İçeriğe atla

Yaratılış Kitabı

Vikipedi, özgür ansiklopedi
(Tekvin sayfasından yönlendirildi)
Tanah - Eski Ahit
Papirüs Nash, M.Ö. 2. yüzyıl
Tevrat - Pentatök
Başlangıç · Çıkış · Levioğulları · Sayılar · Kanunun Tekrarı
Tarihsel Kitaplar
Yeşu · Hakimler · Rut

1. Samuel · 2. Samuel
1. Krallar · 2. Krallar
1. Tarihler · 2. Tarihler
Ezra · Nehemya · Ester

Şiirsel Kitaplar

Eyüp · Mezmurlar
Özdeyişler · Vaiz · Ezgiler Ezgisi

Peygamberler

İşaya · Yeremya · Ağıtlar
Hezekiel · Daniel
Hoşea · Yoel · Amos
Obadya · Yunus · Mika
Nahum · Habakkuk · Tsefanya
Haggay · Zekeriya · Malaki


Yaratılış kitabının giriş bölümü

Yaratılış Kitabı (İbraniceבְּרֵאשִׁית, romanize: Bərēšīṯ, lit. "Başlangıçta (o zamanda)"), Tanah'ın ve Hristiyan Eski Ahit'inin ilk kitabıdır. Yahudilik ve Hristiyanlık geleneklerinde her şeyin başlangıcını; insanlığın erken tarihini, İsrailoğullarının atalarını ve Yahudi milletinin asıllarını açıklayan bir kitap olarak görülür.

İsimlendirmeler

[değiştir | kaynağı değiştir]
İbranice Transliterasyon Tercüme Yunanca Transliterasyon Tercüme Latince Tercüme Türkçe
בְּרֵאשִׁית Bərēšīṯ "Başlangıçta" Γένεσης Genesis Başlangıç, doğuş Genesis Başlangıç, doğuş Tekvin, Başlangıç ya da Yaratılış

Yahudiler, Hristiyanların dediği "İbranice Kutsal Kitap" ifadesinin aksine bu kitaba Tanah derler. Tanah üç birleşimden oluşmaktadır:

Bunlardan ilk olanının, yani Tora'nın ilk kitabı olan Yaratılış Kitabı, aynı zamanda Tanah'ın da ilk kitabıdır. Kitabın adı olan "Bereşit" ifadesi, kitabın ilk sözüdür: "Başlangıçta Tanrı gökleri ve yeri yarattı."

Hristiyanlıkta

[değiştir | kaynağı değiştir]

Hristiyanlar Kutsal Kitap'ın İbranice kısmına Eski Ahit ya da İbranice Kutsal Yazılar derler. M.Ö. 2. yüzyılda yapılmış Yunanca çevirisinde (Septuagint) Torah'a Pentatök (Yunanca: Πεντάτευχος [Pentáteuchos]; „Beşkitap“) denilir. Bu kavram penta (beş) ve teuchos (cilt, tomar) sözcüklerinin birleşiminden oluşmuştur. Hristiyanlar genellikle ona Musa'nın Beş Kitabı derler.

İslamiyette Torah'a ya da Musa'nın beş kitabına (Pentatök) Tevrat denilir. Kur'ân'da Tevrat kitabının Musa'ya verildiğini doğrudan doğruya söyleyen bir ayet bulunmadığı halde bu, şu iki ayet karşılaştırılınca anlaşılıyor:

„Biz Mûsâ'ya kitap verdik. Ondan sonra peşpeşe peygamberler gönderdik. Meryem'in oğlu Îsâ'ya da mûcizeler, açık deliller verdik ve onu Ruhu'l Kudüs ile destekledik. ...“ (Bakara Sûresi, 87. ayet)
„İçinde hidâyet ve nur olan Tevratı Biz indirdik. Kendilerini Hakka teslim eden nebîler, Yahudilerle ilgili meselelerde onunla hükmederlerdi. ...“ (Mâide Sûresi, 44. ayet)[1]

Musa, Kuran'a göre Allah'tan sadece bir kitap aldığına göre, Tevrat kastedilmelidir. Fahruddin Razi Bakara Sûresi'ndeki ayet (87) hakkında şunu açıklar:

„O, Bakara Sûresi'ndeki „Musa'ya o kitabı ve furkanı verdik“ âyetinde geçen „El-Kitab'ı ise, Tevrat olarak açıklamakta ve Musa'ya verilen „kitab“ın Tevrat olduğunda ihtilafın bulunmadığını belirtmektedir. Netice olarak, Muhammed Hamdi Yazır'ın ifade ettiği gibi müfessirlerin hemen hemen tümü , Musa'ya „kitap“ verildiğini bildiren âyetlerdeki “El-Kitab“ı Tevrat olarak açıklamıştır. Onlardan hiçbiri , İncil'in İsa, Zebur'un Davud'la birlikte zikredilmesine rağmen Tevrat'ın Musa ile birlikte zikredilmemesinin sebebi üzerinde durmamıştır.“[2]

Geçmiştekinin aksine günümüz Müslümanlarının çoğunluğu Tevrat'ı (ve bununla Başlangıç kitabını da) kutsal kabul eder ancak özgün metninin zamanla tahrif edildiğine (değiştirildiğine) inanırlar.

Daha önce şüphecilerin, Musa'nın günlerinde yazının hala bilinmediği yönündeki itirazı şimdi genellikle reddediliyor. P. J. Wiseman, The Origin of Genesis adlı kitabında, arkeolojik araştırmaların şu sonucu yeterince kanıtladığını belirtir: "İnsanlık tarihinin geriye izleyebildiğimiz sürece, insan yazabilir."[3] Bilginler, yazının Musa'nın zamanından çok önce (M.Ö. 2. binyılda) bilindiği konusunda hemfikirdirler. Çıkış 17:14'teki gibi ifadeler, “Hatırlanması için bunu kitaba yaz”, Musa'nın günlerinde yazmanın yaygın bir uygulama olduğunu açıkça ortaya koyar.

Başlangıç kitabını kimin yazdığı konusunda Yahudi bilginler arasında hiçbir şüphe yoktur. "Musa'nın Kanununun Kitabı" kelimeleri ve Başlangıç da dahil olmak üzere Kutsal Kitap'ın ilk beş kitabına yapılan referanslar, Musa'nın halefi Yeşu'nun zamanından itibaren bulunur (Çıkış [Şemot] 17:14; 34:27; Yeşu [Yehoşua] 8:31). İbranice Kutsal Kitap'ın başka 27 kitabında Musa'dan yaklaşık 200 kez bahsedilir. Yunanca Kutsal Yazılarda Musa'dan sık sık "kanun"un yazarı olarak bahsedilir.

M.S. birinci yüzyıl Yahudi tarihçisi Flavios Josephus, Pros Apiona (Apion’a Karşı) adlı eserinde İbranilerce kutsal kabul edilen tüm kitaplara değinir. O şöyle yazar: “Birbiriyle çelişen binlerce kitabı kendi kitabımız olarak kabul etmiyoruz. Resmen kabul ettiğimiz kitaplar yalnızca yirmi iki tanedir ve tüm devirlerin kaydını içerir. Bunlardan beşi Musa’nın kitabıdır; bu kitaplarda Tanrı’nın kanunları ve insanın doğuşundan bu kanunları bildiren kişinin ölümüne dek yaşanan tarihsel olaylar yer alır."[4]

Malumatın kaynağı

[değiştir | kaynağı değiştir]

Başlangıç kitabında anlatılan olayların tümü Musa'nın doğumundan önce gerçekleşti. Bir Tanrı'nın varlığına inanan kişiler için Musa bunu doğrudan ilahi vahiy yoluyla öğrendi. Bir kimsenin insanın yaratılışından önce neler olduğunu bu şekilde öğrenmiş olması gerektiği açıktır. (Başlangıç 1:1-27; 2:7, 8).

Ancak Musa bunu ve bilgilerin geri kalanını sözlü gelenek yoluyla almış olabilir. Başlangıç kitabına göre insanlar o dönemde çok uzun yaşadıkları için, bu bilgilerin Adem'den Musa'ya iletilmesi için bağlantı halkaları olarak sadece beş kişinin olması gerekirdi: Metuşelah, Sam, İshak, Levi ve Amram. Başlangıç kitabının son kısmındaki olayları Musa'nın dedesinin babası ve Yusuf’un üvey kardeşi olan Levi yaşadı. Dolayısıyla Yusuf’la ilgili ayrıntılar aile içinde iyi biliniyor olmalıydı. Üstelik Levi, Musa’nın babası Amram’ın döneminde belki hâlâ hayattaydı. (Çıkış 6:16, 18, 20; Sayılar 26:59).

