Ay: Revizyonlar arasındaki fark

Vikipedi, özgür ansiklopedi
[kontrol edilmemiş revizyon][kontrol edilmemiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
215. satır: 215. satır:
===Oluşumu===
===Oluşumu===
Ay'ın oluşumunu açıklayan çeşitli varsayımlar önerilmiştir. Ay'ın Güneş Sistemi'nin oluşumundan 30-50 milyon yıl sonra, günümüzden 4,527&nbsp;± 0.010 milyar yıl önce oluştuğuna inanılmaktadır.<ref>{{Dergi belirt | url = http://www.sciencemag.org/cgi/content/abstract/310/5754/1671 | dergi = Science | tarih = 2005 | cilt = 310 | sayı = 5754 | sayfalar = 1671&ndash;1674 | başlık = Hf&ndash;W Chronometry of Lunar Metals and the Age and Early Differentiation of the Moon | son = Kleine | ilk = T. | yardımcıyazarlar = Palme, H.; Mezger, K.; Halliday, A.N. | erişimtarihi = 2007-04-12}}</ref>
Ay'ın oluşumunu açıklayan çeşitli varsayımlar önerilmiştir. Ay'ın Güneş Sistemi'nin oluşumundan 30-50 milyon yıl sonra, günümüzden 4,527&nbsp;± 0.010 milyar yıl önce oluştuğuna inanılmaktadır.<ref>{{Dergi belirt | url = http://www.sciencemag.org/cgi/content/abstract/310/5754/1671 | dergi = Science | tarih = 2005 | cilt = 310 | sayı = 5754 | sayfalar = 1671&ndash;1674 | başlık = Hf&ndash;W Chronometry of Lunar Metals and the Age and Early Differentiation of the Moon | son = Kleine | ilk = T. | yardımcıyazarlar = Palme, H.; Mezger, K.; Halliday, A.N. | erişimtarihi = 2007-04-12}}</ref>

* Bölünme kuramı - Ay'ın oluşumu hakkında ilk düşünceler Ay'ın merkezkaç kuvvetler nedeniyle yerkabuğundan koparak ayrıldığı ve gerisinde Büyük Okyanus çukurunu bıraktığını önermiştir.<ref>{{Dergi belirt | son = Binder | ilk = A.B. | başlık = On the origin of the moon by rotational fission | dergi = The Moon | tarih = 1974 | cilt = 11 | sayı = 2 | sayfalar = 53&ndash;76 | url = http://adsabs.harvard.edu/abs/1974Moon...11...53B | erişimtarihi = 2007-04-12}}</ref> Bu ''bölünme'' kavramı Dünya'nın başlangıç dönüsünün çok büyük olmasını gerektirir. Ayrıca bu bölünme sonucu oluşan yörünge Dünya'nın ekvator düzlemini izlemek durumunda olacaktı ama böyle değildir.

* Yakalama kuramı - Diğerleri Ay'ın başka bir yerde oluştuğunu ve Dünya'nın yörüngesine yakalanarak girdiğini düşünmüşlerdir.<ref>{{Dergi belirt | son = Mitler | ilk = H.E. | başlık = Formation of an iron-poor moon by partial capture, or: Yet another exotic theory of lunar origin | dergi = Icarus | tarih = 1975 | cilt = 24 | sayfalar = 256&ndash;268 | url = http://adsabs.harvard.edu/abs/1975Icar...24..256M | erişimtarihi = 2007-04-12}}</ref> Ancak bu ''yakalama''nın gerçekleşebilmesi için gerekli olan koşulların, örneğin enerjiyi sönümleyebilmek için Dünya'nın geniş bir atmosferinin olması gibi, oluşması mümkün değildi.

* Birlikte oluşum kuramı - ''Birlikte oluşum'' varsayımı Dünya ile Ay'ın gezegen öncesi buluttan aynı zamanda ve yerde birlikte oluştuklarını önerir. Bu varsayımı göre Ay, Dünya'nın oluştuğu maddelerin çevresindeki maddelerden oluştuğu düşünülür. Bazıları bu varsayımın Ay üzerinde metalik demirin azlığını açıklyamadığı için doğru olmadığını belirtmiştir.

