Bu madde, Vikipedi'nin yaşayan insanların biyografileri ile ilgili politikasına bütünüyle uymalıdır. Özellikle konu alınan kişiye iftira niteliği taşıyabilecek kaynaksız ya da zayıf kaynaklı olan her türlü ihtilaflı içerik derhâl çıkarılmalıdır. Eğer bu tip içerik maddeye ısrarla ekleniyorsa ya da bu politika ile ilgili herhangi bir sorun varsa lütfen hizmetlilerden yardım isteyin.
Bu madde, Vikipedi'deki Türk sineması maddelerini geliştirmek amacıyla oluşturulan Vikiproje Türk sineması kapsamındadır. Eğer projeye katılmak isterseniz, bu sayfaya bağlı değişiklikler yapabilir veya katılabileceğiniz ve tartışabileceğiniz proje sayfasını ziyaret edebilirsiniz.
Bu madde, Vikipedi'deki Biyografi maddelerini geliştirmek amacıyla oluşturulan Vikiproje Biyografi kapsamındadır. Eğer projeye katılmak isterseniz, bu sayfaya bağlı değişiklikler yapabilir veya katılabileceğiniz ve tartışabileceğiniz proje sayfasını ziyaret edebilirsiniz. İş birliğine katılarak da projeye katkıda bulunabilirsiniz.
Şu "İslam'a uygun yaşam tarzını seçti" deyimi başka birkaç maddede de geçiyor. Bence bu niteleme yanlı. "İslam'a uygun yaşam tarzı" ne demektir? Sözgelimi, bu sıkmabaş olmak ya da karaçarşafa bürünmek anlamına mı geliyor? Eğer böyleyse, bunu yapmayanlar İslam'a aykırı mı davranmış oluyor? Kısacası, hangi yaşam tarzının İslam'a uygun olduğunu ve hangisinin olmadığını ansiklopedi yazarı belirler mi? (Bucalı 23:32, 25 Kasım 2005 (UTC))
Iyi bir nokta, nasil bir ifade onerirsiniz? Islama yonelen? Citrat 00:07, 26 Kasım 2005 (UTC)
Benim de dikkatimi çekti. Sanıyorum çok kolay değil hem gerçekle tutarlı hem de siyaseten doğru ifadeyi seçmek. İslama yönelmek daha kabul edilebilir olsa da hala pek doğru değil gibime geliyor. Objektif bakıp, kendi yorumumuzu katmadan ne söyleyebiliriz?
Ne bildiğimize bakalım: (Bilmiyorum. Anladığım kadarıyla) İslami içerikli yazılar yazmaya başlamış. Bunu aynen bu şekilde söyleyebiliriz. Belli islami akımların uygun gördüğü şekilde giyinmeye başlamış olabilir... Onu söyleriz. Yoksa islama yönelip yönelmediğini, ya da hangi islama yöneldiğini bilmiyoruz... (volkan 01:43, 26 Kasım 2005 (UTC))
"İslam'a uygun yaşam tarzı..." ibaresi ile kastedilen İslam dininin gerekli gördüğü şekilde hareket etmek ve yaşan tarzını din dairesi içinde değiştirmek. Aslında normal bir cümle, ama farklı manalara çekilebilir, bu nedenle tarafsızlık için bu ve benzeri ibareler yerine geçebilecek bir kaç ibare düşünmemiz yararlı olur. "İslami bir yaşam tarzı", "Dindar bir yaşam tarzı" diyebiliriz mesela, bu dini (din dairesi içinde) bir yaşam görüşünü belli etmiş olur, hem bazı yanlış anlamaları giderebilir... Açıkcası şu anda aklıma bunun dışında bir şey gelmiyor. Ansiklopedi yazarı bunu belirleyemez 'ama' İslam'a uygunluk veya aykırı davranmak konusunda şöyle diyebilirim; bir dine inanıyor fakat onun emir ve yasaklarını yerine getirmiyor olabilirsiniz - bu sizi dinden çıkarmaz veya din-dışı yapmaz ama evet dine aykırı davranmış olursunuz... - Kubra 11:33, 26 Kasım 2005 (UTC)
