Türk sinemasında LGBT temaları: Revizyonlar arasındaki fark
[kontrol edilmiş revizyon] | [kontrol edilmiş revizyon] |
Madem kaynak bulduk, geliştirelim. Çalışma şablonu eklendi |
Ufak düzenleme yapıldı |
||
5. satır: | 5. satır: | ||
=== Lezbiyenlik === |
=== Lezbiyenlik === |
||
[[Dosya:Ver Elini İstanbul.jpg|küçükresim|''[[Ver Elini İstanbul]]'' (1962) filminde iki kadının ([[Mualla Kavur]] ve [[Leyla Sayar]]) öpüştüğü sahne, Sansür Heyeti tarafından [[Türkiye'de sansür|kesilmiştir]].]] |
[[Dosya:Ver Elini İstanbul.jpg|küçükresim|''[[Ver Elini İstanbul]]'' (1962) filminde iki kadının ([[Mualla Kavur]] ve [[Leyla Sayar]]) öpüştüğü sahne, Sansür Heyeti tarafından [[Türkiye'de sansür|kesilmiştir]].]] |
||
Türk sinemasında 1960-1990 yılları arasında lezbiyenliği içeren on altı film çekilmiştir. Bunlardan on biri [[Türk sinemasında seks filmleri dönemi|seks filmleri dönemine]] aittir. Bu filmlerde kadın eşcinselliği seks komedilerine malzeme olmuş, kadınlar amaçsızca öpüştürülmüş ve [[Sevişmek|seviştirilmiştir]].{{sfn|İlhan|2014| |
Türk sinemasında 1960-1990 yılları arasında lezbiyenliği içeren on altı film çekilmiştir. Bunlardan on biri [[Türk sinemasında seks filmleri dönemi|seks filmleri dönemine]] aittir. Bu filmlerde kadın eşcinselliği seks komedilerine malzeme olmuş, kadınlar amaçsızca öpüştürülmüş ve [[Sevişmek|seviştirilmiştir]].{{sfn|İlhan|2014|s=5}} 1960'lı yıllardaki filmlerin hemen her birinde lezbiyen ilişkiye sadece dolaylı bakışlar atılmıştır.{{kdş|Gürkan|2016|s=30}} [[Agâh Özgüç]]'e göre 1950, 60, 70, 80'lerdeki filmlerde lezbiyen [[aşk]] veya [[erotik]] sahneleri açık bir şekilde sergilenmeseler de "duyarlı seyirci kaş ile göz arasındaki" iki kadının erotik, duygusal ilişkilerini sezebilmektedir.<ref name=AgahÖzgüç>{{Kaynak|soyadı1=Özgüç|ad1=Agâh|yazarlink1=Agâh Özgüç|başlık=[[Türk Sinemasında Cinselliğin Tarihi]]|tarih=2006|yayıncı=+1 Kitap|yer=Yenibosna, İstanbul|isbn=9756063246|sayfa=175|basım=4.|ref=harv}}</ref> |
||
1962'de [[Aydın G. Arakon]] tarafından çekilen ''[[Ver Elini İstanbul]]'', lezbiyenliği içine dahil eden Yeşilçam'ın ilk sinema filmidir. [[Attilâ İlhan]], ''[[Ali Kaptanoğlu]]'' adıyla senaryoyu yazmıştır. Bu filmde ilk defa iki kadının ([[Mualla Kavur]] ve [[Leyla Sayar]]) öpüşmesi yer almıştır fakat bu sahneler Sansür Heyeti taraından kesilmiştir.{{sfn|İlhan|2014| |
1962'de [[Aydın G. Arakon]] tarafından çekilen ''[[Ver Elini İstanbul]]'', lezbiyenliği içine dahil eden Yeşilçam'ın ilk sinema filmidir. [[Attilâ İlhan]], ''[[Ali Kaptanoğlu]]'' adıyla senaryoyu yazmıştır. Bu filmde ilk defa iki kadının ([[Mualla Kavur]] ve [[Leyla Sayar]]) öpüşmesi yer almıştır fakat bu sahneler Sansür Heyeti taraından kesilmiştir.