Nusayrilik: Revizyonlar arasındaki fark

Vikipedi, özgür ansiklopedi
[kontrol edilmemiş revizyon][kontrol edilmemiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Etiketler: Mobil değişiklik mobil uygulama değişikliği
→‎Bâtınî Cemaat namazı: Yanlış Bilgiler
Etiketler: Mobil değişiklik mobil uygulama değişikliği
61. satır: 61. satır:


==== Bâtınî Cemaat namazı ====
==== Bâtınî Cemaat namazı ====
Toplu olarak kılınan namaz ise büyük bir şeyhin ziyareti, bayramlar ve fırkaya giriş merasimleri gibi vesilelerle yerine getirilir. Kadınların ve topluma kabul edilmemişlerin alınmadığı bu ibadette, ferdi yapılandan farklı olarak ezan okunur, kutsallığına inanılarak şeyhlerden başlanarak cemaat kadehten birer yudum alır, bazı surelerin okunması sırasında secde edilir. Merasimin belirli yerlerinde kuddâsu'l-buhûr, kuddâsü't-tîb, kuddâsü't-teberri ve kuddâsu's-sin gibi dualar okunur ve selam verilerek ibadet tamamlanır.<ref name="ref117">Büyükkara, Prof. Dr. Mehmet Ali: "İslam Mezhepleri Tarihi" sayfa 157. Anadolu Üniversitesi Yayınları Eskişehir, Eylül 2010 ISBN 978-975-06-0738-7</ref><ref>Keser,2002</ref>
Toplu olarak kılınan namaz ise büyük bir şeyhin ziyareti, bayramlar ve fırkaya giriş merasimleri gibi vesilelerle yerine getirilir. Kadınların ve topluma kabul edilmemişlerin alınmadığı bu ibadette, ferdi yapılandan farklı olarak ezan okunur, kutsallığına inanılarak şeyhlerden başlanarak cemaat kadehten birer yudum alır, bazı surelerin okunması sırasında secde edilir.<ref name="ref117">Büyükkara, Prof. Dr. Mehmet Ali: "İslam Mezhepleri Tarihi" sayfa 157. Anadolu Üniversitesi Yayınları Eskişehir, Eylül 2010 ISBN 978-975-06-0738-7</ref><ref>Keser,2002</ref>
{{ayrıca bakınız|Namaz (Nizarî)|Cem|Cem (Ehl-i Hakk)}}
{{ayrıca bakınız|Namaz (Nizarî)|Cem|Cem (Ehl-i Hakk)}}



Sayfanın 18.45, 23 Şubat 2015 tarihindeki hâli

Nusayrî inancı ya da Nusayrî Tarikâtı i'tikadı; Nusayrî i'tikadının asıl kurucusu "Şeyh Bayrak" nâmıyla ün salan ve Nusayrî mezhebinin ulûsu olarak addedilen, yaklaşık olarak 957/968 yılları arasında Halep'te vefât eden "Hüseyin bin Hâmdân-ı Hasîbî" (Şablon:Lang-ar) adındaki şâhıstır.[1] Ghulat-i Şîʿa/İmamiye'den olduğu varsayılan Nusayriyye i'tikadında İsmailiyye, Dürzîlik, Hıristiyanlık ve Suriye'nin yerel inançlarının birleştiği düşünülmektedir. Sadece kendilerinin Ehl-i Beyt inancında olduğunu söylerler. On İki İmâmlar'ın sonuncusu olan Muhammed Mehdi'nin bu tarikâtın i'tikadındaki yeri belirsizdir. Bu nedenledir ki, Anadolu Alevîliği ile Câferiyye Şiîliği'nden i'tikadî yönden ayrılmaktadırlar.

