Şebinkarahisar: Revizyonlar arasındaki fark

Vikipedi, özgür ansiklopedi
[kontrol edilmemiş revizyon][kontrol edilmemiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Sebinder (mesaj | katkılar)
Değişiklik özeti yok
Sebinder (mesaj | katkılar)
Değişiklik özeti yok
1. satır: 1. satır:
{{Bilgi Kutusu Genel Yerleşim Birimi
{{Bilgi Kutusu Genel Yerleşim Birimi
|resmi_ismi = Şebinkarahisar
|resmi_ismi = Şebinkarahisar
<!-- Eski/diğer isimleri -->
|göbekadı = Şarkikarahisar , Karahiar-ı Şarki
<!-- Bu isimde anlam ayrıştırması (sayfa ismi) -->
|anlam =
|motto =
<!-- Eski/diğer isimleri -->
<!-- Eski/diğer isimleri -->
|göbekadı = Şarkikarahisar , Karahiar-ı Şarki
|göbekadı = Şarkikarahisar , Karahiar-ı Şarki
7. satır: 12. satır:
|motto =
|motto =
<!-- Birimin panaromik resmi -->
<!-- Birimin panaromik resmi -->
|image_skyline =
|image_skyline = Şebinkarahisar.jpg|thumb|250px|Şebinkarahisar'dan Bir Görünüm.
|imagesize =
|imagesize =
|image_caption =
|image_caption =
14. satır: 19. satır:
|resim_amblem =
|resim_amblem =
<!-- harita -->
<!-- harita -->
|harita_resim =
|harita_resim = 28-Giresun_ili_konumu.png
|harita_pixel =
|harita_pixel = 280px
|harita_başlık =
|harita_başlık = İl Sınırları
<!-- Gerekli; Birimin yapısı: il-ilçe-kaza veya
<!-- Gerekli; Birimin yapısı: il-ilçe-kaza veya
metropol(birden fazla ilçeden oluşuyorsa her ilçe
metropol(birden fazla ilçeden oluşuyorsa her ilçe
62. satır: 67. satır:
|posta_kodu = 28400
|posta_kodu = 28400
|plaka_kodu = 28
|plaka_kodu = 28
|dipnotlar =
|dipnotlar = '''Belediye Başkanı''' : Lütfullah Akdoğan ( MHP )
<!-- Birime bağlı olan birimler
<!-- Birime bağlı olan birimler
ilin->ilçeleri; içelerin->Semtleri;
ilin->ilçeleri; içelerin->Semtleri;
149. satır: 154. satır:


Eski adı [[Şarkikarahisar]]dır. [[11 Ekim]] [[1924]]'te Şebinkarahisar'a gelen [[Mustafa Kemal Atatürk]], kentin Şarkikarahisar olan adının Şebinkarahisar'a dönüştürülmesini teklif etmiştir. [[Osmanlı Devleti]] döneminde [[Karahisar-ı Şarki]] şekli ile kullanılmıştır. "Doğu Karahisar" anlamına gelir.
Eski adı [[Şarkikarahisar]]dır. [[11 Ekim]] [[1924]]'te Şebinkarahisar'a gelen [[Mustafa Kemal Atatürk]], kentin Şarkikarahisar olan adının Şebinkarahisar'a dönüştürülmesini teklif etmiştir. [[Osmanlı Devleti]] döneminde [[Karahisar-ı Şarki]] şekli ile kullanılmıştır. "Doğu Karahisar" anlamına gelir.

== İlçenin Adı ==

Pont krallığını ortadan kaldıran Roma Kumandanlarından [[Pompesyüs]] tarafından bugünkü Bayram Köyün bulunduğu yerde kurulan [[Nikopolis]] gittikçe büyüyerek bölgenin en önemli yerleşim merkezi olmuştur.M.S. 395 tarihinde Roma İmparatorluğun ikiye ayrılması ile [[Anadolu]] [[Bizans İmparatorluğu]]na katılmış ve Nikopolis şehrinin adı [[Mavrakastoron]] olarak değiştirilmiştir.
M.S. VI. Yüzyılın sonlarında Roma İmparatoru Teodos'un son zamanlarında Orta Asya'dan gelen Peçenek ve kuman Türkleri Anadolu'nun içlerine kadar ilerlemiş ve bir müddet Orta Doğu Anadolu'yu ellerine geçirmişlerdir.Türkler zamanında [[Şebinkarahisar]]'ın bulunduğu yere Elgün veya Keygun ismi verilmiş bu topraklar yeniden Romalılar eline geçince Keygun kelimesi Kögonya şekline dönüşmüş ve böyle anılmıştır.
Anadolu Türklerin eline geçtikten sonra uzun yıllar Şebinkarahisar yeniden [[Keygune]] olarak adlandırılmış ,bilahare kalesine istinaden şehrin ismi Karahisar şekline dönüşmüştür.1473 yılında [[Fatih Sultan Mehmet]] [[Otlukbeli Savaşı]]'ndan sonra [[İstanbul]]'a dönerken [[Şebinkarahisar]]'a uğramış ve üç gün kaldığı bu şehre [[Karahisar-ı Şarki]] adını vermiştir.
[[1924]] yılına kadar şehrin ismi Karahisar-ı Şarki olarak kalmış ,11 Ekim 1924 tarihinde [[Şebinkarahisar]]'a gelen [[Mustafa Kemal Atatürk]] bu ziyaretlerinde ilçenin ismini [[Şebinkarahisar]] olarak değiştirmiştir.

