Allah'ın isimleri: Revizyonlar arasındaki fark

Vikipedi, özgür ansiklopedi
[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Styyx (mesaj | katkılar)
Değişiklik özeti yok
YosefHan7 (mesaj | katkılar)
Düzenlendi
Etiketler: Mobil değişiklik Mobil ağ değişikliği Gelişmiş mobil değişikliği
42. satır: 42. satır:
! Kelimenin anlamı veya açıklaması
! Kelimenin anlamı veya açıklaması
|-
|-
|1|| Allah || '''الله''' || El-ilah kelimesinin zamanla kaynaşmasından türediği düşünülmektedir."
|1|| Allah || '''الله''' || El-ilah kelimesinin zamanla kaynaşmasından türediği düşünülmektedir.
|-
|-
|2|| Rahmân || '''الرحمن''' || Araplaştırılan bir kelimedir.<ref>https://archive.org/details/foreignvocabular030753mbp/page/n157/mode/2up?q=rahman</ref> "Merhamet eden, şefkat gösteren, ihsan eden."
|2|| Rahmân || '''الرحمن''' || Araplaştırılan bir kelimedir.<ref>https://archive.org/details/foreignvocabular030753mbp/page/n157/mode/2up?q=rahman</ref> "'''Acıyan''', merhamet eden, şefkat gösteren, ihsan eden."
|-
|-
|3|| Rahîm || '''الرحيم''' || "Acıyan, merhamet eden."
|3|| Rahîm || '''الرحيم''' || "'''Koruyan''', acıyan, merhamet eden."
|-
|-
|4|| Adil || '''العدل''' || "Adil, insaflı, aşırı gitmeyen, her şeyi yerli yerince yapan"
|4|| Adil || '''العدل''' || "'''Türeli''', adil, insaflı, aşırı gitmeyen, her şeyi yerli yerince yapan"
|-
|-
|5 ||Afüv || '''العفو''' || "Affedici, cezalandırmaktan vazgeçen anlamına gelmektedir"
|5 ||Afüv || '''العفو''' || "'''Bağışlayıcı''', affedici, cezalandırmaktan vazgeçen anlamına gelmektedir"
|-
|-
|6 ||Âhir || '''الآخر''' || "En son olan, sonuncu"
|6 ||Âhir || '''الآخر''' || "'''Son''', en son olan, sonuncu"
|-
|-
|7||Alîm || '''العليم''' || "Çok bilen, bilgisi sonsuz, farkında olan, ilim sahibi."
|7||Alîm || '''العليم''' || "'''Bilgin''', çok bilen, bilgisi sonsuz, farkında olan, ilim sahibi."
|-
|-
|8||Aliyy || '''العلي''' || "Ulu, yüce, üstün olan. Alî, yüksek, büyük ve yüce olan"
|8||Aliyy || '''العلي''' || "'''Ulu''', yüce, üstün olan. Alî, yüksek, büyük ve yüce olan"
|-
|-
|9||Azîm || '''العظيم''' || "Büyüklük sahibi, sınırsız ve kayıtsız büyüklük, pek azametli."
|9||Azîm || '''العظيم''' || "'''Büyük''', büyüklük sahibi, sınırsız ve kayıtsız büyüklük, pek azametli."
|-
|-
|10||Azîz || '''العزيز''' || "Aziz, izzetli, onurlu." Aziz kelimesinden ayrıca Arapça dil kalıpları kullanılarak Azze, [[Azize]], [[Muiz]], muazzez gibi kelimeler türetilmiştir.
|10||Azîz || '''العزيز''' || "'''Eren''', aziz, izzetli, onurlu." Aziz kelimesinden ayrıca Arapça dil kalıpları kullanılarak Azze, [[Azize]], [[Muiz]], muazzez gibi kelimeler türetilmiştir.
|-
|-
|11||Bâis || '''الباعث''' || "Ölüleri dirilten."
|11||Bâis || '''الباعث''' || "'''Gönderen''', ölüleri dirilten."
|-
|-
|12||Bâkî || '''الباقي''' || "Varlığının sonu gelmeyen, süreklilik sâhibi, sonsuza kadar kalan. Varlığının zamansal sonu gelmeyen, ebedî."
|12||Bâkî || '''الباقي''' || "'''Bengi''', varlığının sonu gelmeyen, süreklilik sâhibi, sonsuza kadar kalan. Varlığının zamansal sonu gelmeyen, ebedî."
|-
|-
|13|| Bâri || '''البارئ''' || "Yaratan demektir."
|13|| Bâri || '''البارئ''' || "'''Yaratan''' demektir."
|-
|-
|14|| Basîr || '''البصير''' || "Gören, her şeyi eksiksiz gören."
|14|| Basîr || '''البصير''' || "'''Gören''', her şeyi eksiksiz gören."
|-
|-
|15|| Bâsit || '''الباسط''' || "Ferahlatan, bolluk veren, açan, genişleten demektir."
|15|| Bâsit || '''الباسط''' || "'''Gönençleten''', ferahlatan, bolluk veren, açan, genişleten demektir."
|-
|-
|16|| Bâtın || '''الباطن''' || "Varlığı (zâtı) gizli olan, görünmeyen"
|16|| Bâtın || '''الباطن''' || "'''Gizli''', varlığı (zâtı) gizli olan, görünmeyen"
|-
|-
|17||Bedî || '''البديع''' || "Örneksiz, emsalsiz yaratan demektir."
|17||Bedî || '''البديع''' || "'''Örneksiz''', emsalsiz yaratan demektir."
|-
|-
|18||Berr || '''البَرّ''' || "İyi olan."
|18||Berr || '''البَرّ''' || "'''İyi''' olan."
|-
|-
|19||Câmi || '''الجامع''' || "Toparlayan, toplayan demektir."
|19||Câmi || '''الجامع''' || "'''Toplayıcı''', toparlayan, toplayan demektir."
|-
|-
|20||Cebbâr || '''الجبّار''' || "Çokça güç kullanan, cebir yoluyla yapan."
|20||Cebbâr || '''الجبّار''' || "'''Yavuz''', '''acımasız''', çokça güç kullanan, cebir yoluyla yapan."
|-
|-
|21||Celîl || '''الجليل''' || "Celalet ve celadet (Kudret ve öfke) sahibi."
|21||Celîl || '''الجليل''' || "'''Öfkeli''', ulu."
|-
|-
