İçeriğe atla

Kullanıcı mesaj:Msquicksam

Sayfa içeriği diğer dillerde desteklenmemektedir.
Konu ekle
Vikipedi, özgür ansiklopedi


== Ruşen Han Çatıkkaya ==





Ruşen Han Çatıkkaya Ruşen Çatıkkaya (25 Nisan[kaynak belirtilmeli] D- 1953 Ölüm 21 Mart 2003; Kastamonu, ), ülkücü milliyetçi eski Mafya lideri .

Ruşen Çatıkkaya 1953 yılında Kastamonuda doğmuştur . 19 Yaşında Ailesi ile İstanbul'a gelmiştir .1975 - 2003 yılları arasında yeraltı aleminde adını çokca duyurmuştur .Yaşadığı yıllarda Alaaddin Çakıcı, Sedat Peker ,Abdullah Çatlı , Abhaza Oguz gibi babalarla yakın ilişkileri olmuştur. . 1980'lerin İstanbul'unda uyuşturucu satıcılarına ve çete başlarına büyük saldırılar yapmıştır. İstanbul'da uyuşturucu kullanımını ve satımını azaltmıştır. Ancak buna rağmen kendisi uyuşturucu kullanıcısıdır . Kesin bir bilgi olmasada MİT ile çalıştığı düşünülür .21 Mart 2003 yılında narkotik zehirlenmeden dolayı vefat etmiştir. 1980-2000 yılları arasında belirlenebilmiş kendisine hizmet eden 700 küsür adamı vardır . Bundan dolayı HAN lakabını almıştır . Sayın Peker'in doğan çocuklarına Han ismini eklemesi kesin olmasada bu yüzden olduğu sanılmaktadır. Yeraltı aleminde adı Ruşen Çatıkkaya diye geçer.Yaşadığı yıllarda ailesiyle Ümraniye'de ikamet etmiştir.Bir evlilik yapmıştır.Ailesinden şuan da hiç kimse faaliyette değildir.



Konu başlıkları [gizle] 1 Özel Yaşam 2 Çocukluğu 2.1 Aldığı Cezalar 2.2 Kürt İdris Olayı 2.2.1 Mafya Devletin Öz Oğludur (Bir Gazetecinin Kaleminden) 2.2.2 Gelir Kaynakları

Özel Yaşam[değiştir]

Çatıkkaya askerliğini Paraşütçü Komando olarak yapmıştır. Ardından milliyetçiliğinden dolayı ülkü ocaklarına katılmıştır burada yaptığı faaliyetlerce sağ sol davalarında attığı mermilerle adını duyurmuştur . Koyu MHP'lidir 21 yaşında İstanbul Beykoz Ülkücü Gençler Derneği'nin (ÜGD) başkanlığını yapmıştır.Mafya aleminde acımasızlığı ve gözü karalığıyla bilinir. 2002 yılında otellerinden birine baskın yapılmıştır ancak Çatıkkaya'nın adamları tarafından etkisiz hale getirilmiştir.

Çocukluğu[değiştir] Çatıkkaya 1997 senesinde Cumhuriyet gazetesine verdiği röportajda Çok sıkıntılı bir çocukluğum olmuştu. Maddi olarak değil ama manevi olarak büyük boşluktaydım. İçimde insanlara karşı büyük bir nefret vardı , bunun en büyük sebebi ailemdi her gün kavga hergün tartışma Babam annem bir kere bile beni sevdiğini söylememiştir, hatırlamam. Hergün dayak yerdim her dayak yediğimde sinirimi okuldaki çocuklardan çıkarırdım. Belkide bugün bu yüzden böyleyim KADER. Aile çok önemli

Zaman Gazetesinin Kurşunlanması

Feza Gazetecilik A.Ş nin sahibi Ali Akbulut'un hakkında Uyuşturucu satıcılarını öldürtüyor çünkü tek satıcı kendisi olmak istiyor mesajlı köşe yazısı yazdırmasından dolayı 1992 yılında Zaman Gazetesinin Yenibosna'da ki şirketini kurşunlatmıştır. Bununla Beraber TCK'nın Konut Dokunulmazlığı ihlalinin 116.Maddesince 6 Ay Hapis Cezasına çarptırılmıştır. Mahkemede TCK'nın, 24. maddesi hükmünde, kişiyi, onuruna, şeref ve haysiyetine karşı saldırılar karşısında korumaktadır. Kişi, başkalarından, onuruna, şeref ve haysiyetine saygı gösterilmesini isteme temel hakkına sahiptir. maddesi göz önünde alınarak tahrik unsuru bulunup 6 Ay Hapis Cezası Para Cezasına çevrilmiştir.

