Birinci İznik Konsili
| Hristiyanlık |
|---|
| dizisinin bir parçası |
| Makale serisinden |
| Katolik Kilisesi Ekümenik konsilleri |
|---|
| 4 ve 5. yüzyıllar |
| 6 ve 9. yüzyıllar arası |
| 12 ve 14. yüzyıllar arası |
| 15 ve 16. yüzyıl |
| 19 ve 20. yüzyıl |
| Bir makale serisinden |
| Doğu Ortodoks Kilisesi |
|---|
| Genel Bakış |


Bu ekümenik konsil, tüm Hristiyan âlemini temsil eden bir meclis aracılığıyla Kilise içinde uzlaşma sağlama çabalarının ilk örneklerinden biriydi. Córdobalı Hosius'un müzakerelere başkanlık etmiş olması muhtemeldir.[1][2] Konsilin başlıca başarıları, Tanrının Oğlu'nun ilahi tabiatına ve Baba Tanrı ile olan ilişkisine dair Kristolojik meselenin çözüme kavuşturulması,[3] İznik İkrarı'nın (İman Açıklamasının) ilk kısmının oluşturulması, Paskalya tarihinin değişmez şekilde kutlanmasını zorunlu kılması[4] ve erken dönem kilise hukukunun ilan edilmesidir.[5][6]
Arkaplan
[değiştir | kaynağı değiştir]İskenderiye tartışmaları
[değiştir | kaynağı değiştir]İznik Konsili'nin toplanmasına sebep olan ana etken, İskenderiye ruhbanları arasında İsa'nın doğası, kökeni ve Baba Tanrı ile olan ilişkisine dair teolojik tartışmalardı.[7] Uzmanlar, bu tartışmanın 318 ile 322 yılları arasında başlamış olabileceğini öne sürmektedir.[8] Tartışmanın asıl kaynağı kesin olarak bilinmemekle birlikte, ana figürler Başpiskopos İskenderiyeli Aleksandros ve Presbüteros Arius idi.[9] Arius'un öğretilerinin bir kısmını, kendi yazılarından elimizde kalan birkaç parçadan bilsek de, çoğunluğunu rakiplerinden, özellikle Aleksandros ve İskenderiyeli Athanasius'tan öğreniyoruz.[10][11] Arius, Aleksandros'un kristoloji konusundaki öğretilerini eleştiriyordu. Aleksandros, İsa'nın ezelden beri Baba'dan meydana gelmiş Oğul Tanrı olduğunu savunurken; Arius ve takipçileri, yalnızca Baba'nın sonsuz olduğunu, Oğul'un Baba'dan doğduğunu veya yaratıldığını, dolayısıyla bir başlangıç noktasına sahip olup Baba'ya tabi olduğunu öğretiyordu.[12][13] Arius, Aleksandros'u, Sabellius'un öğretilerinin bir takipçisi olmakla suçluyordu. Sabellius, o dönemde Doğu'da genel olarak kabul edilenin aksine, Baba, Oğul ve Kutsal Ruh'un tek bir kişi olduğunu savunuyordu.[14] Aleksandros, Mısır ve Libya'daki piskoposları bir araya getirerek bir konsil topladı ve bu konsilde Aleksandros'un görüşü benimsendi. Ancak Arius, konsilin kararlarını kabul etmeyi reddetti ve bunun sonucunda Aleksandros tarafından, bazı takipçileriyle birlikte, aforoz edilerek İskenderiye'den sürüldü.
Bunun ardından Arius, Roma İmparatorluğu'nun doğusundaki kiliselerde dolaşarak görüşünü yaymaya ve destek toplamak için piskoposlara mektuplar yazmaya başladı. Arius'un destekçileri arasında Nikomediyalı Eusebius ve Sezariyeli Eusebius bulunuyordu; bu piskoposlar, Arius'un görüşlerini ve İskenderiye Kilisesi'ne dönüşünü savunuyorlardı. Aleksandros da mektuplar yazarak kendi görüşünü savunmaya devam etti.[15][8]
Aleksandros ve Arius arasındaki teolojik tartışmaya paralel olarak, İskenderiye Kilisesi'nde Meletian Şizmi ortaya çıktı. Likopolis Piskoposu Meletius, Diocletianus zulmü sırasında hapsedilen İskenderiyeli I. Petros'un temsilcisi olarak görev yaptı. Ancak Petros'un 311'deki ölümünün ardından, ruhban kutsama yetkisini kullanmaya devam etti ve Petros'un yerine geçen Achillas ile Aleksandros'un otoritelerini tanımayı reddetti.[16][17]
Konstantin ve konsilin toplanması
[değiştir | kaynağı değiştir]324 yılında Doğu Roma İmparatoru Konstantin, Batı Roma İmparatoru Licinius'u mağlup ederek Roma İmparatorluğu'nun tek hükümdarı oldu.[18] Bu dönemde, muhtemelen Nikomediyalı Eusebius'tan, Aleksandros ve Arius arasındaki tartışmadan haberdar oldu. [19] Konstantin, Kilise içindeki bu anlaşmazlığın çözülmesi için birkaç mektup yazdı.[20] Bu, Konstantin'in Kilise'deki tartışmalara ilk müdahalesi değildi. Daha önce, Kuzey Afrika'daki Donatist şizmini çözmeye çalışmıştı. Önce Roma Piskoposu Miltiades’i anlaşmazlığı dinlemesi için görevlendirdi ve “Hiçbir yerde, hiçbir türden hiçbir şizm veya ayrılığın kalmasını istemiyorum.” diyerek Arles Konsili'ni topladı.[21]
Konstantin'in mektupları, vekili olarak Piskopos Cordubalı Hosius tarafından İskenderiye'ye götürüldü. Hosius, sonrasında Paskalya tarihini kararlaştırmaya yönelik bir konsil yönetti ve ardından Doğu piskoposlarını Antakya'ya çağırdı.
Bu konsil, Aleksandros'un görüşünü destekledi ve Oğul'un "yokluktan doğmadığı, fakat Baba'dan doğduğu; yaratılmadığı, fakat orijinal kalıp olduğu" yönünde bir inanç bildirgesi yayımladı. Ayrıca Arius'a karşı aforozlar da ekledi.[22][8] Caesarealı Eusebius ise Baba ve Oğul'un farklı doğalara sahip olduğunu söylediği için geçici olarak aforoz edildi.[23][24]
Sonrasında piskoposlar, ya kendi teşvikleriyle ya da Konstantin'in emriyle, "büyük ve hiyerarşik konsil" için Asia Minor'da, Ankara'da toplandılar. Ancak daha sonra Konstantin, konsili Nikomedia'daki başkentine yakın olması sebebiyle, hem kendisinin kolayca ulaşabileceği hem de imparatorluğun her yanından piskoposların rahatça gelebileceği Bitinya'daki İznik'e taşıdı.[25][26] Ayrıca imparator, yönetiminin 20. yılı için İznik'te bir kutlama planlamıştı.[27]
Katılım ve düzenlemeler
[değiştir | kaynağı değiştir]Konsil için gerekenler, piskoposların yolculukları da hesaba katılarak, İmparatorluk hazinesinden karşılandı.[28] Antakyalı Athanasius'un verdiği geleneksel olarak kabul gören 318 kişilik bilgiye dayanarak, çağdaş raporlar katılımcı sayısının 250 ile 300 arasında olduğunu gösteriyor.[29] 318 aynı zamanda Yaratılış Kitabı'na göre İbrahim'in ev halkının sayısıydı.[30] Konsilin son kararını imzalayan kişiler olarak 200-220 isim yazıyor.[31] Her piskoposun presbiteroslarını ve diyakozlarını da hesaba katarsak, toplam katılım 1200 ile 1900 arasında oluyor.[28] Yirmi tane Mısır ve Libya'dan, elli tane Filistin ve Suriye'den ve yüzden fazla Asia Minor'dan olacak şekilde katılımcıların çoğu doğuluydu.[30] İran ve İskitya'dan birer piskopos vardı.[31] Batıdan katılanlar ise Hosius, Kartacalı Caecilianus, Dieli Nicasius, Calabrialı Markos, Pannonialı Domnus, Victor ve Vicentius ile Roma piskoposu Silvester'i temsilen iki presbiterosdu. Doğu piskoposlarından Arius'un ana destekçileri Nikomedialı Eusebius, Caesarealı Eusebius, Efesoslu Menophantus, Scythopolisli Patrophilus, Neroniaslı Narcissus, Marmarikeli Theonas, Ptolemaisli Secundus ve İznikli Theognis idi. Ana Arius karşıtları ise İskenderiyeli Aleksandros, Antakyalı Eustathius, Ankaralı Markellos ve Yeruşalimli Makarios'du.[32]
Konsil, İznik'in İmparatorluk sarayında gerçekleşti.[33] Caesarealı Eusebius'un tanımına göre piskoposlar, yüksek ihtimalle dikdörtgen bir bazilikada toplandılar.[34]
Toplantılar