|22||Dâr || '''الضار''' || "Zarar veren. Elem ve hüsrana uğratan."
|22||Dâr || '''الضار''' || "'''Tutan''', sahip"
|-
|-
|23||Evvel || '''الأوّل''' || "Varlığı ilk olan. "
|23||Evvel || '''الأوّل''' || "'''İlk''', varlığı ilk olan. "
|-
|-
|24||Fettâh || '''الفتّاح''' || "Açan, genişlik verici, darlıktan kurtaran."
|24||Fettâh || '''الفتّاح''' || "'''Alan''', fetheden."
|-
|-
|25||Gaffâr || '''الغفّار''' || "Günahları bağışlayan, çokça örten. "
|25||Gaffâr || '''الغفّار''' || "'''Örten''', günahları bağışlayan, çokça örten. "
|-
|-
|26||Gafûr || '''الغفور''' || "Gafûr, bağışlayan, affeden, mağfireti çok olan."
|26||Gafûr || '''الغفور''' || "'''Bağışlayıcı''', affeden, mağfireti çok olan."
|-
|-
|27||Ganî || '''الغني''' || "Zengin ya da çok zengin."
|27||Ganî || '''الغني''' || "'''Varsıl''', zengin ya da çok zengin."
|-
|-
|28||Habîr || '''الخبير''' || "Haberdâr olan, her şeyin iç yüzünden, gizli tarafından haberdâr olan."
|28||Habîr || '''الخبير''' || "'''Salıklı''', haberli olan, her şeyin iç yüzünden, gizli tarafından haberdâr olan."
|-
|-
|29||Hâdî || '''الهادي''' || "Hidâyet verici, hidâyete kavuşturan."
|29||Hâdî || '''الهادي''' || "'''Kılavuz''', hidâyet verici, hidâyete kavuşturan."
|-
|-
|30||Hâfıd || '''الخافض''' || "Yukarıdan aşağıya indiren, alçaltan, dereceleri düşüren demektir."
|30||Hâfıd || '''الخافض''' || "'''Oğul''', yukarıdan aşağıya indiren, alçaltan, dereceleri düşüren demektir."
|-
|-
|31||Hafîz || '''الحفيظ''' || "Koruyucu ve muhafaza edici olan.."
|31||Hafîz || '''الحفيظ''' || "'''Koruyucu'''"
|-
|-
|32||Hakem || '''الحكم''' || "Hakem, hükmeden."
|32||Hakem || '''الحكم''' || "'''Yargıcı''', hakem, hükmeden."
|-
|-
|33||Hakîm || '''الحكيم''' || "İşleri hikmetli, hikmet sâhibi. "
|33||Hakîm || '''الحكيم''' || "'''Egemen''', işleri hikmetli, hikmet sâhibi. "
|-
|-
|34||Hakk || '''الحقّ''' || "Varlığı gerçek."
|34||Hakk || '''الحقّ''' || "'''Gerçek'''."
|-
|-
|35||Hâlik || '''الخالق''' || "Yaratıcı. Hâlik, Allah'ın yoktan vâr eder yaratıcılığına işâret eden sıfat. "
|35||Hâlik || '''الخالق''' || "'''Yaratıcı''', yoktan vâr eden."
|-
|-
|36||Halîm || '''الحليم''' || " Yumuşak davranan, hilmi çok olan demektir."
|36||Halîm || '''الحليم''' || "'''Sunlu''', (yumuşak huylu) yumuşak davranan, hilmi çok olan demektir."
|-
|-
|37||Hamîd || '''الحميد''' || "İyi huylu."
|37||Hamîd || '''الحميد''' || "'''Övülen''', iyi huylu."
|-
|-
|38||Hasîb || '''الحسيب''' || "Hesap gören. Aynı zamanda hesap gören, muhasebeci ve sayman anlamına gelmektedir. Hasîb olarak Allah yeter.” (Ahzâb33/, 39)."
|38||Hasîb || '''الحسيب''' || "'''Değerli''', hesap gören. Aynı zamanda hesap gören, muhasebeci ve sayman anlamına gelmektedir. Hasîb olarak Allah yeter.” (Ahzâb33/, 39)."
|-
|-
|39||Hayy || '''الحيّ''' || "Diri ve canlı anlamında bir kelimedir. Hayat sâhibi."
|39||Hayy || '''الحيّ''' || "'''Diri''', hayat sâhibi."
|-
|-
|40||Kābid || '''القابض''' || "Sıkan, daraltan, darlık veren anlamına gelir."
|40||Kābid || '''القابض''' || "'''Sıkan''', daraltan, darlık veren anlamına gelir."
|-
|-
|41||Kādir || '''القادر''' || "Kudretli, kudret sâhibi, istediğini yapmaya muktedir, gücü yeten demektir."
|41||Kādir || '''القادر''' || "'''Güçlü''', kudret sâhibi, istediğini yapmaya muktedir, gücü yeten demektir."
|-
|-
|42||Kahhâr || '''القهّار''' || "Kahreden, kahredici, yok edici. "
|42||Kahhâr || '''القهّار''' || "'''Üzen''', kahreden, kahredici, yok edici. "
|-
|-
|43||Kaviyy || '''القويّ''' || "Kuvvetli. Kavî, kudretli, güçlü ve sınırsız kuvvet sâhibi."
|43||Kaviyy || '''القويّ''' || "'''Güçlü''',kuvvetli, kudretli, güçlü ve sınırsız kuvvet sâhibi."
|-
|-
|44||Kayyûm || '''القيّوم''' || "Ayakta tutan."
|44||Kayyûm || '''القيّوم''' || "'''Değişmeyen''', ayakta tutan."
|-
|-
|45||Kebîr || '''الكبير''' || "Büyük."
|45||Kebîr || '''الكبير''' || "'''Büyük'''."
|-
|-
|46||Kerîm || '''الكريم''' || "Cömert, çok ikrâm edici, kerem sahibi."
|46||Kerîm || '''الكريم''' || "'''Selek''', cömert, çok ikrâm edici, kerem sahibi."
|-
|-
|47||Kuddüs || '''القدّوس''' || "Kutsal olan, pür, saf"
|47||Kuddüs || '''القدّوس''' || "'''Kutsal''', pür, saf"
|-
|-
|48||Latîf || '''اللطيف''' || "Kelime latif, ince hoş, nüfuz edici, saydam, güzel, yumuşak, gizli, derin, lütufkâr gibi anlamlara gelir."
|48||Latîf || '''اللطيف''' || "'''Güzel''', ince hoş, nüfuz edici, saydam, güzel, yumuşak, gizli, derin, lütufkâr gibi anlamlara gelir."
|-
|-
