İçeriğe atla

Ergenekon (örgüt): Revizyonlar arasındaki fark

Vikipedi, özgür ansiklopedi
[kontrol edilmemiş revizyon][kontrol edilmemiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Sayfa içeriği 'BU BIR AKP YALANIDIR, AKP TUM VATANSEVERLERI KENDI OLUSTURDUGU YARGISIYLA ICERI ALIYOR. TURK MILLETI YEME BU OYUNLARI,UYAN !' ile değiştirildi
Gökhan (mesaj | katkılar)
k 88.227.144.115 tarafından yapılan değişiklikler geri alınarak, Eldarion tarafından değiştirilmiş önceki sürüm geri getirildi.
1. satır: 1. satır:
<span id="coordinates" class="plainlinksneverexpand">[[Coğrafi koordinat sistemi|Koordinatlar]]: {{koor dms|41|1|13.69|N|29|7|10.21|E}}</span>{{Güncel}}
BU BIR AKP YALANIDIR, AKP TUM VATANSEVERLERI KENDI OLUSTURDUGU YARGISIYLA ICERI ALIYOR. TURK MILLETI YEME BU OYUNLARI,UYAN !
{{dablink|Bu madde ‘iddia olunan Ergenekon örgütü’ ve bu yapılanmaya yönelik operasyonlar hakkındadır. Hâlen sürmekte olan dava ile ilgili bilgi almak için [[Ergenekon davası]], Türklerin efsanevi anavatanı olan Ergenekon için [[Ergenekon (efsanevî yer)]] sayfasına bakınız.}}
[[Dosya:Ergenekon bombaları.jpg|thumb|230px|Ergenekon Operasyonunu başlatan el bombaları<br />Güngör Sokak No 2, Çakmak Mahallesi, Ümraniye]]
'''Ergenekon Operasyonu''', İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından [[Türkiye Cumhuriyeti]]'nde [[gerilim stratejisi|kaos ortamı]] yaratarak askerî darbeye zemin hazırlamak amacı ile suikastlar düzenleyen bir silahlı teşkilat olduğu iddia edilen Ergenekon isimli oluşuma yönelik operasyonlardır. Ergenekon isimli bir örgütün varlığı 2007 öncesinde de zaman zaman konuşulmuş 2007'de başlayan operasyonlar sonrası Türkiye'nin ana gündem maddesi olmuştur. 86 şüpheli hakkında 25 Temmuz 2008 tarihinde bir kamu davası açılmıştır.<ref>{{cite web
| tarih = 25 Temmuz 2008
| url= http://www.iha.com.tr/haber/guncel/29767-H-11/Ergenekon-Iddianamesi-kabul-edildi
| başlık = Ergenekon İddianamesi kabul edildi
| yayımcı= [[İhlas Haber Ajansı]]
| erişimtarihi= 27 Temmuz
| erişimyılı= 2008
}}</ref> Hâlen devam eden davada bazı ordu komutanı dahil, çeşitli emekli ve muvazzaf subay ile onların sivil işbirlikçileri olduğu iddia edilen, birçok gazeteci, akademisyen, yeraltı dünyası ismi ve sivil toplum örgütü liderinin; seçimle işbaşına gelen meclis ve hükûmeti devirecek bir [[askerî darbe]] planlamak ve Ergenekon adında bir silahlı [[terör örgütü]] kurmak suçlamasıyla yargılanmaktadır. Davanın çıkış kaynağı ise 12 Haziran 2007 Ümraniye'de emekli astsubay [[Oktay Yıldırım]]'dan, iki hafta sonra da Eskişehir'de emekli binbaşı [[Fikret Emek]]'ten ele geçirilen el bombalarının seri numaralarının 2006 Mayıs ayında Cumhuriyet gazetesi binasına atılan el bombalarıyla örtüşmesi olmuştur. Bulunan el bombaları üzerine başlayıp genişleyen soruşturma kapsamında kamuoyunun da yakında tanıdığı birçok kişi gözaltına alınmıştır.

Dava hakkında hazırlanan iddianame 25 Temmuz 2008'de kabul edilmiş ve davanın ilk duruşması 20 Ekim 2008 tarihinde [[Silivri, İstanbul|Silivri]] Cezaevi içindeki adliyede yapılmıştır.

==Ergenekon nedir?==
‘Ergenekon’ kavramı, ilk olarak [[Can Dündar]] ve Celal Kazdağlı'nın, ''Show TV''’de yaptığı ‘40 dakika’ adlı programın devletin içindeki yasadışı yapılanmaların tartışıldığı [[7 Ocak]] [[1997]] tarihli bölümünde dile getirilmiştir. Programın konuklarından [[Erol Mütercimler]], Ergenekon'u [[12 Mart 1971 Muhtırası|12 Mart]] döneminde işkenceli sorguların yapıldığı ve [[kontrgerilla]] kadrolarının ilk kez ortaya çıktığı [[Ziverbey Köşkü]]'nün komutanı olarak tanınan ve 1991 yılında bir [[Devrimci Sol|Dev-Sol]] militanı tarafından öldürülen emekli Tümgeneral [[Memduh Ünlütürk]]’ten duyduğunu ileri sürmüştür.<ref name=40dakika>{{cite web
| son = Dündar
| ilk = Can
| yazarlink = Can Dündar
| yardımcıyazarlar = Kazdağlı, Celal
| tarih = 7 Ocak 1997
| url= http://www.candundar.com.tr/index.php?Did=5983
| başlık = 40 dakika
| yayımcı= [[Show TV]]
| erişimtarihi= 28 Kasım 2008
}}</ref><ref>{{cite web
| son = Maman
| ilk = Kamil
| tarih = 7 Temmuz 2008
| url= http://www.todayszaman.com/tz-web/detaylar.do?load=detay&link=146843
| başlık = ‘Ergenekon is above General Staff, MİT’
| yayımcı= [[Today's Zaman]]
| dil = İngilizce
| erişimtarihi= 12 Nisan 2009
}}</ref><ref>{{cite web
| son = Maman
| ilk = Kamil
| tarih = 7 Temmuz 2008
| url= http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=711128
| başlık = Erol Mütercimler, bilmediği Ergenekon'u Aydınlık'a anlatmış!
| yayımcı= [[Zaman (gazete)|Zaman]]
| erişimtarihi= 12 Nisan 2009
}}</ref>
{{Quote2|Memduh Ünlütürk Paşa kendisinin de bu Ergenekon’un içinde olduğunu söyledi ve dedi ki, ‘Ergenekon Genelkurmay’ın da, hükümetlerin de, bürokrasinin de herkesin üstünde bir örgüttür. Yasayla falan kurulmuş bir örgüt değildir. Bu, 27 Mayıs darbesinden sonra CIA, Pentagon tarafından kurdurtulmuş. Bunun içinde bulunan insanlar da buraya hizmet eden insanlardır. Ama bunlar vatana ihanet olsun diye hizmet etmezler. Biz vatanı kurtarıyoruz, vatana hizmet ediyoruz, vatana yararımız dokunuyor düşüncesiyle bu örgütün içinde yer almışlardır. Özellikle Amerika’da kontrgerilla eğitimi görmüş olan, bu kurslardan geçmiş olan generallerin bir bölümü yeri geldiğinde bu kontgerilla içinde yer alır. Sonuçta ben daha başka insanlardan Ergenekon’u araştırdığımda şunu gördüm: Bunun içinde subaylar var, emniyetçiler var, profesörler var, gazeteciler var, işadamları var, sıradan insanlar var. Bugün çeteler dediğimiz bu küçük birimler var ya, işte bu birimler Ergenekon’un içindeki birer bölüm, birer parça. Adını saydığımız kişiler de Ergenekon adı verilen bu üst örgüt tarafından kullanılan tetikçiler. (...) Bırakın siz onu, Turgut Özal’a, bir suikast girişimi yaşandı, ki Cumhuriyet tarihinde tanıdığım en gözü kara, daha doğru deyimiyle en deli cesareti olan Cumhurbaşkanlarından birisiydi, bu yadsınmaz bir gerçek. Kendisine yapılan suikastı araştırdığında ne dedi? ‘Bir örgüte geldim çakıldım.’ İşte bu örgütün adı Ergenekon.” |Erol Mütercimler, Show TV-7 Ocak 1997}}
Mütercimler 1 Temmuz 2008'de Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alınmıştır. Mütercimler savcılık ifadesinde Ergenekon'un 12 Eylül 1980'den sonra dağıldığını, örgüt hakkında hiç bir yazılı belge bulunmadığını ve her şeyin imha edildiğini söylemiştir. Davada tutuksuz yargılanan Mütecimler hakkında iddianamede Ergenekon'un gizli yapılanmasını en iyi bilen ve Türkiye’de bu örgütün adını deşifre eden kişi olmasına rağmen, beyanlarında Ergenekon'un aktif olmadığını söyleyerek örgütün varlığını gizlemeye çalıştığı ve bilgisayarında Ergenekon yapılanmasını ayrıntılı olarak anlatan uzun bir yazı çıktığı suçlaması yer aldı.<ref>{{cite web
| tarih =25 Mart 2009
| url=http://milarsiv.milliyet.com.tr/ergenekon/iddianame2.aspx?sayfa=1123
| başlık =Ergenekon iddianamesi
| sayfalar =1123-1177
| yayımcı=[[Milliyet (gazete)|Milliyet]]
| erişimtarihi=28 Temmuz 2009
}}</ref>

Tuncay Güney'in iddialarına göre ise Ergenekon, Kuzey Kıbrıs'ta [[Türk Mukavemet Teşkilatı]] içerisinde asker ve sivil üyelerin bulunduğu bir cunta olarak kuruldu. [[NATO]]'nun komünizm ile mücadele zamanında kurulan Ergenekon, Kıbrıs harekatından sonra [[Veli Küçük]]'ün de aralarında bulunduğu 12 kişilik yönetici üyeden oluşan ayrı bir grup olarak olarak devam etti.<ref>{{cite web
| tarih =25 Temmuz 2008
| url=http://i.milliyet.com.tr/ergenekon/iddianame.aspx?sayfa=887
| başlık =Ergenekon iddianamesi
| sayfalar =887
| yayımcı=[[Milliyet (gazete)|Milliyet]]
| erişimtarihi=12 Nisan 2009
}}</ref> KKTC'nin kurucu cumhurbaşkanı [[Rauf Denktaş]] ise Ergenekon'un Türk Mukavemet Teşkilatı ile bağlantısı olduğu iddialarını yalanlamaktadır.<ref>{{cite web
| tarih =12 Kasım 2008
| url=http://www.ntvmsnbc.com/news/465558.asp
| başlık =Denktaş: Ergenekon’un Kıbrıs’la bağlantısı yok
| yayımcı=[[NTVMSNBC]]
| erişimtarihi=28 Aralık 2008
}}</ref>

Ergenekon hakkında yazılmış ilk kitabın sahibi Can Dündar,<ref group=not>Can Dündar, Celal Kazdağlı; ''Ergenekon'', İmge Yayınevi ISBN 9789755331997</ref> kitabında sözünü ettiği Ergenekon'un NATO ülkelerinde, Amerika'nın komünizme karşı kurulan teşkilatların Türkiye ayağı olarak kurulduğunu ancak günümüzdeki Ergenekon sanıklarının çoğunun Amerikancı değil Rusya yanlısı ulusalcılar olduğunu belirtmiştir.<ref>{{cite web
| son = Dündar
| ilk = Can
| yazarlink = Can Dündar
| tarih = 10 Temmuz 2008
| url= http://www.milliyet.com.tr/Default.aspx?aType=YazarDetay&ArticleID=891778&AuthorID=75&Date=10.07.2008
| başlık = Bizim Ergenekon
| yayımcı= [[Milliyet (gazete)|Milliyet]]
| erişimtarihi= 13 Nisan 2009
}}</ref> Rusya'daki ''Kommersant'' gazetesi de davanın başladığı gün yayınladığı haberde ''"Türkiye’deki iktidara karşı darbe girişiminin beyni Moskova’daymış. Üç Türk savcı, darbecilerin fikir babasının Birlik Rusya Partisi’nin ideoloğu [[Aleksandr Dugin]] olduğu görüşünde"'' ifadesini kullanmıştır. Avrasya siyasi hareketi lideri de olan Dugin ise, Ergenekon sanıklarının "Türkiye’nin ABD yanlısı politikaları terk edip, Rusya ile yakınlaşmasını istemekle suçlandığını iddia etmiştir.<ref>{{cite web
| tarih = 22 Ekim 2008
| url= http://www.radikal.com.tr/Default.aspx?aType=Detay&ArticleID=904615&Date=25.10.2008&CategoryID=81
| başlık = Ergenekon’un beyni Rusya’dan çıktı
| yayımcı= [[Radikal (gazete)|Radikal]]
| erişimtarihi= 16 Nisan
| erişimyılı= 2009
}}</ref><ref>{{cite web
| tarih = 21 Ekim 2008
| url= http://www.kommersant.ru/doc.aspx?DocsID=1044775
| başlık = Турция вскрыла пророссийское подполье
| yayımcı= Kommersant
| dil = Rusça
| erişimtarihi= 28 Temmuz 2009
}}</ref>

Ergenekon operasyonu hakkında üç tane çok satan kitap yazan<ref group=not>''[[Operasyon Ergenekon]]'', ''[[Gölge İktidar (kitap)|Gölge İktidar]]'', ''[[Kıt'a Dur! (kitap)|Kıt'a Dur!]]''</ref> [[Şamil Tayyar]] ise dava konusu olan Ergenekon'un Can Dündar'ın tanımına uymadığını görüşünde. Tayyar; Susurluk'un derin devletin sağ kanadı, ulusalcı-Kemalist yapısıyla da Ergenekon'un derin devletin sol kanadı olduğunu öne sürmektedir.<ref>{{cite web
| son = Çelen
| ilk = Nergihan
| tarih =22 Temmuz 2008
| url=http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=716951
| başlık =Ergenekon'un sivil kanadı deşifre oldu, iddianamede '1 numara' yok
| yayımcı=[[Zaman (gazete)|Zaman]]
| erişimtarihi=16 Nisan 2009
}}</ref>

"Ergenekon'un yakın tarihi" isimli bir yazı dizisi hazırlayan ''Radikal'' gazetesi genel yayın yönetmeni [[İsmet Berkan]] ise bir köşe yazısında Ergenekon'u "AKP gitsin de nasıl giderse gitsin örgütü" olarak tanımlamıştır.<ref>{{cite web
| son = Berkan
| ilk = İsmet
| yazarlink = İsmet Berkan
| tarih =8 Nisan 2008
| url=http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=252382
| başlık =Ergenekon'un yakın tarihi (4)
| yayımcı=[[Radikal (gazete)|Radikal]]
| erişimtarihi=28 Temmuz 2009
}}</ref>

===İsim===
Ergenekon Operasyonu sırasında bazı çevrelerce Ergenekon'un savcıların operasyona verdikleri bir isim olduğu iddia edilmiş ve bir Türk destanı olan [[Ergenekon]]'un bir silahlı örgüt soruşturmasıyla yan yan anılması milliyetçi çevrelerde rahatsızlık yarattı.<ref>{{cite web
| son = Becerikli
| ilk = Uğur
| tarih =1 Şubat 2008
| url=http://arsiv.sabah.com.tr/2008/02/01/haber,507EC441EF464D8787338BB2FB5E0075.html
| başlık =Operasyonda Ergenekon ismi MHP'lileri kızdırdı
| yayımcı=[[Sabah (gazete)|Sabah]]
| erişimtarihi=13 Nisan 2009
}}</ref> Ancak İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin Ergenekon'un örgüt mensubu olduğu iddia edilen kişilerin kendilerinin verdiği bir isim olduğunu açıkladı.<ref>{{cite web
| son = Yıldız
| ilk = Dilek
| tarih =15 Temmuz 2008
| url=http://haber.gazetevatan.com/haberdetay.asp?detay=Iddianamede_ne_var_ne_yok_189065_1&Newsid=189065&Categoryid=1
| başlık =İddianamede 2 bomba
| yayımcı=[[Vatan (gazete)|Vatan]]
| erişimtarihi=13 Nisan 2009
| quote= Bu örgüt ismi, soruşturmayı yapan savcılarımız tarafından konulmuş bir isim değildir. Zira Cumhuriyet Savcılarının yapmış bulundukları soruşturmalarda herhangi bir isim konulmaz. Böyle bir uygulama söz konusu değildir. İddianamede yer alan ve kamuoyunda ’Ergenekon’ olarak vasıflandırılan bu isim, bir örgütün yapılanmasında örgüt mensubu olarak iddia edilen kişilerin kendilerinin örgütlerine verdikleri bir isimdir. Bu itibarla bu şekilde zikredilmiştir...
}}</ref>

Örgüte neden Ergenekon ismi verildiği konusunda farklı görüşler ortaya atılmıştır. Örgütün adının önce Türklerin Ergenekon ovasından yeniden türeyişinin anlatıldığı destandan aldığı söylenmiştir. İddianameyle beraber [[Agarta]] efsanesinden söz edilmeye başlanmıştır. Bir iddiaya göre ise Ergenekon, Veli Küçük'ün bir dönem komutanlığını yapan albay Necabettin Ergenekon'dan ismini almıştır. Necabettin Ergenekon ise bu iddialar hakkında "Böyle müptezel, vatan haini bir örgüte adım verilemez. Hem benim, hem de Türklerin en önemli destanının adını kirlettiler. Haklarında dava açacağım." diyerek tepki göstermiştir. Gerçek soyadı Baltacı olan 1926 Erzurum doğumlu Necabettin Ergenekon, gençliğinde Ergenekon ve Oğuz Kağan Destanı hayranı olarak yetimiş, üsteğmenliği döneminde, kendisiyle aynı soyadı taşıyan ve hiç sevmediği bir insanla sürekli karıştırıldığı için mahkemeye başvurarak soyadını Ergenekon olarak değiştirmiştir.<ref>{{cite web
| tarih = 19 Temmuz 2008
| url= http://www.samanyoluhaber.com/haber-109569.html
| başlık = Ergenekon soyadlı komutan konuştu
| yayımcı= [[Samanyolu Haber]]
| erişimtarihi= 13 Nisan 2009
}}</ref>

Tuncay Güney, ''[[32. Gün]]'' programında Ergenekon'un adını, Ergenekon soruşturması nedeniyle tutuklu olan paşalardan birinin, soyadı 'Ergenekon' olan bir hocasından aldığını ve Ergenekon ismi de bu hocaya saygı çerçevesinde seçildiğini söylemiştir. Güney, bu paşanın 1978-1979 yıllarında paşalık yaptığını ve böbrek yetmezliğinden öldüğünü de belirtmiştir. 32. gün ekibinin Güney'in ifadelerinen hareketle yaptığı araştırmada o dönem Ergenekon soyadlı hiçbir paşaya rastlanmamış ancak akıllara toplantılara ‘Albay Ergenekon’ kod adıyla katıldığı bilinen ve böbrek yetmezliğinden ölen eski Genelkurmay 2. Başkanı [[Turgut Sunalp]] gelmiştir. <ref>{{cite web
| tarih = 18 Temmuz 2008
| url= http://www.kanaldhaber.com.tr/HaberDetay.aspx?haberid=12927&catid=32
| başlık = Agarta da çöktü!
| yayımcı= [[Kanal D]]
| erişimtarihi= 13 Nisan 2009
}}</ref><ref>{{cite web
| tarih = 19 Temmuz 2008
| url= http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalHaberDetay&ArticleID=889180
| başlık = ‘Örgüt ismini kurucusundan alıyor’
| yayımcı= [[Radikal (gazete)|Radikal]]
| erişimtarihi= 13 Nisan 2009
}}</ref>

===Yapılanma===
Operasyonlarda bazı sanıklardan ele geçirilen belgelerde Ergenekon'un, örgütün başkanına doğrudan bağlı olan 4 daire komutanlığı ile iki sivil başkanlıktan oluştuğu yazılmaktadır:<ref>{{cite web
| son = Sarıbaoğa
| ilk = Veli
| tarih = 21 Eylül 2008
| url= http://arsiv.sabah.com.tr/2008/09/21//haber,5E1890B0612D427780EF958BF3EDF44D.html
| başlık = 'Bir Numara' örgütü 6 hücreden yönetiyor
| yayımcı= [[Sabah (gazete)|Sabah]]
| erişimtarihi= 17 Aralık 2008
}}</ref><ref>{{cite web| tarih =25 Temmuz 2008
| url= http://i.milliyet.com.tr/ergenekon/iddianame.aspx?sayfa=339
| başlık = Ergenekon iddianamesi
| sayfalar = 339
| yayımcı= [[Milliyet (gazete)|Milliyet]]
| erişimtarihi= 17 Aralık 2008
}}</ref>
# Ergenekon Başkanlığı
# İstihbarat Dairesi Komutanlığı
# İstihbarat Analiz ve Değerlendirme Dairesi Komutanlığı
# Operasyon Dairesi Komutanlığı
# Finansman Daire Başkanlığı (Sivil)
# Örgüt içi Araştırma Dairesi Komutanlığı
# Teori Tasarım ve Plânlama Dairesi Başkanlığı (Sivil)

İddianamede, yukarıdaki birimlerden yalnızca Teori Tasarım ve Plânlama Dairesi Başkanlığı'nın hiyerarşik yapısının deşifre edilebildiği ve bu birimin yapısının aşağıdaki gibi olduğu belirtiliyor. <ref>{{cite web
| tarih = 21 Eylül 2008
| url= http://arsiv.sabah.com.tr/2008/09/21//haber,E4C194D532394A2C89A85DCBFB014FB7.html
| başlık = Beş hücre hâlâ deşifre edilemedi
| yayımcı= [[Sabah (gazete)|Sabah]]
| erişimtarihi= 14 Kasım 2008
}}</ref>
*Gizli ve sivil yapılanma arasında koordinasyonu sağlayan köprü personel: Veli Küçük ve Muzaffer Tekin.
*Lobi yöneticileri: M. Zekeriya Öztürk, Kemal Kerinçsiz, İsmail Yıldız ve Erkut Ersoy.
*Sivil Toplum Örgütleri Sorumlusu: Sevgi Erenerol. (yardımcısı) Kemal Kerinçsiz.
*Teori Senaryo, Kara Propaganda ve Dezenformasyon Departmanı Sorumlusu: Doğu Perinçek.
*Mafya Yapılanması Sorumlusu: Veli Küçük. Muzaffer Tekin (yardımcısı)
*İrtibat kurulan yeraltı dünyası isimleri: Ali Yasak, Sami Hoştan, Semih Tufan Gülaltay ve Sedat Peker.
*Terör örgütleri sorumlusu: Veli Küçük ve Doğu Perinçek.
*Üniversite yapılanması: Kemal Yalçın Alemdaroğlu, Emin Gürses, Habib Ümit Sayın
*Araştırma ve Bilgi Toplama Departmanı Sorumlusu: Mehmet Zekeriya Öztürk.
*Hukuk departmanı sorumlusu: Kemal Kerinçsiz, Fuat Turgut ve Nusret Senem.

Savcılık iddianamesinde örgütün yöneticileri olarak gösterilen Emekli Tuğgeneral [[Veli Küçük]], Cumhuriyet Gazetesi başyazarı [[İlhan Selçuk]], İstanbul Üniversitesi eski rektörü [[Kemal Alemdaroğlu]], [[İşçi Partisi (Türkiye)|İşçi Partisi]] genel başkanı [[Doğu Perinçek]], Emekli Yüzbaşı [[Muzaffer Tekin]] ve Türk Ortodoks Patrikhanesi basın sözcüsü Sevgi Erenerol [[Türk Ceza Kanunu]]'na göre yalnız kendi işlediği suçlardan değil örgütün gerçekleştirdiği bütün eylemlerden yargılanacaklar.

====Diğer örgütler====
Ergenekon'un naylon terör grupları kurarak terör dünyasına yön vermeyi ve terör örgütlerini kontrol altına almayı hedeflediği ileri sürülmektedir.
İddianamede; Veli Küçük ve Ümit Oğuztan'dan ele geçirilen 'Panzehir' isimli dökümanda, [[PKK]]'nın tamamen tasfiye edilmesi yerine, [[Abdullah Öcalan]]'la işbirliği yapılması gerektiği, soruşturma dosyasındaki delillerden de Ergenekon yöneticilerinin PKK ile ilişki içersinde oldukları, bu örgütü kontrol altında tutmaya çalıştıkları ve gerektiğinde de amaç ve hedefleri doğrultusunda kullandıkları, bu çerçevede son yıllarda Ergenekon içersindeki [[Kuvayı Milliye Derneği|Kuvayı Milliye derneği]] altındaki tetikçilere Kürt asıllı vatandaşlara yönelik eylemler yaptırmayı planlayarak ülkede Türk-Kürt çatışması meydana getirmeyi ve böylelikle örgütün amaçları doğrultusunda ülkede kaos ve çatışma ortamı oluşturmayı hedefledikleri savunulmuştur. İddianamede ''Sık sık [[Bekaa Vadisi]]'nde PKK kamplarını ziyaret eden [[İşçi Partisi]] lideri [[Doğu Perinçek]]'in Ergenekon'un kararlarına göre teori ve planlama dairesi başkanlığı bünyesinde terör örgütleri ile irtibat konusunda da görevli olduğu anlaşılmaktadır.'' ifadelerine de yer verilmiştir.<ref>{{cite web
| tarih = 25 Temmuz 2008
| url= http://i.milliyet.com.tr/ergenekon/iddianame.aspx?sayfa=274
| başlık = Ergenekon iddianamesi
| sayfalar = 274-296
| yayımcı= [[Milliyet (gazete)|Milliyet]]
| erişimtarihi= 17 Aralık 2008
}}</ref> <ref name=Zaman>{{cite web
|son = Erdal
| ilk = Büşra
| yardımcıyazarlar= Sağındık, Uğur
| tarih = 20 Ekim 2008
| url= http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=751306
| başlık = Yüzyılın davası başlıyor
| yayımcı= [[Zaman (gazete)|Zaman]]
| erişimtarihi= 4 Ocak 2009
}} </ref>

İddianamede Ergenekon'un PKK dışında [[Devrimci Halk Kurtuluş Partisi/Cephesi|DHKP/C]]<ref name=Teror1>{{cite web
| tarih = 25 Temmuz 2008
| url= http://i.milliyet.com.tr/ergenekon/iddianame.aspx?sayfa=296
| başlık = Ergenekon iddianamesi
| sayfalar = 296-310
| yayımcı= [[Milliyet (gazete)|Milliyet]]
| erişimtarihi= 17 Aralık 2008
}}</ref> , [[Hizbullah (Türkiye)|Hizbullah]]<ref name=Teror1/> <ref name=Zaman></ref> [[Türk İntikam Tugayı]],<ref name=Teror2>{{cite web
| tarih = 25 Mart 2009
| url= http://milarsiv.milliyet.com.tr/ergenekon/iddianame2.aspx?sayfa=338
| başlık = Ergenekon iddianamesi
| sayfalar = 334-338
| yayımcı= [[Milliyet (gazete)|Milliyet]]
| erişimtarihi= 16 Haziran 2009
}}</ref> [[Marksist Leninist Komünist Parti|MLKP]] <ref name=Teror2/> [[Hizbuttahrir]]<ref name=Teror2/> örgütleri ile ilişkisi hakkında ayrıntılı değerlendirmeler yer almıştır.
====JİTEM====
{{ana|Jandarma İstihbarat ve Terörle Mücadele}}
Savcıların Ergenekon örgütünün belgesi olarak nitelendirdiği bir belgede Tam adı Jandarma İstihbarat ve Terörle Mücadele olan ve Güneydoğu'daki birçok faili meçhul cinayetten sorumlu tutulan JİTEM teşkilatının Ergenekon bünyesinde faaliyet gösterdiğine dair cümleler yer almaktadır.<ref>{{cite web
| url =http://www.taraf.com.tr/haber/12633.htm
| başlık =Ergenekon’un temel belgesi 1 • Politikacılara suikast yapılacak
| yayımcı=[[Taraf (gazete)|Taraf]]
| erişimtarihi=28 Temmuz 2009
}}</ref> İtiraflarıyla [[Cem Ersever]], [[Gaffar Okkan]] ve [[Musa Anter]] cinayetleri hakkında çarpıcı bilgiler veren eski JİTEM elemanı [[Abdülkadir Aygan]], görev yaptığı dönemde Ergenekon adını hiç duymadığını ancak 2001 yılında Ankara’da JİTEM dışında yeni bir örgütlenmenin hissedildiğini belirtmiş ve Ergenekon Operasyonu başladıktan sonra JİTEM'in Ergenekon'un askerî kanadı olduğu kanaatine vardığını sözlerine eklemiştir.<ref>{{cite web
| tarih = 4 Ekim 2008
| url =http://www.evrensel.net/haber.php?haber_id=38255
| başlık =JİTEM Ergenekon`un askeri kanadıdır
| yayımcı=[[Evrensel (gazete)|Evrensel]]
| erişimtarihi=17 Haziran 2009
}}</ref>

Ergenekon soruşturması sürecinde bölgedeki faili meçhul cinayetler tekrar gündeme gelmiş, Tuncay Güney ile itirafçı Abdülkadir Aygan JİTEM tarafından 1990'lı yıllarda öldürülen pek çok kişinin asitle yakıldıktan sonra Silopi'de bulunan [[BOTAŞ]] tesislerine ve Cizre-Silopi güzergâhındaki bazı noktalara açılan kuyulara gömüldüğü iddiasını ortaya attı. Şırnak Barosu'nun yaptığı suç duyurusunu dikkate alan Silopi Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, kuyuların açılması yönünde verdiği karar sonucu yapılan kazı sonucu BOTAŞ tesislerinde çıkan kemik parçalarının hayvan kemiği olduğu Adli Tıp Kurumu tarafından açıklandı. Biyoloji İhtisas Dairesi'nin raporuna göre gönderilen materyallarda insan kanına rastlanmadı ve kıla benzer numunelerin yapılan mikraskobik incelemesinde insan kılı olmadıkları tespit edildi. Gönderilen sıvı ve toprak numunelerinde asitlik özelliği gösteren bir bulgu tespit edilemedi.”<ref>{{cite web
| tarih =2 Haziran 2009
| url=http://www.milliyet.com.tr/Yasam/SonDakika.aspx?aType=SonDakika&ArticleID=1102032&Kategori=turkiye&b=Adli%20Tip%20Kurumu:%20Silopide%20bulunan%20kemikler%20hayvanlara%20ait
| başlık =Adli Tıp Kurumu: Silopi'de bulunan kemikler hayvanlara ait
| yayımcı=[[Milliyet (gazete)|Milliyet]]
| erişimtarihi=23 Temmuz 2009
}}</ref>

Ayrıca 1996 yılında Şırnak'ta 11 köy köylünün bir minibüs içerisinde kurşunlanıp, yakıldığı [[Güçlükonak Katliamı]]'ndan 13 yıl sonra dönemin devlet bakanı [[Adnan Ekmen]]'in olayın [[PKK]] değil JİTEM tarafından yapıldığını söylemesi<ref>{{cite web
| son =Keskin
| ilk =Adnan
| tarih = 7 Şubat 2009
| url = http://www.taraf.com.tr/haber/27327.htm
| başlık =11 köylüyü JİTEM yaktı
| yayımcı=[[Taraf (gazete)|Taraf]]
| erişimtarihi=17 Haziran 2009
}}</ref> ve Ergenekon savcılarına gelen bir ihbar mektubunda olayın sorumlusunun Ergenekon zanlısı albay [[Mustafa Levent Göktaş]] olduğunun iddia edilmesi<ref>{{cite web
| tarih = 10 Nisan 2009
| url = http://www.haber7.com/haber/20090410/Itirafcidan-kan-donduran-mektup.php
| başlık = İtirafçıdan kan donduran mektup
| iş = [[Star (gazete)|Star]]
| yayımcı = [[Haber7]]
| erişimtarihi=17 Haziran 2009
}}</ref> üzerine olay hakkında tekrar soruşturma açılmıştır.<ref>{{cite web
| son =Keskin
| ilk =Adnan
| tarih = 11 Nisan 2009
| url =http://www.taraf.com.tr/haber/31539.htm
| başlık =Katliam nihayet savcısını buldu
| yayımcı=[[Taraf (gazete)|Taraf]]
| erişimtarihi=17 Haziran 2009
}}</ref>

===Gerçekleştirdiği iddia edilen eylemler===

====Darbe teşebbüsleri====
{{ana|Sarıkız, Ayışığı, Yakamoz ve Eldiven darbe teşebbüsü iddiaları}}
{{VikiKaynak|Darbe Günlükleri}}
[[Dosya:Nokta 29 Mart 2007.jpg|thumb|120px|29 Mart 2007 tarihli Nokta dergisi kapağı: "2004'te iki darbe atlatmışız!"]]
Ergenekon örgütünün 2003-2004 yıllarında mevcut hükumeti silah zoru ile devirip anti-demokratik yollarla devlet idaresini ele geçirmeyi planladığı ve bu çerçevede Sarıkız, Ayışığı, Yakamoz ve Eldiven kod adlı darbe planları hazırladığı iddia edilmiştir.<ref name=DarbeyeTesebbüs>{{cite web
| tarih = 25 Mart 2009
| url= http://milarsiv.milliyet.com.tr/ergenekon/iddianame2.aspx?sayfa=138
| başlık = Ergenekon iddianamesi
| yayımcı= [[Milliyet (gazete)|Milliyet]]
| sayfalar = 138
| erişimtarihi= 28 Mart 2009
}}</ref> Bu planlardan ilk üçü 2007 Mart ayında ''Nokta'' dergisinin eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Örnek'e ait olduğu iddia edilen günlükleri yayınlamasıyla<ref>{{cite web
| tarih = 29 Mart 2007
| url= http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=520349
| başlık = 2004'te iki darbe atlatmışız!
| yayımcı= [[Zaman (gazete)|Zaman]]
| erişimtarihi= 10 Kasım 2008
}}</ref> diğeri de 7 Temmuz 2008 tarihinde ''Taraf'' gazetesinin manşetten verdiği haberde 1 Temmuz'da gözaltına alınan Atatürkçü Düşünce Derneği başkanı emekli orgeneral Şener Eruygur'un evrak çantasında bulunan bazı belgeleri kamuoyuyla paylaşması sonucu ortaya çıkmıştı. <ref>{{cite web
| son = Yıl
| ilk = Bünyamin
| tarih = 8 Temmuz 2008
| url= http://www.hurriyet.com.tr/gundem/9380318.asp?m=1
| başlık = 3. darbe planı ’Eldiven’
| yayımcı= [[Hürriyet (gazete)|Hürriyet]]
| erişimtarihi= 27 Mart 2009

}}</ref>''Nokta'' dergisi, daha sonra Özden Örnek'in bilgisayarından çıktığı emniyetin yaptığı teknik inceleme sonucu kesinleşecek olan<ref>{{cite web
| tarih = 26 Mart 2008
| url = http://www.ntvmsnbc.com/news/440513.asp
| başlık = ‘Darbe günlükleri’ belgelendi
| yayımcı= [[NTVMSNBC]]
| erişimtarihi= 27 Mart 2009

}}</ref>"darbe günlükleri"ni yayınladığı için askerî mahkeme kararıyla basılmış, <ref>{{cite web
| tarih = 13 Nisan 2007
| url= http://www.haber7.com/haber/20070413/Noktada-camdan-bakmak-bile-yasak.php
| başlık = Nokta´da camdan bakmak bile yasak
| yayımcı= [[Haber7]]
| erişimtarihi= 27 Mart 2009
}}</ref>dergi bu olayların ardından imtiyaz sahibi tarafından kapatılmıştı.<ref>{{cite web
| tarih = 21 Nisan 2007
| url= http://yenisafak.com.tr/gundem/?q=1&c=1&i=41594&Nokta/Dergisi/resmen/kapand%25u0131
| başlık = Nokta Dergisi resmen kapandı
| yayımcı= [[Yeni Şafak]]
| erişimtarihi= 27 Mart 2009
}}</ref>

Üçüncü ''Ergenekon'' iddianamesinde ''tanık'' sıfatıyla ifadesine yer verilen dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral [[Hilmi Özkök]], kendisinin Ayışığı ve Yakamoz kod adlı planlardan haberi olduğunu söyledi. Özkök ayrıca, MİT Müsteşarı'nın zaman zaman tarafına bazı bilgiler ve kayıtsız belgeler verdiğini, ancak hatırladığı kadarıyla kendisine 'Ergenekon' olarak sözü edilen örgütle ilgili arşivlere geçecek mahiyette kayıtlı bir evrak verilmediğini'' söyledi.<ref>{{cite web
| tarih =6 Ağustos
| url=http://www.ntvturk.com/git.php?adres=http://www.resimlihaber.com/gazete-kapaklari/05-agustos-2009-carsamba-gazete-kapaklari_2788.html
| başlık = İfadedeki MİT Bilmecesi
| yayımcı=NTV
| erişimtarihi=6 Ağustos
| erişimyılı=2009
| quote='Ergenekon' olarak sözü edilen örgütle ilgili arşivlere geçecek mahiyette kayıtlı bir evrak verilmedi
}}</ref>
====Danıştay Saldırısı====
<!--Yeni bilgileri lütfen ana maddeye ekleyiniz.-->
{{ana|Danıştay Saldırısı#Ergenekon}}
5, 10 ve 11 Mayıs 2006 tarihlerindeki [[Şişli]]'de bulunan [[Cumhuriyet (gazete)|''Cumhuriyet'']] Gazetesi merkezine el bombası atılması, [[17 Mayıs]] [[2006]] günü Danıştay 2. Dairesine yönelik gerçekleştirilen silahlı saldırı sonucu [[Danıştay]] üyesi [[Mustafa Yücel Özbilgin]]'in öldürülmesi ve 4 üyenin yaralanması eylemlerini Ergenekon örgütünce azmettirildiği iddia edilmektedir. İddianamede tetikçi Alparslan Arslan’a bu iki saldırının emrinin, Zafer kod adlı emekli yüzbaşı [[Muzaffer Tekin]] ve emekli Tuğgenenal [[Veli Küçük]] tarafından verildiği öne sürüldü. ''Cumhuriyet'' Gazetesi’ne atılan 3 el bombasının da Eskişehir’de Binbaşı [[Fikret Emek]]’ten ele geçirilen bombalardan olduğu, ancak Ümraniye’de yakalanan bombaların nerelerde kullanılacağının belirlenemediği belirtildi.<ref name=MedyaKronik>{{cite web
| son = Şık
| ilk = Ahmet
| tarih = 25 Temmuz 2008
| url= http://www.santralhaber.com/haber/943/
| başlık = “Karanlık hiç bir eylem kalmadı”
| yayımcı= MedyaKronik
| erişimtarihi= 3 Ocak
| erişimyılı= 2009
}}</ref>

====Suikast planları====
Ergenekon'un bir çok suikast gerçekleştirmeyi planladığı iddia edilmektedir. Sanıklardan ele geçirilen bazı belgelere dayandırılan suikast planı iddiaları şu kişilere yöneliktir:

*Yargıtay binası<ref name=SuikastPlani1/>
*Yaşar Büyükanıt<ref name=SuikastPlani1/>
*Recep Tayyip Erdoğan, <ref name=SuikastPlani1/><ref>{{cite web
| tarih = 16 Ocak 2009
| url= http://yenisafak.com.tr/Gundem/?t=16.01.2009&i=163256
| başlık = Erdoğan'a suikast planı Dönmez'den çıktı
| yayımcı=[[Yeni Şafak]]
| erişimtarihi= 29 Mart 2009
}}</ref>
*[[Yeni Şafak (gazete)|Yeni Şafak]] gazetesi yazarı [[Fehmi Koru]] <ref name=SuikastPlani1/>
*Nobel Edebiyat ödüllü yazar [[Orhan Pamuk]], <ref name=SuikastPlani1/>
*Diyarbakır Büyükşehir Belediye başkanı [[Osman Baydemir]], <ref name=SuikastPlani1/>
*[[Demokratik Toplum Partisi|DTP]] genel başkanı [[Ahmet Türk]]<ref name=SuikastPlani1/>
*Milletvekili [[Sebahat Tuncel]]<ref name=SuikastPlani1>{{cite web
| tarih =25 Temmuz 2008
| url= http://i.milliyet.com.tr/ergenekon/iddianame.aspx?sayfa=479
| başlık = Ergenekon iddianamesi
| sayfalar = 479-483
| yayımcı= [[Milliyet (gazete)|Milliyet]]
| erişimtarihi= 17 Aralık 2008
}}</ref>
*Ermeni Patriği [[II. Mesrob]], <ref name=SuikastPlani2/>
*Alevi Bektaşi Federasyonu Başkanı Ali Balkız, Genel Sekreteri Kazım Genç<ref name=SuikastPlani2/>
*Ankara'daki Optimum Alışveriş Merkezi<ref name=SuikastPlani2>{{cite web
| tarih =25 Mart 2009
| url= http://milarsiv.milliyet.com.tr/ergenekon/iddianame2.aspx?sayfa=115
| başlık = Ergenekon iddianamesi
| sayfalar = 115
| yayımcı= [[Milliyet (gazete)|Milliyet]]
| erişimtarihi= 29 Mart 2009
}}</ref>

====Ergenekon ile ilişkilendirilen diğer eylemler====
Ergenekon'un Danıştay Saldırısı, ''Cumhuriyet'' gazetesinin bombalanması, suikast ve darbe planlamakla suçlandığı iddianamede bazı tanıkların ifadeleri sonucu Türkiye'nin yakın tarihindeki önemli olaylarla ilgili iddialar ortaya atılmıştır.

