Allah'ın isimleri: Revizyonlar arasındaki fark
[kontrol edilmiş revizyon] | [kontrol edilmiş revizyon] |
Değişiklik özeti yok |
Düzenlendi Etiketler: Mobil değişiklik Mobil ağ değişikliği Gelişmiş mobil değişikliği |
||
42. satır: | 42. satır: | ||
! Kelimenin anlamı veya açıklaması |
! Kelimenin anlamı veya açıklaması |
||
|- |
|- |
||
|1|| Allah || '''الله''' || El-ilah kelimesinin zamanla kaynaşmasından türediği düşünülmektedir. |
|1|| Allah || '''الله''' || El-ilah kelimesinin zamanla kaynaşmasından türediği düşünülmektedir. |
||
|- |
|- |
||
|2|| Rahmân || '''الرحمن''' || Araplaştırılan bir kelimedir.<ref>https://archive.org/details/foreignvocabular030753mbp/page/n157/mode/2up?q=rahman</ref> " |
|2|| Rahmân || '''الرحمن''' || Araplaştırılan bir kelimedir.<ref>https://archive.org/details/foreignvocabular030753mbp/page/n157/mode/2up?q=rahman</ref> "'''Acıyan''', merhamet eden, şefkat gösteren, ihsan eden." |
||
|- |
|- |
||
|3|| Rahîm || '''الرحيم''' || " |
|3|| Rahîm || '''الرحيم''' || "'''Koruyan''', acıyan, merhamet eden." |
||
|- |
|- |
||
|4|| Adil || '''العدل''' || " |
|4|| Adil || '''العدل''' || "'''Türeli''', adil, insaflı, aşırı gitmeyen, her şeyi yerli yerince yapan" |
||
|- |
|- |
||
|5 ||Afüv || '''العفو''' || " |
|5 ||Afüv || '''العفو''' || "'''Bağışlayıcı''', affedici, cezalandırmaktan vazgeçen anlamına gelmektedir" |
||
|- |
|- |
||
|6 ||Âhir || '''الآخر''' || " |
|6 ||Âhir || '''الآخر''' || "'''Son''', en son olan, sonuncu" |
||
|- |
|- |
||
|7||Alîm || '''العليم''' || " |
|7||Alîm || '''العليم''' || "'''Bilgin''', çok bilen, bilgisi sonsuz, farkında olan, ilim sahibi." |
||
|- |
|- |
||
|8||Aliyy || '''العلي''' || "Ulu, yüce, üstün olan. Alî, yüksek, büyük ve yüce olan" |
|8||Aliyy || '''العلي''' || "'''Ulu''', yüce, üstün olan. Alî, yüksek, büyük ve yüce olan" |
||
|- |
|- |
||
|9||Azîm || '''العظيم''' || " |
|9||Azîm || '''العظيم''' || "'''Büyük''', büyüklük sahibi, sınırsız ve kayıtsız büyüklük, pek azametli." |
||
|- |
|- |
||
|10||Azîz || '''العزيز''' || " |
|10||Azîz || '''العزيز''' || "'''Eren''', aziz, izzetli, onurlu." Aziz kelimesinden ayrıca Arapça dil kalıpları kullanılarak Azze, [[Azize]], [[Muiz]], muazzez gibi kelimeler türetilmiştir. |
||
|- |
|- |
||
|11||Bâis || '''الباعث''' || " |
|11||Bâis || '''الباعث''' || "'''Gönderen''', ölüleri dirilten." |
||
|- |
|- |
||
|12||Bâkî || '''الباقي''' || " |
|12||Bâkî || '''الباقي''' || "'''Bengi''', varlığının sonu gelmeyen, süreklilik sâhibi, sonsuza kadar kalan. Varlığının zamansal sonu gelmeyen, ebedî." |
||
|- |
|- |
||
|13|| Bâri || '''البارئ''' || "Yaratan demektir." |
|13|| Bâri || '''البارئ''' || "'''Yaratan''' demektir." |
||
|- |
|- |
||
|14|| Basîr || '''البصير''' || "Gören, her şeyi eksiksiz gören." |
|14|| Basîr || '''البصير''' || "'''Gören''', her şeyi eksiksiz gören." |
||
|- |
|- |
||
|15|| Bâsit || '''الباسط''' || " |
|15|| Bâsit || '''الباسط''' || "'''Gönençleten''', ferahlatan, bolluk veren, açan, genişleten demektir." |
||
|- |
|- |
||
|16|| Bâtın || '''الباطن''' || " |
|16|| Bâtın || '''الباطن''' || "'''Gizli''', varlığı (zâtı) gizli olan, görünmeyen" |
||
|- |
|- |
||
|17||Bedî || '''البديع''' || "Örneksiz, emsalsiz yaratan demektir." |
|17||Bedî || '''البديع''' || "'''Örneksiz''', emsalsiz yaratan demektir." |
||
|- |
|- |
||
|18||Berr || '''البَرّ''' || "İyi olan." |
|18||Berr || '''البَرّ''' || "'''İyi''' olan." |
||
|- |
|- |
||
|19||Câmi || '''الجامع''' || " |
|19||Câmi || '''الجامع''' || "'''Toplayıcı''', toparlayan, toplayan demektir." |
||
|- |
|- |
||
|20||Cebbâr || '''الجبّار''' || " |
|20||Cebbâr || '''الجبّار''' || "'''Yavuz''', '''acımasız''', çokça güç kullanan, cebir yoluyla yapan." |
||
|- |
|- |
||
|21||Celîl || '''الجليل''' || " |
|21||Celîl || '''الجليل''' || "'''Öfkeli''', ulu." |
||
|- |
|- |
||
|22||Dâr || '''الضار''' || " |
|22||Dâr || '''الضار''' || "'''Tutan''', sahip" |
||
|- |
|- |
||