Diğer bir olasılık da Musa'nın Başlangıç kitabında yer alan bilgilerin çoğunu mevcut kayıtlar veya belgeler aracılığıyla elde etmiş olmasıdır. Hollandalı bilgin Campegius Vitringa daha 18. yüzyılda bu görüşü benimsemiştir. O, Başlangıç kitabında on kez (King James Versiyonuna göre) “... soyunu anlatan kayıt budur” ve bir defa “... soyun kitabı budur” ifadelerini fark etti (Başlangıç 2:4; 5:1; 6:9; 10:1; 11:10, 27; 25:12, 19; 36:1, 9; 37:2).[5]

“Soy” ifadesi daha iyi "tarih" veya "köken" olarak tercüme edilen İbranice tōle·dhṓth kelimesinin karşılığıdır. Örnek olarak “gök ve yerin soyları” tabiri pek uygun değilken, “gök ve yerin tarihi” tabiri daha akla yatkındır. Bunun için Almanca Elberfeld çevirisi, Crampon'un Fransızca çevirisi, Bover-Cantera'nın İspanyolca çevirisi ve Yeni Dünya çevirisinde “tarih” ifadesi kullanılır. İnsanların bugün doğru tarih yazımına ilgi duymaları gibi, onlar en başından beri kesinlikle öyleydi.

Bu nedenle Vitringa ve diğerleri, tōle·dhṓth terimini Musa'nın sahip olduğu ve Başlangıç kitabında kaydettiği zaten mevcut bir tarihsel belge olarak anladılar. Bu "tarihler"le doğrudan bağlantılı olarak adları verilen kişilerin (Adem, Nuh, Nuh'un oğulları, Sam, Terah, İsmail, İshak, Esav ve Yakup) bu yazılı kayıtların ya yazarları ya da asıl sahipleri olduğunu varsayıyorlar. Elbette bu, Musa'nın bu belgelere nasıl sahip olduğu sorusunu geride bırakıyor. “... tarihini anlatan kayıt budur” ifadesinin, uzun, kapsamlı tarihsel kaydın çeşitli bölümlerini uygun şekilde sınırlandıran yalnızca bir giriş olması mümkündür. Matta, sevindirici haberinin girişinde benzer bir ifade kullandı (Matta 1:1). Bu nedenle, Musa'nın kaydettiği bilgiyi aldığı doğrudan kaynak konusunda nihai bir sonuca varılamaz. Belki de bunu sadece bahsedilen yollardan biriyle değil, üçüyle bilgisini aldı.

İbranice Kutsal Kitap'ın tanıklığı

[değiştir | kaynağı değiştir]

Musa İsraillilerle birlikte Mısır'dan çıktıktan sonra Sina çölünde bulunduğu zaman Başlangıç kitabını kaleme aldı.

İsrail'in Mısır'dan çıkış tarihini tespit etmek için, Pers kralı Büyük Kyros'un Babil’i fethettiği zamanda başlayarak geriye hesaplanması gerekir. Bu olay, hem İbranice Kutsal Yazılarda hem de dünyevi tarihte iyi bilinen bir olaydır ve tarihi tartışılmaz. Tarihçiler, Koreş’in komutasındaki Med ve Pers kuvvetlerinin Babil şehrini ele geçirmesi M.Ö. 539 yılında olduğunu kabul ederler.

Bu olay Daniel 5:30’da kayıtlıdır. Çeşitli eski tarihçiler (Diodoros, Africanus, Eusebios, Batlamyus ve Babil tabletleri) Kyros’un Babil’i M.Ö. 539’da ele geçirdiği konusunda hemfikirdir. Nabonidus Kroniği şehrin düşüşünün yılını belirtmediği halde ay ve gününü bildirir. Böylece Babil’in düşüşü Jülyen takvime göre M.Ö. 11 Ekim 539’a veya Gregoryen takvime göre M.Ö. 5 Ekim 539’a tarihlenir.

Kyros'un, saltanatının ilk yılında, yani M.Ö. 537’nin ilkbaharından önce çıkardığı bir fermanla Yahudiler Babil'deki esaretten serbest bırakıldılar. Ezra 3:1’de, İsrailoğullarının yedinci ay olan tişri’de (Eylül-Ekim) Yeruşalim’e dönmüş olduğu kayıtlıdır. O halde, Yahudilerin Yeruşalim’de tekrar oturmaya başladıkları tarih M.Ö. 537’nin sonbaharıdır.

Bu tarih önceden bildirilen bir dönemin sonuna işaret eder. M.Ö. 537, Vaat Edilmiş Toprakların ‘viraneye döneceği yetmiş yıllık’ dönemin sonuydu. (Yeremya [Yirmeyahu] 25:11, 12; 29:10). Bu sözleri çok iyi bilen Daniel, ‘yetmiş yıllık’ dönemin sonu yaklaşırken Tanrı’ya yönelip yardım diledi (Daniel 9:1-3). “Yetmiş yıl” M.Ö. 537 sonbaharında sona erdiğine göre, M.Ö. 607 sonbaharında başlamış olmalıdır.

Birinci ve İkinci Krallar (Melachim) kitaplarında İsrail ve Yahuda krallarının saltanat süreleri kayıtlıdır. Bu sürelerin toplanması birleşik İsrail krallığın ikiye bölündüğü zamandan beri Yeruşalim'in yıkılışına kadar 390 yıl geçtiğini gösterir. M.Ö. 607’den geri sayarsak, 390 yıllık dönemin M.Ö. 997’de başladığını görürüz. O yıl Yeroboam, Süleyman’ın ölümünden sonra, Davut'un krallığıyla bağlarını koparıp Tanrı'nın „yolundan ayırdı ve onları büyük bir günaha sürükledi” (2. Krallar [Melachim] 17:21).

Süleyman’ın 40 yıl süren saltanatı M.Ö. 997’nin ilkbaharında bitti. Bunun için ilk saltanat yılı M.Ö. 1037’nin ilkbaharında başlamış olmalıdır (1. Krallar [Melachim] 11:42). 1. Krallar [Melachim] 6:1 ayeti, Süleyman’ın, saltanatının dördüncü yılının ikinci ayında Tanrı'nın tapınağını Yeruşalim’de inşa etmeye başladığını söyler. Bu, mabedin yapımının başladığı güne kadar Süleyman’ın resmen kral olmasının üzerinden üç tam yıl ve bir ay geçtiği anlamına gelir. Dolayısıyla, Süleyman M.Ö. 1034 yılında (Nisan-Mayıs) tapınağı inşa etmeye başladı. Bununla birlikte, aynı ayet (1. Krallar [Melachim] 6:1), mabedin yapımının ‘İsrailoğullarının Mısır diyarından çıkışının dört yüz sekseninci yılında’ başladığını da söylüyor. Bu ayette geçen “dört yüz sekseninci” sayısı yine bir sıra sayısıdır ve bununla 479 tam yıl kastedilir. Böylece, M.Ö. 1034 yılından 479 yıl geri hesaplayarak İsrailoğullarının Mısır’dan çıkış yılı olarak M.Ö. 1513’ü buluruz. Musa Mısır'dan çıktıktan sonra çöldeyken Başlangıç kitabını yazmaya başladı.

İbranice Kutsal Kitabın krolojosine göre Musa Başlangıç kitabını M.Ö. 1513’te Sina Çölü’nde yazıp tamamladı.

