Çakırlı, Keşap

Vikipedi, özgür ansiklopedi
16.38, 24 Eylül 2016 tarihinde Teacher0691 (mesaj | katkılar) tarafından oluşturulmuş 17635863 numaralı sürüm (dz)
Çakırlı
Harita
Giresun
Giresun
ÜlkeTürkiye Türkiye
İlGiresun
İlçeKeşap
Coğrafi bölgeKaradeniz Bölgesi
Nüfus
 (2000)
 • Toplam353
Zaman dilimiUTC+03.00 (TSİ)
İl alan kodu0454
İl plaka kodu28
Posta kodu28900

Çakırlı, Giresun ilinin Keşap ilçesine bağlı bir köydür.

Genel

Giresun/ Keşap/ Çakırlı Köyü

İlçe merkezine 8 km mesafede bulunan köy, Taflancık, Karadere, Sancaklıtepe, Töngel köyleri arasındadır. 140 hanesi olan köyün nüfusu 253’dür. Halkın çoğu gurbetçidir. Gurbetçilerin bir kısmı İstanbul, Zonguldak, Ankara’da ve bir kısmı da yurt dışında bulunmaktadır. Bu köy, 1930 yılında Valıt(Karadere) Köyü’nden ayrılmıştır. Eskiden buraya Valıt-Çakırlı Köyü denilirdi. 1942 yılında Yünlüce Köyü ve 1993 yılında da Töngel Köyü ana köyden ayrılmıştır. Kuzçukur, Kıranardı, Köyiçi, Şabanlı mahalleleri Çakırlı Köyü’nü oluşturmaktadır. Köye önce Yağlıdere yönünden gelen Sarıosmanoğulları daha sonra Giresun il merkezinde Hacı Hüseyin mahallesine ve camiine adını veren Hacı Hüseyin eşrafından Hacıoğulları,Türkmenoğulları, Trabzon istikametinden gelen Serdaroğulları, Kocabaş Hacıoğulları, Altıntaş İnceoğulları ve Oğuzların Çepni boyundan gelen Nebioğulları, köyün ailelerindendir. Köyde şimdiki ilk okulun yerinde Çifteoluk Medresesi olduğu ve buraya Trabzon’dan bile öğrenci geldiği söylenmektedir. Öğrenci azlığından köy okulu kapanmış ve bu sebeple taşımalı sisteme geçilmiştir. 2 camii olan köyün suyu, elektriği ve telefon hizmetleri mevcuttur. Gelir kaynakları genelde fındık ve hayvancılıktır. En yaygın türü küçükbaş hayvancılıktır. Köye 7 gün 24 saat taksi(ler) mevcuttur.

Tarih

Bu köy, 1930 yılında Valıt(Karadere) Köyü’nden ayrılmıştır. Eskiden buraya Valıt-Çakırlı Köyü denilirdi. 1942 yılında Yünlüce Köyü ve 1993 yılında da Töngel Köyü ana köyden ayrılmıştır. Kuzçukur, Kıranardı, Köyiçi, Şabanlı mahalleleri Çakırlı Köyü’nü oluşturmaktadır.

Köye önce Yağlıdere yönünden gelen Sarıosmanoğulları daha sonra Trabzon istikametinden gelen Serdaroğulları, Gireun il merkezinde Hacı Hüseyin mahallesine ve camiine adını veren Hacı Hüseyin eşrafından Hacıoğulları, Kocabaş Hacıoğulları, Altıntaş, Nebioğulları, İnceoğulları Yerleşmişlerdir.

Köyde şimdiki ilk okulun yerinde Çifteoluk Medresesi olduğu ve buraya Trabzon’dan bile öğrenci geldiği söylenmektedir. Öğrenci azlığından köy okulu kapanmış ve bu sebeple taşımalı sisteme geçilmiştir.

Köy Camisinin yerinde gene bir cami olduğu ve bu camii yıkılarak yerine 1972 yılında ibadete açılan şuan ki camiinin yapıldığı bilinmektedir. Ayrıca camii etrafında ki mezarlıkların tarihi ise oldukça eskiye dayanmaktadır.

Köy okulu oldukça önemli bir geçmişe sahiptir. Geçmişte “altı üstü köy okulu” dediğimiz bu meskende binlerce insan yetişmiştir, hatta bir dönemler bu okulun öğlenci sabahçı sistemi ile eğitim verdiği artı, okul kapasitesinin yetmediğinden dolayı öğretmenler odasının dahi sınıf edilerek eğitim verildiği artı, tüm bunlara rağmen okulun yetmediği bilinmektedir.

