İçeriğe atla

Bill Clinton

Vikipedi, özgür ansiklopedi
Bill Clinton
Resmî portre, 1993
42. Amerika Birleşik Devletleri başkanı
Görev süresi
20 Ocak 1993 - 20 Ocak 2001
Başkan Yardımcısı Al Gore
Yerine geldiği George H. W. Bush
Yerine gelen George W. Bush
40. ve 42. Arkansas Valisi
Görev süresi
11 Ocak 1983 - 12 Aralık 1992
Yerine geldiği Frank D. White
Yerine gelen Jim Guy Tucker
Görev süresi
9 Ocak 1979 - 19 Ocak 1981
Yerine geldiği Joe Purcell
Yerine gelen Frank D. White
Kişisel bilgiler
Doğum William Jefferson Blythe III
19 Ağustos 1946 (79 yaşında)
Hope, Arkansas
Partisi Demokrat Parti
Evlilik(ler)
Çocuk(lar) Chelsea Clinton
Bitirdiği okul Georgetown Üniversitesi (BS)
University Kolej, Oxford
Yale Üniversitesi (JD)
Mesleği Hukukçu
İmzası

William Jefferson Clinton (d. William Jefferson Blythe III 19 Ağustos 1946), 1993'ten 2001'e kadar 42. Amerika Birleşik Devletleri başkanı olarak görev yapan Amerikalı siyasetçi ve hukukçu. Demokrat Parti üyesi olan Clinton, daha önce 1979 ile 1981 yılları arasında ve 1983 ile 1992 yılları arasında Arkansas valisi olarak görev yaptı. Politikaları merkezci bir "Üçüncü Yol" siyasi felsefesini yansıtan Clinton, Yeni Demokrat olarak tanındı.

Clinton, Arkansas'ta doğdu ve büyüdü. Georgetown Üniversitesi'nden 1968 yılında mezun oldu ve daha sonra gelecekteki eşi Hillary Rodham ile tanıştığı Yale Hukuk Fakültesi'nden mezun oldu. Hukuk fakültesinden mezun olduktan sonra Arkansas'a dönen Clinton, eyalet başsavcısı olarak seçildi ve ardından Arkansas valisi olarak arka arkaya iki dönem görev yaptı. Vali olarak eyaletin eğitim sistemini elden geçirdi ve Ulusal Valiler Birliği'nin başkanlığını yaptı. Clinton, 1992 seçimlerinde görevdeki Cumhuriyetçi Parti başkanı George H. W. Bush ve bağımsız işadamı Ross Perot'u yenerek başkan seçildi. Baby Boomers kuşağında doğan ilk başkan oldu.

Clinton, Amerikan tarihindeki en uzun barış zamanı ekonomik genişleme dönemine başkanlık etti. Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşması'nı ve Şiddet Suçlarının Kontrolü ve Kanun Uygulama Yasası'nı imzaladı, ancak ulusal sağlık reformu planını geçiremedi. 1990'ların ortalarından itibaren, iç politikada çok daha muhafazakâr hale gelerek ideolojik bir evrim geçirmeye başladı ve Kişisel Sorumluluk ve İş Fırsatı Yasası, Eyalet Çocukları Sağlık Sigortası Programı ve mali deregülasyon önlemlerini savundu ve imzaladı. ABD Yüce Mahkemesi'ne Ruth Bader Ginsburg ve Stephen Breyer'i atadı. Dış politikada Clinton, Bosna ve Kosova savaşlarına ABD'nin askeri müdahalesini emretti ve sonunda Dayton Barış anlaşmasını imzaladı. Ayrıca NATO'nun Doğu Avrupa'da genişlemesi için çağrıda bulundu ve birçok eski Varşova Paktı üyesi onun başkanlığı sırasında NATO'ya katıldı. Clinton'ın Orta Doğu'daki dış politikası, Saddam Hüseyin'e karşı gruplara yardım sağlayan Irak'ı Özgürleştirme Yasası'nı imzalamasına tanık oldu. Ayrıca İsrail-Filistin barış sürecini ilerletmek için Oslo I Anlaşması ve Camp David Zirvesi'ne katıldı ve Kuzey İrlanda barış sürecine destek verdi.

Clinton, 1996 seçimlerinde Cumhuriyetçi aday Bob Dole ve Reform Partisi adayı Perot'u yenerek yeniden seçilmeyi başardı. İkinci dönemine, 1995 yılında o zamanlar 22 yaşında olan Beyaz Saray stajyeri Monica Lewinsky ile cinsel ilişkiye girmesiyle başlayan Clinton-Lewinsky skandalı damgasını vurdu. Ocak 1998'de bu ilişkiye dair haberler magazin manşetlerine taşındı.[1] Bu skandal yıl boyunca tırmanarak Aralık ayında Clinton'ın Temsilciler Meclisi tarafından görevden alınmasıyla doruğa ulaştı ve Andrew Johnson'dan bu yana görevden alınan ilk ABD başkanı oldu. Temsilciler Meclisi'nin kabul ettiği iki azil maddesi, yalancı şahitlik ve Clinton'ın başkanlık yetkilerini kullanarak adaleti engelleme suçu işlemesi etrafında şekilleniyordu. 1999 yılında Clinton'ın azil davası Senato'da başladı ve Clinton her iki suçlamadan da beraat etti. Clinton'ın başkanlığının son üç yılında Kongre Bütçe Ofisi, 1969'dan bu yana ilk kez bütçe fazlası verdiğini bildirdi.

Clinton, 2001 yılında ABD başkanları arasında en yüksek onay oranıyla görevinden ayrıldı. Başkanlığı, ABD başkanlarının tarihsel sıralamasında orta ve üst sıralarda yer almaktadır. Bununla birlikte, kişisel davranışları ve görevi kötüye kullanma iddiaları onu önemli bir inceleme konusu haline getirdi. Görevden ayrıldığından bu yana Clinton, kamuoyu önünde konuşmalar yapmakta ve insani yardım çalışmalarında yer almaktadır. HIV/AIDS'in önlenmesi ve küresel ısınma gibi uluslararası sorunlarla ilgilenmek üzere Clinton Vakfı'nı kurdu. 2009 yılında Birleşmiş Milletler'in Haiti özel elçisi olarak atandı. 2010 Haiti depreminden sonra Clinton, George W. Bush ve Barack Obama ile birlikte Clinton Bush Haiti Fonu'nu kurdu. Demokrat Parti siyasetinde aktif olarak yer almaya devam etti ve eşinin 2008 ve 2016 başkanlık kampanyaları için çalıştı.

Bill Clinton-1963

Clinton, William Jefferson Blythe III olarak 19 Ağustos 1946'da Hope, Arkansas'taki Julia Chester Hastanesi'nde doğdu.[2] Doğumundan üç ay önce bir otomobil kazasında ölen seyyar satıcı William Jefferson Blythe Jr. ile Virginia Dell Cassidy'nin oğludur.[3] Blythe başlangıçta kazadan sağ kurtuldu, ancak bir drenaj çukurunda boğuldu. Anne ve babası 4 Eylül 1943'te evlenmişti, ancak Blythe'ın dördüncü eşiyle hâlâ evli olması nedeniyle bu birlikteliğin daha sonra iki eşli olduğu ortaya çıktı.[4] Virginia, Bill doğduktan kısa bir süre sonra hemşirelik eğitimi almak için New Orleans'a gitti ve onu Hope'ta küçük bir bakkal dükkânı işleten anne ve babası Eldridge ve Edith Cassidy'nin yanında bıraktı.[5] Amerika Birleşik Devletleri'nin güneyinde, ırk ayrımının olduğu bir dönemde Clinton'ın büyükanne ve büyükbabası, her ırktan insana veresiye mal satıyordu.[6][7][8][9] 1950'de Bill'in annesi hemşirelik okulundan döndü ve Roger Clinton Sr. ile evlendi, Hot Springs, Arkansas'ta kardeşi ve Earl T. Ricks ile birlikte bir otomobil bayiliğine sahip olan Roger Clinton Sr. ile evlendi.[5]

Hope, Arkansas'taki Clinton'ın doğduğu ev

Üvey babasının soyadını hemen kullanmaya başlamasına rağmen Clinton, 15 yaşına gelene kadar,[10] ona karşı bir jest olarak Clinton soyadını resmen benimsemedi.[5] Clinton, üvey babasını; annesini ve üvey kardeşi Roger Clinton Jr'ı düzenli olarak taciz eden bir kumarbaz ve alkolik olarak tanımladı. Fiziksel istismar ancak o zamanlar 14 yaşında olan Bill'in üvey babasına "ayağa kalkıp yüzleşmesi" için meydan okumasının ardından sona erdi, ancak sözlü ve duygusal istismar devam etti.[11] Bill sonunda Roger Sr.'ı ölümüne yakın istismarcı eylemleri için affedecekti.[12][13]

John's Katolik İlkokulu'nda, Ramble İlkokulu'nda ve aktif bir öğrenci lideri, hevesli bir okuyucu ve müzisyen olduğu Hot Springs Lisesi'nde okudu. Koroda yer alan ve tenor saksafon çalan Clinton, eyalet bandosunun saksafon bölümünde birincilik kazandı. Lisedeyken Clinton, başarılı bir profesyonel piyanist olan Randy Goodrum ile birlikte The 3 Kings adlı caz üçlüsünde iki yıl boyunca sahne aldı.[14]

Üniversite ve hukuk fakültesi yılları

[değiştir | kaynağı değiştir]

Georgetown Üniversitesi

[değiştir | kaynağı değiştir]
Clinton, Georgetown Üniversitesi’nde Uluslararası İlişkiler Okulu’na devam ederken Öğrenci Konseyi başkanlığına aday oldu.

Clinton, Georgetown Üniversitesi’nde Uluslararası İlişkiler Okulu’na devam ederken Öğrenci Konseyi başkanlığına aday oldu. Bursların da desteğiyle Washington, D.C.’deki Georgetown Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Okulu’na girdi ve 1968’de uluslararası ilişkiler alanında Bachelor of Science (fen bilimleri lisans diploması) aldı. Clinton yalnızca Georgetown’a başvurmuştu.[15]

1964 ve 1965 yıllarında sınıf başkanlığı seçimlerini kazandı.[16] 1964’ten 1967’ye kadar Arkansas senatörü J. William Fulbright’ın ofisinde önce stajyer, ardından katip olarak çalıştı. Üniversitedeyken Alpha Phi Omega hizmet kardeşlik birliğine katıldı ve Phi Beta Kappa onur topluluğuna seçildi. Ayrıca Kappa Kappa Psi fahri bando birliğinin de üyesidir.[17]

Clinton, 1968’de Georgetown’dan mezun olduktan sonra Rhodes Bursu kazanarak Oxford Üniversitesi’nin University College bölümüne girdi. Burada başlangıçta felsefe, siyaset ve ekonomi alanında B.Phil. yapmak üzere öğrenime başladı; ancak daha sonra siyaset alanında B.Litt.’e, ardından da siyaset alanında B.Phil.’e geçti.[18] Askerlik celbi yüzünden ikinci yıl geri dönemeyeceğini düşündüğü için programını değiştirdi; bu tür değişiklikler onun dönemi Rhodes bursiyerleri arasında yaygındı. Yale Hukuk Fakültesi’nde okuma fırsatı verilince ABD’ye erken dönerek Oxford’dan diploma almadan ayrıldı.[11][19][20]

Clinton, Oxford’daki yıllarında Amerikalı bir başka Rhodes bursiyeri Frank Aller ile yakın arkadaş oldu. Aller, 1969’da Vietnam Savaşı’na katılmasını zorunlu kılan bir celp aldı. 1971’de Allerin intiharı Clinton üzerinde derin bir etki bıraktı.[18][21]

Clinton, Oxford Üniversitesi Basketbol Kulübü’nün üyesiydi ve ayrıca üniversitenin ragbi takımında da oynadı.[22]

Clinton, 1994 yılında ABD başkanıyken, Oxford Üniversitesi’nden fahri Doctor of Civil Law derecesi ve fahri üyelik aldı. Bu ödül ona, “dünya barışı davasının yılmaz ve yorulmak bilmez bir savunucusu” olduğu, “eşinin güçlü bir yol arkadaşı” olduğu ve “uzlaşılmış bir bütçeyi engelleyen tıkanıklığı aşmadaki başarısıyla geniş beğeni topladığı” için verildi.[19][23]

Hukuk Fakültesi

[değiştir | kaynağı değiştir]

Clinton, Oxford’un ardından Yale Hukuk Fakültesi’ne devam etti ve 1973 yılında Juris Doctor (J.D.) derecesini aldı. 1971’de gelecekteki eşi Hillary Rodham ile Yale Hukuk Kütüphanesi’nde tanıştı; Hillary ondan bir sınıf öndeydi. İkili çıkmaya başladı ve kısa sürede ayrılmaz oldular. Tanışmalarından yalnızca yaklaşık bir ay sonra, Clinton 1972 Amerika Birleşik Devletleri başkanlık seçiminde George McGovern’ın kampanyasında koordinatör olma yaz planlarını erteleyerek Hillary ile birlikte yaşamak için Kaliforniya’ya taşındı. Hukuk fakültesine döndüklerinde çift New Haven’da birlikte yaşamaya devam etti.[24]

Clinton, 1972’de Rodham ile birlikte Teksas’a taşındı ve McGovern’ın seçim kampanyasını orada yönetmek üzere görev aldı. Dallas’ta Lemmon Avenue’deki kampanyanın yerel merkezinde bir ofisi vardı ve burada uzun süre çalıştı. Clinton, geleceğin Dallas belediye başkanı Ron Kirk, ileride Teksas valisi olacak Ann Richards ve o dönem henüz tanınmayan televizyon yönetmeni ve film yapımcısı Steven Spielberg ile birlikte çalıştı.[25]

Başarısız kongre kampanyası ve Arkansas Başsavcılığı görevi

[değiştir | kaynağı değiştir]

Clinton, Yale Hukuk Fakültesi’nden mezun olduktan sonra Arkansas’a döndü ve Arkansas Üniversitesi’nde hukuk profesörü oldu. 1974’te Temsilciler Meclisi için adaylığını koydu. Muhafazakâr eğilimli 3. bölgede görevdeki Cumhuriyetçi John Paul Hammerschmidt’e karşı yarıştı. Clinton’ın kampanyası, Watergate skandalının yarattığı Cumhuriyetçi karşıtı ve görevdeki siyasetçilere yönelik tepkili atmosferden güç aldı. 1972’de oyların yüzde 77’sini alan Hammerschmidt, Clinton’ı bu kez yalnızca yüzde 52’ye karşı yüzde 48 oy farkıyla yenebildi.

1976’da Clinton, Arkansas başsavcılığı için aday oldu. Demokrat Parti önseçiminde, dışişleri bakanını (sekreterini) ve başsavcı yardımcısını yenilgiye uğrattı. Cumhuriyetçiler bu makam için aday çıkarmadığı için genel seçimde rakipsiz kaldı ve başsavcı seçildi.[11][26]

Arkansas Valiliği (1979–1981, 1983–1992)

[değiştir | kaynağı değiştir]
Clinton, Başkan Jimmy Carter ile görüşüyor, 1978

1978’de Clinton, Arkansas valiliği için ön seçime girdi. Henüz 31 yaşındayken eyalet tarihinin en genç valilik adaylarından biri oldu. 1978’de Cumhuriyetçi rakibi, Texarkana’lı çiftçi Lynn Lowe’u yenerek Arkansas valisi seçildi. Göreve başladığında yalnızca 32 yaşındaydı; bu da onu o dönemde ülkenin en genç valisi, Arkansas tarihindeyse en genç ikinci vali yaptı.[27] Genç görünümü nedeniyle sık sık “Çocuk Vali” (Boy Governor) olarak anılıyordu.[28][29][30] Valiliği döneminde eğitim reformu üzerine çalıştı ve Arkansas yollarının bakımını yönetti; eşi Hillary ise kentsel sağlık reformu konusunda başarılı bir komiteye liderlik etti. Ancak görev süresi, halk arasında tepki çeken bir motorlu taşıt vergisi ve Fort Chaffee’de (1980 Mariel tekne göçü sırasında) tutulan Kübalı mültecilerin kaçışı nedeniyle öfkeyle gölgelendi. 1980’de Demokrat Parti ön seçimlerinde Kingsland, Cleveland County’den Monroe Schwarzlose oyların %31’ini alarak Clinton’a karşı beklenmedik bir çıkış yaptı. Bu durumun, aynı yıl genel seçimlerde Cumhuriyetçi aday Frank D. White’a karşı Clinton’ın yenilgisinin habercisi olduğu ileri sürüldü. Clinton daha sonra şakayla, “ülke tarihindeki en genç eski vali” olduğunu söylemişti.

Clinton, Ocak 1981’de görevden ayrıldıktan sonra arkadaşı Bruce Lindsey’nin sahibi olduğu Little Rock’taki Wright, Lindsey and Jennings hukuk bürosuna katıldı. 1982’de ikinci kez vali seçildi ve bu görevi on yıl boyunca sürdürdü. 1986 seçimleriyle birlikte Arkansas’ta valilik süresi iki yıldan dört yıla çıkarılmıştı. Clinton, görev süresi boyunca Arkansas’ın ekonomisinin dönüşümüne yardımcı oldu ve eyaletin eğitim sistemini geliştirdi. Yaşlılar için ilaçlardan alınan satış vergisini kaldırdı ve konutlarda emlak vergisi muafiyetini artırdı. Clinton, sosyal yardım reformunu, daha küçük bir hükümeti ve liberallerin desteklemediği diğer bazı politikaları savunan Demokratlar grubu Yeni Demokratlar arasında önde gelen bir figür haline geldi. Resmî adı Demokratik Liderlik Konseyi (Democratic Leadership Council – DLC) olan bu grup, Başkan Ronald Reagan’ın 1984’teki ezici seçim zaferinin ardından, Demokrat Parti’nin ulusal düzeyde başarılı olabilmesi için daha merkezci bir siyasi tutum benimsemesi gerektiğini savunuyordu.[31][32] Clinton, 1985’te Reagan’ın Birliğin Durumu Konuşması’na Demokratların yanıtını verdi ve 1986’dan 1987’ye kadar Ulusal Valiler Birliği’nin başkanlığını yaparak Arkansas dışındaki geniş bir kitleye ulaşmayı başardı.[33]

Vali Clinton ve eşi, Başkan Ronald Reagan ve First Lady Nancy Reagan ile birlikte 1987’de Beyaz Saray’da düzenlenen Ulusun Valilerini Onurlandırma Yemeğine katıldılar.

