Vikipedi:Günün maddeleri/Mart 2017

Vikipedi, özgür ansiklopedi



Bu sayfada ana sayfaya çıkmış veya çıkacak olan maddeler gösterilmektedir.

Günün maddesini kullanıcı veya kullanıcı tartışma sayfalarınızda {{Anasayfa dinamik içerik}} şablonunu kullanarak çıkartabilirsiniz. Çıkacak olan maddelerle ilgili teklif, öneri düzeltme gibi istekleri Vikipedi:Günün maddesi sayfasında belirtebilirsiniz.




Mart 1 - Çrş

Fizik (Antik Yunanca: φύσις fisisdoğa”) maddeyi, maddenin uzay-zamanda hareketini enerji ve kuvveti de kapsamak üzere bütün ilgili kavramlarla birlikte inceleyen doğa bilimidir. Daha genel olarak, evren ile ilgili nasılları cevaplamak için doğanın genel bir analizidir.

Fizik en eski akademik disiplinlerden biridir. 16. yüzyıldan bu yana kendi sınırlarını çizmiş modern bir bilim olmasına karşın, Bilimsel Devrim'den önce iki bin sene boyunca felsefe, kimya, matematik ve biyolojinin belli branşları ile eş anlamlı olarak kullanılmıştır. Buna karşın, matematiksel fizik ve kuantum kimyası gibi alanlardan dolayı fiziğin sınırlarını net olarak belirlemek güçtür. Fizik, diğer disiplinleri etkilemesi bakımından da önemlidir. Bunun nedeni kısmi olarak ondaki gelişmelerin genellikle teknolojiye uygulanmasıyken, fizikteki yeni fikirlerin matematik ve felsefe gibi diğer disiplinleri etkilemesinin katkısı da büyüktür. Örneğin, elektromanyetik ve nükleer fizikteki yenilikler günümüz toplumunun gelişmesinde önemli yer tutan televizyon, bilgisayar, elektrikli ev eşyaları, nükleer silahlar gibi ürünlerin, termodinamikteki yenilikler motorlu taşımanın, mekanikteki yenilikler kalkülüsün gelişmesine neden olmuştur. Fizik kuarklar, nötrinolar ve elektronlar gibi temel parçacıklardan galaksi süperkümelerine kadar çok geniş bir yelpazede birçok fenomeni inceler. Diğer her şeyin kendilerinden oluştuğu bu fenomenleri incelemesi itibarıyla fizik zaman zaman “temel bilim” olarak da anılır. Fizik doğadaki çeşit çeşit fenomeni daha basit fenomenlerle açıklamaya çalışır. Böylece fizik hem gözlemlenebilir şeyleri temel nedenlere indirgemeye hem de bu temel nedenleri birbirleriyle ilişkilendirmeye çalışır. (Devamı...)


Jean-Jacques Dessalines (d. 20 Eylül 1758 - ö. 17 Ekim 1806), Haiti Devriminden sonra 1804'te ülkesinin bağımsızlığını ilan eden Haiti imparatoru.

Batı Hint Adalarındaki Fransız sömürgesi olan Saint-Domingue'ye (Haiti) köle olarak getirildi. Siyah olan efendisinin yanında tarım işçisi olarak 1791'e değin çalıştıktan sonra, Fransız Devrimi'nin doğurduğu kargaşadan yararlanarak başlatılan köle ayaklanmasına katıldı. Sonraki 10 yıl içinde, Fransa'daki devrimci hükümete bağlılığını bildirerek kendini Saint-Domingue genel valisi ilan eden siyah önder Toussaint L'Ouverture'ün yardımcılığına getirildi. Sömürgeyi yeniden ele geçirmek amacıyla Napolyon Bonapart'ın gönderdiği Fransız birlikleri 1802'de Toussaint'i devirince Dessalines yeni yönetime boyun eğdi. Ama 1803'te Napolyon'un, 1794'te Konvansiyon'da alınan bir kararla kaldırılan köleliği yeniden kurmak istediğini ilan etmesi üzerine, öteki siyah ve mulatto (Avrupalı-Afrikalı karışımı) önderlerle birlikte Fransız yönetimine karşı mücadeleye girişti. İngilizlerin de yardımıyla Fransızların Saint-Domingue'dan atılmasından sonra, Dessalines genel vali oldu ve 1 Ocak 1804'te Saint-Domingue'nin bağımsızlığını ilan ederek ülkenin Aravak dilindeki adı olan Haiti'yi benimsedi. Aynı yılın eylül ayında I. Jacques adıyla kendisini imparator ilan etti. Dessalines, Toussaint'in izlediği politikaların çoğunu olduğu gibi sürdürdü. Bu arada, ülkenin yeniden geçimlik ekonomiye dönmemesi için plantasyonlarda uygulanan angarya sistemini de korudu. Beyazlara karşı, Toussaint'den çok daha acımasız davrandı; beyazların topraklarına el koyarak mülk sahibi olmalarını yasakladı.Belki de olası bir Fransız istilasında beyazların beşinci kol işlevi göreceğinden korktuğu için, binlerce kişinin yok edildiği operasyonlar düzenledi. (Devamı...)

görüntüle - değiştir - Add korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu ekleyip kaydedin.

Mart 2 - Prş

Versinikia Muharebesi (BulgarcaБитката при Версиникия, YunancaΜάχη της Βερσινικίας) Birinci Bulgar İmparatorluğu ile Bizans İmparatorluğu arasında 813 yılında Adrianopolis şehri (günümüz Türkiye'sinde Edirne) civarında gerçekleşmiş savaş.

811 yılında Pliska Savaşı savaşında İmparator I. Nikeforos'un ordusuna karşı kazanılan büyük zaferden sonra, Bizans İmparatorluğu çok zor bir duruma düştü. Savaşta ağır şekilde yaralanan Nikeforos'un oğlu (ve yasal varisi) Stavrakios aynı yılın sonbaharında bir saray Coup d'état sonrası tahttan indirildi. I. Nikeforos'un hükümdarlığında Kouropalates (saray yöneticisi) olan I. Mihail Rangabe kendini imparator ilan etti. Nikeforos'un seferi sırasında ağır kayıp ve büyük malzeme hasarına uğrayan Bulgaristan'da ordusunu ve kaynaklarını yeniden düzenlemek zorundaydı ve bunu ancak ertesi yıl yapabildi. Bulgar saldırıları özellikle Strymōn (Struma) vadisi boyunca olmak üzere çoğunlukla Trakya'ya odaklanmıştı. Birçok kasaba ele geçirildi ve nüfusu Tuna'nın diğer tarafına kuzeye uzağa sürgün edildi. Bu saldırı, Bizans nüfusu arasında paniğe neden oldu ve Bulgarlar tarafından saldırıya uğramamış olsa bile birçok kasaba boşaldı. I. Mihail'in çabaları sonuçsuz kaldı -bir ordu kurdu fakat orduyla Konstantinopolis'ten yola çıktıktan kısa bir süre sonra bir komplo yüzünden geri dönmek zorunda kaldı. (Devamı...)


{{Günün maddeleri| |Madde Adı= Henri Becquerel |Resim= Portrait of Antoine-Henri Becquerel.jpg |İçerik= ya da tam adıyla Antoine Henri Becquerel (15 Aralık 1852 – 25 Ağustos 1908), Fransız fizikçi, radyoaktivitenin kaşiflerinden. 1903 Nobel Fizik Ödülü sahibi. SI ölçü sisteminde betivorlyy birimi Bekerel (Becquerel, Bq) onun ismine ithafen verilmiştir.

Babası Alexander Edmond Becquerel Paris Doğal Tarih Müzesinde uygulamalı fizik profesörüydü. Ailesinin bilim geleneğini devam ettirerek 1872 yılında École Polytechnique okuluna başladı ve 1888 yılında fizik üzerine doktorasını verdi. 1878 ile 1892 yılları arası Paris Doğal Tarih Müzesi'nde asistan, sonrasında da profesör olarak görev aldı. 1895 yılında École Polytechnique'te fizik profesörü olarak göreve başladı. Becquerel yağmurlu havadan dolayı birkaç gün uranyum tuzlarını güneş ışığına maruz bırakamadı. Siyah kağıda sarılı film ve üstüne konmuş uranyum bileşiği birkaç gün çekmecesinde güneşin doğmasını ve 1 Mart günü, belli bir sebebi olmaksızın, çekmecedeki filmi banyo etti, ve uranyum kristalinin güneş ışığına maruz kalmadığı halde filme iz bıraktığını gördü. Becquerel bunun x ışınlarına benzer görünmez bir ışın olarak tanımladı. Becquerel bulduğu bu sonucu [[2 Mart 1896'da kısa bir makale olarak Fransa Bilim Akademisi'ne okudu. Bu olay o tarihten itibaren 1898 yılına kadar Becquerel ışınları olarak adlandırıldı. 1898 de Marie Curie adını daha genel bir isim olan, radyoaktivite ile değiştirdi. Becquerel radyoaktiviteyi bulmasının ardından, üç ayrı keşfe daha imza attı. 1899 ve 1900 yılları arası beta parçacıklarının elektrik alan ve manyetik alan içerisinde saptığını gözlemleyerek, beta parçacıklarının İngiliz fizikci J. J. Thomson'un yeni keşfettiği elektronlar ile aynı parçacık olduğunu gösterdi. (Devamı...) }} görüntüle - değiştir - Add korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu ekleyip kaydedin.

Mart 3 - Cum

Bir Yaz Gecesi Rüyası (Orijinal adı A Midsummer Night's Dream), William Shakespeare'in erken dönem romantik komedya oyunu. İlk basımı 1600 olmakla beraber yazımı ve ilk sahnelenişinin 1594 ya da 1595 yıllarında gerçekleştiği sanılmaktadır. Ana teması aşk ve evliliktir. Karışık ilişkiler üzerinden bu iki kavramın komikliğine vurgu yapmıştır. Olaylar Antik Yunanistan'da bir düğün çevresinde geçmektedir.

Belgelere göre ilk oynanışı 1604 yılında "A Play of Robin Goodfellow" adıyla gerçekleştirildi. Oyunda Ovidius'un dönüşümler'inden ve İngiliz halk masallarından izlere rastlanmakla birlikte olay örgüsünün büyük ölçüde Shakespeare'e dayandığı sanılmaktadır. 1970 yılında Peter Brook yapımı sahnelenme oyunun önemli yorumlarından biridir. Oyun Türkçe'ye Bir Yaz Gecesi Rüyası adıyla çevrilmişse de, bunun dışında, Can Yücel'in Bahar Noktası adıyla yaptığı bir çevirisi daha bulunmaktadır. (Devamı...)


Vaclav Nijinski (d. 12 Mart 1889 ö. 8 Nisan 1950), Polonyalı balet.

Tomasz Niżyński ve Eleonora Bereda'nın çocuğu olarak dünyaya gelen Nijinski, ebeveynleri gibi bale ile ilgilenir. 1908'de Sankt-Peterburg İmparatorluk Dans Akademisi'nde eğitimine başlayan Nijinski, yüksek sıçrama gücüyle dikkat çeker. Sergei Djagilew 1909'da Paris'te Ballets Russes'ì kurduğunda Nijinski ve Anna Pavlova başrolleri paylaştılar. 1913'te Macar balerin Romola de Pulszky'e aşık oldu ve evlendi. 1916'da Kuzey Amerika'daki bir turnede psikolojik bir hastalığın ilk belirtileri görülür. 1919'da ağır bir sinir krizinden sonra şizofreni teşhisi konulur ve Nijinski bundan sonraki hayatını psikiyatri kliniklerinde geçirir. 1950'de Londra'da ölen Nijinski üç yıl sonra Paris'e gömülür. (Devamı...)

görüntüle - değiştir - Add korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu ekleyip kaydedin.

Mart 4 - Cts

Küçük panda (Ailurus fulgens), Kızıl panda olarak da bilinir, etçiller (Carnivora) takımından çok ürkek ve tehlike altında olan bir tür. Üstünü yalayarak temizlerken bir kediyi andırdığı için "Kedi ayısı" da denilir. Zoolojik sınıflandırılmasının ayrıntıları hala tartışılmaktadır.

