Semerkant (roman): Revizyonlar arasındaki fark

Vikipedi, özgür ansiklopedi
[kontrol edilmemiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
VT Bot (mesaj | katkılar)
k düzeltme (hata bildir)
Etiketler: AWB Geri alındı
Maphistopheles (mesaj | katkılar)
Değişiklik özeti yok
Etiketler: Geri al Geri alındı
2. satır: 2. satır:
| Kitap_adı = Semerkant
| Kitap_adı = Semerkant
| Resim = Semerkant Maalouf.jpg
| Resim = Semerkant Maalouf.jpg
| Resim_altı = Kitabın kapağı
| Resim_altı = Semerkant
| editör = [[Korkut Erdul]]
| Yazarı = [[Amin Maalouf]]
| Yazarı = [[Amin Maalouf]]
| Orijinal_isim = La Samarcande
| Orijinal_isim = La Samarcande
| Çevirmen = [[Esin Talu Çelikkan]]
| Çevirmen = Esin Talu Çelikkan
| illustrator =
| illustrator =
| Kapak_tasarımı = [[Nahide Dikel]]
| Kapak_tasarımı = Nahide Dikel
| Ülke = {{FRA}}<br>{{bayraksimge|Lübnan}} [[Lübnan]]
| Ülke =
| Özgün_dil = [[Fransızca]]
| Özgün_dil = [[Fransızca]]
| Dili = [[Türkçe]]
| Dili = [[Türkçe]]
| Seri_adı =
| Seri_adı =
| Konu = [[Ömer Hayyam]]'ın [[Rubaiyat]] adlı eserinin tarih yolculuğu
| Konu =
| Türü = [[Roman]]
| Türü = [[Roman]]
| Yayınevi = [[Yapı Kredi Yayınları]]
| Yayınevi = [[Yapı Kredi Yayınları]]
26. satır: 25. satır:
| Seride_sonraki =
| Seride_sonraki =
}}
}}
'''''Semerkant''''' (özgün adı: ''La Samarcande''), "[[Afrikalı Leo]]" (1986) kitabı ile ünlenen [[Lübnan]] asıllı [[Fransızlar|Fransız]] yazar [[Amin Maalouf]]'un yazdığı bir romandır.
'''''Semerkant''''' (özgün adı, ''La Samarcande''), "Afrikalı Leo" (1986) kitabı ile ünlenen [[Lübnan]] asıllı [[Fransızlar|Fransız]] yazar [[Amin Maalouf]]'un yazdığı roman.


Yapıt, [[İranlılar|İranlı]] şair ve gökbilimci [[Ömer Hayyam]]'ın [[Rubaiyat]] adlı elyazması eserinin 1072 yılında [[Semerkand|Semerkant]]'ta başlayan ve 1912'de [[RMS Titanic|Titanik]]'te biten hikâyesini ele almaktadır.
Yapıt, [[Ömer Hayyam]]'ın Rubaiyat adlı elyazması eserinin 1072 yılında [[Semerkand|Semerkant]]'ta başlayan ve 1912'de Titanik'te biten hikâyesini ele alıyor.


Semerkant, ilk olarak [[Esin Talu Çelikkan]] tarafından [[Türkçe]]ye çevrilmiştir.
"Semerkant" (1988) Esin Talu Çelikkan tarafından [[Türkçe]]ye çevrilmiştir.


== Arka kapak ==
== Arka kapak ==
'Titanic'te Rubaiyat! Doğu'nun çiçeği Batı'nın Çiçekliğinde! Ey Hayyam! Yaşadığımız şu güzel anı görebilseydin!' Amin Maalouf, 'Afrikalı Leo'dan (YKY, 1993) sonra bu kez Doğu'ya, İran'a bakıyor. Ömer Hayyam'ın Rubaiyat'ının çevresinde dönen iç içe iki öykü... 1072 yılında, Hayyam'ın Semerkant'ında başlayan ve 1912'de Atlantik'te bit(mey)en bir serüven... Bir elyazmasının yazılışının ve yüzlerce yıl sonra okunurken onun ve İran'ın tarihinin de okunuşunun öyküsü/tarihi... {{ref|1}}
<nowiki>''</nowiki>Titanic'te Rubaiyat! Doğu'nun çiçeği Batı'nın çiçekliğinde! Ey Hayyam, yaşadığımız şu güzel anı keşke görebilseydin! <nowiki>''</nowiki>