[[Gazi Mahallesi olayları]]: 12 Mart 1995 günü akşam saatlerinde [[İstanbul]]’da Alevi vatandaşların çoğunlukta yaşadığı [[Gazi Mahallesi]]'ndeki üç kahvehane ve bir işyeri aynı anda kimliği belirsiz kişilerce bir taksiden otomatik silahlarla açılan ateşle taranmış ve bu saldırılar sonucu Halil Kaya isimli bir vatandaş hayatını kaybederken, beşi ağır yirmi beş kişi yaralanmıştı. Olayların ardından çok sayıda Alevi vatandaş, Gazi Mahallesi'nde toplanıp, emniyet kuvvetlerinin olaya geç müdahale ettiklerini öne sürerek polis karakoluna yürümüştür. Polisler grubun üzerine kurşun yağdırmasıyla başlayan olaylar çok sayıda vatandaşın ölümüne neden olmuştu. Ergenekon iddianamesinde ise 9 nolu gizli tanığın [[Gazi Mahallesi olayları]]nın emrini [[Veli Küçük]]’ün verdiğini söylediği kahvehanenin taranması ile 13 kişinin öldürülmesi olayını Veli Küçük ile beraber hareket eden [[Osman Gürbüz]]'ün gerçekleştirdiği öne sürüldü.<ref>{{cite web
| tarih = 25 Temmuz 2008
| url= http://i.milliyet.com.tr/ergenekon/iddianame.aspx?sayfa=254
| başlık = Ergenekon iddianamesi
| sayfalar = 254
| yayımcı= [[Milliyet (gazete)|Milliyet]]
| erişimtarihi= 9 Kasım 2008
| quote= (9) nolu gizli tanık Gazi mahallesindeki kahvehanenin taranması olayıni Veli KÜÇÜK ile hareket eden Osman GÜRBÜZ'ün gerçekleştirdiğini, aynı oluşum içersinde Sedat PEKER'in de bulunduğunu ifade etmiştir.
}}</ref>

[[Necip Hablemitoğlu suikastı]]: Danıştay saldırısı hükümlüsü [[Osman Yıldırım]] 2002 yılı Aralık ayının başında Osmanbey’de bulunan yazıhanelerinden birinde Veli Küçük, İbrahim Genç, Esen Türkyılmaz, Muzaffer Tekin ve [[Osman Gürbüz]]’ün olduğu toplantıda, Gürbüz’ün kendisine para karşılığı Necip Hablemitoğlu’nu öldürmeyi teklif ettiğini ancak kendisinin kabul etmediğini söylemiştir. Hablemitoğlu bu olaydan birkaç hafta sonra evinin önünde uğradığı silahlı saldırı sonucunda öldürülmüştür. Yıldırım'ın ifadesine göre olaydan altı yedi ay sonra Osman Gürbüz kendisine “Hablemitoğlu’nun parasını masalarda bitirdik” sözünü söylemiştir.<ref>{{cite web
| tarih = 27 Temmuz 2008
| url= http://www.ntvmsnbc.com/news/454303.asp
| başlık = İddianameye göre Ergenekon’un eylemleri
| yayımcı= [[NTVMSNBC]]
| erişimtarihi= 8 Kasım 2008
}}</ref><ref>{{cite web
| tarih = 25 Temmuz 2008
| url= http://i.milliyet.com.tr/ergenekon/iddianame.aspx?sayfa=579
| başlık = Ergenekon iddianamesi
| sayfalar = 579
| yayımcı= [[Milliyet (gazete)|Milliyet]]
| erişimtarihi= 17 Aralık 2008
| quote = “2002 yılı Aralık ayının başında İbrahim Genç’in Osmanbey’de bulunan yazıhanelerinden birinde Veli Küçük, İbrahim Genç, Esen Türkyılmaz, Muzaffer Tekin ve Osman Gürbüz’ün olduğu toplantıda, Gürbüz’ün kendisine Necip Hablemitoğlu’nu öldürüp öldüremeyeceğini sorduğuğunu, ve orada bulunanların bunun karşılığı olarak 1 milyon dolar teklif ettiğini, Küçük’ün Gürbüz’e dönerek, “Osman bu iş yine sana düştü” dediğini, daha sonra Hablemitoğlu’nun öldürüldüğünü duyduğunu, yaklaşık altı yedi ay sonra Gürbüz’ün kendisine “Hablemitoğlu’nun parasını masalarda bitirdik” dediğini, bu konuşmadan sonra Gürbüz’ün Hablemitoğlu’nun öldürülmesi olayına karıştığını ve aldığı parayı da kumarda bitirdiğini anladığını(...)”}}</ref>

[[Özdemir Sabancı|Özdemir Sabancı suikastı]]: Ergenekon iddianamesinin delil klasörlerinde de bulunan ve 2 Eylül 2008 tarihinde görüntü basına da yansıyan bir videoda Karagümrük çetesi lideri Nuri Ergin'in sekiz yıl önce Uşak cezaevinde çıkardıkları isyan sırasında çekilen ve [[Özdemir Sabancı]] suikastının faili [[Mustafa Duyar]]'ı öldürme emrini kendisine Tuğgeneral [[Veli Küçük]]'ün verdiğini söylediği görülmüştür. <ref>{{cite web
| tarih = 25 Temmuz 2008
| url= http://i.milliyet.com.tr/ergenekon/iddianame.aspx?sayfa=273
| başlık = Ergenekon iddianamesi
| sayfalar = 273
| yayımcı= [[Milliyet (gazete)|Milliyet]]
| erişimtarihi= 17 Aralık
| erişimyılı= 2008
}}</ref><ref>{{cite web
| tarih = 2 Eylül 2008
| url= http://zaman.com.tr/haber.do?haberno=733422
| başlık = Sabancı'nın katili Duyar'ı öldürme emri Veli Küçük'ten
| yayımcı= [[Zaman (gazete)|Zaman]]
| erişimtarihi= 2 Ocak 2009
| quote= Bu devlet bana Mustafa Duyar'ı öldürttü, ben öldürttüm. Şimdi canlı söylüyorum. (...) Veli abiyi ara, Veli Küçük'ü ara. Bizi sor! Başka bir şey söylemiyorum. Allah'a emanet olun!
}}</ref><ref>{{cite web
| tarih = 2 Eylül 2008
| url= http://www.zaman.com.tr/multimedya.do?tur=video&aktifgaleri=4306
| başlık = Ergenekon'da 8 yıl sonra çıkan şok görüntü!
| yayımcı= [[Zaman (gazete)|Zaman]]
| erişimtarihi= 9 Kasım 2008
}}</ref>

[[Üzeyir Garih cinayeti]]: Garih cinayeti 2008 yılındaki Ergenekon oparasyonu ile birlikte tekrar gündeme geldi. Cinayetin Ergenekon ile ilgisi olduğu yönünde bir çok iddia ortaya atılırken 2009 Ocak ayında Ergenekon soruşturmasını yürüten savcı Zekeriya Öz, [[Yener Yermez]]'in ifadesini almıştır. Ergenekon davası sırasında Üzeyir Garih cinayetinin de gündeme gelmesi üzerine, Alarko Holding eski İthalat Koordinatörü Doğan Kasadolu, cinayet günü Üzeyir Garih'in torunun da asker kıyafeti giyen kişilerce kaçırıldığını ve eğer herhangi bir açıklama yaparlarsa çocuğun da öldüreleceğini söylerek kendilerini tehdit ettiklerini açıkladı.<ref>{{cite web
| son = Alus
| ilk = Esra
| url =http://www.milliyet.com.tr/Guncel/HaberDetay.aspx?aType=HaberDetay&Kategori=guncel&KategoriID=24&ArticleID=1027784&Date=14.12.2008&b=Garihin%20ailesi%20susturuldu%20iddiasi
| başlık =Garih’in ailesi ‘susturuldu’ iddiası
| tarih =18 Aralık 2008
| yayımcı =[[Milliyet]]
| erişimtarihi = 16 Haziran 2009
}}</ref> Ergenekon davası sanığı [[Ümit Sayın (akademisyen)|Ümit Sayın]]'dan ele geçirilen belgeler arasında Üzeyir Garih'in olay günü üzerinde bulunan gömleğindeki bıçak darbelerini gösteren bir şema bulunmuştur.<ref>{{cite web
| url = http://www.samanyoluhaber.com/haber-114201.html
| başlık = Üzeyir Garih cinayeti iddianamede
| tarih = 14 Aralık 2008
| yayımcı = [[Samanyolu Haber]]
| erişimtarihi = 16 Haziran 2009
}}</ref>Yener Yermez'in Garih cinayetinden yaklaşık beş ay önce gazeteci [[Tuncay Güney]] ile beraber otomobil kaçakçılığı suçlamasıyla gözaltına alınan teğmen Murat Oğuz'un Hasdal Kışlası'nda çaycılığını yaptığı ortaya çıkmış, Yermez'in Ergenekon sanıklarında albay [[Fikri Karadağ]]'ın emrinde çalıştığı ve Ümraniye'de ele geçirilen bombaların sahibi [[Oktay Yıldırım]] ile aynı kışlada askerlik yaptığı anlaşılmıştır.<ref>{{cite web
| son = Oktay
| ilk = Ali
| url =http://yenisafak.com.tr/Gundem/?i=156937
| başlık =Hasdal belgesi
| tarih =18 Aralık 2008
| yayımcı =[[Yeni Şafak]]
| erişimtarihi = 16 Haziran 2009
}}</ref>

[[Foruhar suikastı]]: Türk Metal Sendikası başkanı [[Mustafa Özbek]]'e hitaben yazılmış ve Ergenekon dava dosyasında yer alan bir mektupta, [[Abdullah Öcalan]]'la görüşmelerinin dinlemeye takılması üzerine [[İran]]'ın eski Çalışma Bakanı Daryuş Foruhar’ın "bizzat Başkan’ın oraya intikaliyle" öldürüldüğünden bahsedimektedir. 22 Kasım 1998 tarihinde İran'ın reformcu siyasetçileri [[Daryuş Foruhar]] ve eşi [[Pervane Foruhar]] Tahran’daki evini basan kişiler tarafından bıçaklanarak öldürülmüştü.<ref>{{cite web
| url =http://www.taraf.com.tr/haber/31469.htm
| başlık =İranlı eski bakanı Ergenekon öldürdü
| tarih = 9 Nisan 2009
| yayımcı =[[Taraf (gazete)|Taraf]]
| erişimtarihi = 16 Haziran 2009
}}</ref>

==Operasyon öncesindeki gelişmeler==

===Tuncay Güney===
{{bakınız|Tuncay Güney|Adil Serdar Saçan}}
<!-- Bu başlık hakkındaki yeni bilgileri ana maddeye ([[Tuncay Güney]]) ekleyiniz. -->
Varlığı iddia edilen örgüt ile ilgili ilk bilgiler Tuncay Güney'den ele geçirilen 6 çuval belge ve Güney'in İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şubesi tarafından yapılan sorgulama CD'leridir.

Güney'in kimin adına çalıştığı konusunda bir çok farklı görüş ortaya atılmıştır. "Sabah gazetesinin ortaya çıkardığı belgelere göre" Tuncay Güney genç yaşında, MİT İstanbul Bölge Başkanı Galip Tuğcu tarafından MİT'e kazandırıldı. 1990'larda önce MİT'in Gerici Faaliyetler Şubesi'nde ardından İran Masası'nda çalıştı. Bu amaçla genç bir gazeteci olarak, Ortadoğu'daki liderlerle yüzyüze görüşmeler yaptı. Fakat, 1992 yılında MİT Tuncay Güney'in görevini değiştirdi. Kendisine JİTEM'in ve Ergenekon'un içine sızma görevi verilen Güney, ilk kez bu tarihte Ağrı'da görev yapan albay [[Veli Küçük]] ile tanıştı. 1996 ve 1997 yıllarında [[Susurluk skandalı]] ve [[28 Şubat süreci]]nde elde ettiği önemli bilgileri, MİT'in çalışma merkezi olarak kullanan Dolmabahçe Sarayı Harem Dairesi'ne götürdü. 2001 yılında dönemin İstanbul Organize Suçlar Şubesi Müdürü Adil Serdar Saçan tarafından sorgulanan Tuncay Güney'in kimliği deşifre edildi. İddiaya göre Güney'in JİTEM kimliğinin deşifre olmasını istemeyen Veli Küçük, Güney'in serbest bırakılmasını sağladı. Bu sırada MİT derhal devreye girdi. Bizzat MİT Müsteşarı [[Şenkal Atasagun]], Amerikan haberalma servisi [[Amerikan Merkezi Haber Alma Ajansı|CIA]] ile iletişim kurarak Güney'e 10 yıl süreli ABD vizesi aldı. Güney kendi adına pasaport ile MİT İstanbul Bölge Başkanı Kubilay Günay'ın ekibi eşliğinde Türk Hava Yolları'nın New York tarifeli uçağıyla ABD'ye gönderildi.<ref> {{cite web
| son = Şimşek
| ilk = Abdurrahman
| tarih = 26 Kasım 2008
| url= http://arsiv.sabah.com.tr/2008/11/26//haber,F54807C117C24017A278E0394CF26831.html
| başlık = Tuncay Güney MİT'in İpek'iydi
| yayımcı= [[Sabah]]
| erişimtarihi= 30 Kasım
| erişimyılı= 2008
}}</ref>

MİT ise Sabah'ın yayınladığı belgelerin teşkilata ait olduğunu ve belgelerde adı geçen kişinin Tuncay Güney olduğunu kabul etmekle beraber Tuncay Güney'in kayıtlı kaynak olmadığını açıklamıştır.<ref>{{cite web
| tarih = 26 Kasım 2008
| url= http://www.mit.gov.tr/basin39.html
| başlık = Basın açıklaması
| yayımcı= [[Millî İstihbarat Teşkilatı]]
| erişimtarihi= 30 Kasım
| erişimyılı= 2008
}}</ref><ref>{{cite web
|url=http://arsiv.sabah.com.tr/2008/11/28/haber,854972318CBA408B99940C9760623DD8.html
| erişimtarihi=18 Mart 2009
| başlık=MİT, resmi yazısında kod adı İpek'i kullandı
| tarih=28 Kasım 2008
| yayımcı=[[Sabah (gazete)|Sabah]]
| ilk=Abdurrahman
| son=Şimsek
| quote=Anılan dönemde mezkur mektup ve ekindeki CD'lerle ilgili olarak yapılan ön inceleme sonucunda Tuncay Güney İpek'in bilgisayar yedekleri olduğu iddia edilen CD'lerin bir bölümünün bazı şahıslarca kaleme alınan dergi/kitap/kitap başlığı ve makaleler (Strateji Dergisi, Aydınlık, Doğu Perinçek vb.) ile açık kaynak bilgilerinden, bir bölümünün ise kişi/kurum ve kuruluşlara ait olduğu iddia edilen dokümanlardan oluştuğu ve bilgisayar ortamında arşiv niteliğinde toplandığı izlenimi edinilmiştir.
}}</ref> Tuncay Güney'in çalıştığı iddia edilen MİT Kontrterör Dairesinin başkanı Mehmet Eymür, Güney'i tanımadığını Güney de hiç bir istihbarat servisinin elemanı olmadığı söylemektedir.<ref>{{cite web
| son = Eymür
| ilk = Mehmet
| yazarlink = Mehmet Eymür
| tarih =2 Aralık 2008
| url=http://www.atin.org/detail.asp?cmd=articledetail&articleid=511
| başlık = İstihbarat Uzmanları
| yayımcı=Anadolu Türk İnterneti
| erişimtarihi=18 Mart
| erişimyılı=2009
}}</ref><ref>{{cite web
| son = Öztürk
| ilk = Saygı
| tarih =28 Kasım 2008
| url=http://www.hurriyet.com.tr/gundem/10460865.asp
| başlık = Tuncay Güney: James Bond'u bile gölgede bıraktım
| yayımcı=[[Hürriyet (gazete)|Hürriyet]]
| erişimtarihi=2 Nisan
| erişimyılı=2009
}}</ref>Ancak, Ergenekon soruşturması sürecinde ortaya çıkan Güney hakkındaki MİT belgesininin içeriğini 2000 yılında internet sitesinde yayımladığı ve Güney'in ‘çift meslekli gazeteci’ olduğunu anlattığı ortaya çıkmıştır.Eymür, Güney’i ‘Tunca’ kod adıyla nitelendirdiği yazısındada, o dönem ikinci meslekleri gazetecilik olan iki kişi arasındaki konuşmada JİTEM adına çalıştığını söyleyen Tunca, Susurluk’la bağlantılı özel tim mensuplarının bir düğünde Abdullah Çatlı ile beraber çekilmiş fotoğrafları basına kendisinin sattığını anlatıyor.<ref>{{cite web
| url=http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalHaberDetay&ArticleID=910479&Date=28.11.2008&CategoryID=97
| erişimtarihi=2 Nisan 2009
| başlık=Eymür ‘sohbetini’ bilecek kadar yakın
| yayımcı=[[Radikal]]
| tarih=28 Kasım 2008
| quote=Güney’in ‘Tunca’ kod adıyla nitelendiği yazıda, o dönem ikinci meslekleri gazetecilik olan iki kişi arasındaki konuşmada JİTEM için çalıştığını söyleyen ‘Tunca’, Susurluk’la bağlantılı özel tim mensuplarının Abdullah Çatlı’yla birlikte çekilmiş fotoğrafları basına kendisinin sattığını anlatıyordu.
| ilk=Tolga
| son=Akiner
}}</ref><ref>{{cite web
| url=http://www.atin.org/detail.asp?cmd=articledetail&articleid=201
| yayımcı=Anadolu Türk İnterneti
| erişimtarihi=2 Nisan 2009
| başlık=Çift Meslekliler
| tarih=4 Haziran 2000
| son=Eymür
| ilk=Mehmet
| yazarlink=Mehmet Eymür
}}</ref><ref>{{cite web
| son = Vatandaş
| ilk = Aydoğan
| yazarlink = Aydoğan Vatandaş
| tarih = 1 Haziran 2001
| url=http://www.atin.org/detail.asp?cmd=articledetail&articleid=332
| başlık = Peker neden gözaltına alındı?
| yayımcı=[[Zaman (gazete)|Zaman]]
| erişimtarihi= 6 Nisan
| erişimyılı=2009
}}</ref>Akşam gazetesinin o dönemki genel yayın yönetmeni Behiç Kılıç da "Güney, arşivden aldığı bir takım fotoğraflarla dönemin Başbakan'ı [[Mesut Yılmaz]]'ı Susurluk skandalının baş kahramanlarından [[Abdullah Çatlı]]'yla yan yana gösteren bir fotomontaj olayına karıştığını ve Yılmaz'a muhalif bir milletvekiline sattığını söylemektedir.<ref name=TuncayGuneyKimdir/> Strateji dergisinde bir dönem Güney ile beraber çalışan [[Ümit Oğuztan]], Güney’in radikal sağ ve PKK yandaşı gruplar ile cemaat yapılanmalarına girip çıkan bir muhabir olduğunu öne sürmüş, ''“Bir keresinde dergide oturuyordu, bir telefon geldi, yüzü kireç gibi oldu. Ne olduğunu sordum. ‘[[Mehmet Eymür]] beni aradı, niye arıyor ki beni?’ diye cevap verdi”'' demiştir. Oğuztan ayrıca, Güney’in kendisine bir gay barda cellat lakaplı Muhsin Karger adında İranlı bir diplomatla ilişki kurduğunu, MİT’in de bundan haberdar olunca bu kişiyle ilgili bilgileri Eymür’ün adamlarına aktarmasının istendiğini anlattığını söylemiştir. Güney’in Tansu Çiller, Mehmet Ağar ve Necmettin Erbakan ile de sıkça görüştüğünü öne süren Oğuztan, Güney’in Susurluk sürecinde ifade verdiğini ve kendisine bu durumdan çok korktuğunu anlattığını belirtmiştir.
<ref name=Oguztan>{{cite web
| son = Kesler
| ilk = Musa
| tarih =26 Aralık 2008
| url=http://www.milliyet.com.tr/Guncel/HaberDetay.aspx?aType=HaberDetay&Kategori=guncel&KategoriID=24&ArticleID=1032850&Date=26.12.2008
| başlık = Güney, Susurluk’ta ifade verdi mi?
| yayımcı=[[Hürriyet (gazete)|Hürriyet]]
| erişimtarihi=2 Nisan
| erişimyılı=2009
}}</ref>Güney'in yakın ilişkide olduğu ve Türk basınında Cellat diye anılan Muhsin Karger Azad'ın, [[Uğur Mumcu]] ve Jak Kamhi suikastlarına karıştığı iddiası mahkeme kayıtlarına geçmiştir.<ref>{{cite web
| son =Berberoğlu
| ilk =Enis
| yazarlink = Enis Berberoğlu
| tarih =30 Kasım 2008
| url=http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.aspx?id=10473110&tarih=2008-11-30
| başlık =Önce tarihe bakın
| yayımcı=[[Hürriyet (gazete)|Hürriyet]]
| erişimtarihi=2 Nisan
| erişimyılı=2009
| quote=
İranlı diplomatın ismi Muhsin Karger Azad idi. Türk basınında "Cellat" diye anılırdı.

Uğur Mumcu ve Jak Kamhi suikastlarına karıştığı iddiası mahkeme kayıtlarına geçmişti.

Dolayısıyla Oğuztan doğru söylüyorsa;

1) Tuncay Güney'in MİT'in İran masasında çalıştığı teyit ediliyor.

2) Ergenekon ile İran derin devleti arasında ilk resmi temas ortaya çıkıyor.

}}</ref><ref>{{cite web
| tarih =10 Mayıs 2000
| url=http://arsiv.ntvmsnbc.com/news/4617.asp
| başlık = Mumcu zanlıları itirafa başladı
| yayımcı=[[NTVMSNBC]]
| erişimtarihi= 8 Nisan
| erişimyılı=2009
|quote= Ayrıca Yusuf Karakuş da, kendisine gösterilen fotoğraflardan, suikasta katıldığı öne sürülen iki İranlıyı teşhis etti. İranlıların kimlikleri Muhammed Reza ve Muhsin Karger Azad olarak belirlendi. }}</ref>

Bugün gazetesinin yayınladığı 7 Şubat 1997 tarihli ve 'çok gizli' ibareli belgelere göre ise Tuncay Güney'i izleyen birimler, temasları hakkında MİT'e kapsamlı bir rapor sundu. Sözkonusu belgeye göre Tuncay Güney MİT'te değil Veli Küçük'ün emrinde [[Jandarma İstihbarat ve Terörle Mücadele|JİTEM]]'de çalışıyordu.<ref name=JITEM>{{cite web
| son = Arslan
| ilk = Adem Yavuz
| tarih =7 Ocak 2009
| url=http://www.bugun.com.tr/haber.aspx?id=50231
| başlık = İşte Türkiye'yi sarsacak o gizli belge
| yayımcı=[[Bugün (gazete)|Bugün]]
| erişimtarihi=2 Nisan
| erişimyılı=2009
}}</ref><ref>{{cite web
| son = Berkan
| ilk = İsmet
| yazarlink =İsmet Berkan
| tarih =8 Ocak 2009
| url=http://www.radikal.com.tr/Default.aspx?aType=RadikalYazarYazisi&ArticleID=915955&Yazar=%C4%B0SMET%20BERKAN&Date=08.01.2009&CategoryID=97
| başlık = Manipülasyon ve Ergenekon
| yayımcı=[[Radikal (gazete)|Radikal]]
| erişimtarihi=2 Nisan
| erişimyılı=2009
}}</ref>

[[Dosya:Tuncay Güney 2001.jpg|thumb|230px|Tuncay Güney'in sorgu kasetinden bir görüntü]]
Güney [[1 Mart]] [[2001]]'de otomobil kaçakçılığı ile ilgili bir operasyonda Strateji dergisi genel yayın yönetmeni [[Ümit Oğuztan]] ve eniştesi Adem Taşdemir ile beraber Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü tarafından gözaltına alındı.<ref name=AdilSerdarSacan>{{dergi belirt
| son = Erdoğan
| ilk = Eyüp
| tarih =31 Temmuz 2008
| url=http://www.tempodergisi.com.tr/politika/16107/
| başlık =Darbeci generaller sokakta
| dergi =[[Tempo (dergi)|Tempo]]
| cilt = 1078
| erişimtarihi=2 Nisan
| erişimyılı=2009
| quote=Bakın, bu belgede savcılığın bana yazdığı resmi yazı var. “1 Mart 2001 tarihinde Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü tarafından gözaltına alınan” diyor. Ben Organize Suçlar Şubesi’ndeydim. Diyor ki belgede, “Asayiş Şube Müdürlüğü’ndeki ifadesinde Susurluk olayı ve bir kısım organize suç örgütleriyle ilgili beyanda bulunduğunun tespiti üzerine...”
}}</ref> Bu gözaltının nedeni Timur Büyükölmez adlı bir vatandaşın, bir jeep alım satımıyla ilgili olarak Erdal Güventürk ve Orhan Sonuç adlarındaki iki polis tarafından dolandırıldığı iddiasıyla Fatih Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvurması sonucu yapılan incelemede kendilerini polis olarak tanıtan bu kişilerin Güney ve Adem Taşdemir olduğu ortaya çıkması. <ref name=GuneyDava>{{cite web
| son =Gürol
| ilk =Nezih
| tarih =29 Ağustos 2008
| url=http://www.milliyet.com.tr/Siyaset/HaberDetay.aspx?aType=HaberDetay&Kategori=siyaset&ArticleID=984203&Date=29.08.2008&b=Tuncay Guneyin sonlandirilamayan davalari
| başlık =Tuncay Güney’in davası 7 yıldır sürüyor
| yayımcı=[[Milliyet (gazete)|Milliyet]]
| erişimtarihi=2 Nisan
| erişimyılı=2009
}} </ref><ref name=TuncayGuneyKimdir>
{{dergi belirt
| url=http://www.newsweekturkiye.com/haberler/detay/20348/Tuncay-Guney-kimdir
| başlık =Tuncay Güney kimdir?
| son = Gümüşel
| ilk = Semin
| yardımcıyazarlar= Düler, Sibel; Demir, Adem
| tarih =4 Kasım 2008
| dergi =[[Newsweek Türkiye]]
| cilt = 2
| erişimtarihi=2 Nisan
| erişimyılı=2009
}}</ref> Bunun üzerine düzenlenen operasyonda, olaya karıştığı düşünülen kişiler gözaltına alınmıştır. Güney’in evinde yapılan aramada, 2 ruhsatsız tabanca, 36 fişek ve 115 sahte diploma, üzerinde Güney’in fotoğrafları olan sahte kimlikler ile pek çok farklı belge ele geçirildi. Sorgulamalar devam ederken, 6 Mart 2001’de Güney’le birlikte hareket ettiği ileri sürülen Teğmen Murat Oğuz’un evinde ve Hasdal Kışlasında bulunan birliğindeki odasında askeri savcı nezaretinde arama yapıldı ama suç delili sayılacak herhangi bir bulguya rastlanmadı. Aynı soruşturma kapsamında gözaltına alınan Ümit Oğuztan ile Güney’in ortak işyerlerinde yapılan aramada ise Güney'in evi ve iş yerinde yapılan aramalarda Ergenekon örgütü ile ilgili 6 çuval doküman bulundu. Önce [[Gayrettepe, Beşiktaş|Gayrettepe]]'deki Asayiş Şube Müdürlüğü'nde sorgulaması yapılan Tuncay Güney, birkaç gün sonra resmi kayıtlara göre "ifadesinde [[Susurluk Skandalı|Susurluk olayı]] ve bir kısım organize suç örgütleriyle ilgili beyanda bulunduğunun tespiti üzerine"<ref name=AdilSerdarSacan/> İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'ne teslim edildi. Güney, kendisini sorgulayan Organize Şube Müdürü [[Adil Serdar Saçan]]'a Ergenekon hakkında oldukça ayrıntılı bilgiler verdi. Şüpheliler hakkında ‘dolandırıcılık’ suçundan dava açıldı. Güney, davada ablasının ödediği kefaletle serbest bırakıldı.

Zaman gazetesinin haberine göre Adil Serdar Saçan, Tuncay Güney'in sorgu kasetlerini Emniyet Genel Müdürlüğüne bildirmediği<ref name="zaman24ocak">{{cite web
| tarih = 24 Ocak 2009
| url= http://zaman.com.tr/haber.do?haberno=807458
| başlık = Emniyet'ten Adil Serdar Saçan'a ağır suçlama: Tuncay Güney'in sorgu kasetlerini bize bildirmedi
| yayımcı= [[Zaman]]
| erişimtarihi= 27 Ocak
| erişimyılı= 2009
}}</ref> için Ergenekon ile ilgili belgeler hakkında hiç bir işlem yapılmamıştır.<ref name=Aksiyon>{{cite web
| son = Bila
| ilk = Fikret
| tarih = 7 Ağustos 2008
| url= http://www.milliyet.com.tr/Yazar.aspx?aType=YazarDetay&ArticleID=975690&AuthorID=61&b=&a=Fikret%20Bila
| başlık = Ergenekon 2001’de niye kapatıldı?
| yayımcı= [[Milliyet]]
| erişimtarihi= 20 Nisan
| erişimyılı= 2008
}}</ref> Ancak Zaman Gazetesinin bu iddiasına rağmen Milliyet Gazetesi<ref name="zaman24ocak" /> Adil Serdar Saçan’ın girişimiyle halen İstanbul Başsavcısı olan Aykut Cengiz Engin’in soruşturmayı başlattığı ve Cumhuriyet Savcısı Muzaffer Yalçın’ı görevlendirdiğini bilgilgisini vermektedir. Ancak bu soruşturmanın "İstanbul Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şubesi"’nde kaldığı da ortaya çıkıyor.

Güney, Mart 2001'deki bu operasyonun polis müdürü Adil Serdar Saçan'ın Ergenekon'un faaliyetlerini anlatan elindeki dosyalara ulaşmak için yaptığı bir komplo olduğunu savunmaktadır. <ref name=TuncayGuneyKimdir/> Güney resmî ifade süresi 4 gün olmasına rağmen 9 gün gözaltında tutulduğunu ve bu süre içinde kendisine ağır [[işkence]]ler yapıldığını cinsel organına elektrik verildiğini ileri sürmüştür.<ref>{{cite web
| tarih = 12 Mart 2008
| url =http://yenisafak.com.tr/gundem/default.aspx?t=12.03.2008&i=105134
| başlık =Gözaltında 9 gün ağır işkence gördüm
| yayımcı=[[Yeni Şafak]]
| erişimtarihi=21 Temmuz 2009
}}</ref> Adil Serdar Saçan Güney'in bu suçlamalarını Millyet gazetesine verdiği röportajında reddetmiştir.<ref>{{cite web
| son =Akçura
| ilk =Belma
| tarih =5 Ağustos 2008
| url=http://www.milliyet.com.tr/Siyaset/HaberDetay.aspx?aType=HaberDetay&Kategori=siyaset&ArticleID=974771&Date=05.08.2008
| başlık =‘Küçük soruşturması’nı istihbarat şubesi kapattı
| yayımcı=[[Milliyet (gazete)|Milliyet]]
| erişimtarihi=21 Temmuz 2009
| quote=Anlatan adama niye işkence yapılsın? Ayrıca o daha anlatmadan evinde ve işyerlerinde arama yapıyoruz. Ele geçen belgeler arasında Ergenekon, suikast isimli klasörler, kasetler var. Ve bunların hepsi tutanaklara geçiriliyor. Bu arama tutanaklarını yapan ben değilim.
}}</ref> Ancak İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi yaptırdığı bilirkişi inceletmelerinde Tuncay Güney'in ifadelerinin, polis sorgusunda Adil Serdar Saçan ve Ahmet İhtiyaroğlu'nun işkencesiyle verildiğini tespit edilmiştir.<ref>{{cite web
| tarih = 7 Nisan 2009
| url =http://www.stargazete.com/politika/guney-iskence-gormus-haber-180274.htm
| başlık =Güney işkence görmüş
| yayımcı=[[Star]]
| erişimtarihi=11 Temmuz 2009
}}</ref> Bahse konu olan CD daha önce MİT tarafından mahkeme heyetine sunulmayan CD'dir. Gazeteci Ümit Oğuztan da ilgili CD'de Güney'e işkence yapılırken dinletilen işkence seslerinin kendisine ait olduğunu beyan etmiştir.

