İçeriğe atla

Mahatma Gandi: Revizyonlar arasındaki fark

Vikipedi, özgür ansiklopedi
[kontrol edilmemiş revizyon][kontrol edilmemiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
199. satır: 199. satır:


Bunlara ek olarak Britanyalı müzisyen [[John Lennon]] şiddet karşıtı görüşlerini tartışırken Gandhi'den söz etmiştir.<ref>[http://www.rollingstone.com/news/story/8898300/lennon_lives_forever Lennon Lives Forever]. ''rollingstone.com'' 'dan alıntı. [[20 Mayıs]] [[2007]]'de erişildi.</ref> 2007'de Cannes Lions Uluslararası eklamcılık Festivalinde ABD eski başkan yardımcısı ve çevreci [[Al Gore]], Gandhi'nin kendi üzerindeki etkisinden söz etmiştir.<ref>[http://www.exchange4media.com/Cannes/2007/fullstory2007.asp?section_id=13&news_id=26524&tag=21387&pict=2 Of Gandhigiri and Green Lion, Al Gore wins hearts at Cannes]. ''exchange4media.com'' 'dan alıntı. [[23 Haziran]] [[2007]]'de erişildi.</ref>
Bunlara ek olarak Britanyalı müzisyen [[John Lennon]] şiddet karşıtı görüşlerini tartışırken Gandhi'den söz etmiştir.<ref>[http://www.rollingstone.com/news/story/8898300/lennon_lives_forever Lennon Lives Forever]. ''rollingstone.com'' 'dan alıntı. [[20 Mayıs]] [[2007]]'de erişildi.</ref> 2007'de Cannes Lions Uluslararası eklamcılık Festivalinde ABD eski başkan yardımcısı ve çevreci [[Al Gore]], Gandhi'nin kendi üzerindeki etkisinden söz etmiştir.<ref>[http://www.exchange4media.com/Cannes/2007/fullstory2007.asp?section_id=13&news_id=26524&tag=21387&pict=2 Of Gandhigiri and Green Lion, Al Gore wins hearts at Cannes]. ''exchange4media.com'' 'dan alıntı. [[23 Haziran]] [[2007]]'de erişildi.</ref>

==Mirası==
Gandhi'nin doğum günü olan [[2 Ekim]], Hindistan'da ''Gandhi Jayanti'' olarak kutlanan ulusal bir bayramdır. [[15 Haziran]] [[2007]]'de, "[[Birleşmiş Milletler Genel Kurulu]]"nun oybirliğiyle [[2 Ekim]]'i "Dünya Şiddete Hayır Günü" olarak kabul ettiği duyurulmuştur.<ref>{{cite news | ilk=Nilova| son=Chaudhury| url=http://www.hindustantimes.com/storypage/storypage.aspx?id=54580f5e-15a0-4aaf-baa3-8f403b5688fa&&Headline=October+2+is+Int'l+Non-Violence+Day| title=October 2 is global non-violence day| work=hindustantimes.com|yayımcı=Hindustan Times| tarih=[[15 Haziran]] [[2007]]| erişimtarihi=2007-06-15}}</ref>

Batı'da sıklıkla Gandhi'nin ilk adı olduğu sanılan ''Mahatma'' kelimesi [[Sanskritçe]] ''Ulu'' anlamına gelen ''maha'' ile ''ruh'' anlamına gelen ''atma'' kelimelerinden gelmektedir.

Dutta ve Robinson'un ''Rabindranath Tagore: An Anthology'' kitabı gibi bir çok kaynak ''Mahatma'' unvanının Gandhi'ye ilk olarak [[Rabindranath Tagore]] tarafından yakıştırıldığını belirtir.<ref> Dutta, Krishna and Andrew Robinson, ''Rabindranath Tagore: An Anthology'', s. 2.</ref> Diğer kaynaklarda ise bu unvanı Nautamlal Bhagavanji Mehta'nın [[21 Ocak]] [[1915]]'de verdiği belirtilir.<ref>{{cite web|url=http://kamdartree.com/mahatma_kamdar.htm|başlık=Kamdartree: Mahatma and Kamdars}}</ref> Otobiyografisinde Gandhi hiç bir zaman bu onura layık olmadığını düşündüğünü açıklar.<ref>[http://kamdartree.com/Dr%20PJ%20Mehta.htm M.K. Gandhi: An Autobiography]. [[21 Mart]] [[2006]]'da erişildi.</ref> ''Manpatra'' 'ya göre, ''Mahatma'' unvanı Gandhi'nin adalet ve doğruluk için gösterdiği özenilecek özveri için verilmiştir.<ref>[http://kamdartree.com/mahatma_kamdar.htm Documentation of how and when Mohandas K. Gandhi became known as the "Mahatma"]. [[21 Mart]] [[2006]]'da erişildi.</ref>

''[[TIME (dergi)|Time Dergisi]]'' Gandhi'yi 1930'da yılın adamı seçti. Time Dergisi [[Tenzin Gyatso|Dalay Lama]], [[Lech Wałęsa]], [[Martin Luther King|Dr. Martin Luther King, Jr.]], Cesar Chavez, [[Aung San Suu Kyi]], Benigno Aquino, Jr., [[Desmond Tutu]], ve [[Nelson Mandela]]'yı ''Gandhi'nin çocukları'' olarak adlandırdı ve şiddet karşıtlığı için tinsel mirasçıları olduklarını belirtti.<ref>[http://www.time.com/time/magazine/article/0,9171,993026,00.html The Children Of Gandhi]. ''[[TIME (dergi)|Time]]''. [[21 Nisan]] [[2007]]'de erişildi.</ref> Hindistan hükümeti her yıl toplum için çalışanlar, dünya liderleri ve vatandaşları arasından seçilenlere Mahatma Gandhi Barış Ödülü'nü sunar. Güney Afrika'nın ırk ayrımını ortadan kaldırmak için mücadele eden lideri [[Nelson Mandela]], ödülü kazanan Hintli olmayanlar arasında tanınmış olanlardandır.

1996 yılında Hindistan hükümeti 5, 10, 20, 50, 100, 500 ve 1000 [[rupi]]lk banknotlar üzerinde Mahatma Gandhi serisini başlattı. Günümüzde Hİndistan'da dolaşımda bulunan tüm paralar üzerinde Mahatma Gandhi'nin portresi bulunur. 1969 yılında Birleşik Krallık Mahatma Gandhi'nin doğumunun yüzüncü yılı anısına bir dizi posta pulu çıkardı.
[[Resim:Gandhi site.jpg|thumb|[[Yeni Delhi]]'de Gandhi Smriti'de Gandhi'nin suikaste uğradığı yeri temsil eden Şehit Sütunu.]]
Büyük Britanya'da bir çok Gandhi heykeli bulunmaktadır. Bunların en dikkat çekeni hukuk okuduğu University College London'ın yakınında [[Londra]]'nın Tavistock Meydanı'ndaki heykeldir. [[30 Ocak]] [[Birleşik Krallık]]'ta "Ulusal Gandhi'yi Anma Günü" olarak kutlanır. [[Amerika Birleşik Devletleri]]'nde [[New York]]'da Union Square Park'ta, [[Atlanta]]'da Martin Luther King, Jr. Ulusal Tarihi Sit'inde,[[Washington, DC]]'de Hindistan Büyükelçiliği yakınında Massachusetts Avenue'de Gandhi heykelleri bulunur. [[Güney Afrika]]'nın [[Pietermaritzburg]] şehrinde (1893 yılında trende birinci mevkiden atıldığı yer) bir anıt heykeli bulunur. Madame Tussaud'nun Londra, New York ve diğer şehirlerdeki müzelerinde balmumu heykelleri de vardır.
[[Resim:Gandhi Memorial.jpg|thumb|left|[[Yeni Delhi]]'de bulunan [Raj Ghat]] 1948 yılında Gandhi'nin cenazesinin yakıldığı yerdir.]]

Gandhi 1937 ile 1948 yılları arasında beş kez aday gösterilmesine rağmen [[Nobel Barış Ödülü]]'nü alamadı.<ref>[http://www.afsc.org/about/nobel/past-nominations.htm AFSC's Past Nobel Nominations].</ref> Yıllar sonra Nobel Komitesi kamuoyuna yaptığı açıklamada bu ödülü verememenin derin üzüntüsünü bildirmiş ve ödülün verilmesinde aşırı ulusalcı görüşlerin olduğunu kabul etmiştir. Mahatma Gandhi 1948 yılında ödülü alacaktı ancak suikaste uğraması sonucu alamamıştır. Yenhi yaratılan [[Hindistan]] ve [[Pakistan]] arasında o yıl ortaya çıkan savaşta ayrıca önemli bir faktör olmuştur.<ref>Amit Baruah. [http://www.hindu.com/2006/10/17/stories/2006101704971200.htm `Gandhi not getting the Nobel was the biggest omission']. The Hindu, 2006. [[17 Ekim]] [[2006]]'da erişildi.</ref> 1948'de Gandhi'nin öldüğü yıl Barış Ödülü "yaşayan uygun bir aday olmadığı" bahanesiyle verilmedi ve 1989 yılında [[Tenzin Gyatso|Dalay Lama]]'ya Ödül verildiğinde komite başkanı "bunun kısmen Mahatma Gandi'nin anısına saygıdan ötürü" verildiğini belirtti.<ref>Øyvind Tønnesson. [http://www.nobel.se/peace/articles/gandhi/index.html Mahatma Gandhi, the Missing Laureate]. Nobel e-Museum Peace Editor, 1998–2000. [[21 Mart]] [[2006]]'da erişildi.</ref>

Yeni Delhi'de Gandhi'nin [[30 Ocak]] [[1948]]'de suikaste uğradığı Birla Bhavan (ya da Birla Evi), 1971 yılında Hindistan hükümeti tarafından alınmış ve 1973'de '''Gandhi Smriti''' ya da ''Gandhi Hatırası'' olarak halka açılmıştır. Mahatma Gandhi'nin yaşamının son dört ayını geçirdiği oda ile gece dolaşırken vurulduğu yer koruma altındadır.

Mohandas Gandhi'nin suikaste uğradığı yerde şimdi bir Şehit Sütunu bulunmaktadır.

Mahatma Gandi'nin öldüğü [[30 Ocak]] günü her yıl bir çok ülkenin okullarında Şiddet Karşıtı ve Barış Günü olarak kutlanır. İlk olarak [[>]64]]'de [[İspanya]]'da kutlanmaya başlamıştır. Güney Yarımküre okul takvimini kullanan ülkelerde bu gün [[30 Mart]]'ta ya da yakın günlerde kutlanır.