Amin Maalouf Doğu'ya, İran'a bakıyor. Ömer Hayyam'ın Rubaiyat'ının çevresinde dönen iç içe iki öykü... 1072 yılında, Hayyam'ın Semerkant'ında başlayan ve 1912'de Atlantik'te bit(mey)en bir serüven... Bir elyazmasının yazılışının ve yüzlerce yıl sonra okunurken onun ve İran'ın tarihinin de okunuşunun öyküsü / tarihi...
Amin Maalouf, Doğu'ya, İran'a bakıyor. Ömer Hayyam'ın Rubaiyat'ının çevresinde dönen iç içe iki öykü...

== Üslup ==
Yazar kitabında, tüm olanları Benjamin’in anlatısıyla aktarmış ve tarihe damgasını vuran üç önemli şahıs ([[Ömer Hayyam]], [[Nizâmülmülk|Nizamülmülk]] ve [[Hasan Sabbah]]) ile [[20. yüzyıl]] başlarında [[İran]]’da gerçekleşen modernleşme çabalarını bu romanın esas teması olarak oluşturmuştur. Ömer Hayyam’ın Cihan adlı kadın şairle yaşadığı aşk ve Benjamin ile Şirin arasında geçenler yine yazarın usta kalemiyle tüm olaylar arasında eritilerek sunulmuştur.


== Özet ==
== Özet ==


Yazar kitabında özetle, tüm olanları Benjamin’in anlatısıyla aktarmış ve tarihe damgasını vuran üç önemli şahıs ile 20. yüzyıl başlarında İran’da gerçekleşen modernleşme çabalarını bu romanın esas teması olarak oluşturmuştur. Ömer Hayyam’ın Cihan adlı kadın şairle yaşadığı aşk ve Benjamin ile Şirin arasında geçenler yine yazarın usta kalemiyle tüm olaylar arasında eritilerek sunulmuştur.
1072 yılında, [[Büyük Selçuklu İmparatorluğu|Selçuklu]] Sultanı [[I. Melikşah|Melikşah]]’ın saltanatı [[İran]]’ı da kapsamıştır. [[Ömer Hayyam]] bu dönemde kısa bir süre önce [[Semerkant]]’a yerleşmiştir. Selçuklu veziri [[Nizâmülmülk|Nizamülmülk]] Semerkant’a geldiği sırada onunla tanışmıştır. Nizam, Hayyam’ı bir sene sonrası için Selçuklu'nun başkenti [[Isfahan (İran)|Isfahan]]’a davet etmiştir. Ömer Hayyam bu tanışmanın ardından bir yıl geçince Isfahan’a doğru yola koyulmuştur. Hayyam, yolculuğu sebebiyle [[Kaşan]] kentinden geçerken bir kervansarayda [[Hasan Sabbah|Hasan Sabba]]h ile tanışmıştır ve onunla bir gece aynı odayı paylaşmıştır. Hayyam’ın o güne kadar tanıdığı en bilge kişi Hasan’dır. Hasan da Isfahan’a giderek Nizam’dan bir iş istemeyi planlamıştır. Hayyam, Isfahan’da Nizam’ın huzuruna çıktığında, kendisinden ''“Sahib-i Haber” (casusların başı)'' olması istenmiştir. Hayyam bir bilim adamı olduğunu ve hafiye olamayacağını belirtmiştir. Ancak Nizam’a, Hasan Sabbah’ı önermiştir.


