştir]Suriye'nin yeni yöneticilerinin ilk eylemi, on iki Baasçı ile sekiz Nâsırcı ve bağımsızdan oluşan yirmi kişilik Ulusal Devrim Komutanlığı Konseyini (UDKK) kurmak oldu. 9 Mart'ta UDKK, Baas Partisinin kurucularından Selahaddin el-Bitar'a bir hükûmet kurması ve UDKK'nin politikalarını uygulaması talimatını verdi. Daha sonra, altı sivile daha UDKK üyeliği verildi: üç Baasçı (Eflak, el-Bitar ve Mansur el-Atraş) ve üç Nâsırcı. Ancak bu durum güç dengesini değiştirmedi ve subaylar hâlâ ülkeyi kontrol ediyorlardı. En başından beri, Askerî Komite üyeleri, diğer UDKK üyelerinin arkasından devlet politikaları oluşturdular. Sivil liderlik bunu öğrendiğinde, el-Atraş şöyle dedi: "Bu beyler neden konuşmuyorlar? Görüşlerini bize iletmeleri için bir irtibat subayı atamalarını önerebilir miyim?"[26] O günden sonra Ümran, sivillere Komite üyelerinin ne planladığı konusunda cılız fikirler verdi.[26]
Başlangıçta Askerî Komiteyi yok edecek kavgalara dair hiçbir işaret yoktu. O zamanlar üyeler, müreffeh bir ulus inşa etme amaçlarıyla birbirine bağlıydı. 9 Mart'ta UDKK, Lu'ay el-Etâsî'yi hapisten çıkardı, onu korgeneral rütbesine terfi ettirdi, onu başkomutan ve UDKK başkanı, fiili devlet başkanı olarak atadı. Hariri genelkurmay başkanlığına atandı. Etasi ve Hariri güçlü mevkilere sahip olsalar da UDKK'yi tehdit edecek kadar kişisel veya siyasi güce sahip değillerdi. Nâsırcı subaylara ayrıca Muhammed es-Sufi'nin savunma bakanı olması ve Raşid el-Kutayni'nin genelkurmay başkan yardımcısı olmasıyla önemli görevler verildi. Ancak, üyeliğini beş yeni üyeyle[a] genişleten Askerî Komite, Baasçıların gerçek güç manivelalarını kontrol etmelerini sağladı. Komite, UDKK oturumlarından önce devlet politikalarına karar veriyor ve böylece iktidarın gerçek merkezi haline geliyordu.[27]
Ümran'a ilk olarak Humus'ta 5. Tugay komutanlığı görevi verildi, ancak haziran ayında 70. Zırhlı Tugay komutanlığına terfi etti. Subay İşleri Bürosu başkanı olarak Cedid, arkadaşlarını üst düzey görevlere atadı, düşmanlarını tasfiye etti ve birkaç Baasçıyı üst düzey görevlere atadı. Askerî Komitenin yeni üyelerinden Ahmed Süveydani Askerî İstihbarat Başkanlığına, Mazyad Hunaydi ise Askerî Polis Başkanlığına getirildi. Humus Askerî Akademisi, Baasçıların kontrolü altına alındı - Esad'ın kardeşi Rıfat Esad da dahil olmak üzere birkaç yüz Baasçıya, komuta verilmeden önce askerî öğretimde hızlandırılmış bir kurs verildi.[28] Esad, Suriye Hava Kuvvetlerinin fiili başkanı oldu. Bu pozisyon otuzlu yaşlarındaki bir adam için baş döndürücü bir terfiydi. Askerî Komite üyelerinin, halk tarafından Suriye'nin gerçek liderleri olarak algılanamayacak kadar genç oldukları göz önüne alındığında, Askerî Komite, İçişleri Bakanlığı görevine Albay Emin el-Hafız'ı atadı.[29]
