İçeriğe atla

Türkiye florası: Revizyonlar arasındaki fark

Vikipedi, özgür ansiklopedi
[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Sp1dey (mesaj | katkılar)
k →‎Floristik yapı: düzenleme, yazım ve imla, değiştirildi: topografik → topoğrafik
BySterio (mesaj | katkılar)
ingilizcesinden çevirdim
1. satır: 1. satır:
[[File:Verbascum wiedemannianum.jpg|thumb|''[[Verbascum wiedemannianum]]'': Bu gösterişli Sığırkuyruğu [[Orta Anadolu]] [[Bozkır|step]]<nowiki/>lerine özgüdür. Çoğu ''[[Verbascum]]'' türü gibi Anadolu'ya endemiktir.]]
'''Türkiye florası''', [[Türkiye]]'de doğal olarak yetişen bütün bitki [[takson]]larını ifade eder.

2000 yılı itibarıyla [[Türkiye]]'de yaklaşık 9.300 [[Tracheophyta|damarlı bitki]] türünün yetiştiği bilinmektedir. Bütün [[Avrupa Kıtası]], [[Türkiye]]'ye kıyasla 13 kat daha büyük alan kaplamasına rağmen Türkiye'den yalnızca %24 daha fazla (11.500) bitki türü içermektedir.<ref name=allaboutturkey>{{cite web|title=Turkey's flora and fauna|url=http://www.allaboutturkey.com/turkfauna.htm|website=allaboutturkey.com|accessdate=12 June 2014}}</ref>

Yüksek miktardaki bu bitki [[Biyoçeşitlilik|biyoçeşitliliği]]<nowiki/>nin en önemli sebepleri arasında; yüksek [[endemizm]] oranıyla birlikte [[Türkiye]]'nin toprak ve iklim çeşitliliği olduğuna inanılmaktadır.

== Endemizm ==
[[File:Colchicum figlalii.jpg|thumb|left|''[[Colchicum figlalii]]'' (Ö. Varol) Parolly & Eren: [[Sandras Dağı]]'na ([[serpantin]] dağ) endemik bir bitki ([[Muğla]])]]

Türkiye'de yetişen bitkilerin üçte biri endemiktir.<ref>{{Cite journal|last=Schneeweiss|first=Gerald M.|last2=Asgarpour|first2=Zahra|last3=Moser|first3=Dietmar|last4=Mahmoodi|first4=Mohammad|last5=Sherafati|first5=Mahbubeh|last6=Zare|first6=Golshan|last7=Noroozi|first7=Jalil|date=2019|title=Patterns of Endemism in Turkey, the Meeting Point of Three Global Biodiversity Hotspots, Based on Three Diverse Families of Vascular Plants|journal=Frontiers in Ecology and Evolution|language=English|volume=7|doi=10.3389/fevo.2019.00159|issn=2296-701X|doi-access=free}}</ref> Bu kadar çok endemik tür olmasının nedeni Anadolu'nun çok dağlık ve parçalı bir coğrafya olmasıdır. Aslında [[Anadolu]]'daki dağlar, ünlü [[Galápagos Adaları|Galapagos Adaları]] gibi bir [[takımada]]<nowiki/>ya benzemektedir. [[Charles Darwin|Darwin]]'den beri, adalar veya ayrık dağlar arasındaki coğrafi izolasyonun, yüksek mekansal çeşitliliğe yol açan önemli bir [[türleşme]] aracı olduğunu biliyoruz. Anadolu için bu varsayım, [[Uludağ]] ve [[Ilgaz Dağları]] gibi oldukça izole ve nispeten eski dağ kütlelerinde endemizm yoğunlaşmasıyla doğrulanırken; [[Erciyes Dağı]] ve [[Hasandağı]] gibi çok genç volkanik koniler ise endemik açıdan şaşırtıcı derecede fakirdir.[[File:Gypsum hills.jpg|thumb|[[Sivas (il)|Sivas]]'ın güneyindeki alçı tepeleri: Alçı ve serpantin alanlar endemik türler açısından son derece zengindir.]] Yerel endemiklerin gelişmesi uzun zaman aldığından, [[Orta Avrupa|Orta]] ve [[Kuzey Avrupa]] dağlarının tarihini [[Anadolu]] dağlarıyla da karşılaştırmalıyız. [[Buzul dönemi|Buzul dönemleri]]<nowiki/>nin her birinde Avrupa dağları, buzul öncesi endemizmin çoğunu yok eden ve yeni endemiklerin oluşmasını engelleyen kalın kalıcı buz tabakalarıyla kaplıydı. Yalnızca daha az buzla kaplı olan çevre bölgeler, buzul dönemlerinde yerel endemiklerin hayatta kalması için uygun koşullar sundu.
Anadolu'da [[Pleistosen Çağ|Pleistosen]] buzulları yalnızca en yüksek zirveleri kapladı, bu nedenle küçük yayılış alanlarına sahip birçok tür vardı. Başka bir deyişle: Anadolu, bir bütün olarak, geçmişin ve yakın zamandaki türleşmenin tüm derecelerini gösteren büyük bir “sığınak kitlesi”dir.

== Ekolojik çeşitlilik ==

[[Orta Avrupa]]'dan gelen bir ziyaretçi için Türkiye'deki iklim çeşitliliği oldukça şaşırtıcıdır. Avrupa'da bulunan tüm iklim bölgeleri Türkiye'de biraz daha küçük ölçekte bulunabilir. [[Karadeniz]] sahili tüm yıl boyunca nemlidir ve en yüksek yağış [[Rize (il)|Rize]] ile [[Hopa]] arasındadır. [[Pontus Dağları]]'nın güneyinde çok daha az yağış vardır, bu nedenle [[İç Anadolu Bölgesi|İç Anadolu]] kuraktır; ayrıca kışın soğuktur. Güney ve batı kıyılarına yaklaşırken iklim: Kışın ılık ve yağışlı, yazın sıcak ve kurak olan [[Akdeniz iklimi]]<nowiki/>ne dönüşür. Bu basit şema, Anadolu'nun dağlık yüzeyi nedeniyle oldukça karmaşıktır. Yüksek dağlarda ise sert iklim koşulları tüm yıl boyunca devam etmektedir ve örneğin [[Ağrı Dağı]]'nda kalıcı buzullar vardır.

