Tartışma:Aişe/Arşiv 1

Sayfa içeriği diğer dillerde desteklenmemektedir.
Vikipedi, özgür ansiklopedi

Evlilik yaşı İngilizce wikipediden alınmıştır.Orada kaynaklar da belirtilmiş.(http://en.wikipedia.org/wiki/Aisha#Marriage_to_Muhammad) Daha geçerli kaynaklarınız varsa belirtin.

-Hande Ersoy

Peygamber Efendimiz döneminde bir kız regl donemine girmeden once sıfır yasında kabul edilirdi.... Yani Hz.Ayşe annemiz peygamberimizle evlendiginde diyelimki 11 yasında regl gormus olsun, 11 yas artı 8 yani 19 yasında idi... Kızlar regl gordukten sonra 1 yasında, 2 yasında diye adlandırılırlardı.....

Bu acıklamadan sonra,asıl benim yazma sebebim peygamber efendimiz hakkında boyle bir paragrafta bulunmamamınız ve bir musluman olarak "Ayse ile 9 yasında iken cinsel ilişkiye girmistir" gibi abuk sabuk bir iddiada bulunamayacagınızı hatırlatmak isterim.. Koskoca peygamber, -ister Hz. Muhammed olsun ister Hz. İsa olsun- boyle bir munasebette bulunmus olsalar bile, kalkıp bu işi bir baskasına anlatırlar mı hiç!!!! Bu ne saygısızlıktır... Bu cumlenın derhal sitenizden en kısa zamanda kaldırılmasını talep ediyorum....

  • Bu bilginin kaynağı -sayfada da verildiği üzere- "sahih hadis"ci, yani doğruluğuna dair kuşku bulunmayan Buhari'dir. İslam alimlerinin kendileri Buhari'yi kesinlikle kuşku bulunmayan hadislerin yani -sahih hadislerin- kaynağı olarak gösterir. Bahsettiğiniz yaş mevzusu için güvenilir bir kaynak gösterirseniz bu iddiayı sayfaya ekleriz.
  • "ister Hz. Muhammed olsun ister Hz. İsa olsun- boyle bir munasebette bulunmus olsalar bile, kalkıp bu işi bir baskasına anlatırlar mı hiç" Kaynağı okursanız bunun Ayşe tarafından anlatıldığını görürsünüz.--Kuz 16:51, 13 Eylül 2008 (UTC)

Hayatında her işi doğru olan, iyiliği en büyük fazilet sayan, Allah'ın son peygamberi kabul edilen Hz. Muhammed'i (S.A.V) böyle bir iftiraya nasıl bulaştırırsınız anlamak mümkün değil. Bu şüphesiz bir iftira ve atılmaya çalışılan bir çamurdur. Kaynağınızı da üzüntü duyarak ciddiye almıyorum, mutlaka bu çarptırılmış bir kaynaktır. Değerli din bilginlerini de "Böyle demiştir" diyerek buna alet etmek çok acı. Bir kere bu mantığa aykırıdır. Hayatını insanlığın iyiliğine adayan bir insanı, bir resulu buna mı layık görüyorsunuz? Aklınızı çalıştırmayacak mısınız? Rica ediyorum bu iftiraya göz yummayın, kimseyi suçlamıyorum ama bu şüphesiz Hz. Muhammed'e iftira atmaktan öte, Müslümanlığa atılmaya çalışılan bir iftiradır. Bugün hangi din alimine sorsanız bunun iftira olduğunu size söyler 15 eylül 2008 Müslüman 12:22, 15 Eylül 2008 (UTC)

Bugün hangi din alimine sorsanız Buhari'nin kuşku duyulmayan bir kaynak olduğunu size söyler. Eğer bunların çarpıtma olduğunu, verilen kaynakların yanlış olduğunu düşünüyorsanız, Buhari'nin hadis kitaplarındaki bu bölümlere siz kendiniz bakın.--Kuz 13:28, 15 Eylül 2008 (UTC)

inançlı müminler tarafından yoğun bir vandalizm var --Semih Sevinç 22:34, 24 Mayıs 2009 (UTC)

Tartışmalı olan bilgiler, gelenekselleşen bilgiler...[kaynağı değiştir]

  • Merhabalar,
  • Gerçek şu ki Aişe'nin peygamber ile evlendiğinde kaç yaşında olduğu net olarak bilinmemektedir. Dönemin toplumunda erken evliliğin yaygın olduğu biliyor; fakat bu kadar erkeni o dönemde bile yaygın değil. Nitekim kaynaklar bu konuda çok çeşitlidirler; 5 yaşına kadar düşürenden 19'a kadar götürenler vardır. Gelenekselleşen bilgi, Buhari gösterilerek öne sürülen 9 yaş bilgisidir fakat bu bir olgu değil, bir geleneksel bilgidir. Nitekim Vikipedi'de kaynak olarak hadisleri kullanmamız da mümkün değildir zira hadisler dinîdirler; bilimsel değildirler. Ek olarak hadislerin üçüncü parti, tarafsız vs. olabildikleri de söylenemez. Peki o zaman hadisler yoluyla gelmiş ve dinde kabul görmüş bilgilere veya gelenekselleşmiş bilgilere nasıl yer verilir? Hadis kaynak gösterilerek değil fakat hadise atıfta bulunularak: "Buhari'de geçen bir hadise göre şöyledir" deriz, "şöyledir" deyip Buhari'nin bir hadisini kaynak olarak göstermeyiz.
  • Çağdaş tarihçiler, Müslüman olanlar da olmayanlar da, Aişe'nin yaşını daha bilimsel kabul edilebilecek çeşitli ipuçlarından yola çıkarak 17 civarı olarak görürler; bununla birlikte bu da kesin değildir. Bu tartışmalı bir konu; Vikipedi tartışmalı konularda tartışmayı tanımlar, tartışmadaki tek bir tarafın görüşünü öne sürmez. Şu anki maddede bu tartışma tamamen es geçilmiş; kesinlikle değinilmesi lazım ve değinilmediği sürece tek bir tarafın görüşü olgu gibi sunulduğu için madde taraflı olacaktır. Bu sebeple maddeye taraflı şablonu ekliyorum. Boş bir zamanım da şahsen katkıda bulunmayı planlıyorum; ellerinde kaynakları olan arkadaşların da bu tartışmadaki farklı tarafların farklı argümanlarını yazarak maddeyi geliştirmeleri ve tartışmayı betimlemeleri faydalı olacaktır. Teşekkürler, iyi çalışmalar... - - noumenon Θ mesaj 06:31, 27 Mayıs 2009 (UTC)

Aişe mi, Ayşe mi?[kaynağı değiştir]

  • Türkçedeki yaygın kullanım Ayşe şeklinde olduğundan, madde adında Aişe yerine Ayşe olmasını daha yerinde buluyorum. Muhammet-Mehmet mukayesesi ise buraya pek uymuyor; çünkü Türkçede İslam peygamberi Muhammet olarak anılıyor, Mehmet olarak değil. Mehmet, Muhammet'in kısaltılmışı bir nevi... --DsMuratileti 18:01, 16 Haziran 2009 (UTC)
  • TDK'nın sitesinden baktığıma göre Ayşe'nin kökenin arapçadır ve arapçada Aişe olarak geçer. Ben kendi adıma Türkçeleşmiş olan Ayşe'yi tercih ederim.--Reality006 18:25, 16 Haziran 2009 (UTC)
  • Bu ad günümüzde Türkler tarafından kullanılıyor ve kimliğe de Ayşe olarak geçiriliyor. Biri gidip de ben o ayşeyi değil aişeyi istiyorum deseydi komik olurdu. --axbyc 18:28, 16 Haziran 2009 (UTC)
  • Ayşe Türkçesi ama arapça kökenli olduğundan Aişe denmesi bu madde açısından daha iyi olur diye düşünüyorum. Zaten kitaplarda da çoğu zaman Aişe diye geçiyor. O yüzden ben Aişe olarak kalmasından yanayım... Tahribat 133619 20:42, 17 Haziran 2009 (UTC)
  • Diğer vikileri inceledim de kelimenin özüne hiçbiri sadık kalmamış. Almancada Aischa, İngilizce'de Aisha, Fransızca da ise Aïcha olmuş. Bizde de bence Ayşe olmalıdır.--Reality006 21:04, 17 Haziran 2009 (UTC)
  • Ben de Türkçedeki yaygın haliyle Ayşe olması gerektiğini düşünüyorum. Teşekkürler.--Gökhan 22:05, 17 Haziran 2009 (UTC)
  • TDK Kişi Adları Sözlüğü'nde hem Ayşe hem de Aişe yer almaktadır (başlık olarak). Dikkatli inceleyelim. Teşekkür ederim. Takabeg ileti 23:00, 17 Haziran 2009 (UTC)
  • "Aişe" yok denmedi ki. Şu söylendi: "Ayşe" Türkçede daha çok kullanılıyor... --DsMuratileti 23:03, 17 Haziran 2009 (UTC)
  • Diyanet bu zat için "Aişe" kullanıyor. Takabeg ileti 23:13, 17 Haziran 2009 (UTC)
  • Merhabalar,
  • Bizim kişisel görüşlerimiz bir anlam ifade etmiyor; anlamlı olan bu konudaki bilimsel kaynaklar, doğruluk ve temel kurallar vs...
  • Muhammed örneğinden neden farklı olduğunu anlamadım: Türkçeleşmiş formu Mehmettir, haydi diğer forma bakalım o da Muhammet oysa bizde maddenin adı Muhammed. Neden? Çünkü doğru transliterasyon bu; bu transliterasyonun doğru olan olduğunu gösteren çok kaynak olduğu gibi bilimsel kaynakta da doğrusu budur.
  • Ama bu örnek kabul edilmiyor, farklı bir örneğe gidelim. Peygamberin annesinin ismi Amine'dir. Türkçeleşmiş formu bu ismin Emine. Fakat bilimsel kaynaklar da diğer birçok kaynak da Amine ismini yeğler; neden çünkü Emine uygunsuz transliterasyondur, doğru değildir. Bunun halk arasında yaygın olması, Türkçeleşmiş formu olması bir şeyi değiştirmez. Niçin Ayşeye geldiğinde aynı şey yapmıyoruz peki? Ayşe bint Ebu Bekir komik oluyor çünkü yarısı Türkçe yarısı Arapça bir cümle kurmuş oluyorsunuz. Nitekim bu konuyla ilgili kaynaklarda yani dinî metinlerde Ayşeden ziyade Aişe kullanılır. Açın herhangi bir Buhari'nin Türkçe çevirisini, Kütüb-i Sitte'yi Ayşe görecek misiniz? Benim elimdeki baskıların hiçbirisinde geçmiyor bu.
  • Gerçek şu ki Ayşe de aynen Emine gibi dinî yazında değil halk arasında yaygın bir isimdir; doğru isim değildir, Türkçeleşmiş bir Türkçe isimdir. Diyanet Vakfı'nın ve Diyanet İşleri Başkanlığı'nın sayısız eserinde kullanılan isim de Aişe'dir: Hz. MUHAMMED ve EVRENSEL MESAJI, Peygamberimizin hayatı... Vikipedi bir ansiklopedi. Günlük hayatımızda Ayşe diyebiliriz, kurgu yazılarımızda da Ayşe diyebiliriz fakat bu şahsın doğru ismi bu olmadığı gibi "Türkçe din bilimleri yazınında, dinî yazınlarda" bu şekilde anılmaz. Eğer Aişe Türkçe din bilimleri yazınında, dinî yazılarda doğru kabul edilen, yaygın kullanılan isim olmasaydı (bazı akademisyenler kişisel ve siyasî görüşler sebebiyle kendi yazılarında bireysel olarak bu tercihi yapmıştırlar) zaten bu yönde bir değişiklik yapmazdım. Ayşe sokakta daha yaygın kullanılıyor; dinî yazında, İlahiyat fakültelerindeki tezlerde değil. Teşekkürler, iyi çalışmalar... - - noumenon Θ mesaj 23:17, 17 Haziran 2009 (UTC)
  • Muhammet-Mehmet mukayesesinden farklıdır. Mehmet ismi, Muhammet'in kısaltılmışıdır; ancak Ayşe ismi, Aişe isminin kısaltılmışı değil, Türkçede kullanılan hâlidir. Konumuz o değil ama zaten "Muhammet" isminin Arapçada kullanılışı "Muḥammad" biçiminde; yani o da günümüz Türkçesine geçerken değişime uğramış. Madde adının ya Ayşe ya da Ebu Bekir kızı Ayşe (Arapçası "Aişe bint Ebu Bekir") olmalıdır. --DsMuratileti 23:34, 17 Haziran 2009 (UTC)