|23||Evvel || '''الأوّل''' || " |
|23||Evvel || '''الأوّل''' || "'''İlk''', varlığı ilk olan. " |
||
|- |
|- |
||
|24||Fettâh || '''الفتّاح''' || " |
|24||Fettâh || '''الفتّاح''' || "'''Alan''', fetheden." |
||
|- |
|- |
||
|25||Gaffâr || '''الغفّار''' || " |
|25||Gaffâr || '''الغفّار''' || "'''Örten''', günahları bağışlayan, çokça örten. " |
||
|- |
|- |
||
|26||Gafûr || '''الغفور''' || " |
|26||Gafûr || '''الغفور''' || "'''Bağışlayıcı''', affeden, mağfireti çok olan." |
||
|- |
|- |
||
|27||Ganî || '''الغني''' || " |
|27||Ganî || '''الغني''' || "'''Varsıl''', zengin ya da çok zengin." |
||
|- |
|- |
||
|28||Habîr || '''الخبير''' || " |
|28||Habîr || '''الخبير''' || "'''Salıklı''', haberli olan, her şeyin iç yüzünden, gizli tarafından haberdâr olan." |
||
|- |
|- |
||
|29||Hâdî || '''الهادي''' || " |
|29||Hâdî || '''الهادي''' || "'''Kılavuz''', hidâyet verici, hidâyete kavuşturan." |
||
|- |
|- |
||
|30||Hâfıd || '''الخافض''' || " |
|30||Hâfıd || '''الخافض''' || "'''Oğul''', yukarıdan aşağıya indiren, alçaltan, dereceleri düşüren demektir." |
||
|- |
|- |
||
|31||Hafîz || '''الحفيظ''' || "Koruyucu |
|31||Hafîz || '''الحفيظ''' || "'''Koruyucu'''" |
||
|- |
|- |
||
|32||Hakem || '''الحكم''' || " |
|32||Hakem || '''الحكم''' || "'''Yargıcı''', hakem, hükmeden." |
||
|- |
|- |
||
|33||Hakîm || '''الحكيم''' || " |
|33||Hakîm || '''الحكيم''' || "'''Egemen''', işleri hikmetli, hikmet sâhibi. " |
||
|- |
|- |
||
|34||Hakk || '''الحقّ''' || " |
|34||Hakk || '''الحقّ''' || "'''Gerçek'''." |
||
|- |
|- |
||
|35||Hâlik || '''الخالق''' || "Yaratıcı |
|35||Hâlik || '''الخالق''' || "'''Yaratıcı''', yoktan vâr eden." |
||
|- |
|- |
||
|36||Halîm || '''الحليم''' || " |
|36||Halîm || '''الحليم''' || "'''Sunlu''', (yumuşak huylu) yumuşak davranan, hilmi çok olan demektir." |
||
|- |
|- |
||
|37||Hamîd || '''الحميد''' || " |
|37||Hamîd || '''الحميد''' || "'''Övülen''', iyi huylu." |
||
|- |
|- |
||
|38||Hasîb || '''الحسيب''' || " |
|38||Hasîb || '''الحسيب''' || "'''Değerli''', hesap gören. Aynı zamanda hesap gören, muhasebeci ve sayman anlamına gelmektedir. Hasîb olarak Allah yeter.” (Ahzâb33/, 39)." |
||
|- |
|- |
||
|39||Hayy || '''الحيّ''' || "Diri |
|39||Hayy || '''الحيّ''' || "'''Diri''', hayat sâhibi." |
||
|- |
|- |
||
|40||Kābid || '''القابض''' || "Sıkan, daraltan, darlık veren anlamına gelir." |
|40||Kābid || '''القابض''' || "'''Sıkan''', daraltan, darlık veren anlamına gelir." |
||
|- |
|- |
||
|41||Kādir || '''القادر''' || " |
|41||Kādir || '''القادر''' || "'''Güçlü''', kudret sâhibi, istediğini yapmaya muktedir, gücü yeten demektir." |
||
|- |
|- |
||
|42||Kahhâr || '''القهّار''' || " |
|42||Kahhâr || '''القهّار''' || "'''Üzen''', kahreden, kahredici, yok edici. " |
||
|- |
|- |
||
|43||Kaviyy || '''القويّ''' || " |
|43||Kaviyy || '''القويّ''' || "'''Güçlü''',kuvvetli, kudretli, güçlü ve sınırsız kuvvet sâhibi." |
||
|- |
|- |
||
|44||Kayyûm || '''القيّوم''' || " |
|44||Kayyûm || '''القيّوم''' || "'''Değişmeyen''', ayakta tutan." |
||
|- |
|- |
||
|45||Kebîr || '''الكبير''' || "Büyük." |
|45||Kebîr || '''الكبير''' || "'''Büyük'''." |
||
|- |
|- |
||
|46||Kerîm || '''الكريم''' || " |
|46||Kerîm || '''الكريم''' || "'''Selek''', cömert, çok ikrâm edici, kerem sahibi." |
||
|- |
|- |
||
|47||Kuddüs || '''القدّوس''' || "Kutsal |
|47||Kuddüs || '''القدّوس''' || "'''Kutsal''', pür, saf" |
||
|- |
|- |
||
|48||Latîf || '''اللطيف''' || " |
|48||Latîf || '''اللطيف''' || "'''Güzel''', ince hoş, nüfuz edici, saydam, güzel, yumuşak, gizli, derin, lütufkâr gibi anlamlara gelir." |
||
|- |
|- |
||
|49||Mâcid || '''الماجد''' || " |
|49||Mâcid || '''الماجد''' || "'''Onurlu''', ulu ve cömert, şânı yüce anlamlarını taşımaktadır. Kadri ve şânı büyük, kerem ve müsâmahası bol demektir." |
||
|- |
|- |
||
|50||Mâlik-ül Mülk || '''مالك الملك''' || " |
|50||Mâlik-ül Mülk || '''مالك الملك''' || "'''Mal sahibi'''." |
||
|- |
|- |
||