== Tarih ==

Şehrin tespit olunan ilk sakinleri [[Etiler]]dir. Etiler M.Ö. 1341 tarihinde [[Kaşgar]]lar'la yaptıkları savaşlarda sınırlarım [[Erzurum]]'a kadar genişletmişler ve bu zaman içerisinde [[Şebinkarahisar]]'ı da alarak sınırlarına katmışlardır. Şehir Etiler'den sonra [[Amazonlar]] daha sonrada Kimriler'in eline geçmiş, M.Ö. 585 yıllarında [[Medler]]'in himayesine girmiştir. M.Ö. 65 yıllarında [[Romalılar]]'ın egemenliğine giren Şebinkarahisar M.S. 391'de Orta Asya'dan Peçenek ve Koman Türkleri tarafından istila edilmiş ve 60 yıl kadar bu Türklerin himayesinde kalmıştır. Zamanla bu Türkler [[Hıristiyan]] Misyonerleri tarafından Hıristiyanlaştırılmışlardır. Kayadibi [[Meryemana Kilisesi]] diye adlandırılan kilise Hıristiyanlaştırılan bu Türkler tarafından inşa edilmiştir. Bu tarihten itibaren şehir Romalılar ve Türkler arasında devamlı el değiştirmiştir.
Şehrin ilk kuruluş yeri olan [[İsola]] ([[Güneyören]]) köyüdür. Romalılara kadar bölgenin en önemli yerleşim yeri olan İsola şehri Romalılardan itibaren önemini gittikçe kaybetmeye başlamıştır. Şebinkarahisar Türklerin eline geçtiği 1075 tarihinden [[1473]] yılına kadar 410 yıllık müddet zarfında beylik şeklinde idare edilmiştir. Şebinkarahisar [[Osmanlı İmparatorluğu]] topraklarına katıldığı 1478 yılından 1515 yılına kadar Amasya vilayetine bağlı kalmıştır. 1515 yılında [[Trabzon]] ,Canik ve Şebinkarahisar Livaları birleştirilerek [[Erzincan]]'a bağlanmıştır. 1538 yılına kadar Erzincan vilayetine bağlı kalan Şebinkarahisar, daha sonra Erzincan'dan alınarak tekrar Amasya vilayetine bağlanmıştır. 1553 tarihine kadar Amasya vilayetine bağlı kalan Şebinkarahisar, 1553 tarihinde [[Amasya]] vilayetinden alınarak [[Erzurum]]'a bağlanmıştır. 1805 yılına kadar iki buçuk asır Erzurum'a bağlı kalan ilçe , 1865 tarihinde Erzurum'dan alınarak Trabzon'a bağlanmıştır. Aynı tarihte [[Giresun]], [[Ordu]] ve [[Gölköy]]'de Şebinkarahisar Sancağına bağlanmıştır. Yeniden yapılan düzenlemede 1865 yılında Şebinkarahisar Trabzon'dan alınarak [[Amasya]] ve [[Tokat]] Sancağı ile birlikte [[Sivas]]'a bağlanmıştır. [[Şebinkarahisar]] [[Vilayet]] haline getirildiği [[1923]] yılına kadar [[Sivas]]'a bağlı kalmıştır. Şebinkarahisar, tarihi içinde pek çok [[yangın]] atlatmıştır. [[1.Dünya Savaşı]] yılları sırasında yerli [[Rum]] ve [[Ermeni]]lerin ihanetleri ile [[isyan]]lar çıkmış, [[1915 Ermeni İsyanı]] ile şehir yıkılıp yakılmıştır. [[Kurtuluş Savaşı]]nın kazanılmasından sonra [[1923]] yılında livaların il yapılmasına karar verilmiş, bu karar neticesinde o günlerde [[liva]] olan [[Şebinkarahisar]]'da il yapılmış ancak [[1933]] yılında [[İlçe]] durumuna getirilerek [[Giresun]] iline bağlanmıştır. [[XIV. Yüzyılda Osmanlı imparatorluğu topraklarına katılan Şebinkarahisar zaman zaman isyana tevessül eden [[asi]]lerin ellerine geçmiş ancak devlet güçleri her defasında şehri asilerin elinden kurtarmıştır. [[1415]] yılında meydana gelen büyük bir [[deprem]] çok sayıda can ve mal kaybına sebep olmuştur. Şebinkarahisar'da çeşitli [[din]]lere mensup vatandaşlar [[yüzyıl]]larca beraber, kardeşçe yaşamışlardır. Ancak, bilhassa dış güçlerin etkisi ile [[etnik]] guruplar zaman zaman baş kaldırmışlar ve müessif [[hadise]]ler meydana gelmiştir. [[1915]] yılında ayaklanan [[Ermeni]]ler kaleyi ele geçirmişler ve 20 gün boyunca devam eden çatışmalardan sonra [[ayaklanma]] bastırılmıştır. Ayaklanma süresince 403 Türk ölmüş, 176'sı da yaralanmıştır. [[Kurtuluş Savaşı]]nda Şebinkarahisar'lıların üstün gayret ve fedakarlıkları her türlü takdirin üstündedir. [[1919]] yılında [[Erzurum]]'da toplanan kongreye Şebinkarahisar'ı temsilen Dr. [[Cemil ŞENCAN]] delege olarak katılmıştır. [[1920]] yılında ilçede [[Anadolu Müdafa-i Hukuk Cemiyeti]] Şurası kurulmuştur. Cemiyet bu dönemde dış tahriklerle oldukça şımarık [[Ermeni]] ve [[Rum]] çetelerinin mezalimlerinin büyümesine engel olmuştur.