[değiştir | kaynağı değiştir]Konstantin, piskoposların gelişinin ardından konsili resmi girişle açtı. Eusebius, onu "Tıpkı Tanrı'nın göksel melekleri gibi, parlak pelerini ışık hüzmeleri gibi parlayarak, mor bir elbisenin ateşli ışığıyla aydınlanıyordu ve altın ve değerli taşların göz kamaştırıcı parlaklığıyla süslenmişti." diyerek betimliyor. Sonrasında katılımcıların çoğunun bildiği Grekçe yerine Latince kullanarak bir açılış konuşması yaptı.[35] 5. yüzyıl kilise tarihçisi Sokrates Skolastikus, açılış tarihi olarak 20 Mayıs 325'i veriyor; ancak haziranın sonlarında da olabilir.[36][37]
Yüksek olasılıkla Konstantin'in temsilcisi olarak Hosius konsile liderlik etti.[38][39] Konstantin de tartışmalara (Grekçe olarak) katıldı ancak bir piskopos olmadığı için kendisini oy verenlerden biri olarak görmedi.[38] Sonraki konsillerin aksine İznik Konsili'nde detaylı bir "acta" olmadığı için konsildeki tartışmaların kesin sırası belirlenememektedir.[40] O dönemin kilise konsillerinin modeli Roma Senatosu'ndan alınmıştır. Yani yöneten kişi yüksek derecede kontrole sahiptir ve katılımcılar hiyerarşiye bağlı olarak sırayla konuşurlar.[41] Muhtemelen tartışılan ilk konu, Caesarealı Eusebius ve diğer piskoposların Antakya'daki aforozlarıydı, çünkü konsilin devamına katılıp katılamayacaklarını bu belirleyecekti.[42] Eusebius'a göre onun iman açıklaması kabul edildi ve kendisi geri alındı. Antakyalı Eustathius'un bir kaydı, Eusebius isimli birinin iman açıklamasının konsil tarafından reddedildiğini söylüyor, ancak bu muhtemelen Nikomedialı Eusebius'unki idi.[43]
Eski ikrarlara bakılarak bir iman ikrarı taslağı oluşturuldu (muhtemelen daha küçük bir topluluk tarafından) ve her bölümü konsil tarafından tartışıldı. İkrarın son halini kabul eden piskoposların sayısı büyük bir çoğunluktu; ancak, iki piskopos bu ikrarı kabul etmedi.[44] Ariusçu konusunun yanı sıra konsil aynı zamanda Paskalyanın tarihini hesaplama konusunu da ele aldı ve bazı Doğu piskoposlarının karşı çıkmalarına rağmen Roma ve İskenderiye metodunu kabul etti.[45] Piskoposlar ayrıca Meletian şizmi konusunda da bir karara vardılar ve 20 kanon çıkardılar. Konsil, temmuzun ilk aylarında kapandı.[46] Piskoposlar, Konstantin'in yönetiminin 25 Temmuz'daki 20. yıldönümü kutlamalarına davet edildiler. Hem piskoposlar hem de imparator, konsilin kararlarının imparatorluk boyunca yayılmasını isteyen mektuplar yazdılar. Bu mektuplar, kilise içindeki birliği ve konsilin kararlarının etkinliğini sağlama amacı taşıyordu.[47]
Ekümenik Konsil
[değiştir | kaynağı değiştir]Birinci İznik Konsili, Kilise'nin ilk ekümenik konsiliydi. İznik, "teorik olarak olsa bile Roma İmparatorluğu'nun her yerindeki kiliselerin temsil edildiği, bütün kilisenin genel olarak çağrıldığı ve toplandığı ilk girişimdi."[48]
Grekçe'den gelen (Antik Yunanca οἰκουμένη oikouménē, kelime anlamıyla "yaşanılan yer") "ekümenik", "dünya çapında" anlamına gelir, ancak genellikle bilinen yaşanılan Dünya ile sınırlandırılır[49] ve bu dönemde Roma İmparatorluğu ile neredeyse eş anlamlıdır. Terimin bir konsil için en erken kullanımı, Eusebius'un Konstantin'in Hayatı[50] adlı eserinden, 338 civarından kalmıştır ve burada "Ekümenik konsil çağırdı" (σύνοδον οἰκουμενικὴν συνεκρότει, sýnodon oikoumenikḕn synekrótei)[51] ifadesi yer alır. Ayrıca, Papa Damasus I ve Latin piskoposlara 382 yılında Birinci Konstantinopolis Konsili'nden gönderilen mektup da bu terimi içerir.[52]
Kilisede bir karara varmak amacıyla bütün Hristiyan dünyasını temsilen bir heyetin ilk defa toplanmasıyla tarihi bir öneme sahip olan bu konsil,[53] Kristoloji'nin teknik yönlerinin tartışıldığı ilk olay olmuştur.[53] Genel ikrar ve kanonların kabul edilmesi için bir başlangıç yapılmıştır. Bu konsil, genel olarak Hristiyan tarihinde yedi ekümenik konsilin dönemi için bir başlangıç olarak kabul edilir.[54]
Sonuçlar
[değiştir | kaynağı değiştir]İznik İman İkrarı
[değiştir | kaynağı değiştir]Konsil, Hristiyan inancının bir özeti niteliğinde bir iman ikrarı oluşturdu. Pek çok ikrar zaten mevcuttu ve bunların çoğu, Arius dahil pek çok konsil üyesine uygundu. En erken zamanlardan beri, pek çok ikrar Hristiyanları tanımlamak, ayırmak ve tanıtmak için hizmet etmiştir, özellikle vaftiz sırasında. Örnek olarak, Roma'da özellikle Lent ve Paskalya dönemlerinde Havarilerin İman İkrarı popülerdi. İznik Konsili'nde ise, kilisenin imanını açıkça tanımlayan, kilisede olanların iman ettiği, ancak kilisede olmayanların reddettiği bir iman ikrarı kabul edilmiştir. Bu ikrar, o dönemdeki Hristiyanların inançlarını netleştiren ve ortak bir temele oturtan bir metin olarak tarihsel bir öneme sahiptir.
İznik İman İkrarının orijinali şudur:
Biz, görünen ve görünmeyen her şeyin yaratıcısı, her şeye gücü yeten Baba olan tek Tanrı'ya inanıyoruz. Ve tek Rab İsa Mesih'e, Tanrı'nın Oğlu, Baba'dan doğan, yani Baba'nın özünden doğan, Tanrı'dan Tanrı, ışıktan ışık, gerçek Tanrı'dan gerçek Tanrı, doğmamış, Baba ile aynı özden olduğuna, gökteki ve yerdeki her şeyin onun aracılığıyla yaratıldığına inanıyoruz. O, biz insanlar için ve bizim kurtuluşumuz için indi ve enkarne oldu (beden aldı), insan oldu, acı çekti ve üçüncü günde dirildi, Göğe çıktı, yaşayanları ve ölüleri yargılamak için geliyor. Ve kutsal Ruh'a inanıyoruz. Ve "bir zamanlar yoktu sonradan var oldu" ve "doğmadan önce yoktu" diyenler ve onun, var olmayan şeylerden veya başka bir hipostazdan veya özden meydana geldiğini söyleyenleri veya Tanrı'nın Oğlu olduğunu tasdik eden hipostaz ve özün değişmesini/değiştirilmesini söyleyenleri, Evrensel ve Havarisel Kilise lanetler.
İnanç esasları 381 yılında Birinci Konstantinopolis Konsili tarafından değiştirilmiştir.
Ayrıcı öğeler
[değiştir | kaynağı değiştir]İznik İkrarı'nın bazı ayırıcı öğeleri, muhtemelen Cordovalı Hosius'un elinden eklenmiştir ve bazıları özellikle Ariusçu bakış açısına karşı olarak eklenmiştir.[55][56]
- İsa Mesih özellikle ilahiyatını ikrar edecek şekilde "ışıktan ışık ve Gerçek Tanrı'dan Gerçek Tanrı" olarak tanımlanmıştır.
- İsa Mesih'in "yaratılmadığı, doğduğu" söyleniyor, bununla O'nun, yoktan yaratılmış aciz bir yaratık olmadığı, ancak gerçek Tanrı'nın Oğlu olduğu, "Baba'nın özünden" olduğu vurgulanmıştır.
- İsa Mesih'in "Baba ile aynı özde" olduğu söylenmiş, İsa'nın "Gerçek Tanrı" olduğu ve Baba Tanrı'da "Gerçek Tanrı" olduğu, "Aynı özden" olduğu ilan edilmiştir. Yunanca homoousios terimi, Caeserealı Eusebius tarafından kullanılmıştır ve özellikle bu noktada kendi otoritesini kullanmak istemiş olabileceği düşünülmektedir. Bu maddenin özelliği İsa Mesih ve Baba Tanrı'nın "tek bir öze sahip" olduğu ifadesindeki muğlaklıktır ve gelecekte pek çok ciddi tartışmaya yol açmıştır.
Aforozlar
[değiştir | kaynağı değiştir]İkrarın sonunda, özellikle Ariusçuların iddialarına yönelik bir aforoz listesi bulunmaktadır.
- "Onun olmadığı bir zamanın var olduğu" görüşü, Oğul'un Baba ile birlikte sonsuz olduğu inancını sürdürmek amacıyla reddedilmiştir.
- "Bozulabilir ve değişime tabi tutulabilir" görüşü, Oğul'un da Baba gibi herhangi bir zayıflıktan ve kusurdan üstün ve en önemlisi nihai ahlaki mükemmeliyetten düşemeyeceği inancını sürdürmek için reddedilmiştir.
