1936 İspanyol Devrimi

Vikipedi, özgür ansiklopedi
1936 İspanyol Devrimi
Tarih19 Temmuz 1936
Konumİspanya'nın çeşitli bölgeleri (Madrid , Katalonya , Aragon, Endülüs ve Levante, İspanya'nın bazı kısımları.)
AmaçDevlet iktidarının tüm kurumlarının ortadan kaldırılması; endüstriyel üretimde işçi kontrolü; özgürlükçü sosyalist ekonominin uygulanması; Katolik Kilisesi'nin sosyal etkisinin ortadan kaldırılması; devrimin komşu bölgelere uluslararası yayılması
SonuçBastırıldı

İspanyol Devrimi, 1936'da İspanya İç Savaşı'nın patlak vermesiyle başlayan ve iki ila üç yıl boyunca başta Katalonya, Aragon, Endülüs ve Valensiya'nın bazı bölgeleri olmak üzere ülkenin çeşitli kesimlerinde anarşist ve daha geniş anlamda özgürlükçü sosyalist örgütlenme ilkelerinin yaygın bir şekilde uygulanmasıyla sonuçlanan bir işçi toplumsal devrimiydi. İspanya ekonomisinin büyük bir kısmı işçi kontrolü altına alındı; Katalonya gibi anarşistlerin kalelerinde bu oran %75'e kadar çıkıyordu. Fabrikalar işçi komiteleri aracılığıyla yönetildi ve tarım alanları kolektifleştirilerek özgürlükçü sosyalist komünler olarak yönetilmeye başlandı. Oteller, berber dükkanları ve restoranlar gibi birçok küçük işletme de kolektifleştirildi ve çalışanları tarafından yönetildi.

Kolektifleştirme çabası esas olarak Ulusal Emek Konfederasyonu ve İberya Anarşist Federasyonu taban üyeleri tarafından örgütlendi. Genel İşçi Birliği(UGT)'de kolektifleştirme uygulamasına katıldı.

Komünler, "Herkesten yeteneğine göre, herkese ihtiyacına göre" temel ilkesine göre işletiliyordu. Bazı yerlerde para tamamen ortadan kaldırıldı ve yerine kuponlar kullanıldı. Bu sistem altında, malların maliyeti genellikle önceki maliyetin dörtte birinden biraz daha fazlaydı. Devrim sırasında Katalonya'da kırsal alanların %70'i, Doğu Aragon'da yaklaşık %70'i, Extremadura cumhuriyetçi sektöründe %91'i, Castilla-La Mancha'da %58'i, Endülüs cumhuriyetinde %53'ü, Madrid'de %25'i, Murcia'da %24'ü[1] ve Valensiya Topluluğunda %13'ü kamulaştırıldı. IRA verilerine göre, cumhuriyetçi İspanya'da kamulaştırılan alanın %54'ü kolektifleştirildi.[2] Kırsal komünlerin en önemli hale geldiği iller, 1938'de 1.002.615 hektarın (ekili alanların %98,9'u) kolektifleştirildiği Ciudad Real ve 685.000 hektarın (ekili alanların %76,3'ü) kolektifleştirildiği Jaén'di ve cumhuriyetçi illerin geri kalanınından daha fazlaydı.[3] Birçok komün savaşın sonuna kadar direndi. Anarşist komünler kolektifleştirilmeden öncekinden daha verimli bir oranda üretim yaptı,[4]verimlilik %20 arttı.[5] Yeni kurtarılmış bölgeler tamamen özgürlükçü ilkelere göre çalıştı; kararlar herhangi bir bürokrasi olmaksızın sıradan vatandaşlardan oluşan konseyler aracılığıyla alındı.

Özgürlükçü milislerin özgürlükçü komünizmi ilan edildiği Aragon'da, yaklaşık 450 kırsal komün kuruldu, bunların neredeyse tamamı CNT'nin elindeydi ve yaklaşık 20'si UGT tarafından yönetiliyordu .