Dinbilimcilerin görüşleri

[değiştir | kaynağı değiştir]

Birçok araştırmanlar Başlangıç kitabının yazılış zamanına gelince değişik hipotezler kurdular. En çok kabul gören teori belgesel hipotezdir. Ayrıca, Tevrat'ın yazılması ve Tevrat anlatılarının Sümer efsaneleriyle benzer imgeler ve hikâyeler içermesi konusunda Muazzez İlmiye Çığ'ın görüşleri şöyledir: "İsrail bilginleri Babil kitaplıklarından aktarmışlar. M.Ö. 5. yüzyılda da Babil kralı Nebukadnezar Filistin'i alınca oradaki Yahudilerin en bilginlerini alıp Babil'e götürüyor. Onlar orada boş durmuyorlar, Sümer bilginlerinin aktardıkları bilgilerden yararlanıyorlar. Bilginler Babil'den döndükten sonra Tevrat yazılmaya başlanıyor."[6]

Belgesel hipotez ve onun eleştirisi

19. yüzyılın ikinci yarısında Alman Kutsal Kitap eleştirmeni Julius Wellhausen, Kutsal Yazıların Yeşu’yu da içeren ilk altı kitabının —anlatılan olayların olmasından bin yıl kadar sonra— M.Ö. beşinci yüzyılda yazıldığı kuramını yaygınlaştırdı. Bununla birlikte, bu kitapların çok önce yazılmış malzemeler de içerdiğini söyledi.[7][8]

Bu kuram, Encyclopœdia Britannica’nın 1911 yılındaki 11. baskısında yayımlandı. Şunlar denildi: “Tekvin, sürgünden sonraya ait kâhin kökenli (P) ile dili, üslubu ve dinsel görüşü P’den farklı, kâhin kökenli olmayan daha eski kaynaklardan meydana getirilen sürgün sonrası bir yapıttır.”

Wellhausen ve taraftarları, İbranice Kutsal Yazıların ilk kısmında yazılan tüm tarihi, “gerçek tarih değil, geçmişin popüler gelenekleri” olarak değerlendirdiler.[9] Eski kayıtlar, İsrail’in daha sonraki tarihinin sadece bir yansıması olarak kabul edildi. Örneğin, Yakub ile Esav arasında aslında bir düşmanlığın olmadığı, fakat bunun daha sonraları ortaya çıkan İsrail ve Edom ulusları arasındaki düşmanlığın yansıması olduğu belirtildi.

Bununla uyumlu olarak, o eleştirmenler, Musa’nın, ahit sandığını yapmak üzere hiçbir zaman bir emir almadığı ve çölde İsrail’in tapınma merkezi sayılan toplanma çadırının hiçbir zaman var olmadığı kanısındaydılar. Onlar aynı zamanda, M.Ö. altıncı yüzyılın başlarında gerçekleştiğine inandıkları, Yeruşalim’in Babilliler tarafından harap edilişinden ancak birkaç yıl önce, Harunî kâhinliğin tam anlamıyla tesis edildiği inancındaydılar.[10] Bu eleştirmenler, Kutsal Kitabın ilk yazılan kitaplarının içerdiği metnin çeşitli belgelere ayrılabileceği iddiasında bulunurlar.

Bu kuramın gerçek bir kanıtı kesinlikle yoktur. Bir yorumcu şunları yazdı: “Eleştiri olsa olsa kuramsal ve deneysel niteliktedir, her zaman değiştirilebilir ya da yanlışlığı ortaya çıkıp başka bir fikre yer vermesi gerekebilir. O, bu tür çalışmaların her zaman karşı karşıya kaldığı türden tüm kuşku ve varsayımları üzerine çeken entelektüel bir çalışmadır.“[11] Özellikle Kutsal Kitap eleştirmenliği, aşırı “kuramsal ve deneysel niteliktedir.”

Gleason L. Archer, Jr., Kutsal Kitap eleştirmenliğinin kullandığı muhakeme tarzındaki başka bir eksikliği gösteriyor. Sorun, “Wellhausen ekolünün, (hiç kanıtlama kaygısı duymadan) İsrailin dininin, diğerleri gibi yalnızca insan kökenli ve evrimin bir ürünü olduğunu ileri süren bir varsayımla başlamış olmasıdır” diyor.[12] Başka sözlerle, Wellhausen ve taraftarları eleştirilerini Kutsal Kitap'ın sadece insanın sözü olduğu varsayımına dayandırdılar ve daha sonra arkeolojik gerçeklerle ve diğer metin araştırmalarıyla büyük ölçüde çeliştiği sonuçlarına vardılar.

1909 yılında The Jewish Encyclopedia, Wellhausen kuramının başka iki zayıf yönünü belirtti: “Wellhausen’in kendi zamanında yaşayan Kutsal Kitap eleştirmenlerinin hemen hemen tümünü etkileyen fikirleri iki varsayıma dayanır: Birincisi, bir dinin gelişimi sırasında dinsel törenlere daha çok ayrıntı katılır; ikincisi, daha eski kaynaklar, dinsel törenlerin ilk gelişme evreleriyle mutlaka ilgilidir. İlk varsayım ilkel kültürlerde görülen delillerle çelişir, daha sonraki ise, Hindistan’daki gibi dinsel tören kurallarının sunduğu delillerden destek bulamaz.”

Kuramların doğru ya da yanlış olduğunu görebilmek üzere sınamanın bir yolunu gösteren The Jewish Encyclopedia devamen şunları belirtti: “Wellhausen’in fikirleri hemen hemen bütünüyle metin analizlerine dayanır ve kurumsal arkeolojinin görüş açısından incelenerek tamamlanması gerekecektir.” Acaba yıllar geçtikçe arkeoloji Wellhausen’in kuramlarını doğrular gibi miydi? The New Encyclopœdia Britannica şu yanıtı veriyor: “Arkeolojik eleştirmenlik, [Kutsal Kitap tarihinde] en eski dönemlerin bile belirgin tarihsel ayrıntılarının güvenilirliğini doğrulama ve Pentatök kayıtlarının [Kutsal Yazıların ilk kitaplarındaki tarihsel tutanaklar] sadece çok sonraki dönemin bir yansıması olduğu kuramını yıkma eğilimindedir.”

Kutsal Kitabı eleştiren kuramlar bugün entelektüeller arasında popülerdir, çünkü onlara duymak istediklerini söyler. Bir 19. yüzyıl bilgini şunları demişti: “Wellhausen’in bu kitabı hemen hemen bütün diğer kitaplardan daha çok hoşuma gitti, çünkü bana öyle görünüyor ki, Eski Ahit tarihiyle ilgili en önemli sorun, bütün dinlerin tarihine uygulamak zorunda olduğum, insanın evrimi ilkesine uygun şekilde nihayet çözülüyor.“[13]

Buna rağmen bugün Wellhausen'in kuramı 19. yüzyılda olduğu gibi artık kabul edilmez. Birkaç yıl önce yayımlanmış olan bir kitapta şunu okuyabiliriz: „Wellhausen'in zamanından beri görüşler daha tutucu bir yöne hareket ederler. ... Wellhausen'in ilk binyilliğin yüceltilen serabı olarak nitelediği ataların tarihsel geçerliği kesindir. Şimdiki araştırma ataların hakiki kişiler olup Kutsal Kitabın gösterdiğı gibi M.Ö. ikinci binyılda yaşadıklarına dair ikna edici kanıtlar getirdi.“[14]

Wellhausen'in kullandığı „bilimsel“ yöntemler bilimsel olmayan güdüleri vasıtasıyla geri alınır. O bilimsel ve tarafsız çalışmadı, çünkü araştırmalarına Kutsal Yazıların çok kitapçıklarının dindar bir aldatma olduğunun önyargısıyla başladı. Amerikan arkeolog Albright şunu belirtti: „Wellhausen ... iki bin yıl sonra . . . Musa'nın zamanındaki İbraniler ile putperest olan Araplar arasındaki benzerlik çok abarttı.“ Bundan başka Albright, Wellhausen'in kuramıyla ilgili kesinlikle bir kanıt olmadığını dile getirdi.[15]

H. F. Hahn Wellhausen hakkında şunu yazdı: „Onun eseri 'bilimsel' olmadığını söylemek yerindedir. ... Wellhausen bir tarihçinin en önemli vazifenin yorum olduğu kanaatıyla yazdı. Onun İsrail'in dini hakkındaki tarihsel eserleri bilimsel bir tetkikten çok tarihin felsefeli bir incelemesi idi.“[16]

Başlangıç Kitabının El Yazmaları

[değiştir | kaynağı değiştir]
Fouad papirüsü, M.Ö. 2./1. yüzyıl

İbranice Kutsal Yazıları ilk kaleme alanlar ve çoğaltanlar bunları, o dönemde yaygın olarak kullanılan ve kolayca bozulabilen papirüs ve parşömen gibi malzemeler üzerine yazdılar. Papirüs, aynı adı taşıyan bir su bitkisinden, parşömen ise hayvan derilerinden yapılır. Yazıcılar yaklaşık M.S. 4. yüzyıldan itibaren el yazmalarında papirüs yerine genellikle dana, kuzu ya da keçi derisinden yapılan ve daha dayanıklı bir malzeme olan vellum (bir parşömen türü) kullanmaya başladılar.

