İçeriğe atla

Üçüncü Ur Hanedanı

Vikipedi, özgür ansiklopedi
(III. Ur Hanedanı sayfasından yönlendirildi)
Üstünde hilal şekli barındıran, Kral Şulgi tarafından Ur'daki ay tanrısının tapınağına adanmış yarım minalık ağırlık. Gerçek ağırlığı 248 g. Louvre Müzesi.

Üçüncü Ur Hanedanı, Üçüncü Ur Sülalesi, III. Ur Hanedanlığı ve benzeri isimlerle anılan, Mezopotamya'da bir dönem egemen olmuş, Ur kenti temelli Sümer hanedanıdır. Bundan dolayı “Yeni Sümer Devleti” olarak da tanımlanmaktadır. Kısa bir dönem boyunca (yaklaşık 100 yıl, MÖ 2060 - MÖ 1960) bölgesel bir siyasi güç olmuştur. Hanedan kısaca Ur III veya III. Ur olarak da anılmıştır.[1]

Akkad yönetiminden ve peşi sıra gelen kısa dönemli Guti egemenliği ardından, Mezopotamya'nın önemli siyasi gücü haline gelmiştir. İsin, Larsa ve Eşnunna kentlerini yönetimi altına almıştır.

Akkadların yönetiminin zayıflamasıyla, III. Ur Hanedanı yükselişe geçmiştir. Son Akkad kralı, Şar-kali-şarri ile ilk III. Ur kralı, Ur-Nammu, arasındaki döneme dair pek bir kayda rastlanmamıştır ve bu nedenle de çok az şey bilinmektedir. III. Ur Hanedanının yükselişini çevreleyen etkenler de tam olarak bilinmemektedir. Bu konularda tarihçilerin farklı teorileri olmuştur.

Bunlardan bir tanesi Ur-Nammu'nun hanedanı kurduğu yönündedir. Bu düşünceye göre Uru-Nammu Uruk kralı Utu-khegal'in yerini almıştır ki Utu-khegal de kendinden önceki Guti kralı Tirigan'ı makamından etmiş, yerine geçmiştir. Sümer kral listesi, her ne kadar tarihi bir kaynak olarak temel alınmasa da, Utu-khegal'in yedi yıl boyunca iktidarda olduğunu gösterir. III. Ur'un yükselişine dair genel kabul görmüş ve gelenekselleşmiş kuram budur. Fakat diğer arkeolojik ve belgesel bulgular bu duruma yeni açılar getirmiştir.

Önem kazanmaya başlamış bir başka teoriye göre ise Utu-khegal Uruk'u yönetirken Ur-Nammu onun valisiydi. Ur'da Uru-Nammu'nın hayatını konu alan ve bu detayı barındıran iki dikilitaş (stela) bulunmuştur. Diğer teori ile kaynaştırarak bazı akademisyenler Ur-Nammu'nun bir ayaklanma ile Utu-khegal'i tahttan indirdiği ve yönetimi ele geçirdiği teorisini sunmuşlardır. Bunların dışında da çeşitli teoriler mevcuttur.

Assurologlar bu dönemin bir kronolojisini çıkartmak için birçok komplike metot kullanmaktadırlar, yine de tartışmalı noktalar bulunmaktadır. Genel olarak akademisyenler geleneksel ve düşük kronoloji. Bunlar şöyledir:[2]

Geleneksel

Utuhegal: 2119-2113
Ur-Nammu: 2212-2095 dolayları
Şulgi: (Dungi) 2094-2047
Amar-Sin: (Bur-sin)2046-2037
Şu-Sin: 2037-2027
İbbi-Sin: 2026-2004?

Düşük

Utuhegal: 2055-2048
Ur-Nammu: 2047-2030
Şulgi: 2029-1982
Amar-Sin: 1981-1973
Şu-Sin: 1972-1964
İbbi-Sin: 1963-1940

Bu tarihlerin hepsi MÖ'dir.

Dönemlerinin sonu yoğun göçler ve çevre toplulukların saldırıları ile gelmiş ve yönetimleri zayıflamıştır. III. Ur Hanedanı MÖ 2004 yılında Elam işgali sonucu düşerken, Babil de Amurruların etkisi altında kalmıştır. Ur Hanedanının yönetiminin sonu aynı zamanda Sümerlerin Mezopotamya'daki yönetimlerinin sonu demektir. Daha sonra Sümer kökenli olmayan kavim ve sülaleler egemen olmuşlardır. Yine de bu dönem kültürel, dini ve mimari açıdan medeni gelişimi büyük oranda etkilemiştir.

III. Ur Hanedanının kurucusu olarak bilinen kral Ur-Nammu aynı zamanda dünyanın bilinen ilk kanun koyucularından bir tanesidir. Akadların tüm Mezopotamya'yı yönetme düşüncesinin takipçilerinden olan Ur-Nammu kendisine unvan olarak 'Sümer ve Akad ülkelerinin kralı'nı uygun görmüştü. Ayrıca Ur'daki Ur Zigguratı'nı da o yaptırmıştır.