Bu varsayımların önemli bir açığı Dünya ve Ay sisteminin yüksek [[açısal momentum]]unu kolayca açıklayamamalarıdır.<ref>{{dergi belirt | son = Stevenson | ilk = D.J. | başlık = Origin of the moon &ndash; The collision hypothesis | dergi = Annual review of earth and planetary sciences | tarih = 1987 | cilt = 15 | sayfalar = 271&ndash;315 | url = http://adsabs.harvard.edu/abs/1987AREPS..15..271S | erişimtarihi = 2007-04-12}}</ref>

* Dev çarpma kuramı - Günümüzde, Dünya ve Ay sisteminin oluşumunu dev çarpma kuramının açıkladığı bilim çevrelerince geniş kabul görmüştür. Bu varsayıma göre Dünya'nın oluşumundan önce, Mars büyüklüğünde bir gökcisminin çarparak Dünya yörüngesine Ay'ı oluşturacak kadar yeterli miktarda madde saçmış olmasıdır.<ref name="worldbook" /> Gezegenlerin küçük ya da büyük parçalarrın birikmesi sonucu oluştuğuna inanıldığı için bunun gibi dev çarpma olaylarının bir çok gezegeni etkilediğine inanılmaktadır. Bu çarpmayı simüle eden bilgisayar modelleri hem Dünya ve Ay sisteminin yüksek açısal momentumu ve ay çekirdeğinin küçüklüğünü açıklayabilmektedir.<ref>{{Dergi belirt | son = Canup | ilk = R. | yardımcıyazarlar = Asphaug, E. | başlık = Origin of the Moon in a giant impact near the end of the Earth's formation | dergi = Nature | cilt = 412 | sayfalar = 708&ndash;712 | tarih = 2001}}</ref> Bu kuram ile ilgili cevabı bulunmamış sorular arasında Dünya öncesi kütle ile buna çarpan gökcisminin göreceli boyutları ile bunlardan çıkan maddenin ne kadarının Ay'ı oluşturduğudur.


== Ay Araştırmaları ==
== Ay Araştırmaları ==

Sayfanın 15.20, 23 Şubat 2008 tarihindeki hâli

Ay
Dünya'dan görüldüğü haliyle Ay
Dünya'dan görüldüğü haliyle Ay

Dünya'dan görüldüğü haliyle Ay

Yörüngesel Özellikleri
Yarı büyük eksen 384.399 km
(0,00257 AU)
Enberi 363.104 km
(0,0024 AU)
Enöte 405.696 km
(0,0027 AU)
Dışmerkezlik 0,0549
Dolanma Süresi 27,321582 gün
(27 gün 7 saat 43.1 dakika)
Kavuşum Süresi 29,530588 gün
(29 gün 12 saat 44.0 dakika)
Ortalama Yörünge Hızı 1,022 km/s
En Yüksek Yörünge Hızı 1,082 km/s
En Düşük Yörünge Hızı 0,968 km/s
Yörünge Eğikliği 18,29° - 28,58°
Yer Ekvatoru'na
5,145° Tutulum Düzlemine
Uydusu Olduğu Cisim Yeryüzü
Fiziksel Özellikleri
Ortalama Çap<br\>Ortalama Yarıçap 3.474,13 km (0,273 x Yer)
1.737,06 km (0,273 x Yer)
Ekvatoral Çap
Ekvatoral Yarıçap
3.476,28 km (0,273 x Yer)
1.738,14 km(0,273 x Yer)
Kutuplar Arası Çap
Kutuplar Arası Yarıçap
3.471,94 km (0,273 x Yer)
1.735,97 km (0,273 x Yer)
Basıklık 0,00125
Yüzey Alanı 3,793×107 km²
(0,074 x Dünya)
Hacim 2,1958×1010 km³
(0,020 x Dünya)
Kütle 7,3477×1022 kg
(0,0123 x Dünya)
Ortalama Yoğunluk 3.346,4 kg/m3
Ekvatorda Yerçekimi 1,622 m/s2
(0,1654 g)
Ekvatorda Kurtulma Hızı 2,38 km/s
Eksen Eğikliği 6,688°
Beyazlık 0,12
Büyüklük (kadir) -12,7
Yüzey Sıcaklığı
en düşük ortalama en yüksek
40 K 250 K 396 K
Gövdesel Silikat Alaşımı (tahmini ağ.%)
SiO2 44,4 %
Al2O3 6,14 %
FeO 10,9 %
MgO 32,7 %
CaO 4,6 %
Na2O 0,092 %
K2O 0,01 %
Cr2O3 0,61 %
MnO 0,15 %
TiO2 0,31 %
Atmosfer Özellikleri
Atmosfer Yoğunluğu 107 partikül cm-3 (day)
105 partikül cm-3 (night)


Ay, Dünya'nın tek doğal uydusudur ve Güneş Sistemi içinde beşinci büyük doğal uydudur. Dünya ile Ay arasında ortalama merkezden merkeze uzaklık 384.403 km., yani Dünya'nın çapının yaklaşık otuz katı kadardır. Ay'ın çapı 3.474 km.'dir,[1] bu da Dünya çapının dörtte birinden biraz fazladır. Dolayısıyla Ay'ın hacmi Dünya'nın hacminin %2'sidir. Kütlesi Dünya kütlesinden 81,3 kat daha düşüktür. Yüzeyinde kütleçekim etkisi yerçekiminin yaklaşık %17'sidir. Ay, Dünya'nın yörüngesinde bir turunu 27,3 günde tamamlar. Dünya, Ay ve Güneş geometrisinde görülen periyodik değişimler sonucunda her 29,5 günde tekrar eden Ay'ın evreleri oluşur.

