Samsun (muhrip)

Vikipedi, özgür ansiklopedi
(Samsun Muhribi sayfasından yönlendirildi)

Tarihçe
Osmanlı Deniz Kuvvetleri bayrağıOsmanlı İmparatorluğu
Adı Samsun
Adının geldiği yer/kişi Samsun
Sipariş 1906
İnşa eden SA Chantiers et Ateliers de la Gironde, Bordeaux
Kızağa konuluşu Haziran 1906
Denize indirilişi 1907
Görevlendirme 3 Eylül 1907, İstanbul
Hizmetten çıkışı Ekim 1918
Tarihçe
Türk Deniz Kuvvetleri bayrağıTürkiye
Adı Samsun
Hizmet 1924
Hizmet dışı 1932
Akıbet 1949'da Gölcük'te söküldü
Genel karakteristik
Sınıf ve tipi Samsun sınıfı
Deplasman 284 t
Uzunluk 58,2 m LoA, 56,3 m LPP
Genişlik 6,3 m
Su çekimi 2,8 m
İtme gücü 2 adet SACAG üçlü genleşmeli buhar motoru
2 Normand SACAG kazan
5,950 indike beygir gücü
Hız 1907'de 28 knot, 1912'de 20 knot, 1915'te 17 knot
Menzil 60 ton kömür
Kişi kapasitesi 1907: 7 subay, 60 denizci
1915: 74 Türk, 17 Alman
Silah donanımı

Samsun, Osmanlı İmparatorluğu tarafından 1907 yılında Fransa'dan satın alınan dört "Durandal" sınıfı muhripten biridir. Gemi, Trablusgarp Savaşı, Balkan Savaşları ve I. Dünya Savaşı esnasında Osmanlı donanmasında görev yaptı.

Samsun, Trablusgarp Savaşı esnasında Osmanlı filosunun geri kalanı gibi İtalyan deniz gücüyle çatışmaya girmedi. 16 Aralık 1912'de İmroz Deniz Muharebesi'nde yer aldı. Ekim 1914'te Osmanlı İmparatorluğu'nun I. Dünya Savaşı'na girmesine sebep olan Karadeniz Baskını'na katıldı. Savaş boyunca Marmara Denizi'ne giren Müttefik denizaltılarına karşı devriye ve konvoy eskortu, ana filodaki zırhlılara eşlik, İstanbul Boğazı girişinde mayın tarama gibi birçok görevde bulundu. 1918'de enterne edilmiş Rus donanmasını teftiş etti. Cumhuriyet zamanında da donanmada görev yapan muhrip, 1932 yılında hizmet dışı bırakıldı ve 1949 yılında söküldü.

Tasarım[değiştir | kaynağı değiştir]

SA Chantiers et Ateliers de la Gironde tarafından Bordeaux'da inşa edilen Samsun dikler arasında 56,3 metre, tam boyda ise 58,2 metre uzunluğundaydı. 6,3 metre genişliğindeki geminin su çekimi 2,8 metreydi. Gövdesi çelikten yapılmıştı. Geminin deplasmanı 284 tondu. 1907'de inşa edildiği hâliyle 7 subay ve 60 bahriyeliden oluşan mürettebatı, I. Dünya Savaşı esnasında 1915 itibarıyla 74 Türk ve 17 Almandan oluşuyordu.[1]

Gemi gücünü SA Chantiers et Ateliers de la Gironde yapımı iki su borulu kazanın buharla beslediği iki adet dikey üçlü genleşmeli buhar motorundan alıyordu. Motorlar 5.950 indike beygir gücüne sahipti ve gemiyi 1907'de saatte 28 deniz mili hıza ulaştırabiliyordu. Geminin hızı 1912'de 20 deniz mili, 1915'te ise 17 deniz miline düşmüştü. Gemi 60 ton kömür taşıyabiliyordu.[1][2]

Gemi inşa edildiği hâliyle 1 adet 65 mm L/50 seri ateşli Creusot top ve 300 mermi, 6 adet 47 mm L/50 seri ateşli Creusot top ve 1.200 mermi ile 2 adet 450 mm torpido tüpü ve 6 torpido taşıyordu.[1]