Bu şekilde, Ariusçular ve karşıtları tarafından kabul edilebilir olan vaftiz ikrarı yerine, konsil açıkça Ariusçuluğa karşı ve öz inançlarıyla uyumsuz olan bu ikrarı yayınlamıştır. Bu iman ikrarının metni, Eusebius'un cemaatine yazdığı bir mektubunda, Athanasius'un yazılarında ve farklı yerlerde korunmuştur. Homoousians (Koine Grekçesinden "aynı özden" olarak çevrilen ve 264-268'de Antakya Konsili'nde yasaklanan) Konstantin ve Hosius tarafından desteklendi ve terimin kullanımı yaygınlaştı; bu şekilde ikrar konsilde kabul edilmiştir.[57]
Sürgün
[değiştir | kaynağı değiştir]İmparator, öncesindeki kararı uygulayarak ikrarı kabul etmeyi reddeden herkesi sürgüne gönderdi. Arius, Theonas ve Secundus, ikrarı kabul etmeyi reddettiler ve aforoz edilmelerinin yanı sıra İlirya'ya sürüldüler. Arius'un işlerinin yakılması[58] emredildi ve destekçileri "Hristiyanlığın düşmanları" olarak adlandırılmaya başlandı.[59] Buna rağmen, karışıklık İmparatorluğun farklı bölgelerinde devam etti.[60]
Paskalya hesaplamasında Yahudi takviminden ayrılma
[değiştir | kaynağı değiştir]Paskalya, Yahudilerin Hamursuz Bayramı ve Mayasız Ekmek Bayramı ile ilişkilidir çünkü Hristiyanlar, İsa'nın ölümü ve dirilişinin bu bayramların kutlandığı döneme denk geldiğine inanırlar. 2. yüzyılda Papa Sixtus I kadar erken kaynaklarda bile bazı Hristiyanlar, Paskalya'yı ay takvimindeki Nisan ayının bir Pazar gününde kutlamıştır. Hangi ay takvimi ayının Nisan ayı olduğu konusunda karar vermek için Yahudi topluluğuna güvenmek zorundaydılar. 3. yüzyılın sonlarında Hristiyanlar, Yahudi takviminin düzensizliğinden memnuniyetsizlik göstermeye başladılar. Yahudilerin ay takvimine göre Nisan'ı hesaplamalarının yanlış olduğunu söylediler; çünkü bahar ekinoksundan önceye düşen bir ay seçiyorlardı.[61]
Bu düşünürler, Hristiyanların Yahudi bilgisine güvenmeyi bırakıp hangi ayın Nisan olarak kullanılacağına kendi hesaplamalarıyla karar vermeleri gerektiğini ve Paskalya tarihinin, kendi bağımsız hesaplamalarıyla oluşturdukları "Hristiyan Nisanı" olarak düşünülecek ve bahar ekinoksundan her zaman sonra olacak bir ay olması gerektiğini söylediler. Bu gelenekten kopuşu, Yahudilerin 14 Nisan'ın geçmişte her zaman ekinokstan önce olduğunu göz ardı ederek asıl gelenekten kopanlar olduklarını söyleyerek savundular.[62] Diğerleri ise, Yahudi hesaplamalarının Hristiyan bakış açısına göre hata içerse de, hesaplama için Yahudi takvimine güvenmeye devam edilmesi gerektiğini savundular.[63]
Bağımsız hesaplamalar yapılması gerektiğini savunanlarla Yahudi takvimine güvenmeye devam edilmesi gerektiğini savunanlar arasındaki tartışma, resmi olarak konsilde çözüldü. Roma ve İskenderiye'de zaten kullanımda olan bağımsız hesaplama yöntemi seçildi. Dolayısıyla Paskalya, Yahudiler tarafından belirlenen bir Nisan ayı yerine, Hristiyan kriterine göre seçilen bir ay takvimi ayının Pazarına, yani bir "Hristiyan Nisanı"na denk gelecek şekilde kutlanmaya başlandı.[4] Yahudi takvimine güvenmeye devam etmeyi düşünenler ("protopaschites" olarak adlandırıldılar), çoğunluğun görüşüne dönmeleri gerektiği konusunda teşvik edildiler. Protopaschiteları eleştiren ve 4. yüzyılın sonlarına tarihlenen bazı vaazlar[64] ve kanonlar[65] bunun hemen gerçekleşmediğini gösteriyor.
Bu iki kural - Yahudi takviminden bağımsızlık ve dünya geneli birlik - bu konsil tarafından koyulan ve özellikle Paskalya ile ilgili olan tek kurallardır. Hesaplama ile ilgili hiçbir detay verilmedi, pratikte çözülmeye bırakıldı ve bu durum, günümüzde bile çözülmemiş pek çok sayıda tartışmanın doğmasına sebep oldu.
Konsil, Paskalya'nın hiçbir zaman Yahudi takvimindeki 15 Nisan (Mayasız Ekmek Bayramı'nın ilk günü) olamayacağını da belirtmemiştir. Fin Ortodoks Kilisesi, şöyle açıklıyor: "325'teki İznik Konsili'nin tanımına göre, Paskalya, ilkbahar ekinoksunu takip eden dolunaydan sonraki ilk Pazar günü kutlanacak, ancak her zaman Yahudi Hamursuz Bayramı'ndan sonra olacak. İlkbahar ekinoksunun tarihi 21 Mart olarak hesaplanmıştır."[66] L'Huillier, bu strateji sayesinde hiçbir zaman Ortodoks Paskalyası'nın Hamursuz Bayramı'ndan önce olmaması başarısına dikkat çekmiştir.[67]
Meletian şizminin çözümü
[değiştir | kaynağı değiştir]Erken dönemin sapkın bir tarikatı olan Meletian şizmi, İznik Konsili'nde tartışılan önemli bir konuydu. Meletius'un, otoritesini kullanamadan ve piskopos atayamadan, kendi şehri olan Mısır'daki Likapolis'te kalması kararlaştırıldı. İnsanlarını ruhbanlığa atamak amacıyla şehrin çevresinde dolaşması veya farklı bir diyokezye girmesi yasaklandı. Meletius, piskoposluk ünvanını elinde tutmaya devam etti, ancak onun tarafından kutsanan ve atanan ruhbanların başlarına el konularak, kutsanmayı tekrar almaları kararlaştırıldı; yani Meletius tarafından gerçekleştirilen ruhbanlığa atama geçersiz sayılacaktı. Meletius tarafından kutsanmış olan ruhbanlar, Aleksandros tarafından kutsananlara öncelik vermek zorundaydılar ve piskopos Aleksandros'un izni olmadan hiçbir şey yapmaları yasaklanmıştı.[68]
Meletian olmayan bir piskoposun ölümünde boş kalan koltuğu, layık olduğu ve Aleksandros'un popüler oylamasında onaylandığı sürece bir Meletian'a verilebilir. Meletius'un hakları ve yetkileri elinden alındı. Ancak bu kararlar boşunaydı, çünkü Meletianlar Ariusçulara katıldılar ve Athanasius'un baş düşmanlarına katılarak daha büyük bir sorun yarattılar.[69]
Kanonun yayınlanması
[değiştir | kaynağı değiştir]Konsil (tam sayısı kesin olmasa da) kanon adı verilen 20 tane kural yayınladı; bunlar, disiplin kurallarıydı. İznik ve İznik Sonrası Babalar'da listelenen bu kurallar şu şekildedir;[70]
- Eğer hasta olan bir kişi doktorlar tarafından ameliyat edilmiş ya da barbarlar tarafından hadım edilmişse, din adamları arasında kalmasına izin verin. Ancak sağlığı yerinde olan biri kendini hadım etmişse, din adamları arasına kaydedilmişse görevden uzaklaştırılmalı ve gelecekte böyle biri terfi ettirilmemelidir. Ancak, bunun durumdan sorumlu olan ve kendini hadım etmeye cüret edenlere atıfta bulunduğu açık olduğundan, barbarlar ya da efendileri tarafından hadım edilmiş, ancak buna layık görülmüş kişiler varsa, kanon bu kişileri ruhban sınıfına kabul eder.
- Ya zorunluluktan ya da bazı kişilerin ısrarlı taleplerinden dolayı, kilisenin kanonunun birçok ihlali olduğu için, kısa bir katekümenlikten sonra putperest bir yaşamdan imana yeni gelen erkeklerin hemen ruhsal yıkamaya kabul edilmeleri ve vaftizleriyle aynı zamanda episkoposluğa veya ruhbanlığa terfi ettirilmeleri sonucuyla, gelecekte böyle bir şeyin meydana gelmemesinin iyi olacağı kabul edilmektedir. Çünkü bir katekümenin vaftizden sonra zamana ve daha fazla denetime ihtiyacı vardır, çünkü elçinin sözleri açıktır: "Yeni iman etmiş biri değil, yoksa kendini beğenip şeytanın tuzağına ve kınamasına düşebilir". Ancak zaman geçtikçe kişiyle ilgili bir şehvet günahı keşfedilirse ve iki ya da üç tanık tarafından mahkûm edilirse, böyle biri ruhbanlıktan uzaklaştırılacaktır. Bu düzenlemelere aykırı davranan kişi, bu büyük sinoda karşı geldiği için ruhban statüsünü kaybetmekle yükümlü olacaktır.
- Bu büyük sinod, bir episkoposun, ruhbanın, diyakonun ya da herhangi bir din adamının, annesi, kız kardeşi, teyzesi ya da şüphe çekmeyen herhangi bir kişi dışında, kendisiyle birlikte yaşaması için getirilen bir kadını yanında tutmasını kesinlikle yasaklar.
- Bir episkoposun ildeki tüm piskoposlar tarafından atanması her şekilde arzu edilir. Ancak bazı acil zorunluluklar ya da yolculuğun uzunluğu nedeniyle bu zor oluyorsa, en az üç episkoposun bir araya gelerek atama törenini gerçekleştirmesine izin verin; ancak bu, katılmayan episkoposların oylamaya katılmaları ve yazılı onaylarını vermelerinden sonra gerçekleşir. Ancak her eyalette işlemleri onaylama hakkı metropolit episkoposa aittir.