==Kaynak==
==Kaynak==

Sayfanın 21.35, 16 Mart 2008 tarihindeki hâli

Şablon:Ünlü

Mohandas Karamçand Gandhi, (Gujarati: મોહનદાસ કરમચંદ ગાંધી , d. 2 Ekim 1869– ö. 30 Ocak 1948) Hindistan ve Hindistan Bağımsızlık Hareketi'nin siyasi ve ruhani lideri. Gerçek ve kötülüğe karşı aktif ama şiddet unsuru içermeyen direniş ile ilgili olan Satyagraha felsefesinin öncüsüdür. Bu felsefe Hindistan'ı bağımsızlığına kavuşturmuş ve dünya üzerinde vatandaşlık hakları ve özgürlük savunucularına ilham kaynağı olmuştur. Gandhi Hindistan'da ve Dünya'da Tagore tarafından verilen ve Yüce Ruh anlamına gelen Mahatma (Sanskritçe: महात्मा ) ve Baba anlamına gelen Bapu (Gujarati: બાપુ ) adlarıyla anılır. Hindistan'da resmî olarak Ulus'un Babası ilan edilmiş ve doğum günü olan 2 Ekim Gandhi Jayanti adıyla ulusal tatil olarak kutlanır. 15 Haziran 2007'de Birleşmiş Milletler Genel Kurulu oybirliği ile 2 Ekim gününü "Dünya Şiddete Hayır Günü" olarak ilan etmiştir.[1][2]

Gandhi ilk olarak Güney Afrika'da Hint topluluğunun vatandaşlık hakları için barışçı başkaldırı uyguladı. Afrika'dan Hindistan'a döndükten sonra yoksul çiftçi ve emekçileri baskıcı vergilendirme politikasına ve yaygın ayrımcılığa karşı protesto etmeleri için örgütledi. Hindistan Ulusal Kongresi'nin liderliğini üstlenerek ülke çapında yoksulluğun azaltılması, kadınların serbestisi, farklı din ve etnik gruplar arasında kardeşlik, kast ve dokunulmazlık ayrımcılığına son, ülkenin ekonomik yeterliliğine kavuşması ve en önemlisi olan Swaraj yani Hindistan'ın yabancı hakimiyetinden kurtulması konularında ülke çapında kampanyalar yürüttü. Gandhi Hindistan'da alınan Britanya tuz vergisine karşı 1930'da yaptığı 400 kilometrelik Dandi Tuz Yürüyüşü ile ülkesinin Britanya'ya karşı başkaldırmasına öncülük etti. 1942'de Britanyalılara açık çağrıda bulunarak Hindistan'ı terketmelerini istedi. Hem Güney Afrika hem de Hindistan'da bir çok kere hapsedildi.

Gandhi her durumda pasifizm ve gerçeği savundu ve bu görüşlerini uyguladı. Kendi kendine yeterli olan bir ashram kurarak basit bir yaşam geçirdi. Çakra ile örülen geleneksel dhoti ve örtü gibi kendi giysilerini kendisi yaptı. Önceleri vejeteryan iken sonradan yalnızca meyve ile beslenmeye başladı. Hem kişisel arınma hem de protesto amacıyla bazen bir ayı aşacak şekilde oruç tuttu.

Gençliği

Genç Mohandas

Mohandas Karamçand Gandhi[3] 2 Ekim 1869 günü Porbandar'da bir Hindu Modh ailesinin oğlu olarak dünyaya gelmiştir. Babası Karamçand Gandhi, Porbandar'ın diwan yani başveziriydi. Annesi Putlibai, babasının dördüncü eşi ve Pranami Vaişnava mezhebinden bir Hinduydu. Karamçand'ın ilk iki eşi bir kız çocuk doğurduktan sonra bilinmeyen bir nedenle ölmüştür. Dindar bir anne ile geçirdiği çocukluk döneminde çevresinde Gucarat'ın Caynu etkileriyle Gandhi canlılara zarar vermeme, etyemezlik, kişisel arınma için oruç tutma ve farklı inanç ve kast üyeleri arasında karşılıklı tolerans gibi öğretileri öğrenmiştir. Doğuştan vaişya ya da çalışanlar kastına mensuptur.

Gandhi ve eşi Kasturba (1902)

Mayıs 1883'de, 13 yaşındayken, Gandhi ailesinin ayarlamasıyla yine 13 yaşındaki Kasturba Makhanji ile evlendi. İlki bebekken ölen beş çocukları oldu; Harilal 1888'de, Manilal 1892'de, Ramdas 1897'de; ve Devdas 1900'de doğdu. Gandhi gençliğinde Porbandar ve Rajkot'ta ortalama bir öğrenciydi. Bhavnagar'da bulunan Samaldas Kolejine giriş sınavını kılpayı kazandı. Ailesi avukat olmasını istediği için kolejde de mutsuzdu.

18 yaşında 4 Eylül 1888'de Gandhi avukat olmak için hukuk okumak üzere University College London'a girdi. İmparatorluk başkenti Londra'da geçirdiği zaman içinde Caynu keşiş Becharji'nin önünde annesine verdiği etten, alkolden ve seksten uzak durma gibi Hindu kurallarına uyacağına dair verdiği sözün etkisinde kalmıştır. Her ne kadar Gandhi örneğin dans dersleri alarak İngiliz geleneklerini denemeye çalıştıysa da evsahibinin koyun etinden yaptığı yemekleri yiyemiyordu. Dolayısıyla evsahibinin gösterdiği Londra'nın birkaç etyemez lokantasından birinde yemek yiyordu. Annesinin isteklerine körükörüne uymak yerine etyemezlik üzerine yazılar okuyarak, entellektüel olarak da bu felsefeyi benimsedi. Etyemezler Derneği'ne katıldı, yönetim kuruluna seçildi ve bir şubesini de kurdu. Daha sonra dernek örgütleme deneyimini burada kazandığını söylemiştir. Karşılaştığı etyemezlerin bazıları, 1875 yılında evrensel kardeşliğin tesisi için kurulmuş olan ve kendilerini Budist ve Hindu edebiyatını araştırmaya adamış olan Teosofi Derneği'ne üyeydi. Bunlar Gandhi'yi Bhagavadgita 'yı okuması için teşvik etti. Daha önceden din üzerine özel bir ilgi göstermemiş olan Gandhi Hinduizm, Hristiyanlık, Budizm, İslam ve diğer dinlerin kutsal metinleriyle bunlar hakkında yazılan eserleri okudu. İngiltere ve Galler barosuna girdikten sonra Hindistan'a döndü ama Bombay'da avukatlık yaparken çok başarılı olamadı. Daha sonra lise öğretmeni olarak işe başvurup başarılı olamayınca Rajkot'a geri döndü ve arzuhalcilik yapmaya başladı ancak bir Britanya subayı ile düştüğü anlaşmazlık sonucu bu işi de kapatmak zorunda kaldı. Otobiyografisinde bu olaydan ağabeyinin yararına yaptığı başarısız bir lobicilik girişimi olarak sözeder. O zamanlar Britanya İmparatorluğu'nun bir parçası olan Güney Afrika'da Natal eyaletinde bir Hindistan firmasının önerdiği bir yıllık bir işi 1893'te bu şartlar altındayken kabul etti.

Gandhi 1895 yılında Londra'ya döndüğünde radikal görüşlü Sömürgeler Bakanı Joseph Chamberlain ile tanıştı. Daha sonraları bu bakanın oğlu Neville Chamberlain 1930'larda Büyük Britanya Başbakanı olacak ve Gandhi'yi durdurmaya çalışacaktı. Joseph Chamberlain Hintlilere barbarca yaklaşıldığını kabul etmesine rağmen bu durumu düzeltecek herhangi bir yasa değişikliğine gitmeye pek istekli değildi.

Güney Afrika'da yurttaşlık hakları hareketi (1893–1914)

Dosya:Gandhisouthafrica.jpg
Gandhi Güney Afrika'da (1895).
Başçavuş M. K. Gandhi, Britanya Silahlı Kuvvetleri Güney Afrika (1900).

Güney Afrika'da Gandhi Hintlilere uygulanan ayrımcılığa maruz kaldı. İlk olarak elinde birinci mevki bileti olmasına rağmen üçüncü mevkiye geçmediği için Pietermaritzburg'da trenden atıldı. Daha sonra yoluna at arabası ile devam ederken, Avrupalı bir yolcuya yer açmak için arabanın dışında basamak üzerinde yolculuk etmeyi reddettiği için sürücü tarafından dövüldü. Yolculuğu esnasında bazı otellere alınmamak gibi çeşitli zorluklarla karşı karşıya kaldı. Benzer diğer olaylardan birinde bir Durban mahkemesi yargıcı türbanını çıkarmasını emrettiğinde buna karşı çıktı. Sosyal haksızlıklar karşısında uyanmasına neden olan bu olaylar hayatında bir dönüm noktası olmuş ve daha sonraki sosyal eylemciliğine temel oluşturmuştur. Güney Afrika'da Hintlilerin maruz kaldığı ırkçılık, önyargı ve haksızlıklara doğrudan tanık olmuş ve halkının Britanya İmparatorluğu içindeki yeri ile kendisinin topluluk içindeki yerini sorgulamaya başlamıştır.

Gandhi, Hintlilerin oy kullanmasını engelleyen bir yasa tasarısına Hintlilerin karşı çıkmasına yardım etmek için buradaki kalış süresini uzattı. Her ne kadar yasanın çıkmasını engelleyememiş olsa da kampanyası Güney Afrika'da Hintlilerin yaşadığı sorunlara dikkati çekme yönünden başarılı olmuştur. 1894'te Natal Hint Kongresi'ni kurdu ve bu örgütü kullanarak Güney Afrika'da bulunan Hintli topluluğunu ortak bir siyasi gücün arkasında toplayabildi. Ocak 1897'de Hindistan'a yaptığı kısa bir gezinin ardından Güney Afrika'ya dönen Gandhi'ye saldıran bir grup beyaz onu linç etmek istedi. Daha sonraki kampanyalarını şekillendirecek olan kişisel değerlerinin ilk tezahürlerinden biri olan bu olayda şahsına karşı yapılan yanlışları mahkeme karşısına getirmeme ilkesini öne sürerek kendisine saldıranlar hakkında suç duyurusunda bulunmayı reddetti.

