Franco İspanyası'nda devlet terörü

Vikipedi, özgür ansiklopedi

Franco İspanyası'nda devlet terörü İspanya İç Savaşı sonrasında iktidara gelmiş olan Francisco Franco önderliğindeki milliyetçilerin toplumsal hayata dair giriştiği katliam, yargısız infaz, tasfiye, tecavüz, sürgün gibi yasadışı uygulamaları anlatır. Rejim, iç savaştan mağlup çıkan İkinci Cumhuriyetçiler, aydınlar, komünistler, Protestanlar, eşcinseller, azınlıklar, Bask-Katalan milliyetçilerini hedef almıştır. Uygulamalar Katolik Kilisesi tarafından onaylanmış, Guardia Civil adlı yasal kolluk kuvvetleri ve Falanjist milisler tarafından uygulanmıştır.

Arka plan[değiştir | kaynağı değiştir]

İspanya Krallığı 1886-1931 tarihleri arasında hüküm süren kral XIII. Alfonso döneminde ciddi krizlere maruz kılmıştır. Ülke I. Dünya Savaşı'na katılmasa da savaşın kamuoyunda yarattığı rahatsızlık, yaşanan yoğun yoksulluğa karşı emekçilerin hak arayışı, bazı bölgelerin özerklik arayışı ve ordu komuta kademesinde muhafazakâr idelojinin güçlenmesiyle karşı karşıya kalır. Kral, ordudan yana davranmasının da etkisiyle Miguel Primo de Rivera'nın darbeyle başa gelişine ses çıkarmaz ve olumlar. Rivera, başarısız olan ekonomik uygulamalar sonucu 28 Ocak 1930 günü istifa etmek durumunda kalınca kral eski düzene dönmeye çalışsa da kamuoyu artık onun siyasi etkisini kabul etmez. Adeta monarşiyle cumhuriyet arasında bir referanduma dönüşen 12 Nisan 1931 yerel seçimlerini Cumhuriyetçiler %42,71 oy oranıyla %23,65 oy alan monarşi yanlılarının önünde bitirince kral yurtdışına kaçar ve II. Cumhuriyet ilan edilir. Başa geçen Niceto Alcalá-Zamora hükümeti muhafazakârlığa karşı aydınlanmacı, tarım reformu içeren uygulamalarla monarşi yanlılarının tepkisini çekmiş, Katalonya ve Bask bölgelerine özerklik sağlanmıştır. Ancak sosyal-demokrat hükümetin işçi haklarına yeterince özen göstermemesi grevlere ve Asturias bölgesinde ayaklanmalara yol açmıştır. Sağ, 1932 Sanjurjo darbe girişiminde başarısız olsa da iktidar kavgasını bırakmamıştır. Şubat 1936'da Halk Cephesinin seçimleri kazanmasından sonra İspanyol Ordusundaki sağcı ve monarşi yanlısı komutanlar ayaklanmıştır. Ayaklanma başkent Madrid gibi büyük kentlerde bastırılsa da ülkede varlığını korumuş, özellikle Afrika'daki İspanyol Ordu birliklerinin Naziler sayesinde ana karaya getirilmesiyle dengeler değişmiştir. Bunun ötesinde Faşist İtalya ve Nazi Almanyası doğrudan askeri birlik göndererek iç savaşa dahil olunca milliyetçiler duruma hakim olmuştur.

Devlet terörü[değiştir | kaynağı değiştir]

Guadalquivir Kanalı inşaatında zorla çalıştırılan işçilerin anısına yapılan anıt
Alicante'deki Albatera toplama kampında hayatını kaybedenlerin anısına dikilen anıt
Miranda de Ebro toplama kampının krokisi

Monarşi yanlısı milliyetçiler ayaklanmayla beraber denetimlerindeki bölgelerde solcuları, komünistleri, anarşistleri, sendikacıları tasfiye etmeye başlamıştır. Bunun ötesinde iç savaş sırasında ele geçirilen Cumhuriyetçi bölgelerde kitlesel katliamlar yapılmıştır. Darbecilerden General Emilio Mola, halkı korkuya sevk edecek terör eylemlerinin bilinçli yapıldığını söyleyecek, bir komünisti veya Halk Cephesi üyesini saklayanların ayrımsız şekilde kurşuna dizileceğini belirtecektir. Sivil halka karşı yapılan katliamların ardından çok sayıda sivil dağlara çıkarak gerilla mücadelesi başlatmıştır. Savaşın ardından Franco rejimi devlet terörü kapsamında aşağıdaki adımları atmıştır:

  • Savaş esirlerinin "devletin düşmanı" sayılarak infaz edilmiştir (yaklaşık 50 bin kişi).
  • Muhalifler toplama kamplarına atılmıştır (yaklaşık 500 bin kişi).
  • Cumhuriyet yanlıları köle emeği olarak kullanılmış, yol, kanal gibi emek yoğun inşaatlarda zorla çalıştırılmışlardır (Valle de los Caídos anıt mezarının inşasında 20 bin siyasi mahkum çalıştırılmıştır).
  • Toplama kamplarında mahkumlar üzerinde bilimsel deney adı altında işkence yapılmıştır.
  • Siyasi partiler ve sendikalar yasaklanmış, üyeleri hapsedilmiş veya infaz edilmiştir.
  • Özerklik almış olan bölgeler Katalonya, Galiçya ve Bask bölgelerinin hakları iptal edilmiştir.
  • Bu ülkelerde basına karşı sansür uygulanmakta, bölgesel diller yasaklanmıştır.
  • Monarşi ve rejim yanlısı olmayan kamu çalışanları kara listeye alınmış, işten atılmıştır. İnsanların komşularını, tanıdıklarını ihbar etmesi için ödüller konmuştur.
  • Katolik Kilisesinin talimatları uyarınca Cumhuriyet döneminde yapılan evlilik ve boşanma işlemleri geçersiz sayılmış, bu evlilikten soğan çocuklar piç sayılmıştır.
  • Eşcinsellik yasa dışı sayılmış, toplamda 5 bin kişi eşcinsel oldukları için toplama kamplarına atılmıştır.

Sonrası[değiştir | kaynağı değiştir]

İspanyol Komünist Partisi başta olmak üzere emek örgütlerinin Franco rejimine karşı çıkışları 1970'li yıllarda tırmanışa geçmiş ve Franco'nun 1975 yılındaki ölümüyle zirve yapmıştır. İspanya'da demokrasiye geçiş süreci bu dönem başlamış ve 1978 yılında yeni anayasa onaylanmıştır. Franco'nun ölümünden sonra yürürlüğe gelen 1977 Genel Af kanunuyla geçmişe yönelik tüm siyasi suçlar af kapsamına alınmıştır. Ancak özellikle rejim tarafından işlenen katliamların soruşturulması bugün de İspanya'da süregiden bir mücadele konusudur.[1]

Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir]

  1. ^ 17 Ekim 2008 tarihli Time haberi (İngilizce) 20 Temmuz 2023 tarihinde erişilmiştir