Tartışma:Kemalizm/Arşiv 1

Sayfa içeriği diğer dillerde desteklenmemektedir.
Vikipedi, özgür ansiklopedi

bu ansiklopedik olmaktan cok gazete makalesi ya da sohbet gibi. Buyuk harflerle yazilmis KEMALİZM makalesi biraz daha uygun gozuktu gozume teknik anlamda. Siz ne dersiniz? --Özgürmesaj 18:41, 3 Haziran 2005 (UTC)

Untitled

Bence ansiklopedilerine bir daha bakmalisin. Cunku bu makale devletin kendi desteklidigi yayindan. Buyuk Harflerle yazmak imla kurallarina aykiri.--nafiz 14:10, 11 Ekim 2005 (UTC)
Benim o zaman yazdığım yorum o anki halineydi. Hatırlamıyorum ne vardı içeriğinde. Lafım bu anki haline değil. ----Dbl2010 16:13, 11 Ekim 2005 (UTC)

Benim bildigim Kemalizm Namık Kemal'den gelmektedir! Onun vatanseverliği ve hürriyet aşkı Halide Edip'lerden Atatürk'e ve oradan bizlere taşınmıştır. Lütfen bu sayfayı geliştirip güzelleştirin. --84.169.215.76 18:22, 22 Aralık 2005 (UTC)

Kemalizm kelimesi ve icerdigi anlamı herkes kendi kafasina gore tanımlayabilir ama biraz bilimsel ahlaka sahip biri bir tanım yapacaksa belgelere dayanmalıdır. İki kere el yazısı ile Kemalizm yazmis Mustafa Kemal hayatında Kemalizmi kullanmadi demek ya cehallettir ya da art niyet. Ayrica basbakan Ataturk'le Cankaya'da beraber gozden gecirdigi bir metinde meclis basbakan Kemalist rejim diyip duruyorsa bunun Ataturk bilgisi disinda olmasi imkansizdir. Üstelik Ataturk'un konusmasi ile basbakanın konusmasi birbirine acikca parelel ise. Ne yazık hala bilgiye degil edinilmis yanılsamalara onem veriyoruz. Bu baslikta yorum degil belgeden soz edilmedigi surece tarafimdan baslik yenilenecektir. Eger bu sitede fikir ozgurlugu var ise buna tahammul edilmelidir.

Asker ve bürokratların zorunlu ideolojisi midir: Laiklikten başka bir yöntemi yok mudur: Antiemperyalizme ne oldu: Kesin bir doktrin midir: Din düşmanı, dinsiz mi,yoksa din istismarcısı, irtica düşmanı mıdır: Atatürk'ün konuşmalarından birkaç kelime seçerek onu liberal, hatta islamcı, hatta sosyalist yapmak doğru mudur: Teokrasiyle mücadele illa totaliterliğı gerektirir mi: Ebedi şef, milli şef nedir: Gericilikle mücadelede ikide bir darbe yapmak şart mıdır:

Kemalizm, milliyetçi bir programdır. Tamamen Türk milletinin içinden çıkan bir yönetim şeklidir. Temel ilkesi Türk için, Türk tarafındandır. Ulu Önder'in gerçekleştiği Türkçü Devrim bunun göstergesidir. Boş yere Kemalizmi, liberal, sosyalist gibi gerek tanımlamaların içine sokmaya gereksavunması ve Cumhuriyet Devrimlerine tavır almasıdır. Bundan dolayı sürgün edilmiştir. Konu ile ilgili Nutuk'tan faydalanabilirsiniz.



Türkiye Cumhuriyeti'nin temel doktrini şeklinde geçen ifadeyi doğru bulmuyorum. Zira Kemalizm'in doktrini yoktur.


Kemalizm'i ilk kullananlar Kurtuluş Savaşı dönemi itiliaf cephesidir diye hatırlıyorum. Anadolu'daki harekete destek verenlere KEMALİST denirmiş o zamanlar. Daha sonra Atatürk'ün yaptığı devrimler ve oluşturulan ideolojiye ad olmuş. Bu konuda gerekli araştırmalar yapılsa iyi olur... -Ostique- 14:09, 10 Şubat 2007 (UTC) BENCE O İFADE KABUL EDİLMELİ ÇÜNKÜ KEMALİZM BİR İDEEOLOJİ DEĞİL BİR DOKTRİNDİR.

Kemalizm bir ideolojidir. Devrimcilik ilkesi ile doktrin olmadığı açık bir sistemdir. O yüzden ne kendimizi kandıralım ne de başkalarını. -Ostique- 16:12, 10 Haziran 2007 (UTC)

Her din bir ideoloji olmasa da her ideoloji bir dindir.
Çünkü, insanların yaşayış tarzlarını düzenlemekte, etkilemekte, uygulayıcıları tarafından ceza ve mükafat vaadetmektedir.
Örneğin Kemalizm'de şapka giymeyi reddettiği için cezalandırılan insanlar
Devletin bir dine taraf olması nasıl o devleti o dinin ileri gelenlerinin emrine sokuyorsa, devletin bir ideolojiye sahip olması da aynı şekilde devleti belirli bir zümrenin hakimiyeti altına sokar. Bu ise, o ülkenin halkına haksızlıktır. Adaletsizliktir. Devletlerin ideolojileri olamaz. Olursa, ortaya çıkan sonuca devlet denemez.


İdeolojisiz devlet düşünülemez.Devlet kurumları ve düşünce sistemiyle var olabilir.Atatürkçü düşüncenin temeli, özgür ve bağımsız bireyler, herkese eşit mesafede duran devlet, aklın ve bilimin esas alındığı yönetim biçiminin egemen kılınmasıdır.--78.178.216.116 10:17, 19 Ocak 2009 (UTC)

Kemalizm

Kemalizm bir öğreti değil; bir etkinliktir.

kızılsungur®©iletikatkılar 15:18, 21 Şubat 2007 (UTC)


Kemalizm ve Atatürk Devrimleri

  • Kemalizm bir devrim falan değildir. Maddede devrim diye tanımlanmış,lütfen tanımlamaları doğru yapalım arkadaşlar.Atatürk devrimleri (reformları) kılık kıyafet devrimi, şapka devrimi vb. olarak sayılabilir. Adından da anlaşılacağı üzere devrim olan bunlardır. Ancak milliyetçilik, cumhuriyetçilik vb. kavramlar birer ilkedir. Hepsinin açıklaması vardır, kendi içlerinde,aralarında ve bütün olarak mantıklıdır ve birbirlerine bağlıdırlar. Kemalizm Atatürk' ün bir öğretisidir. Bu ilkeler başka ideolojilerde de kullanılıyor olabilir fakat Atatürk ilkeleri diğer ideolojilerdeki ilkelerden farklıdır. Nedeni ise Türk milletinin ihtiyaçlarından doğmuş olmasıdır.

--88.230.228.2 13:17, 17 Eylül 2010 (UTC)

Kemalizm Sola Meğillidir mi acaba ?

Makalede böyle bir ifade var. Bunun neden olduğunu açıklayacak varsa buyursun açıklasın. Aksi takdirde silinsin. Çünkü Kemalizm ne sağa ne de sola meğillidir. Türk milletinin kendi ihtiyaçlarından oluştuğu için Batı menşeili sağ-sol gibi kavramlarla ifade edilemez. Bunun ivedilikle düzeltilmesi şarttır. -Ostique- 16:12, 10 Haziran 2007 (UTC)

Bahsettiğim ifadeyi silmiş bulunmaktayım. Saygılar -Ostique- 10:01, 20 Haziran 2007 (UTC)

Kesinlikle katılıyorum. Bir anlamda Kemalizm başlı başına sağ yada sol gibi bir kavramdır. Ortada değildir. İkisinden farklıdır ve yenidir. Ayrıca ülkemize özgüdür. Bookman 22:47, 27 Kasım 2007 (UTC)

Bir ideolojinin sağa ya da sola meyilli olması görecelidir. Ancak ülkemizdeki sol-sağ anlayışına göre Kemalizmin sola daha yakın olduğu inkar edilemez. Artık bunu kabul etmek gerekir. Lütfen gerçekleri inkar etmeyelim arkadaşlar. Mesela Kemalizm birçok Güney Amerika ülkesinde uygulanan yönetim şekline göre sağ bir ideolojidir. Bir Venezuelalı ya da Kübalı Kemalizmi faşizm olarak bile algılayabilir. Ancak günümüz Türkiye'sinin genel düşünce yapısı itibariyle Kemalizm "açıkça" sol bir düşünce sistemidir. BackOfRiverAras

Kemalizm ve Kritiği

Zülfü Livaneliden yapılan alınıtyı sildim. Çünkü mevzubahis olan yazının Kemalizm'in ideolojisiyle alakası yok. -Ostique- 21:14, 12 Ağustos 2007 (UTC)

Kemalizmin Marksist Yorumu ile ilgili makalenin neden silindigine anlam veremedim. Özgür Ansiklopedi gibi bir sitenin Kemalizm gibi Türkiye Cumhuriyetinde tabulasmista olsa düsünceleri farkli acidan vede bilimsel olarak ele alan makalelere yer vermemesi anlasilmazdir. Ve sitenin icerigi ile nede kendisi ile alakali bir davranis bicimidir.

Bahsi gecen yazinin tekrar dis kaynaklar olarak eklenmesini talep ediyorum. Ideolojiler doga bilimlerine degil toplum bilimlerine aittir ve formüllerle cözümlenemezler. Farkli görüslerinde burdan yer almasi dilegi ile. Simdiden tesekkürler.

Dis Baglanti diye ekledigim link:

Kemalizmin Marksist Yorumu : Kemalizm Üzerine http://www.okul.gencliginsesi.net/okul/kemalizm.htm

  • Yukarıda belirtilen linkten ne ölçüde alıntı yapıldığı şüpheli. Alıntı yapılan kısımların belirtilmesi halinde link geri eklenebilir. -Ostique- 12:48, 6 Ekim 2007 (UTC)


Ne tür bir belirti istendigini anlamadim. Ilgili makalede yapilan tüm alintilarin kaynaklari belirtilmistir. Tekrar eklenmesini talep ediyorum.

Kemalizm ideoloji olarak kendisi tarafından verilen bir isim değildir.

Bu yazının düzeltilmesine.