Satın alınma ve inşa[değiştir | kaynağı değiştir]

20. yüzyılın başında Osmanlı donanmasının güçlendirilmesi çalışmaları esnasında, 1904'te Alman Krupp'tan çok miktarda top, mühimmat ve malzeme sipariş edilmişti. Osmanlı hükûmeti diplomatik ve finansal denge sağlamak için daha sonraki siparişlerini Fransa'ya vermeyi kararlaştırdı. Bu amaçla donanmanın ihtiyaçlarını karşılamak için Schneider-Creusot'dan dört Sivrihisar sınıfı torpido botu siparişi verdi. Bu küçük siparişin Fransızlar açısından yeterli gelmemesi üzerine 200 tonluk Refahiye sınıfı gambotlar ve 420 tonluk Marmaris sipariş edildi. 1906'daki görüşmeler esnasında Fransızlar, Osmanlı hükûmetini dört muhrip daha satın almaya ikna etti. Muhriplerin siparişi 22 Ocak 1906'da verildi. Fransız Durandal sınıfını temel alan bu muhriplerden Samsun, Yarhisar ve Basra Ateliers de la Gironde; Taşoz ise Scheider et Cie tarafından inşa edildi.[3]

Hizmet geçmişi[değiştir | kaynağı değiştir]

Osmanlı dönemi[değiştir | kaynağı değiştir]

3 Eylül 1907'de Osmanlı donanmasına katılan Samsun, Mayıs 1909'da İstanbul'daki Birleşik Krallık donanma görevinin komutanı Amiral Douglas Gamble'ın reform programının bir parçası olan eğitimlerde yer aldı. Bu eğitimde amiral gemisi Mesudiye, Asar-ı Tevfik ve Mecidiye Büyükada ile Maltepe arasında konumlanmış, Peyk-i Şevket, Berk-i Satvet, Samsun ve Yarhisar ise Prens Adaları arasındaki geçişleri korumaktaydı. Draç, Musul, Kütahya, Alpagot, Hamidiye, Demirhisar ve Sivrihisar torpido botları Sivriada'dan yola çıkarak filoya katıldı ve daha büyük gemilere karşı torpido saldırısı eğitimi yaptı. Birleşik Krallık temsilcileri, tatbikatı Tirimüjgan'dan gözlemledi. Tatbikat her ne kadar gerçekçi savaş şartlarında olmasa da Osmanlı donanmasının yirmi yıldan beri yaptığı ilk donanma tatbikatıydı. Tatbikatın sonunda tüm gemiler Sarayburnu açığında bekleyen saltanat yatı Ertuğrul'un önünden geçiş yaptı.[4]

Trablusgarp Savaşı ve Balkan Savaşları[değiştir | kaynağı değiştir]

Trablusgarp Savaşı'nın başında, 1 Ekim 1911'de Samsun, Osmanlı filosunun geri kalanı ile birlikte Nara Burnu'nda demirliydi. Temmuz ayından itibaren manevra ve eğitimler yapan filo, artan siyasi gerilime rağmen yıllık Beyrut ziyaretini tamamlamıştı. 2 Ekim'de filo İstanbul'a dönerek tamir ve bakıma girdi. Savaş boyunca İtalyan gemileriyle doğrudan çatışmaya girmedi.[5]

Samsun, 16 Aralık 1912'deki İmroz Deniz Muharebesi'nde görev aldı. 2. Muhrip Tümeni'nde yer alan gemi, Akhisar ile beraber zırhlıların önünde perdeleme, gözcü ve keşif görevinde bulundu ancak telsiz ekipmanının yetersizliği yüzünden ana filoyla iletişimini Tirimüjgan aracılığıyla semafor kullanarak sağladı. Gemilerin bir diğer görevi ise Yunan denizaltısı Delfin'i zırhlılardan uzak tutmaktı. Samsun bu muharebede çatışmaya girmedi. Daha sonra gemi, Ocak 1913'te yapılması planlanan Bozcaada çıkartmasında 2. Muhrip Tümeni ile beraber çıkartma gemilerini korumakla görevlendirildi, ancak bu harekât daha sonra iptal edildi. 10 Ocak'ta 2. Muhrip Tümeni, ana filo ile beraber devriyede Yunan gemilerini gözlemledi ve peşlerine düştü; zırhlılardan yapılan atışların ardından filo Çanakkale'ye geri döndü.[6]

