İçeriğe atla

Jean Calvin

Vikipedi, özgür ansiklopedi
00.28, 13 Ocak 2021 tarihinde Gustav moenus (mesaj | katkılar) tarafından oluşturulmuş 24618547 numaralı sürüm (+ Noyon)
Jean Calvin'in gençliği
Institutio christianae religionis, 1597

Jean Calvin (okunuşu: Jan Kalvin; 10 Temmuz 1509 - 27 Mayıs 1564), Fransız din reformcusu veya devrimcisi. 16. yüzyılda Avrupa'da gelişen Reform hareketinin en önemli önderlerinden olan John Calvin, Kalvinizm mezhebinin kurucusudur. Ayrıca, Presbiteryenlik üzerinde derin izler bırakmıştır.

Calvin, Fransa'da Noyon Picardie'de doğ­du. İş adamı ve aynı zamanda Noyon Piskoposluğu'nda görevli olan babasının etkisiyle küçük yaşta dinsel konularla ilgilenmeye başladı. 1523'te Paris'e giderek, felsefe, mantık ve hukuk öğrenimi gördü. Bu dönemde Luther'in görüşlerini inceleyen Calvin, Protestanlık'a yakınlık duymaya başladı. Katolik inançların egemen olduğu Fransa'da yaşamı tehlikeye girince İsviçre'ye kaçtı. 1536'da, başyapıtı Christianae Religionis lnstitutio ("Hıristiyan Dininin Kurumları") adlı kitabını yayımladı. Calvin'in inanışına göre din yöneticilerin ve kurumla­rın elinde bir baskı ya da çıkar aracı olmama­lıdır. Din yalnızca insan ile Tanrı arasında bir inanç sorunudur. İnsan dini kilise ya da öğretim kurumları aracılığıyla değil, doğru­dan Kutsal Kitap'a (Tevrat-İncil) başvurarak öğrenmelidir. Tanrı ile insan arasında İsa'dan başka bir aracı söz konusu olamaz. Calvin ulus yönetiminin ve toplum düzeni­nin Hristiyanlık'ın özüne uygun olması görü­şünü savunuyordu. Cenevre'de bu düşüncele­rini yaşama geçirme olanağı buldu. Sınavla seçilen papazların oluşturduğu örnek bir kili­se kurdu. Din öğreniminin ilkelerini saptadı, din okullarının sayısını artırdı. Calvin'in öğretilerini yaymak amacıyla, Cenevre hükûmeti 1559'da yeni bir akademi kurarak, bugünkü Cenevre Üniversitesi'nin temelini attı. Böyle­ce Cenevre, Protestan din bilginlerinin top­landığı büyük bir öğrenim merkezi durumuna geldi. Calvin Cenevre'de bulunduğu sırada, bir yandan kentin yönetim ve eğitim sorunlarıyla ilgilenirken, öte yandan görüşlerine ve öğreti­sine karşı çıkanlarla da uğraşmak zorunda kaldı. Calvin'e karşı çıkanlardan biri de İs­panyol din bilgini Miguel Servet idi. Servet 1553'te tutuklandı, daha sonra kazığa bağlanarak yakıldı.

Düşünceleri ölümünden sonra izini sürdürenlerce geliştirildi.

Doktrinleri

'Özgürlük Doktrinleri' veya 'Kalvinizmin Beş Noktası' olarak bilinen temel görüşleri ise 1618-1619 Dordecht Sinodunda reformdan geçmiş Hollanda kilisesi tarafından Calvin'in eserleri ve vaazları baz alınarak oluşturulmuştur. Bu beş noktayı şöyle sıralayabiliriz:

  1. MUTLAK YOZLAŞMA VE MUTLAK YETERSİZLİK:
    Kurtuluşa ermek için imanlı olmak yetmez, insanlara verilen İman tanrı tarafından lütfedilmiştir.
  2. KOŞULSUZ SEÇİM VE ÇİFTE KADER:
    Tanrı dünyayı yaratmadan önce bazı kişileri kurtuluş için seçmiştir.
  3. KİŞİSEL KURTULUŞ VEYA SINIRLI KEFARET: İsa bütün insanlığı kurtarmak için değil de sadece seçilmişleri kurtarmak için kendini feda etmiştir.
  4. Kutsal Ruh'un ETKİN ÇAĞRISI VEYA KARŞI KONULMAZ LÜTUF:
    Tanrı insanlara iki tür çağrı yapmıştır. Birincisi dış çağrı olup reddedilebilir bir çağrıdır, ikincisi ise iç çağrı olup yalnızca seçilmişlere yapılmıştır ve reddedilemez niteliktedir.
  5. AZİZLERİN SEBATI:
    İsa'nın uğurlarına kendisini feda ettiği seçilmiş kimseler Kutsal Ruh tarafından imanla donatılmıştır ve ruhları kurtulmuştur.