Orijinal metinlerin hiçbiri şimdiye kadar bulunamamıştır. Çünkü papirüs ve deri gibi dayanıksız malzemeler nemli iklimlerde hızla çürür. The Anchor Bible Dictionary şöyle diyor: “Bölgedeki iklim şartları yüzünden, bu döneme [MÖ birinci binyıl] ait papirüs bir belge ancak çöldeki bir mağarada ya da sığınakta muhafaza edilmişse bu kadar uzun süre dayanır.” Buna rağmen Kutsal Yazıların kısımlarının eski dönemlere ait binlerce kopyası bulunmuştur.

Papirüs El Yazmaları

[değiştir | kaynağı değiştir]
Kodeks Sinaiticus

Başlangıç kitabının bazı kısımları eski Papirüs el yazmalarında bulunurlar.

Papirüs El Yazmaları
İsim Tarih Dil Bulundukları Yer İçerik
Papirüs Fouad 266 M.Ö. 1. yüzyıl Yunanca Kahire (Mısır) Başlangıç ve Kanunun Tekrarı’ndan kısımlar
Papirüs Chester Beatty IV 4. yüzyıl Yunanca Dublin (İrlanda) Başlangıç 9'un birçok ayetleri
Papirüs Chester Beatty V 3. yüzyılın sonu Yunanca Dublin (İrlanda) Başlangıç 8, 9, 24, 25, 30-46 bölümlerinin kısımları

Vellum ve Deri El Yazmaları

[değiştir | kaynağı değiştir]

Başlangıç kitabının bazı kısımları eski Vellum ve Deri El Yazmalarında bulunurlar.

Vellum ve Deri El Yazmaları
Simge İsim Tarih Dil Bulundukları Yer İçerik
Al Halep Kodeksi M.S. 930 İbranice Önceleri Halep’te (Suriye), şimdi İsrail’de İbranice Kutsal Yazıların büyük kısmı (Ben Aşer metni)
British Museum Kodeksi Or4445 M.S. 10. yüzyıl İbranice Londra (İngiltere) Pentatök'ün (Torah) büyük kısmı
B 19A Leningrad Kodeksi M.S. 1008 İbranice St. Petersburg (Rusya) İbraniçe Kutsal Yazılar (Tanah)

İbranice Kutsal Yazıları tercüme olarak (Septuagint çevirisi) bazı meşhur olan kodekste bulunur:

Vellum ve Deri Elyazmaları (Septuagint)
Simge İsim Tarih Dil Bulundukları Yer İçerik
א Kodeks Sinaiticus 4. yüzyıl Yunanca Londra (İngiltere) İbranice Kutsal Yazıların bir kısmı, tüm Yunanca Kutsal Yazılar ve bazı Apokrif yazılar
A Kodeks Alexandrinus 5. yüzyıl Yunanca Londra (İngiltere) İbranice ve Yunanca Kutsal Yazıların tümü (bazı ufak kısımlar kayıp ya da hasarlı) ve bazı Apokrif yazılar
B Kodeks Vatikanus 1209 4. yüzyıl Yunanca Vatikan Kütüphanesi başlangıçta tüm Kutsal Kitap (şimdi eksik: Başlanğıç 1:1 – 46:28; Mezmur 106-137; İbraniler 9:14'ten sonra; 2. Timoteos; Titus; Filimon; Vahiy)
C Kodeks Ephraemi Syri reskriptus 5. yüzyıl Yunanca Paris (Fransa) İbranice Kutsal Yazılardan kısımlar (64 yaprak) ve Yunanca Kutsal Yazılar (145 yaprak)
  • Bölüm 1: Gök ve yerin yaratılışı (1, 2); yer 6 günde hazırlandı (3-31): 1. gün: ışık, gündüz ve gece (3-5), 2. gün: kubbe (6-8), 3. gün: kuru toprak ve flora (9-13), 4. gün: gökcisimleri beliriyor (14-19), 5. gün: balıklar ve kuşlar (20-23), 6. gün: karada yaşayan hayvanlar ve insanlar (24-31).
  • Bölüm 2: Tanrı 7. günde işlerinden dinleniyor (1-4); Adem ve Havva Aden bahçesinde (5-25): ilk insan Adem topraktan yaratılıyor (7), yasak meyve (15-17), Havva yaratılıyor (18-25).
  • Bölüm 3: İlk günah (1-13): ilk yalan (4, 5); Tanrı Adem ve Havva'yı mahkûm ediyor 14-24): „toprağa döneceksin“ (19), Aden bahçesinden kovuluyorlar (23, 24).
  • Bölüm 4: Kain ve Habil (1-16); Kain'in soyu (17-24); Set ve oğlu Enoş (25, 26).
  • Bölüm 5: Adem'den Nuh'a kadar (1-32): Adem oğullar ve kızlar babası oluyor (4), Hanok Tanrı'nın yolunda yürüdü (21-24).
  • Bölüm 6: Tanrı oğulları yeryüzünde kadınlar alıyor (1-3); Nefilim doğuyor (4); insanların kötülüğü Tanrı'yı üzüyor (5-8); Nuh uyarılıyor, bir gemi yapsın (9-16); tufan ilan ediliyor (17-22).
  • Bölüm 7: Nuh ailesiyle ve hayvanlarla gemiye gidiyor (1-10); dünya çapındaki tufan (11-24).
  • Bölüm 8: Sular geri çekiliyor (1-14): Nuh bir güvercin gönderiyor (8-12); gemiyi terk ediyorlar (15-19); Tanrı'nın vaadi (20-22).
  • Bölüm 9: Tüm insanlık için talimatler (1-7): kan hakkındaki emir (4-6); gökkuşağı ahdi (8-17); Nuh'un oğulları üzerinde peygamberlik (18-29).
  • Bölüm 10: Milletler listesi (1-32): Yafet'in soyu (2-5), Ham'ın soyu (6-20), Sam'ın soyu 21-31).
  • Bölüm 11: Babil kulesi (1-4); dilin karıştırılması (5-9); Sam'dan Abram'a kadar (10-31): Terah'ın ailesi (27), Abram Ur'u terk ediyor (31).
  • Bölüm 12: Abram Haran'dan Kenan diyarına göç ediyor (1-9): Tanrı Abram'a söz veriyor (7); Abram ve karısı Mısır'da (10-20).
  • Bölüm 13: Abram Kenan diyarına dönüyor (1-4); Abram ve Lut ayrılıyor (5-13); Tanrı vaadini tekrarlıyor (14-18).
  • Bölüm 14: Abram Lut'u kurtarıyor (1-16); Melkisedek Abram'ı hayırdua ediyor (17-24).
  • Bölüm 15: Tanrı'nın Abram'la yaptığı ahit (1-21): 400 yıl boyunca eziyet (13), Tanrı vaadini tekrarlıyor (18-21).
  • Bölüm 16: Hacar ve İsmail (1-16).
  • Bölüm 17: Tanrı, Abram'ın çok milletin babası olacağını söylüyor (1-8): Abram'ın adı İbrahim'e değiştiriliyor (5), sünnet (9-14), Sarai'nin adı Sara'ya değiştiriliyor (15-17), İshak'ın doğumu önceden bildiriliyor (18-27).
  • Bölüm 18: Üç melek İbrahim'i ziyaret ediyor (1-8); kısır olan Sara'nın bir oğul doğuracağını bildiriliyor (9-15); İbrahim Sodom hakkında rica ediyor (16-33).
  • Bölüm 19: Melekler Lut'u ziyaret ediyor (1-11); Lut ailesiyle birlikte Sodom'dan kaçsın (12-22); Sodom ve Gomorra imha ediliyor (23-29): Lut'un karısı bir tuz direği oluyor (26); Lut ve kızları (30-38): Moab ve Ammon'un aslı (37, 38).
  • Bölüm 20: Sara Abimelek'ın elinden kurtarılıyor (1-18).
  • Bölüm 21: İshak doğuyor (1-7); İsmail İshak'ı alaya alıyor (8, 9); Hacar ve İsmail gönderiliyor (10-21); İbrahim'in Abimelek'le antlaşması (22-34).
  • Bölüm 22: İbrahim İshak'ı kurban etsin (1-19): İbrahim'in soyu aracılığıyla bereket (15-18); Rebeka'nın ailesi (20-24).
  • Bölüm 23: Sara'nın ölümü ve mezarı (1-20).
  • Bölüm 24: İshak için bir eş aranıyor (1-58); Rebeka İshak'a yolculuk ediyor (59-67).
  • Bölüm 25: İbrahim tekrar evleniyor (1-6); İbrahim'in ölümü (7-11); İsmail'in oğulları (12-18); Yakup ve Esav doğuyor (19-26); Esav ilk oğulluk hakkını satıyor (27-34).
  • Bölüm 26: İshak ve Rebeka Gerar'da oturuyor (1-11): Tanrı, İbrahim'le yaptığı vaadi İshak'la tekrarlıyor (3-5); kuyular hakkında kavga (12-25); İshak'ın Abimelek'le antlaşması (26-33); Esav iki Hititli kadınlarla evleniyor (34, 35).
  • Bölüm 27: İshak Yakup'u hayırdua ediyor (1-29); Esav bereketlenmek istiyor, fakat tövbe etmiyor (30-40); Esav Yakup'a düşmanlık besliyor (41-46).
  • Bölüm 28: İshak Yakup'u Paddan-aram'a gönderiyor (1-9); Yakup'un Beytel'deki görünümü (10-22); Tanrı, İbrahim'le yaptığı vaadi Yakup'la tekrarlıyor (13-15).
  • Bölüm 29: Yakup Rahel ile karşılaşıyor (1-14); Yakup Rahel'e aşık oluyor (15-20); Yakup Lea ve Rahel ile evleniyor (21-29); Yakup'un Lea'dan dört oğlu: Ruben, Şimeon, Levi ve Yahuda (30-35).
  • Bölüm 30: Bilha'dan oğulları: Dan ve Naftali (1-8); Silpa'nın oğulları: Gad ve Aşer (9-13); Lea'nın oğulları: İssakar ve Zebulun (14-21); Rahel Yusuf'u doğuruyor (22-24); Yakup'un hayvan mevcudu çoğalıyor (25-43).
  • Bölüm 31: Yakup Kenan diyarına gidiyor (1-18); Laban Yakup'a yetişiyor (19-35); Yakup'un Laban'la antlaşması (36-55).
  • Bölüm 32: Yakup meleklerle karşılaşıyor (1, 2); Yakup, Esav'la karşılaşmak için hazırlık yapıyor (3-23); Yakup bir melekle güreşiyor (24-32): Yakup, İsrail adını alıyor (28).
  • Bölüm 33: Yakup Esav'la karşılaşıyor (1-16); Yakup Şekem'e göç ediyor (17-20).
  • Bölüm 34: Dina'ya tecavüz ediliyor (1-12); Yakup'un oğullarının hilesi (13-31).
  • Bölüm 35: Yakup putlar yok ediyor (1-4); Yakup Beytel'e dönüyor (5-15); Benyamin doğuyor; Rahel'in ölümü (16-20); İsrail'in 12 oğlu (21-26); İshak'ın ölümü (27-29).
  • Bölüm 36: Esav'ın soyu (1-30); Edom'un kral ve emirleri (31-43).
  • Bölüm 37: Yusuf'un rüyetleri (1-11); Yusuf ve kıskanç kardeşleri (12-24).
  • Bölüm 38: Yahuda ve Tamar (1-30).
  • Bölüm 39: Yusuf Potifar'ın evinde köle olarak hizmet ediyor (1-6); Yusuf Potifar'ın karısına karşı kendini savunuyor (7-20); Yusuf hapishanede (21-23).
  • Bölüm 40: Yusuf başka tutukluların rüyalarının anlamını açıklıyor (1-19); Firavun'un doğum günü kutlaması (20-23).
  • Bölüm 41: Yusuf Firavun'un rüyalarının anlamını açıklıyor (1-36); Yusuf'a yüksek bir mevki verilir (37-46a); Yusuf gıda'yı yönetir (46b-57).
  • Bölüm 42: Yusuf'un kardeşleri Mısır'a yolculuk ediyorlar (1-4); Yusuf onları karşılaşıyor (5-25); ağabeyleri Yakup'a dönüyor (26-38).
  • Bölüm 43: Benyamin ile birlikte Mısır'a ikinci yolculuk (1-14); Yusuf ağabeyleriyle tekrar görüşüyor (15-23); Yusuf'un ağabeyleriyle yaptığı ziyafet (24-34).
  • Bölüm 44: Yusuf'un gümüş kâsesi Benyamin'in torbasında (1-17); Yahuda Benyamin'e yardım etmek istiyor (18-34).
  • Bölüm 45: Yusuf kim olduğunu bildiriyor (1-15); Yusuf'un ağabeyleri tekrar Yakup'a dönüyor (16-28).
  • Bölüm 46: Yakup ev halkıyla Mısır'a geliyor (1-7); Mısır'a gelenlerin isimleri (8-27); Yusuf ve babası Yakup Mısır'da buluşuyorlar (28-34).
  • Bölüm 47: Yakup Firavun'un önünde (1-12); Yusuf'un sağgörülü yönetimi (13-26); İsrail Gosen'e yerleşiyor (27-31).
  • Bölüm 48: Yakup, Yusuf'un iki oğlunu hayırdua ediyor (1-12); Efraim daha çok bereketleniyor (13-22).
  • Bölüm 49: Yakup'un ölüm yatağındaki peygamberliği (1-28): Şilo Yahuda kabilesinden gelecek (10); Yakup'un cenazesi hakkındaki talimatları (29-32); Yakup'un ölümü (33).
  • Bölüm 50: Yusuf Yakup'u Kenan diyarında gömmüyor (1-14); Yusuf ağabeylerini tekrar bağışlıyor (15-21); Yusuf'un son günleri ve ölümü (22-26).

Yaratılış kaydı (Başlangıç 1:1 – 2:4)

[değiştir | kaynağı değiştir]

Adem'den Nuh'a kadar (Başlangıç 2:5 – 5:32)

[değiştir | kaynağı değiştir]

Adem ve Havva (Başlangıç 2:8 – 5:5)

[değiştir | kaynağı değiştir]

Adem'den sonra (Başlangıç 5:6 – 5:31)

[değiştir | kaynağı değiştir]

İnsanlığın soy kütüğü Adem'in oğlu Şit üzerinde verilir. “Tanrı'nın yolunda” yürüyen Hanok, Şit'in torunları arasında öne çıkıyor (5:22). Mükemmel bir imana sahip bir sonraki adam, Adem'in yaratılmasından 1.056 yıl sonra doğan Hanok'un büyük torunu Nuh'tur.

Kutsal Kitap'ın kronolojisi (I)
Süre Yıllar
Adem'in yaratılışından Şit'in doğumuna kadar 130
Şit'in doğumundan Enoş'un doğumuna kadar 105
Enoş'un doğumundan Kenan'ın doğumuna kadar 90
Kenan'ın doğumundan Mahalalel'in doğumuna kadar 70
Mahalalel'in doğumundan Yared'in doğumuna kadar 65
Yared'in doğumundan Hanok'un doğumuna kadar 162
Hanok'un doğumundan Metuşelah'ın doğumuna kadar 65
Metuşelah'ın doğumundan Lamek'in doğumuna kadar 187
Lamek'in doğumundan Nuh'un doğumuna kadar 182
Nuh'un doğumundan Tufana kadar 600
Toplam 1.656

Nuh'tan İbrahim'e kadar (Başlangıç 5:32 - 11:30)

[değiştir | kaynağı değiştir]

Nuh ve Tufan (Başlangıç 5:32 – 9:28)

[değiştir | kaynağı değiştir]

Tufan'dan sonra (Başlangıç 10:1 – 11:30)

[değiştir | kaynağı değiştir]

* Milletler Listesi (Başlangıç 10:1-32)

* Nimrod (Başlangıç 10:8-12)

Ham'ın torunu olan Nimrod, “Yehova'ya karşı gelen güçlü bir avcı” adlandırılır (10:9). Haham kayıtları, Nimrod adını İbranice "isyan etmek" anlamına gelen maradh fiilinden alır. Bu bağlamda, Babil Talmud'u (Eruvin 53a) şöyle der: "Ona Nimrod denir çünkü tüm dünyayı O'na karşı [dipnot: Tanrı] asi kılmıştır"[17]

Nimrod, tufandan sonraki ilk büyük imparatorluğun kurucusu ve kralıydı. O, Yehova'nın “önünde” (olumsuz bir anlamda; İbranice: liphnḗ, “karşı” veya “karşıt”, Sayılar 16: 2; 1. Tarihler 14: 8; 2. Tarihler 14:10) güçlü bir avcı olarak biliniyordu. Bazı bilginler, "önünde" anlamına gelen İbranice edatını bu durumda olumlu bir anlamda alırlar, ancak hem Yahudi Targumlarından hem de tarihçi Josephus'un yazılarından hem de Başlangıç 10. bölümün bağlamından Nimrod'un Tanrı'ya karşı isyan eden güçlü bir avcı olduğunu açıkça görülmektedir.

