Hoca İshak Efendi: Revizyonlar arasındaki fark

Vikipedi, özgür ansiklopedi
[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Kekibec (mesaj | katkılar)
Değişiklik özeti yok
II. Niveles (mesaj | katkılar)
k düzenleme AWB ile
3. satır: 3. satır:
== Hayatı ==
== Hayatı ==


Bugün [[Yunanistan]] sınırları içinde kalan [[Yanya]]’nın Arda kasabasında doğdu. Babasının ölümünden sonra daha sonradan Rumeli Ordu-yı Hümâyun defterdarı olacak olan kardeşi Esad Efendi ile birlikte İstanbul’a gitmiştir. Mühendishâne-i Berrî-i Hümâyun’un terfi listelerinden 1806-1815 yılları arasında bu okulda okuduğu anlaşılmaktadır. Ancak [[Arapça]] ve [[Farsça]]’yı da bilmesi ve daha sonraları Mühendishâne-i Berrî-i Hümâyun’da Esîrüddin el-Ebherî’nin ''Îsâġūcî'' adlı kitabını okutması onun küçük yaşta medrese öğrenimi gördüğünün delili sayılabilir. Türkçe, Arapça ve Farsça'nın yanısıra [[Fransızca]], [[Latince]], [[Yunanca]] ve [[İbranice]] öğrendi. Öğrenciliği sırasında zekâsı, bilgisi ve çalışkanlığıyla Başhoca Hüseyin Rıfkı Tamânî’nin dikkatini çeken İshak Efendi, onun yardımcılığına tayin edilerek 1816'da [[Medine]]’deki kutsal sayılan yerlerin tamir ve inşaat işleriyle görevlendirildi. Ertesi yıl Hüseyin Rıfkı Tamânî’nin Medine’de vefatı üzerine yetkililerce Bâbıâli’ye onun yerine getirilmesi tavsiye edildiyse de İstanbul’dan başka bir mühendis gönderildi ve İshak Efendi onun yardımcılığına verildi. Medine’deki görevini tamamladıktan bir süre sonra tekrar Mühendishâne-i Berrî-i Hümâyun’a dönen İshak Efendi, 1824 yılının Temmuz ayunda hocalardan Bulgarîzâde Yahyâ Nâci Efendi’nin ölümünün ardından mühendishanedeki kariyerine de devam etmek kaydıyla onun yerine Dîvân-ı Hümâyun tercümanlığına getirildi. [[1828-1829 Osmanlı-Rus Savaşı]] esnasında Balkan sahillerindeki istihkâmların kontrol ve tamiriyle görevlendirildi. Bu görevlendirmenin asıl sebebi, şahsına karşı güven duyulmaması ve Dîvân-ı Hümâyun tercümanlığından uzaklaştırılmak istenmesiydi. Ancak çok geçmeden hakkında gösterilen tereddüt ve şüphelerin yersiz olduğu ve kendisinin Reîsülküttâb Pertev Paşa’nın bir tertibine mâruz kaldığı anlaşılarak geri çağrıldı.
Bugün [[Yunanistan]] sınırları içinde kalan [[Yanya]]’nın Arda kasabasında doğdu. Babasının ölümünden sonra daha sonradan Rumeli Ordu-yı Hümâyun defterdarı olacak olan kardeşi Esad Efendi ile birlikte İstanbul’a gitmiştir. Mühendishâne-i Berrî-i Hümâyun’un terfi listelerinden 1806-1815 yılları arasında bu okulda okuduğu anlaşılmaktadır. Ancak [[Arapça]] ve [[Farsça]]’yı da bilmesi ve daha sonraları Mühendishâne-i Berrî-i Hümâyun’da Esîrüddin el-Ebherî’nin ''Îsâġūcî'' adlı kitabını okutması onun küçük yaşta medrese öğrenimi gördüğünün delili sayılabilir. Türkçe, Arapça ve Farsça'nın yanısıra [[Fransızca]], [[Latince]], [[Yunanca]] ve [[İbranice]] öğrendi. Öğrenciliği sırasında zekâsı, bilgisi ve çalışkanlığıyla Başhoca Hüseyin Rıfkı Tamânî’nin dikkatini çeken İshak Efendi, onun yardımcılığına tayin edilerek 1816'da [[Medine]]’deki kutsal sayılan yerlerin tamir ve inşaat işleriyle görevlendirildi. Ertesi yıl Hüseyin Rıfkı Tamânî’nin Medine’de vefatı üzerine yetkililerce Bâbıâli’ye onun yerine getirilmesi tavsiye edildiyse de İstanbul’dan başka bir mühendis gönderildi ve İshak Efendi onun yardımcılığına verildi. Medine’deki görevini tamamladıktan bir süre sonra tekrar Mühendishâne-i Berrî-i Hümâyun’a dönen İshak Efendi, 1824 yılının Temmuz ayunda hocalardan Bulgarîzâde Yahyâ Nâci Efendi’nin ölümünün ardından mühendishanedeki kariyerine de devam etmek kaydıyla onun yerine Dîvân-ı Hümâyun tercümanlığına getirildi. [[1828-1829 Osmanlı-Rus Savaşı]] esnasında Balkan sahillerindeki istihkâmların kontrol ve tamiriyle görevlendirildi. Bu görevlendirmenin asıl sebebi, şahsına karşı güven duyulmaması ve Dîvân-ı Hümâyun tercümanlığından uzaklaştırılmak istenmesiydi. Ancak çok geçmeden hakkında gösterilen tereddüt ve şüphelerin yersiz olduğu ve kendisinin Reîsülküttâb Pertev Paşa’nın bir tertibine mâruz kaldığı anlaşılarak geri çağrıldı.