O dönemin insanları okulu şu şekilde anlatıyor;

Seyit Öztürk: Ben hatırlıyorum öğrenci sabahçı vardı, öğretmenler odasını sınıf yapmışlardı, sınıflarda 3’er kişi oturuyorduk hala da yetmiyordu.

Ayşe Büyükaydın: Okul’a Töngel, Valıt(Karadere), Eğircen(Yünlüce) den öğrenci gelirdi.

Mustafa Öztaş: O okuldan çıkanlar doktor, öğretmen, hakim oldu.

Hasan Büyükaydın: Benim zamanımda çok kalabalıktı, sınıflarda 4’er 4’er oturuyorduk, bir sınıfta 50 kişi vardı.

Eyüp Altıntaş: Bu okuldan çıkanların çoğu öğretmenlikten, doktorluktan, müdürlükten, memur, amir olarak emekli oldu.

İsmail Sarıaydın: O Okul bölgenin en önemli okullarından.

Hasan Yılmaz: O okul ne mimarlar, mühendisler, müdürler yetiştirdi, şimdikiler de okul mu?

Ahmet Yılmaz: Oraya 4-5 köyden öğrenci gelirdi, sabahtan akşama kadar dopdolu olurdu.

Keşap’ın önemli köylerinden olan bu köyde Çifteoluk Medreseleri olduğu rivayetler arasındadır.

Medrese’nin nerede olduğu konusunda iki iddia mevcuttur, bir kısım halk şuan ki köy okulunun binasının hemen üst kısmında olduğunu söylerken, diğer bir kısım ise Medrese’nin farklı bir yerde olduğunu iddia etmektedir.

O dönem insanları durumu şu şekilde özetliyor;

Eyüp Altıntaş: Medrese okulun hemen üstündeymiş, hatta kalıntıları var, bu Medrese Karadeniz Bölgesi’ne öğretmen, hekim, hâkim gibi önemli insanlar yetiştiriyormuş. Ama nasıl kapandığını bilmiyorum.

Seyit Öztürk: Bu Medresenin adı Çifteoluk Medresesi’y miş, neden çifteoluk derseniz, yanlarından oluk akarmış, önünde 3 ağaç varmış çok güzelmiş, çifteoluk diye ünlenmiş, bu Karadeniz’e hakim, savcı, öğretmen, doktor, müdür, amir tabi o zamanın şartlarına göre çok önemli insanlar yetiştiriliyormuş. Birde yatılıymış.

Çifteoluk Medresesi hakkında resmi bir belge mevcut değil, ne kadar güvenebiliriz bilmiyoruz ama bu medrese ve okul hakkındaki bilgileri köy halkının tamamı biliyor. Karar sizin.

Köy Camii 1972 yılında ibadete açılmıştır. Tabi daha önceleri burada bir cami varmış ama onu yıkmışlar ve yerine daha büyük olan bu camiyi inşa etmişler, zaten resmi kayıtlarda camii hakkında Köy ahalisi tarafından yaptırılmıştır, diyor. Şuan ki camimizin yerinde nasıl bir cami olduğu konusunda iki iddia var. Bir kısım halk ki bu bir kısım oldukça kalabalık, camiinin yerinde eski ve küçük bir cami olduğu o zamanın şartlarını karşılayamadığı için yıkılıp yerine şimdiki camiinin yapıldığını belirtiyorlar. Bir kısım halk ve Keşap Kütüphanesi Müdürü Sn. İsmail Sarıaydın ise elinde ki kanıt ile birlikte caminin yerinde tarihi nitelikte güzel bir cami olduğu ve camiinin mimarının bu tarzda 2 camii daha yaptığını belirtiyor, o camileri incelediğimizde hiçte küçümsenecek veya kötülenecek bir yapıya sahip olmadıklarını belirtmekte. Bir yanda Sarıaydın’ın elinde ki kanıtlar ışığında Çakırlı Köyü Camii, diğer taraftan Büyük bir çoğunluk olan Halkın nazarında Çakırlı Köyü Camii kararı siz verin lakin ortada çok ciddi bir iddia daha var. Bu iddiada camiinin manevi açıdan oldukça önemli olduğu iddiasıdır. Köyün canlı tarihleri bu konuda hemfikir. Onlar bu durumu şu şekilde anlatıyor;

Yağlıdere’de ki tekkeye gidiyorlar, bilseler bizim camimizin tekkeden daha üstün olduğunu camide yatarlar. Bizim camimizde şehitler ve evliyalar gece gelip namaz kılıyorlar. O Evliyandaki Evliyalar ve Şehitler gece gelip namaz kılıyorlar. Sizin gibiler yani şimdiki yetmeler inanmıyorlar ama bunar bize babalarımızdan dedelerimizden geliyor. Hatta sen bilmezsin, bir Hüseyin hoca vardı, sabah namazı ezan okumaya camiye geliyor, kapıyı bir açıyor cami tıklım, tıklım başı sarıklı, gözünü bir açıyor ki biz fuar obuzu deriz, horu da ki o buzda buluyor kendini, başı sarıklılar onu oraya fırlatmış, hiç ona görünürler mi işte imama, bir zaman sabah namazı okumadı, sabah camiye gitmedi korktu.