Küçük pandanın uzunluğu 120 cm ve ağırlığı 4,5 kg'a varır. Ömrü doğal ortamında 9-10 yıla, hayvanat bahçesinde ise 14 yıla varabilir. Dış görünüşü ile ilk bakışta bir rakuna benzer ama rakundan daha zariftir. Üstü kızıl kahverengi veya bakırımsı kahverengi, altı ise parlak siyah renktedir. yüzü genelde beyaz renktir ve kızıl kahverengi gözyaşı damlalarını andıran işaretler vardır. Burnu kısa ve siyah renk, kafası yuvarlağımsı ve kulakları orta büyüklükte ve sivri olur. Kuyruğu siyah-beyaz halkalıdır. Küçük panda pek ses çıkarmaz. Kendi aralarında iletişim kurmak için ötermiş ya da gıcırdarmış gibi sesler çıkarırlar. Küçük panda Himalaya'nın doğusunda Nepal'dan Çin'in Yunnan iline kadar uzanan bir coğrafyada yaygındır. Bu bölge içerisinde ılıman alanlarda 10-25 °C, dev ormangülü rhododendron, büyük bambu ya da meşe ormanlarını ve 2000-4600m yüksekliği tercih eder. Küçük panda çok yetenekli bir tırmanıcıdır. Geceleri yiyecek arayışına çıkar, gündüzleri ise ağaçların dallarında uyuyarak geçirir. Sıcak havaya hiç katlanamaz; 25 dereceden daha sıcak havalarda sorun yaşayabilir. Zaten bu yüzden bütün gününü yüksek ağaç dallarında ya da mağaralarda uyuyarak geçirir. Tehlike sezdiklerinde ulaşılamayan ağaç dallarına ya da kayalık aralıklarına kaçarlar. Kaçmaya imkânları olmadığı takdirde iki ayak üstünde durarak olduklarından daha büyük görünmeye çalışır ve sivri tırnaklı ön ayakları ile kendilerini savunurlar, ve düşmanlarının üzerinde böylece bayağı derin yaralar bırakabilirler. Küçük panda tehlikeli bir hayvan değildir, ama köşeye sıkıştırıldığında kendini savunmasını iyi bilir. En fazla yediği madde bambu filizleridir. Ayrıca kökler, otlar, meyveler, tohumlar, fındıklar yer ve ara sıra böcek, küçük kemiriciler, kuş yavruları avlar ve yumurta yer. (Devamı...)


Sergey Yutkeviç ya da tam adıyla Sergey Yosifoviç Yutkeviç (Rusça: Сергей Иосифович Юткевич; d. 28 Aralık 1904, Petersburg, Rus Çarlığı - ö. 24 Nisan 1985, SSCB), belgesel filmleriyle tanınmış Sovyet sinema yönetmeni.

Kiev ve Moskova'da resim öğrenimi gördü. Tiyatro ve filmlerde çevre düzenlemecisi olarak çalıştı, yönetmen yardımcılığı yaptı. Grigori Kozintsev ve Leonid Trauberg ile birlikte FEKS'i (Acayip Aktör Fabrikası) kurdu ve sessiz sinemanın sonlarında ilk filmlerini gerçekleştirdi. İki kısa filmden sonra 1931'de yönettiği ilk uzun ve sesli çalışması Zlatiye gori'de (Altın Dağlar) Sovyet sinemacıların kurgu ilkelerini uyguladı. 1932 tarihli filmi Vstrecnyi (Karşı Plan) toplumcu gerçekçilik akımının sinemadaki bir örneğiydi. 1933'te Türk Kurtuluş Savaşı üzerine bir film çekmek üzere Türkiye'ye gelen Yutkeviç, senaryosunun kabul edilmemesi üzerine, içinde Atatürk'ün Onuncu Yıl Nutkunu verdiği sahnenin de yer aldığı Türkiye'nin Kalbi Ankara (1934) belgeselini yaptı. Leningrad'da bir deneme stüdyosu kurarak Noviye pohojdeniya Şveyka (1943; Şvayk'ın Yeni Serüvenleri) ve sansür tarafından yasaklanan Svet nad Rossiei (1947; Rusya'nın Üzerindeki Işık) gibi ilginç filmler yönetti. 1955'te gerçekleştirdiği Othello görkemli bir tiyatro uyarlamasıydı. Yutkeviç, Yves Montand'ın 1957'deki SSCB turnesi ve Kruşçev'in 1960'taki Fransa gezisi üzerine de belgeseller çekti. (Devamı...)

görüntüle - değiştir - Add korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu ekleyip kaydedin.

Mart 5 - Paz

Sovyetler Birliği'nde veteriner tıp Sovyetler Birliği'ndeki veteriner tıp çalışmalarıdır.

Ekim Devrimi öncesinde 1916 yılında, Rusya İmparatorluğu'nda 1.636 veteriner istasyonu bulunmaktaydı. 1926 yılında bu sayı 2.762'ye yükseltilmiştir. 1925 yılında ülkedeki hayvan sayısı 1914 yılında I. Dünya Savaşı öncesi seviyesine getirildi. Hayvan sayısının hızla artırılması ve büyük hayvan çiftlikleri oluşturulması, çeşitli bulaşıcı hastalıkların yayılmasına yol açtı. Bu gelişmelerle paralel olarak veteriner hekim sayısında artışa gidildi. Bu kapsamda Rusya Sovyet Federatif Sosyalist Cumhuriyeti Halk Komiserleri Kurulu 1926 yılında veteriner işleri üzerine bir kararname yayınlayarak veteriner hekimliğe dair yüksek öğretim kurumları kurulması bunların genişletilmesi çağrısında bulundu. Ardından çok sayıda tesis ve tanı laboratuarı kuruldu ve buralarda aşı, serum gibi teknik araçlar üretilmeye başlandı. Sunni tohumlamanın çiftlik hayvanlarındaki ilk uygulamaları Sovyetler Birliği’nde gerçekleşmiştir. 1927 yılında sığırlarda, 1928 yılında da koyunlar üzerindeki uygulamalar yapılmıştır. Sovyet bilim insanı Ilya Ivanoviç Ivanov, başta atlar olmak üzere tüm çiftlik hayvanlarında sunni tohumlamanın pratikte kullanılması sürecini ilk başlatan kişi unvanını elde etmiştir. (Devamı...)


John Kenneth Galbraith (d. 15 Ekim 1908 – ö. 29 Nisan 2006) Kanada kökenli Amerikalı ekonomisttir.

Harvard Üniversitesi'nde iktisat profesörü olan Galbraith, 1961-1963 yılları arasında Hindistan'da Amerikan Büyükelçisi olarak görev aldı. Keynezyan ve kurumsalcı görüşe sahip olan Galbraith, 20. yüzyıl Amerikan Liberalizmi'nin önemli savunucularındandır. Ekonomi konularındaki kitapları 1950'lerden 1970'lere kadar en çok satanlar listesinde yer almıştır ve kendisi bu bakımdan ekonomi alanında toplum entelektüeli görevini üstlenmiştir. (Devamı...)

görüntüle - değiştir - Add korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu ekleyip kaydedin.

Mart 6 - Pzt

Otomobil yolcu taşımaya uygun tekerlekli, motorunu kendi taşıyabilen kara ulaşım taşıtı. Otomobil kavramının ilk ortaya çıktığı zaman göz önüne alınarak hayvan gücü kullanılmadan, itmeden veya çekmeden kendiliğinden hareket edebilen öz itmeli taşıtlardır. Motor kelimesi ayrıca o dönemde atsız taşımayı temsil etmiştir, bu vesile ile "beygir gücü" terimi ile bir aracın gücü ölçülmüştür. Aracı kullanan kişi için bir ve istisnalar dışında, en az bir yolcu için oturma kapasitesine sahiptirler.

Otomobiller yollarda kullanılmak için tasarlanmıştır, bunun yanı sıra yol dışı (Off-road) kullanıma olanak sağlayan otomobiller de vardır (SUV). Yollar diğer trafik öğeleriyle beraber paylaşılmaktadır. Genel olarak otomobiller içten yanmalı motorlarla ve dört lastiğin dönmesiyle çalışır. Ancak 2001 yılı itibarıyla, hibrit motorlu otomobiller satılmaya başlamıştır. Elektrikle çalışan hibrit motorlar için şu an Amerika Birleşik Devletleri de başta olmak üzere, birçok ülke vergilerini minimuma indirmiş ve ücretsiz elektrik dolum istasyonlarını otoparklara ve benzincilere yerleştirmiştir. 3 teker ile çalışan otomobiller de üretilmiştir, ancak denge ve dayanıklılık sorunu yaşanmasından dolayı kullanışlı hale gelememiştir. Otomobiller birçok form altında karşımıza çıkmaktadır; bunlardan bazıları Sedan, Station Wagon, Convertible, Coupe, Hatchback'dir. (Devamı...)


Hernán Cortés (d. 1485 – ö. 2 Aralık 1547), İspanya adına Meksika'yı işgal eden denizcidir. Hernando veya Fernando olarak da bilinir, ancak tüm mektuplarını Hernán Cortés ismiyle imzalamıştır.

Bugünkü Peru olan İnka topraklarını işgal eden Francisco Pizarro'nun ikinci dereceden kuzenidir. Küba'nın İspanyollarca işgal edilmesinde görev almış ve başarısı buradan geniş bir arazi ve yerli köleler ile ödüllendirilmiştir. Yeni Dünya'nın zenginliğini anlamış, Küba valisinden anakıtaya sefer yapmak için yardım istemiştir. Vali, kıtayı kendisi işgal etmek istediği için sadece ticaret yapmasına ve keşif yapmasına izin vermiş, ancak Cortes valiyi kandırarak Meksika'yı işgal etmiştir. Aztek topraklarına çıkarma yapmasından sonra, ordusunda firar olmaması için, tüm gemilerini batırtmıştır. Yanında topçu, zırhlı süvari, zırhlı piyade ve tüfekçi birlikleri dahil, 40.000'e yakın bir ordu topladığı bilinmektedir. Çoğu rivayete göre bu sayıyı yerli kabilelerden topladığı adamlarla 100.000'e çıkardığı sanılmaktadır. Bazı kabile yerlileri, Aztek'lerin düşmanı oldukları için Cortes'e Tenochtitlan'ın yolunu göstererek, şehri bulmasına yardımcı olmuşlardır. Aztek İmparatoru Montezuma karşısındaki bu güce ilk başlarda direnmemiş, hatta onlara başkent'te kilise kurmalarına bile izin vermiştir. Ama sonraları şehirdeki bazı yerli savaşçılar, Cortes'in şehirde istila ve yağma sebebiyle bulunduğunu anlamış ve isyan çıkarmışlardır. Çıkan isyanda imparator Montezuma başından yaralanmış ve kısa süre sonra ölmüştür. Cortez yanındaki birlikleriyle zor koşullarda ayrıldığı şehri, asıl ordusuyla kuşatmış ve uzun bir saldırı ve yıkımdan sonra şehri ele geçirmiştir. (Devamı...)

görüntüle - değiştir - Add korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu ekleyip kaydedin.

Mart 7 - Sal

İhtiras Tramvayı (orjinal adıyla: A Streetcar Named Desire), 1951 yılında Pulitzer Ödülü kazanmış Tennessee Williams'ın aynı adlı oyunundan uyarlanmış bir Oscar Ödüllü filmdir. Filmi, oyununu da yöneten Elia Kazan yönetmiş, baş rollerde Marlon Brando (Stanley Kowalski), Vivien Leigh (Blanche DuBois), Kim Hunter ve Karl Malden. Leigh dışında hepsi Broadway kadrosunda görev almıştır.

Filmin yapımcısı yetenek avcısı avukat Charles K. Feldman ve Warner Bros Stüdyoları'nda çekilmiştir. Senaryosu Oscar Saul tarafından yazılmıştır. Film, 1999 yılında Birleşik Devletler Kütüphane Kongresi tarafından “kültürel olarak önemli” filmler arasında ilan edilmiş ve Ulusal Film Sicil Dairesi’nde korunmasına karar verilmiştir. Film müzikleri Hollywood’da zamanın en radikal yükseliş eğiliminde olan Alex North tarafından yapılmıştır. North, geleneksel tarzın yerine karakterlerin psikolojik dinamiklerini yansıtan kısa tınılar yazmasıyla ünlenmiştir. Filme yönelik çalışmasına o yılın En İyi Müzik Akademi Ödülü’ne aday gösterilen iki filminden biridir. Broadway’de Blance DuBois’i oynayan Jessica Tandy yerine Vivien Leigh prodüktörler tarafından tercih edilmiştir. Rüzgâr Gibi Geçti’deki inanılmaz performans ve oyunculuk yeteneğinden dolayı Leigh filmin ihtiyacı bir yıldız katkısını sağlamıştır. Elia Kazan setin duvarlarını hareket edebilir şekilde tasarlamıştır ki böylece Blanche DuBois’in görüntüsü birden ortaya çıkabilsin.(Devamı...)


Tracy Austin (d. 12 Aralık 1962, Kaliforniya) dünya 1 numarası olmuş Amerikalı tenisçi.