1830 yılının son ayında Mühendishâne-i Berrî-i Hümâyun’un başhocalığına tayin edildi. 1830 yılında başhocalığa getirildikten sonra kendisine özel bir nişan takılmasını istemesi ve hatta madalyanın resmini bizzat hazırlamasının asıl sebebi, Dîvân-ı Hümâyun tercümanlığından uzaklaştırılmak amacıyla Balkanlar’a gönderilmesinin, üzerine düşürdüğü gölgeyi kaldırmak ve bir anlamda şahsından özür diletmek olduğu şüphesizdir. Bu durum onun güçlü kişiliğinin de bir ifadesidir. Nitekim padişah [[Sultan II. Mahmud]] isteğini kabul etmiş, fakat onun hazırladığından daha az gösterişli bir madalya ile gönlünü almıştır. Döneminde mühendishanede pek çok yenilik gerçekleştirildi. İshak Efendi’nin hizmetlerinin başında, daha önce öğrencilerinin yerde oturup dizleri üzerinde not tuttukları Mühendishâne-i Berrî-i Hümâyun’u disiplin ve tedrîsatıyla Batı’nın askerî okulları seviyesine çıkarmış olması gelir. Başhocalığı sırasında eğitimlerini üstlendiği son sınıf öğrencilerine günde beş derslik bir program uyguladığı ve ilk derste Etienne Bézout’nun Fransızca matematik kitabından kısa bir metin tercümesi yaptırdıktan sonra kitabın hidrolik bahsini, ikinci derste kendi eseri Mecmûa-i Ulûm-i Riyâziyye’den mekanik bahsini, üçüncü derste mantığa dair Îsâġūcî’yi, dördüncü derste yine kendi eseri olan Usûlü’s-siyâga’yı okuttuğu ve beşinci derste tatbikat yaptırdığı bilinmekte. Bu programın, benzeri Batı okullarının programlarına paralel nitelikte olduğu görülmektedir. Onun basılmış kitaplarının tamamı kendinden sonra da Mühendishâne-i Berrî-i Hûmâyun’da ders kitabı olarak okutulmuştur. İshak Efendi’nin hizmetlerinin en önemlilerinden biri de hakkında yazdığı ilim dallarını ve Batı dillerini çok iyi bilmesi sebebiyle birçok terimin Türkçe karşılığını bulmasıdır.
1830 yılının son ayında Mühendishâne-i Berrî-i Hümâyun’un başhocalığına tayin edildi. 1830 yılında başhocalığa getirildikten sonra kendisine özel bir nişan takılmasını istemesi ve hatta madalyanın resmini bizzat hazırlamasının asıl sebebi, Dîvân-ı Hümâyun tercümanlığından uzaklaştırılmak amacıyla Balkanlar’a gönderilmesinin, üzerine düşürdüğü gölgeyi kaldırmak ve bir anlamda şahsından özür diletmek olduğu şüphesizdir. Bu durum onun güçlü kişiliğinin de bir ifadesidir. Nitekim padişah [[Sultan II. Mahmud]] isteğini kabul etmiş, fakat onun