|51||Mâni || '''المانع''' || " |
|51||Mâni || '''المانع''' || "'''Engelleyici'''. Mâni, bâzı şeylerin meydana gelmesine müsâde etmeyen, engelleyen demektir." |
||
|- |
|- |
||
|52||Mecîd || '''المجيد''' || " |
|52||Mecîd || '''المجيد''' || "'''Ünlü''', tanınan" |
||
|- |
|- |
||
|53||Melik || '''الملك''' || " |
|53||Melik || '''الملك''' || "'''Han''', Kağan" |
||
|- |
|- |
||
|54||Metîn || '''المتين''' || "Sağlam, metânetli, güçlü." |
|54||Metîn || '''المتين''' || "'''Sağlam''', metânetli, güçlü." |
||
|- |
|- |
||
|55||Mu'ahhir || '''المؤخّر''' || " |
|55||Mu'ahhir || '''المؤخّر''' || "'''Erteleyen''', geride bırakan. " |
||
|- |
|- |
||
|56||Mucîb || '''المجيب''' || " |
|56||Mucîb || '''المجيب''' || "'''Gerektiren'''. Duaya karşılık veren, (el-Bakara, 2/186) kabul eden, icâbet eden demektir." |
||
|- |
|- |
||
|57||Muğnî || '''المغني''' || " |
|57||Muğnî || '''المغني''' || "'''Varsıllaştıran''', zenginleştiren, zengin kılan." |
||
|- |
|- |
||
|58||Muhsî || '''المحسي''' || "Sayan, sayıp döken" |
|58||Muhsî || '''المحسي''' || "'''Sayan''', sayıp döken" |
||
|- |
|- |
||
|59||Muhyî || '''المحيي''' || " |
|59||Muhyî || '''المحيي''' || "'''Dirilten''', canlandıran." |
||
|- |
|- |
||
|60||Muîd || '''المعيد''' || "Döndüren. İade eden." |
|60||Muîd || '''المعيد''' || "'''Döndüren'''. İade eden." |
||
|- |
|- |
||
|61||Muiz || '''المعز''' || " |
|61||Muiz || '''المعز''' || "'''Ermiş''', eren. Aziz kelimesinden türetilen Muiz, izzet ve azizlik veren anlamlarına gelir. (Ayrıntılı bilgi için bkn.[[Aziz]])" |
||
|- |
|- |
||
|62||Mukaddim || '''المقدّم''' || " |
|62||Mukaddim || '''المقدّم''' || "'''Sunan''', sunucu, öne geçiren. Mukaddim, öne alan." |
||
|- |
|- |
||
|63||Mukît || '''المقيت''' || "Besleyen, rızıkları yaratan, bilen, tâyin eden, her yaratılmışın rızkını veren demektir." |
|63||Mukît || '''المقيت''' || "'''Besleyen''', rızıkları yaratan, bilen, tâyin eden, her yaratılmışın rızkını veren demektir." |
||
|- |
|- |
||
|64||Muksit || '''المقسط''' || " |
|64||Muksit || '''المقسط''' || "'''Doğru''', tasarruflu. Muksit, "Bütün işlerini dengeli yapan" anlamına gelir." |
||
|- |
|- |
||
|65||Muktedir || '''المقتدر''' || " |
|65||Muktedir || '''المقتدر''' || "'''Erkli''', güç yetiren, kuvvet sahibi demektir." |
||
|- |
|- |
||
|66||Musavvir || '''المصور''' || " |
|66||Musavvir || '''المصور''' || "'''Tasarlayan''', şekillendiren." |
||
|- |
|- |
||
|67||Mübdî' || '''المبدىء''' || " |
|67||Mübdî' || '''المبدىء''' || "'''Varlıklandıran'''. Mübdî, hiç yoktan ortaya koyan, vâreden, yaratandır. " |
||
|- |
|- |
||
|68||Müheymin || '''المهيْمن''' || " |
|68||Müheymin || '''المهيْمن''' || "'''Denetleyici''', kontrol eden" |
||
|- |
|- |
||
|69||Mü'min || '''المؤمن''' || "İnanan, güvenen. İsim Allah'a izafe edildiğinde (ismi mef'ul) güven veren, güvenilen şeklinde anlamlandırılır." |
|69||Mü'min || '''المؤمن''' || "'''İnanan''', güvenen. İsim Allah'a izafe edildiğinde (ismi mef'ul) güven veren, güvenilen şeklinde anlamlandırılır." |
||
|- |
|- |
||
|70||Mümît || '''المميت''' || "Öldüren, can alan. Mümît, öldüren, ölümü her canlıya tâkdir edip bunu uygulayan, yaratıkların ölümünü yaratan, öldüren demektir." |
|70||Mümît || '''المميت''' || "'''Öldüren''', can alan. Mümît, öldüren, ölümü her canlıya tâkdir edip bunu uygulayan, yaratıkların ölümünü yaratan, öldüren demektir." |
||
|- |
|- |
||
|71||Müntakim || '''المنتقم''' || " |
|71||Müntakim || '''المنتقم''' || "'''Öççü''', intikamcı. Ancak [[Kelam|din bilginlerince]] intikam alma Allah'a yakıştırılamadığı için "günahkârlara adaletiyle müstahak oldukları cezayı veren" şeklinde açıklamalarla ismin [[Antropomorfizm|antropomorfik]] çağrışımı yok edilir." |
||
|- |
|- |
||
|72||Müteâli || '''المتعالِ''' || "Yüceltilen." |
|72||Müteâli || '''المتعالِ''' || "'''Yüceltilen'''." |
||
|- |
|- |
||