Nimrod'un krallığı başlangıçta Şinar ülkesinde bulunan Babil, Uruk, Akad ve Kalne şehirlerine kadar uzanıyordu. Bu nedenle, Babil'in ve kulesinin inşasının onun liderliğinde başladığı varsayılabilir. Bu varsayım, Yahudilerin geleneksel görüşüyle de tutarlıdır. Tarihçi Josephus şunları yazdı: “[Nimrod] yavaş yavaş davranışını zorbalığa dönüştürdü, çünkü kendi güçlerine inatla güvendiklerinde insanları Tanrı'dan daha fazla uzaklaştırmayı amaçladı. Yeryüzünü bir tufanla daha bastırırsa, Tanrı'dan intikam almak istediğini ve tufanın yükselemeyeceği kadar yüksek bir kule inşa etmek istediğini söyledi. Böylece atalarının batmasına misilleme yapacaktı. Kalabalık, Tanrı'ya itaat etmenin korkaklık olduğunu düşünerek, Nebrod'un [Nimrod] niyetlerini seve seve onayladı. Ve böylece ... hızla yukarı doğru büyüyen kuleyi inşa etmeye başladılar.”[18]

Görünüşe göre, Babil Kulesi'ni inşa ettikten sonra, Nimrod imparatorluğunu Asur bölgesine genişletti ve orada “Nineve'yi, Rehobot-Ir'i, Kalah'ı ve Nineve ve Kalah arasındaki Resen'i inşa etmeye girişti" (Başlangıç 10:11, 12; Mika 5:6). "Asur" adı, Sam'in oğlu Asur'un adına kadar gittiğine göre, bu, Ham'ın torunu olan Nimrod'un Sami topraklarını işgal ettiği anlamına gelir. Bu nedenle, muhtemelen yalnızca hayvanları avlamak anlamında değil, aynı zamanda saldırganlık savaşları yürütmek anlamında da güçlü bir adam veya kahraman oldu. M'Clintock ve Strong tarafından yazılan Cyclopædia'da şöyle belirtilmektedir: “Güçlü avlanmanın hayvan avıyla sınırlı olmadığı, sekiz şehrin inşasına olan yakın bağlantıdan açıkça anlaşılmaktadır. . . . Nimrod'un avda yaptığı şey, bir fatih olarak başarısının erken bir göstergesiydi. Avcılık ve kahramanlık her zaman özel ve doğal bir şekilde bağlantılı olmuştur. . . Asur anıtları, avcılık alanındaki birçok kahramanca eylemi tasvir eder ve bu kelime genellikle bir sefere katılmayı belirtmek için kullanılır. . . . Daha sonraki yıllarda aynı ülkede çok yakından ilişkili olan avcılık ve savaş, burada pratik olarak ilişkilendirilebilir veya eşitlenebilir. [Avcının] anlamı, Nimrod'un Tufan'dan sonra bir krallık kuran ve ataerkil yönetimin parçalarını bir baş ve efendi olarak kendi altında birleştirmek için bir araya getiren ilk kişi olduğudur; ve tüm bunlar, Hami gücünün Sami topraklarına şiddetli bir şekilde girmesi nedeniyle Yehova'ya direnmek için yapıldı.”[19]

* Babil'in inşası (Başlangıç 11:1-9)

Babil kulesinin var sayılan görünüşü

Şinar Ovası'nda Babil şehrinin kuruluşuna, Babil Kulesi'ni inşa etme girişimi eşlik etti. Kule ve şehrin amacı Tanrı'nın adını yüceltmek değil, inşaatçılar her şeyden önce "kendilerine ünlü bir isim yapmak" istiyorlardı (Başlangıç 11:4). Yalnızca eski Babil'in harabelerinde değil, Mezopotamya'nın başka yerlerinde de kazılmış olan zigguratlar, şekli veya görünümü ne olursa olsun, orijinal kulenin öncelikli dini amacını doğrular gibi görünüyor. Tanrı'nın, mabedin inşasını engellemeye yönelik kararlı eylemi, kökeninin sahte dinden geldiğini açıkça gösterir. Şehrin İbranice adı Babil, “karışıklık” anlamına gelirken, hem Sümer adı (Ka-dingir-ra) hem de Akad adı (Bab-ilu) “Tanrı'nın Kapısı” anlamına gelir. Sonuç olarak, şehrin geri kalan sakinleri, orijinal anlamını gizlemek için adın şeklini değiştirdi, ancak yeni veya aslın yerine geçen form hala şehri dinle ilişkilendirdi.

Kutsal Kitap Babil'den ilk olarak "Nimrod krallığının başlangıcı" ile bağlantılı olarak bahseder (Başlangıç 10:10). Babil M.Ö. 7. ve 6. yüzyıllarda siyasi bir imparatorluğun başkentiydi, ancak tarihi boyunca özellikle dini etkisini birçok yöne yaydığı bir dini merkez olarak biliniyordu. Profesör Morris Jastrow şunları söylemektedir: “Eski çağlarda, Hristiyanlık ortaya çıkmadan önce bile Mısır, İran ve Yunanistan Babil dininin etkisini hissetmiştir. . . . Pers Mitra kültü, Babil fikirlerini açıkça göstermektedir; ve bu kültle bağlantılı gizemlerin nihayet Romalılar altında oynadığı önemli rol düşünüldüğünde, eski kültürlerin dalları ile Fırat vadisinin uygarlığı arasında bir bağlantı daha kurulabilir.” Sonuç olarak, “Babil'de dini fikirlerin göze çarpar ifadelerinin ve o bölgedeki dinsel aktivitenin antik dünyaya bıraktığı büyük etkiden” bahseder.[20]

Arkeolog V. Childe'a göre, Babil'in dini etkisi doğuya, Hindistan'a geldi. Diğer şeylerin yanı sıra şöyle diyor: "Genellikle mühürlerde ve duvar süslemelerinde bulunan gamalı haç ve haç, dini veya büyülü sembollerdi; onlar, tıpkı tarih öncesi zamanlarda Babil ve Elam'da olduğu gibi bu karakteri günümüz Hindistan'ında ve başka yerlerde muhafaza ederler.”[21]

Sonuç olarak, eski Babil'in dini etkisi, siyasi gücünden çok daha fazla ve daha etkili bir şekilde birçok halk ve ulusa yayıldı.

* Soy Kütüğü (Başlangıç 11:10-30)

Sam'dan Terah'ın oğlu Abram'a kadar önemli soy kütüğü izlenir.