I. Dünya Savaşı[değiştir | kaynağı değiştir]

Karadeniz Baskını'nda yer alan gemilerin rotaları[7]

Gemi I. Dünya Savaşı esnasında çeşitli görevlerde bulundu. Osmanlı İmparatorluğu'nun savaşa girmesine neden olan Karadeniz Baskını'nda da yer aldı. Baskın öncesinde Osmanlı filosu Kilyos açıklarında toplandı, ardından gemiler denize açıldı. Samsun, Yavuz muharebe kruvazörü ve Taşoz muhribi ile beraber Sivastopol'a gidecekti.[8] Yavuz, Samsun ve Taşoz önce Amasra'ya gitti, burada muhripler Yavuz'dan kömür aldı. 29 Ekim saat 05.00'te Sivastopol'e yedi mil mesafede muhripler mayın taraması yapmaya başladı, Yavuz ise muhriplerin arkasında seyre geçti. Saat 06.30'dan hemen önce Yavuz, Sivastopol limanını 15 dakika boyunca bombaladı. Ancak saat 04.00'te Odessa'dan gelen ve Türk gemilerinin yaptığı baskını haber veren bir telsiz mesajı sebebiyle Ruslar hazırlıklıydı. Bu süre zarfında Yavuz, ön dretnot Georgi Pobedonksets ve kıyı bataryaları ile karşılıklı ateş hâlindeydi.[9] Yavuz, kıyı bataryalarına sekiz kilometre kadar yaklaştı, kaçınma manevraları yaptığı seyri esnasında bataryaları topa tuttu.[10] Çatışmanın başlamasından on beş dakika sonra, saat 06.45'te ateş keserek uzaklaştı.[10] Yavuz güneydoğu istikametinde gördüğü duman üzerine bölgeye yöneldiğinde üç Rus muhribiyle karşılaştı ve 12 km mesafeden ateş açtı; muhripler Türk gemilerini izlemeye devam etti ancak baş geminin bir mermiyle vurulmasının ardından Rusların saldırısı sona erdi. Bu esnada Sivastopol'e seyreden 700 mayın yüklü Rus mayın gemisi Prut'a rastlayan Yavuz, gemiyi 15 cm'lik toplarıyla batırdı. Prut'un gemiyi terk eden mürettebatından 75 kişi (72 er ve üç subay) Samsun ve Taşoz muhripleri tarafından kurtarıldı.[10] Prut'un gelişi beklendiğinden limanın etrafındaki savunma amaçlı mayın tarlası çalışmıyordu. 20 dakika sonra devreye girdiğinde ise Osmanlılar bölgeden ayrılmıştı.[11] Donanma Komutanlığından Başkomutan Vekâletine 29 Ekim akşamı 22:30'da gönderilen telgrafa göre, tahrip edilen Prut mayın gemisinden esir alınan Rus esir subayların birinden öğrenildiğine göre Rus gemilerinin görevi, Boğaz'dan çıkacak Osmanlı filosunu tahrip etmek için gece Boğaz'ın ağzı önünde mayın dökmekti. Çatışmanın ardından gemiler İstanbul'a döndüler.[12]

28 Mart 1915'te İstanbul Boğazı'na 25 mil mesafeye dek gelen Rus filosundan altı deniz uçağı Anadolufeneri ve Rumelifeneri'ni ve bölgedeki kıyı tahkimatı ile bataryaları bombaladı. Ertesi gün başka bir Rus gücü Zonguldak ve Ereğli'de nakliye gemilerini vurdu. Buna cevap olarak 1 Nisan'da Osmanlı gemileri denize açıldı. 3 Nisan 06.30'da Odessa'nın 15 mil açığında Mecidiye bir mayına çarptı ve battı. bu kaybın ardından filo dönüşe geçti; Rusların bölgeye gelmesi tehlikesine karşı Samsun ve Taşoz önleme görevi için rotaya girdiler ancak teknik sebeplerle hızlarını koruyamadıkları için İstanbul'a dönüşe geçtiler.[13]