Kemalizm, Atatürk'ün ortaya koyduğu eylemler ve belirttiği düşüncelere bir ideoloji olarak kendisi tarafından verilen bir isimdir.

Kaynak: Anıl ÇEÇEN KEMALİZM: sy19 bölüm 4 Kemalizm nedir?

Kemalizm kavramı ilk kez, Avrupa basını tarafından kullanılmıştır. Anadolu'da Muslafa Kemalin önderliğinde gerçekleşen ulusal kurtuluş savaşını batılı basın organları anlatırken sürekli olarak "Kemalist hareket" adını takmışlardır. Batı basınından kaynaklanan bu kavran daha sonra hem ulusal kurtuluş eyleminin adı olmuş hem de Mustafa Kemal'in izlediği yolun ve de kendine özgü bir yöntemle geliştirdiği düşüncelerinin genel adı haline gelmiştir.

Taraflılık konusunda yorum

Bu linklerle verilmiş Livaneli ve A.Altan eleştirleri aslında Kemalizm eleştrisinden çok sol parti ve sistem eleştirlerileri üzerine makaleler.Benim görüşüme göre madde ile direk ilgili değiller. Ama Kemalizme eleştirel görüşler, ilgili olduğu takdrde tabi ki eklenebilir. Bu bağlamda mesela Ahmet Altan'ın yazısına link verileblir. Çünkü çok geniş alıntı yapılmış yazısında “Atatürk, Kemalizm” gibi tabulaştırıldığı" yolunda eleştirisi mevcut. Ama bunun için koskoca paragrafın, bu konuyla ilgili olmayan geri kalanı kısmının da eklenmesi anlamsız olur. Geri kalan kısım zira sistemin eleştirisi.--Atacameñoileti 07:19, 4 Ekim 2007 (UTC)

KEMALIZMIN EKONOMI POLITIGI

KEMALIZMIN EKONOMI POLITIGI

Kemalizmde duraksama

Kemalizm adi altinda topladigimiz Ataturkculuk bir idoloji olarak duraksama icinde. Cumhuriyet mitingleri gosterdi ki salt demokratik laik ulusalci soylem olarak Kemalizm, genis halk kitlelerini alanlara getirmekten ote iktidara tasimamaktadir. Ataturk ilke ve devrimleri, laiklik, demokrasi uzerine hemen hepimizim yeterli bilgisi var. Bu ilke ve devrimlerle ilgili ulasabilecegimiz bircok yazili bilimsel kaynakca da mevcut. Ata'nin kendi urunu “Nutuk” mevcut.

Bir ideolajinin yasayabilmesi icin ekonomi-politigi'nin olmasi gerekli. Ideoloji halk ve ekomomi politik sac ayaginin “biri” eksIk. Kemalizmin kendi icsel ekonomi poligitinin halka guncel dille anlatilmasi eksIk !

Mustafa Kemal yeni Cumhuriyeti kurarken dusundugu ekonomi politik ne idi?

Cagdasi siyasal rejimlerden etkilendigi, marksizm dahil olmak uzere tum ideolojileri ve siyasal sistemler inceledigi muhakkak. Ornegin tarim toplumundan sanayi toplumuna gecme cabasi icinde, once tarimsal utetim kollektif olarak artirilmasi, cifcinin egitilmesi projesinde "devlet uretme ciflikleri"nin olusumu, sovyet rusyada cifcilerin kollektif tarimsal uretim modeli olan kolhoz'larin (Kollektivnoye Kozyaystvo ) Turkiye versiyonudur. Kollektif tarimin gelismesinde ilerleyen donemler tarim-kredi kooperatiflerinin olusmasina basmaktir.

O gunki bati ulkelerinde ve Sovyet Rusyada TC nin kurulusundan once tamamlanan sanayi devrimine kosut gelismis emperyal sanayi ile bas edebilmek ve ithal sanayi urunlerinin onunu kesebilmek, ulusal sanayii yaratabilmek uzere, planli ve karma ekonomi modeli benimsemistir. Sanayini tesvik kanunu, 1. ve 2. kalkinma planlari kalkinma modelleri, yerli sermaye birikimini olmayisina paralel sanayi uretim erkinin devlet elinde toplanmasi, hem yerel ihtiyacdan hem de sosyalizmden izler tasir.

Kemalizmin guncel ekonomi politigi

Kemalizmin ekonomi politigi nedir? Ne olmalidir ? Bu ekonomi politik guncel olarak nasil yorumlanacaktir? Cumhuriyetin ilk partisi CHP nin kurulusundaki ekonomi politik nedir? Cok partili doneme gecis ile birlikte bu ekonomi politikte ne gibi degisIklikler olmustur? Bunlari tartismak ve kemalist ideolojiyi, yurttaslarin beslenme barinma ve ortunme hakkinna iliskin ve bu haklarina paralel, egitim saglik is ve is guvencesi ile ilgili ekonomi politigi ile aciklamak gereklidir. Beslenme barinma ve ortunme hakkini yitirmis kitlelerinin tarikatlarin kucagina itilmesi ve careyi Turkiye Cumhuriyeti Devleti yerine tarikat vakifleri, dernekleri, cemmatlerde aralamalari kacilmaz olmustur. Bu surec hizla devam etmektedir.

Uretmeyen sadece oturdugu yerde tuketen, yardim ile yasayan asalak topluluklar kasten olusturulmaktadir. Devlete olan guvenini yitirmis kitleler kimliksizlesmekte aidiyet duygusunu yitirmekte, din potasinda eritilmis ummet topllulugu haline gelmektedir.

Bu gun Turkiye orneginde oldugu gibi kimliksiz ve omurgasiz bir toplulugu "tek bir imam"in yakin cevresindeki mureritleri ile -kendi cikarlari dogrulturunda yonetmesi ve ulke kaynaklarini emeperyal guclere pazarlamasi mumkundur.

Ve bu surec "babalar gibi yekten ve alenen satilarak inanilmaz bir hizla devam etmektedir.uc temel yasam hakki olan beslenme barinma ortunme hakkinin ve buna kosut, egitim saglik ve isliligin sosyal devlet tarafindan nasil saglanacagini, yani savunulacak ideolojinin ekonomi politigini olusturmadikca, tarikatlarin eline dusen kitlelere ulasmadikca Turkiye Cumhuriyetini ve Ataturk ilkelerini yasatma imkani kalmayacaktir.

buyukakin Eylul 2007 Ankara

Yazınızın bir kısmına katılmakla birlikte Kemalizmin ekonomi politiğinin varlığını söylemekle işe başlayacağım. Karma ekonomik sistem kullanılmıştır. Bu sistemde kaynaşmış, sınıfsız bir kitleden bahsedilmektedir. Bu bile tek başına zaten sosyalizmden uzak bir sistemin varlığını bize bildirmektedir. Bununla birlikte zaten karma ekonomik sistem sosyalizmde var olan bazı olguları almıştır. Sistemli olarak büyümek ve ekonomide planlı olmaktan yanadır. Bu gerçekler sistemi bir miktar sosyalizme benzetebilir. Ancak bireylerde sermayenin varlığı, sınıf olgusunun olmayışı, devletin ekonominin her alanında belirleyen değil düzenleyen olarak varlığı gibi nedenlerle sosyalizmden ayrılır.

Kısaca bahsettiğim bu nedenlerden ötürü zaten şu anda devlet yönetiminde Kemalizmden bahsetmek mümkün değildir. Buna neden olanda ağzından Atatürkçülüğü hiç düşürmeyen 80 darbesinin babası Kenan Evren'dir. Kenan Evren'den sonra Kemalizm, Atatürkçülük olarak adlandırılmış ve olduğundan başka bir hale getirilmiştir. Onun ardından gelen oğlu Turgut Özal ise zayıflamış Kemalizme son darbeyi vurarak ülkeye kapitalizmi, sermayeyi, vurgunculuğu ve dinciliği kazandırdı.

Şimdi ekilenlerin meyvesi biçiliyor. Amerikan güdümünde yarı dinci sermaye grupları oluşturuluyor. Bir ülke sermayesi ele geçirildikten sonra o ülkede istediğiniz gibi yönetebilirsiniz. Boşuna değil Amerika bazı ülkelere silahıyla bazı ülkelere Saros'uyla giriyor.

Bir de çok gözümü tırmaladı, okumakta çok zorluk çektim yazınızı mutlaka Türkçe yazın, ama lütfen İngiliz Türkçesi olmasın Türkiye Türkçesi kullanın.
En son olarak yazınızı dört tilda "Bookman 23:08, 27 Kasım 2007 (UTC)" koyarak imzalayın.Bookman 23:08, 27 Kasım 2007 (UTC)

Sorması ayıp da

Kim hazırlamış bu yazıyı, Türkiye Birleşmiş milletlerin kurucu üyesidir ki ayrıca bu örgüt Atatürkün vefatından 8 yıl sonra kurulmuştur. Peki Atatürk'e Birleşmiş milletlere girmeme yaftasını yapıştıran kimdir niye yapmştır,

Vikipedinin tarafsız olmadığını biliyoruz ancak buradan yararlanacak gençlerin kafalarını bulandırmamak adına tarihi gerçekliği sabit olan konuları en azından onaylama mekanizmasına tabi tutmak gerekmiyor mu? üstelik eline fare alanın değişiklik yapabilmesi de cabası üyelik tabanlı bir sistemle bunların çözümü daha doğru olmaz mı?

CEVAP VERİYORUM: Birleşmiş Milletler'in temeli sayılabilecek bu organizasyon, I. Dünya Savaşı'nın ardından İsviçre’de 10 Ocak 1920'de Cemiyet-i Akvam adıyla kuruldu. Amacı, ülkeler arasında yaşanabilecek sorunları barışçı yollarla çözmek idi. Bir süre çalıştı fakat fazla bir varlık gösteremedi. II. Dünya Savaşı'nın ardından dağıldı. 6 Temmuz 1932'de Cemiyet-i Akvam, Türkiye'yi üyeliğe davet etmiş, 9 Temmuz'da TBMM Türkiye’nin Milletler Cemiyeti'ne giriş davetini onaylamış ve 18 Temmuz 1932'de Türkiye, Cemiyet-i Akvam'a resmen üye olmuştur. İlk davetli ülke olma onurunu taşımaktadır aynı zamanda.