hazırladığından daha az gösterişli bir madalya ile gönlünü almıştır. Döneminde mühendishanede pek çok yenilik gerçekleştirildi. İshak Efendi’nin hizmetlerinin başında, daha önce öğrencilerinin yerde oturup dizleri üzerinde not tuttukları Mühendishâne-i Berrî-i Hümâyun’u disiplin ve tedrîsatıyla Batı’nın askerî okulları seviyesine çıkarmış olması gelir. Başhocalığı sırasında eğitimlerini üstlendiği son sınıf öğrencilerine günde beş derslik bir program uyguladığı ve ilk derste Etienne Bézout’nun Fransızca matematik kitabından kısa bir metin tercümesi yaptırdıktan sonra kitabın hidrolik bahsini, ikinci derste kendi eseri Mecmûa-i Ulûm-i Riyâziyye’den mekanik bahsini, üçüncü derste mantığa dair Îsâġūcî’yi, dördüncü derste yine kendi eseri olan Usûlü’s-siyâga’yı okuttuğu ve beşinci derste tatbikat yaptırdığı bilinmekte. Bu programın, benzeri Batı okullarının programlarına paralel nitelikte olduğu görülmektedir. Onun basılmış kitaplarının tamamı kendinden sonra da Mühendishâne-i Berrî-i Hûmâyun’da ders kitabı olarak okutulmuştur. İshak Efendi’nin hizmetlerinin en önemlilerinden biri de hakkında yazdığı ilim dallarını ve Batı dillerini çok iyi bilmesi sebebiyle birçok terimin Türkçe karşılığını bulmasıdır.
11. satır: 11. satır:
1831 yılında yazdığı Mecmûa-i Ulûm-i Riyâziyye(Matematiksel Bilimler Seçkisi) adlı eseri dönemin Avrupa fen kitaplarından faydalanarak hazırladığı en büyük eseridir. İshak Efendi’nin şöhretini borçlu olduğu kitap Osmanlıca literatürde ilk defa matematik, fizik, modern astronomi, biyoloji, botanik, zooloji ve mineraloji gibi ilimlere ait bilgileri bir arada sunmasıyla ve modern kimya konusunda basılmış ilk Türkçe makaleyi ihtiva etmesiyle dikkat çeker. İlmî açıdan Avrupa’da yayımlanmış olan benzerlerine yakın bir seviyededir.
1831 yılında yazdığı Mecmûa-i Ulûm-i Riyâziyye(Matematiksel Bilimler Seçkisi) adlı eseri dönemin Avrupa fen kitaplarından faydalanarak hazırladığı en büyük eseridir. İshak Efendi’nin şöhretini borçlu olduğu kitap Osmanlıca literatürde ilk defa matematik, fizik, modern astronomi, biyoloji, botanik, zooloji ve mineraloji gibi ilimlere ait bilgileri bir arada sunmasıyla ve modern kimya konusunda basılmış ilk Türkçe makaleyi ihtiva etmesiyle dikkat çeker. İlmî açıdan Avrupa’da yayımlanmış olan benzerlerine yakın bir seviyededir.


