Kullanıcı:LostMyMind/SM logları/2023

Vikipedi, özgür ansiklopedi

Anasayfada 2023 yılında yer alan HSM içerikleri[değiştir | kaynağı değiştir]


FIFA Dünya Kupası, dünya genelinde düzenlenen ve FIFA üyesi ülkelerin erkek millî takımlarının katıldığı futbol turnuvası FIFA Dünya Kupası'nı kazanan takıma verilen kupadır. Turnuvanın başladığı 1930'dan itibaren kazanan takıma, sonraki turnuvaya kadar geçici olarak elinde bulunduracağı Jules Rimet Kupası verilirken bu kupanın 1970'te daimi olarak Brezilya'ya verilmesi sonrasında yeni bir kupa tasarlandı. 2002 sonrasında bu yeni kupanın geçici olarak da olsa hiçbir ülkeye verilmemesine ve yalnızca final maçlarının ardındaki törenlerde kullanılmasına, bunun yerine şampiyonluk elde eden ülkelere bir kopyasının kalıcı olarak verilmesine başlandı. Abel Lafleur'un tasarladığı ve "Zafer" adını taşıyan ilk kupanın adı 1946'da değiştirilerek eski FIFA Başkanı Jules Rimet'nin adını aldı. Yunan tanrıçası Nike'nin som gümüşten yapılan altın kaplama bir tasvirini içeren bu kupa, lapis lazuliden üretilen bir kaideye oturtulmuştu. (Devamı...)


1997 Karapınar trafik kazası, 1997'de bir tankerin ve bir yolcu otobüsünün kafa kafaya çarpışması sonucu 49 kişinin hayatını kaybettiği kara yolu kazasıdır. 24 Ekim 1997'de, Karapınar-Ereğli arasındaki D 330 karayolunda ilerleyen MAN marka tankerin şoförü, direksiyon başında uyuyunca sürdüğü araç karşı şeride geçti. Bunun sonucunda tanker, karşı şeritten ilerleyen Mercedes-Benz O403 otobüs ile kafa kafaya çarpıştı. Kaza sonucu iki aracın alev almasıyla 49 kişi öldü, 4 kişi yaralandı. Kazayla ilgili olarak Karapınar Cumhuriyet Başsavcılığınca, kazaya karışan otobüsün şoförlerinden direksiyon başında olan hakkında tedbirsizlik veya dikkatsizlik sonucu bir kimsenin ölümüne sebebiyet vermek iddiasıyla açılan kamu davasının ilk duruşması 1998'de görüldü. Bu ceza davasında kazaya karışan tarafların kusur oranlarının belirlenmesi adına bilirkişi raporu istendi ve kazaya ilişkin davalarda toplam altı adet bilirkişi raporu hazırlandı. Bunların dördü ceza davasında, ikisi ise tazminat davasında oluşturuldu. (Devamı...)


İttik Dede Türbesi, Yitik Dede Türbesi veya İsmail Çavuş Türbesi, Lefkoşa'nın kuzey kesiminde yer alan bir türbedir. Selimiye Mahallesi'nde, Selimiye Meydanı'nın güney tarafında yer alır. Tek odalı ve dikdörtgen biçimli bir yapı olup içerisinde üzerinde ahşap sanduka yer alan bir mezar bulunur. Bu mezarda yatan İttik Dede'nin kim olduğuna dair farklı rivayetler mevcut olup Osmanlı güçlerinin 1570 yılındaki Kıbrıs Seferi'ne katılıp Lefkoşa'daki çatışmalarda hayatını kaybeden bir asker olduğuna inanılır. 19. ve 20. yüzyıllarda çeşitli kişilerce konut olarak kullanılan türbe, 1985 ve 2014 yıllarında restore edildi. Tarihsel olarak adak yeri vazifesi gören türbenin penceresinin demir parmaklıklarına çaput bağlanmaktaydı. Türbeye adını veren ve "şehit" olduğuna inanılan İttik Dede'nin kimliğine dair herhangi bir belge günümüze ulaşmamış olup hakkındaki bilgiler rivayetlere dayanır. En yaygın rivayete göre Mora Yarımadası'nda doğan İttik Dede, Osmanlı güçlerinin Kıbrıs Seferi'ne katılan bir askerdi ve 1570 yılında günümüzde türbenin bulunduğu yerde sokak çatışmalarında hayatını kaybetti. (Devamı...)


Varna Deniz Muharebesi ya da Draçki Saldırısı (Bulgarca: Атаката на Дръзки), 21 Kasım 1912 tarihinde Karadeniz'de, Bulgaristan'ın Varna limanının 32 mil açığında dört Bulgar torpido botu ile Osmanlı kruvazörü Hamidiye arasında meydana gelen çatışmadır. Birinci Balkan Savaşı'nda birçok cephede savaşan Osmanlı İmparatorluğu, özellikle Kırkkilise (Kırklareli) ve Lüleburgaz'daki muharebelerde aldığı yenilgilerin ardından donanma gücü bakımından zayıf düşmüştü. Romanya'nın Köstence limanı ile İstanbul arasındaki deniz yolu, artık kendileri için tehlike altındaydı. Bölgedeki gemilerin güvenliğini sağlama ve mümkünse Bulgar torpido botlarını avlama göreviyle Varna'ya giden Osmanlı filosu, 21 Kasım'da Draçki (Arsız), Letyaşi (Uçar), Simeli (Cesur) ve Stroki (Ciddi) adlarında dört Bulgar torpido botu ile çatışmaya girdi. Draçki tarafından ateşlenen bir torpido ile hasar alan Hamidiye, mürettebatın çabası ve denizin durgun olması sayesinde batmaktan kurtulabildi. (Devamı...)


2008 Yaz Olimpiyatları'nda Dominika, Dominika, Çin'in başkenti Pekin'de düzenlenen 2008 Yaz Olimpiyatları'na, her ikisi de atletizmde olmak üzere iki sporcuyla katıldı. İlk kez 1996 Yaz Olimpiyatları'nda temsil edilen ülke, Yaz Olimpiyatları tarihindeki dördüncü katılımını gerçekleştirdi. Daha önceki hiçbir etkinlikte madalya kazanamayan Dominikalı sporcular, bu oyunlarda da madalya kazanamadı. Erkekler 200 metre kategorisinde yarışan Chris Lloyd ile erkekler 400 metrede yarışan Erison Hurtault, elemeleri geçemeyip yarıştıkları ilk turda müsabakalardan elendiler. Dominika'nın Olimpiyat Oyunları tarihindeki ilk katılımı; Atlanta, Amerika Birleşik Devletleri'nde düzenlenen 1996 Yaz Olimpiyatları'nda gerçekleşti. Bu etkinlikten sonraki iki etkinliğe de sporcu gönderen ülke adına toplamda 12 katılımcı mücadele etti ve bu katılımların hiç birinde madalya kazanan sporcu olmadı. (Devamı...)


Mount & Blade II: Bannerlord, TaleWorlds tarafından Microsoft Windows platformu için geliştirilen aksiyon-rol yapma oyunudur. Mount & Blade: Warband'in 200 yıl öncesinde geçen oyun önbölüm niteliğinde olup serinin önceki oyunları gibi strateji ve sandbox oynanışı temel almaktadır. 28 Eylül 2012 tarihinde duyurulan oyunun erken erişim sürümü 30 Mart 2020'de çıkmışsa da henüz tam sürüme ulaşmadığından geliştirilmesine devam edilmektedir. Oyun tek oyunculu ve çok oyunculu modları içermektedir. Tek oyunculu oynanış Kalradya adlı kurgusal kıtada İmparatorluk'un iç savaş döneminde geçmektedir. Üç ayrı taht iddiacısı arasında bölünen İmparatorluk'un haricinde beş ülke daha bulunmaktadır, her ülke birbirleriyle çekişme hâlinde olmakla beraber kendi içerisindeki klanlar da birbirleriyle mücadele içerisindedir. Oyuncu bu ülkelerden birine katılarak askerî ve siyasi ekâbir arasında yükselebileceği gibi kendi ülkesini kurarak bunlara rakip de olabilir. (Devamı...)


Yeni Cami, Lefkoşa'nın kuzey kesiminde yer alan bir camidir. İçinde bulunduğu Yenicami Mahallesi'ne adını verir. Mevcut cami 1898-1899 yılında tamamlanmış olup, yanında bulunan ve günümüze kalıntıları ulaşan eski cami ise kiliseden çevrilmişti. Günümüzde caminin yer aldığı alandaki ilk ibadethane, 14. yüzyılda inşa edilen ve Gotik mimari özelliklerini taşıyan bir kiliseydi. Bu kilisenin 1350'li veya 1360'lı yıllarda inşa edildiği, Eleusa'ya (Merhametli Meryem Ana) adanmış olduğu yönünde bulgular vardır. Şehrin 1570 yılında Osmanlı İmparatorluğu hakimiyetine geçmesiyle camiye çevrilen bu kilise, "Cami-i Cedid" veya "Yeni Cami" olarak anılmaya başlandı. 1740-41 yılına dek ayakta kalan bu yapı, bu tarihte geriye minaresi ve güneybatı köşesi kalacak şekilde yıkılarak Menteşzade Hacı İsmail Ağa tarafından 20 metre uzağına yeni bir cami inşa edildi. (Devamı...)