== Coğrafya ==

[[Şebinkarahisar]]; Karadeniz Bölgesi'nin [[Doğu Karadeniz]] Bölümü içerisinde yer almaktadır. [[Giresun]] İli İdare sınırlarındaki ilçenin merkezi 40 derece 17 kuzey [[enlem]]i ile 35 derece 26' doğu boylamında Giresun Dağları'nın güney eteklerinde, Avutmuş Çayı vadisinin kuzey yamaçlarında kurulmuştur. Şehrin kurulduğu sit, 2008 m. rakımlı Meryem Dağı ile 1568 m. rakımlı Kale Tepe arasındaki boyun noktasında ve Kale Tepe eteklerinde yer almaktadır. [[Giresun]]'a 108 km. uzaklıkta yer alan İlçe Merkezinin rakımı 1350 metredir. İlçe 1394 km2 yüzölçüme sahiptir. Bu sahanın 31 km2'si Kılıçkaya Baraj gölü tarafından kapatılmaktadır. İlçe arazisi Fiziki açıdan kuzeyde [[Giresun Dağları]] üzerinden geçen su bölümü çizgisi, güneydoğuda Sançiçek ([[Berdiga]]) Dağları'nın kuzeybatı yamaçlarından geçen hat, güneyde [[Kelkit Çayı]] vadisi güney yamaçları ve güneybatıda Eğme Dağı tarafından sınırlandırılır. İlçenin doğusunda [[Avutmuş Çayı]] yamaçları boyunca kuzey ve güneydoğudaki dağlık kütleler adeta birleşirler ve sınır adı geçen [[kütle]]lerden [[Avutmuş Çayı]] vadisine uzanan sırtlardan geçer. Şebinkarahisar aynı ile bağlı ilçelerden; kuzeyde [[Dereli]], kuzeydoğuda [[Yağlıdere]] ve [[Alucra]], doğuda yine Alucra, güneydoğuda [[Çamoluk]] ve [[Sivas99'ın ilçelerinden Güneydoğuda [[Akıncılar]], güneyde Suşehri, batıda [[Koyulhisar]] ile kuzeybatıda [[Ordu]]'nun [[Mesudiye]] İlçesi ile komşudur. Şebinkarahisar'da, yarı kurak İç [[Anadolu]] İklimi ile nemli [[Karadeniz]] İklimi arasında sıcaklık ve karasallık karakterleri açısından İç Bölgeye, buharlaşma, nem ve yağış şartları açısından Karadeniz İklimine yakınlaşan bir geçiş iklimi yaşanmaktadır. Yıllık ortalama sıcaklık 8,9 santigrat derece ve ortalama yağış miktarı 572.2 milimetredir. Hakim [[rüzgar]] yönü Kuzeydoğudur, ikinci sırada fazla frekansa sahip yön ise Güneybatıdır. Şebinkarahisar çevresindeki en önemli [[akarsu]], Orta Karadeniz Bölümünün de önemli Akarsuyu olan Kelkit Çayı'dır. Bunun dışında Avutmuş Çayı kolları ile beraber bütün sahayı etkileyen bir akarsu durumundadır. Sahada çok sayıda [[göl]] bulunmakla beraber, bunlar küçük göller durumundadır. Yöredeki en önemli göl 31 km2'si ilçe sınırları içerisinde kalan [[Kılıçkaya Baraj Gölü]]'dür. Ayrıca akarsular ve göller gibi önemli bir hidrografik unsur olan kaynaklar da, yörede çok sayıda bulunmaktadır. [[Şebinkarahisar]] İlçe sınırları içerisindeki arazide en yaygın olan toprak türleri [[kahverengi]] topraklar, kahverengi orman toprakları, kireçsiz kahverengi orman toprakları ve yüksek dağ çayırı topraklarıdır. Bunlar dışında çıplak kayalık ve molozlar, dar alanlı olarak gri-kahverengi [[podzolik]] topraklar, [[alüvyal ve kolüvyal topraklar görülmektedir. İlçenin bitki örtüsü de Giresun Dağları'nın kuzey yamaçlarından farklıdır. Şebinkarahisar'a dönük güney yamaçlarda kurakçıl türlerin çoğaldığı daha dar alanlı ve çoğunlukla bozulmuş yarı nemli ve kuru [[orman]]lar, bunlar arasında ki sahalarda çalılıklar ve otsu türlerden oluşan doğal bir bitki örtüşü bulunmaktadır. Dağları güney eteklerindeki dalgalı düzlüklerde ise yer yer ağaç kümeleri ve tek ağaçlar ile sınırlanan antropojen stepler yer almaktadır.

== İl Oluşu ==

Kurtuluş Savaş'ının kazanılmasın dan sonra, [[1923]] yılında livaların il yapılmasına karar verilmiş, bu karar neticesinde o günlerde liva olan [[Şebinkarahisar]] da [[il]] yapılmıştır. Aynı yıl içinde 10.alay Şebinkarahisar'a intikal ettirilmiştir. 10. Alayın intikali ile birlikte şehrin [[ekonomi]]k ve [[sosyal]] yaşantısında büyük bir canlılık meydana gelmiştir. 10 yıl süre ile il durumunu muhafaza eden [[Şebinkarahisar]] 2197 Sayılı Kanunla [[1933]] yılında [[ilçe]] statüsüne getirilmiştir. Halen Şebinkarahisar'ın il olma arzusu sürmekte olup, bu kazanılmış bir hak olarak görülmektedir.

== Atatürk'ün Ziyareti ==

Alışılmış yurt gezilerine devam eden [[Atatür]]k [[Erzurum]]'da bir deprem olması dolayısı ile Erzurum'a gitmiş , dönüşte Şebinkarahisarlı halkın daveti üzerine [[11 Ekim 1924]] Cumartesi günü Erzincan'dan hareket ederek gece oldukça geç vakitlerde Şebinkarahisar'a gelmiştir.[[Atatürk]]'ü [[Vali]] [[Abdurrahman Bey]] ile , [[Belediye]] Reisi [[Rıza Bey]], Suşehri'nde karşılamışlar, oradan birlikte şehre girmişlerdir. Atatürk Şebinkarahisar'a girişinde top atışlarıyla ve coşkulu bir kalabalık tarafından sevgi gösterileri ile karşılanmış, sokaklar ve kale meşalelerle donatılmıştır.
Ertesi gün 12 Ekim 1924 pazar günü Belediye Başkanlığı, [[Halk Fırkası]] Başkanlığı, Türk ocağını, Alay Komu tanlığını ve Orta Okulu ziyaret ederek Orta Okul merdivenlerinde birer hatıra fotoğrafı çektirmiştir. Türk Ocağını ziyaretinde, ocağın imkansızlığı karşısında kendisinden özür dilenmiş, Atatürk burada yaptığı konuşmada: " Ben bu şehri çok beğendim. Sevgimin temadisine alem olmak üzere [[Şark-ı Karahisar]] adını Şebinkarahisar olarak tashihini teklif ediyorum. [[Şab]]'ı başta olmak üzere [[Fatih Sultan Mehmet]] Hanların otağ kurduğu bu topraklar içinde daha neler varsa ele alınmak, tarihen olduğu kadar da iktisaden de bu şehri ileri götürmek vazifemiz olmalıdır. Sürekli yangınlar görmüşsünüz ,Memleketiniz bir harabeye dönmüş fakat esef etmeyin, şu tek gözlü mütevazı ocağınızda derin bir samimiyet, geniş ve anlayışlı bir kültür buldum. Kalkınacaksınız, mes'ut olacaksınız. Türk ocakları dekorlarla ölçülemez. Türk'ün bu şan ocakları sönmez alevlerle ilelebet tütecektir ve bu harabeler bir gün birer mamureler haline gelecektir." diyerek ocak defterini imzalamış ve deftere şunları yazmıştır: " [[Türk Ocağı]] Türk'ün has ocağı, varlık ve birlik ocağı; Yüksek alevlerle tütsün, muhitine nur saçsın. Yaşasın ve yaşatsın" Cumhur reisi [[Gazi Mustafa Kemal]] [[Şebinkarahisar]] Vilayetindeki incelemelerini tamamladıktan sonra 12 Ekim 1924 tarihinde akşama doğru milletvekili hemşerimiz [[Ali Sururi Bey]] ve heyeti ile birlikte Şebinkarahisar Vilayetinden [[Ankara]]'ya hareket etmiştir. [[Atatürk]]'ün misafir edildiği ev halen [[müze]] olarak hatıralarıyla birlikte yaşatılmaktadır.