1906 yılında Transvaal hükümeti sömürgenin Hintli nüfusunu zorla kayıt altına almayı gerektiren bir yasayı kabul etti. Aynı yıl 11 Eylül'de Johannesburg'da yapılan yoplu gösteri sırasında hâlâ gelişmekte olan satyagraha (gerçeğe bağlılık) ya da pasif protesto yöntemini ilk defa olarak uygulamaya başladı ve Hintli yandaşlarına şiddet ile karşı çıkmak yerine yeni yasaya karşı çıkıp bunun sonuçlarına katlanmaları yönünde çağrıda bulundu. Bu öneri kabul edildi ve yedi yıl süren mücadelede grev yapmak, kayıt olmayı reddetmek, kayıt kartlarını yakmak gibi çeşitli şiddet içermeyen başkaldırılar nedeniyle aralarında Gandhi'nin de bulunduğu binlerce Hintli hapsedildi, kırbaçlandı ve hatta vuruldu. Her ne kadar hükümet Hintli protestocuları bastırmak konusunda başarılı olmuş olsa da barışçıl Hintli protestoculara Güney Afrika hükümetinin uyguladığı ağır yöntemlerin kamuoyunda oluşturduğu itiraz sonucunda Güney Afrikalı general Jan Christiaan Smuts, Gandhi ile bir uzlaşmaya gitmek zorunda kalmıştır. Bu mücadele sırasında Gandhi'nin fikirleri şekillendi ve Satyagraha kavramı olgunlaştı.

Zulu Savaşındaki rolü

1906 yılında Britanyalılar yeni bir vergi daha koyduktan sonra Güney Afrika'daki Zulular iki Britanya subayını öldürdü. Misilleme olarak Britanyalılar Zululara savaş ilan etti. Gandhi Britanyalıların Hintlileri askere alması için çabaladı. Hintlilerin tam yurttaşlık haklarına kavuşabilme iddialarını yasallaştırmak için savaşı desteklemeleri gerektiğini savundu. Ancak Britanyalılar Hintlileri ordularında rütbe vermeyi reddetti. Yine de Gandhi'nin önerisini kabul ederek bir grup gönüll2daü Hintlinin sedye taşıyıcılığı yaparak yaralı Britanya askerlerini tedavi etmelerine izin verdiler. 21 Temmuz 1906, Gandhi kendi kurduğu Indian Opinion gazetesinde -"Natal Hükümeti tarafından Yerlilere karşı yapılan operasyonlarda kullanılmak üzere deneme maksatlı kurulan birlik yirmi üç Hintliden oluşmaktadır" diye yazmıştır.[4] Gandhi, Indian Opinion 'daki yazılarıyla Güney Afrika'daki Hintlilerin savaşa katılmasını teşvik ediyordu -“Eğer Hükümet nasıl bir ihtiyat gücünün boşa gittiğini farkederse bunu kullanmak isteyecek ve Hintlilere gerçek savaş yöntemleri için tam bir eğitimden geçirecektir.”[5]

Gandhi'nin görüşüne göre 1906 yılı Askere Alma Yönetmeliği Hintlileri Yerlilerden daha alt seviyeye düşürüyordu. Dolayısıyla Hintlileri yerli siyahları örnek göstererek bu yönetmeliğe Satyagraha'ya uygun olarak karşı çıkmaya davet ediyor ve şöyle diyordu, "Bizden daha az gelişmiş olan melez kastlar ve kaffirler (yerli siyahlar) bile hükümete karşı çıktı. Paso yasası onlara da uygulanıyor ama hiçbiri paso almıyor".[6]

Hindistan Bağımsızlık Mücadelesi (1916–1945)

1915'te, Gandhi Güney Afrika'dan yaşamak için Hindistan'a geri döndü.

Hindistan Ulusal Kongresi'nin toplantılarında konuşmalar yaptı ama asıl olarak Hint halkı, siyaset ve diğer sorunlar üzerinde düşünmeye o zamanlar Kongre Partisi'nin önemli liderlerinden olan Gopal Krişna Gokhale tarafından teşvik edildi.

Çamparan Ve Kheda

Gandhi 1918 yılında Kheda ve Çamparan satyagrahaları sırasında.

Gandhi'nin ilk önemli başarıları 1918 yılında Çamparan karışıklığı ve Kheda Satyagraha sırasında elde etmiştir. Çoğunluğu Britanyalı olan toprak sahiplerinin milis kuvvetleri tarafından bastırılan köylüler aşırı derecede yoksulluk içindeydi. Köyler son derece kirliydi ve hijyenik değildi. Alkolizm, kast sistemi nedeniyle yapılan ayrımcılık, ve kadınlara karşı uygulanan ayrımcılık çok yaygındı. Yıkıcı bir kıtlık olmasına rağmen Britanyalılar giderek artan yeni vergiler koymakta ısrarcıydı. Durum ümitsizdi. Gucarat'ta Kheda'da sorun aynıydı. Gandhi kendisini uzun zamandır destekleyenlerle ve bölgeden yeni gönüllülerle burada bir aşram kurdu. Kötü yaşam koşulları, çekilen acılar ve uygulanan vahşet köylerin detaylı olarak incelenmesiyle kayıt altına alındı. Köylülerin güvenini kazanarak buraların temizlenmesine, okullar ve hastaneler kurulmasına öncülük etti. Köy liderlerini yukarıda belirtilen toplumsal sorunları ortadan kaldırmaları için cesaretlendirdi.

Ama asıl etkiyi polis tarafından huzursuzluk yaratma nedeniyle tutuklanıp eyaleti terketmesi istendiğinde gösterdi. Yüzbinlerce insan hapisane, karakol ve mahkemelerin önünde protesto gösterilerinde bulunarak Gandi'nin salınmasını istedi. Mahkeme isteksizce Gandi'yi salmak zorunda kaldı. Gandhi toprak sahiplerine karşı protestolar ve grevler düzenledi. Britanya hükümetinin yönlendirmesiyle toprak sahipleri bölgenin yoksul köylülerine daha fazla yardım edeceklerine, ürettiklerini tüketebileceklerine ve kıtlık bitene kadar vergileri kaldıracaklarına dair bir anlaşma imzaladı. Bu karışıklık sırasında insanlar Gandhi'ye Bapu (Baba) ve Mahatma (Yüce Ruh) demeye başladı. Kheda'da, Sardar Patel Britanyalılarla yapılan pazarlıklarda köylüleri temsil etti. Pazarlıklar sonrasında vergiler askıya alındı ve tüm tutuklular salıverildi. Bunun sonucunda Gandhi'nin ünü tüm ülkeye yayıldı.

İşbirliği yapmama

İşbirliği yapmama ve barışçıl karşı koyma Gandhi'nin haksızlığa karşı "silahlarıydı". Pencap'ta Britanya birliklerinin sivilleri öldürdüğü Jallianwala Bagh ya da Amritsar katliamı ülkede giderek artan kızgınlığa ve şiddet olaylarına neden olmuştu. Gandhi hem Britanyalıları hem de onlara karşı misilleme yapan Hintlileri eleştirdi. Britanyalı sivil kurbanlara başsağlığı dileyen ve isyanları kınayan açıklamayı kaleme aldı. Parti içinde ilk önce karşı çıkılsa da Gandhi'nin her türlü şiddetin kötü olduğu dolayısıyla da haksız olduğunu ilkesini savunduğu duygusal konuşmasından sonra kabul edildi.[7] Ancak katliamdan ve bunu izleyen şiddetten sonra Gandhi kendi kendini yönetme ve tüm Hindistan hükümet kuruluşlarının yönetimini ele geçirme fikri üzerinde yoğunlaştı. Bunun sonucunda tam kişisel, tinsel ve siyasal bağımsızlık anlamına gelen Swaraj olgunlaştı.

Sabarmati Aşram, Gandhi'nin Gucarat'taki evi.

Aralık 1921'de Gandhi Hindistan Ulusal Kongresi'nde yürütme yetkisine sahip oldu. Liderliği altında Kongre amacı Swaraj olan yeni bir anayasa altında örgütlendi. Giriş ücreti ödeyen herkes partiye kabul edilmeye başlandı. Disiplini artırmak için bir dizi komite kurularak parti elit bir örgütten ulusal kitlenin ilgisini çeken bir örgüte dönüştü. Gandhi şiddet karşıtı hareketlerinin içine swadeshi ilkesini yani yabancı ürünlerin özellikle de Britanya ürünlerinin boykotunu da kattı. Buna bağlı olarak tüm Hintlilerin Britanya malı kumaşlar yerine elle dokunmuş khadi kumaşı kullanılmasını savundu. Gandhi yoksul zengin demeden tüm Hintli erkek ve kadınların bağımsızlık hareketini desteklemeleri için her gün khadi kumaşı dokumasını tavsiye etti.[8] Bu isteksiz ve hırslıları hareketin dışında tutmak ve disiplin kurmak, ayrıca da o zamana kadar böyle etkinliklere katılmaları uygun görülmeyen kadınları harekete katabilmek için bir stratejiydi. Britanya ürünlerinin yanısıra Gandhi halkı Britanya eğitim kurumlarını ve mahkemelerini de boykot etmeye, hükümet işinden istifaya ve Britanya unvanlarını kullanmamaya çağırdı.

"İşbirliği yapmama" Hint toplumunun her katmanından çok geniş bir katılım sonucunda büyük bir başarı kazandı. Ancak hareket doruk noktasına ulaştığında Şubat 1922'de Uttar Pradeş'in Chauri Chaura şehrinde şiddetli çatışma sonucu birdenbire sona erdi. Hareketin şiddete doğru yönelmesinden ve bunun bütün yapılanları yıkmasından korkan Gandhi ulusal itaatsizlik kampanyasını sona erdirdi.[9] Gandhi 10 Mart 1922 tutuklandı, isyana teşvikten yargılanarak altı yıl hapis cezasına çarptırıldı. 18 Mart 1922'de başlayan cezası iki yıl sonra Şubat 1924'te apandisit ameliyatı nedeniyle salındıktan sonra bitti.

Gandhi'nin birleştirici kişiliğinden hapiste katıldığı sürede yararlanamayan Hindistan Ulusal Kongresi bölünerek iki hizip oluştu. Bunlardan biri partinin seçimlere katılmasını isteyen Chitta Ranjan Das ve Motilal Nehru tarafından yönetiliyordu, diğer hizip seçimlere katılmaya karşı çıkıyordu ve Chakravarti Rajagopalachari ve Sardar Vallabhbhai Patel tarafından yönetiliyordu. Ayrıca işbirliği yapmama sırasında Hindu ve Müslümanlar arasındaki işbirliği parçalanmaya başlamıştı. Gandhi bu farklılıkları 1924 sonbaharında yaptığı üç aylık oruç gibi bir çok yöntemle ortadan kaldırmaya çalıştı ama çok başarılı olamadı.[10]

Swaraj ve Tuz Satyagrahası (Tuz Yürüyüşü)

Gandhi Tuz Yürüyüşünün sonunda 5 Nisan 1930'da Dandi'de.