Samsun savaş boyunca konvoy eskortu ve denizaltı önleme görevlerinde de bulundu. 2 Haziran 1915'te Tecilli ve Başlangıç adlı iki gemiye eşlik ederken, konvoy Tekirdağ açıklarında Birleşik Krallık'a ait HMS E11 denizaltısı tarafından saldırıya uğradı. Samsun'un nakliye gemilerinden 10 mil kadar uzaklaşmasını bekleyen denizaltının fırlattığı torpido, Tecilli'ye isabet etti; gemi 18 mürettebatıyla beraber battı. E11 denizaltısı Başlangıç'a da saldırdı ancak torpidosu isabet etmedi, Başlangıç mürettebatı gemiyi karaya oturtarak terk etti. Kıyıdan açılan topçu ateşinin ardından E11 bölgeden uzaklaştı.[14] 17 Haziran'da Samsun ve Yarhisar, İstanbul Boğazı yakınlarında HMS E14 denizaltısını tespit edip saldırdılar ancak denizaltı dalarak kaçmayı başardı.[15] 4 Ağustos'ta E14, Tekirdağ yakınlarında Tenedos ve Bandırma gemilerinden oluşan küçük bir konvoya eşlik eden Samsun ile bir kez daha karşı karşıya geldi. Denizaltının fırlattığı torpido Tenedos'un altından geçti ancak isabet etmedi.[16]

Fransız denizaltısı Turquoise, 20 Ekim'de Çanakkale Boğazı'nı gizlice geçerek Marmara Denizi'ne girmişti. Yaşanan arızalar sebebiyle 30 Ekim'de çıkmaya çalışırken tespit edilen denizaltı, kıyı topçusu tarafından vuruldu; mürettebatı tarafından terkedilen denizaltı dört metre derinlikteki suda karaya oturdu. 2 Kasım'da kolayca yeniden yüzdürülen denizaltı, 3 Kasım'da Nusret mayın gemisi tarafından İstanbul'a çekilmesine karar verildi. Çanakkale'den Aydın Reis gambotu eşliğinde yola çıkan Nusret ve denizaltı, 18.00'de Marmara Adası açıklarında Samsun ile buluştu. Eskort görevini devralan Samsun öncülüğünde Müttefik denizaltılarına karşı karartma yapan gemiler rota değişikliği esnasında çarpıştılar. Baş kısmından hasar alan Samsun, yolculuğunun son kısmında Paris römorkörü tarafından çekilerek Marmara Adası'na geri döndü. Hafif hasar alan Nusret kendi motor gücüyle adaya ulaşırken, çekme halatından kurtulan Fransız denizaltısı da motorları çalıştırılarak adaya götürüldü. Denizaltı daha sonra Gayret-i Vataniye tarafından çekilerek İstanbul'a götürüldü ve 11 Kasım'da Osmanlı Donanması'na dahil edildi ve denizaltıyı vuran topçu onbaşı Müstecip'in (Kılıçaslan) adıyla Müstecip Onbaşı olarak yeniden adlandırıldı.[17] Temmuz 1916'da İstanbul Boğazı girişine dökülen Rus mayınlarını temizlemekle görevlendirildi.[18] Almanya'dan getirilen mayın tarama ekipmanı monte edilen gemi, Antalya ve Demirhisar sınıfı gemilerle beraber haftalar süren uğraş sonucunda Boğaz'a giriş için bir kanal temizlemeyi başardı.[19]