== Sosyal Yapı ==

Toplum hayatı Köylerin kıyı şeridine nazaran daha toplu olması kamu hizmetlerinin götürülmesinde bir üstünlük sağlarsa da il merkezi ile ulaşım güçlüğü toplum hayatım etkilemektedir. Ancak nüfusun büyük çoğunluğunun [[İstanbul]], [[Ankara]], [[İzmir]] ve [[Bursa]] gibi büyük şehirlerde yerleşmiş olması yaz aylarında bu nüfusun büyük çoğunluğunun İlçe ve Köylere dönmesi toplum hayatinin mevcut hizmetlerde kıyaslanmayacak derecede canlı olmasına neden olmaktadır. Büyük şehirlerde yerleşmiş [[Şebinkarahisar]]lılar memleketleri ile irtibatlarım koparmamışlardır. Köy Kalkınma ve Güzelleştirme Dernekleri vasıtasıyla idari makamlarla devamlı temas halindedirler. Arazi ve yerleşim yerleri bakımından Kelkit Vadisinin sosyal hayata etki ettiği söylenebilir. Genellikle toplu yerleşimin ve tarım hayatının egemen olduğu Şebinkarahisar ,bağlı olduğu [[Giresun]]’a nazaran bu yönüyle farklılaşır. Daha çok İç Anadolu’nun özelliklerine ve sosyal düzenine sahiptir. Komşuluk ilişkilerinin yüksek düzeyde olması ,ikili münasebette toplumsal değer ve normların geleneksel değerlerin özel önem taşıması, adli vakaların sayısını azaltmaktadır. İl merkezi ile arasında ulaşım sorunu bulunan Şebinkarahisar ,beklenen ekonomik canlılığı kazanamamıştır.İlçenin 41 bin 185 hektar ekilebilir tarım arazisi olmasına rağmen bunun ancak 21 bin hektarını kullanılabilmektedir. İlçe sınırları içinde yer alan [[Kılıçkaya Barajı]] [[balık]]çılık ile ekonomik gelişmeye önemli katkıda bulunmaktadır. Şebinkarahisar doğal ve beşeri kaynaklar açısından önemli bir [[turizm]] potansiyeline sahip olmasına rağmen, bu potansiyel değerlendirilmemektedir.
Şebinkarahisar yöresi genel olarak dağlık, yüksek ve ormanlık alanlardan meydana gelmektedir. İlçenin kuzeyinde yer alan [[yayla]]lar kuşağında yayla kültürünün bozulmamış motiflerini bulmak, 20 km. güneyde Kılıçkaya Baraj gölünde su sporları ve [[balıkçılık]] yapmak mümkündür. Bu iki alan arasındaki [[çam]] ve [[göknar]] ormanlarında önemli bir turizm potansiyeli oluştururlar. Özellikle İlkbaharda kısa mesafede yüksek eğimlerden akan yöredeki bütün akarsularında rafting sporu için uygun görüldükleri belirtilmelidir. Yörenin dağlık oluşu yürüyüş ve tırmanış sporları için bu alanı cazip hale getirmektedir. Yüksek oranda kar yağışı alan yörede özellikle Giresun Dağları üzerinde [[kayak]] sporu için uygun alanlar bulunması muhtemeldir. Bunun için gerekli incelemelerin yapılması ile yöre bir kayakçılık merkezi haline getirilebilir.

== Kültür ve Turizm ==

[[Oğuz]] Türkmen boylarından [[Kınık]]; [[Çavdur]], [[Çepni]], [[Kargun]] ve [[Solur]] adlarının anılıp yaşandığı Şebinkarahisar ,Türk [[kültür]] ve değerlerinin yaşadığı önemli yerlerden birisidir. Sorumluluk alanımızda bulunan Avutmuş Mahallesi Beyramşah Camii [[Selçuklu]] döneminin varlığını haber verirken, [[Şebinkarahisar Kalesi]]nin girişinde bulunan Taşhanlar ve hemen karşısında duran Fatih Camii Osmanlıların bu bölgede söz sahibi olduğunu ifade eder. Gerek turizm, gerekse kültürel varoluşların ifadesi olan bu önemli eserler ailesine daha çoklarını katmak mümkündür. Nitekim [[Şebinkarahisar Kalesi]] ,[[Tamzara camii]], [[Kadıoğlu Camii]], [[Taş Mescid]], [[Kurşunlu Camii]], [[Topal Mehmet Paşa Hamamı]], [[Avutmuş Hamamı]], [[Tamzara Hamamı]], [[Kurşunlu Çeşmesi]], [[Zeynube Hatun Çeşmesi]], [[Eyvan Çeşme]], [[Müftü Efendi Çeşmesi]], [[Hüseyin Efendi Çeşmesi]], [[Hacı Yakup Çeşmesi]], [[Alay Çeşmesi]], [[Süleymanağa Çeşmesi]], [[Perteviyal Çeşmesi]] ve [[Perteviyal Müzesi]] ile [[Atatürk Müzesi]] Sayılabileceklerin en önemlilerindendir. Şebinkarahisar’daki Milli Kültür varlıklarının zenginliği, kültürel yaşamın zenginliğini verir. Bu yerlerde Selçuklu’lardan Osmanlı’ya ve oradan Cumhuriyet Türkiye’sine bir yol izlemek yaşanılan kültürel akış yönünü bize haber vermektedir. Diğer taraftan geçmişte Türklerin dışında öteki Hıristiyan toplumları da bağrında yaşatan Şebinkarahisar ,bu dönemin özelliklerinden de izler taşır. Turizm açısından görülmeye değer [[Licese Kilisesi]], [[Taşhan Kilisesi]], [[Asarcık Kilisesi]] ve [[Meryemana Manastırı]] gezip görülecek yerlerdendir.