Gandhi 1920'lerde gözlerden uzakta kaldı ve Swaraj Partisi ile Hindistan Ulusal Kongresi arasındaki ayrılıkları çözmeye çalıştı ve paryalık, alkolizm, cehalet ile yoksulluğun yokedilmesi üzerine yaptığı girişimleri yaygınlaştırdı. Tekrar öne çıkması 1928 yılında olmuştur. Bir yıl önce İngiliz hükümeti aralarında bir tek Hintli bile barındırmayan, Sir John Simon başkanlığında yeni bir anayasal reform komisyonu atamıştı. Bunun sonucunda Hindistan siyasi partileri komisyonu boykot etmiştir. Gandhi, Aralık 1928 yılında Kalküta kongresinde İngiliz hükümetinden Hindistan'a İngiliz Milletler Topluluğu'na bağlı yönetim hakkı verilmesini ya da bu sefer amacı tam bağımsızlık olan yeni bir işbirliği yapmama kampanyasıyla yüzyüze kalacaklarını bildiren bir kararın kabul edilmesini sağladı. Gandhi, hemen bağımsızlık isteyen Subhas Çandra Bose ile Jawaharlal Nehru gibi gençlerin görüşlerini yumuşatmakla kalmadı ancak kendi görüşlerini de değiştirerek iki yerine bu çağrıyı bir yıl bekletmeyi kabul etti.[11] Britanyalılar buna cevapsız kaldı. 31 Aralık 1929'da Lahore'da Hindistan bayrağı açıldı. 26 Ocak 1930, Lahore'da toplanan Hindistan Ulusal Kongresi tarafından Hindistan'ın Bağımsızlık Günü olarak kutlandı. O gün hemen hemen tüm Hintli örgütler tarafından kuttlanmıştır. Sözünde duran Gandhi Mart 1930'da tuz vergisine karşı yeni bir satyagraha başlattı. Ahmedabad'dan Dandi'ye kendi tuzunu yapmak için 12 Mart'tan 6 Nisan'a kadar 400 kilometre yürüdüğü Tuz Yürüyüşü bu pasif direnişin en önemli bölümüdür. Denize doğru yapılan bu yürüyüşte Gandhi'ye binlerce Hintli eşlik etti. Britanya idaresine karşı en rahatsız edici kampanyası bu olmuştur ve Britanyalılar buna karşılık vererek 60.000'in üzerinde kişiyi hapise atmıştır.

Dosya:Gandhi Downing Street.jpg
Büyük Britanya başbakanının resmî ikametgâhı olan Downing Street 10 numarada, 1931.

Lord Edward Irwin tarafından temsil edilen hükümet Gandhi ile görüşmeye karar verdi. Mart 1931'de Gandhi–Irwin Paktı imzalandı. Britanya hükümeti sivil başkaldırı hareketinin durdurulmasına karşılık tüm siyasi tutukluları serbest bırakmaya razı oldu. Ayrıca Hindistan Ulusal Kongresi'nin tek temsilcisi olarak Gandhi, Londra'da yapılacak olan yuvarlak masa konferansına davet edildi. İdari gücün el değiştirmesinden çok Hint prensleri ve Hint azınlıklarına daha çok eğilen konferans Gandhi ve milliyetçiler için bir hayal kırıklığı olmuştur. Bundan da öte Lord Irwin'in halefi Lord Willingdon, milliyetçileri bastırmak için yeni bir eyleme girişmiştir. Gandhi yeniden tutuklandı ve hükümet yandaşlarından tecrit ederek nüfuzunu yok etmeye çalıştıysa da başarılı olamadı. 1932'de, Dalit lider B. R. Ambedkar'ın önderliğinde yapılan kampanya sonucu hükümet yeni anayasa ile paryalara ayrı olarak seçim hakkı verdi. Bunu protesto eden Gandhi Eylül 1932'de yaptığı altı günlük oruç sonucu, Dalit siyasi lider Palwankar Baloo tarafından aracılık edilen görüşmeler sonucu hükümetin daha eşitlikçi uygulamalarda bulunmasına zorlamıştır. Bu Gandhi tarafından Harijanlar yani Tanrı'nın çocukları adı verilen paryaların yaşam koşullarını iyileştirmek için yeni bir kampanyanın başlangıcı olmuştur. 8 Mayıs 1933'de Gandhi Harijan hareketine destek olmak için 21 günlük kişisel arınma orucuna başladı.[12]

1934 yazında başarısız üç suikast girişimine uğradı.

Kongre Partisi seçimlere katılıp Federasyon tasarısını kabul etmeye karar verdiğinde Gandi parti üyeliğinden istifa etmeye karar verdi. Parti'nin hareketine karşı değildi ancak eğer istifa ederse Hintliler üzerindeki popülaritesinin komünistlerden, sosyalistlerden, sendikacılardan, öğrencilerden, dini muhafazakarlardan, işveren yanlılarına kadar geniş bir yelpaze içeren parti üyeliğini tıkamayacağını düşündü. Gandhi ayrıca Raj ile geçici bir siyasi anlaşmaya varan bir partiyi yöneterek Raj propagandasına hedef olmak da istemiyordu.[13]

Kongre'nin Lucknow oturumunda ve Nehru başkanlığında Gandhi 1936'da tekrar başa geçti. Her ne kadar Gandhi yalnızca bağımsızlığı elde etme konusuna odaklanılmasını ve Hindistan'ın geleceği hakkında spekülasyon yapılmamasını arzuladıysa da Kongre'nin sosyalizmi amacı olarak seçmesine karşı çıkmadı. Gandhi 1938'de başkanlığa seçilen Subhas Bose ile bir uyuşmazlık yaşadı. Gandhi'nin Bose ile anlaşamadığı başlıca noktalar Bose'nin demokrasiye bağının olmaması ve şiddet içermeyen harekete inancının olmamasıydı. Bose Gandhi'nin eleştirilerine rağmen ikinci dönem de başkanlığı kazandı ancak Gandhi'nin getirdiği ilkeleri terketmesi nedeniyle tüm Hindistan liderlerinin topluca istifa etmesi karşısında Kongre'den ayrıldı.[14]

II. Dünya Savaşı ve Hindistan'ı Terket

Mahadev Desai (solda) Mumbai, Birla Evinde genel validen gelen mektubu Gandhi'ye okurken. 7 Nisan 1939.

Nazi Almanyası 1939'da Polonya'yı işgal edince II. Dünya Savaşı başladı. Başlarda Gandhi Britanya çabalarına "şiddete katılmayan manevi destek" verilmesinden yanaydı ancak Kongre liderleri, halkın temsilcilerine danışılmadan Hindistan'ın tek taraflı olarak savaşa sokulmasından rahatsız olmuştu. Bütün kongre üyeleri toplu olarak görevlerinden istifa etmeyi tercih etti.[15] Üzerinde uzun süre düşündükten sonra Gandhi görünüşte demokrasi için verilen bu savaşa, Hindistan'a demokrasi verilmesi reddedilirken katılmayacağını deklare etti. Savaş ilerledikçe Gandhi bağımsızlık için isteklerini daha da yoğunlaştırdı ve Britanyalılardan hazırladığı çağrı ile Hindistan'ı Terketmelerini istedi. Bu Gandhi ve Kongre Partisinin Britanyalıların Hindistanı terketmelerini sağlamak için yaptıkları en kararlı başkaldırıydı.[16]

Jawaharlal Nehru, AICC Genel Kongresinde Gandhi'nin yanında otururken, 1942

Gandhi hem Britanya yanlısı hem de Britanya karşıtı gruplar ve Kongre parti üyelerinin bir kısmı tarafından eleştirildi. Bazıları Britanya'ya bu zor zamanında karşı gelmenin ahlaksızlık olduğunu söylerken diğerleri ise Gandhi'nin yeteri kadar çabalamadığını düşünüyordu. Hindistan'ı Terket mücadelenin tarihindeki en kuvettli eylem oldu, toplu tutuklamalar ve şiddet tahmin edilemeyen boyutlara ulaştı.[17] Binlerce eylemci polis ateşiyle öldü ya da yaralandı, ve yüzbinlerce eylemci tutuklandı. Gandhi ve yandaşları Hindistan'a hemen bağımsızlık verilmezse savaşa destek vermeyeceklerini açıkça belirtti. Hatta bu sefer bireysel şiddet eylemleri olsa bile eylemin durdurulmayacağını, çevresindeki "düzenli anarşinin", "gerçek anarşiden daha kötü" olduğunu söyledi. Tüm Kongre üyelerine ve Hintlilere yaptığı çağrıda özgürlüğe ulaşmak için disiplini ahimsa ve Karo Ya Maro ("Yap ya da Öl") ile sağlamalarını istedi.

Gandhi ve Kongre Çalışma Komitesinin tamamı Britanyalılar tarafından 9 Ağustos 1942'de Bombay'da tutuklandı. Gandhi iki yıl boyunca Pune'de Ağa Han Sarayında tutuldu. Buradayken sekreteri Mahadev Desai 50 yaşındayken kalp krizinden öldü, ardından 6 gün sonra, 18 aydır tutuklu bulunan eşi Kasturba 22 Şubat 1944'de öldü. Altı hafta sonra Gandhi ağır bir sıtma krizi geçirdi. Sağlığının kötüleşmesi ve ameliyat gereksinimi nedeniyle savaş sona ermeden 6 Mayıs 1944'te salıverildi. Britanyalılar Gandhi'nin hapiste ölmesi karşısında ülkeyi kızdırmak istemedi. Her ne kadar Hindistan'ı Terket eylemi hedefine ulaşma konusunda tam başarılı olamadıysa da eylemin acımasızca bastırılması 1943'ün sonlarında Hindistan'a bir düzen getirdi. Savaşın sonunda Britanyalılar yönetimin Hintlilere verileceğine dair bariz açıklamalarda bulundu. Bu noktada Gandhi mücadeleyi durdurdu ve Kongre partisinin liderlerinin de aralarında bulunduğu 100.000 civarında siyasi tutuklu salıverildi.

Özgürlük ve Hindistan'ın bölünmesi

Gandhi 1946 yılında Britanya Kabine Misyonunun önerilerini reddetmelerini Kongre partisine önerdi çünkü Müslüman çoğunlukta olanların toplandığı eyalet önerileri ile oluşturulan gruplanmanın bir bölünmenin öncüsü olduğundan kuşkuluydu. Ancak bu Kongre partisinin Gandhi'nin önerisi dışına çıktığı nadir zamanlardan birisi oldu çünkü Nehru ve Patel planı onaylamadıkları takdirde hükümetin kontrolunun Hindistan Müslümanlar Birliği'ne geçeceğini biliyorlardı. 1946 ile 1948 yılları arasında 5.000'den fazla insan şiddet eylemlerinde öldü. Gandhi Hindistan'ı iki ayrı ülkeye bölecek her türlü plana şiddetle karşı çıkıyordu. Hindistan'da hindu ve sikh'lerle yaşayan müslümanların büyük bir çoğunluğu ayrılmadan yanaydı. Müslüman Birliği'nin lideri Muhammed Ali CinnahPencap, Sindh, Kuzey-Batı Sınır Eyaleti ve Doğu Bengal'de büyük bir desteği vardı. Bölünme planı Kongre liderleri tarfından büyük çaplı bir hindu-müslüman savaşını engellemenin tek yolu olarak kabul edilmiştir. Kongre liderleri parti ve Hindistan'da büyük bir desteğe sahip olan Gandhi'nin onayı olmadan ilerleyemeyeceklerini ve Gandhi'nin de bölünme planını tamamen reddettiğini biliyorlardı. Gandhi'nin en yakın çalışma arkadaşları bölünmenin en iyi çıkış olduğunu kabul etmişlerdi ve Sardar Patel Gandhi'yi bunun iç savaşı önlemenin tek yolu olduğuna inandırmak için çabalaması sonucunda istemese de Gandhi rızasını verdi.