2008 Yaz Olimpiyatları'nda Aruba, biri judoda, diğeri ise yüzmede olmak üzere iki sporcuyla temsil edildi. Olimpiyat Oyunları tarihinde ilk kez 1988 Yaz Olimpiyatları'nda temsil edilen ülke, Yaz Olimpiyatları tarihindeki altıncı katılımını gerçekleştirirken oyunlar tarihindeki en az sayıda sporcuyla temsil edilmişti. Daha önceki hiçbir etkinlikte madalya kazanamayan Arubalı sporcular, bu oyunlarda da madalya kazanamadı. Erkekler 81 kg kategorisinde yarışan judocu Fiderd Vis, 32 sporcunun katıldığı ilk turda elendi. Erkekler 100 m serbest kategorisinde mücadele eden yüzücü Jan Roodzant ise elemeleri geçemedi ve genel klasmanda 53. sırada yer aldı. Aruba'nın Olimpiyat Oyunları tarihindeki ilk katılımı; Seul, Güney Kore'de düzenlenen 1988 Yaz Olimpiyatları'nda gerçekleşti. Bu etkinlikten sonraki dört etkinliğe de sporcu gönderen ülke adına toplamda 25 katılımcı mücadele etti ve bu katılımların hiç birinde madalya kazanan sporcu olmadı. (Devamı...)


Irene Kasırgası, 2005 Atlantik kasırga mevsiminin adlandırılacak güce ulaşmış 9. kasırgasıdır. 4 Ağustos'ta Yeşil Burun Adaları yakınlarında oluşan siklon, Atlas Okyanusu'nu geçti ve Newfoundland'ın güneydoğusundayken ekstratropikal siklon tarafından emilmeden önce Bermuda çevresinde kuzeye döndü. 10 Ağustos'ta neredeyse dağılma safhasına geçse de, 16 Ağustos'ta etkisinin zirvesine ulaşarak Kategori 2 kasırgası olarak sınıflandırıldı. 2005 mevsiminin en uzun siklonu olan Irene, tropikal bir sistem olarak 14 gün boyunca etkisini sürdürdü. Fırtınanın izini tahmin etmedeki belirsizlik nedeniyle Amerika Birleşik Devletleri'nde karayla temas endişesi yaşansa da karaya hiç yaklaşmadı. Herhangi bir hasara yol açmasa da, meydana getirdiği 2,4 m'ye kadar ulaşan kabarmalar ile çeken akıntılar, Long Beach, New York'ta bir kişinin ölümüne yol açtı. (Devamı...)


Galata Kulesi tarihi, kulenin 1348'deki inşasıyla başladı. Galata Kulesi, tepesinde bulunan haçtan ötürü o dönem "Kutsal Haç Kulesi" (Turris Sancte Crucis) olarak anılıyordu. Bizans İmparatorluğu ile ittifak hâlinde olan Cenevizliler 1267'de, Haliç'in kuzeyinde bulunan Galata'da "Pera" adlı bir koloni kurmuş, bu koloninin hâkimiyet alanını da zaman içinde Bizans tarafından verilen izinlerle genişletmişti. Kule de, bu izinlere aykırı bir şekilde kuzeydoğu yönündeki tepeye doğru hâkimiyet alanı artırılarak 1335-1349 yılları arasında bölgede yapılan tahkimatların bir parçası olarak inşa edildi. İki devlet arasında o yıl patlak veren savaş, ertesi yıl imzalanan antlaşmayla sona ererken kulenin bulunduğu tepe Ceneviz kontrolüne bırakıldı. Konstantinopolis'in 29 Mayıs 1453'te Osmanlı İmparatorluğu tarafından alınması sonrasında Pera'daki Cenevizliler, herhangi bir çatışma yaşanmadan koloniyi Osmanlı'ya devretti. (Devamı...)


Mısırlı Osman Ağa Çeşmesi, ya da kısaca Osman Ağa Çeşmesi, Türkiye'nin İstanbul ilinin Kadıköy ilçesinde yer alan bir çeşmedir. Bâbüssaâde Ağası Mısırlı Osman Ağa tarafından 1621 ya da 1622'de yaptırıldı. Üzerindeki kitâbenin bu çeşmeye ait olmayabileceği ihtimali de ortaya atılmıştır. Bir müddet sonra teknesi çukurda kalan ve işlevini de yitiren çeşme, 1980'lerde yapılan çalışmayla imar hattına taşınarak kot farkı giderildi. Zaman içerisinde ön cephesine, dinlenme taşları ile onları birbirine bağlayan tekne ağzı taşı eklemesi yapıldı. 2020'de yapılan restorasyon çalışmasıyla birlikte tekrar faaliyete geçti. Dikdörtgen planlı bir duvar çeşmesi olup Klasik Osmanlı mimarisine uygun bir şekilde, küfeki taşından inşa edilmiş kâgir bir yapıdır. Silmelerin olduğu ön cephesinin her iki yanında birer pilaster yer alır. Ön cephenin ortasındaki basık sivri kemerli bir nişin içerisinde, kaş kemer motifi ile yukarısındaki boş bir kartuşun olduğu ayna taşı vardır. Niş kemerinin yukarısında, dört dizelik inşa kitâbesi konumlanır. (Devamı...)


Denizyıldızı, hayvanlar âleminin derisi dikenliler şubesine bağlı Asteroidea sınıfından olan deniz omurgasızlarına verilen ortak addır. Dünya üzerinde, tropikal bölgelerden soğuk kutup denizi sularına kadar deniz tabanında 1.500 kadar denizyıldızı türü bulunur. Deniz kıyısından 6.000 m derinliğe kadar olan bölgede yaşarlar. Tipik olarak merkezî bir disk ve beş kollu bir yapıya sahip olan denizyıldızlarının bazı türlerinin kol sayısı beşten fazladır. Üst ya da aboral yüzeyleri pürüzsüz, taneli ya da dikenli olabilir ve üst üste geçen plakçıklardan oluşur. Türlerin çoğu kırmızı ya da turuncu gibi parlak renklerde iken bazı türler mavi, gri ya da kahverengi olabilir. Alt ya da oral yüzlerinde hidrolik sistem ile çalışan tüp ayaklar ve ortada bir ağız bulunur. Fırsatçı beslenirler ve çoğunlukla bentik bölge omurgasızlarını avlarlar. Çeşitli türleri midelerini dışarı çıkarma ya da suda asılı besin maddelerini filtreleme gibi özelleşmiş beslenme davranışları gösterir. (Devamı...)


Söğütlüçeşme Hamamı ya da Abidin Bey Hamamı, İstanbul'un Kadıköy ilçesindeki eski bir hamamdır. Adını aldığı Söğütlüçeşme semtindeki Taşköprü Caddesi üzerinde, bu cadde ile Kurbağalıdere Caddesi ve İstanbul-Ankara demiryolunun kesişerek sınırlandırdığı alanda konumlanan yapı, günümüzde harap durumda ve işlevsizdir. 1875 yılında Abidin Bey tarafından özel bir mülk olarak yaptırılan hamam, Söğütlüçeşme Tren İstasyonu'nun yenilenme çalışmaları kapsamında kamulaştırılarak 1985 yılında, yalnızca ılıklık ve sıcaklık bölümleri kalacak şekilde yıkıldı. Bu tarihten itibaren hamam olarak kullanılması sona ererken zeminin yükselmesi nedeniyle 2-2,5 m kadarlık kısmı yer altında kaldı. Kompleks, biri dükkânlar diğeri ise hamam kısmı olmak üzere birbirine paralel uzanan dikdörtgen planlı iki ana yapıdan meydana geliyordu. Hamam kısmında sırasıyla hazırlık mekânı, soyunmalık (soğukluk), ılıklık, sıcaklık, su deposu ve külhan kısımları vardı. Sıcaklık bölümü ile bu bölümdeki iki halvet, üzerlerinde filgözlerinin olduğu yarım küre şeklindeki birer kubbeyle örtülüydü. (Devamı...)


Mount & Blade II: Bannerlord, TaleWorlds tarafından geliştirilip yine TaleWorlds ile Prime Matter tarafından müştereken yayımlanan aksiyon-rol yapma oyunudur. Mount & Blade: Warband'in 200 yıl öncesinde geçen oyun önbölüm niteliğindedir ve serinin önceki oyunları gibi stratejik sandbox oynanışı temel almaktadır. 28 Eylül 2012 tarihinde duyurulan oyunun erken erişim sürümü 30 Mart 2020'de Microsoft Windows platformuna çıkmış olup 25 Ekim 2022 tarihinde tam sürüm çıkışını yaparak ek olarak PlayStation 4, PlayStation 5, Xbox One, Xbox Series X ve Series S platformları için de yayımlandı. Oyun tek oyunculu ve çok oyunculu modları içermektedir. Tek oyunculu oynanış Kalradya adlı kurgusal kıtada İmparatorluk'un iç savaş döneminde geçmektedir. Üç ayrı taht iddiacısı arasında bölünen İmparatorluk'un haricinde beş ülke daha bulunmaktadır. Her ülke birbirleriyle çekişme hâlinde olmakla beraber kendi içerisindeki klanlar da birbirleriyle mücadele içerisindedir. (Devamı...)