İki defa Amerika Açık tenis turnuvasını kazanmıştır. Diğer Grand Slam'ler de ise en fazla yarı finali görmüştür. 1980 yılında dünya sıralamasında 1 numaraya yükselmiştir. Kendisi ile birlikte üç profesyonel tenisçi çıkaran bir aileden gelen Austin, henüz 4 yaşında iken World Tennis dergisine kapak olarak 'ilk başarısını' yakaladı. Küçük yaptan itibaren hakkında 'harika çocuk' tanımlamaları yapılan Tracy Austin, 1977'de 14 yaşında iken Portland'daki Avon Future turnuvasını kazanarak profesyonel arenaya adım attı. Çıkış yaptığı 1979 yılında ilk büyük şampiyonluğunu Alman Sylvia Hanika'yı finalde devirerek İtalya Açık'ta kazandı. Aynı turnuvanın yarı finalinde devirdiği Chris Evert'in toprak zeminde 6 yıldır süren 125 maçlık tenis tarihinin en uzun galibiyet serisini 6-4, 2-6 ve 7-6'lık setlerle sona erdirdi. 1979 Amerika Açık'ta şampiyonluğa ulaşırken, Chris Evert'ı bir kez daha mağlup etti ve 16 yaşi 9 aylıkken kazandığı bu başarı ile turnuva tarihinin en genç tek kadınlar şampiyonu olarak tarihe adını yazdırdı. 1980 yılının 7 Nisan'ında dünya sıralamasında 1 numarayı ele geçirirken, aynı yıl Wimbledon'da ağabeyi John Austin ile birlikte karışık çiftleri kazandı. 1981 ve 1982 yıllarında da Martina Navratilova ve Chris Evert ile birlikte ilk 3'te yer almayı başarırken, sırtındaki sakatlık yüzünden tenise ara vermek zorunda kaldı. 1983 ve 1984 sezonlarında az sayıda turnuva oynadıktan sonra 4 yıl tenise ara verdi. 1988'de yeniden tenise döndü ancak başarılı sonuçlar alamadı. Bir yıl sonra bir trafik kazası geçirdi ve ayağı kırıldı. 1993'te yeniden kortlara dönme çabasında bulundu. Ancak istediği verimi alamayınca 1994'ün temmuz ayında resmen emekliliğini açıkladı. (Devamı...)

görüntüle - değiştir - Add korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu ekleyip kaydedin.

Mart 8 - Çrş

Altiplano (Keçuva ve Aymara dillerinde: Qullaw) Peru'nun güneydoğusu ile Batı Bolivya'da Batı (Cordillera Occidental) ve Doğu-Andlar arasında (Cordillera Oriental) bulunan bir platodur.

Altiplano ortalama 3.600 m rakımda bulunur ve yaklaşık 170.000 km² alana yayılır. Altiplano'nun kuzeyinde dünyanın en büyük dağ gölü Titikaka Gölü bulunur. Buradan başlayarak Altiplano 1.000 km kadar güneye doğru uzanır. Altiplano iklimi soğuk ve yarı kurak -kurakdır. Yıllık ortalama sıcaklıklar batı kısmında 3 derece ile Titikaka Gölü kenarında 12 derece arasında oynar. Yağışlar, güneybatıda 200 mm altında iken Titikaka Gölü'nde 800 mm üzerindedir. Kar yağışı enderdir ve en çok Nisan ve Eylül arasında görülür. Altiplano'nun iç kesimleri değişken nemli iklimli yüksek dağ bitki örtülü Puna'nın karakteristik özelliklerini gösterirken; kenar kesimleri Páramo'nun karakteristik özelliklerini taşır: yani, az sıcaklık değişmelerinde görece daha yüksek neme sahiptir. Kuzey'de Titikaka Gölü'nün yanında diğer önemli su kaynakları Poopó Gölü ve Orta Altiplano'da tuz gölü Salar de Coipasa ve güneydeki Salar de Uyuni'dir. Titikaka Gölü ve Poopó Gölü Río Desaguadero nehri ile birbire bağlanırlar. Altiplano, bu bölge Senozoik zamanın (65 milyon yıl önce) başlarında Batı ve Doğu Kordiller dağ sırasına karşı güçlü bir şekilde çöktüğünde gelişir. (Devamı...)


Emmeline Pankhurst [ˈpæŋkˌhɜːst] ( d. 14 Temmuz 1858 Manchester – ö. 14 Haziran 1928 Londra, kızlık soyadı Emmeline Goulden ) radikal-feminizm kuramcısı, süfrajet ve kadın hakları savunucusudur.

Emmeline Pankhurst, Robert Goulden ve Sophia Crane’nin kızı olarak dünyaya gelmiştir. Köleliğe, tahıl yasalarına karşı ve kadınların seçme ve seçilme hakkı için Liberal Parti’nin desteklediği orta sınıf bir ailenin içinde büyümüştür. Henüz 14 yaşındayken kadınların seçme ve seçilme hakkı üzerine yapılan toplantıya katılmıştır. 1873- 1879 yılları arası Paris’te bulunan bir kız okuluna gitmiştir. Geri dönüşünde, aynı yıl 24 yaşında olan avukat Richard Marsden Pankhurst (1834–1898) ile evlenmiştir. Beş çocuğu olmuştur: Christabel Harriette (1880–1958), Estelle Sylvia (1882–1960), Frank (1884–1889; beş yaşındayken difteri hastalığına yakalandığından dolayı ölmüştür), Adela (1885–1961) ve Harry (1889–1910). Eşi Richard Pankhurst’un 1898’de vefatından sonra kendine ve çocuklarına nikâh memurunun cüzi miktardaki maaşı ile kıt kanaat bakmak zorunda kalmıştır. 10 Ekim 1903 tarihinde kızı Christabel ve dört arkadaşı ile birlikte Manchester’da radikal kadın hareketleri çerçevesinde Kadınların Sosyal ve Politik Birliği’ni (WSPU) kurmuştur. Şiddetsizlik Teorisini geliştirmiştir ve daha sonraları bu teori ABD’de kadın hareketleri, Hindistan’da Mahatma Gandhi’nin Britanya kolonilerine karşı yürüttüğü; ayrıca Martin Luther King’in öncülüğünü yaptığı Amerikan-İngiliz vatandaşlık hakları hareketi için kullanılmıştır. Kızları Sylvia ve Christabel de kadın hareketlerinde aktif bir şekilde çalışmışlardır. (Devamı...)

görüntüle - değiştir - Add korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu ekleyip kaydedin.

Mart 9 - Prş

Bolivya nehir yunusu (Inia geoffrensis boliviensis), Amazon nehir yunusu'nun alt türü olan, Bolivya'da ve Brezilya'nın güneybatı bölgesinde yaşayan nehir yunusu. 2008 yılında moleküler düzeydeki çalışmaların ardından ayrı bir tür olarak teyit edilmiştir.

Bu yunusun Inia geoffrensis türünden farklı olduğunu savunan araştırmacılar ve bilimsel kuruluşlar da mevcuttur. Eylül 2012'de, Bolivya cumhurbaşkanı Evo Morales bu yunusu ulusal zenginlik kapsamına katarak korunmasına yönelik kanunlar çıkarmıştır. Fransız doğa bilimci ve paleontolojist Alcide Dessalines d'Orbigny, bu yunusu 1826-1833 yılları arasında Güney Amerika'da keşfetmiştir. Fransa'ya 1834 yılında döndüğünde kendi keşfettiği bilimsel keşiflerine Inia boliviensis türünü de eklemiştir. 1847 yılında d'Orbigny ve Paul Gervais bu yeni türü "Delphinius geoffrensis" yani Amazon nehir yunusu) ile karşılaştırmışlar ve bu iki yunus türünün çok yakın olduğuna karar vermişlerdir. 1973 yılında Bolivya'daki akarsularda bu yunusa ait dişler bulunmuştur. Bu tarihten itibaren "Bolivya nehir yunusu" adını alan Inia geoffrensis boliviensis bu isimle literatüre girmiştir. Buna karşın bu nehir yunusunun taksomonisinde bir fikir birliği bulunmamaktadır. (Devamı...)


Carl Jung ya da tam adıyla Carl Gustav Jung. (d. 26 Temmuz 1875 Kesswil, Thurgau, İsviçre. ö. 6 Haziran 1961 Küsnacht ZH, Zürih, İsviçre). İsviçreli psikiyatr, Analitik psikolojinin kurucusudur. Derinlik psikolojisinin Sigmund Freud ve Alfred Adler ile beraber üç büyük kurucusundan birisidir.

Basel Üniversitesi'nde tıp profesörü olan büyükbabasının adını taşıyan Carl Gustav Jung İsviçreli bir papazın oğludur. 1895 yılında Basel'de tıp eğitimi almaya başladı ve 1900 yılında Eugen Bleuler'in asistanı olarak Burghölzli'de psikiyatrist olarak hizmet verdi. Doktorasını 1902 yılında tamamladı. Konu okült (gizli, görünmeyen) fenomenler (etkiler) ve onların Psikoloji ve Patolojiyle bağlantıları idi. Paris'te 6 ay Pierre Janet ile bilgilerini derinleştirdi. 1903 yılında Emma Rauschenbach ile evlendi. 36 yaşında Uluslararası Psikanaliz Birliği'nin ilk başkanı oldu. Psikolojik analizlerinde astrolojiden de yararlanan Carl Gustav Jung, Sigmund Freud ile beraber çalıştığı toplumsal bilinçaltı kavramı ile de tanınır. Carl Gustav Jung sadece psikoterapi bilim dalını değil, aynı zamanda Psikoloji, Teoloji, Etnografi bilimi, Edebiyat ve güzel sanatları da etkiledi. Psikoloji bilim dalında kendisi tarafından bulunan ve yapılan kavramlar geniş şekilde kabul gördü. Örneğin; kompleks, içedönük ve dışadönük, gölge, arketip (enerjikompleksler), kolektif (toplumsal) bilinçdışı, anima, animus. Gölge bilinçdışındaki bir arketiptir. Bilinç ve benliğin karşıtı, tersidir. (Devamı...)

görüntüle - değiştir - Add korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu ekleyip kaydedin.

Mart 10 - Cum

Süperküme küçük gökada kümelerinden ve gökada gruplarından oluşan büyük kümeler olup Evren'de şimdilik gözlemlenebilen en büyük yapı birimleridir. Süperkümelerin varlığı gökadaların Evren'de tek biçimli dağılmamış olduğunu gösterir.

Gökadaların çoğu, kütleçekimi etkisi sayesinde birbirlerine bağlı “kümeler” adı verilen topluluklar oluştururlar; onlar da yine kütleçekimi etkisi sayesinde birbirlerine bağlı süperkümeleri oluştururlar. Süperkümeler de Büyük Duvar CfA2 denilen daha büyük bir yapıya bağlı olduğundan, bu gruplaşmalar zinciri süperkümelerle de son bulmaz ve muhtemelen Evren'in git gide daha büyük ölçekteki gruplaşmalarca kapsanma söz konusu olacak şekilde, hiyerarşik olarak uzar gider. Süperkümelerin çoğu 50’ye yakın gökada içeren gökada grupları ile birkaç bine kadar gökada içeren gökada kümelerinden oluşur. Süperkümeler gökada kümeleri, gökada grupları ve bazen de bireysel gökadalar halinde onbinlerce gökada içerirler. Bir milyar ışık yılı uzunlukta olabilen bu muazzam büyüklükteki yapılarda, aralarında büyük boşluklar olan gökadalar, rastgele değil, bir yapıdaki teller ya da ipliksiler gibi dizilmişlerdir. Bunlara galaktik ipliksi ya da gökada iplikçiği (İng. İngilizcegalaxy filament) adı verilir. Süperküme ölçeğinin daha üzerinde Evren'in izotropik ve homojen olduğu düşünülür. Gökadaların yaklaşık % 90’ı bir kümeye ya da bir süperkümeye dahildir. 30 civarında gökadadan oluşan, içinde bulunduğumuz Yerel Grup’un (İngilizceLocal Group) kendisi de Yerel Süperküme de denilen Başak Süperkümesi’nin içindeki bir bulutumsu yapının bir parçasıdır. (Devamı...)


Agostinho Neto ya da tam adıyla António Agostinho Neto (d. 17 Eylül 1922 - ö. 10 Eylül 1979), Angolalı doktor, şair ve siyasetçi. Neto, Afrika kıtası ülkesi Angola'nın bağımsızlığını kazandığı 1975 yılından itibaren 1979 yılındaki ölümüne kadar ilk devlet başkanı olarak görev yapmıştır. Ülkesinin kurtuluş savaşına önderlik eden lider olarak görülen Neto'nun doğum günü Angola'da Ulusal Kahramanlar Günü olarak kutlanmaktadır.

Angola'nın Bengo şehrinde 1922 yılında doğdu. Luanda'da lise öğrenimi gördü. Portekiz'de Lizbon Coimbra Üniversitesi'nde tıp eğitimi aldı, 1959'da ülkesine dönerek bir süre doğduğu şehirde doktorluk yaptı. Bu sıralarda Angola ulusal kültürünü canlandırma hareketine katıldı. 1960'ta harekete liderlik etmeye başladı ve olaylar esnasında Portekizlilerce 30 sivil öldürüldü, yaklaşık 200 kişi yaralandı. Neto, Portekiz koloni makamlarınca önce Yeşil Burun Adaları'na sürgüne gönderilmiş, aynı yıl tutuklanarak Lizbon'da hapse atılmıştır. Hapisten kaçan Neto önce Fas'a sonra da Zaire'ye gitti. 1962 yılında kurtuluş savaşına devam etmek üzere ülkesine döndü. Angola halkının Portekiz sömürgeciliğine karşı verdiği kurtuluş savaşı, şair Neto'nun önderliğinde daha yaygın ve daha güçlü bir yapıya ulaştı. 1962'de Washington ABD'ye giden şair, ülkesinin kurtuluş savaşına yardım için John F. Kennedy ile görüştü. 1969-1970 Asya Afrika Yazarlar Birliği'nden Lotus Ödülü'nü aldı. (1975-1976) yılında Lenin Barış Ödülü'nü kazandı. Angola bağımsızlıktan sonra SSCB ve diğer Doğu Bloku ülkeleriyle birlikte içe kapandı. Neto, Angola'nın ilk devlet başkanı olarak kanser tedavisi sürerken Moskova'da hastanede öldü. Ülkesinde adını taşıyan bir üniversite bulunmaktadır. (Devamı...)

görüntüle - değiştir - Add korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu ekleyip kaydedin.