|73||Mütekebbir || '''المتكبّر''' || Arapça K.B.R kökünden mütefa'il vezninde türetilen bir kelimedir. Kibirlenen, büyüklenen, gururlu anlamlarına gelir. Aynı kökten türetilen kibir, müstekbir vb. yergi ifade etmekte olup,<ref name="mütekebbir" /> Tanrı için kullanıldığında ululuk sahibi, her şeyde ve her hadisede büyüklüğünü gösteren anlamları verilir. İsim ayrıca [[Antropomorfizm|antropomorfik]] çağrışımlar açısından dikkat çekicidir.""Bütün ihtişamın sahibi, Büyük ve büyüklenen."<ref>http://www.konevider.org/docs/esma-i-husna.pdf {{Webarşiv|url=https://web.archive.org/web/20160304201519/http://www.konevider.org/docs/esma-i-husna.pdf |tarih=4 Mart 2016 }} Akademik çalışma Dr Ramazan SÖNMEZ N.Erbakan Ün.Yabancı Diller Yük.Ok.Öğr.Gör.</ref> Mütekebbir, “zatının ve sıfatlarının mahiyeti bilinemeyecek kadar ulu” anlamına gelir.<ref name="mütekebbir">{{Web kaynağı |url=http://www.islamansiklopedisi.info/dia/ayrmetin.php?idno=320189 |başlık=TDV İslam Ansiklopedisi, Bekir Topaloğlu |erişimtarihi=20 Ekim 2016 |arşivurl=https://web.archive.org/web/20161021063707/http://www.islamansiklopedisi.info/dia/ayrmetin.php?idno=320189 |arşivtarihi=21 Ekim 2016 |ölüurl=evet }}</ref> |
|73||Mütekebbir || '''المتكبّر''' || '''Büyüklenen''', kibirli. Arapça K.B.R kökünden mütefa'il vezninde türetilen bir kelimedir. Kibirlenen, büyüklenen, gururlu anlamlarına gelir. Aynı kökten türetilen kibir, müstekbir vb. yergi ifade etmekte olup,<ref name="mütekebbir" /> Tanrı için kullanıldığında ululuk sahibi, her şeyde ve her hadisede büyüklüğünü gösteren anlamları verilir. İsim ayrıca [[Antropomorfizm|antropomorfik]] çağrışımlar açısından dikkat çekicidir.""Bütün ihtişamın sahibi, Büyük ve büyüklenen."<ref>http://www.konevider.org/docs/esma-i-husna.pdf {{Webarşiv|url=https://web.archive.org/web/20160304201519/http://www.konevider.org/docs/esma-i-husna.pdf |tarih=4 Mart 2016 }} Akademik çalışma Dr Ramazan SÖNMEZ N.Erbakan Ün.Yabancı Diller Yük.Ok.Öğr.Gör.</ref> Mütekebbir, “zatının ve sıfatlarının mahiyeti bilinemeyecek kadar ulu” anlamına gelir.<ref name="mütekebbir">{{Web kaynağı |url=http://www.islamansiklopedisi.info/dia/ayrmetin.php?idno=320189 |başlık=TDV İslam Ansiklopedisi, Bekir Topaloğlu |erişimtarihi=20 Ekim 2016 |arşivurl=https://web.archive.org/web/20161021063707/http://www.islamansiklopedisi.info/dia/ayrmetin.php?idno=320189 |arşivtarihi=21 Ekim 2016 |ölüurl=evet }}</ref> |
||
|- |
|- |
||
|74||Müzil || '''المذل''' || " |
|74||Müzil || '''المذل''' || "'''Yok eden''', zillete düşüren, hor ve hakir eden." |
||
|- |
|- |
||
|75||Nâfi || '''النافع''' || " |
|75||Nâfi || '''النافع''' || "'''Yararlandıran'''." |
||
|- |
|- |
||
|76||Nûr || '''النور''' || |
|76||Nûr || '''النور''' || Sümercedir, Arapçalaştırılmıştır. |
||
"'''Işık'''" |
|||
|- |
|- |
||
|77||Râfi || '''الرافع''' || " |
|77||Râfi || '''الرافع''' || "'''Yükselten'''." |
||
|- |
|- |
||
|78||Rakîb || '''الرقيب''' || " |
|78||Rakîb || '''الرقيب''' || "'''Gözetleyici''', kontrol ve gözetim altında bulunduran." |
||
|- |
|- |
||
|79||Ra'ûf || '''الرؤوف''' || "Esirgeyen, şefkat ve merhamet gösteren. " |
|79||Ra'ûf || '''الرؤوف''' || "'''Esirgeyen''', şefkat ve merhamet gösteren. " |
||
|- |
|- |
||
|80||Reşîd || '''الرشيد''' || " |
|80||Reşîd || '''الرشيد''' || "'''Ergin'''. " |
||
|- |
|- |
||
|81||Rezzâk || '''الرزّاق''' || " |
|81||Rezzâk || '''الرزّاق''' || "'''Azıklandıran'''." |
||
|- |
|- |
||
|82||Sabûr || '''الصبور''' || " |
|82||Sabûr || '''الصبور''' || "'''Dayançlı''', sabırlı." |
||
|- |
|- |
||
|83||Samed || '''الصمد''' || " |
|83||Samed || '''الصمد''' || "'''Kendine yeten''', her şey kendisine muhtaç olan, kendisi ise hiçbir şeye muhtaç olmayan. Geleneksel [[meâl]] çalışmalarında ''Samed'' [[kelime]]sine birebir [[tercüme]] şeklinde anlam verilmez ve "kendisi hiçbir şeye muhtaç olmayan, ama her şey ona muhtaç olan; tüm [[canlılar]]ın ihtiyaçlarını gideren ve her türlü istekte doğrudan kendisine başvurulan" şeklinde açıklamalarda bulunulur." |
||
|- |