Halkett botu, Teğmen Peter Halkett tarafından 1840'larda tasarlanan bir tür hafif şişme bottur. Halkett, Kuzey Kanada'da seyahat etmenin güçlükleri ve engebeli arazilerde taşınabilecek kadar hafif, ancak zorlu hava koşullarında kullanılabilecek kadar sağlam botlar tasarlamanın getirdiği sorunlarla uzun süredir ilgileniyordu. Halkett'in ilk tasarımı, su geçirmez kauçuk kumaştan yapılmış katlanabilir ve şişirilebilir bir bottu. Havası indirildiğinde botun gövdesi pelerin olarak giyilebiliyor; küreği baston, yelkeni ise şemsiye olarak kullanılabiliyordu. Bu ilk tasarımı bir sırt çantasına sığacak kadar küçük olan ve havası indirildiğinde su geçirmez bir battaniye görevi gören iki kişilik bir bot izledi. Kanadalı kaşifler tarafından övgüyle karşılanmasına rağmen Halkett'in tasarımları sınırlı bir pazara sahipti ve Kraliyet Donanması'nı genel deniz hizmetinde yararlı bir amaca hizmet edeceklerine ikna edemedi. Tasarımlarını balıkçılık ve ördek avlama ekipmanı olarak pazarlama çabaları sonuç vermedi ve ürünler ticari olarak başarısız oldular. (Devamı...)


Sarı Köşk, İstanbul'un Üsküdar ilçesindeki Beylerbeyi Sarayı kompleksinde yer alan bir köşktür. Günümüzde, Türkiye cumhurbaşkanı tarafından çalışma ofisi olarak kullanılır. Adını, günümüzdeki sarayın bulunduğu alanda daha önceleri yer alan ahşap saray kompleksindeki aynı adlı köşkten alır. Bu köşkün kısmen ya da tamamen yıkılmasının ardından, günümüzdeki sarayla birlikte 1863-1864 yılları arasında inşa edildi. Cumhuriyetin ilanının ardından çıkan kanunla, 1924'te millîleştirildi ve yönetimi Türkiye Büyük Millet Meclisine bırakıldı. Ertesi sene sarayla birlikte Millî Saraylar Müdürlüğüne bağlandı. 1964 yılında sarayla birlikte ziyarete açılsa da 1971 yılında kapatıldı. 1981'de sarayın ana binası ziyarete açılırken Sarı Köşk ziyarete açık değildi. 1985'te saray bir müze hâline getirilirken restorasyonu ertesi yıl tamamlanan Sarı Köşk'ün de birinci katı müze, ikinci katı ise kültür merkezi, satış bölümü ve bahçeye eklenen kafenin mutfağı olarak düzenlenmişti. (Devamı...)


Yıldızlar Holding'e ait Nesko Maden'in işlettiği Giresun'un Şebinkarahisar ilçesindeki Şebinkarahisar Maden İşletmesi'ndeki bir atık havuzu, 18 Kasım 2021'de gerçekleşen çökme sonucunda bir çevre felaketine yol açtı. 2003 yılından beri Nesko Maden tarafından kurşun ve çinko çıkarılan madende, 2012'de hayata geçirilen bir proje ile bakır üretimi de yapılmaktaydı. Maden zenginleştirme işlemleri sonrasında açığa çıkan atıkların depolanması için kurulan atık havuzlarının dolmasından ötürü şirket tarafından yeni bir atık havuzu inşa edilmesi planlanıyordu. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, mevcut atık havuzları için bir çevresel etki değerlendirmesi (ÇED) raporu hazırlanmasının gerekli olmadığına karar verdi ve bundan ötürü şirketin anlaştığı firmalar tarafından yalnızca yapılması planlanan yeni havuzlar için bir ÇED raporu hazırlandı. Şebinkarahisar Maden İşletmesi'ne ilave bir atık havuzu inşa etmeyi öngören ÇED raporuna 2018 tarihinde ÇED olumlu kararı verildi ve bu atık havuzu inşa edildi. İnşa edilen bu atık havuzunun da dolmasıyla 2020'de bir başka atık havuzu için Nesko Maden'in anlaştığı bir firma tarafından yeni bir ÇED raporu hazırlandı. Yöre halkı, bu havuzun inşa edileceği yerin tarım arazisi olduğunu söyleyerek projeye karşı çıktı. (Devamı...)


Rodos Heykeli, İspanyol sürrealist ressam Salvador Dalí'nin (soldaki resimde) 1954 tarihli yağlı boya tablosudur. Dalí'nin 1956 yapımı Dünyanın Yedi Harikası adlı belgesel filmi için yaptığı, her biri harikalardan birini betimleyen yedi tabloluk seriye dahildir. Tablo, Yunan mitolojisindeki titanlardan güneş tanrısı Helios'un antik heykeli olan Rodos Heykeli'ni gösterir. 1981 yılında Bern Sanat Müzesi'ne bağışlanan tablo filmde hiç kullanılmamıştır ve halen müzede sergilenmektedir. Dalí'nin sürrealist hareketin en parlak döneminden yirmi yıl sonra yaptığı bu tablo, Dalí'nin avangartlıktan ana akıma geçişini simgeler. 1940'ta Amerika Birleşik Devletleri'ne taşınmasının ardından mali kaygıların baskısı altında kalan ve Hollywood hayranlığından etkilenen Dalí, odağını daha önce bilinçaltı ve algı üzerine yaptığı araştırmalardan tarihsel ve bilimsel temalara kaydırdı. Dalí'nin yorumu, British Museum'da heykeltıraş ve konservatör olarak çalışan Herbert Maryon'un 1953 tarihli bir makalesinden etkilenmiştir. (Devamı...)


İmroz Deniz Muharebesi ya da Elli (Seddülbahir) Deniz Muharebesi (YunancaΝαυμαχία της 'Ελλης), Birinci Balkan Savaşı sırasında 16 Aralık 1912 tarihinde Seddülbahir Burnu (Elli Burnu) ve İmroz adası açıklarında Osmanlı ve Yunan deniz güçleri arasında meydana gelmiştir. Osmanlı donanması bu harekât ile Çanakkale Boğazı çıkışındaki Yunan ablukasını kırmayı amaçlamaktaydı. Yunanların Pavlos Kunduriotis komutasındaki bir zırhlı kruvazör, üç ön dretnot ve dört muhribinin; Osmanlıların Ramiz Numan Bey komutasındaki iki ön dretnot, iki zırhlı korvet, bir kruvazör ve dört muhribi ile karşı karşıya geldiği deniz muharebesi, Balkan Savaşları boyunca gerçekleşen en büyük deniz çatışmasıdır. Muharebede Çanakkale Boğazı'ndan çıkan Osmanlı filosu, bölgede devriyede olan Yunan filosuyla karşılaştı. Filoların ana gücünü oluşturan zırhlılar çatışmaya girdiler. Yunan Averof zırhlısı hız avantajını kullanmak üzere diğer zırhlılardan ayrılarak Osmanlı filosuyla tek başına çatıştı. (Devamı...)


Sineperver Valide Sultan Çeşmesi ya da Kanlı Çeşme, Türkiye'nin İstanbul ilinin Fatih ilçesinde yer alan bir çeşmedir. Ayşe Sineperver Sultan tarafından 1825 ya da 1826'da yaptırıldı. 1994 yılı itibarıyla suyu akmayan çeşme, 2009'daki restorasyonu sonucunda işlevsel hâle getirildi. Musluğunun tahrip edilmesinin ardından 2015 itibarıyla bir kez daha işlevini yitirse de 2018'deki restorasyonuyla birlikte tekrar faaliyete geçti. Küfeki taşından inşa edilen dikdörtgen planlı kâgir çeşmenin ön cephesi, dört pilaster ile dikey olarak üçe bölünür. Ortadaki iki pilaster arasında bir musluk yer alır. Altındaki tekne, cephe boyunca uzanır ve pilasterlerle üç bölmeye ayrılır. Mermer ayna taşında kabartma motifler işlenmiştir. Ayna taşının yukarısında yer alan, inşasına dair dört satırlık kitâbesi, kabartma tekniğiyle işlenmiştir. Yapının ön cephesinde bir alınlık varken arka kısımdaki haznesinin üzeri çatısızdır. Çeşme, Ayşe Sineperver Sultan tarafından 1825 ya da 1826'da yaptırıldı. Suyunun acı olmasından ötürü halk arasında Kanlı Çeşme olarak da adlandırılmaktaydı. (Devamı...)