1980’lerin başında Clinton, Arkansas eğitim sisteminin reformunu valilik döneminin en önemli önceliği haline getirdi. Arkansas Eğitim Standartları Komitesi’ne, aynı zamanda avukat olan ve Hukuki Hizmetler Kurumu’nun başkanlığını da yürüten eşi Hillary Clinton başkanlık etti. Komite, Arkansas’ın eğitim sistemini köklü şekilde dönüştürdü. Önerilen reformlar arasında okullara daha fazla bütçe ayrılması (satış vergisinin artırılmasıyla desteklendi), üstün yetenekli çocuklara daha iyi imkânlar sunulması, mesleki eğitim, öğretmen maaşlarının yükseltilmesi, ders çeşitliliğinin artırılması ve öğretmenler için zorunlu yeterlilik sınavları yer alıyordu. Clinton, Arkansas tarihindeki en uzun özel yasama oturumunu çağırdıktan sonra, reformlar Eylül 1983’te kabul edildi. Bu reformlar, birçok kişi tarafından Clinton’ın valilik dönemindeki en büyük başarısı olarak görülmektedir.[11][31] Clinton valilik seçimlerinde dört Cumhuriyetçi adayı mağlup etti: Lowe (1978), White (1982 ve 1986), Jonesboro’lu iş insanı Woody Freeman (1984) ve Little Rock’tan Sheffield Nelson (1990).[26]

1980’lerde Clinton çiftinin kişisel ve ticari işleri arasında, daha sonra başkanlık döneminde başlarını ağrıtacak olan Whitewater skandalı soruşturmasına temel oluşturan işlemler de vardı. Yıllar süren kapsamlı incelemelerin ardından, Clinton çiftine Arkansas’taki dönemleriyle ilgili herhangi bir suçlama yöneltilmedi.[11][34]

Bazı kaynaklara göre Clinton, kariyerinin ilk yıllarında idam cezasına karşıydı, ancak daha sonra bu tutumunu değiştirdi. Önceden ne hissetmiş olursa olsun, 1992’ye gelindiğinde Clinton, Demokratların artık “masumları korumaktan dolayı suçluluk duymaması gerektiğini” savunuyordu.[35][36] Clinton’ın valilikteki son döneminde, Arkansas 1964’ten bu yana ilk infazlarını gerçekleştirdi (idam cezası 1976’da yeniden yürürlüğe girmişti). Vali olarak, Arkansas’ta idam cezası yeniden yürürlüğe girdikten sonra gerçekleştirilen ilk dört infazı bizzat denetledi: bunlardan biri elektrikli sandalye ile, üçü ise zehirli iğneyle yapıldı. Clinton, idam cezasına yönelik tutumuna dikkat çekmek amacıyla 1992 seçim kampanyası sırasında Arkansas’a geri uçtu ve tartışmalı Ricky Ray Rector infazının planlandığı gibi gerçekleştirileceğini bizzat onayladı.

Skandallar ve iddialar

[değiştir | kaynağı değiştir]

1980’lerde Clinton valiyken, Arkansas Mena Havalimanı üzerinden yürütülen bir uyuşturucu kaçakçılığı operasyonunun merkezi haline gelmişti. CIA ajanı Barry Seal’in bu havalimanı aracılığıyla 3 ila 5 milyar dolar değerinde kokain soktuğu iddia edildi ve operasyon İran–Kontra skandalı ile ilişkilendirildi. Clinton’ın bu operasyonu bildiği öne sürüldü, ancak aleyhinde herhangi bir kanıt bulunamadı.[37][38] Gazeteci Sam Smith, onu çeşitli şüpheli iş anlaşmalarıyla ilişkilendirdi.

Clinton ayrıca, Gennifer Flowers tarafından vali olduğu dönemde kokain kullanmakla suçlandı ve üvey kardeşi Roger, 1985’te kokain bulundurmak ve kaçakçılık suçundan hapse mahkûm edildi. Cezasını çektikten sonra ise ağabeyi tarafından affedildi.[39] Clinton’ın Arkansas’taki döneminde, çiftin emlak işlerini konu alan Whitewater skandalı gibi başka skandallar da gündeme geldi. Ayrıca Clinton, Troopergate skandalı ile Arkansas Eyalet Polisi’ni kadınlara ulaşmak için kullandığı iddiaları dahil olmak üzere ciddi cinsel suistimal suçlamalarıyla karşı karşıya kaldı. 1987’de Don Henry ve Kevin Ives’in öldürülmesi ise, Clinton ve Arkansas eyalet yetkililerini cinayeti örtbas etmekle suçlayan çeşitli komplo teorilerine yol açtı.

Jeffrey Epstein ve Bill Clinton

[değiştir | kaynağı değiştir]

Epstein Dosyası'ndaki kurbanlardan birisi olan Chauntae Davies Epstein tarafından, Bill Clinton ile Afrika'da bir geziye çıkartıldığını doğruladı.[40]

1988 Demokrat Parti başkanlık ön seçimleri

[değiştir | kaynağı değiştir]
Clinton, 1986 yılında.

1987’de basında, Clinton’ın başkanlık yarışına gireceği yönünde söylentiler dolaşmaya başladı. Ancak Clinton, Arkansas valiliğinde kalmaya karar verdi. (Bu süreçte, vali adaylığı için Hillary Clinton’un ismi öne çıkmış, hatta bir süre destek görmüş, fakat First Lady’nin kesin vetosuyla bu ihtimal rafa kaldırılmıştı.)[41] Başkanlık adaylığı sürecinde Clinton, Massachusetts Valisi Michael Dukakis’i destekledi. 1988 Demokratik Parti Ulusal Kurultayı’nda açılış konuşmasını yaptı; ulusal çapta canlı yayınlanan bu konuşma tam 33 dakika sürdü—beklenenin neredeyse iki katı uzundu. Bu nedenle de konuşması gereksiz uzun bulunarak eleştirildi ve sahnede yuhalandı.[42] 1988’deki “felaket” kongre konuşmasının ardından Clinton, medyada alay konusu oldu ve siyasi geleceği neredeyse bitmiş gibi göründü. Fakat bu kötü deneyimden sonra hızlıca toparlanmasını sağlayan kritik bir adım attı: Johnny Carson’un Tonight Show’una konuk oldu. Orada kendi konuşmasıyla dalga geçti, espri yaparak kendisini tiye aldı. Bu samimiyet ve öz eleştiri, olumsuz havayı dağıtıp ona ulusal çapta sempati ve yeni bir ivme kazandırdı. Bu da başkanlığa giden yolda önünü yeniden açtı.[43]

Clinton, kendisini hem ılımlı bir siyasetçi hem de Demokrat Parti’nin “Yeni Demokratlar” kanadının bir üyesi olarak sundu; 1990 ve 1991 yıllarında da ılımlı çizgideki Demokratik Liderlik Konseyi’nin başkanlığını yürüttü.[31][44]

Başkanlık Kampanyaları

[değiştir | kaynağı değiştir]

1992 Başkanlık Adaylığı

[değiştir | kaynağı değiştir]

İlk ön seçim mücadelesi olan Iowa Caucus’ta, Clinton eyalet senatörü Tom Harkin’in çok gerisinde kalarak üçüncü oldu. New Hampshire ön seçim kampanyası sürerken, Clinton’ın Gennifer Flowers ile evlilik dışı bir ilişki yaşadığına dair haberler ortaya çıktı. Bu skandalın ardından Clinton, anketlerde eski Massachusetts senatörü Paul Tsongas’ın oldukça gerisine düştü. Super Bowl’un hemen ardından Clinton ve eşi Hillary, suçlamalara yanıt vermek için 60 Minutes programına çıktılar. Bu televizyon röportajı ciddi bir risk olarak görülse de Clinton birkaç delegeyi geri kazanmayı başardı. New Hampshire ön seçiminde Tsongas’ın ardından ikinci oldu; fakat anketlerde büyük farkla geriye düşmüşken yarışı neredeyse tek haneli farkla bitirmesi, medya tarafından bir zafer gibi değerlendirildi. Haber kuruluşları ona, güçlü bir şekilde ikinci sırayı alması üzerine, “Geri Dönüş Çocuğu” (The Comeback Kid) lakabını taktılar.[45]

Florida ve Teksas gibi büyük eyaletlerdeki zaferleri ile Güney eyaletlerinin çoğunu kapsayan “Süper Salı” ön seçimlerinde kazandığı başarı, Clinton’a önemli bir delege üstünlüğü sağladı. Ancak eski Kaliforniya valisi Jerry Brown da peş peşe zaferler elde ediyordu ve Clinton, memleketi Güney dışında henüz kayda değer bir seçim kazanamamıştı.[11][44] Büyük bir Güney eyaleti kalmamışken Clinton, çok sayıda delegeye sahip New York’a yöneldi. New York City’de elde ettiği ezici zafer, onun sadece “bölgesel bir aday” imajını yıkmasını sağladı. Böylece “uzlaşı adayı” konumuna yükselen Clinton, Jerry Brown’un memleketi Kaliforniya’daki galibiyetiyle Demokrat Parti’nin başkanlık adaylığını kesinleştirdi.[11]

Kampanya sürecinde, eyalet işleriyle güçlü bir siyasi nüfuza sahip Rose Hukuk Bürosu arasında çıkar çatışması yaşandığına dair sorular gündeme geldi. (Eşi Hillary Rodham Clinton bu büroda ortaktı.)[46] Clinton ise bu iddiaları geçersiz buldu; çünkü eyaletle yapılan tüm işlemlerin, Hillary’nin firmadan aldığı ücret hesaplanmadan önce zaten düşüldüğünü savundu. Ancak Bill Clinton’ın, seçmenlere Hillary ile beraber “bir fiyatına iki başkan” sunacaklarını söylemesi yeni tartışmaları da beraberinde getirdi.[47]

Clinton, ABD başkanlığı için kampanya yürütürken hâlâ Arkansas valiliğini sürdürüyordu ve bu süreçte eyaletine dönerek Ricky Ray Rector’un idamını bizzat görmeye gitti. Rector, bir polis memuru ve bir sivili öldürdükten sonra kendi kafasına ateş etmiş, hayatta kalmış ama avukatlarının ifadesine göre ölüm kavramını anlayamayacak bir zihinsel durumda kalmıştı. Hem Arkansas eyalet yasalarına hem de federal yasalara göre ağır zihinsel engeli bulunan bir mahkûmun idam edilmesi yasaktı. Ancak mahkemeler, Rector’un zihinsel yetersizliğinin bu ölçüde olmadığına hükmederek infaza izin verdi. Clinton’ın idam için Arkansas’a dönüşü, The New York Times’ta çıkan bir haberde, kendisine yöneltilen “suç konusunda yumuşak” suçlamalarını boşa çıkarmaya yönelik olası bir siyasi hamle olarak yorumlandı.[35][48]

1992, 15 Ekim’de Clinton, Bush ve Perot ile tartışma programında.

Körfez Savaşı sırasında Bush’un halk desteği yüzde 80’lere ulaşmış, kendisi neredeyse “yenilmez” olarak görülmüştü. Ancak federal bütçe açığını azaltmak için Demokratlarla uzlaşmaya giderek, “vergileri artırmayacağım” yönündeki vaadini bozması, güvenilirliğine ağır bir darbe vurdu. Clinton, Bush’un bu sözünü tutmamasını sürekli gündeme taşıyarak sert şekilde eleştirdi. Seçim dönemine gelindiğinde ise ekonomi kötüye gitmişti ve Bush’un desteği yüzde 40’ların biraz üzerine kadar gerilemişti.[44][49] Soğuk Savaş’ın sona ermesiyle birlikte, muhafazakârları bir arada tutan en güçlü unsur olan anti-komünizm de ortadan kalkmıştı. Cumhuriyetçi Parti artık ortak bir paydadan yoksundu. Pat Buchanan ve Pat Robertson’ın Cumhuriyetçi Parti Ulusal Kurultayı’nda dini temalara ağırlık vermesi ve Bush’un Demokratları “parti programlarında Tanrı’dan bahsetmemekle” suçlaması ise birçok ılımlı seçmeni uzaklaştırdı.[50] Clinton ise Arkansas valiliğindeki “Yeni Demokrat” sicilini öne çıkararak kendisini ılımlı bir figür olarak sundu, fakat partinin daha liberal kanadında kuşkular tamamen ortadan kalkmadı. Yine de önceki seçimlerde Ronald Reagan ve Bush’u desteklemiş birçok Demokrat seçmen bu kez Clinton’a yöneldi.[51] Clinton ve başkan yardımcısı adayı Al Gore, kampanyanın son haftalarında ülkeyi baştan başa dolaşarak destek topladı ve halka bir “yeni başlangıç” sözü verdi.[51]

26 Mart 1992’de başkanlık kampanyası için düzenlenen bir Demokrat Parti bağış etkinliğinde, Robert Rafsky dönemin Arkansas Valisi Bill Clinton’la yüzleşerek AIDS konusunda ne yapacağını sordu. Clinton’ın yanıtı şu oldu: “Acınızı hissediyorum.”[52] Bu canlı yayında gerçekleşen diyalog, 1992 başkanlık seçimlerinde AIDS meselesinin gündeme oturmasına yol açtı. 4 Nisan’da, artık resmî aday konumundaki Clinton, ACT UP üyeleri ve diğer önde gelen AIDS savunucularıyla bir araya geldi. Görüşmede kendi AIDS politikasını aktardı ve şu taahhütlerde bulundu: AIDS üzerine kapsamlı bir konuşma yapmak, HIV taşıyan kişilerin Demokratik Parti Kurultayı’nda söz almasını sağlamak ve AIDS United Action’ın beş maddelik planına imza atmak.[53]

Results for the 1992 United States presidential election
1992 seçim sonuçları: Clinton, 370’e karşı 168 oyla seçim zaferini kazandı.

Clinton, 1992 başkanlık seçimlerinde 370 Seçici Kurul oyuyla zafer kazandı. Rakipleri, 168 oy alan Cumhuriyetçi başkan George H. W. Bush ve tek bir oy bile çıkaramayan milyarder popülist Ross Perot’tu. Perot bağımsız aday olarak, ağırlıklı biçimde iç meselelere odaklanan bir kampanya yürütmüştü. Bush’un halk desteğinde yaşadığı sert düşüş, Clinton’ın başarısında belirleyici bir etken oldu.[51] Clinton’ın bu zaferi, Beyaz Saray’daki on iki yıllık Cumhuriyetçi hakimiyetin ve son yirmi dört yılın yirmisinde Cumhuriyetçilerin elinde tuttuğu üstünlüğün sonunu getirdi. Seçim aynı zamanda Demokratlara, ABD Kongresi’nin her iki kanadında da çoğunluğu kazandırdı. Böylece ilk kez, Jimmy Carter döneminde toplanan 96. Kongre’den bu yana, yürütme ve yasama erkleri tek bir partinin elinde birleşmiş oldu.[54][55]

Seymour Martin Lipset’e göre, 1992 seçimlerini farklı kılan birkaç özgün özellik vardı. Seçmenler ekonomik koşulların gerçekte olduğundan daha kötü olduğunu düşünüyorlardı; bu algı Bush’a zarar verdi. Nadir görülen bir durum olarak güçlü bir üçüncü parti adayı yarışta yer aldı. Ayrıca liberaller, Beyaz Saray’daki 12 yıllık muhafazakâr yönetim anlayışına tepki göstererek karşı atağa geçti. Ancak en belirleyici unsur, Clinton’ın kendi partisini bir arada tutmayı başararak çok farklı toplumsal kesimleri ortak paydada buluşturmasıydı.[56]

1996 Başkanlık Adaylığı

[değiştir | kaynağı değiştir]

1996 başkanlık seçimleri yaklaşırken Clinton’ın yeniden seçilme şansı başlangıçta zayıf görünüyordu. Bunun sebeplerinden biri, kamuoyunda giderek artan güvensizlikti; özellikle Whitewater skandalı[57][58] ve 1994 seçimlerinde Demokratların ağır bir yenilgiye uğraması[59][60] bu algıyı güçlendirmişti. 1995’in başlarında onay oranı yüzde 40’lara kadar düşen Clinton için, bazı önde gelen Demokrat isimler adaylıktan çekilmesi gerektiğini bile dile getirdi.[61][62] Ancak 1995’in ortalarına gelindiğinde, toparlanmaya başlayan ekonomi ve Kongre’deki Cumhuriyetçilerin artan popülarite kaybı sayesinde Clinton hakkındaki kamuoyu algısı yeniden yükselişe geçti.[63][64][65] 1996’nın başında yapılan anketlerde ise Clinton’ın, muhtemel Cumhuriyetçi rakibi Bob Dole karşısında 20 puana kadar varan bir üstünlük sağladığı görüldü.[66]

1992 seçimlerinde Bush’un yaşadığı dezavantajın aksine, Clinton’ın görevdeki başkan olması 1996’daki genel seçimde ona büyük bir avantaj sağladı. Çünkü Amerikalıların çoğu ülkenin doğru yönde ilerlediğine inanıyordu.[67] Clinton, rakibi Bob Dole’un yanı sıra yeniden Ross Perot ile karşı karşıya geldi. Ancak Perot bu kez Reform Partisi’nin adayı olarak yarıştı ve 1992’deki desteğinin çok altında kaldı.[68] Seçimden önceki son ayda yorumcular, Clinton’ın büyük bir zafer kazanacağını öngörüyordu. Onay oranı yüzde 60’a kadar çıkmıştı ve anketler, 30’dan fazla eyalette seçmenlerin Clinton’dan yana olduğunu ortaya koyuyordu.[69][70][71][72]

Seçim günü geldiğinde Clinton, 379 Seçici Kurul oyuyla yeniden seçilmeyi başardı ve 159 oyda kalan Dole’u mağlup etti.[73] Halk oylamasında ise Clinton yüzde 49,2, Dole yüzde 40,7, Perot ise yüzde 8,4 destek aldı. Bu zaferle birlikte Clinton, Franklin D. Roosevelt’ten bu yana üst üste iki başkanlık seçimini kazanan ilk Demokrat oldu.[74][75]

Başkanlık Dönemi (1993–2001)

[değiştir | kaynağı değiştir]

Clinton’ın “üçüncü yol” olarak bilinen ılımlı liberal yaklaşımı, ülkenin mali yapısını güçlendirdi; küreselleşmenin hız kazandığı ve Amerika karşıtı terör örgütlerinin ortaya çıktığı bir dönemde, ülkeyi dış politikada da sağlam bir zemine oturttu.[76]

Başkanlığı boyunca Clinton, çok çeşitli yasa ve programları destekledi; bunların büyük kısmı ya Kongre’den geçerek yasalaştı ya da yürütme organı tarafından hayata geçirildi. Özellikle Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşması (NAFTA) ve refah reformu politikaları, merkeze yakın bir “Üçüncü Yol” yönetim felsefesinin ürünü olarak değerlendirildi.[77][78] Bütçe politikalarında izlediği mali muhafazakârlık, bütçe açıklarının azaltılmasına katkı sağladı.[79][80] Clinton döneminde Amerika, tarihindeki en uzun barış zamanı ekonomik büyüme sürecine tanıklık etti.[81][82]