Önce İstanbul 4 No’lu DGM’de başlayan, sonra İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilen dava kapsamında Güney'in, ifadesi alınamadı. Süren dava nedeniyle kendisi hakkında yurtdışına çıkış yasağı olmasına rağmen 'ABDye gitti. Eski avukatı Aydın'ın verdiği bilgiye göre, davadaki şikayetçiler zararları tazmin edildiği için şikayetlerini geri çekti. Güney bu zararları ise, ablası ve Taksim'deki kendisine ait binanın satışıyla karşıladı. <ref name=TuncayGuneyKimdir/> Otomobil dolandırıcılığı davası nedeniyle Güney hakkında 27 Ocak 2003’te “gıyabi tutuklama” kararı çıkarıldı.<ref name=GuneyDava/> Ancak 2009 Şubat ayında dava zaman aşımına uğradı ve gıyabi tutuklama kararı da kaldırılmış oldu.<ref>{{cite web
| tarih =13 Şubat 2009
| url=http://www.haber7.com/haber/20090213/Tuncay-Guneyi-zamanasimi-kurtardi.php
| başlık =Tuncay Güney'i zamanaşımı kurtardı
| yayımcı=[[Haber7.com|Haber 7]]
| erişimtarihi=2 Nisan
| erişimyılı=2009
}}</ref>

Adil Serdar Saçan, 2003'te Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü görevinden ayrıldıktan sonra işadamı Şevki Duyu'nun Gaziosmanpaşa'daki 'Duyu-San' adlı fabrikasında bomba yapımında kullanılan çok miktarda malzeme bulunduğu ihbarı yapıldı. 12 Aralık 2003'te Terörle Mücadele ekiplerinin fabrikaya yaptığı baskında Duyu-San şirketinin yanındaki Karadeniz Ekmek Fırını'nın altında çok sayıda resmi belge ile beraber İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü arşivlerinde olması gereken Tuncay Güney'in mülakat kasetleri ve Güney'in Ergenekon hakkındaki belgelerinden oluşan 6 çuvallık arşivi bulundu. Belgeler İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'ne geri verildi. Şube de kasetleri Fatih Cumhuriyet Başsavcılığı'na iletti. Bu olayla ilgili [[Fatih, İstanbul|Fatih]] 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde yargılanan Saçan, bu davada 5 ay hapis cezası almıştı.<ref>{{cite web
| tarih = 29 Ocak 2009
| url = http://zaman.com.tr/haber.do?haberno=809303
| başlık = Tuncay Güney'in sorgu kasetleri fırından çıktı
| yayımcı= [[Zaman]]
| erişimtarihi= 31 Ocak
| erişimyılı= 2009
}}</ref><ref name=Aksiyon/>

===Ergenekon reorganizasyon belgesi===
{{VikiKaynak|Ergenekon, Analiz Yeni Yapılanma Yönetim ve Geliştirme Projesi}}
Gazeteci [[Fehmi Koru]] 30 Nisan ve 1 Mayıs 2001'de Yeni Şafak'taki köşesinde; eline geçen 24 sayfalık “Ergenekon: Analiz- Yeniden Yapılanma, Yönetim ve Geliştirme Projesi” başlıklı bir belgeden söz etmiştir. 29 Ekim 1999 tarihli olan ve "Bu çalışmanın amacı; Atatürk ilkeleri doğrultusunda biçimlendirilmiş, Kemalizm'in tek gerçek ve içtenlikli koruyucusu Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde faaliyet gösteren <ref group=not>Şüphelilerden ele geçirilen birçok belgede "Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde faaliyet gösteren Ergenekon" ifadesi kullanılması üzerine soruşturma savcıları Türk Silahlı Kuvvetleri'ne resmî yazıyla Ergenekon adlı bir yapılanmadan haberdar olup olmadığını sormuş, Türk Silahlı Kuvvetleri ise Ergenekon ile ilgisi olmadığını ifade etmiştir. {{cite web
| son = Oğur
| ilk = Yıldıray
| yazarlink = Yıldıray Oğur
| tarih = 30 Temmuz 2008
| url = http://www.taraf.com.tr/makale/1388.htm
| başlık = ‘Sözde TSK’
| yayımcı= [[Taraf]]
| erişimtarihi= 6 Nisan
| erişimyılı= 2009
}}</ref> Ergenekon'un reorganizasyonuna katkıda bulunabilmektedir" diye başlayan bu belgede yeniden kurulması talep edilen Ergenekon adındaki bir gizli birimden bahsedilmektedir.<ref>{{cite web
| tarih = 18 Temmuz 2008
| url = http://www.milliyet.com.tr/Default.aspx?aType=HaberDetay&ArticleID=894697&Date=18.07.2008&Kategori=siyaset
| başlık = ‘Ergenekon Temel Belgesi’ni ortaya Fehmi Koru çıkarmış
| yayımcı= [[Milliyet]]
| erişimtarihi= 5 Nisan
| erişimyılı= 2009
}}</ref><ref>{{cite web
| son = Kıvanç
| ilk = Taha
| yazarlink = Fehmi Koru
| tarih = 30 Nisan 2001
| url = http://yenisafak.com.tr/arsiv/2001/NISAN/30/tkivanc.html
| başlık = Hayaller gerçek galiba
| yayımcı= [[Yeni Şafak]]
| erişimtarihi= 5 Nisan
| erişimyılı= 2009
}}</ref><ref>{{cite web
| son = Kıvanç
| ilk = Taha
| yazarlink = Fehmi Koru
| tarih = 1 Mayıs 2001
| url = http://yenisafak.com.tr/arsiv/2001/MAYIS/01/tkivanc.html
| başlık = Deli saçması sanmayın
| yayımcı= [[Yeni Şafak]]
| erişimtarihi= 5 Nisan
| erişimyılı= 2009
}}</ref><ref>{{cite web
| son = Kıvanç
| ilk = Taha
| yazarlink = Fehmi Koru
| tarih = 26 Ocak 2008
| url = http://yenisafak.com.tr/yazarlar/?i=9010&y=TahaKivanc
| başlık = İlhan Bey evde mi?
| yayımcı= [[Yeni Şafak]]
| erişimtarihi= 18 Nisan
| erişimyılı= 2009
}}</ref>

Fehmi Koru'ya en büyük tepki İşçi Partisi'nin yayın organı Aydınlık'tan gelmiştir. Hikmet Çiçek, 6 Mayıs 2001'de Aydınlık'ta yazdığı yazısında ''"CIA, SüperNATO ve MİT şeflerinin işbirliğiyle Orduyu yıpratma kampanyası her alanda sürdürülüyor. Psikolojik savaşta sözde dosyalar ve raporlar imal ediliyor. “Ergenekon” hikayeleri de bu tertibin bir parçası."'' diyerek Koru'ya sert tepki göstermiştir. MİT Kontrterör Dairesi eski başkanı [[Mehmet Eymür]], kendi web sitesinde bu belgeyi konu aldığı yazısında Aydınlık'ın verdiği tepkinin "belgeyi bizzat [[Doğu Perinçek]]'in kaleme aldığı ve Ergenekon'un yeniden yapılanmasında önemli fonksiyonlar yüklendiği" söylentilerinin neden olmuş olabileceğini yazmıştır.<ref>{{cite web
| son = Eymür
| ilk = Mehmet
| yazarlink = Mehmet Eymür
| tarih = 4 Haziran 2002
| url = http://www.atin.org/detail.asp?cmd=articledetail&articleid=412
| başlık = Ergenekon
| yayımcı= Anadolu Türk İnterneti
| erişimtarihi= 6 Nisan
| erişimyılı= 2009
}}</ref>Mehmet Eymür'ün 2001'deki bir yazısında İşçi Partisine ait olduğunu iddia ettiği<ref>{{cite web
| son = Eymür
| ilk = Mehmet
| yazarlink = Mehmet Eymür
| tarih = 26 Kasım 2001
| url = http://www.atin.org/detail.asp?cmd=articledetail&articleid=378
| başlık = Uçak, Balık ve Hayat
| yayımcı= Anadolu Türk İnterneti
| erişimtarihi= 9 Nisan
| erişimyılı= 2009
| quote = Yesil.org isimli sitenin Doğu Perinçek ve Aydınlık'ın yeni gizli yayın organı olduğunu yazmıştık.

Yayınımız üzerine alel acele, ilk sayfada bulunan "Genelkurmay'ın yaptırdığı kamuoyu araştırmalarına göre İşçi Partisi 1.nci parti" mealindeki "reklam" yazısını kaldırdılar.
}}</ref> derin ilişkileri deşifre etmesi ile bir dönem gündemden düşmeyen ve daha sonra kapatılan ''"yeşil.org"'' isimli internet sitesinde 2001 yılında “Müslüman mezarlığında Yahudi kanı” başlıklı bir yazıda Ergenekon oluşumundan bahsedildiği, [[Üzeyir Garih cinayeti]]nin de bu örgüt tarafından işlendiğininin anlatıldığı ortaya çıkmıştır.<ref>{{cite web
| tarih = 1 Ekim 2008
| url = http://www.cafesiyaset.com/haber/20081001/Garih-cinayeti-yine-Ergenekonda.php
| başlık = Garih cinayeti yine Ergenekon'da
| yayımcı= Cafe Siyaset
| erişimtarihi= 9 Nisan
| erişimyılı= 2009
}}</ref><ref>{{cite web
| tarih = 12 Ekim 2001
| url = http://web.archive.org/web/20011012084120/http://www.yesil.org/garihcinayeti.htm
| başlık = Müslüman Mezarlığında Yahudi Kanı
| yayımcı= Yesil.org
| erişimtarihi= 9 Nisan
| erişimyılı= 2009
}}</ref>

Fehmi Koru'nun yazısından 11 gün sonra 12 Mayıs 2001'de Aksiyon dergisi Ergenekon belgesini kapak konusu yaptı. Aksiyon'da yer alan Harun Odabaşı'nın "Sivil Ergenekon" başlıklı haberinde Ergenekon oluşumu 28 Şubat'ın mimarı olarak tanıtılmıştır. Yazıda Can Dündar'ın, Ergenekon'un asıl unsurlarına hiç dokundığı ve örgütü ülkücülerin kurduğu bir mekanizma olarak göstererek olayı geçiştirdiği iddia edilmiştir.<ref>{{dergi belirt
| son = Odabaşı
| ilk = Harun
| başlık = Sivil Ergenekon
| dergi = [[Aksiyon (dergi)|Aksiyon]]
| cilt = 336
| tarih = 12 Mayıs 2001
| url = http://www.aksiyon.com.tr/detaylar.do?load=detay&link=7599
| erişimtarihi= 21 Temmuz 2009
}}
</ref>

===Danıştay Saldırısı===
17 Mayıs 2006 günü [[Danıştay]] 2. dairesine Alparslan Arslan adlı saldırgan tarafından silahlı saldırı düzenledi. Saldırı sonucunda, Danıştay İkinci Daire üyesi [[Mustafa Yücel Özbilgin]] öldü, aralarında daire başkanı [[Mustafa Birden]]'in de yer aldığı dört üye daha yaralandı. Alparslan Arslan saldırıyı gerçekleştirdikten hemen sonra yakalandı. Arslan sorgusunda saldırıyı Danıştay'ın başörtüsü kararı nedeniyle gerçekleştirdiğini söyledi. <ref>{{cite web
| tarih =18 Mayıs 2006
| url=http://www.radikal.com.tr/sayfa.php?sayfa=4&tarih=18/05/2006
| başlık =Türban kararını veren Danıştay'a silahlı baskın Yargıya Türk-İslam sentezci saldırı
| yayımcı=[[Radikal]]
| erişimtarihi=15 Mart
| erişimyılı=2009
}}</ref> Yetkililerin ilk açıklamaları suikastın bir örgüt işi olduğu yönünde geldi.

Olaydan iki gün sonra dönemin başbakan yardımcısı [[Abdullah Gül]] Alparslan Aslan'ı yönlendiren çetenin elebaşısının 12 Eylül öncesi yüzbaşı iken ordudan atılan ve ekip içinde "Albay Muzaffer" diye tanınan Muzaffer Tekin olduğunu açıkladı ve Tekin'in, olay öncesinde Arslan ile sık sık telefonla görüşmesi yaptığını belirtti. İkamet ettiği apartmanın yöneticisi ve komşularının, "milli duyguları sağlam, ama dini bütün değildir" diye nitelendirdikleri Muzaffer Tekin, saldırının gerçekleştiği gün saat 12.00 sıralarında eşi Müge'yle birlikte binadan çıkmış ve kendisinden bir daha haber alınamamıştır.<ref>{{cite web
| son = Küçükşahin
| ilk = Şükrü
| tarih = 20 Mayıs 2006
| url = http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.aspx?id=4445692&tarih=2006-05-20
| başlık = Katil yakalandı ama çetenin başı kaçak
| yayımcı= [[Hürriyet]]
| erişimtarihi= 15 Mart
| erişimyılı= 2009
}}</ref>
[[Muzaffer Tekin]] Danıştay Saldırısından üç gün sonra bıçakla intihara teşebbüs etmiş şekilde yakalandı. Tekin, yaralı halde götürüldüğü Acıbadem Hastanesi'nde polis tarafından gözaltına alındı.<ref>{{cite web
| tarih = 20 Mayıs 2006
| url = http://www.hurriyet.com.tr/gundem/4446619.asp?m=1&gid=69
| başlık = Danıştay saldırısında adı geçen eski yüzbaşı yakalandı
| yayımcı= [[Hürriyet]]
| erişimtarihi= 15 Mart
| erişimyılı= 2009
}}</ref> Tekin'in [[Danıştay Saldırısı]]'nı hemen ardından teknik takibe alındığı ve evini terkettikten sonra emekli albay Mehmet Zekeriya Öztürk'e telefon ederek "Birkaç gün ortadan kaybolmam lazım bana yardımcı ol" dediği öğrenildi. <ref>{{cite web
| son = Gürel
| ilk = Soner
| tarih = 24 Mayıs 2006
| url = http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.aspx?id=4463522&tarih=2006-05-24
| başlık = Komplo düzenleneceği endişesiyle saklandım
| yayımcı= [[Hürriyet]]
| erişimtarihi= 15 Mart
| erişimyılı= 2009
}}</ref>

[[Hürriyet (gazete)|Hürriyet]] gazetesi 24 Mayıs 2006 günü Muzaffer Tekin tutuklu olduğu sırada emekli yüzbaşının içinde olduğu ilişkiler ağının polise göre, 'Ergenekon' yapılanmasında yer alan kişileri işaret ettiğini duyurdu. Ancak; Arslan ve Tekin'in Veli Küçük, Sedat Peker, Kemal Karinçsiz, Sevgi Erenerol gibi kişiler uzanan önemli bir ilişki yumağının mevcut olduğunu tespit eden polis ciddi bir delile ulaşamadığı için [[Muzaffer Tekin]]'i serbest bıraktı.<ref>{{cite web
| son = Atilla
| ilk = Toygun
| tarih = 24 Mayıs 2006
| url = http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.aspx?id=4463231&tarih=2006-05-24
| başlık = 'Ergenekon' yapılanması
| yayımcı= [[Hürriyet]]
| erişimtarihi= 15 Mart
| erişimyılı= 2009
}}</ref><ref>{{cite web
| son = Berkan
| ilk = İsmet
| yazarlink = İsmet Berkan
| tarih = 9 Nisan 2008
| url = http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=252483
| başlık = Ergenekon'un yakın tarihi (5)
| yayımcı= [[Radikal]]
| erişimtarihi= 28 Temmuz 2009
}}</ref>

===Engin Bağbars'ın ifadeleri===
Kokain satmak ve 20 adamıyla çete kurmak suçundan 2006 yılında tutuklanarak Kandıra F Tipi Cezaevi'ne gönderilen Engin Bağbars 27 Eylül 2006 ve daha sonrasında polis, savcılık ve mahkemeye verdiği ifadesinde Ergenekon ile ilgili bilgiler vermiştir. Bağbars, [[Hrant Dink suikastı]] dosyasına da giren ifadelerinde Danıştay saldırısı, rahip Andrea Santoro cinayeti, darbe planları, TÜSİAD üyelerine suikast planı kuran bir çeteden söz etmiştir. Bağbars'ın ifadesine göre, Gökhan Başoğlu isimli Trabzonlu ve cinayetten sabıkalı bir kişinin kendisini [[Muzaffer Tekin]] ile tanıştırdı. Başoğlu, Bağbars'a, kendilerinin çok güçlü olduklarını, Alaattin Çakıcı'nın yerine geçeceğini, oluşumun içerisinde emniyet, askeriye ve MİT'ten kişiler olduğunu, sürekli olarak tanıdıkları bazı kişilerin Emniyet Müdürü olarak atanacağını ve İstanbul'da kelle koparacaklarını anlatmıştır.<ref>{{cite web
| tarih = 25 Şubat 2008
| url= http://yenisafak.com.tr/Gundem/?t=25.02.2008&i=102027
| başlık = Ergenekon beni büyük bir eyleme hazırlıyordu
| yayımcı= [[Yeni Şafak]]
| erişimtarihi= 23 Mart
| erişimyılı= 2009
}}</ref>

Engin Bağbars tutuklanmadan önce [[Muzaffer Tekin]]’in adamları olan Gökhan Başoğlu ve Sarı Levent adlı bir kişinin kendisiyle Beykoz Kaymakdonduran Mevkii’nde buluştuğunu söylemiştir. Kendisine Kaleşnikof marka bir silah ve yanında mermi verdiklerini söyleyen Bağbars, kendisinden zamanı gelince TÜSİAD yöneticilerine eylem yapmasını ve eyleme İslamcı örgüt süsü vermesini istendiğini savunmuştur.<ref>{{cite web
| tarih = 27 Şubat 2008
| url= http://www.stargazete.com/politika/kalasnikof-verip-8216-hazirlan-8217-dediler-88860.htm
| başlık = Kalaşnikof verip ‘hazırlan’ dediler
| yayımcı= [[Star]]
| erişimtarihi= 23 Mart
| erişimyılı= 2009
}}</ref>

==Soruşturma==
{{ana|Ergenekon Operasyonu kronolojisi}}

===Ümraniye ve Eskişehir'de bulunan bombalar===
2007 Haziran'ında [[Trabzon (il)|Trabzon]] İl Jandarma Komutanlığı’nın 156 no’lu hattını gizli numaradan arayan Şevki Yiğit isimli bir kişi [[Ümraniye, İstanbul|Ümraniye]] Çakmak Mahallesi Muhtarlığı karşısındaki tek katlı binanın çatısında el bombası ve C-4 patlayıcı madde bulunduğunu, bu maddeyi Mehmet Demirtaş’ın sakladığı, patlayıcıları bir astsubayın temin ettiğini ihbar etti. İhbar önce İstanbul Jandarma Komutanlığı’na, ardından da İl Emniyet Müdürlüğü’ne iletildi. Emniyet, ihbarda verilen adresi 12 Haziran 2007’de tespit etti. Aynı gün Ümraniye 2. Sulh Ceza Mahkemesinden arama kararı alınıp gecekonduya gidildi.<ref>{{cite web
| tarih = 26 Temmuz 2008
| url= http://www.radikal.com.tr/Default.aspx?aType=Detay&VersionID=&Date=26.07.2008&ArticleID=890294
| başlık = Ergenekon iddianamesi / Danıştay saldırısını Ergenekon gerçekleştirdi
| yayımcı= [[Radikal]]
| erişimtarihi= 2 Ocak
| erişimyılı= 2009
}}</ref> Düzenlenen operasyonda savunma ve taaruz tipi 27 adet el bombası, TNT kalıpları ve fünyeleri bulundu.<ref>{{cite web
| tarih = 13 Haziran 2007
| url= http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=551308&title=cephanelik-ev-kimin
| başlık = Ümraniye'deki cephanelik kimin?
| yayımcı= [[Zaman]]
| erişimtarihi= 5 Ocak
| erişimyılı= 2009
}}</ref>

Gecekondu sahibinin Mehmet Demirtaş ve evde daha önceden kiracı olarak oturduğu anlaşılan yeğeni Ali Yiğit'in ifadeleri üzerine el bombalarının eski astsubay [[Oktay Yıldırım]]'a ait olduğu anlaşılınca Yıldırım da tutuklandı. Daha sonra da bombaların Mayıs 2006'da [[Cumhuriyet (gazete)|Cumhuriyet]]'e atılanla aynı seride olduğu anlaşıldı. Soruşturma özel yetkili savcı [[Zekeriya Öz]]'e devredildi.

Şüpheliler İstanbul Emniyet’inde sorgulandı. Mehmet Demirtaş, susma hakkını kullanırken, Oktay Yıldırım kendisine yöneltilen suçlamaları reddetti. Demirtaş'ın yeğeni Ali Yiğit ise bombaların Oktay Yıldırım’a ait olduğunu, kendisinin bu evde geçici olarak ikamet ettiğini söyledi. Yiğit'in ifadesine göre; kendisi LPG istasyonu işleten dayısının teklifiyle Ümraniye’ye gelmiş, dayısının manavını işletmeye başlamıştı. Manava bazen dayısının arkadaşları da uğruyordu. Bu arkadaşlardan birisi de dayısının askerlikteki komutanı olan Oktay Yıldırım’dı. Emekli Astsubay Yıldırım ile Demirtaş ile baş başa konuşuyor, Yiğit geldiğinde konuşmayı kesiyorlardı. Ali Yiğit ifadesinde; bir gün dayısına “Kuvayi Milliye nedir” diye sorduğunda ondan ''Kuvayi Milliye’nin devletin çıkarlarını koruyan bir dernek olduğunu, devleti yönetenlerin gerçek yönetici olmadığını ve devlet içerisinde başka şöylerin döndüğü'' yanıtını aldığını söylemiştir. Yiğit ayrıca, bir gün emekli astsubay Mahmut Öztürk ve 2006'da [[Danıştay Saldırısı (17 Mayıs 2006)|Danıştay saldırısı]] nedeniyle tutuklanıp daha sonra serbest bırakılan emekli yüzbaşı [[Muzaffer Tekin]]'in siyah bir mercedesle dükkânın önünde durduğunu ancak dikkatlice bakıp uzaklaştığını da iddia etmiştir. Yine Yiğit'in ifadesine göre; yaklaşık üç dört ay sonra babası Şevki Yiğit, bir gün evin çatısında tahta ararken bomba dolu sandığı bulmuştur. Bombalar kendisine sorulunca Mehmet Demirtaş'a bombaları Oktay Yıldırım'ın getirdiğini 1,5 yıldır çatıda durduğunu söylemiş ve Yiğit'i ''"Çatıda askeri sandık ve içinde el bombaları var. Malzemelere bir şey olursa başımız belaya girer, kimseye bahsetme, seni de alırlar."'' diye uyarmıştır.<ref>{{cite web
| tarih = 25 Temmuz 2008
| url= http://i.milliyet.com.tr/ergenekon/iddianame.aspx?sayfa=539
| başlık = Ergenekon iddianamesi
| sayfalar = 539-540
| yayımcı= [[Milliyet]]
| erişimtarihi= 3 Ocak
| erişimyılı= 2009
}}</ref> Babasının ısrarla ihbar etmesini istemesine rağmen Ali Yiğit korktuğunu ve ihbar etmediğini söylemiştir.

Tutuklanan, Yıldırım'ı Emekli Yüzbaşı [[Muzaffer Tekin]] savundu. Tekin, gazetecilere, bombaların hurda olduğunu, Yıldırım tarafından Hasdal Çöplüğü’ndne toplanmış olabileceğini söyledi. Daha sonra bombaların bulunduğu bantlar üzerinde Yıldırım’ın parmak izi bulundu. Arkadaşını savunan Tekin birkaç gün sonra emekli astsubay Mahmut Öztürk ile birlikte gözaltına alındı. Evinde ve işyerindeki aramalarda, Ergenekon örgütü ile ilgili belgelere rastlandı. 23 Haziran gününe dek devam eden operasyonlarda Gazi Güder, gazeteci Ayşe Asuman Özdemir, Muzaffer Şenocak, Halil Behiç Gürcihan, Aydın Yüksek, İsmail Eksik, Emekli binbaşı Zekeriya Öztürk ile Öztürk'ün finansörü olduğu iddia edilen Kuddusi Okkır’ın da aralarında bulunduğu 15 kişi gözaltına alındı.

Muzaffer Tekin’in evinde yapılan aramada bilgisayarında, kamuoyunda “kırmızı kitap” olarak da bilinen devletin en gizli belgesi olarak kabul edilen Millî Güvenlik Siyaset Belgesi’nin bir örneği çıktı. Bir iddiaya göre, emniyet ve savcılık, Tekin'e belgeyi kimden aldığını sorduğunda “Şamil’den aldım” cevabını aldı. Tekin’e yaptığı telefon görüşmesi kayıtları ve diğer şüphelilerin ifadeleri “Şamil” adlı kişinin [[Fikret Emek]] olduğunu işaret etti. <ref name=FikretEmek>{{cite web
| son = Şardan
| ilk = Tolga
| yardımcıyazarlar = Tahincioğlu, Gökçer
| tarih = 22 Temmuz 2008
| url = http://www.milliyet.com.tr/default.aspx?aType=HaberDetay&Kategori=siyaset&ArticleID=969679&Date=22.07.2008&ver=34
| başlık = Ergenekon’da kritik kavşak
| yayımcı= [[Milliyet (gazete)|Milliyet]]
| erişimtarihi= 9 Nisan
| erişimyılı = 2009
}}</ref>Böylece soruşturmanın ikinci dalgası başladı. Emek 26 Haziran günü [[Eskişehir]]’de gözaltına alındı. Fikret Emek'in evinde 11 kilo C-3 tipi plastik patlayıcı, 1 adet [[kanas]] tipi dürbünlü tüfek, 1 adet [[kalaşnikof]] otomatik tüfek, 1 adet av tüfeği, M-16 mermileri, 10 adet Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumu yapımı savunma ve taarruz tipi el bombası, 2 adet MKE yapımı olmayan el bombası, gaz bombası, sis bombaları, 210’ar gramlık 12 TNT düzeneği, 6 adet yarımşar kiloluk [[TNT]] kalıbı, 1 adet 1,5 kilogramlık TNT kalıbı, 1 kilogramlık tahrip kalıbı, naylon torbada ateşleme mühimmatı. 11 kilo C-3 tipi plastik patlayıcı<ref name=Bomba>{{cite web
| son = Şardan
| ilk = Tolga
| yardımcıyazarlar = Tahincioğlu, Gökçer
| tarih = 20 Temmuz 2008
| url=http://www.milliyet.com.tr/default.aspx?aType=HaberDetay&Kategori=siyaset&ArticleID=969024&Date=20.07.2008
| başlık = Fitili ateşleyen bombalar
| yayımcı= [[Milliyet]]
| erişimtarihi= 11 Ocak
| erişimyılı= 2009
}} </ref><ref name=AnneminEvi>{{cite web
| son = Alus
| ilk = Esra
| tarih = 3 Aralık 2008
| url= http://www.milliyet.com.tr/Guncel/HaberDetay.aspx?aType=HaberDetay&ArticleID=1023881&b=Annemin%20evinde%20silah%20bulundurmam%20hataydi
| başlık = Annemin evinde silah bulundurmam hataydı
| yayımcı= [[Milliyet]]
| erişimtarihi= 11 Ocak
| erişimyılı= 2009
}}</ref> bulundu. Emek’in evinde bulunan 11 Kg. C-3 tipi plastik patlayıcının tahrip gücü 12 katlı ve her katı en az 400 metrekare büyüklüğünde olan betonarme bir yapıyı sıfırlayabilmeye yetmektedir.<ref name=FikretEmek/> Emek'ten ele geçirilen el bombalarından birisinin hem fünye numarası hem kafile numarası, Cumhuriyet gazetesine 5 ve 11 Mayıs 2006’da atılan el bombalarının numarasıyla birebir aynıydı.<ref name=FikretEmek/> MKE, Cumhuriyet’e atılan el bombalarının Aralık 1977 ayında Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na sattığını açıklamıştı. Fikret Emek’te de aynı tarih ve seri numaralı bombaların çıkması, Danıştay ve Cumhuriyet gazetesine yönelik saldırıları Ergenekon örgütünün azmettirdiği yolundaki iddiaları önemli ölçüde artırsa da kesinlik kazandırmıyor. Çünkü, MKE’nin tek kafilede sattığı el bombaları TSK'da çok farklı birimlere dağıtılabiliyor. <ref name=FikretEmek/> Tekzip edlmeyen haberlere göre, evde silah ve mühimmatların yanı sıra, Genelkurmay Başkanlığı’nın bulunduğu Eskişehir yolu üzerindeki tüp geçidin havaya uçurulmasına yönelik bir plan, [[Kuzey Irak]]’a yapılacak hava harekâtına ilişkin “gizli” damgalı planlar, Özel Harp Yıllığı, çok sayıda kaymakam, belediye başkanı, esnaf, avukat ve imam hakkında bilgi fişleri TSK’da aktif görevde olan 359 subaya ait sicil, rütbe ve nüfus kaydı bilgileri bulundu. <ref name=FikretEmek/> <ref name=SantralHaber>{{cite web
| son = Şık
| ilk = Ahmet
| tarih = 8 Ocak 2009
| url = http://www.santralhaber.com/haber/1195/
| başlık = Nedir bu Ergenekon?
| yayımcı= SantralHaber
| erişimtarihi= 10 Ocak
| erişimyılı = 2009
}}</ref><ref>{{cite web
| son = Yıldız
| ilk = Emir
| yardımcıyazarlar = Kuru, Mehmet
| tarih = 27 Haziran 2007
| url = http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=556601
| başlık = Eskişehir'de Ümraniye uzantılı cephanelik ev
| yayımcı= [[Zaman]]
| erişimtarihi= 11 Ocak
| erişimyılı= 2009
}}</ref>

===Soruşturmanın genişlemesi===
Temmuz ayında operasyonlar genişleyerek sürdü. İstanbul ve Ankara'da düzenlenen operasyonlarda yazar [[Ergün Poyraz]]'ın da aralarında bulunduğu bir çok kişi gözaltına alındı ve bir çoğu tutuklandı.<ref name=SantralHaber/><ref>{{cite web
| tarih = 28 Temmuz 2007
| url = http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=569671
| başlık = Yazar Ergün Poyraz 'çete'den gözaltında
| yayımcı= [[Zaman]]
| erişimtarihi= 11 Ocak
| erişimyılı= 2009
}}</ref>

Sekiz ay boyunca İstanbul Cumhuriyet savcısı [[Zekeriya Öz]] tarafından yönetilen teknik takip ve telefon dinlemelerinin ardından 22 Ocak 2008'de büyük çaplı bir operasyon düzenlendi. Sabaha karşı 6 ayrı ilde 24 farklı adrese eş zamanlı baskın yapıldı. emekli Tuğgeneral [[Veli Küçük]], [[Türk Ceza Kanunu 301. maddesi|301. maddeden]] açtığı davalarla gündeme gelen avukat [[Kemal Kerinçsiz]], da aralarında bulunduğu 33 kişi gözaltına alındı. <ref>{{cite web
| son = Köroğlu
| ilk = Ufuk
| tarih = 23 Ocak 2008
| url= http://zaman.com.tr/haber.do?haberno=641535
| başlık = Ergenekon operasyonu
| yayımcı= [[Zaman]]
| erişimtarihi= 26 Kasım
| erişimyılı= 2008
}}</ref><ref>{{cite web
| tarih = 23 Ocak 2008
| url= http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=245286
| başlık = Darbecilere operasyon
| yayımcı= [[Radikal]]
| erişimtarihi= 26 Kasım
| erişimyılı= 2008
}}</ref><ref>{{cite web
| tarih = 24 Ocak 2008
| url= http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=245380
| başlık = Ergenekon'un beş lideri
| yayımcı= [[Radikal]]
| erişimtarihi= 26 Kasım
| erişimyılı= 2008
}}</ref>

Ergenekon operasyonunun kırılma noktası [[22 Mart]] [[2008]] tarihindeki 5. dalga gözaltılar oldu. Sabaha karşı İstanbul ve Ankara'daki 20 ayrı adrese baskın düzenleyen emniyet güçleri, Cumhuriyet gazetesi imtiyaz sahibi İlhan Selçuk, İstanbul Üniversitesi eski rektörü [[Kemal Alemdaroğlu]] ve bir çok İşçi Partisi yöneticisini gözaltına aldı.<ref>{{cite web
| son = Dönmez
| ilk = Ahmet
| tarih = 22 Mart 2008
| url= http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=667647
| başlık = Soruşturma derinleşiyor 14 kişi gözaltında
| yayımcı= [[Zaman]]
| erişimtarihi= 27 Aralık
| erişimyılı= 2008
}}</ref>
<ref>{{cite web
| tarih = 22 Mart 2008
| url= http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=250886
| başlık = Ergenekon bombası
| yayımcı= [[Radikal]]
| erişimtarihi= 27 Aralık
| erişimyılı= 2008
}}</ref> [[Adalet ve Kalkınma Partisi|AK Parti]] hükümetinin soruşturmaya müdahale ettiği yönünde eleştirilere Adalet Bakanı [[Mehmet Ali Şahin]] "Herkes görevini yapıyor, görüyorsunuz biz de görevimizi yapıyoruz. Hukuk devletlerinde yasaların verdiği görevleri bu görevlerle yükümlü olanlar yerine getirirler. Yargı organları hakimler ve savcılar ne yasama organından, ne yürütme organından talimat almazlar, onlar yasaların kendilerine vermiş olduğu görev çerçevesinde Türkiye'de suç ve suçluyla mücadele ederler" sözleriyle cevap verdi<ref>{{cite web
| tarih = 22 Mart 2008
| url= http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=250859
| başlık = Kapatılmada güvercin Ergenekon'da 'Şahin'
| yayımcı= [[Radikal]]
| erişimtarihi = 27 Aralık
| erişimyılı= 2008
}}</ref>

Türk Silahlı Kuvvetlerinin komuta kademesine ulaşan ilk operasyon [[1 Temmuz]] [[2008]]'de 5 ilde eşzamanlı olarak yürütülen 6. dalga idi. Bu operasyonda
Emekli Jandarma Genel Komutanı, Org. [[Şener Eruygur]], Emekli 1. Ordu Komutanı Org. [[Hurşit Tolon]], emekli albay Hasan Atilla Uğur Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi [[Mustafa Balbay]], Ankara Ticaret Odası Başkanı [[Sinan Aygün]], gazeteci ve akademisyen [[Erol Mütercimler]]'in de bulunduğu 21 kişi gözaltına alındı. Bu operasyonda gözaltına alınan Şener Eruygur, Hurşit Tolon, Hasan Atilla Uğur ve Sinan Aygün tutuklanmış, Mustafa Balbay'ın da aralarında bulunduğu bazı kişiler serbest bırakılmıştır. Sinan Aygün bir süre sonra tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılırken, Tolon ve Eruygur bir kaç sonra sağlık sorunları nedeniyle tahliye edildi.<ref>{{cite web
| tarih = 1 Temmuz 2008
| url= http://www.radikal.com.tr/Default.aspx?aType=HaberDetay&ArticleID=886237&Date=02.07.2008&CategoryID=98
| başlık = Operasyon terfi etti: Orgenekon!
| yayımcı= [[Radikal]]
| erişimtarihi= 9 Kasım
| erişimyılı= 2008
}}</ref> Hakkında yakalama emri çıkarılan AK Parti eski Milletvekili [[Turhan Çömez]] ve Emekli Tuğgeneral Levent Ersöz operasyondan önce yurtdışına çıkmıştır. Çömez hâlâ yurtdışında, Ersöz ise 15 Ocak 2009 Ankara’da yakalanmıştır.
<ref>{{cite web
| tarih = 1 Temmuz 2008
| url= http://www.ntvmsnbc.com/news/451807.asp
| başlık = Eski AKP’li Turhan Çömez aranıyor
| yayımcı= [[NTVMSNBC]]
| erişimtarihi= 9 Kasım
| erişimyılı= 2008
}}</ref>Temmuz ayında savcılık tarafından serbest bırakılan Mustafa Balbay Mart 2009'da bilgisayarındaki şifreli bilgilerin çözümlenmesinden sonra tekrar savcılığa çağrılıp tutuklandı.<ref>{{cite web
| tarih = 6 Mart 2009
|url=http://www.cnnturk.com/2009/turkiye/03/06/balbay.ile.aydin.ergenekondan.tutuklandi/516577.0/index.html
|başlık = Balbay ve Aydın Ergenekon'dan tutuklandı.
|yayımcı=[[CNN Türk]]
|erişimtarihi=9 Nisan 2009
}}</ref>
===Ele geçirilen silah ve mühimmatlar===
{{Wikinews|Waves of arrests in Turkey on suspicion of involvement in 'Ergenekon' organization}}
Muvazzaf yarbay Mustafa Dönmez ve Özel Harekat Dairesi eski Başkanvekili İbrahim Şahin'in evinden ele geçirilen krokiler üzerine yurdun çeşitli yerlerinde kazılar yapılmıştır. Ankara Gölbaşı'nda yapılan kazı çalışmalarında 2 adet lav silahı, 10 adet el bombası fünye grubu, 820 gram plastik patlayıcı, 210 cm saniyeli fitil, 8 metre infilaklı fitil, 1 adet dolu el bombası gövdesi, 4 adet hakem bombası, 1 adet antipersonel tüfek bombası, 21 adet sis bombası ve kutusu, 2 adet gösteri el bombası bulunurken, <ref name="ErgenekonKazisi">{{cite web
| tarih = 9 Ocak 2009
| url=http://www.sabah.com.tr/haber,7853FAFAE09C4C41B600F51BC5822725.html
| başlık = Gölbaşı kazısında cephanelik bulundu
| yayımcı= [[Sabah]]
| erişimtarihi= 9 Ocak
| erişimyılı= 2009
}}</ref> Atatürk Orman Çiftliği, Saklıbahçe mesirelik alanı, Mamak, Bala, Emek, Beştepe ve Hatay'ın Kumlu ilçesindeki kazılarda herhengi bir bulguya rastlanmadı. <ref>{{cite web
| tarih = 9 Ocak 2009
| url= http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=801746&title=bankaranin-5-noktasinda-ergenekon-kazisib
| başlık = Ankara'nın 5 noktasında Ergenekon kazısı
| yayımcı= [[Zaman]]
| erişimtarihi= 9 Ocak
| erişimyılı= 2009
}}</ref>Ergenekon'un ikinci cephaneliğine [[Sincan]]'da ulaşıldı. 7 Ocak operasyonundan 5 gün sonra yakalanan muvazzaf Yarbay Mustafa Dönmez’in evinde bulunan kroki üzerine Ankara’nın Sincan ilçesine bağlı Yenikent beldesindeki Zir Vadisi’nde yapılan aramalarda, 2 adet taarruz tipi el bombası, 10 adet el bombası gövdesi, 10 adet el bombası ateşleme mekanizması, 12 adet tüfek bombası, 18 adet parça dilim el bombası gövdesi, 12 adet bubi tuzaklı bomba, 12 adet bubi tuzaklı bombaya ait ateşleme mekanizması, 9 adet göz yaşartıcı bomba 6 adet gösteri bombası, 800 adet G3 mermisi<ref name=ErgenekonKazisi/> bulundu.<ref>{{cite web
| tarih = 13 Ocak 2009
| url= http://ntvmsnbc.com/news/471993.asp
| başlık = Yarbay’ın krokisi de cephaneye götürdü
| yayımcı= [[NTVMSNBC]]
| erişimtarihi= 13 Ocak
| erişimyılı= 2009
}}</ref>

Cumhuriyet gazetesine düzenlenen saldırılarda kullanılan el bombaları ile Ergenekon soruşturması kapsamında ele geçirilen bombaların seri numaraları arasındaki benzelik davanın en önemli delili. “Seri numarası” olarak nitelendirilen kodlar fünye grubu ve kafile numarasının birlikte yazımına deniyor.<ref name=Bomba></ref> Mesela, Cumhuriyet gazetesine atılan “TAPA M 204 A 2/KF-MKE-91 12-77” tipi el bombasında “TAPA M 204 A 2” ifadesi fünye grubunu, “KF-MKE-91 12-77” ifadesi kafile numarasını gösteriyor.