|49||Mâcid || '''الماجد''' || "Şânlı. Mâcid, ulu ve cömert, şânı yüce anlamlarını taşımaktadır. Kadri ve şânı büyük, kerem ve müsâmahası bol demektir."
|49||Mâcid || '''الماجد''' || "'''Onurlu''', ulu ve cömert, şânı yüce anlamlarını taşımaktadır. Kadri ve şânı büyük, kerem ve müsâmahası bol demektir."
|-
|-
|50||Mâlik-ül Mülk || '''مالك الملك''' || "Mülkün sâhibi."
|50||Mâlik-ül Mülk || '''مالك الملك''' || "'''Mal sahibi'''."
|-
|-
|51||Mâni || '''المانع''' || "Engel olan. Mâni, bâzı şeylerin meydana gelmesine müsâde etmeyen, engelleyen demektir."
|51||Mâni || '''المانع''' || "'''Engelleyici'''. Mâni, bâzı şeylerin meydana gelmesine müsâde etmeyen, engelleyen demektir."
|-
|-
|52||Mecîd || '''المجيد''' || "Şan, şeref sahibi."
|52||Mecîd || '''المجيد''' || "'''Ünlü''', tanınan"
|-
|-
|53||Melik || '''الملك''' || "Hükümdar, kral"
|53||Melik || '''الملك''' || "'''Han''', Kağan"
|-
|-
|54||Metîn || '''المتين''' || "Sağlam, metânetli, güçlü."
|54||Metîn || '''المتين''' || "'''Sağlam''', metânetli, güçlü."
|-
|-
|55||Mu'ahhir || '''المؤخّر''' || "Geride bırakan, erteleyen."
|55||Mu'ahhir || '''المؤخّر''' || "'''Erteleyen''', geride bırakan. "
|-
|-
|56||Mucîb || '''المجيب''' || "İcâbet eden. Duaya karşılık veren, (el-Bakara, 2/186) kabul eden, icâbet eden demektir."
|56||Mucîb || '''المجيب''' || "'''Gerektiren'''. Duaya karşılık veren, (el-Bakara, 2/186) kabul eden, icâbet eden demektir."
|-
|-
|57||Muğnî || '''المغني''' || "Zenginleştiren, zengin kılan."
|57||Muğnî || '''المغني''' || "'''Varsıllaştıran''', zenginleştiren, zengin kılan."
|-
|-
|58||Muhsî || '''المحسي''' || "Sayan, sayıp döken"
|58||Muhsî || '''المحسي''' || "'''Sayan''', sayıp döken"
|-
|-
|59||Muhyî || '''المحيي''' || "Canlandıran, dirilten."
|59||Muhyî || '''المحيي''' || "'''Dirilten''', canlandıran."
|-
|-
|60||Muîd || '''المعيد''' || "Döndüren. İade eden."
|60||Muîd || '''المعيد''' || "'''Döndüren'''. İade eden."
|-
|-
|61||Muiz || '''المعز''' || "İzzet veren. Aziz kelimesinden türetilen Muiz, izzet ve azizlik veren anlamlarına gelir. (Ayrıntılı bilgi için bkn.[[Aziz]])"
|61||Muiz || '''المعز''' || "'''Ermiş''', eren. Aziz kelimesinden türetilen Muiz, izzet ve azizlik veren anlamlarına gelir. (Ayrıntılı bilgi için bkn.[[Aziz]])"
|-
|-
|62||Mukaddim || '''المقدّم''' || "Öne geçiren. Mukaddim, öne alan."
|62||Mukaddim || '''المقدّم''' || "'''Sunan''', sunucu, öne geçiren. Mukaddim, öne alan."
|-
|-
|63||Mukît || '''المقيت''' || "Besleyen, rızıkları yaratan, bilen, tâyin eden, her yaratılmışın rızkını veren demektir."
|63||Mukît || '''المقيت''' || "'''Besleyen''', rızıkları yaratan, bilen, tâyin eden, her yaratılmışın rızkını veren demektir."
|-
|-
|64||Muksit || '''المقسط''' || "Dürüst veya tasarruflu. Muksit, "Bütün işlerini dengeli yapan" anlamına gelir."
|64||Muksit || '''المقسط''' || "'''Doğru''', tasarruflu. Muksit, "Bütün işlerini dengeli yapan" anlamına gelir."
|-
|-
|65||Muktedir || '''المقتدر''' || "Muktedir, gücü yeten, kuvvet sahibi demektir."
|65||Muktedir || '''المقتدر''' || "'''Erkli''', güç yetiren, kuvvet sahibi demektir."
|-
|-
|66||Musavvir || '''المصور''' || "Tasarımlayan, şekillendiren."
|66||Musavvir || '''المصور''' || "'''Tasarlayan''', şekillendiren."
|-
|-
|67||Mübdî' || '''المبدىء''' || "Varlık veren. Mübdî, hiç yoktan ortaya koyan, vâreden, yaratandır. "
|67||Mübdî' || '''المبدىء''' || "'''Varlıklandıran'''. Mübdî, hiç yoktan ortaya koyan, vâreden, yaratandır. "
|-
|-
|68||Müheymin || '''المهيْمن''' || "Belirleyici, kontrol eden"
|68||Müheymin || '''المهيْمن''' || "'''Denetleyici''', kontrol eden"
|-
|-
|69||Mü'min || '''المؤمن''' || "İnanan, güvenen. İsim Allah'a izafe edildiğinde (ismi mef'ul) güven veren, güvenilen şeklinde anlamlandırılır."
|69||Mü'min || '''المؤمن''' || "'''İnanan''', güvenen. İsim Allah'a izafe edildiğinde (ismi mef'ul) güven veren, güvenilen şeklinde anlamlandırılır."
|-
|-
|70||Mümît || '''المميت''' || "Öldüren, can alan. Mümît, öldüren, ölümü her canlıya tâkdir edip bunu uygulayan, yaratıkların ölümünü yaratan, öldüren demektir."
|70||Mümît || '''المميت''' || "'''Öldüren''', can alan. Mümît, öldüren, ölümü her canlıya tâkdir edip bunu uygulayan, yaratıkların ölümünü yaratan, öldüren demektir."
|-
|-
|71||Müntakim || '''المنتقم''' || "İntikam alan. Ancak [[Kelam|din bilginlerince]] intikam alma Allah'a yakıştırılamadığı için "günahkârlara adaletiyle müstahak oldukları cezayı veren" şeklinde açıklamalarla ismin [[Antropomorfizm|antropomorfik]] çağrışımı yok edilir."
