İçeriğe atla

Samanu

Vikipedi, özgür ansiklopedi
05.17, 22 Ekim 2020 tarihinde InternetArchiveBot (mesaj | katkılar) tarafından oluşturulmuş 23891764 numaralı sürüm (6 kaynak kurtarıldı ve 0 kaynak ölü olarak işaretlendi.) #IABot (v2.0.7)

Samanu veya Samanak, Sumalak/Sumalyak, Sümölök, Sümölöt, hem Türklerde hem de başka pek çok Orta-Asya ve Ortadoğu toplumunda Navruz Günü pişirilen bir çeşit muhallebi olup, bazı yörelerde helva şeklinde de yapılır. Azeri kültüründe “Semeni Helvası” olarak bilinir. Özbek, Kırgız, Kazak Fars, Tâcik ve Afgan geleneklerinde önemli bir yeri vardır. Pişirilmesine ve toplu olarak dağıtılmasına çocuklu bir kadın önderlik eder ve kadınlar kazan başında şarkı söyleyip dans ederler. Navruz gecesi bir kısmı suya bırakılır. Şifa veren bir Cennet yemeği olduğuna inanılır.

Efsane

Anlatıldığına göre geçmiş çağlarda yaşanan bir kıtlıkta, çocukları aç kalan anneler evlerinde kalan yiyecekleri alıp bir araya gelmişler. Toplanan yiyecekler ancak yarım kazan olunca su ile pişirmişler. O esnada dokuz çocuklu dul kadın gelmiş. Elinde verebilecek hiçbir yiyeceği olmadığı için kazana dokuz yuvarlak taş koymuş ve çocukların bu şekilde avutmuş. (Anlatılanların buraya kadar olan kısmı Ömer bin Hattab’ın tanık olduğu dul bir kadının durumu ile ilgili rivâyetten esinlenmiş görünmektedir.) Kazan, tan yeri ağarıncaya kadar kaynamış. Ateşten indirip dağıtmaya başlamışlar yemek bir türlü bitmemiş, herkes bir ay boyunca bu yemeği yemiş ve açlıktan ölmekten kurtulmuşlar. Yapılan dualar kabul edilmiş ve bol ürünlü bir yıl gelmiş. O günden beri de kutlu bir yemek olarak görülmüştür.

Yapılışı

Asya’da pek çok yörede bu yemek için gerekli malzemelerin sağlanmasına ve şenlik hazırlıklarına 15 gün önceden başlanır. Bunun için işi iyi bilen, tecrübeli kadınlardan birisi görevlendirilir ve kendisine yardımcılar verilir. Buğdayların ekimi, çimlendirilmesi ve alınması hep duayla olur. Ekim karanlık ve hafif sıcak bir odada yapılır, üzerine bez serilmiş bir tahtaya buğdaylar yayılır. Suladıktan sonra, üzerini bir bezle örter. Sabahları ve akşamları sulayarak çimlenmesini sağlar. Zamanı gelince duâ edilerek bez açılır ve çimlenen kısım alınır. Navruz’dan bir gün önce içlerindeki sütlü özler bazı işlemlerle çıkarılır ve biriktirilir. Yağ, su, un, şeker ve buğdayla birlikte bu özler birleştirilerek ocakta pişirilir ve içine ceviz de atılır. Bâzen tarçın, anason veyâ rezene de eklenir. Fazla şeker katmaya gerek olmadığına, çünkü onu Allah'ın tatlandırdığına inanılır. Kazan herkes tarafından sırayla karıştırılır. Akarsulardan toplanmış dilek taşları içine konulur ve bunlar aslında kazanın dibine yanmasını veyâ yapışmasını önler. Bâzen 7 veyâ 9, bâzen de 40 veyâ 41 tane olan bu taşların Sümölök piştikten sonra dağıtılırken kime çıkarsa onun dileğinin yeni yılda gerçekleşeceğine inanılır. Akşam başlayan pişirme işlemi sabaha kadar sürer. On iki saatten sonra, koyulaşıp toprak rengine çalan bir görünüme ulaşınca ateş söndürülerek, kazanın üzeri bezlerle örtülür. Bir süre dinlenmeye bırakıldıktan sonra dualarla örtü açılarak dağıtılmaya başlanır. Kadınlar bu sırada kazanın ağzını açmayarak bahşiş alırlar. Semeni adı verilen çimlenmiş tahıldan yapılan bu yiyecek kimi yörelerde evde de pişirilir ve bu durumda hazırlanma ve pişme süreleri kısalır.

Etimoloji

Sam/Sem/Sum/Som/Söm kökü doluluk, bolluk tamlık bildirir. Moğolca Sem kelimesi gizlilik, sır anlamları taşır. Mongur dilinde ise Semen sözcüğü şaman demektir. Tunguzca’da Sama, Türkçede Som/Soma kelimeleri onur, şeref ve iz, işâret gibi anlamlar da içerir. Moğolca Sem kökü gizlemek mânâsını da bünyesinde barındırır. Dolayısıyla “Samanu” kavramın doğaüstü bir güçle ilişkilendirildiği açıktır. Fakat Hintçe kökenli “Sehmin” (tohumlanmak, çimlenmek, yerden bitmek) sözcüğü ile aynı kökten kaynaklanan Latince “Semen” (tohum) kelimesi dikkate alınmalıdır. Saman sözcüğü ile de alâkalı görünmektedir. “Somun Ekmek” tamlamasındaki Somun sözcüğünün her ne kadar Yunanca “Psomin” (ekmek, çörek) kelimesinden dönüştüğü öne sürülse de bu kökle bağlantısı ihmal edilemez. Eski Altayca ve Moğolca’da Süme/Suma sözcüğü şaman anlamı taşır ve bu kelime Halha lehçesinde Süm (Buryatça’da Hum), Dagur dilinde Sum olarak yer alır. Tunguzca Süme kökü gizlemek/gizlenmek anlamlarını ihtivâ eder. Halk arasındaki bir inanışa göre Sümölök/Sumalak kavramı “Su” ve “Melek” kelimelerinin bileşik hâlidir.

Kaynakça

Dış bağlantılar

Ayrıca bakınız