|- |
||
|84|| |
|84||Şehid || '''الشهيد''' || "'''Tanık''', şahit, gören " |
||
|- |
|- |
||
|85|| |
|85||Şükür || '''الشكور''' || "'''Teşekkür edici'''" |
||
|- |
|- |
||
|86||Selām || '''السلام''' || "Esenlik |
|86||Selām || '''السلام''' || "'''Esenlik'''. [[:wikt:selam|Selām]], [[İslam]] sözcüğüyle aynı [[semantik]] kökten türer. Her çeşit âfet ve kaderlerden emin olan demektir. Selām ismiyle Allah, her türlü eminliğin, sâlimliğin aslı olup, [[:wikt:ayıp|ayıp]]tan, [[:wikt:kusur|kusur]]dan ve her çeşit eksikliklerden uzak olan yüce [[:wikt:yaratıcı|yaratıcı]] olduğunu kullarına belli etmiştir. Selam kelimesi aslında barış demektir. [[İbranice]]de karşılığı ''Şalom'''dur. Selim, Süleyman (Solomon) isimleri bu kökten türemiştir." |
||
|- |
|- |
||
|87||Semî || '''السميع''' || "İşiten." |
|87||Semî || '''السميع''' || "'''İşiten'''." |
||
|- |
|- |
||
|88||Tevvâb || '''التوّاب''' || " |
|88||Tevvâb || '''التوّاب''' || "'''Dönme''', dönücü, çokça tövbe eden, pişmanlık duyan. Allah için kullanıldığında tövbeleri kabul eden şeklinde tercüme edilir." |
||
|- |
|- |
||
|89||Vâcid || '''الواجد''' || " |
|89||Vâcid || '''الواجد''' || "'''Vareden''', icâd eden." |
||
|- |
|- |
||
|90||Vâhid || '''الواحد''' || "Tek." |
|90||Vâhid || '''الواحد''' || "'''Tek'''." |
||
|- |
|- |
||
|91||Vâlî || '''الوالي''' || "Yöneten, idâre eden." |
|91||Vâlî || '''الوالي''' || "'''Yöneten''', idâre eden." |
||
|- |
|- |
||
|92||Vâris || '''الوارث''' || " |
|92||Vâris || '''الوارث''' || "'''Kalıtçı''', vâris, mülkü devralan. " |
||
|- |
|- |
||
|93||Vâsi || '''الواسع''' || "Genişleten, genişlik veren. " |
|93||Vâsi || '''الواسع''' || "'''Genişleten''', genişlik veren. " |
||
|- |
|- |
||
|94||Vedûd || '''الودود''' || "Sevilen |
|94||Vedûd || '''الودود''' || "'''Sevilen.''' Hud:90 ve Buruc:14 ayetlerinde kullanılmış bir kelimedir." |
||
|- |
|- |
||
|95||Vehhâb || '''الوهّاب''' || " |
|95||Vehhâb || '''الوهّاب''' || "'''Armağancı''', karşılıksız bolca veren, hîbe eden." |
||
|- |
|- |
||
|96||Vekîl || '''الوكيل''' || " |
|96||Vekîl || '''الوكيل''' || "'''Saylav''', vekalet eden." |
||
|- |
|- |
||
|97||Velî || '''الولي''' || " |
|97||Velî || '''الولي''' || "'''Ege''', veli, dost." |
||
|- |
|- |
||
|98||Zâhir || '''الظاهر''' || "Görünen, âşikâr olan." |
|98||Zâhir || '''الظاهر''' || "'''Görünen''', âşikâr olan." |
||
|- |
|- |
||
|99|| Zülcelâl-i vel-İkrâm || '''ذو الجلال والإكرام''' || " |
|99|| Zülcelâl-i vel-İkrâm || '''ذو الجلال والإكرام''' || "'''Ulu ve saygın'''. Zülcelâl-i vel-İkrâm hem azamet, hem de fazl-u kerem sâhibi demektir." |
||
|}<ref>https://kurul.diyanet.gov.tr/SoruSor/DiniKavramlarSozlugu.aspx#.VFPQTTSsWSo {{Webarşiv|url=https://web.archive.org/web/20150315024846/https://kurul.diyanet.gov.tr/SoruSor/DiniKavramlarSozlugu.aspx#.VFPQTTSsWSo |tarih=15 Mart 2015 }} Diyanet gov.tr Dini kavramlar sözlüğü</ref> |
|}<ref>https://kurul.diyanet.gov.tr/SoruSor/DiniKavramlarSozlugu.aspx#.VFPQTTSsWSo {{Webarşiv|url=https://web.archive.org/web/20150315024846/https://kurul.diyanet.gov.tr/SoruSor/DiniKavramlarSozlugu.aspx#.VFPQTTSsWSo |tarih=15 Mart 2015 }} Diyanet gov.tr Dini kavramlar sözlüğü</ref> |
||
Sayfanın 08.38, 2 Haziran 2021 tarihindeki hâli
Makale serilerinden |
Allah’ın isimleri ya da Allah'ın 99 ismi (Arapça:اَلأَسْماَءُ الْحُسْنَى, El Esmâ ül Hüsnâ / En Güzel İsimler), İslam toplumunda, Kur’an ve hadislerde Allah’a izâfe edilen fiil veya sıfatlardan türetilmiş veya doğrudan Allah'ı ifade amacıyla kullanılmış olan isimlerdir.
İnanış
İslam mistisizminde belirli sayıda tekrar edilerek şifacılıkta,[1] seyr-i sülukta, duaların kabulü, nazar ve büyü bozma tedavilerinde kullanılır. Kuran'da rakam olarak yer almaz. İslam toplumunda Allah’ın isimleri bu 99 isimden ibaret değildir. Bunların dışında Şafi, Kafi, Hannan, Mennan,[2] Hüda, mehterde Hazret-i Yezdan, Yunus Emre şiirlerinde Çalab gibi isimler de Allah’ için kullanılırlar.
