İctihad: Revizyonlar arasındaki fark

Vikipedi, özgür ansiklopedi
[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmemiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Caracas (mesaj | katkılar)
kDeğişiklik özeti yok
Değişiklik özeti yok
1. satır: 1. satır:
{{İslam fıkıh}}
'''Müctehid''' ([[Arapça]]: '''مُجْتَهِد''') , [[Arapça]] bir terimdir. [[İslam dini]]nde, bir konu hakkında varolan [[Delil (din)|delil]]leri inceleyerek [[hüküm]] çıkartan bilim adamlarına verilen isimdir. Müctehidlerin yaptıkları işe ise dinde [[ictihâd]] denmekte.
'''İctihâd''', ([[Arapça]]: '''اِجْتِهاد''') [[İslam hukuku]] terimi. Arapça kökenli sözcük bir [[İslam hukukçusu]]nun [[fıkıh usûlü]] prensiplerini kullanarak hükme varmak için çaba harcamasına ve sonunda vardığı hükme verilen isimdir.


Kelime anlamı “çaba göstermek”. İlahiyatçı Fahrettin Atar, “Fıkıh Usûlü” isimli eserinde, ictihadın ıstılahta fıkıh usûlcüleri tarafından şöyle açıklandığını belirtir:
Terimin kökeni Arapça 'cehd' kelimesine dayanır. Cehd Arapça'da zorluk ve zor olan bir şeyi ifade eder ki müctehid de tüm elde olan verileri zorlayarak bir konunun doğrusunu bulmaya çalışan anlamına gelir.
:'''"'''1. Fer’î-zannî şer’î hükmü, tafsilî delilinden istinbât etmek hususunda fakîh (müctehid)’in olanca gücünü harcamasıdır. Veya, <br/>
:'''"'''2. Bir müctehidin, usûl kaidelerini, olanca gücünü sarfedip uyguladıktan sonra vardığı hüküm ve görüştür.'''"'''<ref>Fahrettin Atar, “Fıkıh Usûlü”, s.305</ref>


İctihad eden kişiye ''müctehid'' (Arapça: '''مُجْتَهِد''') adı verilir. Bir ictihadın geçerli olabilmesi için ictihadı yapan kişinin ictihad yapabilecek seviyede bir fakîh (İslam hukukçusu) olması gerekir. Ayrıca ictihad [[caiz]] olmayan konularda yapılamaz. İctihad yapmaya yetersiz bir kişi tarafından yapılan veya caiz olmayan bir konuda yapılmış olan bir ictihad, sahih sayılmaz ve geçerli kabul edilmez. Kişinin müctehid olabilmesi veya ictihad yapmaya yeterli görülebilmesi için hem İslam hukuku ve diğer İslam ilimlerine vakıf olması (kısacası “ilim”) hem de hukukî bir kabiliyete sahip olması gerekir. Bir müctehidin sahip olması gereken bazı bilgiler şöyle sıralanabilir: Kur’an’ı, Sünnet’i, [[icmâ]], [[kıyas]], [[fıkıh usûlü]], [[fürû'u'l-fıkh]] (fıkhın fürûunu) ve Arap dilini bilmek.
İslam alimleri, bir konunun din açısından hüküm değerlendirilmesini iki guruba ayırırlar. Birincisi açık olan hükümlerdir ki bunlar hemen herkesin anlayabileceği meselelerdir. İkincisi ise sadece din konularında uzman kişilerin incelemesiyle açığa çıkabilecek hükümlerdir ki müctehidlerin ilgi alanı da burada başlamaktadır.


İctihadların hükmü yerine ve duruma göre değişir. Bir ictihad [[farz]] (farz-ı ayn veya farz-ı kifaye) olabileceği gibi [[mendub]] veya [[haram]] da olabilir.<ref>F. Atar, a.g.e., s.306 atıf: [[İsmail Hakkı İzmirli]], “İlm-i Hilâf”, İstanbul, s.217-218</ref> Bununla birlikte ictihadların sonuçta kat’î olmadıkları için örneğin itikadî hususlarda câri olamazlar. Zira ictihad, 'ictihadı onaylayıcı zannın, ona karşıt zanlardan üstün olması' durumu olarak da tanımlansa dahi, zannîdir yani bir sanı sonucu oluşmuştur, kesin olarak bilinemez.
İslamın ilk yıllarından itibaren içtihat konusunun başladığı görülmektedir. İslam alimleri tarafından ''Muaz hadisi'' buna delil olarak gösterilir ki bir kişinin veya yöneticinin dini delillere dayanarak veya kendi görüşüne göre bir konu hakkında hüküm verebileceği bu hadisle anlaşılmıştır. Fakat hadisin gerçekliğinin İslam alimleri arasında tartışmalı olduğunu da belirtmek gerek. Söz konusu hadis şudur:
<blockquote style="border: 1px solid blue; padding: 0.5em 0.8em;">
... Resulullah, Muaz'ı Yemen'e gönderirken ona :


== Notlar ve kaynakça ==
- Neyle hükmedeceksin? dedi.
<references/>


== Ek okuma ==
Muaz :
* [[Hayrettin Karaman]], “İslam Hukukunda İctihâd”,


[[Kategori:İslam hukuku]]
- Allah’ın kitabına göre hükmedeceğim, dedi.
[[Kategori:Hukuk terimleri]]

Allah Resulü:

- Allah’ın kitabında bulamazsan neyle hükmedeceksin? dedi.