Tarihçe

Nusayrî i'tikadı

Günümüzde, Nusayr’îyye Tarikâtı'nın müntesipleri Nusayrî i'tikadına bağlı olan Nusayrîler'den müteşekkil olmakla beraber, her Nusayrî'nin bu tarikâta mensûp olduğunu kesin olarak söylemek ise pek mübalağalı bir iddia olur. Nusayrîler'in aralarında değişik mezheplerden olanlara da sıklıkla rastlamak mümkündür.

Nusayr’îyye Tarikâtı'nın temel i'tikadî ilkeleri

Tenasüh inancı

Sır İnancı

Dînin şekillendiricisi olarak ashabdan Selman-ı Farısi kabul edilir. Dîn, temelinin ne zaman ortaya çıktığı belli olmayan bir sır üzerine şekillenir. Arap alfabesindeki üç harfle simgelenen sır, genel halk tarafından dahi bilinmez. Bu sırrı bilmek için ermek, "eve giden yola" gitmek gerekir. Bu sırrın yanı sıra, ibadetde gizlilik içinde yapılır. Hatay bölgesinde eski çağda yaygın bir "sır dini" olan Mithras öğretisinden günümüze ulaştığı düşünülebilecek bir saklı öğreti üzerine inanç biçimlenmiştir.

Nusayrî Mezhepleri

Diğer birçok i'tikadî fırkada olduğu gibi Nusayrîlik de kendi arasında çeşitli fırkalara ayrılmıştır. Bunlar genel olarak dört kola ayrılmışlardır ki, bunlar; Haydarîyye, Şimalîyye (veya Şemsiyye) Kilazîyye (veya Kameriyye) ve Gaybîyye'dir. Ancak bunlar, esas itibariyle, Şimalîyye ve Kilazîyye olmak üzere iki ana kol halinde yaygınlık kazanmışlardır.[6]

Ali'nin bulunduğu yer konusunda üç gruba ayrılırlar. Hâydarîler'e göre "Ali bin Ebâ Tâlib Merkedî'nin makâmı ûlvîyyesi" göktedir. Güneş Muhammed Mustafa'yı, Ay da Selmân-ı Farisî'yi temsil eder. Şimâlîler'e göre iser Ali el-Mûrtezâ, Güneş’te mûkîmdir. Bu yüzden de bunlara "Şemsîler" de denilmektedir. Semadaki büyük yıldızlar da Nusayrîler'in ukkâli’nin ruhlarıdır. Bu nedenle Nusayrîler, Güneş’in doğuşu ve batışı zamanında Güneş’e ve yıldızlara hürmet gösterirler. Dualarında ihtiyaçlarını, görünen yıldızlar hürmetine en iyisinden isterler. İkinci kol olan Kilazilere göre ise Ali'nin yeri Ay'dır. Bu yüzden bunlara da "Kamerîler" ismi verilmektedir.[6]

Nusayrîlik’te İbâdet [7]

Nusayr’îyye Tarikâtı'nın görüşleri incelendiğinde, inançlarının İslâm’dan kaynaklanmakla beraber tamamen bâtıni yorumlara dayandığı görülmektedir. Hatta görüşlerinde zaman zaman Hıristiyan kültürünün izleri görülebilir. Bu sebeple ibâdet anlayışları bakımından fırka temel İslâmî ibâdetleri, genel kabulden farklı olarak, kendi bâtıni anlayışlarına paralel biçimde te’vil eder.

Nusayrîlik'te Şehâdet Kelimesi

Nusayrîliğe girişte şehadet kelimesi; "Nusayrî dininden, Cundebî görüşünden, Cunbulanî tarikatından, Hasibî akidesinden, Cillî inancından, Meymunî fıkhından olduğuma şehadet ederim." şeklinde söz söylenerek yerine getirilir.[5]

