Tartışma:Yılmaz Güney/Arşiv 1

Sayfa içeriği diğer dillerde desteklenmemektedir.
Vikipedi, özgür ansiklopedi

Yılmaz Güney

Çoğu yerde okuduğum kadarıyla ve benim yakınlarımdan edindiğim bilgiyle Yılmaz Güney Siverek doğumludur. Yakınlarımın çoğu oralı olduğumuz için onu görmüşler bile. (Gençlik dönemlerinde)

Kendisi Siverekli'dir ve soyuda Siverek'in Bucak ailesinden gelir. Bazı kaynaklara göre Adanalı olduğu yazar fakat normalde Adana'ya ailesinden kaçmak için gitmiştir. Siverek'te büyük bir Yılmaz Güney heykeli vardır ama Adana'da bunu göremeyiz; çünkü Adanalılar Güney'i sahiplenememiştir bunun sebebide oralı olmayışıdır. Bu bilgileri biliyorum ve yazıyorum çünkü ben ve ailem oralıyız.

Yılmaz Güney 1 Nisan 1937 Adana doğumludur. Doğum yeri Adana'nın Karataş ilçesinin Yenice köyüdür. Güney'in babası Siverekli bir Zaza, annesi Muşlu bir Kürt'tür. Yılmaz Pütün'ün doğum yerinin Siverek olduğu iddiası yanlıştır. Anne ve baba Adana'da evlenmişlerdir. İsteyen bu bilgileri matbu kaynaklarda, Yılmaz Güney'le ilgili kitaplarda bulabilir. O yüzden Güney'in doğum yerinin Şanlıurfa olduğu bilgisinin değiştirilmesi gerekmektedir.----Düzeltmen, 17:30-22 Ocak 2010

Güney'in aşağıdaki kısa otobiyografisi sanırım nereli olduğu hususundaki ihtilafı gidermek için yeterlidir.----Düzeltmen, 01:26-23 Ocak 2010

KENDİ AĞZINDAN YAŞAM ÖYKÜSÜ Bir sanatçı olarak "Yılmaz Güney" diye bilinirim. Asıl adım Yılmaz Pütün'dür. Adım, zorluklar karşısında eğilmez, umutsuzluğa kapılmaz, yılgınlığa düşmez ve başeğmez anlamına gelir; soyadım Pütün ise bir dağ meyvesinin kırılmaz çekirdeği demektir. 1937 yılında, Türkiye'de, bir güney şehri olan Adana'nın Yenice köyünde doğdum. Kürt asıllı, topraksız bir köylü ailenin iki çocuğundan biriyim. Annem dindardı ve okuma yazma bilmezdi. Hâlâ sağ... Babam ise okuma yazmayı askerde öğrenmişti. Annem gibi o da hiç okula gitmemişti. 1976'da ben Kayseri Cezaevi'ndeyken öldü. Mezarını göremedim... Dokuz yaşımdan bu yana hayatımı çalışarak kazandım. İlk işim dana gütmekti. Liseyi Adana'da bitirdim. O yıllar Doruk adında bir sanat dergisi çıkardım. Sanata meraklıydım ve hikayeler yazıyordum. 1955'te bir hikayemden ötürü takibata uğradım. Hakkımda dava açıldı.

1957 yılında İstanbul'a, İktisat Fakültesi'nde öğrenim görme hayalleriyle geldim. Fakat devam edemedim. 1955'ten beri süren takibat ve mahkeme sonuçlanmıştı ve ben başlangıçta yedi buçuk yıl ağır hapis ve iki buçuk yıl sürgün cezasına çarptırıldım. Daha sonra temyiz mahkemesi kararı bozdu, yeniden görülen mahkeme sonucu cezam bir buçuk yıl ağır hapis ve altı ay sürgün cezasına çevrildi. Öğrenimim yarım kalmıştı. Önümdeki tek yol, kendimi hayatın okulunda, hayatın kabul ettiği ve dayattığı öğretmenler aracılığı ile eğitmekti. Öyle yaptım... Kitaplar, sinema, iş, cezaevi, acımasızlık, hayatın katı kuralları, toplumsal baskılar, kahpelikler, yiğitler... Karşılaştığım zorlukları yenmek için direnmek ve kararlılık... Öğretmenlerimden biri zor'dur...