Kutsal Kitap'ın kronolojisi (II)
Süre Yıllar
Tufandan Arpakşad'ın doğumuna kadar 2
Arpakşad'ın doğumundan Şelah'ın doğumuna kadar 35
Şelah'ın doğumundan Eber'in doğumuna kadar 30
Eber'in doğumundan Peleg'in doğumuna kadar 34
Peleg'in doğumundan Reu'nun doğumuna kadar 30
Reu'nun doğumundan Serug'un doğumuna kadar 32
Serug'un doğumundan Nahor'un doğumuna kadar 30
Nahor'un doğumundan Terah'ın doğumuna kadar 29
Terah'ın doğumundan onun ölümüne kadar 205
Toplam 427

İbrahim'den Yusuf'un ölümüne kadar (Başlangıç 11:31 – 50:26)

[değiştir | kaynağı değiştir]
İbrahim'in yolculuğu

İbrahim (Başlangıç 11:31 – 25:8)

[değiştir | kaynağı değiştir]

Abram (İbrahim'in doğum adı), Tanrı'nın emriyle (12:1) babası Terah ve yeğeni Lutla birlikte Kildani şehri Ur'dan ayrıldı ve ilk olarak Harran'a gitti (11:31). Babasının ölümüne kadar orada kaldı. Abram, 75 yaşında Kenan diyarına giderken Fırat'ı geçti. Kenan diyarında ev halkıyla değişik yerlerde (Şekem > Beytel > Necef) çadırlarda konakladı. Tanrı: “Bu diyarı senin soyuna vereceğim” demekle onunla ahdini kurar (12:7). Bir kıtlık baş gösterdiği için Mısır'a göç etti. Mısır'da kısa bir süre kaldığında Tanrı, Abram'ı ve karısını korur (12:10).

Abram, Kenan diyarına döndüğünde yeğeni Lut'un ülkenin en iyi bölümünü seçmesine izin vererek cömertliğini ve barışçıllığını gösterir (13:5-13). Abram Lut'tan ayrıldıktan sonra Hebron'a gitti (13:18). Daha sonra Abram, Lut'u onu esir alan dört kralın elinden kurtarır (14:16). Savaştan döndüğünde, Abram'ı Tanrı'nın kâhini olarak kutsayan Salem Kralı Melkisedek ile tanışır ve Abram Melkisedek'e ondalığını öder (14:17-20).

Abram, karısı Saray kısır olduğundan dolayı Tanrı'ya karşı çocuksuz kalacağına dair kaygılarını dile getirdi. Cevap olarak Tanrı, Abram'ın soyunun göklerin yıldızları gibi sayılacağını bildirerek ahit vaadini genişletir (15:3, 5). Abram'a, soyunun 400 yıl boyunca sıkıntı çekeceği, ancak sıkıntı veren milletini yargılayacak olan Tanrı tarafından kurtulacağı söylenir (15:13, 14). Abram 85 yaşındayken, hâlâ çocuksuz olan karısı Hacer, kendisinden çocuk sahibi olabilmesi için Mısırlı hizmetçisini ona verdi. Hacer İsmail'i doğurur ve olası vâris olarak görülür (16:3, 4, 16). Ancak Tanrı’nın farklı bir planı vardır. Abram 99 yaşındayken, Yehova Tanrı Abram'ın (= yüce baba) adını İbrahim (= halkların babası), Saray'in (= muhtemelen mücadeleci) adını da Sara (= prenses) olarak değiştirir ve Sara'nın bir erkek çocuk doğuracağına söz veriyor. Tanrı çocuğun adı İshak olacağını söylüyor. Tanrı, İbrahim'le yaptığı ahdi İshak aracılığıyla gerçekleştireceğini bildiriyor (17:5, 15, 21). Sünnet ahdi nedeniyle İbrahim, evindeki erkekleri hemen sünnet ettirdi (17:23).

Tanrı, İbrahim'e, büyük günahları nedeniyle Sodom ve Gomorra şehirlerini yok etme kararını duyurur (18:20). Melekler Lut'u uyarır ve karısı ve iki kızıyla birlikte Sodom'dan kaçmasına yardım eder (19:13, 14). Ancak karısı, arkasındaki şeyleri aramakta tereddüt eder ve bir tuz direği haline gelir (19:26). Çocuk sahibi olmak için Lut'un kızları babalarını şarapla sarhoş eder ve onunla cinsel ilişkiye girerler. Sonra Moab ve Ammon milletlerinin ataları olacak iki oğul doğururlar (19:37, 38).

Tanrı, Sara'yı Gerar kralı tarafından kirletilmekten korur (20:3). Vadedilen varis Önceden bildirilmiş İshak, İbrahim 100, Sara ise yaklaşık 90 yaşındayken doğdu (21:2, 5). Yaklaşık beş yıl sonra 19 yaşındaki İsmail'in İbrahim'in mirasçısı olan İshak'la alay etmesi, Hacer ve İsmail'in Tanrı'nın onayıyla Mısır'a geri gönderilmesine yol açar (21:9, 14).

Birkaç yıl sonra Tanrı, İbrahim'e oğlu İshak'ı Moriya dağlarından birinde kurban etmesini emreder (22:2). Oğlunu kurban etmeye çalışır, ancak yerine bir sunu olarak bir koç tedarik eden Tanrı bunu yapmasına engel olur. Yehova Tanrı, İbrahim'in zürriyetini göklerin yıldızları ve deniz kıyısındaki kum taneleri gibi çoğaltacağını söyleyerek İbrahim'e verdiği vaadi yineler. Onun soyu aracılığıyla dünyanın bütün milletlerinin kendilerini kutsayacağını gösteriyor (22:13, 18).

Sara 127 yaşında ölür ve İbrahim'in Hetoğullarından satın aldığı bir tarlaya gömülür (23:19, 20). Sonra İbrahim, akrabalarının diyarında İshak'a bir eş bulmak için evinin baş hizmetçisini gönderir (24:4). Tanrı, hizmetçiyi Nahor oğlu Betuel'in ailesine götürür. Betuel'in kızı Rebeka İshak'la evlenmeye hazırdır ve Rebeka'nın onunla gitmesi için hazırlıklar yapılır (24:50, 58). Ailesinin bereketiyle Rebeka isteyerek onlarla birlikte gider ve İshak'ın gelini olur (24:67). İbrahim, altı erkek çocuk doğuran başka bir eş olan Ketura'yı alır (25:1, 2). Ancak onlara hediyeler verir, gönderir ve İshak'ı tek mirasçısı yapar. Sonra 175 yaşında İbrahim ölür (25:7, 8). Önceden bildirildiği gibi, İshak'ın üvey kardeşi İsmail, kabile reisleri olan 12 oğlu üzerine kurulmuş büyük bir ulusun başı oldu (25:13-16).

İshak (Başlangıç 21:2 – 35:29)

[değiştir | kaynağı değiştir]

Rebeka 20 yıl kısır kaldı, ancak İshak sürekli olarak Yehova'ya yalvardığı için sonunda ikizleri, Esav ve Yakup'u doğurdu. Tanrı'nın ona, büyük olanın küçüğüne hizmet edeceğini söyledi. O zamanda İshak 60 yaşında (25:24-26).

Esav avın dostu olur. Tanrı'nın İbrahim'le yaptığı antlaşmasına değer vermez ve bir gün avdan döndüğünde çok aç olduğu için ilk oğulluk hakkını sadece bir yemek karşılığında Yakup'a satar (25:27, 34). Ayrıca, ebeveynleri için bir acı kaynağı haline gelen iki Hitit kadınla (ve daha sonra bir İsmailli ile) evlenir (26:34, 35). Yakup, annesinin yardımıyla, babasından ilk doğanın kutsamasını almak için Esav kılığına girer (27:15, 16). İlk oğulluk hakkını sattığını İshak'a açıklamayan Esav, Yakup'un yaptıklarını öğrenince onu öldürmeyi planlar (27:41). Bu nedenle Rebeka, Yakup'a Haran'a, kardeşi Laban'a kaçmasını tavsiye eder. Yakup ayrılmadan önce İshak onu tekrar kutsar ve ona annesinin evinden biriyle evlenmesini ister (28:1, 2). Haran'a giderken Beytel'de bir rüyada Yehova'yı görür; Tanrı ona güven aşılar ve ahit vaadini tekrarlar (28:12, 13, 14).

Yakup (Başlangıç 25:26 – 49:33)

[değiştir | kaynağı değiştir]

Yakup Harran'da Laban için çalışır ve iki kızı Lea ve Rahel ile evlenir (29:28). Bu çokeşliliğe Laban'ın bir oyunuyla girmesine rağmen, Tanrı, Yakup'a Lea, Rahel ve iki hizmetçi kızlarından 12 erkek ve bir kız vererek onu bereketliyor (29:32 – 30:24; 35:18).

Yakup'un 12 oğlunun isimleri: Ruben, Şimeon, Levi, Yahuda, Dan, Naftali, Gad, Aşer, İssakar, Zebulun, Yusuf ve Benyamin.