- Ruhban sınıfından ya da ruhban olmayanlardan aforoz edilmiş olanlarla ilgili olarak, bazıları tarafından kovulanların diğerleri tarafından kabul edilmesini yasaklayan kanon uyarınca, her ilin episkoposları bu karara saygı göstermelidir. Ancak episkoposun dar görüşlülüğü, kavgacılığı ya da buna benzer herhangi bir kötü huyu nedeniyle cemaatten ihraç edilen biri olup olmadığını anlamak için bir soruşturma yapılsın. Buna göre, bu konuda uygun bir soruşturma fırsatı olması için, her ilde yılda iki kez (yerel) sinodlar düzenlenmesinin iyi olacağı, böylece bu soruşturmaların ilin tüm piskoposlarının bir araya gelmesiyle yürütülebileceği ve bu şekilde genel rıza ile kendi piskoposlarına karşı suç işleyenlerin, tüm piskoposlar ortak olarak bu kişiler hakkında daha yumuşak bir ceza vermeye karar verene kadar, herkes tarafından makul bir şekilde aforoz edildiği kabul edilebilir. Sinodlar şu zamanlarda yapılmalıdır: Biri Büyük Oruç döneminden önce, böylece tüm küçüklükler bir kenara bırakılarak Allah'a sunulan armağan lekesiz olabilir; ikincisi sonbahar mevsiminden sonra.
- Mısır, Libya ve Pentapolis'in eski gelenekleri korunacaktır, buna göre İskenderiye episkoposu tüm bu yerler üzerinde yetkiye sahiptir, çünkü Roma episkoposuna atıfta bulunan benzer bir gelenek mevcuttur. Aynı şekilde Antakya ve diğer eyaletlerde de kiliselerin ayrıcalıkları korunacaktır. Genel olarak şu ilke açıktır: metropolitin rızası olmadan biri episkopos yapılırsa, bu büyük sinod böyle birinin episkopos olamayacağını belirler. Ancak iki ya da üç kişi kişisel rekabet nedeniyle herkesin ortak oyuna karşı çıkarsa, makul ve kilisenin kanonuna uygun olması koşuluyla, çoğunluğun oyu geçerli olacaktır.
- Aelia episkoposunun onurlandırılması gerektiğine dair eski bir gelenek ve teamül olduğu için, metropolitlere özgü saygınlık dışında, bu onurun gerektirdiği her şey ona verilsin.
- Kendilerine Kathar adını veren ve zaman zaman açıkça Evrensel ve Havarisel Kiliseye gelenlerle ilgili olarak, bu kutsal ve büyük sinod, elleri takdis edildikten sonra din adamları arasında kalabileceklerine karar verir. Ancak tüm bunlardan önce, Evrensel Kilisenin kararlarını kabul edeceklerine ve izleyeceklerine dair yazılı bir taahhütte bulunmaları, yani ikinci bir evlilik yapmış olanlarla ve zulüm zamanında günah işlemiş olanlarla ve kendileri için bir [kefaret] süresi belirlenmiş ve [uzlaşma] için bir fırsat tahsis edilmiş olanlarla, her şeyde Evrensel ve Havarisel Kilisenin kararlarını izleyecek şekilde birlik içinde olacaklarını taahhüt etmeleri uygundur. Buna göre, köylerde ya da şehirlerde ruhbanlığa atananların hepsinin yalnızca bu türden kişiler olduğu tespit edildiğinde, bu şekilde bulunanlar ruhban sınıfında aynı rütbede kalacaktır; ancak bazıları Evrensel Kiliseye ait bir episkoposun ya da ruhbanın olduğu yerlere geldiğinde, kilisenin piskoposunun piskoposluk rütbesine sahip olacağı ve sözde Katharlar arasında episkopos unvanı ve adı verilen kişinin, episkopos unvanın onurunu paylaşmasına izin vermeyi uygun görmedikçe, ruhban rütbesine sahip olacağı açıktır. Ancak bu piskoposun onayını almazsa, episkopos ona “chorepiscopus” ya da ruhban olarak bir yer sağlayacak, böylece sıradan ruhban statüsünü belirgin hale getirecek ve böylece şehirde iki episkopos olmasını önleyecektir.
- Eğer herhangi biri sınavdan geçirilmeden papazlığa terfi ettirilirse ve daha sonra soruşturma üzerine günahlarını itiraf ederse ve itiraflarından sonra insanlar kanona aykırı davranmaya sevk edilerek bu kişilere ellerini dayatırlarsa, kanon bu kişileri kabul etmez, çünkü Evrensel Kilise sadece kınamanın üzerinde olanı aklar.
- Eğer herhangi biri, destekleyicilerinin bilgisizliği ya da hatta onların göz yummasıyla rahipliğe terfi ettirilmişse, bu gerçek Kilisenin kanonuna zarar vermez; çünkü bir kez keşfedildiklerinde görevden alınmalıdırlar.
- Licinius'un zulmü altında olduğu gibi, bir zorunluluk ya da mallarına el konulması ya da tehlike ya da bu türden bir şey olmaksızın günah işleyenlere gelince, bu kutsal sinod, hoşgörüyü hak etmeseler de, yine de merhametli davranılması gerektiğine karar verir. Bu nedenle imanlılar arasında gerçekten tövbe edenler üç yıl boyunca dinleyiciler arasında yer alacak, yedi yıl boyunca secdeye kapanacak ve iki yıl boyunca sunularda olmasa da dualarda halkla birlikte yer alacaklardır.
- Lütufla çağrılmış, ilk coşkularını göstermiş ve [askeri] kuşaklarını atmış, daha sonra köpekler gibi kendi kusmuğuna geri dönmüş, hatta bazıları para ödemiş ve rüşvetle askeri statülerini geri kazanmış olanlar - bu kişiler üç yıl dinleyici olarak geçirdikten sonra on yıl secde eden olarak geçireceklerdir. Ancak her durumda, bu kişilerin eğilimleri ve tövbelerinin niteliği incelenmelidir. Korkuları, gözyaşları, sebatları ve iyi işleriyle, dinleyici olarak belirlenen sürelerini tamamladıklarında, dış görünüşleriyle değil, eylemleriyle din değiştirdiklerini kanıtlayanlar, dualara uygun bir şekilde katılabilirler ve episkopos onlar hakkında daha da olumlu karar verme yetkisine sahiptir. Ancak konuyu hafife alanlar ve kiliseye girmenin dışsal biçiminin din değiştirmeleri için gerekli olan tek şey olduğunu düşünenler, sürelerini tam olarak tamamlamalıdırlar.
- Ayrılışla ilgili olarak, ayrılanların son, en gerekli “viaticum”dan mahrum bırakılmaması gerektiği yönündeki eski kanon yasası hâlâ korunmalıdır. Fakat eğer hayatından ümit kesilen biri cemaate kabul edilmiş ve Efkaristiya’dan pay almışsa ve tekrar yaşayanlar arasında sayıldığı anlaşılırsa, o kişi sadece duaya katılanlar arasında olacaktır [burada Les canons'ta bir değişik okuma vardır. des conciles oecumeniques şunu ekliyor: "Bu büyük ekümenik sinod tarafından belirlenen süre tamamlanana kadar". Ancak genel bir kural olarak, herhangi birinin ayrılıp Efkaristiya'ya katılmak istemesi durumunda, episkopos konuyu inceledikten sonra ona Efkaristiya'dan pay verecektir.
- Süresi dolan katekümenlerle ilgili olarak, bu kutsal ve büyük sinod, onların sadece dinleyici olarak üç yıl geçirdikten sonra katekümenlerle birlikte dua etmelerine izin verilmesini emreder.
- Ortaya çıkan büyük karışıklık ve hizipler nedeniyle, bazı bölgelerde kanona aykırı olarak var olduğu tespit edilen bu geleneğin tamamen ortadan kaldırılmasına, böylece ne episkoposların, ne rahiplerin ne de diyakonların şehirden şehre nakledilmemesine karar verilmiştir. Bu kutsal ve büyük sinodun bu kararından sonra herhangi biri böyle bir şeye kalkışır ya da kendini böyle bir işleme teslim ederse, düzenleme tamamen iptal edilecek ve episkopos, rahip ya da diyakon olarak atandığı kiliseye iade edilecektir.
- Kiliselerinden pervasızca ve gözlerinin önünde Tanrı korkusu olmadan ya da kilisenin kanonunu bilmeden ayrılan rahipler, diyakonlar ya da genel olarak ruhban sınıfının herhangi bir derecesine kayıtlı herhangi biri, hiçbir şekilde başka bir kiliseye kabul edilmemelidir, ancak kendi episkoposluklarına dönmeleri için onlara her türlü baskı uygulanmalıdır ya da dışarıda kalırlarsa aforoz edilmeleri doğrudur. Ama eğer bir kimse başka bir kiliseye ait olan birini kaçırmaya ve ayrılmadan önce din adamları arasında kayıtlı olduğu diğerinin kendi episkoposunun rızası olmadan onu kendi kilisesinde atamaya cüret ederse, atama geçersiz sayılmalıdır.
- Ruhban sınıfına kayıtlı birçok kişi açgözlülük ve tamahkârlık nedeniyle "parasını faize yatırmayan" kutsal metnini unutmuş ve borçlardan ayda yüzde bir oranında para almaya başlamıştır, Bu kutsal ve büyük sinod, bu karardan sonra herhangi birinin sözleşmeyle faiz aldığı ya da başka bir şekilde iş yaptığı ya da yüzde elli sabit oran uyguladığı ya da genel olarak onursuz kazanç uğruna başka herhangi bir hileye başvurduğu tespit edilirse, din adamlığından çıkarılmalarına ve isimlerinin listeden silinmesine karar verir.