== Şebin Cevizi ==

[[Şebin Cevizi]] Şebinkarahisar orjinidir. Sık dallı, yayvan bir taç gelişmesi göstereren bir çeşittir. Kıyı bölgeleri hariç, ceviz yetişen tüm yörelerde yetişir. Özellikle geç donların görüldüğü yerlere tavsiye edilir. Çok verimlidir meyve salkımı 2-4'lü olur. Oval bir meyve yapısına sahiptir. İnce kabuklu, kabuktan kolay ayrılır. İçi dolgun, Çeşidin orjinindeki ortalama meyve ağırlığı 9,40 - 12 gr, iç randımanı % 63 - 67, yağ içeriği %69,40, protein %17 olarak belirlenmiştir. [[Eylül]] ayı sonlarında hasat edilir. Şebin Cevizi bol miktarda [[C]], [[B1]], [[B2]], [[A]] ve [[E]] vitaminleri içerir. [[Omega 3]] ve [[Omega 6]] gibi çoklu doymamış yağ asitlerini yüksek oranda içerir. Zehirlenmelere ve zehre karşı etkilidir, ishal kesicidir, cildi temizler, siğil giderir. Kandaki zararlı [[kolesterol]]ün birikmesini önleyen ve yüksek kolesterolü düşürür, Damar tıkanıklığını ve kanın pıhtılaşmasını önler, [[kan]] dolaşımını düzenler, kan pıhtılarını bozar, [[damar]] koruyucudur, [[antialerjik]] özellik gösterir, [[karaciğer]] ve [[böbrek]] fonksiyonlarını düzenler, [[protein]] sentezini teşvik eder, serum kolesterolünün azalmasını sağlar, bağışıklık fonksiyonları korur ve anormal [[antikor]] oluşumunun engeller. [[Şeker]] hastalığının tedavisinde de kullanılmaktadır. [[Mide]], bağırsak, sindirim sistemi bozukluğunu giderir, sinir sistemi dengeler. [[Grip]] ve nezleye iyi gelir. Öksürüğü keser. Vücudu soğuktan korumak için de yenir. Yorgunluğu ve bitkinliği giderir, zindeleşmeyi sağlar. Cevizin kabukları ve yaprakları da birçok hastalık için tedavi edici özelliktedir. Ayrıca [[beyin]] için gerekli olan [[gümüş]] iyonlarını da ihtiva ederek, insan sağlığı için önemlilik arz eden ideal bir meyvedir. Bilimsel çalışmalar sonucunda cevizin [[Tokoferol]] içerdiği, bu maddenin [[prostat]] kanseri riskini azalttığı, [[hipoglisemik]], [[antifungal]], [[antiviral]], [[tümör]] engelliyici özelliklerinin olduğu belirlenmiştir. Son [[epidemiyolojik]] çalışmalar, sert kabuklu meyvelerin kalp-damar hastalıklarının neden olduğu ölüm oranlarını azalttığını göstermektedir. Şebin Cevizi kalitesi nedeniyle aranan bir çeşittir. İç ceviz ve kabuklu ceviz olarak yurt dışına ve ülkemize sunulmaktadır. İç cevizi Ülkemizde birçok tatlı üretimi yapan firmalar kullanmaktadır, Güllüoğlu Baklavaları'nda şebin cevizi kullanılmaktadır.

== Kaynaklar ==

*[http://www.sebinkarahisar.gov.tr Kaymakamlık]
*[http://www.lavinya.net/galeri/hisar/hisar.htm Lavinya.Net]
*[http://www.sebinkarahisarziraatodasi.com Ziraat Odasi]



== Dış Bağlantılar ==
== Dış Bağlantılar ==
166. satır: 216. satır:


{{Giresun ilçeler}}
{{Giresun ilçeler}}

[[en:Şebinkarahisar]]

Sayfanın 08.14, 19 Ekim 2006 tarihindeki hâli

Şablon:Bilgi Kutusu Genel Yerleşim Birimi Şebinkarahisar Giresun'un bir ilçesidir. 1923 yılında il olmuş, 1933 yılında Giresun vilayetine bağlanmıştır.

Eski adı Şarkikarahisardır. 11 Ekim 1924'te Şebinkarahisar'a gelen Mustafa Kemal Atatürk, kentin Şarkikarahisar olan adının Şebinkarahisar'a dönüştürülmesini teklif etmiştir. Osmanlı Devleti döneminde Karahisar-ı Şarki şekli ile kullanılmıştır. "Doğu Karahisar" anlamına gelir.

İlçenin Adı

Pont krallığını ortadan kaldıran Roma Kumandanlarından Pompesyüs tarafından bugünkü Bayram Köyün bulunduğu yerde kurulan Nikopolis gittikçe büyüyerek bölgenin en önemli yerleşim merkezi olmuştur.M.S. 395 tarihinde Roma İmparatorluğun ikiye ayrılması ile Anadolu Bizans İmparatorluğuna katılmış ve Nikopolis şehrinin adı Mavrakastoron olarak değiştirilmiştir. M.S. VI. Yüzyılın sonlarında Roma İmparatoru Teodos'un son zamanlarında Orta Asya'dan gelen Peçenek ve kuman Türkleri Anadolu'nun içlerine kadar ilerlemiş ve bir müddet Orta Doğu Anadolu'yu ellerine geçirmişlerdir.Türkler zamanında Şebinkarahisar'ın bulunduğu yere Elgün veya Keygun ismi verilmiş bu topraklar yeniden Romalılar eline geçince Keygun kelimesi Kögonya şekline dönüşmüş ve böyle anılmıştır. Anadolu Türklerin eline geçtikten sonra uzun yıllar Şebinkarahisar yeniden Keygune olarak adlandırılmış ,bilahare kalesine istinaden şehrin ismi Karahisar şekline dönüşmüştür.1473 yılında Fatih Sultan Mehmet Otlukbeli Savaşı'ndan sonra İstanbul'a dönerken Şebinkarahisar'a uğramış ve üç gün kaldığı bu şehre Karahisar-ı Şarki adını vermiştir. 1924 yılına kadar şehrin ismi Karahisar-ı Şarki olarak kalmış ,11 Ekim 1924 tarihinde Şebinkarahisar'a gelen Mustafa Kemal Atatürk bu ziyaretlerinde ilçenin ismini Şebinkarahisar olarak değiştirmiştir.