1072 yılında, Selçuklu Sultanı Melikşah’ın saltanatı İran’ı da kapsamıştır. Ömer Hayyam kısa bir süre önce Semerkant’a yerleşmiştir. Selçuklu Veziri Nizamülmülk Semerkant’a geldiği sırada onunla tanışmıştır. Nizam, Hayyam’ı bir sene sonrası için Isfahan’a davet etmiştir. Ömer Hayyam bu tanışmanın ardından bir yıl geçince Isfahan’a doğru yola koyulmuştur. Hayyam yolculuğu sebebiyle Kum kentinden geçerken Sabbah ile tanışmıştır. Hayyam’ın o güne kadar tanıdığı en bilge kişi Hasan’dır. Hasan da Isfahan’a giderek Nizam’dan bir iş istemeyi planlamıştır. Hayyam, Isfahan’da Nizam’ın huzuruna çıktığında, kendisinden “Sahib-i Haber” (casusların başı) olması istenmiştir. Hayyam bir bilim adamı olduğunu ve hafiye olamayacağını belirtmiştir. Ancak Nizam’a, Hasan Sabbah’ı önermiştir.
Nizam, bu işe Hayyam’ı layık görmesine rağmen Hasan’ı kabul etmek zorunda kalmıştır. Hayyam, Selçuklu’nun mali desteği ile çalışmalarını sürdürmüştür. Hasan, Nizamülmülk’ün vazgeçemediği yardımcılarından biri olmuş ve Nizam’a hizmet etmek yerine onun mevkiine geçmeye niyetlenmiştir. Kısa sürede Nizam’dan soğutmak için Melikşah’a yakınlaşmıştır. Nizam ile Melikşah arasına nifak sokmaya çalışmıştır. En sonunda Melikşah'ın emrini gönüllü bir şekilde kabul edip devletin hazinesini rapor etmeye niyetlenince de, Nizamülmülk tarafından planı ters tepmiştir. Melikşah, bu hatayı affetmeyeceğini söyleyip Hasan'ı oracıkta idam etmeye kalkışsa da Hayyam, Sultan'a onu öldürmemesini rica etmiştir. En nihayetinde Hasan, ülkeden kovularak sürgüne gönderilmiştir.


Nizam, bu işe Hayyam’ı layık görmesine rağmen Hasan’ı kabul etmek zorunda kalmıştır. Hayyam, Selçuklu’nun malî desteği ile çalışmalarını sürdürmüştür. Hasan, Nizamülmülk’ün vazgeçemediği yardımcılarından biri olmuş ve Nizam’a hizmet etmek yerine onun mevkiine geçmeye niyetlenmiştir. Kısa bir sürede Nizam’dan soğutmak için Melikşah’a yakınlaşmıştır. Nizam ile Melikşah arasına nifak sokmaya çalışmış, ancak planı ters tepince de Melikşah tarafından ülkeden kovularak sürgüne gönderilmiştir.
Hasan, emelleri uğruna bir şekilde çölden kurtulmuş, mezhep ve kültürlerinin tehlike altında olduğunu düşünen bir kısım [[İran|Acem]] halkını cennet vaadi ile kandırmıştır. Ünlü [[Haşhaşîler|Haşşaşiyûn]] tarikatını kurarak [[Alamut Kalesi]]'ne yerleşmiştir. Hasan Sabbah’ın vaazlarıyla ve cennet vaatleriyle sarhoş olan insanlar intihar saldırıları düzenlemişlerdir. Bu kişilere '''fedai''' denmiştir ve Hasan Sabbah fedailerine, '''"Ölmek, öldürmekten yücedir."''' deyip bu anlayış üzerinde eğitmiştir. Her fedai halk tarafından sevilmeyen, haram yiyen kişilerdir ve öldürüp kaçmamış, olay yerinde ölmeyi beklemişlerdir. Böylece her fedai öldüğünde halktan onlarca kişi fedailer arasına katılmıştır.

Hasan, emelleri uğruna bir şekilde çölden kurtulmuş, mezhep ve kültürlerinin tehlike altında olduğunu düşünen bir kısım Acem halkını cennet vaadi ile kandırmıştır. Ünlü Haşşaşiyûn tarikatını kurarak Alamut kalesine yerleşmiştir. Hasan Sabbah’ın vaazlarıyla ve cennet vaatleriyle sarhoş olan insanlar intihar saldırıları düzenlemişlerdir. Bu kişilere fedai denmiştir ve Hasan Sabbah fedailerine; "Ölmek, öldürmekten yücedir." deyip bu anlayış üzerinde eğitmiştir. Her fedai halk tarafından sevilmeyen, haram yiyen, sahte kişileri öldürüp kaçmamış ve olay yerinde ölmeyi beklemiştir. Böylece her fedai öldüğünde halktan onlarca kişi fedailer arasına katılmıştır.