Kongre Bütçe Ofisi, Clinton’ın başkanlığının son üç yılında bütçe fazlaları açıkladı: 1998’de 69 milyar dolar, 1999’da 126 milyar dolar ve 2000’de 236 milyar dolar.[83] Ancak bütçe fazlalarının kaydedildiği bu yıllarda bile toplam ulusal borç her yıl artmaya devam etti. Hazine Bakanlığı verilerine göre mali yılın (30 Eylül) sonunda brüt borç 1997’de 5,413 trilyon dolar, 1998’de 5,526 trilyon dolar, 1999’da 5,656 trilyon dolar ve 2000’de 5,674 trilyon dolar seviyesindeydi.[84][85] Yönetim ve Bütçe Ofisi ise takvim yılına (31 Aralık) göre brüt borcu 1997’de 5,369 trilyon dolar, 1998’de 5,478 trilyon dolar, 1999’da 5,606 trilyon dolar ve 2000’de 5,629 trilyon dolar olarak bildirdi.[86]

Başkanlığının sona ermesinin ardından Clinton çifti, Hillary Clinton’ın New York senatörlüğü adaylığı sırasında ikamet tartışmalarını gidermek amacıyla New York’un Chappaqua kasabasındaki 15 Old House Lane adresine taşındı.[87]

Birinci dönemi (1993–1997)

[değiştir | kaynağı değiştir]
Clinton during the signing of the Israel–Jordan peace treaty, with Yitzhak Rabin (left) and King Hussein of Jordan (right)
Clinton, İsrail-Ürdün barış anlaşmasının imzalanması sırasında, Yitzhak Rabin (solda) ve Ürdün Kralı Hüseyin (sağda) ile birlikte

Clinton, 20 Ocak 1993’te ABD’nin 42. başkanı olarak göreve başladı. Ancak göreve yorgun ve deneyimsiz bir ekiple başladı; ilk aylarda birçok hata yaptı. Adalet Bakanı adayları vergi sorunları nedeniyle geri çekildi. Ordunun sert muhalefetine rağmen eşcinsellerin orduya katılımını savundu, sonunda “Sorma, söyleme” (Don’t ask, don’t tell) uzlaşısına mecbur kaldı. 16 milyar dolarlık teşvik paketi ise Senato’daki Cumhuriyetçi engellemeyle reddedildi. İlk 100 günde onay oranı en düşük başkanlardan biri oldu.[88][89]

Buna rağmen kamuoyunun desteklediği bazı adımlar da attı: 1993 Aile ve Tıbbi İzin Yasası ile çalışanlara ücretsiz izin hakkı tanındı; ayrıca göreve gelir gelmez kürtaj ve aile planlaması üzerindeki Reagan-Bush kısıtlamalarını kaldırdı. Clinton, kürtajın “güvenli, yasal ve nadir” olması gerektiğini savundu. İktidarı boyunca kürtaj oranı %18 düştü.[90][91]

Şubat 1993’te ilk ulusa seslenişinde bütçe açığını kapatmak için vergileri artırmayı planladığını açıkladı. Ekonomik programı, seçim vaatlerinde öne çıkan orta sınıfa vergi indirimi yerine açıkların kapatılmasına odaklandı. Aynı yıl Teksas Waco’daki Branch Davidian kuşatmasında 75 kişi hayatını kaybetti; operasyon Bush döneminde planlanmıştı, Clinton’ın doğrudan rolü yoktu.[92]

Ağustos 1993’te Omnibus Budget Reconciliation Act yasalaştı: 15 milyon düşük gelirli aileye vergi indirimi sağladı, küçük işletmelerin %90’ına kolaylık getirdi, en zengin %1,2’lik kesimin vergisini artırdı ve uzun vadede bütçe disiplinini zorunlu kıldı.[93]

Clinton ve Başkan Yardımcısı Al Gore, 10 Ağustos 1993

Clinton, 22 Eylül 1993’te Kongre’ye evrensel sağlık sistemi hedefleyen reform planını sundu. Hillary Clinton’un başkanlığında hazırlanan tasarı başlangıçta olumlu karşılandı, ancak sigorta lobisi, Amerikan Tabipler Birliği ve muhafazakârların yoğun muhalefetiyle karşılaştı. Beyaz Saray’daki koordinasyon eksikliği de süreci zayıflattı. Sonuçta 1994 yazında Senato’da uzlaşı tasarısı destek bulamayınca girişim başarısız oldu. Bu, Clinton yönetiminin ilk büyük yasama yenilgisi olarak tarihe geçti.[31][34]

30 Kasım 1993’te Clinton, ABD’de silah alımlarında sabıka kaydı kontrolünü zorunlu kılan ve NICS sistemi yürürlüğe girene dek beş günlük bekleme süresi getiren Brady Yasasını imzaladı. Aynı zamanda düşük gelirli çalışanları destekleyen Earned Income Tax Credit programını genişletti.

Aralık 1993’te, Arkansas eyalet polisleri Larry Patterson ve Roger Perry, Clinton’un valilik döneminde kadınlarla gizli buluşmalar ayarladıklarını iddia etti. “Troopergate” olarak bilinen bu olayda Paula Jones’un da adı geçti. Haberi yazan David Brock daha sonra Clinton’dan özür dileyerek yazının siyasi amaçlı “kötü gazetecilik” olduğunu, polislerin ise çıkar peşinde olduklarını itiraf etti.[94]

13 Eylül 1993'te Oslo Anlaşmaları sırasında Yitzhak Rabin, Clinton ve Yaser Arafat

1993’te Clinton, “Sorma, söyleme” (Don’t Ask, Don’t Tell) adıyla bilinen Savunma Bakanlığı direktifini yürürlüğe koydu. Bu politika, eşcinsel erkek ve kadınların orduda görev yapmasına izin veriyor, ancak cinsel yönelimlerini gizli tutmalarını şart koşuyordu. Aynı zamanda orduya, bireylerin yönelimi hakkında soru sormayı da yasaklıyordu. Bu düzenleme, Clinton’ın eşcinsellerin açıkça orduya katılabilmesi yönündeki teklifine Kongre’de hem Cumhuriyetçiler hem de bazı Demokratlardan gelen sert muhalefet karşısında bir uzlaşı olarak geliştirildi. Senatör John McCain (R-AZ) ve Sam Nunn (D-GA) bu muhalefetin başlıca isimlerindendi. David Mixner’in aktardığına göre, Clinton’ın bu uzlaşıyı desteklemesi Başkan Yardımcısı Al Gore ile ciddi bir tartışmaya yol açtı; Gore, başkanın yasa çıkarma riskine rağmen yasağı doğrudan kaldırması gerektiğini savunuyordu. Bazı LGBT hakları savunucuları Clinton’ı yeterince ileri gitmemekle suçladı; kampanya sırasında oy ve bağış toplamak için bu sözü verdiğini öne sürdüler. Onlara göre Clinton, tıpkı Başkan Harry S. Truman’ın ordudaki ırksal ayrımcılığı kaldırmak için kullandığı gibi bir başkanlık kararnamesiyle orduyu entegre etmeliydi. Clinton’ı savunanlar ise böyle bir kararname çıkarmanın Senato’yu eşcinselleri yasayla ordudan dışlamaya itebileceğini, bunun da ileride entegrasyonu daha da zorlaştırabileceğini belirtti. Başkanlığının ilerleyen döneminde, 1999’da Clinton, politikanın uygulanışını eleştirdi ve “ciddi hiçbir kişi bu işin rayından çıkmadığını söyleyemez” ifadesini kullandı. Politika uzun yıllar tartışmalı kaldı ve nihayet 2011’de tamamen yürürlükten kaldırıldı. Böylece ordudan cinsel yönelim nedeniyle atılma uygulaması resmen sona erdi.[95]

1994’te Clinton, Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşması’nı (NAFTA) yasalaştırarak yürürlüğe soktu. Parti içinde tartışmalar yaratsa da anlaşma Temsilciler Meclisi ve Senato’dan geçti. Aynı yıl Beyaz Saray’ın ilk resmi internet sitesi whitehouse.gov açıldı; Clinton ve Gore’un öncülüğünde federal kurumların, mahkemelerin ve ordunun internet ortamına taşınması sağlandı. 1996’da çıkarılan 13011 sayılı başkanlık kararnamesiyle, federal kurumların bilgi teknolojisini kullanarak halka daha şeffaf hizmet sunmaları zorunlu kılındı.[96]

Eylül 1994’te kabul edilen Omnibus Crime Bill ile ölüm cezasının kapsamı genişletildi; uyuşturucu ticareti gibi ölümle sonuçlanmayan suçlara da uygulanmaya başladı ve yaklaşık 60 yeni kategori eklendi. Yasa ayrıca on yıl süreli bir yarı otomatik silah yasağını içeriyordu. Ancak aynı yıl yapılan ara seçimlerde Demokratlar, 40 yıl sonra ilk kez Kongre çoğunluğunu Cumhuriyetçilere kaybetti.[97]

6 Aralık 1995’te Beyaz Saray HIV/AIDS Konferansı’nda Clinton, tedavi ve aşı geliştirilmesi yönünde umutlu mesajlar verdi. Hükûmetin hızlandırılmış ilaç onay süreci ve ayrımcılıkla mücadele çabalarını vurguladı. Yeni girişimler arasında federal AIDS araştırmalarının koordine edilmesi, HIV önlemlerinin madde bağımlılığıyla mücadeleyle entegre edilmesi ve sağlık hizmetlerinde eşit erişimin sağlanması yer aldı. 1996’da yeni vaka sayısı ilk kez düşüşe geçti, 1997’de ise AIDS’e bağlı ölümler bir önceki yıla göre %47 azaldı. Bu başarı, Clinton yönetiminin desteklediği yüksek etkili antiretroviral tedavilere (HAART) bağlandı.[98][99][100]

1996’da Clinton, Evliliği Savunma Yasası’nı (DOMA) imzalayarak evliliği federal düzeyde bir erkek ile bir kadın arasındaki birliktelik olarak tanımladı ve eyaletlere diğer eyaletlerde yapılan eşcinsel evlilikleri tanımama hakkı verdi. Clinton daha sonra bu kararı, daha sert bir anayasa değişikliği tehdidini engellemek için alınmış siyasi bir hamle olarak savundu, ancak birçok LGBT aktivisti bunu seçim yılı manevrası olarak gördü. Yıllar sonra The New York Times da DOMA’yı Clinton’ın en kötü politika anlarından biri olarak nitelendirdi. Yasa, 2013’te United States v. Windsor kararıyla Yüksek Mahkeme tarafından iptal edildi.

Buna rağmen Clinton, açık eşcinsel kişileri yönetime dahil eden ilk başkan oldu ve eşcinsel haklarını alenen savunan ilk lider olarak anıldı. Görev süresince LGBT çalışanların güvenlik izni yasağını kaldıran ve federal sivil iş gücünde cinsel yönelim temelli ayrımcılığı yasaklayan iki önemli kararname yayımladı. HIV/AIDS araştırmaları, önleme ve tedavi için ayrılan federal fonları iki katından fazla artırdı. Ayrıca eşcinsellere yönelik nefret suçları yasası ve İşyerinde Ayrımcılığın Önlenmesi Yasası için çaba gösterdi; ikincisi Senato’da tek oyla reddedildi. Bu politikalar, dönemin politik risklerine rağmen Clinton’a Human Rights Campaign gibi örgütlerden güçlü destek kazandırdı.

Başkanlıktan yıllar sonra, 2009’da eşcinsel evliliği desteklediğini açıkladı ve 2013’te DOMA’nın iptal edilmesi için Yüksek Mahkeme’ye çağrıda bulundu. Daha sonra, bu konudaki tavır değişikliği ve önceki LGBT yanlısı politikaları nedeniyle GLAAD tarafından onurlandırıldı.[101]

1996’daki ABD seçim finansmanı skandalı, Çin’in Clinton yönetimi öncesinde ve sırasında ABD iç politikasını etkilemeye çalıştığı iddialarını içeriyordu; aynı zamanda yönetimin kendi bağış toplama uygulamaları da tartışma konusu oldu. Çin hükümeti tüm suçlamaları reddetti.

30 Eylül 1996’da Clinton, yasadışı göçü sınırlamayı amaçlayan **Yasadışı Göç Reformu ve Göçmen Sorumluluk Yasası (IIRIRA)'nı imzaladı. Clinton’ın atadığı Göç Reformu Komisyonu, yasal göçmen sayısının yıllık yaklaşık 800.000’den 550.000’e indirilmesini tavsiye etmişti.

Kasım 1996’da Clinton, Filipinler’de suikast girişiminden kıl payı kurtuldu. El-Kaide tarafından, Usame bin Ladin’in planladığı bir köprü bombası girişimi söz konusuydu. Clinton’ın başkanlığı döneminde olay tamamen gizli tutuldu; Mart 2024’te Reuters, sekiz emekli gizli servis ajanıyla konuşarak bu girişimin ayrıntılarını kamuoyuna aktardı.[102]

İkinci dönem (1997–2001)

[değiştir | kaynağı değiştir]
Clinton (ortada) 1997'de ilk G8 Zirvesi'ne katılan diğer dünya liderleriyle birlikte

1997’deki Birliğin Durumu konuşmasında Clinton, beş milyon çocuğa sağlık sigortası sağlamayı hedefleyen yeni bir girişim önerdi. Aynı yıl Senatörler Ted Kennedy ve Orrin Hatch, Hillary Clinton ve ekibiyle birlikte çalışarak Çocuk Sağlık Sigortası Programı (SCHIP)’in yasalaşmasını sağladı. Bu program, Clinton yönetiminin en büyük sağlık reformu olarak kabul edildi. Hillary Clinton ayrıca 1997’de Evlat Edinme ve Güvenli Aileler Yasasını, 1999’da ise Koruyucu Aile Bağımsızlık Yasasını geçirmede önemli rol oynadı. Bill Clinton ise Cumhuriyetçi Kongre ile müzakere ederek 1997 Dengeli Bütçe Yasasının onaylanmasını sağladı.

Ekim 1997’de Clinton, yaşına ve gençliğinde müzisyenlik yaparken maruz kaldığı yüksek sese bağlı işitme kaybı nedeniyle işitme cihazı kullanmaya başladığını duyurdu. 1999’da ise **Finansal Hizmetler Modernizasyon Yasası (Gramm–Leach–Bliley Act)**nı imzalayarak, bankaların yatırım bankacılığı, ticari bankacılık ve sigortacılık hizmetlerini bir arada sunmasını engelleyen 1933 tarihli Glass–Steagall Yasasının ilgili bölümünü yürürlükten kaldırdı.[103]

1993’te David Hale, Clinton’ın Arkansas valisiyken kendisine Susan McDougal’a yasadışı 300.000 dolarlık kredi vermesi için baskı yaptığını iddia etti. McDougal çifti Whitewater projesi nedeniyle mahkûm oldu, ancak Clinton çifti hiçbir zaman suçlanmadı. Clinton, kendisinin ve eşinin masum olduğunu savundu. Hem Robert B. Fiske hem de Kenneth Starr’ın yürüttüğü soruşturmalar, Clintonları yargılamak için yeterli delil bulunmadığını açıkladı.[104][105]

19 Mayıs 1993’te Clinton, Beyaz Saray Seyahat Ofisi’nden yedi çalışanı görevden aldı. Başkanın keyfi olarak bu personeli işten çıkarma yetkisi olmasına rağmen, bu durum “Travelgate” olarak bilinen tartışmayı doğurdu. Beyaz Saray, görevden almaların kısa bir FBI incelemesinde tespit edilen mali usulsüzlükler nedeniyle yapıldığını söyledi. Muhalifler ise kovulmaların, Clinton ailesine yakın kişilere iş alanı açmak için gerçekleştirildiğini öne sürdü. Temsilciler Meclisi’nin Hükûmet Reform Komitesi, yönetimi soruşturmaları engellemekle suçladı. Özel savcı Robert Fiske, Hillary Clinton’un sürece dahil olduğunu ve GAO’ya, Kongre’ye ve bağımsız savcıya “gerçeğe aykırı” ifadeler verdiğini söyledi; ancak dava açmak için yeterli delil bulunmadığına karar verdi.[106][107]

Azil Süreci ve Beraat

[değiştir | kaynağı değiştir]
Clinton'ın 1999'daki azil davası

19 Aralık 1998’de Clinton, Temsilciler Meclisi tarafından azledildi. Meclis, büyük jüri önünde yeminli ifade verirken Paula Jones davasında stajyer Monica Lewinsky ile cinsel ilişkisine dair sorulara yalan söylediği gerekçesiyle 228’e 206; adaleti engelleme suçlamasıyla da 221’e 212 oyla azil kararı aldı. Böylece Clinton, Andrew Johnson’dan sonra azledilen ikinci ABD başkanı oldu. Tüm bu süreç Oval Ofis Skandalı olarak adlandırıldı ve aylarca devam etti. Süreç, Clinton’ın 22 yaşındaki Beyaz Saray (sonradan Savunma Bakanlığı) çalışanı Monica Lewinsky ile ilişkisini yasa dışı biçimde gizlediği ve bu konuda yalan söylediği iddialarına dayanıyordu. Kenneth Starr’ın hazırladığı rapor, başkanın azli için “önemli ve güvenilir kanıt” sunduğunu belirterek Meclis’e iletildi. Bunun üzerine Temsilciler Meclisi, ara seçimlerden önce azil soruşturmasını başlattı. Aralık 1998’de Cumhuriyetçi liderlik, “topal ördek” oturumunda azil sürecini yürürlüğe koydu.[108]

Clinton, 2000 yılında Trump Tower'da, geleceğin 45. ve 47. başkanı Donald Trump ile el sıkışırken

Temsilciler Meclisi Adalet Komitesi’nin oylaması tamamen parti çizgisine göre sonuçlanmış olsa da Meclis Genel Kurulu’nda tartışmalar oldukça hararetli geçti. Cumhuriyetçilerin ağırlıklı desteğiyle, birkaç Demokrat’ın da katılımıyla kabul edilen iki suçlama “yemin altında yalan beyanda bulunma” ve “adaleti engelleme”ydi. Yalan beyanda bulunma suçlaması, Clinton’ın Paula Jones davası kapsamında verdiği ifadede doğruyu söylemediği iddiasından doğdu. Adaleti engelleme suçlaması ise Clinton’ın Monica Lewinsky ile ilişkisini bu ifade öncesinde ve sonrasında gizlemeye çalışmasına dayandırıldı.[109]

Senato daha sonra her iki suçlamadan da Clinton’ı akladı.[110][111] Eski dönemin bitiminden önce yargılama yapılmadığı için, dava bir sonraki Kongre’ye bırakıldı. Clinton, Washington merkezli Williams & Connolly hukuk firması tarafından savunuldu. Yirmi bir gün süren yargılama sonunda Senato, 12 Şubat 1999’da, yalan beyan için 55 beraat / 45 suçlu, adaleti engelleme için ise 50 beraat / 50 suçlu oyu kullandı. Her iki sonuç da, başkanı görevden almak için gerekli anayasal üçte iki çoğunluğa ulaşamadı. Oylamalar genel olarak parti çizgisine göreydi; hiçbir Demokrat “suçlu” oyu vermezken, yalnızca birkaç Cumhuriyetçi “beraat” yönünde oy kullandı.[110]

