İçeriğe atla

Medine İslam Devleti

Vikipedi, özgür ansiklopedi
Medine İslâm Devleti
الحكم الإسلامي للمدينة (Arapça)
622-632
Yeşil ve açık yeşil alanlar İslam ordusunun zaptettiği bölgeleri göstermektedir.
Yeşil ve açık yeşil alanlar İslam ordusunun zaptettiği bölgeleri göstermektedir.
BaşkentMedine
Yaygın dil(ler)Klasik Arapça
Resmî din
İslâm
HükûmetTeokratik İslâm devleti[1]
Peygamber 
• 623-632
Muhammed
Tarihçe 
• Hicret
622
623
627
627
630
632
Para birimiDinar
Dirhem
Öncüller
Ardıllar
İslam öncesi Arabistan
Râşidîn Halifeliği

Medine İslam Devleti, İslâm peygamberi Muhammed'in ve takipçilerinin Mekke'den Hicret olarak bilinen göçünü takiben Medine şehrine geldiği 622 yılından 632 yılındaki ölümüne kadar Arap Yarımadası'na egemen olan teokratik bir devletti. Medine İslam Devleti, ilk İslâm devleti ve Râşidîn Halifeliği'nin öncüsü olarak kabul edilir.

Buas Muharebesi

[değiştir | kaynağı değiştir]

Medineli Evs ve Hazrec kabileleri arasında 120 yıl devam eden savaşların sonuncusu olan Buas Muharebesi y. 617 yılında meydana gelmiştir. Evs kabilesinden bir kişinin Hazrec kabilesine sığınan bir yabancıyı öldürmesi üzerine başlamıştır. O dönemlerde Evs kabilesinin başında Hudayr el-Ketaib, Hazreclilerin başında ise Amr bin Numan el-Beyazi bulunuyordu. Her iki kabilenin de ileri gelenlerinden pek çok kimsenin hayatını kaybettiği savaş Hazrec lideri Amr'ın bir okla öldürülmesi ve Evsliler'in zaferiyle sonuçlandı.[2]

Bu savaş ve ardından meydana gelen katliamlar ve anlaşmazlıklar sayesinde Medineliler kan davası gibi olayların kendilerini yıprattıklarını fark ederek bu sorunların çözülmesi için o zamanlar Mekke'de bulunan Müslümanlardan yardım istediler.[3]

Akabe Biatları

[değiştir | kaynağı değiştir]

Mekke'ye bir heyet gönderdiler. Bu heyet, Muhammed'i kendi toplumlarına kabul edeceklerine ve onu kendilerinden biri olarak sayacaklarına ve onu fiziksel olarak koruyacaklarına dair söz verdiler.[4]

Heyetle görüşmelerinin ardından Muhammed tüm Müslümanlara Medine'ye Hicret talimatında bulundu. Hicret esnasında durumu fark eden Mekkelilerin İslam Peygamberi Muhammed'e bir suikast planladıkları ve Ali bin Ebu Talip sayesinde Muhammed'in bu suikasttan kurtulduğu söylenir.[5] 622 yılında Muhammed ve Mekke'de kalan son Müslümanlarında Medine'ye gelmesiyle Hicret süreci sona ermiş oldu.[4]

Muhammed Medine'de ilk olarak Kuba taraflarına geldi ve burada Mescid-i Kubâ adında bir mescit inşa ettirdi.[5]

Medine Sözleşmesi

[değiştir | kaynağı değiştir]

Muhammed, Bedir Muharebesi'nden önce tüm Medine halkıyla Medine Sözleşmesi adında bir sözleşme yaptı. Bu belge, sekiz Medine kabilesi ile Mekke'den gelen Müslüman göçmenler arasında bir tür kardeşlik tesis ediyordu.[3][4]

Kureyşlilerle yaşanan gerilimler

[değiştir | kaynağı değiştir]

Hicret'ten sonra Müslümanlar Kureyş kervanlarına saldırılar düzenlediler. Bu saldırıların birinde Müslümanlar, içinde bin deve ve yarım milyon dirhem değerinde ticari mal bulunan bir kervanı dönüş yolunda hedef almak istediler. İslam peygamberi Muhammed, bu sefer için orduyu topladı. Bedir'e giderken, Ravhâ kasabasında bir kuyunun yanında namaz kıldı; bu mekânda Mescid-i B'iri Ravhâ inşa edilmiştir.[6] Toplanan 305 kişi, Muhammed komutasında Bedir yakınlarına gelerek kervanı beklemeye başladı. Ancak kervanın lideri Ebû Süfyân, Müslümanların kervanı beklediğini öğrendi ve Mekke'ye haber yolladı. Ayrıca kervanın yolunu da değiştirdi. Müslümanların kervana saldırmaya hazırlandığı haberini duyan Mekkeliler, Ebu Süfyan'ın tehlikenin atlatıldığını haber veren ikinci mesajına rağmen Müslümanların üzerine yürümeye karar verdiler.[7] Mekkeliler, oluşturdukları 950 kişilik kuvvetle Bedir'e doğru yola çıktılar.