Tanrı Yakup'un sürülerini çoğaltır ve sonra ona atalarının ülkesine dönmesini emreder (30:43). Yakup Laban tarafından zulme uğrar, ancak Galed ve "Gözcü Kulesi" (İbranice: hamMizpáh) olarak adlandırılan yerde bir antlaşma yaparlar (31:48, 49). Yakup yolculuğa devam eder ve gece boyunca sonunda onu kutsayan ve adını Yakup'tan İsrail'e değiştiren bir melekle güreşir (32:24, 28).

Yakup, 400 adamıyla gelen Esav ile barışçıl bir şekilde karşılaşır (33:1) ve Şekem'e gider (33:18). Burada kızı Dina, Hivi hükümdarının oğlu tarafından tecavüze uğrar (34:2). Kardeşleri Şimeon ve Levi, Şekem'in adamlarını öldürerek intikam alırlar (34:27). Bu Yakup'u rahatsız eder, çünkü Tanrısı Yehova'nın ülkedeki temsilcisi olarak itibarını sarsar (34:30). Tanrı ona orada bir sunak inşa etmek için Beytel'e gitmesini söyler. Yakup'un karısı Rahel Beytel'den ayrılırken Yakup'un 12. oğlu Benyamin'i doğururken ölür (35:1, 19). Kısa bir süre sonra, İshak 180 yaşında ölür ve Esav ve Yakup onu gömer (35:28, 29).

Esav ve ev halkı Seir'in dağlık bölgesine taşınırlar, çünkü Esav ve Yakup o kadar çok servet biriktirmiştir ki artık birlikte yaşayamazlar. Sonra Esav'ın soyundan gelenler ile Edom'un şeyhleri ve krallarının soyundan gelenler sayılıyor (bölüm 36). Yakup Kenan'da yaşamaya devam ediyor (37:1).

Yusuf (Başlangıç 30:24 – 50:26)

[değiştir | kaynağı değiştir]

Yusuf'un Tanrı'nın onayına sahip olması ve Tanrı'nın ona bazı rüyalar görmesini sağlaması nedeniyle, Yusuf'un ağabeyleri ondan nefret etmeye başlar (37:5, 9, 11). Onu öldürmeyi planlıyorlar ama sonunda onu yanlarından geçen İsmailli tüccarlara satıyorlar (37:28). Yusuf'un çizgili cübbesini tekenin kanına batırırlar ve on yedi yaşındaki çocuğun vahşi bir hayvan tarafından öldürüldüğünün kanıtı olarak Yakup'a verirler (37:31, 32). Yusuf Mısır'a getirilir ve Firavun'un başmuhafızı Potifar'a satılır (37:36).

Rapor, Perez'in doğumunu anlatarak kısaca konu dışına çıkıyor (bölüm 38). Tanrı Mısır'da Yusuf'u bereketler ve Yusuf Potifar'ın evinde yükselir (39:2). Ancak Potifar'ın karısıyla zina ederek Tanrı'nın adına leke getirmeyi reddedince haksız yere suçlanır ve hapse atılır (39:20). Orada iki mahkûmun, yani Firavun'un saki ve ekmekçinin rüyalarını yorumlamak için Tanrı'dan kullanılır (40:9-19). Firavun daha sonra kendisini çok endişelendiren bir rüya gördüğünde, Yusuf'un bu yeteneğinden haberdar edilir ve Yusuf zindandan Firavun'a getirilir. Yusuf, Tanrı'yı yüceltir ve yedi yıllık bolluk ve ardından yedi yıllık kıtlık olacağını önceden bildirerek rüyayı yorumlar (41:1, 25-27). Firavun, “Tanrı'nın Ruhu”nun Yusuf'u desteklediğini anlar ve onu ilk bakan olarak atar (41:43). Şimdi 30 yaşında olan Yusuf, sağgörülü bir kâhya gibi davranır ve yedi yıllık bolluk boyunca yiyecek depolar. Ardından gelen dünya çapındaki kıtlık sırasında, tahılı Mısırlılara ve Mısır'a yemek için gelen diğer uluslara satar (41:56, 57).

Bu zamanda Yakup, en büyük on oğlunu tahıl getirmesi için Mısır'a gönderir. Yusuf onları tanır, fakat onlar onu tanımazlar (42:8). Ağabeyleri ikinci kez Mısır'a geldiğinde, Yusuf kendini tanıtır, onlara bağışladığını gösterir ve Yakup'u getirmelerini ve kıtlık sırasında refahları için Mısır'a taşınmalarını söyler (45:3, 5, 19, 20). Sonuç olarak Yakup soyundan 66 kişiyle birlikte Mısır'a iner (46:6, 7). Firavun onlara yaşamaları gereken en iyi ülkeyi, Gosen ülkesini verir (47:5, 6). Yakup ölümüne yaklaşırken, Yusuf'un oğulları Efraim ve Manasse'yi kutsar ve sonra 12 oğlunu bir araya toplayarak “günlerin sonunda” başlarına ne geleceğini onlara bildirir (49:1).

Yakup 12 kabilenin reislerini böyle kutsadıktan ve gelecekte Vaat Edilmiş Topraklara gömülmesiyle ilgili talimat verdikten sonra 147 yaşında ölür (49:33). Yusuf 110 yaşında ölene kadar kardeşlerine ve onların ev halkına bakmaya devam etti. Öldüğü zaman, Tanrı'nın İsrail halkını topraklarına geri getireceğine olan inancını ifade eder ve kemiklerinin kendisiyle birlikte vadedilen topraklara götürülmesini ister (50:22, 24, 25).

İlgili çalışmalar

[değiştir | kaynağı değiştir]

İlgili filmler

[değiştir | kaynağı değiştir]
  • 'The Bible: in the Beginning' (1966)

Ayrıca bakınız

[değiştir | kaynağı değiştir]
  1. ^ Kur'ân-ı Hakim'in açıklamalı Meali, Prof. Dr. Suat Yıldırım, 2005, Işık Yayınları
  2. ^ Fahruddin Razi, Tefsir-i Kebir, Akçağ Yay. 3/202,2. Bakara 87. Ayetin tefsiri
  3. ^ P. J. Wiseman, The Origin of Genesis, 1957, s. 38
  4. ^ Flavios Josephus Pros Apiona (Apion’a Karşı) Kitap I, 38-41 [8]
  5. ^ Watchtower Society, Insight on the Scriptures, Cilt 1, sayfa 919-920; Cilt 2, sayfa 1212.
  6. ^ "Sümerler Türkler" (PDF). 5 Mayıs 2012 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Temmuz 2012.
  7. ^ John Urquhart, The Inspiration & Accuracy of the Holy Scriptures, 1895, s. 254, 255
  8. ^ The International Critical Commentary—A Critical and Exegetical Commentary on Genesis, 2. Baskı., 1976, s. xlii.
  9. ^ Encyclopædia Britannica, 1911, Cilt. xi, s. 580, 581.
  10. ^ The Inspiration & Accuracy of the Holy Scriptures, s. 262, 263; S. R. Driver, An Introduction to the Literature of the Old Testament, 1898, s. 154.
  11. ^ Encyclopædia Judaica, 1971, Cilt. 13, s. 264.
  12. ^ Gleason L. Archer Jr., A Survey of Old Testament Introduction, 1974, s. 107.
  13. ^ The Inspiration & Accuracy of the Holy Scriptures, s. 258, 259.
  14. ^ Ebla, a Revelation in Archaeology, Chaim Bermant und Michael Weitzman
  15. ^ The American Scholar, Bd. 7, Nr. 2, S. 183
  16. ^ H. F. Hahn, Essays on Jewish Life and Thought (1959)
  17. ^ Der Babylonische Talmud, Lazarus Goldschmidt tarafından tercüme edilmiştir, Berlin 1930, cilt. 2, S. 157
  18. ^ Josephus, Jüdische Altertümer, çevirmen: H. Clementz, 1. kitap, bölüm 4, paragraf 2, 3, sayfa 31, 32
  19. ^ M'Clintock ve Strong, Cyclopædia, 1894, Cilt VII, s. 109
  20. ^ Morris Jastrow Jr., The Religion of Babylonia and Asyria, 1898, s. 699-701
  21. ^ V. Childe, New Light on the Most Ancient East, 1957, s.185