Paris Barış Konferansının 25 Ocak 1919'da yapılan toplantısında; uluslararası barışı ve güveni sağlayacak ve devam ettirecek bir Milletler Cemiyeti kurulmasına karar verildi. Bu kararı yerine getirmek için bir komisyon kuruldu.

VE daha fazlasını öğrenmek için milletler cemiyeti ine bak sevgili kardeşim.

eleştiriler

  • eleştiriler başlığı altındaki aşırı yorum dolu ve taraflı girişleri kaldırdım. alıntılar bu girişleri desteklemek amacıyla seçilmiş olduğuna göre onları da kaldırmak gerekebilir. maddeyle ilgilenenlerin dikkatine. --kibelemesaj 22:12, 14 Ocak 2008 (UTC)
Sevgili Kibele eleştiri dediğin içerisinde eleştiri olduğundan taraftır. Zaten wikimesia vakfının kurucusu da taraflı girişleri ancak eleşririler başlığında vermeyi kabul etmektedir. "eleştirideki aşırı yorum dolu ve taraflı girişleri" kaldırdım dmeneiz eleştirileri yok saymak olur ki bu da hiç nesnel değildir. Vikipedi de ancak ve sadece hoşumuza gitmesede nesnel bilgileri barındırır. Bende beğenmiyorum . Bu tarz bana göre değil. Yakışıksız. Hatta "aşırı eleştiri olduğunu ve fikir kaynağını" falan da belirtiyorum. Kolay gelsin. --Babababa 23:30, 14 Ocak 2008 (UTC)
  • yorumlar, "güya", "abartılı anlamsız", "Garip bir mantıkla sevgi insanı olan kemalistleri sevgisizlikle suçlamaktadır.", "koroya dahil olmak üzere alaycı uslupla akıllarınca" gibi hiç bir tartışmaya yer bırakmayacak cümlelerle, "yerli", "yabancı", "sağcı", "solcu" gibi nesnel olmayan tanımlamalarla dolu. yazarların eleştirilerinin burada yer almasında bence bir sakınca yok, yazarlardan yapılan alıntıları da bu yüzden bıraktım, ancak sizin bu alıntılara yaptığınız yorumların sizin hoşunuza gitse de gitmese de burada kalmasına imkan yok. --kibelemesaj 08:44, 15 Ocak 2008 (UTC)
  • Kemalizim türk solunu temsil eder.Bunu namık kemal le bir alakası yoktur. Mustafa Kemal yaptığı devrimleri simgeler Bu imzasız yazı 81.214.85.179 (mesajkatkılar) tarafından eklenmiştir.
  • Öncelikle saygılar,yazınızın bir kısmına katılıyor, bir kısmına katılmıyorum.

Katıldığım kısmı: Bir arkadaş Namık Kemali Kemalizm ile ilişkilendirmişti fakat Namık Kemalin Kemalizmle bir alakası yoktur. Katılmadığım kısmı: Kemalizm sol değildir, sağ değildir, Kemalizm, Mustafa Kemal Atatürk'ün öğretisidir. Sol ve sağdan farklı bir görüştür. --88.230.228.2 14:01, 17 Eylül 2010 (UTC)

Kemalizm terimiyle ilgili verilen sorunlu bağlantılar.

"Kemalizm (ya da Atatürkçülük), Atatürk'ün ortaya koyduğu eylemler ve belirttiği düşüncelere bir ideoloji olarak kendisi tarafından verilen bir isimdir.

Mustafa Kemal Atatürk, 1935'te kendi el yazısıyla yazdığı CHP programında Kemalizm sözcüğünü kullanmış ve 1937'de kurulan yeni hükümetin programında Kemalizm sözcüğü önce Mustafa Kemal Atatürk'ün yaptığı konuşmada sözünü ettiği memleket davalarının ideolojisine[1] atıfla defalarca Kemalizm olarak geçmiştir[2]."

Maddede böyle deniyor, fakat verilen linklere baktım ve Kemalizm sözcüğü değil defalarca bir defa bile geçmiyor. Eğer CHP programına ayrıca yazdıysa ve bu programda ne yazdığı internette bulunamıyorsa, bu programda geçtiğini söyleyen güvenilir bir kitaba referans verilmeli. Aksi takdirde kaldıracağım. Ayrıca Atatürkçülük ve Kemalizm aynı şey değildir, bu da ayrı bir tartışma konusu olmakla beraber öncelikle diğer sorun halledilmeli. -- 16 04:41, 7 Şubat 2008 (UTC)

Resmi ideoloji ?

"Kemalizm, Türk ulusunun çağdaşlaşma ideolojisi ve aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti'nin değişmez resmi ideolojisidir."

Kemalizm, Türkiye Cumhuriyeti`nin resmi ideolojisi değildir. Bahsedilen Atatürk milliyetçiliği yahut anayasada geçen başka bir cümle ya da kelime ise buraya aktarılmalıdır Bu cümle yorumdan öte yanlış bilgi veriyor. Değiştirilmeli, eğer itiraz gelmezse kaldıracağım. -- 16 04:56, 7 Şubat 2008 (UTC)

Kemalizm üzerine eleştiriler

Zülfü Livaneli'nin eleştirisi CHP'li milletvekillerine yönelik, Bir ideoloji olarak Atatürkçülüğe değil. Ahmet Altan'ın eleştirisi ise cumhuriyet döneminde devlet politikalarını eleştiriyor. İçlerimde Atatürkçülük kelkimesi geçiyor diye buraya eklenen bu makalelerin yeri bu madde değil, bu nedenle çıkarıldı. --Abuk SABUK 21:19, 10 Şubat 2008 (UTC)

Selam. Bence şimdilik kalsın. Uygun şekilde düzenlensin. İyi çalışmalar. Takabeg 21:23, 10 Şubat 2008 (UTC)

İlgili eleştiriler Atatürkçülüğe değil, CHP'ye ve türkiyedeki yönetimlere yönelik. Konuyla alakası yok. Eleştiri kısmı maddede olmalı tabi ama uygun içerikle.--Abuk SABUK 21:56, 10 Şubat 2008 (UTC)

Başlığında Kemalizm var. 'Kemalizm'i kullanan kesmine yönelik eleştiridir. Ancak önce topluluğunun fikirlerini alarsak daha iyi olur. Bu maddede acelemiz yoktur. İyi çalışmalar. Takabeg 22:05, 10 Şubat 2008 (UTC)
Köye çeşimesine not bıraktım. Umarım arkadaşların da fikirlerini alabiliriz. İyi çalışmalar.Takabeg 22:12, 10 Şubat 2008 (UTC)
  • bu alıntılar, başına eklenen taraflı yorumlarla birlikte eklenmişti. yorumları çıkartırken, alıntıların da kaldırılabileceğini söyleyip kullanıcıların yorumuna bırakmıştım. (yukarıda görülebilir) kişisel fikrim,, bu gazete yazıları yerine, kemalizme ideolojik olarak yaklaşan eleştirilerin burada yer almasının daha bilgilendirici ve ansiklopediye yakışır olduğudur. --kibelemesaj 22:29, 10 Şubat 2008 (UTC)
Kibele'nin de dediği gibi bu yazılar şu an havada kalmıştır. Kemalizmin hangi noktalarda hatalı veya uygulanamaz vs. olduğunu ileri süren akademik yazılar eklenmelidir, CHP'yi eleştiren köşe yazıları değil. İlgili makalelerin Kemalizmle tek alakası, içerisinde "Atatürkçü olduğunu iddia eden" ifadesinin geçmesidir. İyi çalışmalar.--Abuk SABUK 23:17, 10 Şubat 2008 (UTC)

Merhaba, defalarca eklememe ragmen sürekli silinmesini anlamsiz buldugumu belirteyim öncelikle. Bahsini ettigim Kemalizmin marksist bir bakis acisi ile yorumu. Konu direk olarak kemalizm ile alakali iken neden silindigini, tarafsizlik ilkesini göz önünde tutarak aciklamanizi rica ediyorum. Linki burdan da veriyorum tartismada incelenmesi icin: www.okul.gencliginsesi.net/okul/kemalizm.htm

Kemalizm Türkiye'nin ideolijisidir

Şu anki anayasayı okusun arkadaşlar...Yani Kemalizmin Türkiye'nin ideolojosi olmadığını ifade edenler...Kemalizm Türkiye'nin resmi ideolojisidir.Çünkü,anayasada yer alan ilkeler bunu belirtiyor.Atatürk milliyetçiliği,laiklik,cumhuriyetçilik,devletçilik,halkçılık,devrimcilik.Bunlar anayasada mevcutsa Kemalizmin Türkiye'nin resmi ideolojisi olmadığını sananlar yanılıyorlardır(ki mevcut)!

Zülfü Livaneli ve Ahmet Altan'ın yazıları

Madde içerisinde geçen Zülfü Livaneli'nin CHP'yi eleştiren ve Ahmet Altan'ın Cumhuriyeti eleştiren yazıları anonim IPler tarafından sık sık siliniyor ancak gördüğüm kadarıyla kayıtlı kullanıcılar tarafından tekrar ekleniyor. Maddede kemalizme yönelik ilgili eleştiriler elbette bulunmalı ancak bu yazıların kemalizmle ne alakası olduğunu çözebilmiş değilim. Saygılar.--Abuk SABUK 20:26, 10 Nisan 2008 (UTC)

  • Sevgili Abuk, o yazılar benim tarafımdan siliniyor. Hatta biraz önce yine sildim. Kemalizm'in Eleştirisi olarak değiştirdiğim başlıktaki Ahmet Altan yazısını da bıraktım. Esasında o yazı da bulunmaması gerekir ancak sağlam bir eleştiri olmaması sebebiyle şu anda durmasında fayda var. CHP'nin eleştirisini ise tekrar yazılsa yine silerim. Çünkü Kemalizm ile bugünkü CHP yönetimi arasında bir alaka yok. Bunun eleştirisini, onu ekleyen arkadaş CHP maddesine eklese daha hayırlı bir iş yapmış olur kanısındayım. -Ostique- 09:15, 20 Nisan 2008 (UTC)

Aslına bakarsanız, kemalizm eleştirisi dediğiniz kısım da kemalizm eleştirisi değil. Cumhuriyet dönemi boyunca iktidarların hatalı uygulamalarını, kemalizmi ele alışlarını eleştiriyor. İyi çalışmalar.--Abuk SABUK 10:37, 20 Nisan 2008 (UTC)

