İçeriğe atla

Zığındere Çıkarması

Vikipedi, özgür ansiklopedi
16.42, 15 Ocak 2021 tarihinde Sp1dey (mesaj | katkılar) tarafından oluşturulmuş 24658351 numaralı sürüm (Düzenleme, değiştirildi: Harekat → Harekât)

Zığındere Çıkarması, Çanakkale Savaşı sırasında Müttefik kuvvetlerce 25 Nisan 1915 sabahı Seddülbahir bölgesindeki beş kumsala yapılan çıkarmalardan biridir.

Çıkarma

Zığındere koyu, dik kayalıkların denize kadar indiği bir sahildir. General Sır Ian Hamilton, Seddülbahir Cephesi’nin en kuzeyindeki bu sahile baskın tarzı bir çıkarma yapmıştır. Hazırlık ateşi olmaksızın, büyük bir sessizlik içinde saat 04:30 da diğer çıkarma kumsallarında hazırlık ateşi açıldığı sırada başlayan çıkarma, 06:30 dolaylarında iki tabur ve bir bölüğün kıyıya çıkması ile gerçekleştirilmiştir. Çıkarma boyunca sahilden tek bir silah bile patlamamıştır. Yakın tepelere tırmanan keşif kolları, sadece dört Türk askerine rastlamışlardı. Baskına uğrayan bu askerlerden ikisi ölü, ikisi de esir olarak ele geçmişti.

Bu koya çıkan birliklerin görevi, bölgede bulunduğu düşünülen bir Türk topunu ele geçirmek ve diğer dört kumsala çıkan birliklerin ileri harekâtı onların hizasına ulaştığında Kirte yönündeki ilerleyişte onlara katılmaktı. Ancak diğer kumsaldaki İngiliz birlikleri sert bir direnmeyle karşılaşmış ve ilerleyememişlerdir. Böyle bir olasılık hesaba katılmadığı için çıkarma kuvvetleri komutanı Yarbay Matthews'e bu durumda nasıl hareket edeceği konusunda da herhangi bir talimat verilmemişti. Oysa Zığındere’de, çıkarmanın ilk saatlerinde Türk direnişi yoktur. Türkler, gerideki ihtiyatlarını da hızla diğer dört kumsala kaydırmışlardı. Çıkarma kuvvetleri komutanı Yarbay Matthews, yaveriyle ilerlemiş ve Kirte Köyü’nün dış evlerine 500 m. kadar sokulmuş ve hiçbir Türk askeriyle karşılaşmamıştı. Gerçekte köy tümüyle boştu. Üstelik Zığındere çıkarma birliklerine bir takviyeye gerek olup olmadığı sorulmuş, bir yanıt alınamamıştı. Direnme olmadığına göre takviyeye de gerek yoktu.

Türk karşı taarruzları

Zığındere ve İkiz Koyu, 2. Türk Taburu’nun görev bölgesidir. Kıyıda bu denli uzun bir hattı 6. Bölük tutmaktadır. 2. Tabur’un diğer bölükleri ihtiyat olarak geride tutulmaktaydılar ama bir bölük dışında diğer bölükler çıkarmanın başlamasıyla İkiz Koyu ve diğer koylara takviye için kaydırılmışlardır. 26. Alay Komutanı Yarbay Kadri Bey, elindeki son ihtiyat olan 5. Bölük’ü derhal Zığındere’ye sevk etmiştir. Türk 5. Bölük’ünün, bölgeye ulaşır ulaşmaz yürüyüş kollarından açılarak giriştiği taarruz, Zığındere’de iki İngiliz taburunu durdurmayı başarmıştır. Esasen Zığındere’deki İngiliz askeri gücü (2.000 asker) bu bölüğü ezip geçecek güçtedir ve bu bölüğün gerisinde hiçbir Türk kuvveti yoktur. Gerçekte bölgeyi savunan ve halihazırda dört kumsalda çarpışmakta olan Türk kuvvetleriyle sadece Zığındere’ye çıkmış İngiliz kuvvetleri denktir, iki tarafa da ikişer tabur vardır.

Albay Halil Sami Bey’in 9. Tümeni ihtiyatındaki 25. Alay’ı Seddülbahir Cephesi’ne kaydırmış, alayın 3. Tabur’unun Zığındere’ye intikali ve taarruza kalkması saat 16:00 yı bulmuştur. Bir sahra bataryasının ateşi ardından saat 16:40'ta 3. Tabur’un öncü bölüğü ile 5. Bölük askerlerinin giriştiği taarruzu bölgedeki Bileşik Donanmanın ateşi karşılamıştır. Bir donanma ateşinin piyade taarruzu karşısında bu denli etkili olabileceği deneyimi olmayan tabur, donanma topları safları arasında patlamaya başladığında derhal ters yüzü dönerek sırtlardaki makilikler arasına yayılmış, taarruzu yenilemek için gecenin karanlığını beklemeye koyulmuştur.