|71||Müntakim || '''المنتقم''' || "'''Öççü''', intikamcı. Ancak [[Kelam|din bilginlerince]] intikam alma Allah'a yakıştırılamadığı için "günahkârlara adaletiyle müstahak oldukları cezayı veren" şeklinde açıklamalarla ismin [[Antropomorfizm|antropomorfik]] çağrışımı yok edilir."
|-
|-
|72||Müteâli || '''المتعالِ''' || "Yüceltilen."
|72||Müteâli || '''المتعالِ''' || "'''Yüceltilen'''."
|-
|-
|73||Mütekebbir || '''المتكبّر''' || Arapça K.B.R kökünden mütefa'il vezninde türetilen bir kelimedir. Kibirlenen, büyüklenen, gururlu anlamlarına gelir. Aynı kökten türetilen kibir, müstekbir vb. yergi ifade etmekte olup,<ref name="mütekebbir" /> Tanrı için kullanıldığında ululuk sahibi, her şeyde ve her hadisede büyüklüğünü gösteren anlamları verilir. İsim ayrıca [[Antropomorfizm|antropomorfik]] çağrışımlar açısından dikkat çekicidir.""Bütün ihtişamın sahibi, Büyük ve büyüklenen."<ref>http://www.konevider.org/docs/esma-i-husna.pdf {{Webarşiv|url=https://web.archive.org/web/20160304201519/http://www.konevider.org/docs/esma-i-husna.pdf |tarih=4 Mart 2016 }} Akademik çalışma Dr Ramazan SÖNMEZ N.Erbakan Ün.Yabancı Diller Yük.Ok.Öğr.Gör.</ref> Mütekebbir, “zatının ve sıfatlarının mahiyeti bilinemeyecek kadar ulu” anlamına gelir.<ref name="mütekebbir">{{Web kaynağı |url=http://www.islamansiklopedisi.info/dia/ayrmetin.php?idno=320189 |başlık=TDV İslam Ansiklopedisi, Bekir Topaloğlu |erişimtarihi=20 Ekim 2016 |arşivurl=https://web.archive.org/web/20161021063707/http://www.islamansiklopedisi.info/dia/ayrmetin.php?idno=320189 |arşivtarihi=21 Ekim 2016 |ölüurl=evet }}</ref>
|73||Mütekebbir || '''المتكبّر''' || '''Büyüklenen''', kibirli. Arapça K.B.R kökünden mütefa'il vezninde türetilen bir kelimedir. Kibirlenen, büyüklenen, gururlu anlamlarına gelir. Aynı kökten türetilen kibir, müstekbir vb. yergi ifade etmekte olup,<ref name="mütekebbir" /> Tanrı için kullanıldığında ululuk sahibi, her şeyde ve her hadisede büyüklüğünü gösteren anlamları verilir. İsim ayrıca [[Antropomorfizm|antropomorfik]] çağrışımlar açısından dikkat çekicidir.""Bütün ihtişamın sahibi, Büyük ve büyüklenen."<ref>http://www.konevider.org/docs/esma-i-husna.pdf {{Webarşiv|url=https://web.archive.org/web/20160304201519/http://www.konevider.org/docs/esma-i-husna.pdf |tarih=4 Mart 2016 }} Akademik çalışma Dr Ramazan SÖNMEZ N.Erbakan Ün.Yabancı Diller Yük.Ok.Öğr.Gör.</ref> Mütekebbir, “zatının ve sıfatlarının mahiyeti bilinemeyecek kadar ulu” anlamına gelir.<ref name="mütekebbir">{{Web kaynağı |url=http://www.islamansiklopedisi.info/dia/ayrmetin.php?idno=320189 |başlık=TDV İslam Ansiklopedisi, Bekir Topaloğlu |erişimtarihi=20 Ekim 2016 |arşivurl=https://web.archive.org/web/20161021063707/http://www.islamansiklopedisi.info/dia/ayrmetin.php?idno=320189 |arşivtarihi=21 Ekim 2016 |ölüurl=evet }}</ref>
|-
|-
|74||Müzil || '''المذل''' || "Zillete düşüren, hor ve hakir eden."
|74||Müzil || '''المذل''' || "'''Yok eden''', zillete düşüren, hor ve hakir eden."
|-
|-
|75||Nâfi || '''النافع''' || "Faydalandıran."
|75||Nâfi || '''النافع''' || "'''Yararlandıran'''."
|-
|-
|76||Nûr || '''النور''' || "Nûr, rûhânî ışık. "
|76||Nûr || '''النور''' || Sümercedir, Arapçalaştırılmıştır.
"'''Işık'''"
|-
|-
|77||Râfi || '''الرافع''' || "Yücelten, yükselten."
|77||Râfi || '''الرافع''' || "'''Yükselten'''."
|-
|-
|78||Rakîb || '''الرقيب''' || "Kontrol ve gözetim altında bulunduran."
|78||Rakîb || '''الرقيب''' || "'''Gözetleyici''', kontrol ve gözetim altında bulunduran."
|-
|-
|79||Ra'ûf || '''الرؤوف''' || "Esirgeyen, şefkat ve merhamet gösteren. "
|79||Ra'ûf || '''الرؤوف''' || "'''Esirgeyen''', şefkat ve merhamet gösteren. "
|-
|-
|80||Reşîd || '''الرشيد''' || "Doğru yola eriştiren."
|80||Reşîd || '''الرشيد''' || "'''Ergin'''. "
|-
|-
|81||Rezzâk || '''الرزّاق''' || "Rızıklandıran."
|81||Rezzâk || '''الرزّاق''' || "'''Azıklandıran'''."
|-
|-
|82||Sabûr || '''الصبور''' || "Sabırlı olan."
|82||Sabûr || '''الصبور''' || "'''Dayançlı''', sabırlı."
|-
|-
|83||Samed || '''الصمد''' || "Her şey kendisine muhtaç olan, kendisi ise hiçbir şeye muhtaç olmayan. Geleneksel [[meâl]] çalışmalarında ''Samed'' [[kelime]]sine birebir [[tercüme]] şeklinde anlam verilmez ve "kendisi hiçbir şeye muhtaç olmayan, ama her şey ona muhtaç olan; tüm [[canlılar]]ın ihtiyaçlarını gideren ve her türlü istekte doğrudan kendisine başvurulan" şeklinde açıklamalarda bulunulur."
