Vikipedi tartışma:Türkçede sık yapılan hatalar: Revizyonlar arasındaki fark

Sayfa içeriği diğer dillerde desteklenmemektedir.
Vikipedi, özgür ansiklopedi
İçerik silindi İçerik eklendi
Filanca (Mesaj | Katkılar) tarafından oluşturulmuş 20:26, 28 Nisan 2007 tarihli sürüm geri getirildi
6. satır: 6. satır:
:*Arapça'da "ğalat-ı meşhur" derler, yaygın hata anlamında, yanlış olsa da yaygın olanı doğrudur demek için... Dr. Google'a sordum, bitişik yazılanı için 12200, ayrı yazılani için ise 14200 küsur referans verdi. Aradaki fark çok ciddi değil. Öte yandan bitişik yazılması daha doğru gibi geliyor bana. ([[Kullanıcı:Volkan|Volkan]] 07:15, 12 Aralık 2005 (UTC))
:*Arapça'da "ğalat-ı meşhur" derler, yaygın hata anlamında, yanlış olsa da yaygın olanı doğrudur demek için... Dr. Google'a sordum, bitişik yazılanı için 12200, ayrı yazılani için ise 14200 küsur referans verdi. Aradaki fark çok ciddi değil. Öte yandan bitişik yazılması daha doğru gibi geliyor bana. ([[Kullanıcı:Volkan|Volkan]] 07:15, 12 Aralık 2005 (UTC))
*Bu sözcük, önceleri bitişik yazılırken sonradan Evren'in TDK'sinin ayrı yazmaya başladığı pekçok sözcükten biri olmalı. Şİmdiki TDK Yazım Kılavuzu ayrı yazıyor. Diğer yazım kılavuzları (Dil Dernegi Yazım Kılavuzu, Adam Yazım Kılavuzu vb) ne diyor şimdi kontrol edemiyorum. Ama bana sorarsanız bu söz bitişik yazılmalı. Sözü oluşturan iki sözcük eğer anlamlarını '''kaybetmemişse''', o zaman ayrı yazılır. Örneğin, kırmızı renkli bir çiçek '''kırmızı çiçek''' diye nitelenir, çünkü ne çiçek ne de kırmızı sözcükleri asıl anlamlarını kaybetmemiştir. Eğer sözcüklerden en az biri anlamını değiştirmişse, o zaman yeni bir kavram oluşmuştur ve o zaman bitişik yazılırlar. Tespihböceği bitişik yazılır, çünkü bu böcek tespihten oluşmaz, yalnızca ona benzer. Yarıiletken bir madde ise, bir iletkenin yarısı kadar elektrik ileten bir madde değildir, boyutu onun yarısı kadar olan bir madde de değildir, aslında herhangi bir özelliği bir iletkenin yarısı kadar değildir. Yarıiletken bir madde, kimi koşullarda elektrik iletkeni, başka kimi koşullarda da elektrik yalıtkanı olan bir maddedir. O halde sözdeki '''yarı''', yalnız mecazi anlamda kullanılmıştır, yani anlam değişmesi ya da kayması vardır. O halde yarıiletken bitişik yazılmalıdır.[[Kullanıcı:EnginGunduz|EnginGunduz]] 15:00, 13 Aralık 2005 (UTC)
*Bu sözcük, önceleri bitişik yazılırken sonradan Evren'in TDK'sinin ayrı yazmaya başladığı pekçok sözcükten biri olmalı. Şİmdiki TDK Yazım Kılavuzu ayrı yazıyor. Diğer yazım kılavuzları (Dil Dernegi Yazım Kılavuzu, Adam Yazım Kılavuzu vb) ne diyor şimdi kontrol edemiyorum. Ama bana sorarsanız bu söz bitişik yazılmalı. Sözü oluşturan iki sözcük eğer anlamlarını '''kaybetmemişse''', o zaman ayrı yazılır. Örneğin, kırmızı renkli bir çiçek '''kırmızı çiçek''' diye nitelenir, çünkü ne çiçek ne de kırmızı sözcükleri asıl anlamlarını kaybetmemiştir. Eğer sözcüklerden en az biri anlamını değiştirmişse, o zaman yeni bir kavram oluşmuştur ve o zaman bitişik yazılırlar. Tespihböceği bitişik yazılır, çünkü bu böcek tespihten oluşmaz, yalnızca ona benzer. Yarıiletken bir madde ise, bir iletkenin yarısı kadar elektrik ileten bir madde değildir, boyutu onun yarısı kadar olan bir madde de değildir, aslında herhangi bir özelliği bir iletkenin yarısı kadar değildir. Yarıiletken bir madde, kimi koşullarda elektrik iletkeni, başka kimi koşullarda da elektrik yalıtkanı olan bir maddedir. O halde sözdeki '''yarı''', yalnız mecazi anlamda kullanılmıştır, yani anlam değişmesi ya da kayması vardır. O halde yarıiletken bitişik yazılmalıdır.[[Kullanıcı:EnginGunduz|EnginGunduz]] 15:00, 13 Aralık 2005 (UTC)
Bence "yarı iletken" ayrı yazılmalı; çünkü "yarı" sözcüğü anlamını kaybetmiyor. Burada "yarı" "tam" sözcüğünün zıt anlamlısı olarak kullanılmış. "yarım" anlamındadır. Dolayısıyla mecaz anlamlı değil. ve ayrı yazılmalı.[[kullanıcı: okyayeliz]] 23.27, 23 Aralık 2005 ayrıca tüm bunlar yanlıştır
Bence "yarı iletken" ayrı yazılmalı; çünkü "yarı" sözcüğü anlamını kaybetmiyor. Burada "yarı" "tam" sözcüğünün zıt anlamlısı olarak kullanılmış. "yarım" anlamındadır. Dolayısıyla mecaz anlamlı değil. ve ayrı yazılmalı.[[kullanıcı: okyayeliz]] 23.27, 23 Aralık 2005
yada değil ya da diye yazılması gerekir....