  • Ahmet Altan'ın yazısının da çıkması gerektiği düşüncesindeyim; çünkü, burada yapılan eleştiri doğrudan Kemalizm'e değil, Türkiye Cumhuriyeti'ni yönetenlere vb. yönelmiş. Ayrıca, maddeyle doğrudan bir ilişkisinin bulunmaması nedeniyle, adil kullanım içinde değerlendiremeyeceğimizi düşünüyorum ve maddeden o kısmı çıkarıyorum. İyi çalışmalar... -- Dsmuratileti 12:43, 20 Nisan 2008 (UTC)
İki yazının da Atatürkçülük ile alakası yok, biri CHP diğeri eğitim sistemi eleştirisi. Siliyorum. Khutuckmsj 14:34, 23 Kasım 2008 (UTC)

Çelişkiler

Her din bir ideoloji olmasa da her ideoloji bir dindir. Bu felsefi bir gerçektir. Bir ideolojinin laiklik ilkesine sahip olması da sahip olabileceği en büyük çelişkidir. Demokratik sistemler bütün vatandaşlara eşit uzaklıkta olacaklarını beyan ederler. Bu demokrasinin olmazsa olmaz şartlarından birisidir. Oysa ideolojik devletler ideolojileri sebebiyle vatandaşlarına eşit uzaklıkta olamazlar. Dolayısıyla ideoloji ve demokrasi bir arada bulunamaz. --Isparta 22:30, 2 Mayıs 2008 (UTC)

İnsan Hakları Bildirgesi'ndeki hümanizm ideolojisi devletlerin vatandaşlarına eşit uzaklıkta olmasını engeller mi?--darkhorn ileti 22:34, 2 Mayıs 2008 (UTC)

Hümanizm'i bir ideoloji olarak algılamak yanlış bence.--Isparta 22:42, 2 Mayıs 2008 (UTC)

  • Milliyetçilik hümanizmin zıttıdır, milliyetçilik ideoloji olarak algılanıyorsa(ki ideolojidir), hümanizmde algılanabilir.

--88.230.228.2 14:01, 17 Eylül 2010 (UTC)

  • İdeolojinin Metaryalist tanımı insan nasıl yaşıyorsa o onun ideolojisidir. Kemalizm de öyledir türk devrimi atatürk ile nasıl yaşadıysa kemalizm de odur. Yani türk devriminin yaptıklarıdır. --Denereri 12:06, 23 Temmuz 2008 (UTC)

Hangisi doğru?

Selam,
Atatürkçülük maddesinde ve bu maddedeki Atatürk resmi altında "Türkiye Cumhuriyeti ve Kemalizm'in kurucusu Mustafa Kemal Atatürk" ifadesi geçmektedir. Ancak, Dr. Eren Akçiçek'in "Mustafa Kemal Olmak" adlı eserinin (Toplumsal Dönüşüm Yayınları, 1.b., Temmuz 2004, ISBN 975-6448-56-3) 85-86. sayfalarında Atatürk'ün özetle "Ulus, Kemalizmden zarar görür. Ben arkamda kalıplaşmış doktrinler bırakmıyorum." dediği söylenmektedir. Şayet doğruysa -ki yanlış olabileceğine ihtimal vermiyorum-, Atatürkçülük maddesinde değişiklik yapılması gerekecektir. Zira iki görüşten biri doğru olabilir.
Bilginize sunmak istedim. Saygılarımla.-- M. Yalçın Yalhı ileti 13:40, 27 Temmuz 2008 (UTC)

Kemalizm ideoloji değildir

Mustafa Kemal'in mesleği bildiğiniz gibi askerliktir, ayrıca devlet adamıdır.Bir düşünür değildir.Kurulmasına öncülük ettiği ülkenin nasıl kalkınacağı üzerine pek çok fikir belirtmiş olabilir, bunların izinden gitme düşüncesine kemalizm diyorsunuz değil mi?

Yani, liberalizmin veya sosyalizmin alternatifi olarak görmek mümkün mü? Hayır. Bazı maddelerde verilen bağlantılarda kemalizmin geçmesi oldukça anlamsız.

  • Kemalizm türkiye cumhuriyetinin devrim politikasıdır. İdeoloji demek de doğru bir tabirdir. Ama devrim planıdır demek daha doğrudur tabii ki. Ancak Sosyalizm ideoloji değildir bir bilimsel olgudur sosyalizm Kemalizm de Sosyalizm'i de kısıtlı olsa da barındıran bir devrim planıdır.--Denereri 19:59, 17 Ağustos 2008 (UTC)
  • Mustafa Kemal Atatürk'ün mesleği askerliktir diyen birine cevap vermek ne kadar doğru olur bilmiyorum ama yinede rahatsız olduğum için bildiğim kadarıyla birşeyler söyleyeceğim.

Sizin de belirttiğiniz gibi ülkenin nasıl kalkınacağı üzerine pek çok fikir belirtmiştir ve hatta bu fikirlerin vücut bulmasını sağlamıştır. Örnek verecek olursak:Birçok üretim mekanizmasını Türkleştirmek, yeni fabrikalar kurmak, demir yollarını Türkleştirmek, iletişimi Türkleştirmek, bankacılığı başlatmak, (Halk Bankası Mustafa Kemal Atatürk tarafından küçük ve orta büyüklükteki esnaf ve sanayiciye, kolay ve ucuz kredi vermesi amacıyla kurulmuş bir ihtisas bankasıdır) vs vs... biraz ciddi bir araştırmayla elinizin altındaki bilgisayardan daha fazlasını ayrıntılı bir şekilde bulabilirsiniz... Diyeceğim o dur ki sizin liberalizm dediğiniz yani Adam Smith'in temelini oluşturduğu serbest piyasa ekonomisine dayanan ekonomik teori veya sosyalizm dediğiniz Karl Marx'ın das kapital adlı eserinde temelini oluşturduğu ekonomik teori bizim ülkemizin coğrafyasında gerek konumu gerek sosyal yapısı itibarı ile birebir uygulanması halinde zararlı çıkılacaktır. Bugün bunun sancısını çekiyoruz gerek ekonomik krizle gerekse sürekli artan enflasyonla. Kemalizmin ekonomik politikasına gelince benim yorumum bir denge politikasıdır. Yani ne sosyalizm ne de liberalizm dir. Ama bu demek değildir ki bu iki ekonomik teoriyi külliyen redder. Eğitim, sağlık ve savunma dışında tekellerin devlet eliyle yönetilmesini ve geri kalan piyasayı serbest bırakıp yinede denetleme konusunda devletin sorumluluğunun olmasını kabaca kemalizm diye adlandırabilirim. ben bir ekonomist değilim ayrıntılara da hakim değilim ama görünen o ki biz bu liberalizmi kökten uygulamaya devam edersek daha çok sıkıntılar çekeceğiz...

Tarafsız bir şekilde incelenen Kemalizm

Kemalizm ya da bir diğer adıyla Atatürkçülük tamamıyla tarafsız bir biçimde ele alınması gereken bir konudur. Titizlikle araştırmak ve olaya yorum katmadan bilgileri ağa sunmak gerekir.

Pek çok araştırmacının düştüğü hata Kemalizm hakkında bilgi verirken kendi yorumlarını da katarak bazı şeyleri dikte ettirme istekleridir.

Ve bir şeyin daha farkına varmamız gerekiyor. Türkiye Cumhuriyeti Kemalist bir Cumhuriyet değil, aksine bir ideoloji veya bahsettiğiniz şekilde bir etkinliğe bağlı kalmayan demokratik bir Cumhuriyettir. Bu yüzden Kemalizm-Atatürkçülük hakkında bilgi verirken sanki devletin resmi ideolojisiymiş gibi Mustafa Kemal'i merkeze koymamalıyız.

Sanıyorum bu maddede de aynı şekilde bir Kemalist dil kullanılmış ve bu yüzden Vikipedi yöneticileri maddenin başına "Bu maddenin tarafsızlığı hakkında kuşkular vardır." diye not düşmüşler.

Saygılarımla Bu imzasız yazı 85.108.62.238 (mesajkatkılar) tarafından eklenmiştir.

Üslup

Üslup kabul edilemez. Vandallık ölçülerine varan üslup kuralsızlıkları var. en:Kemalist ideology ne kadar temiz ve öz anlatımlı. bir bakın. Ansiklopedide Kemalist ideolojinin yılmaz savunucularından olan Zülfi Livaneli diye bir ifade olamaz.--Bruno ileti 07:40, 16 Ocak 2009 (UTC)

vikisöz

Madde vikisöze dönmüş.--Bruno ileti 07:42, 16 Ocak 2009 (UTC)

Vikikaynak veya Vikisöz

Maddenin büyük çoğunluğu Vikisöz veya Vikikaynağa taşınmalıdır. Şu anki maddenin hali Kur'an maddesinin ayetleriyle doldurulması gibi bir şey. Takabeg ileti 01:13, 11 Aralık 2009 (UTC)

Atatürkçülük Sağ yada Sol değildir

  • Atatürkçülük Sağ yada Sol değildir tamamen farklıdır hiç bir görüşe benzemez. okanorgun 00:18, 04 Nisan 2010 (UTC)

Kemalizm sözcüğünün oluşmasında Namık Kemal'in de bir rolü olduğu gerçektir. Mustafa Kemal'in gençlik döneminde o da dahil pek çok devrim yanlısı, yenilikçi, vatansever insan Namık Kemal şiirlerini ezbere ve gizli gizli okurlardı.Hatta Mustafa Kemal'e Kemal ismini ekleyen öğretmeninin de bu şairin etkisinde kalmış olabileceği ihtimal dahilindedir.Belirli tevatürler bu yöndedir.Ancak tevatürün dışında gerçek olan şudur:Jön Türk hareketinin çok geniş bir kesiminde Kemal adı, Namık Kemal dolayısıyla zaten yeniliğin ve bir anlamda devrim arzusunun, değiştirme çoşkusunun bir diğer adı haline gelmiştir. Bu imzasız yazı 88.246.247.16 (mesajkatkılar) tarafından eklenmiştir.