{{sfn|İlhan|2014|s=5}} Attila İlhan bu öpüşme sahnesiyle ilgili olarak yıllar sonra şu açıklamayı yapmıştır: "Mualla Kavur, Leyla Sayar'ı ikna edinceye kadar bir hayli uğraştı. Kızlar kamera önünde oynadı ve sahne çekildi. Sansür Kurulu'nda seyretmişler, çok da beğenmişler! Sonra da 'Kesin bu sahneleri' demişler."<ref name=Haftasonu>{{Kaynak|soyadı1=Şengül|ad1=Yüksel|başlık=Sinemamızdaki kadın kadına ilişkiler|url=http://www.haftasonu.com.tr/index.php/haber/item/715-sinemamizdaki-kadin-kadina-iliskiler.html?tmpl=component&print=1|erişimtarihi=21 Mayıs 2017|tarih=13 Oca 2012|ref=harv}}</ref> ''Ver Elini İstanbul'' filminden sonra [[Atıf Yılmaz]]'ın ''[[İki Gemi Yanyana]]'' (1963) filminde ise [[Suzan Avcı]] ve [[Sevda Nur]]'un öpüşmesi yer almıştır. Filmin senaryosu [[Kemal Tahir]] ve Atıf Yılmaz tarafından yazılmıştır. Atıf Yılmaz'a göre bu sahneler, Türk sinemasının o yıllarda cinselliğe bilinçli olarak göz kırpıp gizliden gizliye nabız yoklamasıydı.<ref name=Haftasonu /> [[Halit Refiğ]]'in ''[[Haremde Dört Kadın]]'' (1965) filminde [[Osmanlı İmparatorluğu|Osmanlı]] yaşamının baskılarından kaynaklanan lezbiyenliği anlatılmıştır.<ref name=BilgeEmin>{{Kaynak|soyadı1=Emin|ad1=Bilge|başlık=HALİT REFİĞ SİNEMASINDA KADIN (1960/61 – 2000)|url=http://acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/363/656.pdf|erişimtarihi=21 Mayıs 2017|biçim=[[pdf]]|tarih=2003|ref=harv}}</ref> Senaryosu Kemal Tahir'e aittir. Mihrengiz ([[Birsen Menekşeli]]), Gülfem ([[Pervin Par]]), Şevkidil ([[Ayfer Feray]]) ve Ruhşan ([[Nilüfer Aydan]]), Sadık Paşa'nın haremindeki dört kadındır. Bu kadınlardan Mihrengiz ile Şevkidil arasındaki sevgi giderek lezbiyen bir ilişkiye dönüşür. Ayfer Feray'la Birsen Menekşeli el ele tutuşup öpüşmüş ve [[Devlet Devrim]], Birsen Menekşeli'ye bir divan üzerinde masaj yaparak onu okşamıştır. Yönetmenliğini Atıf Yılmaz'ın yaptığı ve [[Necati Cumalı]]'nın aynı adlı eserinden senaryolaştırılan ''[[Dul Bir Kadın]]'' (1985) filminde eşinden boşanmış, güzel ve çekici bir kadın olan Suna ([[Müjde Ar]]) ile kocasını kaybetmiş Ayla ([[Nur Sürer]]) arasında lezbiyenlik kapalı bir şekilde anlatılmıştır.{{sfn|İlhan|2014|s=6}} Atıf Yılmaz'ın ''[[Düş Gezginleri]]'' (1992) adlı filmi, tamamen lezbiyen ilişki üzerine temellenmiş bir sinema filmidir.<ref name=HasanGürkan>{{Kaynak|ad1=Hasan|soyadı1=Gürkan|başlık=TÜRKİYE SİNEMASINDA LEZBİYEN STEREOTİPİNİN TEMSİLİ|dergi=Erciyes İletişim Dergisi|yıl=2016|cilt=4|sayı=4|doi=10.17680/akademia.58107|url=http://erciyes.dergipark.gov.tr/download/article-file/275869|erişimtarihi=21 Mayıs 2017|ref=harv}}</ref> Filmde Nilgün ([[Meral Oğuz]]), doktor ve dul bir kadındır; Havva ([[Lale Mansur]]) ise geçimini [[hayat kadını]] olarak sağlamaktadır. İki karakter arasında başlayan ilişki İstanbul'a taşınıp orada yaşamaya başlayan lezbiyen bir çiftin yaşamına dönüşür. Senaryosunu [[Ülkü Karaosmanoğlu]] ile [[Attila İlhan]]'ın yazdığı ve [[Biket İlhan]]'ın yönettiği ''[[Sokaktaki Adam]]'' (1995) filminde iki genelev çalıştıran Benli Meryem [[(Suna Yıldızoğlu]]) ile esmer ve kısa saçlı hizmetçisi Tresula ([[Süeda Can]]) ateşli bir şekilde öpüşüp, sevişirler.