İki ordu karşı karşıya gelince, Arap savaşlarında bir gelenek haline gelen "er dileme" (mübareze) hadisesi için taraflar içlerinden üçer kişi seçtiler. Buna göre, İslam ordusundan Hamza, Ubeyde bin Haris ve Ali ile; Mekkelilerden Utbe b. Rebîa, kardeşi Şeybe ve oğlu Velid karşı karşıya geldi. Her üç çarpışmayı da Müslüman savaşçılar kazandı.[8]

Er dileme hadisesinden sonra savaş başladı. Muhammed'in savaşı idare etmesi için Bedir'e hâkim bir tepede gölgelik kuruldu, burada Mescid-i Arîş inşa edilmiştir.[6] Çarpışmaların ilerleyen aşamalarında Mekkeli Kureyşliler dağılma belirtileri gösterdi; komutanları Ebû Cehil öldürülünce de iyice dağıldılar.[9]

Muharebeye neden olan durumlar
[değiştir | kaynağı değiştir]

Mekkeli paganlar, Bedir Gazvesi'nde (624) Müslümanlara karşı yaşadıkları büyük bozgunu unutamıyorlardı. Çünkü, Şam ticaret yolu Müslümanların eline geçmiş ve Muhammed iyice güçlenmişti. Mekkeliler, Ebû Süfyân öncülüğünde ikinci bir savaşa hazırlandılar. 200'ü süvari, 700'ü zırhlı olmak üzere yaklaşık 3.000 kişilik bir ordu hazırlandı ve yola çıkıldı.[10]

Muhammed, iki ordunun karşılaştığı Uhud Dağı'ndaki dar bir geçidin iki tarafına okçularını yerleştirdi. Bu taktikle Mekkelilerin Uhud Dağı'nın etrafından dolaşarak Müslümanlara olası bir saldırma ihtimalini önlemek istiyordu. Okçularına, "Haber verilmeden yerinizi terk etmeyiniz!" emrini verdi.

İki tarafın kuvvetleri, Uhud Dağı eteklerinde karşılaştı. Savaşın ilk zamanlarında Müslümanların etkili taarruzlarıyla Mekkeliler geri çekilmeye başladı. Bunu gören okçular, muharebenin kazanıldığını sanarak yerlerini terk ettiler ve Mekkelilerin bıraktıkları ganimetleri yağmalamaya başladılar. Bu vaziyetten yararlanan Hâlid b. Velîd, komutasındaki kuvvetlerle okçuların terk ettiği geçitten Müslümanlara saldırdı. Bu saldırı sonucu İslam ordusu zor duruma düştü. Çekilen Mekke ordusu geri dönüp Müslümanlara saldırdı. Müslümanlar Uhud Dağı'na doğru çekildiler. Dağa saldıran Mekkeliler, okçu atışları ile geri püskürtüldü. Mekke ordusu da kesin bir üstünlük elde edemeyip geri döndü. Müslümanların ağır kayıplarına rağmen Medine ele geçirilemedi ve İslam dini ortadan kaldırılamadı.[11]

Muharebenin etkileri
[değiştir | kaynağı değiştir]

Bu muharebe İslam dünyasını ciddi anlamda sarsmıştır. Müslümanlardan Hamza ve Abdullah b. Cübeyr gibi sahabeler muharebe esnasında ölmüştür.

Hendek Muharebesi

[değiştir | kaynağı değiştir]

Medine'nin büyük ölçüde sayıca az olan savunucuları, çoğunlukla İslam peygamberi Muhammed tarafından yönetilen Müslümanlar, Selmân-ı Fârisî'nin önerisi üzerine bir hendek kazdılar.[12] Bu hendek, Medine'nin doğal tahkimatlarıyla birlikte, iki tarafı bir çıkmazda kilitleyerek kureyşilerin atlardan ve develerden oluşan süvarilerini işe yaramaz hale getirdi. Kureyşliler, aynı anda birkaç saldırı yapmayı umarak, Müslümanların müttefiki olan Medine Yahudileri Benî Kurayza'yı şehre güneyden saldırmaya ikna ettiler. Ancak Muhammed'in diplomasisi sayesinde bu ittifak dağıldı.