Mart 11 - Cts

Koyun (Ovis), Caprinae alt familyası içinde bir grup oluştururlar ve keçilerle yakınlıklarından dolayı bazı sınıflandırmalarda hatta aynı familyada olarak tarif edilirler.Fakat en çok yapılan yanlış anlaşılmalardan biri koç ve erkek koyunun karıştırılmasıdır. Sanıldığının aksine koç erkek koyun değildir. Ev hayvanı olarak tanıdığımız koyunun yanında birçok yabani türleri vardır.

Evcil koyun, tahminen 6000 ila 8000 yıl önce evcilleştirilmiş olup, köpeğin yanında en eski ev hayvanlarındandır. Gevişgetirenler ailesinin tür olarak en zengin familyasıdır. Kuzey Amerika, Avrupa, Asya ve özellikle Afrika'da yayılmışlardır. Güney Amerika'ya ve Avustralya'ya insan eliyle ulaşmışlardır. Farklı biyotoplarda, özellikle steplerde, dağlık kesimlerde, az da olsa ormanlarda bulunurlar. Bitkisel besinlerle beslenirler, sürü oluşturma eğilimleri çok yüksektir. Sütünden, yününden ve etinden yararlanılan uysal hayvanlardır. Burun kısımları çıplak ve nemli, vücutları kalın tüylerle kaplıdır. Erkeklerde her zaman bir çift boynuz bulunurken, dişilerde bazen bulunur. Boynuzlar üzerindeki boğumlar yaş hesaplamasında kullanılır. Vücutlarında ekstra kıl oluşumları (sakal, yele) bulunur. Yılda 2 kez ve her defasında 1-3 yavru doğururlar. Gebelik süreleri 5-11 aydır. Koyunların ömürleri 10 ila 12 yıl arasıdır. Koyundan elde edilen kürke post adı verilir. (Devamı...)


Syrgiannes Paleologos Kuman ve Yunan karışımı kökenli Bizans aristokrat ve general.

İmparator II. Andronikos yönetiminde Megas domestikos (ordunun baş komutanı) olan Kuman lider babası yada muhtemelen dedesinden ismini almıştır. O dönem III. İoannis (1221–1254 arası hükümdar) hükümdarlığında yerleştirilmiş imparatorlukta birçok Kuman vardı. Yaşlı Syrgiannes'in orijinal ismi Sytzigan (Kuman-Türkçe Sïčğan, "sıçan") idi; vaftiz edildiğinde Syrgiannes ("usta John") olarak helenleştirilmişti. Genç Syrgiannes'un annesi Eugenia Palaiologina, iktidardaki Paleologos Hanedanı'nın üyesi ve İmparator VIII. Mihail'in (1259–1282 arası hükümdar) yeğeniydi. İmparator II. Andronikos (1282–1328 arası hükümdar) ve torunu III. Andronikos (1328–1341 arası hükümdar) arasına gerçekleşen Bizans İç Savaşı'na müdahil olmuştur. Sadece kendisine ve hırslarına sadık kalmış, taraflara arasında defalarca yer değiştirmiştir, en sonunda Bizanslılar tarafından suikasta uğramadan önce Sırp hükümdarı Stefan Dušan adına Makedonya'nın çoğunu fethetmiştir. (Devamı...)

görüntüle - değiştir - Add korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu ekleyip kaydedin.

Mart 12 - Paz

Müze sanat ve bilim eserlerinin veya sanat ve bilime yarayan nesnelerin saklandığı, halka gösterilmek için sergilendiği yer veya yapılardır.

Toplumun ve gelişimin hizmetinde olan, halka açık, insana ve yaşadığı çevresine tanıklık etmiş malzemelerin üzerinde araştırmalar yapan, toplayan, koruyan, bilgiyi paylaşan ve sonunda inceleme, eğitim ve zevk alma doğrultusunda sergileyen, kâr düşüncesinden bağımsız, sürekliliği olan bir kurumudur. Müzeler tarihte yer almış ve şu an yaşamakta olan toplumların bilim ve sanat ürünleri ile yeraltı ve yer üstü zenginliklerini sergilemek, sunmak amacıyla oluşturulan kurumlardır. Müzeler değerli eserleri saklamak ve halka sunma amacı taşır ve bilim ve sanat açısından bu eserleri işleyerek, hem günümüze hem de geleceğimizi aydınlatmaya yarayan kurumlardır. Müzelerde bulunan nesnelerin anlam ve önemi rehberler aracılığıyla yapılan gezilerde ziyaretçilere bilgilenme imkânı sunar ve böylece ziyaretçiler eserler hakkında bilgi sahibi olurlar. Müzeler, insanlığın geçmişine ait materyalleri, bunların bulunduğu çevreyi araştırır ve korur. Elde edilenleri halka sunarak halkı eğitmeyi, eğlendirmeyi geliştirmeyi amaçlar. Müzeler, toplumun hizmetinde sürekli ve kalıcı olan, kâr amacı gütmeyen kurumlardır. Müzelerin işlevleri toplama, belgeleme (arşivleme), koruma (bakım - onarım) sergileme ve eğitimden oluşur. (Devamı...)


II. Ramses (MÖ 1302 – MÖ 1212), Antik Mısır'da, 19. Hanedan firavunlarından biridir.

16 yaşındayken babası I. Seti, Ramses'i veliaht olarak seçmiştir. 20'li yaşlarının başında tahta geçen Ramses Mısır'ı MÖ 1279'dan MÖ 1213'e kadar, tam altmış altı yıl yönetmiştir. Kadeş Savaşı'nda ise tanrı Amon'un ilahi gücü ile Hititlerin ordusuna karşı başarı kazandığı söylenir. II. Ramses 19. hanedanın 3. firavunudur. I. Seti ve Kraliçe Tuya'nin ikinci oğludur. Ramses'in en çok tanınan ve hatırlanan eşi Kraliçe Nefertari olmuştur. Nefertari dışında Büyük Kral Eşi unvanına sahip olan diğer eşler sırasıyla İsetnofret (Güzel İset); anneleri Nefertari ve İsetnofret'in yerine geçen Ramses'in kızları Bintanath, Meritamon; Nebettawy, Henutmire, Maathorneferure ve Mat-Hor(eski Mısır dilinde Mat-Hor-neferu-Ra) adında bir Hitit prensesidir. II. Ramses'in 1000 kız ve 1000 oğlu olduğu düşünlmektedir. Ancak Ramses Krallık Çocukları olarak bilinen bir kurum kurmuştur ve burada 110'a yakın çocuğu olduğu tahmin edilmektedir. Bu çocuklar arasında, evlendiği iki kızı Bintanath ve Meritamen, kralın ilk oğlu Amun-her-khepeshef, ikinci oğlu Kha-em-waset, Sethkaneth ve kraldan sonra onun yerine geçen 13. oğlu Güzel İset'ten Merenptah bulunmaktadır. Ramses'in İlk çocuğu Kha,ikincisi Meritamon ve Merenptahtır. Ramses'in hayatında Kadeş Savaşı gibi birçok önemli olayla beraber yaptığı şehir ve tapınaklar da çok önemli bir yer tutmaktadır. Kurduğu Per-Ramses şehri ülkenin yeni başkenti olmuştur. Yaptığı en önemli tapınak ise Kraliçe Nefertari'ye adadığı Ebu Simbel'deki dağın içine oyulmuş büyük tapınaktır. (Devamı...)

görüntüle - değiştir - Add korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu ekleyip kaydedin.

Mart 13 - Pzt

Niagara Şelalesi Kuzey Amerika'nın doğusunda, ABD ile Kanada sınırı arasında, Niagara Nehri'nin üzerinde bulunur. 3 büyük şelaleden oluşur. Horseshoe (Atnalı Şelalesi) bunların en büyükleridir. American Falls ve Bridal Veils Fall diğer iki küçük şelalelerdir.

Niagara Şelalesi'nden yarım dakikada 168.000 m³ su akar. Kuzey Amerika'nın en büyük şelalesi olan Niagara, 10.000 yıl önce Kuzey Kutbu'ndan gelen buz kütlelerinin yol açtığı çöküntülerdir. Şelalenin çevresi Niagara Şelaleleri Parkıdır ve kardeş şehirler olan Niagara Falls-Ontario ve Niagara Falls - New York tarafından doğal koruma altındadır. Niagara isminin yerli dilindeki "Onguiaahra" (düz) kelimesinden geldiği sanılmaktadır. Ayrıca üç büyük şelaleden oluşur ve 51 metre uzunluğundadır. Nehir çevresindeki Nikola Tesla tarafından yapılan birkaç hidroelektrik santrali, hem ABD hem Kanada için elektrik üretmektedir. Şelale çevresinde yapılabilecek aktiviteler, Niagara Parkından büyük şelaleyi ve havaya uçan suların oluşturduğu gökkuşağını izlemek, şelalenin altına kadar ilerleyen bot gezilerine katılmak, ortası sınır kabul edilen Rainbow köprüsünden diğer ülkeye geçmek veya gümrüksüz mağazalardan alışveriş yapmaktır. Niagara Şelalesi 1932 yılında tamamen donarak buz olmuştur. Şelalenin Kanada tarafı Amerika tarafına nazaran daha gelişmiştir. Şelale bot turlarıyla ünlüdür. (Devamı...)


Karl Seitz (Almanca telaffuz: [kaʁl zaɪ̯ʦ]; d. 4 Eylül 1869, Viyana - 3 Şubat 1950, Viyana, Avusturya), Avusturyalı siyasetçi ve devlet adamı.

İmparatorluğun son yıllarında Devlet Konseyi'nde (Reichsrat) Sosyal Demokrat milletvekili olarak yer aldı. I. Dünya Savaşı'ndan sonra Avusturya Cumhuriyeti'nin kurulmasıyla oluşturulan geçici meclise başkanlık etti (1918-19). Yaklaşık bir hafta sonra geçici devlet başkanı oldu. Ardından Kurucu Meclis (Mayıs 1919-Ekim 1920) ve Ulusal Konsey (Nationalrat) başkanlığı yaptı. Ekim-Kasım 1920'de vekaleten cumhurbaşkanlığı görevini yürüttü. 1923'te Viyana belediye başkanı seçildikten sonra sosyal hizmetleri hızla yaygınlaştırmaya yönelik bir program uyguladı. Şubat 1934'teki sosyalist ayaklanmadan sonra görevden uzaklaştırıldı ve kısa bir süre hapsedildi. Temmuz 1944'te Nazilerce tutuklandı, Ravensbrück ve Plauen toplama kamplarında kaldı. Mart 1945'te özgürlüğüne kavuştuktan sonra Avusturya Sosyalist Partisi'nin onursal başkanlığına getirildi. (Devamı...)

görüntüle - değiştir - Add korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu ekleyip kaydedin.

Mart 14 - Sal

[[Dosya:|sağ|150px]] Otomat Edward Hopper'ın otomatlardan yiyecek ve içecek alınan bir kafeteryada yalnız başına oturmuş, kahvesini içen bir kadını resmettiği 1927 tarihli tablosu. Resimde, tavanda yan yana asılmış, birbirinin eşi olan lambalar gecenin karanlığının siyahlaştırdığı pencereden yansır.

Hopper'ın çoğu eserinde olduğu gibi Otomat'ta da kadının hangi şartlar altında orada oturduğu ve ruh hali belirsizdir. Bir yoruma göre kadının iyi giyimli ve özenli makyajlı olması, onun dış görünüşün önemli olduğu bir işe sahip olduğunun işaretidir. Bu durumda orada oturuyor olmasının sebebi işten çıkmış olması ya da işe gidiyor olmasıdır. Kadın, bir sosyal etkinliğe katılmak üzere yolda da olabilir. Sadece bir eldivenini çıkartmış olması, dikkatinin dağınık olduğu ya da çok acelesi olduğu ve sadece kısa bir süre için kafeteryaya uğrayabildiği ya da basitçe dışarıdan yeni geldiği ve henüz ısınamadığı manasına gelebilir. Kadının kıyafetlerine bakıldığında mevsimin sonbahar yahut kış olduğu söylenebilir. Fakat günün hangi vakti olduğu, yılın o mevsimlerinde günler çok kısa olduğu için kestirilemez. Örneğin, günbatımınından hemen sonra, akşamın ilk saatlerinde bir arkadaşı ile randevusu olduğu için kafeteryada oturan bir kadının resmedilmiş olması olasıdır. Aynı kadın, gecenin geç bir saatinde işlerini yeni bitirerek, mesaiden çıkmış bir çalışan da olabilir. Bir başka olasılık ise, resimde, sabahın çok erken saatlerinde işe gitmek için yola çıkmış bir çalışanın görüldüğüdür. (Devamı...)