Kemalizm ismi, Kemal adı, Namık Kemal, Mustafa Kemal

Kemalizm sözcüğünün oluşmasında Namık Kemal'in de bir rolü olduğu gerçektir. Mustafa Kemal'in gençlik döneminde o da dahil pek çok devrim yanlısı, yenilikçi, vatansever insan Namık Kemal şiirlerini ezbere ve gizli gizli okurlardı.Hatta Mustafa Kemal'e Kemal ismini ekleyen öğretmeninin de bu şairin etkisinde kalmış olabileceği ihtimal dahilindedir.Belirli tevatürler bu yöndedir.Ancak tevatürün dışında gerçek olan şudur:Jön Türk hareketinin çok geniş bir kesiminde Kemal adı, Namık Kemal dolayısıyla zaten yeniliğin ve bir anlamda devrim arzusunun, değiştirme çoşkusunun bir diğer adı haline gelmiştir. Bu imzasız yazı 88.246.247.16 (mesajkatkılar) tarafından eklenmiştir.

Sol Sağ Kemalizm

Kemalizm sola ya da sağa mı meyleder yahut doğru soru bu mudur? Her şeyden önce şunu belirtmek gerekir:Sol Kemalizm ve Sağ Kemalizm halihazırda mevcut iki kavramdır.Dolayısıyla Kemalizmin sağı solu olur.Ancak soruda geçen "meyletme" sözcüğü önemli bir tartışmanın zeminini oluşturabilir, ufak bir düzeltmeyle.Bu sorudan evvel şu önemle hatırlatılmalı: Kimine göre ideoloji, kimine göre akım, kimine göre nevi şahsına münhasır bir düşünce yapısı; kimine göre doktrin; kimine göre evrensel anlamda doğunun kurtuluş yol ve yöntemi, kimine göre fazlasıyla eklektik ve pragmatik bir siyasal duruş olan Kemalizm genelde, "Türkiye'de Cumhuriyet'i kuran bir devrimci hareket" olarak anılır.Dünya ansiklopedilerinin pek çoğunda, bu yukarıda sayılan farklı yaklaşımlarla birlikte, son olarak ifade edilen Türkiye'deki "Cumhuriyet kurucu bir tür devrimci düşünce"nin adı olarak yer alır.Peki "meyletme" sorusunun cevabı nedir?Aslında burada solun ve sağın göreliliği vurgulanmalı.Elbette; öncelikle sol ya da sağ muz değildir.İlkeleri ve belirleyenleri var, ancak bir şey, bir şeyin daha sağında; buna karşın daha farklı bir şeyin daha solunda yer alabilir.(ŞEY yerine düşünce, durum, konum, eylem, politika, akım, tavır, çizgi, parti vs kullanılabilir.Çok seçenek olduğundan bu şekilde bırakmak zorunda kaldım, özür)Şimdi "meyletme" meselesini açıklıkla ele almak kolaylaşır.Kemalizm tümden sol ya da sağ olarak adlandırılabilir mi?Yoksa sola meylediyor diyen arkadaşımızı bu düşünceye sevk eden az önce söz ettiğim göreli konum mudur? Kemalizm belki günümüz siyasal konjonktüründe, arkadaşımızın silinen ifadesinde belirttiği gibi daha "sola meylediyor" yahut daha doğru bir ifadeyle; pek çok akım ve hakim olan/hakim kılınmaya çalışılan politik düşünce açısından daha solda yer alabilir veya insanlara daha sol görünebilir.Tartışmaya açıktır ve ciddiyet sınırları içinde tartışılmalıdır.Yukarıda verdiğim ve burada tekrarlamak durumunda olduğum Cumhuriyetin kuruluşu bahsi ve ek olarak Türkiye'de aydınlanma süreci ve meselesi; Türkiye'deki devrimci gelenek, birikim ve yönelimler/ayrışmalar/ittifaklar/çatışmalar/kopuşlar/sahiplenmeler açısından, hiçbir mistifikasyona ve küçümsemeye tabi tutulmadan incelenmelidir.İnceleme, kuşkusuz 1919'dan değil 1908'den, hatta öncesinden ve belki de Tanzimat'tan yahut Üçüncü Selim'den bile başlatılabilir.Bu inceleme hiç kuşkusuz, hem günümüzü kapsayacaktır; hem de günümüzde karşılaştığımız pek çok soruya aranan cevap ya da cevapları bulma ihtiyacını karşılamaya yönelik olacaktır, olmalıdır. Bu imzasız yazı 88.246.247.16 (mesajkatkılar) tarafından eklenmiştir.

Kemalizm sol meselesine bir ek

Bu arada "Bir Kübalı" 'nın Kemalizmi Faşizm olarak algılayabileceğini sanmam.Tabi "Bir Kübalı" çok geniş bir ifade, herhalde burada "Sola meğillidir mi" başlığının altına yazan kişi bir genelleme yahut Kübalıların bu konuda fikirlerinin genel eğilim ve ortalamasına dair bir olasılıktan söz ediyor ("olabilir" cinsinden bir ifade kullanmış kendisi), ancak bu olasılığın gerçekleşeceği durumlar; Küba'da yahut bizim coğrafyamızda; "Adolf Hitler'i ve rejimini kimileri sosyalist olarak algılayabilir." ifadesindeki ihtimalin gerçekleşmesinden biraz daha fazladır o kadar.(Bu fazlalık da pek önemsenmeyecek düzey ve ciddiyet de olmasına rağmen, bilimsel ölçütler ve analizlerden ziyade yaratılmak istenen yeni ideolojik egemen resmi görüş ve tarih anlayışının kitlelerde yaratabileceği muhtemel etki dolasıyladır.Bakınız Bilim ve Gelecek sayı 61 liberal-muhafazakar sentez.) Elbette uygulanan pek çok politikayı faşizan olarak nitelendiren Kübalıların da çıkması ihtimal dahilindedir ancak sanırım onların pek çoğunun da genel kanısı; "sol sağ Kemalizm" başlığının altında belirttiğim üzere; Kemalizm'i doğrudan sosyalizm olarak nitelemese de aydınlanmacı, devrimci, bağımsızlık mücadelesinde önderlik etmiş, Cumhuriyet'i kurmuş bir hareket olarak görmekten yanadır.(Burada Kübalılıarın kuşkusuz bu devrimi yeterli ölçüde radikal yahut sosyalizme dönük bulmamaları ihtimal dahilindedir.) Bu durumda bu arkadaşımızın bir Kübalı ifadesi ya yanlış bir genelleme ve ortalama olmaktadır ya da zaten bir Kübalı,bir Meksikalı, bir profesör, bir bakkal, bir manav, bir tarikat önderi, bir cumhuriyet düşmanı, bir monarşist, bir muzlu puding türünden hiçbir bilimsel kıstasla sınanamayacak "herhangi" ve "anlamsız" yahut "belirsiz" bir ibaredir.Muhtemelen Bir Kübalı ifadesi benim de sol sağ Kemalizm başlığında kullandığım görelilik meselesine bir örnek yahut katkı niteliğindedir ki zaten bu görelilik kısmına katılmamak ve Latin Amerika'nın bahsi geçen ülkelerinin solda yeraldığına kani olmamak mümkün değildir.Ancak buradan devam eden ifadenin Bir Kübalı ve Kemalizm kısmı ve örneği bilimin ihmal edeceği küçüklükte bir durum olmaktadır.Saygılarımla.

Çelişkiler bölümünde yer alan bir çelişki yahut kafa karışıklığı

"Her din bir ideoloji olmasa da her ideoloji bir dindir. Bu felsefi bir gerçektir. Bir ideolojinin laiklik ilkesine sahip olması da sahip olabileceği en büyük çelişkidir. Demokratik sistemler bütün vatandaşlara eşit uzaklıkta olacaklarını beyan ederler. Bu demokrasinin olmazsa olmaz şartlarından birisidir. Oysa ideolojik devletler ideolojileri sebebiyle vatandaşlarına eşit uzaklıkta olamazlar. Dolayısıyla ideoloji ve demokrasi bir arada bulunamaz." Burada çok ciddi bir bağlam hatası var.(Ancak bahsedeceğim çelişki demokrasi ideoloji uyuşmazlığı hakkında değil.Yazının yazarının kendi görüşleri benim bu kafa karışıklığı hakkında yapacağım tespitlere uygun olsun ya da olmasın; önemli olan bu durumun açıklığa kavuşturulmasıdır.) Bu hata özelikle ikinci ve üçüncü cümlelerden itibaren başlıyor ve bir kafa karışıklığından kaynaklanıyor.Her şeyden önce karışıklığın temelinde "demokrasi=laiklik" ve "demokratik yönetim=bir ideolojide alsa yer alamayacak olan, bütün vatandaşlara eşit uzaklıkta kalarak sağlanabileceği vurgulanan lasizm" kalıpları yatıyor.Eşitliğin bir tarafı diğeri için olmazsa olmaz sayılıyor hatta ilk tarafı ikincisinin de sağlayıcısı,dayanağı ve devamlılığının kaynağı görülüyor.Bunlar tarihsel açıdan doğru olmayan formülasyonlardır.Gerçi ikinci formülasyon doğrudan bu şekilde yapılmamış.Ancak; önce lasizm bir ideolojiye ait değildir, olamaz denmiş.Sonra vatandaşlara eşit uzaklıktan bahsedilmiş.Ardından demokrasiye geçilmiş, sonuçta da demokrasi ve laiklik; ideoloji kavramının ortak düşmanı ve eşit uzaklık masalının ortak paydasında iki iyi dost gibi sunulmuş.Alakası yok.İdeoloji-demokrasi kısmına değinmeyeceğim; ancak laisizme gelince, tarih bize bu insanlık atılımın demokrasi yöntemiyle değil devrimler yoluyla gerçekleştirildiğini yazar.Pek çok ciddi düşünür demokrasiyi laiklik ya da başka bir değerin garantörü olarak görmekten ziyade kendi kendisinin bile garantörü olamama riski barındıran, frajil bir sistem olarak görür: Kimi buradan yola çıkıp yöntemi güçlendirmeye ve yeni dayanaklar yaratmaya; kimi demokrasi kavramının kendisini tartışmaya açar.Ama yok efendim demokrasi laikliğin güvencesi olsun diyenler; eşit mesafe masalıyla demokrasi ve laikliği muzlu puding haline getirenler, öncelikle laisizmin hatta demokrasinin bile sadece ülkemize değil Fransa'ya da demokrasi yoluyla değil; (Bu durum özellikle demokrasinin gelişi sözkonusuysa bırakın tarihsel imkansızlığı fizik kurallarının bile imkan vermeyeceği bir durumdur.) devrimler yoluyla geldiği ve demokratik adı verilen yönetimin her durumda bunu ileri götürme gücünü bırakın, bundan geriye düşülmesini bile önlemekten aciz kaldığı gerçeğini görmek durumundalar.(Bakınız: Robespierre,Fransız Devrimi, Jakobenler, Rus Devrimi, Leninistler ve bu iki toplumun bu devrimlerden vazgeçmesiyle beraber laisizmden geriye doğru atılan adımlar.Bunlar pek uzak coğrafyalarsa daha yakına da bakılabilir.)Demokrasinin frajilitesini ise bütün dünya Adolf Hitler örneğiyle öğrenmiştir.Tartışmayı bilimsel ve felsefi yapacaksak tarih ve mantığın dışladığı birliktelikler kurmamalıyız.Saygılarımla...