19 Ocak 2001’de Clinton, Jones davası bağlamında “adaletin işleyişine zarar verici davranışta bulunduğunu” kabul etmesinin ardından Arkansas eyalet mahkemesi tarafından beş yıl süreyle avukatlık lisansından men edildi.[112][113] 1 Ekim’de ABD Yüksek Mahkemesi de Monica Lewinsky skandalının yansımalarını gerekçe göstererek Clinton’ın yüksek mahkemede avukatlık yapma yetkisini askıya aldı. Clinton karara itiraz etmek yerine barodan tamamen çekilmeyi tercih etti.[114]

Aflar ve ceza indirimleri

[değiştir | kaynağı değiştir]

Clinton, 20 Ocak 2001’de görevdeki son gününde 141 af ve 36 ceza indirimi verdi. En tartışmalı olanlardan biri, vergi kaçakçılığıyla suçlanan iş adamı Marc Rich’in affıydı. Bu karar, Hillary Clinton’ın kardeşi Hugh Rodham’ın, affa aracılık karşılığında ödeme aldığı iddialarıyla gölgelendi. Federal savcı Mary Jo White, Rich’in affını soruşturmakla görevlendirildi; daha sonra görevi James Comey devraldı. Soruşturma sonucunda Clinton’ın herhangi bir usulsüzlüğü olmadığı açıklandı. Clinton ayrıca Whitewater skandalıyla bağlantılı dört kişiyi—Chris Wade, Susan McDougal, Stephen Smith ve Robert W. Palmer—affetti. Bu isimlerin tamamının Clinton’ın Arkansas valiliği döneminden bağları vardı. Eski Konut ve Kentsel Gelişim Bakanı Henry Cisneros, FBI’a yalan söylediğini kabul etmişti; o da Clinton’ın affettikleri arasındaydı.[115]

Askeri ve dış ilişkiler

[değiştir | kaynağı değiştir]
1999

Amerikan birlikleri, insani kriz ve iç savaş nedeniyle ilk kez Bush yönetimi döneminde Somali’ye girmişti. Başlangıçta insani yardım amaçlı olan bu müdahale, Clinton yönetimi sırasında yön değiştirdi ve Somali savaş ağalarının etkisiz hale getirilmesine odaklandı. Ancak 1993’teki Mogadişu Muharebesi sırasında iki ABD helikopteri roketatarlarla vurularak düşürüldü ve askerler düşman hatlarının gerisinde mahsur kaldı. Çıkan şehir çatışmasında 18 Amerikan askeri öldü, 73’ü yaralandı, biri esir alındı. Televizyonlarda, savaş ağası Muhammed Aidid’in destekçilerinin Amerikalı askerlerin cesetlerine yönelik vahşi görüntüleri yayınlandı. Olayın yarattığı tepki, ABD’nin Somali’deki müdahalesine verilen desteğin hızla düşmesine yol açtı. Bu aynı zamanda Clinton yönetiminin geri kalanında asker kullanımında daha temkinli davranmasına neden oldu. Ulusal güvenlik politikası gözden geçirildikten sonra ABD birlikleri Somali’den çekildi; sonraki krizlerde ise daha sınırlı kara gücüyle müdahale edilmesi tercih edildi.[116][117]

1994 Nisan’ında Ruanda’da soykırım patlak verdi. İstihbarat raporları, Clinton yönetiminin kamuoyuna “soykırım” kelimesini kullanmadan çok önce, Tutsileri tamamen yok etmeyi hedefleyen bir “nihai çözüm” planından haberdar olduğunu gösteriyor. Ancak Clinton, bir yıl önce Somali’de yaşananların tekrarlanmasından korktuğu için müdahale etmemeyi tercih etti. Daha sonra bu kararı, dış politikasındaki en büyük başarısızlıklardan biri olarak nitelendirdi ve şu sözleri kullandı: “Şiddeti tamamen durduramazdık ama azaltabilirdik. Bu nedenle pişmanım.”[118]

Clinton, 22 Aralık 1997'de Tuzla'ya giden bir uçakta Bosna'daki ABD heyeti ve Hava Kuvvetleri personeliyle birlikte görülüyor. Clinton, geleceğin 46. başkanı Joe Biden'la birlikte.

1993 ve 1994’te Clinton, Bosna Savaşı sırasında Batı Avrupa liderlerini Bosnalı Sırplara karşı güçlü bir askeri politika benimsemeleri için zorladı. Ancak bu strateji, Birleşmiş Milletler, NATO müttefikleri ve Kongre’deki Cumhuriyetçilerden ciddi direnç gördü; bunun üzerine Clinton daha diplomatik bir yaklaşım benimsedi. 1995’te ABD ve NATO uçakları, BM güvenli bölgelerine yönelik saldırıları durdurmak ve Sırpları barış anlaşmasına zorlamak amacıyla Bosnalı Sırp hedeflerini bombaladı. Aynı yılın sonunda Clinton, imzalanan Dayton Anlaşması’nı korumak için Bosna’ya Amerikan barış gücü askerleri gönderdi.[119]

İrlanda barış görüşmeleri

[değiştir | kaynağı değiştir]
Clinton, 30 Kasım 1995'te Doğu Belfast'taki bir işletmenin dışında Gerry Adams ile el sıkışıyor

Clinton, başkanlığından önce, 1992’de Kuzey İrlanda’ya bir barış elçisi gönderilmesini önermişti; ancak bu fikir, Britanya hükümetiyle gerilim yaşamamak için rafa kaldırıldı. Kasım 1995’te, “Troubles” dönemindeki ateşkes sırasında Clinton, Kuzey İrlanda’yı ziyaret eden ilk ABD başkanı oldu ve Belfast’ın ikiye bölünmüş topluluklarını yerinde inceledi. Birlik yanlılarının eleştirilerine rağmen, bu ziyareti şiddetli çatışmaları sona erdirmek için bir müzakere zemini olarak kullandı ve 1998’de imzalanan Hayırlı Cuma Anlaşmasına giden barış sürecinde kilit bir rol oynadı.

Clinton, 13 Ocak 1994'te Rusya'da düzenlenen özel bir yemekte Rusya Devlet Başkanı Boris Yeltsin'in kendisine hediye ettiği saksafonu çalıyor.

Clinton, Orta Doğu’da İran’ın etkisini sınırlamayı hedefleyen ve Bush yönetiminden devralınan politikayı çifte sınırlama stratejisi ile sürdürmek istedi. 1994’te İran’ı “terörizme destek veren devlet” ve “haydut devlet” ilan etti;[120] bu, bir Amerikan başkanının bu ifadeyi ilk kez kullanmasıydı. Ardından yayımlanan başkanlık kararnameleriyle İran’ın petrol endüstrisine ağır yaptırımlar uygulandı ve ABD şirketlerinin İran hükümetiyle neredeyse tüm ticareti yasaklandı.

Şubat 1996’da Clinton yönetimi, ABD donanmasına ait bir güdümlü füze kruvazörünün İran Air 655 sefer sayılı uçağını düşürmesi nedeniyle İran’ın 1989’da Uluslararası Adalet Divanı’na açtığı davayı sonlandırmak için, İran’a 131,8 milyon dolar (2024 değerine göre yaklaşık 264,24 milyon dolar) tazminat ödemeyi kabul etti.[121]

Clinton, 1998’deki Birliğin Durumu konuşmasında Kongre’yi uyararak Irak lideri Saddam Hüseyin’in kimyasal, biyolojik ve nükleer silahlar geliştirdiğini iddia etti; ancak bu iddiayı destekleyecek kanıt bulunmadı.

31 Ekim 1998’de Clinton, Irak’a karşı “rejim değişikliği” politikasını resmileştiren Irak Kurtuluş Yasasını imzaladı. Yasa, ABD’nin doğrudan askeri müdahalesini öngörmüyordu. Ardından 16–19 Aralık 1998 arasında dört gün süren Çöl Tilkisi Operasyonu başlatıldı. Operasyonun sonunda Clinton şu açıklamayı yaptı: “Saddam iktidarda kaldığı sürece, halkı, bölgesi ve dünya için tehdit olmaya devam edecek. Müttefiklerimizle birlikte, kitle imha silahı programını sınırlamak için onu baskı altında tutmalı ve Irak’ın halkıyla ve komşularıyla barış içinde yaşamayı kabul eden bir hükümete kavuşacağı günü hedeflemeliyiz.”

1999’da Amerikan ve İngiliz uçakları, Irak’taki uçuşa yasak bölgelerde 166 kez; 2000’de ise 78 kez Irak hava savunma sistemlerini hedef aldı.

1999 yılında Clinton Türkiye'ye geldi ve TBMM'de konuşma yaptı.[122] 17 Ağustos Marmara Depremi'nin ardından Kocaeli'deki çadır kenti ziyaret etti ve burada burnunu sıkan bir bebekle olan fotoğrafı dünya basınında ilgi çekti.[123]

Clinton, 31 Mart 1999'da Kosova hakkında bir brifing sırasında

1999’da Yugoslavya’daki Kosova eyaletinde, etnik Arnavut ayrılıkçılara yönelik sert baskılar sürerken Clinton, Müttefik Güç Harekâtı adı verilen NATO hava saldırısını onayladı. Müdahalenin gerekçesi, Yugoslav birliklerinin Arnavutlara karşı yürüttüğü etnik temizlik operasyonunu —Clinton yönetiminin tanımıyla “soykırımı”— durdurmaktı. NATO kuvvetlerinin başında General Wesley Clark bulunuyordu.[124]

Hava harekâtı, BM Güvenlik Konseyi’nin 1244 sayılı kararı ile 10 Haziran 1999’da sona erdi. Bu karar, Kosova’yı BM yönetimine bıraktı ve bölgeye barış gücü gönderilmesini öngördü. NATO, harekâtta hiçbir askerini çatışmada kaybetmedi, ancak iki asker bir Apache helikopter kazasında yaşamını yitirdi.[125]

Clinton yönetiminin “soykırım” ifadesi, bazı gazeteciler tarafından abartılı ve gerçeğe aykırı bulunarak eleştirildi. Bombardıman öncesinde, çatışmalarda ölen sivil sayısının yaklaşık 1.800 olduğu tahmin ediliyordu ve eleştirmenler, gerçek bir soykırım olduğuna dair kanıt bulunmadığını savundu.[126][127] Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı’nın savaş sonrası raporu, NATO’nun hava saldırıları başladıktan sonra yağma, tecavüz, cinayet ve zorla göç olaylarının arttığını kaydetti.[128]

2001’de Kosova’daki BM denetimindeki Yüksek Mahkeme, soykırım niyetinin olmadığını, ancak Arnavut nüfusu zorla bölgeden uzaklaştırmaya yönelik sistematik bir terör kampanyası yürütüldüğünü kabul etti.[129] Bu nedenle “etnik temizlik” terimi, hem kitlesel öldürmeleri hem de zorunlu göçleri kapsayacak şekilde kullanıldı. Dönemin Yugoslavya Devlet Başkanı Slobodan Milošević, insanlığa karşı suçlar ve savaş suçlarıyla ilgili olarak Lahey’de yargılandı, ancak dava tamamlanmadan 2006’da hayatını kaybetti.[130][131]

İsrail-Filistin çatışması

[değiştir | kaynağı değiştir]
İsrail Başbakanı Ehud Barak, Başkan Clinton ve Filistin lideri Yaser Arafat, Temmuz 2000'de Camp David'de

Clinton, İsrail–Filistin çatışmasını sona erdirmeye yönelik önemli girişimlerde bulundu. 1993’te Başbakan Yitzhak Rabin ile Filistin Kurtuluş Örgütü lideri Yaser Arafat arasında Clinton’ın arabuluculuğunda yapılan gizli görüşmeler, 13 Eylül’de Beyaz Saray’da imzalanan tarihi Oslo Anlaşmaları ile sonuçlandı. Bu gelişme, 1994’te İsrail–Ürdün barış anlaşmasına ve 1998’de Wye River Mutabakatına zemin hazırladı, ancak kalıcı barışı getirmedi. Clinton, 2000 yılında Başbakan Ehud Barak ve Arafat’ı Camp David Zirvesinde bir araya getirdi; 14 gün süren görüşmeler Temmuz’da gerçekleşti fakat sonuçsuz kaldı. Aralık 2000’de Bolling Hava Üssü’nde sunduğu Clinton Parametreleri de Taba Zirvesi’nin çökmesi ve İkinci İntifada’nın başlamasıyla rafa kalktı.[34]

Ruth Bader Ginsburg, 1993 yılında Başkan Clinton'dan Yüksek Mahkeme'ye adaylığını kabul ediyor

Clinton, Amerikan tarihinde federal mahkemelere beyaz erkek yargıçlardan daha fazla kadın ve azınlık kökenli yargıç atayan ilk başkan oldu.[132] Sekiz yıllık görev süresi boyunca atamalarının %11,6’sı temyiz mahkemelerine ve %17,4’ü bölge mahkemelerine olmak üzere siyah yargıçlardan oluşuyordu. Ayrıca temyiz mahkemesi adaylarının %32,8’i, bölge mahkemesi adaylarının ise %28,5’i kadındı.[132]

Usame bin Ladin

[değiştir | kaynağı değiştir]

1996’da Dışişleri Bakanlığı’nın bin Ladin’e dair uyarısı ve 1998’de El Kaide’nin Doğu Afrika’daki ABD elçiliklerine düzenlediği, 224 kişinin (12’si Amerikalı) ölümüne yol açan bombalı saldırılar üzerine Clinton[133] , bin Ladin’i yakalamak ya da öldürmek için birkaç askeri operasyon emri verdi; ancak bunların hiçbiri başarılı olmadı. Ağustos 1998’de Clinton, Afganistan’daki El Kaide eğitim kamplarına ve Sudan’daki El-Şifa ilaç fabrikasına füze saldırıları düzenlenmesini emretti. Fabrikanın bin Ladin’in kimyasal silah üretimine yardım ettiği düşünülüyordu. Saldırıda tesis yıkıldı, bir kişi öldü, 11 kişi yaralandı.[134] Ancak bu fabrika Sudan’daki ilaçların %50’sini üretiyordu; yıkım sonrası ülkede ciddi ilaç sıkıntısı doğdu, özellikle sıtma tedavisinde kullanılan klorokin bulunmaz hale geldi. ABD yetkilileri daha sonra fabrikanın sinir gazı ürettiğine ya da depoladığına dair kanıt bulunmadığını kabul etti.[135]

Kamuoyu görüşleri

[değiştir | kaynağı değiştir]
Clinton'un başkanlık kariyeri boyunca onaylanma oranları (Roper Center)

Clinton'ın ilk dönemi boyunca iş onay notu 40'lar ve 50'ler arasında dalgalandı. İkinci döneminde reytingi sürekli olarak yüksek 50'ler ile yüksek 60'lar arasında değişti. 1998 ve 1999'daki azil işlemlerinden sonra Clinton'ın reytingi %73 ile en yüksek noktasına ulaştı.[136] CBS News/New York Times anketine göre Clinton, Ronald Reagan ve Franklin D. Roosevelt ile aynı olan yüzde 68'lik bir onay oranıyla görevden ayrıldı.[137] Clinton'ın görevdeki son çeyreği için Gallup anketinden aldığı ortalama onay oranı yüzde 61 olup, bu oran elli yıldır herhangi bir başkanın aldığı en yüksek son çeyrek onay oranıdır.[138] Ankete katılanların yüzde kırk yedisi kendilerini Clinton destekçisi olarak tanımladı.[138]

Bill Clinton’un başkanlığı sona ererken kamuoyunda ona dair çelişkili bir algı vardı: Amerikalıların %65’i görevdeki performansını onaylayarak soğuk savaş sonrası dönemin en yüksek veda desteğini verdi; özellikle ekonomi (%76), dış politika (%68) ve ırk ilişkileri (%73) konularında öne çıktı. Buna karşılık halkın çoğu onu güvenilir bulmadı (%67 dürüst değil, %77 ahlaki açıdan zayıf) ve sadece %44’ü kişisel olarak olumlu görüş bildirdi. “İki Clinton” algısı —kişisel güven kaybına rağmen siyasi başarı— Lewinsky skandalı ve azil sürecinde dahi onay oranlarının yükselmesini sağladı; en düşük desteğini ise 1993’te, ekonomik koşullar zayıfken %43 ile aldı.[139]

2014 yılında Quinnipiac Üniversitesi Anket Enstitüsü'nün Amerikalı seçmenler arasında yaptığı bir ankete katılanların yüzde 18'i Clinton'ı İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana en iyi başkan olarak görerek, John F. Kennedy ve Ronald Reagan'ın ardından savaş sonrası başkanlar arasında en popüler üçüncü başkan oldu.[140] Aynı anket, Amerikalı seçmenlerin sadece yüzde 3'ünün Clinton'ı İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana en kötü başkan olarak gördüğünü gösterdi.[140]

Clinton, 29 Kasım 1995'te İngiliz Parlamentosu'na hitap ediyor

Clinton, ABD tarihinin ilk baby boomer kuşağından gelen başkanıydı. Yazarlar Martin Walker ve Bob Woodward’a göre onun kısa ve etkili cümlelerle konuşma becerisi, kişisel karizması ve kamu algısına odaklanan kampanya tarzı, yüksek halk desteğinin en önemli nedenlerindendi.[141] Saksafon çaldığı Arsenio Hall Show programı sonrasında bazı dini muhafazakârlar ona “MTV Başkanı” lakabını taktı.[142][143]

Rakipleri ise onu sık sık “Slick Willie” (Kurnaz Willie) olarak anıyordu. Bu tabir ilk kez 1980’de gazeteci Paul Greenberg tarafından kullanıldı; Greenberg, Clinton’ın önceki Arkansas valilerinin ilerici politikalarını terk ettiğini iddia ediyordu. Bu lakap, Clinton’ın başkanlığı boyunca peşini bırakmadı. Onun halktan gelen tavırları, 1992 seçimlerinden itibaren “Bubba” lakabıyla anılmasına yol açtı. 2000’lerden sonra ise sık sık “Big Dog” olarak adlandırıldı. 2012’de Obama için yürüttüğü kampanyadaki aktif rolü ve Demokrat Parti Ulusal Kurultayı’nda yaptığı, Romney ve Cumhuriyetçi politikaları ayrıntılı şekilde eleştirdiği meşhur konuşma, ona “Explainer-in-Chief” (Baş Anlatıcı) unvanını kazandırdı.[144][145]

Clinton, Afrikalı Amerikalı topluluktan büyük destek gördü ve başkanlığında ırk ilişkilerini geliştirmeyi temel bir hedef olarak vurguladı.[146] 1998’de Nobel ödüllü yazar Toni Morrison, Clinton’ı “ilk siyah başkan” diye niteledi; gerekçe olarak yoksul ve işçi sınıfı kökeni, tek ebeveynli bir ailede büyümesi, saksafon çalması, fast food sevgisi gibi özellikleri sıraladı. Morrison ayrıca, Clinton’ın cinsel yaşamının başarılarından daha fazla mercek altına alınmasını, siyahların sıklıkla maruz kaldığı önyargılar ve çifte standartlarla kıyasladı. Ancak bu benzetme, birçok kişi tarafından hem Clinton’a hem de Afrika kökenli Amerikalı topluma haksız ve küçültücü bulundu.[147]

Cinsel saldırı ve görevi kötüye kullanma iddiaları

[değiştir | kaynağı değiştir]
Clinton ve Monica Lewinsky 28 Şubat 1997'de, Oval Ofis Skandalı sırasında.