Red House Türkçe-İngilizce Sözlüğü 'ne göre,

Aişe: A lrnd. 1. cf. aiş. 2. w. cap. woman's name; name of the Prophet Muhammad's second wife. (s. 31)

Ayşe: [Aişe] woman's name. (s. 107)

Takabeg ileti 23:53, 17 Haziran 2009 (UTC)

  • Ebu Bekir kızı Ayşe mi? "Vikipedi bilimsel kaynakların kullandığı isimleri kullanır," bilimsel kaynakların geneli ise böyle bir isimlendirmeyi kullanmamaktadır. Kişisel görüşlerimiz olabilir fakat kişisel tercihlerimizin Diyanet İşleri gibi bu konudaki uzman kurumlardan daha öncelikli olması düşünülemez bile. Aynı zamanda bahsi geçen isimlendirme önerisi salt bu madde için değil genel için bir öneri gibi duruyor ve uygunsuz bir öneri zira
    1. Dediğim gibi bu şahısların isimlerinin bilimsel kaynaklardaki yaygın kullanımları önemli,
    2. Bu şahısların isimlerini Türkçeleştiremeyiz - translitere ederiz. Arada dağlar kadar fark var. Aişe bin Ebu Bekir anlamı Türkçede ne olursa olsun sonuçta bir özel isimdir, bütün olarak ele alınır, Türkçeleştirilmez, translitere edilir. Bunu diyen ben değilim TDK'nin yazım kılavuzu.
  • Üstüne üstlük öneri sadece belirli bir görüşün bilimsel kaynakların ekseriyesine karşı çıkarak, belirli bir dil görüşü bazında savunduğu bir şey... yani bu tip bir ismi kullanmanın adlandırma politikalarımız, dil kurallarımız, tüm Vikipedilerde geçerli olan doğrulanabilirlik ve kaynaklara dayanmak gibi kuralların ötesinde TBA açısından da sorunu büyük.
  • ... kızı ... veya ... oğlu ... tarzı adlandırma daha önce Muhammed için getirilmeye çalışılmıştı; buna gerekli karşılık o maddenin tartışma sayfasında verilmişti. Oradaki argümanların baştan okunmasında yarar var diye düşünüyorum. Tekrarlıyorum: önemli olan bizim değil uzmanların nasıl yazdığı ve söylediği. Teşekkürler, iyi çalışmalar... - - noumenon Θ mesaj 17:22, 18 Haziran 2009 (UTC)
  • Türk Dil Kurumu der ki: "Arap ve Fars kökenli kişi ve yer adları Türkçenin ses ve yapı özelliklerine göre yazılır: Ahmet, Bedrettin, Fuat, Mehmet, Necmettin, Nizamettin, Ömer, Rıza, Saadettin; Cezayir, Fas, Filistin, Mısır, Suudi Arabistan; Bağdat, Cidde, Erdebil, Halep, İsfahan, İskenderiye, Medine, Mekke, Şam, Şiraz, Tahran, Tebriz, Trablusgarp." --DsMuratileti 17:57, 18 Haziran 2009 (UTC)
  • Merhabalar,
    1. Arapça ve Farsça kökenli kişi ve yer adları dediğimizde Türkçe olan fakat kökeni Arapça veya Farsça olan adları kastediyoruzdur. Ayşe Arman deriz yani Aişe Arman değil. Bu Aişe için geçerli değil zira bu şahsın ismi Arapça ve Farsça kökenli Türkçe bir isim değil - doğrudan Arapça bir isim var orada عائشة بنت أبي بكر biz de bu Arapça ismi translitere ederek yazıyoruz.
    2. Nitekim, translitere yazdığımızda da Türkçenin ses ve yapı özelliklerine dikkat ederek yazmaya kalksak yine Ayşe yazamayız; zira Türkçedeki "y" sesi yok o isimde - bu sebeple düzgün bir biçimde Türkçenin ses yapısına göre çeviriyorsak "y" yapıştırmamız araya problem çıkarır. Arzu ederseniz ismin Arapça okunuşunu dinleyin internetten.
    3. Tekrarlıyorum: önemli olan Diyanet İşleri Başkanlığının, din bilimcilerinin ne dediği, ne kullandığı; sizin, benim ve hatta TDK'nin değil. TDK'nin önerdiği, sözlüğünde bulundurduğu ve kullandığı fakat ilgili bilim dalında, ilgili kültürde hiç geçmeyen sayısız isme ve terime rastlanabilir. Vikipedi bir terimi veya ismi, o terim veya ismin uzmanı kaynakları referans alarak kullanır; bu konuda da referans olarak Diyanet İşleri Başkanlığı sizden veya benden çok daha uygun bir referans. Bahsettiğiniz adlandırma din bilimlerinde kullanılmayan bir adlandırmayken bu tip bir değişikliği yapmamız daha önce de belirttiğim gibi salt VP:D ve VP:ADK açısından değil VP:TBA açısından da sorunlu olur. Teşekkürler, iyi çalışmalar... - - noumenon Θ mesaj 21:41, 18 Haziran 2009 (UTC)
  • Siz yukarıdaki yorumunuzda TDK'yi referans aldınız; ben de TDK'nin gerçek görüşünü aktardım. Hepsi bu. Tarafsız bakış açısı konusunda "Ayşe" adının yarattığı hiçbir sorun yoktur. عائشة'nın Türkçesi olarak Ayşe dediğimizde ortaya taraflılık çıkmıyor çünkü. Ayşe ismi de bilimsel kaynaklarda sıklıkla kullanılan bir kaynaklandırmadır. --DsMuratileti 22:23, 18 Haziran 2009 (UTC)
  • isim kişinin en kişisel, en biricik simgesi. bunun böyle 'türkçeleştirmeliyiz' diye değiştirilmesi, deforme edilmesi nasıl kolayca savunuluyor, anlamakta zorluk çekiyorum. aslında bu kadar teknik detaya gerek olmadan basit bir empati kurulması bile işi çözer. sizin isimlerinizi de birileri 'bizde böyle' diye kendi dillerine uydursalar ne hissedeceğinizi düşünmek yeterli. (ki tarihte türkçe isimlerin değiştirilmesine zulüm dendiğini de hatırlayabiliriz birebir konumuz olmasa bile.) duygusal yaklaşım diye kestirip atacaksanız bir iki şey daha ekleyeyim. muhammet, mehmet konu edilmiş. bu kadar basit değil. ben adı memed, memet ve mehmet olan kişiler tanıyorum. onlara da, bu ismin doğrusu şudur diye tek bir isim mi vereceksiniz? hayır efendim, onlara memed, memet ve mehmet demek zorundayız, zorundasınız. latin alfabesiyle yazılmayan diğer dillerdeki isimleri bu şekilde değiştirmek kimsenin aklına geliyor mu da ortak tarih ve ortak kelime hazinesinden ötürü başka bir dil olan arapçaya ve arapça isimli kişilere bunu yapmayı hak sayıyoruz? neden kimsenin aklına rus ya da japon isimlerini 'bilmemkim oğlu, kızı' filan diye türkçeleştirmek gelmiyor? --ki bl 06:45, 19 Haziran 2009 (UTC)
  • عائشة'yı Ayşe olarak yazmak "Türkçeleştirmek" değildir; TDK'nin de dediği gibi "Türkçenin ses ve yapı özelliklerine göre yazmak"tır.
    Rus ve Japon adları konusuna da değinmişsiniz. Örneğin aklıma şu anda yeniden gündemde olan Rus tenisçi geldi. Onun ana dilindeki adı Мари́я Ю́рьевна Шара́пова. Fakat bu ad İngilizcede ve İngilizce Vikipedi'de Maria Sharapova olarak kullanılıyor; Türkçede ve Türkçe Vikipedi'de ise Mariya Şarapova olarak... Tıpkı bu maddenin adının İngilizce Vikipedi'de Aisha olması gibi...
    Zaten Rusça ve Japonca isimlerle arada fark var. Çünkü Araplarda soyadı kültürü diğer uygarlıklarda olduğu gibi yaygın olmadığı için, baba adı soyadı gibi kullanılıyor; tıpkı Osmanlı'daki vb. gibi. Diğer adlarda ad-soyad ilişkisi mevcutken, burada bir tamlama vardır. --DsMuratileti 08:41, 19 Haziran 2009 (UTC)
  • dediğim gibi ortada tartışılacak bir konu yok. kişilerin isimleri değiştirilmez, çevrilmez, sadece alfabeden alfabeye dönüştürülür. söylediklerinin cevabı da bu dönüştürme-transkripsiyon meselesinde gizli. ş sesi olmadığı için sh ile karşılıyorlar, bu kadar basit. bir şey daha.. ingilizce vikipedide bu ismi aisha diye karşılamışlar. peki adı ayşe olanlar aisha yapılmış mı? hayır! demek ki neymiş, iki ayrı isim varmış.. son sözüm şudur. kullanıcı adım kibele'dir.. kybele, cybele, cibeles filan diye seslenene kafamı çevirmem, bu isimde olanlara rastladığımda da 'aman canım bir harften ne çıkar!' diye düşünmeyip aynen yazarım.--ki bl 13:39, 19 Haziran 2009 (UTC)
  • Bence kendinizle çelişmektesiniz. Yazınızın en başında alfabeden alfabeye dönüştürmekten bahsederken, geri kalan kısmında sesten harfe dönüştürmekten bahsetmişsiniz.
    Demek istediğim şu: Bu kişinin adı İngilizce Vikipedi'de Aisha, Almanca Vikipedi'de Aischa, Fransızca Vikipedi'de Aïcha vb. olarak kullanılıyor. Yani her dilin Vikipedisi, kendi ses ve yapı özelliklerine göre yazmış bu adı. --DsMuratileti 14:36, 19 Haziran 2009 (UTC)
  • o kadar açık konular ve de tanımlı meseleler ki bir mesajın içinde söylenecek kadarını söylemişim. bu hızlıca yazıdaki -sizce- çelişkiden medet ummanıza gerek yok, konuyu dağıtmaya da. ben dilbilimci jargonuyla filan yazmıycam, bu kadarıyla yetinicem. yazılanlar da okunmadığına, sadece belirli reflekslerle direnildiğine göre gerek de yok zaten. --ki bl 15:52, 19 Haziran 2009 (UTC)
  • Konuyu dağıtmak ve kişiselleştirmek niyetinde değilim; o nedenle bu hususun üstüne gitmeyeceğim. Ancak bazı savlar öne sürülüyor ve ağır eleştirilerde bulunuluyorsa; burada kavramları doğru kullanmak gerekir. --DsMuratileti 16:51, 19 Haziran 2009 (UTC)
  • Uzatılmış ع harfini "ay" diye çevirmenin neresi Türkçe ses yapısına uygun yazım oluyor? Bu sesin Türkçede doğrudan karşılığı yok bununla birlikte sesin "ay" sesiyle uzaktan yakından alâkası da yok; "ay" sesi tamamen ağzın ön kısmından çıkan bir ses, ince bir ses... Yani "Ayşe"nin özgün Arapça sözcüğün okunuşunun Türkçe harflerle yazılmış hâli olduğunu söylemek mümkün değil; internette birçok yerde ismin özgün Arapça okunuşunu duyabilirsiniz, dinlemeniz yeterli olacaktır. Arzu ederseniz ismi oluşturan harflerin dilbilim ve fonetik açısından açıklamaları da nette; ilgili seslerin "ay" hecesinden ne kadar farklı yerlerden çıktığını bu açıklamaları okuyarak görebilirsiniz.
  • Diyanet İşleri Başkanlığı doğrusu Aişe derken, resmî yayınlarında bu yazımı tercih ederken, hangi Türkçe din bilimleri açısından uzman kurum veya kuruluşun Ayşenin doğru yazım olduğunu önerdiğini belirtebilir misiniz? Eğer bu Diyanet'i uydurmasıysa, Türkiye'deki İlahiyat fakültelerinin hepsi tüm yayınlarında "Ayşe doğru olandır" diyor, bu yönde tercih kullanıyorsa, tamam Ayşe yapalım. Fakat gerçek şu ki Türkçe dinî yazında, din bilimleri yazınında vs. tercih edilen, doğru kabul edilen yazım Aişedir. Zira seslerin doğru çevrimi de budur. Durum böyleyken, ortada "Ayşe doğru yazımdır" diyen bir Türkçe din bilimleri uzmanı kurum veya kuruluş yokken bizim sırf "halk Ayşe diyor" diyerek maddenin adını Ayşe yapmamız Vikipedi kurallarına göre mümkün değildir. Halk arasında "bilgisiyar", "Yeni Zellanda", "Fadime", "Emine" vs. daha yaygın olabiliyor fakat biz konunun uzmanı bilimsel kurum ve kuruluşları takip ederek "bilgisayar", "Yeni Zelanda, "Fatma", "Amine" diyoruz. Türkçede "Ayşe"nin isim açısından yaygınlaşmasının tek sebebi Türkçede doğal olarak bu sesin kullanılmaması ve Türkçe ses yapısına alışkın halkın özgün sesleri çıkaramamasıdır. Teşekkürler, iyi çalışmalar... - - noumenon Θ mesaj 20:49, 19 Haziran 2009 (UTC)