Nusayrî namazı

Nusayrîler, namazlarını kılmak için bir camide toplanırlar. Burası, günümüz anlamıyla bir cami de olabilir, bir türbe de, hatta birinin evi dahi olabilir. "Namaz" Sünni ya da Şia anlayışındaki namazla ilgisizdir. Soyla babadan oğula geçen "şeyh"lerin önderliğinde erkeklerin toplanıp dua ettikleri bir törendir. [kaynak belirtilmeli] Secde ve rükû gibi durumların da bulunduğu "Nusayrî Namazı" abdestsiz olarak icra edilmez. Tören şeklindeki cemaat halinde kılınacak namazlar için oldukça kapsamlı şehadet'le duş alarak hazırlanırlar.[kaynak belirtilmeli] Kâbe'ye dönmek gibi bir şart da bulunmaz. Cemaat halinde kılınan namazlarda ise herkesin yüzü imama (şeyh') doğrudur. "Namaz" için camide toplanma şartı da yoktur. Namaz kılınacak yer bir ev ya da temiz olan herhangi bir yer olabilir. Namaz şekillerle değil, sadece dua ile kılınır gibi anlamları Kur'an'dan çıkardıklarını söylerler.

Bâtınî ferdi namaz

Bu fırkaya göre ibadetleri başında "bâtınî namaz" yahut kısaca "namaz" adı verilen ibadet gelmektedir. Bu da ferdi ve kolektif olarak iki şekilde yerine getirilir. Namaz; Ali'ye açılan bir kapı ve kalbin niyazı anlamında anlaşıldığından, özel bir mekâna, camiye ihtiyaç duyulmadığı gibi, her hangi bir tarafa yönelme yahut özel bir duruş da söz konusu değildir. Namaz sesle yapılan bir ibadet olup, sadece duadır. Namazın başında "Ali, Muhammed ve Selman'ı yüceltiriz." demek, namazı eda etmek olarak anlaşılır. Namazın temel şartları beş seçkini (Muhammed, Fatır (Fatıma), Hasan, Hüseyin bin Ali ve Muhassin) bilmek, dua esnasında gülmemek ve konuşmamak, abdestli olmak, Abbasi rengi olduğu için siyah takke giymemek, gizliliğe riayet etmek ve namazı "Ey yüce, büyük ve arıların efendisi Ali, bize merhamet et diyip Fatiha ve İhlâs suresini okuyarak " bitirmektir. Namazın sayısı yine beştir ve beş masuma tahsis edilmiştir. Namazda Mekke'ye dönmek şart değildir. Öğleye kadar Güneş’in doğuş yönüne, öğleden sonra ise batıya doğru yönelinir. Bu namazın kılınması, mahiyet itibariyle, Kur'an-ı Kerim'den Fatiha ve İhlâs sureleri ile öteki bazı kısa sureler, Kitâb el-Mecmû'daki sureler ve kuddâs adı verilen özel bazı duaları okumaktan ibarettir.[5]

Bâtınî Cemaat namazı

Toplu olarak kılınan namaz ise büyük bir şeyhin ziyareti, bayramlar ve fırkaya giriş merasimleri gibi vesilelerle yerine getirilir. Kadınların ve topluma kabul edilmemişlerin alınmadığı bu ibadette, ferdi yapılandan farklı olarak ezan okunur, kutsallığına inanılarak şeyhlerden başlanarak cemaat kadehten birer yudum alır, bazı surelerin okunması sırasında secde edilir.[8][9]

Nusayrî Orucu

Namaz gibi İslâm'ın diğer temel ibâdetlerini de te'vil eden Nusayrîlik'te, Ramazan ayı'nda yapılan oruç ibadeti ile alâkası bulunmayan "Nusayrî Orucu", İslam peygamberi Muhammed Mustafa'nın babası Abdullah'ın sessizliğini temsil eder ve fırkaca kutsal sayılan sırları başkalarından gizlemek anlamına gelir. Ramazan ayında tutulan oruç ibadetini de hicri takvime uyarak yerine getirirler.