Clinton, yıllar içinde kamuoyunda birçok kadın tarafından cinsel taciz, saldırı ve hatta tecavüzle suçlandı. Ayrıca bazı yorumcular, Beyaz Saray stajyeri Monica Lewinsky ile yaşadığı ilişkiyi —Lewinsky o dönemde bunu rızaya dayalı olarak tanımlamış olsa da— “istismarcı” ya da “rızasız” olarak nitelendirdi. Bu iddialar, 2018’deki #MeToo hareketi ile yeniden gündeme taşındı ve geçmişe kıyasla daha fazla ciddiyet kazandı. O dönemde birçok yorumcu ve Demokrat Parti lideri, Lewinsky skandalının ardından Clinton’ın istifaya zorlanması gerektiğini dile getirdi.[148][149][150]

1994’te Paula Jones, Clinton’a karşı bir cinsel taciz davası açtı ve 1991’de kendisine istenmeyen cinsel yaklaşımlarda bulunduğunu iddia etti. Clinton suçlamaları reddetti. Nisan 1998’de Yargıç Susan Webber Wright, davanın hukuki temelden yoksun olduğunu belirterek ilk aşamada davayı düşürdü. Ancak Jones’un temyize gitmesi ve aynı yıl Clinton’ın Monica Lewinsky ile ilişkisini kabul etmesiyle dava yeniden gündem kazandı. 1998’de Jones’un avukatları, Clinton’ın Arkansas valisi olduğu dönemde sistematik şekilde cinsel tacizde bulunduğunu öne süren belgeler sundu. Clinton’ın başsavunmanı Robert S. Bennett bu iddiaları “bir yığın yalan” ve “başkanı karalamaya yönelik organize bir kampanya” olarak nitelendirdi. Ekim 1998’de Clinton’ın avukatları davayı kapatmak için 700.000 dolarlık bir uzlaşma önerdi; kısa süre sonra Jones’un istediği 800.000 dolara yakın olan 850.000 dolar ödemeyi kabul ederek davayı mahkeme dışında sonuçlandırdı. Bennett, başkanın bu kararı yalnızca davayı tamamen bitirip hayatına devam etmek için verdiğini söyledi. Jones davası için Beyaz Saray’da yapılan yeminli ifadede Clinton, Monica Lewinsky ile ilişki yaşadığını reddetti. Bu yalan beyan, daha sonra hakkında hazırlanan yemin altında yanlış ifade (perjury) azil suçlamasının temelini oluşturdu.[151]

1998’de Kathleen Willey, Clinton’ın 1993’te Beyaz Saray’da bir koridorda kendisini taciz ettiğini iddia etti. Ancak bağımsız savcı, Willey’in FBI’a Jones davasıyla ilgili yeminli ifadesiyle çelişen “yanlış bilgi” verdiğini belirledi. 19 Mart 1998’de Willey’in arkadaşı Julie Hiatt Steele, bir yeminli ifade sunarak Willey’in kendisinden, Oval Ofis’te taciz iddiasını desteklemek için yalan söylemesini istediğini açıkladı. Kenneth Starr, Steele’i yanlış beyanda bulunmak ve adaleti engellemekten yargılamaya çalıştı, fakat dava sonuçsuz kaldı; Steele, Starr’ı “görevi kötüye kullanmakla” suçladıktan sonra yeniden yargılama açılmadı.

Yine 1998’de Juanita Broaddrick, Clinton’ın kendisine 1978 baharında tecavüz ettiğini öne sürdü; kesin tarihi hatırlamadığını söyledi. Broaddrick, 1978’de birçok kişiye bu olayı anlattığını ve onların da bunu basına doğruladığını belirtti. Ancak daha önce verdiği yeminli ifadelerde Clinton’ın kendisine karşı “istenmeyen cinsel girişimlerde bulunmadığını” söylemişti. 1998’de NBC’ye verdiği röportajda ise bu inkârı, olay hakkında alenen tanıklık etmekten kaçınmak için yaptığını dile getirdi.

Oval Ofis Skandalı, 1998’deki azil sürecinin ötesinde, Clinton’ın mirasını kalıcı şekilde etkiledi. #MeToo hareketi sonrasında pek çok yorumcu, Demokrat liderler ve hatta Lewinsky’nin kendisi bile bu ilişkiyi artık “rıza” değil, bir başkan ile 22 yaşındaki stajyer arasındaki güç dengesizliği nedeniyle güç istismarı veya taciz olarak nitelendirdi. 2018’de Clinton’a, istifa etmesi gerekip gerekmediği sorulduğunda “istifa etmeyerek doğru yaptığını” söyledi. Aynı yılki Kongre seçimlerinde hiçbir Demokrat adayın Clinton’ı kampanyalarında görmek istememesi, bu skandalın algısının değiştiğini gösteren bir işaret olarak yorumlandı. Ancak eski DNC geçici başkanı Donna Brazile, Kasım 2017’de, New York Senatörü Kirsten Gillibrand’ın skandala dair sert eleştirilerine rağmen Clinton’ın 2018 ara seçimlerinde kampanya yapmasını savunmuştu.[152]

İddiaya konu ilişkiler

[değiştir | kaynağı değiştir]

Clinton, şarkıcı Gennifer Flowers ve stajyer Monica Lewinsky ile evlilik dışı ilişkileri olduğunu kabul etti. Ayrıca aktris Elizabeth Gracen, Arkansas Güzeli unvanını kazanmış Sally Perdue ve Clinton’ın eski arkadaşı Dolly Kyle Browning, onun Arkansas valiliği döneminde kendileriyle ilişki yaşadığını iddia ettiler.

Başkanlık Sonrası

[değiştir | kaynağı değiştir]

2008 yılına kadarki faaliyetler

[değiştir | kaynağı değiştir]
Eski başkan George H. W. Bush ve Clinton, Ocak 2005'te Beyaz Saray Kütüphanesi'nde

2002’de Clinton, Irak’a karşı önleyici askeri müdahalenin istenmeyen sonuçlar doğuracağı konusunda uyarıda bulundu ve daha sonra baştan itibaren Irak Savaşı’na karşı olduğunu söyledi (bu iddia bazı çevrelerce tartışmalı bulundu). 2005’te Montreal’deki Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı’nda yaptığı konuşmada Bush yönetimini emisyon kontrolünü kötü yönetmekle eleştirdi.

2004’te Arkansas, Little Rock’ta William J. Clinton Başkanlık Merkezi ve Parkı açıldı. Aynı yıl Clinton, çok satan otobiyografisi My Life’ı yayımladı. Haziran 2004’te Beyaz Saray Tarih Derneği tarafından görevlendirilen ressam Simmie Knox’un yaptığı resmi portresi tanıtıldı. 2007’de ise Giving: How Each of Us Can Change the World adlı kitabını yayımladı. Bu eser de New York Times çok satanlar listesine girdi ve olumlu eleştiriler aldı.

2004 Asya tsunamisinin ardından BM Genel Sekreteri Kofi Annan, Clinton’ı yardım çalışmalarının başına getirdi. 2005’te Katrina Kasırgası sonrası Clinton, eski başkan George H. W. Bush ile birlikte Bush–Clinton Tsunami Fonunu ve aynı yılın Ekim ayında Bush–Clinton Katrina Fonunu kurdu. İki eski başkan, bu çalışmalar kapsamında Super Bowl XXXIX öncesi gösteriye katıldı, afet bölgelerine seyahat etti ve 2007’de Boris Yeltsin’in cenazesinde birlikte konuşma yaptı.

Filantropik yaklaşımı doğrultusunda Clinton, küresel sorunlara çözüm bulmayı amaçlayan William J. Clinton Foundation’ı kurdu. Vakfın programları arasında HIV/AIDS ile mücadele eden CHAI (Clinton Foundation HIV and AIDS Initiative) yer aldı; bu girişim Avustralya hükümetiyle de ortak çalışmalar yürüttü. 2005’te başlatılan Clinton Global Initiative (CGI) ise küresel sağlık, yoksullukla mücadele, dinî ve etnik çatışmalar gibi konulara odaklandı. Aynı yıl vakıf aracılığıyla, üreticilerin okullarda şekerli içecek satmayı bırakması yönünde bir anlaşma duyuruldu.

2006’da vakıf, Büyük Şehirler İklim Liderliği Grubu ile iş birliği yaparak şehirler arası çevre politikaları koordinasyonunu güçlendirdi; Clinton bu amaçla yabancı liderlerle de görüştü. Vakıf, Asya ve Orta Doğu dahil birçok hükümetten bağış aldı. 2008’de vakıf yöneticisi Inder Singh, gelişmekte olan ülkelerde sıtma ilaçlarının fiyatını %30 oranında düşüren anlaşmaları duyurdu. Clinton ayrıca alternatif enerjiye yönelik California Proposition 87 için destek konuşmaları yaptı, ancak teklif referandumda kabul edilmedi.

2008 başkanlık seçimi

[değiştir | kaynağı değiştir]
Clinton 2008 Demokrat Parti Ulusal Kongresi'nde konuşuyor

2008 Demokrat Parti ön seçimlerinde Clinton, eşi Hillary Clinton’ın adaylığı için yoğun şekilde çalıştı. Konuşmalar ve bağış etkinlikleriyle kampanyasına 10 milyon dolar topladı. Ancak bazıları, eski bir başkan olarak kampanyada fazla aktif olduğunu, Barack Obama’ya karşı çok sert davrandığını ve bu tavrıyla hem içeride hem dışarıda destekçileri yabancılaştırdığını düşündü. Özellikle Obama’nın kazandığı Güney Carolina ön seçiminden sonraki sözleri ağır biçimde eleştirildi.

Ön seçim sürecinde Bill ve Hillary’nin ekipleri arasında, özellikle Pennsylvania’da, gerginlikler yaşandı. Clinton’ın çıkışları, Obama adaylığı kazandığında Hillary destekçilerinin Obama’nın arkasında birleşmesini zorlaştıracağı yönünde kaygılar doğurdu. Parti içinde bölünme yaşanacağı endişeleri, 27 Ağustos 2008’deki Demokratik Parti Kurultayı’nda Bill Clinton’ın Obama’ya coşkuyla destek vermesiyle giderildi. Clinton, konuşmasında başkanlık deneyiminden yola çıkarak Obama’nın “liderlik etmeye hazır” olduğunu söyledi. Hillary Clinton’ın kampanyası sona erdikten sonra da Bill Clinton, eşinin seçim borçlarının kapatılmasına yardımcı olmak için bağış toplamayı sürdürdü.

2008 seçimlerinden sonra

[değiştir | kaynağı değiştir]

2009’da Clinton, Çin sınırını yasa dışı geçtikleri için Kuzey Kore’de tutuklanan Amerikalı gazeteciler Euna Lee ve Laura Ling için Pyongyang’a gitti. Kuzey Kore lideri Kim Jong-il ile görüşmesinin ardından Kim, iki gazeteciyi affetti.[153][154]

Aynı yıl Clinton, kasırgaların 1 milyar dolarlık hasara yol açtığı Haiti için BM Özel Temsilcisi olarak atandı. Inter-American Development Bank ile düzenlediği konferansta Haiti’de yeni bir sanayi parkı gündeme alındı. 2010 depreminden sonra Başkan Barack Obama, Clinton ve George W. Bush’u Haiti’nin yeniden inşası için fon toplama çalışmalarını koordine etmekle görevlendirdi. Yardımların artmasıyla, depremden etkilenmeyen bölgede Caracol Sanayi Parkı için kaynak sağlandı. Hillary Clinton ve Cheryl Mills, Güney Koreli büyük tekstil firması SAE-A’yı Haiti’ye yatırım yapmaya ikna ederek projeye kilit bir kiracı kazandırdılar.

2010’da Clinton, İrlanda’nın ilk çevre vakfı NTR’nin açılışında ana konuşmacı olarak yer aldı. 2012 Demokratik Parti Ulusal Kurultayı’nda ise Barack Obama’yı aday gösterdiği ve Cumhuriyetçi politikaları detaylı biçimde eleştirdiği konuşması geniş övgü topladı.[155]

2016 başkanlık seçimi ve sonrası

[değiştir | kaynağı değiştir]
Clinton, 2016'da Amerika Birleşik Devletleri Başkanlığı'na aday olan eşi Hillary adına düzenlenen seçim mitinginde kampanya yürütüyor.

2016 başkanlık seçimlerinde Clinton, yeniden seçmenleri Hillary Clinton’ı desteklemeye çağırdı ve kampanya mitinglerinde konuşmalar yaptı. Seçim sonrası dönemde, dönemin başkan seçilmişi Donald Trump, Twitter üzerinden Clinton’ın seçmenleri sandığa çekme konusundaki etkisini alaya aldı. Clinton, New York eyaletini temsilen Seçiciler Kurulu üyesi olarak oy kullandı ve Demokrat aday Hillary Clinton–Tim Kaine ikilisine oy verdi.

7 Eylül 2017’de Clinton, eski başkanlar Jimmy Carter, George H. W. Bush, George W. Bush ve Barack Obama ile birlikte One America Appeal girişiminde yer alarak Harvey ve Irma kasırgalarından etkilenen Teksas ve Körfez Kıyısı topluluklarına yardım çalışmalarına katıldı.

Clinton, Şubat 2023'te Başkan Yardımcısı Kamala Harris ve Başkan Joe Biden ile birlikte

2020’de Clinton, New York eyaletinden Seçiciler Kurulu üyesi olarak görev yaptı ve oyunu Joe Biden–Kamala Harris ikilisi için kullandı.

2024 başkanlık seçimlerinde ise Biden’ın yeniden adaylığını ilk destekleyen tanınmış isimlerden biri oldu; röportajlarda ve bağış etkinliklerinde aktif rol aldı. 27 Haziran’daki çokça eleştirilen ilk başkanlık tartışmasından sonra Biden’ı savunarak, “kötü tartışma geceleri olur” dedi ve artan geri çekilme çağrılarına rağmen desteğini sürdürdü. Biden adaylıktan çekilip yerine Harris geçtiğinde, Bill ve Hillary Clinton Harris’i desteklediklerini açıkladılar ve Biden’ın kamu hizmetlerine övgüde bulundular. Clinton, 2024 Demokratik Parti Kurultayı’nda yaptığı ve çok beğenilen konuşmasında partinin iş yaratmadaki sicilini ve Harris’in savcı, senatör ve başkan yardımcısı olarak kariyerini vurguladı.

Clinton daha sonra Harris için kritik eyaletlerde kampanya yürüttü. Michigan’daki bir durakta, Harris’in İsrail yanlısı tavrı nedeniyle destek vermekte tereddüt eden Arap ve Müslüman seçmenleri eleştirerek, İsrail’in Gazze’de sivilleri öldürmeye “zorlandığını” söylemesi büyük tepki çekti. Orta Doğu Anlayış Enstitüsü bu sözleri, “Filistinlilerin etnik temizliğini meşrulaştırmaya yönelik ırkçı ve tarih dışı ifadeler” diye nitelendirdi. Clinton, CNN’e verdiği bir röportajda sözlerini yumuşatmaya çalışarak Oslo Anlaşmaları’ndaki rolüne işaret etti, fakat yine de Müslüman, Arap ve Filistinli Amerikalılar tarafından ağır eleştirildi.

Harris’in seçimi Trump’a kaybetmesinin ardından, eleştirmenler Clinton’ın bu sözlerinin Arap-Amerikan seçmenlerin desteğini azaltan nedenlerden biri olduğunu ve Dearborn ile Hamtramck gibi Müslüman nüfuslu şehirlerde Demokratların önceki adaylara göre daha kötü sonuç almasına yol açtığını ileri sürdü. Yorumcular ayrıca Clinton’ın partideki etkisinin azaldığını, merkezci politikalarının ve kendi çizgisine yakın adayları desteklemesinin, artık daha ilerici ve popülist tabana yönelen Demokrat Parti’de karşılık bulmadığını söyledi.

Seçimden sonra Bill ve Hillary Clinton, Trump ve başkan yardımcısı seçilen JD Vance’i tebrik eden bir açıklama yaptı; Harris ile Tim Walz’ın “pozitif ve geleceğe dönük bir kampanya yürüttüğünü” belirttiler. Aynı yıl, Kasım 2024’te Clinton’ın ikinci anı kitabı Citizen: My Life After the White House yayımlandı.

Clinton çifti, başkanlık döneminde birkaç milyon doları bulan hukuk masraflarını görevden ayrıldıktan dört yıl sonra kapatabildi. Daha sonraki yıllarda ise kitap gelirleri, ücretli konuşmalar ve danışmanlık sayesinde büyük bir servet edindiler.[156]

2001’den 2015’e kadar toplam kazançları yaklaşık 240 milyon dolar oldu. Bunun 153 milyon doları ücretli konuşmalardan geldi. 2014’ten itibaren yalnızca konuşma ücretlerinden 25 milyon dolar, Hillary Clinton’ın Hard Choices kitabından ise 5 milyon doların üzerinde gelir elde edildi.[157][158]

2012 sonunda mal varlıklarının 5 ile 25,5 milyon dolar arasında olduğu bildirildi. Aynı yıl, Bill Clinton’ın konuşma gelirleri çiftin toplam kazancının büyük kısmını oluşturdu ve yıllık gelirleri 16–17 milyon dolar seviyesine ulaştı. 2001–2012 arasında Bill Clinton’ın yalnızca konuşmalardan elde ettiği gelir 104 milyon dolar oldu.[159]

Vergi kayıtlarına göre, 2000–2007 arasında Clintonların toplam geliri 109 milyon dolardı; bunun 92 milyon doları kitap ve konuşmalardan geldi. Bu tablo, başkanlık sonrası dönemde özellikle Bill Clinton’ın konuşmalarının çiftin servetinin temel kaynağı olduğunu ortaya koydu.[156][160][161][162]

Clinton, 2001’de görevden ayrıldıktan sonra her yıl onlarca ücretli konuşma yaptı; bunların çoğu Kuzey Amerika ve Avrupa’daki şirketler ile hayır kurumlarına yönelikti. Konuşma başına genellikle 100.000–300.000 dolar kazandı. Rusya’da Kremlin bağlantılı bir yatırım bankası, Moskova’daki konuşması için kendisine 500.000 dolar ödedi. Hillary Clinton, Beyaz Saray’dan ayrıldıklarında “tamamen parasız ve borç içinde” olduklarını söyledi. Özellikle başkanlık döneminde biriken yüksek hukuk masrafları aileyi zor durumda bırakmıştı. Clinton, “Beyaz Saray’a girdiğimizde hiç paramız yoktu. Ev kredileri, Chelsea’nin eğitimi ve diğer ihtiyaçlar için kaynak yaratmakta zorlandık” dedi. Ardından ekledi: “Bill çok çalışmak zorundaydı… tüm borçları ödemek için iki kat para kazanması gerekti. Vergileri ödedikten sonra hem evleri aldık, hem borçları kapattık, hem de aileye baktık.”