neden anlaşılamıyorki şu hz muhammetin o dönem birçok evliliği oldu aişe ile cinsi münasebet için evlenmedi diğerleri ilede o sebepten ötürü evlenmedi,hz muhammetin soyunu devama ettiren gerçek anlamda müminlerin gerçek annesi hz haticedir.bunun aksini idda eden peygamberin hadislerinide inkar etmiş olur söylediklerimi teyit eden birçok şünni ve şii hais kitaplarına bakabilirsiniz,peygamber efendimizin hiçbir eşi hz hatice kadar üstün ve faziletli değildir.aişe üzerindeki itilaflar bu yüzdendir başka konularda vardır elbette ama 18 yaşında bir kızın hz haticeden daha fazla ne fazileti vardıki müminlerin anası oldu ve cemel vakasında hz muhammetin ehlibeytine karşı savaştı allah aşkına biraz vicdanlı olalım.

belgesiz iddialar[kaynağı değiştir]

Kamer suresinin 614'de duyuruldugu belirtiliyor. Belge? Mevlana Şibli iddiasini neye gore yapmaktadir? Hangi belgelere gore? Araplarin regl ile yas saydiklari iddiasi icin belge nerde? Bu konuda belge sunulmazsa, bunlar silinsin. MuratOnWiki 21:26, 5 Eylül 2010 (UTC)

Sizin iddanız konusunda belge varsa o dönemden el yazması vs sizinkiler de kalabilir Ktrnc44 (mesaj) 15.28, 19 Ocak 2020 (UTC)[yanıtla]

Cemel Vakası[kaynağı değiştir]

Sayfada Cemel Vakası'nın gerçekleşmediği iddiasına, gerçekleştiği bir iddiaymış gibi eşit oranda yer verilmiş. Bu durum Vikipedi:Tarafsız bakış açısı#Yersiz önem verme ile çelişiyor. Zira Cemel Vakası'nın gerçekleştiği ve detayları yönündeki materyaller (gerek Sünni, gerek Şii alimlerin görüşleri, hadisler vs.) gerçekleşmediği iddiasından çok çok daha baskın. İlgili kısmın düzenlenmesini öneriyorum.--Abuk SABUK msj 17:27, 28 Ekim 2011 (UTC)

Diyanetin Cevabı[kaynağı değiştir]

Gerek İngilizce Gerek Türkçe Kaynak'ta Bahsedildiği Gibi Hz.Aişe'nin Yaşı 9 Değildir.Bu Konuda Çeşitli Kaynak ve İspatlar Vardır.Aişe Annemiz En Az 18 Yaşındaydı.Bu Konuda ki Direnciniz Maksatlı Bir Karalama Kampanyasıdır.Nebilirler (mesaj) 21:24, 27 Mayıs 2012 (UTC)

Buyrun Diyanet Cevabı : Hz. Aişe'nin Hz. Peygamber (s.a.v.)'le nişanlılık ve evlilik yaşı hakkında kaynaklarda farklı rivayetler vardır. Buhari ve Müslim'in "Sahih"lerinde 6 yaşında nikâhlandığı 9 yaşında evlendiği ifade edilmektedir. (Buharî, Kitabu'l-Hayz, bab:23; Müslim, Kitabu'n-Nikâh, bab: 69). Diğer bazı rivayetlerde ise Hz. Aişe'nin evlendiğindeki yaşı ile ilgili 14, 18 yaş gibi farklı rakamlar yer almaktadır. Hz. Peygamber (s.a.v.)'in, Hz. Aişe ile olan evliliği ne kendi döneminde onu tanıyan dost ve düşmanları tarafından, ne de onu takip eden dönemlerde eleştiri konusu olmamıştır. Çünkü bu evliliğin, İslam Dininin hükümlerinin insanlara doğru bir şekilde aktarılması açısından apayrı bir yeri vardır. Belli yaşlara geldikten sonra insanların öğrenme, evlenme ve kavrama melekelerinde zayıflama meydana geldiği bir gerçektir. Hz. Peygamberin sözleri, eylemleri, yaşantısı, aile hayatı Müslümanlar için örnektir ve dinin Kur'ân-ı Kerîm'den sonra ikinci kaynağıdır. Dinin bu ikinci kaynağının doğru bir şeklide tespit edilip insanlara aktarılmasında en büyük pay Hz. Aişe'nindir. Özellikle Hz. Peygamberin aile hayatıyla ilgili ve Müslüman hanımlara yönelik dini hükümlerin büyük bir kısmı bizlere onun aracılığıyla ulaşmıştır. O Müslümanları birçok yanlış anlama ve uygulamadan kurtarmıştır. Hz. Peygamberin ağzından çıkan sözleri ezberleyecek, onun yaşam tarzını ve dini hayata geçirişini doğru ve güzel bir şekilde kavrayıp öğrenip insanlara aktaracak hiç kirlenmemiş tertemiz bir beyine ve zekâya ihtiyaç vardı. İşte bu beyin Hz. Aişe idi. Hz.Aişe’nin evlendiği zaman yukarıdaki değerlendirmelerden farklı olarak yaşının daha büyük olduğunu ifade eden araştırmacılar da vardır. Onlar bu görüşlerini Hz. Aişe’nin ablası Esma'nın biyografisine dayandırmışlardır. Eski biyografi kitapları Esma'dan bahsederken: "Esma 100 yaşında olduğu halde hicretin 73. yılında vefat etmiştir. Hicrette 27 yaşındaydı. Hz. Ayşe ablasından 10 yaş küçük olduğuna göre, Onun da hicrette tam 17 yaşında olması icap eder." (Hâtemü'l Enbiya Hazreti Muhammed ve Hayatı, Ali Himmet Berki, Osman Keskioğlu, s. 210) Hazreti Peygamber'in Hazreti Âişe'yle 20'li yaşlarda evlendiğine dair kaynaklarda yeterli özgün bilgi bulmak da mümkündür. Fakat maalesef bu konu yeterince işlenmiş bir konu değildir. Burada bizim için önemli olan Hz. Aişe’nin evlendiğinde yaşının kaç olduğu değil, hizmetleri ve üretimleridir. Yukarıda da ifade ettiğimiz gibi Peygamberimizin Hz. Aişe ile evlenmesi ile ilgili, 1400 sene önce bir eleştiri ya da "küçük yaşta bir çocuğu aldı" gibi bir iddia kaynaklarda yer almamaktadır. Öyleyse bu evlilik o dönemde, bugün toplumumuzda yadırganmayan bir evlilik gibi olmuştur. Aksi takdirde bir Peygamber ve döneminin devlet başkanının toplumda ve başka toplumlarda yadırganacak bir fiili işlemesi kayıtlarda mutlaka yerini alırdı.Nebilirler (mesaj) 21:27, 31 Mayıs 2012 (UTC)

Hz Aişe 604 doğumludur. Ablası Esma ise 594 doğumludur. + İkisininde babası Hz Ebubekir 571 doğumludur. + Hz Aişe Hz. Muhammed ile 622 yıllarında evlenmiştir.Bu imzasız yazı 85.102.248.222 (mesajkatkılar) tarafından eklenmiştir.

