Vaka-i Vakvakiye: Revizyonlar arasındaki fark

Vikipedi, özgür ansiklopedi
[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmemiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Hiroşi (mesaj | katkılar)
Gerekçe:
Değişiklik özeti yok
26. satır: 26. satır:
}}
}}


'''Vaka-i Vakvakiye''' ya da '''Çınar Vakası''', [[Osmanlı Devleti]]'nde [[17. yüzyıl]]da çıkan askeri bir ayaklanmadır.
'''Vaka-i Vakvakiye''' ya da '''Çınar Vakası''', [[Osmanlı Devleti]]'nde 18. yüzyılda çıkan askeri bir ayaklanmadır.


Bu ayaklanma sonunda, isyancılar tarafından ölüme mahkûm edilen kişiler Atmeydanı'nda bulunan büyük bir çınar ağacının dallarına asılmış oldukları için bu ayaklanmaya ''Çınar Vakası'' denmiştir. Ayrıca, üzerine cesetler asılmış bu ağacın İslam inancında adı geçen, Cehennem'de bulunan ve meyveleri insan kafası olan Vakvak ağacına benzetilmesi sebebiyle ''Vaka-i Vakvakiye'' olarak da adlandırılmıştır.
Bu ayaklanma sonunda, isyancılar tarafından ölüme mahkûm edilen kişiler Atmeydanı'nda bulunan büyük bir çınar ağacının dallarına asılmış oldukları için bu ayaklanmaya ''Çınar Vakası'' denmiştir. Ayrıca, üzerine cesetler asılmış bu ağacın İslam inancında adı geçen, Cehennem'de bulunan ve meyveleri insan kafası olan Vakvak ağacına benzetilmesi sebebiyle ''Vaka-i Vakvakiye'' olarak da adlandırılmılştır.


Büyük Valide Kösem Sultan ve ocak ağalarının öldürülmesi ile sonuçlanan ayaklanmanın neticesinde iktidar, içoğlanları ve onlarla işbirliği yapan bazı kişilerin eline geçmiştir. Bunlar daha önceki ayaklanmalardan ders almayarak, devlet işlerine karışmak, hazineden gereksiz harcamalar yapmak, yetkilerini kötüye kullanarak kendilerini resmi görevlerinden üstün saymakta idiler. Bu arada Girit Savaşı'nın sürmesi ve başarı elde edilememesi hükumet otoritesini sarsmıştı. Paranın değer kaybetmesi iktidarı ellerine geçiren içağaları ve yardımcılarına karşı düşmanlığı arttırmıştır. Görevliler her aksayan işin sorumluluğunu bunlara yüklemekte idiler. Bu sebeple İstanbul'da halk ayaklanmaya hazır bulunuyordu. Bu ayaklanmaya önderlik edecek olanlar arasında Kaptan-ı Derya Zurnazen Mustafa Paşa ile bostancıbaşı Hasan Ağa bulunuyordu. Bu sırada Girit'ten dönen yeniçerilerin aylıklarının ödenmemesi üzerine Ağa Kapısı'na başvurduklarında Kulkethüdası tarafından tahkir edilmeleri ve sadrazam Süleyman Paşa'nın ödeneklerinin düşük akçe olarak dağıtılması hoşnutsuzluğu arttırmıştır
Büyük Valide Kösem Sultan ve ocak ağalarının öldürülmesi ile sonuçlanan ayaklanmanın neticesinde iktidar, içoğlanları ve onlarla işbirliği yapan bazı kişilerin eline geçmiştir. Bunlar daha önceki ayaklanmalardan ders almayarak, devlet işlerine karışmak, hazineden gereksiz harcamalar yapmak, yetkilerini kötüye kullanarak kendilerini resmi görevlerinden üstün saymakta idiler. Bu arada Girit Savaşı'nın sürmesi ve başarı elde edilememesi hükumet otoritesini sarsmıştı. Paranın değer kaybetmesi iktidarı ellerine geçiren içağaları ve yardımcılarına karşı düşmanlığı arttırmıştır. Görevliler her aksayan işin sorumluluğunu bunlara yüklemekte idiler. Bu sebeple İstanbul'da halk ayaklanmaya hazır bulunuyordu. Bu ayaklanmaya önderlik edecek olanlar arasında Kaptan-ı Derya Zurnazen Mustafa Paşa ile bostancıbaşı Hasan Ağa bulunuyordu. Bu sırada Girit'ten dönen yeniçerilerin aylıklarının ödenmemesi üzerine Ağa Kapısı'na başvurduklarında Kulkethüdası tarafından tahkir edilmeleri ve sadrazam Süleyman Paşa'nın ödeneklerinin düşük akçe olarak dağıtılması hoşnutsuzluğu arttırmıştır

