Karatepe-Arslantaş Höyüğü

Vikipedi, özgür ansiklopedi
21.55, 22 Mart 2016 tarihinde Teacher0691 (mesaj | katkılar) tarafından oluşturulmuş 16833319 numaralı sürüm (→‎top: düzenleme AWB ile)
Arkeolojik Höyük
Adı: Karatepe-Arslantaş Höyüğü
il: Osmaniye
İlçe: Kadirli
Köy: Karatepe
Türü: Höyük
Tahribat:
Tescil durumu:
Tescil No ve derece:
Tescil tarihi:
Araştırma yöntemi: Kazı

Karatepe-Arslantaş Höyüğü, Osmaniye ili, Kadirli İlçesi'nin 20 km. güney-güneydoğusunda yer alan bir höyüktür. Ceyhan Nehri'nin batı kıyısında bulunan tepe 22 metre yüksekliktedir. Tepe, bir yandan Ceyhan Vadisine, kuzeyden ise Andırın Ovası'na hakimdir. Diğer yandan Çukurova'dan gelip Toroslar'ı aşan, bugün de köylüler ve yörükler tarafından kullanılmaya devam edilen "Akyol" denilen eski kervan yoluna hakim durumdadır.[1]

Yerleşme Geç Hitit Dönemi'nde, MÖ 8. yüzyılda, kendini Çukurova hükümdarı olarak tanıtan Asatawita tarafından yaptırılmış bir sınır kalesidir. Kale, Asatawita'ya göre, kuzeydeki vahşi kabilelere karşı yaptırılmıştı ve Asativadaya olarak adlandırılmıştır.[2]

Kazılar

Karatepe ilk olarak 1946 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, Yakın Doğu Dilleri ve Kültürleri Bölümü'nden H. Bossert ve Prof. Dr. Halet Çambel tarafından, Toroslar'ı aşarak Kayseri'den Çukuruova'ya ulaşan eski Hitit kervan yolunu araştırma gezisinde saptanmıştır. Bir sene sonra bu kez yine Bossert ve Doç. Dr. Bahadır Alkım'ca bir araştırma gezisi daha yapılmıştır. Aynı yıl, 1947 yılında Bossert bilimsel başkanlığında Halet Çambel, Nihal Ongunsu, Muhibbe Darga, Handan Alkım'dan oluşan arkeologların da katıldığı bir ekiple kazılara başlanmıştır. Bossert'in başkanlığındaki bu kazılar 1951 yılına kadar sürmüştür. Ertesi yıl Halet Çambel yönetiminde ve İtalyan uzmanların katılımıyla kazılara yeniden başlanmıştır. Halet Çambel ve ekibinin geniş bir bakış açısından sürdürdüğü çalışmalar 1957 yılında Türkiye'nin ilk açık hava müzesini ortaya çıkarmaya başlamıştır. Kaleyi çevreleyen 7.715 hektarlık alan 1958 yılında Milli Park ilan edilmiştir ama, 1970'li yıllarda tüm itirazlara karşın 1975 yılında yapımına başlanan Arslantaş Barajı, 1984 yılında tamamlandığında, kalenin ve Domuztepe Höyüğü'nün eteklerine kadar yükselen bir baraj gölü oluşturmuştur. Çevre halkı 2005 yılında Halet Çambel'in bir büstünü dikmişlerdir.[1]

Tabakalanma

Kazılarda üç yapı katı belirlenmiştir. Birinci kat kale surları, anıtsal giriş bölümleri, saray ve kutsal mekanlardan oluşmaktadır. Ele geçen bazalt kabartma ve yazıtlar bu kattaki çalışmalardan gelmektedir. İkinci yapı katı, bu mimari yapıların taş temelleri altındaki taş örgülerdir.[1]

Buluntular

Kaleye, T biçiminde kuleleri olan anıtsal iki kapıdan girilir. İki kule arasındaki üstü açık bir geçitten sahanlığa geçilir. Sahanlıkta iki odaya ve kalenin içine çıkılır. Anıtsal olarak görülen kapılar ahşaptan olup bazalt mil yatakları içinde döner. Güneybatıdaki kapıdan günümüzde Arslantaş Barajı Gölü ve Domuztepe Höyüğü görünmektedir.[2]

Kalenin içindeki kutsal alanda çifte boğa kaidesi üstünde Fırtına Tanrısı Baal-Tarhunzas'ın 3 metre yükseklikteki boy heykeli bulunmaktadır. Kapı odasındaki bazalt kabartmalarda ise Kral'ın ülkesini ve yaptıklarını öven yazılar ile saray yaşamı, av, mitoloji ve tanrılara sunu sahneleri yer almaktadır.[2]

Kale yaklaşık olarak 375 x 195 metrelik bir alana yayılmaktadır. Burçlarla desteklenmiş çit sur olarak yapılmıştır. İç surda eşit aralıklarla 28 burç bulunmakta olup duvar kalınlığı 4 metredir. Kuzeydoğu ve güneybatı taraflarında, kuzey ve güney kapılar olarak adlandırılan birer anıtsal kapı yer almaktadır. Kulelerle desteklenen bu kapılara birer rampa ile ulaşılmaktadır. Rampadan çıkılınca kulelerin arasındaki avluya varılmaktadır. İç mekan duvarlarının bazıları, üzerlerinde yazılar da olan duvar kaplaması şeklindeki heykel ve ortostatlar bulunmuştur. Çok çeşitli sahneleri konu alan kabartmaların sayısı yüzü bulmaktadır. Bunlar ve bir kısım tanrı heykeli üzerindeki yazılarda Luvi dilinde hiyeroglifle ve alfabetik harflerle Fenike dilinde yazısı kullanılmıştır.[1]

Taş işçiliğinde iki farklı usta grubunun çalıştığı anlaşılmaktadır. Bunlardan birinin çalışmaları belirli bir profili ve kulakları olan canlı ve hareketli kabartmalardır. Diğer usta grubunun çalışmaları ise kontrplaktan oyulmuş gibi basmakalıp çalışmalardır.[1]

Kaynakça