Tarih

Şehrin tespit olunan ilk sakinleri Etilerdir. Etiler M.Ö. 1341 tarihinde Kaşgarlar'la yaptıkları savaşlarda sınırlarım Erzurum'a kadar genişletmişler ve bu zaman içerisinde Şebinkarahisar'ı da alarak sınırlarına katmışlardır. Şehir Etiler'den sonra Amazonlar daha sonrada Kimriler'in eline geçmiş, M.Ö. 585 yıllarında Medler'in himayesine girmiştir. M.Ö. 65 yıllarında Romalılar'ın egemenliğine giren Şebinkarahisar M.S. 391'de Orta Asya'dan Peçenek ve Koman Türkleri tarafından istila edilmiş ve 60 yıl kadar bu Türklerin himayesinde kalmıştır. Zamanla bu Türkler Hıristiyan Misyonerleri tarafından Hıristiyanlaştırılmışlardır. Kayadibi Meryemana Kilisesi diye adlandırılan kilise Hıristiyanlaştırılan bu Türkler tarafından inşa edilmiştir. Bu tarihten itibaren şehir Romalılar ve Türkler arasında devamlı el değiştirmiştir. Şehrin ilk kuruluş yeri olan İsola (Güneyören) köyüdür. Romalılara kadar bölgenin en önemli yerleşim yeri olan İsola şehri Romalılardan itibaren önemini gittikçe kaybetmeye başlamıştır. Şebinkarahisar Türklerin eline geçtiği 1075 tarihinden 1473 yılına kadar 410 yıllık müddet zarfında beylik şeklinde idare edilmiştir. Şebinkarahisar Osmanlı İmparatorluğu topraklarına katıldığı 1478 yılından 1515 yılına kadar Amasya vilayetine bağlı kalmıştır. 1515 yılında Trabzon ,Canik ve Şebinkarahisar Livaları birleştirilerek Erzincan'a bağlanmıştır. 1538 yılına kadar Erzincan vilayetine bağlı kalan Şebinkarahisar, daha sonra Erzincan'dan alınarak tekrar Amasya vilayetine bağlanmıştır. 1553 tarihine kadar Amasya vilayetine bağlı kalan Şebinkarahisar, 1553 tarihinde Amasya vilayetinden alınarak Erzurum'a bağlanmıştır. 1805 yılına kadar iki buçuk asır Erzurum'a bağlı kalan ilçe , 1865 tarihinde Erzurum'dan alınarak Trabzon'a bağlanmıştır. Aynı tarihte Giresun, Ordu ve Gölköy'de Şebinkarahisar Sancağına bağlanmıştır. Yeniden yapılan düzenlemede 1865 yılında Şebinkarahisar Trabzon'dan alınarak Amasya ve Tokat Sancağı ile birlikte Sivas'a bağlanmıştır. Şebinkarahisar Vilayet haline getirildiği 1923 yılına kadar Sivas'a bağlı kalmıştır. Şebinkarahisar, tarihi içinde pek çok yangın atlatmıştır. 1.Dünya Savaşı yılları sırasında yerli Rum ve Ermenilerin ihanetleri ile isyanlar çıkmış, 1915 Ermeni İsyanı ile şehir yıkılıp yakılmıştır. Kurtuluş Savaşının kazanılmasından sonra 1923 yılında livaların il yapılmasına karar verilmiş, bu karar neticesinde o günlerde liva olan Şebinkarahisar'da il yapılmış ancak 1933 yılında İlçe durumuna getirilerek Giresun iline bağlanmıştır. [[XIV. Yüzyılda Osmanlı imparatorluğu topraklarına katılan Şebinkarahisar zaman zaman isyana tevessül eden asilerin ellerine geçmiş ancak devlet güçleri her defasında şehri asilerin elinden kurtarmıştır. 1415 yılında meydana gelen büyük bir deprem çok sayıda can ve mal kaybına sebep olmuştur. Şebinkarahisar'da çeşitli dinlere mensup vatandaşlar yüzyıllarca beraber, kardeşçe yaşamışlardır. Ancak, bilhassa dış güçlerin etkisi ile etnik guruplar zaman zaman baş kaldırmışlar ve müessif hadiseler meydana gelmiştir. 1915 yılında ayaklanan Ermeniler kaleyi ele geçirmişler ve 20 gün boyunca devam eden çatışmalardan sonra ayaklanma bastırılmıştır. Ayaklanma süresince 403 Türk ölmüş, 176'sı da yaralanmıştır. Kurtuluş Savaşında Şebinkarahisar'lıların üstün gayret ve fedakarlıkları her türlü takdirin üstündedir. 1919 yılında Erzurum'da toplanan kongreye Şebinkarahisar'ı temsilen Dr. Cemil ŞENCAN delege olarak katılmıştır. 1920 yılında ilçede Anadolu Müdafa-i Hukuk Cemiyeti Şurası kurulmuştur. Cemiyet bu dönemde dış tahriklerle oldukça şımarık Ermeni ve Rum çetelerinin mezalimlerinin büyümesine engel olmuştur.

Coğrafya

Şebinkarahisar; Karadeniz Bölgesi'nin Doğu Karadeniz Bölümü içerisinde yer almaktadır. Giresun İli İdare sınırlarındaki ilçenin merkezi 40 derece 17 kuzey enlemi ile 35 derece 26' doğu boylamında Giresun Dağları'nın güney eteklerinde, Avutmuş Çayı vadisinin kuzey yamaçlarında kurulmuştur. Şehrin kurulduğu sit, 2008 m. rakımlı Meryem Dağı ile 1568 m. rakımlı Kale Tepe arasındaki boyun noktasında ve Kale Tepe eteklerinde yer almaktadır. Giresun'a 108 km. uzaklıkta yer alan İlçe Merkezinin rakımı 1350 metredir. İlçe 1394 km2 yüzölçüme sahiptir. Bu sahanın 31 km2'si Kılıçkaya Baraj gölü tarafından kapatılmaktadır. İlçe arazisi Fiziki açıdan kuzeyde Giresun Dağları üzerinden geçen su bölümü çizgisi, güneydoğuda Sançiçek (Berdiga) Dağları'nın kuzeybatı yamaçlarından geçen hat, güneyde Kelkit Çayı vadisi güney yamaçları ve güneybatıda Eğme Dağı tarafından sınırlandırılır. İlçenin doğusunda Avutmuş Çayı yamaçları boyunca kuzey ve güneydoğudaki dağlık kütleler adeta birleşirler ve sınır adı geçen kütlelerden Avutmuş Çayı vadisine uzanan sırtlardan geçer. Şebinkarahisar aynı ile bağlı ilçelerden; kuzeyde Dereli, kuzeydoğuda Yağlıdere ve Alucra, doğuda yine Alucra, güneydoğuda Çamoluk ve [[Sivas99'ın ilçelerinden Güneydoğuda Akıncılar, güneyde Suşehri, batıda Koyulhisar ile kuzeybatıda Ordu'nun Mesudiye İlçesi ile komşudur. Şebinkarahisar'da, yarı kurak İç Anadolu İklimi ile nemli Karadeniz İklimi arasında sıcaklık ve karasallık karakterleri açısından İç Bölgeye, buharlaşma, nem ve yağış şartları açısından Karadeniz İklimine yakınlaşan bir geçiş iklimi yaşanmaktadır. Yıllık ortalama sıcaklık 8,9 santigrat derece ve ortalama yağış miktarı 572.2 milimetredir. Hakim rüzgar yönü Kuzeydoğudur, ikinci sırada fazla frekansa sahip yön ise Güneybatıdır. Şebinkarahisar çevresindeki en önemli akarsu, Orta Karadeniz Bölümünün de önemli Akarsuyu olan Kelkit Çayı'dır. Bunun dışında Avutmuş Çayı kolları ile beraber bütün sahayı etkileyen bir akarsu durumundadır. Sahada çok sayıda göl bulunmakla beraber, bunlar küçük göller durumundadır. Yöredeki en önemli göl 31 km2'si ilçe sınırları içerisinde kalan Kılıçkaya Baraj Gölü'dür. Ayrıca akarsular ve göller gibi önemli bir hidrografik unsur olan kaynaklar da, yörede çok sayıda bulunmaktadır. Şebinkarahisar İlçe sınırları içerisindeki arazide en yaygın olan toprak türleri kahverengi topraklar, kahverengi orman toprakları, kireçsiz kahverengi orman toprakları ve yüksek dağ çayırı topraklarıdır. Bunlar dışında çıplak kayalık ve molozlar, dar alanlı olarak gri-kahverengi podzolik topraklar, [[alüvyal ve kolüvyal topraklar görülmektedir. İlçenin bitki örtüsü de Giresun Dağları'nın kuzey yamaçlarından farklıdır. Şebinkarahisar'a dönük güney yamaçlarda kurakçıl türlerin çoğaldığı daha dar alanlı ve çoğunlukla bozulmuş yarı nemli ve kuru ormanlar, bunlar arasında ki sahalarda çalılıklar ve otsu türlerden oluşan doğal bir bitki örtüşü bulunmaktadır. Dağları güney eteklerindeki dalgalı düzlüklerde ise yer yer ağaç kümeleri ve tek ağaçlar ile sınırlanan antropojen stepler yer almaktadır.