Kişisel yaşamı ve ilginç gerçekler

[değiştir | kaynağı değiştir]
  • Göreve başlama gününde George ve Barbara Bush’un ziyaretine 27 dakika geç kaldı.
  • Zaman konusundaki özensizliği başkanlığı boyunca sürdü; bir defasında Başkanlık Özel Uçağı, Los Angeles Havalimanı’nda onun 200 dolarlık saç tıraşı için trafiği bekletti.
  • Saksafon çalan tek ABD başkanıdır. Gençliğinde saksafon için ciddi çalıştı; okul bandosunda ödüller aldı—müziğe tutkusu siyasetteki “performans” becerisinin de parçasıydı. Arsenio Hall programında Heartbreak Hotel şarkısını saksafon ile çaldıktan sonra dini muhafazakârlar ona “MTV’nin Başkanı” lakabını taktı.
  • 32 yaşında Vali olarak ülke tarihindeki en genç vali oldu.[163]
  • Kabinesine, kendisinden önceki tüm başkanlardan daha fazla kadın atadı.
  • Amerikan siyasi figürlerinin büyük çoğunluğunun aksine, o mütevazı ve ayrıcalıklı olmayan bir aileden geliyordu.
  • Görevdeyken e-posta gönderen ilk ABD başkanı oldu.
  • 2004’te Mihail Gorbaçov ve Sophia Loren ile birlikte, Rusya Ulusal Orkestrası’nın Peter and the Wolf: Wolf Tracks albümünde anlatıcı olarak yer aldı ve “Çocuklar için En İyi Konuşmalı Albüm” dalında Grammy kazandı. 2005’te de My Life sesli kitabıyla yine Grammy kazandı.
  • Toz, küf, polen, sığır eti ve kedilere karşı alerjisi vardır.
  • Hiçbir zaman halk oylamasında %50’nin üzerinde oy almadan (1992’de %43, 1996’da %49) iki kez seçilen tek ABD başkanıdır.
  • Başkan Andrew Johnson’dan itibaren, Temsilciler Meclisi’nde azledilen ikinci Başkan oldu. Daha sonra Senato’da beraat etti ve görevde kaldı.
  • Sekiz yaşındayken bir koyunun saldırısına uğradığını ve bunun “hayatında aldığı en ağır dayak” olduğunu söylemiştir.
  • Siyasi kariyerinde birçok skandaldan geri dönerek “Comeback Kid” (Geri Dönüş Çocuğu) lakabını kazanmıştır. (Gennifer Flowers skandalı, Vietnam mektupları, Lewinsky Skandalı, Whitewater, Travelgate).
  • 1953'ten itibaren 40 yıl sonra üst üste iki dönem Başkan olarak seçilen ilk Demokrattı.
  • Alkolik ve annesine karşı şiddete meyilli bir üvey babayla büyümesi ve uyuşturucu problemi olan küçük kardeşiyle yaşadığı için evde hep uzlaşmayı ve neşeyi sağlayan kişi olmak zorunda kalması dolayısıyla bu ileride karakterini arabulucu olarak şekillendirdi.
  • Clinton soyadı üvey babasına aittir. Öz babası o doğmadan üç ay önce ölmüştür.
  • Bazı araştırmalar IQ seviyesini 159 olarak tespit etmiştir; Abd Başkanları arasında en yüksek seviyeye sahip olanlar arasında 5. sıradadır.[164]
  • Tanıştığı ve konuştuğu herkese ismiyle hitap ederdi ve isimleri unutmazdı.
  • Görevi süresinde cinsel taciz davasında ifade veren ilk Amerikan Başkanıdır.[165]
  • McDonalds'a olan düşkünlüğüyle tanınıyordu ve sürekli orada halkla buluşuyordu.[166]
  • Clinton başkanlığı sırasında haftada yaklaşık üç kez, 37 dakikayı geçmeyecek şekilde halka açık alanlarda koşuya çıkıyordu. Clinton için koşu sadece spor değil, halkla yakınlaşmanın bir yolu oldu; koşarken vatandaşlarla konuşmayı severdi. Koşuya eşlik edecek ajanların hem silah ve telsiz taşıyıp hem de Clinton’la tempo tutarak olası saldırıya karşı hazır kalması gerekiyordu.[167]
  • Beyaz Sarayda beslediği Buddy adlı bir köpeği ve Socks adlı kedisi vardı.[168]
  • Clinton “halk önünde sakin, kapalı kapılar ardında öfkeli” olduğu söylenirdi. Bill Clinton’un öfkesi danışmanları arasında “mor nöbetler” (purple fits) adı ile anılıyordu. Öfke patlamaları genellikle parmak sallama, yüksek sesle azar ve tehditlerle birlikteydi.[169] Çalışanları Bill Clinton’ın öfke patlamalarının ani başladığını ve çabucak unutulduğunu söylerdi.[170]
  • Aynı anda film izleyen, beş-altı kitap okuyan, telefonla konuşan ve bulmaca çözen bir yapıya sahipti. Aynı zamanda 20 kişiden bilgi almayı sever, 10 dakikalık konuları bile saatlerce tartışırdı, Yardımcıları buna “Clinton’un kendi kaos teorisi” diyordu; dışarıdan düzensiz görünse de sonunda sonuç alıyordu.[171]
  • Kitlelerle bağ kurma, empati kurma gücü ve kişisel karizması, onu güçlü bir hatip ve etkili bir siyasetçi yapmıştır.
  • Clinton çoğu zaman konuşmalarını son dakikada hazırlar veya doğaçlamayla krizleri atlatırdı.
  • Başkanlığı döneminde ABD uzun bir refah dönemi yaşadı ve bütçe fazlası verdi, ancak sonraki finans krizine zemin hazırladığı eleştirileri de yapıldı.
  • İnsanlara kendilerini özel hissettirirken aynı zamanda hayal kırıklığı yaratabilen bir ikna gücü vardı.
  • Vietnam Savaşına katılmadı. Yasal manevralarla askere gitmemesi ileride siyasal açıdan yara açan bir dosya hâline geldi.
  • Clinton, Sovyetler’in çöküşü (1991) ile 11 Eylül (2001) arasındaki “ara çağın” başkanı olarak konumlanır. ABD’nin Soğuk Savaş zaferinden sonra “rakipsiz hiper-güç” sayıldığı kısa evreye damga vurdu.
  • NATO’nun Kosova hava harekâtına liderlik etti; Filistin-İsrail’de barışa en yaklaşan ama sonuçsuz kalan son çabayı yürüttü.[172]
  • Eleştirmenleri Clinton dönemini başarısız değil ama önemsiz bir dönem olarak hatırlar.[173]
  • “Slick Willy” lakabı Clinton’un karizmatik ama güvenilmez, lafla her şeyi savuşturan politikacı imajını hicvetmek için kullanıldı. Clinton’un çok ikna edici konuşma yeteneği ve politikacı olarak halkı ustaca etkilemesi ama aynı zamanda söz verip sonradan esnetmesi ya da değişken tutumları nedeniyle bu lakap Arkansas valisiyken doğdu. Muhalifleri, Clinton’un politik manevralarını, kaçamaklı cevaplarını ve “her durumdan sıyrılma” becerisini küçümseyici bir biçimde bu adla anmaya başladı.
  • Clinton, Monica Lewinsky ile ilişkisini “sadece yapabildiğim için yaptım” şeklinde tanımladı ve bunun ahlaki açıdan savunulması en zor neden olduğunu söyledi. Skandal, eşi Hillary ile evliliğini ve kızı Chelsea ile ilişkisini tehdit etti; aile, uzun süreli aile terapisti ile bu durumu aştı.[174]
  • Başkanlık süresinin büyük bir kısmını çoğunluğu muhalif olan Cumhuriyetçi bir Meclisle çalışarak geçirdi.
  • 1989’da Bill Clinton ilk kez Başkanlığa aday olmayı düşündüğünde yanında çalışanlar onun kadınlarla olan ilişkilerinden dolayı büyük sıkıntılar yaşadıklarını anlattı. Bir kampanya yöneticisi, günde 25 kadının Clinton’u görmek için ofise geldiğini hatırlattı. Yakın danışmanı Betsey Wright ise, aday olmadan önce Clinton’un hayatındaki sorun çıkarabilecek kadınların bir listesini çıkardığını ve Clinton’un önüne koyduğunu söyledi. Sonunda Clinton, bu sorunlar yüzünden yarıştan son anda çekildi.[175]
  • Toni Morrison, Clinton’a “ilk siyahi başkan” diyerek, karizmasını ve halkla yakınlığını vurguladı. Bu söz, hem ciddi hem de hicivli yorum olarak hafızalara kazındı.
  • 1963’te Boys Nation programı ile Beyaz Saray’da Başkan John F. Kennedy ile tokalaştı; bu karşılaşmadan sonra siyasete girmek istediğine karar verdi.
  • Kütüphanesindeki ofisinde iki karınca çiftliğine sahip.
  • Medya ve siyaset literatüründe “Clinton women” ifadesi, Bill Clinton’ın hayatı boyunca adı birlikte anılmış kadınları, yani skandallara konu olmuş kişileri ifade etmek için kullanılır. Bu, genelde gazetecilikte veya eleştirel yazılarda kullanılan bir ifade. Bill Clinton’ın “womanizer” (kadın düşkünü / çapkın) imajını çağrıştıran bir etiketleme oluyor.
  • Güney ABD kökenli müzik türlerini sever; blues, gospel, soul türlerinde müzik dinler.
  • Golf oynamayı sever; Başkanlık döneminde golf sahalarında sıkça görüldü.
  • Medya ve kültür analizlerinde Clinton’ın kişisel çekiciliği, “samimi siyasetçi” imajı, halkla sıcak temas kurması sıkça vurgulanır. Bu, güleryüz, esprili ton, eleştirilere mizahla yaklaşma gibi yollarla desteklenmiştir.
  • Clinton’ın konuşmaları genelde duygusal bağ kuran, hikâye anlatan, empati kuran tarzda; hitabet yeteneği yüksek, dinleyiciyi içine çeken bir stil. FastCompany gibi kaynaklar, halkla ilişkilerinde “dinleyiciyi önemsendiğini hissettirme”, enerji verme, ikna edici olma gibi özelliklerini vurgular.
  • 2009’da Kuzey Kore’ye gidip Laura Ling/Euna Lee’nin serbest bırakılmasını sağladı.
  • Clinton “Güneyli” kimliği yüzünden Washington’da başlangıçta bir tür mesafe/dışlanma yaşadı. Washington’daki “Doğu Yakası elitleri” (Harvard, Yale, Ivy League çevresi) genellikle aksanlı, hikâye anlatıcı, daha popülist siyasetçilere biraz küçümseyerek bakıyordu. Özellikle ilk döneminde, Güneyli kimliği ve farklı üslubu nedeniyle ciddi bir “aşağıdan gelen yabancı” algısı vardı. Clinton’ın yemek davetleri ve resmi protokolde daha rahat/gayriresmî tavırları da, başkentte yerleşik kurallara alışmış çevrelerde ilk başta yadırgandı.
  • Eşi Hillary, geleneksel First Lady rolünü benimsemek yerine politika üretmeye odaklandığı için, “sosyete davetlerinde” arka planda kalmayı tercih etti. Bu da başkent elit çevrelerinde çiftin “soğuk” veya “farklı” bulunmasına yol açtı.
  • Hillary Clinton, 1974'te Başkan Richard Nixon’un azil soruşturması için soruşturma ekibinde çalışmıştı.
  • 1990’larda Bill Clinton’un azil sürecini başlatan ve görevden alınmasını isteyen bağımsız savcı Ken Starr, 2020’de Senato’da yapılan Donald Trump’ın ilk azil davasında (Ukrayna meselesi) Trump’ın savunma ekibinde yer aldı ve görevde kalması için savunma yaptı.
  • Bill Clinton’ın üvey kardeşi Roger Clinton, Arkansas’ta 1984’te bir eyalet polisi/FBI sızma operasyonu sonucu kokain suçlarından yakalandı; 1985’te “kokain dağıtımı için komplo” suçunu kabul etti, 2 yıl hapse mahkûm oldu ve yaklaşık 1 yıl yattıktan sonra 1986’da gözetim altında tahliye edildi. O dönemde Vali Bill Clinton operasyona engel olmadı/izin verdi; kardeşini uyarmadı ve sürece müdahale etmedi. Yıllar sonra, 20 Ocak 2001’de başkanlıktan ayrılırken kardeşini affetti.
  • 2018 yılında yazdığı Başkan Kayıp" (The President is missing) adlı kurgusal romanın konusu Türkiye'den Süleyman Cindoruk adlı bir teröristin ABD'ye yönelik siber saldırısı ile mücadelesiydi. Roman satış rekoru kırdı.[176]
  • Shakespeare yazdı, Einstein düşündü, Atatürk inşa etti.[177]
  • Acını hissediyorum. (AIDS aktivisti Bob Rafsky'ye yanıt, 27 Mart 1992)
  • "Başkan Milosevic barış yapmazsa, savaş açma yeteneğini sınırlayacağız." (ABD'nin Sırbistan'a yönelik bombardıman uçaklarını fırlatmasının ardından.)[178]
  • “Tarih bize şunu göstermiştir: İnsanların kitlesel olarak yok edilmesine göz yummak, olup biteni izlemekle yetinmek kabul edilemez.” (Bosna Savaşı için)[179]
  • Başkan olmak bir mezarlığı yönetmek gibidir: Altında çok insan var ama kimse dinlemiyor.
  • "Bakın, akşam haberlerini gördüğümde çoğu zaman ben de kendimden yana olmuyorum." — 1995'te, Montana ve Colorado'da kampanya öncesi bir gezi sırasında.
  • "Pek iş güvencem yok." — 1992'de neden hala saksafon çaldığına dair soruya dair cevap.
  • Biliyor musunuz, eğer bekar bir adam olsaydım o mumyaya çıkma teklifinde bulunabilirdim. Güzel bir mumya. (1999’da Arjantin’de bir Inka mumyası ziyareti sırasında)
  • Belki en büyük başkan ben olmadım, ama en eğlenceli sekiz yılı ben yaşadım.
  • Bunun Amerika’daki en iyi kamu konutu mu, yoksa Amerikan ceza sisteminin en değerli mücevheri mi olduğundan emin değilim. (Beyaz Saray hakkında)
  • (Parmağını kameraya sallayarak) Amerikan halkına bir şey söylemek istiyorum. Beni dinlemenizi istiyorum. Tekrar söyleyeceğim. O kadınla, Bayan Lewinsky ile cinsel ilişkiye girmedim. Kimseye yalan söylemesini söylemedim, tek bir kez bile, asla. Bu iddialar asılsız ve Amerikan halkı için çalışmaya geri dönmem gerekiyor.[180]
  • “Evet, Bayan Lewinsky ile uygun olmayan bir ilişkim oldu. Aslında bu yanlıştı. Bu, benim açımdan ciddi bir muhakeme hatası ve kişisel bir başarısızlıktı; bunun tüm sorumluluğu bana aittir. Ancak bugün büyük jüriye söylediğim gibi, şimdi size de söylüyorum: Hiçbir zaman kimseden yalan söylemesini, delil gizlemesini ya da imha etmesini ya da başka herhangi bir yasa dışı eylemde bulunmasını istemedim.”[181]
  • Ünlü savunması; “Bu, ‘is’ kelimesinden ne anladığınıza bağlı. Eğer ‘is’ten kastınız ‘şu anda öyle ve hiç olmadı’ anlamıysa, bu bambaşka bir şey. Ama eğer ‘şu anda öyle değil’ demekse, o zaman bu tamamen doğru bir ifadeydi... Şimdi, o gün bana ‘Lewinsky ile şu anda herhangi bir cinsel ilişkiniz var mı?’ diye sorulmuş olsaydı, yani soru şimdiki zaman kipinde sorulsaydı, ‘hayır’ derdim. Ve bu tamamen doğru olurdu." (Oval Ofis Skandalı sürecinde 1998'deki büyük jüri ifadesini verirken).
  • O zaman kazanmalıyız!- (Oval Ofis Skandalı sırasında siyasi danışmanının “Halk zinayı affeder; ama yalan söylediğini affetmesi kolay olmaz.” demesi üzerine.)[182]
  • Beyaz Saray’a geldiğimden beri kendimi cinsel olarak tamamen kapatmam gerekti. Ama bu kızla hata yaptım. Söyledikleri şeyi yapmadım, ama masumiyetimi kanıtlayamayacağım kadar çok şey yapmış olabilirim. (Oval Ofis Skandalı sırasında siyasi danışmanı Dick Morris ile konuşurken) [182]
  • Sözlerimle ve davranışlarımla yaptığım tüm yanlışlar için derin bir üzüntü duyuyorum. Ülkeyi, Kongre’yi, arkadaşlarımı ya da ailemi asla yanıltmamalıydım. Kısacası, utancıma yenik düştüm. (Oval Ofis Skandalı sırasında, 11 Aralık 1998)
  • Bir kez denedim ama içime çekmedim. Bir daha da denemedim. (Marijuana sorusuna cevap)
  • Evliliğimde yanlış yaptığımı kabul ediyorum. Evliliğimde acıya neden oldum. (Gennifer Flowers skandalı sırasında, 60 Minutes programı, 1992)
  • --Sayın Başkan, herkesin merak ettiği bir şey var: Boxer mı giyiyorsunuz, külot mu? sorusuna cevap—Genelde külot. İnanamıyorum, bunu gerçekten sordu. (MTV, 1992)
  • Amcamın, teyzelerimin ve büyüklerimin anlattığı hikâyelerden çok şey öğrendim: Hiç kimse mükemmel değildir ama çoğu insan iyidir. İnsanları sadece en kötü ya da en zayıf anlarına bakarak yargılamamak gerekir. Sert yargılar hepimizi ikiyüzlü yapar. Hayatın büyük bir kısmı sadece var olmak ve dayanabilmekten ibarettir. Ve gülmek, çoğu zaman en iyi, bazen de acıya verilebilecek tek tepkidir. (Otobiyografisi, My Life, kitabında, sayfa 15)
  • "Bugün dünyadaki gerçek farklılıklar Yahudiler ve Araplar; Protestanlar ve Katolikler; Müslümanlar, Hırvatlar ve Sırplar arasında değil. Gerçek farklılıklar, barışı kucaklayanlar ile onu yok etmek isteyenler arasında; geleceğe bakanlar ile geçmişe tutunanlar arasında; kollarını açanlar ile yumruklarını sıkmaya kararlı olanlar arasında."[183]
  • Cumhuriyetçi gibi yaşamak istiyorsan, Demokrat gibi oy ver.
  • Karakter bir yolculuktur, varış yeri değil.
  • Uzun yaşarsan hatalar yaparsın. Ama onlardan öğrenirsen daha iyi bir insan olursun. Önemli olan zorlukların seni ne kadar etkilediği değil, onlara nasıl karşılık verdiğindir. En önemli şey: asla pes etme, asla pes etme, asla pes etme.
  • Amerika barış istiyor, çatışma değil. Dünyadaki hayatları yüceltmek istiyoruz, yok etmek değil. (20 Ağustos 1998, Terörle Mücadele – Oval Ofis Konuşması)
  • Barış kazanılamayacak bir savaştan daha iyidir! (Kosova Konferansı, 19 Mart 1999)
  • Hatıralarımız ne kadar güçlü olursa olsun, hayallerimiz daha güçlü olmalı. Çünkü hatıralarımız hayallerimizi aşmaya başladığında, yaşlanmışız demektir.
  • (“Eyalet işleri için karısının çalıştığı hukuk bürosuna para aktarıyor” iddiası üzerine) Biliyor musun Jerry, senin için gerçekten üzülüyorum...Jerry buraya ailesinin serveti ve 1.500 dolarlık takım elbisesiyle geliyor ve karım hakkında yalan bir suçlama yapıyor... Bir şey söyleyeceğim, Jerry! Benim hakkımda ne dersen de umurumda değil. Ama karıma saldırdığın için utanmalısın. Sen, karımla aynı platformda yer almaya layık bile değilsin... Bana her kişisel saldırı yapıldığında, ben hep kazandım. Her defasında. Ve hâlâ buradayım, ayaktayım. Çünkü ben sıradan insanlar ve gerçek değişim için ayağa kalktım. (1992 Demokrat Parti Ön Seçim Münazarası – Bill Clinton vs Jerry Brown)[184]
  • (Ulusal borç her birinizin hayatını kişisel olarak nasıl etkiledi? sorusuna cevap) Ben 12 yıl boyunca küçük bir eyaletin valisiydim. Size bunun beni nasıl etkilediğini anlatayım. Son dört yılda neler olduğunu gördüm — eyaletimde insanlar işlerini kaybettiğinde, çoğu zaman onları isimleriyle tanırım. Bir fabrika kapandığında, orayı yönetenleri tanırım...Sizler gibi insanlarla toplantılarda bir araya geliyorum; işlerini, geçim kaynaklarını, sağlık sigortalarını kaybetmiş insanlarla...Çünkü başarısız bir ekonomik teorinin pençesindeyiz. Ve sizlerin vereceği karar, yalnızca birilerinin “ben bunu düzelteceğim” demesiyle ilgili olmamalı; hangi ekonomik teoriyi istediğinizle ilgili olmalı. Bence yapmamız gereken, Amerikan işlerine, Amerikan eğitimine yatırım yapmak, Amerikan sağlık maliyetlerini kontrol altına almak ve Amerikan halkını yeniden bir araya getirmektir.[185]
  • Hillary ile ayrılıp ayrılmadığımız seni ilgilendirmez...Phil, biraz daha bana böyle özel sorular sormaya devam edersen burada uzun süre sessizlik içinde oturacağız. Bu sorulara artık cevap vermeyeceğim. Yüzüm morarana kadar, defalarca, cevapladım. Bu ülkedeki sinizmin sorumlusu sensin. Asıl meseleleri konuşmak istemiyorsun...Senin hayatını araştırmak için yarım milyon dolar harcayıp sana bu tarz sorular sorsam hoşuna gider miydi? [186]
  • (İnsanlar sizce niye size bu kadar kötü davranıyor? Sorusu üzerine) Biliyor musunuz, en sevdiğim şakalardan biri şudur. Grand Canyon’da yürüyen bir adam vardır, ayağı kayar ve düşer, yüzlerce metre aşağıya kesin ölüme doğru giderken, birden kenarda küçük bir dal görür, yakalar. Derin bir nefes alır, ama sonra birden o dalın köklerinin gevşemeye başladığını görür. Gökyüzüne bakar ve şöyle der: “Tanrım, neden ben? Neden ben? Vergilerimi ödüyorum. Her gün işe gidiyorum. Neden ben?” Ve gök gürültüsü gibi bir ses cevap verir: “Evlat, sende hoşuma gitmeyen bir şey var.” (Oval Ofis Skandalı sırasında) [187]
  • (Monica Lewinsky’nin hayatı sonsuza dek değişti. Ailesinin hayatı da sonsuza dek değişti. Bu konuda nasıl hissediyorsunuz ve şu anda Monica Lewinsky’ye söylemek istediğiniz bir şey var mı? Sorusu üzerine) -Gülümseyerek- Güzel soru. (Salondakiler kahkaha atar) Güzel; ama şu anda yorum yapmama yönündeki tutumumu koruyacağım.[188]