Muharebenin sonuçları

[değiştir | kaynağı değiştir]

Kuşatma, Müslümanların çok az zayiat vererek taktiksel olarak rakiplerini yendikleri bir "fikir savaşı" oldu. Müslümanları yenilgiye uğratma çabaları başarısız oldu ve İslâm bölgede etkili oldu. Ardından Müslüman ordusu Benî Kurayza kabilesini kuşatarak onları teslim aldı.

Yenilgi Mekkelilerin ticaret ve prestijlerinin çoğunu kaybetmelerine neden oldu.[13]

Hudeybiye Antlaşması

[değiştir | kaynağı değiştir]

Hicret'in altıncı yılında (Mart 628) İslam peygamberi Muhammed, gördüğü bir rüya üzerine 1400-1500 Müslümanla birlikte umre yapmak için Medine'den Mekke'ye doğru harekete geçti. Hudeybiye'ye vardıklarında Muhammed'in Kasvâ adlı devesinin yere çökmesiyle Müslümanlar burada kaldılar. Mekkeliler, Müslümanların umre amacıyla Mekke'ye geldiklerini bilmelerine rağmen onları Mekke'ye sokmamaya karar verdiler. Bu amaçla Hâlid b. Velîd kumandasında 200 kişilik bir süvari birliğini Gamîm mevkiine gönderdiler. Muhammed, önce Hırâş bin Ümeyye'yi elçi olarak Mekke'ye yolladı. Ancak elçinin Mekkeliler tarafından iyi karşılanmaması üzerine Kureyşliler arasında birçok akrabası bulunan Osman bin Affan elçi olarak gönderildi.

Mekkeliler tarafından iyi karşılanan Osman, amaçlarının umre ziyareti olduğunu belirtmesine rağmen Mekkeliler, Müslümanların gelmesine izin vermedikleri gibi elçiye de sert tepki gösterdiler, hatta hapsettiler. Müslümanlar arasında onun öldürüldüğü haberleri yayıldı. Bunun üzerine Muhammed savaş kararı aldı ve çevresindekiler de ona sonraları "Rıdvan Ağacı", denilecek yerde biat ettiler. Kureyşliler arasında olay Rıdvan Biatı olarak duyuldu ve Müslümanlardan korkmaya başladılar. Kureyşliler Müslümanları denemek ve tepkisini ölçmek için küçük bir askerî birlik gönderdi ancak bu birlik Müslümanlarca esir alındı. Bunun üzerine Kureyşliler anlaşmaya razı oldu [14] ve Süheyl bin Amr'ı da elçi olarak gönderdiler. Yapılan tartışmalardan sonra Ali tarafından kaleme alınan anlaşma metni Muhammed ve Mekkelileri temsilen Süheyl b. Amr tarafından imzalandı.

  • Müslümanlar o yıl Mekke'ye girmeden Hudeybiye'den geri dönecekler, umre için ertesi yıl gelecek ve şehirde ancak üç gün kalabilecekler.
  • Mekkeli bir kimse Hz. Muhammed'in yanına kaçarsa velisinin isteği üzerine geri verilecek, fakat bir müslüman kaçarak Mekke'ye sığınırsa iade edilmeyecek.
  • Barış on yıl sürecek; taraflardan biri bu ittifaka dahil olmayan herhangi bir kabile ile savaşa girerse diğeri pasif kalacak. İki taraf, kendi hâkimiyetleri altındaki toprakları kervanların geçişi, hac ve umre için emniyet altında tutacak.
  • Diğer Arap kabileleri taraflardan istedikleriyle ittifak yapabilecekler.
  • Bu şartlara tarafların dışında kendileriyle müttefik olan kabileler de uyacak. Hz. Ömer dahil ashap bu anlaşmaya tepki göstermekle birlikte Resûlullah anlaşma şartlarını kabul ettiğini söyleyince herkes bağlılığını bildirdi.

Mekke'nin Fethi

[değiştir | kaynağı değiştir]

Muhammed, çevredeki Müslüman kabilelere de haber göndererek savaşa hazır olmalarını söyledi. Ardından yaklaşık 10.000 kişilik bir ordu kuruldu ve Muhammed, Hicret'in 8. yılında, Ramazan ayının 13. günü Medine'den yola çıktı (4 Ocak 630). Bu, o zamana kadar toplanmış en büyük Müslüman kuvvetti.

On günlük bir yolculuğun ardından Müslüman ordusu Mekke yakınlarına geldi.[15] Burada Muhammed, Mekkelilere ordunun büyüklüğünü abartı göstermek için herkese ateş yakmasını emretti. Kısa sürede 10.000'den fazla ateş yakıldı.[15] Ateşleri gören Mekkeli paganlar telaşlandı.

