Nasreddin Hoca (Osmanlıca: نصر الدین خواجه; 1208, Hortu - 1284, Akşehir), Anadolu Selçukluları döneminde Hortu ile Akşehir ve çevresinde yaşayan efsanevi kişidir. Çoğunlukla hazırcevap ve mizah anlayışını haiz bir bilge olarak aksettirildiği hikâyelerle tanınan Nasreddin Hoca'nın gerçekte yaşayıp yaşamadığına, yaşadıysa gerçek kişiliğinin ne olduğuna dair tartışmalar olmakla birlikte gerçek bir tarihî kişilik olduğuna dair bazı belgeler bulunmaktadır. Bu belgelerden edinilen bilgilere göre 1208 yılında Hortu köyünde doğan Nasreddin Hoca burada temel eğitimini aldıktan sonra Sivrihisar'da medresede eğitim görmüş ve babasının ölümü üzerine döndüğü memleketinde köy imamlığı görevini üstlenmiştir. Nasreddin Hoca, bir süre sonra dönemin tasavvufî düşünce merkezlerinden Akşehir'e göç ile Mahmûd-ı Hayrânî'nin dervişi olarak Mevlevîlik, Yesevîlik veya Rufâilik yoluna mensup olmuştur. (Devamı...)
Erken modern İskoçya’da cadı mahkemeleri, 16. yüzyılın başlarından 18. yüzyılın ortalarına kadar süren, büyücülük suçlarını konu alan yasal kovuşturmalardır. Bu mahkemeler, Erken Modern Avrupa'da yürütülen cadı mahkemelerinin bir parçasıydı. Orta çağın sonlarında büyücülük ile oluşturulan zararlar için mahkemeler yürütüldü, ancak 1563 Büyücülük Yasası'nın geçirilmesiyle hem büyücülük hem de cadılarla iletişime geçilmesi idamla cezalandırılabilecek suçlar hâline geldi. Yeni yasanın yürürlüğe girmesinin ardından yürütülen ilk büyük mahkemeler dizisi, 1589'da başlayan ve Kral VI. James'in hem “mağdur” hem de araştırmacı olarak önemli roller oynadığı Kuzey Berwick cadı mahkemeleriydi. VI. James büyücülükle ilgilenmeye başladı ve 1597'de Daemonologie adlı tezinde cadı avlarını savunan bir metin yayımladı. Ancak sonrasında kuşkuya kapıldı ve şüpheleri giderek arttı. Bunun sonucunda davaları azaltmak için önlemler aldı. (Devamı...)