Ankara Muharebesi, farklı kaynaklara göre 20 veya 28 Temmuz 1402'de Ankara'nın kuzeydoğusundaki Çubuk Ovası'nda, Osmanlı Devleti ile Timurlular arasında gerçekleşen muharebedir. Timurluların kesin zaferiyle sonuçlanan muharebe sonrasında, Osmanlı Padişahı I. Bayezid Tirmurlulara esir düşmüş ve devlet, Fetret Devri olarak bilinen 11 yıllık hükümdarsız bir döneme girmiştir. I. Murad'ın yerine 1389'da Osmanlı padişahı olan I. Bayezid ilk olarak ayaklanan Anadolu beyliklerini egemenliği altına aldı. 1391 yılında Konstantinopolis'i kuşattı. 1396'da Niğbolu Muharebesi'nde Batı Avrupa'dan şövalyelerin oluşturduğu Haçlı ordusunu yenilgiye uğrattı. 1397 sonbaharında Karamanlılara karşı Akçay Muharebesi'ni kazandı. I. Bayezid 1399'da Malatya'yı Memlûklerden aldı. 1370 yılında Timur'un başına geçtiği Türk-Moğol devleti Timurlular ise Maveraünnehir'de dağınık hâldeki Türk ve Moğol boylarını birleştirdi. 1378 yılında İran'ı alan Timur, sonrasında Azerbaycan ve Irak'ı ele geçirdi. 1391 ve 1395'te olmak üzere iki kez Altın Orda Devleti'ni mağlup etti. Timur 1399 yılında Hindistan Seferi ile Hindistan'ın kuzeyini kontrolü altına aldı. (Devamı...)


Onur Anıtı, Samsun'un İlkadım ilçesindeki Atatürk Parkı'nda yer alan ve şehrin simgesi hâline gelen anıttır. Mustafa Kemal'in Samsun'a çıktığı noktaya dikilen anıt Kurtuluş Savaşı'nın başlangıcı sayılan bu anı simgelemektedir. Anıtın heykeli Samsun Valisi Kâzım Paşa tarafından Samsun halkı adına Avusturyalı heykeltıraş Heinrich Krippel'e 1927 yılında sipariş edilmiş, aynı yıl 19 Mayıs günü kaidenin resmî temel atma töreni yapılmış, 1928 yılında Viyana'da başlayan heykelin yapım süreci 1931 yılında sonlanmış ve heykel kaidesine 29 Ekim 1931 tarihinde dikilmiştir. 15 Ocak 1932 tarihinde anıtın resmî açılışı yapılarak cumhuriyet tarihinin on üçüncü anıtı, Heinrich Krippel'in ise Türkiye'deki dördüncü anıt çalışması olmuştur. Tunçtan yapılmış olan heykelin yüksekliği 4,75 metre (15,6 ft), taş blok kaidenin yüksekliği 4,10 metre (13,5 ft), tüm anıtın yüksekliği ise 8,85 metredir (29.0 ft). Heykel için $37.000'a anlaşılmış, buna ek olarak heykeltıraş Heinrich Krippel'e ise $5.500 ödeme yapılmıştır. (Devamı...)


11 Eylül 2012'de, İstanbul'un Sultangazi ilçesindeki 75. Yıl Polis Merkezine bir intihar saldırısı düzenlendi. Binaya girmeye çalışan bir kişi, polislerin engellemesi nedeniyle içeri girememesi sonrasında üzerindeki patlayıcıları binanın girişinde patlattı. Saldırgan olay yerinde, yaralanan bir polis ise hastaneye kaldırıldığı esnada öldü. Dördü polis, üç ya da dördü sivil olmak üzere toplam 7 ya da 8 kişinin yaralandığı saldırıyı, yapılan soruşturma sonrasında Devrimci Halk Kurtuluş Partisi-Cephesi (DHKP-C) mensubu İbrahim Çuhadar'ın gerçekleştirdiği tespit edildi. DHKP-C de yaptığı açıklamayla saldırının sorumluluğunu üstlenirken örgüt üyesi Hasan Selim Gönen'in, 21 Temmuz'da 75. Yıl Polis Merkezine bağlı polislerle girdiği çatışmada öldürülmesi, saldırının gerekçesi olarak gösterildi. (Devamı...)


Hasan Rıza Paşa Çeşmesi ya da Rıza Paşa Çeşmesi, İstanbul'un Kadıköy ilçesinde yer alan bir çeşmedir. Hasan Rıza Paşa tarafından 1845 ya da 1846 yılında yaptırıldı. 1970'lerden itibaren tahrip edilmeye başlayan çeşme, işlevini de yitirdi. 2014'te tamamlanan restorasyonla birlikte tekrar faaliyete geçti. Küfeki taşı ile tuğla hatıllı duvarlarla, yığma tekniğiyle Klasik Osmanlı mimarisine uygun olarak inşa edilen dikdörtgen planlı çeşmenin ön cephesinin her iki yanında birer pilaster yer alır. Yapının ortasındaki basık kemerli bir niş içerisinde yer alan musluğun düz ayna taşı, çeşmenin teknesi ve pilaster başlıklarının üzerinden geçen silme ile çeşmenin düz kornişi arasında konumlanan mermer kitâbenin üzerine kabartma motifler işlenmiştir. Ayna taşının yukarısında yer alan inşasına dair dört satırlık kitâbesi, kabartma tekniğiyle işlenmiştir. Yapının ön cephesinde bir alınlık, arka kısımda bir su terazisi bulunur. (Devamı...)


Sinema Sanatları ve Bilimleri Akademisinin, ilki 1938'de olmak üzere, bir yıl içinde oyunculuk kategorilerinde iki farklı Akademi Ödülü'ne aday gösterdiği oyuncular olmuştur. Aday olmak için iki ayrı kategoride de Akademi'den yeterli oy almak dışında, oyuncular için bir kısıtlama yoktur. Erkek oyuncular aynı yıl içinde hem En İyi Erkek Oyuncu Akademi Ödülü ve hem En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Akademi Ödülü'ne veya kadın oyuncular hem En İyi Kadın Oyuncu Akademi Ödülü ve hem En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Akademi Ödülü'ne aday olabilir. Birden fazla adaylıkla ilgili sadece iki kural vardır. Bir aktör veya aktris aynı kategoride farklı performanslar için bile olsa birden fazla adaylık alamaz (bir başrol ve bir yardımcı rol için aday olabilirler, iki başrol ve iki yardımcı rol için aday olamazlar). Bir diğer kural ise aynı performans için birden fazla adaylık elde edilememesidir. Bu kural, 1944'te Barry Fitzgerald'ın Yolumda Giderken performansıyla hem En İyi Erkek Oyuncu hem En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu adaylığı kazanmasından sonra getirilmişti. (Devamı...)


Acemi Ocağı ya da Acemi Oğlanlar Ocağı, Osmanlı İmparatorluğu'nda Enderûn için öğrencileri ve başta piyade kısmı olmak üzere Kapıkulu'nun ihtiyaç duyduğu askerleri yetiştirmek için kurulan ocaktır. Padişah I. Murad saltanatında Hayreddin Paşa ile Molla Rüstem'in girişimleriyle Gelibolu'da kurulan Acemi Ocağı'na ilk asker alımı, "pençik" adı verilen yöntemle savaşlarda elde edilen her beş erkek esirden birinin satın alınmasıyla gerçekleşti. Bu yöntem yerini zamanla devşirme sistemine bıraktı. Bu sisteme göre 3 ila 5 senede bir Osmanlı topraklarında yaşayan Hristiyanlardan 8 ila 20 yaş arasındaki çocuklar devşirilmeye başlandı. Devşirilenler İstanbul'a getirilip Müslüman yapılır ve sünnet edilirdi. Bir kısmı Bostancı Ocağı ve Enderûn için ayrıldıktan sonra kalanlar 3 ila 5 yıl süreyle Türk ve İslam kaidelerini öğrenmeleri amacıyla Türk ailelerin yanına verilirdi. Buradaki görev sürelerini tamamlayanlar ulufe defterine kaydedilerek acemi oğlanı olmaya hak kazanırdı. (Devamı...)


Panayia Kilisesi, Panaya Kilisesi, Panagia Kilisesi ya da Koimesis Theotokou Kilisesi; Türkiye'nin Balıkesir ilindeki Ayvalık'a bağlı Cunda'da, harabe hâlindeki bulunan eski bir Rum Ortodoks kilisedir. Meryem'in ölümüne atfedilen ve o dönem adada var olan Moshonisi adlı kasabanın katedral kilisesi konumundaki yapının inşa tarihi bilinmemekle birlikte, bilinen en eski bahsi 1793 yılına aittir. 1821'de patlak veren Yunan İsyanı sırasında hasar görmesinin ardından, 1834 civarına kadar süren çalışmalar sonrasında tekrar inşa edildi. 1865'te, kasabadaki diğer kiliselerle birlikte Panayia Kilisesi'ne de bir çan kulesi eklendi. Taksiyarhis Kilisesi'nin inşasının 1873'te tamamlanmasıyla birlikte bu kilise kasabanın katedrali hâline geldi. Zaman içerisinde harabeye dönüşerek kullanılmayacak hâle geldiği gerekçesiyle, 1834 civarında tamamlanan yapıya benzer bir şekilde yeniden inşa edilmesine yönelik 1882'de yapılan talep üzerine, 1883'te tamamlanan çalışmalar sonucunda aynı arsa üzerinde yeniden inşa edildi. (Devamı...)