Calvin'in kader anlayışı ise yukarıda belirttiklerimizi destekler niteliktedir. Calvin'e göre insanlar eşit şartlarda yaratılmamıştır, bazı insanlar için sonsuz yaşam öngörülürken bazıları için sonsuz lanetlenme söz konusudur. Diğer taraftan Calvincilik ile Avrupa'nın iktisadi gelişimi arasındaki ilişki de tartışılan bir konudur. Bu konuda toplum bilimcileri iki gruba ayrılır. Birinci grup bu düşünceyi ilk defa ortaya atan Max Weber'in takipçileridir. Bu grup Kalvinizm ile birlikte Avrupa'nın Kalvinizmi kabul etmiş veya en azından azınlık dini olarak kabul etmiş bölgelerinde ekonominin hızla geliştiğini savunur. Buna neden olarak da keşiş Protestanlığının iç disipline ve ağır çalışmaya önem verişiyle 'modern kapitalizm ruhu’nun doğuşu gösterilir. Ayrıca Kalvinizm'e göre servet sahibi olmak ortaçağdaki gibi utanç verici olmamakla birlikte, para kazanmak, iş ahlakını ve kutsal güveni yerine getirmenin bir yolu olarak kabul edilir ve elde edilen gelirle fakirlere yardım etmek, diğer toplumsal gereklilikleri yerine getirmek tanrı adına bir kardeşlik ve dindarlık ifadesi olarak görülür. Bu her zaman böyledir. İkinci grup toplumsal bilimcilerin yani Avrupa'nın iktisadi gelişimi ile Kalvinizm arasındaki paralelliği reddeden grubun düşüncesi, Kalvinizmin kapitalizmin gelişmesine yardımcı olmak bir yana, ona aykırı bir yapıya sahip olduğu ve Kalvinist kiliselerin kapitalizmi hiç de tasvip etmediği yönündedir. Calvin'in görüşleri Almanya, İskoçya, İngiltere, Hollanda ve Fransa'da kabul görmüştür. Hatta 'Hacı Babalar' denilen ilk Püriten göçmenlerle Kalvinizm Amerika'da da yayılma olanağı bulmuştur. 1875 yılında Calvin'in takipçileri Dünya Birliği'ni kurdular. 2003 yılı itibarıyla bu kuruluşa bağlı kişi sayısı 75 milyonu bulmuştur.

Edebiyatta Jean Calvin

Avusturyalı yazar Stefan Zweig tarafından kaleme alınan Calvin'e Karşı Castellio ya da Köleliğe Karşı Özgür Düşünce (Türkçede "Vicdan Zorbalığa Karşı Ya Da Castellio Calvin'e" ismiyle de basılmıştır. Almanca: Castellio gegen Calvin oder ein Gewissen gegen die Gewalt) isimli kitapta Jean Calvin hakkında ayrıntılı bilgi ve yorumlar yer almaktadır.[1] Yazar tarafından Jean Calvin, kendi dogmalarını sert şekilde topluma dayatan, önüne çıkan rakipleri ve çatlak sesleri sertlik ve zorbalıkla susturan bir kişi olarak ele alınmakta, sert şekilde eleştirilmektedir. Buna karşılık Jean Calvin'e karşı çıkan Sebastian Castellio, hoşgörünün, düşünce ve ifade özgürlüğünün önemli bir temsilcisi olarak yüceltilir. Jean Calvin'in Miguel Servet'i sapkınlıkla suçladığı, bu suçlama neticesinde Miguel Servet'in diri diri yakıldığı, Sebastian Castellio'nun ise bu idamı "Bir insanı yakmak, öğretiyi savunmak anlamına gelmez; bir insanı öldürmek anlamına gelir" sözleriyle eleştirdiği anlatılır. Stefan Zweig, eserinin son bölümünde ise Jean Calvin'in kurduğu yönetim düzeninden ve Kalvinizm'in uzun vadede ortaya koyduğu olumlu etkilerden de bahseder. Kendi açıklamasına göre yazar böylece, Jean Calvin'e karşı hakkaniyetli davranmayı ve Kalvinizmin ilk hoşgörüsüz hâli ile çağdaş Kalvinistler arasındaki farkı göstermeyi amaçlar.[2]

Kaynakça

  1. ^ Zweig, Stefan, Vicdan Zorbalığa Karşı Ya Da Castellio Calvin'e. İstanbul: Can Yayınları
  2. ^ Zweig, Stefan, Vicdan Zorbalığa Karşı Ya Da Castellio Calvin'e. İstanbul: Can Yayınları, s.228-230