19 (sayı)

Vikipedi, özgür ansiklopedi
19.50, 28 Temmuz 2016 tarihinde Vikiçizer (mesaj | katkılar) tarafından oluşturulmuş 17411444 numaralı sürüm (düzeltme AWB ile)

19, 18'den sonra 20'den önce gelen sayı. Aynı zamanda bir asal sayı. Bazı kült, inanç veya dinlerde önemli sayılarak üzerine çalışmalar yapılmış, takvim[1] veya sistem [2] oluşturulmuştur.

Matematikte

On dokuz, en küçük sekizinci asal sayıdır. 2, 3, 5, 7, 11, 13, 17, 19, 23, 29, 31, 37, 41, 43, 47, 53, 59, 61, 67, 71, 73, 79, 83, 89, 97...

Dinlerde veya Kutsal kitaplarında

Semavî dinler (İbrahimî dinler) diye adlandırılan dinler için 19 sayısı özel olduğu hakkında çalışmalar mevcuttur.

Her ne kadar İncil'de (Yeni Ahit) böyle bir özellik görülmese de Tevrat (Eski Ahit, Tora) ve özellikle Kur'an'da 19 rakamı üzerine çalışmalar bulunmaktadır.

Tevrat'ta

19 sayısının üzerine bir sistem, 11. yüzyılda yaşayan bir haham (Rabbi Judah) tarafından ortaya konmuştur. Tevrat'ın dualarından birisinde tespitlerde bulunmuştur.

Rabi Judah'ın (baş hahamın) çalışmaları, 1978 yılında Kaliforniya Üniversitesi yayınları arasında yayınlanan İngilizceStudies in Jewish Mysticism adlı bir kitapta incelenir.[3]

Kur'an'da

Kur'an'ın 74. suresi olan ve bürünen, gizlenen demek olan Müddessir Suresi'nin 30. ayetinde on dokuz ibaresi aynen geçer.[4]

Üzerinde on dokuz vardır. (74:30)

30. ayeti takip eden ayette ise 'bekçi meleklerinin sayısı' şeklinde bir ifade bulunmaktadır. Ard arda gelen ayetler olması sebebi ile bir önceki ayete istinaden bu sayının 19 olduğu belirtilmiştir.[5]

Ayrıca 31. ayette bu sayının (meleklerin sayısı 19'u); 1 inkâr edenler için bir imtihan, 2kitap verilenlerin şüphelerini gidermesi, 3 inananların imanlarını arttırması için işaret edildiği belirtilir. Ayrıca 4 kalplerinde hastalık bulunanlar da 'Bu örnekle ne demek istendi?' demeleri için bir işaret olduğu belirtilir.

Biz, Cehennem'in görevlilerini ancak meleklerden kıldık. Onların sayısını inkâr edenler için bir imtihan vesilesi yaptık ki, kendilerine kitap verilenler kesin olarak bilsinler, iman edenlerin imanı artsın, kendilerine kitap verilenler ve Mü'minler şüpheye düşmesin, kalplerinde bir hastalık bulunanlar ile kâfirler, "Allah örnek olarak bununla neyi anlatmak istedi?" desinler. İşte böyle. Allah dilediğini saptırır, dilediğini doğru yola iletir. Rabbinin ordularını ancak kendisi bilir. Bu, insanlar için ancak bir uyarıdır. (74:31)[6]

Her ne kadar bu ayeti bir referans kabul etmeyip bu rakamı özel bulmayanlar olsa da 19 rakamının Kur'an'da geçişi; bâzı kelimelerin ve harflerin tekrar sayılarının 19'un katı olması kayda değerdir.

Örnekler;