- Bu kutsal ve büyük sinodun dikkatini, ne kanon ne de gelenek buna izin vermediği halde, bazı yerlerde ve şehirlerde diyakonların rahiplere komünyon verdiği, yani sunma yetkisi olmayanların Mesih'in bedenini sunanlara vermesi gerektiği çekmiştir. Dahası, bazı diyakonların artık episkoposlardan bile önce Efkaristiya'yı aldıkları bilinmektedir. Tüm bu uygulamalara son verilmelidir. Diyakonlar kendi sınırları içinde kalmalı, episkoposun hizmetkârları olduklarını ve rahiplere tabi olduklarını bilmelidirler. Efkaristiya'yı episkoposlardan sonra sıralarına göre episkoposun ya da rahiplerin elinden alsınlar. Diyakonların rahipler arasında oturmasına da izin verilmemelidir, çünkü böyle bir düzenleme kanona ve rütbeye aykırıdır. Bu kararlardan sonra bile uymayı reddeden olursa diyakonluktan uzaklaştırılacaktır.
- Evrensel Kilise'ye sığınan eski Paulinistlerle ilgili olarak, koşulsuz olarak yeniden vaftiz edilmeleri gerektiği kararlaştırılmıştır. Geçmişte ruhban sınıfına kaydedilmiş olanlar, eğer suçsuz ve kusursuz görünüyorlarsa, Evrensel Kilise'nin episkoposu tarafından yeniden vaftiz edilecekler ve atanacaklardır. Ancak soruşturma sonucunda uygun olmadıkları ortaya çıkarsa, görevden alınmaları doğru olur. Benzer şekilde, diyakon kadınlar ve genel olarak isimleri listeye dahil edilmiş olan herkes için de aynı yöntem izlenmelidir. Bu statüye sahip olan diyakonlara atıfta bulunuyoruz, çünkü onlar herhangi bir el koyma almazlar, böylece her bakımdan laikler arasında sayılırlar.
- Pazar günleri ve Pentekost döneminde diz çökenler olduğundan, bu kutsal sinod, her episkoposluk bölgesinde aynı gözlemlerin sürdürülebilmesi için, kişinin Rab'be dualarını ayakta sunması gerektiğine karar verir.
Etkileri
[değiştir | kaynağı değiştir]Kısa zamanda, konsil tartışılan konuların hepsini hemen çözmeyi başaramamıştı ve bir süre daha tartışmalar ve anlaşmazlıklar devam etti. Konstantin'in vârisi olarak Constantius II ve Valens isimli iki Ariusçu imparator geldi. Valens, açıkça görülen kilisesel sorunları çözemedi ve İznik İkrarı üzerine Aziz Basileios ile başarısız bir tartışmaya girdi.[71]
Pagan güçler de varlıklarını sürdürdüler ve paganizmi İmparatorluk tahtına tekrar getirmeye çalıştılar (bkz. Arbogast ve Julianus Apostata). Ariusçular ve Meletianlar, kaybettikleri neredeyse bütün haklarını tekrar kazandılar; bunun sonucu olarak Ariusçuluk, yayılmaya devam etti ve 4. yüzyılın geri kalanında tartışmalara konu olmadan varlığını sürdürdü. Neredeyse anında, Konstantin'in kuzeni ve bir Ariusçu piskopos olan Nikomedialı Eusebius, mahkemede nüfuzunu kullanarak Konstantin'in desteğini proto-ortodoks İznik piskoposlarından Ariusçulara çekti.[72]
Antakyalı Eustathius, 330'da görevinden alındı ve sürgün edildi. İskenderiye piskoposu olarak Aleksandros'un yerine geçen Athanasius, 335'teki Birinci Tire Sinodu'nda görevden alındı; 336'da Ankaralı Marcellus da onu takip etti. Arius, kiliseye geri alınmak üzere İstanbul'a döndü ancak geri alınamadan kısa bir süre önce öldü. Sonraki yıl, Konstantin, Ariusçu piskopos Nikomedialı Eusebius tarafından vaftiz edildikten sonra öldü ve "ölümüyle İznik Konsili'nden sonraki savaşın ilk etabı bitmiş oldu."[72]
Konstantin'in Rolü
[değiştir | kaynağı değiştir]Hristiyanlık, İmparatorluk'ta henüz yasallaştırılmamıştı; Diyokletian zulmü, 311'de Galerius'un yönetimi sırasında son bulmuştu. Galerius zulmü bitirse de, Hristiyanlık, 313'te Konstantin ve Licinius'un Milano Fermanı'nda karar kılana ve Hristiyanlara yasal koruma ve tolerans sağlanana kadar imparatorlukta yasal olarak korunmuyordu. Ancak, İznik Hristiyanlığı, 380'teki Selanik Fermanı'na kadar Roma İmparatorluğu'nun resmi devlet dini olarak kabul edilmiyordu. Aynı zamanda paganizm de yasal olarak varlığını sürdürdü ve toplu buluşmalarda bulunmaya devam etti. İznik Konsili'ne kadar, Konstantin para basımında ve resmi motiflerinde pagan kültü olan Sol Invictus'la ilişkilendirilmeye devam etti. Başlangıçta, Konstantin yeni tapınakların inşasını teşvik etti[73] ve geleneksel kurbanlara izin verdi.[74] Yönetiminin sonlarında ise Roma tapınaklarının yıkılması ve yağmalanması emrini verdi.[75][76][77]
Konstantin'in İznik'teki rolü, onun İmparatorluktaki nihai medeni lider ve otorite oluşuydu. İmparator olarak, medeni düzeni sağlama görevi ona aitti ve Kilise'nin de tek bir düşüncede ve barış içinde olmasını istiyordu. Piskopos Aleksandros ve Arius arasındaki anlaşmazlığı ilk öğrendiğinde, "fazlasıyla rahatsız oldu" ve onları tartışmayı başlattıkları ve halka açılmasına izin verdikleri için "eleştirdi".[78] Aynı zamanda Paskalya'nın kutlanması konusundaki "farklı fikirlerin" de farkında olarak "onurlandırılmış" piskopos Cordovalı Hosius'u yerel bir kilise konsili oluşturması ve "ayrılık içinde olanları birleştirmesi" için gönderdi.[78] Bu elçilik başarısız olunca, İznik'te bir sinod çağırdı ve "her ülkeden kiliselerden en saygı duyulan adamları" davet etti.[79]
Konstantin, gelenlerin seyahat ve barınma masraflarını kamusal fonlardan sağladı.[80] Ayrıca misafirlerine "onursal bir şekilde davranılması" amacıyla "sarayda büyük bir salon" hazırladı ve döşedi.[80] Konsilin açılışında, "piskoposları oy birliği ve uyum için teşvik etti" ve onlardan Kutsal Yazılara uymalarını istedi: "O halde, tüm tartışmalı anlaşmazlıklar bir kenara bırakılsın; ve sorunların çözümünü ilahi ilhamla verilmiş kelamda arayalım."[80]
Sonuç olarak, Arius ve kilise doktrini hakkındaki tartışma başladı. "İmparator, iki tarafın da konuşmalarına sabırla dikkat verdi" ve kararı piskoposların kararına bıraktı.[81] Piskoposlar, önce Arius'un öğretilerini aforozladılar, doğru doktrinin ikrarı olarak İznik İkrarı'nı ortaya çıkardılar. Arius ve takipçileri kabul etmeyi reddedince, piskoposlar kiliseden aforoz ederek onların üzerine ruhani yargı ilan etti. Ruhani kararı saygıyla karşılayan ve sıkıntının devam etme riskini gören Konstantin de onların üzerine medeni yargı ilan ederek sürgüne gönderdi. Bu, Hristiyanlıktaki doktrinsel ortodoksluğu korumak amacıyla seküler güçlere başvurmanın bir ilkiydi ve sonraki Hristiyan imparatorlarının, Hristiyan şiddeti ve şehitlik olarak tanımlanabilecek bir Hristiyan direnişi döngüsüne sebep olması için bir örnek teşkil etti.[82]
Yanlış Anlamalar
[değiştir | kaynağı değiştir]İncil Kanonu
[değiştir | kaynağı değiştir]Konsilde İncil kanonunun tartışıldığına dair hiçbir tarihi kayıt yoktur.[83] Muratori kanonu yazıldığında, İncil kanonunun gelişimi zaten neredeyse tamamlanmıştı (Antilegomena ismi verilen ve otantikliği ile değeri tartışılan bir takım metinler hariç).[84] Kanonun İznik Konsili'nde oluşturulduğu fikrine dair ana kaynak Voltaire gibi görünüyor. O, konsilde incelenen kitapların hepsinin bir altara konulduğu ve düşmeyenlerin kanon olarak seçildiği hikâyesini popülerleştiren kişiydi. Bu kurmaca hikâyenin kaynağı, 887'den kalma Synodicon Vetus isimli,[85] erken Kilise konsilleri hakkında tarih dışı kurmaca bir yazıdır.[86]