Ay, insanların üzerine iniş yaparak yürüdükleri tek gökcismidir. Yerçekiminden kurtulup uzaya çıkan ve Ay'ın yakınından geçen ilk yapay nesne Sovyetler Birliği'nin Luna 1 uydusudur. Ay yüzeyine çarpan ilk insan yapısı nesne Luna 2 uydusudur. Normalde görünmeyen Ay'ın öteki yüzünün ilk fotoğraflarını ise Luna 3 uydusu çekmiştir. Bu üç uydu da 1959 yılında uzaya fırlatılmıştır. Ay yüzeyine ilk yumuşak iniş yapabilen uzay aracı Luna 9, ve Ay yörüngesine giren ilk insansız uzay aracı da Luna 10'dur. Bu iki uydu da 1966'da uzaya fırlatılmıştır.[1] ABD'nin Apollo programı 1969 ve 1972 yılları arasında 6 başarılı inişle, günümüze kadar insanlı görevleri başaran tek uzay programıdır. Ay'ın doğrudan insanlar tarafından incelenmesine Apollo programının bitişiyle son verilmiştir.

Ay yüzeyi

Ay'ın iki yüzü

Ay, Dünya'nın yörüngesinde eşzamanlı olarak dönmektedir, yani her zaman aynı yüzü Dünya'ya dönüktür. Ay'ın oluşumunun başlarında dönüşü yavaşladı ve Dünya'nın kütlesi nedeniyle oluşan gelgit deformasyonlarına bağlı sürtünme etkilerinin sonucu olarak günümüzdeki konumunda kitlendi.[2]

Çok uzun zaman önceleri Ay daha hızlı dönerken, gelgit tümseği Dünya-Ay hattının önünde dönüyordu çünkü gelgit tümsekleri yeteri kadar hızlı olarak Dünya ile aynı hatta gelemiyordu. [3] Bu hattın dışına çıkan tümsek nedeniyle oluşan tork Ay'ın dönüşünü yavaşlattı. Ay'ın dönüşü yörünge hızına denk gelecek kadar yavaşladığında gelgit tümseği Dünya'nın tam karşısına geldi ve bu nedenle tork ortadan kayboldu. İşte bu nedenden ötürü Ay, Dünya yörüngesinde dündüğü hızla kendi çevresinde de döner ve Dünya'dan her zaman Ay'ın aynı yüzü görünür.

Ay'ın göründüğü açının küçük değişimleri (Ay sallantısı) nedeniyle Ay yüzeyinin %59'u görünür.[1]

 
Ay'ın görünen yüzü   Ay'ın öteki yüzü

Ay'ın Dünya'ya karşı olan yüzünen Ay'ın görünen yüzü, diğer tarafına da Ay'ın öteki yüzü denir. Öteki yüz Ay'ın karanlık yüzü ile karıştırılmamalıdır. Ay'ın karanlık yüzü herhangi bir anda Güneş tarafından aydınlatılmayan yarıküresidir. Ayda bir kere bu yüz yeniay safhasına Ay'ın görünen yüzü olur. Ay'ın öteki yüzü ilk olarak 1959'da Sovyet uzay sondası Luna 3 tarafından fotoğraflandı. Ay'ın öteki yüzünün ayırtedici özelliklerinden biri ay denizi (Latince: maria) adı verilen düzlüklerin hemen hemen hiç olmamasıdır.

Ay sallantısı

Ay denizleri

Çıplak gözle rahatlıkla görünebilen Ay yüzeyinde bulunan karanlık ay düzlüklerine ay denizi (Latince: maria (çoğul), mare (tekil)) denir çünkü antik dönem gökbilimcileri bunların suyla dolu olduklarını zannediyordu. Günümüzde bunların katılaşmış [bazalt]] olduğu bilinmektedir. Bazaltı oluşturan lav, ay yüzüne göktaşları ve kuyrukluyıldızların çarpması sonucu oluşan krater düzlüklerini doldurmuş ve katılaşarak bu bazaltı oluşturmuştur (Oceanus Procellarum krater düzlüğü değildir ve bu kurala önemli bir istisna oluşturur.) Ay denizleri hemen hemen yalnızca Ay'ın görünen yüzünde bulunur. Ay'ın öteki yüzünün yalnızca %2'sinde bir kaç dağılmış küçük düzlük bulunur.[4] Ayın görünen yüzündeyse bu oran %31'dir.[1] Bu farklılığın en akla yatkın açıklaması, Lunar Prospector uzay sondasının gamma ışını spektrometresi ile elde edilen jeokimysal haritalarda gösterildiği üzere Ay'ın görünen yüzünde ısı üreten elementlerin daha yüksek konsantrasyonda bulunmasıdır.[5][6] Kalkan tipi yanardağlar ve kubbemsidağlar görünen yüz üzerindeki Ay denizlerinde rastlanan özelliklerdir.[7]