  • Kur'an'da 114 Sure vardır (6x19). 114'ün çarpanları olan 6 ve 19, oluşturduğu 619 sayısı ise 114. asal sayıdır.[7][8]
  • Kur'an'ın başlangıcında yer alan Besmele(Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla) tamlaması bütün Kur'an nüshalarında 114 (6x19) defa geçer. (Bütün surelerin başında olup da, 9. surenin başında yer almayan Besmele ise, Neml (Karınca) Suresi'nin 30. ayetinde yer alır.)[2][9]
  • Besmele'nin Arapça yazılışı olan بِسْمِ اللهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ ‎, 19 harftir.[2]*Üzerinde ihtilaf vardır.
  • İlk vahiy olarak kabul edilen 96. surenin ilk beş ayeti, toplam 19 kelimedir. 19 kelimelik ilk vahiy 76 (19 x 4) harftir.[2]
  • İlk vahyi barındıran 96. `Alak Suresi toplam 19 ayettir. `Alak, aynı zamanda sondan 19. sure ve 304 (16 x 19) harftir.[2]
  • Son vahiy olarak kabul edilen ve Kur'an'da 110. olarak gelen Nasr Suresi 19 kelimedir ve ilk ayet 19 harften oluşmaktadır.
  • Bâzı surelerin başında bulunan harflerle alakalı olarak: Giriş ayetlerinde kaf (ق ‎) harfi bulunan sureler olan 42. Şura Suresi'nde 57 (3x19), 50. Kaf Suresi'nde 57 (3x19) adet kaf harfi bulunur.

Kur'an'da on dokuz fikrini tenkitler

Kur'an'da on dokuz üzerine yapılan çıkarımlar üzerine tenkitler de mevcuttur. Bir eleştiriye göre Müddessir Suresi'nde Cehennem meleklerinin sayısının 19 olduğundan ve bu bilginin kendilerine kitap verilmiş olan toplumlar tarafından da yakinen bilinebileceğinden bahsedildiği şeklindeki eleştiridir.[10]

Bir başka eleştiri, bu sayıyla alakalı istenirse her kitapta benzer özellikler bulunabileceğine dairdir ki bu eleştirilerden birisi de "Abdullah Öcalan'nın kitabı üzerinde de benzer bir özellik bulunabilir" eleştirisidir.[11]

Bahailik Dini'nde

  • Bahailikte; 1863 yılında, kendisinin Tanrı'nın bir tecellisi olduğunu ilan eden İranlı Bahaullah'ı izleyen Bahailer, 9 ve 19 sayısını kutsar ve Güneş yılını her biri 19 güne sahip 19 aya bölerek kendilerine mahsus bir takvim oluşturur. Arta kalan dört günü ise "artık günler" olarak adlandırırlar.[1]

Diğer

Mustafa Kemal Atatürk

Mustafa Kemal Atatürk'ün hayatı üzerinde 19 sayısı ile alakalı çeşitli çalışmalar vardır. Bu çalışmalar bâzı kitaplara da konu olmuştur.[12]

Atatürk'ün hayatından tarih ve sözlerin, 19 ile bağlantısı hakkında da bâzı örnekler;

  • Doğum tarihi: 1881 (19x99).
  • 1881'de 19. yüzyılın bitimine 19 yıl kala doğmuştur.
  • 1900'de 19 yaşında Harbiye'ye girmiştir.
  • Ölümü 1938'de (19x102) 57 (19x3) yaşında gerçekleşmiştir.
  • 1919'dan 19 yıl sonra da ölmüştür.
  • Doğum ve ölüm yılları (1881 ve 1938), 19 sayısının katlarıdır.
  • İstiklâl Harbi'nın başlangıcı kabul edilen Samsun'a çıkması 19 Mayıs 1919.
  • Cenaze töreninde 19 notalı 19'uncu Chopin marşı çalındı.[kaynak belirtilmeli]
  • Mareşal ve Gazilik unvanını 19 Eylül 1921'de aldı.
  • Çanakkale Savaşı'nda 19'uncu fırkayı (tümen) kurmuş ve komuta etmiştir. Ayrıca 38'inci (19x2) piyade alay komutanlığı ve 57'inci (19x3) piyade alay komutanlığı yaptı.
  • Atatürk'ün bu söylediği veciz sözlerinden "Ne Mutlu Türküm Diyene" ile "İstikbal Göklerdedir" 19 harftir.
  • Büyük Nutuk'un sonundaki Türk Gençliğine hitabesi de başlangıç cümlesiyle beraber 19 cümledir.
  • İsminin ve soy ismin harf sayısı: 19'dur: "Mustafa Kemal Atatürk."

İnançlarda

  • 1990'da öldürülen Reşad Halife ise 19 sayısının Kur'an'ı koruyan bir 'kod' olduğunu 1974 de ilan eder. Keza Kur'an'da bâzı surelerin başında bulunan, tanımı ve açıklanması yapılamamış 14 adet harfin (hurufu mukataa) 19 ve katları ile başında bulunduğu sureleri koruduğuna iddia eder ve Kur'an'da zamanında tahrif edilmeye çalışıldığını savunur.[13]

Kaynaklar