Bombaların seri numaralarındaki `HGR DM 41` ibaresi, Almanya`da üretildiğini, `SPLİTTER` ibaresi bombanın parça tesirli olduğunu, `COMP-B` patlayıcı maddenin adını, `LOS` ibaresi ise bombaların NATO standardında Avrupa`da üretildiğine işaret ediyor. <ref name=Bomba/>

{|
|- valign ="top"
|width=500px|

{| class="wikitable sortable" style="font-size:98%;" width=98%
! !! Fünye grubu/kafile numarası
|-
| Akhisar, Manisa
| HGR DM 41 COMP-B LOS FMR 24<ref name=Marka></ref>
|-
| Eyüp, İstanbul
| HGR DM 41 COMP-B LOS FMR-24<ref name=Marka></ref>
|-
| Urla, İzmir
| HGR DM 41 SPLİTTER COMP-B LOS FMP 16<ref name=Marka></ref>
|-
| [[2005 Şemdinli Olayları|Şemdinli Olayları]]
| HGR DM 41 SPLİTTER COMP-B LOS FMP 134<ref name=Marka>{{cite web
| tarih = 15 Aralık 2008
| url= http://www.taraf.com.tr/haber/23481.htm
| başlık = Bombaların markası tanıdık
| yayımcı= [[Taraf]]
| erişimtarihi= 11 Ocak
| erişimyılı= 2009
}}</ref>
|-
| [[Cumhuriyet (gazete)|Cumhuriyet]] gazetesine saldırı
| <font color=red>TAPA M 204 A 2/KF-MKE-91 12-77</font> (5 Mayıs 2006)<br/>TAPA M 204 A 2/KF-MKE-173 9-85 (10 Mayıs 2006)<br/><font color=red>TAPA M 204 A 2/KF-MKE-91 12-77</font> (11 Mayıs 2006)<ref name=Bomba> </ref>
|-
| İbrahim Çiftçi cinayeti
| TAPA M 204 A2/KF-MKE-151 6-83<ref name=Alsancak>{{cite web
| tarih = 25 Temmuz 2008
| url = http://i.milliyet.com.tr/ergenekon/iddianame.aspx?sayfa=319
| başlık = Ergenekon iddianamesi
| sayfalar =319
| yayımcı= [[Milliyet]]
| erişimtarihi= 17 Ocak
| erişimyılı= 2009
}}</ref>
|-
| Ümraniye
| HGR DM 41 SPLİTTER COMP-B LOS FMP 16<br/>HGR DM 41 SPLİTTER COMP-B LOS FMP 24<br/>HGR DM 41 SPLİTTER COMP-B LOS FMP 22<br/>TAPA M 204 A2/KF-MKE-169 5-85<br/>TAPA M 204 A2/KF-MKE-152 6-83<ref name=Pandora>{{cite web
| son = İspir
| ilk = Kenan
| tarih = 15 Aralık 2008
| url= http://www.stargazete.com/politika/pandoranin-kutusu-bugun-acilacak-155074.htm
| başlık = Pandoranın kutusu bugün açılacak
| yayımcı= [[Star]]
| erişimtarihi= 11 Ocak
| erişimyılı= 2009
}}</ref><ref name=Bomba> </ref><ref name=Alsancak> </ref>
|-
| Eskişehir
| <font color=red>TAPA M204 A2/KF-MKE-91 12-77</font><ref name=Bomba> </ref><ref name=AnneminEvi/>
|-
| Trabzon
| HGR DM 41 SPLİTTER COMP-B LOS FMP 143<br/>HGR DM 41 SPLİTTER COMP-B LOS FMP 197<br/>HGR DM 41 SPLİTTER COMP-B LOS FMP 125<ref name=Marka></ref><ref name=Pandora></ref>
|}
|width=500px|
<!-- Tablonun güncellenmesi gerekiyor
{| class="wikitable sortable" style="font-size:98%;" width=98%
! Mühimmat<ref name=Dokum>{{cite web
| tarih = 27 Ocak 2009
| url= http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=808483&title=sokaga-terk-edilen-bombalar-cephanelik-gibi
| başlık = Sokağa terk edilen bombalar cephanelik gibi
| yayımcı= [[Zaman]]
| erişimtarihi= 27 Ocak
| erişimyılı= 2009
}}</ref> !! Miktar
|-
| [[El bombası]]
| 104
|-
| [[Kalaşnikof]]
| 5
|-
| Makineli tüfek
| 1
|-
| "[[Kanas]]" suikast silahı
| 1
|-
| Lav silahı
| 2
|-
| Sis bombası
|9
|-
| Kalem silahı (suikast silahı)
| 1
|-
| Tabanca
| 30'dan fazla
|-
| Mermi
|20000'e yakın
|-
|}
-->
|}

==Tartışmalar==

=== Medya ===
Medyanın Ergenekon haberciliği konusundaki tavrı sık sık tartışma konusu olmuştur. Binlerce sayfa ve yüzlerce ek klasörden oluşan ve gazeteler için dev bir kaynak niteliği taşıyan iddianamede yeterince temellendirilmemiş bilgilerin, spekülatif içerikli ihbar mektuplarının ayıklamadan kamuoyuna sunulması ve bir enformasyon bombardımanı yaratılması eleştirilmiştir.<ref>{{cite web
| son=Görmüş
| ilk =Alper
| yazarlink =Alper Görmüş
| tarih = 8 Ağustos 2008
| url= http://www.taraf.com.tr/makale/1504.htm
| başlık = Enformasyon yağmuru Ergenekon’a ilgiyi artırıyor mu?
| yayımcı= [[Taraf]]
| erişimtarihi= 16 Haziran
| erişimyılı= 2009
}}</ref>

Zaman, Yeni Şafak, Vakit, Star ve Taraf gazeteleri ile Atv, Samanyolu Televizyonları hedef göstererek yayın yapmakla suçlanmış Hükümet ve [[Gülen hareketi]] tarafından yönlendirildiği iddia edilmiştir
<ref>{{cite web
| tarih = 22 Ocak 200
| url= http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetay&ArticleID=918179&Date=23.01.2009&CategoryID=77
| başlık = Erhan Göksel: En büyük düşmanım Ramazan Akyürek
| yayımcı= [[Radikal]]
| erişimtarihi= 24 Nisan
| erişimyılı= 2009
}}</ref>Soruşturma sırasında bir çok sanık ve sanık yakınlarının ses kayıtları medyaya düşmüş bu ortam dinlemelerinin Emniyet İstihbarat Daire Başkanı [[Ramazan Akyürek]] eliyle yapıldığı iddia edilmiştir. <ref name=Vatan>{{cite web
| tarih = 20 Nisan 2008
| url= http://haber.gazetevatan.com/haberdetay.asp?Newsid=234096&Categoryid=4&wid=73
| başlık = Ergenekon’un en hayati sorusu değişti
| yayımcı= [[Vatan]]
| erişimtarihi= 24 Nisan
| erişimyılı= 2008
}}</ref>Yine adı geçen medya kuruluşlarında pekçok insanın usulsüz dinleme kayıtlarının yer alması, ancak bunların resmi dinleme kayıtları olmaması yani devletin kolluk kuvvetlerinde varolan cihazlar ile yapılmadığı, Başbakan Erdoğan'ın özel olarak kurdurduğu bir birime bu dinlemeleri yaptırdığı iddia edilmektedir.<ref name=Vatan/>18 Eylül 2008 tarihinde VERSO Başkanı [[Erhan Göksel]], uzaktan dinleme yapan üstün teknolojik cihazlardan 2005'te 17 adet satın alındığını ancak İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın bunu bilmediğini iddia etmişti. Göksel, düzenlediği basın toplantısında, Türkiye’nin 2005’te ABD’den 17 adet “A1-5” olarak adlandırılan dinleme cihazı satın aldığını, bunlardan 15’inin bir devlet kurumunda, 2 tanesinin de emniyet istihbaratında bulunduğunu savunmuştu.

Meclis Telekulak Alt Komisyonu üyesi CHP'li Ahmet Ersin de, son dönemde servis edilen kaynağı belirsiz ortam dinlemelerinin, yurtdışından ithal, son teknoloji ürünü lazer güdümlü 11 mobil dinleme aracıyla yapıldığını ileri sürdü. <ref name=Vatan2>{{cite web
| tarih =23 Nisan 2009
| url=http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetay&ArticleID=932639&Date=24.04.2009&CategoryID=77
| başlık = 11 lazer güdümlü telekulak aracı var
| yayımcı=Radikal
| erişimtarihi=24 Nisan
| erişimyılı=2009
}}</ref>
Bu cihazların Kanada ve İsrail’den ithal edildiği bilgisini aldığını söyleyen Ersin ortam dinlemesini Başbakan’ın 2005’te müfettişlerden ve emniyet mensuplarından kurduğu özel istihbarat örgütünün yaptığını ve bu ekibin MİT’teki cemaat kadrolarından da yararlanarak özel istihbarat örgütü olarak bu faaliyetlerini sürdürdüğünü öne sürmüştür.<ref name=Vatan2/>

Dava sürecinde bir takım medya kuruluşları da davayı sulandırmakla suçlanmıştır. Tuncay Güney'in ifadesinin Adil Serdar Saçan'ın işkencesi sonucu alındığı ortaya çıkınca davanın temel dayanağının Güney olduğu ve davanın kanıtsız kaldığı yorumları yapılmıştır. Bu çevrelerin, Güney’in dengesiz ruh halini, sahnede olmaktan mutluluk duyan kişiliğini ve doğru ve yalanı harmanlayıp sunma özelliğini öne çıkararak davayı sulandırmaya çabaladığı iddia edimiştir.<ref>{{cite web
| tarih = 23 Ocak 2009
| url= http://taraf.com.tr/makale/3678.htm
| başlık = Tuncay Güney’in TV şovları hakikatte kimin işine yarıyor?
| yayımcı= [[Taraf]]
| erişimtarihi= 17 Haziran
| erişimyılı= 2009
}}</ref>

===Kapatma davası===
[[14 Mart]] [[2008]]'de Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı [[Abdurrahman Yalçınkaya]]'nın tek başına iktidarda bulunan Adalet ve Kalınma Partisi'ne laiklik karşıtı fiillerin odağı haline geldiği iddiasıyla kapatma davası açması ve 22 Mart 2008'de birçok ulusalcı ismin gözaltına alındığı Ergenekon operasyonunun zaman olarak yakınlığı bazı kesimlerce Ergenekon'un AK Parti davasının bir rövanşı olduğu şeklinde yorumlanırken bunun tam tersini iddia edenler de mevcuttu.

Kültür ve Turizm bakanı [[Ertuğrul Günay]] [[NTV]] canlı yayınında AK Parti davası ile asıl önemli tartışmaların önünün kesildiğini belirtip'' "Bundan kastım Ergenekon soruşturmasıdır. Olaylar öyle gelişti ve geliştirildi ki, sayın Başsavcı dava açmaya zorlandı'' diyerek [[Adalet ve Kalkınma Partisi'nin temelli kapatılma davası|Adalet ve Kalkınma Partisi hakkındaki kapatma davası]] ile Ergenekon soruşturmasını ilişkilendirdi."
<ref>{{cite web
| tarih = 18 Mart 2008
| url =http://www.ntvmsnbc.com/news/439425.asp
| başlık = Bakan Günay: Ergenekon’un önü kesildi
| yayımcı= [[NTVMSNBC]]
| erişimtarihi= 8 Kasım
| erişimyılı= 2008
}} </ref> Günay dava ile ilgili "Türkiye’nin iyiye ve ileri gitmesini istemeyen kişiler çok önemli yerlere sızmış" şeklinde bir yorumda da bulunmuştu. Kapatma davasının açılmasından bir hafta sonraki gözaltıların ardından ana muhalefet lideri Deniz Baykal AKP'nin kadrolaşma aşamasını geride bırakarak kendi derin devletini inşa etme aşamasına geldiğini öne sürdü.<ref>{{cite web
| tarih = 22 Mart 2008
| url=http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=250862
| başlık = Baykal: AKP derin devletini inşa ediyor
| yayımcı= [[Radikal]]
| erişimtarihi= 27 Aralık
| erişimyılı= 2008
}} </ref> <ref>{{cite web
| son = Işık
| ilk = Tarık
| tarih = 24 Mart 2008
| url= http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=251044&tarih=24/03/2008
| başlık = Erdoğan'dan Baykal'a: 'Derin devletin mimarı sizsiniz'
| yayımcı= [[Radikal]]
| erişimtarihi= 27 Aralık
| erişimyılı= 2008
}} </ref>

Bu konudaki tartışmaların derinleşmesi üzerine İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin bir basın açıklaması yapmak zorunda kaldı. Operasyonun başlatıldığı tarih ve saatten itibaren basın ve yayın organlarında yapılan yayınlarda son günlerde Türkiye'nin gündeminde yer alan önemli başka davalarla Ergenekon soruşturması arasında paralellik kurulmaya çalışıldığı ve bu doğrultuda yanlış ve gerçek dışı yorum ve değerlendirmeler yapıldığının görüldüğüne" işaret eden Engin, açıklamasında Ergenekon adı verilen soruşturmanın, 2007 yılı Haziran ayında başlatılmış olup gerek 21 Mart 2008 tarihinde, gerekse daha önce bu kapsamda yapılan operasyon ve işlemlerin kamuoyu gündeminde yer alan diğer davalarla hiçbir ilişkisi bulunmadığını belirtti.<ref>{{cite web
| tarih = 24 Mart 2008
| url=http://yenisafak.com.tr/Gundem/?t=24.03.2008&i=107339
| başlık = Ergenekon'un başka davalarla ilgisi yok
| yayımcı= [[Yeni Şafak]]
| erişimtarihi= 27 Aralık
| erişimyılı= 2008
}} </ref>

===İddianameler===

Bugüne kadar Türkiye Cumhuriyeti'ndeki en uzun iddianeme olan ve 2455 sayfadan oluşan savcılık iddianamesi, hukukçular tarafından ağır şekilde eleştiriye tutulmuştur. Yargıtay Onursal Başkanı Sami Selçuk "Ben hayatımda böyle iddianame görmedim" diyerek sürekli tekrarlarda bulunulan, soruşturma ile ilgisi olmayan insanların konuşma kayıtlarını içeren, delil sayılamayacak nitelikteki belgelerin koyulduğu iddianameyi hukuk diline hakim olmadığını belitmiştir.<ref>{{cite web
| tarih = 22 Nisan 2008
| url= http://www.hakimiyetimilliye.org/index.php?news=3637CategoryID=78
| başlık = Ergenekon İddianamesinin Düşündürdükleri!
| yayımcı= Hakimiyeti Milliye
| erişimtarihi= 23 Nisan
| erişimyılı= 2008
}}</ref>

Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç önemli davalarda medya ve siyaset dünyasının verdikleri demeçlerle hakimleri etki altına aldıklarını dile getirdi. Haşim Kılıç ''Yargı kararı olmadan suçlu ilan edilen kişilere karşı işlenen suç insanlık suçudur.'' dedi.
{{quote|Hukuk devleti hak ve özgürlüklerin güvence altına alındığı, kişilerin her türlü korku ve endişeden arındırılarak sağlandığı devlettir. Devlet güç ve kuvvet demektir. Güçlü bir yargı, laikliğin güvencesidir. Yargıç vicdan mahkemesinde, tarafsızlığına ve öfkesine yenilmemelidir. Hakimin verdiği ya da vereceği hoşa gitmeyen kararlar nedeniyle, sosyal çevreden dışlanma korkusu yaşamaktadır. <ref>{{cite web
| tarih =24 Nisan 2008
| url=http://w9.gazetevatan.com/Hasim_Kilictan_hukumete_uyari/234946/1/Gundem
| başlık = Haşim Kılıç'tan hükümete uyarı
| yayımcı=Vatan
| erişimtarihi=24 Nisan
| erişimyılı=2009
}}</ref>}}

Ergenekon Savcısı Zekeriya Öz, soruşturma kapsamında [[3 Nisan]] [[2008]]'de şüphelilerin ev ve işyerlerinde yapılan aramalarında ele geçirilen "çok gizli" bilgi ve belgelerin doğru olup olmadığını, gizlilik hükmünün kalkıp kalmadığını, şahısların MİT ile ilişkisinin olup olmadığını sorması üzerine MİT Müsteşarı [[Emre Taner]] imzasıyla [[9 Mayıs]] [[2008]] tarihinde savcılığa gönderilen cevap yazısı Ergenekon iddianamesinin eklerinde yer aldı. Müsteşarlıktan savcılığa verilen üç sayfalık cevap yazısında;

{{quote|[[3 Temmuz]] [[2002]] tarihinde müsteşarlığa posta kanalıyla intikal edilen, ancak kaynağı tespit edilemeyen iki sayfalık bir mektup ile altı adet CD'nin incelenerek Ergenekon örgütüne ilişkin basında yer alan haberlere paralel bilgiler tespit edildiği kaydedildi.}}

Teşkilâtın, kendisine ulaşan ve [[Tuncay Güney]]´in emniyette verdiği ifade ile belgeleri içeren mektup ve CD´leri bir kitapçığa dönüştürerek, 10 Temmuz 2003´te Genelkurmay Başkanlığı´na göndermesi; [[19 Kasım]] [[2003]]´te de Başbakanlığı bilgilendirmesi, kısaca [[Bülent Ecevit]] başbakanlığındaki hükümete değil seçimlerden sonra AKP tarafından Abdullah Gül başbakanlığında kurulan hükümete vermesi tartışma konusu olmuştur.<ref>{{cite web
| son = Lube
| ilk = Ayar
| tarih =4 Nisan 2008
| url=http://www.haberturk.com/haber.asp?id=89342&cat=110&dt=2008/08/04
| başlık = MİT: Ergenekon'u 5 yıl önce bildirdik!
| yayımcı=Haber Türk
| erişimtarihi=23 Nisan
| erişimyılı=2009
| quote=MİT Müsteşarlığı’nın kurumların içini kontrol etmesinin de yasal olarak mümkün olmadığını kaydeden Taner, kısaca “Biz bilgiyi ulaştırdık, gereğinin neden yapılmadığını o kuruluşlara sorun” diyor.
}}</ref>

MİT Müsteşarı Taner yine aynı cevap yazısında, Ergenekon yapılanmasını ilk olarak, Ergenekon sanıklarından [[Doğu Perinçek]]’e ait [[Aydınlık]] dergisinin yazdığını belirtiyor. Raporda, [[1 Nisan]] [[2001]]’de Aydınlık’ta ve [[12 Mayıs]] [[2001]]’de [[Aksiyon]]’da yayınlanan haberlerin yanısıra, Yeni Şafak gazetesi yazarı [[Fehmi Koru]]’nun da [[30 Nisan]] ve [[1 Mayıs]] [[2001]] tarihli köşe yazılarında ‘Ergenekon’ isimli bir oluşum hakkında dikkati çeker mahiyette haberlere yer verildiğini kaydediyor. Ancak buna rağmen savcılık, Doğu Perinçek, İşçi Partisi ve Aydınlık dergilerinde elde ettiği bu belgeleri gizli belgeler ve suç örgütün varlığına kanıt olarak iddianamede yer vermiştir.

*[[Erdal Sarızeybek]]:"Ergenekon operasyonunun arkasında ABD ve İsrail var. Ergenekon, Türkiye'nin başına geçirilmek istenen üçüncü çuvaldır. Kamuoyunu ve TSK'yı ran operasyonundan önce sindirmek istiyorlar. Amaçları, soruşturmayı muvazzaf askerlere yöneltmek."<ref>{{cite web
| tarih = 18 Nisan 2008
| url= http://www.politikadergisi.com/node/418
| başlık = Erdal Sarızeybek: Ergenekon soruşturmasını ABD ve İsrail Yönetiyor
| yayımcı= Politika dergisi
| erişimtarihi= 23 Nisan
| erişimyılı= 2009
| quote= Erdal Sarızeybek: Ergenekon soruşturmasını ABD ve İsrail Yönetiyor
}} </ref>
*[[Sami Selçuk]]:Yargıtay Onursal Başkanı Sami Selçuk, Ergenekon davasının A'dan Z'ye siyasallaştığını da sözlerine ekledi. Yargıçların işlerinin zorlaştığını söyleyen Selçuk, savcılık soruşturmasıyla ilgili şüpheleri olduğunu da söyledi. Selçuk şüphelerinin savcılığın ceza yasası hükümlerini tam anlamıyla uygulayıp, uygulamadığı üzerinde yoğunlaştığını söyledi.<ref>{{cite web
| tarih = 18 Nisan 2008
| url= http://www.milliyet.com.tr/default.aspx?aType=SonDakika&Kategori=siyaset&ArticleID=888503&Date=01.07.2008&ver=49
| başlık = Ergenekon davasını A'dan Z'ye siyasallaşmıştır. Erdoğan: Bizim yaptırdığımızı sananlar yanılıyor
| yayımcı= [[Milliyet]]
| erişimtarihi= 23 Nisan
| erişimyılı= 2009
}} </ref>


İddianamede sanık ya da tanık olarak yer almayan, CMUK'na göre belirli bir süre içinde yokedilmesi veya taraf olmayanların ayıklanması gerekirken yüzlerce insanın görüşme tutanakları iddianamede yer almıştır.<ref>{{cite web
| tarih =28 Mart 2009
| url=http://www.radikal.com.tr/Default.aspx?aType=RadikalYazarYazisi&Date=28.03.2009&ArticleID=928356
| başlık = Ergenekon davası ‘hukuki hedefi’ne yönelmeli..
| yayımcı=[[Radikal]]
| erişimtarihi=24 Nisan
| erişimyılı=2009}}</ref>

*Sanık Halis Yavuz Işıklar'ın gazeteci Yılmaz Özdil ve Uğur Dündar'ın ile Turgut Özakman'ın evine geldiğini söyleyen tape çözümü; Yılmaz Özdil Turgut Özakman'ı tanımadığını bildirmiştir.<ref>{{cite web
| tarih =27 Mart 2009
| url=http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.aspx?id=11300388&yazarid=249
| başlık = Suçumuz rezaletleri söylemek...
| yayımcı=[[Hürriyet]]
| erişimtarihi=24 Nisan
| erişimyılı=2009}}</ref>

===Soruşturma ve savcılar ===
"Ergenekon Davası tutuklu sanıklarından" Doğu Perinçek'in çıkarttığı [[Aydınlık Dergisi]] savcı Öz hakkında bazı iddialar ortaya atmıştır. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi 1991 mezunu [[Zekeriya Öz]] 1997 yılında savcı olmuştur. Ancak aylarca kamuoyunda ilk görev yeri Mutki olarak tanıtılmasına rağmen Aydınlık Dergisi'nin ve Ulusal Kanal televizyonunun verdiği habere göre ilk görev yerinin Çine olduğu ortaya çıkmıştır. Aydınlık Dergisi, kapağından "Ergenekon Savcısının Gizlenen 4 Yılı" başlıklı haberde<ref>{{cite web
| tarih = 6 Ekim 2008
| url= http://www.odatv.com/Siyaset/iste_ergenekon_savcisi_zekeriya_ozun_bilinmeyen_yillari-13611.html
| başlık = Ergenekon Savcısı Zekeriya Öz’ün gizlenen 4 yılı!
| yayımcı= [[Aydınlık]]
| erişimtarihi= 23 Nisan
| erişimyılı= 2009
}} </ref> Zekeriya Öz'ün, görev yaptığı Çine'de esnaftan haraç aldığı, adliyede yolsuzluk yaptığı, bir iş adamının Öz'ün kafasına silah dayadığı, Öz'ün eşinin çarşaflı olduğu ve evinde haremlik-selamlık oturulduğu duyuruldu. Ancak daha sonra Zaman Çine'de yaşayan, adliyede çalışan kişilerin verdiği ifadelere göre hazırladığı haberde Aydınlık'ın haberinin yalan olduğunu; haraç, sürülme, yolsuzluk gibi iddiaların tamamen asılsız olduğunu savundu.<ref>{{cite web
| son= Maman
| ilk= Kamil
| yardımcıyazarlar= Aydın, Arif
| tarih = 13 Ekim 2008
| url= http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=748647&title=aydinliktan-savciya-karanlik-tertip
| başlık = Aydınlık'tan savcıya karanlık tertip
| yayımcı= [[Zaman]]
| erişimtarihi= 16 Haziran
| erişimyılı= 2009
}} </ref>

Tutuklu sanıklardan Doğu Perinçek'in çıkarttığı Aydınlık Dergisi'nin verdiği habere göre Savcı Zekeriya Öz döner sermaye parasının aralarında paylaşılması isteğini redden kıdemli savcı Ayhan Uğur'dan tarafından Hakimler ve Savcılar Kuruluna şikayet edilmiş ve Mutkiye sürüldüğü söylemişse de hakimlerin önce batı görevi, sonra da şark görevi yaptığı bilinmektedir. Bu iddiaya halen Adalet Bakanlığı ya da kendisi tarafından tekzip edilmemiştir.
Soruşturmayı yürüten savcılar kıdem sırasına göre; Ercan Şafak, Mehmet Ali Pekgüzel, Murat Yönder, Fikret Seçen, Zekeriya Öz, Nihat Taşkın'dır. İlk 4 savcı birinci sınıf savcıdır. Soruşturmayı Zekeriya Öz yönetmektedir, diğer savcılardan Mehmet Ali Pekgüzel ve Nihat Taşkın ise duruşma savcısı olarak görev yapmaktadırlar.<ref>{{cite web
| son = Tayyar
| ilk = Şamil
| yazarlink =Şamil Tayyar
| tarih = 30 Ocak 2009
| url= http://www.stargazete.com/gazete/yazar/samil-tayyar/zekeriya-oz-u-neler-bekliyor-165752.htm
| başlık = Zekeriya Öz’ü neler bekliyor?
| yayımcı= [[Star]]
| erişimtarihi= 6 Şubat
| erişimyılı= 2009
}}</ref>

Ergenekon savcıları hakkında; sanıklar Muzaffer Tekin, Ergün Poyraz, Kemal Kerinçsiz ve Doğu Perinçek’in yanısıra emekli kıdemli albay [[Erdal Sarızeybek]], Hakimler ve Savcılar Yüksek Kuruluna suç duyurusunda bulundu.<ref>{{cite web|son = |ilk = |yazarlink = | yardımcıyazarlar= | tarih =9 Eylül 2008 | url=http://www.ntvmsnbc.com/news/458735.asp |başlık =Şahin: Savcı Öz hakkında inceleme başlatıldı |biçim = |iş = |sayfalar = | yayımcı=[[NTVMSNBC]] |erişimtarihi=8 Kasım |erişimyılı=2008 }}</ref><ref>{{cite web
| tarih = 7 Temmuz 2008
| url= http://www.radikal.com.tr/Default.aspx?aType=Detay&ArticleID=887218&Date=07.07.2008&CategoryID=78
| başlık = Sarızeybek, Savcı ÖZ'ü HSYK'ya şikeyet etti
| yayımcı= [[Radikal]]
| erişimtarihi= 8 Kasım
| erişimyılı= 2008
}}</ref> Bunun üzerine inceleme başlatıldı. Ancak soruşturma talebi reddedildi.Gazeteci [[Can Dündar]], Savcı tarafından illegal olarak davet edilip sorgulandığını ancak bunun ifade tutanağına geçmediğini bildirmiştir.

Ergenekon soruşturması hakkında operasyonların yapılış biçimine yönelik eleştiriler getirilmiştir. Zanlıların ifadelerinin çağrı yolu ile alınması yerine sabahın erken saatlerinde gözaltına alınmaları, teknik takip adıyla yeni bir kanıt sisteminin oluşturulması ve iddianamelerin çok geç hazırlanması nedeniyle bir tedbir olan "tutuklama" olayının fiilen cezaya dönüştürülmesi bir çok kişi tarafından eleştirlmiştir.<ref>{{cite web
| tarih = 12 Ocak 2009
| url = http://www.ntvmsnbc.com/news/471880.asp
| başlık = TBB Ergenekon’da usul hatalarını sıraladı
| yayımcı= [[NTVMSNBC]]
| erişimtarihi= 25 Ocak
| erişimyılı= 2009
}}</ref>

Soruşturma kapsamında tutuklu bulunan birçok sanık sağlık durumu nedeniyle tahliye edilmiştir. Bu kişiler arasında Hurşit Tolon, Şener Erugur ve Ferid İlsever de bulunmktadır. Levent Ersöz de firari iken prostat ameliyatı olmak için sahte kimlikle geldiği hastanede tutuklanmıştır. Daha sonra [[Gülhane Askerî Tıp Akademisi|GATA]]'ya nakledilen Ersöz'ün GATA'ya sevkinde usulsüzlük olduğu tespit edilmiştir.

