Şablon:GM/2017-02-24

Vikipedi, özgür ansiklopedi
Evlilik iki kişinin aile kurmak üzere kanunların uygun gördüğü şekilde, ruhen ve bedenen bir ömür boyu sürecek şekilde bir araya gelmesi.

Evlilik, karşı cinsten iki kişi arasında yapılabildiği gibi, hemcins bireyler arasında da yapılabilmektedir. Günümüzde eşcinsel bireyler, eşcinsel evliliklerin yasal olduğu ülkelerde evlenme hakkına sahiptirler. Evlilik olağan olarak, ailenin çoğalmasının temelini oluşturur. Yani, evli çiftin çocuk yaparak onları yetiştirmeleri beklenir. Pek çok toplum, kişinin aynı anda birkaç eşle birden evlendiği çokeşliliğe izin vermemektedir. Medeni hukuk ve tarihte evlenmenin amacı, müstakbel eşlerin devamlı bir yuva kurmak için yaptıkları karşılıklı taahütlere resmi bir nitelik kazandırmaktır. Nitekim, insan topluluklarının çoğunda, evlenme vardır ve dünyaya çocuk getirilmesi, bunların korunması ve eğitilmesi amacıyla eşlerin bir araya gelmesi olarak kabul edilmiştir. Bununla beraber, bazı evlenmelerin böyle bir amacı bulunmadığı da bir gerçektir, örneğin geç yaşta yapılan evlilikler, eşcinsel evlilikler veya ölüm halindeyken yapılan evlenmeler gibi. 10. yüzyıla kadar Roma'da evlenme işlerinde yasama ve yargılama yetkileri devlete aitti. Bununla birlikte, hristiyan kilisesi, kuruluşundan itibaren, kendi mensuplarının evlenmelerinde uyulması gerekli bazı özel emirler ve yasaklar getirmişti; bunlara karşı gelen dini cezalara çarptırılır, en önemlisi de aforoz edilirdi. Batı Roma İmparatorluğu'nun yıkılışından sonra siyasi otoritesinin ortadan kalkması, kilisenin bu yasama ve yargılama yetkilerini yavaş yavaş benimsemesine yol açtı. 10. yüzyıldan itibaren de onun bu yetkilerine karşı çıkan olmadı. Fakat yeniden güçlenen krallık, öteki işlerde olduğu gibi evlenme konusunda da kilisenin yetkilerine sahip çıkmaya kalkıştı. Bu çaba Batı'da 16. yüzyıldan 18. yüzyıla kadar sürdü ve evlenme akitlerinin belediyelere bırakılmasıyla son buldu. O tarihten itibaren birçok ülkede, hukuki evlenme şekli olan medeni evlenmenin yanı sıra isteğe bağlı olarak ve ancak medeni evlenmeden sonra yapılabilmek şartıyla dini evlenme şekline de yer verilmeye başlandı. (Devamı...)


Jan Neruda (d. 9 Temmuz 1834 – ö. 22 Ağustos 1891) Çek gazeteci, yazar ve şair. "Mayıs Okulu" üyesi olan Neruda, Çek gerçekçiliğinin önde gelen temsilcilerindendi.

Jan Neruda, Prag'da Malá Strana'da (Küçük Mahalle) yaşayan bir bakkalın oğlu olarak dünyaya geldi. Felsefe ve dilbilim okuduktan sonra 1860 yılına kadar öğretmen olarak çalıştı. Daha sonra ise gazetecilik ve yazarlık yapmaya başladı. Hiçbir zaman evlenmeyen Neruda, yazar Karolína Světlá ile uzun süre birlikte oldu. Yazar, Çek vatanseverliğinin yeniden doğmasını teşvik eden çalışmaları ile ünlendi. Kendi döneminin kültürel ve politik mücadelelerinin merkezinde yer alan Neruda, duyarlı bir eleştirmen olarak haklı bir ün kazandı. Vítězslav Hálek ile birlikte yeni edebi akımların göze çarpan temsilcileri oldular. Prag'ın küçük burjuvaları ile ilgili yazdığı hicivler çok ünlüydü. En popüler çalışmalarından biri, kısa hikâyelerden oluşan "Povídky malostranské" (Küçük Mahalle'nin Dedikoduları, 1877) idi. Bu kitap, İngilizce'ye 1957 yılında roman yazarı Ellis Peters tarafından çevrildi. Neruda'nın hikâyeleri okuyucuyu Küçük Mahalle'nin sokaklarına, dükkânlarına, kiliselerine, lokantalarına, evlerine götürür. 1891 yılında ölen yazar, Prag'daki Vyšehrad Mezarlığı'na gömüldü. Ölümünden sonra kitaplarında da çok sık geçen Küçük Mahalle'deki Ostruhová Sokağı'nın ismi Nerudova Ulice (Neruda Sokağı) olarak değiştirildi. 1971 yılında Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazanan Şilili şair Neftalí Ricardo Reyes Basoalto, Pablo Neruda takma adını Jan Neruda'dan esinlenerek kullanmaya başlamıştır. (Devamı...)