  • Tartışılmak isteneni burada tartışalım.Eğitmen msj 18:37, 15 Temmuz 2013 (UTC)
  • Arapça Vikipedi'de Araplar arasında erken yaşta evliliğin olağan olduğu bilgisi yer alıyor. Ancak bazı bilimciler tarafından Ayşe'nin 12 yaşından biraz daha büyükken evlendiğininin tahmin edildiği maddede kaynaksız olarak belirtilmiş. Şu değişiklik taraflıdır. Yaygın olan görüş 9 yaşında evlendiğidir, "...ancak dokuz yaşında evlendiği görüşü de savunulmaktadır" türü aktarımlar ve bunu desteklemek için kullanılan kaynaklar(1 2) taraflıdır. --esc2003 (mesaj) 18:57, 15 Temmuz 2013 (UTC)

1.Bkz.: Buhârî, Menâkıbü’l-Ensâr 20, 44; Müslim, Nikâh 71; Fedâilü’s-Sahâbe 74; Ebû Dâvûd, Edeb 55; İbn Mâce, Nikâh 13; Nesâî, Nikâh 78; Dârimî, Nikâh 56. 2.Bkz.: Azimli, Mehmet, Hz. Âişe’nin Evlilik Yaşı Tartışmalarında Savunmacı Tarihçiliğin Çıkmazı, İslâmî Araştırmalar, Cilt 16, Sayı 1, 2003, s. 28 vd. 3.Bkz.: Doğrul, Ömer Rıza, Asr-ı Saâdet, Eskişehir Kütüphanesi (Eser Kitabevi), İstanbul, 1974, 2/141 vd; Nedvî, Seyyid Süleyman, Hazreti Âişe, Mütercim Ahmet Karataş, Timaş Yayınları, İstanbul, 2004, s. 21 vd. Savaş, Rıza, Hz. Âişe’nin Evlenme Yaşı İle İlgili Farklı Bir Yaklaşım, D. E. Ü. İlâhiyât Fak. Dergisi. 4, İzmir, 1995, s. 139-144; Yüce, Abdülhakim, Efendimiz’in Bir Günü, Işık Yayınları, İstanbul, 2007, s. 82, 83. 4.Efendimiz’in dedesi Abdulmuttalib’in çok erken yaşlarda Hâle binti Üheyb ile evlendiği, Efendimiz’in annesi Âmine ile babası Abdullah’ı da bu yaşlardayken evlendirdiği, hatta her iki evliliğin aynı mecliste gerçekleştiği, bu sebeple Efendimiz ile amcası Hz. Hamza arasında yaş farkının neredeyse aynı olduğu bilinmektedir. 5.Efendimiz’e bir de sıhriyet yönüyle yakın olabilme düşüncesiyle Hz. Ömer, aradaki yaş farkına rağmen Hz. Ali’nin kızı Ümmü Gülsüm’le evlenmiş ve o günkü toplum tarafından bu evlilik asla yadırganmamıştır. 6.Bkz.: İbnü’l-Esîr, Üsdü’l-Gâbe, 3/240. 7.Bkz.: İbn Hişâm, Sîre, 1/271; İbn İshâk, Sîre, Konya, 1981, 124. 8.Bkz.: İbn Hişâm, Sîre, 1/271; İbn İshâk, Sîre, 124. 9.Nevevî, Tehzîbü’l-Esmâ, 2/597; Hakim, Müstedrek 3/635. 10.Nevevî, Tehzîbü’l-Esmâ, 2/597; Hakim, Müstedrek 3/635. 11.Âişe Vâlidemiz’in, hicretten yedi ay sonraki Şevvâl değil de Bedir sonrasına denk gelen ikinci yılın Şevvâl ayında evlendiği de ifade edilmektedir. Bu durumda onun evlilik yaşı, bir yıl daha gecikmiş demektir. Bkz.: Nevevî, Tehzîbü’l-Esmâ, 2/616. 12.Bkz.: Buhârî, Fezâilü’l-Kur’ân 6, Tefsîru Sûre, (54) 6; Aynî, Bedruddîn Ebû Muhammed Mahmûd ibn Ahmed, Umdetü’l-Kârî Şerhu Sahîhi’l-Buhârî, Dâru İhyâi’t-Türâsi’l-Arabî, 20/21; Askalânî, Fethu’l-Bârî, 11/291. 13.Suyûtî, İtkân, Beyrut, 1987, 1/29, 50; Doğrul, Asr-ı Saadet, 2/148. 14.Sekizinci veya dokuzuncu yıl ihtilafı, ay farkından kaynaklanmaktadır. Zira konunun anlatıldığı bazı rivayetlerde sekizinci yılın sekizinci ayı gibi bir ayrıntı dikkat çekmektedir. 15.Günümüzde bu bilgileri değerlendirip ihtimal hesabı yapan bazı insanlar, Hz. Âişe Vâlidemiz’in evlendiği günkü yaşının en az on dört olduğu, bunun yirmi iki, yirmi üç, yirmi dört veya yirmi sekiz olma ihtimalinin de bulunduğu sonucuna gitmektedirler ki, herhangi bir mesnede dayanmadığı için biz bu türlü yorumlara iltifat etmedik. 16.İbn Manzur, Lisanü’l-Arab 13/138. 17 Bu bilgiyi onun dışında sadece ablası Esmâ Vâlidemiz intikal ettirmektedir. Bkz.: İbn Hişâm, Sîre, 1/176; Heysemî, Mecmaü’z-Zevâid, 3/285; İbn Kesîr, Tefsîr, 4/553; Bidâye, 2/214; Kurtubî, Tefsîr, 20/195. 18.Bkz.: Buhârî, Salât 70, Kefâle 5, Menâkıbü’l-ensar 45, Edeb 64; Ahmed ibn Hanbel, Müsned, 6/198. Bu durumda, Âişe Vâlidemiz’in söz konusu hadiseyi ifade ederken, "Kendimi bildim bileli ben, ebeveynimi hep dindar olarak gördüm." mealindeki sözü, "Doğduğum zaman bu evde İslâm vardı." manasından daha ziyade "Etrafımı tanımaya başladığımda hep İslâm’la muhatap oldum." manasına hamledilmelidir. 19.Bkz.: Taberânî, Mu’cemü’l-Kebîr, 2/285, 286; Mu’cemü’l-Evsât, 12/145; İbn Hişâm, Sîre, 1/243. Bu bilgiyi ondan başka bize, sadece İbn Abbâs, Selmân-ı Fârisî ve Sâib ibn Yezîd intikal ettirmektedir. Selmân-ı Fârisî Efendimiz’le Medine’de buluşmuş, Sâib ibn Yezîd de hicretten üç yıl sonra Medine’de dünyaya gelmiştir. İbn Abbâs ise, bi’setin onuncu yılında, hicretten üç yıl önce ve Şi’b-i Ebî Tâlib sürgününde dünyaya gelmiştir. Demek ki her üç sahabenin de ne Mekke’nin ilk yıllarında kılınan ikişer rekat namaza şahit olmalarına ne de miraç gecesiyle gelen beş vakit namaz emrini görüp intikal ettirmelerine imkan yoktur. Öyleyse bu husus, bizzat Efendimiz’den duyarak bize anlattığı bir mesele değilse Hz. Âişe Vâlidemiz’in müşahede ederek yaşadığı bir gerçektir. Bu ise onun, daha ilk günlere muttali olduğunu ve yaşının da o gün bütün bunları kavrayacak noktada bulunduğunu ifade etmektedir. 20.İbn Hişâm, Sîre, 1/83. 21.Buhârî, Nikâh 11; Ahmed ibn Hanbel, Müsned, 6/210; Heysemî, Mecmaü’z-Zevâid, 9/225; Beyhakî, Sünen, 7/129; Taberî, Târih, 3/161-163. 22.Onun için bazıları bu tarihte onun, on üç veya on dört yaşlarında bir genç kız olduğunu söylemektedir. Bkz.: Savaş, Rıza, D. E. Ü. İlahiyat Fak. Dergisi. 4, İzmir, 1995, s. 139-144. 23.Bkz.: Berki, Ali Hikmet, Osman Eskioğlu, Hatemü’l-Enbiya Hz. Muhammed ve Hayatı, 210. Burada zayıf da olsa başka bir ihtimalden söz edilebilir; o da onun, doğumunu takip eden yıllarda, ‘beşik kertmesi’ benzeri ve ebeveynler arası bir sözleşme ile karşı karşıya olma durumudur. Ancak ilgili metinlerin hiçbirinde bunu teyit eden herhangi bir ayrıntı yoktur. 24.Nevevî, Tehzîbü’l-Esmâ, 2/597. 25.Nevevî, Tehzîbü’l-Esmâ, 2/597. 26.Beyhakî, Sünen, 6/204; İbn Mende, Ma’rifetü’s-Sahâbe, Köprülü Kütüphanesi, No: 242, Varak: 195 b; İbn Asâkir, Târîhu Dımeşk, Terâcimü’n-Nisâ, Dımeşk, 1982, s. 9, 10, 28; Mes’ûdî, Mürûcu’z-Zeheb, 2, 39; İbn Sa’d, Tabakâtü’l-Kübrâ, Beyrût, 1968, 8/58. 27.Bu evliliğin, hicretten altı ay veya sekiz ay sonra yahut yaklaşık bir buçuk yıl sonra ve Bedir’in akabinde gerçekleştiğini ifade eden rivayetler de vardır. Bkz.: İbn Sa’d, Tabakât, 8/58; İbn Abdilberr, İstîâb, 4/1881; Nedvî, Sîretü’s-Seyyideti Âişe Ümmi’l-Mü’minîn, Tahkîk: Muhammed Rahmetullah Hâfız en-Nedvî, Dâru’l-Kalem, Dımeşk, 2003, 40, 49. 28.İbn Esîr, Üsdü’l-Gâbe, 3/467. 29.İbn Abdilberr, İstîâb, 2/108; Tehzîbü’l-Kemâl, 16/560. 30.Bkz.: İbn Sa’d, Tabakât, 8/75; Nedvî, Sîretü’s-Seyyideti Âişe, 202. 31.İbn Abdilberr, İstîâb, 2/108; Doğrul, Asr-ı Saadet, 2/142 32.Bkz.: Buhârî, Cihâd, 65. 33.Bkz.: Taberânî, Kebîr, 23/25; İbn Abdilberr, İstîâb, 4/1937; İbn Sa’d, Tabakât, 8/63. 34.Bkz.: Nisâ sûresi, 6. 35."Hicretten bir buçuk, iki veya üç yıl önce", "altı veya yedi yaşındayken", "Hz. Hatîce’nin vefat ettiği yıl veya vefatından üç yıl sonra", "hicretten yedi, sekiz ay sonra, hicretin ilk senesi" veya "Bedir’in akabinde" gibi farklı rivayetler için Bkz.: Buhârî, Menâkıbü’l-ensar 20, 44; Müslim, Fedâilü’s-Sahâbe 74; Aynî, Umde, 1/45; İbn Abdilberr, İstîâb, 4/1881; Nedvî, Sîretü’s-Seyyideti Âişe, 40, 49. 36.Hatta konuyla ilgili değerlendirmelere tepkiyle yaklaşan bazıları, "altı veya yedi yaşlarında idim" ifadesini ravinin bir hatası olarak görüp bu cümlenin, "risâlet geldiğinde altı veya yedi yaşlarında idim" şeklinde olması gerektiğini söylemektedirler. 37.Bkz.: Buhârî, Menâkıbü’l-ensar 43, 44; Müslim, Nikâh 69; İbn Mâce, Nikâh 13. 38.Buhârî, Menâkıbü’l-ensar 44; Müslim, Nikâh 69; Ebû Dâvûd, Edeb 55; İbn Mâce, Nikâh 13; Dârimî, Nikâh 56; Taberânî, Kebîr, 23/25; İbn Abdilberr, İstîâb, 4/1938; İbn Sa’d, Tabakât, 8/63; İbn İshâk, Sîre, Konya, 1981, 239 39.Bkz.: Buhârî, Şehâdât 15; Megâzî, 34; Tefsîr, (24) 6; Müslim, Tevbe 56; Tirmizî, Tefsîr, (63) 4; İbn Sa’d, Tabakât, 2/65; İbn Hişâm, Sîre, 3/310.