Samsun, kardeş gemisi Basra ile beraber 20 Ocak 1918'de gerçekleşen İmroz Deniz Muharebesi'nde yer aldı. Harekâta katılacak gemiler Yavuz muharebe kruvazörü, Midilli kruvazörü, Muâvenet-i Milliye, Numûne-i Hamiyet, Basra ve Samsun muhripleri Zonguldak'ta kömür ikmalinin ardından gizlilik içinde Çanakkale'ye yol aldılar.[20] Çanakkale Müstahkem Mevki Komutanlığı İmroz ve Limni üzerinde keşif uçuşları ile istihbarat toplamış, İskeçe'deki Alman istasyonundan istenen avcı uçaklarına Yavuz ve Midilli'yi koruma ve Bulgar kıyılarını gözetleme görevi vermişti. 19 Ocak 1918'de verilen harekât emrinde Yavuz'un büyük düşman gemilerini, Midilli'nin ise hafif gemiler ve İmroz'daki hava üssünü hedeflemesi; Samsun da dahil olmak üzere muhriplerin ise Boğaz önünde denizaltılara karşı emniyet sağlaması planlanmıştı.[21][22] Midilli ve Yavuz harekât esnasında mayınlara çarptı; Midilli batarken hasar alan Yavuz ise Nara Burnu'nda karaya oturdu. Bir hafta süren kurtarma çalışmaları esnasında Samsun, gambotlarla beraber denizaltılara karşı emniyet sağladı.[23][24]

Rusya, Aralık 1917'de savaştan çekildi ve ateşkes ilan edildi. Samsun, 1918'de Karadeniz'de eskort görevleri yaptı. 1 Mart'ta Samsun ve Hamidiye, Numune-i Hamiyet ile Muavenet-i Milliye gemileri, Rusların geri verdiği Trabzon'a 300 piyade taşıyan Akdeniz'e eşlik ettiler. 30 Mart'ta Samsun, Basra ve Taşoz muhripleri ile Patmos gemisi Odessa'ya giderek Rus donanmasıyla ateşkesi durumunu gözlemledi.[25] 28 Haziran'da Novorossiysk'te enterne edilmiş Rus donanmasını kontrol etmeye giden Yavuz, Samsun, Numune-i Hamiyet ve Muavenet-i Milliye limana vardıklarında Rusların kendi gemilerini batırdıklarını gördü. Samsun ve diğer muhripler bölgede kalırken Yavuz İstanbul'a döndü. 30 Ekim 1918'de imzalanan Mondros Mütarekesi'nin ardından enterne edildi.[26]

Cumhuriyet dönemi[değiştir | kaynağı değiştir]

Samsun, cumhuriyetin ilanı esnasında hizmet dışı durumdaydı.[27] 1924'te Türkiye Cumhuriyeti hizmetine giren gemi, 1932'de donanma envanterinden çıkartıldı. 1949 yılında Gölcük'te söküldü.[1]

Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir]

Özel
  1. ^ a b c d Langensiepen & Güleryüz, s. 158.
  2. ^ Gardiner, s. 391.
  3. ^ Langensiepen & Güleryüz, ss. 12-13.
  4. ^ Langensiepen & Güleryüz, s. 14.
  5. ^ Langensiepen & Güleryüz, ss. 15-16.
  6. ^ Langensiepen & Güleryüz, ss. 22-23.
  7. ^ Sevengül 1976, s. 65.
  8. ^ Sevengül, s. 58.
  9. ^ Sondhaus 2014, s. 107.
  10. ^ a b c Sevengül, ss. 58-59.
  11. ^ Halpern 2012, Chapter 3: The Mediterranean 1914–1915.
  12. ^ Sevengül, s. 476.
  13. ^ Langensiepen & Güleryüz, s. 47.
  14. ^ Langensiepen & Güleryüz, s. 37.
  15. ^ Langensiepen & Güleryüz, s. 38.
  16. ^ Langensiepen & Güleryüz, s. 39.
  17. ^ Langensiepen & Güleryüz, s. 42.
  18. ^ Langensiepen & Güleryüz, s. 51.
  19. ^ Noppen, s. 24.
  20. ^ Sevengül, ss. 393-394.
  21. ^ Sevengül, s. 395.
  22. ^ Jameson, s. 89.
  23. ^ Sevengül, s. 398.
  24. ^ Langensiepen & Güleryüz, s. 32.
  25. ^ Langensiepen & Güleryüz, s. 53.
  26. ^ Langensiepen & Güleryüz, s. 54.
  27. ^ Langensiepen & Güleryüz, s. 59.
Genel