İl Oluşu

Kurtuluş Savaş'ının kazanılmasın dan sonra, 1923 yılında livaların il yapılmasına karar verilmiş, bu karar neticesinde o günlerde liva olan Şebinkarahisar da il yapılmıştır. Aynı yıl içinde 10.alay Şebinkarahisar'a intikal ettirilmiştir. 10. Alayın intikali ile birlikte şehrin ekonomik ve sosyal yaşantısında büyük bir canlılık meydana gelmiştir. 10 yıl süre ile il durumunu muhafaza eden Şebinkarahisar 2197 Sayılı Kanunla 1933 yılında ilçe statüsüne getirilmiştir. Halen Şebinkarahisar'ın il olma arzusu sürmekte olup, bu kazanılmış bir hak olarak görülmektedir.

Atatürk'ün Ziyareti

Alışılmış yurt gezilerine devam eden Atatürk Erzurum'da bir deprem olması dolayısı ile Erzurum'a gitmiş , dönüşte Şebinkarahisarlı halkın daveti üzerine 11 Ekim 1924 Cumartesi günü Erzincan'dan hareket ederek gece oldukça geç vakitlerde Şebinkarahisar'a gelmiştir.AtatürkVali Abdurrahman Bey ile , Belediye Reisi Rıza Bey, Suşehri'nde karşılamışlar, oradan birlikte şehre girmişlerdir. Atatürk Şebinkarahisar'a girişinde top atışlarıyla ve coşkulu bir kalabalık tarafından sevgi gösterileri ile karşılanmış, sokaklar ve kale meşalelerle donatılmıştır. Ertesi gün 12 Ekim 1924 pazar günü Belediye Başkanlığı, Halk Fırkası Başkanlığı, Türk ocağını, Alay Komu tanlığını ve Orta Okulu ziyaret ederek Orta Okul merdivenlerinde birer hatıra fotoğrafı çektirmiştir. Türk Ocağını ziyaretinde, ocağın imkansızlığı karşısında kendisinden özür dilenmiş, Atatürk burada yaptığı konuşmada: " Ben bu şehri çok beğendim. Sevgimin temadisine alem olmak üzere Şark-ı Karahisar adını Şebinkarahisar olarak tashihini teklif ediyorum. Şab'ı başta olmak üzere Fatih Sultan Mehmet Hanların otağ kurduğu bu topraklar içinde daha neler varsa ele alınmak, tarihen olduğu kadar da iktisaden de bu şehri ileri götürmek vazifemiz olmalıdır. Sürekli yangınlar görmüşsünüz ,Memleketiniz bir harabeye dönmüş fakat esef etmeyin, şu tek gözlü mütevazı ocağınızda derin bir samimiyet, geniş ve anlayışlı bir kültür buldum. Kalkınacaksınız, mes'ut olacaksınız. Türk ocakları dekorlarla ölçülemez. Türk'ün bu şan ocakları sönmez alevlerle ilelebet tütecektir ve bu harabeler bir gün birer mamureler haline gelecektir." diyerek ocak defterini imzalamış ve deftere şunları yazmıştır: " Türk Ocağı Türk'ün has ocağı, varlık ve birlik ocağı; Yüksek alevlerle tütsün, muhitine nur saçsın. Yaşasın ve yaşatsın" Cumhur reisi Gazi Mustafa Kemal Şebinkarahisar Vilayetindeki incelemelerini tamamladıktan sonra 12 Ekim 1924 tarihinde akşama doğru milletvekili hemşerimiz Ali Sururi Bey ve heyeti ile birlikte Şebinkarahisar Vilayetinden Ankara'ya hareket etmiştir. Atatürk'ün misafir edildiği ev halen müze olarak hatıralarıyla birlikte yaşatılmaktadır.

Sosyal Yapı

Toplum hayatı Köylerin kıyı şeridine nazaran daha toplu olması kamu hizmetlerinin götürülmesinde bir üstünlük sağlarsa da il merkezi ile ulaşım güçlüğü toplum hayatım etkilemektedir. Ancak nüfusun büyük çoğunluğunun İstanbul, Ankara, İzmir ve Bursa gibi büyük şehirlerde yerleşmiş olması yaz aylarında bu nüfusun büyük çoğunluğunun İlçe ve Köylere dönmesi toplum hayatinin mevcut hizmetlerde kıyaslanmayacak derecede canlı olmasına neden olmaktadır. Büyük şehirlerde yerleşmiş Şebinkarahisarlılar memleketleri ile irtibatlarım koparmamışlardır. Köy Kalkınma ve Güzelleştirme Dernekleri vasıtasıyla idari makamlarla devamlı temas halindedirler. Arazi ve yerleşim yerleri bakımından Kelkit Vadisinin sosyal hayata etki ettiği söylenebilir. Genellikle toplu yerleşimin ve tarım hayatının egemen olduğu Şebinkarahisar ,bağlı olduğu Giresun’a nazaran bu yönüyle farklılaşır. Daha çok İç Anadolu’nun özelliklerine ve sosyal düzenine sahiptir. Komşuluk ilişkilerinin yüksek düzeyde olması ,ikili münasebette toplumsal değer ve normların geleneksel değerlerin özel önem taşıması, adli vakaların sayısını azaltmaktadır. İl merkezi ile arasında ulaşım sorunu bulunan Şebinkarahisar ,beklenen ekonomik canlılığı kazanamamıştır.İlçenin 41 bin 185 hektar ekilebilir tarım arazisi olmasına rağmen bunun ancak 21 bin hektarını kullanılabilmektedir. İlçe sınırları içinde yer alan Kılıçkaya Barajı balıkçılık ile ekonomik gelişmeye önemli katkıda bulunmaktadır. Şebinkarahisar doğal ve beşeri kaynaklar açısından önemli bir turizm potansiyeline sahip olmasına rağmen, bu potansiyel değerlendirilmemektedir. Şebinkarahisar yöresi genel olarak dağlık, yüksek ve ormanlık alanlardan meydana gelmektedir. İlçenin kuzeyinde yer alan yaylalar kuşağında yayla kültürünün bozulmamış motiflerini bulmak, 20 km. güneyde Kılıçkaya Baraj gölünde su sporları ve balıkçılık yapmak mümkündür. Bu iki alan arasındaki çam ve göknar ormanlarında önemli bir turizm potansiyeli oluştururlar. Özellikle İlkbaharda kısa mesafede yüksek eğimlerden akan yöredeki bütün akarsularında rafting sporu için uygun görüldükleri belirtilmelidir. Yörenin dağlık oluşu yürüyüş ve tırmanış sporları için bu alanı cazip hale getirmektedir. Yüksek oranda kar yağışı alan yörede özellikle Giresun Dağları üzerinde kayak sporu için uygun alanlar bulunması muhtemeldir. Bunun için gerekli incelemelerin yapılması ile yöre bir kayakçılık merkezi haline getirilebilir.