Sayfanın 13.43, 13 Ocak 2016 tarihindeki hâli

Vaka-i Vakvakiye
Tarih1656
Bölge
Sonuç İsyancıların istediği oldu. İsyancıların asılmasını istediği kişileri IV. Mehmed isyancılara teslim etti.
Taraflar
Osmanlı Devleti Yeniçeriler


Vaka-i Vakvakiye ya da Çınar Vakası, Osmanlı Devleti'nde 18. yüzyılda çıkan askeri bir ayaklanmadır.

Bu ayaklanma sonunda, isyancılar tarafından ölüme mahkûm edilen kişiler Atmeydanı'nda bulunan büyük bir çınar ağacının dallarına asılmış oldukları için bu ayaklanmaya Çınar Vakası denmiştir. Ayrıca, üzerine cesetler asılmış bu ağacın İslam inancında adı geçen, Cehennem'de bulunan ve meyveleri insan kafası olan Vakvak ağacına benzetilmesi sebebiyle Vaka-i Vakvakiye olarak da adlandırılmılştır.

Büyük Valide Kösem Sultan ve ocak ağalarının öldürülmesi ile sonuçlanan ayaklanmanın neticesinde iktidar, içoğlanları ve onlarla işbirliği yapan bazı kişilerin eline geçmiştir. Bunlar daha önceki ayaklanmalardan ders almayarak, devlet işlerine karışmak, hazineden gereksiz harcamalar yapmak, yetkilerini kötüye kullanarak kendilerini resmi görevlerinden üstün saymakta idiler. Bu arada Girit Savaşı'nın sürmesi ve başarı elde edilememesi hükumet otoritesini sarsmıştı. Paranın değer kaybetmesi iktidarı ellerine geçiren içağaları ve yardımcılarına karşı düşmanlığı arttırmıştır. Görevliler her aksayan işin sorumluluğunu bunlara yüklemekte idiler. Bu sebeple İstanbul'da halk ayaklanmaya hazır bulunuyordu. Bu ayaklanmaya önderlik edecek olanlar arasında Kaptan-ı Derya Zurnazen Mustafa Paşa ile bostancıbaşı Hasan Ağa bulunuyordu. Bu sırada Girit'ten dönen yeniçerilerin aylıklarının ödenmemesi üzerine Ağa Kapısı'na başvurduklarında Kulkethüdası tarafından tahkir edilmeleri ve sadrazam Süleyman Paşa'nın ödeneklerinin düşük akçe olarak dağıtılması hoşnutsuzluğu arttırmıştır

Ayaklanmanın gelişimi ve sonuçları

29 Şubat 1656 günü Hasan Ağa, Şamlı Mehmed Ağa ile Galata voyvodalarından Karakuş Mehmed Ağa, maaşlarını alamayan sipahiler ve maaşlarını aldıklarında hırpalanmış olan yeniçerileri ayaklandırdılar. Olay üzerine toplanan ayak divanında Mihter Hasan Ağa söz alarak, henüz genç yaştaki IV. Mehmed'e kendisine karşı olmadıklarını bildiren bir duadan sonra isteklerini anlatarak idamlarını talep ettikleri kişilerin adları yazılı bir defteri padişaha verdi. Padişah listede olanların canlarının bağışlanmasını istediyse de ayaklananlar direndiler. Bunun üzerine bostancıbaşı istenilen kişileri öldürerek cesetlerini ayaklananlara teslim etti. Bu cesetler Atmeydanı'na götürülerek orada bulunan çınar ağacına asıldı.