Hasan’ın amacı bu tarikat yardımıyla Nizam ve Melikşah’tan intikam almaktır. Nitekim müridleri sayesinde Nizam ve Melikşah’ı öldürmeyi başarmıştır. Ancak daha sonra da huzuru bulamamış ve ebediyete de huzursuz bir şekilde göç etmiştir.
Hasan’ın amacı bu tarikat yardımıyla Nizam ve Melikşah’tan intikam almaktır. Nitekim müridleri sayesinde Nizam ve Melikşah’ı öldürmeyi başarmıştır. Ancak daha sonra da huzuru bulamamış ve ebediyete de huzursuz bir şekilde göç etmiştir.


Hayyam Semerkant’a geldiğinde Semerkant Elyazması ile Rubaiyat adlı kitabı yazmıştır. Bu kitap kişilerin hayatında çok önemli noktalarda rol oynamıştır.
Hayyam, Semerkant’a geldiğinde Semerkant elyazması ile [[Rubaiyat]] adlı kitabı yazmıştır. Bu kitap kişilerin hayatında çok önemli noktalarda rol oynamıştır. Ancak bu elyazması Hasan Sabbah'ın adamları tarafından kaçırılmıştır ve Alamut Kalesi'ne getirilmiştir. Hasan bu kitabı kalede çok iyi muhafaza etmiş, ancak o ölünce de sahipsiz kalmıştır. 1256 yılına gelindiğinde ise Alamut Kalesi, [[Hülâgû|Hülagu Han]] komutasındaki [[Moğollar|Moğol]] ordusu tarafından yakılmıştır ve meşhur Alamut kütüphanesi de kül olmuştur. Ancak içeriye önceden giren [[Farslar|Fars]] asıllı [[Moğollar|Moğol]] tarihçisi [[Cüveynî|Cüveyni]], Hayyam'ın elyazmasını yanmadan kurtarmayı başarmıştır. Ve o tarihten sonra yazma, kayıplara karışmıştır.


19. yüzyılın sonlarına gelindiğinde, Ömer Hayyam’ın 1873 yılında dünyada yeniden popüleritesi artmaya başlamıştır. Hasan Sabbah’la birlikte ortadan kaybolan Rubaiyat’ın kopyaları da tüm dünyaya yayılmaya başlamıştır. Hayyam’a olan hayranlıkları nedeniyle Lesage çifti yeni doğan oğulları Benjamin’e ikinci bir isim olarak ''Omar (Ömer’in İngilizce yazımı)'' adını koymuşlardır.
Ömer Hayyam’ın 1873 yılında dünyada yeniden popüleritesi artmaya başlamıştır. Hasan Sabbah’la birlikte ortadan kaybolan Rubaiyat’ın kopyaları da tüm dünyaya yayılmaya başlamıştır. Hayyam’a olan hayranlıkları nedeniyle Lesage çifti yeni doğan oğulları Benjamin’e ikinci bir isim olarak Omar ( Ömer’in İngilizce yazımı) adını koymuşlardır.


Benjamin 15 yaşına gelince, kendi ismini taşıdığı Hayyam’ı merak ederek onu araştırmaya ve [[Farsça]] öğrenmeye başlamıştır. Daha sonra Hayyam’ın zamanında ve kendi çağında insanları o denli çok etkileyen “Rubaiyat”ın peşine düşmüştür. Önce [[İstanbul]]’a gitmiş ve oradan da [[İran]]’a geçmiştir.
Benjamin 15 yaşına gelince, kendi ismini taşıdığı Hayyam’ı merak ederek onu araştırmaya ve Farsça öğrenmeye başlamıştır. Daha sonra Hayyam’ın zamanında ve kendi çağında insanları o denli çok etkileyen “Rubaiyat”ın peşine düşmüştür. Önce İstanbul’a gitmiş ve oradan da İran’a geçmiştir.


