Şablon:GM/2020-06-01

Vikipedi, özgür ansiklopedi
2013 Eurovision Şarkı Yarışması, 58. kez gerçekleştirilen geleneksel Eurovision Şarkı Yarışması'dır. Loreen'in "Euphoria" şarkısıyla 2012 yarışmasını kazanması üzerine İsveç'in Malmö şehrinde düzenlendi. Bu yarışmayla birlikte İsveç, sonuncusu 2000 yılında olmak üzere yarışmaya beşinci kez ev sahipliği yaptı. Sveriges Television (SVT), mekân olarak İsveç'teki çeşitli adaylar arasından Malmö Arena'yı seçti. Petra Mede yarışmanın sunuculuğunu tek başına yaptı. En son 2011 yarışmasında yer alan Ermenistan dahil olmak üzere otuz dokuz ülke yarışmaya katıldı. Bosna-Hersek, Portekiz, Slovakya ve Türkiye 2013 yılında yarışmaya dahil olmaktan vazgeçti.

Yarışmanın teması, kültürel çeşitlilik ve katılımcı ülkeler arasındaki eşitliliğin yanı sıra her yarışmacının yarışmaya getirdiği etkiyi vurgulayan "We Are One" (Türkçe: Hepimiz Biriz) sloganı etrafında inşa edildi. Eurovision tarihinin önceki yarışmalarıyla karşılaştırıldığında 2013 yarışması, tanıtımlarda ev sahibi ülkeye odaklanmak yerine İsveç'in kararı üzerine katılımcı sanatçıya ve sanatçının ülkesine odaklandı. Her şarkıdan önce ekrana gelen kartpostallar geleneksel olarak, ev sahibi ülkenin doğasını, kültürünü ve sosyal hayatını anlatırdı; bu yarışmada değişiklik yapılarak kartpostallarda yarışmacının kendi ülkesindeki günlük yaşamından kesitler aktarıldı.

"Only Teardrops" şarkısıyla yarışan Emmelie de Forest, 2013 yarışması galibinin Danimarka olmasını sağladı, Azerbaycan'a 47 puan fark atarak 281 puan topladı. Böylece Danimarka, İsveç topraklarında yapılan yarışmalarda ikinci kez birincilik kazanmış oldu. Yarışmada üçüncü sırada Ukrayna, dördüncü sırada Norveç yer aldı ve ilk beşin son sırasında Rusya onları izledi. Büyük Beşli ülkelerinden yalnızca İtalya ilk ona girdi ve yedinci oldu. 2004 yılından bu yana finale çıkamayan Hollanda, finale çıkarak dokuzuncu oldu. Raporlara göre, 2013 yarışmasının yarı finalleri ve finali toplam 170 milyon kişi tarafından izlenildi. 1985'ten bu yana ilk kez, eski Yugoslavya ülkelerinden hiçbiri Eurovision Şarkı Yarışması finalinde yer almadı. (Devamı...)


Postmodern mimari, ilk örneklerinin 1950'lerde başlıdığı varsayılan ve günümüz mimarisinde de etkisini sürdüren uluslararası bir üsluptur. Mimarlıkla postmodernitenin habercisi, genellikle modernizmin sahip olduğu uluslar arası üslubun biçimciliğine bir yanıt olarak "nüktenin, süslemenin ve göndermenin" geri dönüşüdür. Pek çok kültürel hareket gibi, postmodernizmin en fazla dillendirilen ve görünür olan fikirleri mimaride gözlemlenebilir. Modernizmin işlevsel olan ve resmileştirilen şekilleri ve alanları tam aksi yöndeki bir estetikle yer değiştirmiştir: üsluplar çarpışır, kendi için biçim anlayışı ortaya çıkar ve tanıdık üslup ve alanlara bakmanın yeni biçimleri fazlalaşır.

Modern mimarinin klasik örnekleri arasında, ticari alanda Lever House ve Seagram Binası, özel yahut kamu alanları arasında da Frank Lloyd Wright veya Bauhaus gösterilebilir. Postmodern mimarinin geçiş örnekleri arasında Oregon, Portland'daki Portland Binası ve New York'taki Sony Binası gösterilebilir. Bu yapılar geçmişten bileşenler ve referanslar alır, rengi ve sembolizmi mimariye yeniden sokar. Postmodern mimariden etkilenim taşıyan birincil örnekler arasında Las Vegas'tan Öğrenmek adlı ve 1977 tarihli kitabında Robert Venturi tarafından üzerinde durulan Las Vegas Strip adlı bina vardır. Venturi kitabında binanın sıradan ve evrensel mimarisine alkış tutmaktadır. Postmodern mimari yeni-eklektik mimari olarak da tanımlanmıştır; binaların cephesi göndermeler ve süslemelerle doludur ve sert süslemesiz modern üslubu karşısına alır. Bu eklektizm, Stuttgart Devlet Galerisinde ve Charles Willard Moore tarafından yapılan Piazza d'Italia'da en belirgin halini alan, dik olmayan açıların ve alışıldık olmayan yüzeylerin kullanımı ile kendini gösterir. Edinburgh'taki İskoç Parlamento binası da postmodern modanın bir örneği olarak gösterilmektedir. Modernist mimarlar postmodern binaları kaba ve cicibiciyle süslü binalar olarak görürler. Postmodern mimarlar da modern alanları ruhsuz ve kişiliksiz olarak nitelendirir. Bu fikir ayrılığı amaçlar söz konusu olduğunda da kendini gösterir: Modernizm süslemenin yoksunluğu kadar malzemenin minimalist ve yerinde kullanımıyle dikkati çekerken, postmodernizm erken modernistler tarafından konulan kesin kuralların bir reddidir ve inşa tekniklerinin, açılarının ve üslupsal göndermelerin bolluğunu tercih eder. (Devamı...)