Bilmem yeterli mi Esc2003? Bunları tek tek içeriğe kaynak olarak ekleyip-eklememe konusunda karar veremedim. Ama size sormak istiyorum, buna rağmen katkılarımın hâlâ taraflı olduğunu mu düşünüyorsunuz, ?----Eğitmen msj 22:47, 15 Temmuz 2013 (UTC)

  • Maddede Aişe'nin söyledikleri kaynak gösterilip dokuz yaşında evlendiğine dair bir ifadenin bulunması diğer akademik çalışmalara yer verilemeyeceği anlamını gelmez. Yaptığı katkıyı gözden geçirince, Eğitmen Mahmut'un ansiklopedik dili tutturma konusunda küçük bir sıkıntı yaşadığını görüyorum. Eldeki bilgiyi sunarken aynı zamanda bunların çeşitli görüşler olduğunu gösteren cümlelerle maddeyi düzenlemeliyiz. Yaptığı katkılardan anladığım kadarıyla Eğitmen Mahmut bu konular üzerine yeni yeni araştırmalar yapmakta. Nedenine gelince, Muhammed maddesinde kaynak göstererek Aişe'nin yaşını "13" olarak sunmuş, ancak buna karşın Aişe maddesinde ise yaşı için "18" demiş kendisi. Her şeyden evvel güvenilir kaynaklarımızdan en önde gelenini "Kütüb-i Sitte" olarak göstermemiz hiç de yanlış olmayacaktır. Aişe'nin evlilik yaşıyla ilgili ayrıntı verdiği tek bilgi elbette maddede geçenden ibaret değil. Küçük yaşta evlenen Aişe ve arkadaşlarının Aişe'nin eşi Hz. Muhammed'e oyuncak bebeklerle oynarken yakalanmamaya özen göstermeleri de önemli bir noktadır. Bu da şüphesiz yaşı ile ilgili olarak bize çok şey anlatır. Şöyle diyor Aişe: "Resulullah (sav)`ın yanında bebeklerle oynardım. Arkadaşlarım (da oynamak için) yanıma gelirlerdi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) (eve gelince, utanarak) saklanırlardı. Ama Aleyhissalatu vesselam onları tekrar bana gönderirdi. Beraber oynamaya devam ederdik." Evet, Eğitmen Mahmut şurada 18 yaşında evlendiğini yazmış olmasına karşın şurada ise evlilik yaşını 13 olarak belirtmiş. --Vitruvian (mesaj) 19:12, 15 Temmuz 2013 (UTC)
  • @ Vitruvian:Eğitmen Mahmut'un ansiklopedik dili tutturma konusunda küçük bir sıkıntı yaşadığını , Yaptığı katkılardan anladığım kadarıyla Eğitmen Mahmut bu konular üzerine yeni yeni araştırmalar yapmakta, Muhammed maddesinde kaynak göstererek Aişe'nin yaşını "13" olarak sunmuş, Her şeyden evvel güvenilir kaynaklarımızdan en önde gelenini "Kütüb-i Sitte" olarak göstermemiz hiç de yanlış olmayacaktır ,Küçük yaşta evlenen Aişe ve arkadaşlarının Aişe'nin eşi Hz. Muhammed'e oyuncak bebeklerle oynarken yakalanmamaya özen göstermeleri de önemli bir noktadır v.s. ifadelerinize karşılık söyleyeceklerim: Her şeyden önce bir ansiklopedi yazdığımızı unutmamamızın gereği olarak elbetteki " ansiklopedik dili tutturmaya gayret etmeli ve ansiklopedik dille yazmalıyız " bu bir politika gereğidir. Araştırma yapmak ve buna göre katkı sağlamak hem kalite, hem uydurukçadan kaçınma ve hem de TBA anlamında önemlidir. Muhammed maddesinde Şuradaki çalışmamı eleştirirken, çalışmanın devam ettiğini gösteren {{Ç}} şablonunun ne anlama geldiği konusunda sanırım bir sıkıntınız var. Kaldı ki, buraya kadar yukarıda da yaptığım açıklamalar ve kendi itirafınız araştırma yaptığım konusuna atfen söylüyorum; yeni araştırmalar benim daha gerçekçi bir sonuca varmamı sağlamışsa, yeni bilgiyi kullanırım. "Kütüb-i Sitte" konusuna gelince: Sanki "Aişe binti Ebû Bekir-i Sıddîk" 'ın, 6 yaşında evlendiğinin tarafınızdan varsayım konusunu içeren bir hadis barındırdığı için, bütün kaynakları alt üst ve bertaraf eder nitelikteymiş gibi lanse edilmesini de doğrusu anlamakta güçlük çekiyorum. Maddenin ismi ve anlatılması gereken "Aişe" yani ""Aişe binti Ebû Bekir-i Sıddîk". Oyuncakları ile oynadığı, vs. dışında madde de anlatılacak hiç mi bir şey yok. Maddeye kaynaklı bilgi ekledim siz ısrarla sildiniz/değişikliğimi çift koldan geri aldınız. Öncelikle sizi ciddi olmaya ve katkı sağlayan kullanıcılara karşı duyarlı olmaya davet ediyorum. Üslubunuzda "örtülü alay etmek, dalga geçmek " mevcuttur. Umarım sürdüreceğimiz tartışmada bu konuya dikkat edersiniz. Buraya kadar anlatmaya çalıştıklarım madde ve diğer hususlar hakkında siz ve kullanıcı Esc2003 tarafından ileri sürülen konularla ilgiliydi. Aşağıdakilerde madde hakkında kendi şahsi düşüncelerimdir. Bilginize...---Eğitmen msj 22:47, 15 Temmuz 2013 (UTC)
    • Yukarıda bu konuda görüş bildiren Kullanıcı:Noumenon 'ın yorumunu iyice okumak ve anlamak gerektiğini düşünüyor ve ona katılıyorum.Aişe'nin peygamber ile evlendiğinde kaç yaşında olduğu net olarak bilinmemektedir. Dönemin toplumunda erken evliliğin yaygın olduğu biliniyor; fakat bu kadar erkeni o dönemde bile yaygın değil. Nitekim kaynaklar bu konuda çok çeşitlidirler; 5 yaşına kadar düşürenden 19'a kadar götürenler vardır. Gelenekselleşen bilgi, Buhari gösterilerek öne sürülen 9 yaş bilgisidir fakat bu bir olgu değil, bir geleneksel bilgidir. Nitekim Vikipedi'de kaynak olarak hadisleri kullanmamız da mümkün değildir zira hadisler dinîdirler; bilimsel değildirler. Ek olarak hadislerin üçüncü parti, tarafsız vs. olabildikleri de söylenemez. Peki o zaman hadisler yoluyla gelmiş ve dinde kabul görmüş bilgilere veya gelenekselleşmiş bilgilere nasıl yer verilir? Hadis kaynak gösterilerek değil fakat hadise atıfta bulunularak: "Buhari'de geçen bir hadise göre şöyledir" deriz, "şöyledir" deyip Buhari'nin bir hadisini kaynak olarak göstermeyiz.

Çağdaş tarihçiler, Müslüman olanlar da olmayanlar da, Aişe'nin yaşını daha bilimsel kabul edilebilecek çeşitli ipuçlarından yola çıkarak 17 civarı olarak görürler; bununla birlikte bu da kesin değildir. Bu tartışmalı bir konu; Vikipedi tartışmalı konularda tartışmayı tanımlar, tartışmadaki tek bir tarafın görüşünü öne sürmez. Şu anki maddede bu tartışma tamamen es geçilmiş; kesinlikle değinilmesi lazım ve değinilmediği sürece tek bir tarafın görüşü olgu gibi sunulduğu için madde taraflı olacaktır. diyor kullanıcı Noumenon. Bu yoruma harfiyen katıldığımı tekrar ifade ederek; buraya kadar anlatmaya çalıştıklarım sebebiyle bu konuda bilgisi ve belgesi/kaynağı olan arkadaşların burada tartışmaya katılmaları önem arz etmektedir. Kullanıcılar Vitruvian ve Esc2003 tarafından maddedeki taraflı bilgilerin madde içeriğinde bırakılıp, Kaynak konusundaki politikamıza uygun olan kaynaklara atfen sağladığım katkıların silinmesi yanlı bir davranıştır. Kendileri ile değişiklik savaşına girmek istemediğimden, ya tartışma konumuzla ilgili içeriğin tamamen maddeden çıkarılması veya adı geçen kullanıcılar tarafından çıkarılan kaynaklı şahsi katkılarımın tartışma sonuçlanıncaya kadar eklenmesi gerekmektedir. Topluluğumuzun dikkatine sunar, herkese iyi çalışmalar dilerim...Eğitmen msj 22:47, 15 Temmuz 2013 (UTC)