Usûl-i İstihkâmât adlı eseri Fransız matematikçisi Gulliaume Leblond’un Eléments des fortifications adlı kitabının tercümesidir. Kalın bir ciltten oluşan eser üç bölüm halinde düzenlenmiştir. Bunların birincisinde harp sanatı, muharebe, orduların kurulması, ikincisinde hafif istihkâmlar ve üçüncüsünde ağır istihkâmlar ele alınmıştır. Aksü’l-merâyâ fî ahzi’z-zevâyâ adındaki üç bölümlük eseri; oktant, sekstant ve dâire-i in‘ikâs gibi yükseklik ve uzaklık ölçmeye yarayan mühendislik aletlerinin kullanımıyla ilgili bilgileri içerir. Kavâid-i Ressâmiyye adlı eseri arazi ölçme kuralları ve uygulaması hakkındadır. Risâle-i Ceyb adlı eseri zaman tesbiti konusunda olup tercüme-adaptasyon yoluyla hazırlanmıştır. er-Risâlâtü’l-berkıyye fî âlâti’r-ra‘diyye adlı eseri buharlı gemilerin ve uskurlu denizaltının mûcidi Amerikalı gemi mühendisi Robert Fulton’un Torpedo War and Submarine Explosions adlı eserinin Fransızca’sından tercüme olup torpiller hakkındadır. Usûlü’s-siyâga adlı eseri Fransızca kitaplardan aktarma ve adapte yoluyla hazırladığı top dökümü hakkında bir çalışmadır. Bunların yanı sıra Rekz ve Nasbü’l-hıyâm ve Tuhfetü’l-ümerâ fî hıfzı kılâ adlarında harp sanatı ile ilgili iki eseri mevcuttur. Medhal fi’l-coğrafya adlı eser coğrafya üzerine bir eser olup Hocası Hüseyin Rıfkı Tamânî’nin astronomi konusundaki kitabının coğrafyaya dair olan kısmının özetidir.
Usûl-i İstihkâmât adlı eseri Fransız matematikçisi Gulliaume Leblond’un Eléments des fortifications adlı kitabının tercümesidir. Kalın bir ciltten oluşan eser üç bölüm halinde düzenlenmiştir. Bunların birincisinde harp sanatı, muharebe, orduların kurulması, ikincisinde hafif istihkâmlar ve üçüncüsünde ağır istihkâmlar ele alınmıştır. Aksü’l-merâyâ fî ahzi’z-zevâyâ adındaki üç bölümlük eseri; oktant, sekstant ve dâire-i in‘ikâs gibi yükseklik ve uzaklık ölçmeye yarayan mühendislik aletlerinin kullanımıyla ilgili bilgileri içerir. Kavâid-i Ressâmiyye adlı eseri arazi ölçme kuralları ve uygulaması hakkındadır. Risâle-i Ceyb adlı eseri zaman tesbiti konusunda olup tercüme-adaptasyon yoluyla hazırlanmıştır. er-Risâlâtü’l-berkıyye fî âlâti’r-ra‘diyye adlı eseri buharlı gemilerin ve uskurlu denizaltının mûcidi Amerikalı gemi mühendisi Robert Fulton’un Torpedo War and Submarine Explosions adlı eserinin Fransızca’sından tercüme olup torpiller hakkındadır. Usûlü’s-siyâga adlı eseri Fransızca kitaplardan aktarma ve adapte yoluyla hazırladığı top dökümü hakkında bir çalışmadır. Bunların yanı sıra Rekz ve Nasbü’l-hıyâm ve Tuhfetü’l-ümerâ fî hıfzı kılâ adlarında harp sanatı ile ilgili iki eseri mevcuttur. Medhal fi’l-coğrafya adlı eser coğrafya üzerine bir eser olup Hocası Hüseyin Rıfkı Tamânî’nin astronomi konusundaki kitabının coğrafyaya dair olan kısmının özetidir.