Ebû Süfyân, hazırlanarak hemen Müslümanların yanına gitti. Muhammed ile görüştü. Ebu Süfyan ve beraberindeki heyet, İslâm'ı kabul etmiş bir hâlde şehre döndüler. Bu durum karşısında Mekke halkı, bu orduya karşı konulamayacağını kabullendi. Ebu Süfyan, Kâbe'nin avlusuna gidip Mekkelilere kendisinin İslam'ı kabul ettiğini ve teslim olmaktan başka çarelerinin kalmadığını söyleyerek kendi evlerine sığınmalarını tavsiye etti. Bu, Mekke'nin teslimi anlamına geliyordu.[16]

Muhammed, başta Ebu Süfyan olmak üzere evine sığınan birçok Mekkeliye himaye hakkı verdi. Ebu Süfyan'dan sonra Mekke'ye gelen Muhammed'in amcası Abbas da Mekkelilere benzer şeyler söyledi; onlar da Mescid-i Harâm'ın içerisine veya evlerine dağıldılar.[16]

Muhammed, dört koldan aynı anda Mekke'ye girmeyi planlıyordu. Bu yüzden ordusunu dört kola ayırdı ve bölük kumandanlarına Safâ tepesinde kendisiyle buluşmalarını bildirdikten sonra onlara şu emri verdi:[17]

"Size karşı konulmadıkça, size saldırılmadıkça, hiç kimseyle çarpışmaya girmeyeceksiniz, hiç kimseyi öldürmeyeceksiniz."

Muhammed hareket emri verdi ve Fetih Sûresi'ni okuyarak Mekke'ye girdi.[18] Muhammed'in ordusunun 3 kolu herhangi bir direnişle karşılaşmazken, Hâlid b. Velîd'in komutasındaki 4. kol, Mekkeli müşriklerden İkrime b. Ebû Cehil önderliğindeki küçük bir saldırıyı geri püskürttü.[19]

Muhammed, şehrin hakimiyetini ele geçirip Mekke'ye girer girmez genel af ilan edildiğini bildirdi ve Ebû Süfyân'a bildirdiği şekilde kimseye dokunulmayacağını ilan etti. Neticede, yapılan ufak tefek çarpışmalardan 2 Müslüman ölürken, karşılık veren Mekkelilerden de 13 kişi ölmüştü.[17]

Ayrıca bakınız

[değiştir | kaynağı değiştir]
  1. ^ "Muhammad completes Hegira". History.com. 12 Aralık 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Aralık 2021. 
  2. ^ "BUÂS". TDV İslâm Ansiklopedisi. 2 Eylül 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Eylül 2023. 
  3. ^ a b The Cambridge History of Islam (1977), ss. 39
  4. ^ a b c Alford Welch, Muhammad, Encyclopedia of Islam
  5. ^ a b "HİCRET". TDV İslâm Ansiklopedisi. 12 Temmuz 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Eylül 2023. 
  6. ^ a b Hicaz Albümü: Fotoğraflarla Kutsal Topraklar, Diyanet İşleri Başkanlığı, 2010, ISBN 975-19-3879-1
  7. ^ Hamidullah Muhammad, a.g.e., s. 34
  8. ^ Suruç Salih, a.g.e., c. 2, s. 29
  9. ^ Suruç Salih, a.g.e., c. 2, s. 35
  10. ^ Uğurlu, Nur, Hz. Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem, Nuh Yayınları. (sayfa: 205)
  11. ^ "UHUD GAZVESİ - TDV İslâm Ansiklopedisi". TDV İslam Ansiklopedisi. 3 Temmuz 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Ocak 2022. 
  12. ^ The Sealed Nectar by Safi-ur-Rahman.
  13. ^ Watt, Muhammad: Prophet and Statesman, pp. 167–174.
  14. ^ Fehmü'l Kur'ân, Cilt 3, Syf. 420
  15. ^ a b Uğurlu, Nur, Hz. Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem, Nuh Yayınları.
  16. ^ a b "MEKKE - TDV İslâm Ansiklopedisi". TDV İslam Ansiklopedisi. 14 Ekim 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Haziran 2022. 
  17. ^ a b "MEKKE - TDV İslâm Ansiklopedisi". TDV İslam Ansiklopedisi. 14 Ekim 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Ocak 2022. 
  18. ^ "Sahih-i Buhari, Mekke'nin Fethi Gazası URL erişim tarihi:04 Ağustos 2008". 23 Ağustos 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Ağustos 2008. 
  19. ^ Hamidullah, Muhammad. a.g.e. Yenişafak. s. 88.