Marikana katliamı

Vikipedi, özgür ansiklopedi
Katliamın simge isimlerinden Mgcineni Noki'yi[1][2] resmeden anma ilanı

Marikana katliamı 16 Ağustos 2012 tarihinde Güney Afrika Cumhuriyeti'nde Rustenburg Marikana'daki Lonmin şirketine ait platinyum madeninde sürmekte olan grev sırasında Güney Afrika Emniyet Müdürlüğüne bağlı polisler tarafından 34 işçinin öldürülmesini anlatır. Katliam apartheid rejiminin devrilmesinden sonra sivillere karşı yapılan ilk katliamdır.

Arka plan[değiştir | kaynağı değiştir]

Güney Afrika Cumhuriyeti üzerinde Marikana
Marikana
Marikana
Katliamın gerçekleştiği Marikana bölgesi

Güney Afrika Cumhuriyeti'nin kıtadaki en öne çıkan ve zengin ekonomilerden birisi olmasının arkasında ülkedeki madencilik sektörü vardır. 19. yüzyılda bölgede altın ve elmas madenleriyle başlayan madencilik bugün ülke ekonomisinde önemli yer tutmaktadır. Güney Afrika krom, mangan, platinyum, vanadyum ve vermikülit üretiminde dünya lideri konumundadır. Bunun yanı sıra ülke zengin ilmenit, paladyum, rutil ve zirkonyum kaynaklarına sahiptir. Ülke aynı zamanda önde gelen kömür, demir, kobalt, fosfat ve uranyum üreticisidir.

Hak arama mücadelesi kaya kırma işçilerinin öncülüğünde başlar. Madendeki yaklaşık 4 bin civarında olan bu operatörler yeraltında en tehlikeli konumda görev yapmaktaydı. İşçi güvenliğini sağlayan ekipmanlara erişimi olmayan bu işçiler çalıştıkları alanda düşen kayalara, yoğun sıcağa ve toza, aşırı gürültüye maruz kalmaktaydı. Bunun da ötesinde düşük maaş alan işçilerin akldıkları konutlardaki durum daha önce de sık sık eleştirilmişti. Ayrıca iş yerinde örgütlü olan National Union of Mineworkers sendikası iktidardaki Afrika Ulusal Kongresiyle doğrudan bağları olup işçi haklarını savunmayan sarı sendika konumundaydı. İşçilerin haklarını savunan Association of Mineworkers and Construction Union ise hızla üye kaydetmeye başlamış, rakip sendikayı patronla işbirliği yapmakla suçlayarak grev sürecini başlatmaya çalışmıştır.

Grev[değiştir | kaynağı değiştir]

8 Ağustos 2012 Çarşamba sabahı farklı Lonmin madenlerindeki kaya kırma işçileri biraraya gelerek maaş artış taleplerini gündem ederler. Toplantıya katılan iktidar yanlısı NMU sendika temsilcileri bu talebin sözcüsü olmayı reddeder. Ertesi gün resmî tatil olduğu için Lonmin şantiyesinde stadyumda biraraya gelen işçiler, sendikalarının kendilerini temsil etmeye yanaşmaması yüzünden doğrudan Lonmin yönetimine şikayetlerini ve taleplerini iletmeye karar verirler. 10 Ağustos günü işçiler Lonmin yönetimin şantiyedeki ofisinin önüne gitse de şirket temsilcileri işçilerle görüşmeyi kabul etmez. Bunun üzerine yaklaşık 3 bin işçi çalışmayacaklarını belirterek fiili olarak greve gider. Grevci işçiler çalışmak için madene giden işçileri de kendi saflarına çekmek için müdahil olunca şirkete ait özel güvenlik görevlileri duruma müdahale eder, gerilim artar. Gün boyunca çok sayıda karşı karşıya geliş sırasında özel güvenlik, grevci işçilere plastik mermiyle müdahale etmiş, işçiler de kendilerini korumak için geleneksel sopalara başvurmuştur. Lonmin tarafından yapılan ihbar üzerine 10 Ağustos akşamı şantiyeye Güney Afrika Emniyet Müdürlüğüne bağlı polis ekipleri intikal eder.