331'de Konstantin, Konstantinopolis piskoposu için 50 tane İncil sipariş etmiştir, ancak bunlar hakkında çok az şey bilinmektedir (hatta bu 50 kitap Eski ve Yeni Ahit'in mi, sadece Yeni Ahit'in mi yoksa İncillerin mi 50 kopyası olduğu bile kesin değildir). Bazı araştırmacılar, bu isteğin kanon listesi için bir motivasyon olabileceğini düşünmektedir. Hieronymus'un Judith önsözünde, Yudit Kitabı'nın "Kutsal Yazılar içerisinde bulunmasının sebebinin İznik Konsili" olduğu yazmaktadır.[87] Ancak modern araştırmacılar, Edmond Gallagher gibi, konsilde İncil Kanonu seçimine dair bir şey olduğu konusuna şüpheyle yaklaşmaktadırlar.[88]
Üçlü Birlik
[değiştir | kaynağı değiştir]İznik Konsili'nde tartışılan ana konu İsa'nın ilahiyatıydı. "Teslis" terimi zaten Antakyalı Theophilus'un yazılarında (MS 115-181) Theos, Logos ve Sophia[89] (Baba, Oğul ve Kilise Babaları tarafından bu şekilde anılan Kutsal Ruh) olarak anılmıştır, ancak araştırmacılar, okurlarının öncesinde de bu terimi bildiklerini düşünüyorlar. Ayrıca bir yüzyıl önce, "Teslis" (Grekçe Τριάς, Yunanca trinitas) terimi Origen ve Tertullian'ın yazılarında da kullanılmıştır. Bir anlamda, genel bir "ilahi üçlü" düşüncesi Polikarp, İgnatius ve Şehit Iustinus'un 2. yüzyıl yazılarında kullanılmıştır. Baba ile Oğul arasındaki ilişki 362 yılında tam anlamıyla yerleşene kadar, Kutsal Ruh ile ilgili sorular genel olarak göz ardı edilmiştir.[90] Doktrinin tam anlamıyla yerleşmiş formu, 381'deki Konstantinopolis Konsili'ne kadar gerçekleşmemiştir[91] ve son formu Nissalı Gregori tarafından oluşturulmuştur.[92]
Konstantin
[değiştir | kaynağı değiştir]Konstantin birleşik bir kilise istese de, İsa'nın doğası konusunda homoousian görüşü için ısrar etmemiştir. Konstantin konsilde hiçbir İncil oluşturmadı. Konstantin'in kiliseye dair sempatik ilgisine rağmen, konsilden 11 veya 12 yıl sonrasına kadar vaftiz olmamıştır çünkü olabildiğince çok günahının silinmesi için vaftizi olabildiğince geç yapmak istemiştir.[93]
Tartışmalı konular
[değiştir | kaynağı değiştir]Protestan teolog Philipp Schaff'a göre, "İznik babaları kanonu yeni bir şey olarak değil, geçmişten beri var olan kilise geleneklerini onaylar şekilde ortaya koymuş ve İskenderiye'ye olan özel ilgi, orada var olan sorunlarla ilgilidir. Roma sadece örnek için orada bulunur, Antakya ve diğer piskoposluklar veya vilayetlerin kabul edilen hakları sağlanmıştır. İskenderiye, Roma ve Antakya piskoposlukları büyük ölçüde eşit derecede görülüyorlar." Bu şekilde, Schaff'a göre, Aleksandriya Piskoposu, Roma Piskoposu'nun kendi piskoposluğu ile ilgili yetkisi gibi, Mısır, Libya ve Pentapolis eyaletleri üzerinde yetkiye sahip olacaktı.[94]
Ancak Peder James F. Loughlin'e göre, alternatif bir Katolik yorum mevcuttur. Kanonun Katolik anlayışından yana olan, "sırasıyla cümlenin dil bilgisel yapısından, fikirlerin mantıksal sırasından, Katolik analojiden, Bizans Patrikliğinin ortaya çıkış süreciyle karşılaştırmadan, ve antiklerin otoritesinden ortaya çıkan" beş farklı argüman içerir.[95] Bu yoruma göre, kanon Roma Piskoposunun kendi otoritesiyle diğer patriklerin yetki alanlarını kabul ettiğini gösterir. Bu yorum Katolik Papalık anlayışıyla uyumludur. Bu şekilde Antakya "Oriens diyosezi içerisinde benzer bir otoriteye sahipken", İskenderiye'nin Mısır, Libya ve Pentapolis üzerinde otoritesi vardı[58] ve hepsi Roma Piskoposu'nun otoritesinden geliyordu. Loughlin'e göre, bu, Roma Piskoposunun geleneksel bir şekilde, Aleksandriya ve Antakya'daki iki metropolit piskoposuyla ilgili bir meselede müdahale etmesinin tek mümkün sebebiydi.[95]
Ancak Protestan ve Katolik yorumlar, tarihsel olarak konsil zamanında kanon tarafından bahsedilen piskoposların, kendi diyosezlerini yönettikleri üzerinde yoğunlaşmaktadır (Schaff'ın söylediği gibi Roma Piskoposu, İtalya diyosezini; Loughlin'in söylediği gibi Antakya Piskoposu, Oriens diyosezini; Karl Josef von Hefele'nin söylediği gibi İskenderiye Piskoposu, Mısır diyosezini yönetiyordu.[96] Hefele'ye göre Konsil, İskenderiye'ye "bütün kamusal Mısır diyosezini" atamıştır. Ancak bu çıkarımların yanlış olduğu kanıtlanmıştır. Konsil zamanında Mısır diyosezi yoktu, ancak İskenderiye diyosezi olarak biliniyordu; bu sebeple konsil onu İskenderiye'ye atamış olabilir. Antakya ve İskenderiye, kamusal Orient diyosezi içerisinde bulunuyordu ve Antakya baş metropolisti olsa da, ikisi de tamamını yönetmiyordu. Benzer şekilde, Roma da Milano da kamusal İtalya diyosezi içerisinde bulunuyordu ve Milano baş metropolisti olarak görev yapıyordu.[97][98]
Protestan yazar Timothy F. Kauffman tarafından bahsedilen 6. kanona yönelik coğrafi sorun, konsil zamanında her piskoposun bütün bir diyosez üzerinde yetkili olduklarının sanılmasından kaynaklanan zaman dışı bir düzeltilmeydi.[99] Kauffman'a göre, Milano ve Roma her ikisi de İtalya Piskoposluğu içinde yer aldığı gibi, Antakya ve İskenderiye de Oriens Piskoposluğu içinde yer alıyordu. Bu durum, toplanan piskoposlar arasında Roma ile İskenderiye arasında belirgin bir "yapısal uygunluk" olduğunu açıkça ortaya koyuyordu; her ikisi de, başlıca metropolisi olmadığı bir piskoposluğun paydaşı olmuştu. Roma'nın İtalya'daki yetki alanı, Diocletianus'un 293'te imparatorluğu yeniden düzenlemesinden beri şehrin çevre bölgeleri olarak tanımlanmıştır ve kanonun en erken Latin versiyonu bunu belirtmektedir.[100]
Roma ve Milano'nun İtalya üzerindeki yetkisi, bölgesel anlaşmalarla alakalı birer örnekti ve konsille ilgili sorunlara yönetimsel bir çözüm sağladı. Bu sorunlar, İskenderiye ve Antakya'nın Oriens diyosezindeki yetki alanlarının nasıl tanımlanması gerektiğiyle ilgiliydi. 6. kanonda konsil, "Roma piskoposu için de geleneksel olduğu gibi" diyosezin çoğunu Antakya'nın yetki alanı içerisinde bırakmış ve bazı bölgeleri İskenderiye diyosezine devretmiştir.[101]
İçindekiler
[değiştir | kaynağı değiştir]- ^ Carroll 1987, s. 11
- ^ Vallaud 1995, ss. 234–235, 678.
- ^ Kaynak hatası: Geçersiz
<ref>etiketi;harvnb|SEC|p=39isimli refler için metin sağlanmadı (Bkz: Kaynak gösterme) - ^ a b On the Keeping of Easter
- ^ Kaynak hatası: Geçersiz
<ref>etiketi;harvnb|SEC|pp=44–94isimli refler için metin sağlanmadı (Bkz: Kaynak gösterme) - ^ Leclercq 1911b
- ^ Lyman 2021, ss. 43–44, 46.
- ^ a b c Lyman 2021, s. 46.
- ^ Hanson 1988, ss. 130–132.
- ^ Hanson 1988, ss. 5–6.
- ^ Lyman 2021, ss. 46, 57–60.
- ^ Hanson 1988, ss. 1, 6–7.
- ^ Lyman 2021, ss. 47–50.
- ^ Edwards 2007, s. 554.
- ^ Hanson 1988, ss. 134–135.
- ^ Edwards 2007, s. 557.
- ^ Brent 2022.
- ^ Cameron 2007, s. 542.
- ^ Van Dam 2021, s. 25.
- ^ Hanson 1988, s. 137.
- ^ Drake 2021, ss. 113–114.
- ^ Hanson 1988, ss. 146–151.
- ^ Ayres 2004, s. 16.
- ^ Edwards 2007, ss. 557–558.
- ^ Drake, Harold A. (4 Eylül 2008), Harvey, Susan Ashbrook; Hunter, David G. (Ed.), "Church and Empire", The Oxford Handbook of Early Christian Studies, Oxford University Press, s. 0, doi:10.1093/oxfordhb/9780199271566.003.0023, ISBN 978-0-19-927156-614 Mart 2025
- ^ Hanson 1988, ss. 152–153.
- ^ Drake 2021, s. 120.
- ^ a b Jacobs 2021, s. 77.
- ^ Hanson 1988, ss. 155–156.
- ^ a b Edwards 2007, s. 558.
- ^ a b Gwyn 2021, s. 93.
- ^ Hanson 1988, ss. 156–157.
- ^ Jacobs 2021, s. 78.
- ^ Jacobs 2021, ss. 82–86.
- ^ Drake 2021, s. 124.