"Dindar bir yaşam tarzı" nasıldır? Kimine göre dinin "tüm gerekleri"ni yerine getirmektir. Dinin "tüm gerekleri" nedir? Kişiden kişiye, mezhepten mezhebe değişir. Kimine göre başını örtmek dinin gereğidir, kimine göre değildir. Sünniye göre camiye gitmek gerekir; Aleviye göre gerekmez. Sünniye göre mezarlıklar dini açıdan önemi olan yerlerdir; Vahabilerde ise mezar diye bir kavram bile yoktur. Hangi davranış dine aykırı sayılır, hangisi sayılmaz; bunlar konusunda sayısız yorum var. Ansiklopedi yazarı, bu yorumlardan herhangi birini kendine doğru belleyip, ona göre ansiklopedi maddesi yazamaz. (Bucalı 11:53, 26 Kasım 2005 (UTC))
Ciddi ayrışmaları saymazsak mezhepsel anlamda dini gerekler çok fazla değişmez... En basitinden, konumuz İslam ise, İslam'ın 5 şartı ve Kur'an`da geçen emirlerin "uygulanmasının emredildiği" tartışılmadan kabul edilir ki bu ortaya en azından namaz kılmak, oruç tutmak, hacca gitmek gibi olguları "dinin gerekleri" sayar. Bunlar dediğiniz kadar izafi şeyler değildir. Vahhabiler mezarlığı önemsiyor, sünniler önemsiyor meselesi dini gereğe girmez, burada tartışılması gereken de bunlar değildir - ama isterseniz tartışabiliriz de. Sayısız yorumlar detaylar üzerinedir. Namazda ellerin duruş şekli konusunda bir çok farklı yorum vardır, ama namazın kılınmasının dini bir gerek olduğu, namazın 5 vakit olduğu konularında ne yorum vardır ne de ihtilaf. Pek tabii ki "İslam'a uygun yaşam tarzı" ile de kastedilmiş olan bu ana maddelerdir, kimse mezhepsel yorum farklılıklarını kastetmemektedir. Bir alevi namaz kılmaz, ama Kur'an "namaz kılınmasının emredildiği" gerçeğini gözardı edemez de... Tekrar etmekte fayda görüyorum burada kullanılan mana açıktır, uygun ve daha tarafsız bir şeklini bulmak için düşünelim, oturup İslam tartışmasına dönmesin. - Kubra 12:20, 26 Kasım 2005 (UTC)
"Tartışılmadan kabul edilir ki..", "sayısız yorumlar detaylar üzerinedir," "namazın 5 vakit olduğu konularında ne yorum vardır, ne de ihtilaf", "İslamı'ın 5 şartı vardır" gibi kesinlemelerden ben olsam kaçınırdım. Çünkü sizin ana konular olarak varsaydığınız bu bu konularda bile sayısız ihtilaf var. Sözgelimi, Bişariler'e göre, namaz, hac ve oruç şart değildir. Onlara göre, insan evinden çıkmadan da kendi kendine özel olarak istediği kadar dua edebilir. Din tartışmalarına girmemek gerektiği konusundaki görüşünüze ise katılıyorum; çünkü benim doğru bellediklerim dışında doğrular da var, sizinkilerin de tabii... Ansiklopedi yazarken de belli bir görüşü doğru kabul ederek yazmaktan da özenle kaçınılmalı. (Bucalı 12:34, 26 Kasım 2005 (UTC))
İslam'ın ana temel ilkesi olarak sunulan "Allah'ın birliği"ne dahi karşı çıkan mezhepler bile olmuştur, ama bahsettiğiniz, vurguladığınız bu mezhepler "İslam dairesinde" sayılmamaktadır. Din indiğinde belli kurallarla iner, bu kuralların temellerine bile karşı çıkan grupların çıkması 'genel geçer'de o kuralların dogmatikliğini ve temelliğini kaybedip izafi, yorumlanabilir olmaları manasına gelmez. Sebaiyye'de Ali tanrıdır, Bahailik'te tanrı ve peygamber bakış açıları farklıdır, yeni kutsal metinler sunulmuştur - İslam temel dogmalarına riayet ederek bunları İslam-dışı ilan etmiştir. Niye işin teolojik boyutunda ısrar ettiğinizi anlamıyorum? Bugün islam bilimciler, ilahiyatçılar, teologlar, din