Ay dağları

Ay yüzeyinde görünen açık renkli bölgelere ay dağları (Latince: terrae (çoğul), terra (tekil)) denir çünkü ay denizlerinden daha yüksektirler. Ay'ın görünen yüzünde, içleri bazalt ile dolu olan kraterlerin çevresinde birçok dağ sırasına rastlanır. Bunların kraterlerin çevrelerinde oluşan yükseltilerin kalıntıları olduğu düşünülmektedir.[8] Dünya'da karşılaşılan oluşumun aksine, başlıca ay dağlarının hiçbirinin tektonik etkinlikler sonucu oluşmadığına inanılmaktadır.[9]

1994 yılında gerçekleştirilen Clementine görevinden alınan görsellerde Ay'ın kuzey kutbunda bulunan 73 km genişliğindeki Peary kraterinin çevresindeki dört dağlık bölgenin tüm ay günü boyunca günışığı aldığı görülmüştür. Günışığının sürekli aydınlatığı bu bölgeler, Ay'ın tutulum düzlemine olan oldukça küçük eksenel eğikliği nedeniyle mümkündür. Güney kutbunda benzer bölgelere rastlanmamıştır, ancak Shackleton krateri ay gününün %80'i boyunca günışığı altındadır. Ay'ın küçük eksenel eğikliğinin bir başka sonucu da kutup bölgesinde kraterlerin dibinde sürekli gölgede kalan bölgeler olmasıdır.[10]

Kraterler

Ay'ın öteki yüzünde Daedalus krateri.

Ay'ın yüzeyinde gökcisimlerinin çarpması sonucu oluşan bir çok krater bulunur.[11] Çapı 1 km.'den büyük yaklaşık yarım milyon krater Ay yüzeyine göktaşlarının ve kuyrukluyıldızlerın çarpması sonucu oluşmuştur. Kraterler hemen hemen sabit bir oranla oluştuğu için birim alanda bulunan krater sayısı yüzeyin yaşını tahmin etmek için kullanılabilir. Atmosferin, hava olaylarının ve yakın geçmişte jeolojik etkinliklerin olmaması sayesinde bu kraterler, Dünya'dakilerin aksine oldukça iyi korunmuştur.

Ay yüzeyinini ve Güneş Sistemi'nin bilinen en büyük krateri Güney Kutbu - Aitken düzlüğüdür. Bu çarpma havzası Ay'ın öteki yüzünde Güney Kutbu ile ekvator arasında yer alır; 2240 km. çapında ve 13 km. derinliğindedir. [12] Ay'ın görünen yüzünde başlıca kraterler Mare Imbrium, Mare Serenitatis, Mare Crisium, ve Mare Nectaris'tir.

Regolit

Aykabuğunun üzerinde regolit adı verilen taş ve tozdan oluşan bir tabaka bulunur. Yüzeye çarpan gökcisimleri nedeniyle oluşan regolit eski yüzeylerde yeni yüzeylere nazaran daha kalındır. Özel olarak regolitin kalınlığının denizlerde 3-5 m arasında, dağlarda da 10-20 metre arasında değiştiği tahmin edilmektedir.[13] Çok ince toz hâlinde bulunan regolit tabakasının altında onlarca kilometre kalınlığında oldukça parçalanmış kayalardan oluşan megaregolit tabakası bulunur.[14]

Su varlığı

Ay yüzeyine sürekli çarpan göktaşları ve kuyrukluyıldızlar nedeniyle küçük miktarlarda su büyük olasılıkla yüzeye eklenmiştir. Bu durumda günışığı suyu elementlerine yani hidrojen ve oksijen ayıracak, bunlar da Ay'ın zayıf kütleçekimi nedeniyle zamanla yüzeyden kaçacaktır. Ancak Ay'ın dönme ekseninin tutulum düzlemine yalnızca 1.5° gibi çok küçük bir eğiklik yapması nedeniyle kutuplar yakınında bulunan bazı derin kraterler hiçbir zaman doğrudan günışığı almadığından ve sürekli gölgede kaldığından buraya düşen su molekülleri uzun zaman süreleri boyunca kararlılığını koruyacaktır.

Clementine görevi güney kutbunda gölgede kalmış böyle kraterleri haritalandırdı,[15] ve bilgisayar simülasyonları yaklaşık 14.000 km² kadar bir bölgenin sürekli gölgede kaldığını göstermektedir.[10] Clementine görevinin bistatik radar deneyi küçük donmuş su ceplerine işaret eder ve Lunar Prospector görevinden gelen bilgiler kutup bölgeleri yakınlarında regolitin üst bölümlerinde aşırı derecede yüksek hidrojen konsantrasyonlarını gösterir.[16] Toplam su buzu miktarının bir kilomete küp olduğu tahmin edilmektedir.