İstanbul Anadolu Adalet Sarayı, Kartal ilçesinin Esentepe Mahallesi'nde bulunan bir adliyedir. Yargı çevresi İstanbul'un Anadolu Yakasındaki ilçelerle sınırlıdır. Adliyenin açılmasıyla birlikte, İstanbul'un Anadolu Yakası'ndaki ilçe adliyeleri kapatılarak bu binaya taşınmıştır. Üzerinde bulunduğu arazi, 2003 yılında Adalet Bakanlığına devredildi. Yapılan yarışmada, mimar Haldun Erdoğan'ın projesi birinci oldu. İnşaatı 2006 yılında başladı. 2013 yılı başında tamamlanarak 5 Şubat 2013'te geçici kabul yapıldı ve hizmete açıldı. Toplam maliyeti yaklaşık 350.000.000 ₺ olan ve 360.000 m2 alana yayılan adliye, bu yönüyle dünyanın en büyük adliyesidir. D 100 karayolu üzerinde bulunmakta, metro ve otobüs/minibüs ile ulaşılabilmektedir. Adliye çeşitli tartışmaların odağında yer aldı. İnşaatı, güvenlik tedbirlerinin alınmamış olması nedeniyle bir süre mühürlendi, ilerleyen aylarda bir işçi kaza geçirdi ve inşaatın çatısında yangın çıktı. (Devamı...)


Simpsonlar (İngilizce: The Simpsons), Matt Groening tarafından Fox Broadcasting Company için yapılan animasyon televizyon durum komedisidir. Dizi, Homer, Marge, Bart, Lisa ve Maggie'den oluşan orta sınıf bir Amerikan ailesinin satirik bir parodisidir. Şov, Springfield adlı kurgusal bir şehirde geçmekte ve Amerikan kültürünü, toplumunu, televizyonunu ve farklı insanlık hâllerini hicvetmektedir. Aile, Groening tarafından yapımcı James L. Brooks ile önce bir dakikalık kısa animasyon serisi olarak tasarlandı. Groening, disfonksiyonel bir aile oluşturdu ve ailedeki karakterlere kendi ailesindeki üyelerin adını verirken kendi adının yerine ise Bart adını kullandı. Kısa gösteriler, 19 Nisan 1987'de The Tracey Ullman Show'un bir parçası oldu. Üç sezon yayımlandıktan sonra skeç yarım saatlik prime time şovu olarak geliştirildi ve bir sezonda (1989-1990) en çok reyting alan 30 yapım arasına giren ilk Fox dizisi olarak kanalın ilk hitlerinden oldu. Uzun metrajlı film olan Simpsonlar: Sinema Filmi, Temmuz 2007 tarihinde dünya genelinde sinemalarda gösterildi ve dünya çapında 527 milyon dolarlık hasılat elde etti. (Devamı...)


Aşk (İngilizce özgün adıyla Her), yönetmenliğini ve senaristliğini Spike Jonze'un üstlendiği, romantik dram ve bilimkurgu türlerindeki 2013 çıkışlı Amerikan filmidir. Başlıca rollerinde Joaquin Phoenix, Amy Adams, Rooney Mara, Olivia Wilde ve Scarlett Johansson'ın yer aldığı film; Phoenix'in canlandırdığı Theodore Twombly'nin, Johansson'ın seslendirdiği Samantha adlı, yapay zekâya sahip bir işletim sistemine aşık olması ve ikili arasındaki ilişkiyi konu alır. Filmin kendisi ile yönetimi, senaryosu, başrol oyuncuları, görüntü yönetimi, kurgusu, müziği ve yapım tasarımı gibi çeşitli yönlerden takdir topladı. 86. Akademi Ödülleri'nde En İyi Özgün Senaryo ödülünü kazanırken En İyi Film, En İyi Özgün Müzik, En İyi Özgün Şarkı ve En İyi Yapım Tasarımı kategorilerinde adaylık elde etti. (Devamı...)


Ebu Musab ez-Zerkavi (30 Ekim 1966, Zerka - 7 Haziran 2006, Hibhib) ya da gerçek adıyla Ahmed Fadıl en-Nazal el-Haleyle, çeşitli İslamcı ve cihatçı silahlı örgütlerin üyeliğini, kuruculuğunu ve liderliğini yapmış Ürdünlüdür. Çeşitli devletler ve uluslararası kuruluşlar tarafından terör örgütü olarak tanımlanan, Tevhit ve Cihat Cemaati ile el-Kaide'ye bağlı ardıl örgütleri Irak el-Kaidesi ve Mücahit Şura Meclisinin kurucu lideri olarak Irak Savaşı'ndaki direnişçi unsurlardan biri olarak faaliyetlerde bulunmuştur. 1980'lerin sonunda İslamcı görüşlerden etkilenmeye başlayan ez-Zerkavi, Sovyet güçlerine karşı verilen mücadeleye katılma amacıyla 1989'da Pakistan'a gitti, buradan Afganistan'a geçti. Burada önce gazeteci, ilerleyen dönemde ise savaşçı olarak görev yaptı. 1993 yılı başlarında buradan ayrılarak doğduğu şehre döndü. Aynı yıl, Afganistan'da tanıştığı ve görüşlerinden etkilendiği Ebu Muhammed el-Makdisi ile birlikte, "kâfir" olarak gördükleri Ürdün hükûmeti ile İsrail'e karşı faaliyetlerde bulunma amacı güden Bey'at el-İmam olarak adlandırılan yapılanmayı kurdu. (Devamı...)


Galata Kulesi ya da müze olarak kullanılmaya başlaması sonrasındaki adıyla Galata Kulesi Müzesi, Türkiye'nin İstanbul şehrinin Beyoğlu ilçesinde bulunan bir kuledir. Adını, bulunduğu Galata semtinden alır. Galata Surları dahilinde bir gözetleme kulesi olarak inşa edilen kule günümüzde, bir sergi alanı ve müze olarak kullanılır. Hem Beyoğlu'nun hem de İstanbul'un sembol yapılarından biridir. Bizans İmparatorluğu ile ittifak hâlinde olan Cenevizliler 1267'de, Haliç'in kuzeyinde bulunan Galata'da "Pera" adlı bir koloni kurmuş, bu koloninin hâkimiyet alanını da zaman içinde Bizans tarafından verilen izinlerle genişletmişti. Tepesindeki haçtan ötürü o dönem "Kutsal Haç Kulesi" (Turris Sancte Crucis) olarak adlandırılan kule de, bu izinlere aykırı bir şekilde kuzeydoğu yönündeki tepeye doğru hâkimiyet alanı artırılarak 1335-1349 yılları arasında bölgede yapılan tahkimatların bir parçası olarak inşa edildi. İki devlet arasında o yıl patlak veren savaş, ertesi yıl imzalanan antlaşmayla sona ererken kulenin bulunduğu tepe Ceneviz kontrolüne bırakıldı. (Devamı...)


Hoşyar Kadın Çeşmesi ya da Huşyar Kadın Çeşmesi, Türkiye'nin İstanbul ilinin Beyoğlu ilçesinde yer alan bir çeşmedir. Osmanlı Padişahı II. Mahmud'un eşi Hoşyar Kadın tarafından, kitâbesine göre "ölen kızı Mihrimah Sultan'ın ruhu için" 1840 ya da 1841 yılında yaptırıldı. Zaman içerisinde çeşmenin teknesi, yol hizasının altında kaldı. Günümüzde mülkiyeti Vakıflar Genel Müdürlüğünde olan ve suyu akmayan çeşmenin bir bölümü yıkık hâldedir. Kesme taştan inşa edilmiş dikdörtgen planlı kâgir bir yapı olan çeşmenin ön yüzü mermer kaplıdır. Arka kısmında, moloz taş ile tuğladan yapılmış tonozlu deposu bulunur. Dikdörtgen şeklinde ve üzerinde birtakım kabartma süslemelerin olduğu ayna taşının yer aldığı dikdörtgen nişin her iki yanında birer pilaster vardır. Alttan ve üsten birer silme, her iki yanından ise dörder oyuğa sahip birer pilasterle sınırlanan alınlıkta, beş satır ve iki sütun hâlinde çeşmenin kitâbesi yazılıdır. (Devamı...)


