İçeriğe atla

Tartışma:Sabahattin Ali

Sayfa içeriği diğer dillerde desteklenmemektedir.
Konu ekle
Vikipedi, özgür ansiklopedi
Son yorum: Henrymorgan92 tarafından 4 yıl önce Kaçmak başlığına
Seçkin madde Sabahattin Ali, bir seçkin maddedir. Madde (veya onun eski bir sürümü) Vikipedi topluğunun ürettiği en iyi maddelerden biri olduğuna karar verilmiştir. Buna rağmen, bu maddeyi güncelleyebilir veya geliştirebilirseniz, lütfen çekinmeyin.
Anasayfa ödül Bu madde 50. Hafta 2017 tarihinde Vikipedi anasayfasında Haftanın seçkin maddesi olarak yayımlanmıştır.
Anasayfa ödül Bu madde 48. Hafta 2020 tarihinde Vikipedi anasayfasında Haftanın seçkin maddesi olarak yayımlanmıştır.
Anasayfa ödül Bu madde 30. Hafta 2024 tarihinde Vikipedi anasayfasında Haftanın seçkin maddesi olarak yayımlanmıştır.
23 Kasım 2017 Seçkin madde adayı Başarılı

Telifli içerik

[kaynağı değiştir]

Maddede telifli içerik mevcut. Telif Hakkı Kaç Yıl Süreyle Korunur?. Yazarın ölümünden 68 yıl geçmiş. 70'e yuvarlama yapılıp değişiklik ger alınmış resmen. Madde telifli içerik taşırken SM adayı olup oylanıyor. --Cemallamec (mesaj) 16:29, 27 Şubat 2017 (UTC)

