Sünnilik

Vikipedi, özgür ansiklopedi
(Sünnîlik sayfasından yönlendirildi)
Ehl-i Sünnet ve'l-Cemâ'at
أهل السنة والجماعة
Bir Sünni camisi olan Köln Merkez Camii
Lâ ilâhe illallah, Muhammedün Resûlullah
Arapça: لا اله الا الله محمد رسول الله
Türkçe: Allah'tan başka ilah yoktur, Muhammed Allah'ın elçisidir.
(Kelime-i tevhid)
Tipİslam
MilliyetÇok uluslu
Aktif sahaDünya çapında (Genellikle Orta Doğu, Kafkasya, Orta Asya ve Kuzey Afrika)
Kutsal metinKur'an
TanrıAllah
İbadetlerNamaz, oruç, zekât, hac
İbadethaneCami, mescit
Vaizİmam, hâfız, müezzin
MerkezMekke, Suudi Arabistan
Kutsal yerlerKâbe (Mekke)
Mescid-i Nebevî (Medine)
Mescid-i Aksa (Kudüs)[1]
Arafat Dağı (Mekke)
Kutsal günCuma
Kutsal vakitlerRamazan
Kadir Gecesi
Ramazan Bayramı
Kurban Bayramı
Miraç Kandili
Berat Kandili
Regaib Kandili
Mevlid Kandili
Üç aylar
MezheplerHanefî, Şafi, Hanbelî, Malikî
Takipçi1.7 milyar[2]

Ehl-i Sünnet ve'l-Cemâ'at ("Sünnet'in takipçileri ve Cemaat"), kısaca Ehl-i Sünnet ya da Sünnîlik (Arapça: أهل السنة والجماعة Ehl-i Sunneti ve'l-Cemâ'ati), İslam dininin Dünya üzerindeki iki büyük kolundan biri (diğeri Şiilik) ve %77-80'lik bir oran ile en büyük mensubunun bulunduğu mezhepler grubudur.[3] Zaman zaman Sünnî İslam veya Sünnî mezhebi ifadesi de kullanılır. Günümüzde Sünnîlik, kendi içerisinde günümüzde yaşayan iki inanç mezhebi (Mâtürîdîlik - Eş'arilik), dört fıkıh mezhebini (Hanefilik, Şâfiîlik, Mâlikîlik, Hanbelilik) içermektedir.

Sünni itikad mezhepleri[değiştir | kaynağı değiştir]

  • Eş'arilik - Ebü'l Hasan Eş'arî (873-935) tarafından kuruldu. Müslüman fakih (hukukçu) ve pek çok sünni sufinin kendine saygı duyduğu ve kendi de sufi olan Gazzâlî tarafından benimsenen bir kelam okuludur. Eşari kelamı insan aklına vahyi yorumlamakta kısıtlı bir alan tanımakta ve inancın insan aklından çıkamayacağı vahye ihtiyaç olduğu dolayısıyla da vahyin gelmediği durumlarda insanın sorumlu olamayacağı ilkesini savunmaktadır. İnanç gibi tüm ahlaki ilkelerin kaynağı da vahiy ile peygamberin ve sahabilerin uygulamalarıdır.
  • Mâtürîdîlik - Ebu Mansur El-Matüridî (863-944) tarafından kuruldu. Orta Asya'daki Türk halkları tarafından kabul edilinceye kadar azınlıkta kalan bir itikadi mezheptir. Geçmişte Anadolu'da Selçuklu ve Osmanlı İmparatorluğu'nda yaşayan Türklerin büyük bir kısmı Sünniliğin bu itikadi mezhebine bağlıydı.[4] Ayrıca Şafiîlik, Malikîlik ve Hanbelîlik fıkıh okulları Eş'ârîyye itikadi mezhebine bağlıyken Hanefîlik fıkıh okulunun izdeşleri Mâtürîdîlik itikadi mezhebine bağlıdırlar. Mâtürîdîlik, Tanrı'nın var olduğu bilgisine akıl yürütmeyle ulaşılabileceğini savunur.