İlk ifadede yer alan bazı yazım yanlışları ikinci ifadede düzeltilmiştir.

"Her din bir ideoloji olmasa da her ideoloji bir dindir. Bu felsefi bir gerçektir. Bir ideolojinin laiklik ilkesine sahip olması da sahip olabileceği en büyük çelişkidir. Demokratik sistemler bütün vatandaşlara eşit uzaklıkta olacaklarını beyan ederler. Bu demokrasinin olmazsa olmaz şartlarından birisidir. Oysa ideolojik devletler ideolojileri sebebiyle vatandaşlarına eşit uzaklıkta olamazlar. Dolayısıyla ideoloji ve demokrasi bir arada bulunamaz." Burada çok ciddi bir bağlam hatası var.(Ancak bahsedeceğim çelişki demokrasi ideoloji uyuşmazlığı hakkında değil.Yazının yazarının kendi görüşleri benim bu kafa karışıklığı hakkında yapacağım tespitlere uygun olsun ya da olmasın; önemli olan bu durumun açıklığa kavuşturulmasıdır.) Bu hata özelikle ikinci ve üçüncü cümlelerden itibaren başlıyor ve bir kafa karışıklığından kaynaklanıyor.Her şeyden önce karışıklığın temelinde "demokrasi=laiklik" ve "demokratik yönetim=bir ideolojide asla yer alamayacak olan, bütün vatandaşlara eşit uzaklıkta kalarak sağlanabileceği vurgulanan laisizm" kalıpları yatıyor.Eşitliğin bir tarafı diğeri için olmazsa olmaz sayılıyor hatta ilk tarafı ikincisinin de sağlayıcısı,dayanağı ve devamlılığının kaynağı görülüyor.Bunlar tarihsel açıdan doğru olmayan formülasyonlardır.Gerçi ikinci formülasyon doğrudan bu şekilde yapılmamış.Ancak; önce laisizm bir ideolojiye ait değildir, olamaz denmiş.Sonra vatandaşlara eşit uzaklıktan bahsedilmiş.Ardından demokrasiye geçilmiş, sonuçta da demokrasi ve laiklik; ideoloji kavramının ortak düşmanı ve eşit uzaklık masalının ortak paydasında iki iyi dost gibi sunulmuş.Alakası yok.İdeoloji-demokrasi kısmına değinmeyeceğim; ancak laisizme gelince, tarih bize bu insanlık atılımın demokrasi yöntemiyle değil devrimler yoluyla gerçekleştirildiğini yazar.Pek çok ciddi düşünür demokrasiyi laiklik ya da başka bir değerin garantörü olarak görmekten ziyade kendi kendisinin bile garantörü olamama riski barındıran, frajil bir sistem olarak görür: Kimi buradan yola çıkıp yöntemi güçlendirmeye ve yeni dayanaklar yaratmaya çalışır; kimi demokrasi kavramının kendisini tartışmaya açar.Ama yok efendim demokrasi laikliğin güvencesi olsun diyenler; eşit mesafe masalıyla demokrasi ve laikliği muzlu puding haline getirenler; öncelikle laisizmin hatta demokrasinin bile, sadece ülkemize değil, Fransa'ya da demokrasi yoluyla değil; (Bu durum özellikle demokrasinin gelişi söz konusuysa bırakın tarihsel imkansızlığı fizik kurallarının bile imkan vermeyeceği bir durumdur.) devrimler yoluyla geldiğini ve demokratik adı verilen yönetimin, her durumda bunu ileri götürme gücünü bırakın, bundan geriye düşülmesini bile önlemekten aciz kaldığı gerçeğini görmek durumundalar.(Bakınız: Robespierre,Fransız Devrimi, Jakobenler, Rus Devrimi, Leninistler ve bu iki toplumun bu devrimlerden vazgeçmesiyle beraber laisizmden geriye doğru atılan adımlar.Bunlar pek uzak coğrafyalarsa daha yakına da bakılabilir.)Demokrasinin frajilitesini ise bütün dünya Adolf Hitler örneğiyle öğrenmiştir.Tartışmayı bilimsel ve felsefi yapacaksak tarih ve mantığın dışladığı birliktelikler kurmamalıyız.Saygılarımla... Bu imzasız yazı 78.171.152.106 (mesajkatkılar) tarafından eklenmiştir.

Kemalizm ismi, Kemal adı, Namık Kemal, Mustafa Kemal

Kemalizm sözcüğünün oluşmasında Namık Kemal'in de bir rolü olduğu gerçektir. Mustafa Kemal'in gençlik döneminde o da dahil pek çok devrim yanlısı, yenilikçi, vatansever insan Namık Kemal şiirlerini ezbere ve gizli gizli okurlardı.Hatta Mustafa Kemal'e Kemal ismini ekleyen öğretmeninin de bu şairin etkisinde kalmış olabileceği ihtimal dahilindedir.Belirli tevatürler bu yöndedir.Ancak tevatürün dışında gerçek olan şudur:Jön Türk hareketinin çok geniş bir kesiminde Kemal adı, Namık Kemal dolayısıyla zaten yeniliğin ve bir anlamda devrim arzusunun, değiştirme coşkusunun bir diğer adı haline gelmiştir.Bu imzasız yazı 88.246.250.180 (mesajkatkılar) tarafından eklenmiştir.

Şablon

{{Düzenle}}

Bu şablonun niye hala olduğunu anlamadım, madde yeterli değil mi? Eksik olan bir yer varsa düzelteceğim ama ben göremedim. ~ The Queen Bee

  • Maddenin "İdeoloji olarak Kemalizm" adlı bölümünden sonrası için iç bağlantı sayısı artırılmalı. --Superyetkinileti 23:08, 26 Kasım 2010 (UTC)

kemalizm ve sosyalizm..

  • "Mustafa Kemal'le görüşmek üzere 1919 Samsun'a gelen bir Sovyet Albayı, Havza'da Mustafa Kemal ile görüşür "Ne yapmak istiyorsunuz?" sorusunu Mustafa Kemal Bizim hedefimiz Devlet Sosyalizmidir. yanıtını verir."

Mustafa Kemal'in savunduğu "devlet sosyalizmi" denen şey, aslen "devlet kapitalizmi"nin nasyonalizm ile karışık bir türü olup, faşist rejimlerde rastlanan (2. dünya savaşı sırasında italya- almanya- ispanya) korporatizm yada falanjizm denen şeydir. burada ekonomik organizma faşist devlet tarafından merkezileştirilir ama niteliği açısından sosyalizmle -gerek sınıf karakteri gereksede işleyiş- hiç bir alakası yoktur. Gerekli bilgi almak için,

http://tr.wikipedia.org/wiki/Korporatizm

okunabilir. marksist tahlilini uzun uzadıya yapma gereksinimi duymuyorum..

ayrıca faşizmde görülen parti-lider kültü-doktrin üçlemesine bire bir uymaktadır. buda bilindiği gibi, CHP-ATA-KEMALİZM(altı ok) şeklinde cisimleşmiştir. diğer örnekleri hitler için; NSDAP-FÜHRER-NAZİZM, alparslan türkeş için; MHP-BAŞBUĞ-DOKUZ IŞIK şeklinde kendisini bulmuştur.

78.166.176.193 23:11, 1 Nisan 2011 (UTC)

  • ayrıca bir de eklemek gerekir ki, faşizmde görülen "sınıflar üstü ve bütün ulusa dayanan bir rejim olduğu" savı yine kemalist diktatörlük döneminde de görülmüştür. siyaset alanında falanjizm, ekonomide korporatizm ve sloganda bağımsızlık tamamen türk usulü faşizmin çekirdeğini oluşturmuştur. 60 lardan sonra ortaya çıkan MHP temelli faşizm ise, bundan farklı olarak resmi olmanın dışında yarı-resmi ve sivil faşizmin yükselen sol harekete karşı paramiliter kuvveti rolü oynamıştır. iki faşizm, her zaman birbirine destek olmuştur, sola karşı. 78.166.169.234 13:34, 6 Nisan 2011 (UTC)
Programında Milliyetçilik ve Devletçilik bulunan tüm Burjuva Partiler Faşist kapsamı altında ele alınmalıdır. CHP, MHP, BBP, BTP.. hepsi Faşist partilerdir. Bunun dışında Liberal gibi görünen AKP'de Faşist parti kapsamına alınabilir. Çünkü kökleri, MSP, RP, FP .. kısacası Türk-İslam sentezcisi partilere dayalı. Diğerlerinden farkı, daha muhafazakar ağırlıklı olmasında yatmaktadır.78.168.125.60 10:06, 28 Temmuz 2011 (UTC)

Her sosyalist komünist değildir. Anti komünist ve milliyetçi sosyalistlerde var. Bunlara örnek nasyonal sosyalizm, kemalizm, atsızcılık ve ülkücülük.88.231.232.45 14:47, 1 Aralık 2012 (UTC)

Atatürk ve din

Merhabalar. Atatürk'ün şöyle bir sözü var:

Benim bir dinim yok ve bazen bütün dinlerin denizin dibini boylamasını istiyorum. Hükümetini ayakta tutmak için dini kullanmaya gerek duyanlar zayıf yöneticilerdir; adeta halkı bir kapana kıstırırlar. benim halkım demokrasi ilkelerini, gerçeğin emirlerini ve bilimin öğretilerini öğrenecektir. Batıl inançlardan vazgeçilmelidir. İsteyen istediği gibi ibadet edebilir. Herkes kendi vicdanının sesini dinler. Ama bu davranış ne sağduyulu manyıkla çelişmeli ne de başkalarının özgürlüğüne karşı çıkmasına yol açmalıdır.