Astatin; simgesi At, atom numarası 85 olan radyoaktif bir elementtir. Yalnızca bazı ağır elementlerin bozunma ürünü olarak meydana gelir ve Dünya'nın yerkabuğunda doğal yollarla oluşan elementlerin en nadir olanıdır. En kararlı izotopu, 8,1 saatlik yarı ömre sahip astatin-210'dur. Kendi radyoaktivitesinin ürettiği ısı ile anında buharlaşmasından ötürü elementin saf bir örneği elde edilememiştir. 85 atom numaralı elemente dair ortaya atılan ilk görüş, 1922 yılında böyle bir elementin varlığının tespit edilemediği ve var olmadığı yönündeydi. İlki 1931'de olmak üzere keşfine dair çeşitli iddialar ortaya atılsa da bunlar ya kabul görmedi ya da teyit edilmedi. 1940 yılında Dale R. Corson, Kenneth MacKenzie ve Emilio Segrè'nin Berkeley'deki Kaliforniya Üniversitesindeki çalışmaları sırasında doğrulanan ilk sentezi gerçekleştirilen element, Yunancada "kararsız" anlamına gelen ἄστατος (astatos) kelimesinden türetilen "astatin" şeklinde adlandırıldı. (Devamı...)


Samantha Smith (29 Haziran 1972, Houlton - 25 Ağustos 1985, Auburn), Amerika Birleşik Devletleri-Sovyetler Birliği ilişkilerinin gelişmesinde rol oynayan Amerikalı öğrenci, barış aktivisti, iyi niyet elçisi ve oyuncudur. İki ülke arasındaki Soğuk Savaş devam ederken Kasım 1982'de yeni göreve başlayan Sovyetler Birliği Komünist Partisi genel sekreteri Yuri Andropov'a mektup gönderdi. Andropov'un mektuba yanıt vererek kendisini Sovyetler Birliği'ne davet etmesi sonucu ailesiyle birlikte 7-22 Temmuz 1983 tarihleri arasında ülkeyi ziyaret etti. Yolculuğu kapsamında Moskova'yı, Leningrad'ı ve Gurzuf'daki Artek Pioner kampını gezdi. Smith, her iki ülkede iyi niyet elçisi olarak tanındı. "Amerika'nın En Genç Büyükelçisi" sıfatıyla ve daha sonra gittiği Japonya'da barış çalışmaları yapan bir aktivist olma yönüyle medyanın ilgisiyle karşılaştı. Sovyetler Birliği ziyareti sırasında şahit olduklarını Journey to the Soviet Union adlı kitabında anlattı. (Devamı...)


Öter ardıç kuşu, ya da çil bakal (Turdus philomelos), karatavukgiller (Turdidae) familyasından, Avrasya'nın tamamına yakın bir alanda yaşayan, ötücü bir kuş türüdür. Üst tüyleri kahverengi, alt tüyleri ise kara benekli krem ya da ten rengidir ve üç alt türü tanınır. Tekrar eden şarkıya benzer kendine özgü şakımalarıyla bilinir. Ormanlarda, bahçe ve parklarda ürerler ve kısmen göçmendirler. Önemli bir popülasyonu kışları Avrupa'nın güneyinde, Kuzey Afrika'da ve Orta Doğu'da geçirirler. Aynı zamanda Yeni Zelanda ve Avustralya'ya da tür olarak yerleştirilmiştir. Dünya popülasyonu tehdit altında değilse de Avrupa'nın bazı bölümlerinde tarım uygulamalarının değişmesi nedeniyle ciddi derecede popülasyon düşüşü olmuştur. Öter ardıç kuşu çalılık ya da ağaçlara, duvarları çamurla kaplı kase şeklinde yuva yapar ve dört ila beş adet koyu benekli mavi yumurta yumurtlar. Hepçildirler ve örs gibi kullandıkları bir taşın üzerinde salyangozların kabuklarını kırarlar. (Devamı...)


Türk Hava Yolları'nın 6491 sefer sayılı uçuşu, Türk Hava Yolları adına ACT Airlines tarafından işletilen ve 16 Ocak 2017 günü Hong Kong'dan İstanbul'a gitmesi planlanan bir kargo uçağının Kırgızistan'daki duraklama noktasına inmeye çalışırken yerleşim bölgesine düşmesiyle sonuçlanan uluslararası bir kargo uçuşudur. Uçağın 4 kişilik mürettebatı ve havalimanının yaklaşık 2 kilometre (1,2 mi) batısındaki Daça-Su yerleşim yerinde bulunan 17'si çocuk 35 yerel sakin olmak üzere toplam 39 kişi kaza sonucunda öldü, 36 yerel sakin de çeşitli şiddetli yaralanmalar geçirdi. Resmî açıklamalara göre uçağın kargo bölmesinde 85.618 kilogram tüketim malı vardı. İnişe geçen uçak, Manas Uluslararası Havalimanı'ndaki 26 numaralı pistin tüm uzunluğu boyunca uçtu ve pistin son ucunun 900 metre ötesinde yere değdi. Kazanın ardından 17 Ocak 2017 Salı günü Kırgızistan'da 1 günlük ulusal yas ilan edildi. (Devamı...)


Yerküre tarihi, yerkürenin oluşumundan günümüze kadar olan süreci ele alır ve tarihin coğrafi, biyolojik ve jeolojik unsurlarını kapsar. Yerküre tarihinin incelenmesi, birçok disiplinin bir araya gelmesini gerektirir. Bu disiplinler arasında jeoloji, biyoloji, paleontoloji, kimya, fizik ve astronomi gibi alanlar yer alır. Doğa bilimlerinin neredeyse bütün dalları, sürekli jeolojik değişim ve evrimle dolu yerküre geçmişindeki ana olayların anlaşılmasına katkıda bulunmuştur. Uluslararası Stratigrafi Komisyonu tarafından tanımı yapılmış olan jeolojik zaman cetveli, yerkürenin oluşumundan günümüze kadar olan geniş zaman dilimlerini gösterir. Jeolojik zaman cetvelinin tüm bölümleri, yerküre tarihindeki olayların kaydı niteliğindedir. Cetveldeki ilk üst zaman olan Hadeen, yaşama dair doğrulanabilir bir kayıttan (yani fosillerden) önce gelen zaman dilimine verilen isimdir; yerkürenin oluşumuyla başladı ve 4 milyar yıl önce sona erdi. Hadeen'de yerkürenin oluşumu gerçekleşti ve yerkürenin yüzeyi yüksek sıcaklıklar ve yanardağ faaliyetleriyle şekillendi. (Devamı...)


Pakistan'ın Abbottabad şehrindeki bir komplekste kaldığı tespit edilen el-Kaide lideri Usame bin Ladin'in ölümü, 2 Mayıs 2011 günü yerel saatle 1.00'den sonra, Merkezî İstihbarat Teşkilatı (CIA) tarafından gizli olarak yürütülen ve Amerika Birleşik Devletleri Deniz Özel Harp Geliştirme Grubuna (DEVGRU) bağlı SEAL özel güçleri ile 160. Özel Harekât Havacılık Alayı (Hava İndirme) birimleri tarafından düzenlenen Neptün Mızrağı kod adını taşıyan harekât kapsamında gerçekleşti. Afganistan'dan kalkan iki hayalet helikopterin taşıdığı 23 harekâtçının gerçekleştirdiği baskında Usame bin Ladin'in oğlu Halid bin Ladin, bin Ladin'in kuryesi Ebu Ahmed el-Kuveyti, el-Kuveyti'nin erkek kardeşi Ebrar ve Ebrar'ın karısı Büşra da öldürüldü. Görevlerini tamamladıktan sonra helikopterlerle bölgeyi terk eden harekâtçıların, yanlarına aldıkları bin Ladin'in cesedini 24 saat içerisinde Umman Denizi'ne bıraktıkları açıklandı. (Devamı...)


Ağaç serçesi (Passer montanus), serçegiller (Passeridae) familyasından Avrasya ve Güneydoğu Asya'nın ılıman çoğu bölgesinde üreyen bir serçe türüdür. Orman serçesi ya da dağ serçesi de denir. Doğal olarak bulunduğu bölgenin dışında bulunan bazı bölgelere de sokulmuş bir kuş türüdür. Birbirine benzeyen erkek ve dişinin tepesi ve ensesi kızıl kahverengi, göğsündeki siyah leke küçüktür. Ayrıca beyaz yanaklarında da birer siyah benek bulunur. Alt türleri arasında farklılık çok azdır. Ağaç serçesi düzensiz yuvasını doğal bir ağaç kovuğuna, binalardaki deliklere ya da Avrupa saksağanı ile leyleklerin büyük yuvalarına yapar. Tek seferde beş ila altı yumurta yumurtlar ve yavru kuşlar iki haftada yumurtadan çıkar. Bu serçe türü asıl olarak tohumlarla beslenir ancak özellikle üreme dönemlerinde omurgasızlarla da beslendiği görülür. Diğer küçük kuş türlerinde olduğu gibi parazit kaynaklı enfeksiyonlar, hastalıklar ve gündüz ve gece yırtıcıları tarafından avlanma nedenleriyle ölmekte olan ağaç serçelerinin yaşam süresi üç yıl civarındadır. (Devamı...)