== Bağlamsal yanlışlar ==
== Bağlamsal yanlışlar ==
201. satır: 200. satır:
çeket:ceket
çeket:ceket


domates:domotes
domtes:domotes


et:ep
et:ep
230. satır: 229. satır:


Vikipedi'nin köhnemiş TDK'nın boyunduruğundan kurtulması gerekiyor. [[VP:D]] için alternatif ne olabilir bilemiyorum, belki Dil Derneği, ama onlar da sütten çıkma ak kaşık değil. Galiba en iyisi her seferinde iki kurumun kararını karşılaştırıp durumsal olarak ehven-i şer olanı seçmek. [[Kullanıcı:Filanca|Filanca]] 20:24, 28 Nisan 2007 (UTC)
Vikipedi'nin köhnemiş TDK'nın boyunduruğundan kurtulması gerekiyor. [[VP:D]] için alternatif ne olabilir bilemiyorum, belki Dil Derneği, ama onlar da sütten çıkma ak kaşık değil. Galiba en iyisi her seferinde iki kurumun kararını karşılaştırıp durumsal olarak ehven-i şer olanı seçmek. [[Kullanıcı:Filanca|Filanca]] 20:24, 28 Nisan 2007 (UTC)

== mi eki ==

slm arkadaşlar biliyosunuz mi eki ayrılır.size bazı örnekler veriyim;
daha gelmediler mi>>>doğru...
daha gelmedilermi>>>yanlış...
daha bunlara çok örnekler verebiliriz
mesela bazı yazarlarımız o yaşlarına gelmiş ama daha hala soru eklerinin ayrılacağını bilmiyorlar.madem yazım kurallarını bilmiyon neden yazarsın o kitabı okuyanlara rezil oluyor.işte bu yazar daha yazım kurallarıno öğrenememiş gibi.yani tüm yazarlara sesleniyorum yazım kurallarını bil sonra mesleğine geç.her neyse laf nerden nere geçtii...Mi ekinde kalmıştık.soru ekleri ortada olsa bile o ek daima ayrılırr.
:):):):):):D

Sayfanın 08.49, 31 Temmuz 2008 tarihindeki hâli

Yarı<=>iletken ???

  • Sizce yarıiletken nasıl yazılır , yarı iletken ya da yarıiletken. Her iki şekilde de kullanılıyor , doğrusu ne? Fikri olan var mı?----Selkem 06:14, 12 Aralık 2005 (UTC)
  • Ayri olmasi lazim diye düşünüyorum Selken, yani 'yarı iletken'. (profilinden pozitif enerji saçtığı anlaşılan insanların bu enerjisi başkaları için yarı iletken olabiliyor mesela. Birkaç mesajda tespit edilmiş 'üstad!' hitap tarzı bu pozitiviteyi doğrular nitelikte oluyor.) --cretanforever 06:23, 12 Aralık 2005 (UTC)
  • Olumluluk (pozitivite) konusunu tam olarak anlamamam ile birlikte , bazı bilimsel yayınlardaki kullanım biçiminin yarıiletken şeklinde olduğunu göz önünde tutarak , bu şekilde yazılması taraftarıyım. İmla kılavuzu ve Türkçe Sözlük'te bir çok başka sözcük gibi bu sözcük de geçmiyor.----Selkem 06:49, 12 Aralık 2005 (UTC)
  • Arapça'da "ğalat-ı meşhur" derler, yaygın hata anlamında, yanlış olsa da yaygın olanı doğrudur demek için... Dr. Google'a sordum, bitişik yazılanı için 12200, ayrı yazılani için ise 14200 küsur referans verdi. Aradaki fark çok ciddi değil. Öte yandan bitişik yazılması daha doğru gibi geliyor bana. (Volkan 07:15, 12 Aralık 2005 (UTC))
  • Bu sözcük, önceleri bitişik yazılırken sonradan Evren'in TDK'sinin ayrı yazmaya başladığı pekçok sözcükten biri olmalı. Şİmdiki TDK Yazım Kılavuzu ayrı yazıyor. Diğer yazım kılavuzları (Dil Dernegi Yazım Kılavuzu, Adam Yazım Kılavuzu vb) ne diyor şimdi kontrol edemiyorum. Ama bana sorarsanız bu söz bitişik yazılmalı. Sözü oluşturan iki sözcük eğer anlamlarını kaybetmemişse, o zaman ayrı yazılır. Örneğin, kırmızı renkli bir çiçek kırmızı çiçek diye nitelenir, çünkü ne çiçek ne de kırmızı sözcükleri asıl anlamlarını kaybetmemiştir. Eğer sözcüklerden en az biri anlamını değiştirmişse, o zaman yeni bir kavram oluşmuştur ve o zaman bitişik yazılırlar. Tespihböceği bitişik yazılır, çünkü bu böcek tespihten oluşmaz, yalnızca ona benzer. Yarıiletken bir madde ise, bir iletkenin yarısı kadar elektrik ileten bir madde değildir, boyutu onun yarısı kadar olan bir madde de değildir, aslında herhangi bir özelliği bir iletkenin yarısı kadar değildir. Yarıiletken bir madde, kimi koşullarda elektrik iletkeni, başka kimi koşullarda da elektrik yalıtkanı olan bir maddedir. O halde sözdeki yarı, yalnız mecazi anlamda kullanılmıştır, yani anlam değişmesi ya da kayması vardır. O halde yarıiletken bitişik yazılmalıdır.EnginGunduz 15:00, 13 Aralık 2005 (UTC)

Bence "yarı iletken" ayrı yazılmalı; çünkü "yarı" sözcüğü anlamını kaybetmiyor. Burada "yarı" "tam" sözcüğünün zıt anlamlısı olarak kullanılmış. "yarım" anlamındadır. Dolayısıyla mecaz anlamlı değil. ve ayrı yazılmalı.kullanıcı: okyayeliz 23.27, 23 Aralık 2005