Kuzey Hindistan'da ve Bengal'de ortamı sakinleştirmek amacıyla Müslüman ve Hindu toplumlarının liderleriyle yoğun görüşmelerde bulundu. 1947 yılındaki Hindistan-Pakistan Savaşı'na rağmen hükümetin Bölünme Konseyince belirlenen 550 milyon rupiyi vermeme kararından rahatsızlık duydu. Sardar Patel gibi liderler Pakistan'ın bu parayı Hindistan'a karşı savaşı sürdürmek amacıyla kullanmasından korkuyordu. Gandhi tüm Müslümanların Pakistan'a zorla gönderilmesi istekleri ortaya çıktığında ve Müslüman ile Hindu liderleri birbirleriyle bir türlü anlaşmaya razı gelmeyince de çok üzüldü.[18] Topluluklar arası tüm şiddetin durdurulması ve 550 milyon rupinin Pakistan'a ödenmesi için son ölüm orucuna Delhi'de başladı. Gandhi Pakistan'daki istikrarsızlık ve güvensizlik ortamının Hindistan'a karşı duyulan öfkeyi artıracağı ve şiddetin sınır ötesine taşınacağından korkuyordu. Ayrıca Hindular ve Müslümanlar arasındaki düşmanlığın açık bir iç savaşa dönüşeceğinden de korkuyordu. Yaşam boyu çalışma arkadaşı olanlarla yaptığı uzun duygusal görüşmeler sonucunda Gandhi orucunu bırakmadı ve hükümet kararlarını iptal ederek Pakistan'a ödemeyi yaptı. Aralarında Rashtriya Swayamsevak Sangh ve Hindu Mahasabha'nın da bulunduğu Hindu, Müslüman ve Sikh toplumu liderleri şiddeti reddederek barış çağrısı yapacakları konusunda Gandhi'yi ikna ettiler. Dolayısıyla Gandhi portakal suyu içerek orucunu bitirdi.[19]

Suikast

Raj Ghat: Hindistan'ın Pune şehrinde Ağa Han Sarayında Gandi'nin küllerinin bulunduğu anıt.
Dosya:GandhisLastJourney.jpg
The Manchester Guardian gazetesinde 18 Şubat 1948'de basılan fotoğrafta Mahatma Gandhi'nin külleri Allahabad caddelerinde taşınırken.

30 Ocak 1948'de, Yeni Delhi'de bulunan Birla Bhavan 'ın (Birla Evi) bahçesinde gece yürüyüşünü yaparken vuruldu ve öldü. Suikastçı Nathuram Godse Hindu bir radikaldi ve Pakistan'a ödeme yaptırılmasında ısrar ederek Gandi'nin Hindistan'ı zayıflattığını savunan aşırı uç görüşteki Hindu Mahasabha ile bağlantısı vardı.[20] Godse ve yardakçısı Narayan Apte daha sonra çıkarıldıkları mahkemede yargılandılar ve suçlu bulundular. 15 Kasım 1949'da idam edildiler. Gandhi'nin Yeni Delhi'de bulunan anıtı Rāj Ghāt 'ın üzerinde "Hē Ram", (Devanagari: हे ! राम ya da He Rām), yazar ve "Aman Tanrım" olarak tercüme edilebilir. Her ne kadar doğruluğu tartışmalaı olsada bunların Gandhi vurulduktan sonra son sözleri olduğu iddia edilmektedir.[21] Jawaharlal Nehru radyo ile ülkeye yaptığı konuşmasında şöyle demiştir:


Gandhi'nin külleri kaplara konarak anma törenleri için Hindistan'ın çeşitli bölgelerine gönderildi. Çoğu 12 Şubat 1948'de Allahabad'da Sangam'a döküldü ama bazıları gizlice başka yerlere gönderildi.[23] 1997'de, Tuşar Gandhi bir bankanın kasasında bulunan ve mahkeme emriyle alabildiği bir kabın içindeki külleri Allahabad'da Sangam'da suya döktü.[23][24] Dubai'li bir işadamının Mumbai müzesine gönderdiği bir başka kabın içindeki küller'de 30 Ocak 2008'de ailesi tarafından Girgaum Chowpatty'de suya dökülmüştür.[23] Bir başka kap Pune'deki Ağa Han Sarayı'na gelmiş [23] (1942 ile 1944 arasında tutuklu bulunduğu yer) bir başkası da Los Angeles'de Kendini Kanıtlama Birliği Göl Tapınağı 'na gelmiştir[25] Ailesi tapınaklarda ve anıtlarda bulunan bu küllerin siyasi kötü amaçlarla kullanılabileceğinin farkındadır ancak tapınak ve anıtları yıkmadan bunları alamayacaklarını bildiklerinden geri istememişlerdir.[23]

Gandhi'nin ilkeleri

Doğruluk

Gandhi hayatını doğruluğu ya da "Satya" 'yı bulmaya adadı. Bu amacına kendi hatalarından öğrenerek ve kendisi üzerinde deneyler yaparak ulaşmaya çalıştı. Otobiyografisine Doğrulukla Olan Deneyimlerimin Öyküsü adını vermiştir.

Gandhi en önemli mücadelenin kendi iblislerini, korkularını ve güvensizliklerini yenmek olduğunu belirtmiştir. Gandhi inançlarını ilk olarak "Tanrı Doğruluktur" diyerek özetlemiş. Daha sonra bu ifadesini "Doğruluk Tanrı'dır" olarak değiştirmiştir. Yani Gandi'nin felsefesinde Satya (Doğruluk) "Tanrı"dır.

Pasif direniş

Mahatama Gandhi pasif direniş ilkesinin bulucusu değildir ancak muazzam bir ölçekte siyasi alanda ilk uygulayandır.[26] Pasif direniş (ahimsa) ya da karşı koymama kavramları Hindistan dini düşünce tarihinde çok eskilere dayanmaktadır. Gandhi felsefesini ve hayat görüşünü otobiyoğrafisi Doğrulukla Olan Deneyimlerimin Öyküsü 'nde şöyle açıklar:

"Umutsuzluğa düştüğümde tarih boyunca doğruluk ve sevginin her zaman kazandığını hatırlarım. Tiranlar ve katiller olmuştur, hatta bir süre yenilmez sanılmışlardır ancak sonunda her zaman kaybederler, düşün bir her zaman."

"Çılgınca tahribatı totaliterlik nedeniyle ya da özgürlük ve demokrasi adı altında yapmak ölüler, yetimler ve evsizler için ne değiştirir?"

"Göze göz ilkesi tüm dünyayı kör eder."

"Uğrunda ölmeyi göze alacağım bir çok dava var ama uğrunda öldüreceğim hiç bir dava yoktur."

Bu ilkeleri uygulayan Gandhi mantığın en uç sınırlarına giderek, hükümetlerin, polisin ve ordunun bile şiddet karşıtı olduğu bir dünya hayal etti. Aşağıdaki alıntılar "Pasifistler İçin" kitabındandır.[27]

Savaş ilmi bir kişiyi basitçe saf diktatörlüğe yöneltir. Şiddet karşıtlığının ilmi ise yalnızca saf demokrasiye ulaştırır....Sevgiden kaynaklanan güç, cezalandırılma korkusundan kaynaklanandan binlerce kat daha etkili ve kalıcıdır.....Şiddet karşıtlığının yalnızca bireyler tarafından uygulanabileceğini ve bireylerin oluşturduğu uluslar tarafından uygulanamayacağını söylemek inançsızlıktır....En saf anarşiye en çok yaklaşan şiddet karşıtlığı üzerine kurulu olan demokrasidir....Tam bir şiddet karşıtlığı üzerinde örgütlenen ve işleyen bir toplum en saf anarşidir....

Şiddet karşıtı bir devlette bile polis gücüne gerek olduğu sonucuna ulaştım....Polis şiddet karşıtlığına inananlardan seçilecektir. İnsanlar içgüdüsel olarak onlara her türlü yardımı yapacak ve ortak bir çalışma sonucu sürekli azalan karışıklıklar ile kolaylıkla başa çıkabileceklerdir....Emek ile sermaya arasındki şiddetli anlaşmazlıklar ve grevler şiddet karşıtı bir devlette daha az olacaktır çünkü şiddet karşıtı çoğunluğun etkisi toplum içinde temel ilkelerin uygulanmasını sağlayacaktır. Benzer şekilde topluluklar arasında da karşıtlıklar olmayacaktır....

Şiddet karşıtı bir ordu savaş zamanında da barış zamanında da silahlı insanlar gibi davranmaz. Görevleri birbirleriyle savaşan toplumları biraraya getirmek, barış propagandası yapmak, bulundukları yerde ve birliklerinde her bir insanla ilişkiye geçmelerini sağlayacak eylemlerde bulunmaktır. Böyle bir ordu acil durumlarla başa çıkabilmek için hazırlıklı olmalıdır, şiddet içeren çetelerin taşkınlıklarını durdurabilmek için ölmeyi göze almalıdırlar. ...Satyagraha (doğruluğun gücü) tugayları her köy de ver her mahallede örgütlenebilir. [Eğer şiddet karşıtı topluma dışarıdan bir saldırı gelirse] şiddet karşıtlığına açılan iki yol vardır. Hakimiyeti vermek ama saldıran ile işbirliği yapmamak...başeğmektanse ölümü tercih etmek. İkinci yol ise şiddet karşıtı yöntemle yetişmiş insanların yapacağı pasif direniş....Saldırganın iradesine uymak yerine ölmeyi tercih eden kadın ve erkeklerin oluşturduğu sonu gelmez beklenmedik görüntü hem saldırganı hem de askerlerini yumuşatacaktır....Şiddet karşıtlığını ana siaysi görüşü olarak seçmiş olan bir ulusu ya da grubu atom bombası bile köleliğe mahkum edemez.... Bu ülkedeki şiddet karşıtlığının düzeyi başına bu geldiği takdirde doğal olarak öyle yükselecektir ki evrensel olarak saygı görecektir.