Bu sırada İran Şahı’nın torunu Şirin’le tanışmış ve ona aşık olmuştur. Benjamin, İran’da birçok macera yaşayarak 1910’larda İran’daki modernleşme hareketlerine katılmıştır. Sonunda Benjamin, Şirin’le birlikte Semerkant elyazmasına ulaşarak [[Amerika Birleşik Devletleri|Amerika]]’ya gitmek üzere İran’dan ayrılmıştır.
Bu sırada İran Şahı’nın torunu Şirin’le tanışmış ve ona aşık olmuştur. Benjamin, İran’da birçok macera yaşayarak 1910’larda İran’daki modernleşme hareketlerine katılmıştır. Sonunda Benjamin Şirin’le birlikte Semerkant elyazmasına ulaşarak Amerika’ya gitmek üzere İran’dan ayrılmıştır.


Bunun için önce [[İngiltere]]’ye gitmişler ve oradan da [[RMS Titanic|Titanic]] gemisine binerek [[Amerika Birleşik Devletleri|Amerika]]’ya doğru denize açılmışlardır. Ne yazık ki yaklaşık bin yıl önce kaybolup, o anda yeniden ortaya çıkan '''“Rubaiyat”''', Titanic’in batmasıyla sonsuzluğa karışmıştır. Benjamin ve Şirin kurtularak başka bir gemiyle [[New York]]’a ulaşmışlardır. Limandaki karışıklıkta tıpkı “Rubaiyat” gibi Şirin de sonsuza dek kaybolmuştur.
Bunun için önce İngiltere’ye gitmişler ve oradan da Titanic gemisine binerek Amerika’ya doğru denize açılmışlardır. Ne yazık ki yaklaşık bin yıl önce kaybolup, o anda yeniden ortaya çıkan “Rubaiyat” Titanic’in batmasıyla sonsuzluğa karışmıştır.


Benjamin ve Şirin kurtularak başka bir gemiyle Newyork’a ulaşmışlardır. Limandaki karışıklıkta tıpkı “Rubaiyat” gibi Şirin de sonsuza dek kaybolmuştur.
Maalouf yapıtında, ciddi şekilde ölümcülleştirilen mezhep aidiyetini vurgulamak amacıyla bu üç önemli şahsı kullanmıştır. [[Haşhaşîler|Haşşaşiyûn]] tarikatındaki insanların diğer tüm aidiyetlerini (dil, vatan, ırk, hatta din) bir kenara iterek kimliklerini sadece mezhepleri şiaya göre belirlemiş ve mezhepleri farklı olduğu için kendi kardeşlerini bile öldürebilecek birer katile dönüşmüşlerdir.


Maalouf yapıtında, ciddi şekilde ölümcülleştirilen mezhep aidiyetini vurgulamak amacıyla bu üç önemli şahsı kullanmıştır. Haşşaşiyûn tarikatındaki insanların diğer tüm aidiyetlerini (dil, vatan, ırk, hatta din) bir kenara iterek kimliklerini sadece mezhepleri şiaya göre belirlemiş ve mezhepleri farklı olduğu için kendi kardeşlerini bile öldürebilecek birer katile dönüşmüşlerdir.
Sonuç olarak Maalouf; 1900’lerde [[Tebriz]]’deki durumu incelerken de Doğu'nun bir uyanış ve modernleşme sürecine girmiş olduğu, [[İran]]’daki direnişe ve yenilikçilerin vermiş oldukları uğraşlara dikkat çekmiştir. [[20. yüzyıl]] başlarında İran’da gerçekleşen modernleşme çabalarını iyi anlamak ve farklı bir bakış açısıyla değerlendirebilmek için, bu kitaptan öğrenilecek ve dersler çıkarılacak önemli tarihi ve siyasi olaylar bulunmaktadır.

Sonuç olarak Maalouf; 1900’lerde Tebriz’deki durumu incelerken de doğunun bir uyanış ve modernleşme sürecine girmiş olduğu, İran’daki direnişe ve yenilikçilerin vermiş oldukları uğraşlara dikkat çekmiştir. 20. yüzyıl başlarında İran’da gerçekleşen modernleşme çabalarını iyi anlamak ve farklı bir bakış açısıyla değerlendirebilmek için, bu kitaptan öğrenilecek ve dersler çıkarılacak önemli tarihi ve siyasi olaylar bulunmaktadır.