<ref name=Haftasonu /> [[Kutluğ Ataman]]'ın yönetmenliğini üstlendiği ''[[Lola and Billidikid]]'' (1998) adlı film fahişe film özellikleri gösterir<ref name=DaviesSP>{{Kaynak|soyadı1=Davies|ad1=Steven Paul|başlık=Eşcinsel Sineması Tarihi - Sinemada Görünür Olmak|tarih=2010|yayıncı=Kalkedon Yayıncılık|yer=İstanbul|isbn=9786055679606|sayfa=175|basım=1.|ref=harv}}</ref> ve lezbiyen ilişkiler üzerine kurulmuştur.{{kdş|Gürkan|2016|s=35}} Kutluğ Ataman'ın ''[[İki Genç Kız]]'' (2005) ile [[Ümit Ünal]]'ın [[Nar (film)|''Nar'']] (2011) filmlerinde lezbiyen cinsel kimliklerine sahip kadın karakterleri filmlerde başroldedir ve filmlerin olay örgüsü bu karakter/ler üzerinden ilerlemektedir.{{kdş|Gürkan|2016|s=30}} ''İki Genç Kız''{{'}}da Behiye ([[Feride Çetin]]) karakteri asi, agresif, kavgacı, küfürbaz hareketleri ile aynı zamanda filmin diğer başrol oyuncusu |
||
olan Handan ([[Vildan Atasever]]) karakterine olan platonik aşkı nedeni ile heteroseksüel bir kadın değil, lezbiyen kadın olarak temsil edilmektedir.{{kdş|Gürkan|2016| |
olan Handan ([[Vildan Atasever]]) karakterine olan platonik aşkı nedeni ile heteroseksüel bir kadın değil, lezbiyen kadın olarak temsil edilmektedir.{{kdş|Gürkan|2016|s=37}} |
||
== Tepkiler == |
== Tepkiler == |
||
28. satır: | 28. satır: | ||
* 2011: [[Nar (film)|''Nar'']] |
* 2011: [[Nar (film)|''Nar'']] |
||
{{sütun-2}} |
{{sütun-2}} |
||
:''Pornografik içerikli''{{sfn|İlhan|2014| |
:''Pornografik içerikli''{{sfn|İlhan|2014|s=5}} |
||
* 1975: ''Onun Ne Hikâyesi'' |
* 1975: ''Onun Ne Hikâyesi'' |
||
* 1975: ''Kazım'a Ne Lazım'' |
* 1975: ''Kazım'a Ne Lazım'' |
Sayfanın 13.32, 21 Mayıs 2017 tarihindeki hâli
Bu sayfada devam eden bir çalışma vardır. Yardım etmek istiyorsanız ya da çalışma yarım bırakılmışsa, çalışmayı yapan kişilerle iletişime geçebilirsiniz. Bu sayfada son yedi gün içinde değişiklik yapılmadığı takdirde şablon sayfadan kaldırılacaktır. En son değişiklik, 7 yıl önce 𐰇𐱅𐰚𐰤 (katkılar | kayıtlar) tarafından gerçekleştirildi ( ). |
Türk sinemasında, LGBT temaları, ilk kez 1962 yılından çekilen Ver Elini İstanbul ile başlamakta ve bu filmde, ilk defa iki kadının (Mualla Kavur ve Leyla Sayar) öpüşmesi yer almaktadır.[1] 1960'lı yıllarda Yeşilçam sinemasında LGBT bireylerin içine dahil olunduğu on dokuz film vardır ve bunlardan on altısı lezbiyenlik, ikisi erkek eşcinselliği, biri ise trans bireyleri konu almıştır.[2]
Gelişimi
Lezbiyenlik