|83||Samed || '''الصمد''' || "'''Kendine yeten''', her şey kendisine muhtaç olan, kendisi ise hiçbir şeye muhtaç olmayan. Geleneksel [[meâl]] çalışmalarında ''Samed'' [[kelime]]sine birebir [[tercüme]] şeklinde anlam verilmez ve "kendisi hiçbir şeye muhtaç olmayan, ama her şey ona muhtaç olan; tüm [[canlılar]]ın ihtiyaçlarını gideren ve her türlü istekte doğrudan kendisine başvurulan" şeklinde açıklamalarda bulunulur."
|-
|-
|84||Şehîd || '''الشهيد''' || "Şâhit, gören "
|84||Şehid || '''الشهيد''' || "'''Tanık''', şahit, gören "
|-
|-
|85||Şekûr || '''الشكور''' || "Çokça teşekkür eden"
|85||Şükür || '''الشكور''' || "'''Teşekkür edici'''"
|-
|-
|86||Selām || '''السلام''' || "Esenlik kaynağı. [[:wikt:selam|Selām]], [[İslam]] sözcüğüyle aynı [[semantik]] kökten türer. Her çeşit âfet ve kaderlerden emin olan demektir. Selām ismiyle Allah, her türlü eminliğin, sâlimliğin aslı olup, [[:wikt:ayıp|ayıp]]tan, [[:wikt:kusur|kusur]]dan ve her çeşit eksikliklerden uzak olan yüce [[:wikt:yaratıcı|yaratıcı]] olduğunu kullarına belli etmiştir. Selam kelimesi aslında barış demektir. [[İbranice]]de karşılığı ''Şalom'''dur. Selim, Süleyman (Solomon) isimleri bu kökten türemiştir."
|86||Selām || '''السلام''' || "'''Esenlik'''. [[:wikt:selam|Selām]], [[İslam]] sözcüğüyle aynı [[semantik]] kökten türer. Her çeşit âfet ve kaderlerden emin olan demektir. Selām ismiyle Allah, her türlü eminliğin, sâlimliğin aslı olup, [[:wikt:ayıp|ayıp]]tan, [[:wikt:kusur|kusur]]dan ve her çeşit eksikliklerden uzak olan yüce [[:wikt:yaratıcı|yaratıcı]] olduğunu kullarına belli etmiştir. Selam kelimesi aslında barış demektir. [[İbranice]]de karşılığı ''Şalom'''dur. Selim, Süleyman (Solomon) isimleri bu kökten türemiştir."
|-
|-
|87||Semî || '''السميع''' || "İşiten."
|87||Semî || '''السميع''' || "'''İşiten'''."
|-
|-
|88||Tevvâb || '''التوّاب''' || "Çokça tevbe eden, pişmanlık duyan. Allah için kullanıldığında tevbeleri kabul eden şeklinde tercüme edilir."
|88||Tevvâb || '''التوّاب''' || "'''Dönme''', dönücü, çokça tövbe eden, pişmanlık duyan. Allah için kullanıldığında tövbeleri kabul eden şeklinde tercüme edilir."
|-
|-
|89||Vâcid || '''الواجد''' || "Vâreden, icâd eden."
|89||Vâcid || '''الواجد''' || "'''Vareden''', icâd eden."
|-
|-
|90||Vâhid || '''الواحد''' || "Tek."
|90||Vâhid || '''الواحد''' || "'''Tek'''."
|-
|-
|91||Vâlî || '''الوالي''' || "Yöneten, idâre eden."
|91||Vâlî || '''الوالي''' || "'''Yöneten''', idâre eden."
|-
|-
|92||Vâris || '''الوارث''' || "Vâris, mülkü devralan. "
|92||Vâris || '''الوارث''' || "'''Kalıtçı''', vâris, mülkü devralan. "
|-
|-
|93||Vâsi || '''الواسع''' || "Genişleten, genişlik veren. "
|93||Vâsi || '''الواسع''' || "'''Genişleten''', genişlik veren. "
|-
|-
|94||Vedûd || '''الودود''' || "Sevilen, veya sevecen. Hûd:90 ve Buruc:14 ayetlerinde kullanılmış bir kelimedir."
|94||Vedûd || '''الودود''' || "'''Sevilen.''' Hud:90 ve Buruc:14 ayetlerinde kullanılmış bir kelimedir."
|-
|-
|95||Vehhâb || '''الوهّاب''' || "Karşılıksız bolca veren, hîbe eden."
|95||Vehhâb || '''الوهّاب''' || "'''Armağancı''', karşılıksız bolca veren, hîbe eden."
|-
|-
|96||Vekîl || '''الوكيل''' || "Vekalet eden."
|96||Vekîl || '''الوكيل''' || "'''Saylav''', vekalet eden."
|-
|-
|97||Velî || '''الولي''' || "Veli, dost."
|97||Velî || '''الولي''' || "'''Ege''', veli, dost."
|-
|-
|98||Zâhir || '''الظاهر''' || "Görünen, âşikâr olan."
|98||Zâhir || '''الظاهر''' || "'''Görünen''', âşikâr olan."
|-
|-
|99|| Zülcelâl-i vel-İkrâm || '''ذو الجلال والإكرام''' || "Şanlı ve İkrâmlı. Zülcelâl-i vel-İkrâm hem azamet, hem de fazl-u kerem sâhibi demektir."
|99|| Zülcelâl-i vel-İkrâm || '''ذو الجلال والإكرام''' || "'''Ulu ve saygın'''. Zülcelâl-i vel-İkrâm hem azamet, hem de fazl-u kerem sâhibi demektir."
|}<ref>https://kurul.diyanet.gov.tr/SoruSor/DiniKavramlarSozlugu.aspx#.VFPQTTSsWSo {{Webarşiv|url=https://web.archive.org/web/20150315024846/https://kurul.diyanet.gov.tr/SoruSor/DiniKavramlarSozlugu.aspx#.VFPQTTSsWSo |tarih=15 Mart 2015 }} Diyanet gov.tr Dini kavramlar sözlüğü</ref>
|}<ref>https://kurul.diyanet.gov.tr/SoruSor/DiniKavramlarSozlugu.aspx#.VFPQTTSsWSo {{Webarşiv|url=https://web.archive.org/web/20150315024846/https://kurul.diyanet.gov.tr/SoruSor/DiniKavramlarSozlugu.aspx#.VFPQTTSsWSo |tarih=15 Mart 2015 }} Diyanet gov.tr Dini kavramlar sözlüğü</ref>



