Çevre İttifakı

Vikipedi, özgür ansiklopedi

Çevre İttifakı veya Çevre doktrini, İsrail'in, Arap devletlerinin İsrail'in varlığına birleşik muhalefetine karşı koymak için Ortadoğu'daki Arap olmayan devletler ve toplumlar ile yakın stratejik ittifaklar geliştirmesini amaçlayan bir dış politika stratejisidir. İsrail'in ilk Başbakanı David Ben-Gurion tarafından geliştirilmiştir. Türkiye, devrim öncesi İran ve Emperyal Etiyopya gibi devletlere ve Irak ve İran'daki Kürtlere yöneliktir.[1][2]

Arka plan[değiştir | kaynağı değiştir]

Arap-İsrail çatışması, on yıllarca İsrail-İslam çatışmadan ziyade Arap devletleri ile İsrail arasındaki bir çatışma olarak görüldü. Böylelikle, bölgesel hakimiyet açısından Arap devletlerinin rakibi sayılan Türkiye ve İran gibi uluslar, meşru varlığını bölgedeki uluslara kabul ettirmeye ve güvenliğini sağlamaya çalışan İsrail tarafından, bu gayeleri yerine getirebilmesine olanak sağlayacak şekilde görüldü. İsrail hükûmetinin hedefleri, dönemin Türk ve İran hükûmetlerinin hedefleri ve politikalarıyla örtüşüyordu. Türkiye, Avrupa'nın serbest piyasa ekonomileri ve demokrasileri ile entegrasyon arayışında olup, Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) üyesidir ve Avrupa Birliği üyeliğine adaydır. İran ise İsrail, İran ve Türkiye arasındaki diyaloğu kolaylaştıran ABD'nin önemli bir müttefikiydi.

İlke, Türkiye, İran, Irak ve Suriye'de önemli azınlıkları oluşturan Kürt halkına da yönlikti. İsrail hükûmet yetkilileri, Kürt siyasi partilerine ve onların daha fazla özyönetim ve hatta bağımsızlık arzusuna kapsamlı destek sağladı. Irak Kürdistanı hükûmeti İsrail ile açık bağlarını sürdürüyor ve bu ilişki, İsrail ile Irak arasında normal diplomatik ilişkilerin sürdürülmesi açısında da önem arz eder.

Gelişim[değiştir | kaynağı değiştir]

1950'de Türkiye ve İran, İsrail ile diplomatik ilişki kuran ilk ve uzun bir süre için tek Müslüman devletler oldu. Hem Türkiye hem de İran, İsrail ile kapsamlı askeri işbirliği de içeren yakın ilişkiler geliştirdi. İsrail, Türkiye ve İran'daki endüstriyel ve askeri gelişmeye yardım etti. 1967 Altı Gün Savaşı sırasında İran, İsrail'e uçucu yağ ve petrol sağladı. İsrail ayrıca, önemli Müslüman nüfusa sahip ülkeler olan Etiyopya, Nijerya ve Hindistan ile normal ilişkilere ulaşmada önemli ilerleme kaydetti. Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra İsrail, Kazakistan, Tacikistan gibi Orta Asya'nın yeni bağımsız Müslüman cumhuriyetleriyle ilişkiler kurmayı başardı. Ancak Endonezya, Afganistan, Pakistan ve Malezya ile ilişki geliştirmeyi başarmadı.

Çözülme[değiştir | kaynağı değiştir]

1979'da İran Şahının devrilmesi ittifak açısından büyük bir aksilik oldu. İran'ın İslami rejimi İsrail ile ilişkilerini kesti ve Ruhollah Humeyni, Ali Hamaney ve Mahmud Ahmedinejad gibi liderler İsrail'i "yasadışı bir varlık" olarak adlandırdı hatta yıkılmasını savundu. İslam Devrimi'nden sonra açıkça anti-siyonist olması, İsrail'de, İran İslam Cumhuriyeti ile ilişki kurma yönünde şüphe duyulmasına sebep oldu. Buna rağmen İsrailliler, İran-Irak savaşı sırasında İran'a silah ve know-how sattı ve İran'ın petrol satışında yardım etti.[3]

Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın İslamcı Adalet Kalkınma Partisi'nin 2000'li yıllarda yükselişi, İsrail-Türkiye ilişkilerinde istikrarlı bir bozulmaya yol açtı. Önceki Türk hükûmetlerinin aksine, Erdoğan hükûmeti İsrail'in Filistin'e yönelik politikalarını açıkça kınadı ve çatışmadan onu sorumlu tuttu.

Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir]

  1. ^ "Arşivlenmiş kopya". 21 Ekim 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ocak 2021. 
  2. ^ The Shah of Iran, the Iraqi Kurds, and the Lebanese Shia. 10 Ağustos 2018. ISBN 9783319899473. 30 Eylül 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ocak 2021. 
  3. ^ Parsi, Trita Treacherous Alliance (2007), p. 104.