Ayrıca Anadolu’nun [[toprak]] çeşitliliği şaşırtıcı derecede yüksektir. Tuzlu topraklar [[Orta Anadolu]]'nun en kurak bölgelerinde oldukça yaygındır, ayrıca [[Kağızman]] ile [[Ermenistan]] arasındaki [[Aras]] vadisi, etkileyici tuz kaynaklarıyla doludur, bazıları doğrudan dağlardan dökülür ve bu nedenle uzaktan kar lekelerini andırır. [[Sivas (il)|Sivas]]'ın güneyinde ve [[Gürün]] çevresinde çok özel bitki örtüsüne sahip geniş [[Alçı taşı|alçı tepeler]] vardır. [[Güneybatı Anadolu]]'daki geniş [[serpantin]] alanlarında, özellikle [[Köyceğiz]] yakınlarındaki [[Sandras Dağı]]'nda çok daha fazla endemik bitki tanımlanmıştır.

Anadolu köşegeni, Akdeniz'in kuzeydoğu köşesinden Karadeniz'in güneydoğu kısmına kadar Türkiye'nin orta ve doğusu boyunca eğimli olarak uzanan ekolojik bir ayrım çizgisidir. Köşegenin batısında bulunan birçok bitki türü doğuda bulunmazken, doğuda bulunan diğerleri de batıda bulunmaz. Analiz edilen 550 türden 135'inin "doğulu" ve 228'inin "batılı" olduğu tespit edildi.<ref name=Ekima>{{cite journal |author1=Ekima, T. |author2=Günera, A. |year=1989 |title=The Anatolian Diagonal: fact or fiction? |journal=Proceedings of the Royal Society of Edinburgh, Section B: Biological Sciences |volume=86 |pages=69–77 |doi=10.1017/S0269727000008915 }}</ref> Bitki biyoçeşitliliğine bir engel oluşturan Anadolu köşegeninin yanı sıra, yaklaşık dört yüz bitki türü köşegenin kendisine özgüdür.<ref name=Hakeem>{{cite book|author1=Münir Öztürk|author2=Khalid Rehman Hakeem|author3=I. Faridah-Hanum|author4=Recep Efe|title=Climate Change Impacts on High-Altitude Ecosystems|url=https://books.google.com/books?id=v1X1CAAAQBAJ&pg=PA280 |year=2015|publisher=Springer |isbn=978-3-319-12859-7 |pages=280–283}}</ref>

== Türkiye florasının ana bileşenleri ==
[[File:Dornpolsterheide am Melendiz Dag.jpg|thumb|Yoğun şekilde otlatılmış dikenli yastık [[vejetasyon]]<nowiki/>u, ana olarak ''[[Astragalus angustifolius]]''<nowiki/>'lardan oluşmakta. ([[Melendiz Dağı]], [[Niğde (il)|Niğde]] 2000 m)]]
[[File:Species numbers of the most important plant genera in Turkey.jpg|thumb|Türkiye'deki en önemli cinslerin tür sayıları]]

Yaklaşık 400 türle ''[[Astragalus]]'' cinsi ([[Fabaceae]]) Türkiye florasının açık ara en fazla türüne sahiptir; tarihsel olarak insanlar, ağaçsız, kuru ve yoğun şekilde otlatılmış yaşam alanlarını önemli ölçüde genişletmişlerdir. Bu cinsin uyum sağlama becerisi şaşırtıcı derecede yüksektir. Çevresel koşullara bağlı olarak; küçük tek yıllık bitkilerden, küçük odunsu bitkilere ve dikenli çalılara kadar çok çeşitli yaşam formları geliştirmiştir. ''[[Astragalus]]''<nowiki/>'ta [[türleşme]] açık bir şekilde ilerliyor gibi görünmektedir. Neredeyse tüm farklı [[seksiyon]]<nowiki/>ları birbirinden ayırt edilmesi zor bitki kümelerinden oluşur. En çok, dikenli yastık şeklindeki ''[[Astragalus]]''<nowiki/>'lara tesadüf edilir. Ancak bu bitki formu ''[[Astragalus]]''<nowiki/>'lar tarafından icat edilmemiştir, [[yakınsak evrim]]<nowiki/>in gerçekten çarpıcı bir örneği olacak şekilde, yine [[Fabaceae]]'ye ait olan ''[[Onobrychis cornuta]]''<nowiki/>'nın da etkileyici dikenli yastıkları vardır. Ayrıca ''[[Acantholimon]]''<nowiki/>'da da ([[Plumbaginaceae]]) çok sayıda dikenli yastık vardır. Hatta bazı [[Asteraceae]] (örneğin ''[[Centaurea urvillei]]'', ''[[Centaurea iberica|C. iberica]]'') ve [[Caryophyllaceae]] (örneğin ''[[Minuartia juniperina]]'') üyeleri de bu yönde gelişmiştir.

Önem sırası bakımından ikinci en önemli cins ''[[Verbascum]]'' ([[Scrophulariaceae]]) ve üçüncüsü ''[[Centaurea]]''<nowiki/>'dır ([[Asteraceae]]). ''[[Verbascum]]'' için Türkiye gen merkezidir. Dünyadaki yaklaşık 360 ''[[Verbascum]]'' türünün en az 232'si Türkiye'de bulunur ve bunların neredeyse % 80'i Anadolu'ya özgüdür. Çoğu ''[[Verbascum]]'' türü, ağaç şeklindeki mikro tüylerden oluşan yoğun bir örtü ile su kaybına ve [[sığır]]<nowiki/>lara karşı korunur. ''[[Centaurea]]'' türleri nadiren yünlü tüylere sahiptir, ancak yoğun otlatmaya karşı savunma amaçlı dikenli [[Brakte|involukral brakte]]<nowiki/>ler geliştirmiştir veya görünür bir gövdesi veya çok kısa olanı olmayacak şekilde evrimleşmiştir.

== Bitki örtüsü ==
[[File:Pinus nigra im Taurus-Gebirge.jpg|thumb|''[[Pinus nigra]]'', [[Toroslar]]<nowiki/>ın merkezinde geniş alanlar oluşturuyor. ([[Akseki, Antalya|Akseki]] ve [[Bademli, Akseki|Bademli]] arası, 1360 m) ]]
[[Kuzey Anadolu]] kıyısındaki [[Pontus Dağları]], [[Karadeniz]]'den gelen nemli havaya karşı aşağı yukarı sürekli bir engeldir ve tüm yıl boyunca [[Pontus]]'un kuzey yamaçlarında yüksek yağışlara neden olur. Bu nedenle [[Karadeniz]] kıyısındaki iklim koşulları ve bitki örtüsü [[Orta Avrupa]]'dakine benzerdir. [[Akdeniz iklimi]] etkisi yalnızca çok dar bir kıyı şeridinde fark edilir, ancak kuzeydoğuda neredeyse tamamen eksiktir. Güney orman bölgelerinde, genellikle ''[[Castanea sativa]]'' ile karışık ''[[Carpinus betulus]]'' türleri hakimdir. Daha yukarılarda ''[[Fagus orientalis]]'' ve/veya ''[[Abies nordmanniana]]'' geniş ormanlar oluşturur. [[Pontus|Pontik]] bariyerin 4000 m yüksekliğindeki [[Kaçkar Dağları]] ile yüksekliğin doruğa ulaştığı [[Lazistan]]'da nem aşırı derecede yükselir. Bu nedenle [[Trabzon]]'un doğusu, orman içinde çok sayıda yaprak dökmeyen bitki ve yamaçlardaki [[Çay (bitki)|çay]] tarlaları ile bir şekilde [[Subtropikal iklim|subtropik]] hale gelir.