bilimciler farklı mezheplerin görüşlerini o dinin dairesinde incelemekle beraber bir dinin temel akidesinden ayrılan mezheplerin sadece köken bakımından o dinle ilişkisi kaldığını, pragmatik açıdan o dinin dairesi içinde sayılamayacaklarını belirtirler, klasik alimler ve halk da bu görüştedir. Ayrıca şunu da belirteyim, bir kişi için İslami yaşam tarzını benimsedi dediğinizde, bu genel bir tanımdır, mezhep belirtmezsiniz - ama okuyan şunu anlar "İslam'a bağlı hangi mezheptense o mezhebin gereklerin itaat etmeyi, dindar bir yaşam sürmeyi tercih etmiş". "Ben şu mezheptenim acaba bu İslam derken hangi mezhebi kastetti" sorusunun yanıtını ise yazar isterse mezhebi yazarak verir. Çok aşırı mezheplerse zaten farklı bir oluşuma gitmiştir - belirtilir, bir bahai için "İslami bir yaşam tarzı" zaten kullanılmaz. Ki ikinci önerim olan "Dindar bir yaşam tarzı" dikkat ederseniz İslam ibaresini içermiyor - din diyor, otomatikman kişinin inandığı inanç/din ne ise onun gereklerine uygun bir yaşam tarzını seçtiğini belirtiyor. Bunda ne sorun buldunuz İslam ile alakalı anlamadım - İslam ibaresi yok ki... - Kubra 12:54, 26 Kasım 2005 (UTC)
"Dindar bir yaşam tarzı" deyimi yanlıdır. Çünkü neyin dindar olduğunu neyin olmadığı konusunda herkesin kabul edeceği bir tanım getirilemez. "Bu mezhepler İslam dairesinde sayılmamaktadır," da ne demek? Belli bir mezhebi İslam dahilinde diğerlerini ise haricinde saymak yetkisi kimseye ait değildir. Kişi İslam'ın 5 şartını kabul etmemesine ve kendi evinde dua etmesi durumunda da kendini müslüman sayıyorsa, başka kimseler "Hayır, sen müslüman değilsin," deme yetkisini nereden alıyorlar? İsteyen 5 şartı yerine getirir ve kendini müslüman olarak tanımlar, isteyense bunları yapmaz, ama yine de kendini müslüman olarak tanımlar, kime ne? Şimdi de soyut tartışmalar yerine somut bir öneri: Eğer "Dindar bir yaşam tarzını seçti" ya da "İslami yaşam tarzını seçti"den kastedilen "başını örttü" ise, "başını örttü" denilebilir. Çünkü bunun İslami ya da dindar bir seçim olduğu kişiden kişiye değişir, ama başını örtme gerçeği değişmez. Ya da, 5 vakit namaz kılmaya başladıysa, "Namaz kılmaya başladı," denilebilir. Bu somut bir gerçektir, ama dine uygunluğu mezhepten mezhebe, kişiden kişiye değişir ve hangisinin doğru olduğunu belirleme yetkisi kimseye ait değildir, bana da değildir, size de değildir. (Bucalı 13:08, 26 Kasım 2005 (UTC))
"Dindar bir yaşam tarzı" deyimi niye yanlı olsun? Ne hangi din belirtiliyor ne başka bir şey. Dindar demek, inancına bağlı demektir ve otomatikman kişinin dinine bakış açısına göredir. Din dahi belirtilmiyorsa - niye mezhep karmaşası çıksın? Hatta niye farklı insanların bakış açılarının sorunu çıksın ki?! Bakış açısından bahsedilmemiş, sadece "kişi kendisi artık dini nasıl anlıyorsa, o anladığı şekle bağlıdır" demiş oluyoruz. Diğer konuyu uzatmak istemiyorum - zira fazlasıyla teolojik bir tartışmaya dönüşüyor - bunun ansiklopediyle alakası yok. Ben sadece önerimi getirdim, siz de eleştirilerinizi belirttiniz, tamam, kendi önerilerinizi de getirin, zaten sonuçta "benim dediğim olacak" demiyorum, diyemem. - Kubra 13:14, 26 Kasım 2005 (UTC)