1961 Mayısı'nda cezaeviyle tanıştım. 1962 Aralığı'nda cezam bitti. Muhafazakarlığıyla ünlü Konya şehrine sürgüne gönderildim. Konya sınırlarından çıkamazdım. Her akşam polise imza vermeliydim. En çok imzayı polis defterine attım. 180 defa... 1968'de askere gittim. 1970 Nisan'ında döndüm. Hayatımdan çalınan iki yıl... 1971 Mayıs'ında on binlerce aydın, sanatçı, yazar gibi ben de gözaltına alındım. Hakkımda hiçbir delil yoktu. Sadece kuşku. Bir hafta gözaltında tutulduktan sonra serbest bırakıldım; resmi olmayan bir emirle, sözlü bir emirle ve tehditle Nevşehir'e üç aylığına yine sürgün edildim. Bu kez polise imzaya gitmiyordum, polis beni dıştan kolluyordu.

1972'de, Mart'ın 16'sında, devrimcilere yardım gerekçesiyle tutuklandım. Mahkeme sonucu 10 yıl ağır hapis ve sürgün cezasına çarptırıldım. Ecevit hükümetinin 1974 genel affıyla serbest bırakıldım. Bugün ise Ecevit cezaevindedir. 1974 Eylül'ünde, bir cinayet olayına adım karıştı ve 19 yıla mahkum edildim. Cezaevindeyken Güney adlı bir kültür-sanat dergisi çıkardım. Onüç sayı sonra sıkıyönetimin yeniden gelmesi üzerine, dergimiz kapatıldı ve hakkımda yazılarımdan ötürü on ayrı dava açıldı. Suçum, komünizm propagandası yapmak, milli duyguları zayıflatmak, halkı suç işlemeye teşvik etmek, suç sayılan fiileri övmek ve devletin içte ve dışta itibarını sarsmak... İstenen ceza toplamı yaklaşık 100 yıl... 1981 Ekim'inde, izinli çıktığım Isparta yarı-açık cezaevine dönmedim. Sonra da yurt dışına çıktım. 1981 Ekim'ine kadar, yaklaşık oniki yılımı çeşitli cezaevlerinde geçirdim. Bu oniki yıl içinde, ikisi yarı-açık olmak üzere onbeş cezaevi tanıdım Ülkemden ayrıldıktan sonra ilk aylarda üç davanın sonuçlandığını, sonuçta, toplam 20 yıl ağır hapis, 7 yıla yakın da sürgün cezası aldığımı öğrendim... Öbür davalarım devam etmekte; ancak henüz hangileri sonuçlandı, ne kadar daha ceza aldım, bilmiyorum...

YILMAZ GÜNEY arkadaşlar eğer canlı hedef filmini izlediyseniz yılmaz güneyin kendi ağzından Siverek doğumlu olduğunu öğreneceksiniz.Bir diğer kanıtım ise yılmaz güneyin Siverekli olmak adlı şiirinde gizlidir.bu saydıklarımı temin etmeniz zor olmayacaktır saygılarımla ...

"Kürt" yönetmen

Madde git gel "Kürt/Türk" değişimine uğruyor. Güney 1982'de T.C. vatandaşlığından çıkarıldı; ölmeden önceki röportajlarında Kürt olduğunu açıkça dile getirdiğine göre ([1]) onu bir Kürt yönetmen olarak tanımlamak sorun olmamalı --Pinar 15:24, 7 Ocak 2007 (UTC)

Kürt arkadaşlar, nerede köken olarak bir Kürt görseler hemen Kürt yönetmen, Kürt yazar, Kürt ressam vb. vb. demekten müthiş bir haz duyuyorlar. Bunun milliyetçi bir duruş olduğu su götürmez. Örneğin Yaşar Kemal de sanırım kısmen Kürt kökenli bir yazardır. Peki hayatında bir satır bile Kürtçe yazmamış olan bu yazarın Kürt yazar olarak kabul edilmesi mümkün müdür? Aynı şey Yılmaz Güney için de geçerlidir. Y. Kemal'in, Y. Güney'in Kürt sorunu konusunda -ikisi arasında farklılık olsa da- ilerici veya devrimci düşünceler taşıması farklı, Kürt yazar, yönetmen vb. olabilmesi farklıdır. Eğer bir Kürt yazar arıyorsanız akla gelen ilk örnek olarak Mehmet Uzun'a bakın derim.