Sayfanın 08.38, 2 Haziran 2021 tarihindeki hâli

Allah’ın isimleri ya da Allah'ın 99 ismi (Arapça:اَلأَسْماَءُ الْحُسْنَى, El Esmâ ül Hüsnâ / En Güzel İsimler), İslam toplumunda, Kur’an ve hadislerde Allah’a izâfe edilen fiil veya sıfatlardan türetilmiş veya doğrudan Allah'ı ifade amacıyla kullanılmış olan isimlerdir.

İnanış

İslam mistisizminde belirli sayıda tekrar edilerek şifacılıkta,[1] seyr-i sülukta, duaların kabulü, nazar ve büyü bozma tedavilerinde kullanılır. Kuran'da rakam olarak yer almaz. İslam toplumunda Allah’ın isimleri bu 99 isimden ibaret değildir. Bunların dışında Şafi, Kafi, Hannan, Mennan,[2] Hüda, mehterde Hazret-i Yezdan, Yunus Emre şiirlerinde Çalab gibi isimler de Allah’ için kullanılırlar.

Allah
Yaratıcının özel ismi kabul edilir ve diğer isimler O'na izafe edilir. "Allah gafurdur, rahimdir" denildiğinde bu isim-sıfatların fiilleri de O'na isnat edilerek "Allah rahmet etti" veya etsin şeklinde kullanılır.[3]

Kaynaklarda

Kur'anda değişik ayetlerde bu deyim kullanılır;

"En güzel isimler Allah’ındır. O’na o güzel isimleriyle dua edin ve O’nun isimleri hakkında gerçeği çarpıtanları bırakın." (Âraf-180)

"De ki: ister Allah diye çağırın, ister Rahman diye çağırın. Hangisiyle çağırırsanız çağırın, nihayet en güzel isimler O’nundur." (İsra-110)

"Allah, kendisinden başka hiçbir ilâh bulunmayandır. En güzel isimler O’nundur." (Taha-8)

"O, yaratan, yoktan var eden, şekil veren Allah’tır. Güzel isimler O’nundur. Göklerdeki ve yerdeki her şey O’nu tesbih eder. O, güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir." (Haşr-24)

Hadislerde:

"Allah'ın 99 ismi vardır. Yüzden bir eksik. Kim bunları sayarsa cennete girer. O tektir, teki sever" [4]

99 ismin metne ravi tarafından eklendiği, yani hadisin müdrec olduğu ifade edilmiştir. İbn-i Mace'nin de 99 isimden oluşan listesi bulunur ve bu iki ravinin listeleri birbirinden farklıdır. Her iki ravinin farklı isimlerinin toplamı 125 rakamını vermektedir.[5] Esma-ül Hüsna ile ilgili yazılan eserlerin hemen hepsinde Tirmizi'nin rivayeti esas alınmış ve Müslümanlar arasında meşhur olmuştur.

Tercüme edilmesi, etimoloji ve mitolojik etkileşimler

(Ayrıca bakınız:Kişisel tanrı, Arap mitolojisi, meal)

Kur'anda da kullanılan isimlerin bir kısmı yabancı kökenli olmakla birlikte yöresel söyleyiş ve yeni anlamsal yüklemelerle Araplaştırılmış (Muarreb) isimlerden oluşur; Allah, Rahman, Halik, Malik, Hakem, Hannan, Sultan, Kebir, Fatır, Fettah, Rab, Hadi, Tevvab, Musavvir, Kuddüs vb.[6] İthal sözcüklerden oluşan isimlere tercümelerde verilen farklı ve yer yer zorlama anlamlar ile, bazı isimler de insani sıfatlardan arındırmalar (tenzih) ve tanrı aşkı içeren mistik ögeler ilave edilirler. Ahad, Samed, Rahman, Hannan, Mennan birincilere, ikinci gruba da mütekebbir, mümin, tevvab, şekur, celil gibi isimler örnek gösterilebilir. Mümin, ismi fail olduğu ve güvenen, inanan anlamına geldiği halde ismi mef'ul olarak güvenilen anlamı verilir. Aynı durum tevbekar anlamına gelen Tevvab, çok şükreden anlamına gelen Şekur için de geçerlidir.

Bu isimlerden bazıları insansı özellikler taşır: Müntakim (intikam alan), Mütekebbir (kibirlenen), Sabur (sabırlı), Celil (Öfkeli) vb.

İslamda Allah için kullanılan Ahad, Samed, Aziz, Rahman, Malik, Vedud gibi isimler İslam öncesinde Ortadoğu veya komşularında tapınılan Anat, Şamaş, Aziz, Rahman, Molek, Wedd gibi tanrı isimleri ile benzeşir.[7] Allah ve put isimleri arasında göze çarpan bu ilişkiye dillerin evrimini inceleyen antropolojik araştırmaların aksine olarak İslami teorisyenlerce put isimlerinin Allah'ın isimlerinden türetildiği şeklinde açıklamalar getirilir.[8] Muazzez İlmiye Çığ put isimlerinin Allah'ın isimlerinden sayılmasının tek tanrıcılığa giden yolda gerçekleştirilen değişimlerden birisi olduğunu kaydeder. O’na göre çok tanrıcı olan Sümerler daha sonra bu tanrıların isimlerini Marduk üzerinde toplarlar ve Marduk’un 50 kadar ismi olur. İlmiye çığ aynı eğilimin Allah’ın isimleri konusunda da yaşandığını söyler ve bir araştırmacının Ahad ve Samed isimlerinin Allah’a atfedilmesi konusundaki analizini aktarır.[9]