Türkçe vikisöz Atatürk/Din Alındığı yer: Atatürk-1926 Andrew Mango, Atatürk Syf.447
Ayrıca:

Evet, Karabekir; Araboğlunun yavelerini Türk oğullarına öğretmek için Kur`ân`ı Türkçeye tercüme ettireceğim ve böylece de okutturacağım. Tâ ki, budalalık edip de aldanmakta devam etmesinler...

Alındığı yer: Paşaların Kavgası, Yayına hazırlayan: İsmet Bozdağ, s. 159
Meclis konuşması:

Dünyaca bilinmektedir ki, bizim devlet yönetimimizdeki ana programımız, Cumhuriyet Halk Partisi programıdır. Bunun kapsadığı prensipler, yönetimde ve politikada bizi aydınlatıcı ana çizgilerdir. Fakat bu prensipleri, gökten indiği sanılan kitapların doğmalarıyla asla bir tutmamalıdır. Biz, ilhamlarımızı, gökten ve gaipten değil, doğrudan doğruya yaşamdan almış bulunuyoruz.

Konuşmayı dinlemek için Vikikaynakta 5. dönem 3. yasama yılı konuşma metni
Atatürk'ün el yazması:

Türk’ler Arap'ların dinini kabul etmeden evvel de büyük bir millet idi. Arap dinini kabul ettikten sonra, bu din, ne Arapların, ne aynı dinde bulunan Acemlerin ve ne de Mısırlıların vesairenin Türk'lerle birleşip bir millet teşkil etmelerine hiçbir şekilde tesir etmedi.. Bilakis, Türk milletinin milli rabıtalarını gevşetti, milli hislerini, milli heyecanını uyuşturdu. Bu pek tabii idi. Çünkü Muhammed'in kurduğu dinin gayesi milliyetlerin fevkinde şamil bir Arap milliyeti siyasetine müncer oluyordu. Bu arap fikri ümmet kelimesi ile ifade olundu. Muhammed'in dinini kabul edenler, kendilerini unutmağa hayatlarını Allah kelimesinin her yerde yükseltilmesine hasr etmeğe mecburdular. Bununla beraber, Allah'a kendi lisanında değil Allah'ın Arap kavmine gönderdiği Arapça kitapla ibadet ve münacatta bulunacaktı. Arapça öğrenmedikçe Allah'a ne dediğini bilmeyecekti. Bu vaziyyet karşısında Türk Milleti bir çok asırlar ne yaptığını ne yapacağını bilmeksizin adeta bir kelimesinin manasını bilmediği halde Kuran'ı ezberlemekten beyni sulanmış hafızlara döndüler.

(Dil Tarih Yüksek Kurumu-Atatürk'ün El yazmaları 1998/ Prof Afet İnan)
Son olarak:

Bu Arap fikri, ümmet kelimesi ile ifade olundu. Muhammed'in dinini kabul edenler, kendilerini unutmaya, hayatlarını Allah kelimesinin, her yerde yükseltilmesine hasretmeye mecburdurlar. Bununla beraber, Allah'a kendi milli lisanlarında değil, Allah'ın Arap kavmine gönderdiği Arapça kitapla ibadet ve münacatta bulunacaktı. Arapça öğrenmedikçe, Allah'a ne dediğini bilmeyecekti. Bu vaziyet karşısında Türk milleti birçok asırlar, ne yaptığını bilmeksizin, adeta bir kelimesinin manasını bilmediği halde Kuran'ı ezberlemekten beyni sulanmış, hafızlara döndüler. Başlarına geçebilmiş olan haris serdarlar, Türk milletince karışık, cahil hocalar ağzıyla, ateş ve azap ile müdhiş bir muamma halinde kalan, dini, hırs ve siyasetlerine alet ittihaz ettiler. Bir taraftan Arapları zorla emirleri altına aldılar, bir taraftan Avrupa'da Allah kelimesinin ilâhî parolası altında Hıristiyan milliyetleriylerine ilişmeyi düşünmediler. Ne onları ümmet yaptılar ne de onlarla birleşerek bir kuvvetli millet yaptılar. Mısır'da, belirsiz bir adamı halifedir diye yok ettiler, hırkasıdır diye bir palaspareyi, hilafet alameti ve imtiyazı olarak altın sandıklara koydular, halife oldular. Gâh şarka, cenuba, gâh garb veya her tarafa birden saldıra saldıra, Türk milletinin Allah için, Peygamber için topraklarını, menfaatlarını, benliğini unutturacak Allah'la mutevekkil kılacak derin bir gaflet ve yorgunluk beşiğinde uyuttular. Milli duyguyu boğan, fani dünyaya kıymet vermeyen, sefaletler, zaruretler, felaketler his olunmaya başlayınca, asıl hakiki saadete öldükten sonra ahirette kavuşacağını va't ve temin eden dini akide ve dini his, millet uyandığı zaman onun şu acı hakikati görmesine mani olamadı. Bu feci manzara karşısında kalanlara, kendilerinden evvel ölenlerin ahiretteki saadetlerini düşünerek veya bir an evvel ölüm niyaz ederek ahiret hayatına kavuşmak telkin eden dini hissi; dünyanın acısı duyulan tokatıyla derhal, Türk milletinin vicdanındaki çadırını yıktı, davetlileri, Türk düşmanları olan Arap çöllerine gitti. Türk vicdanı umumisi, derhal, yüzlerce asırlık kudret ve küşayişiyle, büyük heyecanlarla çarpıyordu. Ne oldu? Türk'ün milli hissi, artık ocağında ateşlenmişti. Artık Türk, cenneti değil, eski, hakiki büyük Türk cedlerinin mukaddes miraslarının son Türk ellerinin müdafaa ve muhafazasını düşünüyordu. İşte dinin, din hissinin Türk milliyetinde bıraktığı hatıra.

Türkçe vikisöz Atatürk/Din
Maddede bunlara hiç yer verilmemiş. Sizce bunlara da yer verilmesi gerekmez mi? Tarafsız bir ansiklopedi yapacaksak (Vikipedi:Tarafsız_bakış_açısı), Mustafa Kemal'i inançlı olarak gösteren sözleri gibi inançsız olduğunu gösteren sözleri de eklememiz gerekmez mi? Sonuçta belli kaynaklarda geçiyor ve kaynaklar güvensiz değil. Zaten "Medeni Bilgiler" Atatürk'ün yazdığı bir kitap ki en güçlü kaynak bu. Buradan niçin söz almamışız? Bu maddenin kalitesini arttırmaz mı ve böyle durması çok taraflı göstermiyor mu? Düşüncenizi belirtirseniz çok sevinirim. Kolay gelsin, iyi vikiler Yâ bolum 18:55, 19 Nisan 2011 (UTC)


Tamamen katılıyorum, bu madde çok ama çok taraflı olmuş. Ben vikipedi'yi tarafsız sanırdım ama bu madde beni hayal kırıklığına uğrattı. 78.160.3.96 06:28, 10 Mayıs 2011 (UTC)

Neo-kemalizm'den bahs etmek mûmkünmü?

Kemalizmin hep yedeğinde tutarak zihniyet genleriyle oynadığı; iğdiş ederek gelecek tasavvurunu, algı menzilini ve amaç bütünlüğünü kötürümleştirdiği 'Türk sağı'nın, tıpkı senkronize vaziyetteki 'sol' ikizi gibi daha kesif bir mecradan dişlerini gıcırdattığını görüyoruz. Unutmayalım ki, ne Teşkilat-ı Mahsusa ne de İttihat ve Terakki, homojen değildi; sonrasında farklı gibi görünen sürüsüne lanet yapılanmaların tümünün anavatanıydı. Üstelik seceredeki anıların tazeliğiyle hemhaldiler... --Alsace38 13:35, 29 Mayıs 2011 (UTC)

Kemalizm ve Sol,Kemalizm ve Faşizm,Kemalizm ideoloji midir?

Kemalizm ile sosyalizm arasında hiçbir şekilde ilişki kurulamaz.Milliyetçilik,Devletçilik ve İnkılapçılık özünde Sosyalizmin düşmanıdır.Kemalist Devletçilikte ekonomi devletin elindedir ve halk devlet için çalışır.Ancak sosyalizmde durum tam tersidir.Kemalist Devletçilik Faşist korporatizmden başka bir şey değildir.İnkılapçılığın ise Türkiye devrimcilerinin yıllardır zannettiği gibi sosyalizm deki proleter devrim ile ilgisi yoktur.Kemalist "devrimcilik" halkı zorla "modernite" denen yozlaşmış yaşam tarzına sokmaya çalışmaktır.Bu da gelenek ve değer düşmanlığını beraberinde getirir.Alman Nazileri de buna benzer şeyler yapmıştır.Şapka kanunu vs.


Kemalizm hem doğduğu dönem hem de uygulamaları ele Alman Nasyonalizminin Türk versiyonundan başka bir şey değildir.Temel öğeler ırkçı-milliyetçilik,korporatif,halkı devletin kölesi yapan devletçi ekonomi ve gelenek ve değer düşmanlığıdir.