Onun Hakkında Söylenenler

[değiştir | kaynağı değiştir]
  • Eşi Hillary Clinton, kocası için "verandada tutulması zor bir köpek" benzetmesini yapmıştır.[189][190]
  • Clinton o kadar iyi bir adamdı ki, her şeyden yalan söyleyerek sıyrılabilirdi. Şu anda karşınızda durup, gözlerinizin içine bakıp, "Ben burada değilim" diyebilirdi. (Frank Caliendo, The Late Show With David Letterman (2006))[191]
  • Bill Clinton, yerde durup doğruyu söylemektense, ağaca tırmanıp yalan söylemeyi tercih eder. (Bir Arkansas yetkilisinin dillere pelesenk olmuş sözü)[172]
  • ‘Slick Willie’ yalancı demek değil; lafı dolandıran demek... çok avukatça, sofistike, elastik bir yalanla.” — lakabı takan köşe yazarı Paul Greenberg’in açıklaması.[192]
  • “Bu adam bir pislik. Bu yüzden peşindeyim.” (ABD Temsilcisi Dan Burton, 1998. The Washington Post)
  • Göz alıcı, karizmatik, ahlaksız, elitist, yalancı ve çok zekiydi. (Newt Gingrich, rakip siyasetçi)
  • “İlişkiyi inkâr ederek yalan söyledi… istifa etmeliydi.” (Monica Lewinsky, 2025)
  • “Clinton olağanüstü iyi bir yalancı. Olağanüstü iyi. Anlıyor musun?” (Bob Kerrey, Demokrat senatör)
  • Clinton, İncil'in oral seksi zina saymadığına inanıyor. (Gennifer Flowers)[193]