Karadeniz havzasının güneyinde iklim hemen kurur. Dağlarda önce ''[[Abies nordmanniana]]'', ancak daha sonra ''[[Pinus]]'' baskın hale gelir. Anadolu'nun batı kısımlarında bu genellikle [[Karaçam]]'dır (''Pinus nigra''), doğuda ise neredeyse sadece [[Sarıçam (bitki)|Sarıçam]]'dır (''Pinus sylvestris''). [[İç Anadolu Bölgesi|İç Anadolu]]'nun daha da orta kısımlarına doğru ilerlerdikçe oldukça kurak ve soğuk kış koşulları ortaya çıkar. Bugün Orta Anadolu'nun aşağı kısımları neredeyse ağaçsızdır. Derin [[Alüvyon|alüvyal]] topraklardaki tarlalar, kuru tepelerde [[bozkır]] ile dönüşümlü olarak yer almaktadır. Ancak, Orta Anadolu bozkırının ne ölçüde kuraklıktan ne ölçüde insanların [[Ormansızlaşma|ormansızlaştırma]]<nowiki/>sından kaynaklandığı hala bir soru işaretidir. Kuraklık en çok [[Ankara]]'nın güneyinde [[Tuz Gölü]] çevresinde ve [[Ermenistan]] sınırına yakın [[Aras]] vadisinde belirgindir.

[[Toros Dağları]], [[Orta Anadolu]] platosunun güney ucunu oluşturur ve Akdeniz'den çok etkilenmiştir; kışın çok kar yağar, ancak yazlar kurak ve ılıktır. Doruk ormanları [[Karaçam]], ''Abies cilicica'' ve [[Lübnan sediri]] (''Cedrus libani'') tarafından oluşturulur. Maalesef, Toroslar'da, ''[[Cedrus]]'' varlığını ciddi şekilde etkileyen çok sayıda [[ormansızlaşma]] yaşanmıştır. Ege ve Akdeniz kıyılarında, çok sıcak ve kurak yazlar ve çok yağışlı kışlar ile Akdeniz koşulları hakimdir. [[Antalya İli]], örneğin [[İngiltere]]'nin güneyinden (1071 mm'ye karşı 759 mm) çok daha fazla toplam yağışa sahiptir, ancak mevsimsel dağılımı tamamen farklıdır ve ortalama sıcaklık tabii ki çok daha yüksektir (18.3 ° C'ye karşı 9.7 °). Bu tür koşullar, [[Kermes meşesi]] (''Quercus coccifera'') ve [[Türk çamı]] (''Pinus brutia'') gibi sert yapraklı yaprak dökmeyen ağaçların büyümesini kolaylaştırır. Ancak büyük orman tahribatı nedeniyle [[Batı Anadolu|Batı]] ve [[Güney Anadolu]] kıyılarındaki tepeler ve yamaçlar günümüzde çoğunlukla [[maki]] ile kaplıdır. Bereketli [[Alüvyon|alüvyal]] toprakların hakim olduğu yerlerde, örneğin Adana civarındaki [[Çukurova]]'da yoğun tarım yapılmaktadır.


== Tarihçe ==
== Tarihçe ==
6. satır: 40. satır:


=== 16. yüzyıl ===
=== 16. yüzyıl ===
Sırasıyla George Wheler (1650-1724), J.Pitton de Tournefort (1656-1708), G.Antoine Olivier (1756-1814), J.C.Bauxbaum (1693-1730), J.Sibthorp (1758-1796), P.B.Webb (1793-1854), R.Aucher-Eloy (1792-1838), T.Kotschy (1813-1866), R.Grisebach (1814-1879), E.Boissier (1810-1885),Wiedemann, Pinard, Pavillon, Calvert, Heldreich, E.Koch (1809-1879), C.Clementi (1812-1872), P.Tchitatcheff (1812-1872), B.Balansa, (1825-1891), E.Bourgeau (1843-1877), H.K.Haussknecht (1838-1903), J.Bornmueller (1862-1948), H.Handel-Mazzetti (1882-1940) Türkiye Florasına katkıda bulunan yabancı bitki bilimcilerdir.
Sırasıyla George Wheler (1650-1724), J.Pitton de Tournefort (1656-1708), G.Antoine Olivier (1756-1814), J.C.Bauxbaum (1693-1730), J.Sibthorp (1758-1796), P.B.Webb (1793-1854), R.Aucher-Eloy (1792-1838), T.Kotschy (1813-1866), R.Grisebach (1814-1879), E.Boissier (1810-1885),Wiedemann, Pinard, Pavillon, Calvert, Heldreich, E.Koch (1809-1879), C.Clementi (1812-1872), P.Tchitatcheff (1812-1872), B.Balansa, (1825-1891), E.Bourgeau (1843-1877), H.K.Haussknecht (1838-1903), J.Bornmueller (1862-1948), H.Handel-Mazzetti (1882-1940) Türkiye Florasına katkıda bulunan yabancı bitki bilimcilerdir. Osmanlılarda modern bitki bilimi eğitimi 1839'da [[Mekteb-i Tıbbiye-i Adliye-i Şahane]] ile başlamıştır.
Osmanlılarda modern bitki bilimi eğitimi 1839'da [[Mekteb-i Tıbbiye-i Adliye-i Şahane]] ile başlamıştır.