Önce uyruğu olan "türk" ardından da kürt kökenli bir insan olduğu yazılırsa daha ansiklopedik ve aydınlatıcı bir bilgi olur. Bu makaleyi okuyan yabancı, onu hiç tanımayan birinden hangi ülkenden olduğunu doğru öğrenmelidir. Bilindiği üzere kürt kökenli kişiler örneğin ıraklı, türkiyeli, suriyeli ve iranlı olabilir.

Yılmaz Güney Türkiye'de doğmuş, büyümüş ve hayatını, mesleğini bu ülkede icra etmeye başlamıştır. Şüphesiz Türkiye ülkesi olarak gösterilecektir, Fransa ya da Kürdistan yazılması söz konusu olmasa gerek. Fakat kendisini Türk olarak hiç bir zaman ifade etmemesinin yanında T.C. vatandaşlığından da çıkarılmış birisi olması "Kürd kökenli Türk" gibi saçma sentez bir cümleyle ifade edilemez. "Türkiye'li Kürd yönetmen" denmesi, en etik, en kendisine saygı duyulan çağrış olacaktır. Zira ne vatandaşı, ne de etnisite sahibi olmamasına rağmen ep kendisini "Tatar'ım" diye ifade eden birisine Türkiye'li yazmayı yetersiz görüp "Türk yönetmen" denmesi hoş değildir, zira Türk sinemasının da böyle yamanmalara ihtiyacı olmayacağı kadar başka yönetmenleri vardır, aslolan sinema ve insanlarıdır, başka duygular peşinde olmayalım. Doquxan 17:48, 1 Nisan 2011 (UTC)

Yılmaz Güney'in katilliği..

Yılmaz Güney'in, bir savcının katili olduğu, bundan dolayı da Kayseri cezaevinde uzun süre yattığı, hapisten kaçtığı... gibi gerçekler de yazılsın ki madde ansiklopedik olsun. Soldan, sağdan, ortadan... bu tür maddeler yazılırken ideoloji empozesinden kaçınılmalı, bu ansiklopediye yakışır objektif kriterler göz önünde tutulmalı..--Hasan Sami 09:00, 5 Şubat 2007 (UTC)

"Ayrıca devrimci kişiliği bu şahsın sürgün olmasına neden olur." cümlesi çıkartıldı. 1971'in anarşik olaylarında "Devletin aradıklarını saklamak ve onlara yardım ve yataklık yapmak" suçundan 2 yıla mahkum olmuştur.. "Sürgün" kelimesi sanki bir mağduriyet ifadesi gibi kullanılmıştır. Oysa olay "devrimcilik" değil, anarşistlere yardım ve yataklık etmektir. (TCK'nun ilgili maddelerine bakılabilir.)--Hasan Sami 06:34, 6 Şubat 2007 (UTC)

Katilliği gibi subjektif ve siyasi öteleme telaşı peşinde bir başlık elbette açılması söz konusu olmayacağı gibi, hayatının önemli dönüm noktalarından biri olan bu konunun da burada yer alması şarttır, konu bütün objektifliğiyle sergilenmelidir. Nitekim Yılmaz Güney, hayatında bir insanı öldürmüştür. Durum anlatılır, yargı okuyucuya bırakılır. Doquxan 17:51, 1 Nisan 2011 (UTC)

devrimci sinemacı

yılmaz güney yılmaz güney yapan elbetteki onun devrimci kişiliği ve sinemadaki duruşudur. Yılmaz güney'in vatandaşlıktan çıkartılması filmlerin yasaklanmasıda tamda bu nedenledir. yılmaz güneyin sinema üslübü bugün hala aşılamamıştır sadece devrimci sinema açısından değil tüm sinema tarihi için geçerlidir.--ak47 19:10, 6 Şubat 2007 (UTC)

Yılmaz Güney'i sinema dünyasında farklılaştıran etkenlerden biri ise, sinema endüstrisinin değinmeye sakıncalı gördüğü konuları (Cezaevleri, Faşist zulümler, vb.), doğal bir üslup ile insanlara sunması olmuştur.