Şiir 1935'li yıllardan kalma, yani yazarın ölümüne müteakip 70 yıl değil, yayımlanması sonrasında 70 yıl geçmesi gerekiyor. Ve bu süre dolmuş durumda. --Kingbjelica (mesaj) 16:38, 27 Şubat 2017 (UTC)
Cemallamec'in verdiği bağlantıdan görülebileceği gibi, eser üzerindeki telif hakkının kalkması için yazarın ölümünün üzerinden 70 yıl geçmiş olması gerekir. Şiir maddeden kaldırıldı. --Yabancım 13:37, 8 Mart 2017 (UTC)
@Yabancı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamında korunan eserler, eserin yaratıldığı andan başlayan doğal bir korumadan yararlanır. Ben mi yanlış anlıyorum? Alanileşmek ne demek? Orada yaratıldığı, ortaya konulduğu, tanıltıldığı anlamında kullanılıyor. "Sahibinin ölümünden sonra alenîleşen eserlerde koruma süresi ölüm tarihinden sonra 70 yıldır." Şiir Sabahattin Ali'nin ölümünden sonra ortaya çıkmış gibi algı yaratıyosunuz. Şiir 1935'lerden kalma... Benim size sormak istediğim bir şey var: 1-Alanilesmek ne demek?--Kingbjelica (mesaj) 15:39, 8 Mart 2017 (UTC)
@Seksen iki yüz kırk beş sizin değerlendirmeniz nedir bu konuda? Alanilesmek ne demek bilginiz varsa paylasabilir misiniz? --Kingbjelica (mesaj) 15:47, 8 Mart 2017 (UTC)
Alenileşmek, aleni hale gelmek, ortaya çıkmak anlamına geliyor. Burada alenileşmek, eser sahibinin ölümünden sonra ortaya çıkan, keşfedilen eserler için kullanılan bir tabir. ("Sahibinin ölümünden sonra alenîleşen eserlerde koruma süresi ölüm tarihinden sonra 70 yıldır.") Bu şiir Ali'nin ölümünden sonra ortaya çıkmış olsa da olmasa da 70 yıllık süre, ölüm tarihinden itibaren işler. Eserin yaratıldığı andan itibaren korumadan yararlanması, telif hakkının kalkması için işleyen sürenin o tarihten başlaması anlamına gelmez. Her halde, eser sahibinin ölümünün üzerinden 70 yıl geçmesi gerekiyor ki, eser üzerindeki telif hakkı kalksın ve eser kamu malı haline gelsin. Bir de, telif hakkı şüphesi dahi temkinli olmayı gerektirir. Değişikliği geri aldığınızı ve telif konusuna gerekli hassasiyeti göstermediğinizi görüyorum. Siz ikna olmasanız bile diğer kullanıcıların aksi yöndeki argümanları, değişikliği geri getirmemeniz için yeterli bir sebep olmalı. Lütfen Vikipedideki telifle ilgili sayfaları inceleyiniz. Teşekkürler. --Yabancım 15:58, 8 Mart 2017 (UTC)
İnsanları tanımadan yorum yapmak ne kadar doğru? Telif hakları ve reklam/çıkar konusunda ne denli duyarlı olduğumu hizmetlilere telif haklarını ihlal eden bircok kisiyi sikayet etmem benim icin yeterli bir gosterge. Elime ansiklopedi alip bazi kullanıcilarin direkt kopyaladigi sayfalari tespit edip Sakhalinio'ya sildirdigimi koy cesmesi arsivlerinden gorebilirsiniz. Son ornegi de Adana Görüşmesi maddesidir. Dolayisiyla ithamlarinizi kendinize saklayarak VP:İNOV ve VP:İÜYYKÜD sayfalarini tekrar okumanizi oneririm. Konuya donecek olursak, siirin bir kitapta yayinladigi bile meçhul.. 176 ile iletisime gectim kesin bir sey soyleyemediler. Yarin mesai saatlerinde ilgili baska bir kurumu arayacagim... Ki isin dogrusunu ogrenelim, ben de, sizler de kabul edelim. Iyi calismalar.--Kingbjelica (mesaj) 16:25, 8 Mart 2017 (UTC)
  • Pinglendiğim için geldim. Kingbjelica, kişisel algılamaya gerek yok, arkadaşlar iyi niyetli olarak bilgilendirmeye çalışmış ve değişikliğiniz üzerine yorumda bulunmuş. Yetkinliğinizi, karakterinizi sorgulayan yok, böyle yasal konularda karışıklık olması pek doğal, tekrardan da elinize sağlık madde üzerindeki çalışmalarınız için. İlgili şiirin telifli olduğu su götürmez, okumamda o noktaya gelip görseydim kaldırırdım. Bu net ve tartışma kaldırmayan bir konu, Vikipedi'de, VikiKaynak'ta ve Commons'ta çok uzunca süredir uygulama bu yönde. Burada da yoruma açık bir konu yok: "Koruma süresi, eser sahibi yaşadığı sürece ve ölümünden itibaren 70 yıldır." Ölüm + 70 yıl, etti 2018. Konunun daha iyi anlaşılması açısından aklıma ilk gelen örneği vereceğim, Türkiye'de olmasa da aynı uygulama burada söz konusu: 1923 yılında yayımlanan Mein Kampf, Hitler 1945'te öldüğünden 2016'da kamu malı oldu. Benzer nedenlerden YKY'nin izin verdiği sayı dışında Orhan Veli şiirlerini VikiKaynak'a ekleyemiyoruz 2020'ye kadar, Rüştü Onur'un şiirlerini 2014'ten itibaren ekleyebildik keza. --Seksen iki yüz kırk beş / GGT (mesaj) 22:38, 8 Mart 2017 (UTC)
Tamamdır.... Oluyo öyle arada bir, ben de bunu düzeltmeye çalışıyorum. İyi niyet göremedim ben, kişisel algılanacak şeyler vardı bana göre. Bu sebepten böyle gelişti. Açıkcasi uzgunum bu konuda @Yabancı.. --Kingbjelica (mesaj) 23:06, 8 Mart 2017 (UTC)
Yazdıklarımda herhangi bir kişisel yorum ya da İNOV ihlali bulunmadığının görülmesini isterdim, ama neyse artık. 82 de Cemallamec ile benim söylediklerimden farklı bir şey söylememiş temelde. Telif Vikipedideki en hayati konulardan biri, vurgum bunaydı. Sorunun hallolduğuna sevindim. --Yabancım 08:43, 9 Mart 2017 (UTC)