- ^ Gwyn 2021, ss. 96–97.
- ^ Barnes 1981, ss. 215, 380.
- ^ a b Gwyn 2021, s. 98.
- ^ Hanson 1988, s. 154.
- ^ Hanson 1988, ss. 157–158.
- ^ Drake 2021, s. 125.
- ^ Gwyn 2021, ss. 99–100.
- ^ Hanson 1988, ss. 160–161.
- ^ Gwyn 2021, s. 101.
- ^ Gwyn 2021, ss. 102–104.
- ^ Gwyn 2021, ss. 104–108.
- ^ Gwyn 2021, ss. 108–109.
- ^ Hanson RPC, The Search for the Christian Doctrine of God: The Arian Controversy, 318-381. 1988, page 152
- ^ Danker, Frederick William (2000), "οἰκουμένη", A Greek-English Lexicon of the New Testament and Other Early Christian Literature (Third bas.), Chicago: University of Chicago Press, ISBN 978-0-226-03933-624 Şubat 2014
- ^ Vita Constantini, Book 3, Chapter 6
- ^ Ad Afros Epistola Synodica
- ^ SEC, ss. 292–294
- ^ a b Kieckhefer 1989
- ^ "The First Seven Ecumenical Councils – MOLL-Y – The Method of Loci Learning – York". 28 Eylül 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Temmuz 2020.
- ^ Kelly 1978, Chapter 9
- ^ Loyn 1991, s. 240
- ^ Davis, Leo D. (15 Mart 2017), The First Seven Ecumenical Councils (325-787): Their History and Theology (İngilizce), Liturgical Press, ss. 61-62, ISBN 978-0-8146-8381-1
- ^ a b
Mirbt, Carl Theodor (1911). "Nicaea, Council of". Chisholm, Hugh (Ed.). Encyclopædia Britannica. 19 (11. bas.). Cambridge University Press. ss. 640–642.
- ^ Schaff & Schaff 1910, Section 120.
- ^ Lutz von Padberg 1998, s. 26
- ^ Anatolius, Book 7, Chapter 33.
- ^ Chronicon Paschale.
- ^ Panarion, Book 3, Chapter 1, Section 10.
- ^ Chrysostom, s. 47.
- ^ SEC, s. 594.
- ^ Finnish Orthodox Church (30 Kasım 2023). "Finnish church resolves to continue using Gregorian Paschalion". 30 Kasım 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Mart 2024.
- ^ L'Huillier 1996, s. 25.
- ^ Leclercq 1911a
- ^ Kim, Young Richard (7 Ocak 2021), The Cambridge Companion to the Council of Nicaea (İngilizce), Cambridge University Press, s. 104, ISBN 978-1-108-42774-6
- ^ "Hristiyanlık Tarihinin Birinci Konsili - Birinci İznik Konsili". Hristiyanlık Tarihinin Birinci Konsili - Birinci İznik Konsili. 11 Temmuz 2025 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Temmuz 2025.
- ^ "Heroes of the Fourth Century". Word Magazine. Antiochian Orthodox Christian Archdiocese of North America. February 1968. ss. 15-19. 28 Eylül 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi9 Nisan 2025.
- ^ a b Davis 1983, s. 77
- ^ Gerberding, R. and J. H. Moran Cruz, Medieval Worlds (New York: Houghton Mifflin Company, 2004) p. 28.
- ^ Peter Brown, The Rise of Christendom 2nd edition (Oxford, Blackwell Publishing, 2003) p. 60.
- ^ R. MacMullen, Christianizing The Roman Empire A.D. 100–400, Yale University Press, 1984, 0-300-03642-6
- ^ "A History of the Church", Philip Hughes, Sheed & Ward, rev ed 1949, vol I chapter 6.[1] 23 Aralık 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
- ^ Eusebius Pamphilius and Schaff, Philip (Editor) and McGiffert, Rev. Arthur Cushman, PhD (Translator) NPNF2-01. Eusebius Pamphilius: Church History, Life of Constantine, Oration in Praise of Constantine 17 Nisan 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. quote: "he razed to their foundations those of them which had been the chief objects of superstitious reverence".
- ^ a b Sozomen, Book 1, Chapter 16
- ^ Sozomen, Book 1, Chapter 17
- ^ a b c Theodoret, Book 1, Chapter 6
- ^ Sozomen, Book 1, Chapter 20
- ^ There is no crime for those who have Christ; religious violence in the Roman Empire. Michael Gaddis. University of California Press 2005. p. 340.978-0-520-24104-6
- ^ John Meade, "The Council of Nicaea and the Biblical Canon" and Ehrman 2004, ss. 15–16, 23, 93
- ^ McDonald & Sanders 2002, Apendex D2, Note 19
- ^ Paul T. d' Holbach (1995). Andrew Hunwick (Ed.). Ecce homo!: An Eighteenth Century Life of Jesus. Critical Edition and Revision of George Houston's Translation from the French. Berlin, New York: Walter de Gruyter & Co. ss. 48-49. ISBN 978-3-11-081141-4.
- ^ A summary of the case can be found at The Council of Nicaea and the Bible 3 Haziran 2023 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi..
- ^ Preface to Tobit and Judith
- ^ Gallagher, Edmon (2015). ""Why Did Jerome Translate Tobit and Judith?" Harvard Theological Review 108 (2015): 356–75". academia.edu. ss. 369-370. 11 Nisan 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Kasım 2022.
- ^ "Philip Schaff: Fathers of the Second Century: 0107=101 – Christian Classics Ethereal Library". ccel.org. 17 Ağustos 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Nisan 2023.
- ^ Fairbairn 2009, ss. 46–47
- ^ Socrates, Book 2, Chapter 41
- ^ Schaff, Philip; Wace, Henry (1893). A Select Library of Nicene and Post-Nicene Fathers of the Christian Church: Gregory of Nyssa: Dogmatic treatises, etc. 1893 (İngilizce). Christian literature Company.
- ^ Marilena Amerise, 'Il battesimo di Costantino il Grande."
- ^ Schaff & Schaff 1910, ss. 275–276
- ^ a b Loughlin 1880
- ^ von Hefele, Karl (1855). Conciliengeschichte, v. 1. Freiburg im Breisgau, Baden-Württemberg, Germany: Herder. s. 373.
- ^ Athanasius of Alexandria. "Historia Arianorum, Part IV, chapter 36". 29 Temmuz 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Haziran 2016.
- ^ Athanasius of Alexandria. "Apologia de Fuga, chapter 4". 15 Nisan 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Haziran 2016.
- ^ Kauffman, Timothy F. (May–June 2016). "Nicæa and the Roman Precedent" (PDF). The Trinity Review (334, 335). 12 Ağustos 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF)22 Haziran 2016.
- ^ Turner, Cuthberthus Hamilton (1899). Ecclesiae Occidentalis monumenta iuris antiquissima, vol. 1. Oxonii, E Typographeo Clarendoniano. s. 120.
- ^ First Council of Nicæa. "Canon 6". The First Council of Nicæa. 7 Kasım 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Haziran 2016.
Bibliyografya
[değiştir | kaynağı değiştir]Birincil kaynaklar
[değiştir | kaynağı değiştir]Note: NPNF2 = Schaff, Philip; Wace, Henry ((Ed.)), Nicene and Post-Nicene Fathers, Second Series, Christian Classics Ethereal Library, see also Nicene and Post-Nicene Fathers
- Eusebius Pamphilius: Church History, Life of Constantine, Oration in Praise of Constantine, NPNF2, 124 Şubat 2014
- Anatolius of Laodicea, "Paschal Canons quoted by Eusebius", The Ecclesiastical History of Eusebius
- Eusebius Pamphilius, The Life of Constantine [Vita Constantini].
- Socrates and Sozomenus Ecclesiastical Histories, NPNF2, 2
- Theodoret, Jerome, Gennadius, and Rufinus: Historical Writings, NPNF2, 324 Şubat 2014
- Constantine the Great, "Constantinus Augustus to the Churches quoted by Theodoret", The Ecclesiastical History of Theodoret
- Eustathius of Antioch, "A Letter to the African Bishops quoted by Theodoret", The Ecclesiastical History of Theodoret
- Theodoret of Cyrus, The Ecclesiastical History of Theodoret
- Athanasius: Select Works and Letters, NPNF2, 424 Şubat 2014
- Athanasius of Alexandria, De Decretis [Defence of the Nicene Definition]24 Şubat 2014
- Athanasius of Alexandria, Ad Afros Epistola Synodica [Synodal Letter to the Bishops of Africa]
- Eusebius Pamphilus, Letter of Eusebius of Cæsarea to the people of his Diocese24 Şubat 2014
- Jerome: The Principal Works of St. Jerome, NPNF2, 624 Şubat 2014
- The Seven Ecumenical Councils, NPNF2, 14
- The Nicene Creed24 Şubat 2014
- The Canons of the 318 Holy Fathers Assembled in the City of Nice, in Bithynia
- Athanasius of Alexandria, The Synodal Letter24 Şubat 2014
- Constantine the Great, "On the Keeping of Easter quoted by Eusebius", The Life of Constantine
- Chronicon Paschale [Paschal Chronicle]
- Pentecostarion, Archdiocese of Thyateira and Great Britain, 3 Kasım 2008, 30 Nisan 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi22 Şubat 2014
- Chrysostom, John; Harkins, Paul W (trans) (1 Nisan 2010), Discourses Against Judaizing Christians, The Fathers of the Church, 68, Catholic University of America Press, ISBN 978-0-8132-1168-8
- Epiphanius of Salamis; Williams, Frank (trans) (1994), The Panarion of Epiphanius of Salamis, Leiden: Brill, ISBN 90-04-09898-4
- Hilary of Poitiers, Contra Constantium Augustum Liber [A Book Against the Emperor Constantine]
- Jerome, Temporum Liber [The Book of Times]
- Photios I of Constantinople; Walford, Edward (trans), Epitome of the Ecclesiastical History of Philostorgius, Compiled by Photius, Patriarch of Constantinople
İkincil kaynaklar
[değiştir | kaynağı değiştir]- Anatolios, Khaled (2011), Retrieving Nicaea: The Development and Meaning of Trinitarian Doctrine, Grand Rapids: Baker Publishing Group, ISBN 978-0-8010-3132-8
- Athanasius, (Patriarch of Alexandria) (1920), Select treatises of St. Athanasius in controversy with the Arians, Volume 3, Translator and Editor John Henry Newman, Longmans, Green and co.