Bu görüşlere uygun olarak, 1940'ta Britanya Adaları'nın Nazi Almanyası tarafından işgali sözkonusu olduğunda Gandhi Britanya halkına şu öğütleri verdi (Savaş ve Barışta Pasif Direniş ):[28]

"Sahip olduğunuz silahları ne sizi ne de insanlığı kurtarmaya yeterli olmadığı için bırakmanızı isterim. Kendi varlığınız saydığınız ülkelerden ne istiyorlarsa almaları için Herr Hitler ve Sinyor Mussolini'yi davet edin.... Eğer bu centilmenler evlerinize girmek isterse, siz evleriniz terkedin. Eğer sizin serbestçe gitmenize izin vermezlerse, erkek, kadın ve çocuk sizi katletmelerine izin verin ama onlara bağlılığınızı sunmayı reddedin."

Savaş sonrası bir mülakatta 1946'da daha da uç bir görüşünü açıkladı:

"Yahudiler kendilerini kasabın bıçağına sunmalıydılar. Kendilerini kayalıklardan denize atmalıydılar."

Ancak Gandhi bu düzeyde bir şiddet karşıtlığının inanılmaz ölçüde inanç ve cesaret gerektirdiğini ve buna herkesin sahip olmadığını biliyordu. Dolayısıyla, özellikle de korkaklığa karşı bir kılıf olarak kullanılıyorsa herkesin şiddet karşıtı olarak kalması gerekmediğini de öğütledi.:

"Gandhi, silahlanmaktan ve direniş göstermekten korkanları satyagraha hareketine katılmamaları konusunda uyardı. 'İnanıyorum ki,' dedi, 'korkaklık ile şiddet arasında bir seçim yapmak gerekirse şiddeti öğütlerdim.'"[29]

"Her toplantıda şu uyarıyı yaptım. Pasif direniş ile daha önce kendilerinde olan kullanmayı bildikleri güçten sonsuz derecede fazla güç elde ettiklerine inananların pasif direniş ile hiç bir ilişkileri olmamalı ve bıraktıkları silahları tekrar almalıdır. Bir zamanlar çok cesur olan Khudai Khidmatgarların ("Allah'ın hizmetçileri"), Badşah Han'ın etkisiyle korkaklaştıklarını hiçbir zaman söyleyemeyiz. Cesaretleri yalnızca iyi bir nişancı olmalarıyla değil, ölümü göze almaları ve göğüslerini gelen kurşunlara karşı açmalarındadır."[30]

Etyemezlik

Gandhi küçük bir çocukken et yemeyi denemiştir. Bunun sebebi hem duyduğu merak hem de onu ikna eden yakın arkadaşı Şeyh Mehtab'tır. Hindistan'da etyemezlik Hindu ve Caynu inanışlarının temel ilkelerinden birisi olmuştur ve doğduğu yöre olan Gucarat'da Hindu ve Caynuların büyük bir çoğunluğu olduğu gibi Gandhi ailesi de etyemezdi. Londra'ya okumaya gitmeden önce annesi Putlibay ve amcası Becharji Swami'ye et yemekten, alkol almaktan ve fuhuştan imtina edeceğine yemin verdi. Sözüne uyarak yalnızca bir beslenme biçimi değil aynı zamanda yaşamı boyunca izleyeceği felsefeye bir temel elde etti. Gandhi ergenliğe eriştikçe katı bir etyemez oldu. The Moral Basis of Vegetarianism (Etyemezliğin Ahlaki Temeli) adlı kitabın yanı sıra bu konuda bir çok makale de yazdı. Bunların bir kısmı Londra Etyemezler Derneği'nin yayın organı The Vegetarian 'da yayımlandı.[31] Bu dönemde bir çok ileri gelen entelektüelden ilham alan Gandhi Londra Etyemezler Derneği'nin başkanı Dr. Josiah Oldfield ile de arkadaş oldu.

Henry Stephens Salt'un eserleri okuyup hayran kalmış olan genç Mohandas, etyemezlik kampanyası yapan bu kişyle görüştü ve yazıştı. Gandhi Londra'da iken ve daha sonra etyemezliği desteklemek için çok zaman harcadı. Gandhi için etyemez bir beslenme yalnızca insan vücudunun gereksinimleri karşılamıyor aynı zamanda ekonomik bir amaca da hizmet ediyordu. Et hâlâ tahıl, sebze ve meyveden daha pahalıdır. O zamanın Hintlilerinin bir çoğu çok düşük gelire sahip olduğu için etyemezlik yalnızca tinsel bir uygulama değil aynı zamanda pratikti de. Uzun süreler boyunca yemekten kaçınıd ve oruç tutmayı bir siyasi protesto yöntemi olarak kullandı. Ölene kadar ya da istekleri kabul edilene kadar yemek yemeyi reddetti. Otobiyografisinde etyemezliğin Brahmaçarya'ya olan derin bağlılığının başlangıcı olduğu yazar. İştahını tam olarak kontrol etmeden Brahmaçarya'da başarısız olacağını belirtir.

Bapu bir dönem sonra artık yalnızca meyve yemeye başlamıştı,[32], ancak doktorlarının tavsiyesiyle keçi sütü içmeye başlamıştı. İnek sütünden elde edilen süt ürünlerini hiç bir zaman kullanmamıştır. Bunun nedeni hem felsefi görüşleri hem de zorla inekten fazla süt alma yöntemi olan phookadan iğrendiği, [33] ve annesine vermiş olduğu bir söz nedeniyledir.

Brahmaçarya

Gandhi 16 yaşındayken babası çok hastalandı. Ailesine çok düşkün olduüu için hastalığı süresince babsının başucundaydı. Ancak bir gece Gandhi'nin amcası kısa bir süreliğine Gandhi'nin dinlenmesi için yerine geçti. Yatak odasında geçetikten sonra bedenin arzularına karşı koyamayarak karısıyla birlikte oldu. Kısa bir süre sonra bir hizmetçi babasının az önce öldüğünü bildirdi. Gandhi büyük bir suçluluk duydu ve kendini hiç bir zaman affedemedi. Bu olaydan "çifte utanç" diye söz eder. Bu olay Gandhi üzerinde öyle etkili olmuştur ki hâlâ evliyken 36 yaşında cinsellikten vazgeçer ve bekârlığı seçer.[34]

Bu kararın alınmasında tinsel ve pratik anlamda saflığı öğütleyen Brahmaçarya felsefesinin büyük etkisi vardır. Cinsellikten kaçınma ve çilecilik bu düşünüşün bir parçasıdır. Gandhi brahmaçaryayı Tanrı'ya yakınlaşma ve kendini kanıtlama yolunda ana temel olarak görmüştür. Otobiyografisinde çok küçük yaşta evlendiği karısı Kasturba'ya duyduğu şehvet dolu dürtüler ve kıskançlık krizleri ile olan mücadelesini anlatır. Cinsellikten uzak kalarak şehvet duymaktansa sevmeyi öğrenmenin kişisel zorunluluğu olduğunu hissetmiştir. Gandhi için brahmaçarya "duyguların düşünce, söz ve eylemde kontrolu" demekti.[35]

Sadelik

Dosya:GandhiStatueInUnionSquareNYC.jpg
New York'ta Union Square Park'ta Mahatma Gandhi heykeli.

Gandhi topluma hizmet veren bir kişinin sade bir hayatı olması gerektiğine yürekten inanmıştı. Bu sadelik o kişiyi brahmaçaryaya ulaştıracaktır. Sadeliğe Güney Afrika'da yaşadığı Batı tarzı yaşam stilini bırakarak başladı. Bunu "kendini sıfıra indirgemek," olarak adlandırdı ve gereksiz harcamaları keserek, basit bir yaşam tarzı seçti ve kendi giysilerini bile kendisi yıkadı.[36] Bir keresinde topluma yaptığı hizmet nedeniyle kendisine verilen hediyeleri geri çevirdi.[37]

Gandhi her hafta bir gününü konuşmadan geçiriyordu. Konuşmaktan imtina etmenin kendisine iç huzuru getirdiğine inanıyordu. Bu pratik Hindu ilkeleri mauna (Sanskritçe:मौनं — sessizlik) ve şantiden (Sanskritçe:शांति — huzur) etkilenmiştir. Böyle günlerde diğerleriyle kağıda yazarak iletişim kuruyordu. 37 yaşından sonra üç buçuk yıl boyunca Gandhi dünya meselelerinin çalkantılı durumunun kendi iç huzursuzluğundan daha fazla bir karışıklığa neden olduğu için gazete okumayı reddetti.

John Ruskin'in Unto This Last (Sonuna Kadar) adlı denemelerini okuduktan sonra yaşam tarzını değiştirmeye karar verdi ve Phoenix Kolonisi" adı verilen bir komün kurdu.

Başarılı bir hukuk hayatı yaşadığı Güney Afrika'dan Hindistan'a döndükten sonra zenginlik ve başarı ile özdeşleştirdiği Batı tarzı giyinmeyi bıraktı. Hindistan'ın en fakir insanının kabul edebileceği gibi giyinmeye başladı ve ev dokuması olan khadinin kullanılmasını savundu. Gandhi ve arkadaşları kendi eğirdikleri iplikle kendi giysilerinin kumaşını dokumaya başladı ve diğerlerini de böyle yapmaları için teşvik etti. Hintli işçiler işsizlik nedeniyle çoğunlukla boşta kalsalar da giysilerini Britanya sermayesinin sahip olduğu endüstriyel konfeksiyonculardan almaktaydılar. Eğer Hintliler kendi giysilerini yaparsa Hindistan'da yer alan Britanya sermayesine büyük bir darbe vurulacağı Gandhi'nin görüşüdür. Buradan yola çıkarak Hintlilerin geleneksel çıkrığı çarka Hindistan Ulusal Kongresi'nin bayrağına alınmıştır. Hayatının sadeliğini göstermek için yaşamının geri kalan döneminde yalnızca bir dhoti giydi.