== Karakterler ==
== Karakterler ==


Romanın kurgusal karakterlerine ek olarak birçok tarihi şahıs konu edilmektedir. Bunların başında [[Rubaiyat]] yazmasının yaratıcısı [[Ömer Hayyam]] gelir. Romanın ikinci yarısının baş kahramanı olan [[Amerikan]] [[Oryantalizm|orientalist]] ''Benjamin O. Lesage'' ise kurgusal bir karakterdir.
Romanın kurgusal karakterlerine ek olarak birçok tarihi şahıs konu edilmektedir. Bunların başında Rubaiyyat yazmasının yaratıcısı Ömer Hayyam gelir. Romanın ikinci yarısının baş kahramanı olan [[Amerikan]] [[Oryantalizm|orientalist]] Benjamin O. Lesage ise kurgusal bir karakterdir.


=== Tarihi şahıslar ===
=== Tarihi şahıslar ===
{{Sütunlu liste|sütungenişliği=24em|* [[Ömer Hayyam]]
{{Sütunlu liste|sütungenişliği=24em|
* [[Ömer Hayyam]]
* [[Nizâmülmülk]]
* [[Nizâmülmülk]]
* [[Hasan Sabbah]]
* [[Hasan Sabbah]]
77. satır: 78. satır:
* [[Terken Hatun (I. Melikşah'ın eşi)]]
* [[Terken Hatun (I. Melikşah'ın eşi)]]
* [[Tuğrul Bey]]
* [[Tuğrul Bey]]
* [[Çağrı Bey]]
* [[Cemaleddin Efganî]]
* [[Cemaleddin Efganî]]
* [[Nasıreddin Şah]]
* [[Nasıreddin Şah]]
84. satır: 84. satır:
* [[William Morgan Shuster]]
* [[William Morgan Shuster]]
* [[II. Abdülhamid]]
* [[II. Abdülhamid]]
* [[Vladimir Liakhov]]}}
* [[Vladimir Liakhov]]
}}

== Alıntılar ==
* Amin Maalouf, Semerkant, 1988, çeviren: Esin Talu Çelikkan, YKY 24. baskı; kapak
*Amin Maalouf, Semerkant, 2020, çeviren: Ali Berktay, YKY 97. baskı; kapak


== Kaynakça ==
== Diğer eserleri ==
* [[Tanios Kayası]]
* [[Doğunun Limanları]]
* [[Afrikalı Leo]]
*[[Yüzüncü Ad: Baldassare'nin Yolculuğu]]
* [[Adriana Mater]]
* [[Beatrice'ten Sonra Birinci Yüzyıl]]
* [[Işık Bahçeleri]]
* [[Ölümcül Kimlikler]]
* [[Yolların Başlangıcı]]
* [[Arapların Gözüyle Haçlı Seferleri]]


== Alıntılar ve Kaynakça ==
# https://www.yenialanya.com/haber/7404957/amin-maalouf-kimdir-amin-maaloufun-biyografisi
* {{not|1}} Amin Maalouf, Semerkant, 1988, çeviren: Esin Talu-Çelikkan, YKY 24. baskı; kapak
# https://listelist.com/amin-maalouf-kitaplari/
# https://edebiyatvesanatakademisi.com/yabanci-roman-ozetleri/semerkant-hakkinda-ve-konu-ozet-tahlil-amin-maalouf/63576#:~:text=Semerkant%20adl%C4%B1%20roman%20birisi%201910,Sel%C3%A7uklu%2C%20%C4%B0ran%20ve%20Hasan%20Sabbah


== Dış bağlantılar ==
== Dış bağlantılar ==

Sayfanın 20.06, 22 Ekim 2021 tarihindeki hâli

Semerkant
La Samarcande
Semerkant
YazarAmin Maalouf
ÇevirmenEsin Talu Çelikkan
Kapak sanatçısı
Nahide Dikel
DilFransızca
TürRoman
Yayım1998 (1. Basım)
YayımcıYapı Kredi Yayınları
Sayfa317
ISBN975-08-1003-1

Semerkant (özgün adı, La Samarcande), "Afrikalı Leo" (1986) kitabı ile ünlenen Lübnan asıllı Fransız yazar Amin Maalouf'un yazdığı roman.

Yapıt, Ömer Hayyam'ın Rubaiyat adlı elyazması eserinin 1072 yılında Semerkant'ta başlayan ve 1912'de Titanik'te biten hikâyesini ele alıyor.