Bağlamsal yanlışlar

Proje bölümüne yazamadım, burada önce tartışmaya açmak daha yararlı diye düşündüm. Şimdiye değin sözcük düzeyindeki yanlışlardan söz ettik, ama bir de çok yapılan bağlamsal yanlışlar (=Contextual errors) var. Yani, tek başına sözcük olarak yanlış değil, ancak içinde bulunduğu tümceye uymayan sözcükler ya da kullanımlar sözkonusu olunca ortaya çıkan bir durum. Sözgelimi, Türkçe'de "çözümlemek" diye bir eylem var, "analiz etmek", "tahlil etmek" (to analyze) anlamında kullanılan. Ancak bu sözcüğün sıklıkla "çözmek" (halletmek, to solve) eylemiyle karıştırıldığını görüyoruz. Örneğin: "Bu sorunu, aramızda para toplayarak çözümleyebiliriz," deniliyor yanlışlıkla. Oysa doğrusu, "Bu sorunu, aramızda para toplayarak çözebiliriz," olmalı. Eğer bu tür yanlışları da dizelgemize katacaksak, varolan başlıklar bunun için uygun değil gibi, herhalde ayrı bir alt başlık açmak gerekiyor "Bağlamsal yanlışlar" diye. Muhammedcimci 07:31, 12 Aralık 2005 (UTC)

Sanırım o şekilde bir bölüm açmamızda güzel olabilir. Senin yapmış olduğun gibi örnekler ile belirtmemiz anlam açısından daha iyi olur sanırım.--Ugur Basakmesaj 08:40, 12 Aralık 2005 (UTC)
  • Burada , çözümlemek ile ilgili yaklaşımı mantıklı buldum fakat Türkçe ile ilgili bir sorunu irdelerken İngilizce'nin ölçüt alınması doğru bir yaklaşım biçimi değildir. İngilizce karşılıklardan hareket edilmesi bazen bizi yanlış sonuçlara götürebilir.----Selkem 09:40, 12 Aralık 2005 (UTC)

Yayınlamak

Dilimizdeki sözcükler için temel kaynak 'Türkçe Sözlük'tür. Gerek TDK'nin Türkçe Sözlük'ünde, gerekse Dil Derneği'nin Türkçe Sözlük'ünde 'yayınlamak' geçmiyor, 'yayımlamak' geçiyor. "Biz ne TDK'nin Türkçe Sözlük'ünü, ne de Dil Derneği'nin Türkçe Sözlük'ünü tanırız," diyenler, sözcük çözümlemesi yoluyla anlattıklarımı da yok sayanlar, buyursunlar dilediklerini yanlış dilediklerini doğru kabul etsinler. Muhammedcimci 09:49, 13 Aralık 2005 (UTC)
  • Bu konuda Muhammedcimci ve Selkem dışında fikri olanlar lütfen ortak bir çözüm bulunmasına yardımcı olsunlar. Konu ile ilgili tartışmaların burada olmayan bölümleri , bu iki kullanıcının mesaj sayfalarından görülebilir.----Selkem 12:28, 13 Aralık 2005 (UTC)
  • Kesinlikle "yayımlamak". Ne yazık ki yanlış bir kullanım olan "yayınlamak" sık kullanılmakta, hatta yayımlamak sözcüğünden daha sık kullanılmakta. Yine de "Galat-ı meşhur, lügât-ı fasîhten evlâdır" düsturunca yanlış ama yaygın diyerek kullanmamız uygun düşmez. Bir çok eğitimci ve dil bilimi uzmanı bu konuda hemfikir. Çoğu uzman bu konuda fikrini "yayımlamak"tan yana kullanmıştır, örneğin Akdeniz Üniversitesi Eğitim Fakültesi Bülteni'nde de bir profesörümüzün bu hataya ilişkin bir yazısını okumuştum yıllar önce... Ayrıca belirtmekte yarar görüyorum: bu tartışmayı görünce TDK'ya bu konuyu sordum, yanıt bekliyorum, eğer yanıt verirlerse buraya koyarız. - Kubra 17:00, 13 Aralık 2005 (UTC)
  • Bence de TDK'dan gelecek yanıtı beklemekte yarar var , ayrıca Dil Derneği'ne de bir başvuru yaptım.----Selkem 05:34, 14 Aralık 2005 (UTC)
  • Başvuruma Dil Derneği'nden aldığım görüş aşağıdadır. TDK'dan henüz ses çıkmamıştır.----Selkem 16:30, 14 Aralık 2005 (UTC)

Dil Derneği'nin Türkçe Sözlük'ünü incelediğinizde de göreceğiniz gibi, "Kitap, gazete, dergi gibi şeyleri basmak ve dağıtmak" anlamında "yayımlamak" eylemi kullanılmaktadır. Bu sözcük eskiden "neşretmek" eylemiyle karşılanırdı. "Yayınlamak" eylemi yoktur. Yayımlanmış şeylerin adı "yayın"dır; eski karşılığı da "neşriyat"tır.

Sevgi Özel

Dil Derneği Başkanı

  • TDK'dan bu konuda bana gelen yanıt:

Fiil olan "yayımlamak" sözü, Güncel Türkçe Sözlük'te şu biçimde tanımlanmıştır: "1. Kitap, gazete, dergi gibi şeyleri basmak ve dağıtmak, neşretmek. 2. Dinlenilecek, görülecek şeyleri radyo ve televizyonla sunmak, bildirmek, duyurmak. 3. Resmen bildirmek, açıklamak, ilan etmek."

İsim olan "yayın" ise, "Basılıp satışa çıkarılan kitap, gazete gibi okunan veya radyo ve televizyon aracılığıyla halka sunulan, duyurulan, iletilen şey, neşriyat."olarak tanımlanmaktadır.

Fiil olarak kullanılan "yayımlamak" sözü yerine, "yayınlamak" biçiminde bir yazım yanlış kabul edilmektedir. "Türk Dil Kurumu Yazım Kılavuzu bu yıl yayımlanacak." cümlesi, bu sözün doğru kullanımına bir örnektir.

Bilgilerinizi rica ederim.

Prof. Dr. Şükrü Halûk AKALIN

Türk Dil Kurumu Başkanı

'Ya da' diye değil 'yada' diye yazalım, çünkü...