Bekir Kutmangil

1991 yılından 1993 yılına kadar Bekir Kutmangil'in can güvenliğini sağlatmıştır. Bekir Kutmangil'in 1993 Yılında Kendisine 93 model Mercedes hediye etmesi üzerine medyada Kutmangil'i haraca bağlayan mafya gibi asılsız haberlerin yayılmasından dolayı Kutmangil ile iş ilişkisini kesmiştir. 2 yıl sonra Kutmangil İbrahim Cici tarafından pusuya düşürülerek öldürülmüştür.

Çocukları Mustafa Çatıkkaya 08.09.1997


Aldığı Cezalar[değiştir]

16 EKİM 1985 KADIKÖYZEYTİNBURDU) UGD) DAVALARI 10 mahkumiyet 15 braat Haber Merkezi Istanbul Sıkıyönetim Komutanlığı 1 Nıımaralı Askeri Mahkemesi'nde görülen Kadıköy ve Zeytinburnu ÜGD davaları sonuçlandı. lki davada yargılanan toplam 27 sanıktan 10'u mahkum oldu, 15'i ise beraat etti. Askeri Mahkeme 19 sanıklı Kadıköy ÜGD davasında sanıklardan Genel Başkan Hüseyin Bayrak, Orhan Polat ve Ruşen Çatıkkaya'ya önce ölüm cezası verdi. Daha sonra eylemin tam kalkışma aşamasında kaldığını belirterek Bayrak'a 30 yıl, Polat'a 26 yıl, Çatıkkaya'ya 22 yıl hapis cezası verdi

1987 Çengelköy Kazası


Çatıkkaya'nın Kız kardeşinin , kız kardeşinin eşinin ve 2 çocuğunun bulunduğu araba karşıdan gelen taksiyle çarpışarak denize uçmuştur ve 4'üde hayata gözlerini yummuştur . Bu olay her ne kadar kaza gibi gözüksede aslında Çatıkkayanın düşmanları tarafından planlanmış olma ihtimalide yüksektir . Çatıkkayanın kardeşinin bulunduğu özel aracın şöförünün ceseti bulunamamıştır . Rivayete göre Ruşen Han Çatıkkaya şöförün ailesini kurşuna dizdirmiştir . Olayın doğruluğu hakkında kesin bir bilgi yoktur.


Kürt İdris Olayı[değiştir]

Kürt İdris'in adamları,Çatıkkaya'nın kaçak içki taşıdığı 2 tırı kaçırmış Çatıkkaya'nın yönettiği kukla belediye başkanlarından ikisini öldürmüş ve üç kez kilit adamlardan Oflu Osman'ı öldürmeye çalışmıştı. Oflu Osman Kürt İdris'ı ve adamlarının çoğunu bir oyunla Ümraniye'den uzaklaştırdı ve Özbir'in adamları Üsküdar FROM HOTEL'deki bir garaj yerinde çok az adamı kaldı. Çatıkaya'nın adamlarından Orhan Polat ve birkaç güvenilir adam daha polis kılığına girdi ve 11 Mart 1989'de Üsküdar Acı Badem Mahallesindeki Özbir'in yerini bastılar. Mücadelesiz altı mafya üyesi ve bir ziyaretçileri duvara dizilip tarandı. Cinayetler tam olarak aydınlatılamadığı için duruşma olmadı. Çatıkkaya, kendisine yönelik suçlamaları 11 Mart 1989'da Ankara'da olduğunu ispat ederek çürüttü. Iceride bulunan bir maktul gercek polisler gelene kadar yasayabilmis, kendisine yoneltilen "seni kim vurdu" sorusuna "kimse, kimse vurmadi" seklinde cevap vermistir. super planlanmis olsa da, asil hedef Kürt İdris o gun gec kaldigindan kapidaki polis arabasini gorup ortamdan uzaklasmistir Kürt İdris bu olaydan sonra hemen hemen piyasadan cekilmistir. 2002 de akciğer kanserinden vefat etmiştir. Bu olayın tıpa tıp benzeri 1800'lerde Alphonso Capone tarafından gerçekleşmiştir .