Tasfiyeler ve 18 Temmuz'daki başarısız darbe
[değiştir | kaynağı değiştir]Kuzey Suriye ve Şam'daki Nâsır yanlısı gösterilerden, Nâsırcılar ve Arap Milliyetçi Hareketi (AMH) ve Cemal el-Etâsî gibi birlik yanlısı Baasçı liderlerden gelen baskı, Baasçıların halk arasındaki zayıflığıyla birleşti. Suriye'deki siyasi ortam, yeni hükûmet ile Mısır ve Irak hükûmetleri arasında birleşme çabalarına yol açtı. Irak'ın BAC karşıtı hükûmeti de Kasım 1963'te BAC yanlısı subaylar tarafından devrilmişti. 17 Nisan'da, Nâsır'ın devlet başkanı ve silahlı kuvvetler başkomutanı olduğu federal bir birliğe üç devleti de dahil edecek yeni bir aşamalı birlik anlaşmasına varıldı.[30][31]
Bununla birlikte, 28 Nisan - 2 Mayıs tarihleri arasında, Baasçıların çoğunlukta olduğu Askerî Komite, 50'den fazla Nasırcı subayı silahlı kuvvetlerdeki yüksek rütbeli görevlerinden tasfiye ettiğinde, anlaşmadan fiilen vazgeçilmiş olundu. Mısır, Baası kınayan radyo yayınları ile (Nâsırcı eğilimli gazeteler daha önce kapatılmıştı) geniş çaplı bir propaganda kampanyası başlattı. Halep, Şam, Hama ve ülkenin diğer bölgelerinde kitlesel birlik yanlısı ayaklanmalar yaşandı. Tasfiyeler, Savunma Bakanı es-Sufi, Genelkurmay Başkan Yardımcısı el-Kutayni ve diğer dört Nâsırcı kabine üyesi de dahil olmak üzere Nâsırcı yetkililerin protesto amaçlı istifalarına yol açtı.[32][b] Tasfiyeler, Suriye Ordusunun Neobaasçı dönüşümünün doruk noktasına ulaşmasıyla sonuçlandı. Ordu Sünni subaylardan büyük ölçüde arındırıldı ve sadık Nusayri subaylarla dolduruldu. Bu durum Suriye genelinde büyük bir tepkiye yol açtı ve çok sayıda entelektüel, medya kuruluşları ve yayınlar aracılığıyla yeni rejimin mezhepçi karakterini vurgulamaya başladı.[35]
Daha sonra, 19 Haziran'da, Genelkurmay Başkanı el-Hariri; Başbakan el-Bitar, Eflak ve Eğitim Bakanı Sami Dürubi'nin de aralarında bulunduğu üst düzey bir heyet, bir devlet ziyareti için Cezayir'e gitti.[36] El-Hariri uzaktayken Komite, el-Hariri'nin komutası altındaki, çoğu siyasi bağımsız olan yaklaşık 30 seçkin subayı tasfiye etme fırsatını kullandı.[37][38] El-Hariri'ye Amerika Birleşik Devletleri'ndeki Suriye büyükelçiliğine doğrudan uçuş yapması emredildi ve burada büyükelçiliğin askerî ataşesi olarak yeniden atandı. Hariri bunun yerine, Komitenin kendisine karşı olan hareketini protesto etmek için 23 Haziran'da bir uçakla Beyrut üzerinden Suriye'ye döndü.[39] Komitenin el-Hariri'yi fiilen devre dışı bırakması, el-Hariri'yi Komitenin hükûmeti üzerindeki hakimiyetini kontrol edebilecek son askeri denge unsuru olarak gören el-Bitar'ı hayal kırıklığına uğrattı.[37]
