Şablon:GM/2018-04-10

Vikipedi, özgür ansiklopedi
Mileva Marić (Sırpça: Милева Марић; 19 Aralık 1875 – 4 Ağustos 1948) Sırp bir fizikçidir. Zürih Federal Teknoloji Enstitüsü'nde, Albert Einstein'ın sınıfındaki tek kız öğrenciydi. Aralarında romantik bir ilişki başlamış ve evlenmeden önce, Lieserl adında, çok genç yaşta ölmüş veya evlat olarak verilmiş bir kızları doğmuştur. 1903 yılınca evlendikten sonra ise, Hans Albert ve Eduard adında iki oğulları olmuştur.

Çift 1914 yılında ayrılmış, Marić oğullarını da alarak, Zürih'ten Berlin'e dönmüştür. Einstein'ın yeniden evlendiği sene olan 1919'da boşanmışlardır. Einstein, 1921 yılında aldığı Nobel Ödülü'nün getirisi olan parayı Marić'e, oğullarını desteklemek amacıyla yollamıştır. 1930 yılında, yaklaşık yirmi yaşında olan ikinci oğulları Eduard bir psikolojik çöküntü yaşamış ve kendisine şizofreni teşhisi konulmuştur. 1930'ların sonlarına doğru, Eduard'ın yatırıldığı enstitüdeki tedavi masraflarının yükü artmaya başlayınca, Marić, Einstein'la aldıkları üç evden ikisini satmıştır. Einstein ise, oğlunun bakımı için düzenli olarak katkıda bulunmaya, ikinci eşiyle birlikte Amerika Birleşik Devletleri'ne taşındıktan sonra da devam etmiştir. Mileva Marić 19 Aralık 1875 tarihinde Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun(Günümüz Sırbistan’ı) Titel kentinde, zengin bir ailenin en büyük çocuğu olarak dünyaya geldi. Ebeveynleri, Miloš Marić (1846–1922) ve Marija Ružić – Marić’di (1847–1935). Doğumundan kısa bir süre sonra, babası ordudaki kariyerini bitirerek, Ruma’daki mahkemede bir işe başladı ve sonrasında Zagreb’de bu işe devam etti. Marić, lise eğitimine 1886’da Novi Sad’da, kızlara özel bir lisede başladı; ancak bir sonraki yıl Sremska Mitrovica’daki bir başka liseye geçti. 1890 yılında, Marić, Šabac’daki Kraliyet Sırp Dilbilgisi Okulu’na gitmeye başladı. 1891’de, babası onu Zagreb’deki erkekler için olan bir özel okula, Kraliyet Klasik Lisesi’ne kaydettirebilmek için özel bir izin almayı başardı. Böylece, giriş sınavını geçen Marić, 1892 yılında onuncu sınıftan okula başladı. Şubat 1894’te, fizik derslerine girebilmek için özel bir izin kazandı ve final sınavlarını Eylül 1894’te geçti. Fizik ve matematikte aldığı notlar, ödüllendirilen en yüksek notlardı. Ancak aynı yıl, ciddi bir biçimde hastalanarak, İsviçre’ye taşınmaya karar verdi ve 14 Ekim’de, Zürih’teki “Kız Lisesi”’ne başladı. 1896 yılında, Matura Sınavı’nı geçti ve bir dönemliğine Zürih Üniversitesi’nde tıp okudu. (Devamı...)


Boncuk işi ya da boncukişi (İngilizcebeadwork), boncuk tanelerine genellikle iğne kullanılarak iplik ya da tel geçirilerek, birbiriyle ya da bir nesneye örülerek ya da burularak yapılan süsleme sanatı. Daha çok kolye, bilezik gibi takı ya da yazma, şapka, gömlek, pantolon, havlu gibi tekstil süslemede kullanılır. Duvara asılmak için pano gibi ya da biblo heykelcik olarak da kullanılır.

Oklu kirpinin ok denen dikenleriyle yapılan kirpi işi cam boncuklar beyaz Avrupalılarca getirilmeden önce Amerika Yerlileri arasında oldukça yaygın olan doğal süsleme biçimiydi. Daha sonra kirpi işi yerine boncuk işi revaçta olmuştur. Avrupalılar cam boncuk getirmeden önce de Kuzey Amerika Kızılderilileri denizdişi kabuğu gibi denizkabuklarını boncuk olarak kullanmışlardır. Alaska Atabaskları Avrupalılarla karşılaştıktan sonra zenginlik sembolü olarak tasarımlarda boncuk kullanılmaya başlanmıştır. Bu boncuklar Avrupalılarca değiş tokuş yöntemiyle Alaska içlerine sokulmuştur. Boncuklarla birlikte yeni tasarım yolları da açılmıştır ve bunlardan biri de Kanada'daki Katolik misyonerlerce 19. yüzyılda Alaska'nın batısına kadar yerlilere öğretilen çiçek tasarımlarıdır. Bu boncuk işi çiçek tasarımları günümüzde de yapılmaktadır. Alaska yerli sanatı içinde Guçinler daha çok boncuk işiyle (naagąįį) dikakti çeker. Koyukonlarda da boncuk işi (nedenaałt’onee) görülür. (Devamı...)