  • Eğitmen Mahmut, belirttiğiniz hususlar üzerine bir yazı daha yazacağım; fakat şunu da bilmenizi yürekten istemekteyim, sizinle kesinlikle alay etmiyor ve ciddi manada soru soruyor ve anlamaya çalışıyorum; fakat katkılarınıza katılıyor değilim. Kendinizi benim yerime koyun, farklı ifadeler kullanarak katkı yapan bir kullanıcıda doğal olarak tutarlılık ararsınız mutlaka. Ben size diyorum ki, eğer çalışma yapıyorsanız öncelikle malum konu üzerine daha fazla araştırıp acele etmeden konu üzerine belli bir donanım ve görüş elde ettikten sonra elde ettiklerinizi ansiklopedik bir dil kullanarak kaynakla birlikte nötr bir şekilde maddeye aktarın.
  • Yukarıda örneğini verdiğiniz kullanıcı hadise atıfta bulunularak bilgiyi eklememiz gerektiğini ifade etmiş biri. Maddede zaten bilgi şöyle geçiyor: "Buhari'nin Sahih-i Buhari'de aktardığına göre ise Aişe şöyle demiştir." Daha ne olması gerekiyor diye sorsak? Noumenon'ın Aişe'nin evlendiğinde kaç yaşında olduğuyla ilişkili olarak bahsettiği netlik durumu ile ilgili henüz hiçbirimiz aksi bir tepki vermiş değiliz.
  • Noumenon tarafından yazılmış olan: "Çağdaş tarihçiler, Müslüman olanlar da olmayanlar da, Aişe'nin yaşını daha bilimsel kabul edilebilecek çeşitli ipuçlarından yola çıkarak 17 civarı olarak görürler" ifadesine ise kesinlikle katılmıyorum. Ve ilk kez böyle bir şey duyuyorum. Aksi için sayısız örnek vermek oldukça kolay emin olun.
  • Çok örnek verdiğinizden ötürü gene Noumenon'dan gideceğim. Kendisi yaşla ilgili konuda "olgu değil, bir geleneksel bilgidir" diyor. Evet, zaten İslam tarihi de İslam uzmanlarınca haklı olarak geleneksel bilgiye dayalı olarak aktarılmaktadır. Hadisler olmaksızın İslam tarihi karanlıkta kalacaktır. Tarihsel açıdan Kur'an yeterli cevabı vermiyor kabul edeceğiniz üzere.
  • Son olarak tartışma sayfasına sanki maddede "6 yaşında evlendiği" yazıyormuş gibi bir yorum yazmanız beni çok şaşırttı. Maddeyi lütfen tekrar okuyunuz, orada dokuz yaşında evlendiği yazılmakta. Ayrıca rica ederim yazdıklarımı ukalalık olarak almayım, sadece konu üzerine daha fazla okumalar yapmanızı tavsiye ediyorum. Böylelikle daha tutarlı ve rahat bilgi ekleyebilirsiniz. Yanlış bir şey söylemiyorum. Aynı şekilde ben de halen zaman buldukça okuyorum. Ancak katkınızı geri almama karşın aslında maddeyle ilgilendiğim söylenemez. Tabii aynı şekil devam ederseniz ben de ilgilenmeye başlarım ve daha da geliştiririz maddeyi. Kabul edeceğiniz üzere farklı görüşler ve bilgiler önemli ve özeldir. Sevgiler. --Vitruvian (mesaj) 02:10, 16 Temmuz 2013 (UTC)
Okumadığım konusundaki görüşünüz size ait. Öncelikle maddeyle ilgilenme ve dolayısıyla size buradan karşılık vermeye gerçekten bugüne kadar vakit bulamadım. Daha doğrusu sair sebeplerden dolayı nasip olmadı. Ciddi ve iyi niyetli olduğunuzu belirtmeniz, hakkınızdaki olumsuz zannı bir anlamda zihnimden çıkardı diyebilirim. Tartışma konusu Hz. Aîşe annemizin (bir müslüman olarak söylüyorum) yaşı elbetteki kesin kaynaklar ve onların ehil insanlarca değerlendirilip, tartışılıp, yorumlanması neticesinde doğruluk/kesinlik/geçerlilik/Kayda değerlik kazanacaktır.Prof.Dr.Süleyman Ateş'in Şuradaki açıklamaları dilerim bana yönelttiğin sorulara cevap olacak nitelikte Bundan hiç şüphem yok. Bu arada ifadeleri buraya da aktarıyorum. Çünkü bir tartışma sayfasındayız, diğer kullanıcıların da isifadesine sunmak ta yarar var. Prof.Dr. Süleyman Ateş bu konuda diyor ki: " Hz. Ayşe’nin evlenme yaşıyla ilgili rivayetler tarihi bilgilere terstir.Hadis mecmualarındaki rivayetlere göre Hz. Ayşe 6 veya 7 yaşında Resulullah ile nişanlanmış, nikâhlanmış, 9 yaşında iken de onunla gerdeğe verilmiştir. Müslim, Nikâh 73, (1423); Tirmizi, Nikah 9, (1093); Nesai, Nikah 77, (6, 130). Bu rivayetlere göre Ayşe, fiilen evlenmeden 3 veya 2 yıl Allah’ın Resulü ile nikâhlı kalmıştır. Nikâhlı bir kız, dinen kocasını görmez mi ve onunla evleneceğini beklemez mi? Ama Ayşe’nin ifadesine göre Ayşe’nin zifaf için hazırlanıp Allah Resulüne teslim edilmesi kendisi için büyük bir sürpriz olmuştur: “Onlar kılık-kıyafetime çeki düzen verdiler. Beni, (kuşluk vakti aniden) Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm(ın gelişinden) başka bir şey şaşırtmadı. Annem beni O'na teslim etti. O gün ben dokuz yaşında idim." (Buhârî, Nikâh 38, 39, 57, 59, 61; Müslim, Nikâh 69, (1422); Ebu Dâvud, Nikâh 34, (2121); Edeb 63, (4933, 4934, 4935, 4936, 4937); Nesai, Nikah 29, (6, 82). Şimdi kadınların uğur bereket dileyip tebrik ettikleri ve gelin olmak için süsledikleri Ayşe’nin, geleneğe göre damada teslim edilmesi, her gelinin beklediği bir şey iken Ayşe’nin bunu sürpriz görmesi ne derece doğru olabilir? Nikâhı kıyılmış, gerdeğe girmek üzere makyaj yapılmış gelinin, damada teslim edileceğini herkes bilirken Ayşe bunu niçin sürpriz görmektedir?Ayşe Resulullah’a teslim edilmesini sürpriz görüyor da kadınların kendisini tebrik etmelerini, uğur bereket dileyip çok hayırlı bir kısmet sahibi olduğunu söylemelerini, kendisine gelin makyajı yapmalarını neden sürpriz görmüyor?Bu rivayetler, Ayşe’nin özgeçmişini yazan tarihçilerin verdiği bilgiye uymuyor:Tarihçilerin ve bibliyografların tesbitine gore Hz. Ayşe, Peygamberimizin kızı Hz. Fatıma'dan beş yaş küçüktür. Hz. Fatıma Peygamberlikten 5 yıl önce doğmuştur. Demek ki Hz. Ayşe, Peygamberliğin başlangıç yılında doğmuştur. Hz. Muhammed Peygamber olduktan itibaren 13 yıl Mekke'de kaldı. Peygamber hicret ettiği zaman Ayşe 13 yaşında olmalıdır. Peygamber Medine'ye göçtükten iki yıl sonra Ayşe ile evlendiğine göre (el-İsâbe: 4/359) demek ki evlendiği zaman Hz. Ayşe en az 15 yaşında idi. Ayrıca Hz. Ayşe, Peygamber'le nişanlanmadan önce Cübeyr ibn Mut‘im’e nişanlı veya sözlü idi. Bu da onun, Peygamber, kendisini istemeden önce evlenecek yaşta olduğunu göstermez mi? Bu yaş da herhalde dokuz yaş değildir. Demek ki Peygamber istediği zaman Ayşe, en azından evlenecek çağ olan 15 yaşlarında idi. Bu yaş da Arabistan gibi sıcak ülkelerde tam evlenme çağıdır. Bizde de eskiden kız çocukları erken evlendirilirdi. "14'üne gelince kızı ya ere veya yere vermeli" cümlesi bir ata sözü gibi söylenir. Zaten evlenecek çağda olmayan birisini Peygamber’e önermezlerdi. Çünkü Hz. Ayşe'yi direkt olarak Peygamber istememiş, halası onu Peygamber'e önermiş, o da uygun görmüştü. Bir başka rivayete göre Hz. Ayşe Peygamberimizin kızı Fatma ile yaşıttır. Fatma’nın doğumunda babası 35 yaşında idi. Bu durumda Ayşe evlendiğinde 20 yaşlarındadır. " Bilginize..--Eğitmen msj 17:00, 30 Temmuz 2013 (UTC)
  • Yani buradan şu sonuç çıkıyor: Aişe'nin evlilik yaşının büyük olduğunu gösterelim derken doğrudan yaşı ile ilgili net ifadelerin olduğu bir aktarımı kabul etmeyip karşılaştırmalara açık olan diğerini kabul edelim. Ve hatta yaşının 9 civarı olduğunu gösteren bu kaynaklar en güvenilir eserlere dayanıyor olsa dahi. Böyle bir mantıkla hareket etmek ne kadar doğru olabilir ki? Şunu da açıkça söylemem gerek, benim kesinlikle ve kesinlikle Aişe'nin evlilik yaşının 9 olduğuna dair kalıp bir görüşüm yok. Sadece ciddi kaynaklar doğrultusunda o civarlarda olsa gerek diye düşünmüşümdür. Eğer biri gelir ve maddeye kaynakla ansiklopedik bir şekilde aksini gösterecek diğer rivayetleri kullanarak bazı araştırmacaların bu rivayetlerden hareketle Aişe'nin yaşının 9'dan daha büyük olduğunu vurguladıklarını belirten bir bilgi yazarsa, tabii ki de maddeye eklenir. Eklenmeli de. Ancak gelip birkaç araştırmacının söylediklerini yazıp, "Aişe daha büyük bir yaşta evlendi ama böyle de bir rivayet de var" gibi kesin bir dille bir şeyler yazarsa doğru bir yolu seçmiş olmaz elbette. İyi çalışmalar. --Vitruvian (mesaj) 12:55, 8 Ağustos 2013 (UTC)
Doğrudan yaşı ile ilgili net ifadelerin olduğu bir aktarımıŞu alimin anlayamadığı, yorumlayamadığı gibi bir iddianızın olduğunu anlıyorum açıklamanızdan. Burada konumuz madde içeriğine eklenecek bilgi değil mi? Bunu yaparken de dikkat edeceğimiz husus Vikipedi politikaları değil mi? Kaynak konusundaki politikamız açıktır. Dinle ilgili materyaller söz konusu olduğunda, ilahiyat ile ilgilenen alimlerin yayınladığı materyaller güvenilir olarak kabul edilirler. Bu anlamda sizce Süleyman Ateş alim değil mi? Yukarıya kaydettiğim bilgiler ve açıklamalar sizce KD özellikte değil mi? Şöyle ki bir başka konu üzerinden mevzuyu ele alırsak: Meselâ: Kur'ân'dan bir ayeti, meâl anlamıyla mı değerlendireceğiz, yoksa âlimlerin tefsir, hadis bazlı açıklamaları ile mi? Vikipedide bu anlamdaki politikanın oluşturulmasında bu hususun dikkate alınmış olacağını düşünüyorum. Buraya kadar bu konu ile ilgili söylenebilecek hemen hemen her şeyi yazdım. Madde içeriğinin acil olarak düzeltilmesi gerekiyor.Bilginize,İyi çalışmalar..--Eğitmen msj 13:32, 8 Ağustos 2013 (UTC)
  • Muhammed el-Buharî nedir? Alim mi yarıştıracağız şimdi? Sorun kaynağın kabul edilip edilmemesi değil, malum kaynakların kullanılıp maddede kesin dille ifadeler yazılmasıdır. --Vitruvian (mesaj) 13:55, 8 Ağustos 2013 (UTC)
Dinle ilgili materyaller hakkında uyacağımız alim/alimler Vikipedi politikasında belirtilmiş Bizim Alim yarıştırmamız' gerekmiyor.Bu işi zaten erbabı yapmış " Hz. Ayşe’nin evlenme yaşıyla ilgili rivayetler tarihi bilgilere terstir. " ifadesi ile rivayetlerin durumunu açıklamış (Malüm Buhari'yi de bu anlamda "rivayet" olarak değerlendiriyoruz) ve " Bu rivayetler, Ayşe’nin özgeçmişini yazan tarihçilerin verdiği bilgiye uymuyor.. " diyerek " Bu yaş da herhalde dokuz yaş değildir...Demek ki Peygamber istediği zaman Ayşe,en azından evlenecek çağ olan 15 yaşlarında idi. Bu yaş da Arabistan gibi sıcak ülkelerde tam evlenme çağıdır. " diyor ve Süleyman Ateş değerlendirmesine devamla " Bir başka rivayete göre Hz. Ayşe Peygamberimizin kızı Fatma ile yaşıttır. Fatma’nın doğumunda babası 35 yaşında idi. Bu durumda Ayşe evlendiğinde 20 yaşlarındadır." ifadesini kullanıyor. Bu durumda sonuç itibariyle: rivayet ve tarihi gerçeklerin karşılaştırmalı olarak değerlendirmesinde Ayşe'nin evlenme yaşının 15 , rivayetlerin kendi içinde değerlendirilmesinde (Ayşe versus Fatma) ise 20 yaş gerçeği ortaya çıkıyor. Yani 6 yaş ve 9 yaş ifadelerinin gerçek olmadığı aşikâr.