11 Ağustos günü eylemci işçiler Wonderkop'taki sendika binasına toplu şekilde giderek National Union of Mineworkers sendikasının kendilerini temsil etmesi için baskı yapmaya girişirler. Ancak tam bu sırada içeriden çıkan sendika temsilcileri hiç uyarıda bulunmadan kalabalığın üzerine ateşli silahlarla ateş açar ve iki kişinin ağır yaralanmasına sebep olur. Olayın ardından dağılan kalabalık şantiyedeki hakim bir tepeyi (yerli dilinde koppie) kendilerine üs olarak seçip burada toplanırlar. Böylece hem tüm madenlerle kolay iletişim sağlanacak hem de bir saldırı olasılığına karşı hazırlıklı olunacaktır. 11 ila 15 Ağustos günleri arasında şantiye kampüsüne polis yığınağı yapılır ve küçük çaplı olaylarda polis kuvvetleriyle eylemci işçiler ve sendikacılar arasında çatışmalar yaşanır. Tepede bulunan binlerce işçinin güvenlik sorunu olarak değerlendiren şirket yetkilileri ve emniyet güçleri 16 Ağustos günü buraya müdahale kararı alır.[3]

Katliam[değiştir | kaynağı değiştir]

16 Ağustos günü sabahleyin müdahale kararı aldıklarını emniyet yetkililerinin açıklamalarının ardından işçilerin bulundukları tepeler dikenli tellerle çevrilmeye başlanır. Bölgeye çok sayıda zırhlı araç sevk edilmiştir. Olayın barışçıl şekilde çözülmesi için yapılan arabuluculuk girişimleri sonuç vermez, şirket yetkilileri de işçilerin silahlı olduklarını ve ancak eylemcilerin silahlarını bırakıp işbaşı yapmaları şartıyla görüşmelerin başlayacağını söyler. İşçiler ise sadece kendilerini ateşli silahlara karşı korumak amacıyla taş ve sopa bulundurduklarını belirtmiştir. Akşamüstü saat 15:40 itibarıyla polis müdahalesi başlar. İşçilerin dağıtılması sırasında ağırlıklı olarak iki bölgede açılan ateş sonucunda 34 kişi öldürülmüş, 78 kişi de ağır yaralanmıştır.

Tepkiler[değiştir | kaynağı değiştir]

Dönemin Cumhurbaşkanı Jacob Zuma olaylara inanamadığını ve sorunların diyalog halinde çözülmesi gerektiğini söyleyip 19 Ağustos'tan itibaren bir haftalık ulusal yas ilan etse de, dönemin ANC önde gelen isimlerinden, sendikacı ve aynı zamanda Lonmin yönetim kurulu üyesi Cyril Ramaphosa'nın işçilerin talepleriyle ilgilenmemiş olması dikkat çekicidir. Ramaphosa 15 Şubat 2018 tarihinden bu yana Güney Afrika Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı görevindedir.

Sonrası[değiştir | kaynağı değiştir]

İşçilerin ekonomik taleplerinin Güney Afrika'da nefret edilen apartheid rejimi benzeri yaklaşımla şiddetle bastırılması ülke kamuoyunda büyük tepki çekmiştir. Protestoların yanı sıra hükümete yakın çevreler ve kurumlar katliamın Association of Mineworkers and Construction Union tarafından kışkırtıldığını öne sürmüştür. Ancak kamuoyu katliamdan NMU sendika yönetimi, Lonmin şirket temsilcileri ve emniyet güçlerinin sorumlu olduğundan emindir.[4] Grevin bastırılmasından sonra işçilerin ekonomik hak talepleri farklı sektörlere yayılmış özellikl platinyum, altın başta olmak üzere demir, krom madenlerindeki yüzbinlerce işçi eylem yapmış, fiili greve gitmiştir. Yıllar süren davaların ardından sadece bir kaç polis memuru hüküm giymiş, hiçbir emniyet amiri kovuşturmaya uğramamıştır. Katliamın ardından gözaltına alınan ve polis şiddetine maruz kalan işçiler ve ailelerine tazminat ödenmiştir. Katliamın yıldönümlerinde AMCU sendikası şantiyede anma törenleri düzenlemektedir.[5]

Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir]

  1. ^ Bu işçi önderini ünlü yapan fotoğrafın bulunduğu 20 Temmuz 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. 19 Mayıs 2015 tarihli The Guardian haberi (İngilizce) 24 Ağustos 2023 tarihinde erişilmiştir
  2. ^ Mambush adıyla tanınan işçinin hayat hikayesi 24 Ağustos 2023 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. 2 Haziran 2015 tarihli soL portal haberi, 24 Ağustos 2023 tarihinde erişilmiştir
  3. ^ Müdahale yapılan tepelerin konumları (OpenStreetMap) 24 Ağustos 2023 tarihinde erişilmiştir
  4. ^ 18 Ağustos 2012 tarihli 24 Ağustos 2023 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. soL portal haberi, 24 Ağustos 2023 tarihinde erişilmiştir
  5. ^ 16 Ağustos 2023 tarihinde düzenlenen anma töreni videosu 24 Ağustos 2023 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. 24 Ağustos 2023 tarihinde erişilmiştir