- Atiya, Aziz S. (1991), The Coptic Encyclopedia, New York: Macmillan Publishing Company, ISBN 0-02-897025-X
- Ayres, Lewis (2004). Nicaea and its Legacy: An Approach to Fourth-Century Trinitarian Theology. Edinburgh: Oxford University Press. ISBN 9781139054133.
- Barnes, Timothy D. (1981). Constantine and Eusebius. Cambridge, MA; London: Harvard University Press. ISBN 0674165306.
- Brent, Allen (2022). "Melitian Schism". Louth, Andrew (Ed.). The Oxford Dictionary of the Christian Church (4. bas.). Oxford: Oxford University Press. ISBN 9780191744396.
- Cameron, Averil (2007). "Constantine and the 'peace of the church'". Casiday, Augustine; Norris, Frederick W. (Ed.). The Cambridge History of Christianity. 2. Cambridge: Cambridge University Press. ISBN 9781108427746.
- Carroll, Warren (1987), The Building of Christendom, Front Royal: Christendom College Press, ISBN 978-0-931888-24-324 Şubat 2014
- Danker, Frederick William (2000), "οἰκουμένη", A Greek-English Lexicon of the New Testament and Other Early Christian Literature (Third bas.), Chicago: University of Chicago Press, ISBN 978-0-226-03933-624 Şubat 2014
- Davis, Leo Donald (1983), The First Seven Ecumenical Councils (325–787), Collegeville: Liturgical Press, ISBN 978-0-8146-5616-724 Şubat 2014
- Drake, H. A. (2021). "The Elephant in the Room: Constantine at the Council". Kim, Young Richard (Ed.). The Cambridge Companion to the Council of Nicaea. Cambridge: Cambridge University Press. ISBN 9781108427746.
- Edwards, Mark (2007). "The first Council of Nicaea". Casiday, Augustine; Norris, Frederick W. (Ed.). The Cambridge History of Christianity. 2. Cambridge: Cambridge University Press. ISBN 9781108427746.
- Edwards, Mark (2009). Catholicity and Heresy in the Early Church. Ashgate. ISBN 978-0754662914.
- Ehrman, Bart (2004), Truth and Fiction in the Da Vinci Code, Oxford University Press, ISBN 978-1-280-84545-1
- Fairbairn, Donald (2009), Life in the Trinity, Downers Grove: InterVarsity Press, ISBN 978-0-8308-3873-824 Şubat 2014
- Gelzer, Heinrich; Hilgenfeld, Henricus; Cuntz, Otto, (Ed.) (1995), Patrum nicaenorum nomina Latine, Graece, Coptice, Syriace, Arabice, Armeniace [The names of the Fathers at Nicaea in Latin, in Greek, Coptic, Syriac, Arabic, Armenian] (2. bas.), Stuttgart: Teubner
- González, Justo L (1984), The Story of Christianity, 1, Peabody: Prince Press, ISBN 978-1-56563-522-724 Şubat 2014
- Gwyn, David M. (2021). "Reconstructing the Council of Nicaea". Kim, Young Richard (Ed.). The Cambridge Companion to the Council of Nicaea. Cambridge: Cambridge University Press. ISBN 9781108427746.
- Hanson, R. P. C. (1988). The Search for the Christian Doctrine of God: The Arian Controversy 318-381. Edinburgh: T&T Clark. ISBN 0567094855.
- Jacobs, Ine (2021). "Hosting the Council in Nicaea". Kim, Young Richard (Ed.). The Cambridge Companion to the Council of Nicaea. Cambridge: Cambridge University Press. ISBN 9781108427746.
- Kelhoffer, James A (2011), "The Search for Confessors at the Council of Nicaea", Journal of Early Christian Studies, 19 (4), ss. 589-599, doi:10.1353/earl.2011.0053, ISSN 1086-3184
- Kelly, J N D (1978), Early Christian Doctrine, San Francisco: HarperCollins, ISBN 978-0-06-064334-824 Şubat 2014
- Kelly, J N D (1981), Early Christian Creeds, Harlow: Addison-Wesley Longman Limited, ISBN 978-0-582-49219-624 Şubat 2014
- Kieckhefer, Richard (1989), "Papacy", Strayer, Joseph Reese (Ed.), Dictionary of the Middle Ages, 9, Charles Scribner's Sons, ISBN 978-0-684-18278-024 Şubat 2014
- L'Huillier, Peter (1996), The Church of the Ancient Councils: The Disciplinary Work of the First Four Ecumenical Councils, Crestwood: St Vladimir's Seminary Press, ISBN 978-0-88141-007-524 Şubat 2014
- Leclercq, Henri (1911), "Meletius of Lycopolis", The Catholic Encyclopedia, 10, New York: Robert Appleton Company19 Şubat 2014
- Leclercq, Henri (1911), "The First Council of Nicaea", The Catholic Encyclopedia, 11, New York: Robert Appleton Company19 Şubat 2014
- Loughlin, James F (1880), "The Sixth Nicene Canon and the Papacy", The American Catholic Quarterly Review, cilt 5, ss. 220-239
- Loyn, Henry Royston (1991), The Middle Ages, New York: Thames & Hudson, ISBN 978-0-500-27645-724 Şubat 2014
- Lyman, Rebecca (2021). "Arius and Arianism". Kim, Young Richard (Ed.). The Cambridge Companion to the Council of Nicaea. Cambridge: Cambridge University Press. ISBN 9781108427746.
- M'Clintock, John; Strong, James (1890), Cyclopaedia of Biblical, Theological, and Ecclesiastical Literature, 6, Harper & Brothers24 Şubat 2014
- MacMullen, Ramsay (2006), Voting About God in Early Church Councils, New Haven: Yale University Press, ISBN 978-0-300-11596-324 Şubat 2014
- McDonald, Lee Martin; Sanders, James A, (Ed.) (2002), The Canon Debate, Peabody: Hendrickson Publishers, ISBN 978-1-56563-517-3
- McLay, Denis (2015), "An Examination of the Role of Ossius, Bishop of Córdoba, in the Arian Controversy", Ba (Hons) Dissertation – Durham University
- Newman, Albert Henry (1899), A Manual of Church History, 1, Philadelphia: American Baptist Publication Society, OCLC 85351624 Şubat 2014
- Newman, John Henry; Williams, Rowan (2001), The Arians of the Fourth Century, Notre Dame: University of Notre Dame Press, ISBN 978-0-268-02012-524 Şubat 2014
- Norris, Richard Alfred (trans) (1980), The Christological Controversy, Sources of Early Christian Thought, Minneapolis: Fortress Press, ISBN 978-0-8006-1411-924 Şubat 2014
- St Nicholas the Wonderworker and Archbishop of Myra in Lycia22 Şubat 2014
- Lutz von Padberg (1998), Die Christianisierung Europas im Mittelalter [The Christianization of Europe in the Middle Ages], P. Reclam, ISBN 978-3-15-017015-124 Şubat 2014
- Rubenstein, Richard E (1999), When Jesus became God, New York: Harcourt Brace & Co, ISBN 978-0-15-100368-624 Şubat 2014
- Rusch, William G (trans) (1980), The Trinitarian Controversy, Sources of Early Christian Thought, Minneapolis: Fortress Press, ISBN 978-0-8006-1410-224 Şubat 2014
- Schaff, Philip; Schaff, David Schley (1910). History of the Christian Church. 3. New York: C Scribner's Sons.
- Smith, Mark S. (2018). The Idea of Nicaea in the Early Church Councils, AD 431–451. Oxford: Oxford University Press. ISBN 9780198835271.
- Tanner, Norman P (2001), The Councils of the Church, New York: Crossroad, ISBN 978-0-8245-1904-924 Şubat 2014
- Teres, Gustav (October 1984), "Time Computations and Dionysius Exiguus", Journal for the History of Astronomy, 15 (3), s. 177, Bibcode:1984JHA....15..177T, doi:10.1177/002182868401500302
- Vailhé, Siméon (1912), "Tremithus", The Catholic Encyclopedia, 15, New York: Robert Appleton Company24 Şubat 2014
- Vallaud, Dominique (1995), Dictionnaire Historique (Fransızca), Fayard, ISBN 978-2-2135-9322-7
- Van Dam, Raymond (2021). "Imperial Fathers and Their Sons: Licinius, Constantine, and the Council of Nicaea". Kim, Young Richard (Ed.). The Cambridge Companion to the Council of Nicaea. Cambridge: Cambridge University Press. ISBN 9781108427746.
- Ware, Timothy (1991), The Orthodox Church, Penguin Adult
- Williams, Rowan (1987), Arius, Londra: Darton, Logman & Todd, ISBN 978-0-232-51692-024 Şubat 2014