Gelelim madde içeriğine; doğum tarihi kısmına Fatma'nın doğum tarihinin 606 olarak madde de belirtmek gerekiyor. Yukarıdaki kaynağa atıfla evlilik yaşının ise "15" veya "20" olduğunun belirtilmesi gerekiyor . Dilerim kaynaklar ışığında bu tartışma sayfasında bir sonuca varabildik. Kolaylıklar dilerim.. --Eğitmen msj 15:42, 8 Ağustos 2013 (UTC)

  • Maddeye "Süleyman Ateş 15 veya 20 olduğunu iddia eder" diye eklenebilir. Ancak Buhari İslam alimlerince de kabul edilen saygın kaynaklardandır ve tüm büyük Vikilerde olduğu gibi şu anki halinde kalması gerekir.--Abuk Sabuk 17:54, 8 Ağustos 2013 (UTC)
Abuk dikkat ederseniz vardığımız sonuç Süleyman Ateş'in birebir kendi görüşü değil. O mevcut bu konudaki bütün olguları değerlendirmiş ve karşılaştırmalı olarak bir realitenin değerlendirmesini kaynakları ile yapmış. Burada konu Buhari değil, Buhari'nin de içinde olduğu önemli kaynakların bir Alim tarafından irdelenmesi ve değerlendirilerek sonuca ulaştırılması. Bu açıdan bakıldığında yapılan hem Viki ruhuna uygun ve hem de Tartışma sayfasında olgunlaştırılmış bir bilgiye erişimdir. İyi çalışmalar..--Eğitmen msj 18:02, 8 Ağustos 2013 (UTC)
eminim konuyla ilgili başka alimlerin de 'bu konudaki bütün olguları değerlendirmiş ve karşılaştırmalı olarak bir realitenin değerlendirmesini kaynakları ile yapmış' değerlendirmeleri var/vardır. bu açıdan tek bir kaynağı, çoklu kaynaktan yararlandığı gerekçesiyle bu şekilde maddeye yansıtmak doğru değil. abuk'un da söylediği gibi kişi adı verilerek eklenebilir. --kibele 18:42, 8 Ağustos 2013 (UTC)
@ Kibele dikkat ederseniz "Yaş konusu" başlığı altında bu sayfada onlarca kaynak verdim. Madde içeriğinde yazılı olan rakam bunların içinden özel "cımbızlanarak" alınmış ve TBA ihlâli konumundaki bir ibare. Aslında önerinizi tersten düşünürsek o zaman size katılırım. Yani İslâm Alimlerinin, tarihçilerin eser ve çalışmalarından çıkan sonuç (Çünkü dinle ilgili materyaller/bilgiler hakkında neye, kime uyacağımıza dair politika bu doğrultuda)madde de yer almış olur. Ayrıca " bu konudaki diğer görüşler " başlığı altında şu anki madde içeriğinde yer alan rakam ve açıklaması eklenebilir (Buhari'ye göre,vs.). Buraya kadar ki kısmı lütfen okursanız, varılan sonucun kaynağının; tek bir kaynak olmadığını, çoklu kaynaklardan yararlanılan tek bir kaynak ürünü özelliği ile de sınırlı olmadığını siz de anlarsınız..--Eğitmen msj 19:44, 8 Ağustos 2013 (UTC)
okudum tamamını. benim anlamadığım, bunca eski ve hakkında pek çok konuşulmuş bu mesele için neden tek bir kişinin yorumunun bu şekilde 'tek doğru' gibi maddeye geçirilmesi gerektiği ve sizin de bu ısrarınız. daha önce yaptığınız gibi değiştirmeden bu kaynağı maddeye ekleyebilirsiniz ve bu görüşün de maddede yer almasını sağlayabilirsiniz elbette. --kibele 19:56, 8 Ağustos 2013 (UTC)
Bu madde çok önemli bir madde (müslümanlar için). Bu maddenin bugüne kadar gelişmemesinin nedeni de içeriğinde tek taraflı bilgi barındırması. Bu maddeye uğrayan bir müslüman eminim ki, bir dinin peygamberinin 6 yaşındaki bir çocukla nişanlanmış, 9 yaşındayken onunla (İyi anlaşılsın diye yazıyorum) "gerdeğe girmiş" anlamında "evlenmesini" itici hatta hakaret olarak algılamaktadır. Bu husus dikkate alındığında maddenin örtülü "hakaret içerdiği" bir gerçektir. Geri dönüşüm anlamında, günlük yaşamda çevremdeki insanlardan bu anlamda (özellikle dini konularda) olumsuz tepkiler alıyorum. Vikipedinin gelişmesi ve kullanıcı sayısını artırmaya yönelik kişisel yaptığım çalışmalarda bana söyleneni isterseniz yeri gelmişken burada paylaşmak istiyorum. Denilen şudur: " Vikipedi islâm karşıtı, ateist ve benzeri düşündeki insanların bir araya geldiği, özellikle Ermeni ve Yahudilik propagandasının, değerlerinin öne çıkarılmaya çalışıldığı bir ansiklopedi" bu tanım inanın bugüne kadar etraftan işittiklerim. Peki nedir bu işin aslı, nçin insanlar böyle düşünüyor? sorusundan hareketle gerçekten yapılması gerekeni yapmaya çalışıyorum. Şayet yanlılık gibi benden yana bir şey algılanıyorsa kesinlikle hayır. Ben inandığım dinin peygamberine doğrudan "Muhammed" asla diyemem. Eşine de "Aişe" diyemem. Burada bir misyon üstlenmiş onun gereklerini yerine getirmeye çalışıyorum. Bunu yaparken de kendimi aşıyorum. Vikipedi politika ve yönergelerine azami ölçüde uymaya gayret ediyorum ve yapabildiğime de inanıyorum. Tarafsız olmak demek değerlere aykırı davranmayı gerektirmez. Bu arada ben de size sormak istiyorum, siz niçin bu yanlışın burada kalmasından yana "ısrarlı bir tavır" sergiliyorsunuz?..Eğitmen msj 20:21, 8 Ağustos 2013 (UTC)
tarafsız kalmanın, çoklu kaynaklarla içerik paylaşmanın pek alışılmış ve hoşa giden birşey olmadığını biliyoruz. bu yüzden duyduklarınız şaşırtıcı değil. ancak vikipedi hiçbir grubu, inanışı, düşünceyi, değeri mutlak kabul etmez ve buna göre tavır almaz. dünya bilgisi ne diyorsa biz onu paylaşıyoruz. aksi yöndeki kaynakları ve itirazları ve tartışmaları maddeye eklemenizde bir sıkıntı yok. sıkıntı, tek yönlü ve belli ki herkes tarafından paylaşılmayan bir kanıyı mutlakmış gibi sunma isteğinizde. vikipedi'yi tarafsız ve güvenilir kaynaklarla geliştirmek konusundaki çabanızı sürdürün lütfen. --kibele 21:07, 8 Ağustos 2013 (UTC)
"sıkıntı, tek yönlü ve belli ki herkes tarafından paylaşılmayan bir kanıyı mutlakmış gibi sunma isteğinizde. " ifadenize doğrusu şaşırdım. Ben bu sayfada çalışmaya başlayalı bir ay dahi olmadı. Ama buradaki tartışma bir kaç yıldır var. Halledilememiş bir konuyu her açıdan vikipedi politikasına uygun bir şekilde açıklığa kavuşturan katkılarımı bu açıklama ile değerlendirmeniz gerçekten çok ilginç. Peki o zaman şu politikayı lütfen izâh eder misiniz? " [Dinle ilgili materyaller söz konusu olduğunda, ilahiyat ile ilgilenen alimlerin yayınladığı materyaller güvenilir olarak kabul edilirler. " Bundan ne anlamamız gerekiyor sizce?..--Eğitmen msj 22:30, 8 Ağustos 2013 (UTC)
tek güvenilir başvuru kaynağının süleyman ateş olmadığını anlayabiliriz mesela. sanırım başka pekçok ilahiyatçı bu düşünceyi paylaşmıyorlar. bu durumda hepsini içeren bir metin düzenlemesi yapmak gerekiyor. her neyse, tekrara girdiği için ben başka bir yorum yapmayı düşünmüyorum. maddeyle ilgilenen kullanıcılar vikipedi ilkeleri doğrultusunda gerekeni yaparak maddeyi geliştireceklerdir eminim. --kibele 22:51, 8 Ağustos 2013 (UTC)
Kibele lütfen yukarıda yazdıklarımı iyi incelemeniz ricasında bulunmuştum. Şöyleki konu Süleyman Ateş'le sınırlı değil. (22:47, 15 Temmuz 2013 (UTC) tarih ve saatli açıklamam içeriğinde belirttiğim)Şuradaki açıklamaların sahibi de bir akademisyen (Dr.Reşit HAYLAMAZ). Yaptığı çalışmasında: " Hatta konuyla ilgili değerlendirmelere tepkiyle yaklaşan bazıları, "altı veya yedi yaşlarında idim" ifadesini ravinin bir hatası olarak görüp bu cümlenin, "risâlet geldiğinde altı veya yedi yaşlarında idim" şeklinde olması gerektiğini söylemektedirler. 37.Bkz.: Buhârî, Menâkıbü’l-ensar 43, 44; Müslim, Nikâh 69; İbn Mâce, Nikâh 13. 38.Buhârî, Menâkıbü’l-ensar 44; Müslim, Nikâh 69; Ebû Dâvûd, Edeb 55; İbn Mâce, Nikâh 13; Dârimî, Nikâh 56; Taberânî, Kebîr, 23/25; İbn Abdilberr, İstîâb, 4/1938; İbn Sa’d, Tabakât, 8/63; İbn İshâk, Sîre, Konya, 1981, 239 39.Bkz.: Buhârî, Şehâdât 15; Megâzî, 34; Tefsîr, (24) 6; Müslim, Tevbe 56; Tirmizî, Tefsîr, (63) 4; İbn Sa’d, Tabakât, 2/65; İbn Hişâm, Sîre, 3/310. Verdiği kaynakları iyi incelerseniz burada da "Buhârî" var. Lütfen izâhatımda onlarca kaynak var ve bir-iki-üç-beş-on, vs., ile sınırlı değil. Sınırlı olan, cımbızlanarak ve kasıtlı olarak alınıp maddeye eklenen rakamlardır. Her neyse ilginize teşekkür ederim. İyi geceler..--Eğitmen msj 23:15, 8 Ağustos 2013 (UTC)
Çok ilginç, demek ravinin bir hatası olduğunu yani Hz. Aişe'nin hatası olduğunu düşünenler de var! Yukarıda verdiğim ve bebek oyuncaklarla oynadığına dair hadis için ne gibi bir hata varmış, hatadan söz edenler bunu da bir açıklasalar ya! (Hatadan bahsedenler için diyorum) Müslümanın kendi dininin bir büyüğünü yalanladığını da gördüm ya, bakalım daha neler göreceğim. --Vitruvian (mesaj) 20:55, 9 Ağustos 2013 (UTC)
"Ravi" ifadesini sadece Hz.Aişe ile sınırlı tutmak nedenli doğru olur? Diğer taraftan hatadan bahseden ilgili kaynakları akademisyen zaten dip not olarak vermiş. İlginç olanı kaynaklar arasında önceden de belirttiğim gibi "Buhârî" 'nin de olması. Çünkü 6-9 yaş için maddede "Buhârî" kaynak olarak gösterilmiş. Yani ilgili kaynak bir anlamda kendi kendini yalanlıyor. O yüzden sırf "Buhârî" ekseninde konunun değerlendirilmesinin yanlışlığını başından beri vurgulamaya çalışıyorum.--Eğitmen msj 21:39, 9 Ağustos 2013 (UTC)
Kimi kastediyorlar peki, o zaman belirtelim. Buna kimi yalanlama der, kimisi de çelişki. Ayrıca bu tip konular ile ilgilenen ateist ve agnostiklere göre, bu çelişkiler sadece Hadis kitapları ile sınırlı değildir. Örneğin, Kur'an'da Kafirun Suresinin 6. ayetinde; "Sizin dininiz size, benim dinim banadır" denmesine karşılık gene Kur'an'da genellikle Yahudiler ve Hıristiyanların inancı üzerine çok ciddi eleştiriler ve onların durumu hakkında genel ifadeler bulunmaktadır. Bu gibi hususlar da Müslüman olmayan araştırmacılarca ifade edilir ve bu tip çelişkilerin sadece Hadis kitaplarıyla sınırlı olmadığı vurgulanır. --Vitruvian (mesaj) 21:57, 9 Ağustos 2013 (UTC)
  • Bu tartışma sayfasında Vikipedi politikaları çerçevesinde İslam Peygamberi Hz.Muhammed'in eşi Hz.Aîşe'nin evlilik yaşı konusunda ; Vikipedi'ye doğru, güvenilir kaynaklardan bilgi eklemek maksadıyla, gene vikipedinin ilgili politikaları gereği "konuyu tartışmak" suretiyle, bu sayfada olgunlaştırılmamış ve sonuçlandırılmamış muallakta kalan bir konuyu, "Hz.Aîşe'nin evlilik yaşı"konusunu yazılı kaynaklar göstermek suretiyle bu sayfada diğer kullanıcılarla tartıştık. Sonuç itibariyle tartışma konusu yaş: 17-20 yaş aralığındadır. Öncelikle vikipediden istifade eden, ona gönül veren bir kullanıcı olarak, ona içerik ekleyen bir yazarı olarak acizâne diyorum ki; bilindiği üzere hangi konuda olursa olsun, ansiklopedimizin sağlıklı bilgiler ihtiva etmesi ondan istifade eden, onu referans alan okuyucu kitlesi için önem arz etmektedir. "Doğru" kimi insanı sevindirir, kimisini üzer. Ama "doğru" kişisel olarak bizi üzse de sevindirse de onu kabullenmek durumundayız. Bu duygu ve düşüncelerimle yine Vikipedi politikalarının dînî konularda güvenilir kaynak olarak işaret ettiği iâhiyatçı akademisyenlerden Türk ilâhiyatçı Prof.Dr.Yaşar Nuri ÖZTÜRK'ün katıldığı , ulusal basında yayın yapan bir TV'nin tartışma programında "Hz. Aîşe’nin Evlilik yaşı" ile ilgili olarak yaptığı açıklamasını paylaşarak şahsım adına bu tartışmayı sonlandırıyor, herkese iyi çalışmalar diliyorum..--Eğitmen msj 00:08, 11 Ağustos 2013 (UTC)