Camimizin ne denli önemli olduğu buradan anlaşılmaktadır. Tabi bu biraz yorum açık bir husus.

Evliyan yani evliya tepesi yani Göz Evliyası, neden göz evliyası konusuna gelince; geçmişte burasının göz hastalığına iyi geldiğine inanılır hata çevre köylerden göz hastalığı olanlar buraya gelirmiş, bu nedenle göz evliyası olarak lanse edilir. Evliyanı bilmeyen yoktur, burada 3 ağaç bulunur. Genel olarak küp dağının yamacındadır, köyün merkezinden hareket eden bir insan yaklaşık 45- 60 dakikada tepeye ulaşır. Bir kişi merkezden çıkarak Yukarı mahalle mevkiinden, dağ mahallesine çıkar buradan dağ mahallesinin en tepesine çıkar. Burada 3 ağaç bulunur demiştik, bu ağaçlar 3 evliyanın üzerinde büyüdüğü ve yakınlarında şehitlerin yattığı bilinir. Fazla detaylı bilgi yoktur ama köyün bağlı bulunduğu ilçede bilmeyen yoktur.

Sonuçlama olarak şunu diyebiliriz ki, köyümüz oldukça önemli bir geçmişe sahiptir. Köyümüzün stratejik avantajları ve geçmişi ön planda tutulursa ilçenin en önemli köylerinden birisidir.

Biz tarih denilince resmi dayanak ararız, şunu belirtmekte fayda var; sevgili dostlar söz konusu bir köy biz Çakırlı Köyü adıyla bir araştırma yapsak bu araştırma neticesinde anasayfa da yazılı bulunan o bilgileri buluruz. Cami, Evliyan, Okul hakkında bilgi bulma olanağımız neredeyse sıfırdır, resmi kayıtların olmadığı yerde ise resmi dayanak o yerin büyükleridir. Çünkü büyük olarak tabir ettiğimiz kişiler bu olayları yaşamıştır, görmüştür veya kendi büyüklerinden almıştır. Bu nedenle burada yazılı olanları hiç olmazsa %50 oranında ciddiye almanızı tavsiye ediyorum, aslında benimde kafamda soru işareti yok değil.

Yerleşim

Köy çok olmasa da biraz dağınık bir yerleşim biçimindedir, önü, arkası ve sol yanı dağlıktır, köy dağın yamacına kurulmuştur, köy merkezi düzdür. Horu mahallesi köyün en aşağı kesiminde kalır, düzlük ve toplu bir yerleşkedir. Yukarı köy, dağ, çokmaşat mahalleleri yamaç üzerindedir, Çıtlakgil, gıranardı, kus çukur, armutdüzü mahalleleri ise düz bir yerleşkeye sahiptir, mahallelerin yolu, suyu ve telefonu mevcuttur.

İklim

Doğu Karadeniz'in o eşsiz iklimine sahiptir, yaz, kış ılıman bir iklime sahiptir. Bolca yağmur alması ve nem köyü bazen çekilmez bazen de eşsiz yapmaktadır.

Geçim

Köyün Ekonomisi başta fındık olmak üzere, hayvancılık ve tarıma dayalıdır. Yörede yetişen fındık ise olmazsa olmaz ve en önemli geçim kaynağıdır. Ek olarak yapılan hayvancılıktan elde edilen süt, yoğurt, çökelek, yağ, süzme öğünlerin vazgeçilmezi olur. Bu durum ev ekonomisi açısından oldukça önemlidir.

Mısır, fasulye çeşitleri, patlıcan, domates, biber, kabak, pancar(karalâhana) pezik, marul, maydanoz gibi ürünler öğünlerin olmazsa olmazı olduğu için ev ekonomisi açısından %50 lik bölümünü oluşturur ve çok ciddi anlamda tasarruf sağlar.

Su ihtiyaçlarına para ödemeyen köylüler bu yönden de kentte yaşayanlara nazaran bir adım daha öndedir.

Dış bağlantılar