"Semerkant" (1988) Esin Talu Çelikkan tarafından Türkçeye çevrilmiştir.

Arka kapak

'Titanic'te Rubaiyat! Doğu'nun çiçeği Batı'nın Çiçekliğinde! Ey Hayyam! Yaşadığımız şu güzel anı görebilseydin!' Amin Maalouf, 'Afrikalı Leo'dan (YKY, 1993) sonra bu kez Doğu'ya, İran'a bakıyor. Ömer Hayyam'ın Rubaiyat'ının çevresinde dönen iç içe iki öykü... 1072 yılında, Hayyam'ın Semerkant'ında başlayan ve 1912'de Atlantik'te bit(mey)en bir serüven... Bir elyazmasının yazılışının ve yüzlerce yıl sonra okunurken onun ve İran'ın tarihinin de okunuşunun öyküsü/tarihi... [1]

Amin Maalouf, Doğu'ya, İran'a bakıyor. Ömer Hayyam'ın Rubaiyat'ının çevresinde dönen iç içe iki öykü...

Özet

Yazar kitabında özetle, tüm olanları Benjamin’in anlatısıyla aktarmış ve tarihe damgasını vuran üç önemli şahıs ile 20. yüzyıl başlarında İran’da gerçekleşen modernleşme çabalarını bu romanın esas teması olarak oluşturmuştur. Ömer Hayyam’ın Cihan adlı kadın şairle yaşadığı aşk ve Benjamin ile Şirin arasında geçenler yine yazarın usta kalemiyle tüm olaylar arasında eritilerek sunulmuştur.

1072 yılında, Selçuklu Sultanı Melikşah’ın saltanatı İran’ı da kapsamıştır. Ömer Hayyam kısa bir süre önce Semerkant’a yerleşmiştir. Selçuklu Veziri Nizamülmülk Semerkant’a geldiği sırada onunla tanışmıştır. Nizam, Hayyam’ı bir sene sonrası için Isfahan’a davet etmiştir. Ömer Hayyam bu tanışmanın ardından bir yıl geçince Isfahan’a doğru yola koyulmuştur. Hayyam yolculuğu sebebiyle Kum kentinden geçerken Sabbah ile tanışmıştır. Hayyam’ın o güne kadar tanıdığı en bilge kişi Hasan’dır. Hasan da Isfahan’a giderek Nizam’dan bir iş istemeyi planlamıştır. Hayyam, Isfahan’da Nizam’ın huzuruna çıktığında, kendisinden “Sahib-i Haber” (casusların başı) olması istenmiştir. Hayyam bir bilim adamı olduğunu ve hafiye olamayacağını belirtmiştir. Ancak Nizam’a, Hasan Sabbah’ı önermiştir.

Nizam, bu işe Hayyam’ı layık görmesine rağmen Hasan’ı kabul etmek zorunda kalmıştır. Hayyam, Selçuklu’nun malî desteği ile çalışmalarını sürdürmüştür. Hasan, Nizamülmülk’ün vazgeçemediği yardımcılarından biri olmuş ve Nizam’a hizmet etmek yerine onun mevkiine geçmeye niyetlenmiştir. Kısa bir sürede Nizam’dan soğutmak için Melikşah’a yakınlaşmıştır. Nizam ile Melikşah arasına nifak sokmaya çalışmış, ancak planı ters tepince de Melikşah tarafından ülkeden kovularak sürgüne gönderilmiştir.

Hasan, emelleri uğruna bir şekilde çölden kurtulmuş, mezhep ve kültürlerinin tehlike altında olduğunu düşünen bir kısım Acem halkını cennet vaadi ile kandırmıştır. Ünlü Haşşaşiyûn tarikatını kurarak Alamut kalesine yerleşmiştir. Hasan Sabbah’ın vaazlarıyla ve cennet vaatleriyle sarhoş olan insanlar intihar saldırıları düzenlemişlerdir. Bu kişilere fedai denmiştir ve Hasan Sabbah fedailerine; "Ölmek, öldürmekten yücedir." deyip bu anlayış üzerinde eğitmiştir. Her fedai halk tarafından sevilmeyen, haram yiyen, sahte kişileri öldürüp kaçmamış ve olay yerinde ölmeyi beklemiştir. Böylece her fedai öldüğünde halktan onlarca kişi fedailer arasına katılmıştır.