=== 17. yüzyıl ===
=== 17. yüzyıl ===
[[Evliya Çelebi]] 17. yüzyılda yaşamış ve 10 ciltlik gezi defterinde birçok bitki bilimiyle ilgili kayıtlar vermiş, gezdiği yerlerin bitki örtüsü ve yetiştirilen tarım bitkileri hakkında önemli bilgiler vermiş bir Türk gezginidir. Seyehatnamesinde [[Trakya]] ve [[Anadolu]]'dan 30 ağaç, 35 meyve, 10 tahıl ve baklagil, 15 sebze, 30 çiçek, 8 yabani ot adı vardır.
[[Evliya Çelebi]] 17. yüzyılda yaşamış ve 10 ciltlik gezi defterinde birçok bitki ile ilgili kayıtlar tutmuş, gezdiği yerlerin bitki örtüsü ve yetiştirilen tarım bitkileri hakkında önemli bilgiler vermiş bir Türk gezginidir. [[Seyahatnâme (kitap)|Seyahatnamesi]]'nde [[Trakya]] ve [[Anadolu]]'dan 30 ağaç, 35 meyve, 10 tahıl ve baklagil, 15 sebze, 30 çiçek, 8 yabani ot adı vardır.


=== 18. yüzyıl ===
=== 18. yüzyıl ===
Yaklaşık yüz yıl öncesine kadar Türk bitki bilimciler gerçek bitki bilimi çalışmaları ile ilgilenmemişler, genellikle tıbbi ve ekonomik önemi olan bitkiler üzerinde eserler bırakmışlardır. Yine o dönemlere ait araştırıcılardan Hekimbaşı Mustafa Behçet Efendi, Dr.C.A.Bernard (1808-1844), Salih Efendi (1816-1895), Mehmet Ali Paşa (1837-1914), Esad Şerefeddin Köprülü (1866-1942), Şerafettin Tevfik Tertemiz (1879-1957) sayılabilir. Ancak gerçek anlamda ilk flora çalışması Pierre Edmond Boissier (1810-1885) tarafından 1867-1884 yılları arasında yazılan Flora Orientalis'tir.
Yaklaşık yüz yıl öncesine kadar Türk bitki bilimciler gerçek bitki bilimi çalışmaları ile ilgilenmemişler, genellikle tıbbi ve ekonomik önemi olan bitkiler üzerinde eserler bırakmışlardır. Yine o dönemlere ait araştırıcılardan Hekimbaşı Mustafa Behçet Efendi, Dr.C.A.Bernard (1808-1844), Salih Efendi (1816-1895), Mehmet Ali Paşa (1837-1914), Esad Şerafeddin Köprülü (1866-1942), Şerafettin Tevfik Tertemiz (1879-1957) sayılabilir. Ancak gerçek anlamda ilk flora çalışması Pierre Edmond Boissier (1810-1885) tarafından 1867-1884 yılları arasında yazılan ''Flora Orientalis''<nowiki/>'tir.


=== '''2'''0. yüzyıl ===
=== '''2'''0. yüzyıl ===
24. satır: 57. satır:


== Floristik yapı ==
== Floristik yapı ==
Türkiye, topoğrafik yapı ve iklim özelliklerinin farklılığından dolayı 3 floristik bölgeye ayrılır. Bunlar;
Türkiye, [[topografik]] yapı ve iklim özelliklerinin farklılığından dolayı 3 floristik bölgeye ayrılır. Bunlar;


* '''Avrupa – Sibirya flora bölgesi'''
* '''Avrupa – Sibirya flora bölgesi'''
49. satır: 82. satır:
** Dzungaro-Turan Alanı
** Dzungaro-Turan Alanı


== Ayrıca bakınız ==
== Galeri ==
<gallery>
* [[Türkiye'ye endemik bitkiler listesi]]
Dosya:Kackar Gebirge oberhalb von Ayder.jpg|[[Kaçkar Dağı]]'nın nemli kuzey yamaçlarında ''[[Abies nordmanniana]]'' ve ''[[Fagus orientalis]]'' ile birlikte ''[[Picea orientalis]].'' Ağaçlar arasındaki çalılıkların ana bileşeni ''[[Rhododendron luteum]]''<nowiki/>'dur. ([[Ayder]], 1700 m )
* [[Türkiye direyi]]
Dosya:Rotföhre am Ilgaz Dag.jpg|''[[Sarıçam (bitki)|Pinus sylvestris]],'' [[Kuzey Anadolu]]'nun kuru ve soğuk bölgelerinde hakim ağaçtır. ([[Ilgaz Dağları|Ilgaz Dağı]], 1950 m)
Dosya:Anatolischer Steppenrest mit Crambe tatarica.jpg|Arka planda tarlalar ile ''[[Crambe tatarica]]'' (beyaz) ve Anadolu bozkırının geri kalanı. ([[Ahiboz, Gölbaşı|Ahiboz]], [[Ankara]]'nın 35 km güneyi, 1000 m)
Dosya:Halbwüstenvegetation im Aras-Tal.jpg|[[Ermenistan]] sınırına yakın [[Aras]] vadisinde yarı çöl bitki örtüsü. Seyrek bitki örtüsü, [[Chenopodioideae|Chenopodiaceae]] familyasının çoğunlukla kuraklığa ve tuza dayanıklı üyelerinden oluşur. ([[Tuzluca, Iğdır|Tuzluca]]'nın 35 km batısı, 1110 m )
Dosya:Camellia sinensis.jpg|Türkiye'de [[Çay (bitki)|çay]] tarımı, [[Karadeniz]] kıyısının neredeyse [[Subtropikal iklim|subtropikal]] bölgesi olan [[Rize (il)|Rize]] çevresinde sınırlıdır. ([[İkizdere]] vadisi, Rize'nin güneyi, 200 m )
Dosya:Corylus maxima.jpg|Fındıklı meyve bahçeleri (''[[Corylus maxima]]''), [[Karadeniz]] kıyılarının dağlık kesimleri için çok tipiktir. [[Trabzon]]'un doğusunda çay tarlalarına dönüşürler. ([[Tirebolu]], [[Giresun (il)|Giresun]], 20 m)
Dosya:Corylus maxima fruit.jpg|Türk kadınları fındık kurutuyor. ([[Saçmalıpınar, Gölyaka|Saçmalıpınar]], [[Düzce]])
Dosya:Cotton field Turkey.jpg|[[Pamuk]] en iyi sıcak ve güneşli bölgelerde yetişir, ancak yakınlarında bol suya ihtiyaç duyar. ([[Belek, Serik|Belek]], [[Antalya]])
</gallery>

==Ayrıca bakınız==
*[[Türkiye'de iklim değişikliği]]
*[[Türkiye biteyi, Apocynaceae]]
*[[Türkiye biteyi, Betulaceae]]
*[[Türkiye biteyi, Fagaceae]]
*[[Türkiye direyi]]
*[[Türkiye'ye endemik bitkiler listesi]]

== Kaynakça ==

=== Genel ===

* AVCI. M. 2005. "Çeşitlilik Ve Endemizm Açısından Türkiye’nin Bitki Örtüsü-Diversity and endemism in Turkey's Vegetation", İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Coğrafya Dergisi 13:27-55.
* Information for this article was taken mainly from: [http://gerhardpils.webs.com/flowers-of-turkey Flowers of Turkey - a photo guide].- 448 pp.– Eigenverlag [[:de:Gerhard Pils|Gerhard Pils]] (2006).