Dış bağlantılar

[değiştir | kaynağı değiştir]
  1. ^ "Twenty years ago, the Drudge Report broke the Clinton-Lewinsky scandal". The Washington Post. ISSN 0190-8286. 13 Ekim 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Nisan 2022. 
  2. ^ "Directory of Irish Genealogy: American Presidents with Irish Ancestors". Homepage.eircom.net. 23 Mart 2004. 9 Aralık 2000 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Ağustos 2011. 
  3. ^ "Biography of William J. Clinton". obamawhitehouse.archives.gov. 22 Temmuz 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Ağustos 2011National Archives vasıtasıyla. 
  4. ^ Andrews, Edmund L. (21 Haziran 1993). "Clinton Reported to Have A Brother He Never Met". The New York Times. 16 Mart 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Temmuz 2024. 
  5. ^ a b c Clinton, Bill (2004). My Life. Random House. ISBN 978-1-4000-3003-3. 
  6. ^ Chafe, William H. (2012). Bill and Hillary: The Politics of the Personal. New York: Farrar, Straus and Giroux. s. 11. ISBN 978-0-8090-9465-3. 
  7. ^ Shawn Landres, (Ed.) (1992). Bill Clinton: The Inside Story. New York: S.P.I. Books. ss. 5-6. ISBN 978-1-5617-1177-2. 
  8. ^ Takiff, Michael (2010). A Complicated Man: The Life of Bill Clinton as Told by Those who Know Him. New Haven, Conn.: Yale University Press. s. 4. ISBN 978-0-3001-2130-8. 
  9. ^ "First Black Food Stamp Chief has Ties to President Clinton". Jet. Chicago: John N. Johnson. 8 Eylül 1997. s. 10. 
  10. ^ "Oprah Talks to Bill Clinton". O, The Oprah Magazine. Ağustos 2004. 8 Ağustos 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Aralık 2011. 
  11. ^ a b c d e f g Maraniss, David (1996). First in His Class: A Biography of Bill Clinton. Touchstone. s. 40. ISBN 978-0-684-81890-0. 
  12. ^ Holmes, David (2012). The Faiths of the Postwar Presidents. From Truman to Obama. University of Georgia Press. s. 148. ISBN 9780820338620. 
  13. ^ Levin, Robert (1992). Bill Clinton. The Inside Story. University of Georgia Press. s. 52. ISBN 9781561711772. 
  14. ^ Levin, Robert (1992). Bill Clinton: The Inside Story. S.P.I. Books. ss. 26-29. ISBN 9781561711772. 
  15. ^ Kiefer, Francine (29 Mayıs 1998). "Clinton: The Early Years". The Christian Science Monitor. Erişim tarihi: 9 Nisan 2021. 
  16. ^ Robert E. Levin (1992). Bill Clinton: The Inside StoryÜcretsiz kayıt gerekli. SP Books. ss. xxiv-xxv. ISBN 978-1-56171-177-2. 
  17. ^ "About Leadership". APO.org. January 1, 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: April 7, 2013. 
  18. ^ a b Hoffman, Matthew (11 Ekim 1992). "The Bill Clinton we knew at Oxford: Apart from smoking dope (and not inhaling), what else did he learn over here? College friends share their memories with Matthew Hoffman". The Independent. 23 Haziran 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Ağustos 2017. 
  19. ^ a b Dowd, Maureen (9 Haziran 1994). "Oxford Journal; Whereas, He Is an Old Boy, If a Young Chief, Honor Him". The New York Times. Erişim tarihi: 17 Temmuz 2009. 
  20. ^ Hitchens, Christopher (4 Aralık 2010). "Chris or Christopher?". Hitch-22: A Memoir. Londra: Atlantic books. ss. 106-107. ISBN 978-1-84354-922-2. 
  21. ^ Stanley, Alessandra (22 Kasım 1992). "Most Likely to Succeed". The New York Times. 
  22. ^ Cain, Nick; Growden, Greg (2006). "21: Ten Peculiar Facts about Rugby". Rugby Union for Dummies (2 bas.). Chichester, England: John Wiley and Sons. s. 297. ISBN 978-0-470-03537-5. 
  23. ^ Eyal, Jonathan (8 Haziran 1994). "Doctor without a thesis: Bill Clinton gets an Oxford degree today, but Jonathan Eyal's verdict on his term's work is: a disaster". The Independent. 23 Haziran 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Ağustos 2017. 
  24. ^ Gerstein, Josh (26 Kasım 2007). "Hillary Clinton's Radical Summer". The New York Sun. 
  25. ^ Felsenthal, Carol (7 Mayıs 2008). "George McGovern and Bill Clinton: the State of the Friendship". The Huffington Post. Erişim tarihi: 22 Kasım 2016. 
  26. ^ a b "Bill Clinton Political Career". CNN. 1997. 20 Eylül 2002 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Ağustos 2011. 
  27. ^ "Bill Clinton (1946–)". Encyclopedia of Arkansas. 29 Eylül 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Eylül 2018. 
  28. ^ Cohen, Adam (12 Aralık 2007). "Bill and Hillary Clinton's Pitch in Iowa: 'I Love the '90s'". The New York Times. Erişim tarihi: 30 Ağustos 2011. 
  29. ^ R. Emmett Tyrrell Jr. (1996). Boy Clinton: The Political Biography. Eagle Publishing. s. 236. ISBN 978-0-89526-439-8. 
  30. ^ Kelly, Michael (27 Kasım 1992). "Little Rock Hopes Clinton Presidency Will Put Its Dogpatch Image to Rest". The New York Times. Erişim tarihi: 30 Ağustos 2011. 
  31. ^ a b c d Klein, Joe (2002). The Natural: The Misunderstood Presidency of Bill ClintonÜcretsiz kayıt gerekli. Doubleday. ISBN 978-0-7679-1412-3. 
  32. ^ "Bill Clinton, New Democrat". DLC. 25 Temmuz 2004. 9 Mart 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Ağustos 2010. 
  33. ^ Pendleton, Scott (21 Temmuz 1992). "Governor Gets High Marks for Public Education Reforms". The Christian Science Monitor. 
  34. ^ a b c Harris, John F. (2006). The Survivor: Bill Clinton in the White House (1st bas.). Random House Trade Paperbacks. ISBN 978-0-375-76084-6. 
  35. ^ a b George Stephanopoulos, All Too Human: A Political Education, 1999, 978-0-316-92919-6
  36. ^ Nguyen, Alexander (14 Temmuz 2000). "Bill Clinton's Death Penalty Waffle—and Why It's Good News for Execution's Foes". The American Prospect. 5 Aralık 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Ağustos 2010. In his early days, Clinton opposed the death penalty. And while he and his wife Hillary Rodham Clinton were both teaching at the University of Arkansas Law School, she wrote an appellate brief that helped save a mentally retarded man from execution. "Clinton was against the death penalty," says Arkansas attorney Jeff Rosenzweig, who, like Clinton, grew up in Hot Springs, Arkansas. "He told me so." 
  37. ^ Morrison, Micah (1994). "Mysterious Mena". Wall Street Journal. 31 Ekim 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  38. ^ "What Was Clinton's Role In 'Mena Mystery!?' - Oakland Post | HighBeam Research". 11 Haziran 2014. 11 Haziran 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Temmuz 2024. 
  39. ^ Purdum, Todd S. (23 Şubat 2001). "THE CLINTON PARDONS: THE BROTHERS; Siblings Who Often Emerge In an Unflattering Spotlight". The New York Times (İngilizce). ISSN 0362-4331. Erişim tarihi: 28 Temmuz 2024. 
  40. ^ MSNBC (3 Eylül 2025), Epstein survivors say they're creating their own list to release4 Eylül 2025 
  41. ^ David Maraniss, First in His Class: A Biography of Bill Clinton (New York: Random House, 1996; 978-0-684-81890-0).
  42. ^ Church, George J. (27 Ocak 1992). "Cover: Is Bill Clinton For Real?". Time22 Şubat 2020. 
  43. ^ https://www.washingtonpost.com/outlook/2020/08/18/how-bill-clinton-turned-dreadful-convention-speech-into-political-stardom/
  44. ^ a b c Woodward, Bob (2005). The Choice: How Bill Clinton Won. Simon & Schuster. ISBN 978-0-7432-8514-8. 
  45. ^ Herstek, Amy (11 Ocak 2001). "Clinton thanks New Hampshire for making him the 'Comeback Kid'". CNN. Erişim tarihi: 22 Şubat 2020. 
  46. ^ Ifill, Gwen (17 Mart 1992). "Hillary Clinton Defends Her Conduct in Law Firm". The New York Times. Erişim tarihi: 28 Mart 2008. 
  47. ^ MacGillis, Alec; Kornblut, Anne E. (21 Aralık 2007). "Hillary Clinton Embraces Her Husband's Legacy". The Washington Post. s. A1. Erişim tarihi: 28 Mart 2008. 
  48. ^ Applebome, Peter (25 Ocak 1992). "Arkansas Execution Raises Questions on Governor's Politics". The New York Times. Erişim tarihi: 28 Mart 2008. 
  49. ^ "How the Presidents Stack Up: A look at U.S. presidents' job-approval ratings". The Wall Street Journal. 2006. 25 Ekim 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Ekim 2008. 
  50. ^ Le Beau, Bryan (10 Aralık 1998). "The Political Mobilization of the New Christian Right". Creighton University. 6 Aralık 2006 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Aralık 2006. 
  51. ^ a b c "On this day (November 4) in 1992: Clinton beats Bush to the White House". BBC News. 4 Kasım 1992. 18 Aralık 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 31 Ekim 2008. 
  52. ^ Rosenberg, Alyssa (1 Kasım 2012). "The Future of Gay Parents On Television". ThinkProgress. 4 Haziran 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  53. ^ "The ACT UP Historical Archive: Bob Rafsky Confronts Candidate Bill Clinton, 1992". actupny.org. 17 Şubat 1997 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  54. ^ "Party Division in the Senate, 1789–present". United States Senate. 18 Temmuz 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Ağustos 2011. 
  55. ^ "House History". United States House of Representatives. 26 Ekim 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Ağustos 2011. 
  56. ^ Lipset, Seymour Martin (1993). "The Significance of the 1992 Election". PS: Political Science and Politics. 26 (1): 7-16. doi:10.2307/419496. JSTOR 419496. 
  57. ^ President's rating rises. Associated Press. March 29, 1994. Retrieved December 12, 2024.
  58. ^ Germond, Jack W., Witcover, Jules (February 6, 1995). Clinton's beginning to look beatable, even to Democrats. Daily Press. Retrieved December 14, 2024.
  59. ^ Brown, Peter A. (November 9, 1994). Republicans take control of both houses of Congress. Casper Star-Tribune. Retrieved December 7, 2024.
  60. ^ Beltrame, Julian (January 26, 1995). Can Comeback Kid come back again?. The Ottawa Citizen. Retrieved December 7, 2024.
  61. ^ Cannon, Angie (January 23, 1995). New chance to redefine the presidency. The Standard-Star. Retrieved December 12, 2024.
  62. ^ Thompson, Robert E. (February 13, 1995). Democrats ponder presidential challenges. The San Francisco Examiner. Retrieved December 14, 2024.
  63. ^ Lewis, Kathy (April 26, 1995). Clinton's empathy raises approval rating. Fort Pierce Tribune. Retrieved December 7, 2024.
  64. ^ Clinton approval over 50% in two polls. National Post. May 17, 1995. Retrieved December 7, 2024.
  65. ^ Kondracke, Morton (December 2, 1995). As poll ratings climb, Clinton takes leadership role. Brazosport Facts. Retrieved December 7, 2024.
  66. ^ Balz, Dan (March 27, 1996). Dole clinches in California. Saint John Times Globe. Retrieved December 7, 2024.
  67. ^ Dole, Bob (30 Eylül 2012). "Bob Dole on life after losing the 1996 presidential election". The Washington Post. 
  68. ^ Kelly, John Michael (August 19, 1996). Outside parties losing steam. The Stuart News. Retrieved December 7, 2024.
  69. ^ Clinton leads Dole in poll – approval rating reaches 60%. Associated Press. September 4, 1996. Retrieved December 8, 2024.
  70. ^ Raum, Tom (November 1, 1996). Clinton headed toward a landslide?. The News-Virginian. Retrieved December 10, 2024.
  71. ^ State by state, it's Clinton. Syracuse Herald-Journal. November 1, 1996. Retrieved December 10, 2024.
  72. ^ Apple Jr., R.W. (October 25, 1996). Perot gambit no help for desperate Dole. The Press Democrat. Retrieved December 10, 2024.
  73. ^ "What Defines a Landslide Victory in Politics?". ThoughtCo (İngilizce). 27 Haziran 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Aralık 2024. 
  74. ^ "Clinton Rides Landslide First Democrat To Be Re-Elected Since Roosevelt". The Spokesman-Review. 6 Kasım 1996. Erişim tarihi: 14 Ağustos 2021. 
  75. ^ Jones, Charles O. (2005). The Presidency in a Separated SystemSınırlı deneme süresince özgürce erişilebilir, normalde ise abonelik gereklidir. The Brookings Institution. s. 318. 
  76. ^ David Palmer, "'What Might Have Been'--Bill Clinton and American Political Power." Australasian Journal of American Studies (2005): 38–58.
  77. ^ Safire, William (6 Aralık 1993). "Essay; Looking Beyond Peace". The New York Times. Erişim tarihi: 29 Ekim 2008. 
  78. ^ Duffy, Michael; Barrett, Laurence I.; Blackman, Ann; Carney, James (29 Kasım 1993). "Secrets Of Success". Time22 Şubat 2020. 
  79. ^ Woodward, Bob (15 Eylül 2007). "Greenspan Is Critical Of Bush in Memoir". The Washington Post. Erişim tarihi: 9 Ocak 2014. 
  80. ^ Steve Schifferes (15 Ocak 2001). "Bill Clinton's economic legacy". BBC News. Erişim tarihi: 9 Ocak 2014. 
  81. ^ Baker, Peter (3 Şubat 2008). "Bill Clinton's Legacy". The Washington Post. Erişim tarihi: 13 Temmuz 2010. 
  82. ^ Stevenson, Richard (8 Şubat 2000). "The Battle of the Decades; Reaganomics vs. Clintonomics Is a Central Issue in 2000". The New York Times. Erişim tarihi: 15 Mart 2011. 
  83. ^ "Revenues, Outlays, Deficits, Surpluses, and Debt Held by the Public, 1968 to 2007, in Billions of Dollars". Congressional Budget Office. September 2008. 8 Şubat 2013 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Temmuz 2010. 
  84. ^ "Historical Debt Outstanding—Annual 1950–1999". TreasuryDirect. 28 Nisan 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Nisan 2015. 
  85. ^ "Historical Debt Outstanding—Annual 2000–2015". TreasuryDirect. 8 Mayıs 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 31 Ekim 2016. 
  86. ^ "Fiscal Year 2013 Historical Tables" (PDF). United States Government Publishing Office. 9 Ekim 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). 
  87. ^ Nagourney, Adam (3 Eylül 1999). "With Some Help, Clintons Purchase a White House". The New York Times (İngilizce). ISSN 0362-4331. Erişim tarihi: 25 Ağustos 2023. 
  88. ^ Drew, pp 114–122.
  89. ^ Stanley A. Renshon, ed., The Clinton Presidency: Campaigning, Governing, and the Psychology of Leadership (1995), p. 138.
  90. ^ "U.S. Senate Roll Call Votes 103rd Congress—1st Session". United States Senate. 25 Eylül 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Ağustos 2011. 
  91. ^ "New Nationwide Poll Shows Strong Support for Family and Medical Leave Act (FMLA)" (PDF). Protect Family Leave. 27 Aralık 2011 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Ağustos 2011. 
  92. ^ Richard L. Burke (15 Şubat 1993). "White House Hones All-Out Campaign to Sell Sacrifice". The New York Times. Erişim tarihi: 30 Ağustos 2011. 
  93. ^ Clinton, Bill (25 Ocak 1994). "William J. Clinton: Address Before a Joint Session of the Congress on the State of the Union". Presidency.ucsb.edu. 4 Şubat 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Şubat 2020. 
  94. ^ Karl, Jonathan (10 Mart 1998). "Reporter Apologizes For Clinton Sex Article". CNN. 14 Haziran 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  95. ^ "Obama certifies end of military's gay ban". NBC News. Reuters. 22 Temmuz 2011. Erişim tarihi: 7 Eylül 2011. 
  96. ^ Livingston, C. Don; Wink, Kenneth A. (1997). "The Passage of the North American Free Trade Agreement in the U.S. House of Representatives: Presidential Leadership or Presidential Luck?". Presidential Studies Quarterly. 27 (1): 52-70. JSTOR 27551700. Şablon:Gale ProQuest 215685340. 
  97. ^ Hulsey, Byron (27 Kasım 1997). "The Altered Terrain of American Politics (Review of Do Elections Matter?)". 16 Temmuz 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Ekim 2008. 
  98. ^ "Update: Trends in AIDS Incidence -- United States, 1996". Center for Disease Control. 21 Nisan 2001 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Eylül 2024. 
  99. ^ Brown, David (7 Ekim 1998). "AIDS Death Rate In '97 Down 47%". Washington Post. Erişim tarihi: 16 Eylül 2024. 
  100. ^ "A Timeline of HIV and AIDS". hiv.gov. Erişim tarihi: 16 Eylül 2024. 
  101. ^ "GLAAD honours Bill Clinton". 3 News NZ. 22 Nisan 2013. 16 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  102. ^ Landay, Jonathan (23 Mart 2024). "The al Qaeda plot to kill Bill Clinton that history nearly forgot". Reuters. 23 Mart 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Mart 2024. 
  103. ^ "Financial Services Modernization Act of 1999". Federal Reserve History. Erişim tarihi: 22 Şubat 2020. 
  104. ^ "'Insufficient Evidence' Ends Whitewater Case". Los Angeles Times. 21 Mart 2002. Erişim tarihi: 23 Ekim 2022. 
  105. ^ "Washingtonpost.com: Whitewater Special Report". The Washington Post. Erişim tarihi: 23 Ekim 2022. 
  106. ^ "III. Findings" (PDF). 28 Haziran 2007. 28 Haziran 2007 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Ekim 2022. 
  107. ^ Kaynak hatası: Geçersiz <ref> etiketi; cnn_com isimli refler için metin sağlanmadı (Bkz: Kaynak gösterme)
  108. ^ The Starr Report: The Findings of Independent Counsel Kenneth Starr on President Clinton and the Lewinsky Affair. 1998. ISBN 978-1-891620-24-9. 
  109. ^ Froomkin, Dan (26 Ağustos 1999). "Case Closed". The Washington Post. Erişim tarihi: 30 Ağustos 2011. 
  110. ^ a b Senate LIS (12 Şubat 1999). "U.S. Senate Roll Call Votes 106th Congress—1st Session: vote number 17—Guilty or Not Guilty (Art I, Articles of Impeachment v. President W. J. Clinton)". United States Senate. 30 Haziran 2006 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Şubat 2020. 
  111. ^ "Clinton impeached". BBC News. 19 Aralık 1998. 11 Aralık 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Ekim 2008. 
  112. ^ Şablon:Cite court
  113. ^ "Bill cops a plea"Ücretli abonelik gerekli. The Wall Street Journal. 22 Ocak 2001. 
  114. ^ Clinton resigns from the bar of Supreme Court. Deseret News. November 10, 2001. Retrieved December 5, 2024.
  115. ^ Stout, David (20 Ocak 2001). "Clinton Pardons McDougal, Cisneros". The New York Times. ISSN 0362-4331. Erişim tarihi: 11 Ağustos 2021. 
  116. ^ "The people killed them. Chopped them up. I consider myself lucky". The Guardian. 9 Ekim 1993. 
  117. ^ Dauber, Cori Elizabeth (1 Aralık 2001). "The Shot Seen 'Round the World: The Impact of the Images of Mogadishu on American Military Operations". Rhetoric & Public Affairs. 4 (4): 653-687. doi:10.1353/rap.2001.0066. JSTOR 41940265. Şablon:Project MUSE. 
  118. ^ Chozick, Amy (4 Eylül 2012). "In Africa, Bill Clinton Toils for a Charitable Legacy". The New York Times. 22 Ekim 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Ekim 2012. 
  119. ^ Halberstam, 2001, pp 349–60.
  120. ^ The German Law Journal
  121. ^ Kaplan, Fred (23 Temmuz 2014). "America's Flight 17". Slate. 
  122. ^ https://www.youtube.com/watch?v=YKT_c0WNTu4
  123. ^ https://www.aa.com.tr/tr/yasam/bill-clintonin-burnunu-sikmasiyla-taninan-erkan-bebek-23-yasinda/2523542
  124. ^ Clines, Francis X. (25 Mart 1999). "NATO Opens Broad Barrage Against Serbs as Clinton Denounces 'Brutal Repression'". The New York Times. 
  125. ^ Roberts, Adam (10 Nisan 2003). "The Impact of the Laws of War in Contemporary Conflicts (PDF)" (PDF). Princeton University. 23 Şubat 2020 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Şubat 2020. 
  126. ^ Layne, Christopher; Schwarz, Benjamin (26 Mart 2000). "Was It A Mistake?". The Washington Post. 
  127. ^ Cockburn, Alexander (29 Ekim 1999). "Where's the Evidence of Genocide of Kosovar Albanians?". Los Angeles Times. 
  128. ^ Erlanger, Steven (22 Şubat 2020). "Monitors' Reports Provide Chronicle of Kosovo Terror". The New York Times. 
  129. ^ "Kosovo assault 'was not genocide'". BBC News. 7 Eylül 2001. Erişim tarihi: 17 Ağustos 2011. 
  130. ^ Kaynak hatası: Geçersiz <ref> etiketi; Milosevic Charges isimli refler için metin sağlanmadı (Bkz: Kaynak gösterme)
  131. ^ "Milosevic's war crimes trial a 4-year marathon". CNN. 11 Mart 2006. Erişim tarihi: 30 Temmuz 2019. 
  132. ^ a b Nancy Scherer (2005). Scoring Points: Politicians, Activists, and the Lower Federal Court Appointment Process. Stanford University Press. s. 85. 
  133. ^ Lichtblau, Eric (17 Ağustos 2005). "State Dept. Says It Warned About bin Laden in 1996". The New York Times. Erişim tarihi: 22 Şubat 2020. 
  134. ^ "CNN - U.S. missiles pound targets in Afghanistan, Sudan - August 21, 1998". CNN. 28 Ocak 1999 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Eylül 2022. 
  135. ^ Cloud, David S. (23 Nisan 2006). "Colleagues Say C.I.A. Analyst Played by the Rules". The New York Times. ISSN 0362-4331. Erişim tarihi: 24 Eylül 2022. 
  136. ^ "Clinton's approval rating up in wake of impeachment". CNN. 20 Aralık 1998. 5 Ekim 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Ekim 2021. 
  137. ^ Cosgrove-Mather, Bootie (7 Haziran 2004). "A Look Back at the Polls". CBS News. 9 Şubat 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Ekim 2021. 
  138. ^ a b Moore, David W. (12 Ocak 2001). "Clinton Leaves Office With Mixed Public Reaction, Gallup Organization". Gallup.com. 30 Haziran 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Temmuz 2024. 
  139. ^ https://abcnews.go.com/Politics/story?id=120952&page=1
  140. ^ a b Obama Is First As Worst President Since WWII, Quinnipiac University National Poll Finds; More Voters Say Romney Would Have Been Better 3 Temmuz 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., Quinnipiac University (2 Temmuz 2014).
  141. ^ Bob Woodward, The choice: how Clinton won, Touchstone 1996, 978-0-684-81308-0
  142. ^ Vargas, Jose Antonio (21 Ocak 2001). "Bill Clinton -- The MTV President". SFGATE. 
  143. ^ Bresler, Robert J. (1 Ocak 2001). "The Muddled Meaning of the 2000 Election". USA Today. 129 (2668). s. 13. Şablon:Gale. 
  144. ^ McDuffee, Allen (6 Eylül 2012). "Bill Clinton's DNC speech as 'explainer in chief,' 'it takes some brass,' and more [AM Briefing]". The Washington Post. Erişim tarihi: 25 Ocak 2013. 
  145. ^ Poniewozik, James (6 Eylül 2012). "The Morning After: Obama Turns to Bill Clinton, Explainer-in-Chief". Time25 Ocak 2013. 
  146. ^ "A Conversation With President Bill Clinton on Race in America Today". Center for American Progress. 16 Temmuz 2004. 8 Kasım 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Ağustos 2011. 
  147. ^ Coates, Ta-Nehisi (27 Ağustos 2015). "It Was No Compliment to Call Bill Clinton 'The First Black President'". The Atlantic. Erişim tarihi: 21 Ekim 2016. 
  148. ^ Tumulty, Karen; Mettler, Katie (17 Kasım 2017). "Abuse allegations have revived scrutiny of Bill Clinton—and divided Democrats". The Washington Post. 19 Kasım 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Kasım 2017. 
  149. ^ Flanagan, Caitlin (13 Kasım 2017). "Bill Clinton: A Reckoning". The Atlantic. 18 Kasım 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Kasım 2017. 
  150. ^ Wolf, Z. Byron (17 Kasım 2017). "Should Democrats turn their backs on Bill Clinton?". CNN. 19 Kasım 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Kasım 2017. 
  151. ^ "Lewinsky scandal". The Columbia Encyclopedia, Sixth Edition. Columbia University Press. 2008. June 18, 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Şubat 2010. 
  152. ^ Ballasy, Nicholas (27 Kasım 2017). "Donna Brazile: Bill Clinton Should Hit The Campaign Trail For Democrats In 2018". The Intercept. Erişim tarihi: 25 Aralık 2020. 
  153. ^ "North Korea pardons US reporters". BBC News. 4 Ağustos 2009. Erişim tarihi: 31 Ağustos 2011. 
  154. ^ Landler, Mark; Baker, Peter (5 Ağustos 2009). "Bill Clinton and Journalists in Emotional Return to U.S." The New York Times. Erişim tarihi: 30 Ağustos 2011. 
  155. ^ "Bill Clinton brings it for Obama". CNN. 6 Eylül 2012. 
  156. ^ a b McIntire, Mike (5 Nisan 2008). "Clintons made $109 Million in Last 8 Years". The New York Times. 
  157. ^ Yoon, Robert (6 Şubat 2016). "$153 million in Bill and Hillary Clinton speaking fees, documented". CNN. 8 Şubat 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Şubat 2016. 
  158. ^ Alexander, Dan (8 Kasım 2016). "How Bill And Hillary Clinton Made $240 Million In The Last 15 Years". Forbes. Erişim tarihi: 30 Temmuz 2019. 
  159. ^ Epstein, Jennifer (22 Mayıs 2015). "Clinton Family Speeches Netted as Much as $26 Million for Foundation". Bloomberg.com. Bloomberg News. Erişim tarihi: 23 Mayıs 2015. 
  160. ^ Rucker, Philip; Hamburger, Tom; Becker, Alexander (26 Haziran 2014). "How the Clintons went from 'dead broke' to rich, with $104.9 million for ex-president's speaking fees". The Washington Post. Erişim tarihi: 30 Temmuz 2019. 
  161. ^ "Hillary Clinton Defends High-Dollar Speaking Fees". ABC News and Good Morning America. 9 Haziran 2014. 9 Haziran 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Ekim 2021. 
  162. ^ Nematt, Salameh (17 Kasım 2008). "Bill's $500,000 Kuwait Lecture". The Daily Beast. 18 Temmuz 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  163. ^ https://www.newsweek.com/bill-clinton-smart-intelligent-lucky-903374
  164. ^ https://www.rd.com/list/presidents-with-the-highest-iq-scores/
  165. ^ https://www.nytimes.com/1998/01/18/us/clinton-in-first-for-a-president-testifies-in-sex-harassment-suit.html
  166. ^ https://www.nbcchicago.com/dnc-chicago-2024/former-president-bill-clinton-cracks-joke-about-legendary-love-of-mcdonalds/3528764/
  167. ^ https://www.usnews.com/news/blogs/washington-whispers/2012/02/29/bill-clintons-running-habit-a-secret-service-nightmare
  168. ^ https://americacomesalive.com/clinton-pets-buddy-socks/
  169. ^ https://www.politico.com/magazine/story/2017/09/27/donald-trump-anger-215648/
  170. ^ https://www.nbcnews.com/think/opinion/donald-trump-jan-6-outburst-place-history-presidential-tantrums-rcna35989
  171. ^ https://time.com/archive/6724705/the-state-of-bill-clinton
  172. ^ a b https://www.independent.co.uk/news/presidents/bill-clinton-the-great-seducer-1482925.html
  173. ^ https://www.cbsnews.com/news/rating-bill-clintons-presidency
  174. ^ https://www.cbsnews.com/news/clinton-cheated-because-i-could-16-06-2004
  175. ^ https://www.theguardian.com/world/2012/feb/12/clinton-allies-monica-lewinsky-affair
  176. ^ https://www.ntv.com.tr/galeri/dunya/eski-abd-baskani-clintonin-yazdigi-roman-milyon-satiyor,yQZZQXbyFU-uC6E4NzusnQ/_BeABH138UGr9Wt8gc8NMg
  177. ^ http://www.hri.org/news/turkey/trkpr/2000/00-01-05.trkpr.html
  178. ^ http://news.bbc.co.uk/2/hi/americas/1114491.stm
  179. ^ https://time.com/time/magazine/article/0,9171,981548-1,00.html
  180. ^ https://www.youtube.com/watch?v=YSDAXGXGiEw
  181. ^ http://www.cnn.com/ALLPOLITICS/1998/08/17/speech/transcript.html
  182. ^ a b https://abcnews.go.com/blogs/politics/2012/02/bill-clinton-struggled-to-deal-with-lewinsky-affair-film-says
  183. ^ https://www.goodreads.com/author/quotes/5944.Bill_Clinton
  184. ^ https://youtu.be/K5kUITklALQ?si=okSZE3_kE8wq8C-D
  185. ^ https://www.debates.org/voter-education/debate-transcripts/october-15-1992-second-half-debate-transcript/?
  186. ^ https://www.politico.com/states/new-york/albany/story/2013/12/stupid-little-interpersonal-exchanges-077193
  187. ^ https://edition.cnn.com/ALLPOLITICS/stories/1999/03/19/clinton.presser/transcript.html
  188. ^ https://edition.cnn.com/ALLPOLITICS/1998/02/06/transcripts/clinton/
  189. ^ https://www.theguardian.com/world/1999/aug/02/clinton.usa
  190. ^ https://www.independent.co.uk/voices/trump-us-election-bill-clinton-always-was-a-hard-dog-to-keep-on-the-porch-is-he-now-a-drag-on-hillary-s-campaign-a7351466.html
  191. ^ https://listenonrepeat.com/watch/?v=KsWhZOMsmuk
  192. ^ https://www.washingtonpost.com/archive/lifestyle/1998/12/20/its-come-to-this-a-nickname-thats-proven-hard-to-slip/770e3da0-f1f3-49c8-b1ec-1718cf8df3f3/
  193. ^ https://www.hurriyet.com.tr/dunya/flowers-hillarynin-yaninda-seks-onerdi-39003823
Hukuki görevi
Önce gelen
Jim Tucker
Arkansas başsavcısı
1977–1979
Sonra gelen
Steve Clark
Siyasi görevi
Önce gelen
Joe Purcell
Geçici

Arkansas valisi

1979–1981
Sonra gelen
Frank White
Önce gelen
Frank White

Arkansas valisi

1983–1992
Sonra gelen
Jim Tucker
Önce gelen
George H. W. Bush

Amerika Birleşik Devletleri başkanı

1993–2001
Sonra gelen
George W. Bush
Diplomatik görevi
Önce gelen
Jacques Chirac
G-8 Başkanı
1997
Sonra gelen
Tony Blair
Parti siyasi görevi
Önce gelen
David Pryor
Arkansas vali adayı
Demokrat

1978, 1980, 1982, 1984, 1986, 1990
Sonra gelen
Jim Tucker
Önce gelen
Michael Dukakis
Amerika Birleşik Devletleri başkan adayı
Demokrat

1992, 1996
Sonra gelen
Al Gore