İnanç

Gandhi Hindu olarak doğdu, tüm yaşamı boyunca Hinduizm'i uyguladı ve ilkelerinin çoğunu Hinduizm'den aldı. Sıradan bir Hindu olarak tüm dinlerin eşit olduğuna inandı ve başka dinlere inanması için verilen çabaları karşı geldi. Çok meraklı bir dinbilimciydi ve tüm önemli dinler hakkında bir çok kitap okudu. Hinduzim hakkında şunları söylemiştir:

"Benim bildiğim kadarıyla Hinduizm tamaıyla ruhumu tatmin ediyor ve tüm benliğimi dolduruyor... Şüpheler peşimden koşunca, hayal kırıklıkları yüzüme bakınca ve ufukta bir ışık hüzmesi bile görmeyince Bhagavad Gita 'ya dönerim ve beni rahatlatacak bir parça bulurum ve karşı konulmaz hüznün içinde hemen gülümsemeye başlarım. Yaşamım trajedilerle doluydu ve bunlar benim üzerimde görünür ve kalıcı etkiler bırakmadıysa bunu Bhagavad Gita 'nın öğretilerine borçluyum."
Gandhi Smriti (Gandhi'nin yaşamının son dört ayını geçirdiği ev şimdi bir anıt olmuştur, Yeni Delhi)

Gandhi Bhagavad Gita üzerine Gujarati dilinde bir yorum yazmıştır. Gujarati metni İngilizceye Mahadev Desai tarafından çevrilmiş ve bir önsöz eklenmiştir. 1946'da Gandhi'nin bir giriş yazısıyla yayımlanmıştır.[38][39]

Gandhi her dinin özünde doğruluk ve aşkın yattığına inanır. Aynı zamand tüm dinlerde ikiyüzlülüğü, kötü uygulamaları ve dogmayı da sorgulamıştır, ve yorulmaz bir sosyal reformcudur. Çeşitli dinler üzerine olan bazı yorunları şöyledir:

"Hristiyanlığı ne mükemmel ne de en büyük din olarak kabul edemeyişimin nedeni daha önceden Hinduizm'in böyle olduğuna ikna olmamdandır. Hinduizm'in eksiklikleri benim için oldukça belirgindi. Eğer dokunulmazlık Hinduzim'in bir parçası olabiliyorsa ya kokuşmuş bir parçasıdır, ya da bir urdur. Bir çok tarikat ve kastın raison d'etreini (varlık sebebini) anlayamıyorum. Vedaların Tanrı Sözü olduğunu söylemenin anlamı nedir? Eğer Tanrı'nın ilhamıyla yazıldıysa neden İncil ve Kur'an'da öyle olmasın. Hristiyan arkadaşlarım gibi Müslüman arkadaşlarım da beni dinlerine döndürmeye çalışmışlardır. Abdullah Şet beni sürekli İslam'ı incelemey teşvik etti ve her zaman ne kadar güzel olduğu hakkında söylecek sözü bulunuyordu." (kaynak:Otobiyografisi)
"Ahlaki temeli kaybettiğimizde dindar olmaktanda uzaklaşırız. Ahlakın üstünde bir din gibi bir şey yoktur. İnsan, örneğin hem yalancı, zalim olup, nefsine hakim olamayıp hem de Tanrı'nın kendi yanında olduğunu iddia edemez."
"Muhammed'in hadisleri yalnızca müslümanlar için değil tüm insanlık için bir hikmet hazinesidir."

Yaşamının daha sonraki dönemlerinde bir Hindu olup olmadığı sorulduğunda şöyle yanıtlamıştır:

"Evet öyleyim. Aynı zamanda hristiyan, müslüman, budist ve yahudiyim."

Birbirlerine büyük saygıda da duysalar Gandhi ve Rabindranath Tagore nir çok kereler çok uzun süren tartışmalara girmiştir. Bu tartışmalar zamanlarının en ünlü iki Hintlisinin felsefi görüş farklılıklarını örnekler. 15 Ocak 1934'de Bihar'da meydana gelen bir deprem çok büyük yaşam kaybına ve zarara yol açtı. Gandhi bunun dokunulmazları kendi tapınaklarına kabul etmeyen üst kast Hinduların günahları nedeniyle olduğunu belirtti. Tagore ise Gandhi'nin bu görüşüne şiddetle karşı geldi ve dokunulmazlık uygulaması ne kadar itici de olsa ahlaki sebeplerin değil yalnızca doğal sebeplerin depreme yol açabileceğini savundu.[40]

Eserleri

Gandhi üretken bir yazardı. Uzun yıllar aralarında Güney Afrika'da iken Gucarati dilinde Harijan, Hindi dilinde ve İngilizce; Indian Opinion ile Hindistan'a döndükten sonra çıkardığı İngilizce Young India gazetesi ile Gujarati dilinde Navajivan adlı aylık dergi gibi bir çok gazete ve derginin editörlüğünü yaptı. Sonraları Navajivan Hindi dilinde de yayımlandı.[41] Bunlara ek olarak hemen hemen her gün kişilere ve gazetelere mektuplar yazdı.

Gandhi aralarında otobiyografisi Doğrulukla Olan Deneyimlerimin Öyküsü 'nün de bulunduğu, Güney Afrika'daki mücadelesi hakkında Satyagraha in South Africa (Güney Afrika'da Satyagraha), siyasi bir broşür olan Hind Swaraj or Indian Home Rule, ve John Ruskin'in Unto This Last denemesinin Gucarati dilindeki yorumu gibi bir çok eser yazmıştır.[42] Bu son deneme ekonomi üzerine denemesi olarak sayılır. Ayrıca yoğun olarak etyemezlik, beslenme ve sağlık, din, sosyal reformlar gibi konular üzerine de yazdı. Gandhi genellikle Gucarati dilinde yazdı ama kitaplarının Hindi ve İngilizce çevirilerini de düzeltti.

Gandhi'nin tüm eserleri 1960 yılında The Collected Works of Mahatma Gandhi (Mahatma Gandhi'nin Tüm Eserleri) adıyla Hindistan hükümeti tarafından yayımlandı. Yazılar yaklaşık yüz cilt içinde toplanmış 50.000 sayfadan oluşur. 2000 yılında tüm eserlerin gözden geçirilmiş baskısı, Gandhi'nin takipçilerinin hükümeti siyasal amaçları için değişiklik yapması ile suçlamasıyla bir anlaşmazlık çıkmıştır.[43]

Gandhi hakkında kitaplar

Bir çok biyografi yazarı Gandhi'nin hayatını yazmayı üstlenmiştir. Bunların arasında iki tanesi diğerlerinin arasından sıyrılmıştır: D. G. Tendulkar'ın sekiz ciltlik Mahatma. Life of Mohandas Karamchand Gandhi (Mahatma, Mohandas Karamçand Gandi'nin Yaşamı) ile Pyarelalve Sushila Nayyar'ın on ciltlik Mahatma Gandhi 'si. ABD Ordusu'ndan Albay G. B. Singh'in hayatının yirmi yılını[44] araştırma kitabı Gandhi: Behind the Mask of Divinity 'yi (Gandhi:Kutsallık Maskesinin Ardında) yazmak için Gandhi'nin özgün konuşmalarını ve yazılarını toplamak için geçirdiği söylenir.

Takipçileri ve etkisi

Gandhi önemli liderleri ve siyasi hareketleri etkilemiştir. Aralarında Martin Luther King ve James Lawson'un da bulunduğu ABD'deki yurttaşlık hakları hareketi liderleri pasif direniş hakkındaki kendi kuramlarının gelişiminde Gandhi'nin yazılarından yararlanmışlardır.[45] Apartheid karşıtı eylemci ve Güney Afrika'nın eski devlet başkanı, Nelson Mandela, Gandhi'den ilham almıştır.[46] Diğerleri arasında, Han Abdulgaffar Han,[47] Steve Biko, ve Aung San Suu Kyi sayılabilir.[48]

Gandhi'nin yaşamı ve öğretileri Gandhi'yi akıl hocası olarak gören veya hayatını Gandhi'nin fikirlerini yaymakiçin geçiren bir çok kişiye ilham kaynağı olmuştur. Avrupa'da ilk olarak, Romain Rolland 1924 yılında yayımladığı kitabı Mahatma Gandhi ile Gandhi'den sözetmiştir ve Brezilyalı anarşist ve feminist Maria Lacerda de Moura pasifizm hakkındaki kitabında Gandhi hakkında yazmıştır. 1931 yılında Avrupalı dikkate değer bir fizikçi, Albert Einstein Gandhi ile mektuplaşmış ve daha sonra onun hakkında "felecek nesiller için örnek alınacak bir kişi" diye yazmıştır.[49] Lanza del Vasto 1936 yılında Gandhi ile yaşamak amacıyla Hindistan'a gitti. Daha sonra Avrupa'ya Gandhi'nin felsefesini yaymak için döndü ve 1948 yılında Gandhi'nin aşramlarını örnek alan Ark Topluluğu'nu kurdu. Bir Britanya amiralinin kızı olan Madeleine Slade ("Mirabehn" olarak bilinir) yaşamının büyük bir kısmını Gandhi'nin bir müridi olarak Hindistan'da geçirmiştir.

Bunlara ek olarak Britanyalı müzisyen John Lennon şiddet karşıtı görüşlerini tartışırken Gandhi'den söz etmiştir.[50] 2007'de Cannes Lions Uluslararası eklamcılık Festivalinde ABD eski başkan yardımcısı ve çevreci Al Gore, Gandhi'nin kendi üzerindeki etkisinden söz etmiştir.[51]

Mirası

Gandhi'nin doğum günü olan 2 Ekim, Hindistan'da Gandhi Jayanti olarak kutlanan ulusal bir bayramdır. 15 Haziran 2007'de, "Birleşmiş Milletler Genel Kurulu"nun oybirliğiyle 2 Ekim'i "Dünya Şiddete Hayır Günü" olarak kabul ettiği duyurulmuştur.[52]

Batı'da sıklıkla Gandhi'nin ilk adı olduğu sanılan Mahatma kelimesi Sanskritçe Ulu anlamına gelen maha ile ruh anlamına gelen atma kelimelerinden gelmektedir.

Dutta ve Robinson'un Rabindranath Tagore: An Anthology kitabı gibi bir çok kaynak Mahatma unvanının Gandhi'ye ilk olarak Rabindranath Tagore tarafından yakıştırıldığını belirtir.[53] Diğer kaynaklarda ise bu unvanı Nautamlal Bhagavanji Mehta'nın 21 Ocak 1915'de verdiği belirtilir.[54] Otobiyografisinde Gandhi hiç bir zaman bu onura layık olmadığını düşündüğünü açıklar.[55] Manpatra 'ya göre, Mahatma unvanı Gandhi'nin adalet ve doğruluk için gösterdiği özenilecek özveri için verilmiştir.[56]

Time Dergisi Gandhi'yi 1930'da yılın adamı seçti. Time Dergisi Dalay Lama, Lech Wałęsa, Dr. Martin Luther King, Jr., Cesar Chavez, Aung San Suu Kyi, Benigno Aquino, Jr., Desmond Tutu, ve Nelson Mandela'yı Gandhi'nin çocukları olarak adlandırdı ve şiddet karşıtlığı için tinsel mirasçıları olduklarını belirtti.[57] Hindistan hükümeti her yıl toplum için çalışanlar, dünya liderleri ve vatandaşları arasından seçilenlere Mahatma Gandhi Barış Ödülü'nü sunar. Güney Afrika'nın ırk ayrımını ortadan kaldırmak için mücadele eden lideri Nelson Mandela, ödülü kazanan Hintli olmayanlar arasında tanınmış olanlardandır.