hangi anarsitler

Hasan Sami yaniliyorsun, o sirada türkiye'de anarsitler yoktu, zira anarsizm yoktu.hos hala da yok ama yine de o döneme göre anarsizmin ve anarsistlerin belirli bir sekilde varoldugunu söyleyebiliriz. O yillarda devlet anarsizmi dünyanin en kötü seyi olarak bellettigi icin hic ayrim yapmadan radikal karsitlarini böyle adlandirmis ve bu yerlesmistir, ama kasitli bir yalnistir.o sirada varolanlar devrimcilerdi, marksist-leninist ya da maoist olan devrimciler.farkli izm'lerde kendilerini belirtselerde bulustuklari ortak baslik devrimcilik 'ti. Mahir Cayan, Deniz Gezmis, Ibrahim Kaypakkaya gibi o dönemin anarsit addedelen isimlerinin asla öyle olmadiklari, bunu kendilerinin de hakli olarak kabul etmeyecekleri kesindir.üstelik bu devrimcilerin kendileri de ayrica yaman bir anarsizm düsmaniydilar, o dönem itibariyle en az senin kadar anarsizmi kötü bildikleri kesindir -en azindan bir ideoloji ve hareket olarak anarsizme leninizm'den ve stalin'den gelen kesin bir düsmanliklari vardir.bunlari şu sebeple anlatiyorum; zira yilmaz güney o sirada anarsitlere yardim edemezdi, yardim ettikleri devrimcilerdi -zira devrimciler o siralarda anarsizmden kendilerini israrla ayiriyorlardi, o yoldan gidenler hala da ayriyorlar. yilmaz güney'in kendisi de bir devrimciydi, sosyalist bir devrimci, beyanlari esas alirsak, ekndi yazilarinda ve düsüncelerinde belirttigi budur. buna göre devrimci bildiklerine yardim etmesi de, kimligiyle tutarli bir davranistir.dolayisiyla sonraki sürgün ve aldigi cezada bu kimligiyle elbette ilgilidir.bunun övmmek ve yermek ekseninden cikarilarak aktarilmasi gerekmektedir, buna katilirim, ama bu da ancak her iki tarafa da esit bir uzakliga cekilerek yapilabilir, yani devlete ve karsitlarina esit bir uzakliktan bakarak....bi de "bütün iktidar kötüdür" diyen anarsistlerin günahini almayarak.....

kolay gelsin.--alibazmesaj 23:55, 26 Şubat 2007 (UTC)

-THY BAĞIŞ-

Bağışlama konunusunda 2 gün önce yayınlanan "Keşke olmasaydı" adlı belgesele bakabilirsiniz.

Yılmaz Güney'in Cannes'da aldığı birincilik ödülü olan 250.000 Euro'yu Türk Hava Kurumu'na bağışladığı düpedüz bir yalandır. Her şeyden önce Yılmaz, bir komünistti. Eline geçen bir parayı da, isterse bir kuruş olsun faşizmin tahkim edilmesinde araç olarak kullanılan bir kuruma bağışlamayacak kadar bilinçli, inançlı, militan bir devrimciydi. Bu yalanı kusanlar, hiç olmazsa mark ya da frank vs. deselerdi de biraz inandırıcılığı olsaydı bari. Çünkü Euro'nun o tarihte belki sadece adı vardı, ama kendisi yoktu. Euro Avrupa'da 1999 yılında kullanıma girmiş bir para birimidir.

Bu konuda THK'na para bağışlama ile ilgili yazdığım ve aşağıya ayıntıladığım iki satıra karşılık kimin eklediğini bilmediğim birisi (belki de bu sitenin moderatörü), "Bağışlama konunusunda 2 gün önce yayınlanan "Keşke olmasaydı" adlı belgesele bakabilirsiniz." diye yazmış. Ben de bu eki, tam da o programı seyredip de infiale kapıldığım için buraya yazmıştım. O programda da bu iddia herhangi bir belgeye veya tanıklığa dayandırılmış olmayıp, birkaç saniye içinde programı sunan, programın konuşucusu kişi tarafından söylenip geçilmiş bir söz olarak kalmıştır. Yani, bence bir iftiranın utangaç bir tekrarıdır. Bir de şöyle düşünün; Yılmaz sinemacı. O kadar parayla film yapmak varken niçin faşizme, hem de zindanlarından kaçtığı bir faşizmin kasasına niçin göndersin?

Yılmaz Güney'in Cannes'da aldığı birincilik ödülü olan 250.000 Euro'yu Türk Hava Kurumu'na bağışladığı düpedüz bir yalandır. Her şeyden önce Yılmaz, bir komünistti. Eline geçen bir parayı da, isterse bir kuruş olsun faşizmin tahkim edilmesinde araç olarak kullanılan bir kuruma bağışlamayacak kadar bilinçli, inançlı, militan bir devrimciydi. Bu yalanı kusanlar, hiç olmazsa mark ya da frank vs. deselerdi de biraz inandırıcılığı olsaydı bari. Çünkü Euro'nun o tarihte belki sadece adı vardı, ama kendisi yoktu. Euro Avrupa'da 1999 yılında kullanıma girmiş bir para birimidir.