Antoine Lavoisier ya da tam adıyla Antoine-Laurent de Lavoisier (Telaffuz: [ɑ̃ˈtwan lɔˈʁɑ̃ də la.vwaˈzje]) (d. 26 Ağustos 1743, Paris – ö. 8 Mayıs 1794, Paris) Fransız kimyacı.

Yaşamında iki devrim görmüş bir kişidir. Devrimlerden biri, yüzyıllar boyunca "simya" adı altında sürdürülen çalışmaların, bugünkü anlamda, kimya bilimine dönüşmesidir. İkinci devrim, "1789 Fransız ihtilali" diye bilinir. Lavoisier bu devrimin getirdiği terörün kurbanıdır. Antoine-Laurent Lavoisier Parisli zengin bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelir. Daha küçük yaşında iken annesini yitiren Lavoisier, babasının yakın ilgi ve bakımıyla büyür; başlangıçta belki de onun etkisiyle, hukukçu olmaya yönelir. Ancak bu arada uyanan deneysel bilim merakı, çok geçmeden bir tutkuya dönüşür. Yirmi bir yaşına yeni bastığında, Paris'in sokaklarını aydınlatma proje yarışmasında birinciliği alır, Fransız Bilim Akademisi'nce altın madalya ile ödüllendirilir. 25 yaşına geldiğinde, özellikle kimya alanındaki çalışmaları göz önüne alınarak Akademi'ye üye seçilir. Bu arada hükümetin özel bir komisyonunda görevlendirilen genç bilim adamı, metrik sistemin oluşturulması, Fransa'nın jeolojik haritasının çıkarılması gibi etkinliklerden tarımda verimin yükseltilmesine uzanan pek çok uygulamalı bilim çalışmalarını düzenler. Ayrıca o sırada bir tür abluka altında olan ülkesinin savunma ihtiyacı barutun üretim sorumluluğunu üstlenir. Genç bilim adamı bu kadarla da yetinmez; ilerde yaşamını yitirmesine yol açan bir işe, ülkenin bozuk vergi sistemini düzeltme işine el atar. Ama tüm bu uğraşlarına karşın Lavoisier, kendisini asıl ilgilendiren bilimden kopmamıştır; her fırsatta özel laboratuvarına çekilip deneylerini sürdürmekten geri kalmaz. (Devamı...)

görüntüle - değiştir - Add korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu ekleyip kaydedin.

Mart 15 - Çrş

1988 NBA All-Star Maçı 7 Şubat 1988 tarihinde Chicago'da bulunan Chicago Stadyumu'nda oynanan otuz sekizinci All-Star maçı. 29 dakika oyunda kalarak 40 sayı atan Chicago Bulls takımının yıldız oyuncusu Michael Jordan maçın NBA En Değerli Oyuncu Ödülünün sahibi oldu. Doğu takımının koçluğunu Atlanta Hawks takımından Mike Fratello yaparken, Batı'nın koçluğunu ise Los Angeles Lakers takımından Pat Riley yaptı. Maçı 18.403 biletli seyirci izledi.

Maçtan bir gün önce, cumartesi etkinlikleri içinde smaç yarışması (NBA Slam Dunk Contest) ve üçlük yarışması yer aldı. Üçüncü kez düzenlenen şut yarışmasını, Celtics'ten Larry Bird, Dale Ellis'ı finalde 17-15'lik sonuçla yenerek kazandı. Smaç yarışmasında ise, Chicago'nun yıldızı Michael Jordan kendi seyircisi önünde finalde Dominique Wilkins'i 147-145 ile geçti. (Devamı...)


Aleksios Strategopulos (YunancaἈλέξιος Στρατηγόπουλος), Bizans İmparatoru VIII. Mihail döneminde Megas Domestikos ve Caesar rütbelerine yükselmiş general. Konstantinopolis'in Latinlerden 1261 yılında yeniden alınmasında liderlik etmiştir.

İlk yılları hakkında bir şey bilinmemektedir. Yaklaşık 1255 tarihli bir mühürde "Komninoslardan Aleksios Strategopulos" yazısı görünmektedir; fakat Komninos Hanedanı'yla kesin bağlantısı belirsizdir. İlk defa 1252-1253 yıllarında, III. İoannis döneminde, vakainamelerde (kronikler) Ostrovo Gölü etrafında Epir Despotluğu topraklarının talan edilmesi için giden orduya komutanlık etmesi nedeniyle adı geçer. 1254 yılında Serez'de üstlenir ve ertesi yıl, başarısızlıkla sonuçlanan batı Rodop Dağları'nda yer alan Tzepaina kalesine yapılan seferi için Konstantinos Tornikes'e katılır. Sonuçta Mikhail Palaiologos çevresinde bulunan aristokrat fraksiyon ile olan yakın ilişkisi nedeniyle görevinden alınır. Bir süre sonra, oğlu Konstantin ihanet suçu ile kör edilmiş, kendisi ise hapsedilmiştir. (Devamı...)

görüntüle - değiştir - Add korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu ekleyip kaydedin.

Mart 16 - Prş

Tel Abyad Muharebesi Suriye İç Savaşı sırasında Irak ve Şam İslam Devleti'nin (IŞİD) 27 Şubat 2016 günü Tel Abyad'a saldırması sonucu çıkan ve 1 Mart'a kadar süren çatışmalar bütünü.

Suriye İnsan Hakları Gözlemevi'nin aktardığı bilgilere göre; savaşın başlangıcından yaklaşık bir ay önce YPG üniforması giyerek gizlenmiş çok sayıda IŞİD militanı Tel Abyad'a giriş yaptı. Bu militanlar "Hilafet Gençleri" ya da IŞİD'in çocuk askerleri olarak adlandırılmaktaydı. 27 Şubat 2016'da yerel saatle 23:00'da yüzü aşkın IŞİD militanı, YPG denetimindeki Tel Abyad'a Suriye-Türkiye sınırı tarafından saldırdı. Saldırı Suriye'deki genel ateşkesin yürürlüğe girmesinden yalnızca birkaç saat sonra meydana geldi. YPG askeri sözcüsü Redur Xelil'e göre, saldırı Tel Abyad'ı tekrar almak için değil, Kürt kantonlarının bağlantısını kesmek ve Haziran 2015 Kobani saldırısı'nda olduğu gibi bölgedekilere mümkün olduğunca çok zarar vermekti. (Devamı...)


Delos problemi veya küpü iki katına çıkarma pergel ve cetvel kullanarak çözülemeyen üç geometrik problemden biri. Eski Mısırlı, Yunan ve Hint matematikçiler bu problem üzerinde çalışmışlardır.

"Küpü iki katına çıkarmak", ayrıt uzunluğu s ve hacmi V olan bir küp kullanarak 2V hacminde yeni bir küp oluşturmak anlamına gelmektedir. Oluşturulacak olan küpün ayrıt uzunluğu olduğundan ve bu ifadenin sayı doğrusu üzerindeki yeri tam olarak belirlenemeyeceğinden bu problem yalnız pergel ve cetvel kullanarak çözülememektedir.

Problemin adı, Apollon tarafından gönderilen felakete çare bulmak amacıyla Delfi'deki kahine başvuran Delos sakinlerine dayanmaktadır. (Devamı...)

görüntüle - değiştir - Add korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu ekleyip kaydedin.

Mart 17 - Cum

Asya ekonomisi 49 farklı devlette yaşayan 4.4 milyardan fazla insandan (dünya nüfusunun %60'ı) oluşur. Altı devletin kısmen Asya'da olmakla birlikte, ekonomik ve siyasi açıdan başka bir bölgeye ait olduğu düşünülmektedir. Asya dünyadaki en hızlı büyüyen ekonomik bölge ve SAGP'ye göre GSYİH bakımından en büyük kıtasal ekonomidir. Çin, Japonya ve Hindistan dünyanın en büyük on ekonomisi arasındadır. Dahası, Asya, Japon ekonomik mucizesinden (1950-1990) başlayarak, Güney Kore'deki Han Nehri Mucizesi (1961-1996) ve Çin'deki ekonomik patlama (1978-2013) ile dünyanın en uzun ekonomik patlamasının merkezidir.

Tüm dünya bölgelerinde olduğu gibi, Asya'nın zenginliği de ülkeler arasında ve içerisinde farklılık göstermektedir. Bunun nedeni, büyük kültür çeşitlilikleri, ortamlar, tarihi bağlar anlamına gelen ve hükümet sistemleri gibi geniş bir boyuta sahip olmasıdır. Asya'da SAGP gayri safi yurtiçi hasıla (GSYİH) açısından en büyük ekonomiler Çin, Japonya, Güney Kore, Rusya, Hindistan, Endonezya, Türkiye, İran, Suudi Arabistan, Tayvan, Tayland, Pakistan, Malezya ve Filipinler'dir ve nominal GSYİH açısından da yine Çin, Japonya, Güney Kore, Hindistan, Rusya, Endonezya, Türkiye, Filipinler, Suudi Arabistan, Tayvan, Birleşik Arap Emirlikleri, Tayland, İran, Malezya, Bangladeş ve Singapur en büyük ekonomilerdir. (Devamı...)


Kostas Slukas (YunancaΚωνσταντίνος "Κώστας" Σλούκας, d. 15 Ocak 1990), Türkiye Basketbol Ligi (TBL) ekiplerinden Fenerbahçe Ülker'de forma giyen Yunan profesyonel basketbolcudur. Aynı zamanda Yunanistan millî takımında da forma giymektedir. Sol elini kullanan oyuncu, 1.90 m boyunda olup oyun kurucu pozisyonunda görev yapsa da ihtiyaç duyulduğu zamanlarda şutör gard olarak da görev yapabilmektedir.

Slukas, alt yapı kariyerine Mandoulides'in genç takımında başladı ve profesyonelliğe ilk adımını 2008 yılında Yunanistan Ligi'nin iki büyük takımından birisi olan Olympiakos ile anlaşarak attı. 2009-10 sezonunda takımıyla Yunanistan Kupası'nı kazanarak kariyerinin ilk şampiyonluğu elde etti. Pire ekibinde iki sezon geçirdikten sonra 2010 yılında Aris Selanik takımına kiralandı. (Devamı...)

görüntüle - değiştir - Add korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu ekleyip kaydedin.

Mart 18 - Cts

Çanakkale Şehitleri Anıtı Türkiye'de Çanakkale il sınırları içindeki Gelibolu Yarımadası'nda, Çanakkale Boğazı'nın ucunda Morto Koyu önündeki Hisarlık Tepe üzerinde yer alan anıt.

1915 yılında I. Dünya Savaşı sırasında Çanakkale Savaşları'nda hayatını kaybeden Türk askerlerin anısına yaptırılmıştır. Türk askerler için Gelibolu’da dikilen ilk abide, bölgede toplanan taşların üst üste konulmasıyla oluşturulan Mehmet Çavuş Abidesi idi. 1943 yılında Çanakkale'de hayatını kaybeden Türk askerler için bir abide yarışması düzenlendi ancak kazanan proje uzun süre hayata geçirilemedi. Büyük bir yardım kampanyası sonucu 1954’te temeli atılan abidenin resmi açılışı 21 Ağustos 1960’ta gerçekleşti.

Dört ayak ve bir kubbeden oluşan 41.7 metre yüksekliğindeki yapı, Roma döneminden beri kullanılagelen zafer takı formundadır. Feridun Kip, İsmail Utkular ve Doğan Erginbaş tarafından tasarlanmıştır. Yanında Mehmetçik Anıtı, Türk Bahçesi, Mustafa Kemal Çanakkale'de Anıtı, Yaralı Asker Anıtı, Meçhul Asker Kabri ve sembolik bir "Türk Şehitliği" bulunur. Devamı...


Cheiracanthium Miturgidae familyasından gececil örümcek cinsi. Familyasının en çok türden oluşan cinsidir. Bazı türleri halk sağlığı açısından tehlikeli olabilecek kadar zehirlidir.

Eski Dünya'da, kuzeyde Avrupa'dan Japonya'ya kadar, güneyde Güney Afrika'dan Hindistan ile Avustralya'ya kadar yayılım gösterir. Yeni Dünya'da yalnızca iki türü (C. inclusum ile C. mildei) bulunur. Amerika Birleşik Devletleri'nin Utah eyaletinde Cheiracanthium inclusum türü nekrotik ısırıklarıyla insan sağlığı için tehdit oluşturur. Zehri sitotoksiktir. Isırığın olduğu bölgede derinin ölümüne sebep olur. Erkekler 119 günde, dişiler ise 134 günde cinsel olgunluğa ulaşırlar.

Boyu 5 – 10 mm uzunluğunda olan ufak örümceklerdir. Tıknaz bir yapıları vardır. Bacakları nispeten uzundur. Rengi yeşilimsi ile sarımsı kahverengi arasında değişkenlik gösterir. (Devamı...)

görüntüle - değiştir - Add korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu ekleyip kaydedin.