20 Haziran 2007'de Ergenekon soruşturması kapsamında sağlıklı bir biçimde tutuklanan Kuddusi Okkır'ın, cezaevinde kaldığı dönemde sağlığı bozuldu. 10 Mayıs 2008'de Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne yatırıldı ve yapılan tetkiklerde "akciğer kanseri, beyin ve kemik metastası" teşhisi kondu.<ref name=>{{cite web
| son = Keskinkılıç
| ilk = Fırat
| yardımcıyazarlar= Zerey, Ali Can; Altuncu Belma
| tarih = 4 Temmuz 2008
| url= http://www.hurriyet.com.tr/gundem/9351046.asp?gid=229&srid=4047&oid=1&l=1
| başlık = Ölüm döşeğinde tahliye
| yayımcı= [[Hürriyet]]
| erişimtarihi= 15 Kasım
| erişimyılı= 2008
}}</ref> Kuddusi Okkır, sağlık sorunları nedeniyle savcılığın talebiyle nöbetçi mahkeme tarafından 1 Temmuz 2008 tarihinde serbest bırakıldı. Okkır, tahliyesinden beş gün sonra [[Trakya Üniversitesi]] Tıp Fakültesi Hastanesi'nde hayatını kaybetti. Kuddusi Okkır'ın hakkındakı suçlamaları öğrenemeden kanserden ölmesi büyük tepkiyle karşılandı. Kuddusi Okkır'ın ölümü ile ilgi olarak CHP grup başkanvekillerinin hazırladığı araştırma önergesinin gerekçesinde hangi suçla suçlandığını bile bilmeyen bir kişinin, tutukluluk sürecinin, infaz edilen bir cezaya dönüşmesinin, en temel insan hakkı olan yaşam hakkının ihlali olduğu belirtildi.<ref>{{cite web
| tarih = 16 Temmuz 2008
| url= http://www.ntvmsnbc.com/news/453269.asp
| başlık = ‘Okkır’ın ölümü araştırılsın’ önergesi
| yayımcı= [[NTVMSNBC]]
| erişimtarihi= 15 Kasım
| erişimyılı= 2008
}}</ref> Kuddusi Okkır'ın eşi Sabriye Okkır'la görüşen TBMM İnsan Hakları Komisyonu başkanı Zafer Üskül Okkır’ın ölümü insan haklarına aykırı olduğunu söyledi.<ref>{{cite web
| tarih = 24 Temmuz 2008
| url= http://www.ntvmsnbc.com/news/454163.asp
| başlık = Üskül: Okkır’ın ölümü insan haklarına aykırı
| yayımcı= [[NTVMSNBC]]
| erişimtdutymightarihi= 15 Kasım
| erişimyılı= 2008
}} </ref>

Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman Paksüt, eşi Ferda Paksüt için alınan dileme kararlarından dolayı kendisin de gayrinizami olarak dinlendiğini, eşinin 2 katı dinleme çözümlerinin kanuna aykırı olarak Anayasa Mahkemesine gönderildiğini belirtmiştir. CMK gereği, Anayasa Mahkemesi üyeleri savcılar tarafından takibata uğrayamazlar, dinlenemezler ve haklarında işlem yapamazlar. Ancak İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma ile görevlendirilen savcılar bu yasağa uymamış, yetkileri dahilinde olmayan işlem yaparak; Anayasa Mahkemesi olduğu anlaşılan kişinin dahil olduğu dinlemeler kesilmemiş ve o an değil 8 ay sonra Anayasa Mahkemesine evrak göndermişlerdir.
Ergenekon sürecinde 1 yıl tutuklu kaldıktan sonra hastanede ölen [[Kuddusi Okkır]]’ın eşi adil yargılanma ve yaşama hakkının ihlal edildiği gerekçesiyle [[AİHM]]’ye başvurdu. Mahkeme 1 ay sonra başvuruyu kabul etti. Okkır'ın başvurusunun kabulü, davanın usul yönünden eksiği olmadığı, iddia konusu suçlamaların sözleşme maddeleri kapsamında değerlendirildiği ve esasa girileceği anlamına geliyor. AİHM davayı kısa sürede bitirmek için taraflara "dostane çözüm" önerecek ve tazminat miktarında anlaşmalarını isteyecek. Sonuç alamazsa kendisi belli bir tazminata hükmedecek.<ref>{{cite web
| tarih = 25 Nisan 2009
| url= http://w9.gazetevatan.com/Ergenekona_karsi_davaya_onay/235093/1/Gundem
| başlık = Ergenekon'a karşı davaya onay
| yayımcı= [[Vatan]]]
| erişimtarihi= 25 Nisan
| erişimyılı= 2009
}} </ref>

===Siyasi partilerin tepkileri===
*[[Cumhuriyet Halk Partisi (1992)|Cumhuriyet Halk Partisi]]: Ergenekon operasyonuna İşçi Partisi dışındaki en sert tepkiler CHP'den geldi. Genel başkan Deniz Baykal partisinin grup toplantılarında operasyonlar hakkında AKP'nin kadrolaşma aşamasını geride bırakarak kendi derin devletini inşa ettiğini korku toplumu yaratılmak istediğini,<ref>{{cite web
| tarih = 3 Temmuz 2008
| url= http://www.ntvmsnbc.com/news/451973.asp
| başlık = Baykal: Korku toplumu yaratılıyor
| yayımcı= [[NTVMSNBC]]
| erişimtarihi= 28 Kasım
| erişimyılı= 2008
}} </ref><ref>{{cite web
| tarih = 3 Temmuz 2008
| url= http://www.sabah.com.tr/2008/07/03/haber,529DCD2A8AD3401FBF0415F2C7E12E22.html
| başlık = Korku toplumu yaratılmaya çalışılıyor
| yayımcı= [[Sabah]]
| erişimtarihi= 28 Kasım
| erişimyılı= 2008
}} </ref> Cumhuriyet ile hesaplaşılmakta olduğunu Ergenekon'un intikam operasyonu olduğunu<ref>{{cite web
| tarih =7 Ocak 2009
| url=http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetay&ArticleID=915951&Date=07.01.2009&CategoryID=78
| başlık = Baykal: Cumhuriyet ile hesaplaşılmaktadır
| yayımcı= [[Radikal]]
| erişimtarihi= 9 Ocak
| erişimyılı= 2009
| quote= Bu davada yasanın uygulanmasının gerekleri değil, yasayı kullanarak belli bir siyasi hesaplaşmanın yöntemi uygulanmaktadır.
}}</ref> öne sürmüş hatta NTV'ye verdiği bir röportajda ''“Soruşturmanın savcısı Başbakan ise Deniz Baykal da avukatı olur”'' diyerek Erdoğan'a yanıt vermiştir.<ref>{{cite web
| tarih = 4 Temmuz 2008
| url= http://www.ntvmsnbc.com/news/452164.asp
| başlık = Baykal: Erdoğan savcısıysa ben de avukatıyım
| yayımcı= [[NTVMSNBC]]
| erişimtarihi= 8 Kasım
| erişimyılı= 2008
| quote= Muhalefet hiç kuşku yok mağdurların mazlumların avuktadır, hakkı yenenlerin, bu benim onurumdur. Davanın savcısı Başbakan ise avukatı da Deniz Baykal olur elbette, ben de konuşurum.
}}</ref> Bunların yanısıra CHP milletvekilleri gözaltına alınan ve tutuklanan zanlılara ziyarette bulunmuş <ref>{{cite web
| tarih = 7 Ocak 2009
| url = http://www.ntvmsnbc.com/news/471487.asp
| başlık = CHP: Utanç verici
| yayımcı= [[NTVMSNBC]]
| erişimtarihi= 13 Ocak
| erişimyılı= 2009
}}</ref><ref>{{cite web
| tarih = 22 Eylül 2008
| url = http://www.ensonhaber.com/gundem/152917/nur-serterden-eruygura-ziyaret.html
| başlık = Nur Serter'den Eruygur'a ZİYARET
| yayımcı= En son haber
| erişimtarihi= 13 Ocak
| erişimyılı= 2009
}}</ref> ve TSK'yi tutuklu bulunan orgenerallere yeterince destek olmadığı için eleştirmiştir.
*[[Adalet ve Kalkınma Partisi]]: CHP'den sık sık operasyona müdahale ettiği yönünde eleştiriler alan iktidar partisinin yöneticileri operasyonun partisinin değil savcıların işi olduğunu, hakimler ve savcıların ne yasama, ne yürütme organından talimat almadığını vurgulayan açıklamalar yapmış,<ref>{{cite web
| tarih = 1 Temmuz 2008
| url= http://www.milliyet.com.tr/default.aspx?aType=SonDakika&Kategori=siyaset&ArticleID=888503&Date=01.07.2008&ver=49
| başlık = Erdoğan: Bizim yaptırdığımızı sananlar yanılıyor
| yayımcı= [[Milliyet]]
| erişimtarihi= 28 Kasım
| erişimyılı= 2008
| quote= Bunu bizimle ilişkilendirenler, sanıyorlar ki biz yaptırıyoruz. Yanılıyorlar. AKP’nin böyle bir işi olamaz. Bu iş savcıların işidir.
}} </ref><ref>{{cite web
| tarih = 22 Mart 2008
| url= http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=250859
| başlık = Kapatılmada güvercin Ergenekon'da 'Şahin'
| yayımcı= [[Radikal]]
| erişimtarihi= 27 Aralık
| erişimyılı= 2008
| quote= Herkes görevini yapıyor. Yargı organları, hâkimler ve savcılar ne yasama organında ne de yürütme organında talimat almazlar
}}</ref> Ergenekon operasyonunun Türkiye'yi soğuk savaş döneminden kalma hukuk dışı yapılanmalardan kurtaracağını savunmuştur. <ref>{{cite web
| tarih = 9 Temmuz 2008
| url= http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=711931
| başlık = Erdoğan, Ergenekon operasyonunu İtalya'daki 'Temiz Eller'e benzetti
| yayımcı= [[Zaman]]
| erişimtarihi= 8 Kasım
| erişimyılı= 2008
}}</ref><ref>{{cite web
| tarih = 8 Temmuz 2008
| url= http://www.radikal.com.tr/Default.aspx?aType=Detay&ArticleID=887388
| başlık = Erdoğan 'Ergenekon'u 'temiz eller'e benzetti
| yayımcı= [[Radikal]]
| erişimtarihi= 8 Kasım
| erişimyılı= 2008
| quote= Soğuk savaş yıllarından kalma yanlış alışkanlıklardan, gayri meşru arayışlardan, hukuk dışı yapılanmalardan Türkiye er ya da geç kurtulmak durumundadır.
}} </ref> Erdoğan Baykal'ın "Davanın savcısı Başbakan ise avukatı da Deniz Baykal olur" sözüne 'Savcı millet adına vardır. İddia makamı millet adına oradadır ve biz de milletin hakkını aramanın gayreti içerisindeyiz. Eğer bu anlamda savcılıksa, evet savcıyım” şeklinde yanıt verdi.<ref>{{cite web
| tarih = 16 Temmuz 2008
| url= http://yenisafak.com.tr/Politika/?t=16.07.2008&i=129065
| başlık = Evet milletin savcısıyım
| yayımcı= [[Yeni Şafak]]
| erişimtarihi= 25 Temmuz 2009
}}</ref> CHP'nin operasyon konusundaki tavrı hakkında ise partinin lideri Erdoğan ve grup başkanvekili Nihat Ergün; Ergenekon zanlıları ile olan karanlık ilişkilerinin Baykal'a tedirginlik verdiğini önesürmüştür.<ref>{{cite web
| tarih = 8 Ocak 2009
| url= http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=801139&title=ergun-sayin-baykal-sizi-panige-sevk-eden-nedir
| başlık = Ergün: Sayın Baykal sizi paniğe sevk eden nedir
| yayımcı= [[Zaman]]
| erişimtarihi= 9 Ocak
| erişimyılı= 2009
| quote= Sayın Baykal, sizi paniğe sevkeden şey nedir? Yoksa Ergenekon virüsünün size de bulaşmış olmasından mı endişe ediyorsunuz? Yanlış işleri ve yanlış adamları mı finanse ettiniz?
}}</ref><ref>{{cite web
| tarih = 12 Ocak 2009
| url = http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalHaberDetay&ArticleID=916591&Date=12.01.2009&CategoryID=98
| başlık = Baykal’a Ergenekon yanıtı: Kirli ilişkiler mi korkutuyor?
| yayımcı= [[Radikal]]
| erişimtarihi= 13 Ocak
| erişimyılı= 2009
| quote= Karanlık dehlizlerde yol almaya alışanlar, gölgelerin gücüyle ayakta kalmaya çalışanlar, büyük tedirginlik yaşıyorlar. Ana muhalefet partisinin telaşını anlamaktan güçlük çekiyorum. Kirli ilişkilerin açığa çıkarılması çabasından mı korkuyorsunuz?
}}</ref>

*[[Demokratik Sol Parti]]: Genel Başkan Zeki Sezer açıklanan iddianamede "organize terör örgütü" denilebilecek bir yapılanmanın görülemediğini ve hükümetin korku imparatorluğu kurmaya çalıştığını iddia etmiştir.<ref>{{cite web
| tarih = 11 Ocak 2009
| url = http://www.samanyoluhaber.com/haber-133276.html
| başlık = Sezer doğrudan Hükümeti hedef aldı!
| yayımcı= [[Samanyolu Haber]]
| erişimtarihi= 13 Ocak
| erişimyılı= 2009
}}</ref>

*[[Demokrat Parti (2007)|Demokrat Parti ]]: DP genel başkanı [[Süleyman Soylu]] Zaman gazetesine verdiği bir röportajda "Eğer bu dava sulandırılır ve fiyaskoyla sonuçlandırılırsa Ergenekon, ideolojisi ve kadrolarıyla iktidar olur. Türkiye, totaliter devlet haline gelir, ne özgürlük kalır ne zenginlik." sözleriyle operasyona destek verdi.<ref>{{cite web
| son = Dönmez
| ilk = Ahmet
| yardımcıyazarlar = Çelen, Nergihan
| tarih = 27 Ekim 2008
| url= http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=753787&title=dava-sulandirilirsa-ergenekon-iktidar-olur
| başlık = Dava sulandırılırsa Ergenekon iktidar olur
| yayımcı= [[Zaman]]
| erişimtarihi= 8 Ocak
| erişimyılı= 2009
}} </ref>

*[[Özgürlük ve Dayanışma Partisi]]: Partinin eski genel başkanı [[Ufuk Uras]], kendilerini ulusal solcu olarak nitelendiren, milliyetçi ve demokrasiden uzak çevrelerin [[sol]]u anlamsızlaştırdığını ve Ergenekon Operasyonu ile solun içerisindeki [[faşist]]lerin ayıklandığını söyledi.<ref>{{cite web
| tarih = 5 Aralık 2008
| url= http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=767445&title=ergenekon-davasi-fasistleri-soldan-ayikladi
| başlık = Ergenekon davası, faşistleri soldan ayıkladı
| yayımcı= [[Zaman]]
| erişimtarihi= 8 Ocak
| erişimyılı= 2009
| quote= Ulusal sol denilen, kendi içinde çelişik kesim sol ile ilişki kuramadı. Çünkü sol, demokrasiden yana tutum alır. Her türlü siyasi cinayet şebekesine karşı durur. Veli Küçük'lerle, Kemal Kerinçsiz'lerle ilişkilendirilecek bir sol olamaz.
}} </ref>

*[[Saadet Partisi]]: Partinin lideri Ergenekon davası sonuçlandığı zaman Türkiye'nin, Temiz Eller Operasyonunun yapıldığı İtalya gibi karanlık çetelerin su yüzüne çıkarıldığı siyasal sistemini temizlemiş bir ülke olacağını ümit ettiğini ve sonuçları nereye, kime giderse gitsin, ucu nereye uzanırsa uzansın çeteler temizlenmesi gerektiğini belirtmiştir.<ref>{{cite web
| tarih = 11 Ocak 2009
| url = http://zaman.com.tr/haber.do?haberno=802214
| başlık = Kurtulmuş: Ucu nereye giderse gitsin çeteler temizlenmeli
| yayımcı= [[Zaman]]
| erişimtarihi= 13 Ocak
| erişimyılı= 2009
| quote= Ümit ederiz ki; Ergenekon davası sonuçlandığı zaman Türkiye, karanlık çetelerin su yüzüne çıkarıldığı bir ülke olsun. Siyasal sistemini temizlemiş bir ülke olsun. Sonuçları nereye, kime giderse gitsin, ucu nereye uzanırsa uzansın bu davaya saygı gösterilmeli.
}}</ref>

*[[Türkiye Komünist Partisi (2001)|Türkiye Komünist Partisi]]: Partinin yaptığı yazılı bir açıklamada operasyonlarda gözaltına alınan kişilerin işledikleri suçlardan değil, AKP’ye muhalefet ettiklerinden dolayı Ergenekoncu olarak nitelendirldiği savunuldu.<ref>{{cite web
| tarih = 8 Ocak 2009
| url= http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetay&ArticleID=916094&Date=08.01.2009&CategoryID=78
| başlık = TKP’den Ergenekon gözaltılarına tepki
| yayımcı= [[Radikal]]
| erişimtarihi= 8 Ocak
| erişimyılı= 2009
}} </ref>

==Dava==
{{ana|Ergenekon davası}}
[[Dosya:Milliyet 20 Ekim 2008 Manşet.jpg|thumb|right|300px]|Davanın başlamasından bir gün önceki Milliyet'in manşeti]]
Ergenekon davasınının ilk duruşması [[20 Ekim]] [[2008]]’de Avrupa’nın en büyük cezaevi olan Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi’ndeki adliyede görülmek üzere başlandı. Soruşturmayı yürüten üç Cumhuriyet savcısından Mehmet Ali Pekgüzel ile Nihat Taşkın mahkeme savcısı olarak yargılama boyunca duruşmalara katılacak. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinin bakacağı davanın mahkeme heyeti başkan Köksal Şengün ile üyeler Kemal Can ve Hasan Hüseyin Özese'de oluşuyor.<ref>{{cite web
| son = Erdoğan
| ilk = Eyüp
| tarih = 7 Ekim 2008
| url= http://www.radikal.com.tr/Default.aspx?aType=Detay&ArticleID=890274
| başlık = Ergenekon düğümünü o çözecek
| yayımcı= [[Radikal]]
| erişimtarihi= 14 Kasım
| erişimyılı= 2008
}}</ref> Ayrıca duruşmalarda, ilk olarak [[Hrant Dink suikastı]] davasında kullanılan görüntülü ve sesli kayıt sistemi kullanılıyor.<ref>{{cite web
| tarih = 28 Temmuz 2008
| url= http://www.ntvmsnbc.com/news/454489.asp
| başlık = Silivri Cezaevi’nde Ergenekon inşaatı
| yayımcı= [[NTVMSNBC]]
| erişimtarihi= 9 Kasım
| erişimyılı= 2008
}}</ref>
<ref>{{cite web
| tarih = 7 Ekim 2008
| url= http://www.ntvmsnbc.com/news/461521.asp
| başlık = Ergenekon davası kayda alınacak
| yayımcı= [[NTVMSNBC]]
| erişimtarihi= 9 Kasım
| erişimyılı= 2008
}}</ref>

Davada iddianame okuma işlemi tamamlanmış, sanıkların sorguları ve çapraz sorguları yapılmaktadır.

==Ayrıca bakınız==
*[[Tuncay Güney]]
*[[Jandarma İstihbarat ve Terörle Mücadele]]
*[[Sarıkız, Ayışığı, Yakamoz ve Eldiven darbe teşebbüsü iddiaları|2003-2004 darbe girişimleri]]
*[[Derin devlet]]
*[[Ergenekon Operasyonu kronolojisi]]

==Kaynakça==
{{kaynakça|2}}
===Dipnotlar===
<div class=small>
<references group=not/>
</div>
==Dış bağlantılar==
{{VikiKaynak|Ergenekon iddianamesi}}
{{Vikisöz|Ergenekon davası}}
<div class="infobox sisterproject">[[Dosya:WikiNews-Logo-tr.svg|left|45px| ]]
<div style="margin-left: 60px;">[[Vikihaber]]'de bu konuyla ilgili haber var:
<div style="margin-left: 10px;">'''''[[n:Kategori:Ergenekon Operasyonu|"Ergenekon" haberleri]]'''''</div>
</div>
</div>

;Ergenekon iddianamesi
*'''1. iddianame'''
**{{cite web| url =http://tr.wikisource.org/wiki/Ergenekon_iddianamesi| başlık =Wiki formatı| yayımcı=VikiKaynak}}
**{{cite web| url =http://i.milliyet.com.tr/ergenekon/iddianame.aspx?ver=07143865| başlık =Web sayfası| yayımcı=Milliyet}}
**{{cite web| url =http://haber.mynet.com/detail_news/?type=Actuel&id=O1217056589950&date=26Temmuz2008| başlık =Microsoft Word| biçim =8,6 MB| yayımcı=Mynet}}
**{{cite web| url =http://ntvmsnbc.com/news/454311.asp| başlık =PDF| biçim =465 MB| yayımcı=NTVMSNBC}}
**{{cite web| url =http://www.atv.com.tr/haber,090e630326b44e2f9dc12e118d4348c9.html| başlık =Delil klasörleri| biçim =10 GB| yayımcı=ATV}}
*'''2. iddianame'''
**{{cite web| url =http://tr.wikisource.org/wiki/2._Ergenekon_İddianamesi| başlık =Wiki formatı| yayımcı=VikiKaynak}}
**{{cite web| url =http://milarsiv.milliyet.com.tr/ergenekon/iddianame2.aspx?ver=75| başlık =Web sayfası| yayımcı=Milliyet}}
**{{cite web| url =http://docdownload.mynet.com/ergenekon.zip| başlık =Microsoft Word| biçim =3,89 MB| yayımcı=Mynet}}
*'''3.iddianame'''
**{{cite web| url =http://tr.wikisource.org/wiki/3._Ergenekon_İddianamesi| başlık =Wiki formatı| yayımcı=VikiKaynak}}
**{{cite web| url =http://www.ntvmsnbc.com/id/24989397/| başlık =PDF| biçim =| yayımcı=NTVMSNBC}}
**{{cite web| url =http://zaman.com.tr/haber.do?haberno=882824&title=3-iddianamenin-ek-belgeleri-avukatlara-dagitildi| başlık =Delil klasörleri| biçim =| yayımcı=Zaman}}
*'''Belgeler'''
**{{cite web| tarih= 29 Ekim 1999 | url =http://tr.wikisource.org/wiki/Ergenekon,_Analiz_Yeni_Yap%C4%B1lanma_Y%C3%B6netim_ve_Geli%C5%9Ftirme_Projesi| başlık =Ergenekon, Analiz Yeni Yapılanma Yönetim ve Geliştirme Projesi| yayımcı=VikiKaynak}}
***<small> Belgenin orjinali için: {{cite web| url =http://www1.sabah.com.tr/ozel/pdf/indir.php?t=2008%2F08%2F01&f=54.pdf&submit=indir | başlık =1. Ergenekon iddianamesi 54. delil klasörü | sayfalar= 225-248 | biçim =| yayımcı=Sabah }}</small>
**{{cite web| url =http://www.ergenekonteror.com/files/ac5Lobi.doc | başlık =Ergenekon Lobi| yayımcı=}}
**{{cite web| url =http://www.ergenekonteror.com/files/e2fdevletin_yeniden_yapilanmasi.pdf | başlık =Devletin Yeniden Yapılanması| yayımcı=}}
**{{cite web| url =http://www.ergenekonteror.com/files/e1fmafia.doc| başlık =Octopus Mafia | yayımcı=}}
**{{cite web| url =http://www.ergenekonteror.com/files/f85Yeni_Milis.doc| başlık =Yeni Milis| yayımcı=}}
**{{cite web| url =http://www.ergenekonteror.com/files/d9apanzehir.doc| başlık =Panzehir| yayımcı=}}

;Diğer
*{{cite web| tarih = 7 Ocak 1997| url =http://video.google.com/videoplay?docid=-1509964980254108470| başlık =Ergenekon belgeseli| yayımcı=Google Video}}
**<small>Belgeselin tam metni için: {{cite web| tarih = 23 Ocak 2008 | url =http://www.candundar.com.tr/index.php?Did=5983| başlık =Güncele Dair- Ergenekon | yayımcı=CanDündar.com}}</small>
*{{cite web| url =http://www.ntvmsnbc.com/news/472231.asp| başlık =Tuncay Güney'in 2001 sorgusu| biçim =Video| yayımcı=NTVMSNBC}}
*{{cite web| tarih= Mart 2001 | url =http://yenisafak.com.tr/resim/site/tuncayguneyifade.doc| başlık =Tuncay Güney'in Mülakat Çözüm Tutanağı | yayımcı= Yeni Şafak}}
**<small> Tutanağın orjinali için: {{cite web| url =http://rapidshare.com/files/138511626/442.rar| başlık =1. Ergenekon iddianamesi 442. delil klasörü | sayfalar= 1-128 | biçim =| yayımcı=RapidShare}}</small>
*{{cite web| url =http://tr.wikisource.org/wiki/Darbe_G%C3%BCnl%C3%BCkleri| başlık =Darbe günlükleri| yayımcı=VikiKaynak}}
*{{cite web| url =http://zaman.com.tr/haber.do?haberno=826372| başlık =Mustafa Balbay'ın bilgisayarından çıkan notlar| yayımcı=Zaman}}
*{{cite web| url =http://www.ergenekonteror.com/readfile.php?id=28| başlık = 3 Temmuz 2002 tarihli ihbar mektubu | yayımcı=}}
*{{cite web| url =http://resim.samanyoluhaber.com/resim/ergenekon_sema_son.jpg| başlık =İddianameye göre hazırlanmış Ergenekon şeması | yayımcı=Samanyolu Haber}}
*{{cite web| url =http://www.zaman.com.tr/multimedya.do?tur=video&aktifgaleri=4306| başlık =Nuri-Vedat Ergin'in Uşak cezaevinde çıkardıkları isyan görüntüleri| yayımcı=Zaman}}
*{{cite web| url =http://resim.samanyoluhaber.com/resim/eldiven_buyuk.jpg| başlık =Şener Eruygur'dan ele geçirilen Eldiven darbe planı şeması| yayımcı=Taraf}}
*{{cite web| url =http://www.ntvmsnbc.com/modules/habervideo/video.asp?CatID=0&cbVideo=5957&cbQuality=1| başlık =İstanbul Cumhuriyet Başsavcısının basın toplantısı| yayımcı=NTVMSNBC}}

===Ek okumalar===
*{{dergi belirt| url =http://www.newsweekturkiye.com/haberler/detay/24405/Ergenekon-Kitapligi | başlık =Ergenekon Kitaplığı | tarih =14 Ocak 2009 | cilt = 12 | dergi =[[Newsweek Türkiye]]}}
*{{cite web| son =Nevzat Çiçek | ilk = | tarih =20 Ekim 2008| url =http://www.candundar.com.tr/index.php?Did=7390 | başlık =Ergenekon'da kitaplar kitaplara karşı | yayımcı=[[Taraf (gazete)|Taraf]]}}
*{{cite web| son = Gareth H. Jenkins| ilk = | tarih =| url =http://www.silkroadstudies.org/new/docs/silkroadpapers/0908Ergenekon.pdf | başlık =Between fact and fantasy: Turkey's Ergenekon investigation | yayımcı=}}

{{Ergenekon davası}}
<!-- kategoriler -->
[[Kategori:Ergenekon davası| ]]

<!-- interwiki -->

[[ar:إرغينكون]]
[[az:Ergenekon]]
[[de:Ergenekon]]
[[en:Ergenekon (organization)]]
[[hu:Ergenekon-ügy]]
[[ku:Ergenekon]]
[[lv:Ergenekon]]
[[pl:Ergenekon]]
[[ru:Эргенекон]]

Sayfanın 10.10, 13 Eylül 2009 tarihindeki hâli

Koordinatlar: 41°1′13.69″K 29°7′10.21″D / 41.0204694°K 29.1195028°D / 41.0204694; 29.1195028

Dosya:Ergenekon bombaları.jpg
Ergenekon Operasyonunu başlatan el bombaları
Güngör Sokak No 2, Çakmak Mahallesi, Ümraniye

Ergenekon Operasyonu, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Türkiye Cumhuriyeti'nde kaos ortamı yaratarak askerî darbeye zemin hazırlamak amacı ile suikastlar düzenleyen bir silahlı teşkilat olduğu iddia edilen Ergenekon isimli oluşuma yönelik operasyonlardır. Ergenekon isimli bir örgütün varlığı 2007 öncesinde de zaman zaman konuşulmuş 2007'de başlayan operasyonlar sonrası Türkiye'nin ana gündem maddesi olmuştur. 86 şüpheli hakkında 25 Temmuz 2008 tarihinde bir kamu davası açılmıştır.[1] Hâlen devam eden davada bazı ordu komutanı dahil, çeşitli emekli ve muvazzaf subay ile onların sivil işbirlikçileri olduğu iddia edilen, birçok gazeteci, akademisyen, yeraltı dünyası ismi ve sivil toplum örgütü liderinin; seçimle işbaşına gelen meclis ve hükûmeti devirecek bir askerî darbe planlamak ve Ergenekon adında bir silahlı terör örgütü kurmak suçlamasıyla yargılanmaktadır. Davanın çıkış kaynağı ise 12 Haziran 2007 Ümraniye'de emekli astsubay Oktay Yıldırım'dan, iki hafta sonra da Eskişehir'de emekli binbaşı Fikret Emek'ten ele geçirilen el bombalarının seri numaralarının 2006 Mayıs ayında Cumhuriyet gazetesi binasına atılan el bombalarıyla örtüşmesi olmuştur. Bulunan el bombaları üzerine başlayıp genişleyen soruşturma kapsamında kamuoyunun da yakında tanıdığı birçok kişi gözaltına alınmıştır.

Dava hakkında hazırlanan iddianame 25 Temmuz 2008'de kabul edilmiş ve davanın ilk duruşması 20 Ekim 2008 tarihinde Silivri Cezaevi içindeki adliyede yapılmıştır.

Ergenekon nedir?

‘Ergenekon’ kavramı, ilk olarak Can Dündar ve Celal Kazdağlı'nın, Show TV’de yaptığı ‘40 dakika’ adlı programın devletin içindeki yasadışı yapılanmaların tartışıldığı 7 Ocak 1997 tarihli bölümünde dile getirilmiştir. Programın konuklarından Erol Mütercimler, Ergenekon'u 12 Mart döneminde işkenceli sorguların yapıldığı ve kontrgerilla kadrolarının ilk kez ortaya çıktığı Ziverbey Köşkü'nün komutanı olarak tanınan ve 1991 yılında bir Dev-Sol militanı tarafından öldürülen emekli Tümgeneral Memduh Ünlütürk’ten duyduğunu ileri sürmüştür.[2][3][4]

Memduh Ünlütürk Paşa kendisinin de bu Ergenekon’un içinde olduğunu söyledi ve dedi ki, ‘Ergenekon Genelkurmay’ın da, hükümetlerin de, bürokrasinin de herkesin üstünde bir örgüttür. Yasayla falan kurulmuş bir örgüt değildir. Bu, 27 Mayıs darbesinden sonra CIA, Pentagon tarafından kurdurtulmuş. Bunun içinde bulunan insanlar da buraya hizmet eden insanlardır. Ama bunlar vatana ihanet olsun diye hizmet etmezler. Biz vatanı kurtarıyoruz, vatana hizmet ediyoruz, vatana yararımız dokunuyor düşüncesiyle bu örgütün içinde yer almışlardır. Özellikle Amerika’da kontrgerilla eğitimi görmüş olan, bu kurslardan geçmiş olan generallerin bir bölümü yeri geldiğinde bu kontgerilla içinde yer alır. Sonuçta ben daha başka insanlardan Ergenekon’u araştırdığımda şunu gördüm: Bunun içinde subaylar var, emniyetçiler var, profesörler var, gazeteciler var, işadamları var, sıradan insanlar var. Bugün çeteler dediğimiz bu küçük birimler var ya, işte bu birimler Ergenekon’un içindeki birer bölüm, birer parça. Adını saydığımız kişiler de Ergenekon adı verilen bu üst örgüt tarafından kullanılan tetikçiler. (...) Bırakın siz onu, Turgut Özal’a, bir suikast girişimi yaşandı, ki Cumhuriyet tarihinde tanıdığım en gözü kara, daha doğru deyimiyle en deli cesareti olan Cumhurbaşkanlarından birisiydi, bu yadsınmaz bir gerçek. Kendisine yapılan suikastı araştırdığında ne dedi? ‘Bir örgüte geldim çakıldım.’ İşte bu örgütün adı Ergenekon.”

Erol Mütercimler, Show TV-7 Ocak 1997

Mütercimler 1 Temmuz 2008'de Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alınmıştır. Mütercimler savcılık ifadesinde Ergenekon'un 12 Eylül 1980'den sonra dağıldığını, örgüt hakkında hiç bir yazılı belge bulunmadığını ve her şeyin imha edildiğini söylemiştir. Davada tutuksuz yargılanan Mütecimler hakkında iddianamede Ergenekon'un gizli yapılanmasını en iyi bilen ve Türkiye’de bu örgütün adını deşifre eden kişi olmasına rağmen, beyanlarında Ergenekon'un aktif olmadığını söyleyerek örgütün varlığını gizlemeye çalıştığı ve bilgisayarında Ergenekon yapılanmasını ayrıntılı olarak anlatan uzun bir yazı çıktığı suçlaması yer aldı.[5]

Tuncay Güney'in iddialarına göre ise Ergenekon, Kuzey Kıbrıs'ta Türk Mukavemet Teşkilatı içerisinde asker ve sivil üyelerin bulunduğu bir cunta olarak kuruldu. NATO'nun komünizm ile mücadele zamanında kurulan Ergenekon, Kıbrıs harekatından sonra Veli Küçük'ün de aralarında bulunduğu 12 kişilik yönetici üyeden oluşan ayrı bir grup olarak olarak devam etti.[6] KKTC'nin kurucu cumhurbaşkanı Rauf Denktaş ise Ergenekon'un Türk Mukavemet Teşkilatı ile bağlantısı olduğu iddialarını yalanlamaktadır.[7]

Ergenekon hakkında yazılmış ilk kitabın sahibi Can Dündar,[not 1] kitabında sözünü ettiği Ergenekon'un NATO ülkelerinde, Amerika'nın komünizme karşı kurulan teşkilatların Türkiye ayağı olarak kurulduğunu ancak günümüzdeki Ergenekon sanıklarının çoğunun Amerikancı değil Rusya yanlısı ulusalcılar olduğunu belirtmiştir.[8] Rusya'daki Kommersant gazetesi de davanın başladığı gün yayınladığı haberde "Türkiye’deki iktidara karşı darbe girişiminin beyni Moskova’daymış. Üç Türk savcı, darbecilerin fikir babasının Birlik Rusya Partisi’nin ideoloğu Aleksandr Dugin olduğu görüşünde" ifadesini kullanmıştır. Avrasya siyasi hareketi lideri de olan Dugin ise, Ergenekon sanıklarının "Türkiye’nin ABD yanlısı politikaları terk edip, Rusya ile yakınlaşmasını istemekle suçlandığını iddia etmiştir.[9][10]

Ergenekon operasyonu hakkında üç tane çok satan kitap yazan[not 2] Şamil Tayyar ise dava konusu olan Ergenekon'un Can Dündar'ın tanımına uymadığını görüşünde. Tayyar; Susurluk'un derin devletin sağ kanadı, ulusalcı-Kemalist yapısıyla da Ergenekon'un derin devletin sol kanadı olduğunu öne sürmektedir.[11]

"Ergenekon'un yakın tarihi" isimli bir yazı dizisi hazırlayan Radikal gazetesi genel yayın yönetmeni İsmet Berkan ise bir köşe yazısında Ergenekon'u "AKP gitsin de nasıl giderse gitsin örgütü" olarak tanımlamıştır.[12]

İsim

Ergenekon Operasyonu sırasında bazı çevrelerce Ergenekon'un savcıların operasyona verdikleri bir isim olduğu iddia edilmiş ve bir Türk destanı olan Ergenekon'un bir silahlı örgüt soruşturmasıyla yan yan anılması milliyetçi çevrelerde rahatsızlık yarattı.[13] Ancak İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin Ergenekon'un örgüt mensubu olduğu iddia edilen kişilerin kendilerinin verdiği bir isim olduğunu açıkladı.[14]

Örgüte neden Ergenekon ismi verildiği konusunda farklı görüşler ortaya atılmıştır. Örgütün adının önce Türklerin Ergenekon ovasından yeniden türeyişinin anlatıldığı destandan aldığı söylenmiştir. İddianameyle beraber Agarta efsanesinden söz edilmeye başlanmıştır. Bir iddiaya göre ise Ergenekon, Veli Küçük'ün bir dönem komutanlığını yapan albay Necabettin Ergenekon'dan ismini almıştır. Necabettin Ergenekon ise bu iddialar hakkında "Böyle müptezel, vatan haini bir örgüte adım verilemez. Hem benim, hem de Türklerin en önemli destanının adını kirlettiler. Haklarında dava açacağım." diyerek tepki göstermiştir. Gerçek soyadı Baltacı olan 1926 Erzurum doğumlu Necabettin Ergenekon, gençliğinde Ergenekon ve Oğuz Kağan Destanı hayranı olarak yetimiş, üsteğmenliği döneminde, kendisiyle aynı soyadı taşıyan ve hiç sevmediği bir insanla sürekli karıştırıldığı için mahkemeye başvurarak soyadını Ergenekon olarak değiştirmiştir.[15]

Tuncay Güney, 32. Gün programında Ergenekon'un adını, Ergenekon soruşturması nedeniyle tutuklu olan paşalardan birinin, soyadı 'Ergenekon' olan bir hocasından aldığını ve Ergenekon ismi de bu hocaya saygı çerçevesinde seçildiğini söylemiştir. Güney, bu paşanın 1978-1979 yıllarında paşalık yaptığını ve böbrek yetmezliğinden öldüğünü de belirtmiştir. 32. gün ekibinin Güney'in ifadelerinen hareketle yaptığı araştırmada o dönem Ergenekon soyadlı hiçbir paşaya rastlanmamış ancak akıllara toplantılara ‘Albay Ergenekon’ kod adıyla katıldığı bilinen ve böbrek yetmezliğinden ölen eski Genelkurmay 2. Başkanı Turgut Sunalp gelmiştir. [16][17]

Yapılanma

Operasyonlarda bazı sanıklardan ele geçirilen belgelerde Ergenekon'un, örgütün başkanına doğrudan bağlı olan 4 daire komutanlığı ile iki sivil başkanlıktan oluştuğu yazılmaktadır:[18][19]

  1. Ergenekon Başkanlığı
  2. İstihbarat Dairesi Komutanlığı
  3. İstihbarat Analiz ve Değerlendirme Dairesi Komutanlığı
  4. Operasyon Dairesi Komutanlığı
  5. Finansman Daire Başkanlığı (Sivil)
  6. Örgüt içi Araştırma Dairesi Komutanlığı
  7. Teori Tasarım ve Plânlama Dairesi Başkanlığı (Sivil)

İddianamede, yukarıdaki birimlerden yalnızca Teori Tasarım ve Plânlama Dairesi Başkanlığı'nın hiyerarşik yapısının deşifre edilebildiği ve bu birimin yapısının aşağıdaki gibi olduğu belirtiliyor. [20]

  • Gizli ve sivil yapılanma arasında koordinasyonu sağlayan köprü personel: Veli Küçük ve Muzaffer Tekin.
  • Lobi yöneticileri: M. Zekeriya Öztürk, Kemal Kerinçsiz, İsmail Yıldız ve Erkut Ersoy.
  • Sivil Toplum Örgütleri Sorumlusu: Sevgi Erenerol. (yardımcısı) Kemal Kerinçsiz.
  • Teori Senaryo, Kara Propaganda ve Dezenformasyon Departmanı Sorumlusu: Doğu Perinçek.
  • Mafya Yapılanması Sorumlusu: Veli Küçük. Muzaffer Tekin (yardımcısı)
  • İrtibat kurulan yeraltı dünyası isimleri: Ali Yasak, Sami Hoştan, Semih Tufan Gülaltay ve Sedat Peker.
  • Terör örgütleri sorumlusu: Veli Küçük ve Doğu Perinçek.
  • Üniversite yapılanması: Kemal Yalçın Alemdaroğlu, Emin Gürses, Habib Ümit Sayın
  • Araştırma ve Bilgi Toplama Departmanı Sorumlusu: Mehmet Zekeriya Öztürk.
  • Hukuk departmanı sorumlusu: Kemal Kerinçsiz, Fuat Turgut ve Nusret Senem.