Her ne kadar taarruz sahile kadar ulaşamadıysa da buradaki İngiliz birliklerinin Kirte Köyü yönünde ilerleyerek tüm bölgedeki Türk savunmasını çökertmelerini önlemiştir.

Zığındere’de, donanma ateşi üzerine geri çekilen 3. Türk Taburu, karanlığın çökmesiyle birlikte donanma ateşi olmamasından yararlanarak taarruzu yenilemiştir. İngiliz cephesinin bir kanadını makineli tüfek mangasıyla tararken diğer kanattan taarruz etmektedirler. Gece saat 23:00’den sonra Türk taarruzunun daha da şiddetlenmesi üzerine İngiliz cephe komutanı Yarbay Matthews işaret fişeğiyle takviye istemiş ama cevap alamamıştır. Türk birlikleri, süngü ve el bombalarıyla gece boyu sürdürdükleri taarruzu, donanma ateşini yememek için gün ağarırken kesmişlerdir. İki tarafın kayıpları 700 kişi dolaylarındadır.

Tahliye

Savunan tarafın yarısı kadar kuvvetle giriştikleri taarruzlarda Türk kuvvetleri İngilizleri siperlerinden atamamışlardı ama İngiliz birlikleri açısından sahilde kalma umutları bütünüyle kırılmıştır. Cephane neredeyse tükenmek üzeredir, İngiliz subaylar eratı kontrol etmekte zorlanmakta, bazı askerler sahile inmektedirler. Bu askerler gemilerden, yaralıların alınması için gönderilen filikalara atladılar. Diğer erat da tahliyenin başladığını düşünerek sahile akmaya başlamıştır. Hem cephe komutanının hem de üst komutanlığın bu yönde bir kararı olmadan, tahliye başlamıştı. Aynı anda Türkler de İngiliz cephesinin merkezine aniden yüklenmişlerdi. Cephe kısa sürede yarıldı. İngilizler, sahile inmekte olan askerin geri dönerek can havliyle süngü hücumuna geçmesiyle durumu kurtarmışlardır. Saat 07:25 sonrasında sahilde donanmaya gönderilen mesajlarda çıkarma kuvvetlerinin sahile sürüldüğü, durumun ümitsiz olduğu bildiriliyor ve tahliye filikaları acilen isteniyordu. Saat 11:00 dolaylarında Zığındere sahilindeki tüm İngiliz birlikleri tahliye edilmişti.

Çıkarmanın ilk günü gece yarısından sabahın ilk saatlerine kadar Yarbay Matthews defalarca donanma gemilerine gönderdiği raporlarda, durumun ümitsiz olduğunu, cephane ve takviye gönderilmediği takdirde sırtlarda ve sahilde tutunma olanağı bulunmadığını rapor etmiştir. Ancak çıkarma günü özellikle Ertuğrul ve Teke koylarındaki sert Türk direnişi karşısında bu cephelerin durumu bıçak sırtındadır. Üstelik İngiliz 29. Tümeni’nin elinde Zığındere’ye gönderecek takviye de yoktur. Tüm kuvvetler, diğer sahillerden atılmamak için bu kumsallara gönderilmişti.

Akşam üstü bir İngiliz yüzbaşı, sahilde yaralı asker kalıp kalmadığına bakmak için büyük bir cesaret gösterip yanındaki birkaç askerle kıyıya çıkmıştı. Bir saat kadar sahilde dolaşıp yaralı aramış, askerin bıraktığı sırt çantalarını filikaya taşımışlardı ve sırtlarda çalılar arasında gizlenen Türkler ateş açmadılar. Bu başlangıçtı, buna benzer yığınla olay yaşandı ve pek çok kişi, Çanakkale Savaşını “son centilmenler savaşı” olarak tanımlar.

Kaynakça

  • 1915 Çanakkale Savaşı - İbrahim Artuç
  • Büyük Harbin Tarihi Çanakkale Gelibolu Askeri Harekâtı - General C.F.Aspinall - Oglander (General Ian Hamilton'un karargâh subaylarından)
  • Türk Kurmay Subaylarının Gözüyle Çanakkale Savaşı - Burhan Sayılır

Notlar

Dış bağlantılar