Mart 19 - Paz

Ornans'ta Cenaze (Fransızca: Un enterrement à Ornans), Fransız ressam Gustave Courbet tarafından 1849-1850 yılları arasında yapılan tablo. Ressamın büyük amcasının 1848 yılındaki cenaze törenini anlatan tablo Paris'teki Orsay Müzesi'nde sergilenmektedir. Ressam tabloyu yaptığında 32 yaşındaydı. Eser, 1850 yılındaki Paris Salonu’nda sergilendiğinde büyük tartışma yarattı ve ressamın ün kazanmasına sebep oldu. Tabloyu bayağı bulan eleştirmenler Courbet’nin “çirkin”, “saçma” ve “değersiz” bir resim yaptığını söylediler. ‘’Ornans’ta Cenaze’’ daha sonraki yıllarda ressamın öncüsü olduğu gerçekçilik akımının sembollerinden biri haline geldi. Courbet, bu tabloda büyüdüğü bölge olan Ornans'ı çizdi. Tablo, hiçbir dinsel mesaj içermez. Bir cenaze töreni olanca sadeliği ile betimlenmiştir.

Courbet tabloyu, hem modern sanat hem de Fransa tarihi açısından önemli bir dönemde çizdi. 1848’de Louis-Philippe saltanattan indirilmiş, bir sene sonra ise ileride III. Napolyon olarak imparator ilan edilecek olan Louis-Napoleon Bonaparte cumhurbaşkanı seçilmişti. 1850'deki sanayi devriminin ardından yeni üretim teknikleri ve farklı şirketlerin kurulmasıyla o güne kadar sanatta ön planda olan romantikler önemini kaybetti. Burjuva sınıfı ülkeyi yönetmeye başladı, öte yandan çalışan kesim sorunlarını ifade etmek için yollar aramaya başladı. Marx ve Proudhon gibi aynı zamanda ressamın arkadaşları olan entelektüeller sosyalist doktrinin temellerini attılar. Sanatsal bağlamda, ressamlar çalışan sınıfla çok iç içe değildi (örneğin Courbet Paris Komünü'ne sadece 1871'de katıldı) ve burjuva sınıfı ise sanatın yeni formlarını reddediyordu. Genç ressamlar gelişime açıktı, romantik meslektaşlarından uzaklaşmışlardı ve yüzyılın ikinci yarısında enstitülere ya da parayla güce sahip olanlara hizmet etmemeleri gerektiğinin farkına varmışlardı. Devamı...


Viral çıkış konak (virüsün giriş yapmış olduğu) hücrenin enfeksiyonundan virüsün çoğalmasının (replikasyonu) ardından yeni oluşan (progeni) virüslerin konak hücreden çıkışları ya da salınmalarını ifade eder. Replikasyonun gerçekleşmesinden ve konak hücredeki kaynakların tükenmesinden sonra, progeni virüsler çeşitli şekillerde konak hücreyi terk ederler.

Çıkış ya da salınma tek bir hücreden çıkış için kullanılır. Vücudun bir parçasından başka bir parçasına salınma ve vücuttan çevreye salınma ile virüsler kişiden kişiye bulaşabilmektedirler ve buna saçılma da denmektedir.

Çıkış yöntemleri arasında tomurcuklanma, konak hücrenin yok edildiği apoptoz ve konak hücrenin yok edilmediği, virüsün içinde bulunduğu paketin hücre zarıyla birleştiği eksositoz bulunur. (Devamı...)

görüntüle - değiştir - Add korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu ekleyip kaydedin.

Mart 20 - Pzt

Zelzele Adası Pakistan'ın Belucistan eyaletinin Gvadr şehrinde, kıyı şeridinden yaklaşık 2 kilometre açıklıkta bulunan bir ada. Ada, 24 Eylül 2013'te meydana gelen bir deprem sonucunda oluşmuştur.

Adanın bir deprem sonucu ortaya çıkmasından dolayı Türkçe'de deprem adası anlamına gelen Urduca: زلزلہ جزیرہ (Zalzala Jazeera) adı seçildi. Ayrıca, deprem dağı karşılığına gelen "Zalzala Koh" diğer yaygın kullanılan isimlerden birisidir.

1945, 1999, 2001 ve 2010 yıllarında Mekran bölgesininde meydana gelen depremler sonrasında Gvadar'ın 282 kilometre (175 mil) doğusunda, Hingol nehri deltası altında, Ormara kasabasına 1 km mesafede kıyı boyunca birçok adacık su yüzeyine çıktı. Bu adacıklar deniz derinliğinin sadece 6-7 metre (23 ft) olması nedeniyle yaz aylarında Pakistan'ı etkileyen kuvvetli yağmur ve fırtınalardan oluşan muson yağmurları sonrasında, deniz seviyesinin yükselmesi ile ortadan kayboldu. Ayrıca sahil kasabası sakinleri 1968 yılında bir deprem sonucunda aynı yerde ada oluştuğunu ve bir yıl sonra adanın ortadan kaybolduğunu ifade ettiler. Ada 24 Eylül 2013 tarihinde Pakistan'ın güneybatısındaki Awaran şehri yakınlarında 7.7 Ml büyüklüğündeki deprem sonucunda oluştu. Devamı...


David J. Thouless (21 Eylül 1934, Bearsden), Britanyalı fizikçi ve bilim insanı.

2016'da Duncan Haldane ve John M. Kosterlitz ile birlikte maddenin topolojik evre değişimleri ve maddenin topolojik evrelerinin kuramsal keşfine yaptıkları katkı nedeniyle Nobel Vakfı tarafından Nobel Fizik Ödülü'ne layık görüldü.

David James Thouless 21 Eylül 1934 tarihinde İskoçya'nın Bearsden şehrinde doğdu. Thouless ilk olarak Winchester College'da öğrenim gördü. 1955'te lisans derecesini Cambridge Üniversitesi'nde aldı. Doktora eğitimini, 1967 Nobel Fizik Ödülü sahibi nükleer fizikçi Hans Bethe'nin danışmanlığında 1958 yılında Cornell Üniversitesi'nde tamamladı. Berkeley'deki Kaliforniya Üniversitesi'nde doktora sonrası araştırmacı olarak çalıştı. Devamı...

görüntüle - değiştir - Add korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu ekleyip kaydedin.

Mart 21 - Sal

[[Dosya:|sağ|150px]] Uzayın Fethi Anıtı (Rusça: Монумент «Покорителям космоса»; Monument Pokoriteljam kosmossa), 1964 yılında Moskova'da Sovyetler Birliği'nin uzay çalışmalarındaki başarıları anısına dikilen anıt. Rusya Fuar Merkezi'nin ana girişinin ileri bölgesinde yer alan ve titanyumdan yapılan anıt 77° eğiminde ve 107 metre yüksekliğindedir. Hemen önünde Kozmonotlar Anıt Müzesi yer alır.

Sovyetler Birliği tarafından Mart 1958'de, dünyanın ilk yapay uydusu yörüngeye oturtuldu. Bu gelişme anısına dikilitaş şeklinde bir anıt yapılması için yarışma düzenlendi. Başlangıçta yer olarak Moskova Devlet Üniversitesi'nin yakınları seçildi, fakat sonraki süreçte yer değiştirilerek şu anki yere yapılmasına karar verildi. Sovyetler Birliği'nden ve diğer ülkelerden 1000'den fazla proje yarışmaya katıldı. 365 proje Moskova'da bulunan Manej binasında yapılan özel bir sergide gösterilmiştir. Ödül Mikhail Barshch, Andrey Petroviç Faydysh, Lev Shchipakina ve Alexander Kolchin'in tasarımcısı olduğu projeye verildi. İkincilik ve üçüncülük ödüllerinin de verildiği yarışmadaki ilk üçe giren tüm projeler roket kalkışı teması işlemekteydi.

Anıtın açılışı 4 Ekim 1964 tarihinde, ilk uydunun fırlatılmasının yedinci yıldönümünde gerçekleşti. (Devamı...)


Röveşata havada ters perende atarken, tek ayakla topa vurma eylemi. Başta futbol olmak üzere topla oynanan çeşitli sporlarda da yer alan bu hareket, Güneydoğu Asya'da oldukça popüler olan ayak voleybolunun temel hareketlerinden biridir. Avustralya futbolunda ise pek sık olmasa da bu harekete rastlanmaktadır.

Röveşata sözcüğü Türkçeye, İtalyancada da aynı anlamı taşıyan "rovesciata" sözcüğünden geçmiştir. İtalyancadaki kökeni ise tepetaklak etmek/olmak anlamı taşıyan "rovesciare" kelimesine dayanır. Röveşatanın ilk olarak ne zaman ve nerede yapıldığına dair çeşitli iddialar bulunmaktadır. Bunların ilki, Peru'nun Callao şehrinin yerlileri ile İngiliz denizciler arasında 19. yüzyılın başlarında oynanan futbol maçlarına dayanmaktadır. Şili'de, Bask kökenli Şilili futbolcu Ramón Unzaga'nın, 1914 yılında oynanan bir maçta yaptığı hareket, röveşatanın ilk ortaya çıktığı zaman olarak kabul edilmektedir. (Devamı...)

görüntüle - değiştir - Add korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu ekleyip kaydedin.

Mart 22 - Çrş

I. Süleyman (Osmanlı Türkçesi: سلطان سليمان اول‎, Sultan Süleyman-ı Evvel; 6 Kasım 1494, Trabzon - 7 Eylül 1566, Zigetvar), Osmanlı İmparatorluğu'nun onuncu padişahı ve 89. İslam halifesi. Batıda Muhteşem Süleyman, Doğuda ise adaletli yönetimine atfen Kanunî Sultan Süleyman olarak da bilinmektedir. 1520'den 1566'daki ölümüne kadar, yaklaşık 46 yıl boyunca padişahlık yapan ve 13 kez sefere çıkan I. Süleyman, saltanatının toplam 10 yıl 1 ayını seferlerde geçirmiştir. Süleyman böylece imparatorluğun hem en uzun süre görev yapan hem en çok sefere çıkan ve de en uzun süre sefer yapan Osmanlı Sultanı olmuştur.

I. Süleyman 1520 yılında, babası I. Selim'in ölümünün ardından tahta çıktı. Batıda Belgrad, Rodos, Boğdan ve Macaristan'ın büyük kısmını imparatorluk topraklarına kattı. 1529 yılında Viyana'yı kuşatsa da çeşitli sebeplerden ötürü bu kuşatma başarısızlıkla sonuçlandı. Doğuda, Safevîlerle yapılan savaşlar sonrasında Orta Doğu'nun büyük kısmını ele geçirdi. Afrika'da imparatorluğun sınırları Cezayir'e kadar uzanırken; Osmanlı Donanması ise Akdeniz'den Kızıldeniz'e kadar olan sularda hakimiyet kurmuştu. I. Selim'den 6.557.000 km2 olarak devraldığı Osmanlı İmparatorluğu'nu, padişahlığı döneminde 14.893.000 km2'ye ulaştırdı. Zigetvar Kuşatması'nın sonlanmasından bir gün önce, 7 Eylül 1566 tarihinde hayatını kaybetti ve yerine oğlu II. Selim geçti. Devamı...


Azur Penceresi ya da diğer bilinen adlarıyla Dwejra Penceresi veya Mavi Pencere, Malta'nın Gozo adasında bulunan 28 metre (92 ft) yüksekliğinde kireç taşından oluşmuş doğal kemer.

Yıllarca süren doğal erozyon sonucu bazı parçaları denize düşen kemer 8 Mart 2017'de meydana gelen şiddetli fırtınanın etkisiyle tamamen çöktü. Azur Penceresi, yaklaşık 500 yıllık bir dönemde bir uçurumun dalga ve yağmur erozyonuna maruz kalması sonucunda bu hâlini almıştı. Kemer, Malta'nın başlıca turistik mekanlarından birisi oldu ve profesyonel fotoğrafçılıkta popüler yerler arasında yer aldı. Mavi Pencere Malta hükûmeti tarafından özel koruma alanı ilan edildi ve 1998 yılında Dwejra Koyu'nun geri kalanı ile birlikte UNESCO Dünya Mirası geçici listesine dahil edildi. Devamı...

görüntüle - değiştir - Add korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu ekleyip kaydedin.

Mart 23 - Prş

Doğrulama yanlılığı ya da teyit yanlılığı, kişilerin kendi inançlarını, düşüncelerini ve varsayımlarını destekleyen ya da teyit eden bilgileri kayırma, dikkate alma ve öne çıkarma eğilimidir. Bu yanlılığa sahip kişiler inançlarına, düşüncelerine ve varsayımlarına ters düşen, karşı duran, onlarla çelişen bilgileri ihmal etme, yok sayma eğilimi gösterir. Bilişsel eğilimin bir çeşidi ve tümevarımın sistematik hatasıdır. İnsanlar bilgiyi seçici olarak topladıklarında veya anımsadıklarında ya da belirli bir eğilime göre bu bilgiyi yorumladıklarında doğrulama yanlılığına gösterirler. Etkisi, duygusallıkla yaklaşılan konularla, iyice yerleşmiş ve değişmesi zor inanışlarla ilgili olduğu takdirde çok daha güçlüdür. İnsanlar aynı zamanda müphem ve belirsiz kanıtları da kendi görüşlerini destekleyici yönde yorumlamaya eğilimlidir. Yanlı araştırma, yorumlama ve bellek karşı tarafların aynı kanıtlara ulaşması durumunda bile anlaşmazlığın daha keskinleşmesi olan tutum kutuplaşmasını, doğru olmadığının kanıtları gösterilmesine rağmen inançlarda ısrar, ilk olarak edinilen bilgiye daha fazla güvenme olan irrasyonel öncüllük etkisi ve iki olay ya da durum arasında bir bağlantı olduğuna dair yanlış algılama olan yanılsama korelasyonunu açıklamak için kullanılır. (Devamı...)