Nâsırcılar, tasfiyelere rağmen orduda nispeten yüksek bir güç seviyesini korudular ve 18 Temmuz'da Casim Elvan liderliğinde ve Mısır istihbaratının yardımıyla yeni hükûmete karşı bir darbe girişiminde bulundular.[40][41] El-Hafız tarafından bizzat savunulan ordu karargahı ve yayın istasyonu saldırıya uğradı ve ardından gelen çatışma, aralarında birkaç sivilin de bulunduğu yüzlerce insanın ölümüne neden oldu.[40] Darbe girişimi başarısız oldu ve katılan 27 subay tutuklanarak idam edildi. İdam, Suriye'de başarısız bir darbenin katılımcılarını cezalandırmak için kullanılan nadir bir cezai eylemdi ve tipik ceza sürgün, hapis veya yabancı bir diplomatik göreve yeniden atanmaydı.[41] Devlet Başkanı Lu'ay el-Etasi daha sonra istifa ederek infazları onaylamadığının sinyalini verdi.[42] Yetkililerden kısa bir süre kaçtıktan sonra, Elvan ve baş komplocuları Raif el-Maarri ve Muhammad Nabhan tutuklandı ve askerî mahkemeye çıkarıldı, burada vatana ihanetten suçlu bulundular ve ölüme mahkûm edildiler.[43] Nâsır ve Irak Cumhurbaşkanı Abdüsselam Arif tarafından yürütülen lobi faaliyetleri sonucunda tam bir yıl sonra serbest bırakıldılar[44] ve sürgüne gönderildiler.[45]
Elvan'ın isyanının başarısızlığı, Suriye'nin askerî ve sivil kurumlarındaki önemli Nâsır etkisinin sona ermesine işaret etti ve Nâsır yanlısı güçlerin büyük ölçüde yenilmesiyle Askerî Komite, ülkenin tek güç merkezi haline geldi.[41] Mısır'la ilişkiler kısa sürede bozuldu ve Suriyeli kitleler arasında hala popüler olan Nâsır, Baasçıları "katiller" ve "faşistler"[40] olarak kınayan ve partinin katı laikliği benimsemesine ve Sünni olmayan Müslümanların çok sayıda liderlik pozisyonunda bulunmasına aşağılayıcı bir gönderme olarak sapkınlık ve ateizm ile suçlayan yayınlar yaptı.[42] Nâsır, aynı zamanda 17 Nisan'daki birlik anlaşmasından çekildiğini duyurdu.[40][42]
Ayrıca bakınız
[değiştir | kaynağı değiştir]Notlar
[değiştir | kaynağı değiştir]- ^ Bu yeni üyeler Selim Hatum, Ahmad es-Süveydani, Muhammed Rabah et-Tavil, Hamad Ubeydi ve Musa el-Zu'bi idi. 1963 yazında Askerî Komite daha da genişletildi, ancak Esad'a göre ulaşılan en yüksek Askerî Komite üye sayısı 13'tü.[27]
- ^ İstifa eden Nâsırcı kabine üyeleri, Başbakan Yardımcısı ve Adalet Bakanı Nihad el-Kasım, Maliye Bakanı Abdülvehhab Havmad, Savunma Bakanı Muhammed es-Sufi, Planlama Bakanı Hani el-Hindi, Tedarik Bakanı Sami Süfan ve İletişim Bakanı Cihad Dahi idi.[33][34]
Kaynakça
[değiştir | kaynağı değiştir]- Özel
- ^ Hinnebusch 2001, ss. 17-18.
- ^ Hinnebusch 2001, s. 18.
- ^ Hinnebusch 2001, s. 20.
- ^ Hinnebusch 2001, ss. 20-21.
- ^ Hinnebusch 2001, s. 21.
- ^ Hinnebusch 2001, ss. 21-23.
- ^ Hinnebusch 2001, s. 24.
- ^ Hinnebusch 2001, s. 28.
- ^ Hinnebusch 2001, ss. 29-30.
- ^ Hinnebusch 2001, s. 30.
- ^ a b Hinnebusch 2001, s. 32.
- ^ Hinnebusch 2001, s. 33.
- ^ Hinnebusch 2001, s. 34-35.
- ^ Hinnebusch 2001, ss. 40-42.
- ^ Hinnebusch 2001, ss. 2-3.