=== Özel ===
{{Reflist}}

== İleri okuma ==
* [[Peter Hadland Davis|DAVIS, P. H.]] ed. 1965-1988: Flora of Turkey and the East Aegean Islands, 10 vols.− Edinburgh: University Press.
* GÜNER, A. & al. 2000: Flora of Turkey Supplement 2 [= vol 11].− Edinburgh: University Press.
* KREUTZ, D.A.J. 1998: [http://www.agriboek.nl/artikel/1769_Die_Orchideen_der_Türkei.html Die Orchideen der Türkei]{{Dead link|date=December 2019 |bot=InternetArchiveBot |fix-attempted=yes }}, 766 pp.− Landgraaf (NL): Selbstverlag.
* MAYER, H. & AKSOY, H. 1986: Wälder der Türkei.– Stuttgart & New York: G. Fischer Verlag. [http://www.gbv.de/dms/bs/toc/025134353.pdf Contents as pdf]
* KÜRSCHNER, H., RAUS, T. & VENTER, J. 1995: Pflanzen der Türkei. Ägäis - Taurus - Inneranatolien.− Wiesbaden: Quelle & Meyer. [http://www.gbv.de/dms/bs/toc/18151091X.pdf Contents as pdf]
* PILS, G., 2013: Endemism in Mainland Regions – Case Studies: Turkey.- p.&nbsp;240-255 in: HOBOHM, C. (Ed.): Endemism in Vascular Plants.- Springer Verlag [https://www.springer.com/life+sciences/ecology/book/978-94-007-6912-0]
* SORGER, F. 1994: Blumen der Türkei.− Stapfia (Linz) 34. [http://www.biologiezentrum.at/pdf_frei_remote/STAPFIA_0034_0103-0271.pdf [pdf, 21,54Mb&#93;]
* [https://web.archive.org/web/20100311233919/http://journals.tubitak.gov.tr/botany/index.php TURKISH JOURNAL OF BOTANY]


== Dış bağlantılar ==
== Dış bağlantılar ==
* [https://www.eea.europa.eu/tr/publications/avrupa-da-cevre-durum-ve-genel Avrupa’da çevre Durum ve genel görünüm 2020] {{Webarşiv|url=https://web.archive.org/web/20191204131543/https://www.eea.europa.eu/tr/publications/avrupa-da-cevre-durum-ve-genel |tarih=4 Aralık 2019 }}
* [https://www.eea.europa.eu/tr/publications/avrupa-da-cevre-durum-ve-genel Avrupa’da çevre Durum ve genel görünüm 2020]


{{Türkiye florası}}
{{Türkiye florası}}


[[Kategori:Türkiye florası| ]]
[[Kategori:Türkiye florası]]

Sayfanın 23.58, 25 Nisan 2021 tarihindeki hâli

Verbascum wiedemannianum: Bu gösterişli Sığırkuyruğu Orta Anadolu steplerine özgüdür. Çoğu Verbascum türü gibi Anadolu'ya endemiktir.

2000 yılı itibarıyla Türkiye'de yaklaşık 9.300 damarlı bitki türünün yetiştiği bilinmektedir. Bütün Avrupa Kıtası, Türkiye'ye kıyasla 13 kat daha büyük alan kaplamasına rağmen Türkiye'den yalnızca %24 daha fazla (11.500) bitki türü içermektedir.[1]

Yüksek miktardaki bu bitki biyoçeşitliliğinin en önemli sebepleri arasında; yüksek endemizm oranıyla birlikte Türkiye'nin toprak ve iklim çeşitliliği olduğuna inanılmaktadır.

Endemizm

Colchicum figlalii (Ö. Varol) Parolly & Eren: Sandras Dağı'na (serpantin dağ) endemik bir bitki (Muğla)

Türkiye'de yetişen bitkilerin üçte biri endemiktir.[2] Bu kadar çok endemik tür olmasının nedeni Anadolu'nun çok dağlık ve parçalı bir coğrafya olmasıdır. Aslında Anadolu'daki dağlar, ünlü Galapagos Adaları gibi bir takımadaya benzemektedir. Darwin'den beri, adalar veya ayrık dağlar arasındaki coğrafi izolasyonun, yüksek mekansal çeşitliliğe yol açan önemli bir türleşme aracı olduğunu biliyoruz. Anadolu için bu varsayım, Uludağ ve Ilgaz Dağları gibi oldukça izole ve nispeten eski dağ kütlelerinde endemizm yoğunlaşmasıyla doğrulanırken; Erciyes Dağı ve Hasandağı gibi çok genç volkanik koniler ise endemik açıdan şaşırtıcı derecede fakirdir.

Sivas'ın güneyindeki alçı tepeleri: Alçı ve serpantin alanlar endemik türler açısından son derece zengindir.

Yerel endemiklerin gelişmesi uzun zaman aldığından, Orta ve Kuzey Avrupa dağlarının tarihini Anadolu dağlarıyla da karşılaştırmalıyız. Buzul dönemlerinin her birinde Avrupa dağları, buzul öncesi endemizmin çoğunu yok eden ve yeni endemiklerin oluşmasını engelleyen kalın kalıcı buz tabakalarıyla kaplıydı. Yalnızca daha az buzla kaplı olan çevre bölgeler, buzul dönemlerinde yerel endemiklerin hayatta kalması için uygun koşullar sundu.

Anadolu'da Pleistosen buzulları yalnızca en yüksek zirveleri kapladı, bu nedenle küçük yayılış alanlarına sahip birçok tür vardı. Başka bir deyişle: Anadolu, bir bütün olarak, geçmişin ve yakın zamandaki türleşmenin tüm derecelerini gösteren büyük bir “sığınak kitlesi”dir.