İslami kaynaklar[kaynağı değiştir]

  • Bir birey Müslüman olmasın yahut olsun hiç fark etmez; İslami kaynakları İslam olgusundan bağımsız olarak kendi değer yargılarıyla çarpıtabiliceğini unutmamak lazım. Az önce geri aldığım bir değişiklikte doğum yılı konusu bir köşeye açıkça bir rivayet -ve öyleki bu rivayet son derece iyi bilinen ve ciddi bir rivayettir- çarpıtılmaya çalışılmış. Birincisi bu bir bilgisizlikten kaynaklanıyor olabilir. İkincisi bunun psikolojik nedenlere dayalı bir izahı olabilir fakat sebebi her ne olursa olsun katkıyı yapan bireyi temize çekmeye yetmeyeceği gerçeğini söylemek gerekir. Yaygın olarak bilinen bu rivayette hiçbir şekilde 12 yaş ile ilgili bir ifade yokken ve hemen aşağısında yer alan bu rivayetin doğrusunda bilindiği üzere 6 yaş ifadesi yer alıyorken az önceki değişikliğin yapılması açık bir biçimde çarpıtmadır. Düzeltilmiştir. Bir ikincisi doğum yılı konusu tartışmalıysa şayet IP'nin gözünde, o vakit madde girişine ya soru işareti (?) konur ya da bir not gösterilerek yönlerdirme yapılır ve bilgilendirilir detayıyla beraber. Bazıları için diyorum; lütfen hiçbir şekilde düşüncelerinizden hareketle İslami kaynakları çarpıtmayınız çünkü henüz farkına varamasanız da bunlar en ciddi İslami kaynaklardır. Kolay gelsin. Vitruvian (mesaj) 01:40, 19 Kasım 2013 (UTC)
Bir metinde yer alan bir ifadenin belagat kurallarına dayanarak nasıl anlaşılması gerektiği ile ilgili önemli bir yorumun eklenmesi çarpıtma değil, okuyucunun farklı bir bakış açısını öğrenmesini sağlamaktır. Eklenen katkıda "bir hörüşe göre" denilmiştir (bu görüşteki kişiler çoktur, ama görüşün kendisine yönelik "bir görüş" denilmiştir.) Eklenen katkı ile herhangi bir kaynak çıkarılmıyor veya sansür edilmiyor. Burada Mustafa İslamoğlu da meseleyi hem farklı kaynaklarla hem de Arapça dil ve balagat kurallarına göre açıklıyor ve bunun duygusal değil dellilere dayanarak söylediğini ifade ediyor: Şurada. Neribij (mesaj) 00:23, 1 Aralık 2013 (UTC)
Ahmet Tekin ile yapılan röportaja göz gezdirdim. Şöyle diyor kendisi: "Lisan-ul Arap'a bakıldığı takdirde, Arapça'da 11'den 19'a kadar olan sayılar kullanılırken, "birler" hanesi kullanıldığı takdirde "onlar" hanesinin de kastedildiğinin anlaşılmasının gerektiği ifade edilmektedir. Bir bedevi, "şunu bir yap" dediği zaman, "cebimde on dirhem var, bir dirhem de sen ver " dediği zaman, "cebimdeki para onbir" olsun demek istemektedir." (...) "Yani Hz. Aişe 16 yaşında nişanlanmış, 19 yaşında da evlenmiştir."
O halde şu soruların cevabını almamız gerekiyor. Belki katkıyı yapan kullanıcı yanıtlayacaktır bu soruları. Yukarıda örnek verilen ve bir bakıma dolaylı ve kapalı anlamı olan Bedevi örneği ile "Resûlullah`a takdîm ettiklerinde ben dokuz yaşında bir kızdım" ifadesi nasıl bir tutulabilir?
Birler hanesi kullanıldığı takdirde aynı zamanda onlar hanesi de kastedilebiliyorsa, Neribij niçin maddeye bu bilgi üzerinden giderek doğrudan ve sadece "16, 19 olarak anlaşılması gerekir" yazarak kesin bir dili kullanıyor? 6 ve 9'a ne oldu? Ayrıca cümlenin başına "bir görüşe göre" demesi onu haklı çıkarmaz. Çünkü dikkat edilirse belagat ile ilgili durum göz önüne aslında alınmıyor; amaç burada sayı ile oynamak, objektif bilgi vermek değil. Ahmet Tekin'e ait verdiğim son cümle Tekin'in (tıpkı Neribij gibi) nasıl diğer anlamı görmezden geldiğini, nasıl mantık yürütüğünü göstermek içindir. Umarım herkes buradaki ironiyi görebiliyordur. Umarım. Vitruvian (mesaj) 19:10, 6 Aralık 2013 (UTC)

Aişenin doğum yılı[kaynağı değiştir]

Maddenin girişinde kaynak verilmeden D yılı bilinmiyor, 604, 614 şeklinde bir ifade var. Verilen kaynak 614 için geçerli, İngilizce sinde 613/614 var ve o şekilde değiştiriyorum. ZohakMSJ 09:08, 15 Temmuz 2014 (UTC)

  • İngilizcesinde ne varsa o doğrudur anlayışı ile değişiklik yapılamaz. Yukarıda onlarca kaynak tartışıldı..--Eğitmenmahmut msj 11:25, 15 Temmuz 2014 (UTC)

İngilizcesi format olarak ele alındı, değişiklik sebeplerini özette belirtmiştim.ZohakMSJ 06:21, 16 Temmuz 2014 (UTC)

  • Bu sayfada yazılı olanları baştan sona okumanız gerekir. Türkçe vikipedinin kendi politika ve yönergelerinin gözardı edilip, ""İngilizcesi format olarak ele alındı" gibi sudan bahanelerle, bütün "'dini içerikli'" maddeleri tahrip ettiğiniz yetmiyormuş gibi burada da keyfi olarak değişiklik yapamazsınız..--Eğitmenmahmut msj 20:29, 16 Temmuz 2014 (UTC)
Eğitmen mahmut, sinirli, saldırgan formunuzdan hiçbirşey kaybetmemişsiniz. Anlayış olarak ta dipleri pek sevdiniz galiba. Yaptığım değişiklikler yukarıda tartışması yapılan konularla ilgili değil. Yaptığım herbir değişikliğin ayrı gerekçesi var. Örnek olarak Aişenin doğum yılı ile ilgili kaynaksız bir bilgi var, kaynaklı bilgi 613 sonu, veya 614 başlarında olduğu. evlilik yaşını da ilgilendirebilir doğal olarak. İfk olayını yazanlar da Aişenin 15 yaşında olduğunu yazıyor. Bütün bu tutarsızlıkları geri getirmenizin hikmeti ne ola acaba. Evlilik yaşı ile ilgili olarak rivayet ve yorumlar kısımlarını ayırdım ki ingilizcesinde bu ayrım yok. Ancak ingilizce format zihnini açabilir, bana da iyi geldi. Saygılar ZohakMSJ 06:26, 17 Temmuz 2014 (UTC)

Aişenin evlilik yaşı ve müslümanların tutumu[kaynağı değiştir]

Anlaşıdığı kadarıyla Aişenin 9 yaşında elenmesi yüzyıllar boyunca müslüman ve belki de gayrimüslim toplumda rahatsız edici bulunmamış. Müslüman toplumunda Aişenin gözünü peygamber ocağında açması, başka erkek görmemesi, günaha bulaşmaması ve en baştan peygamber terbiyesi alması gibi yüceltici yaklaşımlarla ele alınmış. Ancak çocuk evliliği, çocuğun cinsel istismarı ve çocuk hakları gibi konuların tartışılmaya başlanması ve yaygınlık kazanması ile birlikte savunmacı tarih anlayışı devreye giriyor ve bu hadislerden duyulan kuşkular, yeni teoriler ve Aişenin yaşını daha büyük gösteren diğer dolaylı rivayetleri öne çıkarma tutumu öne çıkıyor. ZohakMSJ 08:54, 17 Temmuz 2014 (UTC)