250 bin euro

Yilmaz Güney 250 bin eroyu nicin türk kurumuna bagisladi--89.217.244.63 14:44, 9 Ağustos 2009 (UTC)

Gereksiz fact şablon

Selamlar. buraya ayreten fact şablonun eklenmesi gerekmiyor. Aynı kaynakta yer alıyor. Bu zat Kürttür. Kökenleri Zaza ve Kürttür. Takabeg ileti 01:43, 9 Nisan 2010 (UTC) zaza larin kökeni perslerdir. yilmaz güney kendisi konusmalarinda her zaman derdiki babam zaza annem de kürtdür. burdan izleyebilirsiniz http://www.youtube.com/watch?v=OZ9sUOyQSWA bence onun hayatini yaziyorsaniz onun laflariyla yazmaniz daha iyi olur ondan zaza yazmaniz dogrudur. zaza kürdü degil

Evet Kürtçüler Zazalara Zaza Kürtleri diyorlar. Eninde sonunda Zazadır. Yanlışlık yoktur. Şimdilik {{sö-etnik}} şablonu ekliyorum. Teşekkür ederim. Takabeg ileti 01:50, 9 Nisan 2010 (UTC)

Kürt siyaasal hareketleri içinde çok sayıda ünlü Zazalar vardır. Esprisi budur. Takabeg ileti 02:03, 9 Nisan 2010 (UTC)

Kardes kendi agzindan kendi agzindan diyorsun da aha surda kendi agzindan dinle, Adam diyor Turkiyede dogdum kürt asilliyim diyor yani zaza asilli yada melez asilli yada pers asilliyim demiyor, kürd asilliyim diyor anliyorsun ? Tamam babam zaza annem kürd diyor bunu inkar eden yok ama adam kendisi kendine kürd diyor sen neyi kabullenemiyorsun anlamiyorum, velevki sana gore zazalar perslidir yilmaz guneyde melezdir diyelim tamam, ama adam kendisini kürd olarak goruyor soyluyorda sen niye üzülüyorsun onu anlamiyorum. https://www.youtube.com/watch?v=kjL6YZKTkkg

Dogukano (mesaj) 00:39, 30 Ekim 2016 (UTC) Dogukano

İdeolojisi bölümü ve "kürt propagandası" saçmalığı

Sevgili arkadaslar,

İdeolojisi bölümündeki bazi gercekten şovenist sacmaliklari neden barindiriyorsunuz anlamiyorum?

Sosyalist bakış açısını savunan filmleri vardir, "Kürt ideolojisini savunan" filmleri yoktur. Sosyalist bir insanin hiç bir milliyetçilik üzerinden siyaset yapması beklenemez. Fakat bu egemen "Türk ideolojisine göz kirpan" zihniyete varıyorsa olay, burada gerçekten Yılmaz Güney, T.C. ve resmi ideolojisi öngörülerek sanki vaftiz edilmiş, yarandırılmaya çalışılmış ve kişiligine hakaret edilmiştir, neden mi ?

İdeolojisi kısmındaki bütün satirlar bile buram buram sosyalist kılıklı Türk milliyetçiliği kokuyor. "Kürt propagandası" yapmak ne demek ? Bir etnisitenin, bir ulusun propagandası nasıl yapılır? "X halkının propagandası" ne zamandan beri tehlike olmuştur? Kürd olmak ayıp mıdır, bir hata mıdır da Kürd kimliğini savunmak da propaganda sayılagelir ?? Türkiyeli bir Kürd hem anavatanının selametini isteyip hem de yaşadığı ülkeyi ve Türk halkını sevemez mi? Olaylara hangi açıdan baktığımıza bağlı, ama sosyalizmi Yılmaz Güney'e öğretenler bu paragrafı kirletmişler. Bu satırdaki ifade edilen Güney, Kürd kimligini ve Kürdistan vatanini tamamen reddetmiş, akıllı uysal asimile bir Türklük hevesli Yilmaz Güney portresi çizmiyor mu?