Mafya Devletin Öz Oğludur (Bir Gazetecinin Kaleminden)[değiştir]

Ülkemizde mafyanın gücü ve yaptıkları son dönemde hapishanelerde mafyacıların çıkardığı isyanlarla, saldırılarla iyice gündemde. Çakıcı’dan Nuriş’lere, Şirinler’den Çatıkkayalar'dan İbrahim Cici’lere kadar birçok mafyacının hapishanelerdeki saltanatlarına karşı tepkiler oluşmakta. Bugün için mafyanın eriştiği güç, o yayınlanan görüntülerden daha üst boyuttadır. Silah kaçakçılığından uyuşturucu ticaretine, kadın pazarlanmasından ihale mafyacılığına, çek-senetçiliğe kadar pek çok alanda faaliyet yürüten mafya gruplarının ekonomik ve fiziki güçleri büyümüştür. Gazetelerde yayınlanan bir istatistiğe göre mafyanın ekonomisi ülkenin milli gelirinin yarısına eşitmiş. Toplam 41 değişik alanda faaliyet gösteren mafyanın ekonomisinin 100 milyar doları bulduğu belirtilmekte. (17. 09. 2000, Yeni Binyıl) Bu ekonomiyle birlikte adeta bir sektöre dönüşmüştür mafyacılık. Öyle ki bu sektörde tetikçi eleman olarak çalışanların sayısı 23 bin kişiyi bulmaktadır. Yaklaşık olarak her bir üyelerine aylık bin dolar verildiği düşünüldüğünde, sadece elemanlarına ödedikleri aylık para miktarı 23 milyon doları bulmaktadır. Bu rakamlar sadece belirlenebilenlerdir. Oysa gerçek rakamlar bunların çok üstündedir. Başta uyuşturucu ticareti olmak üzere birçok alanda Ortadoğu ve Asya’yı Avrupa’ya bağlayan Türkiye tam anlamıyla kilit konumundadır. Bu nedenle de sadece ülkemizde değil uluslararası mafya piyasasında da Türkiyeli mafyacılar önemli bir yere sahiptirler. Peki ama bu kadar etki alanı genişleyen ve bu kadar büyük bir güce ulaşan mafyanın arkasında kim var? Bu soruya verilecek en kısa cevap, mafyanın temel kaynağı düzendir, siyasi iktidarlardır olacaktır. Dünyanın hiçbir yerinde mafya sırtını siyasi iktidarlara dayamadan gelişemez. Bu nedenle bugün her ne kadar karşıymış gibi görünüp, Tantan gibileri sık sık temizleyeceğiz açıklamaları yapsalar da mafyanın kaynağı da, besleyeni de yine onlardır. Aslında siyasi iktidarlarla ne kadar içiçe bir seyir izlediği çeşitli şekillerde ve iç çekişmelerinin de etkileriyle ortaya çıkmıştır. Ama bu durum devletin değil de bir kaç kişinin suçuymuş gibi gösterilmektedir. Oysa sorun kişilerde değildir, yapılan her şey MGK’nın, devletin bilgisi dahilindedir. Daha 1980’lerde, o dönemin en ünlü mafyacılarından Dündar Kılıç’ın devletin en yetkili kurumlarıyla ilişkiler kurduğu açığa çıkmıştır. Hatta o dönem açıklanan MİT Raporu’nda Dündar Kılıç’ın 12 Eylül cuntasının 5 generalinden biri olan Tahsin Şahinkaya ile olan ilişkisi mafyanın bağlantılarını ve nasıl korunduklarını göstermektedir. Yine aynı raporda, “İstanbul polisi ile mafya bağlantısını kuran kişi emekli cinayet masası amiri Ahmet Ateşli olup... Son 20 yıl içinde bu döneme kadar İstanbul’un kanunsuz ve kontrolsüz kaldığı yeraltı dünyasının bu kadar himaye