Muaz:

- Resulünün sünnetine göre hükmederim, dedi.

Resulullah:
- Resulünün sünnetinde yoksa ne yapacaksın? dedi.

Muaz:

- Kendi reyimle içtihad ederim,dedi.

Allah Resulü bu sözlerden sonra şöyle dedi :

- Resulullah'ın elçisini muvaffak kılan Allah’a hamdolsun.''<ref name="deneme">[[Ebu Davud]], 4. cilt, hadis no: 3592; [[Tirmizi]], 2. cilt, hadis no: 1343</ref>
</blockquote>

== Kaynaklar ==
<references/>


[[ar:اجتهاد إسلامي]]
[[Kategori:İslam taslakları]]
[[bs:Idžtihad]]
[[Kategori:İslam mezhepleri]]
[[ca:Ijtihad]]
[[cs:Idžtihád]]
[[da:Itjihad]]
[[de:Idschtihād]]
[[en:Ijtihad]]
[[es:Ijtihad]]
[[fr:Ijtihad]]
[[he:אג'תהאד]]
[[id:Ijtihad]]
[[it:Ijtihad]]
[[ja:イジュティハード]]
[[jv:Ijtihad]]
[[ms:Ijtihad]]
[[pl:Idżtihad]]
[[ru:Иджтихад]]
[[simple:Ijtihad]]
[[su:Ijtihad]]
[[sv:Ijtihad]]
[[ta:இச்ரிகாட்]]
[[th:อิจญ์ติฮาด]]
[[uk:Іджтихад]]
[[ur:اجتہاد]]
[[zh:伊智提哈德]]

Sayfanın 14.51, 21 Nisan 2012 tarihindeki hâli

İctihâd, (Arapça: اِجْتِهاد) İslam hukuku terimi. Arapça kökenli sözcük bir İslam hukukçusunun fıkıh usûlü prensiplerini kullanarak hükme varmak için çaba harcamasına ve sonunda vardığı hükme verilen isimdir.

Kelime anlamı “çaba göstermek”. İlahiyatçı Fahrettin Atar, “Fıkıh Usûlü” isimli eserinde, ictihadın ıstılahta fıkıh usûlcüleri tarafından şöyle açıklandığını belirtir:

"1. Fer’î-zannî şer’î hükmü, tafsilî delilinden istinbât etmek hususunda fakîh (müctehid)’in olanca gücünü harcamasıdır. Veya,
"2. Bir müctehidin, usûl kaidelerini, olanca gücünü sarfedip uyguladıktan sonra vardığı hüküm ve görüştür."[1]

İctihad eden kişiye müctehid (Arapça: مُجْتَهِد) adı verilir. Bir ictihadın geçerli olabilmesi için ictihadı yapan kişinin ictihad yapabilecek seviyede bir fakîh (İslam hukukçusu) olması gerekir. Ayrıca ictihad caiz olmayan konularda yapılamaz. İctihad yapmaya yetersiz bir kişi tarafından yapılan veya caiz olmayan bir konuda yapılmış olan bir ictihad, sahih sayılmaz ve geçerli kabul edilmez. Kişinin müctehid olabilmesi veya ictihad yapmaya yeterli görülebilmesi için hem İslam hukuku ve diğer İslam ilimlerine vakıf olması (kısacası “ilim”) hem de hukukî bir kabiliyete sahip olması gerekir. Bir müctehidin sahip olması gereken bazı bilgiler şöyle sıralanabilir: Kur’an’ı, Sünnet’i, icmâ, kıyas, fıkıh usûlü, fürû'u'l-fıkh (fıkhın fürûunu) ve Arap dilini bilmek.

İctihadların hükmü yerine ve duruma göre değişir. Bir ictihad farz (farz-ı ayn veya farz-ı kifaye) olabileceği gibi mendub veya haram da olabilir.[2] Bununla birlikte ictihadların sonuçta kat’î olmadıkları için örneğin itikadî hususlarda câri olamazlar. Zira ictihad, 'ictihadı onaylayıcı zannın, ona karşıt zanlardan üstün olması' durumu olarak da tanımlansa dahi, zannîdir yani bir sanı sonucu oluşmuştur, kesin olarak bilinemez.

Notlar ve kaynakça

  1. ^ Fahrettin Atar, “Fıkıh Usûlü”, s.305
  2. ^ F. Atar, a.g.e., s.306 atıf: İsmail Hakkı İzmirli, “İlm-i Hilâf”, İstanbul, s.217-218

Ek okuma