Ekolojik çeşitlilik

Orta Avrupa'dan gelen bir ziyaretçi için Türkiye'deki iklim çeşitliliği oldukça şaşırtıcıdır. Avrupa'da bulunan tüm iklim bölgeleri Türkiye'de biraz daha küçük ölçekte bulunabilir. Karadeniz sahili tüm yıl boyunca nemlidir ve en yüksek yağış Rize ile Hopa arasındadır. Pontus Dağları'nın güneyinde çok daha az yağış vardır, bu nedenle İç Anadolu kuraktır; ayrıca kışın soğuktur. Güney ve batı kıyılarına yaklaşırken iklim: Kışın ılık ve yağışlı, yazın sıcak ve kurak olan Akdeniz iklimine dönüşür. Bu basit şema, Anadolu'nun dağlık yüzeyi nedeniyle oldukça karmaşıktır. Yüksek dağlarda ise sert iklim koşulları tüm yıl boyunca devam etmektedir ve örneğin Ağrı Dağı'nda kalıcı buzullar vardır.

Ayrıca Anadolu’nun toprak çeşitliliği şaşırtıcı derecede yüksektir. Tuzlu topraklar Orta Anadolu'nun en kurak bölgelerinde oldukça yaygındır, ayrıca Kağızman ile Ermenistan arasındaki Aras vadisi, etkileyici tuz kaynaklarıyla doludur, bazıları doğrudan dağlardan dökülür ve bu nedenle uzaktan kar lekelerini andırır. Sivas'ın güneyinde ve Gürün çevresinde çok özel bitki örtüsüne sahip geniş alçı tepeler vardır. Güneybatı Anadolu'daki geniş serpantin alanlarında, özellikle Köyceğiz yakınlarındaki Sandras Dağı'nda çok daha fazla endemik bitki tanımlanmıştır.

Anadolu köşegeni, Akdeniz'in kuzeydoğu köşesinden Karadeniz'in güneydoğu kısmına kadar Türkiye'nin orta ve doğusu boyunca eğimli olarak uzanan ekolojik bir ayrım çizgisidir. Köşegenin batısında bulunan birçok bitki türü doğuda bulunmazken, doğuda bulunan diğerleri de batıda bulunmaz. Analiz edilen 550 türden 135'inin "doğulu" ve 228'inin "batılı" olduğu tespit edildi.[3] Bitki biyoçeşitliliğine bir engel oluşturan Anadolu köşegeninin yanı sıra, yaklaşık dört yüz bitki türü köşegenin kendisine özgüdür.[4]

Türkiye florasının ana bileşenleri

Yoğun şekilde otlatılmış dikenli yastık vejetasyonu, ana olarak Astragalus angustifolius'lardan oluşmakta. (Melendiz Dağı, Niğde 2000 m)
Türkiye'deki en önemli cinslerin tür sayıları

Yaklaşık 400 türle Astragalus cinsi (Fabaceae) Türkiye florasının açık ara en fazla türüne sahiptir; tarihsel olarak insanlar, ağaçsız, kuru ve yoğun şekilde otlatılmış yaşam alanlarını önemli ölçüde genişletmişlerdir. Bu cinsin uyum sağlama becerisi şaşırtıcı derecede yüksektir. Çevresel koşullara bağlı olarak; küçük tek yıllık bitkilerden, küçük odunsu bitkilere ve dikenli çalılara kadar çok çeşitli yaşam formları geliştirmiştir. Astragalus'ta türleşme açık bir şekilde ilerliyor gibi görünmektedir. Neredeyse tüm farklı seksiyonları birbirinden ayırt edilmesi zor bitki kümelerinden oluşur. En çok, dikenli yastık şeklindeki Astragalus'lara tesadüf edilir. Ancak bu bitki formu Astragalus'lar tarafından icat edilmemiştir, yakınsak evrimin gerçekten çarpıcı bir örneği olacak şekilde, yine Fabaceae'ye ait olan Onobrychis cornuta'nın da etkileyici dikenli yastıkları vardır. Ayrıca Acantholimon'da da (Plumbaginaceae) çok sayıda dikenli yastık vardır. Hatta bazı Asteraceae (örneğin Centaurea urvillei, C. iberica) ve Caryophyllaceae (örneğin Minuartia juniperina) üyeleri de bu yönde gelişmiştir.

Önem sırası bakımından ikinci en önemli cins Verbascum (Scrophulariaceae) ve üçüncüsü Centaurea'dır (Asteraceae). Verbascum için Türkiye gen merkezidir. Dünyadaki yaklaşık 360 Verbascum türünün en az 232'si Türkiye'de bulunur ve bunların neredeyse % 80'i Anadolu'ya özgüdür. Çoğu Verbascum türü, ağaç şeklindeki mikro tüylerden oluşan yoğun bir örtü ile su kaybına ve sığırlara karşı korunur. Centaurea türleri nadiren yünlü tüylere sahiptir, ancak yoğun otlatmaya karşı savunma amaçlı dikenli involukral brakteler geliştirmiştir veya görünür bir gövdesi veya çok kısa olanı olmayacak şekilde evrimleşmiştir.

Bitki örtüsü

Pinus nigra, Torosların merkezinde geniş alanlar oluşturuyor. (Akseki ve Bademli arası, 1360 m)

Kuzey Anadolu kıyısındaki Pontus Dağları, Karadeniz'den gelen nemli havaya karşı aşağı yukarı sürekli bir engeldir ve tüm yıl boyunca Pontus'un kuzey yamaçlarında yüksek yağışlara neden olur. Bu nedenle Karadeniz kıyısındaki iklim koşulları ve bitki örtüsü Orta Avrupa'dakine benzerdir. Akdeniz iklimi etkisi yalnızca çok dar bir kıyı şeridinde fark edilir, ancak kuzeydoğuda neredeyse tamamen eksiktir. Güney orman bölgelerinde, genellikle Castanea sativa ile karışık Carpinus betulus türleri hakimdir. Daha yukarılarda Fagus orientalis ve/veya Abies nordmanniana geniş ormanlar oluşturur. Pontik bariyerin 4000 m yüksekliğindeki Kaçkar Dağları ile yüksekliğin doruğa ulaştığı Lazistan'da nem aşırı derecede yükselir. Bu nedenle Trabzon'un doğusu, orman içinde çok sayıda yaprak dökmeyen bitki ve yamaçlardaki çay tarlaları ile bir şekilde subtropik hale gelir.