Hasan’ın amacı bu tarikat yardımıyla Nizam ve Melikşah’tan intikam almaktır. Nitekim müridleri sayesinde Nizam ve Melikşah’ı öldürmeyi başarmıştır. Ancak daha sonra da huzuru bulamamış ve ebediyete de huzursuz bir şekilde göç etmiştir.

Hayyam Semerkant’a geldiğinde Semerkant Elyazması ile Rubaiyat adlı kitabı yazmıştır. Bu kitap kişilerin hayatında çok önemli noktalarda rol oynamıştır.

Ömer Hayyam’ın 1873 yılında dünyada yeniden popüleritesi artmaya başlamıştır. Hasan Sabbah’la birlikte ortadan kaybolan Rubaiyat’ın kopyaları da tüm dünyaya yayılmaya başlamıştır. Hayyam’a olan hayranlıkları nedeniyle Lesage çifti yeni doğan oğulları Benjamin’e ikinci bir isim olarak Omar ( Ömer’in İngilizce yazımı) adını koymuşlardır.

Benjamin 15 yaşına gelince, kendi ismini taşıdığı Hayyam’ı merak ederek onu araştırmaya ve Farsça öğrenmeye başlamıştır. Daha sonra Hayyam’ın zamanında ve kendi çağında insanları o denli çok etkileyen “Rubaiyat”ın peşine düşmüştür. Önce İstanbul’a gitmiş ve oradan da İran’a geçmiştir.

Bu sırada İran Şahı’nın torunu Şirin’le tanışmış ve ona aşık olmuştur. Benjamin, İran’da birçok macera yaşayarak 1910’larda İran’daki modernleşme hareketlerine katılmıştır. Sonunda Benjamin Şirin’le birlikte Semerkant elyazmasına ulaşarak Amerika’ya gitmek üzere İran’dan ayrılmıştır.

Bunun için önce İngiltere’ye gitmişler ve oradan da Titanic gemisine binerek Amerika’ya doğru denize açılmışlardır. Ne yazık ki yaklaşık bin yıl önce kaybolup, o anda yeniden ortaya çıkan “Rubaiyat” Titanic’in batmasıyla sonsuzluğa karışmıştır.

Benjamin ve Şirin kurtularak başka bir gemiyle Newyork’a ulaşmışlardır. Limandaki karışıklıkta tıpkı “Rubaiyat” gibi Şirin de sonsuza dek kaybolmuştur.

Maalouf yapıtında, ciddi şekilde ölümcülleştirilen mezhep aidiyetini vurgulamak amacıyla bu üç önemli şahsı kullanmıştır. Haşşaşiyûn tarikatındaki insanların diğer tüm aidiyetlerini (dil, vatan, ırk, hatta din) bir kenara iterek kimliklerini sadece mezhepleri şiaya göre belirlemiş ve mezhepleri farklı olduğu için kendi kardeşlerini bile öldürebilecek birer katile dönüşmüşlerdir.

Sonuç olarak Maalouf; 1900’lerde Tebriz’deki durumu incelerken de doğunun bir uyanış ve modernleşme sürecine girmiş olduğu, İran’daki direnişe ve yenilikçilerin vermiş oldukları uğraşlara dikkat çekmiştir. 20. yüzyıl başlarında İran’da gerçekleşen modernleşme çabalarını iyi anlamak ve farklı bir bakış açısıyla değerlendirebilmek için, bu kitaptan öğrenilecek ve dersler çıkarılacak önemli tarihi ve siyasi olaylar bulunmaktadır.

Karakterler

Romanın kurgusal karakterlerine ek olarak birçok tarihi şahıs konu edilmektedir. Bunların başında Rubaiyyat yazmasının yaratıcısı Ömer Hayyam gelir. Romanın ikinci yarısının baş kahramanı olan Amerikan orientalist Benjamin O. Lesage ise kurgusal bir karakterdir.

Tarihi şahıslar

Diğer eserleri

Alıntılar ve Kaynakça

  • ^ Amin Maalouf, Semerkant, 1988, çeviren: Esin Talu-Çelikkan, YKY 24. baskı; kapak

Dış bağlantılar

  • Kitabın analizi * [2]