Azerbaycan ekonomisi ülkenin doğal kaynakları, gelişmiş sanayisi ve coğrafyası itibarıyla önemli bir ülke ekonomisidir. Azerbaycan'da özellikle büyük petrol ve doğalgaz rezervleri bulunmaktadır. Hacim ve çeşit bakımından hammadde yatakları ile dünyanın sayılı ülkelerinden biridir.

1991 yılında Sovyetler Birliği'nin dağılmasının ardından siyasi bağımsızlığını kazanan Azerbaycan Cumhuriyeti, merkezi planlı ekonomisinden serbest piyasa ekonomisine geçiş sürecini yaşadı. Ekonomide yaşanan dönüşümde ülkede siyasi bağımsızlığın ardından siyasi istikrarın sağlanması, coğrafi konumu ve şartlarının yanı sıra önemli enerji kaynağı rezervlerine sahip olması büyük rol oynadı.

Siyasi bağımsızlığın kazanılmasının ardından eski Sovyetler Birliği'ndeki işletmelerle ekonomik bağlantıların koparılmasının ve ülkenin diğer Sovyet cumhuriyetlerdeki pazar payını kaybetmesinin yanı sıra Sovyetler Birliği döneminde merkezden sağlanan sübvansiyonların da kesilmesiyle birlikte üretimde düşüşler yaşandı. Ekonomik yapının eski merkezi planlamaya göre örgütlenilmesi nedeniyle birçok fabrika ve tesis üretimini durdurdu veya düşük kapasite ile üretimine devam etti. (Devamı...)

görüntüle - değiştir - Add korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu ekleyip kaydedin.

Mart 24 - Cum

Pergel ve çizgilik çizimleri belli uzunlukta doğrular, belli büyüklükte açılar ve diğer geometrik şekilleri çizmek için sadece ideal bir çizgilik (işaretsiz cetvel, veya cetvel tahtası) ve pergel kullanılmasıdır.

Kullanılacak cetvelin sonsuz uzunlukta olduğu, üzerinde işaretleri olmadığı ve tek bir kenara sahip olduğu varsayılır, bu araç çizgilik olarak adlandırılır. Pergelin ise, sayfadan kaldırıldığı zaman kapandığı, yanı uzaklıkları doğrudan taşımak için kullanılamayacağı varsayılır.

Çizgilik ve pergel kullanılarak çizilebilcek her nokta, sadece pergel kullanılarak da elde edilebilir. Düzlem geometrisindeki bazı eski problemler bu kısıtlamayı getirirler. (Devamı...)


Karabibik Nabizâde Nâzım'ın 1890'da yayınladığı gerçekçi köy romanıdır. İlk Türkçe köy romanı olarak kabul edildiği için Türk edebiyatında önemli bir yeri vardır. Eser, roman değil, uzun öykü olarak da değerlendirilebilir. Antalya’nın bir köyünde yaşayan Karabibik adlı köylünün yaşam mücadelesini konu edinir. Etkileri Talip Apaydın’dan Kemal Tahir’e kadar köyü ele alan pek çok romancıda görülür.

Yazar, eseri Beymelek’te yüzbaşı olarak kaldığı dönemde kaleme almıştır. Yazmadan önce Antalya’nın köylerine gidip çevre, kişiler ve kişilerin konuşmaları hakkında bilgi sahibi olmak için araştırmalar yapmış, eserde kahramanları kendi düşünceleri ve yerel dilleriyle konuşturmaya çalışmıştır. (Devamı...)

görüntüle - değiştir - Add korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu ekleyip kaydedin.

Mart 25 - Cts

Devlet Mezarlığı Türkiye cumhurbaşkanları ile Türk Kurtuluş Savaşı sırasında en az tümen komutanlığı yapmış ve 1988 yılında Genelkurmay Başkanı'nın politik kriterlerine uyan 61 komutanın mezarlarının yer aldığı 1988 yılında hizmete açılmış "anıt-park" niteliğindeki mezarlıktır. Ankara’da, Atatürk Orman Çiftliği arazisi içinde yer alır. 536.000 metrekarelik alanda yer alan ve 356.000 metrekaresi yeşil alan olan park, halka açıktır. Millî Savunma Bakanlığı tarafından yönetilir.

Devlet Mezarlığı yaptırılması için 6 Kasım 1981 Tarihli ve 2549 Sayılı Kanun 11 Kasım 1981'de Resmî Gazete'de yayımlandı. Mezarlık için Millî Savunma Bakanlığı’nın 1982 yılında açtığı yarışma sonucu 42 proje arasından seçilen mimar Özgür Ecevit ile ziraat mühendisi Ekrem Gürenli’nin projesi uygulanmıştır. Bu projede İslam kültürüne uygun olarak gösterişli mezarlardan kaçınılmış, işlevsel olmayan anıtsal formlar kullanılmamış ve hüzünlü bir hava oluşmamasına dikkat edilmiştir. 30 Ağustos 1988 günü devlet töreni ile hizmete açılmıştır. (Devamı...)


Shirley Booth (30 Ağustos 1898 - 26 Ekim 1992) Amerikalı tiyatro, sinema, radyo ve televizyon oyuncusu.

Asıl olarak tiyatro sanatçısı olan Booth'un Broadway kariyeri 1925 yılında başladı. En önemli başarısı 1950 yılında ilk Tony Ödülünü kazandığı Come Back, Little Sheba adlı oyundaki "Lola Delaney" rolüdür. İlk filmi ise aynı oyundan uyarlanan Come Back, Little Sheba adlı 1952 yapımı filmdir. Bu filmdeki rolü ile En İyi Kadın Oyuncu Akademi Ödülü ve En İyi Kadın Oyuncu Altın Küre Ödülünü kazandı. Sinemaya başarılı bir giriş yapmasına karşın tiyatro sanatçılığını tercih etmiş ve yalnızca dört filmde daha rol almıştır.

1961 ila 1966 yılları arasında televizyonda durum komedisi Hazel adlı dizide ana karakteri canlandırdı ve iki kere Primetime Emmy Ödülü kazandı. 1966 yılında televizyon yapımı The Glass Menagerie adlı filmdeki performansı ile takdir gördü. Son rolü ise 1974 yılında televizyonda The Year Without a Santa Claus adlı özel animasyon gösterisindeki Mrs. Claus rolünün seslendirmesi olmuştur. (Devamı...)

görüntüle - değiştir - Add korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu ekleyip kaydedin.

Mart 26 - Paz

Komünist rejimler altındaki katliamlar yirminci yüzyılda komünist rejimler altında yapılan birçok katliamdan oluşur. Tahmin etmekte kullanılan yönteme göre katliamlarda ölenlerin sayısı oldukça büyük farklılıklar göstermektedir. Akademik araştırmalar tek bir toplum içinde katliamların nedeni üzerine odaklanır; ancak katliamların bazı ortak sebepleri olduğuna dair iddialar da bulunmaktadır. Katliamlarda ölenlerin sayısının yüksek olduğu tahminler yalnızca siyasi rakiplerin yok edilmesi, iç savaşlar, terör seferberlikleri ve toprak reformları sırasında gerçekleşen katliam ve idamları değil aynı zamanda savaş, kıtlık, hastalık ve çalışma kamplarında tükenme sonucu olan ölümleri de hesaplamalarına dahil etmektedir. Bu facialara hükûmet politikalarının ve idarede yapılan yanlışlıkların neden olduğuna inanan ve dolayısıyla da çeşitli terimlerle tanımlanan farklı ölüm nedenlerini de birarada değerlendiren akademisyenler vardır. Bu akademisyenlere göre tanımlandığında toplam ölü sayısı onlarca milyonu aşar ancak bu yaklaşımın geçerliliğini kabul etmeyen akademisyenler de bulunmaktadır. Komünizmin Kara Kitabı'nda yer alan tahminlerin özetinde Martin Malia, ölü sayısını 85 ila 100 milyon olarak önerir. (Devamı...)

Tepeli pelikan ya da Pelecanus crispus, pelikangiller (Pelecanidae) familyasından çok büyük bir su kuşu türüdür. Avrupa'nın güneydoğusundan Hindistan ve Çin'e yayılan bölgede bataklıklar ve sığ göllerde yaşar. Yuvaları bitkiler ve dallardan oluşan kaba bir yapıdır. Geniş bir alana yayılmasına rağmen alt türü yoktur ancak boyut farklılıklarına dayanarak Azerbaycan'da bulunan fosillerden Pleistosen dönemine ait Pelecanus crispus palaeocrispus türü tanımlanmıştır.

Tepeli pelikan, pelikanlar arasında en büyüğüdür ve yaşayan kuş türleri arasında da en büyük kuşlar arasındadır. Boyu 160 ila 183 cm. arasında, ağırlığı 9 ila 15 kg arasında, kanat açıklığı da 290 ila 351 cm arasında değişir. Bireysel olarak tepeli pelikandan daha ağır toylar ve kuğular olsa da 11,5 kg. olan ortalama ağırlığı ile dünyanın uçabilen en ağır kuş türüdür. Büyük albatroslardan sonra dünyanın en geniş kanat açıklığına sahip kuşlarından biridir. (Devamı...)

görüntüle - değiştir - Add korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu ekleyip kaydedin.

Mart 27 - Pzt

Turgut Reis SMS Weißenburg, Alman İmparatorluğu Donanması'nın ilk okyanus ötesi savaş gemilerinden biri. Alman İmparatorluğu Donanması'nın ardından Osmanlı Donanması'nda görev yaptı. Alman İmparatorluğu'nda 1890'larda yapılan Brandenburg sınıfı dört ön-dretnot zırhlısından üçüncüsüdür (Diğer üçü Brandenburg, Wörth ve Kurfürst Friedrich Wilhelm (Barbaros Hayreddin)). 1890 yılında AG Vulcan firmasının Stettin tersanesinde inşası başladı, 1891'de denize indirildi, 1894 yılında tamamlandı. Brandenburg sınıfı zırhlılar, üçer adet ikiz tarette taşıdıkları altışar büyük kalibre top ile, dönemin standardı olan iki adet ikiz taret taşıyan zırhlılardan farklıydı. İngiliz Kraliyet Donanması, bu gemilere "whaler" (balina gemisi) adını verdi. Turgut Reis, kendisiyle aynı sınıftan gemiler olan SMS Brandenburg, SMS Wörth, ve SMS Kurfürst Friedrich Wilhelm (sonraki Barbaros Hayreddin) ile aynı yıllarda suya indi.

Weissenburg Alman Donanması'ndaki görev süresi boyunca az sayıda aktif görevde bulundu. Aynı sınıftaki diğer üç gemiyle beraber 1900-01 yıllarında Çin'deki Boxer Ayaklanması'nda görev yaptı. 1902-1904 yılları arasında büyük çaplı bir modernizasyondan geçti. 1910 yılında Osmanlı İmparatorluğu'na satılarak Turgut Reis adını aldı. Osmanlı hizmetinde Balkan Savaşları'nda görev aldı, Aralık 1912 ve Ocak 1913'te Yunan donanmasına karşı iki muharebeye katıldı. (Devamı...)


Bürünbirimcik ya da mora, bazı dillerdeki vurgu ya da dilsel eş değerlemenin boyutunu ortaya koyan, hece (seslem) değerinin belirlendiği ses bilimsel birimdir. Bürünbirimcik, hece kavramından farklı olup heceden farklı bir zamansal ölçüme dayanmaktadır. Bununla birlikte, bürünbirimciğin birçok farklı tanımı vardır. İngilizcede kullanılan mora terimi Latincede "kalabalık, gecikme" anlamlarına gelir ve Yunanca "chronos" kelimesinin birebir çevirisidir. 1968'de Amerikan dil bilimci James D. McCawley bürünbirimciği "iki parçadan oluşan uzun bir hece ya da tek bir parçadan oluşan kısa bir hece" olarak tanımlamıştır.

Tek parçalı heceler bir bürünbirimciğe, iki parçalı heceler iki bürünbirimciğe ve üç parçalı heceler üç bürünbirimciğe sahiptir. Bununla beraber, üç parçalılık nadirdir. (Devamı...)

görüntüle - değiştir - Add korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu ekleyip kaydedin.

Mart 28 - Sal

Fizik (Antik Yunanca: φύσις fisisdoğa”) maddeyi, maddenin uzay-zamanda hareketini enerji ve kuvveti de kapsamak üzere bütün ilgili kavramlarla birlikte inceleyen doğa bilimidir. Daha genel olarak, evren ile ilgili nasılları cevaplamak için doğanın genel bir analizidir.