== Ölümü ==
== Ölümü ==

Sayfanın 10.14, 14 Ağustos 2016 tarihindeki hâli

Hoca İshak Efendi (d. 1774 - ö. 1836), Mühendishane-i Berr-i Hümayun’un başhocası, Türkiye’de modern bilimin öncülerindendir.

Hayatı

Bugün Yunanistan sınırları içinde kalan Yanya’nın Arda kasabasında doğdu. Babasının ölümünden sonra daha sonradan Rumeli Ordu-yı Hümâyun defterdarı olacak olan kardeşi Esad Efendi ile birlikte İstanbul’a gitmiştir. Mühendishâne-i Berrî-i Hümâyun’un terfi listelerinden 1806-1815 yılları arasında bu okulda okuduğu anlaşılmaktadır. Ancak Arapça ve Farsça’yı da bilmesi ve daha sonraları Mühendishâne-i Berrî-i Hümâyun’da Esîrüddin el-Ebherî’nin Îsâġūcî adlı kitabını okutması onun küçük yaşta medrese öğrenimi gördüğünün delili sayılabilir. Türkçe, Arapça ve Farsça'nın yanısıra Fransızca, Latince, Yunanca ve İbranice öğrendi. Öğrenciliği sırasında zekâsı, bilgisi ve çalışkanlığıyla Başhoca Hüseyin Rıfkı Tamânî’nin dikkatini çeken İshak Efendi, onun yardımcılığına tayin edilerek 1816'da Medine’deki kutsal sayılan yerlerin tamir ve inşaat işleriyle görevlendirildi. Ertesi yıl Hüseyin Rıfkı Tamânî’nin Medine’de vefatı üzerine yetkililerce Bâbıâli’ye onun yerine getirilmesi tavsiye edildiyse de İstanbul’dan başka bir mühendis gönderildi ve İshak Efendi onun yardımcılığına verildi. Medine’deki görevini tamamladıktan bir süre sonra tekrar Mühendishâne-i Berrî-i Hümâyun’a dönen İshak Efendi, 1824 yılının Temmuz ayunda hocalardan Bulgarîzâde Yahyâ Nâci Efendi’nin ölümünün ardından mühendishanedeki kariyerine de devam etmek kaydıyla onun yerine Dîvân-ı Hümâyun tercümanlığına getirildi. 1828-1829 Osmanlı-Rus Savaşı esnasında Balkan sahillerindeki istihkâmların kontrol ve tamiriyle görevlendirildi. Bu görevlendirmenin asıl sebebi, şahsına karşı güven duyulmaması ve Dîvân-ı Hümâyun tercümanlığından uzaklaştırılmak istenmesiydi. Ancak çok geçmeden hakkında gösterilen tereddüt ve şüphelerin yersiz olduğu ve kendisinin Reîsülküttâb Pertev Paşa’nın bir tertibine mâruz kaldığı anlaşılarak geri çağrıldı.

1830 yılının son ayında Mühendishâne-i Berrî-i Hümâyun’un başhocalığına tayin edildi. 1830 yılında başhocalığa getirildikten sonra kendisine özel bir nişan takılmasını istemesi ve hatta madalyanın resmini bizzat hazırlamasının asıl sebebi, Dîvân-ı Hümâyun tercümanlığından uzaklaştırılmak amacıyla Balkanlar’a gönderilmesinin, üzerine düşürdüğü gölgeyi kaldırmak ve bir anlamda şahsından özür diletmek olduğu şüphesizdir. Bu durum onun güçlü kişiliğinin de bir ifadesidir. Nitekim padişah Sultan II. Mahmud isteğini kabul etmiş, fakat onun hazırladığından daha az gösterişli bir madalya ile gönlünü almıştır. Döneminde mühendishanede pek çok yenilik gerçekleştirildi. İshak Efendi’nin hizmetlerinin başında, daha önce öğrencilerinin yerde oturup dizleri üzerinde not tuttukları Mühendishâne-i Berrî-i Hümâyun’u disiplin ve tedrîsatıyla Batı’nın askerî okulları seviyesine çıkarmış olması gelir. Başhocalığı sırasında eğitimlerini üstlendiği son sınıf öğrencilerine günde beş derslik bir program uyguladığı ve ilk derste Etienne Bézout’nun Fransızca matematik kitabından kısa bir metin tercümesi yaptırdıktan sonra kitabın hidrolik bahsini, ikinci derste kendi eseri Mecmûa-i Ulûm-i Riyâziyye’den mekanik bahsini, üçüncü derste mantığa dair Îsâġūcî’yi, dördüncü derste yine kendi eseri olan Usûlü’s-siyâga’yı okuttuğu ve beşinci derste tatbikat yaptırdığı bilinmekte. Bu programın, benzeri Batı okullarının programlarına paralel nitelikte olduğu görülmektedir. Onun basılmış kitaplarının tamamı kendinden sonra da Mühendishâne-i Berrî-i Hûmâyun’da ders kitabı olarak okutulmuştur. İshak Efendi’nin hizmetlerinin en önemlilerinden biri de hakkında yazdığı ilim dallarını ve Batı dillerini çok iyi bilmesi sebebiyle birçok terimin Türkçe karşılığını bulmasıdır.