Selkem'in mantığıyla giderek söylüyorum. TDK, Türkçe Sözlük'ünde 'ya da' yazımını doğru kabul etmiş. Ama TDK, hem de kendi sitesinde, http://www.tdk.gov.tr/kanoglu/siirler/sevemediistanbulikimizi.htm adresinde 'yada'yı bitişik yazmış. Bence 'yada'yı da yanlışlar listesinden çıkaralım.

  • Bunun açık bir yazım hatası olduğunu düşünüyorum. Daha az olsa da diğerinin de bir yazım hatası olması olasılığı var belki. Yasal başvuru hakkımı kullanarak bu konuda TDK'dan görüş soracağım. Cevap alana kadar bu sözcükleri tartışmalı sınıfına koymayı öneriyorum.----Selkem 12:38, 13 Aralık 2005 (UTC)
  • Bilen var mı , "Ya da" ne kadar zamandan beri ayrı yazılıyor , eskiden beri öylemiydi acaba veya benim yaşım yetmeyen , belkide dikkatimi çekmeyen zamanlarda mı böyle yazılmaya başlandı. Böyle bir olasılığı da değerlendirmek gerekli. Belki şiir (böyle bir şey varsa) o zamanlarda yazılmıştır. Google'da aradığımda şiir , bazı sitelerde "ya da" bazılarında da "yada"'lı olarak görünüyor.----Selkem 12:53, 13 Aralık 2005 (UTC)
  • Şu an için orda durmasının o kadarda büyük bir sorun olacağını sanmıyorum, ama istersen şimdilik o yazıyı makalenin içerisinde görünmez yapalım. Ne kadar bir sürede cevap alabilirsin, bir fikrin varmı?--Ugur Basakmesaj 12:41, 13 Aralık 2005 (UTC)
  • 13 gün önce yaptığım bir başka başvurudan bu güne kadar bir ses çıkmadı , doğrusunu söylemek gerekirse bilemiyorum.----Selkem 12:53, 13 Aralık 2005 (UTC)

Arkadaşlar yapmayın. ya da ayrı yazılır. Kendimi bildim bileli de ayrı yazılmıştır. Tüm yazım kılavuzları da bunda hemfikirdir. TDK'nin o sayfasında olsa olsa bir yazım yanlışı yapılmıştır, o kadar. TDK'nin yazım kılavuzuna bakın, orada ayrıdır (http://www.tdk.org.tr/yazim/default.asp?soz=ya%20da). EnginGunduz 14:22, 13 Aralık 2005 (UTC)

"ya da" elbette ayrı yazılır. Tarışmaya bile gerek yok. İlk okuldaki çocuklar bile bilir bunu. --Filozof 23:10, 16 Aralık 2005 (UTC) Ben bu siteye ilk kez giriyorum. Tartışmak, doğruyu bulmak için elbette çok önemli; ancak unutmamalı ki eleştiri yaparken insan hatalarını da göz önünde tutmalıyız. Ya da bağlacının bitişik yazıldığı şiirde bence yazım yanlışı yapışmış, belki de dizgi hatasıdır. Çünkü aynı şiirde ya da bağlacı iki yerde geçiyor ve ikincisinde ayrı yazılmış "Ya da Sultanahmet'te bir müzeyi gezip" şiirde geçen bu mısrada da görüldüğü gibi "ya da" bağlacı ayrı yazılmış. Ayrıca bu şiirde TDK'nin İmlâ Kılavuzu ile çelişen tek yazım bu "ya da" bağlacı değil. Şiirin son mısraında kullanılan "o" kişi zamiri büyük harfle yazılmış ve üstelik "o" kişi zamirine getirilen yönelme eki kesme işareti ile ayrılmış. Halbuki TDK'nin İmlâ Kılavuzu'nda "o1 kişi zamirinin cümle içinde büyük harflerle yazılamayacağı ve bu zamire getirilen çekim eklerinin de kesme işareti ile ayrılmaması gerektiği uyarısı var. Dolayısıyla bu da bir yazım yanlışı olsa gerek. Burada asıl söylenmesi gereken bence, TDK'nin yayımladığı eserlerim imlâ incelemesinin daha titiz yapılması gerekliliğidir.(okyayeliz)


"Klasikleşmiş eserlerin orijinal formları çoğunlukla korunur; imla hataları da (bazı durumlarda yazıldığı dönemde hata değildir) aynı şekilde tabii. Örneğin Fakir Baykurt'un kitaplarında (yeni baskılarda bile) "ya da" hep birleşik yazılır. Eğer şair dizelerine küçük harfle başlamayı uygun görmüşse, "o"nu (o'yu) büyük harfle yazıp kesme işaretiyle eklerinden ayırmaya layık görmüşse; bu mükemmel eserin yanında imla hataları görmezden gelinebilir." diye bi açıklaması var etçek bişey yok. "Ya da" ayrıdır. O özel ad değildir. vb. kurallara burda mutlaka uyulmalı, daha cittiii bi iş nihayetinde ansiklopedi bu bee. TDK referans olmalıdır bence.

Arapça çoğullar

Listeden eşyalar, evlatlar ve evrakları sildim. Bunlar her ne kadar Arapçada zaten çoğul da olsalar, Türkçeye tekil olarak geçmiştir. Biz Türkçeye her sözcük veren dilin kurallarını bilmek durumunda değiliz, zaten bu olanaksız. Türkler eşyanın çoğul olduğunu bilmez, bilmelerine de gerek yoktur. Örneğin, evlat TDK 1983 sözlüğünde şöyle tanımlanmış: Bir kimsenin oğlu ya da kızı, çocuk. Buna göre evlat Türkçede tekildir, Arapçadaki dilbilgisel değerinden bağımsız olarak. Eğer orijinal dilde çoğul olan adların Türkçede tekil olarak kullanılması yanlışsa, o halde midyeler demek de yanlış olacaktır, çünkü midye Yunancada zaten çoğuldur.EnginGunduz 14:16, 13 Aralık 2005 (UTC)