1996 yılında Hindistan hükümeti 5, 10, 20, 50, 100, 500 ve 1000 rupilk banknotlar üzerinde Mahatma Gandhi serisini başlattı. Günümüzde Hİndistan'da dolaşımda bulunan tüm paralar üzerinde Mahatma Gandhi'nin portresi bulunur. 1969 yılında Birleşik Krallık Mahatma Gandhi'nin doğumunun yüzüncü yılı anısına bir dizi posta pulu çıkardı.

Yeni Delhi'de Gandhi Smriti'de Gandhi'nin suikaste uğradığı yeri temsil eden Şehit Sütunu.

Büyük Britanya'da bir çok Gandhi heykeli bulunmaktadır. Bunların en dikkat çekeni hukuk okuduğu University College London'ın yakınında Londra'nın Tavistock Meydanı'ndaki heykeldir. 30 Ocak Birleşik Krallık'ta "Ulusal Gandhi'yi Anma Günü" olarak kutlanır. Amerika Birleşik Devletleri'nde New York'da Union Square Park'ta, Atlanta'da Martin Luther King, Jr. Ulusal Tarihi Sit'inde,Washington, DC'de Hindistan Büyükelçiliği yakınında Massachusetts Avenue'de Gandhi heykelleri bulunur. Güney Afrika'nın Pietermaritzburg şehrinde (1893 yılında trende birinci mevkiden atıldığı yer) bir anıt heykeli bulunur. Madame Tussaud'nun Londra, New York ve diğer şehirlerdeki müzelerinde balmumu heykelleri de vardır.

Yeni Delhi'de bulunan [Raj Ghat

1948 yılında Gandhi'nin cenazesinin yakıldığı yerdir.]]

Gandhi 1937 ile 1948 yılları arasında beş kez aday gösterilmesine rağmen Nobel Barış Ödülü'nü alamadı.[58] Yıllar sonra Nobel Komitesi kamuoyuna yaptığı açıklamada bu ödülü verememenin derin üzüntüsünü bildirmiş ve ödülün verilmesinde aşırı ulusalcı görüşlerin olduğunu kabul etmiştir. Mahatma Gandhi 1948 yılında ödülü alacaktı ancak suikaste uğraması sonucu alamamıştır. Yenhi yaratılan Hindistan ve Pakistan arasında o yıl ortaya çıkan savaşta ayrıca önemli bir faktör olmuştur.[59] 1948'de Gandhi'nin öldüğü yıl Barış Ödülü "yaşayan uygun bir aday olmadığı" bahanesiyle verilmedi ve 1989 yılında Dalay Lama'ya Ödül verildiğinde komite başkanı "bunun kısmen Mahatma Gandi'nin anısına saygıdan ötürü" verildiğini belirtti.[60]

Yeni Delhi'de Gandhi'nin 30 Ocak 1948'de suikaste uğradığı Birla Bhavan (ya da Birla Evi), 1971 yılında Hindistan hükümeti tarafından alınmış ve 1973'de Gandhi Smriti ya da Gandhi Hatırası olarak halka açılmıştır. Mahatma Gandhi'nin yaşamının son dört ayını geçirdiği oda ile gece dolaşırken vurulduğu yer koruma altındadır.

Mohandas Gandhi'nin suikaste uğradığı yerde şimdi bir Şehit Sütunu bulunmaktadır.

Mahatma Gandi'nin öldüğü 30 Ocak günü her yıl bir çok ülkenin okullarında Şiddet Karşıtı ve Barış Günü olarak kutlanır. İlk olarak [[>]64]]'de İspanya'da kutlanmaya başlamıştır. Güney Yarımküre okul takvimini kullanan ülkelerde bu gün 30 Mart'ta ya da yakın günlerde kutlanır.

Kaynak

Dipnotlar

  1. ^ Chaudhury, Nilova (15 Haziran 2007). "October 2 is global non-violence day". hindustantimes.com. Hindustan Times. Erişim tarihi: 2007-06-15.  Tarih değerini gözden geçirin: |tarih= (yardım)
  2. ^ "General Assembly adopts texts on day of non-violence,..." un.org. United Nations. 15 Haziran 2007. Erişim tarihi: 2007-07-01.  Tarih değerini gözden geçirin: |tarih= (yardım)
  3. ^ Gandhi, Gucarati dilinde "bakkal" (L. R. Gala, Popular Combined Dictionary, English-English-Gujarati & Gujarati-Gujarati-English, Navneet), Hintçe de ise "parfüm satıcısı" demektir. (Bhargava's Standard Illustrated Dictionary Hindi-English).
  4. ^ Collected Works of Mahatma Gandhi Cilt 5 Dokuman#393, Gandhi: Behind the Mask of Divinity s106
  5. ^ http://www.gandhism.net/sergeantmajorgandhi.php Başçavuş Gandhi
  6. ^ Collected Works of Mahatma Gandhi VOL 5 s 410
  7. ^ R. Gandhi, Patel: A Life, s. 82.
  8. ^ R. Gandhi, Patel: A Life, s. 89.
  9. ^ R. Gandhi, Patel: A Life, s. 105.
  10. ^ R. Gandhi, Patel: A Life, s. 131.
  11. ^ R. Gandhi, Patel: A Life, s. 172.
  12. ^ R. Gandhi, Patel: A Life, s. 230–32.
  13. ^ R. Gandhi, Patel: A Life, s. 246.
  14. ^ R. Gandhi, Patel: A Life, s. 277–81.
  15. ^ R. Gandhi, Patel: A Life, s. 283–86.
  16. ^ R. Gandhi, Patel: A Life, s. 309.
  17. ^ R. Gandhi, Patel: A Life, s. 318.
  18. ^ R. Gandhi, Patel: A Life, s. 462.
  19. ^ R. Gandhi, Patel: A Life, s. 464–66.
  20. ^ R. Gandhi, Patel: A Life, s. 472.
  21. ^ Vinay Lal. ‘Hey Ram’: The Politics of Gandhi’s Last Words. Humanscape 8, no. 1 (Ocak 2001): s. 34–38.
  22. ^ Gandi2nin ölümü üzerine Nehru'nun konuşması]. 15 Mart 2007'de erişildi.
  23. ^ a b c d e "Gandhi's ashes to rest at sea, not in a museum" The Guardian, 16 Ocak 2008
  24. ^ "GANDHI'S ASHES SCATTERED" The Cincinnati Post, 30 Ocak 1997 "Kimsenin bilmediği sebeplerden ötürü, Gandhi'nin küllerinin bir kısmı Yeni Delhi'nin 1.800 km güneydoğusunda Cuttack'ta bir bankanın kiralık kasasına konmuş. 1995'de gazeteler küllerin bankada olduğunu haber yaptıktan sonra Tuşar Gandhi mahkemede dava açarak külleri almak istemiştir."
  25. ^ Ferrell, David (2001-09-27). "A Little Serenity in a City of Madness". Los Angeles Times. ss. B 2. 
  26. ^ Şablon:Kitap belirt
  27. ^ Bharatan Kumarappa, Editör, "For Pacifists," M.K. Gandhi, Navajivan Publishing House, Ahmedabad, Hindistan, 1949.
  28. ^ Şablon:Kitap belirt
  29. ^ Bondurant, s. 28.
  30. ^ Bondurant, s. 139.
  31. ^ "International Vegetarian Union — Mohandas K. Gandhi (1869–1948)". 
  32. ^ [1]
  33. ^ [2]
  34. ^ Time magazine people of the century
  35. ^ The Story of My Experiments with Truth — An Autobiography, s. 176.
  36. ^ The Story of My Experiments with Truth — An Autobiography, s. 177.
  37. ^ The Story of My Experiments with Truth — An Autobiography, s. 183.
  38. ^ Desai, Mahadev. The Gospel of Selfless Action, or, The Gita According To Gandhi. (Navajivan Publishing House: Ahmedabad: İlk basım 1946). Diğer basımlar: 1948, 1951, 1956.
  39. ^ Desai'nin ek yorumları olmayan daha kısa bir basım da vardır: Anasaktiyoga: The Gospel of Selfless Action. Jim Rankin, editör. Yazar M.K. Gandhi; Mahadev Desai, çevirmen. (Dry Bones Press, San Francisco, 1998) ISBN 1-883938-47-3.
  40. ^ http://www.indiatogether.org/2003/may/rvw-gndhtgore.htm Overview of debates between Gandhi and Tagore
  41. ^ Peerless Communicator V.N. Narayanan. Life Positive Plus, Ekim-Aralık2002
  42. ^ Şablon:Kitap belirt
  43. ^ Collected Works of Mahatma Gandhi (CWMG) Controversy (gandhiserve)
  44. ^ "Gandhi Behind the Mask of Divinity". Erişim tarihi: 2007-12-17. 
  45. ^ COMMEMORATING MARTIN LUTHER KING JR.: Gandhi's influence on King
  46. ^ Nelson Mandela, The Sacred Warrior: The liberator of South Africa looks at the seminal work of the liberator of India, Time Magazine, 3 Ocak 2000.
  47. ^ A pacifist uncovered — Abdul Ghaffar Khan, Pakistani pacifist
  48. ^ An alternative Gandhi
  49. ^ Einstein on Gandhi
  50. ^ Lennon Lives Forever. rollingstone.com 'dan alıntı. 20 Mayıs 2007'de erişildi.
  51. ^ Of Gandhigiri and Green Lion, Al Gore wins hearts at Cannes. exchange4media.com 'dan alıntı. 23 Haziran 2007'de erişildi.
  52. ^ Chaudhury, Nilova (15 Haziran 2007). "October 2 is global non-violence day". hindustantimes.com. Hindustan Times. Erişim tarihi: 2007-06-15.  Tarih değerini gözden geçirin: |tarih= (yardım)
  53. ^ Dutta, Krishna and Andrew Robinson, Rabindranath Tagore: An Anthology, s. 2.
  54. ^ "Kamdartree: Mahatma and Kamdars". 
  55. ^ M.K. Gandhi: An Autobiography. 21 Mart 2006'da erişildi.
  56. ^ Documentation of how and when Mohandas K. Gandhi became known as the "Mahatma". 21 Mart 2006'da erişildi.
  57. ^ The Children Of Gandhi. Time. 21 Nisan 2007'de erişildi.
  58. ^ AFSC's Past Nobel Nominations.
  59. ^ Amit Baruah. `Gandhi not getting the Nobel was the biggest omission'. The Hindu, 2006. 17 Ekim 2006'da erişildi.
  60. ^ Øyvind Tønnesson. Mahatma Gandhi, the Missing Laureate. Nobel e-Museum Peace Editor, 1998–2000. 21 Mart 2006'da erişildi.

Şablon:Link FA Şablon:Link FA Şablon:Link FA Şablon:Link FA