Henry Moore (30 Temmuz 1898 – 31 Ağustos 1986), İngiliz heykeltıraştır. Taş ve tunçtan yaptığı soyut ama organik biçimli yapıtlarıyla, 20. yüzyılın önde gelen sanatçılarından biri olmuştur. Dünya üzerinde çeşitli yerlerde kamuya açık olarak sergilenen soyut anıtsal bronz heykelleri bulunmaktadır. Kullandığı şekiller genellikle insan figürünün soyutlamasıdır ve çalışmalarında özellikle anne ile çocuk ve yaslanmış figürler kullanmıştır. Moore'un eserleri -1950'lerde aileleri resmeden heykeller yaptığı dönem hariç- sıklıkla kadın vücudunu işler. Şekilleri deliklidir ya da boş hacimler içerir. Birçok yorumcu yaslanmış figürlerinin dalgalı şekillerini doğum yeri olan Yorkshire'ın tepelerine benzetir. Büyük ölçekli soyut dökme bronz ve mermer heykelleri ile tanınmış ve bir ölçüde modernizmin belli bir biçiminin Birleşik Krallık'a girmesinde öncülük etmiştir. Yaşamının sonlarına doğru büyük ölçekli siparişleri tamamlaması sayesinde oldukça zengin olmuştur. (Devamı...)


Ahır Köşkü, Hasahır, Has Ahır ya da Istabl-ı Âmire; İstanbul'un Üsküdar ilçesindeki Beylerbeyi Sarayı kompleksinde yer alan ahırdır. 1864'te inşası tamamlanan Beylerbeyi Sarayı ile birlikte inşa edildiği düşünülen yapı, padişahın bir ahırı ve buradan sorumlu imrahorun konakladığı yer olarak kullanılıyordu. Cumhuriyetin ilanının ardından çıkan kanunla, 1924'te millîleştirildi ve yönetimi Türkiye Büyük Millet Meclisine bırakıldı. Ertesi yıl, sarayın bir parçası olarak Millî Saraylar Müdürlüğüne bağlandı. Köşkün arka tarafında yer alan ahır mutfağı ile samanlık 1950'lerde, Millî Saraylar Müdürlüğüne bağlı Muhafız Bölüğü askerî personeli tarafından kullanılacak bir yatakhaneye dönüştürüldü. 1964 yılında sarayla birlikte ziyarete açılsa da 1971 yılında kapatıldı. 1981'de sarayın ana binası ziyarete açılırken Ahır Köşkü kapalıydı. 1985'te saray bir müze hâline getirildi ve Ahır Köşkü ile birlikte 5 Temmuz 1985'te ziyarete açıldı. Farklı dönemlerde çeşitli onarımlardan geçen yapının en kapsamlı restorasyonu 2010-2018 yılları arasında gerçekleştirildi. (Devamı...)


Jüpiter truvalısı, Truvalı asteroitler veya Truvalılar, Jüpiter'in Güneş etrafındaki yörüngesini takip ederek hareket eden büyük bir asteroit grubudur. Her bir truva asteroidi, Jüpiter'e göre gezegenin 60° önündeki L4 veya 60° ardındaki L5 olarak adlandırılan sabit Lagrange noktalarında ve kendi yörüngelerinde salınmaktadır. Cisimler, ortalama yarı büyük ekseni yaklaşık 5,2 Astronomik birim (AU) olan bu Lagrange noktalarının etrafındaki iki adet uzun ve kavisli bölgeye dağılmış durumda bulunur. Ortak olarak her biri Yunan mitolojisinde anlatılan Truva Savaşı'ndaki karakterlerden esinlenerek adlandırılmıştır. İlk keşfedilen Jüpiter truvalısı olan 588 Achilles, 1906 yılında Alman astronom Max Wolf tarafından tespit edilmiştir. Bu keşiften itibaren Ekim 2023'e kadar 13 bine yakın truva asteroidi bulunmuştur. Çapı 1 km'den büyük olan Jüpiter truvalılarının toplam sayısının yaklaşık 1 milyon kadar olduğu düşünülmektedir. Bu sayı asteroit kuşağındaki aynı boyuta sahip cisimlerin toplam sayısıyla neredeyse aynıdır. Asteroit kuşağında yer alan asteroitlerde olduğu gibi Jüpiter truvalılarının da asteroit aileleri bulunmaktadır. (Devamı...)


Hastings Muharebesi, 14 Ekim 1066'da Normandiya Dükü William önderliğindeki Norman-Fransız ordusuyla İngiltere'nin Anglosakson Kralı Harold Godwinson önderliğindeki İngiliz ordusu arasında gerçekleşen ve İngiltere'nin Normanlar tarafından fethini başlatan muharebedir. Hastings'in yaklaşık 11 km kuzeybatısında, günümüzde Doğu Sussex'teki Battle kasabasının yakınında gerçekleşen muharebe, Norman zaferiyle sonuçlandı. Savaşın arka planında, Kral Edward'ın Ocak 1066'da arkasında bir varis bırakmadan ölümünün ardından tahtta hak iddia edenler arasında bir veraset mücadelesinin başlaması vardır. Edward'ın ölümünden sonra kral ilan edilen Harold, kardeşi Tostig, I. William ve Norveç Kralı III. Harald'ın istilaları ile karşı karşıya kaldı. Hardrada ve Tostig, 20 Eylül 1066'da Fulford Muharebesi'nde aceleyle toplanmış İngiliz ordusunu yenseler de beş gün sonra gerçekleşen Stamford Köprüsü Muharebesi'nde Harold'a mağlup oldular. (Devamı...)


İshak Ağa Çeşmesi, Onçeşmeler, On Çeşmeler, Beykoz Çeşmesi, Behruz Ağa Çeşmesi ya da I. Mahmud Çeşmesi; İstanbul'un Beykoz ilçesindeki bir çeşmedir. I. Süleyman'ın has odabaşı olarak görev yapan Behruz Ağa (ö. 1562/1563) tarafından, daha önceleri bir Bizans çeşmesinin bulunduğu alana yaptırıldı. Zamanla harap hâle gelen ve suyu akmayan çeşme, Temmuz 1746'da başlayan ve 1746 ya da 1747 yılında tamamlanan çalışmalar sonucunda İstanbul Gümrük Emini İshak Ağa tarafından yenilendi. İnşa edildiği dönemde bir mesire alanında yer alırken bölgede yapılaşmanın artmasıyla şehir dokusu içinde kaldı. 1948 öncesinde üç; 1948-1950, 1986, 2005-2006 ve 2016-2017 yıllarında ise birer kez onarımdan geçti. Yapılan değişikliklerle kemerleri, üst örtüsü ve yan cephelerinde değişiklikler meydana gelirken kalemişi süslemeler eklendi. 1972'den beri korunması gereken tarihî eser statüsünde olan çeşme, Vakıflar Genel Müdürlüğü mülkiyetinde olup günümüzde işlevseldir. (Devamı...)


Makaroni pengueni, penguengiller familyasından Güney Amerika, Güney Afrika ve Antarktika Yarımadası arasında kalan bölgede yaşayan bir penguen türüdür. Sorguçlu penguenler olarak adlandırılan penguen cinsinin altı türünden birisidir. Kraliyet pengueni ile akrabalığı vardır ve bazı kesimler bu ikisini tek tür olarak ele alırlar. Sarı bir sorgucu olup yüzü ile üst kısmı siyahtır ve beyaz olan alt kısımdan keskin bir şekilde ayrılır. Yetişkinler ortalama 5,5 kg ağırlığında ve 70 cm uzunluğundadır. Erkek bireyleri, dişi bireylerinden daha büyük boyuttadır ve gagaları daha uzundur. Makaroni penguenleri göçmendir, istisnai durumlarda yuvalama mevsimi dışında karada görülürler. Yaşam süreleri 8 ila 15 yıl arasında değişir. Makaroni pengueni çeşitli kabuklularla, küçük balıklarla ve kafadanbacaklılarla beslenmektedir. Herhangi bir Makaroni pengueni bireyi, yıllık olarak herhangi bir deniz kuşundan daha çok deniz canlısı tüketir. Bu penguenler yılda bir kez tüy dökerler, bu dönemde tekrar denize dönmeden önce yaklaşık dört hafta kadar kıyıda zaman geçirirler. (Devamı...)


"Esmé İçin - Sevgi ve Yoksunlukla", Amerikalı yazar J. D. Salinger'ın en çok bilinen öykülerinden biridir. İlk kez The New Yorker dergisinin 8 Nisan 1950'de çıkan sayısında yayımlanan hikâyede; II. Dünya Savaşı'nda Avrupa'da savaşan Amerikalı Başçavuş X'in bu savaş yüzünden yaşadığı ruhsal denge bozukluğundan, Esmé ve Charles isimli iki İngiliz kardeşin kendisine gösterdiği çocukça sevgi sayesinde kurtulması ve iç huzuruna kavuşması anlatılır. Amerika Birleşik Devletleri'nin II. Dünya Savaşı sonrası en popüler kurgu yazarlarından biri olan Salinger'ın birçok eserinin teması "Esmé İçin" ile benzerdir: "Bir insan sevgisiz yaşayamaz." Salinger, Amerikan ordusunda görev aldığı ve Normandiya Çıkarması'na katıldığı için öykü ilk kez yayımlandığında otobiyografik olduğu iddiaları öne sürüldü. Yazar, hikâyeyi savaşta yaşadığı kötü tecrübeler sonucu yazdığı iddialarını kesinlikle reddetti. İki bölümden oluşan öykünün ilk kısmında anlatıcının on üç yaşlarında bir kız çocuğu olan Esmé ve erkek kardeşi Charles ile tanışması anlatılır. (Devamı...)