gördüğü dönem görülmemiştir... Turan Çevik, Fevzi Öz, Nejdet Ulucan gibi ünlü isimleri üst düzey bürokratlarla, bakanlarla Mehmet Ağar tanıştırıyordu.” (Ergenekon, sayfa 56) şeklindeki bilgiler de buna örnektir. Yine 1960’lardan bu yana ülkemiz siyasetinde belirleyici olan ve devletin hep en tepesinde görev yapan Süleyman Demirel’in, mafyacı İnci Baba ile olan dostluğunu bilmeyen yoktur. Özellikle de Turgut Özal’ın başbakanlık yaptığı yıllarda mafya atılım yapmıştır. “Uyuşturucu fonlarıyla beslenen yeraltı ekonomisi ‘80’lerde sistemin can damarı haline geldi... Bu sürecin koordinasyonu 12 Eylül askeri yönetimiyle Özal döneminde gerçekleştirildi. 12 Eylül yönetimi yurtdışına altın kaçırılması, karşılığında döviz getirilmesine onay verdi. Bunun simgeleyen iki ilginç örnek var. Özal’ın oğlu, Muhammet Şekerci’nin temsilcisi Berber Yaşar’ın ortaklarından Lütfi Kefelioğlu ile şaibeli işler çeviriyordu.” (Kirli İşler İmparatorluğu, Suat Parlar, sayfa 160) Yasalar, kanunlar çıkartılarak palazlandırıldı mafya. 12 Eylül sonrasında özellikle eski MHP’liler devletin kontrgerilla faaliyetlerinde kullanılırken diğer yandan da ödül olarak her türlü mafya ve çete faaliyetleri yapmaları için olanaklar sağlandı. Artık eski MHP kadroları, “ülkücü mafya babaları”, MHP kitlesi de bunların tetikçileri oldular. Alaattin Çakıcı’lar,Ruşen Han Çatıkkaya'lar Tefvik Ağansoy’lar, Drej Ali’ler, Sedat Şahin’ler artık mafya aleminin hakimi durumuna getirildiler. Bu ilişkiler konusunda daha pekçok örnek verebiliriz. Ama bu kadarı yeterli olur. Öz olarak devletin bilgisi ve denetimi dışında hiçbir mafyacı adım dahi atamaz, buna yeltenemez bile. Yeltenenler ise yok edilir.Türk Mafya tarihtinde birtek Abdullah Çatlı ve Ruşen Han Çatıkkaya zarar verememişlerdir. Çizmeyi aşanlara dersi verilir. Ama devletin çizdiği sınırlar içinde hareket eden, bu arada devrimcilere, halka karşı saldırı politikalarında yer alanlar ise gün be gün güçlenir. Bugün de Nuriş’lerin, Çakıcı’ların, Şirinler’in dayandıkları güç de devlettir. Düzen, çetecilerin-mafyacıların düzenidir. Halkın yoğun tepkisi karşısında yapılan açıklamalar da, gözboyamaya yönelik sahte manevralardır.


Gelir Kaynakları[değiştir]

Kaçak Silah Ticareti Kaçak İçki Ticareti Solcu Esnaftan Haraç alma Çek Senet Mafyacılığı İhale Mafyacılığı İstek Üzerine Güvenlik Sağlama oto Galeri

Yararlanılan kaynaklar

http://www.cumhuriyetar...ayfa/1985/10/16/8.xhtml (Cumhuriyet Gazetsi 1985 arşivi)

Ruşen Han Çatıkkaya 16 yaşında (Kastamonu)




Abhaza ve Çatıkkaya


. Msquicksam (mesaj) 17:27, 21 Mart 2015 (UTC)
Merhabalar, ilgili politikamızı dikkatlice incelemenizi rica edeceğim. İyi çalışmalar.. --Théoden ileti 12:51, 22 Mart 2015 (UTC)
  • Maddenin altına ekleminiz gerekiyor. --Mavrikantmsj 12:14, 25 Mart 2015 (UTC)

Msquicksam ile bir mesajlaşma başlatın.

Bir tartışma başlat