- ^ a b c Hinnebusch 2001, s. 3.
- ^ a b c Hinnebusch 2001, s. 4.
- ^ Seale 1990, s. 72.
- ^ Seale 1990, s. 73.
- ^ a b Seale 1990, ss. 73-74.
- ^ a b Seale 1990, s. 74.
- ^ a b Seale 1990, s. 75.
- ^ a b Seale 1990, s. 76.
- ^ a b c d Seale 1990, s. 77.
- ^ Hopwood 1988, s. 45.
- ^ a b c Seale 1990, s. 78.
- ^ a b Seale 1990, s. 500.
- ^ Seale 1990, s. 79.
- ^ Seale 1990, ss. 79-80.
- ^ Mufti 1996, s. 152.
- ^ Rabinoviç 1972, ss. 65-67.
- ^ Mufti 1996, s. 153.
- ^ Arap Haber Ajansı (1963). Ortadoğu Aynası. s. 8.
- ^ Müftü 1996, ss. 146-147.
- ^ Dam, Nikolaos Van (31 Ekim 2017). Destroying a Nation: The Civil War in Syria (İngilizce). Bloomsbury Academic. ISBN 978-1-78453-797-5. 2 Mayıs 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Mayıs 2023.
- ^ Middle East Forum, 39-40, 1963, s. 7, 22 Ağustos 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi, erişim tarihi: 22 Ağustos 2021
- ^ a b Rabinoviç 1972, ss. 68-69.
- ^ Commins, David D. (2004). Historical Dictionary of Syria (İngilizce). Scarecrow Press. s. 122. ISBN 978-0-8108-4934-1. 22 Ağustos 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Ağustos 2021.
- ^ Beyrut Amerikan Üniversitesi Siyasal Bilgiler ve Kamu Yönetimi Bölümü 1963, s. 148.
- ^ a b c d Seale 1990, s. 83.
- ^ a b c Mufti 1996, s. 157.
- ^ a b c Rabinoviç 1972, s. 72.
- ^ Beyrut Amerikan Üniversitesi Siyasal Bilgiler ve Kamu Yönetimi Bölümü 1963, ss. 263, 393.
- ^ Beyrut Amerikan Üniversitesi Siyasal Bilgiler ve Kamu Yönetimi Bölümü, ss. 377, 412.
- ^ Moubayed, Sami M. (2006). Steel & Silk: Men and Women who shaped Syria 1900–2000 (İngilizce). Cune Press. s. 38. ISBN 978-1-885942-41-8.
- Genel
- Commins, David D. (2004). Historical Dictionary of Syria. Scarecrow Press. ISBN 978-0-8108-4934-1. 2 Nisan 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Ekim 2020.
- Hinnebusch, Raymond (2001). Syria: Revolution from Above (1st bas.). Routledge. ISBN 978-0-415-26779-3.
- Hopwood, Derek (1988). Syria 1945–1986: Politics and Society. Routledge. ISBN 978-0-04-445046-7.
- Moubayed, Sami M. (2006). Steel & Silk: Men and Women who shaped Syria 1900–2000. Cune Press. ISBN 978-1-885942-41-8.
- Mufti, Malik (1996). Sovereign Creations: Pan-Arabism and Political Order in Syria and Iraq. Cornell University Press. ISBN 0-8014-3168-9.
Alwan Syria 1962.
- Rabinovich, Itamar (1972). Syria Under the Baʻth, 1963–66: The Army Party Symbiosis. Transaction Publishers. ISBN 9780706512663. 2 Nisan 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Ekim 2020.
- Seale, Patrick (1990). Asad of Syria: The Struggle for the Middle East. University of California Press. ISBN 978-0-520-06976-3.
- Beyrut Amerikan Üniversitesi Siyasi Çalışmalar ve Kamu Yönetimi Bölümü (1963). Chronology of Arab Politics. 1. Beyrut Amerikan Üniversitesi. Siyaset Çalışmaları ve Kamu Yönetimi Bölümü.