Zekât

Zekât, Selmân-ı Farisî'yi temsil eder ve dini öğrenip aktarma anlamına gelir. Bununla birlikte fırkanın iç işleyişinde zekât çeşitli vesilelerle merasim sonrası şeyhe verilen paradır.

Nusayrîlik'te hac

Hac ibadetinden kasıt ise, fırkaca kutsal sayılan kişi ve yerleri ziyaret etmeyi sembolize eder ve Kâbe-i Mûazzama'nın tevaf edilmesiyle bir ilgisi yoktur. Ayrıca, Nusayrîlik'te ziyaret yerleri çok önemlidir. Buralar beyaza boyanır ve aynı zamanda ibadet yerleridir. Ziyaret yerleri ya su kenarlarında ya da ağaçlık yerlerdedir. Bu anlayışları eski Fenikeliler'den kalan bir inançtır.[6]

Nusayrîlik'te Şeyhler [7]

Nusayrîler'de, şeyhler tabir edilen din işlerini organize eden dört ayrı sınıf vardır ki, bunlar onlara göre büyük önem arz etmektedir. Bunları da sırasıyla şöyle sıralayabiliriz:

Büyük Şeyh

Ali'nin yeryüzündeki gölgesi durumunda olup, geniş ve büyük bir otoritesi vardır. İnsanüstü gücü bulunduğuna inanılır, bu yüzden büyük itibar görür. Vazifesi, şeyh ve imam adaylarını seçmektir. Her bölgede ancak bir büyük şeyh bulunur.[6]

Şeyh

Cemaatin manevi önderleri durumunda bulunan şeyhlerin sayıları çoktur ve atalarının melekler olduğuna inanılır. Melekler onlara hülul etmiştir. Ahiret âleminde şefaat hakkına sahiptirler. Merasim ve ziyaretleri idare edip, hastalara dua ederler, onlardan izinsiz doktora bile gidilmez. En güzel ve zengin kızlarla evlenirler ve evleri herkese açıktır. Şeyh olabilmek için şeyh ailesinden gelmek şart olduğu gibi geniş bir kültüre de sahip olmak zorunludur.[6]

Nüvvab

Bir nevi şeyh yardımcısı durumundadırlar. Şeyh olabilmeleri büyük şeyhin kararına bağlıdır. Bunun için geniş bir tecrübeden geçmesi gereklidir, şeyh olabileceği kanaati oluşuğunda bir başka bölgeye şeyh olarak atanır.[6]

İmam

Daha alt tabakadan görevlilerdir.[6]

Nusayrîliğe intisâb merhaleleri [7]

Nusayrîliğe Giriş Şartları

Kadınlar bu mezhebe giremezler, çünkü onlar sır saklayamazlar. Bu sebeple Nusayrîler inançlarını kadınlara bildirmezler. Erkekler ise mezhebe girmekle yükümlüdürler. Erkeklere bu inançlar, en geç 19 yaşında öğretilir. Bundan sonra öldürülseler bile bu sırrı kimseye söylemeyeceklerine yemin ederler. Giriş için, esas şart babanın Nusayrî olmasıdır. Erkek, sağlığı yerinde, en az 8-10 yaşından büyük olmak ve ölümle karşı karşıya kalsa bile sır saklayabilecek kabiliyet ve olgunlukta olmak da Nusayrîliğe giriş için gerekli şartlardandır. Nusayrîliğe girmenin şartlarına hâiz olup, Nusayrî inanç ve sırlarını öğrenen ve Nusayrî ibadetlerini yerine getiren Nusayrîlere "ukkâl" (akıllı) Nusayrîler denir. Nusayrilik'te Nusayrî soyundan gelip de Nusayrî inanç ve sırlarını öğrenmeye haiz olmayan veya hâiz olup da bu sırlar kendisine öğretilmeyen ya da bu inanç ve sırları bilmeyen Nusayrilere ise "cuhhâl" (cahil) Nusayrîler denir.[6]