Eserleri

1831 yılında yazdığı Mecmûa-i Ulûm-i Riyâziyye(Matematiksel Bilimler Seçkisi) adlı eseri dönemin Avrupa fen kitaplarından faydalanarak hazırladığı en büyük eseridir. İshak Efendi’nin şöhretini borçlu olduğu kitap Osmanlıca literatürde ilk defa matematik, fizik, modern astronomi, biyoloji, botanik, zooloji ve mineraloji gibi ilimlere ait bilgileri bir arada sunmasıyla ve modern kimya konusunda basılmış ilk Türkçe makaleyi ihtiva etmesiyle dikkat çeker. İlmî açıdan Avrupa’da yayımlanmış olan benzerlerine yakın bir seviyededir.

Usûl-i İstihkâmât adlı eseri Fransız matematikçisi Gulliaume Leblond’un Eléments des fortifications adlı kitabının tercümesidir. Kalın bir ciltten oluşan eser üç bölüm halinde düzenlenmiştir. Bunların birincisinde harp sanatı, muharebe, orduların kurulması, ikincisinde hafif istihkâmlar ve üçüncüsünde ağır istihkâmlar ele alınmıştır. Aksü’l-merâyâ fî ahzi’z-zevâyâ adındaki üç bölümlük eseri; oktant, sekstant ve dâire-i in‘ikâs gibi yükseklik ve uzaklık ölçmeye yarayan mühendislik aletlerinin kullanımıyla ilgili bilgileri içerir. Kavâid-i Ressâmiyye adlı eseri arazi ölçme kuralları ve uygulaması hakkındadır. Risâle-i Ceyb adlı eseri zaman tesbiti konusunda olup tercüme-adaptasyon yoluyla hazırlanmıştır. er-Risâlâtü’l-berkıyye fî âlâti’r-ra‘diyye adlı eseri buharlı gemilerin ve uskurlu denizaltının mûcidi Amerikalı gemi mühendisi Robert Fulton’un Torpedo War and Submarine Explosions adlı eserinin Fransızca’sından tercüme olup torpiller hakkındadır. Usûlü’s-siyâga adlı eseri Fransızca kitaplardan aktarma ve adapte yoluyla hazırladığı top dökümü hakkında bir çalışmadır. Bunların yanı sıra Rekz ve Nasbü’l-hıyâm ve Tuhfetü’l-ümerâ fî hıfzı kılâ adlarında harp sanatı ile ilgili iki eseri mevcuttur. Medhal fi’l-coğrafya adlı eser coğrafya üzerine bir eser olup Hocası Hüseyin Rıfkı Tamânî’nin astronomi konusundaki kitabının coğrafyaya dair olan kısmının özetidir.

Ölümü

Hoca İshak Eefendi 1834’te yine kutsal binaların tamiri için Medine’ye gönderildi ve dönüş yolculuğu sırasında 8 Şubat 1836'da İskenderiye’de vefat etti. Öğrencileri hâtırasına hürmeten Hasköy Mezarlığı’na, üzerinde “Dîvân-ı Hümâyun sâbık serhalifesi ve Mühendishâne-i Berrî-i Hümâyun başhocası el-Hâc Hâfız İshak Efendi ibaresi bulunan bir taş diktiler.

Kaynaklar