Hanedanın bir diğer önemli kralı da, Ur-Nammu'dan sonraki kral Şulgi'dir. Dünyanın bilinen ilk kanunnamelerinin ona ait olabileceği kanısı mevcuttur. Döneminin en büyük kralı olan Şulgi imparatorluğun yönetimsel işlemlerinde standartlaşma ve merkezileşme için çeşitli adımlar atmasının yanı sıra, vergi sistemi, ulusal takvim ve arşivsel belgeleme ona atfedilir.

Akad kralı Naram-Sin gibi Şulgi da tanrılaştırılmıştır. Daha ölmeden tanrılaştırılan ve takdis edilen Şulgi'nin adına tapınaklar yapılmıştır. Ayrıca adına Sümerce ilahiler de yazılmıştır.

Döneme Sümer Rönesansı denilse de III. Ur Hanedanı kendilerinden önceki Akad kültürünü yadsımamışlardır. Her ne kadar bu dönemde Sümer dili ve edebiyatı gelişse ve tekrar dirilse de, Akad kültürü ve geleneği unutulmamış hatta Ur kralları Akad Hanedanı ile olan ilişkilerini vurgulamıştırlar. Her ne kadar kültürel atmosfer Sümer egemenliğine geçmiş olsa da her yerde Akad kültürünün unsurlarını görmek mümkündü. Önemli bir nokta da Akadların egemen olduğu dönemde Sümer kültürünün tamamen ortadan kalkmamış aksine Akad kültürü ile karışmış olduğu idi. Bu nedenle III. Ur Hanedanı ile birlikte tekrar dirilse bile Sümer kültürü, Akad kültürünü özümsemişti.

Görünüşe göre kraliyet ailesinin tüm üyelerinin isimleri Akadcadır. Ayrıca bu dönemde kurulan yeni kasabalara da Akadca isimler verildiği görülmektedir. Kültürel olarak hiç kuşkusuz dönemin en çarpıcı unsuru zigguratlardır, özellikle de Ur'daki büyük ziggurat. Bu dönemin mimari ve kültürel açıdan getirdiği yenilikler, her ne kadar daha sonraları Sümerler egemen olmasa da, gelecek kültürleri büyük oranda etkilemiştir. Ayrıca bu dönemin kültürünün Sümer temelli ve Akad etkisinde olmasının yanı sıra, günlük yaşama dair kültürel unsurlarda bölgenin aldığı yoğun göçün izleri, kültürel çeşitliliğin varlığı ile rahatlıkla gözlenebilir.

III. Ur döneminde büyük oranlarda Sümerce metinler üretilmiş olsa da, 'diriliş' sözcüğü bu dönemi tanımlamak için doğru sözcük olamaz; zira daha önce olmuş herhangi bir düşüş dönemine dair arkeolojik bulgular yoktur. Bu nedenle bu dönemde Sümer edebiyatının büyük oranda geliştiğini söylemek daha doğru olur. Semitik Akad dili yaygınca konuşulan dil olmuşsa da, edebiyat ve idari evrak hâlâ Sümer dilinin egemenliğindeydi. Devlet görevlileri sadece Sümer edebiyatı kullanan özel okullarda yazmayı öğrenirlerdi.

Bazı akademisyenler Uruk Gılgamış Destanı'nın, klasik Sümer(ce) biçiminin bu dönemde yazıldığına inanır. III. Ur Hanedanı zaten ailesel ilişkileri olduğunu iddia ederek erken dönem Uruk krallarıyla aralarında bağ kurmuşlardır. Örneğin, III. Ur kralları, Gılgamış'ın ilahi ebeveynleri Ninsun ve Lugalbanda'nın kendilerinin de ebeveynleri olduğunu iddia etmişlerdir.

Bu dönemden bir başka metin, "Ur-Nammu'nun Ölümü" olarak anılır ve ahirette (yer altı dünyasında) geçen, Ur-Nammu'nun 'erkek kardeşi Gılgamış'ı' hediyeler yağmuruna tuttuğu bir sahneyi içerir.

Siyasi Örgütlenme

[değiştir | kaynağı değiştir]

III. Ur krallarının egemenliği altındaki topraklar illere ayrılırdı ve her il bir vali tarafından yönetilirdi. Bu valilerin her birine ensi denirdi. Bazı karışık bölgelerde askeri kumandanlar yönetimde daha fazla güç sahibiydi.

Her ilin, il vergilerini toplayıp başkente gönderen bir merkezi bulunurdu. Vergiler çeşitli yollarla ödenebilirdi: ekinler, çiftlik hayvanları veya arazi gibi.

Ayrıca bakınız

[değiştir | kaynağı değiştir]
  1. ^ Cemil Bülbül, sh.: 31
  2. ^ Amelie Kuhrt, sh.:

Yararlanılan kaynaklar

[değiştir | kaynağı değiştir]
  • The State of Ur III Research27 Aralık 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  • Kemalettin Köroğlu, Tarih Öncesinden Perslere Kadar Mezopotamya, s.21, Toplumsal Tarih (dergisi), sayı:149, Mayıs 2006
  • Amelie Kuhrt, “Eski Çağ’da Yakındoğu” (1995) Cilt 1 Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları Şubat 2017