Kültür ve Turizm

Oğuz Türkmen boylarından Kınık; Çavdur, Çepni, Kargun ve Solur adlarının anılıp yaşandığı Şebinkarahisar ,Türk kültür ve değerlerinin yaşadığı önemli yerlerden birisidir. Sorumluluk alanımızda bulunan Avutmuş Mahallesi Beyramşah Camii Selçuklu döneminin varlığını haber verirken, Şebinkarahisar Kalesinin girişinde bulunan Taşhanlar ve hemen karşısında duran Fatih Camii Osmanlıların bu bölgede söz sahibi olduğunu ifade eder. Gerek turizm, gerekse kültürel varoluşların ifadesi olan bu önemli eserler ailesine daha çoklarını katmak mümkündür. Nitekim Şebinkarahisar Kalesi ,Tamzara camii, Kadıoğlu Camii, Taş Mescid, Kurşunlu Camii, Topal Mehmet Paşa Hamamı, Avutmuş Hamamı, Tamzara Hamamı, Kurşunlu Çeşmesi, Zeynube Hatun Çeşmesi, Eyvan Çeşme, Müftü Efendi Çeşmesi, Hüseyin Efendi Çeşmesi, Hacı Yakup Çeşmesi, Alay Çeşmesi, Süleymanağa Çeşmesi, Perteviyal Çeşmesi ve Perteviyal Müzesi ile Atatürk Müzesi Sayılabileceklerin en önemlilerindendir. Şebinkarahisar’daki Milli Kültür varlıklarının zenginliği, kültürel yaşamın zenginliğini verir. Bu yerlerde Selçuklu’lardan Osmanlı’ya ve oradan Cumhuriyet Türkiye’sine bir yol izlemek yaşanılan kültürel akış yönünü bize haber vermektedir. Diğer taraftan geçmişte Türklerin dışında öteki Hıristiyan toplumları da bağrında yaşatan Şebinkarahisar ,bu dönemin özelliklerinden de izler taşır. Turizm açısından görülmeye değer Licese Kilisesi, Taşhan Kilisesi, Asarcık Kilisesi ve Meryemana Manastırı gezip görülecek yerlerdendir.

Şebin Cevizi

Şebin Cevizi Şebinkarahisar orjinidir. Sık dallı, yayvan bir taç gelişmesi göstereren bir çeşittir. Kıyı bölgeleri hariç, ceviz yetişen tüm yörelerde yetişir. Özellikle geç donların görüldüğü yerlere tavsiye edilir. Çok verimlidir meyve salkımı 2-4'lü olur. Oval bir meyve yapısına sahiptir. İnce kabuklu, kabuktan kolay ayrılır. İçi dolgun, Çeşidin orjinindeki ortalama meyve ağırlığı 9,40 - 12 gr, iç randımanı % 63 - 67, yağ içeriği %69,40, protein %17 olarak belirlenmiştir. Eylül ayı sonlarında hasat edilir. Şebin Cevizi bol miktarda C, B1, B2, A ve E vitaminleri içerir. Omega 3 ve Omega 6 gibi çoklu doymamış yağ asitlerini yüksek oranda içerir. Zehirlenmelere ve zehre karşı etkilidir, ishal kesicidir, cildi temizler, siğil giderir. Kandaki zararlı kolesterolün birikmesini önleyen ve yüksek kolesterolü düşürür, Damar tıkanıklığını ve kanın pıhtılaşmasını önler, kan dolaşımını düzenler, kan pıhtılarını bozar, damar koruyucudur, antialerjik özellik gösterir, karaciğer ve böbrek fonksiyonlarını düzenler, protein sentezini teşvik eder, serum kolesterolünün azalmasını sağlar, bağışıklık fonksiyonları korur ve anormal antikor oluşumunun engeller. Şeker hastalığının tedavisinde de kullanılmaktadır. Mide, bağırsak, sindirim sistemi bozukluğunu giderir, sinir sistemi dengeler. Grip ve nezleye iyi gelir. Öksürüğü keser. Vücudu soğuktan korumak için de yenir. Yorgunluğu ve bitkinliği giderir, zindeleşmeyi sağlar. Cevizin kabukları ve yaprakları da birçok hastalık için tedavi edici özelliktedir. Ayrıca beyin için gerekli olan gümüş iyonlarını da ihtiva ederek, insan sağlığı için önemlilik arz eden ideal bir meyvedir. Bilimsel çalışmalar sonucunda cevizin Tokoferol içerdiği, bu maddenin prostat kanseri riskini azalttığı, hipoglisemik, antifungal, antiviral, tümör engelliyici özelliklerinin olduğu belirlenmiştir. Son epidemiyolojik çalışmalar, sert kabuklu meyvelerin kalp-damar hastalıklarının neden olduğu ölüm oranlarını azalttığını göstermektedir. Şebin Cevizi kalitesi nedeniyle aranan bir çeşittir. İç ceviz ve kabuklu ceviz olarak yurt dışına ve ülkemize sunulmaktadır. İç cevizi Ülkemizde birçok tatlı üretimi yapan firmalar kullanmaktadır, Güllüoğlu Baklavaları'nda şebin cevizi kullanılmaktadır.

Kaynaklar


Dış Bağlantılar