Su buzu kazılarak toplanabilir ve nükleer jeneratörler ya da güneş panelleriyle donatılmış elektrik santralleri tarafından hidrojen ve oksijene ayrılabilir. Ay üzerinde kullanılabilecek miktarda su bulunması, Ay'ı yaşanılabilir kılmak için önemlidir çünkü Dünya'dan su taşımak mümkün olamayacak kadar pahalı olacaktır. Ancak son zamanlarda Arecibo gezegen radarı ile yapılan gözlemler, Clementine radarının su buzu bulunduğuna dair işaret ettiği bilgilerin aslında görece yeni kraterlerin oluşumunda fırlayan kayaların sonucu olabileceğini göstermiştir.[17] Ay üzerinde ne kadar su bulunduğu sorusunun cevabı henüz verilememiştir.

Fiziksel özellikleri

İç yapısı

Ay'ın topoğrafyası.
Dosya:MoonLP150Q grav 150 j2.jpg
Ay yüzeyinde radyal kütleçekimsel anomali.
Dosya:Moon LP ER magnetic field.jpg
Lunar Prospector 'ün elektron reflektometre deneyinden elde edilen Ay'ın yüzeyinde toplam manyetik alan kuvveti.

Ay, kabuk, manto ve çekirdek gibi jeokimyasal olarak ayrımlanabilen katmanlardan oluşur. Bu yapının yaklaşık 4,5 milyar yıl önce, Ay'ın oluşumundan hemen sonra magma okyanusunun kademeli olarak kristalleşmesiyle meydana geldiğine inanılmaktadır. Ay'ın dış yüzeyini eritmek için gerekli olan enerjinin Dünya ve Ay sistemini oluşturduğu öne sürülen dev çarpma ile elde edildiği düşünülmektedir. Bu magma okyanusunun kristalleşmesi sonucu mafik manto ve plajiyoklâz zengini kabuk ortaya çıkmış olabilir.

Yörüngeden yapılan jeokimyasal haritalama aykabuğunun magma okyanusu varsayımı ile uyumlu bir şekilde oldukça anortositik bir yapıda olduğunu gösterir.[18] Aykabuğu başlıca oksijen, silikon, magnezyum, demir, kalsiyum, ve aluminyum elementlerinden oluşmuştur. Jeofiziksel tekniklere dayanılarak aykabuğunun kalınlığının ortalama 50 km. civarında olduğu tahmin edilmektedir.[19]

Ay'ın mantosunda oluşan kısmi erime ay denizlerinde bulunan bazaltların yüzeye püskürmesine neden oldu. Bu bazaltların analizi mantonun olivin, ortopiroksen ve klinopiroksen minerallerinden oluştuğunu ve ay mantosunun dünya mantosundan demir açısından daha zengin olduğunu gösterir. Bazı ay bazaltlarında ilmenit minerali içinde karşılaşılan yüksek oranda titanyum içeriği mantonun bileşiminin oldukça yüksek oranda heterojen olduğunu gösterir. Ay yüzeyinden yaklaşık 1.000 km derinde, mantoda ay sarsıntıları olduğu bulunmuştur. Aylık periyotlarla oluşan bu sarsıntılar Ay'ın Dünya çevresinde dış merkezli yörüngede dönmesi nedeniyle oluşan gelgit streslerine bağlanmıştır.[19]

Ay 3.346,4 kg/m³'lik ortalama yoğunluğuyla, Güneş Sistemi'nin İo'dan sonra ikinci yoğun doğal uydusudur. Ancak bazı kanıtlar Ay çekirdeğinin yaklaşık 350 km.'lik yarıçapıyla oldukça küçük olduğuna işaret eder.[19] Bu büyüklük Ay'ın yalnızca %20'sine denk gelir, halbuki birçok gökcisminde çekirdeğin oranı %50 civarındadır. Ay çekirdeğinin bileşimi tam olarak saptanamamıştır, ama az bir miktarda kükürt ve nikel alaşımlı metalik demirden oluştuğu sanılmaktadır. Ay'ın zamanla değişkenlik gösteren dönüşünün analizi çekirdeğin en azından kısmen erimiş olduğunu gösterir.[20]