"Just Like Heaven", Britanyalı alternatif rock grubu The Cure'un bir şarkısıdır. Grup, şarkının sözlerinin büyük bölümünü 1987'de güney Fransa'da yaptığı albüm kayıtları sırasında gerçekleştirdi. Şarkının yazarlarından ve grubun solisti Robert Smith, daha sonraları evleneceği Mary Poole ile gittiği sahilden ilham alarak şarkıyı yazmaya başladı. Tamamen bitirilmeden önce enstrümantal bir versiyonu Fransız televizyon programı Les Enfants du Rock'ın tema müziği oldu. Robert Smith'in küçük gezisinden ilham alınarak çekilen "Just Like Heaven" video klibiyle birlikte bu şarkı, The Cure'un 1987 yılında çıkan Kiss Me, Kiss Me, Kiss Me albümünün üçüncü teklisi oldu. İlk defa bir The Cure parçası ABD'de çok popüler olarak Billboard listesinde 40. sıraya kadar yükseldi. Eleştirmenler tarafından övüldü ve Dinosaur Jr., Katie Melua gibi isimler tarafından yeniden yorumlandı. Robert Smith'e göre "Just Like Heaven", grubun şimdiye dek çıkardığı en güçlü parçalardan biri oldu. (Devamı...)


İshak Ağa Çeşmesi, Terazibaşı Çeşmesi ya da Terazi Çeşmesi; İstanbul'un Beykoz ilçesindeki bir çeşmedir. Eski İstanbul Gümrük Emini İshak Ağa tarafından 1749 ya da 1750 yılında yaptırıldı. Önceleri dört cephesinde de birer lüle ve tekne varken, ilerleyen dönemde iki cephesindeki lüleleri kapatıldı ve bu cephelerdeki tekneleri dolduruldu. 1970'te yapılan kanalizasyon çalışmaları esnasında çeşmenin suyu kesilse de 1972'de kitâbesinin olduğu cephesinin toprak seviyesinin altına indirilmesiyle tekrar işlevsel hâle geldi. Bu çalışmanın ardından çeşmeye, yapılan bir merdivenden inilerek ulaşılmaya başlanmıştı. 2005'teki restorasyonla bu kot farkı giderilerek çevre düzenlemesi ile bu cephedeki teknesi yapıldı. 2014'te ön cephesindeki lülenin bir muslukla değiştirildiği çeşme, günümüzde işlevseldir. İshak Ağa Çeşmesi, Ortaçeşme Mahallesi'ndeki Beykoz Çayırı'nda konumlanan bir sütun çeşmesi niteliğindedir. Kare prizma şeklindeki mermer bir sütundan meydana gelir. Çeşmenin haznesi olan bu kısım, kademeli bir mermer saçakla sonlanır. Beşik çatı biçimli üst kısmının tepesi volütlerle süslüdür. (Devamı...)


SMS Blücher, Alman İmparatorluk Donanmasının son imal edilen zırhlı kruvazörüdür. Alman istihbaratınca, hatalı olarak İngiliz Invincible sınıfı kruvazörlerine ait olduğu zannedilen özelliklere göre tasarlanan Blücher, önceki zırhlı kruvazörlere göre daha büyük olup daha fazla ağır silah taşısa da büyüklük ve silah bakımından Birleşik Krallık ile Alman donanmalarında zırhlı kruvazörler yerine getirilen muharebe kruvazörleriyle rekabet edebilecek konumda değildi. Gemi, ismini 1815 yılındaki Waterloo Muharebesi'nde Prusya kuvvetlerine komuta eden Generalfeldmarschall Gebhard Leberecht von Blücher'den almıştı. Blücher, 1907 ile 1909 yılları arasında Kiel'deki Kaiserliche Werft Kiel tersanesinde inşa edildi ve ilk görevine 1 Ekim 1909 tarihinde başladı. I. Dünya Savaşı'nın ilk zamanları da dâhil olmak üzere görev süresinin çoğunu I. Keşif Grubu'na bağlı olarak geçiren Blücher, 1914 yılında Scarborough, Hartlepool ve Whitby ile Yarmouth Baskını'nda yer aldı. (Devamı...)


İshak Ağa Çeşmesi ya da Palamar Çeşmesi, İstanbul'un Beykoz ilçesindeki bir çeşmedir. İstanbul Gümrük Emini İshak Ağa tarafından 1752 ya da 1753 yılında yaptırıldı. İnşa edildiği dönemde Beykoz Çayırı içinde yer alsa da, bölgedeki yapılaşmanın artmasıyla kent dokusu içinde kaldı. 1972 sonrasında özgün teknesinin şekli değiştirilen çeşme, günümüzde işlevseldir. İshak Ağa Çeşmesi, Ortaçeşme Mahallesi'nde konumlanan ve kare prizma şeklindeki mermer bir sütundan meydana gelen bir sütun çeşmedir. Çeşmenin haznesi olan bu sütunun üstü, kare tabanlı bir piramit şeklindedir. Gövdenin güneydoğuya bakan cephesinde lülesi, lülesinin yukarısında üç satırlık yapım kitâbesi ve mermer teknesi yer alır. Dikdörtgen bir silme içine, yüzeysel çizgilerle mihrap biçiminin verildiği aldığı kuzeybatı cephesi, bir namazgâh olarak düzenlenmiştir. Mihrabın yukarısında bir çiçek dalı kabartması bulunur. İstanbul Gümrük Emini İshak Ağa tarafından, kendisinin görevinden azledilişinden sonra aynı göreve ikinci kez getirildiği 1752 ya da 1753 yılında yaptırıldı. (Devamı...)


Deli Mike ya da Deli Mayk, Türk Hava Yolları'nın TC-JDM sivil tescilli, beklenmedik birtakım teknik sorular yaşayan Airbus A340-300 uçağıdır. 1996 yılında Türk Hava Yolları'nın McDonnell Douglas DC-10'larının yerine geçmek üzere filoya katılmış ve Türkiye çıkışlı uzun mesafe uçuşlarda kullanıldı. İniş takımlarının toplanmaması ve ışıkların farklı bir şekilde yanması gibi tuhaf teknik arızaları sıklıkla yaşaması nedeniyle uçağa Uluslararası Sivil Havacılık Örgütünün yazım alfabesine ilişkin bir kelime oyunu olan Deli Mike takma adı verildi. Uçak, hizmetinin son yıllarında hem uzun mesafeli hem de kısa mesafeli uçuşlar gerçekleştirdi. 2016'da, yalnızca ekonomi sınıfı koltuklara sahip olacak şekilde yeniden düzenlenerek Hac yolcularını taşımak için kullanıldı. 2019 başında Türk Hava Yolları filosundan çıkarıldı. Aynı yıl Johannesburg'daki O. R. Tambo Uluslararası Havalimanı'na uçurulduktan sonra 2-AVRA adıyla yeniden tescillendi. Neredeyse 4 yıl boyunca burada depolanan uçak, Aralık 2022'de Mehrabad Havalimanı'na uçuruldu. (Devamı...)


SM UB-14, Alman UB I tipi bir denizaltıdır. Almanların u-bot adını verdikleri bu denizaltılar, Alman İmparatorluğu Deniz Kuvvetleri olan Kaiserliche Marine'de I. Dünya Savaşı boyunca hizmet vermişlerdi. Bir dönem Avusturya-Macaristan İmparatorluğu Donanması'nda da görev yapan denizaltının bu dönemdeki adı SM U-26 idi. UB-14 1914 yılının Ekim ayında, Bremen'deki AG Weser tersanesinden satın alındı ve aynı yılın Kasım ayında denize indirildi. 28 metre uzunlukta olup su altı ve su üstündeki deplasmanları sırasıyla 127 ve 141 tondu. Silah olarak pruvasında ikişer adet 450 mm'lik torpido tüpü ve torpido vardı. Ayrıca güvertede bir adet 8 mm'lik makineli tüfek bulunmaktaydı. UB-14 parçalara ayrılarak trene yüklenmiş ve Avusturya'nın Pula Limanı'na getirilerek burada yeniden monte edilmişti. Burada denize indirildi ve 1915 yılı Mart ayında UB-14 olarak Alman İmparatorluğu Deniz Kuvvetleri'nde (Kaiserliche Marine), Üsteğmen Heino von Heimburg komutasında göreve başladı. Ancak Almanya ve İtalya henüz savaşa girmediğinden denizaltı kâğıt üstünde Avusturya-Macaristan Donanması emrinde tutuldu. Alman komutan ve mürettebat gemide kaldı ve Alman Donanması'nın Pola Filotillası'nda görev yaptı. (Devamı...)