Türk sinemasında 1960-1990 yılları arasında lezbiyenliği içeren on altı film çekilmiştir. Bunlardan on biri seks filmleri dönemine aittir. Bu filmlerde kadın eşcinselliği seks komedilerine malzeme olmuş, kadınlar amaçsızca öpüştürülmüş ve seviştirilmiştir.[3] 1960'lı yıllardaki filmlerin hemen her birinde lezbiyen ilişkiye sadece dolaylı bakışlar atılmıştır.[4] Agâh Özgüç'e göre 1950, 60, 70, 80'lerdeki filmlerde lezbiyen aşk veya erotik sahneleri açık bir şekilde sergilenmeseler de "duyarlı seyirci kaş ile göz arasındaki" iki kadının erotik, duygusal ilişkilerini sezebilmektedir.[5]
1962'de Aydın G. Arakon tarafından çekilen Ver Elini İstanbul, lezbiyenliği içine dahil eden Yeşilçam'ın ilk sinema filmidir. Attilâ İlhan, Ali Kaptanoğlu adıyla senaryoyu yazmıştır. Bu filmde ilk defa iki kadının (Mualla Kavur ve Leyla Sayar) öpüşmesi yer almıştır fakat bu sahneler Sansür Heyeti taraından kesilmiştir.[3] Attila İlhan bu öpüşme sahnesiyle ilgili olarak yıllar sonra şu açıklamayı yapmıştır: "Mualla Kavur, Leyla Sayar'ı ikna edinceye kadar bir hayli uğraştı. Kızlar kamera önünde oynadı ve sahne çekildi. Sansür Kurulu'nda seyretmişler, çok da beğenmişler! Sonra da 'Kesin bu sahneleri' demişler."[6] Ver Elini İstanbul filminden sonra Atıf Yılmaz'ın İki Gemi Yanyana (1963) filminde ise Suzan Avcı ve Sevda Nur'un öpüşmesi yer almıştır. Filmin senaryosu Kemal Tahir ve Atıf Yılmaz tarafından yazılmıştır. Atıf Yılmaz'a göre bu sahneler, Türk sinemasının o yıllarda cinselliğe bilinçli olarak göz kırpıp gizliden gizliye nabız yoklamasıydı.[6] Halit Refiğ'in Haremde Dört Kadın (1965) filminde Osmanlı yaşamının baskılarından kaynaklanan lezbiyenliği anlatılmıştır.[7] Senaryosu Kemal Tahir'e aittir. Mihrengiz (Birsen Menekşeli), Gülfem (Pervin Par), Şevkidil (Ayfer Feray) ve Ruhşan (Nilüfer Aydan), Sadık Paşa'nın haremindeki dört kadındır. Bu kadınlardan Mihrengiz ile Şevkidil arasındaki sevgi giderek lezbiyen bir ilişkiye dönüşür. Ayfer Feray'la Birsen Menekşeli el ele tutuşup öpüşmüş ve Devlet Devrim, Birsen Menekşeli'ye bir divan üzerinde masaj yaparak onu okşamıştır. Yönetmenliğini Atıf Yılmaz'ın yaptığı ve Necati Cumalı'nın aynı adlı eserinden senaryolaştırılan Dul Bir Kadın (1985) filminde eşinden boşanmış, güzel ve çekici bir kadın olan Suna (Müjde Ar) ile kocasını kaybetmiş Ayla (Nur Sürer) arasında lezbiyenlik kapalı bir şekilde anlatılmıştır.[8] Atıf Yılmaz'ın Düş Gezginleri (1992) adlı filmi, tamamen lezbiyen ilişki üzerine temellenmiş bir sinema filmidir.[9] Filmde Nilgün (Meral Oğuz), doktor ve dul bir kadındır; Havva (Lale Mansur) ise geçimini hayat kadını olarak sağlamaktadır. İki karakter arasında başlayan ilişki İstanbul'a taşınıp orada yaşamaya başlayan lezbiyen bir çiftin yaşamına dönüşür. Senaryosunu Ülkü Karaosmanoğlu ile Attila İlhan'ın yazdığı ve Biket İlhan'ın yönettiği Sokaktaki Adam (1995) filminde iki genelev çalıştıran Benli Meryem (Suna Yıldızoğlu) ile esmer ve kısa saçlı hizmetçisi Tresula (Süeda Can) ateşli bir şekilde öpüşüp, sevişirler.[6] Kutluğ Ataman'ın yönetmenliğini üstlendiği Lola and Billidikid (1998) adlı film fahişe film özellikleri gösterir[10] ve lezbiyen ilişkiler üzerine kurulmuştur.