Sünni fıkıh mezhepleri[değiştir | kaynağı değiştir]

Sünni fıkıh mezhepleri Hanefi, Şafiî, Maliki ve Hanbeli mezheplerinden oluşur. Bu dört mezhepten ilki olan Hanefî mezhebi Mâtûridîlik'e bağlı iken Şâfiî ve Mâlikîler Eş'ârîye bağlıdırlar. Ehl-i Sünnet'in İtikadi mezhepleri olan Eş'ârî ve Mâtûridî mezhepleri arasında inançsal açıdan büyük farklılık yoktur. Fıkhi konularda yani uygulama ve ibadetlerde dört fıkhi mezhep arasında bazı farklılıklar görülür.

Hanbelî mezhebinden ayrılan[kaynak belirtilmeli] İbn Teymiyye ve İbn Kayyim el-Cevziyye gibi alimlerin fıkhi görüşleri günümüzde, 18. yüzyılda Arabistan'da dinsel ve siyasal bir hareket olarak ortaya çıkan Vehhabîlik çerçevesinde yorumlanmış biçimiyle varlığını sürdürmektedir. İbn-i Teymiyye'nin görüşlerini daha aşırı yola sokan Suudi Arabistan Vehhabileri'dir. Vehhabiler'in bazı itikadi inançları Ehl-i Sünnet'ten farklıdır. Bu sebeple bazı Sünniler, Vehhabileri Ehli Sünnet'ten saymazlar.

Sünni mezhepler (fıkıh okulları) dört tanedir:

Bu dört Sünni fıkıh okulu dışında da fıkıh okulları olmasına karşın daha az sayıda izdeşe sahip olmuş ve diğer dört mezhep dışında daha az tanınmışlar ve zamanla yok olmuşlar ve izdeşleri tarafından kayıt altına alınamamışlardır.

Sünniler, her Müslümanın bu mezheplerden birini benimseyip, uygulamalarını seçtikleri bu mezhebe göre yapmaları gerektiğine inanırlar ve mezheplerin birleştirilmesi denen Telfik-i Mezahib'i uygun (caiz) görmezler.

Hadis ve sünnet anlayışı[değiştir | kaynağı değiştir]

Kur'an'ın İslam dinindeki yeri tüm Müslüman gruplarca benimsenmekle birlikte hadis konusunda çeşitli İslami grupların farklı anlayışlara sahip oldukları bilinmektedir. Hadisler İslamiyetin ilk dönemlerindeki peygamber ve yakınlarının ibadete, muamelat denilen dindeki çeşitli konulara ilişkin görüş ve davranışları yansıtan kayıtlardır. Müslüman bilginler peygamberin vefatından sonra İslam toplumunun karşı karşıya kaldığı sorunlara Kur'an'dan ve sünnetten sonra üçüncü kaynak kabul edilen Hadislerden delillerle çözüm getirmeye çalışmışlardır. Sünnilik, Şiiliğin aksine Muhammed döneminde yaşamış peygamberin yakınındaki tüm arkadaşlarına (Sahabe denir) dinin güvenilir kaynağı olarak yaklaşmakta olduğundan çeşitli Hadis bilginlerinin hadis kriterlerine uygun buldukları tüm hadisleri hangi sahabe kanalıyla gelirse gelsin kabul etmektedir. Yine Sünnilik ilk dört halifeyi (Ebû Bekir, Ömer, Osman ve Ali) Muhammed'den sonra gelen güvenilir ve tazime layık dini kişilikler olarak kabul ederler. Oysa Şiiler ilk üç halifeyi (Ebu Bekir, Ömer ve Osman) Ali'nin elinden halifeliği çeşitli yollarla gasp etmiş kişiler olarak bakıp tazim göstermezler. Şiilerin bir kısım sahabeyi güvenilmez kabul edip sadece on iki imamdan gelen hadisleri doğru ve güvenilir (sahih) kabul etmesine karşılık Sünniliğin güvenilirliği tüm sahabeyle genişlettirmesi her iki grubun hadis külliyatlarında bir kısım farklılıklar bulunmasına yol açmıştır.

Sünni İslam anlayışında peygamberden aktarıldığı güvenilir (sahih) kabul edilen "Sahihayn" diye tanımlanan hadis kitapları şunlardır:

İçeriği tamamen sahih kabul edilmemekle beraber çok meşhur olanlar şunlardır:

İçeriği tamamen sahih kabul edilmemekle beraber günümüze ulaşıp da diğerleri kadar meşhur olmamışları ise şunlardır: Sahih literatürü:

Müstedrek ve Mustahreç literatürü:

Müsned literatürü: