Âdem ve Havva: Revizyonlar arasındaki fark

Vikipedi, özgür ansiklopedi
[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Ben Bilal (mesaj | katkılar)
Değişiklik özeti yok
Ben Bilal (mesaj | katkılar)
Etiket: Anlam ayrımı bağlantıları
90. satır: 90. satır:
Bilim camiasında genel olarak tüm canlıların aynı [[ortak ata]]ya sahip olduğu kabul görür.<ref>{{Akademik dergi kaynağı|url=https://www.nature.com/articles/nature09014|başlık=A formal test of the theory of universal common ancestry|tarih=Mayıs 2010|sayı=7295|dil=İngilizce|sayfalar=219-222|çalışma=Nature|cilt=465|ad=Douglas L.|soyadı=Theobald|issn=1476-4687|doi=10.1038/nature09014}}</ref><ref>{{Haber kaynağı|url=https://www.nytimes.com/2016/07/26/science/last-universal-ancestor.html|başlık=Meet Luca, the Ancestor of All Living Things|erişimtarihi=4 Eylül 2021|tarih=25 Temmuz 2016|dil=en-US|çalışma=The New York Times|ad=Nicholas|soyadı=Wade|issn=0362-4331}}</ref><ref>{{Akademik dergi kaynağı|url=https://www.nature.com/articles/nmicrobiol2016116|başlık=The physiology and habitat of the last universal common ancestor|tarih=25 Temmuz 2016|sayı=9|dil=İngilizce|sayfalar=1-8|çalışma=Nature Microbiology|cilt=1|ad=Madeline C.|soyadı=Weiss|issn=2058-5276|doi=10.1038/nmicrobiol.2016.116|ad2=Filipa L.|ad3=Natalia|ad4=Sinje|ad5=Mayo|ad6=Shijulal|ad7=William F.|soyadı2=Sousa|soyadı3=Mrnjavac|soyadı4=Neukirchen|soyadı5=Roettger|soyadı6=Nelson-Sathi|soyadı7=Martin}}</ref><ref>{{Akademik dergi kaynağı|url=https://www.nature.com/articles/s41559-018-0644-x|başlık=Integrated genomic and fossil evidence illuminates life’s early evolution and eukaryote origin|tarih=Ekim 2018|sayı=10|dil=İngilizce|sayfalar=1556-1562|çalışma=Nature Ecology & Evolution|cilt=2|ad=Holly C.|soyadı=Betts|issn=2397-334X|pmc=PMC6152910|pmid=30127539|doi=10.1038/s41559-018-0644-x|ad2=Mark N.|ad3=James W.|ad4=Tom A.|ad5=Philip C. J.|ad6=Davide|soyadı2=Puttick|soyadı3=Clark|soyadı4=Williams|soyadı5=Donoghue|soyadı6=Pisani}}</ref> Birçok din ve inanç ise canlıların birbirinden bağımsız ve kendine özgü tipler olarak yaratıldığı hikayeleri dile getirirler.
Bilim camiasında genel olarak tüm canlıların aynı [[ortak ata]]ya sahip olduğu kabul görür.<ref>{{Akademik dergi kaynağı|url=https://www.nature.com/articles/nature09014|başlık=A formal test of the theory of universal common ancestry|tarih=Mayıs 2010|sayı=7295|dil=İngilizce|sayfalar=219-222|çalışma=Nature|cilt=465|ad=Douglas L.|soyadı=Theobald|issn=1476-4687|doi=10.1038/nature09014}}</ref><ref>{{Haber kaynağı|url=https://www.nytimes.com/2016/07/26/science/last-universal-ancestor.html|başlık=Meet Luca, the Ancestor of All Living Things|erişimtarihi=4 Eylül 2021|tarih=25 Temmuz 2016|dil=en-US|çalışma=The New York Times|ad=Nicholas|soyadı=Wade|issn=0362-4331}}</ref><ref>{{Akademik dergi kaynağı|url=https://www.nature.com/articles/nmicrobiol2016116|başlık=The physiology and habitat of the last universal common ancestor|tarih=25 Temmuz 2016|sayı=9|dil=İngilizce|sayfalar=1-8|çalışma=Nature Microbiology|cilt=1|ad=Madeline C.|soyadı=Weiss|issn=2058-5276|doi=10.1038/nmicrobiol.2016.116|ad2=Filipa L.|ad3=Natalia|ad4=Sinje|ad5=Mayo|ad6=Shijulal|ad7=William F.|soyadı2=Sousa|soyadı3=Mrnjavac|soyadı4=Neukirchen|soyadı5=Roettger|soyadı6=Nelson-Sathi|soyadı7=Martin}}</ref><ref>{{Akademik dergi kaynağı|url=https://www.nature.com/articles/s41559-018-0644-x|başlık=Integrated genomic and fossil evidence illuminates life’s early evolution and eukaryote origin|tarih=Ekim 2018|sayı=10|dil=İngilizce|sayfalar=1556-1562|çalışma=Nature Ecology & Evolution|cilt=2|ad=Holly C.|soyadı=Betts|issn=2397-334X|pmc=PMC6152910|pmid=30127539|doi=10.1038/s41559-018-0644-x|ad2=Mark N.|ad3=James W.|ad4=Tom A.|ad5=Philip C. J.|ad6=Davide|soyadı2=Puttick|soyadı3=Clark|soyadı4=Williams|soyadı5=Donoghue|soyadı6=Pisani}}</ref> Birçok din ve inanç ise canlıların birbirinden bağımsız ve kendine özgü tipler olarak yaratıldığı hikayeleri dile getirirler.


Günümüzde yaşayan tüm insanlar, herhangi bir tür bariyeri tarafından bölünmemiş bir şekilde ''Homo sapiens sapiens''{{'}}in tek bir popülasyonuna dahildirler.
* Profesör R. Benedict ve Dr. G. Weltfish, ''The Races of Mankind'' adlı kitaplarında bu konuda şöyle yazıyor: “Kutsal Kitapta yüzyıllardır, tüm insan ırkının anası ve babası olan Âdem ve Havva hakkında yazılanlar, bilimsel araştırmaların gösterdiği şeydir: tüm halklar tek bir aile oluşturur ve ortak bir kökene sahiptir. Kutsal Kitap'ın dediği gibi tüm ırklardan insanlar kardeştir. "<ref>Ruth Benedict und Gene Weltfish, The Races of Mankind [İnsan Irkları], S. 3, New York, 1978</ref>
* "Bilim, büyük dinlerin çoğunun her zaman vaaz ettiği şeyi şimdi doğrulamaktadır: Hangi ırktan olursa olsun tüm insanlar, aynı ilk insanın soyundan gelirler." <ref>Amram Scheinfeld, ''Heredity in Humans'', S. 238, Philadelphia ve New York, 1972</ref>


[[Antropolog]]lar, mevcut modern insan nüfusunun sadece [[Doğu Afrika]]'da evrildiği ve daha sonra Afrika dışına göç ederek -[[Afrika'dan çıkış modeli]] veya tümden yer değiştirme modeli olarak öne sürüldüğü şekilde- [[Avrasya]]'daki insan nüfusunu oluşturduğunu veya [[Çoklu bölge modeli]]nin ileri sürdüğü gibi birbirine bağlı tek bir [[popülasyon]]dan ayrılarak farklı bölgelerde evrildiği konusunda ikiye ayrılmıştır.

=== Afrika'dan çıkış ===
{{Ana|Tek orijin modeli|Tarih öncesi insan göçleri}}

[[Dosya:Homo sapiens dispersal routes.jpg|sol|350x350px|küçükresim|''Homo sapiens''lerin göç rotası]]

[[Chris Stringer]] ve Peter Andrews tarafından geliştirilen Afrika'dan çıkış modeline göre ''Homo sapiens'' 200.000 yıl önce [[Afrika]]'da evrildi. 70.000 ile 50.000 yıl önce ''Homo sapiens'' Afrika'dan göç etmeye başladı ve sonunda Avrupa ve Asya'daki diğer ''Homo'' türleriyle yer değiştirdi.<ref>{{Web kaynağı | url = http://news.nationalgeographic.com/news/2007/07/070718-african-origin.html | başlık = Modern Humans Came Out of Africa, "Definitive" Study Says | yayıncı = News.nationalgeographic.com | tarih = 28 Ekim 2010 | erişimtarihi = 14 Mayıs 2011 | arşivurl = https://web.archive.org/web/20160801001330/http://news.nationalgeographic.com/news/2007/07/070718-african-origin.html | arşivtarihi = 1 Ağustos 2016 | ölüurl = hayır }}</ref><ref>{{Dergi kaynağı|yazar=Stringer CB, Andrews P|başlık=Genetic and fossil evidence for the origin of modern humans|dergi=Science|cilt=239|sayı=4845|sayfalar=1263-8|yıl=1988|ay=Mart|pmid=3125610|doi=10.1126/science.3125610}}</ref> Afrika'dan çıkış modeli kadın [[mitokondriyal DNA]] (mtDNA) ile erkek [[Y kromozomu]]nun kullanıldığı araştırmalar tarafından desteklenir. MtDNA'nın 133 farklı çeşidinin kullanılarak inşa edildiği [[jenealoji]]k soy ağaçlarının analizlerinden sonra araştırmacılar, günümüzde yaşayan tüm insanların [[Mitokondriyal Havva]] adı verilen Afrikalı bir kadın atadan türemiş olduğu sonucuna varmıştır. Bunun yanında Afrika'dan çıkış modeli, insanlardaki mitokondriyal [[Genetik çeşitlilik|genetik çeşitliliğin]] Afrika nüfusu içinde en yüksek olduğu bulgusu tarafından da desteklenmektedir.<ref name="Cann">{{Dergi kaynağı|yazar=Cann RL, Stoneking M, Wilson AC|başlık=Mitochondrial DNA and human evolution|dergi=Nature|cilt=325|sayı=6099|sayfalar=31-6|yıl=1987|pmid=3025745|doi=10.1038/325031a0|url=http://artsci.wustl.edu/~landc/html/cann/|arşivurl=https://web.archive.org/web/20100813121953/http://artsci.wustl.edu/~landc/html/cann/|arşivtarihi=13 Ağustos 2010|ölüurl=evet|erişimtarihi=28 Nisan 2012}}</ref>

Afrika'dan tek bir çıkışla mı yoksa birden çok çıkışlarla mı göç olup olmadığı konusunda farklı teoriler vardır. Afrika'dan çoklu çıkışlarla göç etme ve dağılma modeli son yıllarda genetik, dilsel ve arkeolojik kanıtların desteğini kazanmış olan Güney yayılım kuramını içerir.<ref name="lahr">[http://www.human-evol.cam.ac.uk/Projects/sdispersal/sdispersal.htm Searching for traces of the Southern Dispersal] {{Webarşiv|url=https://web.archive.org/web/20120510133600/http://www.human-evol.cam.ac.uk/Projects/sdispersal/sdispersal.htm |tarih=10 Mayıs 2012 }}, by Dr. Marta Mirazón Lahr, et al.</ref> Bu teoriye göre modern insan, 70.000 yıl önce [[Afrika Boynuzu]]'ndan başlayarak [[Asya]] kıtasının güney kıyıları boyunca yol alıp yayılmaya başlamıştır. Bu grup, [[Doğu Akdeniz]] kıyılarına kıyasla çok daha erken bir dönemde, ilk olarak [[Güneydoğu Asya]] ve [[Okyanusya]] bölgelerine yayılmış olup tarih öncesi bu ilk yerleşimler bu bölgelerde erken dönem insanlarına ait [[arkeolojik sit]]elerden elde edilen bulgular tarafından da desteklenmektedir. İkinci bir göç dalgası ise [[Sina Yarımadası]] üzerinden [[Asya]]'ya doğru olmuş ve insan kitlelerinin geniş [[Avrasya]] topraklarına yoğun şekilde yerleşmesiyle sonuçlanmıştır. Bu ikinci grup daha gelişmiş [[alet]]lere ve [[teknoloji]]ye sahip olup ilk gruba kıyasla kıyısal besin kaynaklarından ve [[deniz ürünleri]]nden de daha az bağımlı idi. Diğer ilk grubun dağılımlarına dair birçok kanıt, her [[buzul çağı]]n sonunda yükselen deniz seviyesi nedeniyle tahrip olmuştur.<ref name="lahr"/>

Bazı antropolog ve arkeologlar tarafından da öne sürülen [[Toba felaket kuramı]]na göre, yaklaşık 70.000 yıl önce [[Endonezya]]'nın [[Sumatra]] adasındaki [[Toba Gölü]]'nün büyük çapta bir patlaması küresel sonuçlara yol açarak<ref>"[http://www.bbc.co.uk/sn/prehistoric_life/human/human_evolution/new_batch1.shtml The new batch - 150,000 years ago] {{Webarşiv|url=https://web.archive.org/web/20060118155703/http://www.bbc.co.uk/sn/prehistoric_life/human/human_evolution/new_batch1.shtml |tarih=18 Ocak 2006 }}". BBC - Science & Nature - The evolution of man.</ref> o dönemde yaşayan insanların çoğunun ölümüne ve günümüz insanlarının genetik mirasına etki edecek şekilde bir [[genetik darboğaz]]a neden olmuştur.<ref name="news.bbc.co.uk">{{Dergi kaynağı|url=http://news.bbc.co.uk/2/hi/science/nature/2975862.stm|başlık=When humans faced extinction|yayıncı=BBC|tarih=9 Haziran 2003|erişimtarihi=5 Ocak 2007|arşivurl=https://www.webcitation.org/664mwRyvO?url=http://news.bbc.co.uk/2/hi/science/nature/2975862.stm|arşivtarihi=11 Mart 2012|ölüurl=hayır}}</ref>

Çok bölgeli evrim, [[Milford H. Wolpoff]] tarafından 1988 yılında insan evriminin örüntü ve şekillerini açıklamak için önerilmiş olan bir modeldir.<ref name="multiregional">{{Dergi kaynağı|soyadı=Wolpoff|ad=MH|eşyazarlar=[[John D. Hawks|Hawks J]], Caspari R|yıl=2000|başlık=Multiregional, not multiple origins|dergi=Am J Phys Anthropol|cilt=112|sayı=1|sayfalar=129-36|url=http://www3.interscience.wiley.com/journal/71008905/abstract|doi=10.1002/(SICI)1096-8644(200005)112:1<129::AID-AJPA11>3.0.CO;2-K|pmid=10766948}}{{Ölü bağlantı}}</ref><ref name="Wolpoff1988">{{Dergi kaynağı|doi=10.1126/science.3136545|soyadı=Wolpoff|ad=MH|eşyazarlar=JN Spuhler, FH Smith, J Radovcic, G Pope, DW Frayer, R Eckhardt, G Clark|yıl=1988|başlık=Modern Human Origins|dergi=Science|cilt=241|sayı=4867|sayfalar=772-4|url=http://www.sciencemag.org/cgi/pdf_extract/241/4867/772|pmid=3136545|erişimtarihi=29 Nisan 2012|arşivurl=https://web.archive.org/web/20150924135546/http://www.sciencemag.org/cgi/pdf_extract/241/4867/772|arşivtarihi=24 Eylül 2015|ölüurl=hayır}}</ref> Çok bölgeli evrim modeli, insan evriminin 2,5 milyon yıl öncesi [[Pleistosen]] dönemden günümüze kadar kesintisiz olarak sadece tek bir insan türünde gerçekleştiğini ve insanın dünya genelinde ''[[Homo erectus]]'tan'' modern ''[[Homo sapiens]]''{{'}}e evrilmesiyle meydana geldiği görüşüne dayanır. Çoklu bölge hipotezine göre, [[fosil]]ler ve genetik veriler insanın dünya çapında gerçekleşen evrimine dair kanıtlar olup [[Afrika'dan çıkış modeli]] tarafından öne sürülen insanın sadece [[Afrika]] kökenli olduğu ve Afrika'daki atalardan evrildiği varsayımıyla çelişmektedir. Nitekim [[Richard Leakey]], bu tartışmayı çözmek için fosil kanıtların yetersiz olduğu görüşündedir.<ref name="RLeakey">{{Kitap kaynağı|soyadı=Leakey|ad=Richard|başlık=The Origin of Humankind|yayıncı=Basic Books|yer=New York, NY|yıl=1994|seri=Science Masters Series|sayfalar=87-89|isbn=978-0-465-05313-1|url=http://books.google.com/books?id=cFYBXKCkoYsC&printsec=frontcover&dq=isbn:9780465053131&hl=&cd=1&source=gbs_api|dil=İngilizce}}</ref> Ancak son zamanlarda özellikle [[Y-kromozomu haplo grubu|Y-kromozom DNA'sı]] ve [[Mitokondriyal DNA haplo grubu|mitokondriyal DNA'daki]] [[Haplotip|haplo gruplara]] dair yapılan çalışmalar insanın Afrika kökenli olduğunu büyük ölçüde desteklemektedir.<ref>{{Dergi kaynağı|yazar=Jorde LB, Bamshad M, Rogers AR|başlık=Using mitochondrial and nuclear DNA markers to reconstruct human evolution|dergi=Bioessays|cilt=20|sayı=2|sayfalar=126-36|yıl=1998|ay=Şubat|pmid=9631658|doi=10.1002/(SICI)1521-1878(199802)20:2<126::AID-BIES5>3.0.CO;2-R}}</ref> Bunun yanında [[Otozomlar|otozomal DNA]]'dan elde edilen kanıtlar da ağırlıklı olarak insanın Afrika kökenli olduğunu desteklemektedir. Aynı zamanda modern insanda ilksel ve arkaik karışımların da olduğu bazı çalışmalar tarafından gösterilmiştir.<ref name="Wall, J. D. 2009 1823">{{Dergi kaynağı|doi=10.1093/molbev/msp096|pmc=2734152|başlık=Detecting Ancient Admixture and Estimating Demographic Parameters in Multiple Human Populations|pmid=19420049|yıl=2009|yazar=Wall, J. D.|dergi=Molecular Biology and Evolution|cilt=26|sayı=8|soyadı2=Lohmueller|ad2=K. E.|soyadı3=Plagnol|ad3=V.|sayfalar=1823-7}}</ref> Yakın zamanda [[Neandertal]] [[genom]]u sıralaması<ref>{{Dergi kaynağı| pmid = 20448178 |doi=10.1126/science.1188021 | cilt=328 | sayı=5979 | başlık=A draft sequence of the Neandertal genome | yıl=2010 | ay=Mayıs | dergi=Science | sayfalar=710-22| yazar=Green RE, Krause J, Briggs AW, ''et al.''}}</ref> ile [[Denisova insanı]] genom sıralaması da<ref>^ Reich D, Green RE, Kircher M, et al. (December 2010). "Genetic history of an archaic hominin group from Denisova Cave in Siberia". Nature 468 (7327): 1053–60. {{doi|10.1038/nature09710}}. PMID 21179161</ref> bu karışımların meydana geldiğini gösterebilmiştir. Buna göre Afrika kıtası dışında yaşayan modern insanlar genomlarında %2-4 arası Neandertal [[alel]]leri taşırken bazı [[Melanezyalı]]lar buna ek olarak %4-6 arasında Denisova alelleri de taşımaktadır. Bu yeni sonuçlar, mutlak yorumlanması dışında Afrika'dan çıkış modeli ile de çelişmemektedir. [[Toba felaket kuramı|Toba volkan felaketi]] nedeniyle oluşan [[genetik darboğaz]] atlatıldıktan sonra oldukça küçük bir grup Afrika'dan ayrıldıktan sonra -büyük olasılıkla [[Orta Doğu]]'da, hatta [[Kuzey Afrika]]'da henüz tam olarak ayrılmadan önce- [[Neandertaller]]le melezleştiler ve onların hala ağırlıklı olarak Afrikalı olan torunları dünyanın tüm bölgelerine yayıldılar. Onların torunlarından bir kısmı da -muhtemelen [[Güneydoğu Asya]]'da- [[Denisova insanları]]yla karışarak [[Melanezya]]'ya yerleştiler.<ref>{{Dergi kaynağı| pmid = 21944045 |doi=10.1016/j.ajhg.2011.09.005 | cilt=89 | sayı=4 | başlık=Denisova admixture and the first modern human dispersals into Southeast Asia and Oceania | pmc=3188841 | yıl=2011 | ay=Ekim | dergi=Am. J. Hum. Genet. | sayfalar=516-28| yazar=Reich D, Patterson N, Kircher M, ''et al.''}}</ref> Bunun yanında Neandertal ve Denisova insanının [[majör histokompatibilite kompleksi]] [[haplotip]]leri ([[MHC sınıf I]] molekülleri) aynı zamanda modern Avrasya ve Okyanusya nüfuslarında da tespit edilmiştir.<ref name="news.bbc.co.uk"/>


== Âdem ve Havva isimlerinin etimolojisi ==
== Âdem ve Havva isimlerinin etimolojisi ==

Sayfanın 10.30, 25 Şubat 2022 tarihindeki hâli

(Ayrıca bakınız: Lilit, Nefilim,Yaratılış mitleri listesi )

Peter Paul Rubens tarafından tasvir edilen Âdem ile Havva, 1628-29

Adem ve Havva, İbrahimi dinlerin yaratılış efsanesine[1][2] göre] ilk erkek ve kadındı. İnsanlığın özünde tek bir aile olduğu ve herkesin tek bir çift orijinal atadan geldiği inancının merkezinde yer alırlar.[3]] Ayrıca, Yahudilik veya İslam'da tutulmasa da Hıristiyanlıkta önemli inançlar olan insanın düşüşü ve orijinal günah doktrinlerinin temelini oluştururlar.[4]

Tevrat'ın Yaratılış Kitabı'nda, birden beşe kadar olan bölümlerde, iki farklı bakış açısına sahip iki yaratılış anlatısı vardır. İlkinde, Adem ve Havva'nın adı yoktur. Bunun yerine, Tanrı insanı Tanrı'nın suretinde yarattı ve onlara çoğalmalarını ve Tanrı'nın yaptığı her şeyin üzerinde vekil olmalarını emretti. İkinci anlatıda Tanrı, Adem'i topraktan biçimlendirir ve onu Aden Bahçesi'ne yerleştirir. Adem'e, iyiliği ve kötülüğü bilen bir ağaç dışında, bahçedeki bütün ağaçlardan yiyebileceği söylenir. Daha sonra Havva, Adem'in kaburga kemiklerinden birinden onun arkadaşı olması için yaratılmıştır. Masumdurlar ve çıplaklıklarından utanmazlar. Ancak bir yılan, Havva'yı yasak ağaçtan meyve yemeye ikna eder ve o meyvenin bir kısmını Adem'e verir. Bu eylemler onlara yalnızca ek bilgi vermekle kalmaz, aynı zamanda onlara utanç ve kötülük gibi olumsuz ve yıkıcı kavramları çağrıştırma yeteneği verir. Tanrı daha sonra yılanı ve toprağı lanetler. Tanrı, kadına ve erkeğe, Tanrı'ya itaatsizlik etme günahlarının sonuçlarının ne olacağını peygamberlik niteliğinde söyler. Sonra onları Aden bahçesinden kovar.

Mit, daha sonraki İbrahimi geleneklerde kapsamlı bir şekilde detaylandırıldı ve modern İncil bilginleri tarafından kapsamlı bir şekilde analiz edildi. Adem ve Havva ve onların etrafında dönen hikaye ile ilgili yorumlar ve inançlar, dinler ve mezhepler arasında farklılık gösterir; örneğin, hikayenin İslami versiyonu, Havva'nın ilk sadakatsiz olması yerine, Adem ve Havva'nın kibir günahlarından eşit derecede sorumlu olduğunu savunur. Adem ve Havva'nın hikayesi genellikle sanatta tasvir edilir ve edebiyatta ve şiirde önemli bir etkiye sahiptir.

Adem ve Havva'nın düşüş hikayesi genellikle bir alegori olarak kabul edilir. Popülasyon genetiğindeki bulgular, özellikle Y kromozomlu Adem ve Mitokondriyal Havva ile ilgili olanlar, tek bir ilk "Adem ve Havva" çiftinin hiçbir zaman var olmadığını göstermektedir.

Tevrat hikayesi

Adem'in yaratılışı Sistin şapeli, Michelangelo, 1508–1512

Yaratılış Kitabı'nın başlangıç bölümleri, kötülüğün dünyaya sızmasının efsanevi bir tarihini sunar.[5] Tanrı, ilk erkek ve kadını (Adem ve Havva) kendi Aden Bahçesine yerleştirir, oradan kovulurlar; ardından ilk cinayet ve Tanrı'nın dünyayı yok etme ve yalnızca doğru yolda olan Nuh ve oğullarını kurtarma kararı; daha sonra bunlardan yeni bir insanlık türer ve dünyaya yayılır, ancak yeni dünya eskisi kadar günahkar olsa da, Tanrı bir daha Dünyayı tufanla yok etmemeye karar vermiştir ve Tarih, Tanrı'nın seçilmiş halkı İsrailoğulları'nın soyundan geleceği İbrahim'in babası Terah ile sona erer. [6] Ne Adem'den ne de Havva'dan İbranice kutsal metinlerde, Tarihler 1:1'de bir soy kütüğünde Adem'in tek bir listelenmesi dışında bahsedilmez, bu da hikayelerinin Yahudi hikayesinin önüne eklenmesine rağmen, onunla çok az ortak noktası olduğunu düşündürür.[6]

Yaratılış anlatısı

Adem ve Havva İncil'in ilk erkeği ve ilk kadınıdır.[7][8] Adem'in adı ilk olarak Yaratılış 1'de kolektif bir anlamda "insanlık" olarak geçer; daha sonra Tekvin 2–3'te, bunun belirli bir kişi "adem" olduğunu belirten İngilizce "the"ye eşdeğer olan belirlilik eki ha taşır.[7]

Bu bölümlerde Tanrı, topraktan (adamah) "insan"ı (ha adam) yaratır, burnuna ruh üfler ve onu yaratılışın gözetmeni yapar.[7] Tanrı daha sonra bu insana yan tarafından ya da kaburgasından birezer kenegdo, yani "yardımcı" yaratır.[8] "Kaburga" kelimesi Sümerce bir kelime oyunudur, çünkü ti kelimesi hem "kaburga" hem de "yaşam" anlamına gelir.[9][10]

Ona ishsha, "kadın" denir, çünkü metin, onun ish, (erkek)ten oluştuğunu söyler.[8]

Adem onu sevinçle karşılar ve okuyucuya bu andan itibaren bir erkeğin anne ve babasını bir kadına "yapışması" için bırakacağı ve ikisinin tek beden olacağı söylenir.[8]

Düşüş

İlk erkek ve kadın, tüm yaratılışın vejetaryen olduğu ve şiddetin olmadığı Tanrı'nın Cennet Bahçesi'ndedir. İyiliği ve kötülüğü bilme ağacı olan biri hariç tüm ağaçların meyvelerini yemelerine izin verilir. Kadın, konuşan bir yılan tarafından yasak meyveyi yemesi için ayartılır ve ondan Ademe de verir.[8] (Popüler efsanenin aksine, yılanla karşılaşmada orada olduğu anlaşılan adamı kandırmaz).[8]

Tanrı her üçünü de lanetler; erkeğe ömür boyu süren ağır bir çalışma ve ardından ölüm, kadını doğum sancısına ve kocasına tabi olmaya ve yılana da karnının üzerinde gidip hem erkek hem de kadının düşmanlığını çekmesi cezaları ile.[8]

Sonra Tanrı, iyiyi ve kötüyü bilmekte ilah'a benzeyen erkek ve kadının çıplaklığını giydirir, onları ikinci bir ağacın, hayat ağacının meyvesini yemesinler ve ebediyen yaşamasınlar diye bahçeden kovar.[11]

Adam ve Eve nın düşüşü, Sistin Chapel

Cennetten Kovulma

Hikaye Genesis 3'te "Cennetten kovulma" anlatısı ile devam ediyor. Tekvin 3'ün biçim analizi, hikayenin bu bölümünün bilgelik geleneğinde bir mesel ya da "bilgelik masalı" olarak nitelendirilebileceğini ortaya koymaktadır. Bu bölümün şiirsel anlatımları, hayatın paradokslarını ve acı gerçeklerini sorgulayan spekülatif bir bilgeliğe aittir. Bu karakterizasyon anlatının formatı, ayarları ve olay örgüsü tarafından belirlenir. Genesis 3'ün biçimi de kelime dağarcığı tarafından şekillendirilir, çeşitli kelime oyunları ve çift anlamlı sözcüklerden yararlanılır.[12]

Aden'den kovulma anlatısı, Yaratılış 3:1'de Tanrı tarafından yaratılan diğer herhangi bir hayvandan daha kurnaz bir hayvan olarak tanımlanan yılan ve kadın arasındaki diyalogla başlar,[13] ancak Yaratılış yılanı Şeytan ile özdeşleştirmez.[14]:16 Kadın, yılanla konuşmaya ve yaratığın kinizmine, Tanrı'nın bilgi ağacından meyve yemeye karşı olan yasağını tekrarlayarak karşılık vermeye isteklidir.Genesis 2:17.[15]

Kadın, Tanrı'nın buyruğuna doğrudan karşı çıkan yılanın şartlarına göre diyaloğa girer.[16] Yılan, kadına, meyveyi yerse Tanrı'nın ölmesine izin vermeyeceğine ve ayrıca meyveyi yerse "gözlerinin açılacağına" ve "iyiyi ve kötüyü bilerek Tanrı gibi olacağına" dair güvence verir. (Yaratılış 3:5). Kadın, ilim ağacının meyvesinin göze hoş geldiğini ve meyveyi yiyerek hikmet kazanmanın makbul olduğunu görür. Kadın meyveyi yer ve birazını erkeğe verir (Yaratılış 3:6). Bununla erkek ve kadın kendi çıplaklıklarını tanırlar ve incir yapraklarından peştemaller yaparlar (Yaratılış 3:7).[17]

Adam and Eve Elyazmasında (c. 950)

Bir sonraki diyalogunda, Tanrı erkeği ve kadını sorgular,(Genesis 3:8–13),[13] ve Tanrı, erkeğe yaptığı yanlışı düşünmek için tasarlanmış retorik bir soru ile seslenerek diyalog başlatır. Adam, kendi çıplaklığını fark ettiği için korkudan bahçeye saklandığını açıklar.(Genesis 3:10).[18] Bunu, Tanrı'nın emrine karşı gelmenin farkındalığını göstermek için tasarlanmış iki retorik soru daha izler. Adam daha sonra asıl suçlu olarak kadını işaret eder ve bu trajediden Tanrı'nın sorumlu olduğunu ima eder, çünkü kadın ona Tanrı tarafından verilmiştir.(Genesis 3:12).[19] Tanrı, kadını kendini açıklamaya zorlar ve kadın suçu yılana atar.(Genesis 3:13).[20]

Daha sonra tüm suçlulara karşı üç yargının ilahi beyanı verilir Genesis 3:14–19.[13] Bir yargı kahini ve suçun doğası önce yılana, sonra kadına ve nihayet erkeğe verilir. Tanrı yılanın üzerine ilahi bir lanet yerleştirir.[21] Kadın, kendisini iki temel rolde etkileyen cezalar alır: Doğurganlık sırasında sancılar, doğum sırasında ağrılar yaşayacak ve kocasını arzularken kocası ona hükmedecektir.[22] Adamın cezası, Tanrı'nın geldiği toprağa lanet etmesiyle sonuçlanır ve Adam, metinde ölümsüz olarak tanımlanmamış olmasına rağmen, daha sonra bir ölüm kehaneti alır.[14]:18;[23]

Metnin akışı içinde birden Adam kadına "Havva" (İbranice hawwah) adını verir,(Yaratılış 3:20) "çünkü o tüm yaşayanların annesidir". Tanrı, Adem ve Havva için deri giysiler yapar (Yaratılış 3:20).

Yaratılış 3:19'da Adem'e verilen ölüm kehanetinin çapraz yapısı, insanın "toz"dan (Yaratılış 2:7) yaratılışı ile başlangıca "dönüşü" arasında bir bağlantıdır:[24] "Toprağa geri dönersiniz, çünkü ondan alındın, çünkü tozsun ve toprağa döneceksin."

Bahçe öyküsü, çiftin kovulmasını ve bu müzakerenin yürütülmesini belirleyen bir ilahi monologla sona erer.(Genesis 3:22–24).[13]

Sürgün için verilen sebep, adamın hayat ağacından yemek yemesini ve ölümsüz olmasını engellemekti: "İşte, Adam iyiyi ve kötüyü bilmekle bizden biri oldu; ve şimdi elini uzatır ve hayat ağacından da alıp ve yerse sonsuza kadar yaşayacak". (Genesis 3:22).[14]:18;[25]

Tanrı, Adem ve Havva'yı bahçeden sürgün eder ve girişi korumak için girişe "sürekli dönen kılıç" ve Kerubileri (koruma sağlayan doğaüstü varlıklar) yerleştirir.(Genesis 3:24).[26]

Çoğalma

Genesis 4, Adem ve Havva'nın ilk çocukları Cain ve Abel'ın doğumu ve ilk cinayetin hikayesi de dahil olmak üzere bahçenin dışındaki hayatı anlatır. Adem ve Havva'nın üçüncü oğlu Şit doğar ve Adem'in "başka oğulları ve kızları" vardır (Yaratılış 5:4).

Tekvin 5, Adem'in Şit'ten Nuh'a kadar olan torunlarını, ilk oğullarının doğum ve ölüm yaşlarıyla birlikte listeler. Adem'in ölüm yaşı 930 olarak verilir. Bitiş Kitabına göre, Kain, Adem ve Havva'nın kızı olan kız kardeşi Awan ile evlenir.[27]

Metinin tarihi ve Mitolojik kökler

İlkel Tarih, İsrail'in kökenlerinin tarihini yazan beş kitap olan Tevrat'ın başlangıç bölümlerini oluşturur. Bu, MÖ 5. yüzyıldaki mevcut biçimine benzer bir şey elde etti,[28] ancak Yaratılış 1–11, Mukaddes Kitabın geri kalanıyla çok az ilişki gösteriyor:[29] örneğin, karakterlerinin adları ve coğrafyası – Adem (insan) ve Havva (hayat), Nod Ülkesi ("Gezici") ve benzerleri - gerçek olmaktan ziyade semboliktir[30] ve burada bahsedilen kişilerin, yerlerin ve hikayelerin neredeyse hiçbiri başka hiçbir yerde görülmemiştir.[30] Bu, bilginlerin, Tarih'e bir giriş olarak hizmet etmek üzere Tekvin ve Tevrat'a eklenmiş geç bir kompozisyon oluşturduğunu varsaymalarına yol açmıştır.[31]

Ne kadar geç? bu bir tartışma konusu: bir uçta onu Helenistik dönemin bir ürünü olarak görenler var ki bu durumda MÖ 4. yüzyılın ilk on yıllarından daha erken olamaz;[32] Yahvist kaynak bazı bilginler, özellikle de John Van Seters tarafından sürgünün Pers öncesi dönemine (MÖ 6. yy) tarihlenmektedir, çünkü İlkel Tarih, mit biçiminde çok fazla Babil etkisi içermektedir. İlkel Tarih iki farklı "kaynağa" dayanır: Rahip kaynağı ve bazen Yahvist kaynağı ve bazen de basitçe "Rahip olmayan" olarak adlandırılan kaynak; Yaratılış Kitabında Adem ve Havva'yı tartışmak amacıyla "Kâhin olmayan" ve "Yahvist" terimleri birbirinin yerine kullanılabilir olarak kabul edilebilir.

Mit yüksek sembolik öneme sahip insanlara, şeylere veya olaylara ya da sadece yanlış bir fikir veya yalana[33] atıfta bulunur. Efsanevi" sıfatı, konuşma dilinde genellikle "masal benzeri, belirsiz, masalsı veya efsanevi" ile eşanlamlı olarak kullanılır.[34] Mit kavramı genellikle dinsel anlamda kullanılır ve anonim tasavvur edilen ve başlangıçta sözlü olarak yayılan olaylardır. Bu olaylar eski zamanlardan ve kahraman, cin ve tanrılardan bahseder.

Birçok araştırman Âdem ve Havva hakkındaki raporu bir mit olarak sayar.[35][36] Birçoğu, Kutsal Kitap'ın yaratılış kaydını kabul etmeyi zor buluyor. Bu raporun eski halkların, özellikle de eski Babil'in yaratılış mitlerinden geldiğini iddia ediyorlar.

Bilimsel araştırmalar

Bilim camiasında genel olarak tüm canlıların aynı ortak ataya sahip olduğu kabul görür.[37][38][39][40] Birçok din ve inanç ise canlıların birbirinden bağımsız ve kendine özgü tipler olarak yaratıldığı hikayeleri dile getirirler.

Günümüzde yaşayan tüm insanlar, herhangi bir tür bariyeri tarafından bölünmemiş bir şekilde Homo sapiens sapiens'in tek bir popülasyonuna dahildirler.

Antropologlar, mevcut modern insan nüfusunun sadece Doğu Afrika'da evrildiği ve daha sonra Afrika dışına göç ederek -Afrika'dan çıkış modeli veya tümden yer değiştirme modeli olarak öne sürüldüğü şekilde- Avrasya'daki insan nüfusunu oluşturduğunu veya Çoklu bölge modelinin ileri sürdüğü gibi birbirine bağlı tek bir popülasyondan ayrılarak farklı bölgelerde evrildiği konusunda ikiye ayrılmıştır.

Afrika'dan çıkış

Homo sapienslerin göç rotası

Chris Stringer ve Peter Andrews tarafından geliştirilen Afrika'dan çıkış modeline göre Homo sapiens 200.000 yıl önce Afrika'da evrildi. 70.000 ile 50.000 yıl önce Homo sapiens Afrika'dan göç etmeye başladı ve sonunda Avrupa ve Asya'daki diğer Homo türleriyle yer değiştirdi.[41][42] Afrika'dan çıkış modeli kadın mitokondriyal DNA (mtDNA) ile erkek Y kromozomunun kullanıldığı araştırmalar tarafından desteklenir. MtDNA'nın 133 farklı çeşidinin kullanılarak inşa edildiği jenealojik soy ağaçlarının analizlerinden sonra araştırmacılar, günümüzde yaşayan tüm insanların Mitokondriyal Havva adı verilen Afrikalı bir kadın atadan türemiş olduğu sonucuna varmıştır. Bunun yanında Afrika'dan çıkış modeli, insanlardaki mitokondriyal genetik çeşitliliğin Afrika nüfusu içinde en yüksek olduğu bulgusu tarafından da desteklenmektedir.[43]

Afrika'dan tek bir çıkışla mı yoksa birden çok çıkışlarla mı göç olup olmadığı konusunda farklı teoriler vardır. Afrika'dan çoklu çıkışlarla göç etme ve dağılma modeli son yıllarda genetik, dilsel ve arkeolojik kanıtların desteğini kazanmış olan Güney yayılım kuramını içerir.[44] Bu teoriye göre modern insan, 70.000 yıl önce Afrika Boynuzu'ndan başlayarak Asya kıtasının güney kıyıları boyunca yol alıp yayılmaya başlamıştır. Bu grup, Doğu Akdeniz kıyılarına kıyasla çok daha erken bir dönemde, ilk olarak Güneydoğu Asya ve Okyanusya bölgelerine yayılmış olup tarih öncesi bu ilk yerleşimler bu bölgelerde erken dönem insanlarına ait arkeolojik sitelerden elde edilen bulgular tarafından da desteklenmektedir. İkinci bir göç dalgası ise Sina Yarımadası üzerinden Asya'ya doğru olmuş ve insan kitlelerinin geniş Avrasya topraklarına yoğun şekilde yerleşmesiyle sonuçlanmıştır. Bu ikinci grup daha gelişmiş aletlere ve teknolojiye sahip olup ilk gruba kıyasla kıyısal besin kaynaklarından ve deniz ürünlerinden de daha az bağımlı idi. Diğer ilk grubun dağılımlarına dair birçok kanıt, her buzul çağın sonunda yükselen deniz seviyesi nedeniyle tahrip olmuştur.[44]

Bazı antropolog ve arkeologlar tarafından da öne sürülen Toba felaket kuramına göre, yaklaşık 70.000 yıl önce Endonezya'nın Sumatra adasındaki Toba Gölü'nün büyük çapta bir patlaması küresel sonuçlara yol açarak[45] o dönemde yaşayan insanların çoğunun ölümüne ve günümüz insanlarının genetik mirasına etki edecek şekilde bir genetik darboğaza neden olmuştur.[46]

Çok bölgeli evrim, Milford H. Wolpoff tarafından 1988 yılında insan evriminin örüntü ve şekillerini açıklamak için önerilmiş olan bir modeldir.[47][48] Çok bölgeli evrim modeli, insan evriminin 2,5 milyon yıl öncesi Pleistosen dönemden günümüze kadar kesintisiz olarak sadece tek bir insan türünde gerçekleştiğini ve insanın dünya genelinde Homo erectus'tan modern Homo sapiens'e evrilmesiyle meydana geldiği görüşüne dayanır. Çoklu bölge hipotezine göre, fosiller ve genetik veriler insanın dünya çapında gerçekleşen evrimine dair kanıtlar olup Afrika'dan çıkış modeli tarafından öne sürülen insanın sadece Afrika kökenli olduğu ve Afrika'daki atalardan evrildiği varsayımıyla çelişmektedir. Nitekim Richard Leakey, bu tartışmayı çözmek için fosil kanıtların yetersiz olduğu görüşündedir.[49] Ancak son zamanlarda özellikle Y-kromozom DNA'sı ve mitokondriyal DNA'daki haplo gruplara dair yapılan çalışmalar insanın Afrika kökenli olduğunu büyük ölçüde desteklemektedir.[50] Bunun yanında otozomal DNA'dan elde edilen kanıtlar da ağırlıklı olarak insanın Afrika kökenli olduğunu desteklemektedir. Aynı zamanda modern insanda ilksel ve arkaik karışımların da olduğu bazı çalışmalar tarafından gösterilmiştir.[51] Yakın zamanda Neandertal genomu sıralaması[52] ile Denisova insanı genom sıralaması da[53] bu karışımların meydana geldiğini gösterebilmiştir. Buna göre Afrika kıtası dışında yaşayan modern insanlar genomlarında %2-4 arası Neandertal alelleri taşırken bazı Melanezyalılar buna ek olarak %4-6 arasında Denisova alelleri de taşımaktadır. Bu yeni sonuçlar, mutlak yorumlanması dışında Afrika'dan çıkış modeli ile de çelişmemektedir. Toba volkan felaketi nedeniyle oluşan genetik darboğaz atlatıldıktan sonra oldukça küçük bir grup Afrika'dan ayrıldıktan sonra -büyük olasılıkla Orta Doğu'da, hatta Kuzey Afrika'da henüz tam olarak ayrılmadan önce- Neandertallerle melezleştiler ve onların hala ağırlıklı olarak Afrikalı olan torunları dünyanın tüm bölgelerine yayıldılar. Onların torunlarından bir kısmı da -muhtemelen Güneydoğu Asya'da- Denisova insanlarıyla karışarak Melanezya'ya yerleştiler.[54] Bunun yanında Neandertal ve Denisova insanının majör histokompatibilite kompleksi haplotipleri (MHC sınıf I molekülleri) aynı zamanda modern Avrasya ve Okyanusya nüfuslarında da tespit edilmiştir.[46]

Âdem ve Havva isimlerinin etimolojisi

Yaratılış kaydında geçen İbranice sözcük ʼadám (אָדָם) "insan" (Başlangıç 1:26, 27; 2:7) ya da "insanlık" olarak çevrilir. Bu sözcük, Kutsal Kitap'ta 560'tan fazla kez geçer ve bireylere ve genel olarak insanlığa uygulanır. Özel isim olarak da kullanılır. Benzer şekilde telaffuz edilen kelime adamah (İbranice אֲדָמָה ʼadamáh "yer, toprak") da yaratma kaydında değinilir (Başlangıç 2:7).[55]

İbranice sözcük ʼiş (איִשׁ) "erkek", "[tek] kişi", "koca" ve ʼişşáh (אִשָּׁה) “dişi insan” ya da “kadın” anlamına gelir. Âdem eşini ilk defa görünce: “Ona Kadın ('işşáh) denilecek, çünkü adamdan ('iş) alındı.“ diye söyledi (Başlangıç 2:23). Daha sonra Âdem karısına Havva adını verdi (Başlangıç 3:20).

"Havva" ismi (İbranice חַוָּה, ḥawwāh veya cḥawwah; [ħaˈva] veya [χaˈva]) חיה chajah (yaşa, hayatta kal) fiiliyle ilişkilendirilir ve bu nedenle "canlı olan" ya da “yaşayan” anlamına gelir.[56] Bu ad, İbranice Kutsal Yazılarda (Eski Ahit) yalnızca Başlangıç 3:20 ve 4:1'de iki yerde geçmektedir. Ondan önce, her zaman Âdem'in "karısı" ('işşáh) olarak anılırdı.

Yaratılış'ın tarihi

Kutsal Kitap'a dayanan kronoloji

Kutsal Kitap'ın ayetlerine dayanan bir hesaplama MÖ 4026'yı Adem ve Havva'nın yaratılış yılı olarak gösterir.[57]

Başka kronolojiler

Yahudilikte

MS 9. yüzyıldan bu yana, MÖ 3762 ile 3758 arasındaki çeşitli tarihler, Yahudi bilginler tarafından yaratılış zamanı olarak öne sürülmüştür. Ancak kesin tarih MÖ 7 Ekim 3761, artık Yahudilikte genel olarak kabul edilmektedir. Bu hesaplamaların altında yatan tarihler belirsizdir. Hahamlar, Başlangıç kitabındaki soy kütüklerini yaratılış tarihini hesaplamak için kullandılar ve ardından hesaplarına Başlangıç kitabının yazılışından bu yana geçen zamanı eklediler. Belirsizliklere rağmen, birçok Yahudi bu tarihleme sistemini geleneğe bağlılığın bir işareti olarak kullanıyor.[58]

Erken Hristiyanlıkta

İlk Hıristiyan tarihçiler Sezariyeli Eusebius (MS 325 civarında) ve Hieronymus (MS 380 civarında), Yunanca Septuagint'e dayanarak, Mesih'in doğumunu MÖ 5200'e ve dolayısıyla yaratılış'ı MÖ 5199'a tarihlendirdiler. Bunu Martyrologium Romanum'un ilk baskıları ya da İrlandalı Dört Usta'nın Yıllıklar'ı izledi.

Hippolytus, İskenderiyeli Klemens ve diğerlerinin ilk tarihlendirmelerinden sonra, İskenderiye'li yaratılış tarihi hesaplaması MÖ 25 Mart 5493'e hesaplandı.[59]

İskenderiye dönemi İskenderiyeli Panodoros tarafından da hesaplanmıştır. 19 Mart veya 29 Ağustos 5492'de başlar. [60]

Bizans İmparatorluğu'ndaki veya Yunan-Bizans takvimindeki kronolojiye göre, ilk Hıristiyan tarihçilerden farklı olarak, Mesih'in doğumu, AM 5510 yılında ve dolayısıyla yaratılış yılı MÖ 5509 yılına konulmuştur.

Başka hesaplamalar

Beda Venerabilis, yaratılış gününü MÖ 18 Mart 3952 olarak hesapladı. Joseph Justus Scaliger, 1583'te yaratılış tarihinin MÖ 3950 olduğunu belirledi. O, Papa XIII. Gregor için tarihsel olayların tutarlı bir kronolojisi hazırladı. James Ussher'ın 1650'de oluşturulan Ussher-Lightfoot takvimi de yaratılıştan beri dünya tarihinin bir kronolojisini temsil ediyor. Yaratılış MÖ 22 Ekim 4004'e (Gregoryen takvime göre MÖ 20 Eylül 4003'e eşdeğer). John Lightfoot ise yaratılış yılı olarak MÖ 3929 yılını hesapladı.

Âdem'in yaratılışı

Kutsal Kitap ilk insanın yaratılışını şu sözlerle anlatır:

“Sonra Yehova Tanrı yerin toprağından (İbranice: 'adamáh) adamı (İbranice 'adám) yarattı, onun burnuna hayat nefesini (İbranice neşamáh) üfledi ve adam yaşayan bir can (İbranice néfeş chajjáh) oldu.” (Başlangıç 2:7)

“Yerin toprağından” (2:7)

Nanomedicine kitabının açıkladığı gibi, insan vücudunda tipik olarak 41 temel kimyasal element bulunur. Oksijen, karbon veya demir de dahil olmak üzere hepsi "toprak"ta bulunur.

Académie d'Agriculture (Fransa) üyeleri Andrée Goudot ve Didier Bertrand şöyle yazıyorlar: “Karbon, oksijen, hidrojen, nitrojen, fosfor, kalsiyum, kükürt, klor, magnezyum, potasyum ve sodyum'un dışında şu elementlerin varlığı da ispat edilebilir: altı metal olmayan elementler: flor, brom, iyot, bor, arsenik, silikon; bir geçiş elementi: vanadyum; on üç metal: demir, çinko, manganez, bakır, nikel, kobalt, lityum, rubidyum, sezyum, alüminyum, titanyum, krom, molibden ve muhtemelen kalay, kurşun, gümüş, galyum, stronsiyum ve baryum.”[61]

Böylece insan, aynen Başlangıç'ta anlatıldığı gibi, aslında “yerin toprağından” oluşur.

“Yaşayan bir can oldu” (2:7)

Orijinal dillerde can için kullanılan kelimeler (İbranice: néfeş [נֶפֶשׁ]; Yunanca: psykhḗ [ψυχή]) Kutsal Kitap'ta bir insanı, hayvanı veya sahip oldukları hayatı ifade eder.

Kutsal Kitap yazarları uygun İbranice veya Yunanca kelimeyi kullandıklarında, bugün en yaygın olarak “can” ya da “ruh” olarak anlaşılan şeyi akıllarında tutmadılar. Bu giderek daha fazla Kutsal Kitap bilginlerinden kabul edilmektedir. 1976'da Profesör Claus Westermann, néfeş'in kullanımına ilişkin ayrıntılı bir incelemeden sonra şunları yazdı: “Tanrı tarafından yaratılan insan yaşayan insandır. Burada Kutsal Kitap'ta insanın anlaşılması için önemli bir açıklama yapılmıştır: İnsan bir נפשׁ חיה [yaşayan can] olmak için yaratılmıştır, 'yaşayan bir can' onun bedenine verilmemiştir. İnsan, canlı varlığı içinde bütüncül olarak anlaşılır. İnsanın beden ve candan ibaret olduğu anlayışı dışlanmıştır.”[62][63]

Jewish Publication Society of America (Amerika Yahudi Yayın Cemiyeti), Torah'ın yeni bir çevirisini yayınladığında, Hebrew Union College'den olan baş editörü H. M. Orlinsky, “can” kelimesinin “İbranice 'nefeş' kelimesinin bir çevirisi olduğu için” bu çeviride aslında kullanılmadığını söyledi. Şunu ekledi: “Diğer çevirmenler onu 'can' olarak çevirdiler, ancak bu tamamen hatalıdır. Kutsal Kitap, bir cana sahip olduğumuzu söylemez. 'Nefeş' kişinin kendisi, yiyeceğe olan ihtiyacı, damarlarındaki kan, varlığıdır.”[64]

Lexikon für Theologie und Kirche 'de şöyle der: “Eski Ahit. . . . İbranice נֶפֶשׁ [néphesch] genellikle can olarak çevrilir. . ., en azından çok belirsizdir, çünkü . . . נֶפֶשׁ [nefeş]. . . Hristiyan batılı can terimiyle eşanlamlı değildir. . . . נֶפֶשׁ [néfeş] nefes ve nihayet 'yaşam' anlamına gelir (Gn 9,5; 2 Sam 1,9; Mez 78, 50 vb.). . . Açıktır ki bu bedensel can . . . tüm yaşayan insandır onun sadece bir parçası değil.”[65]

Néfeş kelimesi açıkça "nefes almak" anlamına gelen bir kökten türetilmiştir, bu yüzden kelimenin tam anlamıyla "nefes almak" olarak tercüme edilebilir. Bir Kutsal Kitap sözlüğü néfeş kelimesini şu şekilde tanımlamıştır: “İnsanları ve hayvanları canlı yapan nefes Gn 1.20, yeri kanda olan can (Yunanlıların can kavramından kesinlikle ayırt edilmelidir) Gn 9,4f Lv 17,11 Dt 12,23 ... (249x). . . Can = yaşam, insanlar, kişiler.”[66][67]

Yukarıda söylenen 'ruh' hakkında da geçerlidir. Kutsal Kitap'taki 'ruh' insanlarla ilgili kullanılırsa bedenden ayrı yaşayabilen bir şey değil, yeryüzündeki canlılarda aktif yaşam gücüdür. Bu yaşam gücü “hayat nefesi” (İbranice neşamáh) üflenince yaratılmış olan bedeni canlandırdı.

“Tanrı insanı ... Kendi benzeri olarak yarattı” (1:27)

“Böylece Tanrı insanı Kendi yansıması, Kendi benzeri olarak yarattı; ...” (Başlangıç 1:27)

İlk iki insan, yüce Yaratıcılarının benzerliğine göre yaratıldığından, sevgi, bilgelik, doğruluk ve güç gibi ilahi niteliklere sahipti. Bu nedenle, bir vicdanla birleştirilmiş bir ahlak duygusuna da sahipti. Tanrı'nın yansımasında yaratılmış olmaları onları daha önce yaratılmış olan hayvanlardan ayırdı.

Adem ve Havva, bu niteliklerle tüm yeryüzünün iyi kâhyaları olacaktı ve deniz ve karadaki hayvanlar ile göklerin kuşlarına boyun eğdirecekti. İnsanlar yaratılırken Yaratıcı onlara niteliklerini yansıtma yeteneğini verdi.

Havva'nın yaratılışı

Kutsal Kitap Havva'nın yaratılışını şu sözlerle anlatır:

“Bu nedenle Yehova Tanrı adama derin bir uyku verdi; sonra o uyurken, kaburga kemiklerinden birini aldı ve açılan yeri kapadı. Ve Yehova Tanrı adamdan aldığı kaburga kemiğinden bir kadın yarattı ve adama getirdi.” (Başlangıç 2:21, 22)

Tanrı kadını yarattığında, onu Âdem gibi yerin toprağından yaratmadı, Âdem'in vücudunun yanından bir kaburga aldı ve ona bir eş "inşa etti" – Havva. Her erkek ve kadında 24 kaburga vardır. Fakat periosteum (kemik zarı) korunursa, çıkarılan bir kaburga tekrar büyüyecektir. Tanrı'nın bunu yapıp yapmadığı kaydedilmez; ama kuşkusuz Tanrı, insanın yaratıcısı olarak, kaburga kemiklerinin bu olağanüstü özelliğini biliyordu.

Cennet

Aden bahçesinin var sayılan yeri

Etimoloji

Başlangıç kitabında Âdem ve Havva'nın yaşadıkları yer “Aden bahçesi” adlandırılmaktadır. Bu raporda İbranice sözcük gan (= bahçe) kullanılır. Fakat büyüklüğü ve doğası itibarıyla bir parka benziyordu. Septuagint çevirisi (İbranice Kutsal Yazıların [= Eski Ahit] Yunancaya ilk çevirisi [M.Ö. üçüncü yüzyılda]) bu bahçeye atıfta bulunmak için uygun şekilde parádeisos terimini kullanır.

İbranicede ikinci bir sözcük olarak pardéß (= park) terimi de kullanılmaktadır. Bazı sözlükbilimcilere göre pardéß kelimesini Farsçadan (pairidaeza) türetir. Ancak M.Ö. 11. yüzyılda yaşayan İsrailli kral Süleyman pardéß ifadesini yazılarında (Vaiz 2:5; Ezgiler Ezgisi 4:13) kullanmıştır. Fakat pairidaeza kapsayan en eski Farsça yazılar yalnızca MÖ 6. yüzyıla kadar uzanmaktadır. Bunun için bu İbranice kelimenin Farsçadan türetilmesi yalnızca bir varsayıma dayanmaktadır. Pardéß kelimesinin geçtiği başka bir yer, Pers kralı Artaxerxes'in (Longimanus) (M.Ö. 5. yüzyıl) ormana benzeyen parkından bahsedildiği Nehemya 2:8'dir.

Yunanca parádeisos kelimesi, Yunanca Kutsal Yazılarda üç kez geçer (Luka 23:43; 2. Korintoslular 12:4; Vahiy 2:7). Ksenophon (yaklaşık M.Ö. 431-352) gibi Yunan yazarlar bu kelimeyi kullandılar ve Pollux onun Farsçadan (pairidaeza) geldiğini düşündü.[68] Avrupada konuşulan birçok dilde Yunanca parádeisos sözcüğünden gelen kelimeler kullanılır (Almanca Paradies; İngilizce paradise; Fransizca paradis; İtalyanca paradiso; İspanyolca paraíso).

Üç ifade (İbranice: pardéß, Farsça pairidaeza ve Yunanca: parádeisos) esasen harika bir parkı veya parka benzer bir bahçeyi ifade eder. Cennet bahçesi sınırlı bir yer idi, çünkü melekler sadece bahçenin doğu tarafında bulunan girişi kapamak için bekçiler olarak gerekliydi (Başlangıç 3:22-24).

Bahçenin yeri

Aden bahçesinin yeri hakkında Kutsal Kitap şunu belirtir:

“Bahçeyi sulamak için Aden’den doğan bir ırmak vardı; sonra orada bölündü ve dört kol oldu. Birincisinin adı Pişon’dur; altın yatakları olan tüm Havila diyarının çevresinden akan budur. Bu diyarın altını iyidir. Kokulu reçine ve oniks taşı da vardır. İkinci ırmağın adı Gihon’dur; tüm Kuş diyarının çevresinden akan budur. Üçüncü ırmağın adı Dicle’dir; Asur’un doğusundan akan budur. Dördüncü ırmak ise Fırat’tır.” (Başlangıç 2:10-14)

1. Fırat (İbranice Peráth): Türkçe adı Fırat Nehri, İbranice Peráth ve Eski Farsça Ufratu'ya çok benzer. Yaklaşık 2.700 km uzunluğundaki Fırat'ın iki ana kaynak nehri vardır. Karasu olarak bilinen biri, Karadeniz'in güneydoğu köşesinden yaklaşık 100 km uzaklıkta, Türkiye'nin kuzey doğusunda yer alır. Murat Nehri adı verilen diğeri ise Van Gölü ile Ağrı Dağları arasında yaklaşık olarak yarı yolda başlar. Birleşmelerinden sonra nehirler Basra Körfezi'ye akan Fırat'ı oluşturur.

2. Dicle (İbranice Hiddekel): "Hiddekel" eski yazıtlarda Dicle'yi temsil eden isimdir. Eski Farsça adı Tigra'ydı ve Yunanca Tigris adı da buradan geliyor. Arapça'da buna Shatt Ad Didschla denir.

Dicle, Ermeni yaylalarında çıkar (bugünkü Türkiye'nin doğusunda). Dicle'nin batılı kaynak nehri en uzaktadır; Elazığ'ın yaklaşık 25 km güneyinde ve Fırat'ın kaynağından sadece birkaç kilometre uzaklıkta Antitoros'un güney yamaçlarından geliyor. Bu nedenle, küresel tufan dünya yüzeyinde topografik değişikliklere neden olmadan önce bu iki akıntının tek bir kaynağa sahip olması mümkündür. Batı kaynak nehri 240 km güneydoğu yönüne akar ve daha kısa olan doğu kaynak nehirleriyle birleşir. Daha sonra ırmak, Van gölünün batı ucunun güneyinde daha güneye doğru bir rota alır. Basra Körfezi'ne erişmeden önce Fırat'la birleşir.

Genel olarak, eski zamanlarda Dicle ve Fırat'ın ayrı ayrı denize döküldüğü, ancak yüzyıllar boyunca körfezin üst ucunun kÂdemeli olarak nehir tortuları tarafından doldurulduğu ve böylece şimdi iki nehrin Basra Körfezi'ne erişmeden önce birleştiği varsayılır. Daha sonra, yaklaşık 160 km sonra Basra Körfezi'ne akan geniş Şatt El Arab'ı oluştururlar.

3. Gihon: Bugün bu ırmağı tanımlamak mümkün değildir. Uzmanlar arasında değişik görüşler var.

İngiliz Mısırbilimci David Rohl, Türk nehri Aras'ı Gihon olarak tanımladı. Rohl, Aras'ın 7. yüzyıla kadar Gyhun adı altında iyi bilindiğini kanıtlayan İslam'ın İran'ı işgali zamanından bir belgeden alıntı yapıyor. Gyhun etrafındaki bölgenin eski adı, Başlangıç Kitabı'nda da geçen bir isim olan Kuş'tu. Bölgedeki tepelerden biri hala Kuscha-Dagh ("Kuş Dağı") olarak adlandırılıyor.

4. Pişon: Pisonun tespiti sadece varsayıma dayalıdır; bunlara Ermenistan'daki bazı nehirler ve hatta Hindistan'daki Ganjlar dahildir.

Musa'nın bahsettiği ülkeler, Tufan sonrası dönemde bu şekilde belirlenmiş ve onun zamanında coğrafi noktalar olarak hizmet eden yerlerdir. Tufan'ın neden olduğu olası değişikliklerin yanı sıra, depremlerin nehirlerin akışını değiştirebileceği veya nehirlerin bir kısmını tahrip edebileceği de dikkate alınmalıdır. Tufan'dan sonra da böyle bir şey olabilirdi; Aden bahçesinin muhtemelen bulunduğu yer bir deprem bölgesidir.

Yasak edilen ağaç

“Yehova Tanrı adama şu emri de verdi: “Bahçenin her ağacının meyvesinden dilediğin gibi yiyebilirsin. Fakat iyiyi kötüyü bilme ağacının meyvesinden kesinlikle yemeyeceksin, çünkü ondan yediğin gün mutlaka ölürsün.” (Başlangıç 2:16, 17)

Kutsal Kitap'ın raporunda ağacın türü hakkında bir açıklama verilmiyor. Ağaç, iyiyi kötüyü bilme ağacı adlandırılır.

"İyi ve kötüyü bilme ağacı"nın ve meyvesini yeme yasağının, ilk insan çiftinin cinsel ilişkisiyle ilgili olduğu sık sık kabul edilir. Ancak bu görüş, Tanrı'nın, erkek ve kadın olarak “verimli olmaları, çoğalmaları ve yeryüzünü doldurmaları” gerektiği şeklindeki açık buyruğuyla çelişir (Başlangıç 1:28).

Ağaç aynı zamanda iyi ile kötüyü entelektüel olarak ayırt etme yeteneğini de temsil etmez. İlk insanlar Tanrı'nın benzeyişine göre bir vicdanla yaratıldılar. Onlar hayvanların seviyesinde değildiler. Ağaç, "iyi ve kötünün bilmesi" temsil ettiği ve Tanrı'nın insan çifti için onu dokunulmaz ilan ettiği için, Tanrı'nın neyin "iyi" (Tanrı'yı memnun eder) ve neyin "kötü" (Tanrı tarafından mahkum edilmiş) olduğuna karar verme veya insanlara dikte etme hakkının bir sembolü haline geldi. Bu şekilde, insanın Yaratıcısının konumuna saygısı ve Tanrı'nın belirlediği ve onu hiçbir şekilde kısıtlamamış, aksine gerçekten mutlu bir yaşam sürmesini sağlamış olan sınırlar içinde hareket etme isteği sınanmış oldu. Âdem ve Havva, sınırlarını aşarak ve "iyiyle kötüyü bilme ağacından" yiyerek, Tanrı'nın egemenliğini istila ettiler ve O'nun otoritesine isyan ettiler.[69]

Die Gute Nachricht çevirisi Başlangıç 2:9'un dipnotunda şunu yazıyor: “Neyin ahlaki açıdan iyi neyin kötü olduğunu ayırt etme yeteneği değil, insan yaşamına yararlı veya zararlı olan her şeyin kapsamlı bilgisi kastedilmektedir.”[70] Die Jerusalemer Bibel şunu belirtiyor: “Bu bilgi ... neyin iyi neyin kötü olduğuna kendi başına karar verme ve buna göre hareket etme yeteneği, yani insanın yaratılmışlığını reddettiği ahlaki özerklik talebidir. İlk günah, Tanrı'nın hükümdar olarak egemenliğine karşı bir baş kaldırmasıydı.”[71]

Görünüşe göre Âdem ve Havva, neyin iyi neyin kötü olduğuna artık kendileri karar vermeleri bakımından özel anlamda neyin iyi neyin kötü olduğunu anladılar. Neyin iyi neyin kötü olduğuna karar verme hakkına ve hikmetine sahip olan Tanrı'ya itaat etmek yerine, kendi kararlarını vererek ve kanunu kendileri yaparak, deyim yerindeyse, kendilerini tanrı yaptılar. Neyin iyi neyin kötü olduğuna dair kendi bilgileri veya bağımsız standartları, Yehova'nın bilgisi ve standardı ile aynı değildi. Aksine, onları sefalete sürükleyen bir standarttı (Yeremya 10:23).

Havva'nın ayartılması

“Yehova Tanrı’nın yarattığı tüm yaban hayvanları içinde en temkinlisi yılandı. Kadına şöyle dedi: “Tanrı gerçekten bahçedeki her ağacın meyvesinden yemeyeceksiniz mi dedi?” Kadın yılana şu cevabı verdi: “Bahçedeki ağaçların meyvesinden yiyebiliriz. Fakat bahçenin ortasındaki ağacın meyvesi hakkında Tanrı, ‘Ondan yemeyeceksiniz, ona asla dokunmayacaksınız, yoksa ölürsünüz’ dedi.” O zaman yılan, kadına şöyle söyledi: “Kesinlikle ölmezsiniz. Tanrı biliyor ki, o ağacın meyvesinden yediğiniz gün gözleriniz açılır, iyiyi kötüyü bilerek Tanrı gibi olursunuz.”” (Başlangıç 3:1-5)

Yılanlar konuşma yeteneğiyle yaratılmadıkları için biri onu kunuşturmuş olması gerek. Kutsal Kitap kaydından, bir yılan aracılığıyla Havva ile konuşan ve onu Tanrı'nın emrine itaatsizliğe sevk edenin Şeytan olduğu açıktır. Şeytan yılanı kullandığından, Kutsal Kitap'ta "yılan" olarak anılır (2. Korintoslular 11.3) - bu terim "aldatıcı" ile eşanlamlı hale gelmiştir. O, aynı zamanda “ayartıcı” (Matta 4:3) ve yalancı, “yalanın babası” (Yuhanna 8:44) oldu. Vahiy 12:9 ve 20:2'de, aynı sebeplerden dolayı Şeytan, “eski yılan” olarak anılır. Aynı zamanda İsa'nın düşmanlarının ruhsal “babası”dır; bu nedenle İsa onları "yılanlar, engerekler soyu" olarak adlandırır (Matta 23:33).

Şeytan Havva'ya yaklaştığında, aslında Tanrı'nın egemenliğinin haklılığını ve doğruluğunu sorguluyordu. Tanrı'nın haksız yere insanlardan bir şey esirgediğini ima etti; ayrıca Adem'e, yasak meyveyi yerse öleceğini dediğinde Tanrı'nın yalan söylediğini iddia etti. Ayrıca Şeytan, Havva'yı özgür ve Tanrı'dan bağımsız olacağına, Tanrı gibi olacağına ikna etti. Tanrı gibi olmuş olan biri artık ona muhtaç olmadığı için neyin iyi ve neyin kötü olduğuna dair kendi standartları koymak Havva için arzu edilir bir hedef oldu. Bunun için yasak edilen meyveden yiyip Âdem'i aynı isyankar şekilde davranmaya teşvik etti (Başlangıç 3:6).

Kutsal Kitap Âdem'in suçunu Havva'nınkinden daha ağır telâkki eder; çünkü Âdem karısı gibi aldanmadı (1. Timoteos 2:14).

Mahkumiyet

Tanrı, meyvenin yemesini yasakladığında: “ondan yediğin gün mutlaka ölürsün.” (Başlangıç 2:16, 17) diye söyledi. Ölümden ilk kez Kutsal Kitapta Başlangıç 2:16, 17'de söz edilir. Tanrı'nın ilk insanın iyiyi ve kötüyü bilme ağacını yeme emrini çiğnemek ölümle sonuçlanacaktı. Hayvanların ölümü zaten doğal bir süreçti, çünkü insanlarda ölümün nasıl ortaya çıktığına ilişkin Kutsal Kitap açıklamasında tamamen göz ardı edilmiştir (2. Petrus 2:12). Bu nedenle, Âdem, itaatsizlik nedeniyle ölüm cezasına karşı Tanrı'nın uyarısının ciddiyetini anlayabilirdi. Âdem'in Yaratıcısına itaatsizliği ona ölüm getirdi. Bundan sonra Âdem'in günahı ve sonucu olan ölüm tüm insanlara yayıldı (Romalılar 5:12; 6:23). Yahudilik ve İslam'da yer almasa da, miras alınan günah inancı Hristiyanlıkta önemli bir rol oynamaktadır.[72]

Ona karşı isyanlarından sonra, Tanrı Adem ve Havva hakkında şu hükmü verdi:

“Kadına da şunu dedi: “Gebelikte çekeceğin sıkıntıları çok artıracağım; sancılar içinde çocuk doğuracaksın. Kocana aşırı düşkün olacaksın, o da sana hâkim olacak.” Ve Âdem’e şunları dedi: “Karının sözünü dinleyip ‘Yemeyeceksin’ diye emrettiğim ağacın meyvesinden yediğin için, toprak senin yüzünden lanetli oldu. Toprağın ürününü yemek için ömür boyu zahmet çekeceksin. Sana diken ve çalı verecek, yaban otu yiyeceksin. Alın teri dökerek ekmek yiyip sonunda toprağa döneceksin, çünkü ondan alındın. Topraksın, yine toprağa döneceksin.”” (Başlangıç 3:16-19)

Tanrı Âdem ve Havva'ya cezasını verdi. Tanrı kararını hemen yerine getirmedi, çünkü yer ve insanlıkla ilgili amacını yerine getirmek istedi (Başlangıç 1:28; İşaya 55:11). Bunun için ölüm cezasını tasdik etti ve Âdem ve Havva'nın ölümlü olmalarını sağladı. Böylece Tanrı'nın insanlık için planladığı şeylerden yararlanabilecek çocuklara sahip olmasına izin verdi. Tanrı'nın bakış açısından Âdem ve Havva günah işledikleri gün öldüler. Fakat harfiyen 1.000 yıllık bir günde öldüler (2. Petrus 3:8).

Âdem ve Havva öldükleri zaman Tanrı'nın dediği yerine geldi: “Topraksın, yine toprağa döneceksin” (Başlangıç 3:19). Âdem topraktaki elementlerden yaratıldı ve ölünce tekrar toprağa döndü. Yaratılmadan önce yoktu ve ölümden sonra yok olacaktı.

İlk insanlar cennet bahçesinden de kovuldular. Hayat ağacına giden yolu korumak üzere melekler yerleştirildi (Başlangıç 3:24). Cennet bahçesinin dışında ilk olarak Kain, sonra Habil doğdu (Başlangıç 4:1, 2). Kain Habil'i öldürdükten sonra Âdem 130 yaşındayken üçüncü bir oğul doğdu: Şit (Başlangıç 5:3). Doğumundan sonra Âdem'in başka oğulları ve kızları oldu. Âdem toplam olarak 930 yıl yaşadı (Başlangıç 5:4, 5).

Kaynakça

Özel
  1. ^ Womack, Mari (2005). Symbols and Meaning: A Concise Introduction. Walnut Creek ... [et al.]: Altamira Press. s. 81. ISBN 978-0759103221. Erişim tarihi: 16 August 2013. Creation myths are symbolic stories describing how the universe and its inhabitants came to be. Creation myths develop through oral traditions and therefore typically have multiple versions. 
  2. ^ Leeming, David (2010). Creation Myths of the World: Parts I-II. s. 303.  Geçersiz |url-erişimi=limited (yardım)
  3. ^ Azra, Azyumardi (2009). "Chapter 14. Trialogue of Abrahamic Faiths: Towards an Alliance of Civilizations". Ma'oz, Moshe (Ed.). The Meeting of Civilizations: Muslim, Christian, and Jewish. Eastbourne: Sussex Academic Press. ss. 220-229. ISBN 978-1-845-19395-9.
  4. ^ Alfred J., Kolatch (1985). The Second Jewish Book of Why (2nd, revised bas.). New York City: Jonathan David Publishers. s. 64. ISBN 978-0-824-60305-2.  Excerpt in Judaism's Rejection Of Original Sin.
  5. ^ Blenkinsopp 2011, s. ix.
  6. ^ a b Blenkinsopp 2011, s. 1.
  7. ^ a b c Hearne 1990, s. 9.
  8. ^ a b c d e f g Galambush 2000, s. 436.
  9. ^ Kramer 1963, s. 149.
  10. ^ Collon, Dominique (1995). Ancient Near Eastern Art (İngilizce). University of California Press. s. 213. ISBN 9780520203075. Erişim tarihi: 27 April 2019. the strange story of Adam's 'spare rib' from which Eve was created (Genesis 2:20-3) makes perfect sense once it is realised that in Sumerian the feminine particle and the words for rib and life are all ti, so that the tale in its original form must have been based on Sumerian puns. 
  11. ^ Alter 2004, s. 27-28.
  12. ^ Freedman, Meyers, Patrick (1983). Carol L. Meyers; Michael Patrick O'Connor; David Noel Freedman (Ed.). The Word of the Lord Shall Go Forth: Essays in Honor of David Noel Freedman. Eisenbrauns. ss. 343–344. ISBN 9780931464195. 
  13. ^ a b c d Mathews 1996, s. 226
  14. ^ a b c Levenson, Jon D. (2004). "Genesis: Introduction and Annotations". Berlin, Adele; Brettler, Marc Zvi (Ed.). The Jewish Study Bible. Oxford University Press. ISBN 9780195297515. The Jewish study Bible.  Geçersiz |url-erişimi=registration (yardım)
  15. ^ Mathews 1996, s. 235
  16. ^ Mathews 1996, s. 236
  17. ^ Mathews 1996, s. 237
  18. ^ Mathews 1996, s. 240
  19. ^ Mathews 1996, s. 241
  20. ^ Mathews 1996, s. 242
  21. ^ Mathews 1996, s. 243
  22. ^ Mathews 1996, s. 248
  23. ^ Mathews 1996, s. 252
  24. ^ Mathews 1996, s. 253
  25. ^ Addis, Edward (1893). The Documents of the Hexateuch, Volume 1. Putnam. ss. 4–7. 
  26. ^ Weinstein, Brian (2010). 54 Torah Talks: From Layperson to Layperson. iUniverse. s. 4. ISBN 9781440192555. 
  27. ^ Betsy Halpern Amaru (1999). The Empowerment of Women in the Book of Jubilees, p. 17.
  28. ^ Enns 2012, s. 5.
  29. ^ Sailhamer 2010, s. 301 and fn.35.
  30. ^ a b Blenkinsopp 2011, s. 2.
  31. ^ Sailhamer 2010, s. 301.
  32. ^ Gmirkin 2006, s. 240-241.
  33. ^ Karen Armstrong: Eine kurze Geschichte des Mythos. München 2007, S. 12.
  34. ^ Johannes Engels: Mythos. In: Gert Ueding (Hrsg.): Historisches Wörterbuch der Rhetorik Online. Band 6, Niemeyer Verlag, Tübingen 2003, Spalten 80–98
  35. ^ Womack, Mari (2005). Symbols and Meaning: A Concise Introduction. Walnut Creek ... [et al.]: Altamira Press. s. 81. ISBN 978-0759103221. Erişim tarihi: 16 Ağustos 2013. Creation myths are symbolic stories describing how the universe and its inhabitants came to be. Creation myths develop through oral traditions and therefore typically have multiple versions.
  36. ^  Leeming, David (2010). Creation Myths of the World: Parts I-II. s. 303.
  37. ^ Theobald, Douglas L. (Mayıs 2010). "A formal test of the theory of universal common ancestry". Nature (İngilizce). 465 (7295): 219-222. doi:10.1038/nature09014. ISSN 1476-4687. 
  38. ^ Wade, Nicholas (25 Temmuz 2016). "Meet Luca, the Ancestor of All Living Things". The New York Times (İngilizce). ISSN 0362-4331. Erişim tarihi: 4 Eylül 2021. 
  39. ^ Weiss, Madeline C.; Sousa, Filipa L.; Mrnjavac, Natalia; Neukirchen, Sinje; Roettger, Mayo; Nelson-Sathi, Shijulal; Martin, William F. (25 Temmuz 2016). "The physiology and habitat of the last universal common ancestor". Nature Microbiology (İngilizce). 1 (9): 1-8. doi:10.1038/nmicrobiol.2016.116. ISSN 2058-5276. 
  40. ^ Betts, Holly C.; Puttick, Mark N.; Clark, James W.; Williams, Tom A.; Donoghue, Philip C. J.; Pisani, Davide (Ekim 2018). "Integrated genomic and fossil evidence illuminates life's early evolution and eukaryote origin". Nature Ecology & Evolution (İngilizce). 2 (10): 1556-1562. doi:10.1038/s41559-018-0644-x. ISSN 2397-334X. PMC 6152910 $2. PMID 30127539. 
  41. ^ "Modern Humans Came Out of Africa, "Definitive" Study Says". News.nationalgeographic.com. 28 Ekim 2010. 1 Ağustos 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Mayıs 2011. 
  42. ^ Stringer CB, Andrews P (Mart 1988). "Genetic and fossil evidence for the origin of modern humans". Science. 239 (4845). ss. 1263-8. doi:10.1126/science.3125610. PMID 3125610. 
  43. ^ Cann RL, Stoneking M, Wilson AC (1987). "Mitochondrial DNA and human evolution". Nature. 325 (6099). ss. 31-6. doi:10.1038/325031a0. PMID 3025745. 13 Ağustos 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Nisan 2012. 
  44. ^ a b Searching for traces of the Southern Dispersal 10 Mayıs 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., by Dr. Marta Mirazón Lahr, et al.
  45. ^ "The new batch - 150,000 years ago 18 Ocak 2006 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.". BBC - Science & Nature - The evolution of man.
  46. ^ a b "When humans faced extinction". BBC. 9 Haziran 2003. 11 Mart 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Ocak 2007. 
  47. ^ Wolpoff, MH (2000). "Multiregional, not multiple origins". Am J Phys Anthropol. 112 (1). ss. 129-36. doi:10.1002/(SICI)1096-8644(200005)112:1<129::AID-AJPA11>3.0.CO;2-K. PMID 10766948. [ölü/kırık bağlantı]
  48. ^ Wolpoff, MH (1988). "Modern Human Origins". Science. 241 (4867). ss. 772-4. doi:10.1126/science.3136545. PMID 3136545. 24 Eylül 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Nisan 2012. 
  49. ^ Leakey, Richard (1994). The Origin of Humankind. Science Masters Series (İngilizce). New York, NY: Basic Books. ss. 87-89. ISBN 978-0-465-05313-1. 
  50. ^ Jorde LB, Bamshad M, Rogers AR (Şubat 1998). "Using mitochondrial and nuclear DNA markers to reconstruct human evolution". Bioessays. 20 (2). ss. 126-36. doi:10.1002/(SICI)1521-1878(199802)20:2<126::AID-BIES5>3.0.CO;2-R. PMID 9631658. 
  51. ^ Wall, J. D.; Lohmueller, K. E.; Plagnol, V. (2009). "Detecting Ancient Admixture and Estimating Demographic Parameters in Multiple Human Populations". Molecular Biology and Evolution. 26 (8). ss. 1823-7. doi:10.1093/molbev/msp096. PMC 2734152 $2. PMID 19420049. 
  52. ^ Green RE, Krause J, Briggs AW; ve diğerleri. (Mayıs 2010). "A draft sequence of the Neandertal genome". Science. 328 (5979). ss. 710-22. doi:10.1126/science.1188021. PMID 20448178. 
  53. ^ ^ Reich D, Green RE, Kircher M, et al. (December 2010). "Genetic history of an archaic hominin group from Denisova Cave in Siberia". Nature 468 (7327): 1053–60. DOI:10.1038/nature09710. PMID 21179161
  54. ^ Reich D, Patterson N, Kircher M; ve diğerleri. (Ekim 2011). "Denisova admixture and the first modern human dispersals into Southeast Asia and Oceania". Am. J. Hum. Genet. 89 (4). ss. 516-28. doi:10.1016/j.ajhg.2011.09.005. PMC 3188841 $2. PMID 21944045. 
  55. ^ Wilhelm Gesenius: Hebräisches und Aramäisches Handwörterbuch über das Alte Testament. Herbert Donner tarafından yayınlandı, 18. baskı. Springer, Berlin/Heidelberg 1995, S. 10/11.
  56. ^ Wilhelm Gesenius: Hebräisches und Aramäisches Handwörterbuch über das Alte Testament. Herbert Donner Tarafından yayınlandı, 18. baskı. Springer, Berlin/Heidelberg 1995, S. 217–226.
  57. ^ Watch Tower Society, Insight On The Scriptures, 2018, Cilt 1; s. 459
  58. ^ www.britannica.com/topic/anno-mundi
  59. ^ Elias J. Bickerman (1980). Chronologie der Antike (Aspekte des griechischen & römischen Lebens) (2. Aufl.). Ithaca, N.Y.: Cornell Univ. Press. S. 73. ISBN 0-8014-1282-X
  60. ^ Philip Schaff (1819–1893), ed. "Era". Schaff-Herzog Encyclopedia of Religious Knowledge. New Edition, 13 Vols., 1908–14. Vol. 4, page 163
  61. ^ Andrée Goudot ve Didier Bertrand, Les oligoéléments
  62. ^ Claus Westermann: Biblischer Kommentar: Altes Testament, Cilt I/1, 1976, S. 283
  63. ^ Journal of Biblical Literature, Cilt XVI, 1897, s. 30.
  64. ^ New York Times, 12. Oktober 1962.
  65. ^ Lexikon für Theologie und Kirche, Cilt 9, 2. tamamen gözden geçirilmiş baskı, Herder-Verlag, Freiburg 1964, Sp. 568, 569.
  66. ^ Lexicon in Veteris Testamenti Libros, L. Koehler ve W. Baumgartner, 2. baskı, Leiden 1958, S. 627
  67. ^ Hebräisches und aramäisches Lexikon zum Alten Testament, 3. baskı, Leiden 1983, S. 672.
  68. ^ Cyropädie, I, iii, 14; Anabasis, 1. kitap, bölüm 2, paragraf 7; Onomastikon, IX, 13
  69. ^ Watch Tower Society, Insight On The Scriptures, 1992, S. 312 (Almanca)
  70. ^ Die Gute Nachricht, Deutsche Bibelgesellschaft, 1997, Başlangıç 2:17'nin dipnotu
  71. ^ Jerusalemer Bibel, 1968, Başlangıç 2:9'un dipnotu
  72. ^ Alfred J. Kolatch, The Second Jewish Book of Why (2nd, revised bas., 1985). New York, NY: Jonathan David Publishers. s. 64. ISBN 978-0-824-60305-2.
Genel

Dış bağlantılar