Eşya, evlat ve evrak sözcükleri Türkçe'ye tekil olarak geçmedi. Bazıları yanlışlıkla tekil olarak kullanılıyor. Yanlış yapanlar da aslında haklılar, çünkü sözcükler Türkçe'nin çoğul yapım kuralına uygun biçimde çoğul yapılmamışlar. Sözgelimi, 'şey' sözcüğü sonuna '-ler' eki getirilerek çoğul yapılmış olsaydı, çoğul dilimizin kuralına uygun olurdu ve herhalde hiç kimse sonuna bir tane daha '-ler' ekleme hatasını yaparak 'şeylerler' demezdi. Sorun, Arapça'nın çoğul yapma kuralına uygun biçimde varaka'nın evrak, şey'in de eşya biçiminde çoğul olması. Türkçe'yi anadili olarak konuşanlar Arapça'nın çoğul yapım kuralını bilmek zorunda değilller ve Arapça'dan aktarılan sözcükleri kullanırken yanlış yapmaları doğal. Ancak, yine de bu durum, evraklar, eşyalar gibi sözcüklerin yanlış olduğu gerçeğini, ne yazık ki, değiştirmiyor. Üstelik bu yalnızca benim görüşüm değil. TDK'nin ve Dil Derneği'nin Türkçe Sözlük'ünün, sözgelimi 'eşya' ya da 'evrak' maddesine bakın; sözlük ne diyor acaba, bu sözcükler tekil mi yoksa çoğul olarak mı kullanılıyor dilimizde? Saygılar... Muhammedcimci 19:53, 13 Aralık 2005 (UTC)
  • Arapça kökenli olması hiçbir şey ifade etmez. Bu sözcükler dilimizde ilk kez Osmanlı zamanında kullanılmaya başlanmıştır ve çoğul haldedirler. Eşyanın Arapça kökenli olması Türkçe'deki yerini etkilemez doğru ama zaten bu sözcük Türkçe'de en başından beri 'çoğul' olarak kullanılıyor. Şimdi durup dururken "bu Arapça kökenlidir, ben bunu tekil olarak alırım eklerle çoğul yaparım" diyemeyiz. Anlamıyorum, şey bu sözcüğün tekiliyse, eşya sözcüğünü hiç kullanmayalım, şeyler diyelim. Ama eşya sözcüğüne eşyalar demek, gerçekten çok saçma ve yersiz. Kişisel anlamda 'size göre' öyle olması, dilbilimsel anlamda öyle olacağı manasına gelmez. TDK'nın zaten bu sözcükler konusundaki kararı belli, burada niye tartışmaya açıldığını anlamış değilim. - Kubra 17:20, 13 Aralık 2005 (UTC)
  • Yani ŞEYLER=EŞYA? ooooldu diyorum başka da bişey demiyorum. Saçma sapan tartışmalar. (hatta !)

Yayınlamak, yazma şekli de kulanılyor.Örnek http://www.seslisozluk.com/?word=yay%FDnlamak SelamlarZentuk

Ya da "yada"yı ayrı mı yazsak, yoksa bitişik mi yazsak?

"Ya da"nın ayrı yazılması gerektiğini ben de savunuyorum. Ama referansımız TDK'nin ya da Dil Derneği'nin Türkçe Sözlük'ü değil de, TDK'ye ait sitede başka sayfalar ise, "yada" da doğrudur. "Yayınlamak" sözcüğü TDK'nin ve Dil Derneği'nin Türkçe Sözlük'ünde yer almadığı halde TDK'nin sitesindeki bir sayfada (bence yanlışlıkla) yer alıyor diye doğru sayılabiliyorsa, benzer bir karar "yada" için de verilebilir. Türkçe Sözlük'te yok, ama TDK'ye ait bir başka sayfada var. Asıl soru şu: Sözcüklerin yazımında başvuru kaynağımız ne olacak? Türkçe Sözlük ya da Yazım Kılavuzu (ya da İmla Kılavuzu) mu? Yoksa bu kaynakları yok sayıp, başka kaynakları mı referans alacağız? Muhammedcimci 16:52, 13 Aralık 2005 (UTC)

TDK'nin sitesinde diğer yanlışlar (yoksa doğrular)?

Sormuştum: TDK'nin Türkçe Sözlük'ünü mü, yoksa sitesindeki diğer sayfaları mı referans alacağız? Farklılıkları sergilemeyi sürdürüyorum:

TDK'nin Türkçe Sözlük'üne göre 'birçok' diye yazarız. Ama yine TDK'nin sitesinde yer alan aşağıdaki sayfalara göre doğru yazım 'bir çok'tur (bana göre yanlışlıkla aşağıdaki sayfalarda 'bir çok' diye yazılmış. Ama Türkçe Sözlük'ü değil de, diğer sayfaları referans alalım, diye düşünenler belki artık 'bir çok' diye yazmaya başlayabilirler): http://www.tdk.gov.tr/ozet20020602.html http://www.tdk.gov.tr/residesadik/eanadolu.htm http://www.tdk.gov.tr/sertkaya001.html http://www.tdk.gov.tr/kat1.html http://www.tdk.gov.tr/belgin/ecc.htm

Gelelim 'birkaç'a. TDK'nin Türkçe Sözlük'üne ve İmla Kılavuzu'na göre doğru yazım 'birkaç'. Ancak aşağıdaki sayfalarda aynı sözcük 'bir kaç' biçiminde yazılmış: http://www.tdk.gov.tr/kat1.html http://www.tdk.gov.tr/kat1.html

Selkem'in 'yayınlamak' için referans gösterdiği TDK'nin Bilgisayar Terimleri Karşılıklar Kılavuzu'nda İngilizce 'standard' sözcüğünün Türkçe karşılığı yine aynı biçimde 'standard' olarak verilmiş. Öyleyse, http://www.tdk.gov.tr/bilterim/i_bt_01.htm adresini referans alacak olursak, TDK'nin Türkçe Sözlük'ünde yer alan 'standart' biçimindeki yazımdan artık vazgeçebiliriz. Gerçi aynı sözcük, yine TDK'nin Bilgisayar Terimleri Karşılıklar Kılavuzu'nun http://www.tdk.gov.tr/bilterim/a_bt_08.htm adresindeki sayfasında 'standart' olarak yazılmış Türkçe'de, ama 'standard'ı daha çok beğendiyseniz, bunu rahatlıkla gözardı edebilirsiniz.