Topoğrafya

Ay'ın topoğrafyası özellikle yakın zamanda yapılan Clementine görevinin sağladığı, lazer altimetri ve stereo görüntü analizi yöntemleriyle elde edilen data sayesinde ölçülmüştür. En çok görünen topografik özellik öteki yüzde bulunan ve Ay'ın en alçak noktalarını barındıran Güney Kutbu - Aitken düzlüğüdür. En yüksek noktalar bu düzlüğün hemen kuzeydoğusunda bulunur. Buranın Güney Kutbu - Aitken düzlüğünün oluşumuna neden olan gökcismi çarpması sonucunda yer değiştirmiş kalın katmanlar nedeniyle oluştuğu önerilmiştir. Diğer büyük kraterler Mare Imbrium, Mare Serenitatis, Mare Crisium, Mare Smythii, ve Mare Orientale 'de de oldukça alçak noktalar ve çevrelerinde yüksek noktalar bulunur. Ay şeklinin dikkat çekici bir noktası da ortalama yüksekliklerin öteki yüzde, görünen yüze göre 1,9 km. daha yüksek olmasıdır.[19]

Kütleçekim alanı

Ay'ın kütleçekim alanı, yörüngedeki uzay araçlarının yaydığı radyo dalgalarının izlenmesi sonucu belirlenmiştir. Kullanılan prensip Doppler Etkisi'ne bağlıdır. Uzay aracının bakış açısı yönündeki ivmesi radyo dalgalarının yönünü azar azar değiştirerek ve uzay aracından Dünya üzerindeki sabit bir noktaya olan uzaklığı kullanarak belirlenir. Ancak Ay'ın eşzamanlı dönmesi nedeniyle, uzay aracı öte taraftayken izlenemediğinden ötürü, öteki tarafın kütleçekimi alanı çok iyi belirlenememiştir.[21]

Ay'ın kütleçekim alanının en önemli özelliklerinden birisi dev krater düzlükleri ile bağlantılı olan geniş pozitif kütleçekimsel anomalilerin varlığıdır.[22] Bu anomaliler uzay araçlarının yörüngesini önemli ölçüde etkiler bu nedenle insanlı ya da insansız uçuşların planlanmasında Ay'ın doğru kütleçekimsel modeli gereklidir. Kütleçekimsel yoğunluğun olduğu bölgelerin nedeni kısmen, krater düzlüklerini dolduran yoğun bazaltı oluşturan lava akışının varlığına bağlıdır. Ancak bu lava akışları tek başına kütleçekimsel izin tamamını açıklayamaz, aykabuğu ile manto arasındaki etkileşime de gerek vardır. Lunar Prospector 'un kütleçekimsel modellemeleri bazaltik volkanların etkisi nedeniyle oluşmadığı sanılan bazı kütleçekimsel yoğunlukların varlığını gösterir.[23] Oceanus Procellarumda devasa volkan kaynaklı bazaltlar bulunmasına rağmen kütleçekimsel anomali gözlemlenmemektedir.

Manyetik alanı

Ay'ın dış manyetik alanı bir ile yüz nanotesla arasındadır yani 30-60 mikrotesla büyüklüğündeki Dünya'nın manyetik alanından yüz kat daha küçüktür. Diğer önemli farklılıklar çekirdeğindeki jeodinamo tarafından üretilmiş bir dipolar manyetik alnı yoktur ve varolan manyetik alanların kaynağı tamamen aykabuğudur.[24] Bir varsayıma göre aykabuğundaki manyetikleşmelerin Ay daha gençken ve çekirdeğinde bir jeodinamo bulunurken oluştuğudur. Ancak ay çekirdeğinin küçüklüğü bu varsayımın doğruluğu karşısında bir engel oluşturmaktadır. Alternatif varsayımlar arasında, Ay gibi havası olmayan gökcisimlerinde süreksiz manyetik alanlar büyük gök cisimlerinin çarpması bulunur. Bu varsayımı destekleyecek şekilde en geniş aykabuğu manyetikleşmelerinin dev kraterlerin tam karşısında Ay yüzeyinde gerçekleştiğinin farkına varılmasıdır. Böyle bir fenomenin çarpışma sonucu oluşan plazma bulutunun ortamda bir manyetik alan bulunurken serbest olarak yayılmasından kaynaklanabileceği önerilmiştir.[25]

Atmosfer

Ay'ın atmosferi öyle incedir ki yok bile sayılabilir. Toplam atmosferik kütlesi 104 kg.'dır.[26] Atmosferinin kaynaklarından biri aykabuğunda ve mantoda oluşan radyoaktivite sonucu ortaya çıkan radon gibi gazların salınımıdır. Diğer önemli bir kaynak ise mikrogöktaşları, güneş rüzgârı iyonları, elektronlar ve günışığının bombardımanı sonucu oluşan püskürtüm süreciyle gerçekleşir.[18] Püskürtüm yoluyla salınan gazlar ya tekrar regolit içinde hapsolur, ya da güneş radyasyon basıncı veya iyonize olmuşlarsa güneş rüzgârının manyetik alanı nedeniyle uzaya kaçar. Dünya üzerinden yapılan spektroskopik yöntemlerle sodyum (Na) ve potasyum (K) gibi elementlerin varlığı tespit edilmiştir. Radon–222 (222Rn) ve Polonyum-210 (210Po) gibi elementler ise Lunar Prospector 'un alfa parçacık spektrometresi ile tespit edilmiştir.[27] Argon–40 (40Ar), helyum-4 (4He), oksijen (O2) ve/veya metan (CH4), nitrojen (N2) ve/veya karbon monoksit (CO), ve karbon dioksit (CO2) Apollo astronotları tarafından yerleştirilen detektörler tarafından tespit edilmiştir.[28]