Bakın ben de sosyalistim, ve buradaki sosyalist arkadaslara sunu sormak istiyorum. Bir Kürd kardeşiniz, Türkiye'deki Kürdistan realitesini öne çıkartsa, bu Türk kardeşlerine düşmanlık olarak mı algılanır, bu temelde mi şekillenir? "Her ulusun kendi kaderini tayin hakkı"na ne oldu? Kürdler ve Türkler anavatanlarında kendi bağımsızlıklarına sahipken kardeş olmayı beceremezler mi? Illa ki sömürgeliği sindirmeli, yoksa "Kürd propagandası" mı yapmıştır?

O halde gelip wikipedia gibi bir yerde Yılmaz Güney'in kemiklerini sızlatacak şekilde dillerini eğip bükenler bizatihi kendisinden öğrensinler, o "Kürd propagandası"nı yapıyor mu yapmıyor mu? Yılmaz Güney'i kime öğretiyorsunuz? Daha PKK örgütünün bile varlığının söz konusu olmadığı bir senede yapılan konuşmalardan niye nem kapıyorsunuz?

Buyurun: http://www.youtube.com/watch?v=naKg8c1ZOd4 ve buyurun: http://www.youtube.com/watch?v=H5M-O4JTGOg (Özgür bir Kürdistan istiyoruz konuşması)

Yeterince "söz konusu olmayan" sakıncalı propaganda değil alasını yapıyor, böyle bir paragrafı gizlemek için mi yoksa kendisinden utandığımız hoşlanmadığımız için mi tutuyoruz ?

Öyle ya da böyle Yılmaz Güney'i Yılmaz Güney gibi kabul edeceğiz, fikirlerini şovenizmle ve etnik kibirle sevmesek de böyle dünyaya ifade edeceğiz, sağcıysak terörist, solcuysak devrimci diyeceğiz, ama buraya "sol gösterip sağ vururdu" yazılmasını etik olarak reddedeceğiz. Çünkü burası ölmüşler üzerinden "kendi yandaşlarını üretme" zemini değildir.

Bir sosyalist değil her sosyalist, bir başka ulusun kendi kaderini tayin hakkı ve bağımsızlığına saygı duyar, velev ki sömürgeci ulus kendisi olsun. Eğer bundan rahatsızlık duyuyorsak o halde bu bölümü "Ayrılıkçı Kürd propagandası yapan bağımsızlık yanlısı bir terörist" olarak editleyelim, farketmez ama gerçekleri saklamayalım, bir edit yaptım reddedildi, ayıptır..

Kürd ulusunun kendi kaderini tayin hakkını yani bağımsızlığını dile getirirken rahatsız olan sözde sosyalistler son lafında kendilerine bir pay çıkarsınlar; "Bir köle olarak yaşamaktansa, bir özgürlük savaşçısı olarak ölmek daha iyidir!"

Ayriyetten son sözüm de Zaza-Kürd olayına takılıp kalanlara ki onların da kimisi etnik milliyetçilik, kimisi sözde sosyalizm peşinde. Yılmaz Güney'in sadece şu iki videosunu izleyen kişi, Zaza ve Kurmancı bir ulus gördügünü, Kürd kimligi üzerinden ifade ettigini ve vatan olarak "Zaza ulusunun kendi kaderini tayin hakkı" değil, "Kürd ulusu ve Kürdistan" ifadesini kullandığını görür. Etnik milliyetçi Zazalar boşuna kazımasın, Zaza düşmanları da Yılmaz Güney'in Kurmanc oldugunu iddia etmesin. Doquxan 17:55, 1 Nisan 2011 (UTC)

Zaza ve Kürt Saçmalığı

Kendini "has Kürt" olarak tanımlayan biri için bile hala Zaza asıllı demek nasıl tabansız bir ideolojinin dışa vurumudur. Ya da ortada ideoloji olabilecek kadar güvenilir bir bilgi var mı dır acaba? Kürtler sadece Kurmanc ve Soranlardan meydana gelen bir halk değildir. Devlet arşivlerinde kayıtlı olan Osmanlı, Selçuklu ve diğer idari birimlerimlerin saklı belgeleri buna sadece bir delildir. Bu imzasız yazı 88.252.153.181 (mesajkatkılar) tarafından eklenmiştir.