Dahası yine aynı sözlük bu kez sözcüğün İngilizce'de nasıl yazılacağını da gösteriyor ve http://www.tdk.gov.tr/bilterim/a_bt_11.htm adresinde bu kez ASCII'nin açılımını 'American Standart Codes for Information Interchange' olarak veriyor, yani sözcük İngilizce'de 'standart' olarak yazılıyor. İngiliz ve Amerikan dil kuruluşlarına yazımlarını TDK'nin ilgili önerisi doğrultusunda değiştirmeleri önerilebilir. Yine aynı sayfada bu kez ARP'nin açılımı 'Adress Resolution Protokol' olarak verilmiş. Yani TDK, Bilgisayar Terimleri Karşılıklar Kılavuzu'yla yalnızca Türkçe'yi değil, aynı zamanda İngilizce'yi "hizaya getiriyor" ve artık 'address'in 'adress' ve 'protocol'un de 'protokol' olmasını öneriyor, şimdilik 'resolution'a dokunmamışlar, ona da sıra gelir. Daha devam ederdim, ama bu konudan sıkıldım. Bilmem derdimi anlatabildim mi? Muhammedcimci 17:24, 13 Aralık 2005 (UTC)

  • Dilimiz konusunda ölçüt olarak aldığımız TDK'nın sitesinde yazım hataları olması üzücü. Bence yaptığınız bu taramayı , yasal başvuru hakkınızı kullanarak TDK'ya bildirin.----Selkem 05:54, 14 Aralık 2005 (UTC)

Sandviç - Sandöviç

  • Sözcük bu iki yazım biçimi ile de TDK Sözlük'te yer almakta. İkinci biçimi de ekliyorum."Ö" içereni sanki daha sıcak duruyor.----Selkem 16:41, 14 Aralık 2005 (UTC) Halkin kullandıgı sandavuç sözüne ne demek gerekir?

Türkcede mi Türkce'de mi?

Saniyorum ki Vikipedi'de en cok yapilan hatalardan birisi de kesme isaretinin nerede ve nasil kullanilmasi gerektiginde. Özel isimlerde kesme isareti kullanmak zorunludur, bu kurali tartismaya sunmak bile mantiksiz olur diye düsünüyorum. Ancak Türkce, Almanca gibi kavramlarda da kesme isaretinin kullanilmasi gerektigini Temel Britannica yayinlarindan biliyorum. Örnegin: Türkce'de, Almanca'da, Türkce'nin, Almanca'nin vs. Ancak ayni kitapta bunlarin kesme isareti kullanilmaksizin da yazilabilecegi yaziyor ki beraberinde bir kurali daha getiriyor: kelime büyük harf ile degil kücük harf ile baslamali! Örnek: türkcede, almancada, türkcenin, almancanin vs.

Sahsen ben genelde birinci alternatifi seciyor ve dillere saygi göstererek onlari hem büyük yaziyor hem de kesme isareti kullaniyorum. Bu konuda sizlerin düsüncelerinizi merak ediyorum? Cetinkaya 12:36, 5 Haziran 2006 (UTC)

TDK: Özel adlara getirilen yapım ekleri, çokluk eki ve bunlardan sonra gelen diğer ekler kesmeyle ayrılmaz: Türklük, Türkleşmek, Türkçü, Türkçülük, Türkçe, Müslümanlık, Hristiyanlık, Avrupalı, Avrupalılaşmak, Aydınlı, Konyalı, Bursalı, Ahmetler, Mehmetler, Yakup Kadriler, Türklerin, Türklüğün, Türkleşmekte, Türkçenin, Müslümanlıkta, Hollandalıdan, Hristiyanlıktan, Atatürkçülüğün.
http://tdk.org.tr/yazim/kurallar.htm
--spAs 12:59, 5 Haziran 2006 (UTC)
Spas cümleyi birkaç kez okudum, matematiksel olarak yaklaştığım zaman kural eksik geldi:) şimdi örneğin Türkçe özel isim olarak geçiyor, kural gereği -de ekini eklememiz durumunda Türkçe'de olarak olması gerekmiyor mu? Çünkü özel isme eklenen bir çekim eki oluyor -de eki. Sanırım kuralda bir netsizlik var. --Ugur Basakmesaj 17:23, 5 Haziran 2006 (UTC)


  • TDK'nın ifadesini mantıksal olarak yazmayı deneyelim:

A=(Özel adlara getirilen yapım ekleri)

B=(Özel adlara getirilen çokluk ekleri)

C=(A'dan sonra gelen herhangi bir ek) VEYA (B'den sonra gelen herhangi bir ek)

kural: A kesme ile ayrılmaz. B kesme ile ayrılmaz. C kesme ile ayrılmaz.

yani:

Türk+ler+[bundan sonra gelen ekler kesmesiz]

Türk+çe+[bundan sonra gelen ekler kesmesiz]

Türk+[buraya yapım veya çoğul değil de çekim eki gelirse kesme alıyor]

Ayrıca TDK'nın sıraladığı, bu kuraldan daha öncelikli kurallar da var. Örneğin tüm devlet, millet, ülke,... isimlerinin büyük harfle yazılıp aldıkları çekim eklerinin kesme ile ayrılması. Mesela Türkiye kelimesi Türk- kökünden de türemiş olsa diğer kural gereği "Türkiye'nin" örneğindeki gibi kesme ile ayrılıyor. Burada kuralların hangisinin öncelikli olduğuna bakmak gerekiyor sanırım. Bu açıdan biraz karışık olabilir. Yine de TDK'nın yeni bileşik isim kuralları kadar karışık olamaz.. :) --spAs 20:57, 5 Haziran 2006 (UTC)