Nusayrîliğe Girişte Şehadet Kelimesi

Nusayrîlik'e girişte şehadet kelimesi; ibadet bölümünde de belirtildiği gibi "Nusayrî dininden, Cundebî görüşünden, Cunbulanî tarikatından, Hasibî akidesinden, Cillî inancından, Meymunî fıkhından olduğuma şehadet ederim." veya kısaca "Ben, Ali’den başka ilâh bulunmadığına şehâdet ederim." şeklinde söz söylenerek yerine getirilir. Böylelikle kişi Nusayrîlik'e girmiş olur. Ardından da törene geçilir.[5]

Nusayrîliğe Giriş Töreni

Nusayrîliğe giriş birkaç merhaleden oluşmaktadır. Nusayrîliğe giriş töreni genel olarak aşağıda sıralanan dört merhaleden oluşmaktadır.

Ön Merhale

Mezhebe girecek yaşa gelen çocuğu babası, güvendiği bir Nusayrî’ye götürür ve ona tavassut etmesini ister. O şahıs onun manevi babası haline gelerek onu iyice tanır. Çocuğun durumu hakkında şahitler ve şeyhin huzurunda teminat alınır, çocuk eğer sır verirse öldürülür. Daha sonra o kişi çocuğun eğitimini sağlar. Nusayrîler'in gözünde iyi bir Nusayrî intibası bırakmak için namaz kılıp, oruç tutmasına özen göstermesi istenir. Zîrâ bu safhada o çocuk bir nevi ilk imtihandan geçmektedir.[6]

Birinci Merhale

Bu ön hazırlık safhasından sonra çocuk, "Meşveret Cemiyeti" adı verilen bir toplantıya alınır ki, bu toplantı şeyhin veya ileri gelen bir Nusayrî’nin evinde yapılır. Çocuk içeri alınır ve nefsini alçaltma, itaatkâr olmanın bir nişanesi olarak, şeyhin ve orada bulunanların ayakkabılarını başına koyar. Ortamda mevcut olanların birer yudum aldıkları, Ulûhiyet sembolü olan üzüm suyundan o da bir yudum içtikten sonra (aynı kadehten içmek kardeşliği simgeler), o, "Abdu'n-Nur" (Nurun kulu) adını alır. Bu arada ع (ayn), م (mim), س‎ (sin) harfleri, manaları anlatılmadan bir mühür şeklinde tekrar ettirilir, tekrar el ve ayaklar öpülür. Sonunda da bu merasimin ay, gün ve senesi kaydedilir.[6]

İkinci Merhale

İlk merhaleden kırk gün sonra yapılan bu toplantının adı "Melik Cemiyeti"dir. Çok zengin ve görkemli bir toplantıdır. Nakip, çocuğa tekrar herkesin içmiş olduğu bir kadehten üzüm suyunu sunar ve ع (ayn), م (mim), س‎ (sin) harflerinin sırrını öğreterek bunları her gün 500 defa tekrar etmesini emreder. Bu arada "Kitâb el-Mecmû"dan da bazı bölümler kendisine öğretilir.[6]

Üçüncü Merhale

Bu ikinciden daha görkemlidir. Nusayrîliğe giren çocuk eğer ileri gelen bir aileden veya şeyh ailesinden birisi ise ikinciden yedi ay, eğer halktan birisi ise dokuz ay sonra icra edilir. Geniş bir salonda yapılan bu merasim bir hayli kurallara bağlıdır. Salonda ortada büyük şeyhi temsilen bir imam oturur, sağında nakip, solunda ise necip vardır. Bu şekil aynı zamanda ع (ayn), م (mim), س‎ (sin) harflerini yani Ali, Muhammed ve Selman üçlüsünü temsil etmektedir. Bu üçlü sembolize sistem Hıristiyanlık'taki "Baba-Oğul-Ruhul-Kudüs" sistemiyle açıklanır. Ayrıca Selman'dan sonra beş tane de eytam vardır ki, bunlar; Mikdad b. el-Esved (Tabiat olayları ve zelzeleyi yürütür.), Ebû Zerril-Gifâril-Gifâri (Yıldızların hareketini idare eder.), Abdullah b. Revâha (Canlıların hayatlarıyla uğraşır.), Osman b. Maz'un (Rızık ve hastalıklarla uğraşır.) ve Kanber b. Kadân ed-Devrî (Ruhları cesetlere gönderir). Bu beş eytam, aynı zamanda beş büyük yıldızdır.