Kendisini "has Kürt" olarak tanımladığını neye dayanarak söylüyorsunuz? İzleyin. -- esc2003 (tartışma) 14:54, 23 Mart 2012 (UTC)

Ölmeden önce vermiş olduğu son röportajına bakmakta yarar var nitekim burda açıkça Kürt olduğu beyan ediyor [2] . Yarım yamalak video paşlaşımı sadece öznelliğe işarettir. Saygılar Bu imzasız yazı 94.122.125.82 (mesajkatkılar) tarafından eklenmiştir.

"Yarım yamalak" durumla alakasız bir deyim. Öznellikten bahsedecek durumda değilsiniz. Verdiğiniz bağlantıda da annem Kürt, babam Zaza diyor.
Q: When did you find out that you were Kurdish?
A: I must say I am an assimilated Kurd. My mother was Kurdish, my father a Zaza Kurd. All through my childhood, Kurdish and Zaza were the languages spoken at home. I spoke Kurdish until
I was 15. Then I was cut off from my family. -- esc2003 (mesaj) 13:34, 26 Mayıs 2012 (UTC)
  • Bunu izleyin bakalım, Zaza-Kürt saçmalığını görün.

Kürt orijini bir insan olarak.

Zaza Kürd'dür, Kürd Zaza'dır.--OrjinS 02:08, 3 Mayıs 2013 (UTC)

  • Babası Dersimli Zaza, annesi Cibranlı Kürt. Kendisi ise "asimile olmuş bir Kürt" yani Türke asimile olmuş.
  • Turkish director (çok hits)
  • Kurdish director (sadece 6 hits)

Takabeg ileti 02:50, 3 Mayıs 2013 (UTC)

  • Bir de buna bakın sayın Takabeg. --OrjinS 16:11, 5 Mayıs 2013 (UTC)

Kürd Yılmaz

Yol Filmi

Yılmaz Güney "Yol" filminin sadece kurgucusu değil aynı zamanda yönetmenidir. "Önemli Filmleri" başlığı altında sadece kurgucusu olduğu lanse edilmektedir. Lütfen bu değiştirilsin! Ceza evindeyken Şerif Görene her sahnenin nasıl çekileceğini anlatmıştır. Üstelik Şerif Gören ne yazık ki filmi tamamıyla Yılmaz Güneyin istediği gibi de çekememiştir. Lütfen Zaza, Kürt tartışması yapmak yerine onun sinemasını tartışalım. Yılmaz Güney bu tartışmaları görseydi kemikleri sızlardı arkadaşlar.--Eren Kahraman (mesaj) 04.47, 15 Mayıs 2020 (UTC)Yanıtla

Merhaba @Eren Kahraman, Yol filminin yönetmeni Şerif Gören'dir. Senaryo, diyaloglar ve kurgu Yılmaz Güney'e aittir. Çekimlerini nasıl yapması gerektiğini Şerif Gören'e anlatmış olması pratikte filmin yönetmeni olduğu anlamına gelmez. Bunu filmin jeneriğinde de görebilirsiniz. İyi çalışmalar. --Pragdonmesaj 11.21, 26 Mayıs 2020 (UTC)Yanıtla


kürtçülük

yaptığı kürtçülük hakkında bir bilgi eklenmeli. genel ağda bir vidyo gördüm "kürdistan kurulmalıdır" diyordu. ----Modern primat ඞඞඞ İLETİ 22.50, 11 Aralık 2021 (UTC)Yanıtla


Dedikodu ve ani uzerine suc isnat edilmeye calisilmasi

Bir ansiklopedide sahislar hakkinda herhangi bir kisinin soylemleri uzerinden iddia edilen suclar gercekmis gibi yayinlanamaz. Anilar bilimsel verilere kaynak gosterilebilir: ancak yalnizca iddia olarak yer verilmesi kosuluyla, bir cocugu ezdigine dair hic bir sekilde yasal olarak dogrulanamamis bir bilgiye yer verilmesi son donemde bir takim internet fenormenlerinin bilgi teroristlikleri sonucu ortaya cikmistir. Lutfen kaynak belirtin ya da ilgili kaynaksiz maddeler silindiginde yeniden ve yeniden yerlestirmeyin. Wikipedia nin hic bir yabanci dil versiyonunda bu tip subjektif soylemlere yer verilmemektedir. Maddeler uzerinde bilimsel bilgi terorizmi uygulanmasina musade etmeyelim. propaganda yapmak icin yeterince platform bulunmaktadir. Wikipedia herhangi bir siyasal gorusun kanaat belirtip kisiler hakkinda yargiya varacagi bir sistem/ yazilim degildir.

