İçeriğe atla

Cenaze (Hristiyanlık)

Vikipedi, özgür ansiklopedi
Mersin Mezarlığı'ndaki Hristiyan mezarları
Mersin Mezarlığı'ndaki Hristiyan mezarları

Hristiyanlık'ta cenazenin defin öncesi, defin ve cenaze töreni ile ilgili bazı aşamalar bulunmaktadır.

Bir kişi öldüğünde, önce papaz ve ardından da vaftiz ailesi çağrılır ve sonra üzüntülerini belirtmek, yardımcı olmak amacıyla komşular ölü evini ziyaret ederler. Ölü kefene sarılmadan önce usullere uygun bir şekilde yıkanmalıdır. Ölen, bir diyakon ya da papaz ise, onu papazlar yıkarlar.

Ölünün vücudu kefenlendikten sonra bir tabuta konur ve tabut dört kişi tarafından, papazlar ve diyakonların söyleyecekleri ilahiler eşliğinde kiliseye kadar taşınır.

Evde veya cenaze töreninden önceki akşam Kilise'de Trisagion (üç kez Kutsal) ilahisi söylenir. Cenaze günü, Cenaze mezara yerleştirilirken ve anma törenlerinde de yine Trisagion ilahisi söylenir:

"Kutsal Tanrı, Kutsal Kudretli, Kutsal Ölümsüz, bize merhamet et.

Kutsal Tanrı, Kutsal Kudretli, Kutsal Ölümsüz, bize merhamet et.

Kutsal Tanrı, Kutsal Kudretli, Kutsal Ölümsüz, bize merhamet et.

Baba’ya, Oğul’a ve Kutsal Ruh’a şan övgüler olsun. Şimdi ve her zaman ve sonsuzluklar boyunca. Amin.

Kutsal Ölümsüz bize merhamet et..."

Mezar hazırlandıktan sonra, onun başında ayin ve cenaze töreni yapılır. Sonra herkes ölü evine gidip orada bir şeyler yedikten, üzüntülerini tekrar belirttikten sonra evlerine dönerler. İkinci gün, ölü için yeniden bir tören yapılır ve ölünün akrabaları, kilisenin kapısında fakirlere yiyecek dağıtırlar. Üç gün boyunca komşular yas evine üzüntülerini bildirmeye sürekli olarak gelirler. Üçüncü gün de papaz sabah saat dörtte yanında ölüye çok yakın bir kadın olmak üzere mezarlığa gider ve ölen kişinin mezarını tütsüler. Bu, tıpkı kadınların İsa’nın mezarını ziyaret etmesine benzer. Herkes, ölünün sevdiklerinin mezarları üzerine de ateş yakar. Bu Paskalya Gecesi ibadeti'nin bir parçası olarak yerine getirilen, anlamlı bir adettir. Yasta olan kişiye, “Tanrı size ve ölünüze huzur versin ve ölünüzün yüzü Tanrı’nın nuru ile aydınlansın…” diye teselli verilirken, mezarlar üzerine ışıklar yakılması ile amaçlanan ölünün ruhunu aydınlatmak, böylece ona huzur vermektir. Bazı yörelerde mezarlara yiyecek de konur ve bunun yapıldığı yerlerde, yiyecekleri ve lambaları koyabilmesi için, mezarların kenarına küçük hücreler yapılır. Bu adet, Büyük Perhiz’den bir önceki perşembe günü yerine getirilir ki, bu büyük gün "Tüm Ruhların Günü”dür. Ölü mezara ayakları doğuya gelecek şekilde yatırılır. Bu tamamen Mesih’in ikinci gelişi ile alakalıdır. RAB İsa Mesih doğudan bir güneş gibi doğacağı için (Matta 24:27)[1] ölüler dirilince yüzleri Mesih’e dönük olması ve hemen O'na secde edebilmeleri için ayakları doğuya gelecek şekilde gömülürler.

Ayrıca ölen kişinin eline küçük bir ikona veya Haç tutturulur.

Ölen kişi asker veya resmi bir ünvanı varsa üniforması ile, Kilise görevlisiyse uygun hizmet kıyafetleri ile tabuta yatırılır.

Ceset tabuta yerleştirilmeden, peder tabutun dört köşesini Kutsal Su ile taktis eder.

Geleneğe göre cenazelerde siyah giysiler giymek, insanların günah içerisinde olduklarını göstermek, ölümün her an yanı başımızda olduğunu bilerek sürekli tövbeyle yaşamamız gerektiğini anımsatmak içindir.

Cenazede ve daha sonraki anma törenlerinde ölen kişinin yakınları Koliva (buğday, kuru üzüm, tahıl ve cevizin dua ve Mezmurlar okuyarak kaynatılması) dağıtırlar.[2]

  1. ^ Matta 24:27-33. Kutsal Kitap. 11 Şubat 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Şubat 2023. 
  2. ^ "Hristiyan Cenazesi". 23 Haziran 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Şubat 2023.