Spas uzun lafın kısası TDK'nın şu kuralları adam akıllı netleştirmesi kafa karışıklıklarına yer vermemesi gerekiyor. Bu kural şayet Türkçenin Türkçede vb. şekillerde yazılacaksa kısaca en başına kökü özel isim olan kelimeler .... demesi yeterli. Matematik bunu diyor aksi takdirde şu anki tanım yanlış:) Ayrıca TDK'nın sitesinde bile Türkçe'nin yazısı varsa kural karmaşıklığı olduğunu anlamak zor değil --Ugur Basakmesaj 21:02, 5 Haziran 2006 (UTC)

eşyalar, evraklar, evlatlar

bu kelimelerin şey, varaka ve velet kelimelerinin çoğulu olduğundan -ler,-lar eki almalarının hata olduğu yazılmış. oysa bu şekliyle kullanılıyor, zaten türkçede anlam değişimine uğramışlar: şey ile eşya aynı kelimenin tekil ve çoğulu değil artık. ev eşyası çoğul ise tekiline "ev şeyi" diyemeyiz. velet de argolaşmış bir kelime, kimsenin ciddi ciddi çocuğunu velet diye çağırdığını zannetmiyorum. varaka zaten kullanılmıyor. bunları hata listesinden çıkarmalıyız. --spAs 13:12, 5 Haziran 2006 (UTC)

  • Katılmıyorum; galat-ı meşhur olması demek, bunu böyle kabul etmemiz gerektiği anlamına gelmez. Nitekim TDK sözlüğünde bu sözcüklerin tanımları da çoğul olarak verilmiş. Bu sözcüklerin bugün halk tarafından çoğullaştırılmaları, sadece bir hatadır. Bir ansiklopedi olarak bu tip hataları yapmamaya dikkat etmemiz gerekir. - Noumenon 15:46, 5 Haziran 2006 (UTC)


  • TDK'nın sitesinde evlat dışındakiler sadece çoğul olarak alınmış. evlat tanımı ise şöyle:
  1. Bir kimsenin oğlu veya kızı, çocuk: "Zengin adamlarda evlat muhabbeti daha fazla mı oluyor?"- R. H. Karay.
  2. Soy, döl: "Yüksek bir tahsil görmedim ama ben de efendi evladıyım."- P. Safa.
  3. ünlem Yaşlı kimselerin çocukları yaşındakilere kullandıkları bir seslenme sözü: "Evladım, sakın kimseciklere borç etme!"- Y. Z. Ortaç.

Evlat edinme tanımı ise şöyle: Yasayla belirtilmiş şartlar içinde bir kimseyi evlat olarak nüfusuna geçirmek.

Buraya "Yasayla belirtilmiş şartlar içinde bir kimseyi çocuklar olarak nüfusuna geçirmek." dersek pek anlamlı olmuyor. tdk da bulaşmış galat-ı meşhura denebilir.

diğer yandan "galat-ı meşhur, lugat-ı fasihten evla değildir" dememiz de her zaman o kadar kolay değil. eşya örneğine gelelim. ismet zeki eyuboğlu'nun türk dilinin etimoloji sözlüğü'ne göre, arapçada türkçede olduğu gibi giyeceklere, evlerdeki araç ve gereçlere eşya denmez. türkçeye geçerken anlam değişmesine uğramıştır. kelimenin tekili olan şey kökü arapçada, dilemek, bir nesneyi istemek anlamına gelir. eşyanın gerçek anlamı istenen veya dilenen nesnelerdir.

bu durumda zamanın hangi noktasından itibaren yaygın olan kullanımı "doğru" kabul ediyoruz? türetme kuralları zaten yabancı dillere göre yapılmış bundan başka sözcükler de var. medya gibi çoğulu türkçeye geçip tekilinden (medium) herkesin bihaber olduğu (bu durumda falcı anlamında kullanıldığı) kelimeler gibi... bence türkçe dilbilgisiyle çelişecek durumlar olmadığı sürece biraz daha esnek olabiliriz.. eğer kavramın tanımı yapılıyorsa elbette esneklik olamaz ama bir maddede "evladım" lafı geçiyorsa bunu değiştirip "çocuğum" yazmak ne kadar gerekli emin olamıyorum.. --spAs 16:40, 5 Haziran 2006 (UTC)

  • Bakış açılarının farklı olduğu aşikar. Fakat hâlâ yanlış olan bir şeyin yanlış olduğunu belirtmememizin doğru olmayacağı fikrindeyim. Sonuçta resmi bir dil kullanmak zorundayız. Türk edebiyatında kitaplamak sözcüğüyle karşılaşır bunu o yazarın bir özelliği kabul edebilirim, ama bu dil bilgisi açısından doğru kabul edilebilir mi? Hayır. Kişileri bu konuda zorlayalım da demiyorum, ama gördüğümüzde düzeltmenin bir zararı olduğu kanısında da değilim. Vikipedi "Türkçemizi kurtaralım!" kampanyası değil, fakat Türkçede yapılan belli başlı hataları, sık yapılıyor ve bazı bakış açılarına göre hata sayılmayabilir diyerek hata olmaktan çıkarmak dil bilgisi açısından bir hata olur. Bırakalım hata oldukları yazılsın, ilgili olan diğer fikirleri de arayıp bulur ve kendince kişisel yazışmalarında birini tercih eder. Biz nasılsa burada "niye evraklar dedin, diyemezsin, evrak zaten çoğul" diye insanları uyarmayacağız. Hata oldukları belirtilsin ama kullanıma genelde dikkat etmekle birlikte, özgürlüğe öncelik tanıyalım... - Noumenon 16:52, 5 Haziran 2006 (UTC)
    • ok, o halde zaten gözüktüğü gibi çok ayrı yerlerde değiliz..:) --spAs 21:02, 5 Haziran 2006 (UTC)


  • Noumenon'un bu konudaki görüşlerine katılıyorum. --Hasan Sami 21:18, 5 Haziran 2006 (UTC)

Her şey bitti de "herşey"e mi geldi sıra?

