Kelâm: Revizyonlar arasındaki fark
[kontrol edilmiş revizyon] | [kontrol edilmiş revizyon] |
Değişiklik özeti yok |
|||
16. satır: | 16. satır: | ||
[[Ehl-i sünnet]] içinde kabul edilirken, |
[[Ehl-i sünnet]] içinde kabul edilirken, |
||
* [[Mutezile]] mezhebi [[Ehl-i sünnet]] vel cemaat dışında mütalaa edilegelmiştir. Bunlar birbirlerinden [[Allah]]'ın zatı ve sıfatları, [[marifetullah]], [[nübüvvet]], [[nübüvvetin vasıfları]], Kuran'ın mahluk |
* [[Mutezile]] mezhebi [[Ehl-i sünnet]] vel cemaat dışında mütalaa edilegelmiştir. Bunlar birbirlerinden [[Allah]]'ın zatı ve sıfatları, [[marifetullah]], [[nübüvvet]], [[nübüvvetin vasıfları]], Kuran'ın mahluk olup olmadığı, [[büyük günah işleyenin durumu]], [[mucize]], [[keramet]], [[imamet]], [[irade]], [[kesb]], [[hidayet]], [[irtidad]], [[doğru]] ve [[yanlış]]ın tanımı, [[iman-âmel münahasebeti]], [[ruh]], [[kaza]], [[Kader (inanış)|kader]] gibi önemli konularda yer yer farklı görüşler ileri sürerler. |
||
== Kelamın ortaya çıkış nedenleri == |
== Kelamın ortaya çıkış nedenleri == |
Sayfanın 17.32, 27 Ekim 2012 tarihindeki hâli
Makale serilerinden |
Kelâm (Arapça: الكلام) veya kelam, bir İslam dini ilmi. İlm-i Kelâm (Arapça: علم الكلام).
İmanî esasların aklî deliller kullanılarak izah ve isbat edilmesi temelinde gelişen İslamî ilimdir. Başlangıç itibariyle Kelam, imanın esası olan Allah'a iman, Allah'ın sıfatları ile ilgilenmişse de, özellikle Gazali'den sonra bütün imanî meseleleri kapsayacak genişlikte değerlendirilmeye başlanmıştır. Burada Gazali'nin Yunan felsefesinin tesirlerine karşı aldığı tavır, önemli bir parametre olarak gözükmektedir.
Kelamcılar, Allah'ın varlığını delillerle izah etmeye çalışmakla beraber, delilin, kendisine delil getiren Zat'ın mahlûku olduğunu kabul eder ve aklî delillerin sadece aklın nazarında müşkül hadiseleri çözmede bir alet olduğunu düşünürler. Yoksa, Allah'ın varlığının, neticede mahlûku olan delillerle teyidine ihtiyaç yoktur. O her şeyden ayandır.
Mebde itibariyle fıkıh ilmi olarak mütalaa edilen kelam, daha sonra ilm-i tevhid olarak adlandırılmıştır. Fıkıh; amelî meseleler üzerinde, kelam ise itikadi meseleler üzerinde yoğunlaşmıştır. Muhammed zamanında bütün meseleler kendisi tarafından çözüldüğü için problem söz konusu olmamışsa da, sonraki dönemlerde Kuran ve Muhammed'in yaşantısına göre içtihadlarda bulunmak zarureti hasıl olmuştur. Hicri birinci yüzyılın son çeyreğinde imanî esaslardan kader konusu tartışılmaya başlanmıştır.
Bu süreç içerisinde itikadi mezhepler ortaya çıkmışlardır. Önemlilerinden:
Ehl-i sünnet içinde kabul edilirken,
- Mutezile mezhebi Ehl-i sünnet vel cemaat dışında mütalaa edilegelmiştir. Bunlar birbirlerinden Allah'ın zatı ve sıfatları, marifetullah, nübüvvet, nübüvvetin vasıfları, Kuran'ın mahluk olup olmadığı, büyük günah işleyenin durumu, mucize, keramet, imamet, irade, kesb, hidayet, irtidad, doğru ve yanlışın tanımı, iman-âmel münahasebeti, ruh, kaza, kader gibi önemli konularda yer yer farklı görüşler ileri sürerler.
Kelamın ortaya çıkış nedenleri
İslam'ın inanç ve düşünce bütünlüğünün korunması ve başka bir değişle düşünce sisteminin diğer inanç ve düşünce sistemlerinden üstün olduğunu gösterecek bir ilim harekatına ihtiyaç vardı.