- Allah
- Yaratıcının özel ismi kabul edilir ve diğer isimler O'na izafe edilir. "Allah gafurdur, rahimdir" denildiğinde bu isim-sıfatların fiilleri de O'na isnat edilerek "Allah rahmet etti" veya etsin şeklinde kullanılır.[3]
Kaynaklarda
Kur'anda değişik ayetlerde bu deyim kullanılır;
"En güzel isimler Allah’ındır. O’na o güzel isimleriyle dua edin ve O’nun isimleri hakkında gerçeği çarpıtanları bırakın." (Âraf-180)
"De ki: ister Allah diye çağırın, ister Rahman diye çağırın. Hangisiyle çağırırsanız çağırın, nihayet en güzel isimler O’nundur." (İsra-110)
"Allah, kendisinden başka hiçbir ilâh bulunmayandır. En güzel isimler O’nundur." (Taha-8)
"O, yaratan, yoktan var eden, şekil veren Allah’tır. Güzel isimler O’nundur. Göklerdeki ve yerdeki her şey O’nu tesbih eder. O, güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir." (Haşr-24)
Hadislerde:
"Allah'ın 99 ismi vardır. Yüzden bir eksik. Kim bunları sayarsa cennete girer. O tektir, teki sever" [4]
99 ismin metne ravi tarafından eklendiği, yani hadisin müdrec olduğu ifade edilmiştir. İbn-i Mace'nin de 99 isimden oluşan listesi bulunur ve bu iki ravinin listeleri birbirinden farklıdır. Her iki ravinin farklı isimlerinin toplamı 125 rakamını vermektedir.[5] Esma-ül Hüsna ile ilgili yazılan eserlerin hemen hepsinde Tirmizi'nin rivayeti esas alınmış ve Müslümanlar arasında meşhur olmuştur.
Tercüme edilmesi, etimoloji ve mitolojik etkileşimler
(Ayrıca bakınız:Kişisel tanrı, Arap mitolojisi, meal)
Kur'anda da kullanılan isimlerin bir kısmı yabancı kökenli olmakla birlikte yöresel söyleyiş ve yeni anlamsal yüklemelerle Araplaştırılmış (Muarreb) isimlerden oluşur; Allah, Rahman, Halik, Malik, Hakem, Hannan, Sultan, Kebir, Fatır, Fettah, Rab, Hadi, Tevvab, Musavvir, Kuddüs vb.[6] İthal sözcüklerden oluşan isimlere tercümelerde verilen farklı ve yer yer zorlama anlamlar ile, bazı isimler de insani sıfatlardan arındırmalar (tenzih) ve tanrı aşkı içeren mistik ögeler ilave edilirler. Ahad, Samed, Rahman, Hannan, Mennan birincilere, ikinci gruba da mütekebbir, mümin, tevvab, şekur, celil gibi isimler örnek gösterilebilir. Mümin, ismi fail olduğu ve güvenen, inanan anlamına geldiği halde ismi mef'ul olarak güvenilen anlamı verilir. Aynı durum tevbekar anlamına gelen Tevvab, çok şükreden anlamına gelen Şekur için de geçerlidir.
Bu isimlerden bazıları insansı özellikler taşır: Müntakim (intikam alan), Mütekebbir (kibirlenen), Sabur (sabırlı), Celil (Öfkeli) vb.
İslamda Allah için kullanılan Ahad, Samed, Aziz, Rahman, Malik, Vedud gibi isimler İslam öncesinde Ortadoğu veya komşularında tapınılan Anat, Şamaş, Aziz, Rahman, Molek, Wedd gibi tanrı isimleri ile benzeşir.[7] Allah ve put isimleri arasında göze çarpan bu ilişkiye dillerin evrimini inceleyen antropolojik araştırmaların aksine olarak İslami teorisyenlerce put isimlerinin Allah'ın isimlerinden türetildiği şeklinde açıklamalar getirilir.[8] Muazzez İlmiye Çığ put isimlerinin Allah'ın isimlerinden sayılmasının tek tanrıcılığa giden yolda gerçekleştirilen değişimlerden birisi olduğunu kaydeder. O’na göre çok tanrıcı olan Sümerler daha sonra bu tanrıların isimlerini Marduk üzerinde toplarlar ve Marduk’un 50 kadar ismi olur. İlmiye çığ aynı eğilimin Allah’ın isimleri konusunda da yaşandığını söyler ve bir araştırmacının Ahad ve Samed isimlerinin Allah’a atfedilmesi konusundaki analizini aktarır.[9]
Allah'ın isimleri
No | Okunuşu | Arapça yazılış | Kelimenin anlamı veya açıklaması |
---|---|---|---|
1 | Allah | الله | El-ilah kelimesinin zamanla kaynaşmasından türediği düşünülmektedir. |
2 | Rahmân | الرحمن | Araplaştırılan bir kelimedir.[10] "Acıyan, merhamet eden, şefkat gösteren, ihsan eden." |
3 | Rahîm | الرحيم | "Koruyan, acıyan, merhamet eden." |
4 | Adil | العدل | "Türeli, adil, insaflı, aşırı gitmeyen, her şeyi yerli yerince yapan" |
5 | Afüv | العفو | "Bağışlayıcı, affedici, cezalandırmaktan vazgeçen anlamına gelmektedir" |
6 | Âhir | الآخر | "Son, en son olan, sonuncu" |
7 | Alîm | العليم | "Bilgin, çok bilen, bilgisi sonsuz, farkında olan, ilim sahibi." |
8 | Aliyy | العلي | "Ulu, yüce, üstün olan. Alî, yüksek, büyük ve yüce olan" |
9 | Azîm | العظيم | "Büyük, büyüklük sahibi, sınırsız ve kayıtsız büyüklük, pek azametli." |
10 | Azîz | العزيز | "Eren, aziz, izzetli, onurlu." Aziz kelimesinden ayrıca Arapça dil kalıpları kullanılarak Azze, Azize, Muiz, muazzez gibi kelimeler türetilmiştir. |
11 | Bâis | الباعث | "Gönderen, ölüleri dirilten." |
12 | Bâkî | الباقي | "Bengi, varlığının sonu gelmeyen, süreklilik sâhibi, sonsuza kadar kalan. Varlığının zamansal sonu gelmeyen, ebedî." |
13 | Bâri | البارئ | "Yaratan demektir." |
14 | Basîr | البصير | "Gören, her şeyi eksiksiz gören." |
15 | Bâsit | الباسط | "Gönençleten, ferahlatan, bolluk veren, açan, genişleten demektir." |
16 | Bâtın | الباطن | "Gizli, varlığı (zâtı) gizli olan, görünmeyen" |
17 | Bedî | البديع | "Örneksiz, emsalsiz yaratan demektir." |