Fizik en eski akademik disiplinlerden biridir. 16. yüzyıldan bu yana kendi sınırlarını çizmiş modern bir bilim olmasına karşın, Bilimsel Devrim'den önce iki bin sene boyunca felsefe, kimya, matematik ve biyolojinin belli branşları ile eş anlamlı olarak kullanılmıştır. Buna karşın, matematiksel fizik ve kuantum kimyası gibi alanlardan dolayı fiziğin sınırlarını net olarak belirlemek güçtür. Fizik, diğer disiplinleri etkilemesi bakımından da önemlidir. Bunun nedeni kısmi olarak ondaki gelişmelerin genellikle teknolojiye uygulanmasıyken, fizikteki yeni fikirlerin matematik ve felsefe gibi diğer disiplinleri etkilemesinin katkısı da büyüktür. Örneğin, elektromanyetik ve nükleer fizikteki yenilikler günümüz toplumunun gelişmesinde önemli yer tutan televizyon, bilgisayar, elektrikli ev eşyaları, nükleer silahlar gibi ürünlerin, termodinamikteki yenilikler motorlu taşımanın, mekanikteki yenilikler kalkülüsün gelişmesine neden olmuştur. Fizik kuarklar, nötrinolar ve elektronlar gibi temel parçacıklardan galaksi süperkümelerine kadar çok geniş bir yelpazede birçok fenomeni inceler. Diğer her şeyin kendilerinden oluştuğu bu fenomenleri incelemesi itibarıyla fizik zaman zaman “temel bilim” olarak da anılır. Fizik doğadaki çeşit çeşit fenomeni daha basit fenomenlerle açıklamaya çalışır. Böylece fizik hem gözlemlenebilir şeyleri temel nedenlere indirgemeye hem de bu temel nedenleri birbirleriyle ilişkilendirmeye çalışır. (Devamı...)


Venedik Gettosu Venedik Cumhuriyeti altında yaşayan Yahudilerin Venedik'te yaşamaya zorlandığı muhittir. Getto kelimesinin kökeni, İtalyanca "ghèto"dan gelmektedir.

Getto, Venedik'in Cannaregio bölgesinde bulunmakta ve yan yana iki gettodan oluşmaktaydı. Bu gettolar Ghetto Nuovo ("Yeni Getto") ve Ghetto Vecchio ("Eski Getto") idi. Bu isimler yanıltıcıdır çünkü sıfatlar buralarda bulunan dökümevlerinin kullanılış zamanlarını belirtmektedir; aslen getto olarak Ghetto Nuovo, Ghetto Vecchio'dan daha eskidir. Bugün, getto hala şehirdeki Yahudi yaşamının merkezini oluşturmaktadır. Venedik Yahudi Cemaati sadece 500 kişiden oluşmasına rağmen cemaatin küçük boyuna tezat olarak birçok kültürel aktivite gerçekleştirilmektedir. (Devamı...)

görüntüle - değiştir - Add korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu ekleyip kaydedin.

Mart 29 - Çrş

Sahra Çölü ya da Büyük Sahra Çölü, dünyanın en büyük sıcak çölü olup, Afrika'nın kuzeyinde, kıtanın ortası ile kuzeyini ayıran 9.000.000 km² büyüklüğünde dev bir çöldür. En büyük soğuk çöl ise Antarktika'dır. Sahra sözcüğü Arapçadaki "sahara" sözcüğünden gelme olup "büyü" anlamındadır.

2,5 milyon yaşındadır. Yüzölçümü büyüklüğü Amerika Birleşik Devletleri'ni kaplayacak kadardır. Atlas Okyanusu kıyılarından Kızıldeniz kıyılarına kadar uzanır. Erg adı da verilen kum çölü, genel kanının tersine bütün çölün yalnızca beşte birini kaplar. Onun dışında kalan yerler kaya ve molozlardan oluşur. Sahra'da Tibesti ve Ahaggar gibi, yükseklikleri 3.265 m'yi bulan dağlar da vardır. Buraları görece daha çok yağış alan ve göçebelerin yazın konaklamalarına elverişli yerlerdir. Buna karşılık Sahra'nın bazı yerlerine arka arkaya 10 yıl yağmur düşmediği olur. Yağışlar, mineralleri yıkayıp götürmediği ve bitkiler onları tüketmemiş olduğu için, çölün zemini mineral besinler açısından çok zengindir. Bunun için, uzun süreli kuraklığı atlatmayı beceren tohum taneleri kısa ve güçlü sağanaklar biçiminde yağan ilk yağmurlarda hemen kök salıp çiçek açar ve birkaç gün içinde olgunlaşır. Mineral bakımında zengin bu tabaka rüzgarlarla dünyanın dört bir yanına dağılarak buradaki toprakları da zenginleştirir. Örneğin aslında toprağı mineral bakımında çok fakir olan Amazon bölgesi bu mineral takviyesi ile bitkiler için gerekli besini sağlar.Sahra çölünün batı kıyılarının iklimi iç kesimlerinden farklıdır.Bu sahalar nemli tropikal hava kütlesinin etkisi altındadır.Sahra çölünün batı kıyısının yıllık sıcaklık ortalaması 18 °C olup iç kesimlerden 5 °C daha düşüktür. Yine bu sahalarda karalardan denize doğru esen rüzgarlar ile üstte bulunan su kütlesi akıntılarla uzaklaşır ve altta bulunan soğuk su yüzeye çıkar.Ekvatora doğru yönelen bu soğuk su akımına humbolt ve benguela soğuk su akıntısı denir.İşte bu soğuk su akıntısı bir taraftan söz konusu bölgelerde sislerin oluşumunu sağlarken diğer taraftan havanın serinlemesine yardımcı olur. Sahra Çölü'nde ilk kez 18 Şubat 1979 tarihinde kar yağmıştır. (Devamı...)


Auguste ve Louis Lumière (19 Ekim 1862, Besançon, Fransa – 10 Nisan 1954, Lyon) ile Louis Jean (5 Ekim 1864, Besançon, Fransa – 6 Haziran 1948, Bandol), ilk film yapımcıları arasındadırlar. (Lumière, Fransızca "ışık" anlamındadır.)

Lumière kardeşler ilk özel sinema sunumlarını ise 22 Mart 1895 tarihinde, halka açık olan ve izleyiciden ücret alınan ilk gösterimlerini Paris'te Salon Indian Du Grand Café'de 28 Aralık 1895 tarihinde gerçekleştirmişlerdir.(Bu gösteriye Louis Lumière tarafından öykülü film ve bilimkurgu filmin atası sayılan Georges Melies de davet edilmiştir.) Tarihe geçen bu genel sunum, Lumière kardeşlerin ilk filmi olan Sortie des Usines Lumière à Lyon (Lumière Fabrikasından Çıkan Işçiler) ve bir trenin istasyona yaklaşmasını kesit alan (bu tren filmi izleyenleri o kadar etkiledi ki izleyiciler yerlerinden kalkıp salondan dışarı cıkmak istediler) filmin de aralarında bulunduğu on kısa metrajlı filmden oluşuyordu. Her film 17 metre uzunluğundaydı ve yansıtıcı ile çevrildiklerinde 46 saniye sürüyorlardı. Lumière kardeşlerin, ilk filmlerini, gösterim yılıyla aynı olan 1895'te, Léon Bouly'nin bir yıl önce patenti alınan sinematograf cihazı ile kaydettikleri düşünülmektedir. Daha sonra Lumière kardeşler tarafından da geliştirilen sinematograf, filmlerin kaydedilebildiği, düzenlenebildiği ve yansıtılabildiği bir cihazdı. Bioskop'un mucitleri Max ve Emile Skladanowsky, bir ay önce (1 Kasım 1895) para ödeyen bir topluluğa hareketli görüntü sunumu yaptıkları halde, sinema tarihçileri Lumière kardeşlerin Grand Café'deki sunumlarını sinemanın gerçek doğuşu olarak kabul ederler. Çünkü Skladanowsky kardeşlerin çift sistemli film yansıtıcıları oldukça kullanışsızdır ve yerini kısa sürede sinematografa bırakmıştır.Ve sinematograf icat etmişlerdir. (Devamı...)

görüntüle - değiştir - Add korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu ekleyip kaydedin.

Mart 30 - Prş

Vincent van Gogh'un sağlığı üzerine varılmış bir görüş birliği olmayan bir konudur. 1890 yılında ölümü genel olarak intihar kabul edilmiştir. Hangi rahatsızlıklardan ya da hastalıklardan muzdarip olduğu konusunda çeşitli varsayımlar bulunmaktadır. Bu varsayımların arasında epilepsi, bipolar bozukluk, güneş çarpması, akut intermitant porfiria, kurşun zehirlenmesi ve Ménière hastalığı da bulunmaktadır.

Van Gogh'un mektupları ve Saint-Rémy akıl hastanesi kayıtları gibi çeşitli dokümanlarda bazı semptomlar anlatılmıştır. Van Gogh'un gösterdiği semptomlar arasında hazımsızlık ve mide rahatsızlığı, halüsinasyonlar, kâbuslar, uyuşukluk, unutkanlık, iktidarsızlık, insomnia ve anksiyete sayılabilir. Van Gogh ara sıra tekrarlayan bir çeşit atak ya da nöbetlerden muzdaripti ve böyle bir atak sırasında 23 Aralık 1888'de kulağının bir kısmını ya da muhtemelen tamamını keserek kendini yaraladı. Bu nöbetin ardından yatırıldığı Arles'daki hastanede konulan teşhis "genel deliryum ile akut mani" olmuştur. Hastanede çalışan genç Dr. Félix Rey ayrıca zihinsel epilepsi olarak tarif ettiği "bir çeşit epilepsi" olduğunu da önermiştir. 1890 yılında bu nöbetler daha sıklaşmaya başladı ve en uzunu 1890 yılının Şubat ve Nisan ayları arasında 9 hafta sürdü. İlk olarak bilinç karışıklığı ve bilinç kaybı ile başlayan nöbetler uyuşukluk ve tutarsızlıklarla devam etti; nöbetler sırasında ne resim yapabiliyor ne de mektup yazabiliyordu. (Devamı...)


Çöl kaldırımı kırılmış ince çakıl ya da irice taş parçalarının birbirine açısal bir şekilde yüzeyi kaplayıp, sıkışmasıyla oluşan yüzey şekline denir.

Yüzey erozyonunun şiddetli ve sürekli olduğu sahalarda en çok kum ve toz gibi ince unsurlar havalanır ve uzaklaşır. Sadece iri ve ağır taşlar, çakıllar ve bloklar oldukları yerde kalır. Bu unsurlar zemin üzerinde sanki Arnavut kaldırımını hatırlatan bir taş kaplama oluştururlar ve bu nedenden dolayı da çöl kaldırımı terimi ile anılırlar. Taş kaplama, üzerinde yayıldığı zemini yüzey erozyonuna karşı korur; hatta bu nedenden dolayı çöl kaldırımına çöl zırhı adı verilir. (Devamı...)

görüntüle - değiştir - Add korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu ekleyip kaydedin.

Mart 31 - Cum

31 Mart Vakası (31 Mart Olayı ya da 31 Mart Hadisesi), II. Meşrutiyet'in ilanından sonra İstanbul'da yönetime karşı yapılmış büyük bir ayaklanmadır.

Rumî Takvim'e göre 31 Mart 1325'te (13 Nisan 1909) başladığı için bu adla anılmıştır. On üç gün süren ayaklanma, II. Meşrutiyet döneminin en önemli olaylarından biri olarak kabul edilir. Askeri bir isyan olarak ortaya çıkmasına rağmen isyana dahil olan softaların propagandaları sonucu sonradan dinî bir hal almıştır. İsyanın ilk günü hükûmet istifa etmiş, isyancı askerler yedi gün süre ile İstanbul'a hakim olmuştur. (Devamı...)


"Promiscuous" (diğer adıyla "Promiscuous Girl"), Nelly Furtado ve Timbaland tarafından Furtado'nun üçüncü stüdyo albümü Loose için kaydedilen şarkıdır. Şarkının sözleri Furtado, Timothy "Attitude" Clayton, Timbaland ve Danja tarafından yazılmıştır. Şarkının yapımı Timbaland ve Danja'ya aittir.

"Promiscuous", Loose albümünün ilk single'ı olarak Kuzey Amerika'da 2006 başında, diğer ülkelerde ise ikinci tekli olarak 2006 ortasında yayımlanmıştır. Yalnızca Latin Amerika'da 2006 sonunda üçüncü single olarak piyasaya çıkmıştır. Şarkı, olumlu eleştiriler almış, Kanada ve Amerika Birleşik Devletleri'nde 1 numara olmuştur. Böylece Furtado'nun Kuzey Amerika'daki ilk bir numaralı single'ı olmuştur. 2006 Billboard Müzik Ödülleri'nde "En İyi Pop Şarkısı" ödülünü kazanmış, 2007 Grammy Ödülleri'nde "En İyi Pop Grup Vokal Performansı" dalında ödüle aday gösterilmiş ve 2007 Juno Ödülleri'nde "Yılın Şarkısı" ödülünü kazanmıştır. (Devamı...)

görüntüle - değiştir - Add korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu ekleyip kaydedin.



Bugün 27 Nisan 2024, Cumartesi ; saat 15.52 UTC