Nâkibin sağında da havarileri temsilen on iki kişi bulunur. Necibin solunda ise yirmi dört kişi yer almaktadır. Bu kişiler Kitâb el-Mecmû'nun beş defa tekrar edildiğine şahitlik ederler. Merasimin başında imam tekrar, sır saklayacağına dair söz ister, havariler de onun sözüne şahitlik ederler. Bu sırada on iki havari önlerindeki on iki bardaktan birer yudum içki alırlar, aday da alır ve böylece ulûhiyete erilmiş olur. Nusayrîliğe göre, gök gürültüsü ve şimşek çakması Ali’nin adının anılmasıdır.[6]

Nusayrîlik'te Kutsal Kabul Edilen Bayram ve Merasimler (Gün ve Geceler) [7]

1. Fıtr (Ramazan) [5][6][8]

2. Adhâ (Kurban) [5][6][8]

3. Gadîr (18 Zilhicce; Muhammed'in Ali'yi imam tayin ettiğine inanılan gün) [5][6][8]

4. Mubahale (21 Zilhicce, Necranlı Hıristiyanlarla Muhammed arasındaki lânetleşme olayı) [5][6][8]

5. Firaş (29 Zilhicce; Muhammed'in Medine'ye hicret ettiği gece Ali'nin O'nun yatağına yatması) [5][6][8]

6. Aşure (10 Muharrem; Nusayrilere göre Hüseyin, Kerbela'da ölmemiş, İsa gibi göğe çekilmiştir) [5][6][8]

7. 9 Rebiulevvel (Ömer'in ölümü) [5][6][8]

8. 15 Şaban (Selman'ın ölümü) [5][6][8]

9. Nevruz ve Mihrican Bayramları (İran’da İslâmîyet öncesi dinlerden kalan ve hâlen yaşamakta olan bayramlar) [5][6][8]

10. 24/25 Aralık gecesi İsa'nın doğumu ve "son yemek" ayini.[5][6][8]

11. Ayrıca Nusayriler, Hıristiyanların bayramlarında da bayram yaparlar.[5][6][8]

Kaynakça

  1. ^ a b Mustafa Öz, Mezhepler Tarihi ve Terimleri Sözlüğü, Ensar, İstanbul, 2011.
  2. ^ Encyclopædia Iranica, ḠOLĀT
  3. ^ Encyclopædia Iranica, ḴAṢIBI
  4. ^ Süleyman Efendi, El-Bâkûret’ûs Süleyman’îyye, Sahife 14-15, Beyrut, 1873.
  5. ^ a b c d e f g h i j k l m n o Büyükkara, Prof. Dr. Mehmet Ali: "İslam Mezhepleri Tarihi" sayfa 156. Anadolu Üniversitesi Yayınları Eskişehir, Eylül 2010 ISBN 978-975-06-0738-7
  6. ^ a b c d e f g h i j k l m n o p q r s t u v w x y z Fığlalı, s.186
  7. ^ a b c d NUSAYRILIK
  8. ^ a b c d e f g h i j k l Büyükkara, Prof. Dr. Mehmet Ali: "İslam Mezhepleri Tarihi" sayfa 157. Anadolu Üniversitesi Yayınları Eskişehir, Eylül 2010 ISBN 978-975-06-0738-7
  9. ^ Keser,2002