Savcılık iddianamesinde örgütün yöneticileri olarak gösterilen Emekli Tuğgeneral Veli Küçük, Cumhuriyet Gazetesi başyazarı İlhan Selçuk, İstanbul Üniversitesi eski rektörü Kemal Alemdaroğlu, İşçi Partisi genel başkanı Doğu Perinçek, Emekli Yüzbaşı Muzaffer Tekin ve Türk Ortodoks Patrikhanesi basın sözcüsü Sevgi Erenerol Türk Ceza Kanunu'na göre yalnız kendi işlediği suçlardan değil örgütün gerçekleştirdiği bütün eylemlerden yargılanacaklar.

Diğer örgütler

Ergenekon'un naylon terör grupları kurarak terör dünyasına yön vermeyi ve terör örgütlerini kontrol altına almayı hedeflediği ileri sürülmektedir. İddianamede; Veli Küçük ve Ümit Oğuztan'dan ele geçirilen 'Panzehir' isimli dökümanda, PKK'nın tamamen tasfiye edilmesi yerine, Abdullah Öcalan'la işbirliği yapılması gerektiği, soruşturma dosyasındaki delillerden de Ergenekon yöneticilerinin PKK ile ilişki içersinde oldukları, bu örgütü kontrol altında tutmaya çalıştıkları ve gerektiğinde de amaç ve hedefleri doğrultusunda kullandıkları, bu çerçevede son yıllarda Ergenekon içersindeki Kuvayı Milliye derneği altındaki tetikçilere Kürt asıllı vatandaşlara yönelik eylemler yaptırmayı planlayarak ülkede Türk-Kürt çatışması meydana getirmeyi ve böylelikle örgütün amaçları doğrultusunda ülkede kaos ve çatışma ortamı oluşturmayı hedefledikleri savunulmuştur. İddianamede Sık sık Bekaa Vadisi'nde PKK kamplarını ziyaret eden İşçi Partisi lideri Doğu Perinçek'in Ergenekon'un kararlarına göre teori ve planlama dairesi başkanlığı bünyesinde terör örgütleri ile irtibat konusunda da görevli olduğu anlaşılmaktadır. ifadelerine de yer verilmiştir.[21] [22]

İddianamede Ergenekon'un PKK dışında DHKP/C[23] , Hizbullah[23] [22] Türk İntikam Tugayı,[24] MLKP [24] Hizbuttahrir[24] örgütleri ile ilişkisi hakkında ayrıntılı değerlendirmeler yer almıştır.

JİTEM

Savcıların Ergenekon örgütünün belgesi olarak nitelendirdiği bir belgede Tam adı Jandarma İstihbarat ve Terörle Mücadele olan ve Güneydoğu'daki birçok faili meçhul cinayetten sorumlu tutulan JİTEM teşkilatının Ergenekon bünyesinde faaliyet gösterdiğine dair cümleler yer almaktadır.[25] İtiraflarıyla Cem Ersever, Gaffar Okkan ve Musa Anter cinayetleri hakkında çarpıcı bilgiler veren eski JİTEM elemanı Abdülkadir Aygan, görev yaptığı dönemde Ergenekon adını hiç duymadığını ancak 2001 yılında Ankara’da JİTEM dışında yeni bir örgütlenmenin hissedildiğini belirtmiş ve Ergenekon Operasyonu başladıktan sonra JİTEM'in Ergenekon'un askerî kanadı olduğu kanaatine vardığını sözlerine eklemiştir.[26]

Ergenekon soruşturması sürecinde bölgedeki faili meçhul cinayetler tekrar gündeme gelmiş, Tuncay Güney ile itirafçı Abdülkadir Aygan JİTEM tarafından 1990'lı yıllarda öldürülen pek çok kişinin asitle yakıldıktan sonra Silopi'de bulunan BOTAŞ tesislerine ve Cizre-Silopi güzergâhındaki bazı noktalara açılan kuyulara gömüldüğü iddiasını ortaya attı. Şırnak Barosu'nun yaptığı suç duyurusunu dikkate alan Silopi Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, kuyuların açılması yönünde verdiği karar sonucu yapılan kazı sonucu BOTAŞ tesislerinde çıkan kemik parçalarının hayvan kemiği olduğu Adli Tıp Kurumu tarafından açıklandı. Biyoloji İhtisas Dairesi'nin raporuna göre gönderilen materyallarda insan kanına rastlanmadı ve kıla benzer numunelerin yapılan mikraskobik incelemesinde insan kılı olmadıkları tespit edildi. Gönderilen sıvı ve toprak numunelerinde asitlik özelliği gösteren bir bulgu tespit edilemedi.”[27]

Ayrıca 1996 yılında Şırnak'ta 11 köy köylünün bir minibüs içerisinde kurşunlanıp, yakıldığı Güçlükonak Katliamı'ndan 13 yıl sonra dönemin devlet bakanı Adnan Ekmen'in olayın PKK değil JİTEM tarafından yapıldığını söylemesi[28] ve Ergenekon savcılarına gelen bir ihbar mektubunda olayın sorumlusunun Ergenekon zanlısı albay Mustafa Levent Göktaş olduğunun iddia edilmesi[29] üzerine olay hakkında tekrar soruşturma açılmıştır.[30]

Gerçekleştirdiği iddia edilen eylemler

Darbe teşebbüsleri

29 Mart 2007 tarihli Nokta dergisi kapağı: "2004'te iki darbe atlatmışız!"

Ergenekon örgütünün 2003-2004 yıllarında mevcut hükumeti silah zoru ile devirip anti-demokratik yollarla devlet idaresini ele geçirmeyi planladığı ve bu çerçevede Sarıkız, Ayışığı, Yakamoz ve Eldiven kod adlı darbe planları hazırladığı iddia edilmiştir.[31] Bu planlardan ilk üçü 2007 Mart ayında Nokta dergisinin eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Örnek'e ait olduğu iddia edilen günlükleri yayınlamasıyla[32] diğeri de 7 Temmuz 2008 tarihinde Taraf gazetesinin manşetten verdiği haberde 1 Temmuz'da gözaltına alınan Atatürkçü Düşünce Derneği başkanı emekli orgeneral Şener Eruygur'un evrak çantasında bulunan bazı belgeleri kamuoyuyla paylaşması sonucu ortaya çıkmıştı. [33]Nokta dergisi, daha sonra Özden Örnek'in bilgisayarından çıktığı emniyetin yaptığı teknik inceleme sonucu kesinleşecek olan[34]"darbe günlükleri"ni yayınladığı için askerî mahkeme kararıyla basılmış, [35]dergi bu olayların ardından imtiyaz sahibi tarafından kapatılmıştı.[36]

Üçüncü Ergenekon iddianamesinde tanık sıfatıyla ifadesine yer verilen dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök, kendisinin Ayışığı ve Yakamoz kod adlı planlardan haberi olduğunu söyledi. Özkök ayrıca, MİT Müsteşarı'nın zaman zaman tarafına bazı bilgiler ve kayıtsız belgeler verdiğini, ancak hatırladığı kadarıyla kendisine 'Ergenekon' olarak sözü edilen örgütle ilgili arşivlere geçecek mahiyette kayıtlı bir evrak verilmediğini söyledi.[37]

Danıştay Saldırısı

5, 10 ve 11 Mayıs 2006 tarihlerindeki Şişli'de bulunan Cumhuriyet Gazetesi merkezine el bombası atılması, 17 Mayıs 2006 günü Danıştay 2. Dairesine yönelik gerçekleştirilen silahlı saldırı sonucu Danıştay üyesi Mustafa Yücel Özbilgin'in öldürülmesi ve 4 üyenin yaralanması eylemlerini Ergenekon örgütünce azmettirildiği iddia edilmektedir. İddianamede tetikçi Alparslan Arslan’a bu iki saldırının emrinin, Zafer kod adlı emekli yüzbaşı Muzaffer Tekin ve emekli Tuğgenenal Veli Küçük tarafından verildiği öne sürüldü. Cumhuriyet Gazetesi’ne atılan 3 el bombasının da Eskişehir’de Binbaşı Fikret Emek’ten ele geçirilen bombalardan olduğu, ancak Ümraniye’de yakalanan bombaların nerelerde kullanılacağının belirlenemediği belirtildi.[38]

Suikast planları

Ergenekon'un bir çok suikast gerçekleştirmeyi planladığı iddia edilmektedir. Sanıklardan ele geçirilen bazı belgelere dayandırılan suikast planı iddiaları şu kişilere yöneliktir:

Ergenekon ile ilişkilendirilen diğer eylemler

Ergenekon'un Danıştay Saldırısı, Cumhuriyet gazetesinin bombalanması, suikast ve darbe planlamakla suçlandığı iddianamede bazı tanıkların ifadeleri sonucu Türkiye'nin yakın tarihindeki önemli olaylarla ilgili iddialar ortaya atılmıştır.

Gazi Mahallesi olayları: 12 Mart 1995 günü akşam saatlerinde İstanbul’da Alevi vatandaşların çoğunlukta yaşadığı Gazi Mahallesi'ndeki üç kahvehane ve bir işyeri aynı anda kimliği belirsiz kişilerce bir taksiden otomatik silahlarla açılan ateşle taranmış ve bu saldırılar sonucu Halil Kaya isimli bir vatandaş hayatını kaybederken, beşi ağır yirmi beş kişi yaralanmıştı. Olayların ardından çok sayıda Alevi vatandaş, Gazi Mahallesi'nde toplanıp, emniyet kuvvetlerinin olaya geç müdahale ettiklerini öne sürerek polis karakoluna yürümüştür. Polisler grubun üzerine kurşun yağdırmasıyla başlayan olaylar çok sayıda vatandaşın ölümüne neden olmuştu. Ergenekon iddianamesinde ise 9 nolu gizli tanığın Gazi Mahallesi olaylarının emrini Veli Küçük’ün verdiğini söylediği kahvehanenin taranması ile 13 kişinin öldürülmesi olayını Veli Küçük ile beraber hareket eden Osman Gürbüz'ün gerçekleştirdiği öne sürüldü.[42]

Necip Hablemitoğlu suikastı: Danıştay saldırısı hükümlüsü Osman Yıldırım 2002 yılı Aralık ayının başında Osmanbey’de bulunan yazıhanelerinden birinde Veli Küçük, İbrahim Genç, Esen Türkyılmaz, Muzaffer Tekin ve Osman Gürbüz’ün olduğu toplantıda, Gürbüz’ün kendisine para karşılığı Necip Hablemitoğlu’nu öldürmeyi teklif ettiğini ancak kendisinin kabul etmediğini söylemiştir. Hablemitoğlu bu olaydan birkaç hafta sonra evinin önünde uğradığı silahlı saldırı sonucunda öldürülmüştür. Yıldırım'ın ifadesine göre olaydan altı yedi ay sonra Osman Gürbüz kendisine “Hablemitoğlu’nun parasını masalarda bitirdik” sözünü söylemiştir.[43][44]

Özdemir Sabancı suikastı: Ergenekon iddianamesinin delil klasörlerinde de bulunan ve 2 Eylül 2008 tarihinde görüntü basına da yansıyan bir videoda Karagümrük çetesi lideri Nuri Ergin'in sekiz yıl önce Uşak cezaevinde çıkardıkları isyan sırasında çekilen ve Özdemir Sabancı suikastının faili Mustafa Duyar'ı öldürme emrini kendisine Tuğgeneral Veli Küçük'ün verdiğini söylediği görülmüştür. [45][46][47]

Üzeyir Garih cinayeti: Garih cinayeti 2008 yılındaki Ergenekon oparasyonu ile birlikte tekrar gündeme geldi. Cinayetin Ergenekon ile ilgisi olduğu yönünde bir çok iddia ortaya atılırken 2009 Ocak ayında Ergenekon soruşturmasını yürüten savcı Zekeriya Öz, Yener Yermez'in ifadesini almıştır. Ergenekon davası sırasında Üzeyir Garih cinayetinin de gündeme gelmesi üzerine, Alarko Holding eski İthalat Koordinatörü Doğan Kasadolu, cinayet günü Üzeyir Garih'in torunun da asker kıyafeti giyen kişilerce kaçırıldığını ve eğer herhangi bir açıklama yaparlarsa çocuğun da öldüreleceğini söylerek kendilerini tehdit ettiklerini açıkladı.[48] Ergenekon davası sanığı Ümit Sayın'dan ele geçirilen belgeler arasında Üzeyir Garih'in olay günü üzerinde bulunan gömleğindeki bıçak darbelerini gösteren bir şema bulunmuştur.[49]Yener Yermez'in Garih cinayetinden yaklaşık beş ay önce gazeteci Tuncay Güney ile beraber otomobil kaçakçılığı suçlamasıyla gözaltına alınan teğmen Murat Oğuz'un Hasdal Kışlası'nda çaycılığını yaptığı ortaya çıkmış, Yermez'in Ergenekon sanıklarında albay Fikri Karadağ'ın emrinde çalıştığı ve Ümraniye'de ele geçirilen bombaların sahibi Oktay Yıldırım ile aynı kışlada askerlik yaptığı anlaşılmıştır.[50]

Foruhar suikastı: Türk Metal Sendikası başkanı Mustafa Özbek'e hitaben yazılmış ve Ergenekon dava dosyasında yer alan bir mektupta, Abdullah Öcalan'la görüşmelerinin dinlemeye takılması üzerine İran'ın eski Çalışma Bakanı Daryuş Foruhar’ın "bizzat Başkan’ın oraya intikaliyle" öldürüldüğünden bahsedimektedir. 22 Kasım 1998 tarihinde İran'ın reformcu siyasetçileri Daryuş Foruhar ve eşi Pervane Foruhar Tahran’daki evini basan kişiler tarafından bıçaklanarak öldürülmüştü.[51]

Operasyon öncesindeki gelişmeler

Tuncay Güney

Varlığı iddia edilen örgüt ile ilgili ilk bilgiler Tuncay Güney'den ele geçirilen 6 çuval belge ve Güney'in İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şubesi tarafından yapılan sorgulama CD'leridir.

Güney'in kimin adına çalıştığı konusunda bir çok farklı görüş ortaya atılmıştır. "Sabah gazetesinin ortaya çıkardığı belgelere göre" Tuncay Güney genç yaşında, MİT İstanbul Bölge Başkanı Galip Tuğcu tarafından MİT'e kazandırıldı. 1990'larda önce MİT'in Gerici Faaliyetler Şubesi'nde ardından İran Masası'nda çalıştı. Bu amaçla genç bir gazeteci olarak, Ortadoğu'daki liderlerle yüzyüze görüşmeler yaptı. Fakat, 1992 yılında MİT Tuncay Güney'in görevini değiştirdi. Kendisine JİTEM'in ve Ergenekon'un içine sızma görevi verilen Güney, ilk kez bu tarihte Ağrı'da görev yapan albay Veli Küçük ile tanıştı. 1996 ve 1997 yıllarında Susurluk skandalı ve 28 Şubat sürecinde elde ettiği önemli bilgileri, MİT'in çalışma merkezi olarak kullanan Dolmabahçe Sarayı Harem Dairesi'ne götürdü. 2001 yılında dönemin İstanbul Organize Suçlar Şubesi Müdürü Adil Serdar Saçan tarafından sorgulanan Tuncay Güney'in kimliği deşifre edildi. İddiaya göre Güney'in JİTEM kimliğinin deşifre olmasını istemeyen Veli Küçük, Güney'in serbest bırakılmasını sağladı. Bu sırada MİT derhal devreye girdi. Bizzat MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun, Amerikan haberalma servisi CIA ile iletişim kurarak Güney'e 10 yıl süreli ABD vizesi aldı. Güney kendi adına pasaport ile MİT İstanbul Bölge Başkanı Kubilay Günay'ın ekibi eşliğinde Türk Hava Yolları'nın New York tarifeli uçağıyla ABD'ye gönderildi.[52]

MİT ise Sabah'ın yayınladığı belgelerin teşkilata ait olduğunu ve belgelerde adı geçen kişinin Tuncay Güney olduğunu kabul etmekle beraber Tuncay Güney'in kayıtlı kaynak olmadığını açıklamıştır.[53][54] Tuncay Güney'in çalıştığı iddia edilen MİT Kontrterör Dairesinin başkanı Mehmet Eymür, Güney'i tanımadığını Güney de hiç bir istihbarat servisinin elemanı olmadığı söylemektedir.[55][56]Ancak, Ergenekon soruşturması sürecinde ortaya çıkan Güney hakkındaki MİT belgesininin içeriğini 2000 yılında internet sitesinde yayımladığı ve Güney'in ‘çift meslekli gazeteci’ olduğunu anlattığı ortaya çıkmıştır.Eymür, Güney’i ‘Tunca’ kod adıyla nitelendirdiği yazısındada, o dönem ikinci meslekleri gazetecilik olan iki kişi arasındaki konuşmada JİTEM adına çalıştığını söyleyen Tunca, Susurluk’la bağlantılı özel tim mensuplarının bir düğünde Abdullah Çatlı ile beraber çekilmiş fotoğrafları basına kendisinin sattığını anlatıyor.[57][58][59]Akşam gazetesinin o dönemki genel yayın yönetmeni Behiç Kılıç da "Güney, arşivden aldığı bir takım fotoğraflarla dönemin Başbakan'ı Mesut Yılmaz'ı Susurluk skandalının baş kahramanlarından Abdullah Çatlı'yla yan yana gösteren bir fotomontaj olayına karıştığını ve Yılmaz'a muhalif bir milletvekiline sattığını söylemektedir.[60] Strateji dergisinde bir dönem Güney ile beraber çalışan Ümit Oğuztan, Güney’in radikal sağ ve PKK yandaşı gruplar ile cemaat yapılanmalarına girip çıkan bir muhabir olduğunu öne sürmüş, “Bir keresinde dergide oturuyordu, bir telefon geldi, yüzü kireç gibi oldu. Ne olduğunu sordum. ‘Mehmet Eymür beni aradı, niye arıyor ki beni?’ diye cevap verdi” demiştir. Oğuztan ayrıca, Güney’in kendisine bir gay barda cellat lakaplı Muhsin Karger adında İranlı bir diplomatla ilişki kurduğunu, MİT’in de bundan haberdar olunca bu kişiyle ilgili bilgileri Eymür’ün adamlarına aktarmasının istendiğini anlattığını söylemiştir. Güney’in Tansu Çiller, Mehmet Ağar ve Necmettin Erbakan ile de sıkça görüştüğünü öne süren Oğuztan, Güney’in Susurluk sürecinde ifade verdiğini ve kendisine bu durumdan çok korktuğunu anlattığını belirtmiştir. [61]Güney'in yakın ilişkide olduğu ve Türk basınında Cellat diye anılan Muhsin Karger Azad'ın, Uğur Mumcu ve Jak Kamhi suikastlarına karıştığı iddiası mahkeme kayıtlarına geçmiştir.[62][63]

Bugün gazetesinin yayınladığı 7 Şubat 1997 tarihli ve 'çok gizli' ibareli belgelere göre ise Tuncay Güney'i izleyen birimler, temasları hakkında MİT'e kapsamlı bir rapor sundu. Sözkonusu belgeye göre Tuncay Güney MİT'te değil Veli Küçük'ün emrinde JİTEM'de çalışıyordu.[64][65]

Dosya:Tuncay Güney 2001.jpg
Tuncay Güney'in sorgu kasetinden bir görüntü

Güney 1 Mart 2001'de otomobil kaçakçılığı ile ilgili bir operasyonda Strateji dergisi genel yayın yönetmeni Ümit Oğuztan ve eniştesi Adem Taşdemir ile beraber Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü tarafından gözaltına alındı.[66] Bu gözaltının nedeni Timur Büyükölmez adlı bir vatandaşın, bir jeep alım satımıyla ilgili olarak Erdal Güventürk ve Orhan Sonuç adlarındaki iki polis tarafından dolandırıldığı iddiasıyla Fatih Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvurması sonucu yapılan incelemede kendilerini polis olarak tanıtan bu kişilerin Güney ve Adem Taşdemir olduğu ortaya çıkması. [67][60] Bunun üzerine düzenlenen operasyonda, olaya karıştığı düşünülen kişiler gözaltına alınmıştır. Güney’in evinde yapılan aramada, 2 ruhsatsız tabanca, 36 fişek ve 115 sahte diploma, üzerinde Güney’in fotoğrafları olan sahte kimlikler ile pek çok farklı belge ele geçirildi. Sorgulamalar devam ederken, 6 Mart 2001’de Güney’le birlikte hareket ettiği ileri sürülen Teğmen Murat Oğuz’un evinde ve Hasdal Kışlasında bulunan birliğindeki odasında askeri savcı nezaretinde arama yapıldı ama suç delili sayılacak herhangi bir bulguya rastlanmadı. Aynı soruşturma kapsamında gözaltına alınan Ümit Oğuztan ile Güney’in ortak işyerlerinde yapılan aramada ise Güney'in evi ve iş yerinde yapılan aramalarda Ergenekon örgütü ile ilgili 6 çuval doküman bulundu. Önce Gayrettepe'deki Asayiş Şube Müdürlüğü'nde sorgulaması yapılan Tuncay Güney, birkaç gün sonra resmi kayıtlara göre "ifadesinde Susurluk olayı ve bir kısım organize suç örgütleriyle ilgili beyanda bulunduğunun tespiti üzerine"[66] İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'ne teslim edildi. Güney, kendisini sorgulayan Organize Şube Müdürü Adil Serdar Saçan'a Ergenekon hakkında oldukça ayrıntılı bilgiler verdi. Şüpheliler hakkında ‘dolandırıcılık’ suçundan dava açıldı. Güney, davada ablasının ödediği kefaletle serbest bırakıldı.

Zaman gazetesinin haberine göre Adil Serdar Saçan, Tuncay Güney'in sorgu kasetlerini Emniyet Genel Müdürlüğüne bildirmediği[68] için Ergenekon ile ilgili belgeler hakkında hiç bir işlem yapılmamıştır.[69] Ancak Zaman Gazetesinin bu iddiasına rağmen Milliyet Gazetesi[68] Adil Serdar Saçan’ın girişimiyle halen İstanbul Başsavcısı olan Aykut Cengiz Engin’in soruşturmayı başlattığı ve Cumhuriyet Savcısı Muzaffer Yalçın’ı görevlendirdiğini bilgilgisini vermektedir. Ancak bu soruşturmanın "İstanbul Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şubesi"’nde kaldığı da ortaya çıkıyor.

Güney, Mart 2001'deki bu operasyonun polis müdürü Adil Serdar Saçan'ın Ergenekon'un faaliyetlerini anlatan elindeki dosyalara ulaşmak için yaptığı bir komplo olduğunu savunmaktadır. [60] Güney resmî ifade süresi 4 gün olmasına rağmen 9 gün gözaltında tutulduğunu ve bu süre içinde kendisine ağır işkenceler yapıldığını cinsel organına elektrik verildiğini ileri sürmüştür.[70] Adil Serdar Saçan Güney'in bu suçlamalarını Millyet gazetesine verdiği röportajında reddetmiştir.[71] Ancak İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi yaptırdığı bilirkişi inceletmelerinde Tuncay Güney'in ifadelerinin, polis sorgusunda Adil Serdar Saçan ve Ahmet İhtiyaroğlu'nun işkencesiyle verildiğini tespit edilmiştir.[72] Bahse konu olan CD daha önce MİT tarafından mahkeme heyetine sunulmayan CD'dir. Gazeteci Ümit Oğuztan da ilgili CD'de Güney'e işkence yapılırken dinletilen işkence seslerinin kendisine ait olduğunu beyan etmiştir.

Önce İstanbul 4 No’lu DGM’de başlayan, sonra İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilen dava kapsamında Güney'in, ifadesi alınamadı. Süren dava nedeniyle kendisi hakkında yurtdışına çıkış yasağı olmasına rağmen 'ABDye gitti. Eski avukatı Aydın'ın verdiği bilgiye göre, davadaki şikayetçiler zararları tazmin edildiği için şikayetlerini geri çekti. Güney bu zararları ise, ablası ve Taksim'deki kendisine ait binanın satışıyla karşıladı. [60] Otomobil dolandırıcılığı davası nedeniyle Güney hakkında 27 Ocak 2003’te “gıyabi tutuklama” kararı çıkarıldı.[67] Ancak 2009 Şubat ayında dava zaman aşımına uğradı ve gıyabi tutuklama kararı da kaldırılmış oldu.[73]

Adil Serdar Saçan, 2003'te Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü görevinden ayrıldıktan sonra işadamı Şevki Duyu'nun Gaziosmanpaşa'daki 'Duyu-San' adlı fabrikasında bomba yapımında kullanılan çok miktarda malzeme bulunduğu ihbarı yapıldı. 12 Aralık 2003'te Terörle Mücadele ekiplerinin fabrikaya yaptığı baskında Duyu-San şirketinin yanındaki Karadeniz Ekmek Fırını'nın altında çok sayıda resmi belge ile beraber İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü arşivlerinde olması gereken Tuncay Güney'in mülakat kasetleri ve Güney'in Ergenekon hakkındaki belgelerinden oluşan 6 çuvallık arşivi bulundu. Belgeler İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'ne geri verildi. Şube de kasetleri Fatih Cumhuriyet Başsavcılığı'na iletti. Bu olayla ilgili Fatih 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde yargılanan Saçan, bu davada 5 ay hapis cezası almıştı.[74][69]

Ergenekon reorganizasyon belgesi

Gazeteci Fehmi Koru 30 Nisan ve 1 Mayıs 2001'de Yeni Şafak'taki köşesinde; eline geçen 24 sayfalık “Ergenekon: Analiz- Yeniden Yapılanma, Yönetim ve Geliştirme Projesi” başlıklı bir belgeden söz etmiştir. 29 Ekim 1999 tarihli olan ve "Bu çalışmanın amacı; Atatürk ilkeleri doğrultusunda biçimlendirilmiş, Kemalizm'in tek gerçek ve içtenlikli koruyucusu Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde faaliyet gösteren [not 3] Ergenekon'un reorganizasyonuna katkıda bulunabilmektedir" diye başlayan bu belgede yeniden kurulması talep edilen Ergenekon adındaki bir gizli birimden bahsedilmektedir.[75][76][77][78]

Fehmi Koru'ya en büyük tepki İşçi Partisi'nin yayın organı Aydınlık'tan gelmiştir. Hikmet Çiçek, 6 Mayıs 2001'de Aydınlık'ta yazdığı yazısında "CIA, SüperNATO ve MİT şeflerinin işbirliğiyle Orduyu yıpratma kampanyası her alanda sürdürülüyor. Psikolojik savaşta sözde dosyalar ve raporlar imal ediliyor. “Ergenekon” hikayeleri de bu tertibin bir parçası." diyerek Koru'ya sert tepki göstermiştir. MİT Kontrterör Dairesi eski başkanı Mehmet Eymür, kendi web sitesinde bu belgeyi konu aldığı yazısında Aydınlık'ın verdiği tepkinin "belgeyi bizzat Doğu Perinçek'in kaleme aldığı ve Ergenekon'un yeniden yapılanmasında önemli fonksiyonlar yüklendiği" söylentilerinin neden olmuş olabileceğini yazmıştır.[79]Mehmet Eymür'ün 2001'deki bir yazısında İşçi Partisine ait olduğunu iddia ettiği[80] derin ilişkileri deşifre etmesi ile bir dönem gündemden düşmeyen ve daha sonra kapatılan "yeşil.org" isimli internet sitesinde 2001 yılında “Müslüman mezarlığında Yahudi kanı” başlıklı bir yazıda Ergenekon oluşumundan bahsedildiği, Üzeyir Garih cinayetinin de bu örgüt tarafından işlendiğininin anlatıldığı ortaya çıkmıştır.[81][82]

Fehmi Koru'nun yazısından 11 gün sonra 12 Mayıs 2001'de Aksiyon dergisi Ergenekon belgesini kapak konusu yaptı. Aksiyon'da yer alan Harun Odabaşı'nın "Sivil Ergenekon" başlıklı haberinde Ergenekon oluşumu 28 Şubat'ın mimarı olarak tanıtılmıştır. Yazıda Can Dündar'ın, Ergenekon'un asıl unsurlarına hiç dokundığı ve örgütü ülkücülerin kurduğu bir mekanizma olarak göstererek olayı geçiştirdiği iddia edilmiştir.[83]

Danıştay Saldırısı

17 Mayıs 2006 günü Danıştay 2. dairesine Alparslan Arslan adlı saldırgan tarafından silahlı saldırı düzenledi. Saldırı sonucunda, Danıştay İkinci Daire üyesi Mustafa Yücel Özbilgin öldü, aralarında daire başkanı Mustafa Birden'in de yer aldığı dört üye daha yaralandı. Alparslan Arslan saldırıyı gerçekleştirdikten hemen sonra yakalandı. Arslan sorgusunda saldırıyı Danıştay'ın başörtüsü kararı nedeniyle gerçekleştirdiğini söyledi. [84] Yetkililerin ilk açıklamaları suikastın bir örgüt işi olduğu yönünde geldi.

Olaydan iki gün sonra dönemin başbakan yardımcısı Abdullah Gül Alparslan Aslan'ı yönlendiren çetenin elebaşısının 12 Eylül öncesi yüzbaşı iken ordudan atılan ve ekip içinde "Albay Muzaffer" diye tanınan Muzaffer Tekin olduğunu açıkladı ve Tekin'in, olay öncesinde Arslan ile sık sık telefonla görüşmesi yaptığını belirtti. İkamet ettiği apartmanın yöneticisi ve komşularının, "milli duyguları sağlam, ama dini bütün değildir" diye nitelendirdikleri Muzaffer Tekin, saldırının gerçekleştiği gün saat 12.00 sıralarında eşi Müge'yle birlikte binadan çıkmış ve kendisinden bir daha haber alınamamıştır.[85] Muzaffer Tekin Danıştay Saldırısından üç gün sonra bıçakla intihara teşebbüs etmiş şekilde yakalandı. Tekin, yaralı halde götürüldüğü Acıbadem Hastanesi'nde polis tarafından gözaltına alındı.[86] Tekin'in Danıştay Saldırısı'nı hemen ardından teknik takibe alındığı ve evini terkettikten sonra emekli albay Mehmet Zekeriya Öztürk'e telefon ederek "Birkaç gün ortadan kaybolmam lazım bana yardımcı ol" dediği öğrenildi. [87]

Hürriyet gazetesi 24 Mayıs 2006 günü Muzaffer Tekin tutuklu olduğu sırada emekli yüzbaşının içinde olduğu ilişkiler ağının polise göre, 'Ergenekon' yapılanmasında yer alan kişileri işaret ettiğini duyurdu. Ancak; Arslan ve Tekin'in Veli Küçük, Sedat Peker, Kemal Karinçsiz, Sevgi Erenerol gibi kişiler uzanan önemli bir ilişki yumağının mevcut olduğunu tespit eden polis ciddi bir delile ulaşamadığı için Muzaffer Tekin'i serbest bıraktı.[88][89]

Engin Bağbars'ın ifadeleri

Kokain satmak ve 20 adamıyla çete kurmak suçundan 2006 yılında tutuklanarak Kandıra F Tipi Cezaevi'ne gönderilen Engin Bağbars 27 Eylül 2006 ve daha sonrasında polis, savcılık ve mahkemeye verdiği ifadesinde Ergenekon ile ilgili bilgiler vermiştir. Bağbars, Hrant Dink suikastı dosyasına da giren ifadelerinde Danıştay saldırısı, rahip Andrea Santoro cinayeti, darbe planları, TÜSİAD üyelerine suikast planı kuran bir çeteden söz etmiştir. Bağbars'ın ifadesine göre, Gökhan Başoğlu isimli Trabzonlu ve cinayetten sabıkalı bir kişinin kendisini Muzaffer Tekin ile tanıştırdı. Başoğlu, Bağbars'a, kendilerinin çok güçlü olduklarını, Alaattin Çakıcı'nın yerine geçeceğini, oluşumun içerisinde emniyet, askeriye ve MİT'ten kişiler olduğunu, sürekli olarak tanıdıkları bazı kişilerin Emniyet Müdürü olarak atanacağını ve İstanbul'da kelle koparacaklarını anlatmıştır.[90]

Engin Bağbars tutuklanmadan önce Muzaffer Tekin’in adamları olan Gökhan Başoğlu ve Sarı Levent adlı bir kişinin kendisiyle Beykoz Kaymakdonduran Mevkii’nde buluştuğunu söylemiştir. Kendisine Kaleşnikof marka bir silah ve yanında mermi verdiklerini söyleyen Bağbars, kendisinden zamanı gelince TÜSİAD yöneticilerine eylem yapmasını ve eyleme İslamcı örgüt süsü vermesini istendiğini savunmuştur.[91]

Soruşturma

Ümraniye ve Eskişehir'de bulunan bombalar

2007 Haziran'ında Trabzon İl Jandarma Komutanlığı’nın 156 no’lu hattını gizli numaradan arayan Şevki Yiğit isimli bir kişi Ümraniye Çakmak Mahallesi Muhtarlığı karşısındaki tek katlı binanın çatısında el bombası ve C-4 patlayıcı madde bulunduğunu, bu maddeyi Mehmet Demirtaş’ın sakladığı, patlayıcıları bir astsubayın temin ettiğini ihbar etti. İhbar önce İstanbul Jandarma Komutanlığı’na, ardından da İl Emniyet Müdürlüğü’ne iletildi. Emniyet, ihbarda verilen adresi 12 Haziran 2007’de tespit etti. Aynı gün Ümraniye 2. Sulh Ceza Mahkemesinden arama kararı alınıp gecekonduya gidildi.[92] Düzenlenen operasyonda savunma ve taaruz tipi 27 adet el bombası, TNT kalıpları ve fünyeleri bulundu.[93]

Gecekondu sahibinin Mehmet Demirtaş ve evde daha önceden kiracı olarak oturduğu anlaşılan yeğeni Ali Yiğit'in ifadeleri üzerine el bombalarının eski astsubay Oktay Yıldırım'a ait olduğu anlaşılınca Yıldırım da tutuklandı. Daha sonra da bombaların Mayıs 2006'da Cumhuriyet'e atılanla aynı seride olduğu anlaşıldı. Soruşturma özel yetkili savcı Zekeriya Öz'e devredildi.

Şüpheliler İstanbul Emniyet’inde sorgulandı. Mehmet Demirtaş, susma hakkını kullanırken, Oktay Yıldırım kendisine yöneltilen suçlamaları reddetti. Demirtaş'ın yeğeni Ali Yiğit ise bombaların Oktay Yıldırım’a ait olduğunu, kendisinin bu evde geçici olarak ikamet ettiğini söyledi. Yiğit'in ifadesine göre; kendisi LPG istasyonu işleten dayısının teklifiyle Ümraniye’ye gelmiş, dayısının manavını işletmeye başlamıştı. Manava bazen dayısının arkadaşları da uğruyordu. Bu arkadaşlardan birisi de dayısının askerlikteki komutanı olan Oktay Yıldırım’dı. Emekli Astsubay Yıldırım ile Demirtaş ile baş başa konuşuyor, Yiğit geldiğinde konuşmayı kesiyorlardı. Ali Yiğit ifadesinde; bir gün dayısına “Kuvayi Milliye nedir” diye sorduğunda ondan Kuvayi Milliye’nin devletin çıkarlarını koruyan bir dernek olduğunu, devleti yönetenlerin gerçek yönetici olmadığını ve devlet içerisinde başka şöylerin döndüğü yanıtını aldığını söylemiştir. Yiğit ayrıca, bir gün emekli astsubay Mahmut Öztürk ve 2006'da Danıştay saldırısı nedeniyle tutuklanıp daha sonra serbest bırakılan emekli yüzbaşı Muzaffer Tekin'in siyah bir mercedesle dükkânın önünde durduğunu ancak dikkatlice bakıp uzaklaştığını da iddia etmiştir. Yine Yiğit'in ifadesine göre; yaklaşık üç dört ay sonra babası Şevki Yiğit, bir gün evin çatısında tahta ararken bomba dolu sandığı bulmuştur. Bombalar kendisine sorulunca Mehmet Demirtaş'a bombaları Oktay Yıldırım'ın getirdiğini 1,5 yıldır çatıda durduğunu söylemiş ve Yiğit'i "Çatıda askeri sandık ve içinde el bombaları var. Malzemelere bir şey olursa başımız belaya girer, kimseye bahsetme, seni de alırlar." diye uyarmıştır.[94] Babasının ısrarla ihbar etmesini istemesine rağmen Ali Yiğit korktuğunu ve ihbar etmediğini söylemiştir.