Karadeniz havzasının güneyinde iklim hemen kurur. Dağlarda önce Abies nordmanniana, ancak daha sonra Pinus baskın hale gelir. Anadolu'nun batı kısımlarında bu genellikle Karaçam'dır (Pinus nigra), doğuda ise neredeyse sadece Sarıçam'dır (Pinus sylvestris). İç Anadolu'nun daha da orta kısımlarına doğru ilerlerdikçe oldukça kurak ve soğuk kış koşulları ortaya çıkar. Bugün Orta Anadolu'nun aşağı kısımları neredeyse ağaçsızdır. Derin alüvyal topraklardaki tarlalar, kuru tepelerde bozkır ile dönüşümlü olarak yer almaktadır. Ancak, Orta Anadolu bozkırının ne ölçüde kuraklıktan ne ölçüde insanların ormansızlaştırmasından kaynaklandığı hala bir soru işaretidir. Kuraklık en çok Ankara'nın güneyinde Tuz Gölü çevresinde ve Ermenistan sınırına yakın Aras vadisinde belirgindir.

Toros Dağları, Orta Anadolu platosunun güney ucunu oluşturur ve Akdeniz'den çok etkilenmiştir; kışın çok kar yağar, ancak yazlar kurak ve ılıktır. Doruk ormanları Karaçam, Abies cilicica ve Lübnan sediri (Cedrus libani) tarafından oluşturulur. Maalesef, Toroslar'da, Cedrus varlığını ciddi şekilde etkileyen çok sayıda ormansızlaşma yaşanmıştır. Ege ve Akdeniz kıyılarında, çok sıcak ve kurak yazlar ve çok yağışlı kışlar ile Akdeniz koşulları hakimdir. Antalya İli, örneğin İngiltere'nin güneyinden (1071 mm'ye karşı 759 mm) çok daha fazla toplam yağışa sahiptir, ancak mevsimsel dağılımı tamamen farklıdır ve ortalama sıcaklık tabii ki çok daha yüksektir (18.3 ° C'ye karşı 9.7 °). Bu tür koşullar, Kermes meşesi (Quercus coccifera) ve Türk çamı (Pinus brutia) gibi sert yapraklı yaprak dökmeyen ağaçların büyümesini kolaylaştırır. Ancak büyük orman tahribatı nedeniyle Batı ve Güney Anadolu kıyılarındaki tepeler ve yamaçlar günümüzde çoğunlukla maki ile kaplıdır. Bereketli alüvyal toprakların hakim olduğu yerlerde, örneğin Adana civarındaki Çukurova'da yoğun tarım yapılmaktadır.

Tarihçe

15. yüzyıl

Pierre Belon (1517-1564)'un Doğu Akdeniz Gezisi ile 16. yüzyılda İstanbul'a gelmiş ve Amasya'ya gitmiş üç Avrupalı bilginin (Ogier Ghiselin de Busbecq, W.Quackelbeen ve H.Dernschwam) bitki bilimi gözlemleri ve Leonhart Rauwolff (1535-1596)'ın Doğu Akdeniz Gezisi, Türkiye Florası ile ilgili ilk kayıtları içerir.

16. yüzyıl

Sırasıyla George Wheler (1650-1724), J.Pitton de Tournefort (1656-1708), G.Antoine Olivier (1756-1814), J.C.Bauxbaum (1693-1730), J.Sibthorp (1758-1796), P.B.Webb (1793-1854), R.Aucher-Eloy (1792-1838), T.Kotschy (1813-1866), R.Grisebach (1814-1879), E.Boissier (1810-1885),Wiedemann, Pinard, Pavillon, Calvert, Heldreich, E.Koch (1809-1879), C.Clementi (1812-1872), P.Tchitatcheff (1812-1872), B.Balansa, (1825-1891), E.Bourgeau (1843-1877), H.K.Haussknecht (1838-1903), J.Bornmueller (1862-1948), H.Handel-Mazzetti (1882-1940) Türkiye Florasına katkıda bulunan yabancı bitki bilimcilerdir. Osmanlılarda modern bitki bilimi eğitimi 1839'da Mekteb-i Tıbbiye-i Adliye-i Şahane ile başlamıştır.

17. yüzyıl

Evliya Çelebi 17. yüzyılda yaşamış ve 10 ciltlik gezi defterinde birçok bitki ile ilgili kayıtlar tutmuş, gezdiği yerlerin bitki örtüsü ve yetiştirilen tarım bitkileri hakkında önemli bilgiler vermiş bir Türk gezginidir. Seyahatnamesi'nde Trakya ve Anadolu'dan 30 ağaç, 35 meyve, 10 tahıl ve baklagil, 15 sebze, 30 çiçek, 8 yabani ot adı vardır.

18. yüzyıl

Yaklaşık yüz yıl öncesine kadar Türk bitki bilimciler gerçek bitki bilimi çalışmaları ile ilgilenmemişler, genellikle tıbbi ve ekonomik önemi olan bitkiler üzerinde eserler bırakmışlardır. Yine o dönemlere ait araştırıcılardan Hekimbaşı Mustafa Behçet Efendi, Dr.C.A.Bernard (1808-1844), Salih Efendi (1816-1895), Mehmet Ali Paşa (1837-1914), Esad Şerafeddin Köprülü (1866-1942), Şerafettin Tevfik Tertemiz (1879-1957) sayılabilir. Ancak gerçek anlamda ilk flora çalışması Pierre Edmond Boissier (1810-1885) tarafından 1867-1884 yılları arasında yazılan Flora Orientalis'tir.

20. yüzyıl

Cumhuriyet dönemi bitki bilimi çalışmaları 1933 yılındaki üniversite iyileştirmesi ile başlamıştır. Bu dönemdeki bitki bilimi çalışmaları artık üniversiteler tarafından yürütülmüş ve geliştirilmiştir. Bu yıllarda Alman bitki bilimcilerin etkinliği büyüktür. Ankara'da K.Krause, İstanbul'da A.Heilbornn ile başlayan ve ilk kurulan kurutulmuş bitki derlemeleriyle gelişen bitki bilimi çalışmaları Ankara'da Kadri Ahmet, Hikmet Birand, S.Kuntay, Haydar Bağda, K.Mıhçıoğlu, Baki Kasaplıgil, Kamil Karamanoğlu, İstanbul'da M.Başarman, L.Brauner, Nebahat Yakar, Sara Akdik, Turhan Baytop, Asuman Baytop, Hüsnü Demiriz, Hayrettin Kayacık, Faik Yaltırık, İzmir'de Yusuf Vardar, Necmi Zeybek ve Erkuter Leblebici ile devam etmiştir.

Ancak gerçek anlamda Türkiye'de botanik biliminin gelişmesini sağlayan adım İngiliz botanikçi Peter Handland Davis (1918-1992) tarafından yazılan Türkiye ve Doğu Ege Adaları Florası ile atılmıştır. Dokuz cilt olarak yazılan Floraya 1988 yılında ilk ek cilt yayımlanmıştır. 2000 yılında Türk Botanikçiler Adil Güner, Tuna Ekim, Kemal Hüsnü Can Başer ve Neriman Özhatay editörlüğünde yayımlanmıştır.