18 | Berr | البَرّ | "İyi olan." |
19 | Câmi | الجامع | "Toplayıcı, toparlayan, toplayan demektir." |
20 | Cebbâr | الجبّار | "Yavuz, acımasız, çokça güç kullanan, cebir yoluyla yapan." |
21 | Celîl | الجليل | "Öfkeli, ulu." |
22 | Dâr | الضار | "Tutan, sahip" |
23 | Evvel | الأوّل | "İlk, varlığı ilk olan. " |
24 | Fettâh | الفتّاح | "Alan, fetheden." |
25 | Gaffâr | الغفّار | "Örten, günahları bağışlayan, çokça örten. " |
26 | Gafûr | الغفور | "Bağışlayıcı, affeden, mağfireti çok olan." |
27 | Ganî | الغني | "Varsıl, zengin ya da çok zengin." |
28 | Habîr | الخبير | "Salıklı, haberli olan, her şeyin iç yüzünden, gizli tarafından haberdâr olan." |
29 | Hâdî | الهادي | "Kılavuz, hidâyet verici, hidâyete kavuşturan." |
30 | Hâfıd | الخافض | "Oğul, yukarıdan aşağıya indiren, alçaltan, dereceleri düşüren demektir." |
31 | Hafîz | الحفيظ | "Koruyucu" |
32 | Hakem | الحكم | "Yargıcı, hakem, hükmeden." |
33 | Hakîm | الحكيم | "Egemen, işleri hikmetli, hikmet sâhibi. " |
34 | Hakk | الحقّ | "Gerçek." |
35 | Hâlik | الخالق | "Yaratıcı, yoktan vâr eden." |
36 | Halîm | الحليم | "Sunlu, (yumuşak huylu) yumuşak davranan, hilmi çok olan demektir." |
37 | Hamîd | الحميد | "Övülen, iyi huylu." |
38 | Hasîb | الحسيب | "Değerli, hesap gören. Aynı zamanda hesap gören, muhasebeci ve sayman anlamına gelmektedir. Hasîb olarak Allah yeter.” (Ahzâb33/, 39)." |
39 | Hayy | الحيّ | "Diri, hayat sâhibi." |
40 | Kābid | القابض | "Sıkan, daraltan, darlık veren anlamına gelir." |
41 | Kādir | القادر | "Güçlü, kudret sâhibi, istediğini yapmaya muktedir, gücü yeten demektir." |
42 | Kahhâr | القهّار | "Üzen, kahreden, kahredici, yok edici. " |
43 | Kaviyy | القويّ | "Güçlü,kuvvetli, kudretli, güçlü ve sınırsız kuvvet sâhibi." |
44 | Kayyûm | القيّوم | "Değişmeyen, ayakta tutan." |
45 | Kebîr | الكبير | "Büyük." |
46 | Kerîm | الكريم | "Selek, cömert, çok ikrâm edici, kerem sahibi." |
47 | Kuddüs | القدّوس | "Kutsal, pür, saf" |
48 | Latîf | اللطيف | "Güzel, ince hoş, nüfuz edici, saydam, güzel, yumuşak, gizli, derin, lütufkâr gibi anlamlara gelir." |
49 | Mâcid | الماجد | "Onurlu, ulu ve cömert, şânı yüce anlamlarını taşımaktadır. Kadri ve şânı büyük, kerem ve müsâmahası bol demektir." |
50 | Mâlik-ül Mülk | مالك الملك | "Mal sahibi." |
51 | Mâni | المانع | "Engelleyici. Mâni, bâzı şeylerin meydana gelmesine müsâde etmeyen, engelleyen demektir." |
52 | Mecîd | المجيد | "Ünlü, tanınan" |
53 | Melik | الملك | "Han, Kağan" |
54 | Metîn | المتين | "Sağlam, metânetli, güçlü." |
55 | Mu'ahhir | المؤخّر | "Erteleyen, geride bırakan. " |
56 | Mucîb | المجيب | "Gerektiren. Duaya karşılık veren, (el-Bakara, 2/186) kabul eden, icâbet eden demektir." |
57 | Muğnî | المغني | "Varsıllaştıran, zenginleştiren, zengin kılan." |
58 | Muhsî | المحسي | "Sayan, sayıp döken" |
59 | Muhyî | المحيي | "Dirilten, canlandıran." |
60 | Muîd | المعيد | "Döndüren. İade eden." |
61 | Muiz | المعز | "Ermiş, eren. Aziz kelimesinden türetilen Muiz, izzet ve azizlik veren anlamlarına gelir. (Ayrıntılı bilgi için bkn.Aziz)" |
62 | Mukaddim | المقدّم | "Sunan, sunucu, öne geçiren. Mukaddim, öne alan." |
63 | Mukît | المقيت | "Besleyen, rızıkları yaratan, bilen, tâyin eden, her yaratılmışın rızkını veren demektir." |
64 | Muksit | المقسط | "Doğru, tasarruflu. Muksit, "Bütün işlerini dengeli yapan" anlamına gelir." |
65 | Muktedir | المقتدر | "Erkli, güç yetiren, kuvvet sahibi demektir." |
66 | Musavvir | المصور | "Tasarlayan, şekillendiren." |
67 | Mübdî' | المبدىء | "Varlıklandıran. Mübdî, hiç yoktan ortaya koyan, vâreden, yaratandır. " |
68 | Müheymin | المهيْمن | "Denetleyici, kontrol eden" |
69 | Mü'min | المؤمن | "İnanan, güvenen. İsim Allah'a izafe edildiğinde (ismi mef'ul) güven veren, güvenilen şeklinde anlamlandırılır." |
70 | Mümît | المميت | "Öldüren, can alan. Mümît, öldüren, ölümü her canlıya tâkdir edip bunu uygulayan, yaratıkların ölümünü yaratan, öldüren demektir." |
71 | Müntakim | المنتقم | "Öççü, intikamcı. Ancak din bilginlerince intikam alma Allah'a yakıştırılamadığı için "günahkârlara adaletiyle müstahak oldukları cezayı veren" şeklinde açıklamalarla ismin antropomorfik çağrışımı yok edilir." |
72 | Müteâli | المتعالِ | "Yüceltilen." |
73 | Mütekebbir | المتكبّر | Büyüklenen, kibirli. Arapça K.B.R kökünden mütefa'il vezninde türetilen bir kelimedir. Kibirlenen, büyüklenen, gururlu anlamlarına gelir. Aynı kökten türetilen kibir, müstekbir vb. yergi ifade etmekte olup,[11] Tanrı için kullanıldığında ululuk sahibi, her şeyde ve her hadisede büyüklüğünü gösteren anlamları verilir. İsim ayrıca antropomorfik çağrışımlar açısından dikkat çekicidir.""Bütün ihtişamın sahibi, Büyük ve büyüklenen."[12] Mütekebbir, “zatının ve sıfatlarının mahiyeti bilinemeyecek kadar ulu” anlamına gelir.[11] |
74 | Müzil | المذل | "Yok eden, zillete düşüren, hor ve hakir eden." |
75 | Nâfi | النافع | "Yararlandıran." |
76 | Nûr | النور | Sümercedir, Arapçalaştırılmıştır.