Tutuklanan, Yıldırım'ı Emekli Yüzbaşı Muzaffer Tekin savundu. Tekin, gazetecilere, bombaların hurda olduğunu, Yıldırım tarafından Hasdal Çöplüğü’ndne toplanmış olabileceğini söyledi. Daha sonra bombaların bulunduğu bantlar üzerinde Yıldırım’ın parmak izi bulundu. Arkadaşını savunan Tekin birkaç gün sonra emekli astsubay Mahmut Öztürk ile birlikte gözaltına alındı. Evinde ve işyerindeki aramalarda, Ergenekon örgütü ile ilgili belgelere rastlandı. 23 Haziran gününe dek devam eden operasyonlarda Gazi Güder, gazeteci Ayşe Asuman Özdemir, Muzaffer Şenocak, Halil Behiç Gürcihan, Aydın Yüksek, İsmail Eksik, Emekli binbaşı Zekeriya Öztürk ile Öztürk'ün finansörü olduğu iddia edilen Kuddusi Okkır’ın da aralarında bulunduğu 15 kişi gözaltına alındı.

Muzaffer Tekin’in evinde yapılan aramada bilgisayarında, kamuoyunda “kırmızı kitap” olarak da bilinen devletin en gizli belgesi olarak kabul edilen Millî Güvenlik Siyaset Belgesi’nin bir örneği çıktı. Bir iddiaya göre, emniyet ve savcılık, Tekin'e belgeyi kimden aldığını sorduğunda “Şamil’den aldım” cevabını aldı. Tekin’e yaptığı telefon görüşmesi kayıtları ve diğer şüphelilerin ifadeleri “Şamil” adlı kişinin Fikret Emek olduğunu işaret etti. [95]Böylece soruşturmanın ikinci dalgası başladı. Emek 26 Haziran günü Eskişehir’de gözaltına alındı. Fikret Emek'in evinde 11 kilo C-3 tipi plastik patlayıcı, 1 adet kanas tipi dürbünlü tüfek, 1 adet kalaşnikof otomatik tüfek, 1 adet av tüfeği, M-16 mermileri, 10 adet Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumu yapımı savunma ve taarruz tipi el bombası, 2 adet MKE yapımı olmayan el bombası, gaz bombası, sis bombaları, 210’ar gramlık 12 TNT düzeneği, 6 adet yarımşar kiloluk TNT kalıbı, 1 adet 1,5 kilogramlık TNT kalıbı, 1 kilogramlık tahrip kalıbı, naylon torbada ateşleme mühimmatı. 11 kilo C-3 tipi plastik patlayıcı[96][97] bulundu. Emek’in evinde bulunan 11 Kg. C-3 tipi plastik patlayıcının tahrip gücü 12 katlı ve her katı en az 400 metrekare büyüklüğünde olan betonarme bir yapıyı sıfırlayabilmeye yetmektedir.[95] Emek'ten ele geçirilen el bombalarından birisinin hem fünye numarası hem kafile numarası, Cumhuriyet gazetesine 5 ve 11 Mayıs 2006’da atılan el bombalarının numarasıyla birebir aynıydı.[95] MKE, Cumhuriyet’e atılan el bombalarının Aralık 1977 ayında Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na sattığını açıklamıştı. Fikret Emek’te de aynı tarih ve seri numaralı bombaların çıkması, Danıştay ve Cumhuriyet gazetesine yönelik saldırıları Ergenekon örgütünün azmettirdiği yolundaki iddiaları önemli ölçüde artırsa da kesinlik kazandırmıyor. Çünkü, MKE’nin tek kafilede sattığı el bombaları TSK'da çok farklı birimlere dağıtılabiliyor. [95] Tekzip edlmeyen haberlere göre, evde silah ve mühimmatların yanı sıra, Genelkurmay Başkanlığı’nın bulunduğu Eskişehir yolu üzerindeki tüp geçidin havaya uçurulmasına yönelik bir plan, Kuzey Irak’a yapılacak hava harekâtına ilişkin “gizli” damgalı planlar, Özel Harp Yıllığı, çok sayıda kaymakam, belediye başkanı, esnaf, avukat ve imam hakkında bilgi fişleri TSK’da aktif görevde olan 359 subaya ait sicil, rütbe ve nüfus kaydı bilgileri bulundu. [95] [98][99]

Soruşturmanın genişlemesi

Temmuz ayında operasyonlar genişleyerek sürdü. İstanbul ve Ankara'da düzenlenen operasyonlarda yazar Ergün Poyraz'ın da aralarında bulunduğu bir çok kişi gözaltına alındı ve bir çoğu tutuklandı.[98][100]

Sekiz ay boyunca İstanbul Cumhuriyet savcısı Zekeriya Öz tarafından yönetilen teknik takip ve telefon dinlemelerinin ardından 22 Ocak 2008'de büyük çaplı bir operasyon düzenlendi. Sabaha karşı 6 ayrı ilde 24 farklı adrese eş zamanlı baskın yapıldı. emekli Tuğgeneral Veli Küçük, 301. maddeden açtığı davalarla gündeme gelen avukat Kemal Kerinçsiz, da aralarında bulunduğu 33 kişi gözaltına alındı. [101][102][103]

Ergenekon operasyonunun kırılma noktası 22 Mart 2008 tarihindeki 5. dalga gözaltılar oldu. Sabaha karşı İstanbul ve Ankara'daki 20 ayrı adrese baskın düzenleyen emniyet güçleri, Cumhuriyet gazetesi imtiyaz sahibi İlhan Selçuk, İstanbul Üniversitesi eski rektörü Kemal Alemdaroğlu ve bir çok İşçi Partisi yöneticisini gözaltına aldı.[104] [105] AK Parti hükümetinin soruşturmaya müdahale ettiği yönünde eleştirilere Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin "Herkes görevini yapıyor, görüyorsunuz biz de görevimizi yapıyoruz. Hukuk devletlerinde yasaların verdiği görevleri bu görevlerle yükümlü olanlar yerine getirirler. Yargı organları hakimler ve savcılar ne yasama organından, ne yürütme organından talimat almazlar, onlar yasaların kendilerine vermiş olduğu görev çerçevesinde Türkiye'de suç ve suçluyla mücadele ederler" sözleriyle cevap verdi[106]

Türk Silahlı Kuvvetlerinin komuta kademesine ulaşan ilk operasyon 1 Temmuz 2008'de 5 ilde eşzamanlı olarak yürütülen 6. dalga idi. Bu operasyonda Emekli Jandarma Genel Komutanı, Org. Şener Eruygur, Emekli 1. Ordu Komutanı Org. Hurşit Tolon, emekli albay Hasan Atilla Uğur Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay, Ankara Ticaret Odası Başkanı Sinan Aygün, gazeteci ve akademisyen Erol Mütercimler'in de bulunduğu 21 kişi gözaltına alındı. Bu operasyonda gözaltına alınan Şener Eruygur, Hurşit Tolon, Hasan Atilla Uğur ve Sinan Aygün tutuklanmış, Mustafa Balbay'ın da aralarında bulunduğu bazı kişiler serbest bırakılmıştır. Sinan Aygün bir süre sonra tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılırken, Tolon ve Eruygur bir kaç sonra sağlık sorunları nedeniyle tahliye edildi.[107] Hakkında yakalama emri çıkarılan AK Parti eski Milletvekili Turhan Çömez ve Emekli Tuğgeneral Levent Ersöz operasyondan önce yurtdışına çıkmıştır. Çömez hâlâ yurtdışında, Ersöz ise 15 Ocak 2009 Ankara’da yakalanmıştır. [108]Temmuz ayında savcılık tarafından serbest bırakılan Mustafa Balbay Mart 2009'da bilgisayarındaki şifreli bilgilerin çözümlenmesinden sonra tekrar savcılığa çağrılıp tutuklandı.[109]

Ele geçirilen silah ve mühimmatlar

Muvazzaf yarbay Mustafa Dönmez ve Özel Harekat Dairesi eski Başkanvekili İbrahim Şahin'in evinden ele geçirilen krokiler üzerine yurdun çeşitli yerlerinde kazılar yapılmıştır. Ankara Gölbaşı'nda yapılan kazı çalışmalarında 2 adet lav silahı, 10 adet el bombası fünye grubu, 820 gram plastik patlayıcı, 210 cm saniyeli fitil, 8 metre infilaklı fitil, 1 adet dolu el bombası gövdesi, 4 adet hakem bombası, 1 adet antipersonel tüfek bombası, 21 adet sis bombası ve kutusu, 2 adet gösteri el bombası bulunurken, [110] Atatürk Orman Çiftliği, Saklıbahçe mesirelik alanı, Mamak, Bala, Emek, Beştepe ve Hatay'ın Kumlu ilçesindeki kazılarda herhengi bir bulguya rastlanmadı. [111]Ergenekon'un ikinci cephaneliğine Sincan'da ulaşıldı. 7 Ocak operasyonundan 5 gün sonra yakalanan muvazzaf Yarbay Mustafa Dönmez’in evinde bulunan kroki üzerine Ankara’nın Sincan ilçesine bağlı Yenikent beldesindeki Zir Vadisi’nde yapılan aramalarda, 2 adet taarruz tipi el bombası, 10 adet el bombası gövdesi, 10 adet el bombası ateşleme mekanizması, 12 adet tüfek bombası, 18 adet parça dilim el bombası gövdesi, 12 adet bubi tuzaklı bomba, 12 adet bubi tuzaklı bombaya ait ateşleme mekanizması, 9 adet göz yaşartıcı bomba 6 adet gösteri bombası, 800 adet G3 mermisi[110] bulundu.[112]

Cumhuriyet gazetesine düzenlenen saldırılarda kullanılan el bombaları ile Ergenekon soruşturması kapsamında ele geçirilen bombaların seri numaraları arasındaki benzelik davanın en önemli delili. “Seri numarası” olarak nitelendirilen kodlar fünye grubu ve kafile numarasının birlikte yazımına deniyor.[96] Mesela, Cumhuriyet gazetesine atılan “TAPA M 204 A 2/KF-MKE-91 12-77” tipi el bombasında “TAPA M 204 A 2” ifadesi fünye grubunu, “KF-MKE-91 12-77” ifadesi kafile numarasını gösteriyor.

Bombaların seri numaralarındaki `HGR DM 41` ibaresi, Almanya`da üretildiğini, `SPLİTTER` ibaresi bombanın parça tesirli olduğunu, `COMP-B` patlayıcı maddenin adını, `LOS` ibaresi ise bombaların NATO standardında Avrupa`da üretildiğine işaret ediyor. [96]

Fünye grubu/kafile numarası
Akhisar, Manisa HGR DM 41 COMP-B LOS FMR 24[113]
Eyüp, İstanbul HGR DM 41 COMP-B LOS FMR-24[113]
Urla, İzmir HGR DM 41 SPLİTTER COMP-B LOS FMP 16[113]
Şemdinli Olayları HGR DM 41 SPLİTTER COMP-B LOS FMP 134[113]
Cumhuriyet gazetesine saldırı TAPA M 204 A 2/KF-MKE-91 12-77 (5 Mayıs 2006)
TAPA M 204 A 2/KF-MKE-173 9-85 (10 Mayıs 2006)
TAPA M 204 A 2/KF-MKE-91 12-77 (11 Mayıs 2006)[96]
İbrahim Çiftçi cinayeti TAPA M 204 A2/KF-MKE-151 6-83[114]
Ümraniye HGR DM 41 SPLİTTER COMP-B LOS FMP 16
HGR DM 41 SPLİTTER COMP-B LOS FMP 24
HGR DM 41 SPLİTTER COMP-B LOS FMP 22
TAPA M 204 A2/KF-MKE-169 5-85
TAPA M 204 A2/KF-MKE-152 6-83[115][96][114]
Eskişehir TAPA M204 A2/KF-MKE-91 12-77[96][97]
Trabzon HGR DM 41 SPLİTTER COMP-B LOS FMP 143
HGR DM 41 SPLİTTER COMP-B LOS FMP 197
HGR DM 41 SPLİTTER COMP-B LOS FMP 125[113][115]

Tartışmalar

Medya

Medyanın Ergenekon haberciliği konusundaki tavrı sık sık tartışma konusu olmuştur. Binlerce sayfa ve yüzlerce ek klasörden oluşan ve gazeteler için dev bir kaynak niteliği taşıyan iddianamede yeterince temellendirilmemiş bilgilerin, spekülatif içerikli ihbar mektuplarının ayıklamadan kamuoyuna sunulması ve bir enformasyon bombardımanı yaratılması eleştirilmiştir.[116]

Zaman, Yeni Şafak, Vakit, Star ve Taraf gazeteleri ile Atv, Samanyolu Televizyonları hedef göstererek yayın yapmakla suçlanmış Hükümet ve Gülen hareketi tarafından yönlendirildiği iddia edilmiştir [117]Soruşturma sırasında bir çok sanık ve sanık yakınlarının ses kayıtları medyaya düşmüş bu ortam dinlemelerinin Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek eliyle yapıldığı iddia edilmiştir. [118]Yine adı geçen medya kuruluşlarında pekçok insanın usulsüz dinleme kayıtlarının yer alması, ancak bunların resmi dinleme kayıtları olmaması yani devletin kolluk kuvvetlerinde varolan cihazlar ile yapılmadığı, Başbakan Erdoğan'ın özel olarak kurdurduğu bir birime bu dinlemeleri yaptırdığı iddia edilmektedir.[118]18 Eylül 2008 tarihinde VERSO Başkanı Erhan Göksel, uzaktan dinleme yapan üstün teknolojik cihazlardan 2005'te 17 adet satın alındığını ancak İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın bunu bilmediğini iddia etmişti. Göksel, düzenlediği basın toplantısında, Türkiye’nin 2005’te ABD’den 17 adet “A1-5” olarak adlandırılan dinleme cihazı satın aldığını, bunlardan 15’inin bir devlet kurumunda, 2 tanesinin de emniyet istihbaratında bulunduğunu savunmuştu.

Meclis Telekulak Alt Komisyonu üyesi CHP'li Ahmet Ersin de, son dönemde servis edilen kaynağı belirsiz ortam dinlemelerinin, yurtdışından ithal, son teknoloji ürünü lazer güdümlü 11 mobil dinleme aracıyla yapıldığını ileri sürdü. [119] Bu cihazların Kanada ve İsrail’den ithal edildiği bilgisini aldığını söyleyen Ersin ortam dinlemesini Başbakan’ın 2005’te müfettişlerden ve emniyet mensuplarından kurduğu özel istihbarat örgütünün yaptığını ve bu ekibin MİT’teki cemaat kadrolarından da yararlanarak özel istihbarat örgütü olarak bu faaliyetlerini sürdürdüğünü öne sürmüştür.[119]

Dava sürecinde bir takım medya kuruluşları da davayı sulandırmakla suçlanmıştır. Tuncay Güney'in ifadesinin Adil Serdar Saçan'ın işkencesi sonucu alındığı ortaya çıkınca davanın temel dayanağının Güney olduğu ve davanın kanıtsız kaldığı yorumları yapılmıştır. Bu çevrelerin, Güney’in dengesiz ruh halini, sahnede olmaktan mutluluk duyan kişiliğini ve doğru ve yalanı harmanlayıp sunma özelliğini öne çıkararak davayı sulandırmaya çabaladığı iddia edimiştir.[120]

Kapatma davası

14 Mart 2008'de Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya'nın tek başına iktidarda bulunan Adalet ve Kalınma Partisi'ne laiklik karşıtı fiillerin odağı haline geldiği iddiasıyla kapatma davası açması ve 22 Mart 2008'de birçok ulusalcı ismin gözaltına alındığı Ergenekon operasyonunun zaman olarak yakınlığı bazı kesimlerce Ergenekon'un AK Parti davasının bir rövanşı olduğu şeklinde yorumlanırken bunun tam tersini iddia edenler de mevcuttu.

Kültür ve Turizm bakanı Ertuğrul Günay NTV canlı yayınında AK Parti davası ile asıl önemli tartışmaların önünün kesildiğini belirtip "Bundan kastım Ergenekon soruşturmasıdır. Olaylar öyle gelişti ve geliştirildi ki, sayın Başsavcı dava açmaya zorlandı diyerek Adalet ve Kalkınma Partisi hakkındaki kapatma davası ile Ergenekon soruşturmasını ilişkilendirdi." [121] Günay dava ile ilgili "Türkiye’nin iyiye ve ileri gitmesini istemeyen kişiler çok önemli yerlere sızmış" şeklinde bir yorumda da bulunmuştu. Kapatma davasının açılmasından bir hafta sonraki gözaltıların ardından ana muhalefet lideri Deniz Baykal AKP'nin kadrolaşma aşamasını geride bırakarak kendi derin devletini inşa etme aşamasına geldiğini öne sürdü.[122] [123]

Bu konudaki tartışmaların derinleşmesi üzerine İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin bir basın açıklaması yapmak zorunda kaldı. Operasyonun başlatıldığı tarih ve saatten itibaren basın ve yayın organlarında yapılan yayınlarda son günlerde Türkiye'nin gündeminde yer alan önemli başka davalarla Ergenekon soruşturması arasında paralellik kurulmaya çalışıldığı ve bu doğrultuda yanlış ve gerçek dışı yorum ve değerlendirmeler yapıldığının görüldüğüne" işaret eden Engin, açıklamasında Ergenekon adı verilen soruşturmanın, 2007 yılı Haziran ayında başlatılmış olup gerek 21 Mart 2008 tarihinde, gerekse daha önce bu kapsamda yapılan operasyon ve işlemlerin kamuoyu gündeminde yer alan diğer davalarla hiçbir ilişkisi bulunmadığını belirtti.[124]

İddianameler

Bugüne kadar Türkiye Cumhuriyeti'ndeki en uzun iddianeme olan ve 2455 sayfadan oluşan savcılık iddianamesi, hukukçular tarafından ağır şekilde eleştiriye tutulmuştur. Yargıtay Onursal Başkanı Sami Selçuk "Ben hayatımda böyle iddianame görmedim" diyerek sürekli tekrarlarda bulunulan, soruşturma ile ilgisi olmayan insanların konuşma kayıtlarını içeren, delil sayılamayacak nitelikteki belgelerin koyulduğu iddianameyi hukuk diline hakim olmadığını belitmiştir.[125]

Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç önemli davalarda medya ve siyaset dünyasının verdikleri demeçlerle hakimleri etki altına aldıklarını dile getirdi. Haşim Kılıç Yargı kararı olmadan suçlu ilan edilen kişilere karşı işlenen suç insanlık suçudur. dedi.

Hukuk devleti hak ve özgürlüklerin güvence altına alındığı, kişilerin her türlü korku ve endişeden arındırılarak sağlandığı devlettir. Devlet güç ve kuvvet demektir. Güçlü bir yargı, laikliğin güvencesidir. Yargıç vicdan mahkemesinde, tarafsızlığına ve öfkesine yenilmemelidir. Hakimin verdiği ya da vereceği hoşa gitmeyen kararlar nedeniyle, sosyal çevreden dışlanma korkusu yaşamaktadır. [126]

Ergenekon Savcısı Zekeriya Öz, soruşturma kapsamında 3 Nisan 2008'de şüphelilerin ev ve işyerlerinde yapılan aramalarında ele geçirilen "çok gizli" bilgi ve belgelerin doğru olup olmadığını, gizlilik hükmünün kalkıp kalmadığını, şahısların MİT ile ilişkisinin olup olmadığını sorması üzerine MİT Müsteşarı Emre Taner imzasıyla 9 Mayıs 2008 tarihinde savcılığa gönderilen cevap yazısı Ergenekon iddianamesinin eklerinde yer aldı. Müsteşarlıktan savcılığa verilen üç sayfalık cevap yazısında;

3 Temmuz 2002 tarihinde müsteşarlığa posta kanalıyla intikal edilen, ancak kaynağı tespit edilemeyen iki sayfalık bir mektup ile altı adet CD'nin incelenerek Ergenekon örgütüne ilişkin basında yer alan haberlere paralel bilgiler tespit edildiği kaydedildi.

Teşkilâtın, kendisine ulaşan ve Tuncay Güney´in emniyette verdiği ifade ile belgeleri içeren mektup ve CD´leri bir kitapçığa dönüştürerek, 10 Temmuz 2003´te Genelkurmay Başkanlığı´na göndermesi; 19 Kasım 2003´te de Başbakanlığı bilgilendirmesi, kısaca Bülent Ecevit başbakanlığındaki hükümete değil seçimlerden sonra AKP tarafından Abdullah Gül başbakanlığında kurulan hükümete vermesi tartışma konusu olmuştur.[127]

MİT Müsteşarı Taner yine aynı cevap yazısında, Ergenekon yapılanmasını ilk olarak, Ergenekon sanıklarından Doğu Perinçek’e ait Aydınlık dergisinin yazdığını belirtiyor. Raporda, 1 Nisan 2001’de Aydınlık’ta ve 12 Mayıs 2001’de Aksiyon’da yayınlanan haberlerin yanısıra, Yeni Şafak gazetesi yazarı Fehmi Koru’nun da 30 Nisan ve 1 Mayıs 2001 tarihli köşe yazılarında ‘Ergenekon’ isimli bir oluşum hakkında dikkati çeker mahiyette haberlere yer verildiğini kaydediyor. Ancak buna rağmen savcılık, Doğu Perinçek, İşçi Partisi ve Aydınlık dergilerinde elde ettiği bu belgeleri gizli belgeler ve suç örgütün varlığına kanıt olarak iddianamede yer vermiştir.

  • Erdal Sarızeybek:"Ergenekon operasyonunun arkasında ABD ve İsrail var. Ergenekon, Türkiye'nin başına geçirilmek istenen üçüncü çuvaldır. Kamuoyunu ve TSK'yı ran operasyonundan önce sindirmek istiyorlar. Amaçları, soruşturmayı muvazzaf askerlere yöneltmek."[128]
  • Sami Selçuk:Yargıtay Onursal Başkanı Sami Selçuk, Ergenekon davasının A'dan Z'ye siyasallaştığını da sözlerine ekledi. Yargıçların işlerinin zorlaştığını söyleyen Selçuk, savcılık soruşturmasıyla ilgili şüpheleri olduğunu da söyledi. Selçuk şüphelerinin savcılığın ceza yasası hükümlerini tam anlamıyla uygulayıp, uygulamadığı üzerinde yoğunlaştığını söyledi.[129]


İddianamede sanık ya da tanık olarak yer almayan, CMUK'na göre belirli bir süre içinde yokedilmesi veya taraf olmayanların ayıklanması gerekirken yüzlerce insanın görüşme tutanakları iddianamede yer almıştır.[130]

  • Sanık Halis Yavuz Işıklar'ın gazeteci Yılmaz Özdil ve Uğur Dündar'ın ile Turgut Özakman'ın evine geldiğini söyleyen tape çözümü; Yılmaz Özdil Turgut Özakman'ı tanımadığını bildirmiştir.[131]

Soruşturma ve savcılar

"Ergenekon Davası tutuklu sanıklarından" Doğu Perinçek'in çıkarttığı Aydınlık Dergisi savcı Öz hakkında bazı iddialar ortaya atmıştır. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi 1991 mezunu Zekeriya Öz 1997 yılında savcı olmuştur. Ancak aylarca kamuoyunda ilk görev yeri Mutki olarak tanıtılmasına rağmen Aydınlık Dergisi'nin ve Ulusal Kanal televizyonunun verdiği habere göre ilk görev yerinin Çine olduğu ortaya çıkmıştır. Aydınlık Dergisi, kapağından "Ergenekon Savcısının Gizlenen 4 Yılı" başlıklı haberde[132] Zekeriya Öz'ün, görev yaptığı Çine'de esnaftan haraç aldığı, adliyede yolsuzluk yaptığı, bir iş adamının Öz'ün kafasına silah dayadığı, Öz'ün eşinin çarşaflı olduğu ve evinde haremlik-selamlık oturulduğu duyuruldu. Ancak daha sonra Zaman Çine'de yaşayan, adliyede çalışan kişilerin verdiği ifadelere göre hazırladığı haberde Aydınlık'ın haberinin yalan olduğunu; haraç, sürülme, yolsuzluk gibi iddiaların tamamen asılsız olduğunu savundu.[133]

Tutuklu sanıklardan Doğu Perinçek'in çıkarttığı Aydınlık Dergisi'nin verdiği habere göre Savcı Zekeriya Öz döner sermaye parasının aralarında paylaşılması isteğini redden kıdemli savcı Ayhan Uğur'dan tarafından Hakimler ve Savcılar Kuruluna şikayet edilmiş ve Mutkiye sürüldüğü söylemişse de hakimlerin önce batı görevi, sonra da şark görevi yaptığı bilinmektedir. Bu iddiaya halen Adalet Bakanlığı ya da kendisi tarafından tekzip edilmemiştir. Soruşturmayı yürüten savcılar kıdem sırasına göre; Ercan Şafak, Mehmet Ali Pekgüzel, Murat Yönder, Fikret Seçen, Zekeriya Öz, Nihat Taşkın'dır. İlk 4 savcı birinci sınıf savcıdır. Soruşturmayı Zekeriya Öz yönetmektedir, diğer savcılardan Mehmet Ali Pekgüzel ve Nihat Taşkın ise duruşma savcısı olarak görev yapmaktadırlar.[134]

Ergenekon savcıları hakkında; sanıklar Muzaffer Tekin, Ergün Poyraz, Kemal Kerinçsiz ve Doğu Perinçek’in yanısıra emekli kıdemli albay Erdal Sarızeybek, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kuruluna suç duyurusunda bulundu.[135][136] Bunun üzerine inceleme başlatıldı. Ancak soruşturma talebi reddedildi.Gazeteci Can Dündar, Savcı tarafından illegal olarak davet edilip sorgulandığını ancak bunun ifade tutanağına geçmediğini bildirmiştir.

Ergenekon soruşturması hakkında operasyonların yapılış biçimine yönelik eleştiriler getirilmiştir. Zanlıların ifadelerinin çağrı yolu ile alınması yerine sabahın erken saatlerinde gözaltına alınmaları, teknik takip adıyla yeni bir kanıt sisteminin oluşturulması ve iddianamelerin çok geç hazırlanması nedeniyle bir tedbir olan "tutuklama" olayının fiilen cezaya dönüştürülmesi bir çok kişi tarafından eleştirlmiştir.[137]

Soruşturma kapsamında tutuklu bulunan birçok sanık sağlık durumu nedeniyle tahliye edilmiştir. Bu kişiler arasında Hurşit Tolon, Şener Erugur ve Ferid İlsever de bulunmktadır. Levent Ersöz de firari iken prostat ameliyatı olmak için sahte kimlikle geldiği hastanede tutuklanmıştır. Daha sonra GATA'ya nakledilen Ersöz'ün GATA'ya sevkinde usulsüzlük olduğu tespit edilmiştir.

20 Haziran 2007'de Ergenekon soruşturması kapsamında sağlıklı bir biçimde tutuklanan Kuddusi Okkır'ın, cezaevinde kaldığı dönemde sağlığı bozuldu. 10 Mayıs 2008'de Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne yatırıldı ve yapılan tetkiklerde "akciğer kanseri, beyin ve kemik metastası" teşhisi kondu.[138] Kuddusi Okkır, sağlık sorunları nedeniyle savcılığın talebiyle nöbetçi mahkeme tarafından 1 Temmuz 2008 tarihinde serbest bırakıldı. Okkır, tahliyesinden beş gün sonra Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde hayatını kaybetti. Kuddusi Okkır'ın hakkındakı suçlamaları öğrenemeden kanserden ölmesi büyük tepkiyle karşılandı. Kuddusi Okkır'ın ölümü ile ilgi olarak CHP grup başkanvekillerinin hazırladığı araştırma önergesinin gerekçesinde hangi suçla suçlandığını bile bilmeyen bir kişinin, tutukluluk sürecinin, infaz edilen bir cezaya dönüşmesinin, en temel insan hakkı olan yaşam hakkının ihlali olduğu belirtildi.[139] Kuddusi Okkır'ın eşi Sabriye Okkır'la görüşen TBMM İnsan Hakları Komisyonu başkanı Zafer Üskül Okkır’ın ölümü insan haklarına aykırı olduğunu söyledi.[140]

Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman Paksüt, eşi Ferda Paksüt için alınan dileme kararlarından dolayı kendisin de gayrinizami olarak dinlendiğini, eşinin 2 katı dinleme çözümlerinin kanuna aykırı olarak Anayasa Mahkemesine gönderildiğini belirtmiştir. CMK gereği, Anayasa Mahkemesi üyeleri savcılar tarafından takibata uğrayamazlar, dinlenemezler ve haklarında işlem yapamazlar. Ancak İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma ile görevlendirilen savcılar bu yasağa uymamış, yetkileri dahilinde olmayan işlem yaparak; Anayasa Mahkemesi olduğu anlaşılan kişinin dahil olduğu dinlemeler kesilmemiş ve o an değil 8 ay sonra Anayasa Mahkemesine evrak göndermişlerdir. Ergenekon sürecinde 1 yıl tutuklu kaldıktan sonra hastanede ölen Kuddusi Okkır’ın eşi adil yargılanma ve yaşama hakkının ihlal edildiği gerekçesiyle AİHM’ye başvurdu. Mahkeme 1 ay sonra başvuruyu kabul etti. Okkır'ın başvurusunun kabulü, davanın usul yönünden eksiği olmadığı, iddia konusu suçlamaların sözleşme maddeleri kapsamında değerlendirildiği ve esasa girileceği anlamına geliyor. AİHM davayı kısa sürede bitirmek için taraflara "dostane çözüm" önerecek ve tazminat miktarında anlaşmalarını isteyecek. Sonuç alamazsa kendisi belli bir tazminata hükmedecek.[141]

Siyasi partilerin tepkileri

  • Cumhuriyet Halk Partisi: Ergenekon operasyonuna İşçi Partisi dışındaki en sert tepkiler CHP'den geldi. Genel başkan Deniz Baykal partisinin grup toplantılarında operasyonlar hakkında AKP'nin kadrolaşma aşamasını geride bırakarak kendi derin devletini inşa ettiğini korku toplumu yaratılmak istediğini,[142][143] Cumhuriyet ile hesaplaşılmakta olduğunu Ergenekon'un intikam operasyonu olduğunu[144] öne sürmüş hatta NTV'ye verdiği bir röportajda “Soruşturmanın savcısı Başbakan ise Deniz Baykal da avukatı olur” diyerek Erdoğan'a yanıt vermiştir.[145] Bunların yanısıra CHP milletvekilleri gözaltına alınan ve tutuklanan zanlılara ziyarette bulunmuş [146][147] ve TSK'yi tutuklu bulunan orgenerallere yeterince destek olmadığı için eleştirmiştir.
  • Adalet ve Kalkınma Partisi: CHP'den sık sık operasyona müdahale ettiği yönünde eleştiriler alan iktidar partisinin yöneticileri operasyonun partisinin değil savcıların işi olduğunu, hakimler ve savcıların ne yasama, ne yürütme organından talimat almadığını vurgulayan açıklamalar yapmış,[148][149] Ergenekon operasyonunun Türkiye'yi soğuk savaş döneminden kalma hukuk dışı yapılanmalardan kurtaracağını savunmuştur. [150][151] Erdoğan Baykal'ın "Davanın savcısı Başbakan ise avukatı da Deniz Baykal olur" sözüne 'Savcı millet adına vardır. İddia makamı millet adına oradadır ve biz de milletin hakkını aramanın gayreti içerisindeyiz. Eğer bu anlamda savcılıksa, evet savcıyım” şeklinde yanıt verdi.[152] CHP'nin operasyon konusundaki tavrı hakkında ise partinin lideri Erdoğan ve grup başkanvekili Nihat Ergün; Ergenekon zanlıları ile olan karanlık ilişkilerinin Baykal'a tedirginlik verdiğini önesürmüştür.[153][154]
  • Demokratik Sol Parti: Genel Başkan Zeki Sezer açıklanan iddianamede "organize terör örgütü" denilebilecek bir yapılanmanın görülemediğini ve hükümetin korku imparatorluğu kurmaya çalıştığını iddia etmiştir.[155]
  • Demokrat Parti : DP genel başkanı Süleyman Soylu Zaman gazetesine verdiği bir röportajda "Eğer bu dava sulandırılır ve fiyaskoyla sonuçlandırılırsa Ergenekon, ideolojisi ve kadrolarıyla iktidar olur. Türkiye, totaliter devlet haline gelir, ne özgürlük kalır ne zenginlik." sözleriyle operasyona destek verdi.[156]
  • Saadet Partisi: Partinin lideri Ergenekon davası sonuçlandığı zaman Türkiye'nin, Temiz Eller Operasyonunun yapıldığı İtalya gibi karanlık çetelerin su yüzüne çıkarıldığı siyasal sistemini temizlemiş bir ülke olacağını ümit ettiğini ve sonuçları nereye, kime giderse gitsin, ucu nereye uzanırsa uzansın çeteler temizlenmesi gerektiğini belirtmiştir.[158]
  • Türkiye Komünist Partisi: Partinin yaptığı yazılı bir açıklamada operasyonlarda gözaltına alınan kişilerin işledikleri suçlardan değil, AKP’ye muhalefet ettiklerinden dolayı Ergenekoncu olarak nitelendirldiği savunuldu.[159]

Dava

Dosya:Milliyet 20 Ekim 2008 Manşet.jpg
Davanın başlamasından bir gün önceki Milliyet'in manşeti

Ergenekon davasınının ilk duruşması 20 Ekim 2008’de Avrupa’nın en büyük cezaevi olan Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi’ndeki adliyede görülmek üzere başlandı. Soruşturmayı yürüten üç Cumhuriyet savcısından Mehmet Ali Pekgüzel ile Nihat Taşkın mahkeme savcısı olarak yargılama boyunca duruşmalara katılacak. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinin bakacağı davanın mahkeme heyeti başkan Köksal Şengün ile üyeler Kemal Can ve Hasan Hüseyin Özese'de oluşuyor.[160] Ayrıca duruşmalarda, ilk olarak Hrant Dink suikastı davasında kullanılan görüntülü ve sesli kayıt sistemi kullanılıyor.[161] [162]

Davada iddianame okuma işlemi tamamlanmış, sanıkların sorguları ve çapraz sorguları yapılmaktadır.