Allah'ın isimleri

No Okunuşu Arapça yazılış Kelimenin anlamı veya açıklaması
1 Allah الله El-ilah kelimesinin zamanla kaynaşmasından türediği düşünülmektedir.
2 Rahmân الرحمن Araplaştırılan bir kelimedir.[10] "Acıyan, merhamet eden, şefkat gösteren, ihsan eden."
3 Rahîm الرحيم "Koruyan, acıyan, merhamet eden."
4 Adil العدل "Türeli, adil, insaflı, aşırı gitmeyen, her şeyi yerli yerince yapan"
5 Afüv العفو "Bağışlayıcı, affedici, cezalandırmaktan vazgeçen anlamına gelmektedir"
6 Âhir الآخر "Son, en son olan, sonuncu"
7 Alîm العليم "Bilgin, çok bilen, bilgisi sonsuz, farkında olan, ilim sahibi."
8 Aliyy العلي "Ulu, yüce, üstün olan. Alî, yüksek, büyük ve yüce olan"
9 Azîm العظيم "Büyük, büyüklük sahibi, sınırsız ve kayıtsız büyüklük, pek azametli."
10 Azîz العزيز "Eren, aziz, izzetli, onurlu." Aziz kelimesinden ayrıca Arapça dil kalıpları kullanılarak Azze, Azize, Muiz, muazzez gibi kelimeler türetilmiştir.
11 Bâis الباعث "Gönderen, ölüleri dirilten."
12 Bâkî الباقي "Bengi, varlığının sonu gelmeyen, süreklilik sâhibi, sonsuza kadar kalan. Varlığının zamansal sonu gelmeyen, ebedî."
13 Bâri البارئ "Yaratan demektir."
14 Basîr البصير "Gören, her şeyi eksiksiz gören."
15 Bâsit الباسط "Gönençleten, ferahlatan, bolluk veren, açan, genişleten demektir."
16 Bâtın الباطن "Gizli, varlığı (zâtı) gizli olan, görünmeyen"
17 Bedî البديع "Örneksiz, emsalsiz yaratan demektir."
18 Berr البَرّ "İyi olan."
19 Câmi الجامع "Toplayıcı, toparlayan, toplayan demektir."
20 Cebbâr الجبّار "Yavuz, acımasız, çokça güç kullanan, cebir yoluyla yapan."
21 Celîl الجليل "Öfkeli, ulu."
22 Dâr الضار "Tutan, sahip"
23 Evvel الأوّل "İlk, varlığı ilk olan. "
24 Fettâh الفتّاح "Alan, fetheden."
25 Gaffâr الغفّار "Örten, günahları bağışlayan, çokça örten. "
26 Gafûr الغفور "Bağışlayıcı, affeden, mağfireti çok olan."
27 Ganî الغني "Varsıl, zengin ya da çok zengin."
28 Habîr الخبير "Salıklı, haberli olan, her şeyin iç yüzünden, gizli tarafından haberdâr olan."
29 Hâdî الهادي "Kılavuz, hidâyet verici, hidâyete kavuşturan."
30 Hâfıd الخافض "Oğul, yukarıdan aşağıya indiren, alçaltan, dereceleri düşüren demektir."
31 Hafîz الحفيظ "Koruyucu"
32 Hakem الحكم "Yargıcı, hakem, hükmeden."
33 Hakîm الحكيم "Egemen, işleri hikmetli, hikmet sâhibi. "
34 Hakk الحقّ "Gerçek."
35 Hâlik الخالق "Yaratıcı, yoktan vâr eden."
36 Halîm الحليم "Sunlu, (yumuşak huylu) yumuşak davranan, hilmi çok olan demektir."
37 Hamîd الحميد "Övülen, iyi huylu."
38 Hasîb الحسيب "Değerli, hesap gören. Aynı zamanda hesap gören, muhasebeci ve sayman anlamına gelmektedir. Hasîb olarak Allah yeter.” (Ahzâb33/, 39)."
39 Hayy الحيّ "Diri, hayat sâhibi."
40 Kābid القابض "Sıkan, daraltan, darlık veren anlamına gelir."
41 Kādir القادر "Güçlü, kudret sâhibi, istediğini yapmaya muktedir, gücü yeten demektir."
42 Kahhâr القهّار "Üzen, kahreden, kahredici, yok edici. "
43 Kaviyy القويّ "Güçlü,kuvvetli, kudretli, güçlü ve sınırsız kuvvet sâhibi."
44 Kayyûm القيّوم "Değişmeyen, ayakta tutan."
45 Kebîr الكبير "Büyük."
46 Kerîm الكريم "Selek, cömert, çok ikrâm edici, kerem sahibi."
47 Kuddüs القدّوس "Kutsal, pür, saf"
48 Latîf اللطيف "Güzel, ince hoş, nüfuz edici, saydam, güzel, yumuşak, gizli, derin, lütufkâr gibi anlamlara gelir."
49 Mâcid الماجد "Onurlu, ulu ve cömert, şânı yüce anlamlarını taşımaktadır. Kadri ve şânı büyük, kerem ve müsâmahası bol demektir."
50 Mâlik-ül Mülk مالك الملك "Mal sahibi."
51 Mâni المانع "Engelleyici. Mâni, bâzı şeylerin meydana gelmesine müsâde etmeyen, engelleyen demektir."
52 Mecîd المجيد "Ünlü, tanınan"
53 Melik الملك "Han, Kağan"
54 Metîn المتين "Sağlam, metânetli, güçlü."
55 Mu'ahhir المؤخّر "Erteleyen, geride bırakan. "
56 Mucîb المجيب "Gerektiren. Duaya karşılık veren, (el-Bakara, 2/186) kabul eden, icâbet eden demektir."
57 Muğnî المغني "Varsıllaştıran, zenginleştiren, zengin kılan."
58 Muhsî المحسي "Sayan, sayıp döken"
59 Muhyî المحيي "Dirilten, canlandıran."
60 Muîd المعيد "Döndüren. İade eden."
61 Muiz المعز "Ermiş, eren. Aziz kelimesinden türetilen Muiz, izzet ve azizlik veren anlamlarına gelir. (Ayrıntılı bilgi için bkn.Aziz)"
62 Mukaddim المقدّم "Sunan, sunucu, öne geçiren. Mukaddim, öne alan."
63 Mukît المقيت "Besleyen, rızıkları yaratan, bilen, tâyin eden, her yaratılmışın rızkını veren demektir."
64 Muksit المقسط "Doğru, tasarruflu. Muksit, "Bütün işlerini dengeli yapan" anlamına gelir."
65 Muktedir المقتدر "Erkli, güç yetiren, kuvvet sahibi demektir."
66 Musavvir المصور "Tasarlayan, şekillendiren."
67 Mübdî' المبدىء "Varlıklandıran. Mübdî, hiç yoktan ortaya koyan, vâreden, yaratandır. "
68 Müheymin المهيْمن "Denetleyici, kontrol eden"
69 Mü'min المؤمن "İnanan, güvenen. İsim Allah'a izafe edildiğinde (ismi mef'ul) güven veren, güvenilen şeklinde anlamlandırılır."
70 Mümît المميت "Öldüren, can alan. Mümît, öldüren, ölümü her canlıya tâkdir edip bunu uygulayan, yaratıkların ölümünü yaratan, öldüren demektir."
71 Müntakim المنتقم "Öççü, intikamcı. Ancak din bilginlerince intikam alma Allah'a yakıştırılamadığı için "günahkârlara adaletiyle müstahak oldukları cezayı veren" şeklinde açıklamalarla ismin antropomorfik çağrışımı yok edilir."
72 Müteâli المتعالِ "Yüceltilen."
73 Mütekebbir المتكبّر Büyüklenen, kibirli. Arapça K.B.R kökünden mütefa'il vezninde türetilen bir kelimedir. Kibirlenen, büyüklenen, gururlu anlamlarına gelir. Aynı kökten türetilen kibir, müstekbir vb. yergi ifade etmekte olup,[11] Tanrı için kullanıldığında ululuk sahibi, her şeyde ve her hadisede büyüklüğünü gösteren anlamları verilir. İsim ayrıca antropomorfik çağrışımlar açısından dikkat çekicidir.""Bütün ihtişamın sahibi, Büyük ve büyüklenen."[12] Mütekebbir, “zatının ve sıfatlarının mahiyeti bilinemeyecek kadar ulu” anlamına gelir.[11]
74 Müzil المذل "Yok eden, zillete düşüren, hor ve hakir eden."
75 Nâfi النافع "Yararlandıran."
76 Nûr النور Sümercedir, Arapçalaştırılmıştır.