[11] Kutluğ Ataman'ın İki Genç Kız (2005) ile Ümit Ünal'ın Nar (2011) filmlerinde lezbiyen cinsel kimliklerine sahip kadın karakterleri filmlerde başroldedir ve filmlerin olay örgüsü bu karakter/ler üzerinden ilerlemektedir.[4] İki Genç Kız'da Behiye (Feride Çetin) karakteri asi, agresif, kavgacı, küfürbaz hareketleri ile aynı zamanda filmin diğer başrol oyuncusu olan Handan (Vildan Atasever) karakterine olan platonik aşkı nedeni ile heteroseksüel bir kadın değil, lezbiyen kadın olarak temsil edilmektedir.[12]
Tepkiler
Bu alt başlığın genişletilmesi gerekiyor. Sayfayı düzenleyerek yardımcı olabilirsiniz. |
Burçak Evren, Halit Refiğ'in Haremde Dört Kadın (1965) için lezbiyenliğin abartısız ama etkileyici bir şekilde işlendiğini belirtmiştir. Ayrıca "Refiğ'in anlatımındaki ustalık, perdeye bir cinsel sömürü olarak değil, paşa hareminin kapalı kapılar ardındaki bir gizi olarak sunar lezbiyenliği." sözlerini de eklemiştir.[13] II. Uluslararası Yeni İletişim Ortamları ve Etkileşim Konferansı'nda ele alınan eşcinsellik ve sinema konusunda Türk sinemasındaki LGBT temaları için "eşcinsellikle ilgili çekilen filmlerin yönetmenleri genelde erkek ve bir erkek penceresinden bakıyor eşcinselliğe. Kadın yönetmenler tarafından çekilmesi daha uygun olur. Lola Bilidikid, Güneşi Gördüm, Anlat İstanbul, Ağır Roman gibi filmler içinde eşcinselliği barındıran ve farklı bakan filmlerden sadece birkaçı. Eşcinsellere sadece gece kelebekleri, fahişelik yapan kişiler ve benzeri konumlarda sabitlemek çok yanlış" dendi.[14]
Filmler
- Lezbiyenlik
|
|
Kaynakça
- ^ Öztek, Aydın (7 Eylül 2007), Türkiye sinemasında eşcinsellik, Kaos GL, 20 Ocak 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi, erişim tarihi: 1 Eylül 2009
- ^ İlhan, Aslıhan (Kasım 2014), "Yeşilçam Sinemasında Eşcinsellik ve Trans Bireyler", Varlık, 11, s. 4
- ^ a b c İlhan 2014, s. 5.
- ^ a b Gürkan 2016, s. 30.
- ^ Özgüç, Agâh (2006), Türk Sinemasında Cinselliğin Tarihi (4. bas.), Yenibosna, İstanbul: +1 Kitap, s. 175, ISBN 9756063246
- ^ a b c Şengül, Yüksel (13 Oca 2012), Sinemamızdaki kadın kadına ilişkiler, erişim tarihi: 21 Mayıs 2017
- ^ Emin, Bilge (2003), HALİT REFİĞ SİNEMASINDA KADIN (1960/61 – 2000) (pdf), erişim tarihi: 21 Mayıs 2017
- ^ İlhan 2014, s. 6.
- ^ Gürkan, Hasan (2016), "TÜRKİYE SİNEMASINDA LEZBİYEN STEREOTİPİNİN TEMSİLİ", Erciyes İletişim Dergisi, 4 (4), doi:10.17680/akademia.58107, erişim tarihi: 21 Mayıs 2017
- ^ Davies, Steven Paul (2010), Eşcinsel Sineması Tarihi - Sinemada Görünür Olmak (1. bas.), İstanbul: Kalkedon Yayıncılık, s. 175, ISBN 9786055679606
- ^ Gürkan 2016, s. 35.
- ^ Gürkan 2016, s. 37.
- ^ Özgüç, Agah (2000), Türk Sinemasında Cinselliğin Tarihi, İstanbul: Parantez Yayınlar, ss. 164-165
- ^ Eşcinsellik cinselliğin bir parçası