"Sabahattin Ali"

[kaynağı değiştir]

Maddede çok fazla "Sabahattin Ali" geçiyor. Neredeyse art arda gelen tüm cümleler "Sabahattin Ali" ile başlıyor. Okurken kör oldum gibi. Çıkarılması gerekiyor bence bir kısmı. Ayrıca maddede gereksiz ve yinelenen bir sürü iç bağlantı var. Bir maddeye bir kere iç bağlantı verilmeli, her yazıldığında değil. --Hedda Gabler (eski) (mesaj) 18:23, 6 Nisan 2017 (UTC)

Üslubunuz rahatsız edici, yani en azından benim için; buna dikkat çekmek istiyorum. Sayfa geliştirmeye, düzenlenmeye elbette açık. Bu sayfayı yazarken farklı zamanlarda, farklı mekanlarda bulunup farklı bilgisayarlar kullandım. Buradaki yeni zamanlarımdı. Kapsamlı bir revizyona gidemedim, vaktim olmadı. Biraz daha tatlı bir dil kullanırsanız sayfayı beraber geliştirelim derim. Yaşar Kemal için de bir teklifte bulundum ama geri dönüş yapmadınız. Pek anlaşamıyoruz gibi. Mesaj sayfama beklerim. İyi çalışmalar. --Kingbjelica (mesaj) 21:57, 6 Nisan 2017 (UTC)
Merhaba @Kingbjelica, üslubum konusunda kusura bakmayın. İstemeden de olsa rahatsız etmişim galiba. Maddeye verdiğiniz emek ortada ve çok değerli. Ben şahsen S. Ali gibi önemli bir yazarın maddesinin bu boyuta ulaşmasından memnunum. Elinize sağlık öncelikle. Ben de elimden geldiğince düzeltmeye çalışacağım. Yaşar Kemal içinse vakit bulamadım henüz. Fikriniz bana olumlu gelmişti, onu da burada belirteyim. --Hedda Gabler (eski) (mesaj) 13:47, 7 Nisan 2017 (UTC)

Sabahattin Ali signature.jpg

[kaynağı değiştir]

Dosya:Sabahattin Ali signature.jpg imzasını transpara hâle getirebilecek biri var mı? --Hedda Gabler (eski) (mesaj) 10:45, 9 Nisan 2017 (UTC)

@Pivox?? --Kingbjelica (mesaj) 10:51, 9 Nisan 2017 (UTC)

Ayrıntılar

[kaynağı değiştir]

Özellikle eserlerin cümle seviyesindeki tahlilinin yazar maddesi için fazla detay olduğunu düşünüyorum. Bunlar yazar hakkında bir tez yazılacaksa uygun düşen, bunun dışında ansiklopedide ancak eserin kendisiyle ilgili maddede yer alması gereken noktalar bence. Romanların detaylı konularını da vermiyoruz maddede, dolayısıyla romandaki olay örgüsüne açıklamasız atıfta bulunmaktan mümkün mertebe kaçınmak gerek. İlk olarak şu cümleleri dolayısıyla çıkarıyorum:

  • "Sabahattin Ali'nin bu romanındaki bazı cümleler kesin tarihler belirtirken bazı cümleleri ise herhangi bir tarih belirtmez fakat kıyaslama yapılan iki zaman arasındaki süre verilir. Romanda geçen "Yusuf Kuyucak'tan çıkalı altı sene olmuştu" cümlesi, yazarın tarih vermeden zamanlar arasındaki farkı belirtmesine örnek olarak gösterilebilir."
  • "Ayrıca Yunan işgaline karşı seferberlik ilan edilmesi bu romandaki zaman kavramlarına örnek verilebilir."
  • "Macide'nin bir mektubunda kullandığı "üç ayı geçen beraber hayatımız" ifadesi, romandaki zaman aralığı hakkında bilgi verir."
  • "Balıkesir'de geçen olaylar genellikle Macide'nin gittiği okullarda geçer."
  • "Ankara'da tren istasyonunda geçen kısımlar Maria Puder'in akıbeti hakkında bilgiler verir."
  • "Romandaki Yusuf karakteri zaruri olarak ayrıldığı Kuyucak köyüne büyük bir özlem duymaktadır fakat romanın ilerleyen bölümlerinde Yusuf'un bu özleminden daha az söz edilmektedir."

--Seksen iki yüz kırk beş / GGT (mesaj) 00:57, 13 Kasım 2017 (UTC)

  • Keza şu: "Yusuf doğaya ve toprağa bağlı, bağa ve bahçeye de fazlasıyla meraklı bir köy insanıdır." --Seksen iki yüz kırk beş / GGT (mesaj) 01:00, 13 Kasım 2017 (UTC)
  • Bundan yüzde yüz emin değilim; ama özel olarak vurgulanmaması gerektiğini düşünüyorum, özellikle roman konularını detaylı vermediğimiz için: "Kuyucaklı Yusuf'ta romanın son kısımlarında Yusuf'un evdeki herkesi öldürmesi olayı yaklaşık iki dakika içerisinde gerçekleşir." --Seksen iki yüz kırk beş / GGT (mesaj) 01:03, 13 Kasım 2017 (UTC)
  • Öyküler bölümüne geçiyorum: ""Değirmen", "Viyolonsel", "Kırlangıçlar", "Kurtarılamayan Şaheser", "Bir Cinayetin Sebebi", "Komik-i Şehir", "Sarhoş", "Arap Hayri", "Gramofon Avrat", "Köstence Güzellik Kraliçesi", "Yeni Dünya", "Hanende Melek", "Hasanboğuldu", ve "Sırça Köşk" adlı öykülerinin genel konuları sevgi ve aşktır. "Ayran", "Asfalt Yol", "Bir Orman Hikayesi", "Candarma Bekir", "Değirmen", "Bir Firar", "İki Kadın", "Kafa Kağıdı", "Kanal", "Kamyon", "Kazlar", "Ses", "Sıcak Su" ve "Sulfata" adlı öykülerinde ise kırsal yaşam ve kırsal yaşamın sorunlarına değinilir." Altmış hikâyede sadece bunlarda bu temalar yok elbet. Bir de hiç Sabahattin Ali okumayan biri için çok sayıda hikâyenin sıralanmasının pek bir ek getirisi yok. Olması gereken kısa ve öz üsluba biraz ters düşüyor. --Seksen iki yüz kırk beş / GGT (mesaj) 01:09, 13 Kasım 2017 (UTC)
  • Yine ek bir kavramsal detay verilmiyor şurada: ""Böbrek" adlı öyküsünde doktorların nasıl anlattığını görmek mümkündür." --Seksen iki yüz kırk beş / GGT (mesaj) 01:16, 13 Kasım 2017 (UTC)
  • Bu öykülerle ilgili değil, hem yine biraz fazla spesifik: "İçimizdeki Şeytan romanındaki Türkçeyi iyi düzeyde konuşamayan ev sahibi Rum kadında bunu görmek mümkündür." --Seksen iki yüz kırk beş / GGT (mesaj) 01:19, 13 Kasım 2017 (UTC)
  • ""Çakıcının İlk Kurşunu" adlı yapıtında Ege Bölgesine ait yerel izlenimler görmek mümkündür."
  • Bu kesinlikle fazla detay gibi geldi: "Müddeiumumi (savcı), esbab- ı muhaffefe, istihfaf etmek, istiğna, münferit, zaviye, aksata, nefis itikadı, hamakat, taalluk etmek, iktifa, zevat, atalet, hicap müdafaa, mayii, yeis, silsile, irtikap, mütalaa, tesellüm, tecessüs, mağmum, muvasalat, mükaleme ve kaime gibi sözcükler, Sabahattin Ali eserlerinde geçen yaygınlığını yitirmiş sözcüklere örnek verilebilir."
  • Bu yazarın kendi yazım biçimiyle alakalı gelmemekte, farklı baskılarla ilgili detaya girmek biraz yersiz geldi: "Günümüzde Yapı Kredi Yayınları tarafından basılan Sabahattin Ali eserlerinde, kullanımı azalmış olan kelimelerin bugünkü karşılıkları okurlara verilmiştir." --Seksen iki yüz kırk beş / GGT (mesaj) 01:22, 13 Kasım 2017 (UTC)
  • "Öksüz Kız Masalı adlı şiirde ise 13'lü ve 8'li kalıpları beraber kullanmıştır." --Seksen iki yüz kırk beş / GGT (mesaj) 01:30, 13 Kasım 2017 (UTC)
  • Son bir açıklama olarak şu noktayı not düşeyim: bu çıkarmaları yaparken aklıma okuyucunun bu bölümü okurken ne arayacağı vardı. Genel olarak okuyucu kavramsal açıdan Sabahattin Ali'nin eserleri hakkında bilgilenmek isteyecektir, yani "Sabahattin Ali nasıl bir yazardı" sorusunun cevabı aranacaktır. Listeler, konu detayları burada bu sorunun cevabına odaklanılmasını engellediğinden mümkün mertebe kaçınılması daha mantıklı geliyor bana. --Seksen iki yüz kırk beş / GGT (mesaj) 01:52, 13 Kasım 2017 (UTC)
"Vikipedi maddesi-tez farklılığı" vurgusunu ben de seçkin madde adaylığı sayfasında yapmıştım.--RapsarEfendim? 03:38, 13 Kasım 2017 (UTC)