"Işık"

77 Râfi الرافع "Yükselten."
78 Rakîb الرقيب "Gözetleyici, kontrol ve gözetim altında bulunduran."
79 Ra'ûf الرؤوف "Esirgeyen, şefkat ve merhamet gösteren. "
80 Reşîd الرشيد "Ergin. "
81 Rezzâk الرزّاق "Azıklandıran."
82 Sabûr الصبور "Dayançlı, sabırlı."
83 Samed الصمد "Kendine yeten, her şey kendisine muhtaç olan, kendisi ise hiçbir şeye muhtaç olmayan. Geleneksel meâl çalışmalarında Samed kelimesine birebir tercüme şeklinde anlam verilmez ve "kendisi hiçbir şeye muhtaç olmayan, ama her şey ona muhtaç olan; tüm canlıların ihtiyaçlarını gideren ve her türlü istekte doğrudan kendisine başvurulan" şeklinde açıklamalarda bulunulur."
84 Şehid الشهيد "Tanık, şahit, gören "
85 Şükür الشكور "Teşekkür edici"
86 Selām السلام "'Esenlik. Selām, İslam sözcüğüyle aynı semantik kökten türer. Her çeşit âfet ve kaderlerden emin olan demektir. Selām ismiyle Allah, her türlü eminliğin, sâlimliğin aslı olup, ayıptan, kusurdan ve her çeşit eksikliklerden uzak olan yüce yaratıcı olduğunu kullarına belli etmiştir. Selam kelimesi aslında barış demektir. İbranicede karşılığı Şalomdur. Selim, Süleyman (Solomon) isimleri bu kökten türemiştir."
87 Semî السميع "İşiten."
88 Tevvâb التوّاب "Dönme, dönücü, çokça tövbe eden, pişmanlık duyan. Allah için kullanıldığında tövbeleri kabul eden şeklinde tercüme edilir."
89 Vâcid الواجد "Vareden, icâd eden."
90 Vâhid الواحد "Tek."
91 Vâlî الوالي "Yöneten, idâre eden."
92 Vâris الوارث "Kalıtçı, vâris, mülkü devralan. "
93 Vâsi الواسع "Genişleten, genişlik veren. "
94 Vedûd الودود "Sevilen. Hud:90 ve Buruc:14 ayetlerinde kullanılmış bir kelimedir."
95 Vehhâb الوهّاب "Armağancı, karşılıksız bolca veren, hîbe eden."
96 Vekîl الوكيل "Saylav, vekalet eden."
97 Velî الولي "Ege, veli, dost."
98 Zâhir الظاهر "Görünen, âşikâr olan."
99 Zülcelâl-i vel-İkrâm ذو الجلال والإكرام "Ulu ve saygın. Zülcelâl-i vel-İkrâm hem azamet, hem de fazl-u kerem sâhibi demektir."

[13]

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ "Arşivlenmiş kopya". 2 Aralık 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Ağustos 2020. 
  2. ^ "Arşivlenmiş kopya". 18 Şubat 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Şubat 2014. 
  3. ^ Karagöz, İsmail (2007). ESMA-İ HÜSNA (PDF). Ankara: Diyanet İşleri Bakanlığı Yayınları. s. 534. 4 Mart 2016 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Ekim 2016. 
  4. ^ Müslim, Zikr, 5 ,II, 2063
  5. ^ "Arşivlenmiş kopya" (PDF). 4 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 20 Ekim 2016. 
  6. ^ THE FOREIGN VOCABULARY OF THE QURAN By ARTHUB JEFFEBY, Ph. D. Professor of Semitic Languages School of Oriental Studies Cairo 1938
  7. ^ "Arşivlenmiş kopya". 11 Mart 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ağustos 2013. 
  8. ^ https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/52463 [ölü/kırık bağlantı]
  9. ^ "Arşivlenmiş kopya" (PDF). 5 Mayıs 2012 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ağustos 2013. 
  10. ^ https://archive.org/details/foreignvocabular030753mbp/page/n157/mode/2up?q=rahman
  11. ^ a b "TDV İslam Ansiklopedisi, Bekir Topaloğlu". 21 Ekim 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Ekim 2016. 
  12. ^ http://www.konevider.org/docs/esma-i-husna.pdf 4 Mart 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Akademik çalışma Dr Ramazan SÖNMEZ N.Erbakan Ün.Yabancı Diller Yük.Ok.Öğr.Gör.
  13. ^ https://kurul.diyanet.gov.tr/SoruSor/DiniKavramlarSozlugu.aspx#.VFPQTTSsWSo 15 Mart 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Diyanet gov.tr Dini kavramlar sözlüğü

Dış bağlantılar