Yüzey sıcaklığı

Ay günü boyunca yüzey sıcaklığı ortalama 107°C, ay gecesi boyunca da ortalama -153°C civarındadır.[29]

Kökeni ve jeolojik evrimi

Oluşumu

Ay'ın oluşumunu açıklayan çeşitli varsayımlar önerilmiştir. Ay'ın Güneş Sistemi'nin oluşumundan 30-50 milyon yıl sonra, günümüzden 4,527 ± 0.010 milyar yıl önce oluştuğuna inanılmaktadır.[30]

  • Bölünme kuramı - Ay'ın oluşumu hakkında ilk düşünceler Ay'ın merkezkaç kuvvetler nedeniyle yerkabuğundan koparak ayrıldığı ve gerisinde Büyük Okyanus çukurunu bıraktığını önermiştir.[31] Bu bölünme kavramı Dünya'nın başlangıç dönüsünün çok büyük olmasını gerektirir. Ayrıca bu bölünme sonucu oluşan yörünge Dünya'nın ekvator düzlemini izlemek durumunda olacaktı ama böyle değildir.
  • Yakalama kuramı - Diğerleri Ay'ın başka bir yerde oluştuğunu ve Dünya'nın yörüngesine yakalanarak girdiğini düşünmüşlerdir.[32] Ancak bu yakalamanın gerçekleşebilmesi için gerekli olan koşulların, örneğin enerjiyi sönümleyebilmek için Dünya'nın geniş bir atmosferinin olması gibi, oluşması mümkün değildi.
  • Birlikte oluşum kuramı - Birlikte oluşum varsayımı Dünya ile Ay'ın gezegen öncesi buluttan aynı zamanda ve yerde birlikte oluştuklarını önerir. Bu varsayımı göre Ay, Dünya'nın oluştuğu maddelerin çevresindeki maddelerden oluştuğu düşünülür. Bazıları bu varsayımın Ay üzerinde metalik demirin azlığını açıklyamadığı için doğru olmadığını belirtmiştir.

Bu varsayımların önemli bir açığı Dünya ve Ay sisteminin yüksek açısal momentumunu kolayca açıklayamamalarıdır.[33]

  • Dev çarpma kuramı - Günümüzde, Dünya ve Ay sisteminin oluşumunu dev çarpma kuramının açıkladığı bilim çevrelerince geniş kabul görmüştür. Bu varsayıma göre Dünya'nın oluşumundan önce, Mars büyüklüğünde bir gökcisminin çarparak Dünya yörüngesine Ay'ı oluşturacak kadar yeterli miktarda madde saçmış olmasıdır.[1] Gezegenlerin küçük ya da büyük parçalarrın birikmesi sonucu oluştuğuna inanıldığı için bunun gibi dev çarpma olaylarının bir çok gezegeni etkilediğine inanılmaktadır. Bu çarpmayı simüle eden bilgisayar modelleri hem Dünya ve Ay sisteminin yüksek açısal momentumu ve ay çekirdeğinin küçüklüğünü açıklayabilmektedir.[34] Bu kuram ile ilgili cevabı bulunmamış sorular arasında Dünya öncesi kütle ile buna çarpan gökcisminin göreceli boyutları ile bunlardan çıkan maddenin ne kadarının Ay'ı oluşturduğudur.