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ "Ergenekon İddianamesi kabul edildi". İhlas Haber Ajansı. 25 Temmuz 2008. Erişim tarihi: 27 Temmuz 2008. 
  2. ^ Dündar, Can (7 Ocak 1997). "40 dakika". Show TV. Erişim tarihi: 28 Kasım 2008. 
  3. ^ Maman, Kamil (7 Temmuz 2008). "'Ergenekon is above General Staff, MİT'" (İngilizce). Today's Zaman. Erişim tarihi: 12 Nisan 2009. 
  4. ^ Maman, Kamil (7 Temmuz 2008). "Erol Mütercimler, bilmediği Ergenekon'u Aydınlık'a anlatmış!". Zaman. Erişim tarihi: 12 Nisan 2009. 
  5. ^ "Ergenekon iddianamesi". Milliyet. 25 Mart 2009. ss. 1123-1177. Erişim tarihi: 28 Temmuz 2009. 
  6. ^ "Ergenekon iddianamesi". Milliyet. 25 Temmuz 2008. s. 887. Erişim tarihi: 12 Nisan 2009. 
  7. ^ "Denktaş: Ergenekon'un Kıbrıs'la bağlantısı yok". NTVMSNBC. 12 Kasım 2008. Erişim tarihi: 28 Aralık 2008. 
  8. ^ Dündar, Can (10 Temmuz 2008). "Bizim Ergenekon". Milliyet. Erişim tarihi: 13 Nisan 2009. 
  9. ^ "Ergenekon'un beyni Rusya'dan çıktı". Radikal. 22 Ekim 2008. Erişim tarihi: 16 Nisan 2009. 
  10. ^ "Турция вскрыла пророссийское подполье" (Rusça). Kommersant. 21 Ekim 2008. Erişim tarihi: 28 Temmuz 2009. 
  11. ^ Çelen, Nergihan (22 Temmuz 2008). "Ergenekon'un sivil kanadı deşifre oldu, iddianamede '1 numara' yok". Zaman. Erişim tarihi: 16 Nisan 2009. 
  12. ^ Berkan, İsmet (8 Nisan 2008). "Ergenekon'un yakın tarihi (4)". Radikal. Erişim tarihi: 28 Temmuz 2009. 
  13. ^ Becerikli, Uğur (1 Şubat 2008). "Operasyonda Ergenekon ismi MHP'lileri kızdırdı". Sabah. Erişim tarihi: 13 Nisan 2009. 
  14. ^ Yıldız, Dilek (15 Temmuz 2008). "İddianamede 2 bomba". Vatan. Erişim tarihi: 13 Nisan 2009. Bu örgüt ismi, soruşturmayı yapan savcılarımız tarafından konulmuş bir isim değildir. Zira Cumhuriyet Savcılarının yapmış bulundukları soruşturmalarda herhangi bir isim konulmaz. Böyle bir uygulama söz konusu değildir. İddianamede yer alan ve kamuoyunda ’Ergenekon’ olarak vasıflandırılan bu isim, bir örgütün yapılanmasında örgüt mensubu olarak iddia edilen kişilerin kendilerinin örgütlerine verdikleri bir isimdir. Bu itibarla bu şekilde zikredilmiştir... 
  15. ^ "Ergenekon soyadlı komutan konuştu". Samanyolu Haber. 19 Temmuz 2008. Erişim tarihi: 13 Nisan 2009. 
  16. ^ "Agarta da çöktü!". Kanal D. 18 Temmuz 2008. Erişim tarihi: 13 Nisan 2009. 
  17. ^ "'Örgüt ismini kurucusundan alıyor'". Radikal. 19 Temmuz 2008. Erişim tarihi: 13 Nisan 2009. 
  18. ^ Sarıbaoğa, Veli (21 Eylül 2008). "'Bir Numara' örgütü 6 hücreden yönetiyor". Sabah. Erişim tarihi: 17 Aralık 2008. 
  19. ^ "Ergenekon iddianamesi". Milliyet. 25 Temmuz 2008. s. 339. Erişim tarihi: 17 Aralık 2008. 
  20. ^ "Beş hücre hâlâ deşifre edilemedi". Sabah. 21 Eylül 2008. Erişim tarihi: 14 Kasım 2008. 
  21. ^ "Ergenekon iddianamesi". Milliyet. 25 Temmuz 2008. ss. 274-296. Erişim tarihi: 17 Aralık 2008. 
  22. ^ a b Erdal, Büşra (20 Ekim 2008). "Yüzyılın davası başlıyor". Zaman. Erişim tarihi: 4 Ocak 2009. 
  23. ^ a b "Ergenekon iddianamesi". Milliyet. 25 Temmuz 2008. ss. 296-310. Erişim tarihi: 17 Aralık 2008. 
  24. ^ a b c "Ergenekon iddianamesi". Milliyet. 25 Mart 2009. ss. 334-338. Erişim tarihi: 16 Haziran 2009. 
  25. ^ "Ergenekon'un temel belgesi 1 • Politikacılara suikast yapılacak". Taraf. Erişim tarihi: 28 Temmuz 2009. 
  26. ^ "JİTEM Ergenekon`un askeri kanadıdır". Evrensel. 4 Ekim 2008. Erişim tarihi: 17 Haziran 2009. 
  27. ^ "Adli Tıp Kurumu: Silopi'de bulunan kemikler hayvanlara ait". Milliyet. 2 Haziran 2009. Erişim tarihi: 23 Temmuz 2009. 
  28. ^ Keskin, Adnan (7 Şubat 2009). "11 köylüyü JİTEM yaktı". Taraf. Erişim tarihi: 17 Haziran 2009. 
  29. ^ "İtirafçıdan kan donduran mektup". Star. Haber7. 10 Nisan 2009. Erişim tarihi: 17 Haziran 2009. 
  30. ^ Keskin, Adnan (11 Nisan 2009). "Katliam nihayet savcısını buldu". Taraf. Erişim tarihi: 17 Haziran 2009. 
  31. ^ "Ergenekon iddianamesi". Milliyet. 25 Mart 2009. s. 138. Erişim tarihi: 28 Mart 2009. 
  32. ^ "2004'te iki darbe atlatmışız!". Zaman. 29 Mart 2007. Erişim tarihi: 10 Kasım 2008. 
  33. ^ Yıl, Bünyamin (8 Temmuz 2008). "3. darbe planı 'Eldiven'". Hürriyet. Erişim tarihi: 27 Mart 2009. 
  34. ^ "'Darbe günlükleri' belgelendi". NTVMSNBC. 26 Mart 2008. Erişim tarihi: 27 Mart 2009. 
  35. ^ "Nokta´da camdan bakmak bile yasak". Haber7. 13 Nisan 2007. Erişim tarihi: 27 Mart 2009. 
  36. ^ "Nokta Dergisi resmen kapandı". Yeni Şafak. 21 Nisan 2007. Erişim tarihi: 27 Mart 2009. 
  37. ^ "İfadedeki MİT Bilmecesi". NTV. 6 Ağustos. Erişim tarihi: 6 Ağustos 2009. 'Ergenekon' olarak sözü edilen örgütle ilgili arşivlere geçecek mahiyette kayıtlı bir evrak verilmedi  Tarih değerini gözden geçirin: |tarih= (yardım)
  38. ^ Şık, Ahmet (25 Temmuz 2008). ""Karanlık hiç bir eylem kalmadı"". MedyaKronik. Erişim tarihi: 3 Ocak 2009. 
  39. ^ a b c d e f g h "Ergenekon iddianamesi". Milliyet. 25 Temmuz 2008. ss. 479-483. Erişim tarihi: 17 Aralık 2008. 
  40. ^ "Erdoğan'a suikast planı Dönmez'den çıktı". Yeni Şafak. 16 Ocak 2009. Erişim tarihi: 29 Mart 2009. 
  41. ^ a b c "Ergenekon iddianamesi". Milliyet. 25 Mart 2009. s. 115. Erişim tarihi: 29 Mart 2009. 
  42. ^ "Ergenekon iddianamesi". Milliyet. 25 Temmuz 2008. s. 254. Erişim tarihi: 9 Kasım 2008. (9) nolu gizli tanık Gazi mahallesindeki kahvehanenin taranması olayıni Veli KÜÇÜK ile hareket eden Osman GÜRBÜZ'ün gerçekleştirdiğini, aynı oluşum içersinde Sedat PEKER'in de bulunduğunu ifade etmiştir. 
  43. ^ "İddianameye göre Ergenekon'un eylemleri". NTVMSNBC. 27 Temmuz 2008. Erişim tarihi: 8 Kasım 2008. 
  44. ^ "Ergenekon iddianamesi". Milliyet. 25 Temmuz 2008. s. 579. Erişim tarihi: 17 Aralık 2008. “2002 yılı Aralık ayının başında İbrahim Genç’in Osmanbey’de bulunan yazıhanelerinden birinde Veli Küçük, İbrahim Genç, Esen Türkyılmaz, Muzaffer Tekin ve Osman Gürbüz’ün olduğu toplantıda, Gürbüz’ün kendisine Necip Hablemitoğlu’nu öldürüp öldüremeyeceğini sorduğuğunu, ve orada bulunanların bunun karşılığı olarak 1 milyon dolar teklif ettiğini, Küçük’ün Gürbüz’e dönerek, “Osman bu iş yine sana düştü” dediğini, daha sonra Hablemitoğlu’nun öldürüldüğünü duyduğunu, yaklaşık altı yedi ay sonra Gürbüz’ün kendisine “Hablemitoğlu’nun parasını masalarda bitirdik” dediğini, bu konuşmadan sonra Gürbüz’ün Hablemitoğlu’nun öldürülmesi olayına karıştığını ve aldığı parayı da kumarda bitirdiğini anladığını(...)” 
  45. ^ "Ergenekon iddianamesi". Milliyet. 25 Temmuz 2008. s. 273. Erişim tarihi: 17 Aralık 2008. 
  46. ^ "Sabancı'nın katili Duyar'ı öldürme emri Veli Küçük'ten". Zaman. 2 Eylül 2008. Erişim tarihi: 2 Ocak 2009. Bu devlet bana Mustafa Duyar'ı öldürttü, ben öldürttüm. Şimdi canlı söylüyorum. (...) Veli abiyi ara, Veli Küçük'ü ara. Bizi sor! Başka bir şey söylemiyorum. Allah'a emanet olun! 
  47. ^ "Ergenekon'da 8 yıl sonra çıkan şok görüntü!". Zaman. 2 Eylül 2008. Erişim tarihi: 9 Kasım 2008. 
  48. ^ Alus, Esra (18 Aralık 2008). "Garih'in ailesi 'susturuldu' iddiası". Milliyet. Erişim tarihi: 16 Haziran 2009. 
  49. ^ "Üzeyir Garih cinayeti iddianamede". Samanyolu Haber. 14 Aralık 2008. Erişim tarihi: 16 Haziran 2009. 
  50. ^ Oktay, Ali (18 Aralık 2008). "Hasdal belgesi". Yeni Şafak. Erişim tarihi: 16 Haziran 2009. 
  51. ^ "İranlı eski bakanı Ergenekon öldürdü". Taraf. 9 Nisan 2009. Erişim tarihi: 16 Haziran 2009. 
  52. ^ Şimşek, Abdurrahman (26 Kasım 2008). "Tuncay Güney MİT'in İpek'iydi". Sabah. Erişim tarihi: 30 Kasım 2008. 
  53. ^ "Basın açıklaması". Millî İstihbarat Teşkilatı. 26 Kasım 2008. Erişim tarihi: 30 Kasım 2008. 
  54. ^ Şimsek, Abdurrahman (28 Kasım 2008). "MİT, resmi yazısında kod adı İpek'i kullandı". Sabah. Erişim tarihi: 18 Mart 2009. Anılan dönemde mezkur mektup ve ekindeki CD'lerle ilgili olarak yapılan ön inceleme sonucunda Tuncay Güney İpek'in bilgisayar yedekleri olduğu iddia edilen CD'lerin bir bölümünün bazı şahıslarca kaleme alınan dergi/kitap/kitap başlığı ve makaleler (Strateji Dergisi, Aydınlık, Doğu Perinçek vb.) ile açık kaynak bilgilerinden, bir bölümünün ise kişi/kurum ve kuruluşlara ait olduğu iddia edilen dokümanlardan oluştuğu ve bilgisayar ortamında arşiv niteliğinde toplandığı izlenimi edinilmiştir. 
  55. ^ Eymür, Mehmet (2 Aralık 2008). "İstihbarat Uzmanları". Anadolu Türk İnterneti. Erişim tarihi: 18 Mart 2009. 
  56. ^ Öztürk, Saygı (28 Kasım 2008). "Tuncay Güney: James Bond'u bile gölgede bıraktım". Hürriyet. Erişim tarihi: 2 Nisan 2009. 
  57. ^ Akiner, Tolga (28 Kasım 2008). "Eymür 'sohbetini' bilecek kadar yakın". Radikal. Erişim tarihi: 2 Nisan 2009. Güney’in ‘Tunca’ kod adıyla nitelendiği yazıda, o dönem ikinci meslekleri gazetecilik olan iki kişi arasındaki konuşmada JİTEM için çalıştığını söyleyen ‘Tunca’, Susurluk’la bağlantılı özel tim mensuplarının Abdullah Çatlı’yla birlikte çekilmiş fotoğrafları basına kendisinin sattığını anlatıyordu. 
  58. ^ Eymür, Mehmet (4 Haziran 2000). "Çift Meslekliler". Anadolu Türk İnterneti. Erişim tarihi: 2 Nisan 2009. 
  59. ^ Vatandaş, Aydoğan (1 Haziran 2001). "Peker neden gözaltına alındı?". Zaman. Erişim tarihi: 6 Nisan 2009. 
  60. ^ a b c d Şablon:Dergi belirt
  61. ^ Kesler, Musa (26 Aralık 2008). "Güney, Susurluk'ta ifade verdi mi?". Hürriyet. Erişim tarihi: 2 Nisan 2009. 
  62. ^ Berberoğlu, Enis (30 Kasım 2008). "Önce tarihe bakın". Hürriyet. Erişim tarihi: 2 Nisan 2009. İranlı diplomatın ismi Muhsin Karger Azad idi. Türk basınında "Cellat" diye anılırdı. Uğur Mumcu ve Jak Kamhi suikastlarına karıştığı iddiası mahkeme kayıtlarına geçmişti. Dolayısıyla Oğuztan doğru söylüyorsa; 1) Tuncay Güney'in MİT'in İran masasında çalıştığı teyit ediliyor. 2) Ergenekon ile İran derin devleti arasında ilk resmi temas ortaya çıkıyor.  86. harf sırasında bulunan |quote= parametresi line feed character içeriyor (yardım)
  63. ^ "Mumcu zanlıları itirafa başladı". NTVMSNBC. 10 Mayıs 2000. Erişim tarihi: 8 Nisan 2009. Ayrıca Yusuf Karakuş da, kendisine gösterilen fotoğraflardan, suikasta katıldığı öne sürülen iki İranlıyı teşhis etti. İranlıların kimlikleri Muhammed Reza ve Muhsin Karger Azad olarak belirlendi. 
  64. ^ Arslan, Adem Yavuz (7 Ocak 2009). "İşte Türkiye'yi sarsacak o gizli belge". Bugün. Erişim tarihi: 2 Nisan 2009. 
  65. ^ Berkan, İsmet (8 Ocak 2009). "Manipülasyon ve Ergenekon". Radikal. Erişim tarihi: 2 Nisan 2009. 
  66. ^ a b Şablon:Dergi belirt
  67. ^ a b Gürol, Nezih (29 Ağustos 2008). Guneyin sonlandirilamayan davalari "Tuncay Güney'in davası 7 yıldır sürüyor" |url= değerini kontrol edin (yardım). Milliyet. Erişim tarihi: 2 Nisan 2009. 
  68. ^ a b "Emniyet'ten Adil Serdar Saçan'a ağır suçlama: Tuncay Güney'in sorgu kasetlerini bize bildirmedi". Zaman. 24 Ocak 2009. Erişim tarihi: 27 Ocak 2009. 
  69. ^ a b Bila, Fikret (7 Ağustos 2008). "Ergenekon 2001'de niye kapatıldı?". Milliyet. Erişim tarihi: 20 Nisan 2008. 
  70. ^ "Gözaltında 9 gün ağır işkence gördüm". Yeni Şafak. 12 Mart 2008. Erişim tarihi: 21 Temmuz 2009. 
  71. ^ Akçura, Belma (5 Ağustos 2008). "'Küçük soruşturması'nı istihbarat şubesi kapattı". Milliyet. Erişim tarihi: 21 Temmuz 2009. Anlatan adama niye işkence yapılsın? Ayrıca o daha anlatmadan evinde ve işyerlerinde arama yapıyoruz. Ele geçen belgeler arasında Ergenekon, suikast isimli klasörler, kasetler var. Ve bunların hepsi tutanaklara geçiriliyor. Bu arama tutanaklarını yapan ben değilim. 
  72. ^ "Güney işkence görmüş". Star. 7 Nisan 2009. Erişim tarihi: 11 Temmuz 2009. 
  73. ^ "Tuncay Güney'i zamanaşımı kurtardı". Haber 7. 13 Şubat 2009. Erişim tarihi: 2 Nisan 2009. 
  74. ^ "Tuncay Güney'in sorgu kasetleri fırından çıktı". Zaman. 29 Ocak 2009. Erişim tarihi: 31 Ocak 2009. 
  75. ^ "'Ergenekon Temel Belgesi'ni ortaya Fehmi Koru çıkarmış". Milliyet. 18 Temmuz 2008. Erişim tarihi: 5 Nisan 2009. 
  76. ^ Kıvanç, Taha (30 Nisan 2001). "Hayaller gerçek galiba". Yeni Şafak. Erişim tarihi: 5 Nisan 2009. 
  77. ^ Kıvanç, Taha (1 Mayıs 2001). "Deli saçması sanmayın". Yeni Şafak. Erişim tarihi: 5 Nisan 2009. 
  78. ^ Kıvanç, Taha (26 Ocak 2008). "İlhan Bey evde mi?". Yeni Şafak. Erişim tarihi: 18 Nisan 2009. 
  79. ^ Eymür, Mehmet (4 Haziran 2002). "Ergenekon". Anadolu Türk İnterneti. Erişim tarihi: 6 Nisan 2009. 
  80. ^ Eymür, Mehmet (26 Kasım 2001). "Uçak, Balık ve Hayat". Anadolu Türk İnterneti. Erişim tarihi: 9 Nisan 2009. Yesil.org isimli sitenin Doğu Perinçek ve Aydınlık'ın yeni gizli yayın organı olduğunu yazmıştık. Yayınımız üzerine alel acele, ilk sayfada bulunan "Genelkurmay'ın yaptırdığı kamuoyu araştırmalarına göre İşçi Partisi 1.nci parti" mealindeki "reklam" yazısını kaldırdılar.  98. harf sırasında bulunan |quote= parametresi line feed character içeriyor (yardım)
  81. ^ "Garih cinayeti yine Ergenekon'da". Cafe Siyaset. 1 Ekim 2008. Erişim tarihi: 9 Nisan 2009. 
  82. ^ "Müslüman Mezarlığında Yahudi Kanı". Yesil.org. 12 Ekim 2001. Erişim tarihi: 9 Nisan 2009. 
  83. ^ Şablon:Dergi belirt
  84. ^ "Türban kararını veren Danıştay'a silahlı baskın Yargıya Türk-İslam sentezci saldırı". Radikal. 18 Mayıs 2006. Erişim tarihi: 15 Mart 2009. 
  85. ^ Küçükşahin, Şükrü (20 Mayıs 2006). "Katil yakalandı ama çetenin başı kaçak". Hürriyet. Erişim tarihi: 15 Mart 2009. 
  86. ^ "Danıştay saldırısında adı geçen eski yüzbaşı yakalandı". Hürriyet. 20 Mayıs 2006. Erişim tarihi: 15 Mart 2009. 
  87. ^ Gürel, Soner (24 Mayıs 2006). "Komplo düzenleneceği endişesiyle saklandım". Hürriyet. Erişim tarihi: 15 Mart 2009. 
  88. ^ Atilla, Toygun (24 Mayıs 2006). "'Ergenekon' yapılanması". Hürriyet. Erişim tarihi: 15 Mart 2009. 
  89. ^ Berkan, İsmet (9 Nisan 2008). "Ergenekon'un yakın tarihi (5)". Radikal. Erişim tarihi: 28 Temmuz 2009. 
  90. ^ "Ergenekon beni büyük bir eyleme hazırlıyordu". Yeni Şafak. 25 Şubat 2008. Erişim tarihi: 23 Mart 2009. 
  91. ^ "Kalaşnikof verip 'hazırlan' dediler". Star. 27 Şubat 2008. Erişim tarihi: 23 Mart 2009. 
  92. ^ "Ergenekon iddianamesi / Danıştay saldırısını Ergenekon gerçekleştirdi". Radikal. 26 Temmuz 2008. Erişim tarihi: 2 Ocak 2009. 
  93. ^ "Ümraniye'deki cephanelik kimin?". Zaman. 13 Haziran 2007. Erişim tarihi: 5 Ocak 2009. 
  94. ^ "Ergenekon iddianamesi". Milliyet. 25 Temmuz 2008. ss. 539-540. Erişim tarihi: 3 Ocak 2009. 
  95. ^ a b c d e Şardan, Tolga (22 Temmuz 2008). "Ergenekon'da kritik kavşak". Milliyet. Erişim tarihi: 9 Nisan 2009. 
  96. ^ a b c d e f Şardan, Tolga (20 Temmuz 2008). "Fitili ateşleyen bombalar". Milliyet. Erişim tarihi: 11 Ocak 2009. 
  97. ^ a b Alus, Esra (3 Aralık 2008). "Annemin evinde silah bulundurmam hataydı". Milliyet. Erişim tarihi: 11 Ocak 2009. 
  98. ^ a b Şık, Ahmet (8 Ocak 2009). "Nedir bu Ergenekon?". SantralHaber. Erişim tarihi: 10 Ocak 2009. 
  99. ^ Yıldız, Emir (27 Haziran 2007). "Eskişehir'de Ümraniye uzantılı cephanelik ev". Zaman. Erişim tarihi: 11 Ocak 2009. 
  100. ^ "Yazar Ergün Poyraz 'çete'den gözaltında". Zaman. 28 Temmuz 2007. Erişim tarihi: 11 Ocak 2009. 
  101. ^ Köroğlu, Ufuk (23 Ocak 2008). "Ergenekon operasyonu". Zaman. Erişim tarihi: 26 Kasım 2008. 
  102. ^ "Darbecilere operasyon". Radikal. 23 Ocak 2008. Erişim tarihi: 26 Kasım 2008. 
  103. ^ "Ergenekon'un beş lideri". Radikal. 24 Ocak 2008. Erişim tarihi: 26 Kasım 2008. 
  104. ^ Dönmez, Ahmet (22 Mart 2008). "Soruşturma derinleşiyor 14 kişi gözaltında". Zaman. Erişim tarihi: 27 Aralık 2008. 
  105. ^ "Ergenekon bombası". Radikal. 22 Mart 2008. Erişim tarihi: 27 Aralık 2008. 
  106. ^ "Kapatılmada güvercin Ergenekon'da 'Şahin'". Radikal. 22 Mart 2008. Erişim tarihi: 27 Aralık 2008. 
  107. ^ "Operasyon terfi etti: Orgenekon!". Radikal. 1 Temmuz 2008. Erişim tarihi: 9 Kasım 2008. 
  108. ^ "Eski AKP'li Turhan Çömez aranıyor". NTVMSNBC. 1 Temmuz 2008. Erişim tarihi: 9 Kasım 2008. 
  109. ^ "Balbay ve Aydın Ergenekon'dan tutuklandı". CNN Türk. 6 Mart 2009. Erişim tarihi: 9 Nisan 2009. 
  110. ^ a b "Gölbaşı kazısında cephanelik bulundu". Sabah. 9 Ocak 2009. Erişim tarihi: 9 Ocak 2009. 
  111. ^ "Ankara'nın 5 noktasında Ergenekon kazısı". Zaman. 9 Ocak 2009. Erişim tarihi: 9 Ocak 2009. 
  112. ^ "Yarbay'ın krokisi de cephaneye götürdü". NTVMSNBC. 13 Ocak 2009. Erişim tarihi: 13 Ocak 2009. 
  113. ^ a b c d e "Bombaların markası tanıdık". Taraf. 15 Aralık 2008. Erişim tarihi: 11 Ocak 2009. 
  114. ^ a b "Ergenekon iddianamesi". Milliyet. 25 Temmuz 2008. s. 319. Erişim tarihi: 17 Ocak 2009. 
  115. ^ a b İspir, Kenan (15 Aralık 2008). "Pandoranın kutusu bugün açılacak". Star. Erişim tarihi: 11 Ocak 2009. 
  116. ^ Görmüş, Alper (8 Ağustos 2008). "Enformasyon yağmuru Ergenekon'a ilgiyi artırıyor mu?". Taraf. Erişim tarihi: 16 Haziran 2009. 
  117. ^ "Erhan Göksel: En büyük düşmanım Ramazan Akyürek". Radikal. 22 Ocak 200. Erişim tarihi: 24 Nisan 2009.  Tarih değerini gözden geçirin: |tarih= (yardım)
  118. ^ a b "Ergenekon'un en hayati sorusu değişti". Vatan. 20 Nisan 2008. Erişim tarihi: 24 Nisan 2008. 
  119. ^ a b "11 lazer güdümlü telekulak aracı var". Radikal. 23 Nisan 2009. Erişim tarihi: 24 Nisan 2009. 
  120. ^ "Tuncay Güney'in TV şovları hakikatte kimin işine yarıyor?". Taraf. 23 Ocak 2009. Erişim tarihi: 17 Haziran 2009. 
  121. ^ "Bakan Günay: Ergenekon'un önü kesildi". NTVMSNBC. 18 Mart 2008. Erişim tarihi: 8 Kasım 2008. 
  122. ^ "Baykal: AKP derin devletini inşa ediyor". Radikal. 22 Mart 2008. Erişim tarihi: 27 Aralık 2008. 
  123. ^ Işık, Tarık (24 Mart 2008). "Erdoğan'dan Baykal'a: 'Derin devletin mimarı sizsiniz'". Radikal. Erişim tarihi: 27 Aralık 2008. 
  124. ^ "Ergenekon'un başka davalarla ilgisi yok". Yeni Şafak. 24 Mart 2008. Erişim tarihi: 27 Aralık 2008. 
  125. ^ "Ergenekon İddianamesinin Düşündürdükleri!". Hakimiyeti Milliye. 22 Nisan 2008. Erişim tarihi: 23 Nisan 2008. 
  126. ^ "Haşim Kılıç'tan hükümete uyarı". Vatan. 24 Nisan 2008. Erişim tarihi: 24 Nisan 2009. 
  127. ^ Lube, Ayar (4 Nisan 2008). "MİT: Ergenekon'u 5 yıl önce bildirdik!". Haber Türk. Erişim tarihi: 23 Nisan 2009. MİT Müsteşarlığı’nın kurumların içini kontrol etmesinin de yasal olarak mümkün olmadığını kaydeden Taner, kısaca “Biz bilgiyi ulaştırdık, gereğinin neden yapılmadığını o kuruluşlara sorun” diyor. 
  128. ^ "Erdal Sarızeybek: Ergenekon soruşturmasını ABD ve İsrail Yönetiyor". Politika dergisi. 18 Nisan 2008. Erişim tarihi: 23 Nisan 2009. Erdal Sarızeybek: Ergenekon soruşturmasını ABD ve İsrail Yönetiyor 
  129. ^ "Ergenekon davasını A'dan Z'ye siyasallaşmıştır. Erdoğan: Bizim yaptırdığımızı sananlar yanılıyor". Milliyet. 18 Nisan 2008. Erişim tarihi: 23 Nisan 2009. 
  130. ^ "Ergenekon davası 'hukuki hedefi'ne yönelmeli." Radikal. 28 Mart 2009. Erişim tarihi: 24 Nisan 2009. 
  131. ^ "Suçumuz rezaletleri söylemek..." Hürriyet. 27 Mart 2009. Erişim tarihi: 24 Nisan 2009. 
  132. ^ "Ergenekon Savcısı Zekeriya Öz'ün gizlenen 4 yılı!". Aydınlık. 6 Ekim 2008. Erişim tarihi: 23 Nisan 2009. 
  133. ^ Maman, Kamil (13 Ekim 2008). "Aydınlık'tan savcıya karanlık tertip". Zaman. Erişim tarihi: 16 Haziran 2009. 
  134. ^ Tayyar, Şamil (30 Ocak 2009). "Zekeriya Öz'ü neler bekliyor?". Star. Erişim tarihi: 6 Şubat 2009. 
  135. ^ "Şahin: Savcı Öz hakkında inceleme başlatıldı". NTVMSNBC. 9 Eylül 2008. Erişim tarihi: 8 Kasım 2008. 
  136. ^ "Sarızeybek, Savcı ÖZ'ü HSYK'ya şikeyet etti". Radikal. 7 Temmuz 2008. Erişim tarihi: 8 Kasım 2008. 
  137. ^ "TBB Ergenekon'da usul hatalarını sıraladı". NTVMSNBC. 12 Ocak 2009. Erişim tarihi: 25 Ocak 2009. 
  138. ^ Keskinkılıç, Fırat (4 Temmuz 2008). "Ölüm döşeğinde tahliye". Hürriyet. Erişim tarihi: 15 Kasım 2008. 
  139. ^ "'Okkır'ın ölümü araştırılsın' önergesi". NTVMSNBC. 16 Temmuz 2008. Erişim tarihi: 15 Kasım 2008. 
  140. ^ "Üskül: Okkır'ın ölümü insan haklarına aykırı". NTVMSNBC. 24 Temmuz 2008. Erişim tarihi: 2008.  Bilinmeyen parametre |erişimtdutymightarihi= görmezden gelindi (yardım); Tarih değerini gözden geçirin: |= (yardım)
  141. ^ "Ergenekon'a karşı davaya onay". Vatan]. 25 Nisan 2009. Erişim tarihi: 25 Nisan 2009. 
  142. ^ "Baykal: Korku toplumu yaratılıyor". NTVMSNBC. 3 Temmuz 2008. Erişim tarihi: 28 Kasım 2008. 
  143. ^ "Korku toplumu yaratılmaya çalışılıyor". Sabah. 3 Temmuz 2008. Erişim tarihi: 28 Kasım 2008. 
  144. ^ "Baykal: Cumhuriyet ile hesaplaşılmaktadır". Radikal. 7 Ocak 2009. Erişim tarihi: 9 Ocak 2009. Bu davada yasanın uygulanmasının gerekleri değil, yasayı kullanarak belli bir siyasi hesaplaşmanın yöntemi uygulanmaktadır. 
  145. ^ "Baykal: Erdoğan savcısıysa ben de avukatıyım". NTVMSNBC. 4 Temmuz 2008. Erişim tarihi: 8 Kasım 2008. Muhalefet hiç kuşku yok mağdurların mazlumların avuktadır, hakkı yenenlerin, bu benim onurumdur. Davanın savcısı Başbakan ise avukatı da Deniz Baykal olur elbette, ben de konuşurum. 
  146. ^ "CHP: Utanç verici". NTVMSNBC. 7 Ocak 2009. Erişim tarihi: 13 Ocak 2009. 
  147. ^ "Nur Serter'den Eruygur'a ZİYARET". En son haber. 22 Eylül 2008. Erişim tarihi: 13 Ocak 2009. 
  148. ^ "Erdoğan: Bizim yaptırdığımızı sananlar yanılıyor". Milliyet. 1 Temmuz 2008. Erişim tarihi: 28 Kasım 2008. Bunu bizimle ilişkilendirenler, sanıyorlar ki biz yaptırıyoruz. Yanılıyorlar. AKP’nin böyle bir işi olamaz. Bu iş savcıların işidir. 
  149. ^ "Kapatılmada güvercin Ergenekon'da 'Şahin'". Radikal. 22 Mart 2008. Erişim tarihi: 27 Aralık 2008. Herkes görevini yapıyor. Yargı organları, hâkimler ve savcılar ne yasama organında ne de yürütme organında talimat almazlar 
  150. ^ "Erdoğan, Ergenekon operasyonunu İtalya'daki 'Temiz Eller'e benzetti". Zaman. 9 Temmuz 2008. Erişim tarihi: 8 Kasım 2008. 
  151. ^ "Erdoğan 'Ergenekon'u 'temiz eller'e benzetti". Radikal. 8 Temmuz 2008. Erişim tarihi: 8 Kasım 2008. Soğuk savaş yıllarından kalma yanlış alışkanlıklardan, gayri meşru arayışlardan, hukuk dışı yapılanmalardan Türkiye er ya da geç kurtulmak durumundadır. 
  152. ^ "Evet milletin savcısıyım". Yeni Şafak. 16 Temmuz 2008. Erişim tarihi: 25 Temmuz 2009. 
  153. ^ "Ergün: Sayın Baykal sizi paniğe sevk eden nedir". Zaman. 8 Ocak 2009. Erişim tarihi: 9 Ocak 2009. Sayın Baykal, sizi paniğe sevkeden şey nedir? Yoksa Ergenekon virüsünün size de bulaşmış olmasından mı endişe ediyorsunuz? Yanlış işleri ve yanlış adamları mı finanse ettiniz? 
  154. ^ "Baykal'a Ergenekon yanıtı: Kirli ilişkiler mi korkutuyor?". Radikal. 12 Ocak 2009. Erişim tarihi: 13 Ocak 2009. Karanlık dehlizlerde yol almaya alışanlar, gölgelerin gücüyle ayakta kalmaya çalışanlar, büyük tedirginlik yaşıyorlar. Ana muhalefet partisinin telaşını anlamaktan güçlük çekiyorum. Kirli ilişkilerin açığa çıkarılması çabasından mı korkuyorsunuz? 
  155. ^ "Sezer doğrudan Hükümeti hedef aldı!". Samanyolu Haber. 11 Ocak 2009. Erişim tarihi: 13 Ocak 2009. 
  156. ^ Dönmez, Ahmet (27 Ekim 2008). "Dava sulandırılırsa Ergenekon iktidar olur". Zaman. Erişim tarihi: 8 Ocak 2009. 
  157. ^ "Ergenekon davası, faşistleri soldan ayıkladı". Zaman. 5 Aralık 2008. Erişim tarihi: 8 Ocak 2009. Ulusal sol denilen, kendi içinde çelişik kesim sol ile ilişki kuramadı. Çünkü sol, demokrasiden yana tutum alır. Her türlü siyasi cinayet şebekesine karşı durur. Veli Küçük'lerle, Kemal Kerinçsiz'lerle ilişkilendirilecek bir sol olamaz. 
  158. ^ "Kurtulmuş: Ucu nereye giderse gitsin çeteler temizlenmeli". Zaman. 11 Ocak 2009. Erişim tarihi: 13 Ocak 2009. Ümit ederiz ki; Ergenekon davası sonuçlandığı zaman Türkiye, karanlık çetelerin su yüzüne çıkarıldığı bir ülke olsun. Siyasal sistemini temizlemiş bir ülke olsun. Sonuçları nereye, kime giderse gitsin, ucu nereye uzanırsa uzansın bu davaya saygı gösterilmeli. 
  159. ^ "TKP'den Ergenekon gözaltılarına tepki". Radikal. 8 Ocak 2009. Erişim tarihi: 8 Ocak 2009. 
  160. ^ Erdoğan, Eyüp (7 Ekim 2008). "Ergenekon düğümünü o çözecek". Radikal. Erişim tarihi: 14 Kasım 2008. 
  161. ^ "Silivri Cezaevi'nde Ergenekon inşaatı". NTVMSNBC. 28 Temmuz 2008. Erişim tarihi: 9 Kasım 2008. 
  162. ^ "Ergenekon davası kayda alınacak". NTVMSNBC. 7 Ekim 2008. Erişim tarihi: 9 Kasım 2008. 

Dipnotlar

  1. ^ Can Dündar, Celal Kazdağlı; Ergenekon, İmge Yayınevi ISBN 9789755331997
  2. ^ Operasyon Ergenekon, Gölge İktidar, Kıt'a Dur!
  3. ^ Şüphelilerden ele geçirilen birçok belgede "Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde faaliyet gösteren Ergenekon" ifadesi kullanılması üzerine soruşturma savcıları Türk Silahlı Kuvvetleri'ne resmî yazıyla Ergenekon adlı bir yapılanmadan haberdar olup olmadığını sormuş, Türk Silahlı Kuvvetleri ise Ergenekon ile ilgisi olmadığını ifade etmiştir. Oğur, Yıldıray (30 Temmuz 2008). "'Sözde TSK'". Taraf. Erişim tarihi: 6 Nisan 2009. 

Dış bağlantılar

Vikihaber'de bu konuyla ilgili haber var:
Ergenekon iddianamesi
  • 1. iddianame
    • "Wiki formatı". VikiKaynak. 
    • "Web sayfası". Milliyet. 
    • "Microsoft Word" (8,6 MB). Mynet. 
    • "PDF" (465 MB). NTVMSNBC. 
    • "Delil klasörleri" (10 GB). ATV. 
  • 2. iddianame
    • "Wiki formatı". VikiKaynak. 
    • "Web sayfası". Milliyet. 
    • "Microsoft Word" (3,89 MB). Mynet. 
  • 3.iddianame
    • "Wiki formatı". VikiKaynak. 
    • "PDF". NTVMSNBC. 
    • "Delil klasörleri". Zaman. 
  • Belgeler
Diğer

Ek okumalar

Şablon:Ergenekon davası