dedikodu ve anı üzerinden maddeye ek kaynak eklendi. ancak kaynak geçerli değil. iddia olarak editleyin ya da madde silinmeli. Nefertem (mesaj) 21.31, 4 Nisan 2022 (UTC)Yanıtla


yazım dili

'kaçışı da filmlerini anımsatmıştır'
'Filmine benzer bir yaşantı tecrübe etmiştir.'
Roman ya da edebi metin yazmıyoruz romantizmden kaçınılmalı, ansiklopedi oluşturmaya çalışıyoruz, yukarıdaki gibi ifadeler düzeltilmeli. Renkligil (mesaj) 14.05, 5 Ocak 2022 (UTC)Yanıtla


katil kategorisi

maddeye 'türk katiller' kategorisi ekleniyor bir süredir ve geri alınıyor. burada konuşulup netleştirilirse bu tür durumlar için yol gösterici olabilir. 'cinayetten hüküm giymiş türkler' kategorisi varken buna gerek var mı? ve kategorinin içindeki diğer isimlerde kalmalı mı? esasen bu kategori gerekli mi? --kibele 09.46, 27 Şubat 2022 (UTC)Yanıtla

Yanlışım yoksa "katiller" kategorisi "sırf bundan dolayı KD olanlar" için ekleniyor. Bu açıdan bakınca uygunsuz. Tabi hukuki bir tanımlama olduğundan komple bu kategorinin uygunluğu da ayrı tartışma söz konusu...--NanahuatlEfendim? 17.02, 27 Şubat 2022 (UTC)Yanıtla
"Cinayetten hüküm giyen Türkler" kategorisi daha özel, "Türk Katiller" daha genel. Zaten "Cinayetten hüküm giyen Türkler" kategorisi bir alt kategori. Fakat direkt olarak "Türk Katiller" başlığı altında da bazı madde örnekleri var. Yılmaz Güney'in burada bulunması gayet doğal, normal. Eklenebilir. 1980OmerYilmaz (mesaj) 20.31, 28 Şubat 2022 (UTC)Yanıtla


sayfa vandalizmi ve kaynaksız suç isnat etmek

Yılmaz Güney'in politik savunusunu yapma amacı gütmeyen notlara karşı daha fazla geçerli olmayan kaynak ekleniyor. bu bilgi vandalizmidir. ısrarla kişiler kendince ideolojik olarak yanlış gördükleri bir birey hakkında geçerli olmayan, kanıtları bulunmayan maddeleri ekliyor. yılmaz güney 7 el ateş ettiği için göz altına alınmış; haberde türk magazin gazeteciliğinin tipik yalan haber olma olasılığı yüksek son cümle yorumlarını alıp doğru gibi, bir ansiklopedi de yansıtamazsınız. nasıl ki Türk dünyası için önemli bir şahıs hakkında bilimsel bilgi ve kanıt arıyorsak; sevmediğimiz şahıslar hakkında da bu böyle olmak zorunda. yılmaz güney otelde ateş açtığı için tutuklanmış; çocuk ezdiğiyle alakalı ne bir soruşturma, ne bir tutuklanma haberi bulunmuyor. gazete küpüründe günler önce de çocuk ezmişti ağır yaralamıştı diye belirsiz, muğlak bir söylem var. böyle bir habere de 1 küpür dışında denk gelmek imkansız. Türkiye'de ünlü ve tartışmalı bir sima için böyle bir suç işlediğinde tek bir haber yapılması, onda da kimin yaralandığı, nerede bulunduğu, durumuna dair hiç bir bilginin bulunmaması, açık yalan haber olduğuna dair kanıtlardır. şimdi ısrarla konuya ideolojik olarak bakanlar istiyorlar ki bu iddia yalanlansın; ortaya iddiayı atan kişinin en azından çocuğun kim olduğuna dair bir bilgiyi kamuoyuna sunması gerekiyor, bu tip yalan haberler ilk değil son değil; her tür gazete küpürünü ve her iddiayı olmuş gibi ansiklopediye yansıtacak mıyız? çocuk ezmek; türk ceza kanununda bu suç şikayete bağlı değildir. ve o tarihlerde de ciddi hapis cezaları verilmektedir! lütfen, dedikodu kültürünü Wikipedia sayfalarına taşımayalım! Nefertem (mesaj) 07.54, 12 Nisan 2022 (UTC)Yanıtla