Ay Araştırmaları

Ay'a İnen Uzay Araçları

Uzay Aracının Adı Fırlatılış Tarihi Bilgi
Luna 2 12 Eylül 1959 Ay yüzeyine iniş yapan ilk araç (Çarparak inebilmiştir.)
Ranger 7 28 Temmuz 1964 Ay'dan görüntü alan ilk araç
Ranger 8 17 Şubat 1965 Ay'dan görüntü aldı
Ranger 9 21 Mart 1965 Ay yüzeyinin dağlık bölgeleri görüntülendi
Luna 9 31 Ocak 1966 Ay'a yumuşak iniş yapan ilk araç, görüntüler aldı.
Surveyor 1 30 Mayıs 1966 Ay'a yumuşak iniş yapan ilk ABD aracı, görüntüler aldı.
Luna 13 21 Aralık 1966 Ay toprağının sertliğinin incelenmesi
Surveyor 3 17 Nisan 1967 Ay yüzeyinde ilk kez çukur kazıldı
Surveyor 5 8 Eylül 1967 Ay denizlerinin toprağı ilk kez incelendi
Surveyor 6 7 Kasım 1967 Aynı görev
Surveyor 7 7 Ocak 1968 Ay'daki dağlık bölgelere yumuşak iniş yapan ilk araç
Apollo 11 16 Temmuz1969 Ay'a insanlı ilk iniş (Sessizlik Denizi'ne inildi)
Apollo 12 14 Kasım 1969 İnsansız bir uzay aracının (Surveyor 3) yakınına insanlı ilk iniş
Luna 16 12 Eylül 1970 Ay'dan toprak örnekleri getiren ilk araç
Luna 17 10 Kasım 1970 Ay'a bir taşıt (Lunahod 1) indiren insansız ilk araç
Apollo 14 31 Ocak 1971 Ay'da dağlık bölgeye (Fra Mauro) insanlı ilk iniş
Apollo 15 26 Temmuz 1971 Ay yüzeyinde taşıtın ilk kez kullanılması
Luna 20 14 Şubat 1972 Ay'ın dağlık bölgelerinden toprak örnekleri alındı
Apollo 16 16 Nisan 1972 Ay'ın dağlık bölgelerinde ilk kez taşıtın kullanılması
Apollo 17 7 Aralık 1972 Aynı görev
Luna 21 8 Ocak 1973 Luna 20 ile aynı görev
Luna 24 9 Ağustos 1976 Luna 20 ile aynı görev

Kaynak

Dipnotlar

  1. ^ a b c d e Spudis, P.D. (2004). "Moon". World Book Online Reference Center, NASA. Erişim tarihi: 2007-04-12. 
  2. ^ Şablon:Dergi belirt
  3. ^ Does the Moon rotate?
  4. ^ Şablon:Dergi belirt
  5. ^ Şablon:Dergi belirt
  6. ^ Taylor, G.J. (2000-08-31). "A New Moon for the Twenty-First Century". Hawai'i Institute of Geophysics and Planetology. Erişim tarihi: 2007-04-12. 
  7. ^ Şablon:Dergi belirt
  8. ^ Kiefer, W. (2000-10-03). "Lunar Orbiter: Impact Basin Geology". Lunar and Planetary Institute. Erişim tarihi: 2007-04-12. 
  9. ^ Munsell, K. (2006-12-04). "Majestic Mountains". Solar System Exploration. NASA. Erişim tarihi: 2007-04-12. 
  10. ^ a b Martel, L. (2003-06-04). "The Moon's Dark, Icy Poles". Hawai'i Institute of Geophysics and Planetology. Erişim tarihi: 2007-04-12. 
  11. ^ Şablon:Kitap belirt
  12. ^ Taylor, G.J. (1998-07-17). "The biggest hole in the Solar System". Hawai'i Institute of Geophysics and Planetology. Erişim tarihi: 2007-04-12. 
  13. ^ Şablon:Kitap belirt
  14. ^ Şablon:Dergi belirt
  15. ^ "Lunar Polar Composites". Lunar and Planetary Institute. Erişim tarihi: 2007-04-12. 
  16. ^ "Eureka! Ice found at lunar poles". Lunar Prospector (NASA). 2001-08-31. Erişim tarihi: 2007-04-12. 
  17. ^ Spudis, P. (2006-11-06). "Ice on the Moon". The Space Review. Erişim tarihi: 2007-04-12. 
  18. ^ a b Şablon:Dergi belirt
  19. ^ a b c d Şablon:Dergi belirt
  20. ^ Şablon:Dergi belirt
  21. ^ "Doppler Gravity Experiment Results". Lunar Prospector (NASA). 2001-08-31. Erişim tarihi: 2007-04-12. 
  22. ^ Şablon:Dergi belirt
  23. ^ Şablon:Dergi belirt
  24. ^ "Magnetometer / Electron Reflectometer Results". Lunar Prospector (NASA). 2001. Erişim tarihi: 2007-04-12. 
  25. ^ Şablon:Dergi belirt
  26. ^ Globus, Ruth (2002). "Impact Upon Lunar Atmosphere". Erişim tarihi: 2007-08-29. 
  27. ^ Şablon:Dergi belirt
  28. ^ Şablon:Dergi belirt
  29. ^ Surface temepratures
  30. ^ Şablon:Dergi belirt
  31. ^ Şablon:Dergi belirt
  32. ^ Şablon:Dergi belirt
  33. ^ Şablon:Dergi belirt
  34. ^ Şablon:Dergi belirt



Şablon:Link FA Şablon:Link FA Şablon:Link FA Şablon:Link FA Şablon:Link FA Şablon:Link FA Şablon:Link FA Şablon:Link FA Şablon:Link FA Şablon:Link FA