"Işık" |
77 | Râfi | الرافع | "Yükselten." |
78 | Rakîb | الرقيب | "Gözetleyici, kontrol ve gözetim altında bulunduran." |
79 | Ra'ûf | الرؤوف | "Esirgeyen, şefkat ve merhamet gösteren. " |
80 | Reşîd | الرشيد | "Ergin. " |
81 | Rezzâk | الرزّاق | "Azıklandıran." |
82 | Sabûr | الصبور | "Dayançlı, sabırlı." |
83 | Samed | الصمد | "Kendine yeten, her şey kendisine muhtaç olan, kendisi ise hiçbir şeye muhtaç olmayan. Geleneksel meâl çalışmalarında Samed kelimesine birebir tercüme şeklinde anlam verilmez ve "kendisi hiçbir şeye muhtaç olmayan, ama her şey ona muhtaç olan; tüm canlıların ihtiyaçlarını gideren ve her türlü istekte doğrudan kendisine başvurulan" şeklinde açıklamalarda bulunulur." |
84 | Şehid | الشهيد | "Tanık, şahit, gören " |
85 | Şükür | الشكور | "Teşekkür edici" |
86 | Selām | السلام | "'Esenlik. Selām, İslam sözcüğüyle aynı semantik kökten türer. Her çeşit âfet ve kaderlerden emin olan demektir. Selām ismiyle Allah, her türlü eminliğin, sâlimliğin aslı olup, ayıptan, kusurdan ve her çeşit eksikliklerden uzak olan yüce yaratıcı olduğunu kullarına belli etmiştir. Selam kelimesi aslında barış demektir. İbranicede karşılığı Şalomdur. Selim, Süleyman (Solomon) isimleri bu kökten türemiştir." |
87 | Semî | السميع | "İşiten." |
88 | Tevvâb | التوّاب | "Dönme, dönücü, çokça tövbe eden, pişmanlık duyan. Allah için kullanıldığında tövbeleri kabul eden şeklinde tercüme edilir." |
89 | Vâcid | الواجد | "Vareden, icâd eden." |
90 | Vâhid | الواحد | "Tek." |
91 | Vâlî | الوالي | "Yöneten, idâre eden." |
92 | Vâris | الوارث | "Kalıtçı, vâris, mülkü devralan. " |
93 | Vâsi | الواسع | "Genişleten, genişlik veren. " |
94 | Vedûd | الودود | "Sevilen. Hud:90 ve Buruc:14 ayetlerinde kullanılmış bir kelimedir." |
95 | Vehhâb | الوهّاب | "Armağancı, karşılıksız bolca veren, hîbe eden." |
96 | Vekîl | الوكيل | "Saylav, vekalet eden." |
97 | Velî | الولي | "Ege, veli, dost." |
98 | Zâhir | الظاهر | "Görünen, âşikâr olan." |
99 | Zülcelâl-i vel-İkrâm | ذو الجلال والإكرام | "Ulu ve saygın. Zülcelâl-i vel-İkrâm hem azamet, hem de fazl-u kerem sâhibi demektir." |
Ayrıca bakınız
Kaynakça
- ^ "Arşivlenmiş kopya". 2 Aralık 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Ağustos 2020.
- ^ "Arşivlenmiş kopya". 18 Şubat 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Şubat 2014.
- ^ Karagöz, İsmail (2007). ESMA-İ HÜSNA (PDF). Ankara: Diyanet İşleri Bakanlığı Yayınları. s. 534. 4 Mart 2016 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Ekim 2016.
- ^ Müslim, Zikr, 5 ,II, 2063
- ^ "Arşivlenmiş kopya" (PDF). 4 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 20 Ekim 2016.
- ^ THE FOREIGN VOCABULARY OF THE QURAN By ARTHUB JEFFEBY, Ph. D. Professor of Semitic Languages School of Oriental Studies Cairo 1938
- ^ "Arşivlenmiş kopya". 11 Mart 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ağustos 2013.
- ^ https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/52463 [ölü/kırık bağlantı]
- ^ "Arşivlenmiş kopya" (PDF). 5 Mayıs 2012 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ağustos 2013.
- ^ https://archive.org/details/foreignvocabular030753mbp/page/n157/mode/2up?q=rahman
- ^ a b "TDV İslam Ansiklopedisi, Bekir Topaloğlu". 21 Ekim 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Ekim 2016.
- ^ http://www.konevider.org/docs/esma-i-husna.pdf 4 Mart 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Akademik çalışma Dr Ramazan SÖNMEZ N.Erbakan Ün.Yabancı Diller Yük.Ok.Öğr.Gör.
- ^ https://kurul.diyanet.gov.tr/SoruSor/DiniKavramlarSozlugu.aspx#.VFPQTTSsWSo 15 Mart 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Diyanet gov.tr Dini kavramlar sözlüğü
Dış bağlantılar
- Esmaül hüsna 17 Ekim 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.