Ayrıca Kemalizm bir ideoloji değildir.İdeoloji başka bir şeydir.Birisinin takipçisi olmak başka bir şeydir.Kemalizm ideoloji olarak Faşizm'e ve sağcılığa bağlıdır.Kemalizm'e ideoloji denilirse Apoculuk gibi şeylere de ideoloji dememiz gerekir.Stêrka Sor (Kızıl Yıldız) 15:50, 20 Ağustos 2011 (UTC)

taraflı ve uzman şablonları

Maddenin tamamını incelemedim ancak din kısmında Atatürk'ün sadece din karşıtı sözlerine yer verilmiş. Ayrıca o bölümün giriş cümlesi kalın yazı ile yazılmıştı. İlgili bölümün düzenlenmesi ve tarafsız hale getirilmesi gerekiyor.--Abuk SABUK msj 22:40, 26 Aralık 2011 (UTC)

Sadece alıntılardan oluşan başlıktı, kaldırdım. Alıntıların yeri VikiSöz'dür. Burada bir-iki tanesine yer verilebilir ancak bu kadarı fazla.--RapsarEfendim? 05:56, 27 Aralık 2011 (UTC)
Yer verilebilecek sözler noktasında; sözleri çok uzaklarda aramaya gerek yok derim. --Vitruvian 12:53, 6 Mart 2012 (UTC)
Dine yaklaşımıyla ilgili olarak hiçbir bilgi yok maddede. Yukarıda Nutuk'u örnek göstererek bir sözünden bahsetmiştim, buraya da yazmış olayım. Söz şudur:

"Efendiler, bütün insanlığın görgü, bilgi ve düşüncede yükselip olgunlaşması, Hristiyanlığı, Müslümanlığı, Budizmi bir yana bırakarak basitleştirilmiş ve herkes için anlaşılacak duruma getirilmiş saf ve lekesiz bir dünya dininin kurulması ve insanların, şimdiye kadar kavgalar, çirkeflikler, kaba istek ve iştahlar arasında bir sefalethanede yaşamakta olduklarını kabul ederek, bütün vücutları ve zekâları zehirleyen zararlı tohumları yok etmeye karar vermesi gibi şartların gerçekleşmesini gerektiren «birleşik bir dünya devleti» kurma hayalinin tatlı olduğunu inkâr edecek değiliz." Bu sözü madde de kullanılmak istenebilir. İyi çalışmalar. --Vitruvian 17:24, 13 Haziran 2012 (UTC)

Kemalizm faşist mi sosyalist mi

Kemalizme faşist bir ideoloji demek düpedüz cehalettir.Faşizm,ırkçı bir hiyerarşiye dayanır ama Kemalizm kültürel milliyetçi ve vatanseverdir.Faşizm kadını 3K'ya(Kuche,Kirche,Kinder yani Mutfak,Kilise,Çocuk) hapsederken Kemalizm kadını erkekle eşit görür ve kadın haklarını savunur.Faşizmin ekonomik modeli olan Korportarizm her ne kadar Devletçiliğe(Atatürk'ün ifadesiyle Devlet Sosyalizmi) benzer görünse de aralarında büyük farklar vardır.Korportarizm,devletin kapitalizmi yönetmesidir ama Ferdinand Lasalle'nin Devlet Sosyalizmi,ağır sanayii başta olmak üzere belli başlı sanayii kollarının devlete ait olmasını,daha az kârlı olan diğer sektörlerin ise zayıf bir özel sektöre bırakılmasını savunur.Atatürk komünist veya marksist olmayabilir ama sosyalist olduğu ve sol çizgide yer aldığı kesin.

Bu arada Kemalizm her ne kadar Marksist,Leninist ve Stalinist Sovyet tipine benzemese de,Baas,Bolivarcılık ve Titoizm'e benzer yönleri çoktur.--Deniz Tegin 16:45, 7 Şubat 2012 (UTC)

Kemalizmi gelenek düşmanı görmek ise bir başka büyük hatadır.O "kültür ve gelenek düşmanı" cumhuriyet,TDK ve TTK'yı kurarak,etnografik araştırmaları başlatarak Türk kültürüne en büyük katkıda bulunmuştur.--Deniz Tegin 19:18, 7 Şubat 2012 (UTC)

"Marksist,Leninist ve Stalinist Sovyet tipine benzemese de"

yok bir de benzeseydi bari :)88.231.26.236 21:23, 15 Ocak 2013 (UTC)

Atatürk ve Komünizm

Bir cümle içinde çelişen iki kavram buldum ; "...ideolojik olarak emperyalist devletlerin fakir ve geri kalmış bir millete karşı giriştiği paylaşma hareketine tepki olarak doğan; Türk milliyetçisi, anti-komünist ve popülist yapılı..."

Komünizm zaten paylaşma hareketidir.Atatürk Türkiyesi'nde tek fark özel sektörün varlığıdır.O şartlarda özel sektörü yok etmek imkansızdı.Fakir bir ülkenin girişimci iş adamlarına ihtiyacı vardı.Bu yüzden devletçi politika izlenmişti.İlerleyen zamanlarda önce sosyalist sistem sonra da komünist sisteme geçilecekti.Ama 1938 Atatürk'ün vefatı ve 1950 DP iktidarı bu planı bozdu.1938-1950'de devletçi politika izlenirken 1950'den itibaren günümüze kadar kapitalist ekonomi izlenmektedir.Türk insanı arasındaki refah farkı da bundan kaynaklanmaktadır.

Manüplasyon

Bir kişinin hangi dinin mensubu olduğuna dikkat çekmek, o kişiyi bundan ötürü yargılamak Atatürkçülük'te Laiklik ilkesi ile engellenmeye çalışılmıştır. Atatürkçülük herhangi bir din ile ilgili görüş bildirmez. Aşağıda belirtilen değişiklikte kaldırılan linkin Atatürkçülük ile uzaktan yakından alakası yoktur. Bu noktada belirtilen link manüplasyondan ibarettir.
"Atatürkçülük" sayfasının sürümleri arasındaki fark
VikipediBilgini (mesaj) UTC 14:11, 10 Kasım 2012

Manüplasyon -2-

Lütfen artık yormayın beni, üstte belirtmiş olmama rağmen; 3 kez kaldırdığım link başka kullanıcılar tarafından 3 kez yeniden eklendi ve kontrol edildi. Vikipedi özgür kürsü değildir.

VikipediBilgini (mesaj), UTC 20:01 14 Kasım 2012


Ortada kasıtlı olarak Atatürk'ün dini inancına ilişkin bir fikri yönlendirme çabası bulunmamaktadır. Zira böyle bir şeye gerek dahi yoktur. Nedenine gelince, tarih bilimi ile hakiki manada ilgilenen ya da daha doğru bir ifade ile Ata'nın yaşamına dair eserler okuyan, söylediği sözleri tarihsel sıralamasını yaparak değerlendirebilen, okuduğu yazarları ve etkilendiği isimleri bilen herkes, onun inanç bakımından Müslüman olma olasılığının pek bir düşük olduğu gerçeğini kabul eder.
Cevap verdiğiniz için teşekkür ederim. Her şeyden evvel belirtmek isterim ki; yazdığınız satırların hiçbiri halen beni tatmin edebilmiş değil; çünkü siz cevabınızda Atatürk'ün Müslüman olmayışına vurgu yapınca, acaba ben bu maddede hiç İslam'dan bahsetmiş miyim diye önceki yazılarımı okudum. Ama ne İslam'dan bahsetmişim, ne İslam'a dikkat çekmişim. Ben Atatürk Müslümandır ya da değildir demiyorum. Sadece koskoca maddede iki yerde İslam'a dikkat çekilmiş, birisi mevzu bahis link, öbürü ise "Biz ne bolşeviğiz ne de komünist; ne biri ne diğeri olamayız. Çünkü, biz milliyetperver ve dinimize hürmetkârız." sözü. Aynı başlık içerisinde birbiriyle çelişen iki bilgi dikkatimi çekti, burada doğrulanabilirlik sorunu var demek ki. Hele hele biyografi gibi hassas bir konuda neden tartışmalı bir bilgi her kaldırıldığında itinayla eski yerine geri yerleştirilir hala anlam verebilmiş değilim. Her ne kadar yazdıklarınızın konumuzla ilgili olmadığını düşünsem de fikrim üzerine yorum yapma nezaketinde bulunduğunuz için yazdıklarınıza cevaben şunları eklemek istiyorum: Laikliğin İslam karşıtlığı olduğunu düşünmeniz çok şaşırtıcı. Laiklik İslam karşıtlığı değil, aksine insanların dinlerini özgürce yaşayabilmelerini sağlayan bir sistemdir. Tekke, zaviyelerin kapatılmasıyla ve laiklik ile ilgili olarak ayrıca şunları da dikkate almak gerekir; Dinin asıl görevi insanların kişiler olarak tek tek ulu bir varlık olan Allah’a bağlanmalarını sağlamaktır. Din bu görevini yaparken en büyük yardımı laiklikten alır. Çünkü Atatürk ilkelerinden Lâiklik, dini ve dinî duyguları, din adına gerçekleştirilen sömürüden, kişisel çıkar için alet olmaktan kurtarır, vicdanlardaki kutsal yerinde en temiz haliyle korur. O zamanlar; tekke ve zaviyelerin ruhbanlar misali, dini meslek edinmiş "derviş"lerle dolup taştığını, muskacıların türediğini, tekke ve zaviyelerin İslam'ın kutsallığına gölge düşürmeye başladığını hatırlatırım. İyi çalışmalar. --VikipediBilgini (mesaj) 14:29, 17 Kasım 2012 (UTC)
  • "Atatürkçüler Budist olurlar" gibi bir çıkarım yapamayacağımıza ve bu ülkede hem dindar, hem deist, hem agnostik hem de ateist Atatürkçüler olduğuna göre "Atatürk'ün dini" mevzuu "Atatürkçülük" maddesinde değil, Atatürk maddesinde verilmelidir.--Abuk SABUK msj 18:36, 15 Kasım 2012 (UTC)
  • Bu konuda fikri olan başka bir arkadaş yoksa linki tekrar kaldıracağım. 3 gün daha beklerim diye düşünüyorum. - VikipediBilginimesaj tarafından 18:13, 23 Kasım 2012 (UTC)
Bir dış bağlantının tahammül edilemeyip kaldırılmasını çok da önemli görmediğimden ötürü ikinci kez yazma gereği duymamıştım. Ancak yaptığınız taraflı bir davranış örneğidir ve bunu da belirtmemek olmaz(dı). Gerçi dediğim gibi değişen bir şey yok. Atatürk ile ilgili net olarak söylenebilecek birtakım şeyler varsa eğer, o da şudur ki; kendisinin milliyetçi ve seküler bir lider portresine uyduğudur. Bunun aksini söylemek, iddia etmek ve bu maddeye yansıtmak boşa çabadır. Laikliği ise, İslam karşıtlığıymış gibi ele almadım. Elbette, meseleyi bu kadar basite indirgeyecek de değilim. İyi çalışmalar. --Vitruvian 01:26, 14 Ocak 2013 (UTC)

Arşiv

Beş yıl önce (2009) kapanmış tartışmalar var.Arşivleme işini bilen biri lutfedip ilgilense de sayfa daha düzgün görünse... --E4024 (mesaj) 12:30, 30 Haziran 2014 (UTC)