Arkadaşım Vikipedi'de öyle berbat makaleler var ki! Siz burada "eşyalar", "yarıiletken" bunları tartışıyorsunuz. Önce büyük harf, noktalı virgül, kesme işareti vb. nerede, nasıl kullanılır onu bir çözsün millet de gerisi kolay.

türkçedeki okuma yanlışları

adal : adak abdal: aptal hayırrrrrrrr:hayır evettttttttt:evet abi:ağabey aba:abla ana:anne


bisiklet:pisiklet barbutya:barbunya

çeket:ceket

domtes:domotes

et:ep

"Eşya" ve "evrak", hele hele "evlat"!

İddia şu: Eşya ve evrak çoğul, bunu bilmeyenler sonuna çoğul eki koyuyor. Tekilleri ise "şey" ve "varaka" imiş. Buna kaynak olarak TDK sözlüğünü gösterebilirsiniz, her iki kelimenin de tanımında "çokluk" (çoğul) oldukları belirtiliyor. Ayrıca kaynak olarak bu kelimelerin alındığı Arapça gösteriliyor.

Bu iddia şu nedenle yanlış veya kısmen doğru: Kaynak gösterilen TDK sözlüğünde "varaka" kelimesinin açıklaması "eskimiş" ibaresiyle başlıyor, yani artık dilimizde olmayan bir kelime. Zaten kimsenin de "şu varakayı imzalar mısınız" şeklinde cümle kurduğunu sanmıyorum, "evrakı" imzalıyoruz günümüzde, söz konusu olan tek bir evrak dahi olsa. Ayrıca, yine aynı sözlükte, "varaka" kelimesinin anlamları arasında "belge" yok, oysa "evrak" kelimesinin anlamları arasında "belge" var.

Keza yine TDK sözlüğü, "eşya" kelimesinin çoğul olduğunu belirttikten sonra "Türlü amaçlarla kullanılan, insan yapısı, taşınabilir cansız nesnelerin bütünü" şeklinde tanımlıyor. Ammaa "şey" kelimesini tanımlarken "eşya'nın tekili" demiyor. "Türlü amaçlarla..." şeklinde başlayan tanımı da yapmıyor. "Madde, eşya, söz, olay, iş, durum vb.nin yerine kullanılan, belirsiz anlamda bir söz" diyor ki, bu doğru. Tabii ki günümüzde (ve belki eskiden beri) hiç kimse "şey" kelimesini tek bir eşya için kullanmaz. Bir eşya için "şu şeyi tut" diyebiliriz yanımızdakine, ama eşyanın tekili olarak değil... Genel ve belirsiz anlamıyla "şey" olarak, aynı bir kitap, bir evrak, bir fotoğraf veya herhangi başka şey için söylediğimiz gibi.

Yukarıdaki açıklamalarım sonucunda, bizzat TDK sözlüğünün "varaka" ve "şey" maddelerini kaynak göstererek, bunların "evrak" ve "evrak"ın tekilleri olduğu açıklamasını siliyorum. TDK açık bir çelişki içinde, bu da kurumun atalet ve tutuculuğundan kaynaklanıyor olabilir.

Tabi şimdi haklı olarak diyeceksiniz, "o halde evrak ve eşya kelimelerinin tekili ne?" Zaten onlar tekil!!! Arkadaşlar, hepimiz "evraklar" ve "eşyalar" diyoruz, bu galat-ı meşhur kalıplarını bile kıran bir durum.

Türkçe kelimeler, çoğu kez ödünç alındıkları dillerdeki anlamlarını kaybeder, yeni anlamlar ve kullanım şekilleri kazanır. Bu bir hata, ukalaca deyimiyle galat filan da değil, dil evriminin doğal bir sonucu. Diğer dillerde de çok var böyle durumlar. Mesela çok bilinen İngilizce'ye Latince'den geçen "data" kelimesi. Latincede bu kelimenin tekili "datum", çoğulu "data". İngilizcede ise "data" hem tekil hem de çoğul için "data" kullanılıyor. [1] Böyle başka (ve her biri biraz farklı) örnekler de var.

Bu uzun açıklamama rağmen, VP:D uyarınca kesin bir doğrulama yaptığım tartışılabileceği için "evrak" ve "eşya" satırlarını tamamen silmiyor, sadece doğrulama yaptığıma inandığım "tekili:" ile başlayan açıklamayı siliyorum. Ancak bunun mantıksal sonucu olarak "evrak" ve "eşya" satırlarının silinmesini kuvvetle öneriyorum. (İtiraz gelmezse ilerde kendim yapabilirim, şimdiden söylim :)) Filanca 20:04, 28 Nisan 2007 (UTC)

"Evlat" kelimesinde ise durum biraz farklı: TDK bile kış uykusundan uyanmış. Evet, bu kelime Arapça çoğuldur ama Türkçe tekil. İşte sözlükteki maddeler:

evlat -dı

isim (evlâ:dı) Arapça evl¥d

1 . Bir kimsenin oğlu veya kızı, çocuk:

      "Zengin adamlarda evlat muhabbeti daha fazla mı oluyor?"- R. H. Karay.

Velet, hiç evladın tekili olur mu?! Evlat sevgi içeren bir kelime, velet ise düpedüz azarlama kelimesi! Hem de kendisi "veletler" diye çoğul eki alır. [2] Arapçada yok tabi bu nüanslar. Zaten TDK'nın "velet" maddesine göre o kelime "eskimiş" (bence bu da yanlış, aslında eski değil). Lütfen kırılmayın, proje sayfasını okurken şöyle düşünmekten kendimi alamadım: Galiba maddeyi yazanlar Arapçayı iyi biliyor, Türkçeyi ise yeni öğreniyor!

Vikipedi'nin köhnemiş TDK'nın boyunduruğundan kurtulması gerekiyor. VP:D için alternatif ne olabilir bilemiyorum, belki Dil Derneği, ama onlar da sütten çıkma ak kaşık değil. Galiba en iyisi her seferinde iki kurumun kararını karşılaştırıp durumsal olarak ehven-i şer olanı seçmek. Filanca 20:24, 28 Nisan 2007 (UTC)