21. yüzyıl

Davis'in Florası ile başlayıp, ikinci ek cildin yayımlanmasıyla kendini ispat eden Türk Botanikçiler, sadece Türkiye Siyasi sınırlarını kapsayan bir flora hazırlamaktadır. Resimli ve Türkçe olarak yazılan yeni flora T.C. Cumhurbaşkanlığı himayesinde devam ediyor. 2012 yılında yayımlanan Türkiye Bitkileri Listesi; Damarlı Bitkiler kitabı ile başlayan çalışma 2014 yılında yayımlanan Resimli Türkiye Florası 1. Cilt ile devam etti. 2. ve diğer ciltlerin çalışmaları devam ediyor. Amaç Türkiye Cumhuriyetinin 100. yılında 28 Cilt olarak çalışmayı tamamlamaktır. Resimli Türkiye Florası çalışması Flora Araştırmaları Derneği ile Ali Nihat Gökyiğit Vakfı'na bağlı Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi ortak işbirliği ile gerçekleştiriliyor. Floranın editörlüğü Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi Müdürü Prof.Dr. Adil Güner tarafından yürütülmektedir.

Floristik yapı

Türkiye, topografik yapı ve iklim özelliklerinin farklılığından dolayı 3 floristik bölgeye ayrılır. Bunlar;

  • Avrupa – Sibirya flora bölgesi

Geniş yapraklı türlerden oluşur ve yükselti artıkça iğne yapraklı türlerle birlikte görülür. Yaz-kış yağışlı geçer, kuraklık yaşanmaz. Genellikle orman yapısı hakimdir, yağışların bol oluşu gür bir bitki varlığını ortaya çıkarır. Türkiye'nin batısından doğusuna doğru tüm kuzey kısımlarını içine alır.

Öksin ve Kolşik flora olmak üzere 2 bölüme ayrılır. Kolşik flora sırasıyla Ordu, Giresun, Trabzon, Rize, Artvin illeri ile devam eden kısmı kapsarken batıda, geride kalan kısım Öksin alt flora bölümüne dahil edilir.

  • Akdeniz flora bölgesi
  • İran – Turan flora bölgesi

Doğu Anadolu, Sina yarımadası, Suriye, Filistin, Ermenistan, İran, Ürdün, yukarı Mezopotamya, Transkafkas’ın doğu ve güneyindeki kurak ve yarı-kurak kısımları, Hindikuş’un güneyi, Kuzey Himalaya'nın güney kısmı, Volga nehrinin güneyi, ve Gobi Çölü'nü çevreler. Günlük sıcaklık fakları fazla, yağış miktarı az, karasal iklim görülür, yazları kurak kışları ise çok soğuktur. İran – Turan flora bölgesi, bölgeler arasındaki iklim, vejetasyon ve fitocoğrafik bakımdan farklılıklardan dolayı Batı asya alt bölgesi ve Orta asya alt bölgesi olmak üzere 2 alt flora bölgesine ayrılır.

  • Batı Asya Alt Bölgesi
    • Mezopotamya Alanı
    • Orta Anadolu Alanı
    • Doğu Anadolu- İran Alanı
    • Hirkaniyen Alanı
    • Turan veya Aralo-Kaspiyen Alanı
    • Türkistan Alanı
    • Kuzey Blücistan Alanı
    • Batı Himalaya Alanı
  • Orta Asya Alt Bölgesi
    • Moğolistan Alanı
    • Tibet Alanı
    • Dzungaro-Turan Alanı

Galeri

Ayrıca bakınız

Kaynakça

Genel

  • AVCI. M. 2005. "Çeşitlilik Ve Endemizm Açısından Türkiye’nin Bitki Örtüsü-Diversity and endemism in Turkey's Vegetation", İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Coğrafya Dergisi 13:27-55.
  • Information for this article was taken mainly from: Flowers of Turkey - a photo guide.- 448 pp.– Eigenverlag Gerhard Pils (2006).

Özel

  1. ^ "Turkey's flora and fauna". allaboutturkey.com. Erişim tarihi: 12 June 2014. 
  2. ^ Schneeweiss, Gerald M.; Asgarpour, Zahra; Moser, Dietmar; Mahmoodi, Mohammad; Sherafati, Mahbubeh; Zare, Golshan; Noroozi, Jalil (2019). "Patterns of Endemism in Turkey, the Meeting Point of Three Global Biodiversity Hotspots, Based on Three Diverse Families of Vascular Plants". Frontiers in Ecology and Evolution (English). 7. doi:10.3389/fevo.2019.00159. ISSN 2296-701X.  Geçersiz |doi-access=free (yardım)
  3. ^ Ekima, T.; Günera, A. (1989). "The Anatolian Diagonal: fact or fiction?". Proceedings of the Royal Society of Edinburgh, Section B: Biological Sciences. 86: 69–77. doi:10.1017/S0269727000008915. 
  4. ^ Münir Öztürk; Khalid Rehman Hakeem; I. Faridah-Hanum; Recep Efe (2015). Climate Change Impacts on High-Altitude Ecosystems. Springer. ss. 280–283. ISBN 978-3-319-12859-7. 

İleri okuma

  • DAVIS, P. H. ed. 1965-1988: Flora of Turkey and the East Aegean Islands, 10 vols.− Edinburgh: University Press.
  • GÜNER, A. & al. 2000: Flora of Turkey Supplement 2 [= vol 11].− Edinburgh: University Press.
  • KREUTZ, D.A.J. 1998: Die Orchideen der Türkei[ölü/kırık bağlantı], 766 pp.− Landgraaf (NL): Selbstverlag.
  • MAYER, H. & AKSOY, H. 1986: Wälder der Türkei.– Stuttgart & New York: G. Fischer Verlag. Contents as pdf
  • KÜRSCHNER, H., RAUS, T. & VENTER, J. 1995: Pflanzen der Türkei. Ägäis - Taurus - Inneranatolien.− Wiesbaden: Quelle & Meyer. Contents as pdf
  • PILS, G., 2013: Endemism in Mainland Regions – Case Studies: Turkey.- p. 240-255 in: HOBOHM, C. (Ed.): Endemism in Vascular Plants.- Springer Verlag [1]
  • SORGER, F. 1994: Blumen der Türkei.− Stapfia (Linz) 34. [pdf, 21,54Mb]
  • TURKISH JOURNAL OF BOTANY

Dış bağlantılar