Yorum:Bu kısımlar zaten çıkarılmış, herhangi bir itirazım yok. İsabetli olmuş.--Kingbjelica (mesaj) 12:14, 20 Kasım 2017 (UTC)

Avrupa

[kaynağı değiştir]

Sabahattin Ali, spesifik olarak doğum yerini kapsayan Bulgaristan Halk Cumhuriyeti'ne irtica etmek istemiştir. Nazım Hikmet'in de belirttiği gibi, dönemin Marksist/Leninist ülkelerine sempatiyle yaklaşmaktadır. Genel olarak Avrupa'ya irtica etmek gibi bir planını göremedim. --Comrade-yutyo (mesaj) 11.52, 4 Haziran 2020 (UTC)Yanıtla

İlgili doktora tezini incelemenizde yarar var. Kendisinin daha önce Almanya macerası var.--Kingbjelica (mesaj) 13.28, 4 Haziran 2020 (UTC)Yanıtla

Kaçmak

[kaynağı değiştir]

"Kaçmak" kelimesi yerine "irtica etmek" gibi bir kullanım daha hoş olur. Sonuçta Bulgaristan onun anavatanıydı. --Comrade-yutyo (mesaj) 11.52, 4 Haziran 2020 (UTC)Yanıtla

İrticalık bir durumdan daha fazlası var, bireylerin üzerindeki siyasi baskıyı tanımlamak için Türk edebi ve siyasi yazımlarında "kaçmak" ifadesi yaygındır, Şinasi'den Ali Suavi'ye, Namık Kemal'e, bu söylem her zaman tercih edilmiştir. Üstelik kafasında irtica düşüncesi var mıydı belirgin değil, günümüze göre yorumlamamakta fayda var.--Kingbjelica (mesaj) 13.28, 4 Haziran 2020 (UTC)Yanıtla