Valensiya bölgesinde, 264'ü CNT, 69'u UGT ve 20'si CNT-UGT karma liderliğinde olmak üzere 353 komün kuruldu. Ana gelişmelerinden biri Birleşik Levanten Tarımsal İhracat Konseyi (Katalanca: Consell Llevantí Unificat d'Exportació Agrícola, CLUEA) ve Alcoy şehrinin sanayi ve hizmetlerinin tamamen kamulaştırılmasıydı. [6]

Kadınlar Barselona dışında milis eğitimi alıyor, Ağustos 1936

Katalan endüstrisinde CNT işçi sendikaları çok sayıda tekstil fabrikasını devraldı, Barselona'daki tramvay ve otobüsleri örgütledi, balıkçılıkta, ayakkabı endüstrisinde ve hatta küçük perakende mağazalarında ve halk gösterilerinde kolektif işletmeler kurdu. Birkaç gün içinde, İspanya sanayisinin üçte ikisinin yoğunlaştığı Katalonya'daki sanayi ve ticaret şirketlerinin %70'i işçilerin mülkiyetine geçmişti.

Ekonomik devrimin yanı sıra kültürel ve ahlaki bir devrim ruhu da vardı. Özgürlükçüler, okuma yazma dersleri, sağlık üzerine konuşmalar, kırsal bölgelere geziler, halka açık kütüphaneler, tiyatro gösterileri, siyasi toplantılar, dikiş atölyeleri vb. düzenlenen buluşma yerleri ve teorik eğitimin otantik kültür merkezleri haline geldi. Mevcut sendika merkezlerini genişleten ve Francisco Ferrer, Ricardo Mella, Lev Tolstoy ve Maria Montessori'nin eğitim önermelerinin uygulandığı çok sayıda rasyonalist okul kuruldu. Benzer şekilde, toplumsal alanda da bazı gelenekler baskı türleri olarak görülmüş ve burjuva ahlakı da insanlıktan çıkarıcı ve bireyci olarak değerlendirilmiştir. Anarşist ilkeler, bireyin bilinçli özgürlüğünü ve toplumların ilerlemesi için doğuştan gelen bir araç olarak insanlar arasındaki doğal dayanışma görevini savundu. Böylece, örneğin devrim sırasında Katalonya'da kadınlar kürtaj hakkını elde etti, rızaya dayalı özgür aşk fikri popüler hale geldi ve nudizmde bir artış oldu.

Bununla birlikte, devrimin sosyal etkileri ekonomik etkilerinden daha az şiddetli olmuştur; büyük kentsel alanlarda bazı sosyal değişiklikler olsa da (Barselona "proleter tarzı" vurgulamış ve Katalonya ucuz kürtaj tesisleri kurmuştur), alt sınıfların tutumları oldukça muhafazakar kalmış ve Rus tarzı "devrimci ahlak "a nispeten daha az öykünülmüştür.[7]

Kamu düzeni de önemli ölçüde değişti; klasik kamu düzeni güçleri (polis, sivil muhafızlar, mahkemeler ve ordu) olmadan da idare edilebildi. Bunların yerini gönüllülerden oluşan Kontrol Devriyeleri, halk milisleri ve ortaya çıkan sorunları çözmeyi amaçlayan mahalle meclisleri aldı. Birçok cezaevinin kapıları açılarak aralarında çok sayıda siyasetçinin yanı sıra adi suçluların da bulunduğu mahkumlar serbest bırakıldı, bazı cezaevleri yıkıldı.

Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir]

  1. ^ González Martínez 1999, s. 93.
  2. ^ Payne 1970, ss. 241–267.
  3. ^ Garrido González 2006, s. 6.
  4. ^ Sewell 2007, s. 141.
  5. ^ Kelsey 1991.
  6. ^ Quilis Tauriz 1992, ss. 83–85.
  7. ^ Payne 1973, Vol. 2 Ch. 26.